solaklı sağlık ocağı bölgesinde evli erkeklerin üreme

advertisement
T.C.
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
TIP FAKÜLTESİ
HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI
SOLAKLI SAĞLIK OCAĞI BÖLGESİNDE EVLİ ERKEKLERİN
ÜREME SAĞLIĞI KONUSUNDAKİ BİLGİ DÜZEYLERİ,
ROLLERİ VE GEREKSİNİMLERİNİN ARAŞTIRILMASI
Dr. Nureddin ÖZDENER
UZMANLIK TEZİ
TEZ DANIŞMANI
Doç. Dr. Elçin YOLDAŞCAN
ADANA-2006
T.C.
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
TIP FAKÜLTESİ
HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI
SOLAKLI SAĞLIK OCAĞI BÖLGESİNDE EVLİ ERKEKLERİN
ÜREME SAĞLIĞI KONUSUNDAKİ BİLGİ DÜZEYLERİ,
ROLLERİ VE GEREKSİNİMLERİNİN ARAŞTIRILMASI
Dr. Nureddin ÖZDENER
UZMANLIK TEZİ
TEZ DANIŞMANI
Doç. Dr. Elçin YOLDAŞCAN
TF2004-LTP22
ADANA-2006
TEŞEKKÜR
Tez danışmanım Sayın Doç. Dr. Elçin Yoldaşcan, araştırmanın gerçekleşmesi
sürecinde gereken maddi ve manevi desteği sağlayarak, moral vererek, sorunların
çözülmesinde yol gösterici olarak katkıda bulunmuştur. Kendisine teşekkür ederim.
Asistanlık eğitimim süresince eğitim ve öğretimime katkıda bulunan, beni
destekleyen, bu tutumunu tez aşamasında sürdüren Prof. Dr. Muhsin Akbaba hocama,
Ç.Ü.T.F.Halk Sağlığı Anabilim Dalının değerli öğretim üyelerine teşekkür ederim.
Asistan arkadaşlarıma, varlıkları ve bilgisayar konusundaki hoşgörüleri için teşekkür
ederim.
Araştırma bilgilerini toplarken yüz yüze görüştüğüm, bazen sıkılan, utanan, yüzü
kızaran yine de sabır ve samimiyetle sorularımı yanıtlayan Solaklı Beldesinin meçhul
erkeklerine teşekkür ederim.
Dr Nureddin ÖZDENER
Bu tez Çukurova Üniversitesi Araştırma Fonu tarafından
TF2004-LTP22 nolu proje olarak desteklenmiştir.
I
İÇİNDEKİLER
Sayfa
No
TEŞEKKÜR
I
İÇİNDEKİLER
II
TABLO LİSTESİ
IV
KISALTMALAR
VIII
ÖZET
IX
ABSTRACT
X
1.GİRİŞ VE AMAÇ
1
2.GENEL BİLGİLER
2
2.1. Dünyada Üreme Sağlığı Sorunları
3
2.2.Üreme Sağlığı Danışmanlığı Nedir?
4
2.3.Cinsellik ve Üreme Sağlığı
6
2.4.Cinsel Kimlik Gelişimi Sırasında Geliştirilmesi Gereken
Temel Değerler
2. 5 .Cinsel yolla Bulaşan Enfeksiyonlara (CYBE) Genel Bir Bakış
9
10
2. 6. . Cinsel Mitler
10
3.GEREÇ VE YÖNTEM
12
3.1. . Araştırma Bölgesinin Özellikleri :
12
3. 2. Araştırma Tipi
12
3.3..Araştırmanın Evreni
13
3.4 Örnek Büyüklüğünün Belirlenmesi ve Seçilmesi
13
3.5 Araştırmanın Uygulanması
14
3.6 Araştırma Bilgi Toplama Formu
16
3.6.1. 1.Bölüm: Erkeğe Ait Sosyo-Demografik Bilgiler
16
3. 6. 2. Bölüm: Doğurganlıkla İlgili Bilgileri
17
3. 6 3. Bölüm :Gebeliği Önleyici Önlemler İle İlgili Bilgileri
17
3. 6. 4. Bölüm :Gebeliği Önleyici Yöntemleri Kullanma İle İlgili Bilgileri
17
3. 6. 5. Bölüm : Doğurganlık Tercihleri
18
3. 3. 6. Bölüm: Evlilik İle İlgili Tutumlar
18
3. 6.7. Araştırılan Erkeklerin Cinsel Yaşamla İlgili, Deneyimleri,
Bilgi Durumu
18
II
3. 6. 8.
Bölüm : Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar
19
3. 6. 9. Bölüm :Cinsel Yaşamla İlgili Sorular
19
3. 6. 10. Bölüm : Cinsel Mitler İle İlgili Sorular
19
3. 6. 11. Bölüm : Mutluluk ve Memnuniyet
20
3. 6. 12. Bölüm : Erkeklerde Cinsel Sağlık Değerlendirme Formu
(SHIM Ölçeği)
3.7. Verilerin Analizi .
20
4. BULGULAR
21
4.1. Araştırılan Erkeklerin Sosyo-Demografik Özellikleri
21
4.2. Araştırılan Erkeklerin Doğurganlıkla İlgili Bilgileri
32
4.4. Araştırılan Erkeklerin Evlilik Ve Kadınlarla İlgili Düşünce Ve Tutumları
41
4.5. Araştırılan Erkeklerin Üreme Sağlığı İle İlgili Bilgileri Edinme
Tercihleri
4.6. Araştırılan Erkeklerin Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar Konusundaki
Bilgileri
4.7. Araştırılan Erkeklerin Cinsel Yaşamla İlgili , Deneyimleri, Bilgi Durumu
45
4.8. Araştırılan Erkeklerde Cinsel Sağlık Değerlendirme,
Mutluluk Ve Memnuniyet
4.9. Cinsel Mitlerin Değerlendirilmesi
53
57
5.TARTIŞMA
60
6. SONUÇ ve ÖNERİLER
87
7.KAYNAKLAR
91
20
47
49
8.EKLER
Bilgi Toplumu Formu
96
Araştırmacının şiiri “Solaklı’da Sağlık Ocağında Bir Kadın”
106
9.ÖZGEÇMİŞ
107
III
Sayfa
TABLO LİSTESİ
Tablo 1. Dünyada Üreme Sağlığı Sorunları
4
Tablo 2.TNSA 2003 Verilerine Göre Türkiye’de AP Yöntemleri Hakkında
Kullanıcıların Bilgilenme Durumlarının Dağılımı
5
Tablo 3. Erkeklerin Yaş Gruplarına Göre Dağılımı
22
Tablo 4.Erkeklerin Birliktelik Durumlarının Dağılım ( Nikah)
Tablo 5. Erkeklerin Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı
Tablo 6. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Eşlerinin Okuma Yazma Durumunun
Dağılımı
Tablo 7. Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Çocukluğunun Geçirdiği Yer
Tablo 8. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Yaptıkları İşlerin Dağılımı
Tablo 9. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Sosyal Güvence Durumlarının
Dağılımı
Tablo 10. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Gazete Okuma Sıklığının Dağılımı
Tablo 11.Araştırmaya Katılan Erkeklerin Konuşurken Kullandıkları
Anadillerinin Dağılımı
Tablo 12.Araştırmaya Katılan Erkeklerin Evlerindeki Oda Sayılarının Dağılımı
22
22
23
24
24
25
25
26
26
Tablo 13. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Eşleri İle Yatma Durumlarının
Dağılımı
27
Tablo 14.Araştırmaya Katılan Erkeklerin Evine Bir Ayda Giren Toplam Paranın
Dağılımı
27
Tablo 15. Araştırma Katılan Evli Erkeklerin Bazı Sosyoekonomik Özelliklere
Göre Dağılımları
28
Tablo 16. Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Sigara İçme Durumunun
Dağılımı
29
Tablo 17. Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Alkollü İçki Kullanma
Durumunun Dağılımı
29
Tablo 18. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Diş Fırçası Varlığının Dağılımı
IV
30
Tablo19. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Toplam Canlı Doğan Çocuklarının
Sayılarının Dağılımı
Tablo20. Öğrenim Durumuna Göre Toplam Doğan Çocuk Sayılarının Dağlımı
30
30
Tablo 21. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Ölen Çocuklarının Sayılarının
Dağılımı
31
Tablo 22. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Öğrenim Durumlarına Göre Ölen
Çocuklarının Sayılarının Dağılımı
31
Tablo 23. Erkeklerin En Son Doğan Çocuklarını İsteyip İstememe Durumlarının
Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı.
32
Tablo 24.Araştırmaya Katılan Erkeklerin AP Yöntem Bilgileri ve AP Yöntem
Kullanım Özelliklerine Göre Dağılımları
33
Tablo 25 .Erkeklerin Araştırmadan Önce Herhangi Bir AP Yöntemi Kullanma
Durumlarının Dağılımı
33
Tablo 26. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Daha Önce AP Yöntemi Kullanmama
Nedenlerinin Dağılımı
34
Tablo 27. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Daha Önce Kullandıkları AP
Yöntemlerinin Dağılımı
35
Tablo 28. Araştırma sırasında bir yöntem kullanan 114 Erkeğin Kullandıkları
Gebeliği Önleyici, Geciktirici Yöntemlerin Dağılımı
35
Tablo 29. Erkeklerden Geri çekme Yöntemini Uygulayanlarda Kararı
Verenlerin Dağılımı
36
Tablo 30.Erkeklerin Geri Çekme Yönteminin Güvenirliliği Hakkındaki
Görüşlerinin Dağılım
36
Tablo 31. Geri Çekme Yönteminin Kolay Yada Zorluğunu İfade Edenlerin
Dağılımı
37
Tablo 32 :Geri Çekme Yöntemini Kullananların Yaş Gruplarına Göre Dağılımı
37
Tablo 33. Geri Çekme Yöntemi Kararı İle Erkeğin Geri Çekme Yöntemini
Güvenir Bulup Bulmaması Arasındaki İlişkinin Dağılımı
38
Tablo 34. Geri Çekme Yöntemi Kararı İle Erkeğin Geri Çekme Yöntemini Zor
Bulup Bulmaması Arasındaki İlişkinin Dağılımı
38
Tablo 35. Geri Çekme Yönteminin Kolaylığı Zorluğu İle En Son Çocuğu
İsteme-İstememe Durumu Arasındaki İlişki
39
V
Tablo 36 .Gelecekte Herhangi Bir Zamanda AP Yöntemi Kullanmayı
Düşünüyor musunuz Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı
40
Tablo 37. Gelecekte Gebeliği Önleyici Geciktirici Bir Yöntem Kullanacaklarını
İfade Eden Erkeklerin Tercih Ettiği Yöntemlerin Dağılımı
40
Tablo 38. Aile Planlaması Uygulamak Günah mı Sorusuna Verilen Yanıtların
Dağılımı
41
Tablo 39. Erkeklerin İlk Evlenme Yaşlarının Yaş Gruplarına Göre Dağılımı
42
Tablo 40. Erkeklerin Eşinin Evlenme Yaşlarının Yaş Gruplarına Göre Dağılımı
42
Tablo 41. Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Evlenmeden Önce Eşleriyle
İlişki Düzeyleri
42
Tablo 42. Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Bazı Durumlarda Eşlerine
Fiziksel Şiddet Uygulayabilecekleri Hakkındaki Tutumlarının Dağılımı
43
Tablo 43.Araştırmaya Katılan Erkeklerin Kadınlarla İlgili, Bazı Tutumlarının
Dağılımı
44
Tablo 44.Araştırmaya Katılan Erkeklerin Kullandıkları A P Yöntemi İle
Kadınlara Karşı Olan Tutumlarının İlişkisi
45
Tablo 45.Üreme Sağlığı İle İlgili Bilgilerin Verilme Yollarının Kabul
Edilebilirliğinin Dağılımı
Tablo 46. AIDS’ ten Kaçınmak İçin Ne Yapılabilir Sorusuna Verilen Yanıtların
Dağılımı
46
Tablo 47. AIDS’i Duyan Erkeklerin AIDS İle İlgili Bilgilerinin Dağılımı
48
Tablo 48. Öğrenim Durumu İle Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıkları Duyma
İlişkisi
49
Tablo 49. Cinsellikle İlgili İlk Bilgileri Edindikleri Yaşların Yaş Gruplarına
Göre Dağılımı
50
Tablo50.Araştırmaya Katılan Erkeklerin ilk Cinsel Bilgilerini Edindikleri
Kaynakların Dağılımı
51
Tablo51.Şu Anda Cinsel Bilgi İhtiyacınız Olsa Bilgi Kaynağınız Kim Ne
Olurdu Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı
51
Tablo 52. Araştırmaya Katılan Erkelerin Sünnet Yaşının yaş Gruplarına Göre
Dağılımı
Tablo 53. Araştırmaya Katılan Erkeklerin İlk Cinsel İlişki Yaşlarının Dağılımı
52
VI
47
52
Tablo 54.Araştırmaya Katılan Erkeklerin İlk Evlilik, İlk Cinsel İlişki Ve
Cinsellikle İlgili İlk Bilgileri Edinme Yaşı Ortalamalarının Dağılımı
53
Tablo 55.Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Araştırma Sırasındaki Cinsel
İlişki Sıklıklarının Dağılımı
54
Tablo 56. Sizi Hayatta En Çok Kim Mutlu Eder Sorusuna Verilen Yanıtların
Dağılımı
55
Tablo 57. Yaşamdan Memnuniyetleri Sorulduğunda Verilen Yanıtların
Dağılımı
55
Tablo 58. Erkeklerin Cinsel Yaşamlarını Koydukları Basamakların Dağılımı
56
Tablo 59.Erkeklerin SHIM Testinden (Cinsel Sağlık Değerlendirme Formu)
Aldıkları Puanların Dağılımı
56
Tablo60. Erkeklerin Cinsel Mitlerle İlgili Önermelere Yanıtlarının Dağılımı
58
VII
KISALTMALAR
ÜS
AP
RİA
CYBE
AIDS
TNSA
SHIM Ölçeği
Üreme Sağlığı
Aile Planlaması
Rahim İçi Araç
Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar
Acquire Immun Deficiency Syndrome
Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması
Cinsel Sağlık Değerlendirme Formu
VIII
ÖZET
Solaklı Sağlık Ocağı Bölgesinde Evli Erkeklerin Üreme Sağlığı Konusundaki
Bilgi Düzeyleri, Rolleri ve Gereksinimlerinin Araştırılması
Türkiye’de Üreme Sağlığı (ÜS) ile ilgili konularda ilerleme sağlanabilmesi için
ailenin bir bütün olarak ele alınması, ÜS hizmetlerine erkeklerin de katılması
gerekmektedir. Hizmetlerin planlanması için toplumun tüm kesimlerinden erkeklerin
ÜS ile ilgili bilgilerine ihtiyaç vardır. Bu araştırma Türkiye’nin kırsal kesimindeki evli
erkeklerin ÜS konularındaki, rolleri bilgi ve tutumları ile ilgili ayrıntılı bilgiler elde
etmek amacıyla planlandı ve gerçekleştirildi. Araştırmanın verileri 2006 yılında Adana
ili Solaklı beldesindeki sistematik örnekleme ile seçilen 212 evli erkekle yüz yüze
görüşülerek elde edildi.
Araştırmadaki erkeklerin, yaş ortalaması, 39.8±12.4 olup, %74.2’si 20–49 yaş
grubundadır. Erkeklerin % 13.2’si öğretim almamıştır, % 42.9’u ilkokul mezunudur.
Yüzde %25’i hiç gazete okumamaktadır. Erkeklerin %25.3’ü, eşlerinin ise %51.4’ü on
dokuz yaşın altında evlenmiştir. İlk evlilik yaşı ortalaması 21.0 ± 3.9’dur. İlk cinsel
ilişki yaşı ortalaması 18.5± 2.8’dir. Erkeklerin %45.8’i ilk cinsel ilişkisini bir hayat
kadını ile yaşamıştır. Yüzde 53.7’si Aile planlaması (AP) yöntemi kullanmakta, %
5.7’si ailesinde yöntem kullanıp kullanılmadığını bilmemektedir. Araştırma sırasında en
fazla kullanılan yöntemler RIA (%42.1) ve geri çekme (%35.5) yöntemidir. AP
yöntemi kullanmayanların %16.1’i kullanıma karşı olduğu için, %19.4’ü ise bilgi
eksikliği nedeniyle AP yöntemi kullanmamıştır. %25.0’i AP’nın günah olduğu
görüşündedir. Erkeklerin % 60.8’i AIDS’in sağlıklı insanlarda görülebileceğini
bilmektedir. Erkeklerin % 27.8’i cinsel yaşamlarından çok memnunken, %0.5’i hiç
memnun değildir.
Araştırma grubunun doğurganlığı yüksek, yanlış ve yetersiz bilgilenmekten
kaynaklanan sağlıksız davranışları yaygın, aile planlaması ile ilgili bilgileri yetersiz,
doğru bilgilerin tutumları etkilemediği bulundu. Erkeklerde cinsel mitler yaygındır:
“sevişme ancak her iki tarafın birlikte orgazm olmasıyla güzeldir”(%94.3), “Sertleşmiş
büyük bir penis iyi sevişmenin anahtarıdır” (%70.2), sık kabul gören mitlerdir.
Erkeklerin %85.9’u Cinsel Sağlık Değerlendirme Formundan 21 puanın altında aldı.
Araştırma gurubundan elde edilen bulgulara dayanarak, ülkemizde ÜS
hizmetlerinin toplum sağlığı yönünden ilerleme göstermesine karşın, Solaklı gibi kırsal
alanda yüksek doğurganlık ve ÜS konularında bilgi eksikliği varlığını sürdürmektedir.
Bu nedenle üreme sağlığı hizmetlerinin, içerik, kapsayıcılık ve ulaşılabilirliğinin
arttırılması gerekmektedir. Üreme sağlığı içinde AP ve cinsel sağlık dahil olmak üzere
modern bilgilerin verilmesine ve yöntemlerin tanıtılmasına ağırlık verilmelidir.
Anahtar sözcükler: Erkek, üreme sağlığı, cinsel mitler, aile planlaması, AIDS
IX
ABSTRACT
A Research on Married men’s Needs, Roles and Level of Knowledge
About Subject of Reproductive Health in Solaklı Village Clinic District
In order to enable progress in the subject of Reproductive health (RH) in Turkey
family has to be taken into consideration as a whole and male members of the family
have to be involved in RH, too. The knowledge of men related to RH in all parts of the
society is required to plan health services for RH.
This research was carried out to investigate married men’s role, knowledge and
attitudes towards RH in rural areas inTurkey. Data was obtained by systematic
sampling, interterviewing 212 married men in Solaklı in Adana 2006. The avarage age
of men in the research is 39.8± 12.4, where 74.2 % are in 20-49 age group. 13.2 % are
not educated, 42.9 % are primary school graduates, 25 % never read a newspaper, and
% 25.3 of men and % 51.4 of their wives have got married under the age of 19. The
average age at the time of first marriage was 21.0±3.9.The average age at the time of
first sexual intercourse was 18.5±2.8. 45.8 % of men have had their first sexual
intercourse with a prostitute. 56.6 % have more than five children. Men have heard of
the family planning methods by word of mouth: 82.2 % withdrawal method, 80.3 %
IUDS method. 53.7% use family palanning, however, 5.7 % didn’t know if he used
family planinng in his family or not.
The most used methods during the research were IUDs(42.1 %) and withdrawal
method( 35.5 %). Of the men using withdrawal method, 75.3 % do not consider it safe
and 79.6 % find the method difficult. 16.1% do not use family planing due to lack of
knowledge. 25.0 % see family planning as sin. 60.8 % acknowledge that healthy people
could be infected by AIDS.
While 27.8 are very happy with their sexual life, 0.5% aren’t. Fertility of the
research group is high; unhealthy behaviour due to lack of information and being
misinformed is common; knowledge about family planning is limited and true
knowledge about FP has not changed the attitude. Sexual myth among men is common:
sexual intercourse is nice when both partners have orgasm at the same time (94.3 %) A
big penetrated penis is a key to a good intercourse (70.2 %). Those were the most
comon myths. % 85.9 of them received less than 21 points according to the Sexual
Health Evaluation Form (SHIM test).
Based on the data of the research group, while in our country reproductive health
services for the health of society indicates progress , there is still over fertility and lack
of knowledge in rural areas Solaklı. Therefore reproductivity health services in terms of
content scope and availability should be increased. Giving up-to-date information and
introducing new methods should be focused on in the reproductive health including
family planning and sexual health.
Key words: Male, Reproductive Health, sexual myth, family planning, AIDS
X
1.GİRİŞ-AMAÇ
Erkeklerin üreme kapasiteleri kadına göre daha uzun zaman diliminde devam
ettiği halde, uygulamada üreme sağlığı ile ilgili programlarda sağlık hizmeti sunanlar
tarafından göz ardı edilmektedirler. Gebelikten korunmada gerekenlerin yapılması
sorumluluğu toplumca, öncelikle kadından beklenmektedir ve hizmet sunanlarda
kadının eşini ihmal etme eğilimi göstermektedir. Dünya üzerindeki ilk aile planlaması
yöntemi erkekler tarafından kullanılmıştır.
Aile planlaması dünyada ve Türkiye’de yerini “Üreme Sağlığı” kavramına
bırakmıştır. Toplumsal cinsiyet, cinsel sağlık, önemli bilişenlerdir.
Üreme sağlığı aile kadın ve çocuğa yüklenen aile planlaması hizmetlerinin çok
daha fazlasını kapsamaktadır. Bu konudaki sağlık hizmetleri süreklilik ve bütünlük
içinde ele alınmalıdır. Amacı hayatı ve kişisel ilişkileri zenginleştirmek olan cinsel
sağlığı kapsamayan bir üreme sağlığı hizmet sunumu düşünülemez. Toplumumuz bu
konuda yalnız bırakılmıştır. Sağlık hizmet sunumunda bu konu ihmal edilmiştir.
Üreme sağlığı ile ilgili sorunların boyutlarını ve olası çözüm yollarını güncel
sağlık istatistiklerinden elde etmek mümkün değildir. Toplumsal cinsiyet rollerinin
farkında lığının arttığı günümüzde, erkekler hakkındaki bilgilere, kadınlar üzerinde
yoğunlaşmış araştırmalarla ulaşmak yanıltıcı olabilir. Üreme sağlığı hizmet sunumun
planlanabilmesi için Türkiye’deki toplumun her kesiminden erkeklerin üreme sağlığını
ilgilendiren konularda
bilgilere ihtiyaç vardır.
Bu araştırmanın amcacı, kırsal kesimi temsil eden Adana, Solaklı Sağlık Ocağı
bölgesindeki evli erkeklerin, cinsel sağlık durumlarını da içeren “Üreme Sağlığı”
konusundaki bilgi düzeyleri, tutum,
rolleri ve özellikle bilgi
araştırmaktır.
1
gereksinimlerini
2.GENEL BİLGİLER
“Dünyanın her yerinde kadınlar doğum kontrol yöntemleriyle, erkekler ise
cinsel performanslarıyla ilgilenmişlerdir. Doğum kontrolü erkeklerin sorumluluğu
olarak görülmemektedir. Oysaki erkeklerin üreme sağlığına katkı ve katılımları
sağlanması gerekmektedir.
Erkeklerin üreme sağlığına katılımlarını arttırmak için, toplumsal ve özel yaşamda
erkeğin ve kadının eşit olmalarını sağlamak, aile planlaması yöntemleri hakkında
kadın ve erkeğe birlikte eğitim vermek ve sorumluklarına ilişkin onları
bilinçlendirmek gerekmektedir (1).
Dünya Sağlık Örgütü, üreme sağlığını; üreme sistemi onun işlevleri ve işleyiş
süreciyle ilgili, sadece hastalığın olmaması değil, bütün bunlara ilişkin fiziksel
zihinsel ve sosyal yönde bütünü ile iyi olma durumu olarak tanımlamaktadır. Üreme
sağlığı aynı zamanda, insanların doyurucu ve güvenli bir cinsel yaşamlarının olması,
üreme yeteneğinin varlığı ve üreme yeteneklerini kullanma hakkına sahip olmaları
demektir.
Üreme sağlığı bu tanımdan da anlaşılacağı gibi çok geniş bir kavramdır. Kadın
erkek herkesi kapsar ve doğumdan ölüme kadar tüm yaşamı içene alır (2,3,4,5).
Bu tanım, kadın ve erkeklerin kendi seçtikleri güvenli, etkili, maliyetini
karşılayabilecekleri
ve kabul edilebilir aile planlaması yöntemlerini, yine kendi
seçtikleri doğurganlığın düzenlenmesine ilişkin, kanuna aykırı olmayan yöntemler
konusunda bilgilendirilme ve hizmetlere ulaşabilme haklarını; kadının gebelik ve
doğumu güvenli olarak geçirmesini sağlayacak sağlık hizmetlerinden yararlanma
haklarını içerir(6).
Bireyler sahip olmak istedikleri çocuk sayısına, aralığına ve zamanlamasına
özgürce karar verme hakkına sahiptir. Bunları yapabilmeleri için de yasalara aykırı
olmayan, etkili ucuz ve güvenli metotlar hakkında bilgilendirilmelidir. Bireyler aile
planlaması, gebelik ve doğum için yeterli sağlık hizmetlerine ulaşabilme hakkına da
sahip olmalıdır. Bu kavramlar toplumda üreme hakkı olarak tanımlanabilir.
2
Bireylere kişi, ırk, cins, inanç ayırımı yapmadan sadece gereksinim gözetilerek
karar vermek için özgür bir ortam, imkan ve eğitim sağlanıyorsa aile planlamasının
etik kurallar içerisinde yapıldığı söylenebilir. Eğer, teşvikler para ödülü, yasal
zorunluluk ve ayırımcılık ile yapılıyorsa etik değerlerden bahsedilemez (7).
2.1. Dünyada Üreme Sağlığı Sorunları
Tüm dünyada
her
yıl 500.000’den
fazla
kadın gebelik
ve doğum
komplikasyonları nedeniyle ölmekte, bunların sadece 4000 kadarı gelişmiş ülkelerde,
geri kalanı ise gelişmekte olan ülkelerde meydana gelmektedir. Son yirmi yılda çocuk
sağlığında belirgin gelişmeler kaydedilmesine karşın, halen her yıl 10.5 milyon bebek
ölümü olmakta bunlarında büyük bir çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde meydana
gelmektedir(4). Dünyada 1980 yılında yapılan “Dünya Doğurganlık Araştırması” kısa
doğum aralığının bebeklerin yaşam şansını % 60-70, çocukların beş yaşına kadar
yaşama şansını ise %50 azalttığını ortaya koymuştur. Yirmi
yaşından küçük
annelerden doğan bebeklerin ölüm riski, 25-34 yaş grubundaki annelerden doğanlara
göre, % 24 oranında daha fazladır(4).
Dünyada 40-60 milyon ; başka bir değişle her bin canlı doğuma karşı, 300500 yasal ve yasal olmayan düşük yapıldığı tahmin edilmektedir. Dört anne
ölümünden biri güvenli olmayan düşük komplikasyonuna bağlıdır. Bununla birlikte
sadece istenmeyen gebeliklerin önlenmesi için değil, anne ve çocuk ölümlerinin en az
üçte birini önleyebilen aile planlaması hizmetlerine bu gün dünyada 300 milyon çift
ulaşamamaktadır(4) (Tablo1).
3
Tablo1. Dünyada Üreme Sağlığı Sorunları:
Sorun
Boyutu
Aile planlamasında karşılanamayan gereksinimi olan çift
120 milyon
İnfertil çift
60-80 milyon
Anne ölümleri (yılda)
585 bin
Ciddi maternal hastalık (yılda)
20 milyon
Perinatal bebek ölümü (yılda)
7.2 milyon
HIV/AIDS’li yetişkin
20.1 milyon
Yeni HIV enfeksiyonu vakası (yılda)
2.75 milyon
Sağlıksız koşullarda düşük (yılda)
20 milyon
Tedavi edilebilir cinsel yolla bulaşan hastalık vakası (yılda)
333 milyon
İnvaziv servikal kanserli kadın
2 milyon
Yeni servikal kanser vakası (yılda)
450 bin
Genital mutilasyonlu kadın
85-110 milyon
Kaynak: Halk Sağlığı Temel Bilgiler, 2006 (2)
2.2.Üreme Sağlığı Danışmanlığı Nedir?
Üreme
sağlığı
(ÜS)
danışmanlığı,
ÜS
konularında
bilgilendirilerek,
başvuranların kendilerine uygun aile planlaması yöntemini bilinçli olarak seçmelerine
ve bu karardan memnun olarak seçilen yöntemi etkili ve güvenli bir şekilde
kullanabilmelerine yardımcı olmaktır(7).
Üreme sağlığı ile ilgili sağlık göstergelerinin iyileştirilmesi ve yaşam boyunca
değişen ÜS hizmet ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamak için, konuyla ilgili bilgi ve
hizmetlerin herkes için ulaşılabilir, uygun maliyetli, kabul edilebilir ve kullanımının
kolay olması ile bireylerin doğurganlıklarının düzenlenmesinde, sorumlu, gönüllü
kararlar almalarının sağlanması zorunludur.
TNSA 2003 araştırmasının sonuçlarına göre başvuranların bilgilendirilme
durumları incelendiğinde, ülkemizde ulusal düzeyde
(8)
ulaşılabildiğini söylemek güçtür(Tablo.2) .
4
bu amaca tam olarak
Tablo 2. TNSA 2003 Verilerine Göre Türkiye’de AP Yöntemleri Hakkında Kullanıcıların
Bilgilenme Durumlarının Dağılımı
Kullanılan yöntemin
Yan etkiler çıktığında
Diğer yöntemler
Yan etkileri
Ne yapacağı
konusunda
konusunda
konusunda
Bilgilendirilmiş
bilgilendirilmiş
Bilgilendirilmiş
Kullanılan yöntem
Tüp ligasyonu
36.8
27.5
25.9
Hap
54.1
38.3
33.0
RIA
59.1
50.3
31.2
Enjeksiyon
28.6
23.2
26.4
Eğitimi yok
39.9
32.3
24.0
İlk öğretim 1.kad.
52.0
42.0
24.6
İlköğretim 2.kad.
58.5
50.6
41.6
Lise ve üzeri
71.9
57.6
48.8
Kent
56.1
46.7
34.1
Kır
48.5
36.0
19.9
Toplam
54.3
44.2
30.7
Eğitim durumu
Yerleşim yeri
Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) 2003 sonuçlarından anlaşıldığı
üzere ÜS danışmanlığı ve hizmetleri konusunda alınması gereken çok yol vardır. TNSA
2003’ün tamamı incelendiğinde, kırsal alanda bu mesafe daha da fazla gözükmektedir.
Üreme sağlığı ile ilgili toplumsal göstergelerin iyileştirilmesi için 1. basamaktan
başlayarak tüm sağlık hizmet basamaklarda, bu konuya daha fazla ağırlık verilmelidir.
Bu danışmanlık hizmetleri, her aşamasında erkekleri de kapsamalıdır.
Canlıların iki hedefi vardır:
1. Yaşamlarını sürdürmek
2. Kendi neslini devam ettirmek.
5
İnsan toplumsal bir varlık olduğundan cinselliği yalnızca fizyolojik ve organik
olmayıp, bir dizi psikolojik, toplumsal ve kültürel sürecin etkisi altındadır. İnsanda
üreme amacı olmadan cinsel davranış vardır. Üreme amacı olmayan çift, korunma
yöntemi kullanmazsa cinsel disfonksiyona neden olabilir.
Her gün 100 milyon cinsel ilişki, buna bağlı 350 bin CYBE sonuçlanmakta,
yaklaşık 1 milyon gebelik olmakta, gebeliklerin yarısı planlanmış, %25’i ise kesinlikle
istenmemektedir.
İstenmeyen gebeliklerden 150 bini düşükle sonlanmakta bunların 1/32’si
istenmeyen koşullarda yapılmakta, her gün 500 ölüme neden olmaktadır(9).
2.3.Cinsellik ve Üreme Sağlığı
Cinsellik tüm canlı varlıkların doğal bir işlevi olup primatlarda biyolojik,
psikolojik ve sosyal faktörlerden etkilenir. Yaşamın sürekliliğinin temel unsuru
üreyebilme yeteneğidir. Tek hücrelilerden başlayarak evrim basamaklarının en
üstündeki insana kadar bütün canlılarda üremeyi gözleyebiliriz. Ne var ki tek
hücrelilerde üreme yalnızca mitozla gerçekleşirken daha karmaşık canlılarda üremeye
eşlik eden bazı davranışlar deyim yerindeyse flört ve eşleşme tutumları görülür. Bu
eşleşme durumları örneğin balıklarda, sürüngenlerde ve böceklerde oldukça tekdüzedir.
İnsan bütün bu türlerden farklı olarak yalnızca üreme davranışında bulunmakla
kalmayıp bunun üzerinde düşünebilir, hatta hayal kurabilir. Cinsellik ve cinsel isteyin
yanında beden ve aklın varlığı sadece insana özeldir. İnsanın toplumsal bir canlı olması
yani türdeşleriyle bir arada yaşıyor olması da birlikte yaşadığı diğer insanlarla paylaştığı
yada onlar tarafından etkilenen farklı davranışlar edinmesine yol açar. Dolayısıyla insan
fizyolojik ve organik olmayıp bir dizi psikolojik, toplumsal ve kültürel sürecin etkisi
altındadır. Bu süreçlerden herhangi birindeki sorunlar cinsel davranışı ciddi olarak
etkileyebilir(10).
Üreme sağlığı kadın-erkek, genç-yaşlı tüm bireyler için temel bir haktır.
Cinsellik üreme amaçlarının dışında da yaşam kalitesinin unsurlarından biri
olarak ortaya çıkar. Psikososyal cinsel kimliği ile insan, yalnızca üreme amacıyla belirli
dönemlerde sırırlı cinsel ilişkiler yaşamak zorunda değildir. Üremeyi amaçlamadan da
insan cinsel ilişkide bulunabilir. Cinsellik erkeklik ve dişilikle ilgili duygusal tepkileri
6
etkileyerek davranışları belirler. Cinsiyetle ilişkili bu davranışsal tepkiler daha çok
kültürel miras, dinsel inançların ve geleneksel değerlerin toplamıdır. Toplumsal normlar
ise bireyin biyolojik-duygusal gereksinimleri ile toplumda varolan sosyokültürel
kalıpların uzlaşmasının bir ürünüdür. Bu uzlaşma toplumdan topluma ve zaman içinde
değişiklik gösterdiğinden sürekli devinim halindedir. Bu anlamda, içinde toplumsal
öğeleri de barındıran cinsellik, cinsiyetten daha kapsamlı bir kavramdır(10).
Ülkemiz çok hızlı toplumsal değişim süreci yaşamaktadır. Kentlere 1950’li
yıllarda başlayan göç, önemli toplumsal sorunları da beraberinde getirmiştir. Bireylerin
göçle birlikte yaşam biçimleri, beklentileri kendilerini toplum içinde algılama biçimleri
değişmiştir. Kısaca kırsal alandaki kültürel değerler göçle birlikte geçerliklerini
yitirmemek için direnmiş yada geçerliliklerini yitirmişlerdir. Cinsellik bu kültürler,
yaşam şekli içinde ve kültürler arasında, üzerinde en az konuşulan ve yazılan ancak en
çok düşünülen, merak edilen ve endişe duyulan bir konu olarak kalmıştır.
Özellikle kırsal alanda gençler, güvenilir bilgi edinebilme olanağından ve
sağlıklı davranabilme koşullarından ve becerisinden yoksundurlar. Cinsel sağlık; cinsel
gelişim, üreme sağlığı, kişiler arası ilişkiler, şefkat, vücut imajı ve toplumsal cinsiyet
rollerini de içine almaktadır. Cinsel eğitim ise; bilgi alma tutum geliştirme, inanışlar,
kimlik değerleri, konularında yaşam boyu sürebilecek bir eylemdir.
Cinsellik genel iyilik halinin bir parçasıdır. Diğer yaşamsal gereksinimlerle
uyum içinde ifade edilmelidir. Birbirine cinsel duygulardan bahseden iki insan
genellikle bundan karşılıklı olarak zevk duyar. Çiftler kendi aralarında sevdikleri veya
sevmedikleri cinsel davranışlar
hakkında konuşmalıdırlar. Bu onların cinsel
yaşantılarının daha olumlu gerçekleşmesini sağlayacaktır.
Hiç kimse hoşlanmadığı bir cinsel davranışı yaşamak yada sürdürmek zorunda
değildir. Karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan bir ilişkide cinsellik daha doyurucu
olacaktır.
Çiftler öpüşmek, dokunmak, sohbet etmek, okşamak, masaj yapmak, cinsel
ilişkide bulunmak yollarıyla cinselliklerini yaşayabilirler. Görüldüğü gibi cinsel
birleşme, cinsel eylemlerden sadece bir tanesidir. Diğerlerinden farkı ise, önlem
alınmazsa hamile kalmak, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara yakalanmak gibi riskleri
taşımasıdır. Toplumların evlilik öncesi cinsel ilişkiye bakışları birbirinden farklıdır.
7
Toplumsal bir varlık olan
insan, toplumun değer yargılarından bağımsız
davrandığında bunun sonuçlarıyla başa çıkabilecek yeterliliğe sahip değilse toplumsal
sorunların yanı sıra kendi psikolojik sağlığını da olumsuz yönde etkileyecektir.
Araştırmacılar, insanlar arasındaki bu çok yakın ilişki sırasında, oranlarda
oluşan geçici tepkilerin bilimsel olarak tanımlanması için çaba göstermiştir. Ancak,
bireysel olarak kişiler arasındaki yapı farklılıklarına bağlı olarak, cinsel ilişki sırasında
duyulan zevk alma ve cinsel ilişki isteği farklılıklar gösterebilir. Ayrıca somut olarak
ölçümü güç olan duygusal yakınlık, bağlılık, ve aşk insanlar arasındaki tüm ilişkileri
olduğu gibi cinsel ilişki eyleminin yapısını da etkiler. Bu nedenle, bireysel farkların
yanı sıra duygusal olarak ve toplumdaki değerlerle birlikte ele alınması gereken
karmaşık boyutu nedeniyle, cinsel ilişkinin tanımlanması ve yapısının araştırılması,
insanlık kadar eski tıp tarihinde yakın zamanlara dek ihmal edilmiş, zor bir konu
olmuştur.
Cinsellikle ilgili bir araştırma grubunu yöneten Helen Singer Kaplan, cinsel
istek duymanın doğal olduğunu ileri sürer. Ancak ilaçların, ailesel sorunların, cinsel
sömürünün
ve
hastalıklarının
cinsel
isteğin
bastırılmamsında rolü
olduğunu
düşünmektedir. Kaplan’a göre cinsel istek sorunlarını ortaya çıkmasında çocukluktaki
cinsel sömürü, cinsel taciz, cinsellikle ilgili olumsuz tutumlar ve ailesel sorunlar önemli
rol oynamaktadır. Bu nedenle cinsel bilgiler eğitiminin erken yaşlarda verilmesi daha da
önem kazanmaktadır.
Feminist araştırmacılardan Leonere Tiefer ise cinselliğin üreme işlevi dışında
doğal bir davranış olmaktan çok bireysel farklılıklar ve çevresel etkiler altında oluşan
karmaşık bir süreç olduğunu belirtmekte, bilim ve medya dünyasının cinsel organlara
fazla ağırlık vererek insanları olumsuz yönde etkilediklerini dile getirmektedir(10).
Cinsel
sorunlar
bireylerin
cinsel
yaşamlarındaki
beklentilerinin
karşılanmamasına neden olan sorunlardır. Cinsel istek bozuklukları, cinsel uyarılma
bozuklukları, orgazm bozukluğu, cinsel ağrı bozuklukları, kadınlarda en sık bildirilen
cinsel fonksiyon bozukluklarıdır. Bu sorunların oluşmasında ve sonrasında tedavi
edilmesinde erkek cinselliğinin rolü ve bakış açısının önemi nedir?
Erkelerde en sık bildirilen cinsel fonksiyon bozukluğu olan erken boşalmanın kadın
cinsel yaşantısından bağımsız çözüm bulması mümkün müdür?
8
İlk cinsel ilişkide yaşanan travma gelecekteki cinsel ilişkileri olumsuz yönde
etkiler. Cinsel taciz veya tecavüze uğrayan kurbanların olumlu bir cinsel ilişkiyi
yaşayabilmeleri yıllar alabilir. Çocukluk çağında yaşanan olumsuz cinsel deneyimler
ağrılı cinsel ilişki, orgazm bozuklukları, cinsel kimlik karmaşası, kendine güvensizlik
yada cinsel fobilere neden olabilir.
2. 4. Cinsel Kimlik Gelişimi Sırasında Geliştirilmesi
Gereken Temel Değerler
*Cinsellik yaşamın doğal ve sağlıklı bir parçasıdır.
*Tüm insanlar cinseldir.
*Cinselliğin bedensel, etik, psikolojik ve duygusal boyutları vardır.
*Herkesin sorumlu cinsel seçimler yapma hakkı vardır.
*Çocukların cinsellikle ilgili konuları anne babalarıyla veya güvendikleri kimselerle
konuşmaları hem bireylere hem de topluma yarar sağlar.
*Cinsel gelişimlerinin doğal bir parçası olarak genç insanlar kendi cinselliklerini
araştırır.
*Cinsel davranışlara erken yaşta başlamak riskleri beraberinde getirir.
*Cinsel davranış sorumluluk ve öz denetim gerektirir.
*İnsanların cinsel seçimlerini yapma hakkı vardır, ancak seçimlerinin sorumluluğunu
üstlenmeleri gerekir.
*Cinsel yaşam kararlarının etkileri ve sonuçları vardır.
*Cinsel yaşam zorlama ve sömürüden uzak olmalıdır.
*Cinsel yaşam, karşılıklı güven, doğruluk, bağlılık ve saygı üzerine kurulmalıdır.
*Her insan özeldir ve değerlidir(10).
Dünya Sağlık Örgütü, üreme sağlığı programlarının hedefleri olarak; bireylerin
sağlıklı, eşit ve sorumlu ilişkiler, cinsellik ve sağlıklı cinsel gelişme-olgunlaşma için
kapasitelerini geliştirebilmelerinin, bireylerin üreme ile ilgili kararlarını (eş seçimi,
çocuk sayısı, çocuklarının zamanlaması vs). Güvenli ve sağlıklı bir şekilde
uygulayabilmeleri ve bireylerin cinsellik ve üremeye bağlı hastalık ve sakatlıklardan
korunma ve ihtiyaç duyduğunda uygun danışmanlık, bakım ve rehabilitasyon
alabilmelerinin sağlanmasını hedefleri içinde belirtmektedir.
9
Üreme sağlığı sorunları ve
hizmetleri süreklilik ve bütünlük içinde ele
alınmalıdır. Adelosan dönemi, doğurganlıkla ilgili sorunların en çok yaşandığı üreme
dönemi, post menopozal ve yaşlılık dönemlerinin kendine özgü sorunları mevcuttur.
Sağlık hizmetlerinin bu sorunlara göre düzenlenmesi gerekir.
Üreme sağlığı hizmeti veren sağlık personeli; başvuranlara cinsel yaşamlarını
düzenlemeleri konusunda da yardımcı olabilmeli, bilgi, eğitim ve danışmanlık hizmeti
verebilmelidir.
2.5. Cinsel yolla Bulaşan Enfeksiyonlara (CYBE) Genel Bir Bakış
Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, cinsel aktif olan herkesi etkileyebilir.15-35 yaş
grubunda her iki cinste görülme sıklığı artar. İlerleyen yaşla sıklık azalır. Kadınlarda
14-19 yaş grubunda erkeklerden daha sıktır. Yapılan araştırmalarda 19 yaşından sonra
erkeklerde cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların kadınlara göre daha sık olduğu
belirlenmektedir.
Bunun nedenleri:
*Bu hastalıklar kadınlarda belirtisiz yada hafif belirtili olabilir. Bu nedenle kadınlar
sağlık merkezlerine daha az başvururlar ve istatistiklerde daha az yer alırlar.
*Kültürel ve ekonomik sınırlamalar kadınların tedavi için başvurmalarını sınırlar
*Erkeklerin büyük bir kısmı seks işçileri ile korunmasız ilişkiden sonra enfekte olurlar.
*Erkekler aynı yaştaki kadınlara göre daha fazla cinsel aktiftirler.
*Erkekler kadınlara göre daha sık cinsel eş değiştirirler.
CYBE toplum üzerine etkileri?
Üreme sağlığı açısından ele alındığında cinsel bilgisizlik veya yanlış bilgilenme, hatalı
bilişsel şemaların oluşmasına yol açar.
2.6. Cinsel Mitler
Hatalı bilgilenme ve cinsel mitlerin varlığı, kişide aşırı kaygı, suçluluk
duyguları, gerçekçi olmayan beklentiler veya başaramama korkusu gibi nedenlerle
cinsel işlev bozukluklarının ortaya çıkmasında ve sürmesinde etken olurlar.
10
Yanlış bilgilenmenin en sık karşılaşılanı cinsel mitlerdir. Değişik kültür ve
toplumlarda önemli benzerlikler gösteren cinsel mitler toplum içinde kabul görmektedir.
Bu alandaki öncü çalışmalarıyla tanınan Zilbergert, çağdaş batılı toplumlarda mitlerin
yaygınlık ve etkileri ile bunların cinsel işlev bozukluklarıyla ilişkisini araştırmıştır.
Genellikle arkadaş yaşlarında başlayan cinsel bilgilenmenin kaynağını sıklıkla arkadaş
çevresi, büyük kardeşler, gazete, dergi, kitap gibi yayınlar oluşturur.
Büyük oranda eksik, daha kötüsü hatalı bilgi aktaran bu kaynaklar cinsellikle
ilgili ön yargı ve mitlerin genel kabul görmesine katkıda bulunurlar. Pornografik
yayınlar bu mitlerin pekişmesini sağlar. Cinsel mitler eğitim seviyesi yüksek kişilerde
hatta doktorlar arasında da yaygındır.
Cinsel mitler ve ön yargıların gerçeklik ve etkilerinin, bilimsel veriler ve bireyin
sosyo kültürel düzeyine uygun olarak yapılacak açıklamalarla ortadan kaldırılması
sağlıklı ve doğru bilişsel yapılanma için ilk adım olacaktır. Cinsel mitler, hatalı ve
yanlış bilgilendirmeler ve ön yargılarla mücadele yalnızca cinsel sorunları olan
bireylerle sınırlı kalmamalı, bireysel ve toplumsal bilinçlenme ve rehberliğe de önem
verilmelidir(11).
Cinsel mitleri ÜS sağlığının önemli bir bileşeni olarak görmek ve
hizmetleri planlarken sunarken ve göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Erkeklerin
bu ön yargılarını,
zamanında ve doğru bilgilerle gidermek, cinselliği erkeğinden
öğrenen Türk kadının, sağlık gelişimine büyük yarar sağlayacaktır.
11
3.GEREÇ VE YÖNTEM
3. 1. Araştırma Bölgesi ve Özellikleri:
Araştırmanın yapıldığı Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı
Anabilim Dalı Doğankent Sağlık Eğitim Araştırma Bölgesi (DSEAB) sınırları içinde
kalan SOLAKLI beldesi, Adana ilinin 22 km güneyinde ve doğuda Ceyhan batıda
Seyhan nehirleriyle kuşatılmış, Akdeniz’e 20 km uzaklıkta verimli topraklara sahip
bir beldedir. Beldede yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçer. Kırsal kesim
olan Solaklı Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden oldukça fazla sayıda göç
almıştır. Bu beldeye yerleşenlerin çoğu Adıyaman ve Diyarbakır’ın belde ve
köylerinden göç ile gelip iş bulmak amacıyla buraya yerleşen, aralarında akrabalık
bağı bulunan kişilerden oluşmuştur.
Solaklı Sağlık Ocağı Bölgesi 1080 haneli olup nüfusu 6512dir (12).
Temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Çevre köylerin ve tarlaların
mevsimlik tarım işçisi ihtiyacı son zamanlarda burada yerleşik insanlar tarafından da
karşılanmaktadır.
Ana dili olarak Zazaca dilini konuşan kişiler beldede ağırlıklı
olarak bulunmaktadır. Beldede belediye binası, iki tane ilköğretim okulu, üç cami,
PTT,
sağlık ocağı,
beş kahvehane, bir eczane, iki veteriner, bir kuyumcu, bir
fotoğrafçı, üç erkek berberi bulunmaktadır. İki benzin istasyonu, bir sağlık ocağı, bir
eczane, iki lokanta , iki fırın, dört süper market, iki İnternet kafe vardır. Kadın
kuaförü yoktur.
3. 2. Araştırmanın Tipi:
Bu araştırma, Solaklı’daki
evli erkeklerde yapılmış kesitsel tanımlayıcı bir
çalışmadır(2,13).
Bilgi evli erkeklerle baş başa kalınarak yüz yüze görüşme tekniği ile toplandı.
Araştırmacı görüşme öncesinde kişilerle görüşerek kendini tanıttı,
12
araştırmanın
amacını ve
kendileriyle anket yapmak istediğini belirterek, araştırmanın içeriği
hakkında bilgilendirilip sözlü onamları alındı. Araştırma için Çukurova Üniversitesi
Tıp Fakültesi Etik Kurulundan onay alındı.
3. 3 . Araştırmanın Evreni:
DSEAB nüfusu araştırmanın yapıldığı 2006 yılında Ev Halkı Tespit Fişlerine
(ETF) göre 51400 idi. Bölgeye dahil olan ve araştırmanın yapıldığı 1080 haneli
Solaklı Beldesinin Nüfusu ise 6512’dir (12). Araştırmanın evreni Solaklı Beldesi’ndeki
evli
erkeklerdir. Solaklı’da yıl ortası nüfus tespitlerine göre
evli erkek sayısı
1154’tür.
3. 4. Örnek Büyüklüğünün Belirlenmesi Ve Seçilmesi:
Türki.ye erkek AP yöntemi, TNSA 98 erkek katılımı sorumluluğu gerektiren
kondom, vazektomi ve geri çekme yöntemi kullanılma sıklığı %29.9 olarak
bulunmuştur(14)..
Minimum örnek büyüklüğü %95 güven aralığı (alfa=0.05) ve 0.05’lik sapma
ile 252 olarak hesaplanmıştır(15). Asıl örneklere ulaşamama ihtimali
nedeniyle
üzerine %10 fazladan yedek 25 erkek eklenerek, örnek büyüklüğü 277 olarak alındı.
Solaklıda evli her dört erkekten birine ulaşılması planlandı.
Örnek büyüklüğü hesaplamada aşağıdaki formül kullanılmıştır(2).
Nt²pq
n=
s²(N-1)+ t²pq
N: Evrendeki birey sayısı 1154
n: Örenekleme alınacak birey sayısı :252
p: İncelenen olayın görülüş sıklığı: 29.9
q: İncelen olayın görülmeme sıklığı:70.1
t: Belirli serbestlik derecesinde ve saptanan yanılma düzeyinde
t tablosundan bulunan teorik değer :1.96
s: Olayın görülüş sıklığına göre yapılmak istenen hata ± sapma:0.05
13
Örnek grubu seçilirken haneler esas alınmış, her hanede en fazla iki erkekle
konuşulmuştur. Solaklı beldesinde sokağın başından girilerek, çapraz bir şekilde her
sokakta dört evden birine girilip, hane içindeki evli erkelerle görüşmeler yapılmıştır.
Evde olmayıp işyeri olanlarla iş yerinde (berber, benzin istasyonu çalışanı, bakkal,
mobilyacı vd.) görüşüldü.
Erkeklerin çalışma koşullarının özelliği, araştırma konusunun özel olması,
araştırmaya erkekler arasında direnç gelişmesi nedeniyle, araştırmacı sıkıntı duymuştur.
Bu araştırmanın bir kısıtlılığı olup, araştırmacı taraf tutmamaya, bütün evreni temsil
etmesine özen göstermiştir. Sıcak hava nedeniyle araştırmaya iki ay ara vermiştir.
Akdeniz bölgesinde yeni planlanacak
alan araştırmalarının ilkbahar veya sonbahar
mevsimlerinde planlanması, araştırmacının önerisidir.
3. 5. Araştırmanın Uygulanması
Verilerin toplanmasında kullanılacak bilgi toplama formunun ön denemeleri
yapıldı, eksikleri giderilerek çoğaltıldı. Bilgi toplama formunun uzunluğu konunun
özel olmasından dolayı göz önüne alınmadı. Araştırmanın bilgileri, Mart 2006 ile
Ekim 2006 tarihleri arasında toplandı. Ortalama haftada üç gün araştırmaya katılan
erkeklerle evlerinde veya iş yerlerinde görüşüldü.
Konunun cinsel sağlık gibi özel bir boyut içermesi ve bu konun konuşulmasının
tabu olması
nedeniyle veri toplamaya başlamadan önce araştırmacı Solaklı
beldesindeki erkeklerle kahvelerde oturmuş sohbetler etmiş, camide bulunmuş,
oradaki veteriner, kuyumcu, imamlar, öğretmenler ile tanışmış, bir hafta boyunca
belde de yaşayan insanların sosyal yaşamlarına katılmıştır.
Bilgi toplama formu, sosyo-demografik soruların yanında cinsel yaşam, ve
cinsel mitler ile ilgili sorularda içeriyordu. Cinsellikle ilgili konuların benzer
toplumlarda tabu olması bu araştırmada veri toplama safhasının en zorlu, çaba ve sabır
gerektiren kısmı olmasına neden olmuştur. Her bir erkek ile görüşme ortalama 30-45
dakika sürmüştür.
Araştırmada bilgi toplamak
için gittiğimiz erkekler, ÜS konusunda bir
sıkıntıları, bir sorunları olmadığını ifade ederek görüşmekten kaçınmaya çalışmışlardır.
Erkekler bu tür çalışmaların sadece sorunu olan kişilerde yapılması gerektiği gibi bir
14
tutum içindeydiler. Araştırmanın ilerleyen zamanlarında erkeklerde araştırmaya karşı
bir direnç gelişmiş, planlanan kişi sayısına ulaşılamamıştır.
Araştırma kapsamında 212 evli erkekle görüşülmüştür. Araştırma sonunda
ulaşılması hedeflenen 252 erkekten 228’ine (%90.4) ulaşılmıştır.
Araştırma sırasında, 10 kişi görüşmeyi reddetmiş, 5 kişi anketi yarım bırakmış,
erkeklerden birinin karısı kulak misafiri olmuş, kocasını çağırıp Zazaca konuşmuşlar,
ardından erkek(koca) anketi yırtarak araştırmacıya sözel şiddet uygulamış, tehditte
bulunmuş, bilgi toplama formuna el koymak istemiştir. Araştırma sırasında erkeklerle
yüz yüze görüşme tekniği uygulanmasına ve mahremiyetin sağlanmaya çalışılmasına
rağmen erkeklerin sorduğumuz soruları yanıtlamasında sıkıntılar olmuştur. Etraftaki
diğer erkekleri kırmadan yalnız kalmak kolay olmamıştır. “Eğer
araştırmamız
kapsamındaysanız sizinle de konuşalım” cümlesi ikna edici olmuştur. Erkeklerin
görüşme sırasındaki sıkça sordukları“bu anlattıklarımız ne işe yarayacak ” sorusuydu.
Erkeklerin bir kısmı özellikle cinsel sağlık, cinsel mitler, eşleriyle olan ilişkileri
konusunda konuşmaktan çekinmişlerdir. Araştırma sırasında bu konuları ayrıntılı
konuşan ve daha çok bilgilenmek isteyen erkeklere de rastlanmıştır.
Türkiye’de yapılan nüfus sağlık araştırmalarında genellikle kadına yönelik
sorular sorulmakta ve veriler toplanmaktadır. TNSA araştırmalarının üçünde 1973,
1988 ve 1998 yıllarında erkeklere yönelik soru seti kullanılmıştır. 1998 deki TNSA
araştırmasında uygun koca cevaplama oranı kırsal kesim için %68.9’luk grubun
yanıtlarına dayanmaktadır(14,15).
Araştırma sırasında bilgi toplam formundaki bazı sorular çalışmamıştır. Bunlar
değerlendirme dışında bırakılmıştır (başka bir erkekle ilişkiniz oldu mu? İlk cinsel
ilişkinizde sorun yaşadınız mı?)
Araştırmanın Değişkenleri:
Evli erkeğe ait bağımsız değişkenler
Yaş
Öğrenim durumu
İşi
Sosyal güvence varlığı
Evlenme yaşı
İlk cinsel ilişkisi
15
Yaşayan, ölen, toplam ve ideal çocuk sayıları
Doğurganlık tercihleri
Bilgi kaynakları
Sosyo-ekonomik duruma ait değişkenler:
Gelir düzeyi
Ev sahibi olma
Araba sahibi olma
Muhtelif eşyalar sahip olma
Bağımlı olduğu düşünülen değişkenler
Erkeklerin aile planlaması ile ilgili bilgileri
Erkeklerin aile planlaması yöntem kullanımları
Erkelerin cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar ile ilgili bilgileri
Erkeklerin evlikle ilgili tutumları
Erkeklerin cinsel mitler ile ilgili düşünceleri
Erkeklerin mutluluk ve memnuniyeti
Cinsel Yaşam Algı durumları
3. 6. Araştırma Bilgi Toplama Formu:
Araştırmacı tarafından erkeklerde üreme sağlığı konularında yapılan çalışmalar,
Türkiye Nüfus Sağlık Araştırması
(TNSA) soru formları,
Türkiye Yaşam
Memnuniyeti Araştırması 2004, Fakültemiz Üroloji Anabilim Dalı’ndan öğretim
üyeleri, AÇSAP Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzman önerileri, ışığında
araştırma danışmanı ile birlikte, araştırma bilgi toplama formu düzenlemiş ve bu bilgi
toplama formu araştırma verisini toplamada kullanılmıştır.
3.6.1. 1. Bölüm: Erkeğe Ait Sosyo-demografik Bilgiler
İlk bölümde genel olarak erkeğe ait sosyal ve demografik kültürel bilgileri içeren
sorular yer almaktadır. Bu sorularla, eğitim, yaptığı iş, meslek varlığı, medeni durum,
nikah durumu, çok eşlilik, ilk evlenme yaşı, evlilik süresi, çocuk sayısı, en küçük
çocuğunun yaşı, eşin eğitim durumu ve yaşı, gelir durumları, konut tipi, ayrı yatak
odasının varlığı, ailedeki toplam birey sayısı, kültürel bir farklılığın göstergesi
16
olabilecek ana dilinin çeşidi sorulmuş ve bu sorulara yanıt alınarak bu konudaki
durumları belirlenmiştir.
Ekonomik durumu belirlemek üzere bir ayda eve giren para miktarı sorulmuş, 100
-300YTL, 300-500YTl, 500-1000YTl ve 1000 YTL üzeri olarak detaylandırılmıştır.
Aynı zamanda evde bulunan eşyalardan yola çıkılarak sosyo-ekonomik durum
TNSA 98’de sorulan sorularla dolaylı olarak araştırılmıştır(14). Sigara içme ve alkol
kullanma durumları sorulmuştur.
3. 6. 2. Bölüm: Doğurganlıkla İlgili Bilgileri
Canlı doğan çocukları, ve sayıları, birlikte oturan ve ayrı yaşayan çocukları ve
sayıları, en son doğan çocuklarının doğum tarihi, en son çocuğun istenip istenmemsi
veya daha sonra istenme durumu araştırıldı. Bu sorulara cevaplar evet, hayır, ve sayı
olarak alındı.
3. 6. 3. Bölüm :Gebeliği Önleyici Önlemler İle İlgili Bilgileri:
Gebeliği önleyici hangi usulleri ve yolları duydunuz sorusu sorularak
yanıtları, Yöntemi kendiliğinden söylemleri, yöntemi
sorulara
duyup duymadıkları ve bu
yöntemleri kullanıp kullanmadıkları araştırıldı.
3. 6. 4. Bölüm :Gebeliği Önleyici Yöntemleri Kullanma İle İlgili Bilgileri:
Erkek veya eşi gebe kalmayı önlemek yada geciktirmek için herhangi bir yöntem
kullandınız mı? Sorusu soruldu.
Yöntem kullanmama nedenleri:
Doğurganlıkla ilgili neden, kullanıma karşı, bilgi eksikliği, yöntem ile ilgili nedenler,
inisiyatifi kadına bırakmış
Kullandıkları yöntem
Şu anda yöntem kullanıyorlar mı?
Geri çekme yöntemi kullanıyorsa veya kullanmışsa; yönteme özel sorular sorularak
Tek başına mı kullanılıyor, kim tercih etti, zor mu? Kolay mı? Güvenilir bir yöntem mi?
Yöntem kullanımı derinlemesine araştırıldı.
17
3. 6. 5. Bölüm : Doğurganlık Tercihleri
Eşinin şu anki gebelik durumu, başka çocuk isteyip istemediği, sonraki çocuğun
istenme zamanı, gelecek yıl boyunca gebeliği önleyici yöntem kullanma isteği,
gelecekte herhangi bir zamanda gebeliği önleyici yöntem kullanma isteği, hangi
yöntemi tercih edeceği, ideal çocuk sayısı, gebeliği önleyici yönteme onay verip
vermediği ve bunun nedeni araştırıldı.
3. 6. 6. Bölüm: Evlilik İle İlgili Tutumlar:
Araştırma sırasında evli erkeklere toplam 10 önerme yöneltilmiş ve bu önermelere
ilişkin görüşlerini belirtmeleri istenmiştir. İlk altı önerme kadınlara yönelik fiziksel
şiddet ile ilgili tutumları kapsamaktadır. Diğer önermeler cinsler arası eşitsizlikle
ilgilidirler.
“Evet/katılıyorum” yanıtı olumsuz,
“Hayır/katılmıyorum” yanıtı olumlu,
“Bilmiyorum /fikrim yok” yanıtı fikri yok olarak değerlendirilmiştir.
Erkeklerin kadınlara olan tutumları üreme sağlığı açısından önemli olduğunu
düşünülerek, bir tutum indeksi geliştirilmiştir(14).
Tutumla ilgili önermelere verilen olumlu yanıtlar dikkate alınarak, geliştirilen bu tutum
indeksinde, tutumla ilgili önermeye verilen “evet /katılıyorum” yanıtı olumsuz,
“hayır/katılmıyorum” yanıtı olumlu, “bilmiyorum/fikrim yok “ yanıtı fikri yok olarak
değerlendirilmiştir.
Önermelere verilen olumlu yanıtlar “tutum indeksine” dahil edilmiştir. On önermenin
hiçbirisine olumlu yanıt verilmemesi “tamamen olumsuz tutum”, “1-5” olumlu yanıt
verilmesi “kısmen olumsuz tutum”, “6-9” olumlu yanıt verilmesi “kısmen olumlu
tutum” ve on önermenin onuna da olumlu yanıt verilmesi “tamamen olumlu tutum”
olarak gruplandırılmıştır.
3. 6 .7. Bölüm : Üreme Sağlığı İle İlgili Bilgileri Edinme Tercihleri
Üreme sağlığı ile ilgili bilgilerin kabul edilebilir veriliş zamanı ve yolları, son
birkaç ayda üreme sağlığı ile ilgili bilgi kaynaklarını, araştırmak amaçlanmıştır. Üreme
sağlığı ile ilgili olarak sağlık ocağından bilgi edinme durumları ve son birkaç ay içinde
18
bu konuda konuştukları kurum ve kişilerin mevcudiyeti, gazetelerin cinsel bilgiler
sayfasını okuyup okumadıkları; Ülkemizde bu konuda en medyatik isim olan Dr Haydar
Dümen’i tanıyıp tanımadıkları araştırılmıştır.
3. 6. 8. Bölüm : Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar
Bu hastalıkları duyma durumları, hangi hastalıkları bildikleri, AIDS hastalığını
duyma-bilme durumları, bilgi kaynakları, AIDS ten kaçınmanın mümkün olup olmadığı
ve nasıl korunma yolları konusundaki bilgileri araştırılmıştır(15).
3. 6. 9. Bölüm : Cinsel Yaşamla İlgili Sorular
Sünnet özgeçmişi, cinsellikle ilgi ilk bilgileri, edinilme yaşı ve edinilme yolları, bilgi
kaynakları: kimden, nereden edinildiği araştırıldı.
Şu anda cinsel bilgi ihtiyacı olsa nasıl karşılar?
İlk mastürbasyon yaşı, yapıp yapmadığı, cinsel ilk ilişki yaşı, ilk cinsel deneğimi
kiminle, nerede oldu?
Evlenmeden önceki flörtler ve eşi ile evlilik öncesi ilişki düzeyi,
Şu andaki cinsel ilişki sıklığı araştırıldı.
3. 6. 10. Bölüm : Cinsel Mitler İle İlgili Sorular
Evli erkeklere cinsel mitler ile ilgili olarak detaylı sorular soruldu, bu sorular sorulurken
önermeler okunarak, erkeklerin bu sorulara Tümüyle katılıyorum, kısmen katılıyorum,
nadiren katılıyorum, hiç katılmıyorum şeklinde yanıtları alındı.
Araştırmanın en zor ve zaman alan olan kısmı cinsel mitler ile ilgili sorular oldu.
Evli erkeklerin cinsel mitlerle ilgili düşüncelerini anlamak üzere araştırmacının sorduğu
toplam 27 adet sorudan seçilmiş örnekler:
*Erkek her zaman seks ister ve her zaman sekse hazırdır.
*Cinsel ilişkiyi daima erkek başlatmalıdır.
*Seksi erkek yönetir, kadının seksi başlatması ahlaksızlıktır.
*Sevişme cinsel birleşme demektir.
*Erkekler duygularını belli etmemelidir.
*Erkek cinsel organının boyutu cinsel gücün göstergesidir.
19
*Seks ancak çift aynı anda orgazm olabilirse güzeldir.
*Seks doğaldır öğrenilemez
*Mastürbasyon kirli ve zararlıdır.
*Erkek yada kadın sevişmeye hayır diyemez(16).
3. 6. 11. Bölüm : Mutluluk ve Memnuniyet
Bir bütün olarak hayatlarında ne kadar mutlusunuz? hayattaki mutluluk kaynakları ,
Sizi en çok kim mutlu eder, sizi en çok ne mutlu eder.
Cinsel hayatından memnuniyet durumu. Eşinin cinsel hayatından memnuniyet durumu.
Cinsel yaşantısını 1- 10 basamak arasında kaçıncı basamakta gördüğü., 5 yıl öncesine
göre cinsel hayatının mukayesesi araştırıldı. Türkiye “Yaşam Memnuniyeti Araştırması
2004” den sorular kullanıldı.
3.6.12. Bölüm : Erkeklerde Cinsel Sağlık Değerlendirme Formu
(SHIM Ölçeği)
Beş sorudan oluşan bu form ile
evli erkeklerin cinsel performansları ve bunu
kendilerinin nasıl gördükleri araştırılmaya çalışıldı.
SHIM ölçeği Androloji derneği tarafından önerilen ve üroloji uzmanları tarafından
kullanılan beş soruluk bir testtir(17).
3. 7. Verilerin Analizi
Bilgi
toplama aşaması tamamlandıktan sonra tasnif edilip
düzenlendi. Veriye
dönüştürülüp araştırmacı tarafından bilgisayar kayıtlarına aktarıldı. Verilerin analizi
için SPSS ver.10.0 ve epi Info 3.2 istatistiksel paket programı kullanılmıştır.
Uygulanan önemlilik testlerinde önemlilik testi olarak “ki-kare” testi yapılmıştır.
p< 0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Araştırmacı, araştırmanın
başında ve analiz aşamasında neden sonuç ilişkisi bulma kaygısı ve isteği duyarken,
araştırma sonunda bu isteğini ertelemiştir. Tanımlayıcı olan bu araştırmanın şimdilik
amacına ulaşmasının huzuru içindedir.
20
4. BULGULAR
Araştırmanın bulguları dokuz bölümde sunulmuştur.
4.1:Araştırılan erkeklerin sosyo-demografik özellikleri
4.2.Araştırılan erkeklerin doğurganlıkla ilgili bilgileri
4.3.Araştırılan erkeklerin gebeliği önleyici yöntemlerle ilgili bilgileri kullanım
özellikleri
4.4 Araştırılan erkeklerin evlilik ve kadınlarla ilgili düşünce ve tutumları
4.5. Araştırılan erkeklerin üreme sağlığı ile ilgili bilgileri edinme tercihleri
4.6. Araştırılan erkeklerin Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar konusundaki bilgileri
4.7: Araştırılan erkeklerin cinsel yaşamla ilgili , deneyimleri, bilgi durumu
4.8. Araştırılan erkeklerde cinsel sağlık değerlendirme, mutluluk ve memnuniyet
4.9.Cinsel mitlerin değerlendirilmesi
4. 1. Sosyo-demografik özellikler
Araştırmaya katılan erkeklerin en küçüğü, 20 yaşında, en büyüğü 64 yaşında olup
yaş ortalaması, 39.8±12.4 olup, yaş ortancası 38.0,. 50 yaşın üzerindeki erkekler, tüm
erkeklerin % 25.8’dir. Kırk yaşın altındakiler %62.4’tür (Tablo 3).
21
Tablo 3.Erkeklerin Yaş Gruplarına Göre Dağılımı
Yaş Grupları
Sayı
Yüzde
20-24
26
12.3
25-29
26
12.3
30-34
33
12.2
35-39
29
15.6
40-44
19
8.0
45-49
24
11.3
50-54
19
8.9
55-59
19
8.9
60- 60+
17
8.0
Toplam
212
100.0
Araştırmaya katılan erkeklerin nikah durumları incelendiğinde eşleriyle
aralarındaki birliktelik türü olarak %90.1’ünde resmi ve dini nikah, %9.9’unda yalnız
dini nikah vardı. Sadece resmi nikahı olan erkek yoktu (Tablo 4). Sadece dini nikahı
olan 21 kişinin %90.0’ı kırk yaşın altındadır.
Tablo 4.Erkeklerin Birliktelik Dağılım ( Nikah)
Nikah Durumu
Sayı
Yüzde
Dini nikah
21
9.9
Dini+resmi nikah
191
90.1
Toplam
212
100.0
Araştırmaya katılan erkeklerin öğrenim durumları incelendiğinde, % 13.2’ si okuma
yazma bilmemekte %20.3’ü okur yazardır. Erkelerin % 42.9 ilkokul mezunudur.
Ortaokul ve üzerinde öğrenim görenler % 23.7’dir (Tablo 5).
22
Tablo 5. Erkeklerin Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı
Öğretim Durumu
Sayı
Yüzde
Okur yazar değil
28
13.2
Okur yazar
43
20.3
İlkokul
91
42.9
Ortaokul- üzeri
50
23.7
Toplam
212
100.0
Araştırmaya katılan erkeklerin eşlerinin okuma yazma durumu incelendiğinde %56.1’i
okur-yazar değildir.
%21.7’si ilk okul mezunu, %9’u ortaokul ve üzeri eğitim
görmüştür (Tablo 6).
Tablo 6. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Eşlerinin Okuma Yazma Durumunun dağılımı
Okuma Yazma Durumu
Sayı
Yüzde
Okur Yazar Değil
119
56.1
Okur Yazar
26
12.2
İlkokul
46
21.7
Ortaokul
21
10.0
Toplam
212
100.0
Araştırmaya katılan, erkeklerin büyük çoğunluğunun (%81.6) çocukluğu 12 yaşına
kadar bucak veya köy yerinde geçmiştir. Sadece % 4.7’ si çocukluğunu il merkezinde
geçirmiştir (Tablo 7).
23
Tablo 7. Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Çocukluğunun Geçirdiği Yer
Çocukluğunun Geçirdiği Yer
Sayı
Yüzde
İl merkezi
10
4.7
İlçe merkezi
29
13.7
Bucak köy
173
81.6
Toplam
212
100.0
Araştırmaya katılan erkeklerin çalıştıkları, geçimlerini kazandıkları işler incelendiğinde
%5.7’sinin işsiz olduğu, günübirlik, mevsimlik ve devamlı işçi olmak üzere %51’nin
işçilik yaptığı, %30.7’si serbest çalıştığı, yaptıkları işler arasında
en az meslek
grubunun memurluk (% 8.5) olduğu bulundu (Tablo 8).
Tablo 8. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Yaptıkları İşlerin Dağılımı
İşi
Sayı
Yüzde
İşsiz
12
5.7
Günübirlik işçi
61
28.8
Mevsimlik veya Devamlı İşçi
47
22.2
Memur
18
8.5
Serbest
65
30.6
Emekli
9
4.2
Toplam
212
100.0
Araştırmaya katılan erkeklerin sosyal güvence durumları çalıştıkları iş ile paralellik
göstermekte olup, emekli sandığına mensup olanlar azınlıktadır (%9.9). Yeşil kart
sahibi olanlar %41 ile ilk sırada yer almaktadır. %19.8’nin bir sosyal güvencesi
bulunmamaktadır. SSK’lı olanların oranı %11.8’de kalmaktadır. Özel sosyal güvenceye
sahip kişi bulunmamaktadır (Tablo 9).
24
Tablo 9. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Sosyal Güvence Durumlarının Dağılımı
Sosyal Güvence Türü
Sayı
Yüzde
Sosyal Güvencesi Yok
42
19.8
SSK
25
11.8
Emekli sandığı
21
9.9
Bağ-kur
37
17.5
Yeşil kart
87
41.0
Toplam
212
100.0
Araştırmaya katılan erkeklerin gazete okuma alışkanlıkları sorgulanmıştır. Erkeklerin
% 41.0’i neredeyse her gün gazete okumaktadır. Erkeklerin %25.5’i hiç gazete
okumamaktadır(Tablo 10).
Tablo 10. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Gazete Okuma Sıklığının Dağılımı
Gazete Okuma Sıklığı
Sayı
Yüzde
Neredeyse Her Gün
87
41.0
Haftada Bir İki
44
20.8
Haftada Birden Az Nadiren
27
12.7
Hiç Gazete Okumuyor
54
25.5
Toplam
212
100.0
Araştırmanın yapıldığı Solaklı beldesine erkeklerin büyük bir kısmı göç yoluyla
yerleşmişlerdir. Bu nedenle etnik yönden farklılıklar göstermektedir. Araştırmaya
katılan erkeklerin %85.4’ü ev içinde ve yaşamlarında Türkçe’nin dışında Zazaca,
%2.4’ü de Kürtçe konuşmaktadır (Tablo 11).
25
Tablo 11.Araştırmaya Katılan Erkeklerin Konuşurken Kullandıkları Anadillerinin Dağılımı
Evde Konuştuğu Anadil
Sayı
Yüzde
Türkçe
26
13.2
Zazaca
181
84.4
Kürtçe
5
2.4
Toplam
212
100.0
Solaklı kırsal bölgede oluğundan konutlar genelde müstakil bahçe içinde idi. Ataerkil
aile yapısı hakim olduğundan evde evli çocuklar da yaşıyordu. İki kattan daha yüksek
katlı binaya rastlanmadı. Evlerdeki oda sayıları incelendiğinde %40.6’sı üç odalı,
% 38.2’si dört odalıydı.İki odalı olan evlerin oranı %11.3’tür (Tablo 12).
Tablo 12. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Evlerindeki Oda Sayılarının Dağılımı
Evdeki Oda Sayısı
Sayı
Yüzde
İki oda
24
11.3
Üç oda
86
40.6
Dört oda
81
38.2
Beş oda
21
9.9
Toplam
212
100.0
Araştırmaya katılan erkeklerin evlerinde yatak odası varlığı ve eşleriyle yatma
durumları sorgulanmıştır. Erkeklerin %27.4’ünün eşiyle birlikte yalnız başlarına
yatacakları kendine ait yatak odası yoktu. %21.7’si çocuklarıyla aynı odada yatmakta,.
%54.2’ si eşiyle kendine ait odada ve aynı yatakta yatarken, % 18.4’ü ayrı yatakta
yatmaktadır (Tablo 13).
26
Tablo 13. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Eşleri İle Yatma Durumlarının Dağılımı
Eşiyle Birlikte Yatma Durumları
Sayı
Yüzde
Eşiyle Aynı Odada Aynı Yatakta Yatıyor
115
54.2
Aynı Odada Ayrı Yatakta Yatıyor
39
18.4
Çocuklarla Aynı Odada Yatıyor
46
21.7
Ayrı Odalarda Yatıyoruz
12
5.7
Toplam
212
100.0
Erkeklerin %50.0’nin evine giren para 501 YTL’nin altındadır. %32.0’sinin evine giren
para miktarı 501-1000 YTL arasında,1000 YTL’nin üzerinde para giren ev % 19.8’dir
(Tablo 14).
Tablo 14. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Evine Bir Ayda Giren Toplam Paranın Dağılımı
Eve Giren Toplam Para Miktarı YTL
Sayı
Yüzde
100-300 YTL
50
23.6
301-500 YTL
56
26.4
501-1000 YTL
64
30.2
1001 YTL +
42
19.8
Toplam
212
100.0
Araştırmaya katılan erkeklerin
bazı sosyo-ekonomik özelliklere göre dağılımları
araştırılmıştır. Erkeklerin %82.5’inin yaşadığı ev kendine veya evde oturan birine aittir.
Yüzde17.5’i kirada oturmaktadır. Hemen her erkeğin evinde buzdolabı ve televizyon
vardır, Erkeklerin %84.4’ünün evinde çamaşır makinesi vardır. Sadece %15.1’inde
bulaşık makinesi vardır.
Cep telefonu varlığı %88.7 iken, ev telefonu varlığı
%57.5’dir.Evinde VCD oynatıcısı bulunanlar %39.6’dır. Erkeklerin % 24.5’inin binek
arabası vardır (Tablo15).
27
Tablo 15. Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Bazı Sosyoekonomik Özelliklere Göre Dağılımları
Buzdolabı
Var
Yok
Televizyon
Var
Yok
Telefon
Var
Yok
Cep telefonu
Var
Yok
Elektrik süpürgesi
Var
Yok
Çamaşır makinesi
Var
Yok
Bulaşık makinesi
Var
Yok
Fırın
Var
Yok
VCD Oynatıcısı
Var
Yok
Araba
Sayı
Yüzde
210
2
99.1
0.9
210
2
99.1
0.9
122
90
57.5
42.5
188
24
88.7
11.3
124
88
58.5
41.5
179
33
84.4
15.6
32
180
15.1
84.9
110
102
51.9
48.1
84
128
39.6
60.4
Var
52
24.5
Yok
160
75.5
Ev Kira
37
17.5
Evde Yaşayan Birilerine Ait
175
82.5
Ev mülkiyeti
28
Araştırmaya katılan erkeklerin araştırma sırasında sigara içme ve içki içme durumları
incelendiğinde %59.9’u sigara içmektedir (Tablo 16).
Tablo 16. Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Sigara İçme Durumunun Dağılımı
Sigara içme durumu
Sayı
Yüzde
Evet
125
59.0
Hayır
87
41.0
Toplam
212
100.0
Araştırmaya katılan erkeklerin çoğu (%83.0) içki içmemektedir. Beşte biri alkol
kullanmaktadır(Tablo 17).
Tablo 17. Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Alkollü İçki Kullanma Durumunun Dağılımı
İçki içme durumu
Sayı
Yüzde
Evet
36
17.0
Hayır
176
83.0
Toplam
212
100.0
Araştırmaya katılan erkeklerin
kendilerine ait diş fırçası olup olmadığı araştırılmış,
%29.2 sinin diş fırçası olmadığı bulunmuştur. Kendine ait evde diş fırçası olmadığı
halde dişlerini fırçalayan 6 kişi mevcuttur (Tablo18).
29
Tablo 18. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Diş Fırçası Varlığının Dağılımı
Diş fırçası varlığı
Sayı
Yüzde
Diş fırçası var
150
70.8
Diş fırçası yok
62
29.2
Toplam
212
100.0
4.2. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Doğurganlıkla İlgili Bilgileri
Erkeklerin canlı doğan çocuklarının sayıları incelendiğinde çocuğu olmayanların oranı
%4.7’dir. Yarısından fazlasının (% 56.6) beş ve üzerinde çocuğu olmuştur. 3-4 çocuğu
olanlar % 11.7’dir (Tablo 19).
Tablo 19. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Toplam Canlı Doğan Çocuklarının Sayılarının Dağılımı
Çocuk
Sayısı
Çocuğu yok
1-2
3-4
5-5+
Toplam
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
10
4.7
57
26.8
25
11.7
120
56.6
212
100.0
Araştırmaya katılan erkeklerin 5 ve üstünde çocuk sayılarının olması öğrenim durumu
ile ters orantılı olarak artmaktadır (Tablo 20).
Tablo 20. Öğrenim Durumuna Göre Toplam Doğan Çocuk Sayılarının Dağılımı
Öğrenin
Çocuğu yok
1-2
3-4
Durumu
Sayı
%*
Sayı
%*
Sayı
%*
Sayı
%*
Sayı
%**
OY Değil
2
7.1
-
0.0
-
0.0
26
92.9
28
13.2
Okur yazar
-
0.0
9
20.9
3
7.0
31
72.1
43
19.4
İlkokul
-
0.0
21
23.0
20
21.0
50
56.0
91
42.9
Ortaokul +
8
16.0
27
54.0
2
4.0
13
26.0
50
23.5
Toplam
10
4.7
57
26.8
25
11.7
120
56.6
212
100.0
* Satır yüzdesi ** Kolon yüzdesi
30
5-5+
Toplam
Araştırmaya katılan erkeklerin ölen çocuk sayıları araştırılmıştır. % 65.5’inin ölen
çocuğu yoktur. Yüzde 22.6’sının bir çocuğu, %7.6’sının iki çocuğu ölmüştür(Tablo 21).
Tablo 21. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Ölen Çocuklarının Sayılarının Dağılımı
Yok
Ölen
Çocuk
İki
Üç
Dört
Sayı %
Sayı %
Sayı %
Bir
Sayı %
Sayı %
139
48
65.5
22.6 16
7.6 6
2.8 3
Toplam
Sayı
%
1.4 212
100.0
Sayısı
İlkokul üzerinde öğrenimi olan erkeklerin ikiden fazla ölen çocuğu yoktur. Okuma
yazma bilmeyen erkeklerin % 10.7’sinin dört çocuğu ölmüştür.
Tablo 22. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Öğrenim Durumlarına Göre Ölen Çocuklarının
Sayılarının Dağılımı
Öğrenin
Yok
Bir
Durumu
Sayı %*
Sayı %*
İki
Üç
Sayı %* Sayı % *
Dört
Sayı % *
Toplam
Sayı
%**
OY D
14
50.0 8
28.5 2
7.1 4
14.3 3
10.7 28
13.2
OY
20
46.5 14
32.6 4
9.3 2
4.6
-
0.0
43
20.2
İlkokul
67
73.6 18
19.7 6
6.6 -
0.0
-
0.0
91
42.9
Ortaokul
38
76.0 8
16.0 4
8.0 -
0.0
-
0.0
50
23.6
Toplam
139
65.5 48
22.6 16
7.6 6
2.8
3
1.4
212
100.0
* Satır yüzdesi **Kolon yüzdesi
Araştırmaya katılan erkeklerin en son doğan çocuklarını isteyip istemedikleri
sorulduğunda yaklaşık beşte biri (% 18.6) en son doğan çocuğunu istemiyor, yada sonra
istiyordu. Öğrenim durumu ile en son doğan çocuğu isteyip istememe arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardır. Ortaokul ve üzerinde eğitim görenler en son
doğan çocuklarını daha az eğitim görenlerden daha fazla istiyorlardı(p<0.005-Tablo 23).
31
Tablo 23. Erkeklerin En Son Doğan Çocuklarını İsteyip İstememe Durumlarını Eğitim
Durumlarına Göre Dağılımı.
En son çocuğu istiyor mu
Toplam
Öğrenim durumu
Evet
Hayır
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
%
Okur-yazar değil
20
79.6
6
23.1
26
13.8
Okur yazar
36
83.7
7
16.3
43
22.3
İlkokul
60
72.2
23
27.7
83
43.7
Ortaokul ve üzeri
38
100.0
-
0.0
38
20.0
Toplam
154
81.4
36
18.6
190
100.0
X²=16. 2 sd= 3 p<0.005
4.3. Gebeliği Önleyici Yöntemler (AP) İle İlgili Bilgileri Kullanım
Özellikleri
Araştırmamızdaki erkeklerin %73.6’sı, eşlerinin %75.9’u
gebeliği önleyici
yöntem kullanımını onaylamaktadır.
Aile planlaması yöntemi olarak, erkeklerin saydıkları yöntemler:
Hap yöntemi % 36.5, kondom yöntemi %31.0, rahim içi araç yöntemi % 28.4,
geri çekme yöntemi %17.8’dir. Erkeklerin
tamamı derialtı implant
yöntemi ve
diyafram yöntemini kendiliklerinden yöntem olarak saymamışlardır.
En fazla duyup bildikleri
AP yöntemleri geri çekme yöntemi %82.2, hap
yöntemi %75.0, rahim içi araç yöntemi % 80.3, kondom yöntemi %79.5, kordonların
bağlanması %79.2, deri altı implant yöntemini %13.0’ı duymuşlardır.
Kullanılanmış oldukları AP yöntemleri araştırıldığında
Modern yöntemler arasında en çok kullanılan yöntem Rahim içi araçtır. (RIA), ardından
kondom gelmektedir. Geleneksel yöntemler içinde en sık geri çekme yöntemi
kullanılmaktadır.
Tüm zamanlar içinde en sık kullanıldıkları yöntemlerin bazıları: Geri çekme
yöntemi %47.7,
RİA %32.2,
kondom
yöntemi %27.8, hap yöntemi %13.9,
enjeksiyon yöntemi %6.3, kordonların bağlanması % 5.9, takvim yöntemi, % 8.3’tür.
Deri altı implant ve diyafram yöntemlerini kullanmış erkek yoktur (Tablo 24).
32
Tablo 24.Araştırmaya Katılan
Özelliklerine Göre Dağılımları:
AP Yöntemi
Erkeklerin AP Yöntem Bilgileri ve AP Yöntem Kullanım
Kendiliğinden
Duymuş
Yöntemi
Sayan
Biliyor
Kullanmış
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Hap yöntemi
76
35.6
155
74.5
29
13.9
RİA yöntemini
59
28.4
167
80.3
67
32.2
Enjeksiyon
25
12.0
116
55.8
13
6.3
Kordonların bağlanması
21
10.2
146
71.2
12
5.9
Takvim yöntemi
5
2.4
64
31.2
17
8.3
Derialtı implant yöntemi
-
0.0
27
13.0
-
0.0
Kondom yöntemi
64
31.0
163
79.5
57
27.8
Geri çekme yöntemi
40
17.8
171
82.2
93
44.7
Araştırmaya katılan erkeklere siz yada eşiniz daha önce gebeliği önlemek yada
geciktirmek için herhangi bir yöntem kullandınız mı? sorusuna verilen yanıtlar
incelendiğinde, erkeklerin % 29.2’si gebeliği geciktirmek yada önlemek için herhangi
bir yönteme başvurmadıklarını belirtmişlerdir (Tablo 25).
Tablo 25. Erkeklerin Araştırmadan Önce Bir AP Yöntemi Kullanma Durumlarının Dağılımı
Araştırmadan Önce
Sayı
Yüzde
Evet
150
70.8
Hayır
62
29.2
Toplam
212
100.0
Yöntem kullanma Durumları
33
Araştırmaya katılan erkeklerden daha önce gebeliği önleyici
kullanmayan 62 (%29.2) kişinin gebeliği önleyici,
yöntem
yöntem kullanmama nedenleri
sorgulanmıştır. Bu kişilerin % 50.0’si doğurganlıkla ilgili nedenler, %16.1 kullanıma
karşı olduğu için, %19.4’ ü ise bilgi eksikliği nedeniyle gebeliği önleyici yöntem
kullanmadıklarını bildirmişlerdir (Tablo 26).
Tablo 26. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Daha Önce AP Yöntemi Kullanmama Nedenlerinin
Dağılımı
Kullanmama nedeni
Sayı
Yüzde
Doğurganlıkla ilgili nedenler
31
50.0
Kullanıma karşı
10
16.1
Bilgi eksikliği
12
19.4
Yöntemle ilgili nedenler
4
6.5
Diğer
5
8.1
Toplam
62
100.0
Gebeliği önleyici
yöntem kullanan 150 kişinin kullandıkları yöntemler
sorgulandığında ilk sırada % 38.6 ile geri çekme yöntemi gelmektedir. RİA yöntemi %
27.3 ile ikinci sıklıkta kullanılmaktadır. Erkeklerin yarısından fazlası (% 52.0) erkek
katılımı sorumluluğu gerektiren yöntemler olan kaput yöntemi ve geri çekme yöntemini
kullanmışlardır (Tablo 27).
34
Tablo 27. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Daha Önce Kullandıkları AP yöntemlerinin Dağılımı
Yöntem Adı
Sayı
Yüzde
Hap
18
12.0
RİA
41
27.3
Enjeksiyon
5
3.3
Kaput
20
13.4
Tüpleri bağlama
8
5.4
Geri çekme
58
38.6
Toplam
150
100.0
Erkeklerin %53.7’si araştırma sırasında gebeliği geciktirici, önleyici bir yöntem
kullanmaktadırlar. Yüzde 5.7’si gebeliği önleyici geciktirici bir yöntem kullanıp
kullanmadıklarını bilmemektedir
Araştırma sırasında gebeliği, önleyici bir yöntem
kullanan 114 kişinin kullandıkları yöntemler sorgulamıştır. Halen kullanılan yöntemler
arasında % 42.1 ile RİA ilk sıradadır. Geri çekme yöntemi %35.5 ile ikincidir.
Vazektomi operasyonu geçirmiş bir erkek bulunmaktadır. Erkek sorumluluğunu
gerektiren yöntem ( %41.4) kullanımı azalmıştır (Tablo 28).
Tablo 28. Araştırma sırasında bir yöntem kullanan 114 Erkeğin Kullandıkları Gebeliği Önleyici,
Geciktirici Yöntemlerin Dağılımı .
Yöntem adı
Sayı
Yüzde
Hap
4
3.5
RİA
48
42.1
İğne
4
3.5
Kaput
6
5.1
Tüpleri bağlama
11
9.5
Vazektomi
1
0.8
Geri çekme
40
35.5
Toplam
114
100.0
35
Tüm Zamanlarda Geri Çekme Yöntemini Kullanmış Erkeklerin Bazı Özellikleri
Geri çekme yöntemini kullanan erkeklere yönteme özel sorular sorulmuştur. Bu
sorularla geri çekme yöntemini kullanım kararını kimin verdiği, yöntemin güvenirliği ve
zorluğu araştırılmıştır.
Tüm zamanlarda geri çekme yöntemini kullanmış erkekler 93 (%43.8) kişidir.
Bu yöntemi uygulamış olan 93 kişinin % 48.4 ‘ünde kararı erkek vermiş, %38’sinde
kararı karısı vermiş, geri kalan % 12.9 gibi bir azınlıkta geri çekme yöntemini kullanım
kararını her ikisi birlikte almışlardır (Tablo 29).
Tablo 29. Erkeklerden Geri çekme Yöntemini Uygulayanlarda Kararı Verenlerin Dağılımı
Geri Çekme Yöntemi Kararını Veren Kişi
Sayı
Yüzde
Kendisi
45
48.4
Karısı
36
38.7
Her ikisi beraber
12
12.9
Toplam
93
100.0
Geri çekme yönteminin kullananlar tarafından güvenilirliliği sorgulanmış, bu yöntemi
kullanmış olan 93 kişinin %75.3’ü geri çekme yöntemini güvenli bulmazken, yöntemi
güvenilir bulanlar, %24.7’dir. Araştırmaya katılan erkeklerin dörtte üçü geri çekme
yöntemini gebeliği önleme bakımından güvenilir bulmamalarına rağmen, yöntem olarak
kullanmışlardır (Tablo 30).
Tablo 30. Erkeklerin Geri Çekme Yönteminin Güvenirliliği Hakkındaki Görüşlerinin Dağılımı
Geri Çekme Yöntemi Güvenilirdir
Sayı
Yüzde
Evet
23
24.7
Hayır
70
75.3
Toplam
93
100.0
36
Geri çekme yöntemini kullanmış olan 93 erkekten, %79.6’sı yöntemin zor
olduğunu ifade etmiş, % 20.4 erkek yöntemi kolay olarak değerlendirmiştir (Tablo 31).
Tablo 31. Geri Çekme Yönteminin Kolay Yada Zorluğunu İfade Edenlerin Dağılımı
Geri çekme Yöntemi Zor mudur
Sayı
Yüzde
Evet
74
79.6
Hayır
19
20.4
Toplam
93
100.0
Araştırmaya katılan erkelerden geri çekme yöntemini uygulayanların
yaş
gruplarına göre dağılımları incelendiğinde geri çekme yöntemini kullanan erkeklerin
yaş grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardır p<0.05 (Tablo 32)
Tablo 32 :Geri Çekme Yöntemini Kullananların Yaş Gruplarına Göre Dağılımı
Geri Çekme Yöntemi Kullanmış
Yaş grupları
Evet
Hayır
Toplam
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
20-24
14
58.3
10
41.7
24
11.5
25-29
13
54.1
11
45.9
24
11.5
30-39
31
50.0
31
50.0
62
29.8
40-49
14
32.5
29
67.5
43
20.8
50-59
20
44.4
25
55.6
45
20.6
60+
1
10.0
9
9.0
10
4.7
Toplam
93
44.7
115
55.3
208
100.0
X²=10.8 sd= 5 p<0.05
Araştırmaya katılan erkeklerden geri çekme yöntemini kullanan 93 kişinin geri
çekme kararını kimin verdiği ile bu yöntemin güvenirliliği arasında ilişki araştırılmıştır.
Kararı veren kişi ile erkeklerin yöntemi güvenilir bulması arasında istatistiksel olarak
37
anlamlı ilişki bulunmuştur Kararı eşi ile birlikte veren erkekler, geri çekme yöntemini
daha güvenilir bulmuşlardır. Bu fark istatistiksel olarak anlamlıdır (p<0.05 -Tablo 33)
Tablo 33. Geri Çekme Yöntemi Kararı İle Erkeğin Geri Çekme Yöntemini Güvenilir Bulup
Bulmaması Arasındaki İlişkinin Dağılımı
Geri Çekme Yöntemi
Kararını Veren Kişi
Geri Çekme Yöntemi
Güvenilirdir
Güvenilir Değildir
Toplam
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Kendisi
6
13.3
39
86.7
45
48.5
Karısı
12
33.3
24
66.7
36
39.0
Her İkisi
5
41.6
7
58.4
12
12.5
Toplam
23
24.8
70
75.2
93
100.0
X²=6.4 sd=2 p<0.05
Araştırmaya katılan erkeklerden geri çekme yöntemini kullanan 93 kişinin geri
çekme kararını kimin verdiği ile bu yöntemin zorluğu arasında ilişki araştırılmıştır .
Kararı veren kişi ile erkeklerin yöntemi zor bulması arasında istatistiksel olarak anlamlı
bir ilişki bulunmuştur Geri çekme yöntemi kararını kendisi veren erkekler yöntemin
kolay olduğunu ifade etmişlerdir ( p<0.05 -Tablo 34).
Tablo 34. Geri Çekme Yöntemi Kararı İle Erkeğin
Bulmaması Arasındaki İlişkinin Dağılımı
Geri Çekme Yöntemini Zor
Geri çekme zor bir yöntem midir
Zordur
Bulup
Toplam
Geri çekme yöntemi
Kolaydır
kararını veren kişi
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Kendisi
14
31.1
31
68.9
45
48.4
Karısı
3
8.3
33
91.7
36
38.8
Her ikisi
2
16.6
10
83.4
12
12.8
Toplam
19
20.4
74
79.6
93
100.0
X²=6.5 sd=2 p<0.05
38
Araştırmaya katılan erkeklerin geri çekme yöntemini zor bulma ile en son
doğan çocuklarını isteyip istememe durumları karşılaştırılarak araştırılmıştır. Yöntemi
zor bulup bulmama ile en son doğan çocuğun istenme durumu arasında istatistiksel
olarak anlamlı bir fark vardır En son doğan çocuklarını isteyenler geri çekme yöntemini
kolay uygulanabilir ifade etmişlerdir( p<0.05 -Tablo 35).
Tablo 35. Geri Çekme Yönteminin Kolaylığı Zorluğu İle En Son Çocuğu İsteme-İstememe Durumu
Arasındaki İlişkinin Dağılımı
En Son Doğan Çocuğunu
Geri
Çekme
Yönteminin
İsteme Durumu
İstiyordu
Toplam
İstemiyordu
Zorluğu
Sayı Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Kolay
19
100.0
-
0.0
19
21.3
Zor
48
68.6
22
31.4
70
78.7
Toplam
67
75.3
22
24.7
89
100.0
X²=7.9 sd=2 p<0.05
Araştırmaya katılan erkeklerin gelecekteki AP eğilimleri sorgulanmıştır.
Erkeklerin
%52’si
gelecekte
gebeliği
önleyici-geciktirici
yöntem
kullanmayı
düşünmektedir.
Erkeklerin % 21.7’si bu konuda bilgisinin olmadığını ifade etmiştir (Tablo 36).
39
Tablo 36. Gelecekte Herhangi Bir Zamanda AP Yöntemi Kullanmayı Düşünüyor musunuz
Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı
Gelecekte Bir Yöntem Kullanmayı
Sayı
Yüzde
Evet
115
54.2
Hayır
51
24.1
Bilmiyor
46
21.7
Düşünüyor Musunuz
Araştırmaya katılan erkeklerin gelecekte kullanmayı tercih edebilecekleri
yöntemler arasında RİA % 39.1 ile ilk tercihtir.
Geri çekme
yöntemini
gelecekte
kullanmak
isteyen
erkeklerin
oranı
düşmüştür(%18.2). Erkeklerin %20 si tüp ligasyonunu gelecekte bir yöntem olarak
tercih edebileceklerini ifade etmişlerdir (Tablo 37)
Tablo 37. Gelecekte Gebeliği Önleyici Geciktirici Bir Yöntem Kullanacaklarını
Erkeklerin Tercih Ettiği Yöntemlerin Dağılımı
Gelecekte Kullanmayı Düşünülen Yöntem
İfade Eden
Sayı
Yüzde
RİA
45
39.1
Hap
15
13.0
İğne
2
1.7
Kaput
4
3.5
Tüpleri bağlama
24
21.0
Vazektomi
4
3.5
Geri çekme
21
18.2
Toplam
115
100.0
Araştırmaya katılan erkeklere aile planlaması günah mı sorusu sorulmuş ve yanıtları
alınmıştır. Erkeklerin % 25.0’ı aile planlaması günahtır cevabını vermiştir. %68.4
günah değil derken, % 6.6’sı bilmiyorum–fikrim yok demiştir (Tablo 38).
40
Tablo 38. Aile Planlaması Uygulamak Günah mı Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı
Aile Planlaması Günah mı?
Sayı
Yüzde
Evet
53
25.0
Hayır
145
68.4
Bilmiyor
7
3.3
Fikrim yok
7
3.3
Toplam
212
100.0
Aile planlaması günah diye yanıt veren erkeklere (53 kişi) hangi yöntemler
günah diye sorduğumuzda % 84.9’u modern yöntemlerin günah olduğunu, %5.6 ‘sı
geleneksel yöntemlerin, bu erkeklerin % 9.5’i bütün AP yöntemlerinin günah olduğunu
belirtmişlerdir.
4.4. Araştırılan Erkeklerin Evlilik Ve Kadınlarla İlgili Düşünce, Tutumları
Araştırmaya katılan erkekler ortalama olarak 21.0 ± 3.9 yaşında ilk evliklerini
yapmışlardır; ilk evlenme yaşı ortancası
21.0’dir. Erkeklerin % 91.5 bir kez
evlenmişken, % 8.5’i ikinci evliliğini yapmıştır. Erkelerin %19.3’ü on dokuz yaşından
önce evlenmiştir. Yirmi beş yaşından sonra evlenenlerin hızı %19.3 tür (Tablo 39).
Tablo 39. Erkeklerin İlk Evlenme Yaşlarının Yaş Gruplarına Göre Dağılımı
Evlenme Yaş Grupları
Sayı
Yüzde
13-15
13
6.0
16-18
41
19.3
19-21
57
26.9
22-24
60
28.3
41
25+
41
19.3
Toplam
212
100.0
Erkeklerin eşlerinin ilk evlenme yaşları araştırılmıştır. Eşleri ortalama 20.0
yaşında evlenmişler, evlenme yaşı ortancası 18.0’dir. Yarısından fazlası 19 yaşından
önce evlenmişlerdir(%51.4). On sekiz yaşında evlenenlerin oranı %9.4’tür. Eşlerinin
%6’sı on beş yaşından önce ilk evliliklerini yapmıştır. On beş yaşında evlenenler
%11.8’dir. Yirmi beş yaşın üstünde evlenen kadınların hızı %13.6’dır (Tablo 40).
Tablo 40. Erkeklerin Eşinin Evlenme Yaşlarının Yaş Gruplarına Göre Dağılımı
Eşinin Evlenme Yaş Grupları
Sayı
Yüzde
13-15
38
17.9
16-18
71
33.5
19-21
56
26.3
22-24
18
8.5
25+
29
13.6
Toplam
212
100
Araştırmaya katılan erkeklerin evlenmeden önce eşleriyle olan ilişki düzeyleri
sorgulanmıştır. Erkeklerin %41.5’i evleneceği kadını ilk defa evlendiğinde görmüştür.
%25.5’i başkalarının yanında görüşmekle yetinmiştir. El ele tutuşanların hızı
%14.6’dır. Karısı ile evlenmeden önce ön sevişme düzeyinde ilişkide bulunanların hızı
(%6.6), ilişkileri sadece öpüşme (% 4.7) düzeyinde kalanlardan yüksektir(Tablo 41).
42
Tablo 41. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Evlenmeden Önce Eşleriyle İlişki Düzeylerinin Dağılımı
Evlenmeden Önceki İlişki Düzeyi
Sayı
Yüzde
Hiç görüşmemiş
88
41.5
Başkalarının yanında görüşme
54
25.5
El ele tutuşma
31
14.6
Öpüşme
10
4.7
Ön sevişme
14
6.6
Genital bölgeyi içeren sevişme
4
1.9
Yanıtlamadı
11
5.2
Toplam
212
100
ilişkiyi
kiminle
Araştırmaya
katılan
erkeklerin
ilk
cinsel
yaptıkları
sorgulanmıştır.Erkeklerin %45.8’i eşleriyle birlikte ilk cinsel deneyimini yaşamıştır.
Eşleri ile ilk olarak cinsel ilişkiye girenler hariç tutulduğunda erkeklerin %90’ı bir
hayat kadınıyla cinsel ilişkiye girerek ilk cinsel deneyimlerini yaşamışlardır.
Araştırma kapsamındaki evli erkeklerin % 28.3’ü eşleri çocukların bakımını
ihmal ederse, % 48.6 eşi kendisine karşılık verirse, %41.0 eşi başka erkeklerle
konuşursa, %18.9’u cinsel ilişkiyi ret ederse eşlerine fiziksel şiddet uygulamaya hakları
olduğunu beyan etmişlerdir. Kadın yemeği yaktığı zaman kendinde bu hakkı görenlerin
oranı %4.2’dir. Erkeklerin %3.3’ü bu konularda fikri olmadığını belirtmiştir (Tablo 42).
Tablo 42. Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Bazı Durumlarda Eşlerine Fiziksel Şiddet
Uygulayabilecekleri Hakkındaki Tutumlarının Dağılımı
Aşağıdaki durumlarda kocanın
karısını dövmeğe hakkı olup
olamayacağını söyler misiniz
Evet*
Hayır*
Fikri yok*
Kadın yemeği yaktığı zaman
4.2
92.5
3.3
100.0
Çocukların bakımını ihmal ettiğinde
28.3
68.4
3.3
100.0
Kocasına karşılık verdiği zaman
48.6
48.1
3.3
100.0
Başka erkeklerle konuşunca
41.0
55.7
3.3
100.0
Parayı lüzumsuz yere harcarsa
15.1
79.7
5.2
100.0
Cinsel ilişkide bulunmak istemezse
18.9
77.8
3.3
100.0
43
Toplam*
* Yüzde olarak verilmiştir.
Araştırma kapsamındaki, erkelerden %51.4’ü “ailede önemli kararların erkekler
tarafından alınması” gerektiği, %46.2’si “kadın kocasıyla aynı fikirde değilse
tartışmaması” gerektiği görüşündedir. Erkeklerin % 46.2’si, erkeklerin kadınlardan daha
akıllı olduğuna inanmaktadır. Erkeklerin %21.7’si erkek çocuğun eğitimli olmasının kız
çocuğunun eğitimli olmasından daha iyi olduğunu düşünmektedir(Tablo 43).
Tablo 43 :Araştırmaya Katılan Erkeklerin Kadınlarla İlgili, Bazı Tutumlarının Dağılımı
Aşağıdaki Önermeye Katılıyor musunuz**
Ailede önemli kararlar ailenin erkekleri
tarafından alınmalıdır
Erkekler kadınlardan genellikle daha akıllıdır
Kadın kocası ile aynı fikirde değilse
onunla tartışmamalıdır
Erkek çocuğun eğitimli olması kız çocuğun
eğitimli olmasından her zaman daha iyidir.
Olumlu*
Olumsuz*
Fikri yok*
45.3
51.4
3.3
49.1
46.2
4.7
50.5
46.2
3.3
75.0
21.7
3.3
* Yüzde oranlar verilmiştir.
**Önermelere katılıyorum yanıtı olumsuz, katılmıyorum yanıtı olumlu, fikri yok yanıtı olumlu tutum
olarak değerlendirilmiştir.
Erkeklerin kadınlara olan tutumlarının üreme sağlığı açısından önemli olduğu
düşünülerek, bir tutum indeksi geliştirilmiştir(14).
Tutumla ilgili önermelere verilen olumlu yanıtlar dikkate alınarak, geliştirilen bu tutum
indeksinde, tutumla ilgili önermeye verilen “evet /katılıyorum” yanıtı olumsuz,
“hayır/katılmıyorum” yanıtı olumlu, “bilmiyorum/fikrim yok “ yanıtı fikri yok olarak
değerlendirilmiştir.
Önermelere verilen olumlu yanıtlar “tutum indeksine” dahil edilmiştir. On
önermenin hiçbirisine olumlu yanıt verilmemesi “tamamen olumsuz tutum”, “1-5”
olumlu yanıt verilmesi “kısmen olumsuz tutum”, “6-9” olumlu yanıt verilmesi “kısmen
olumlu tutum” ve on önermenin onuna da olumlu yanıt verilmesi “tamamen olumlu
tutum” olarak gruplandırılmıştır.
Araştırama kapsamındaki evli erkeklerin tutumları ile araştırma sırasında AP
yöntemi kullanımları, özellikle geri çekme yöntemi ile ilişkisi değerlendirilmiştir.
44
Erkeklerde tamamen olumsuz tutum gösterenlerin %40’ı herhangi bir AP yöntemi
kullanmamaktadır. Tamamen olumlu tutum
gösteren erkeklerin %37.1’i
bir AP
yöntemi kullanmaktadır (Tablo 44).
Tablo 44.Araştırmadaki Erkeklerin Tutumları-Kullandıkları A P Yöntemi ilişkisinin Dağılımı
Kadına Karşı Tutum İndeksi
Tamamen
Kullanılan
AP Yöntemi
Modern
Yöntem
Geri Çekme
Yöntemi
Yöntem
Kullanmıyor
Toplam
Olumsuz
Tutum
Kısmen
Kısmen
Tamamen
Olumsuz
Olumlu
Olumlu
Tutum
Tutum
Tutum
Toplam
60.0
31.1
38.4
37.1
36.6
0.0
31.1
22.1
0.0
19.5
40.0
37.8
41.3
62.9
43.9
2.5
29.7
50.7
17.2
100
4.5 Erkeklerin Üreme Sağlığı İle İlgili Bilgileri Edinme Tercihleri
Medyada üreme sağlığı ile ilgili yayın yapılmasını bilgi verilmesini kabul
edilebilir bulup bulmadıkları sorgulanmıştır. Erkeklerin çoğunluğu televizyon kanalıyla
yapılmasını kabul etmemişlerdir.(%60.8). Bu konuda radyoda yayın yapılamasını kabul
edilebilir bulanlar %51.9’ dır.
Araştırmaya katılan erkeklere göre, gazetede ve dergilerde üreme sağlığı ile ilgili
bilgilerin verilmesinin kabul edilebilirliği % 63.2’dir.
Örgün eğitim sırasında üreme sağlığı bilgilerinin verilmesi sorgulanmıştır. Erkeklerin
%58.0’i ortaokulda, %85.8’i lise de üreme sağlığı ile ilgili bilgilerin verilmesini kabul
edilir bulmaktadır (Tablo 45).
45
Tablo 45:Üreme Sağlığı İle İlgili Bilgilerin Verilme Yollarının Kabul Edilebilirliğinin Dağılımı
Üreme Sağlığı Bilgilerinin Verilme Yolları
Radyo
Kabul Edilebilir
Kabul Edilemez
Fikri Yok
Televizyon
Kabul Edilebilir
Kabul Edilemez
Fikri Yok
Gazete Ve Dergi
Kabul Edilebilir
Kabul Edilemez
Fikri Yok
Ortaokulda
Kabul Edilebilir
Kabul Edilemez
Fikri Yok
Lisede
Kabul Edilebilir
Kabul Edilemez
Fikri Yok
Toplam
Sayı
Yüzde
109
96
7
51.4
45.3
3.3
129
76
7
60.8
35.8
3.3
127
70
15
63.2
34.8
7.2
123
82
7
58.0
38.7
3.3
182
23
7
85.8
11.2
3.3
212
100.0
Erkeklerin sağlık ocağından üreme sağlığı ile ilgili bilgi alıp almadıkları
sorgulanmıştır. Erkeklerin beşte biri sağlık ocağından üreme sağlığı ile ilgili bilgi
almıştır.
Son birkaç ayda araştırmaya katılan erkeklerin %9.4 radyodan, %47.2’si
televizyondan, %37.3’ü gazete ve dergilerden üreme sağlığı ile ilgili bir duyumları
olmuştur. Erkeklerin % 32.5’i son birkaç ayda üreme sağlığı hakkında bir başkasıyla
konuşmuştur.
Erkekler üreme sağlığı hakkında en fazla arkadaşlarıyla konuşmaktadırlar.
Sağlık görevlisiyle konuşanlar erkeklerin sadece % 9.0’unu oluşturmaktadır.
46
Araştırmaya katılan erkeklerin % 63’ü gazetelerin cinsel bilgiler sayfasını
okumaktadır. Gazetelerin cinsel bilgiler sayfasına yazı yazan, televizyon yayınlarında
üreme sağlığı konusunda konuşan, Dr Haydar Dümen’i tanıyıp tanımadıkları
sorgulanmıştır.
Erkeklerin %83.0’ü Dr Haydar Dümen’i tanımaktadır.
4.6.Araştırılan Erkeklerin Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar (CYBE)
Konusundaki Bilgileri
Araştırmaya katılan erkeklerin %82.’5 i
araştırma öncesinde genel olarak CYBE
duyduklarını belirtmiştir. Araştırma sırasında en fazla duydukları CYBE AIDS’tir.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar sorulduğunda :% 40’6’sı bel soğukluğu, %20.4’ü frengi
yi saymıştır. Erkeklerden hiçbiri cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar arasında hepatit B
enfeksiyonunu saymamıştır.
Erkeklere AIDS’i duyup duymadıkları sorulduğunda ise % 77.4’ü u AIDS
duyduklarını belirtirken duymadıklarını belirtenler %22.6’dır.
AIDS’i nereden duydukları sorulduğunda erkeklerin çoğu, gazeteden ve
televizyondan duyduklarını belirtmişlerdir. AIDS’i duyanların AIDS ile ilgili bilgileri
sorgulanmıştır.
AIDS duyanların %91.5’i insanın AIDS ten kaçınabilmek için yapabileceği bir
şeylerin varlığını bilmektedir.. AIDS’ten korunma yolları hakkında bilgi düzeylerinin
seks ve cinsellikle sınırlı kaldığı görülmektedir. Yüzde 34.7’si güvenli seksi, %31.3’ü
kondom kullanımını, %34.0’ü seksten uzak durmayı AIDS’ten korunmak için
yapılacaklar listesi olarak saymışlardır(Tablo 46).
Tablo 46. AIDS’ ten Kaçınmak İçin Ne Yapılabilir Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı.
AIDS ten korunmak için ve yapılabilir.
Sayı
Yüzde
Güvenli Seks
51
34.7
Kondom
46
31.3
Seksten Uzak Durma
53
34.0
Toplam
150
100.0
47
Erkeklerin % 60.8’i AIDS sağlıklı insanlarda görülebileceğini bilmektedir.
AIDS’in ölümcül bir hastalık olduğunu %95.8’u bilmektedir; AIDS’i duyanlar arasında
AIDS’in tedavisi konusunda %8.6’sının fikri yok yada bilmemekte, yüzde 51.8’i AIDS
in tedavisi olmadığını belirtmiştir.
AIDS’in eşcinsel erkeklerle ilgili bir hastalık olduğunu yada
AIDS’ten korunma
konusunda eşcinsel ilişkiden korunma gibi bir yanıt verilmemiş, belirten olmamıştır
(Tablo 47).
Tablo 47. AIDS’i Duyan Erkeklerin AIDS İle İlgili Bilgilerinin Dağılımı
AIDS Bilgisi
Sayı
Yüzde
AIDS anneden bebeğe geçer mi?
Evet
Hayır
Bilmiyor
AIDS tedavisi var mı?
104
15
45
62.7
9.0
28.3.
Evet
65
39.6
Hayır
85
51.8
Bilmiyor
14
8.6
Evet
101
60.8
Hayır
50
31.1
Bilmiyor
13
9.0
Daima öldürür
157
95.8
Bazen öldürür
7
4.2
Toplam
164
100.0
Sağlıklı kişide AIDS olur mu?
AIDS ölümcül bir hastalık mı?
48
Araştırmaya katılan erkeklerin eğitim durumları ile CYBE duymaları arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. Araştırmaya katılan erkeklerin öğrenim
düzeyi yükseldikçe CYBE duyma sıklıkları artmaktadır (p<0.001-Tablo 48).
Tablo 48. Öğrenim Durumu İle Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonları Duyma İlişkisinin Dağılımı
Cinsel Yolla Bulaşan
Enfeksiyonları Duyma
Öğrenim Durumu
Evet
Toplam
Hayır
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Okuryazar Değil
16
57.1
12
42.9
28
13.2
Okuryazar
30
69.7
13
30.3
43
20.2
İlkokul
79
86.8
12
13.2
91
42.9
Ortaokul ve Üzeri
50
100.0
0
0.0
50
23.7
Toplam
175
82.5
37
17.5
212
100.0
X² 29.1, sd 3 p<0.001
4. 7. Araştırılan Erkeklerin Cinsel Yaşamla İlgili, Deneyimleri,
Bilgi Durumları
Araştırmaya katılan erkeklerin cinsellikle ilgili ilk bilgileri edinme yaşları
sorgulanmıştır. Dörtte üçü ilk bilgileri 16 yaşına gelmeden edinmiş durumdadırlar.
Sadece % 6.1’ bu bilgileri 18 yaşından sonra edinmiştir(Tablo 49).
49
Tablo 49 :Cinsellikle İlgili İlk Bilgileri Edindikleri Yaşların Yaş Gruplarına Göre Dağılımı
Cinsellikle İlgili İlk Edindiği Yaş
Sayı
Yüzde
10-12
35
16.5
13-15
131
61.8
16-18
33
15.5
19-21
4
1.9
22-24
7
3.3
25+
2
0.9
212
100
Toplam
Araştırmaya katılan erkeklerin ilk cinsel bilgilerini edindikleri kaynaklar
sorgulanmıştır. Yüzde 87.7’ si ilk cinsel bilgilerini arkadaşından öğrenmiştir. Eşinden
bu bilgileri edindiğini söyleyen erkeklerin hızı, %1.9’dur. Sinema televizyondan
öğrendiğini bildirenler %3.3’tür. Evlendikleri sırada
bu bilgileri sağdıçlık
müessesesinden öğrendiklerini bildirenlerin hızı % 7.1’dir (Tablo 50).
Tablo 50. Araştırmaya Katılan Erkeklerin ilk Cinsel Bilgilerini Edindikleri Kaynakların Dağılımı
Cinsel Bilgi Kaynağı
Sayı
Yüzde
Arkadaş
186
87.7
Eşi
4
1.9
Sinema –Tv
7
3.3
Diğer (Sağdıç, vb)
15
7.1
Toplam
212
100.0.
Bu gün
cinsel bilgi ihtiyacınız olsa bilgi kaynağınız kim olurdu sorusu
yöneltilmiştir. Erkeklerin %64.6 sı sağlık personelini , %21.7 arkadaşını , %1.9’u eşini,
% 3.8 İnternet’i üreme sağlığı ile ilgili bilgi ihtiyacını gidermek için başvuru kaynağı
olarak görmektedir (Tablo51).
50
Tablo 51. Şu Anda Cinsel Bilgi İhtiyacınız Olsa Bilgi Kaynağınız Kim Ne Olurdu Sorusuna Verilen
Yanıtların Dağılımı
Cinsel Bilgi Kaynağı
Sayı
Yüzde
Sağlık Personeli
46
64.6
Arkadaş
137
21.7
Kitap Dergi
6
2.8
Eşim
4
1.9
İnternet
8
3.8
Diğer
11
5.2
Toplam
212
100.0
Araştırmaya katılan erkeklerin üreme sağlığı durumlarına etkisi olabilecek faktörlerden
sünnet olma yaşları araştırıldığında sünnet yaşı ortancası 9.0’dur. Erkeklerin %52.4’ü
10 yaş ve yukarısında %14.1’i dört - altı yaş arasında sünnet olmuştur(Tablo 52).
Tablo 52. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Sünnet Yaşının Yaş Gruplarına Dağılımı.
Sünnet Yaş Grubu
Sayı
Yüzde
1-3
22
10.4
4-6
32
14.1
7-9
47
12.2
10-12
82
38.7
13-16
18
8.5
Hatırlamıyor
11
5.2
Toplam
212
100
Araştırmaya katılan erkeklerin, ilk cinsel ilişki yaşlarının yaş gruplarına göre
dağılımına bakıldığında erkeklerin %26.8’i liseyi bitirmeden ilk cinsel ilişki deneyimini
yaşamaktadır. 15 yaş gibi dönüm noktası olan yaş incelendiğinde, erkeklerin
% 13.7’si, , özgürlüklerin başladığı, reşit olma yaşı olan 18 yaşındaki erkeklerin
%15.6’sıni bu yaşta ilk cinsel ilişkisini yaşamıştır.
51
Sadece % 6.3’ü ilk cinsel ilişki deneyimini 25 yaş sonrasına bırakmıştır (Tablo 53).
Yedi erkek bu soruya cevap vermemiştir.
Tablo 53. Araştırmaya Katılan Erkeklerin İlk Cinsel İlişki Yaşlarının Dağılımı
Yaş
Sayı
Yüzde
13-15
39
19.0
16-18
88
26.8
19-21
40
17.1
22-24
21
9.8
25+
13
6.3
Toplam
205
100
Araştırmaya katılan erkekler ortalama olarak 21.0 ± 3.9 yaşında ilk evliliklerini
yapmaktadırlar. İlk cinsel ilişki yaşları araştırıldığında ortalama 18.5± 2.8 yaşında ilk
cinsel ilişki deneyimlerini gerçekleştirmektedirler. Erkeklerin % 48.5’i ilk cinsel ilişki
deneyimini karısıyla, evlendikten sonra yaşamıştır.
İlk cinsel ilişki ortalaması ile ilk evlilik yaşı ortalaması karşılaştırıldığında,
erkeklerin evlilik öncesi cinsel ilişkiye girdikleri görülmektedir. Erkeklerin ilk cinsel
bilgileri edinme yaşı ortalaması, 14.2 ±2.8’dir (Tablo 54).
52
Tablo 54:Araştırmaya Katılan Erkeklerin İlk Evlilik, İlk Cinsel İlişki Ve Cinsellikle İlgili İlk
Bilgileri Edinme Yaşı Ortalamalarının Dağılımı
Cinsellikle İlgili
İlk
İlk Cinsel
Evlilik Yaşı
İlişki Yaşı
Aritmetik Ortalama
21.0
18.5
14.2
Standard Sapma
3.9
3.1
2.8
Ortanca
21
18
15.0
Alt Sınır
13
13
10
Üst Sınır
40
27
25
Toplam
212
212
212
Değerler
İlk Bilgiyi Edinme
Yaşı
Araştırmaya katılan erkeklere daha önce kendilerine bir sağlık görevlisi
tarafından üreme sağlığı ile ilgili soru sorulup sorulmadığı araştırılmıştır. Sadece 36
kişiye (%17.0 ) bir sağlık görevlisi tarafından üreme sağlığı ile ilgili soru sorulmuştur.
Erkeklere üreme sağlığı ile ilgili bir problemleri olduğunda tercih edecekleri
doktorun cinsiyeti sorulduğunda, %60.4’ü erkek doktor tercih ederken, %1.9’u kadın
doktoru tercih edeceklerini, geri kalan % 37.8’i ise doktorun cinsiyetinin kendileri için
fark etmeyeceğini belirtmişlerdir.
Araştırmaya katılan erkeklerin araştırma sırasındaki cinsel ilişki sıklıkları
sorgulanmıştır. Erkeklerin %39.9’u haftada bir kez eşleriyle cinsel ilişkide
bulunmaktadır. Her gün ilişkiye girenlerin sayısı sadece %3.3’tür. erkelerin %19.3’ü
eşiyle ayda bir defadan az sıklıkta cinsel ilişki kurmaktadır (Tablo 55).
53
Tablo55.Araştırmaya Katılan Erkeklerin Araştırma Sırasındaki Cinsel İlişki Sıklıklarının Dağılımı
Cinsel İlişki sıklığı
Sayı
Yüzde
Düzenli cinsel ilişki yok
7
3.3
Her gün
7
3.3
Haftada iki kez
28
13.2
Haftada bir kez
83
39.2
Ayda bir iki
38
17.9
Ayda birden az
41
19.3
Yanıtlamadı
8
3.8
212
100.0
Toplam
4.8. Araştırılan Erkeklerde
Cinsel Sağlık Değerlendirme, Mutluluk Ve
Memnuniyet Durumu
Araştırmaya katılan erkeklerin mutluluk kaynaklarını öğrenmek için sorduğumuz sizi
kim mutlu eder sorusuna aldığımız yanıtlardan en büyük mutluk kaynağı %45.3 ile tüm
ailedir. Tüm aileyi, %29.7 ile eş, %10.4 ile çocuklar izlemektedir (Tablo 56).
Tablo 56. Sizi Hayatta En Çok Kim Mutlu Eder Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı
Mutluluk Kaynağı
Sayı
Yüzde
Kendim
6
2.8
Anne Baba
6
2.8
Çocuklar
22
10.4
Eşim
63
29.7
Torunlar
7
3.3
Tüm Aile
96
45.3
Fikri Yok
12
5.7
Toplam
212
100
54
Araştırmadaki erkeklerin yaşamdan memnuniyetleri de sorgulanmıştır. Yüzde 61.8’i
mutlu olduğunu belirtirken, mutsuz olduğunu ifade edenler %2.8’dir (Tablo 62).
Tablo 57. Yaşamdan Memnuniyetleri Sorulduğunda Verilen Yanıtların Dağılımı
Yaşam
Sayı
Yüzde
Çok Mutluyum
43
20.3
Mutluyum
88
41.5
Orta
63
29.7
Mutsuzum
4
1.9
Çok Mutsuzum
2
0.9
Fikri Yok
12
5..7
Toplam
212
100
Memnuniyeti
Araştırmaya katılan erkeklere cinsel hayatlarından memnun olup olmadıkları
sorulmuştur. Erkeklerin % 27.8’i çok memnunken, %0.5’i hiç memnun değildir. Yüzde
6.2’si bu soruya fikrim yok şeklinde yanıt vermiştir. Orta derecede memnunum
diyenler, erkeklerin % 13.7 ’lik bir kısmını teşkil etmektedir.
Sizce karınız cinsel hayatından memnun mu sorusuna da yanıt aranmıştır.
Erkeklerin %20’si eşlerinin cinsel hayatlarından çok memnun olduğunu ifade ederken,
memnun değil diyenlerin hızı yüzde %7.5, orta diyenlerin hızı %23.6’dır.
En iyi cinsel yaşamı on basamaklı bir merdivenin 10. basamağı olduğunu
düşündüğünüzde cinsel hayatınızı kaçıncı basamağa koyarsınız?
Cinsel yaşantılarını, erkeklerin %15.6’sı onuncu, %10.’4’ü dokuzuncu, %15.6
sekizinci
basamakta
görmektedir.
En
fazla
%25.9
ile
koymaktadırlar.İlk üç basamağa koyanların hızı %5.7dir (Tablo58).
55
yedinci
basamağa
Tablo 58. Erkeklerin Cinsel Yaşamlarını Koydukları Basamakların Dağılımı
Cinsel Yaşam Basamağı
Sayı
Yüzde
1-2-3. Basamak
12
5.7
4-5-6. Basamak
45
21.2
7-8-9.Basamak
110
51.9
10.Basamak
33
15.6
Fikri yok-cevap vermedi
12
5.7
Toplam
212
100.0
Araştırmadaki Erkeklere Cinsel Sağlık Değerlendirme Formu SHIM (Ölçeği)
uygulanmıştır.
Sertleşme sağlama ve sürdürme konusunda erkeklerin % 2.8’i çok az %12.7’si
az kendilerine güvenmektedir. %44.3 orta derecede bir güvene sahipken, %19.8’i
yüksek %16.5’ çok yüksek bir güvene sahipler. %3.8 yanıt vermemiştir.
Cinsel uyarı sonucunda oluşan sertleşmeniz hangi sıklıkta cinsel birleşmeyi
sağlayacak düzeydeydi, sorusuna verilen yanıtlar: Erkeklerin %2.8’i neredeyse hiç,
%12.7 birkaç kez, %44.3 bazen , %19.8 çoğu kez, %16.5 nerdeyse her zaman yanıtı
verilmiştir..
Cinsel birleşme sırasında hangi sıklıkta sertleşmenizi sürdürebilmektesiniz
sorusuna verilen yanıtlar: %1.4 neredeyse hiç, %12.7 birkaç kez, %48.1 bazen , %29.7
çoğu kez, %4.2 nerdeyse her zaman yanıtı verilmiştir.
Cinsel birleşme sırasında sertleşmenizi sürdürmekte ne kadar zorlanıyorsunuz
sorusuna erkelerin %0.5’i neredeyse hiç, %16.0’ı birkaç kez,%34.4’ü bazen, %22.2’si
çoğu kez, %23.1’i neredeyse her zaman yanıtını vermiştir.
Cinsel birleşme girişimleriniz sizce ne sıklıkta tatmin ediciydi sorusuna verilen
yanıtlar:Erkeklerin %1.9’u neredeyse hiç, % 6.1’i birkaç kez, %47.6sı bazen,%34.4’ü
çoğu kez,%6.1’i nerdeyse her zaman yanıtını vermişlerdir.
Araştırmaya katılan erkeklerin %3.8’i SHIM testi sorularına cevap vermek
istememişlerdir. SHIM ölçeğine
erkeklerin verdikleri cevaplar puanlanmış ve
değerlendirilmiştir (Tablo 59).
SHIM 21 Puanın üzerinde değer alanlar % 10.8’dir.
56
Tablo 59. Erkeklerin SHIM Testinden (Cinsel Sağlık Değerlendirme Formu) Aldıkları Puanların
Dağılımı
SHIM Testi Puanı
Sayı
Yüzde
8 -11 Puan
7
3.3
12 -15 Puan
71
23.5
16-19 Puan
75
34.4
20 Puan
13
6.1
21 Puan
15
7.1
22 -25 Puan
23
10.8
Yanıt Vermek İstemedi.
8
3.3
212
100.0
Toplam
4. 9. Erkeklerde Cinsel Mitlerin Değerlendirilmesi
Cinsel mitlerle ilgili önermeler arasında erkeklerin en çok katıldıkları sırasıyla
“Sevişme ancak her iki tarafın birlikte orgazm olmasıyla güzeldir”(%94.3),
“Eşler birbirlerini sevdiklerini taktirde sevişmekten nasıl zevk alabileceklerini de
bilirler” (%91.6)
”İyi sekste amaç cinsel birleşmedir” (%88.0),
“Cinsel ilişki içinde mastürbasyon yanlıştır” (%85.9),
“Seks, çift orgazm olabilirse güzeldir” (%84.6) önermeleri idi.
“Erkek cinsel organının boyutu cinsel gücün göstergesidir”( %16.3),
“Seksi erkek yönetir kadının seksi başlatması ahlaksızlıktır” (%22.5)
önermeleri, en az kabul gören önermelerdir.
Diğer sık kabul gören mitler penis büyüklüğü ile ilgili mitlerdi:
“Sertleşmiş büyük bir penis iyi sevişmenin anahtarıdır” (%70.2)
“Büyük erkek cinsel organı, kadının daha çok uyarılmasını sağlar” (%46.2)
Araştırmaya katılan erkeklerin yarısı
seks doğaldır öğrenilemez önermesine
katılmamaktadır (Tablo 60).
57
Tablo 60. Erkeklerin Cinsel Mitlerle İlgili Önermelere Yanıtlarının Dağılımı (%)
Tümüyle
Genellikle
Nadiren
Hiç
atılıyorum
katılıyorum
katılıyorum
katılmıyorum
Erkek her zaman seks ister ve
her zaman sekse hazırdır
39.3
%31.1
17.3
12.2
Cinsel ilişkiyi daima erkek başlatmalıdır
29.1
30.6
19.4
20.9
2.6
19.9.
10.2
67.3
10.4
48.4
18.3.
22.9
Sevişme cinsel birleşme demektir.
15.6
44.3
15.6
24.5
İyi sekste amaç cinsel birleşmedir.
17.7
70.3
2.1
9.9
40.5
11.6
27.4
43.0
24.0
24.0
7.8
30.2
11.5
50.5
4.7
26.6
20.3
48.4
1.5
14.8
21.9
61.7
16.5
53.7
14.9
14.9
7.4
38.8
32.4
21.3
15.1
59.4
9.9
15.6
8.9
37.0
21.4
32.8
4.2
30.7
17.2
47.9
Cinsel Mitler
Seksi erkek yönetir, kadının
seksi başlatması ahlaksızlıktır.
Erkek ve kadının cinsel ilgileri ve
sorumlulukları temel olarak farklıdır.
Bir sevişmede erkek sorumluluğu
üstlenmek ve yönetmek zorundadır.
Sevişme her zaman doğal ve
kendiliğinden olmalıdır;
sevişme hakkında konuşmak ve
düşünmek onu bozar
Tüm fiziksel temaslar cinsel
birleşmeye gitmelidir.
Fiziksel bütün yaklaşımlar
cinsel ilişkiye gider.
Erkekler duygularını belli etmemelidir.
Erkekler yalnız cinsel
birleşme ve orgazmla ilgilidir.
Duygusallık kadınlarda görülür.
Erkeğin duygusalı zayıftır.
Erkek cinsel organının boyutu,
cinsel gücün göstergesidir.
Sertleşmiş büyük bir penis
iyi sevişmenin anahtarıdır.
Büyük erkek cinsel organı,
kadının daha çok uyarılmasını sağlar.
Sertleşme (ereksiyon)
daima cinsel arzu ile uyarılma işaretidir.
Erkeğin cinsel organında sertleşme
olunca en yakın zamanda boşalmalıdır
Erkek cinsel organında sertleşmenin
kaybı eşini çekici bulmadığı anlamına
gelir.
20.5
9.0
58
Tablo 60’ın devamı. Erkeklerin Cinsel Mitlerle İlgili Önermelere Yanıtlarının Dağılımı (%)
Cinsel mitler
Her erkek her kadına nasıl
zevk vereceğini bilmelidir.
Kadınlar eller kullanılmadan
penis hareketleri ile orgazm olmalıdırlar.
Seks ancak çift aynı anda
orgazm olabilirse güzeldir.
Eşler birbirlerini sevdikleri takdirde
sevişmekten nasıl
zevk alabileceklerini de bilirler.
Cinsel ilişkiye giren çiftler içgüdüsel
olarak diğer eşin ne düşündüğünü ve
ne istediğini bilirler
Seks doğaldır, öğrenilemez.
Mastürbasyon kirli ve zararlıdır
Cinsel ilişki içerisinde
mastürbasyon yanlıştır
Cinsel fanteziler kurmak yanlıştır.
Erkek ya da kadın sevişmeye
hayır diyemez
Sevişmede neyin normal olduğuna
ilişkin kesin kurallar vardır
Tümüyle
Genellikle
Nadiren
Hiç
katılıyorum
katılıyorum
katılıyorum
katılmıyorum
19.3
52.1
16.7
12.0
15.1
31.3
18.8
34.9
30.9
53.7
10.1
5.3
25.8
65.8
8.4
0.0
17.9
55.8
22.6
3.7
5.8
24.7
21.1
51.6
50.5
23.4
8.9
17.2
45.8
40.1
8.9
5.2
22.4
33.3
17.2
27.1
15.0
15.6
24.5
44.8
2.1
42.6
11.1
44.2
59
TARTIŞMA
Araştırma kapsamında 212 evli erkekle görüşülmüştür. Araştırma sonunda
ulaşılması hedeflenen 252 erkekten 228’ine (%90.4) ulaşılmıştır. Araştırmanın
verilerinin analizi 212 erkek üzerinden yapılmıştır.
Araştırmaya katılan erkeklerin sosyo-demografik özellikleri incelendiğinde,
yaş ortalaması, 39.8±12.4’dır. Erkeklerin çoğu (%73.4) doğurganlığın yüksek olduğu
“20-49” yaş grubunda olup 15-19 yaş grubunda evli erkek yoktur. (Tablo 3).
Araştırmaya katılan erkeklerin yaş gruplarına dağılımları, Solaklı beldesinin yaş
dağılımıyla benzerdi. Özaydın’ın TNSA 98 verilerini kullanarak yaptığı Türkiye’de
evli erkeklerle ilgili araştırmasında evli erkeklerin
yaş ortalaması 37.6±9.4,
erkeklerin %88.3’ü 20-49 yaş grubunda, 15-19 yaş grubu %0.2 hızındadır. Araştırma
bulgularımızla benzerlik göstermektedir(14), Şankazan’ın Ankara Deliller köyünde
yaptığı
araştırmada, erkeklerin yaş ortalaması 51.05±1.93,
%43.1’i 56 yaş
üzerindedir(18). Türkiye’de kırsal alana gidildikçe erkelerin yaş ortalaması
artmaktadır(14).
Araştırmaya katılan erkeklerin nikah durumları incelendiğinde
% 90.1’inde
resmi ve dini nikah, %9.9’unda yalnız dini nikah vardı. Sadece dini nikahı olan 21
kişinin %90.0’ı kırk yaşın altındadır. Sadece resmi nikahı olan erkek yoktu (Tablo 4).
Savaş sadece dini nikahlı kadınları %10.4 bulmuştur
(20)
. Elazığ il merkezinde kadının
statüsü konusunda Açık’ın yaptığı araştırmada kadınların %7.4’ünün resmi nikahı
yoktur (21).
Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde
bulunmadığı bildirilmiştir
.(22).
kadınlarımızın %8.7-29.2’sinin resmi nikahı
Son yıllarda yeşil kartın sosyal güvence kapsamına
girmesi ve ilaçların yeşil kartla ödeniyor olması, özellikle kırsal alanda resmi nikahlı
aile oranında ciddi bir artış sağlamıştır. Yerel yönetimlerin organizasyonlarıyla
son
üç yılda, Adana ilinde 3 toplu nikah töreni ile 5012 çiftte resmi nikah kıyılmıştır(23).
Adana için ilk evlenme yaşı kent merkezinde erkeklerde 27.1, kadınlarda 23.8’dir.
Bucak ve köylerde erkekler için 27.2 yaş, kadınlarda 23.9’dır (24) .
60
Araştırmaya katılan erkeklerin öğrenim durumları incelendiğinde, % 13.2’ si
okuma yazma bilmemekte bir gazete yada mektubu okuyamamaktadır. Yüzde 20.3’ü
okur yazar olup bir gazete veya mektubu rahatlıkla okuyabilmektedir. Erkeklerin büyük
çoğunluğu, (% 42.9) ilkokul mezunu olup, % 23.7’si ortaokul ve üzerinde öğrenim
almışlardır (Tablo 5). Şankazan’ın
araştırmasında erkeklerin %36.9’u hiç okula
gitmemiştir(18). Gülal ve arkadaşların araştırmasında erkeklerin %48.1’i ilkokul ve altı
eğitime sahiptir(19). Erbil’in Ordu’da yaptığı bir çalışmada erkeklerin %33.3’ü
ortaokulun üzerinde eğitim almıştır. TNSA
98 araştırmasında erkeklerin %53.5’i
ilkokul mezunudur. İlkokul okumayanlar %18.2’dir(14). Araştırmamızda okulluluk oranı
Türkiye genelinin altında bulundu.
Araştırmaya katılan erkeklerin eşlerinin okuma yazma durumu incelendiğinde
%56.1 gibi büyük çoğunluğu okur-yazar değildir. Eşlerinin %21.7’si ilkokul, %9’u
ortaokul ve üzeri eğitim görmüştür (Tablo 6). Türkiye’de 1930’larda %20 civarında olan
okuryazarlık oranı her iki cinsiyet için giderek artmıştır, ancak kadın ve erkek
arasındaki fark henüz kapanamamıştır. Türkiye’de kadınlarda okur yazarlık oranı 25 yaş
üzerinde %72.6, tamamında ise %86’dır(25). İstanbul’da yoğun göç alan ilçelerde
kadınlar üzerinde yapılmış bir çalışmada okur yazar olmayan kadın oranı %12.5
bulunmuştur(26). TNSA 2003’e göre kadınların %53.7’si ilkokulu okumuştur.
Araştırmamızın sonuçlarına göre Solaklı’daki erkeklerin eşlerinde okur-yazarlık
oranı Türkiye okur-yazarlık
ortalamasının altındadır.
Bugün tüm dünyada temel
eğitim kurumlarına ulaşabilme % 84.0, gelişmiş ülkelerde %98.0, gelişmekte olan
ülkelerde %82’dir. Ancak cinsiyetlere göre temel eğitime ulaşabilme yüzdelerinde
kadınların aleyhine bir değişim olduğu görülmektedir. Temel eğitime ulaşabilen kadın
erkek oranı gelişmekte olan ülkelerde 0.87, gelişmiş ülkelerde 0.96’dır(27).
Çok merkezli olarak yapılan bir araştırmaya göre; kadının toplumsal statüsü ve
doğurganlığı arasında doğrudan bir ilişki vardır. Kadının statüsü iyileştikçe doğurduğu
çocuk sayısı azalmakta, obstetrik hizmetlerden yararlanma oranı da artmaktadır.
Türkiye TNSA ileri analiz sonuçlarına göre, kadının öğretim düzeyi yükseldikçe doğum
öncesi bakım alma ve sağlıklı koşullarda doğum yapma oranlarının arttığı
görülmektedir.
61
Kadının eğitim- öğretim düzeyi kontraseptif hizmetlere ulaşmasında da etkili
olmaktadır. Şöyle ki; öğrenimi olmayan grupta AP yöntem kullanıma oranı %51 iken
ilkokul mezunu olanlarda bu oran %67.7’ye ortaokul ve üzerinde %75.3’e
yükselmektedir(28).
Erkeklerin %5.7’sinin işsiz olduğu, günübirlik, mevsimlik ve devamlı işçi olmak
üzere %51’nin işçilik yaptığı, %30.7’si serbest çalıştığı, yaptıkları işler arasında en az
meslek grubunun % 8.5 ile memurluk olduğu bulundu. (Tablo 8). Araştırmaya katılan
erkekler kendi toprakları olsun yada olmasın tarım ile uğraşmaktadırlar. Şankazan’ın
araştıransında erkeklerin %40’ı çiftçidir(18). Özaydın tarım ve hayvancılıkla uğraşanları
% 19.8, yapı işçiliği yapanları %11.0 bulmuştur(14).
Araştırmaya katılan erkeklerin sosyal güvence durumları çalıştıkları iş ile
paralellik göstermekte olup, emekli sandığına mensup olanlar azınlıktadır (%9.9). Yeşil
kart sahibi olanlar %41.0 ile ilk sırada yer almaktadır. %19.8’nin bir sosyal güvencesi
bulunmamaktadır. SSK’lı olanların oranı %11.8’de kalmaktadır (Tablo 9) . Özel sosyal
güvenceye sahip kişi bulunmamaktadır. Şankazan’ın araştırmasında erkeklerin %49.2
sinin herhangi bir sosyal güvencesi yoktur.
TNSA 98 verilerine göre erkeklerin
%35’nin sosyal güvencesi yoktur. %35.9’u SSK %2.7 Yeşil kartlıdır(6). Yapıcıoğlu
araştırmasında aynı bölge için yeşil kartlı oranını
%43.1, SSK’lı oranını %12.6
bulmuştur(29). Türkiye genelinde halkın %15.0’ı yeşil kart sağlık güvencesinden
yararlanmaktadır(30).
Araştırmada yeşil kartlıların
oranı oldukça yüksektir. Yeşil kartın sosyal
güvence kapsamına alınması, ve ilaçların yeşil kart ile ödenmeye başlaması, tarım iş
kolunda işçi olarak çalışanların sürekliliği olmayan işçilik yapmaları ve ataerkil aile
yapısının devam etmesi araştırmamızdaki yeşil kartlı erkeklerin oranının Türkiye
ortalamasının üzerinde olmasının nedeni olarak gösterilebilir. Erkeklerin yaklaşık yarısı
işçi olarak bulundu. Ancak SSK’lı olanların % 11.8’ de kalması Türkiye’de kayıt dışı
işçi çalıştırılmasının boyutunu göstermesi açısından önemlidir. Bu işçiler tarım iş
kolunda ve inşaat iş kolunda çalışmaktadırlar.
Erkeklerin % 41.0’i neredeyse her gün gazete okumaktadır. Erkeklerin %25.5’i
hiç gazete okumamaktadır (Tablo 10). Özaydın’ın araştırmasında aynı yaş grubunda
hemen her gün gazete okuyanların oranı % 39.6 dır(14).
62
Gazete okuma alışkanlığı araştırmada yüksek bulundu.
kahvehane
Solaklı’da 6 adet
vardır. Kahvehanelere her gün gazete alınmakta ve erkeklerin büyük
çoğunluğu kahvehaneye gitmektedirler.
Buradaki gazeteler renkli ve cinsellikle konuları özellikle işleyen gazetelerdir.
Bütün kahvelerde Dr Haydar Dümen’in de yazı yazdığı Posta gazetesi okunmaktadır.
Evli erkeğin gazete okuması bir AP yöntemi kullanmasını etkilemektedir. Gazete
okuyan herhangi bir evli erkek herhangi bir AP yöntemi kullanmaktadır. Her gün gazete
okuyan erkek daha fazla modern yöntem, daha az geri çekme yöntemi kullanmaktadır.
Erkeğin gazete okumasının eşin RİA kullanmasında etkisi görülmemektedir(14).
Solaklı beldesinde yaşayan ailelerin hemen tamamı bölgeye
göç yoluyla
yerleşmişlerdir. Araştırmaya katılan erkeklerin %85.4’ü ev içinde ve yaşamlarında
Türkçe’nin dışında Zazaca, %2.4’ü de Kürtçe konuşmaktadır (Tablo 11). Savaş’ın
araştırmasında
evin içinde en çok konuşulan ikinci dil
Zazaca’dır(20). Araştırma
sırasında cinsel mitleri sorgularken, “mastürbasyon, penis, orgazm, kondom, sağdıç,
geri çekme” gibi terimlerin erkekler arasında değişik adlandırmalarına rastlandı.
Araştırmaya katılan erkeklerin evlerinde yatak odası varlığı ve eşleriyle yatma
durumları sorgulandı. Erkeklerin %27.4’ünün eşiyle birlikte yalnız başlarına yatacakları
kendine ait yatak odası yoktur. %21.7’si çocuklarıyla aynı odada yatmakta,. %54.2’ si
eşiyle kendine ait odada ve aynı yatakta yatarken, % 18.4’ü ayrı yatakta yatmaktadır
(Tablo 12, 13). Savaş’ın Doğankent’teki araştırmasında kişilerin %15.5’nin yatak
odası yoktur (20).
Erkeklerin maddi durumlarını öğrenmek için bir ayda eve giren para miktarı
araştırıldı. %50.0’nin evine giren para 501 YTL’nin altındadır. %32’sinin evine giren
para miktarı 100 -500YTL arasındadır. 1000 YTL’nin üzerinde para giren ev oranı %
19.8’dir (Tablo 14). Şankazan’ın araştırmasında erkelerin %30.8’inin gelirini 100
YTL’nin altında bulmuştur. 2004 yaşam memnuniyeti araştırmasının sonuçlarına göre
kentteki hanelerin %16.3’ü, kırdaki hanelerin %26.4’ü hanelerinin aylık geliri ile hane
ihtiyaçlarını çok zor, %31.8’i de zor karşıladıklarını belirtmiştir(31).
Eve giren para ile ilgili araştırmaya katılan erkeklerin miktarı düşük gösterme
eğilimleri gözlenmiştir. Özellikle ataerkil aile şeklinde yaşayan erkeklerde, evde
yaşayan ve çalışan kişilerin
gelir toplamları ile uyumsuzluk gözlendi. Erkeklerin
çoğunun yeşil kartlı olması bir diğer sebep olabilir. Solaklı’da da durum buna benzerdir.
63
Araştırmaya katılan erkeklerin bazı sosyo-ekonomik özelliklere göre dağılımları
araştırıldı. Erkeklerin %82.5’inin yaşadığı ev kendine veya evde oturan birine aitken,
%17.5’i kirada oturmaktadır. Hemen her erkeğin evinde buzdolabı ve televizyon vardır,
%84.4’ünün evinde çamaşır makinesi vardır. Bulaşık makinesi ise sadece %15.1’inde
vardır. Cep telefonu varlığı %88.7 iken, ev telefonu varlığı %57.5’dir.
Evinde VCD oynatıcısı bulunanlar %39.6’dır. VCD varlığı üreme sağlığı ile ilgili
eğitim materyallerinin kişisel olarak izlenmesi açısından önemli olabilir. Ancak bu
yeterli bir sayı değildir. Erkeklerin % 24.5’inin kamyon traktör haricinde binmek için
arabası vardır (Tablo 15).
Sosyo-ekonomik durum, evdeki eşyaların
varlığı ile ilgili bulgularımızı
Türkiye son sağlık istatistik araştırması olan TNSA 2003
araştırmasındaki kır
bulgularıyla karşılatırdık.
Buzdolabı, televizyon, cep telefonu, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, fırın, VCD
oynatıcısı, araba sahipliği araştırmada daha TNSA 2003’ten yüksek bulundu..
Türkiye 2003 araştırmasıyla uyumlu olmayan bulgumuz evdeki telefon varlığı
ve cep telefonu ile ilgili olan bulgulardır. Araştırmada evlerinde telefon olanlar %57.5
iken Türkiye’de %81.5 (kır için %75.2), cep telefonu varlığı %88.7’iken Türkiye’de
74.2’dir (kır için %50.4).
Araştırmadaki erkeklerin cep telefonuna daha yüksek, ev telefonuna daha düşük
oranlarda sahip olması düşündürücüdür. Erkekler cep sahibiyken, eşinin bu haberleşme
aracına sahipliği ne orandadır?
Toplumsal cinsiyet ve roller açısından araştırılması gereken konulardan biri
erkeklerin eşlerinin cep telefonu varlığıdır. Erkeklerin cep telefonunu yeterli bulup
kırsal alanda, evi ve dolaysıyla “kadını iletişimsiz bırakıp bırakmadığının” araştırılması
tanımlayıcı olan araştırmanın sonunda kurduğumuz yeni bir hipotezdir.
Elektrik
süpürgesi ve bulaşık makinesi oranında diğer eşyalara göreceli düşüklüğü de dikkat
çekici olup bu durumun erkek ve kadının rolleri, toplumsal cinsiyetle ilişkili olduğunu
düşünmekteyiz.
Araştırmaya katılan erkeklerin araştırma sırasında sigara içme durumları
incelendiğinde %59.9’u sigara içmektedir. Sigaranın bütün dünya çapında en başta
gelen bir sağlık riski olduğu iyi bilinmektedir. Bu gün için dünyada her yıl 5 milyon
insan sigara nedeniyle yaşamını yitirmektedir(32).
64
Dünya genelinde sigara içimi öteden beri erkek davranışı olarak algılanmıştır.
Bunun sonucu olarak dünya genelinde tüm erkeklerin %80’i ve erkeklerin %42’si sigara
içmektedir(32). Türkiye’de bu oran % 48.8’dir (34).
Araştırmadaki erkeklerin sigara içme oranı Türkiye ve dünya ortalamasının
üzerindedir. Solaklı’daki erkekler
sigara içmeyi işsizlik ve geçim sıkıntısına
bağlamaktadır. Dikkat çekici bir başka noktada sigaranın Solaklı’da erkekler arasında
bir ikram nesnesi olarak kullanılmasıdır. Niteliksel bir gözlem olarak arkadaşına,
araştırmacıya ve tarım işçisine farklı sigara ikram edenlere rastlandı (yerli sigara,
yabancı sigara, tütün tabakası).
Araştırmaya katılan erkeklerin
kendilerine ait diş fırçası olup olmadığı
araştırıldı. Erkeklerin %29.2 sinin diş fırçası olmadığı bulundu. Kendine ait evde diş
fırçası olmadığı halde dişlerini fırçalayan 6 kişi (%2.8) mevcuttur (Tablo 18).
Erkeklerin üçte birinin dişlerini fırçalamaması bulgumuz araştırmamızdaki erkeklerin
niteliksel durumunu göstermesi açısından önemli bir bulgudur. Araştırmamıza katılan
erkekler arasında başkasının diş fırçasını kullanan erkeklerin varlığı önemlidir. Ağız
sağlığı ve koruyucu diş hekimliği açısından önemli bir bulgudur.
Erkeklerin çocuğu olmayanların oranı % 4.7, yarısından fazlasının (% 56.6) beş
ve üzerinde çocuğu vardır. 3-4 çocuğu olanlar % 11.7’dir (Tablo19). Okur yazar
olmayanların % 92.9’unun, ortaokul mezunlarının % 26.0’sının 5 ve daha fazla çocuğu
vardır (Tablo 20). Şankazan’ın araştırmasında erkeklerin %6.2’nin yaşayan çocuğu
yoktur. Dört ve daha fazla çocuğu olanlar %67.6’dir(18). Doğurganlıktaki bu yüksek
sayılar, araştırmadaki erkeklerin etnik yapısından kaynaklanmış olabilir. Kırsal alanda
çocuğun maliyetinin az olması ve katma değerinin fazla olması, çocuğun işgücü olarak
görülmesi ve çocuktan beklentiler aşırı doğurganlığın başka bir nedenleri olabilir.
Üç erkek infertilite nedeniyle tedavi görmektedir. İnfertil olmak kırsal alanda,
genellikle göz ardı edilen ancak kişiler üzerinde psikolojik ve toplumsal baskı oluşturan
bir sorundur. Birinci basmakta infertiliteye yaklaşımın tıp dışı uygulamaların
engellenmesi açısından hassas ve önemli bir konu olduğunu düşünmekteyiz.
Araştırmaya katılan erkeklerin ölen çocuk sayıları araştırılmıştır. % 65.5’inin
ölen çocuğu yoktur (Tablo 21). Bir çocuğu ölenler %22.6’dır. Erkeklerin %7.6’sının iki
çocuğu ölmüştür. Şankazan’ın çalışmasında ölen çocuğu olan erkekler %50.8’dir(18).
Genç erkeklerin ölen çocuk sayıları daha azdır.
65
Araştırmaya katılan erkeklerin en son doğan çocuklarını isteyip istemedikleri
sorulduğunda yaklaşık beşte biri (% 18.6) en son doğan çocuğunu istemiyor, yada sonra
istemektedir (Tablo 23). Ortaokul ve üzerinde eğitim görenler en son doğan çocuklarını,
daha az eğitim görenlerden daha fazla istiyorlardı. Aradaki bu fark istatistiksel olarak
anlamlıdır (p<0.005).
Türkiye’deki 2000 yılı nüfus sayımına göre erkeklerin yüzde %74’ü kadınların
%77’si başka çocuk istememektedir(1 8 ).
Tekiner ve arkadaşlarının planlanmamış gebelikler ile kontraseptif yöntemler
arasındaki ilişki adlı araştırmalarında plansız gebe kalanların gebe kaldıkları sırada
%39.0’ı geri çekme
yöntemini kullanırken gebe kaldıklarını belirtmişlerdir(35).
Özaydın’ın araştırmasında erkeklerin %20.1’i en son doğan çocuklarını istememiş,
geçmişte hiç AP yöntemi kullanmadığını beyan edenlerin % 12.0’si son çocuklarının
hiç istemedikleri halde olduğunu belirtmişlerdir. Geleneksel AP yöntemi kullananların
%10.0’u ve modern yöntem kullananların %14’ü hiç istemedikleri halde çocuklarının
olduğunu belirtmiştir. Son çocuklarını istemeden sahip olan evli erkeklerin %34.2’si
araştırma sırasında hiçbir AP yöntemi kullanmamakta, %21.7’si geleneksel ve sadece
%44.2’si modern yöntem kullanmaktadır(14).
Türk insan yapısındaki kadercilik anlayışının en güzel örneği, AP örneğinde
yaşanmaktadır. Çocuk istememek ve korunmamak, yada etkili yöntemle korunmamak,
Bilgisizlik mi? Kadercilik mi? Yöntemleri bilme oranlarına baktığımızda bunun
bilgisizlikten çok öte bir durum olduğu ortadadır.
Erkeklerin %95.3’ü en az bir AP yöntemini duymuştur. Erkeklerin AP yöntemi
olarak hangi yöntemler var sorusuna yanıtları: Hap yöntemi % 36.5, kondom yöntemi
%31.0, rahim içi araç yöntemi % 28.4, geri çekme yöntemi %17.8’dir. Erkeklerin
tamamı derialtı implant yöntemi ve diyafram yöntemini kendiliklerinden yöntem olarak
saymamışlardır.
En fazla duydukları, bildikleri AP yöntemleri geri çekme yöntemi %82.2, hap yöntemi
%75.0, RİA % 80.3, kondom yöntemi %79.5, kordonların bağlanması %79.2, deri altı
implant yöntemini %13.0’dir.
66
Tüm zamanlarda kullanılanmış oldukları AP yöntemleri araştırıldığında;
Modern yöntemler arasında en çok kullanılan yöntem RIA’dır, ardından kondom
gelmektedir. Geleneksel yöntemler içinde en sık geri çekme yöntemi kullanılmaktadır.
Tüm zamanlar içinde en sık kullanıldıkları yöntemlerin bazıları:
Geri çekme yöntemi %47.7, RİA %32.2, kondom yöntemi %27.8, hap yöntemi
%13.9, enjeksiyon yöntemi %6.3, kordonların bağlanması % 5.9’dır. Takvim yöntemi,
% 8.3’tür. Deri altı implant ve diyafram yöntemlerini AP yöntemi olarak kullanmış
olan erkek yoktur (Tablo 24).
Araştırmamızdaki erkekler AP yöntemlerini duymuş ve bazılarını kullanmış
olmalarına rağmen, yöntem adlarını saymakta zorluk çekmektedirler. Yöntem ismi
hatırlatıldığında yöntemi detaylı olarak tarif etmekte, bazen de yöntemi uygulamış
olduğunu söylemektedirler.
Güldal’ın çalışmasında erkeklerin %79.7’si RİA yöntemini, %75.9’u hap yöntemini,
%20.3’ü tüp ligasyonunu, %59.5’i geri çekme yöntemini, %7.6’sı deri altı implant
yöntemini biliyorlardı. Aynı çalışmada
RİA yöntemini kullananlar % 36.7, hap
yöntemini kullananlar % 29.1, geri çekme yöntemini kullananlar %38.0’dir (19).
TNSA 98 araştırmasında en çok bilinen yöntemler, sırasıyla 1. hap %92.5, 2. RİA
%87.0, 3. kondom %84.6 ve 4. geri çekme % 83.9 yöntemidir. Yine bu araştırmaya
göre
geleneksel yöntemlerden kırsal bölgede en fazla kullanılanı geri çekme
yöntemidir(15).
Araştırmaya katılan erkeklerin, “Siz yada eşiniz daha önce gebeliği önlemek
yada geciktirmek için herhangi bir yöntem kullandınız mı?” Sorusuna verdikleri yanıtlar
incelendiğinde, erkeklerin % 29.2’si gebeliği geciktirmek yada önlemek için herhangi
bir yönteme başvurmadıklarını
belirtmişlerdir (Tablo 25). Özaydın’ın yaptığı
araştırmada bu oran Türkiye için % 17.9’dur
kullanımları TNSA 98’deki
(14)
. Araştırmadaki erkeklerin AP yöntem
erkeklerinin AP yöntemi kullanma oranından
düşük
bulundu.. Bunun nedenlerini öğrenmek için, erkeklerden daha önce gebeliği önleyici
yöntem kullanmayan 62 (%29.2) kişinin gebeliği önleyici,
yöntem kullanmama
nedenleri sorgulandı (Tablo 26).
Bu kişilerin % 50.0’si doğurganlıkla ilgili nedenler, %16.1 kullanıma karşı
olduğu için, %19.4’ ü ise bilgi eksikliği nedeniyle gebeliği önleyici
kullanmadıkları öğrenildi.
67
yöntem
TNSA 98’e göre erkeklerde yöntem kullanmama nedenleri: erkeklerin %57.4’ü
doğurganlıkla ilgi nedenlerle, kullanımına karşı % 4.7, bilgi eksikliği %4.0, ve % 6.1’i
mevcut
yöntemlerle
ilgili
sorunlar
nedeniyle AP
yöntemi kullanmadıklarını
belirtmişlerdir(14).
Araştırmada % 19.4 gibi bir oranın bilgi eksikliği nedeniyle AP yöntemi
kullanmaması araştırma grubunun bilgi ve hizmet gereksinimini yansıtmaktadır.
Araştırmada AP yöntemi kullanımına karşı olanların oranı Türkiye ortalamasından
yüksektir. Bu kişiler doğru bilgi ve doğru tutum geliştirilmesi açısından önemli bir
fırsattırlar. Etkili ve nitelikli, bir üreme sağlığı danışmanlığı, istenmeyen gebelikler ve
doğumları önemli ölçüde azaltacaktır.
Araştırma sırasında yöntem kullanımı araştırıldı. Erkeklerin %53.7’si araştırma
sırasında bir AP yöntemi kullanmaktadırlar. Erkeklerin
geciktirici bir
%5.7’si gebeliği önleyici
yöntem kullanıp kullanmadıklarını bilmemektedir (Tablo
27).
Şankazan’ın araştırmasında erkeklerin %67.0’si halen hiçbir yöntem kullanmazken
%16.9’u modern yöntem, %15.4’ü geleneksel yöntem kullanmaktadır(18). TNSA 98 ‘de
bu oranlar sırasıyla %41.9, %31.4, ve %26.0 olarak bulunmuştur.
Araştırma sırasında AP yöntemi kullanan 114 kişinin kullandıkları yöntemler
sorgulandı.
Halen kullanılan yöntemler arasında % 42.1 ile RİA ilk sıradadır. Geri
çekme yöntemi %35.5 ile ikincidir (Tablo 28). Vazektomi yöntemini kullanan bir
(%0.8) erkek bulunmaktadır. TNSA 98 Özaydın’ın araştırmasında evli erkeklerin en
fazla RİA (% 18.8) ve ardından geri çekme yöntemi (%18.4), kondom (%11.4) oral ve
enjekte edilen kontraseptifler (%7.3), Tüp ligasyonu (%3.9), sadece % 0.1’i vazektomi
yöntemini
kullanmakta olduğu
belirlenmiştir(14).
TNSA
98
TNSA 2003
karşılaştırdığımızda son yıllarda erkek sorumluluğu gerektiren yöntem kullanımı (geri
çekme, kondom, vazektomi) Türkiye genelinde azalmıştır. Araştırmada RİA ile geri
çekme yöntemleri yer değiştirmiş, tüp ligasyonu oranı artmış, Erkek sorumluluğunu
gerektiren yöntem kullanımı azalmıştır.
Birinci basamak sağlık ünitelerinden sürekli kesintisiz olarak hizmet alma
güçlüğü, aile planlaması yöntemi kullanmak isteyen çiftleri temini kolay ve uzun etkili
yöntem kullanımına yönlendirmiş olabileceğini düşünmekteyiz.
68
Gelişmekte olan ülkelerde erkek katılımı / sorumluluğu gerektiren AP yöntem
kullanımı zaman içerisinde küçük değişiklikler gösterse bile birçok ülkede tekrarlanan
araştırmalar erkek katılımı sorumluluğu gerektiren yöntem kullanımının arttığını
göstermiştir. Örneğin günümüzde Gana,
Mali ve Senegal’da erkek katılımı
sorumluluğu gerektiren yöntem kullanımı birkaç yıl öncesine göre anlamlı olarak
yüksektir(36).
Araştırmadaki erkeklerin geri çekme yöntemini 2. sırada kullanmaları ve
katılım/sorumluluğunun tümüyle erkeğe ait olması nedeniyle yönteme özel sorular
sorularak bu yöntem daha detaylı araştırıldı. (Tablo 29-35).
Aktif cinsel yaşamları boyunca geri çekme yöntemini kullanmış erkekler, 93 (%43.8)
kişidir. Bu yöntemi uygulamış olan 93 kişinin % 48.4’ünde kararı erkek vermiş,
%38.’sinde kararı eşi vermiş, geri kalan % 12.9 gibi bir azınlıkta geri çekme yöntemini
kullanım kararını her ikisi birlikte almışlardır. İslam’da aile planlaması kitapçığında
geri çekme (Azil) yöntemi ile ilgili bir hadiste
“Azil hanımın iznine bağlıdır. “Ebu
Hüreyre rivayet etti: Rasulüllah (S.A) hür eşin izni olmadan azlin caiz olmadığını
söyledi(Ebu Davut)” denmektedir(37).
Geri çekme yönteminin güvenirliliği sorgulanmış, bu yöntemi kullanmış olan 93
kişinin %75.3’ü geri çekme yöntemini
güvenilir bulmazken, %24.7’si güvenilir
demiştir. Gülal ve arkadaşlarının yaptığı araştırmada erkekler tarafından geri çekme
yönteminin güvensizliği
%94.9 bulunmuştur. Aynı çalışmada geri çekme yöntemi
kolay diyenlerin oranı %6.3’tür(19).
Erbil ve arkadaşlarının geri çekme yöntemi ile ilgili olarak kadınlar üzerinde
yaptıkları bir araştırmada, gebelikten koruyucu etkisi en yüksek olan yöntem olarak evli
kadınların %17.7’si geri çekme yöntemini belirtmişlerdir. Sürekli geri çekme yöntemini
kullanma oranı %27.3’tür. Kadınların %41.4’ü bu yöntemin koruyucu olmadığını
düşünmektedir. Kadınların %21.2sini eşi başka bir yöntem kullanmak istemediği için
geri çekme yöntemini kullanmaktadır (39).
TNSA 98 verileriyle Özaydın’ın yaptığı araştırmasında, erkeklerin %26.7’sinde geri
çekme yöntemini erkek tercih etmiştir. %72.1’inde eşiyle birlikte tercih etmiştir. Yine
bu verilere göre, erkeklerin %22.1’i geri çekme yöntemini etkili bulmamaktadır.
Yüzde 6.8’i etkili olup olmadığını bilmemektedir(14)
69
Araştırmaya katılan erkeklerden geri çekme yöntemini kullanmış olanların
dörtte üçü yöntemi gebeliği önleme bakımından güvenilir bir yöntem bulmamalarına
rağmen AP yöntemi olarak kullanmışlardır.
Erkeklere geri çekme yönteminin zor olup olmadığı sorgulandı, bu yöntemi
kullanmış olan 93 erkekten, %79.6’sı yöntemin zor olduğunu ifade ederken, % 20.4
erkek yöntemi kolay olarak değerlendirmiştir. Özaydın araştırmasında erkeklerin
% 56.8’i geri çekme yöntemini kolay, %38.1’i zor yöntem olarak tanımlamışlardır(14).
Araştırmadaki erkekler modern yöntemlerden kondomu duyup bilmelerine AP
yöntemi olarak yeterince kullanmamaktadırlar. Sağlık inanç modelinin ileri sürdüğü
gibi, kişinin sağlığını koruyacağına inanılan uygulamayı etkin olarak başarabileceğine
ve gerçekleştirebileceğine olan inancı davranışta önemli olmaktadır(14). Erkekler belki
de kendilerinin en uzun süre, en başarılı kullanabileceklerine inandıkları için en fazla
geri çekme yöntemini kullanmaktadırlar
Araştırmaya katılan erkeklerden geri çekme yöntemini kullanan 93 kişinin geri
çekme kararını kimin verdiği ile bu yöntemin güvenirliliği arasında ilişki araştırıldı.
Kararı eşi ile birlikte veren erkekler, geri çekme yöntemini daha güvenilir bulmuşlardır.
Bu fark istatistiksel olarak anlamlıdır p<0.05(Tablo 33). Geri çekme yönteminde eşler
arasındaki uyum ve iletişim cinsel
yöntem başarısı açısından önemli faktörlerden
biridir.
Araştırmaya katılan erkeklerden geri çekme yöntemini kullanan 93 kişinin geri
çekme kararını kimin verdiği ile bu yöntemin zorluğu arasında ilişki araştırıldı. Kararı
veren kişi ile erkeklerin yöntemi zor bulması arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
ilişki bulunmuştur. Geri çekme yöntemi kararını kendisi veren erkekler yöntemin kolay
olduğunu ifade etmişlerdir (p<0.05 - Tablo 34).
Özaydın’ın araştırmasında kadınların %22.7’si eşi istediği için geri çekme
yöntemini tercih etmiştir. Geri çekme yöntemi ile gebelikten korunduklarını söyleyen
evli
erkeklerden
%19.9’unun
eşleri
herhangi
bir
yöntem
kullanmadıklarını
söylemişlerdir(14).
Araştırmaya katılan erkeklerin geri çekme yöntemini zor bulma ile en son
doğan çocuklarını isteyip istememe durumları karşılaştırılarak araştırıldı.
70
Yöntemi zor bulup bulmama ile en son doğan çocuğun istenme durumu arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardır En son doğan çocuklarını isteyenler geri
çekme yöntemini daha kolay uygulanabilir ifade etmişlerdir( p<0.05 Tablo 35).
Araştırmamızdaki erkeklerin %73.6’sı gebeliği önleyici yöntem kullanımını
onaylarken eşlerinin %75.9’u gebeliği önleyici yöntem kullanımını onaylamaktadır.
Gana’da eşlerin AP konusundaki tutumlarına birbirlerinin etkisini sorgulayan
araştırma hem niteliksel hem niceliksel kapsamda yürütülmüştür. Erkeklerin, eşlerine
göre biraz daha olumlu AP tutumu içindeyseler de doğurganlığın tamamlanması
hususunda daha az kararlı oldukları, çiftlerin %75’inin AP konusunda paralel tutum
içinde oldukları, kadının yaklaşımının sadece kendi özelliklerine bağlı olmayıp eşinin
özelliklerinden de etkilendiği saptanmıştır. Erkeğin AP konusundaki yaklaşımı ise
kadının özelliklerinden etkilenmemektedir. Evlenme şekilleri ve kültürel normlar,
kadınların
üreme
belirlenmiştir
(42)
davranışları
ve
doğurganlık
paternleriyle
ilişkili
olduğu
.
Çalışkan ve arkadaşları çiftlerin tüp ligasyonunu kabul etmesini
etkileyen
faktörleri araştırmışlar. Çiftlerde aile içi uyumdan çok, yakınların doğal olmayan
ölümleri veya boşanmaları ve ailelerin gelecekle ilgili duydukları bakım beklentileri ile
çocukluklarını geçirdikleri çevre, sterilizasyon kararını etkilemektedir(43).
Kulu, ‘çiftler arasında sosyal ilişkinin’ çiftlerin doğurganlık davranışını
etkileyen anlamlı bir faktör olduğunu göstermiştir. Ülkenin daha gelişmiş bölgelerinde
kadının doğurganlık davranışı kocaya bağımlı değilken, daha az gelişmiş bölgelerinde
otonomi olmamasından kadının doğurganlık davranışının daha çok kocaya bağımlı
olduğunu göstermiştir. Cinsiyete bağlı roller ve tutumlarında daha geleneksel olan
kocaların aile içi kararların alınmasında daha baskın olduklarını ve bunların eşlerinin
daha doğurgan olduklarını göstermiştir. Evli erkek ile eşi arasında doğurganlık tercihleri
yönünden tutarlılık yoksa, farklıysa, doğurganlıkla ilgili tercihlerde evli erkeğin
tercihinin geçerli olduğunu göstermiştir(44).
Solaklı’da gerek eğitim durumu gerek çalışma ve sosyal statü, sağlık
kurumlarına ulaşabilirliği açısından kadınlar erkeklere bağımlı durumdadırlar.
Araştırmanın verilerini toplama süreci içinde Solaklı Sağlık Ocağı bölgesinde erkek
egemen bir kültürün varlığı bariz olarak görülmektedir. Kadın kuaförünün
bulunmamasını, altı kahvehane bulunması, bunun en bariz kanıtlarından biri olarak
71
göstermekteyiz. Araştırmacı görev yaptığı bir yıllık süre içinde sağlık ocağında kadına
yönelik şiddete tanık olmuştur.
Erkeklerin %52’si gelecekte gebeliği önleyici geciktirici yöntem kullanmayı
düşünmektedir, % 21.7’si bu konuda bilgisinin olmadığını ifade etmiştir (Tablo 36).
Araştırmaya katılan erkeklerin gelecekte kullanmayı tercih edebilecekleri yöntemler
arasında RİA % 39.1 ile ilk tercihtir.
Geri çekme yöntemini gelecekte kullanmak
isteyen erkeklerin oranı düşmüştür(%18.2). Erkeklerin %20 si tüp ligasyonunu
gelecekte bir yöntem olarak tercih edebileceklerini ifade etmişlerdir (Tablo37).
Özaydın’ın araştırmasında araştırma sırasında bir yöntem kullanmayanlar gelecekte en
fazla RİA (% 29.7), enjekte edilen hormonal kontraseptifler(%10.7), geri çekme
yöntemi(%6.9) kullanmayı planlamaktadırlar(14).
Araştırmada tüp ligasyonu gelecekte yüksek oranda kullanılmak istenmektedir.
Bunun nedeni doğurganlık hızının Solaklı’da yüksek olması ve Tüp ligasyonunun geri
dönüşümsüz ve sürekliliği olan bir yöntem olmasına bağlanabilir. Tüp ligasyonu
genelde sezaryen operasyonu sırasında gerçekleştirilmektedir. Ordu’da
yapılan bir
araştırmada tüp ligasyonu kararı %70.8 eşle birlikte alınmış, kadınların %80.6’sı bu
operasyonu sezaryen operasyonu ile birlikte olmuştur. Tüp ligasyonu yöntemini
kullanma konusunda pişmanlığını ifade eden kadınların oranı %31.3’tür(45).
Gelecekte hangi yöntemi uygulayacağına karar vermemiş %21.7 gibi bilgi
ihtiyacı olan kararsız bir grup mevcuttur. Bu grup doğru bilgilendirme ve tutum
kazandırma açısından önemli bir hedeftir. Tüp ligasyonu konusunda, ailelere yönteme
özel danışmanlık hizmeti verilmeli; erkek katılımı ve sorumluluğunu arttırma yönünden,
vazektomi erkelere tanıtılmalı ve bir alternatif olarak sunulmalıdır.
Dünya genelinde yapılan toplam 28 araştırma erkeklerin çoğunun aile
planlamasını bildiğini ve onayladığını göstermiştir.Ancak kabul ve onay seviyesi
ülkeden ülkeye, erkeğin yaşadığı bölgeye, sosyoekonomik ve eğitim seviyesine göre
değişiklik göstermiş ve erkeklerin çoğunun daha fazla aile planlaması bilgisine,
eğitimine ve servisine ihtiyaç duyduğu da tespit edilmiştir(46).
Erkeklerin
katıldığı,
29
ülkede
gerçekleştirilen
Nüfus
ve
Sağlık
araştırmalarından 15 ülkeye ait 17 araştırma Alex Ezeh ve arkadaşları tarafından analiz
edilmiştir(14).
72
Bu araştırmalardan elde edilen sonuçlara göre genel olarak AP yöntemleri
açısından yetişkin erkeklerin çoğu en azından bir AP yöntemini tanımlamıştır. Erkekler
arsında en iyi bilinen modern AP yöntemleri sırası ile hap, kondom ve tüp ligasyonu
olarak, geleneksel yöntemler ise takvim ve geri çekme olarak tespit edilmiştir(14,47).
Özaydın’ın TNSA 98 verileri üzerinden araştırmasında (Türkiye-98) evli erkeklerin
%98.9’unun herhangi bir AP yöntemini bildikleri % 97.1’inin modern yöntemleri de
bildikleri saptanmıştır(14). Araştırmada evli erkeklerin %98.5’nin herhangi bir aile
planlaması yöntemini duydukları-bildikleri saptanmıştır. Beklendiği gibi; erkeğin eğitim
seviyesi arttıkça en azından bir AP yöntemini bilme olasılılığının arttığı bulunmuştur.
Araştırmaya katılan erkeklere aile planlaması günah mı sorusu soruldu.
Erkeklerin % 25.0’ı aile planlaması günahtır, %68.4’i günah değil derken, %6.6’sı
bilmiyorum–fikrim yok yanıtını vermiştir (Tablo38). Yöntem kullanmayanların %16.2’i
AP kullanımına karşıdır. Araştırmada
AP günah diyen 53 erkeğin %9.5’i bütün
yöntemlerin, %5.6’sı geleneksel yöntemlerin günah olduğunu ifade etmiştir. TNSA 98
araştırmasında evli erkeklerin %12.7’si AP yöntemi kullanmanın günah olduğuna
inandığını belirtmiştir. Geleneksel yöntem günah diyenler %12.8’dir. Bilmiyorum
diyenler % 9.5’tir.
Dini nedenlerle AP yöntemi kullanmayan erkeklerin, oranı %3.1’dir(15). Gülal
ve arkadaşlarının araştırmasında AP % 3.8 oranında erkekler tarafından dine aykırı
bulunmuştur(19).
Araştırmamızda AP yöntemlerinin günah olduğunu düşünenler TNSA 98
araştırmasındaki oranlarının iki katıdır. Geleneksel yöntem konusunda bunun tam tersi
söz konudur. Araştırmadaki erkekler geleneksel AP yöntemlerini, TNSA 98 erkeklerin
yarısı oranında günah görmektedirler. Kondom ve geri çekme yönteminin dini açıdan
bir farkları olmadığı, uygulanma mantıklarının aynı olduğu (vajina içine sperm
girmesine engel olmak)
düşünülecek olursa araştırmadaki erkeklerin cinsel mitler
konusunda yaygın yanlış inanışları mevcuttur. Bilgisizlik, arkadaşlardan, yanlı basın
kuruluşlarından,
taraflı din adamlarından yanlış bilgilenme bu sonucu doğuruyor
düşüncesindeyiz. Bu konuda erkeklerin eğitime ihtiyacı vardır.
73
Dini açıdan bakılacak olursa, kaynaklarda İslam’ın aileyi toplumun temel unsuru
olarak gördüğü ve eşlerin aileyi geliştirmek gibi bir sorumlulukları bulunduğu daima
vurgulana gelmiştir. İslam hukuku aile ilişkilerini aile bireylerinin huzur ve refahını
gerçekleştirmeye yönelik olarak düzenler. Henüz bir nüfus yoğunluğu baskısı söz
konusu değilken İslam’ın aile planlamasıyla ilgilenmiş olması günümüz aydınlarının
dikkatini çekmektedir. Peygamberimiz (S.A) sahabelerine, cinsel ilişki esnasında
korunmaya (azil) izin vermiştir. Burada ne Allah’ın yarattıklarına rızk verme
kudretinden şüphe duyma vardır, ne kadere isyan ne de tevekküle güvensizlik.
Azil için geçerli olan bütün kurallar, birçok fakihin belirttiği gibi mantıki olarak
diğer önleyici metotlar içinde geçerlidir(37,38).
Araştırmada AP ye dini olarak karşı çıkanlar “Cana Kıyma” ve “Rızkı Allah
verir”
iddiaları ile AP ye karşı çıkmaktadır. Abdel Rahim Orman, evlilikte tek amaç
çocuk yapmak değildir, beklentilerden birisidir. Eğer çocuk yapılacaksa bu , ailedeki
huzur ve saadeti bozmak yerine onu arttırmalıdır. İmam Gazali “İhyaü’l –ulüm” adlı
eserinde azli (gebeliği önlemek maksadıyla meninin kadının cinsi organının dışına
akıtılmasını) caiz görmüştür. AP karşı çıkanlar ile bunu destekleyenler arasındaki en
önemli tartışma AP’yi çocuk öldürmek ile olarak görmektir. Oysa AP çocuk oluşmadan
önlemin alınmasıdır. AP ye direnç noktasında bunun ve yöntemlerin erkeklere iyi
anlatılması, erkeklerin bu konuda aydınlatılması önemli bir eğitim ihtiyacı olarak
görmekteyiz.
İslam’da aile planlaması adlı kitabın bir bölümünde yirminci yüzyılın İslam
alimlerinin AP konusundaki fetva ve görüşlerine yer verilmiştir. Erkeklere yönelik
üreme sağlığı çalışmalarında, AP'nın İslam dini kanıtlara dayalı bilgilendirmeye tüm
Solaklı’da gereksinim
duyulmakta olduğu, araştırmamızın önemli sonuçlarından
biridir. Bu genellemeyi tüm Türkiye kırsalı için yapmakta bir sakınca görmüyoruz.
Araştırmaya katılan erkekler ortalama olarak 21.0 ± 3.9 yaşında ilk evliklerini
yapmışlardır; ilk evlenme yaşı ortancası
21.0’dir. Erkeklerin % 91.5 bir kez
evlenmişken, % 8.5’i ikinci evliliğini yapmıştır. Erkelerin %19.3’ü on dokuz yaşından
önce evlenmiştir. Yirmi beş yaşından sonra evlenenlerin hızı %19.3 tür (Tablo 39).
Erkeklerin eşlerinin ilk evlenme yaşları araştırılmıştır. İlk evlenme yaşı
fertilitenin de başlayabileceği yaş olması nedeniyle önemlidir. Solaklı’da adolesan
gebeliklerine sık rastlanmaktadır.
74
Erkeklerin eşleri ortalama 20.0 yaşında evlenmişler, evlenme yaşı ortancası
18.0’dir. Yarısından fazlası 19 yaşından önce evlenmiştir. (%51.4). On sekiz yaşında
evlenenlerin oranı %9.4’tür. Eşlerinin %6.0’sı on beş yaşından önce ilk evliliklerini
yapmışlardır.15 yaşında evlenenler %11.8’dir. Yirmi beş yaşın üstünde evlenen
kadınların hızı %13.6’dır (Tablo 40).
İlk evlenme yaşı devlet istatistik kurumu verilerine göre
erkeklerde
il
merkezlerinde 26.0 kadınlarda 23.0’dır. bucak ve köylerde erkeklerde 25.4 kadınlarda
22.3’tür. Adana için ilk evlenme yaşı kent merkezinde erkekler için 27.1, kadınlar için
23.8dir. Bucak ve köylerde erkekler için 27.2 yaş, kadınlarda 23.9 yaştır(24).
Araştırmaya katılan erkeklere fiziksel şiddet ve bazı tutum özelliklerine ilişkin
sorular sorulmuştur. Araştırma kapsamındaki evli erkeklerin % 28.3’ü eşleri çocukların
bakımını ihmal ederse, % 48.6 eşi kendisine karşılık verirse, %41.0 eşi başka erkeklerle
konuşursa, %18.9’u cinsel ilişkiyi ret ederse eşlerine fiziksel şiddet uygulamaya hakları
olduğunu beyan etmişlerdir. Kadın yemeği yaktığı zaman kendinde bu hakkı görenlerin
oranı %4.2’dir. Erkeklerin %3.3’ü bu konularda fikri olmadığını belirtmiştir (Tablo 42).
Reis ve arkadaşlarının Erzurum’daki
araştırmalarında evli kadınların aile
içerisinde şiddete maruz kalma durumları incelenmiştir.Yüzde 43.0’ü ilkokul mezunu
olan kadınların
%39.8’i tokat yumruk atma şeklinde fiziksel şiddete, %41.0’ı
aşağılama, küfür tarzında sözel şiddete ve %16’sı da cinsel şiddet türü olarak,
istemedikleri halde zorla cinsel ilişkiye zorlandıklarını ifade etmişlerdir(48).
TNSA 98 araştırmasında bu sorulara verilen yanıtlar sırasıyla, çocuk bakımını
ihmal %23.0, karşılık verme %36.1, başka erkeklerle konuşma %36.2, cinse ilişkiyi ret
%14.8, eşe fiziksel şiddete erkeğin hak görme oranlarını göstermektedir
(14)
. Karşılık
verme araştırmamızda daha yüksek bulunmuş olup kırsal alanda erkek ve kadının
toplumsal rolleri ile ilişkilendirilmiştir. Kadının öğrenim durumu ve statüsü de
gelişmemiştir.
Araştırmadaki
erkeklerden %51.4’ü “ailede önemli kararların erkekler
tarafından alınması” gerektiği, %46.2’si “kadın kocasıyla aynı fikirde değilse
tartışmaması” gerektiği görüşündedir. Erkeklerin % 46.2’si, erkeklerin kadınlardan daha
akıllı olduğuna inanmaktadır. Erkeklerin %21.7’si erkek çocuğun eğitimli olmasının kız
çocuğunun eğitimli olmasından daha iyi olduğunu düşünmektedir (Tablo 43).
75
Araştırmamızda erkek ve kızın okuması ile ilişkili görüşlerde erkeklerin çocuğun
eğitimli olması fazla olarak daha iyi bulundu. Araştırmadaki erkekler (%75.0) kızların
okuması TNSA 98 (%75.4) aynı oranda önemli olduğu görüşündedirler. Son yıllarda
kızların okutulması ile ilgili yürütülen eğitim kampanyaları, zorunlu
süresinin
ilköğretim
sekiz yıla uzatılması, eğitime verilen maddi desteklerin kız çocukların
okulluk oranlarını arttırdığı görüşündeyiz. Araştırmadaki erkekler (%45.3) TNSA 98
(%50.4) erkeklerinden da az oranda
alınması fikrine katılmaktadırlar
(14)
ailede önemli kararların erkekler tarafından
.
Medyada üreme sağlığı ile ilgili yayın yapılmasını bilgi verilmesini kabul
edilebilir bulup bulmadıkları sorgulandı. Erkeklerin çoğunluğu televizyon kanalıyla bu
konuda yayın yapılmasını kabul etmemişlerdir.(%60.8). Bu konuda radyoda yayın
yapılmasını kabul edilebilir bulanlar %51.9 dur. Araştırmaya katılan erkeklere göre,
gazetede ve dergilerde üreme sağlığı ile ilgili bilgilerin verilmesinin kabul edilebilirliği
% 63.2’dir (Tablo 45).
TNSA 98’de televizyonda bu konularda yayın yapılmasını %82.1 kabul
edilebilir bulunmuştur. Araştırma bulgularımızdan daha yüksek bir orandır. Aradaki
farkın geçen süre içerisinde televizyon kanallarının artması ve erotik, ve açık
yayınlarında bunun paralelinde olmasından kaynaklandığını, erkeklerin bu tür yayınları
çocuklarıyla birlikte izlemek istemiyor olabileceklerini düşünmekteyiz.
Oysa bir kamuoyu araştırmasında erkeklerin kentte %98.2’si, kırda %97.3’ü
televizyon seyretmektedir. Erkeklerin en fazla izledikleri programlar spor ve haber
programlarıdır(51). Kitlelere ulaşması bakımından televizyon yayınları önemli bir
fırsattır.
Televizyon dizilerinde çizilen dünya imajı ardından, çizilen bu imaj hakkında ne
düşünülmesi gerektiği kitlelere empoze edilir. Üzerinde düşünülecek dünya, bu dünya
hakkında düşünülecek düşünme biçimleri, çıkar sahibi gruplar ve bireyler tarafından
tayin edilmekte ve kitleler devamlı yönlendirilmektedir(52).
Üreme sağlığı konusunda televizyonda yapılacak yayınları toplumun bütün
kesimlerini göz önünde bulundurularak yapılması gerekir.
76
Örgün eğitim sırasında üreme sağlığı bilgilerinin verilmesi sorgulanmıştır.
Erkeklerin %58.0’i ortaokulda, %85.8’i lise de üreme sağlığı ile ilgili bilgilerin
verilmesini kabul edilir bulmaktadır. Araştırmada ortaöğretimde cinsel eğitim verilmesi
daha düşük oranda kabul edilebilir bulunmuştur. Ayberk, ilköğretim 1.-8. sınıflarda
cinsel gelişim derslerini öğrenciler, veliler ve okul idaresinin olumlu görüşleriyle devam
ettirmektedir. Kız erkek öğrenciler birlikte aynı derste kendi cinsiyetlerine ait özel
bölgeleri ve gelişimlerini tanımaları, cinsiyetler arasındaki benzerlik ve farklılıkları
kavramaları,
üreme
amaçlanmaktadır
(49)
organlarının
doğru
isim
ve
fonksiyonlarını
tanımaları
.
TNSA 98 de televizyon %82.1 kabul bulunmuştur(14). Araştırmadaki erkekler
televizyonlardaki özellikle erotik içerikli yayınların
çocuklara zararlı olabileceği
görüşündeler. Üniversite öğrencilerinin cinsellik bilgi tutum ve davranışlarını Erbil
araştırmıştır. Öğrencilerin %58.4’ü
üniversitede %52.1’i lise eğitiminde cinsellikle
ilgili ders içeriğinin yer almadığını belirtmiştir. Öğrencilerin %52.4’ünün cinsel bilgiler
konusunda kendisini yetersiz bulduğu, %17.1’inin cinsellikle ilgili kaynaklarının
arkadaş olduğunu bulmuştur.Öğrencilerinin % 99.2’si ailelerinde cinsellik konularının
“ayıp” görülerek konuşulmadığını ifade etmişlerdir(50). Solaklı’daki araştırma sırasında
cinsellik ve üreme sağlığı bilgilerini ebeveyninden aldığını beyan eden erkeğe
rastlanmamıştır.
Erkeklerin ilk cinsel bilgilerini edindikleri yaşlar ve erkeklerin bu bilgileri
edinme kaynaklarının çoğunun arkadaşlar olduğu da göz önüne alındığında üreme
sağlığı eğitimlerinin orta okul sıralarında verilmesinin gerekliliği kaçınılmazdır.
İletişim alanında yapılan araştırmalar, kişiler arası iletişimin tutumların
değiştirilmesinde, kitle iletişiminin ise bilgi aktarımında etkili olduğunu ortaya
çıkarmıştır(53). Yeni tutumların oluşmasında, eski tutumların değişmesinde yüz yüze
yapılan konuşmalar, bilgi aktarımının ağır bastığı eğitim kurumlarındaysa kitle iletişimi
daha etkili olmaktadır.
77
Erkeklerin sağlık ocağından üreme sağlığı ile ilgili bilgi alıp almadıkları
sorgulandı.
Araştırmadaki erkeklerin beşte biri (%19.5) sağlık ocağından üreme sağlığı ile
ilgili bilgi almıştır. Araştırmaya katılan erkeklerin, son birkaç ay içinde %9.4’ü
radyodan, %47.2’si televizyondan, %37.3’ü gazete ve dergilerden üreme sağlığı ile
ilgili bir duyumları olmuştur. Erkeklerin % 32.5’i son birkaç ayda üreme sağlığı
hakkında bir başkasıyla konuşmuştur.
Son yıllarda 224 Sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi yasasının
uygulanması konusunda sıkıntılı bir döneme girilmiş, sağlık hizmeti sadece sağlık
ocağına başvuranlarla sınırlı kalmıştır. Saha çalışmaları neredeyse yapılamamaktadır.
Oysa sağlık ocakları ve burada çalışanlar üreme sağlığı bilgilerinin alınması için uygun
ve ulaşılabilir mesafede kurumlardır.
Erkekler üreme sağlığı hakkında en fazla arkadaşlarıyla konuşmaktadırlar.
Sağlık görevlisiyle konuşanlar erkeklerin sadece % 9.0’unu oluşturmaktadır.
Araştırmaya katılan erkeklerin % 63’ü gazetelerin cinsel bilgiler sayfasını
okumaktadır. Gazetelerin cinsel bilgiler sayfasına yazı yazan, televizyon yayınlarında
üreme sağlığı konusunda konuşan, Dr Haydar Dümen’i tanıyıp tanımadıkları
sorgulanmıştır.
Erkeklerin %83.0’ü Dr Haydar Dümen’i tanımaktadır. Gazeteler yazılı
medyanın en çok kişiye ulaşan biçimidir. Gazetelerde birçok cinsel öğe içeren haber
reklam ve resimlere ulaşmak mümkündür. Bazı gazeteler tamamen cinselliğe yönelik
hazırlanmakta
ve herkesçe kolay ulaşılabilecek şekilde tüm gazete bayilerinde
satılmaktadır. Bu tür gazetelerde fantastik cinsel hikayeler sunulmakta ve genellikle
kadınların poz verdiği
erotik fotoğraflar kullanılmaktadır(55).
Dr Haydar Dümen
Türkiye’de yıllardır cinsellik konusunda yazılar yazmaktadır. Posta gazetesinde soru ve
cevaplar tarzında özellikle cinsel mitleri içeren yazılar yazmaktadır. Kişisel web sayfası
en çok ziyaret alan sayfalardan biridir. Üreme sağlığı ile ilgili sorunlar interaktif olarak
yanıtlanmaktadır(56).
78
Araştırmaya katılan erkeklerin %82.’5 i araştırma öncesinde genel olarak Cinsel
yolla bulaşan enfeksiyonları duyduklarını belirtmiştir. (Tablo 46,47,48) TNSA 98 ‘de
bu oran %88’dir(14).
Araştırma sırasında en fazla duydukları CYBE, AIDS’tir. Erkekler hastalıklar
arasında: % 40’6’sı bel soğukluğu, %20.4’ü frengi yi saymıştır. TNSA 98’de en fazla
duyulan hastalık AIDS, %35.8’i bel soğukluğu, %27.%’i frengiyi duymuşlardır. Sadece
% 4.2’si hepatit B enfeksiyonunu duymuşlardır.
Erkeklerden hiç biri CYBE enfeksiyonlar arasında hepatit B enfeksiyonunu
saymamıştır. Hepatit B nin bulaşma olasılılığı AIDS’e göre, daha yüksektir. Aşı ile
korunulabilir bir hastalıktır. Buna rağmen erkekler tarafından bu kadar az biliniyor
olması dikkat çekicidir. AIDS’in bu kadar yüksek oranda bilinmesinin en önemli nedeni
basın medyada gördüğü yüksek ilgidir. Erkeklerin çoğu, AIDS’i gazeteden ve
televizyondan duyduklarını belirtmişlerdir. Halk eğitimlerinden, okuldan yada camiden
AIDS’i duyduğunu belirten erkek yoktur. TNSA 98de bu oranlar sırasıyla %2.2, %0.8
ve %0.4’tür.
Bulgularımız TNSA 98 araştırmasındaki bulgularla benzerdir. Erkeklerin CYBE
konusundaki bilgileri yeterli değildir. Bu konudaki bilgileri öğreti ve eğitimden ziyade
duyduklarından oluşmaktadır.
AIDS’i duyanların AIDS ile ilgili bilgileri sorgulanmıştır. AIDS duyanların
%91.5’i insanın AIDS ten kaçınabilmek için yapabileceği bir şeylerin varlığını
bilmektedir. AIDS’ten korunma yolları sorulduğunda, bilgi düzeylerinin seks ve
cinsellikle sınırlı kaldığı görülmektedir. Yüzde 34.7’si güvenli seksi, %31.3’ü kondom
kullanımını, %34.0’ü seksten uzak durmayı AIDS’ten korunmak için
yapılacaklar
listesi olarak saymışlardır.
Erkeklerin %60.8’i AIDS sağlıklı insanlarda görülebileceğini bilmektedir.
TNSA 98 de bu oran % 68.2’dir. Aradan geçen süre nedeniyle bu oranın artmasını
beklerken araştırmamızda daha düşük bulunmuştur. Burada kır kent farklılığı bir faktör
olabilir.
AIDS’in ölümcül bir hastalık olduğunu %95.8’i bilmektedir.
Erkeklerden AIDS’i duyanlar arasında AIDS’in tedavisi konusunda %8.6’sının
fikri yok yada bilmemektedir. % 51.8’i AIDS in tedavisi olmadığını belirtmiştir. TNSA
98’de erkeklerin %66.3’ü AIDS’in tedavisi olmadığını belirtmiştir.
79
AIDS’in eşcinsel erkeklerle ilgili bir hastalık olduğu yada AIDS’ten korunma
konusunda eşcinsel ilişkiden korunma gibi bir yanıt verilmemiştir. TNSA 98 de bu oran
%2.4’tür. Araştırmada bilgi toplama formu soruları arasında çalışmayan sorulardan biri
de erkekle cinsel ilişkiniz oldu mu sorusudur. Bilgi toplama formunun deneme
aşamasında alınan tepkiler
sonrasında bu soru araştırmaya katılan erkeklere
sorulmamıştır.
Araştırmaya katılan erkeklerin eğitim durumları ile CYBE duymaları arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. Araştırmaya katılan erkeklerin öğrenim
düzeyi yükseldikçe CYBE duyma oranları artmaktadır.
Araştırmaya katılan erkeklerin cinsellikle ilgili ilk bilgileri edinme yaşları
sorgulanmıştır. Erkeklerin dörtte üçü ilk bilgileri, 16 yaşına gelmeden edinmiştir.
Araştırmaya katılan erkeklerin ilk cinsel bilgilerini öğrendikleri kaynaklar
sorgulanmıştır. Yüzde 87.7’ si ilk cinsel bilgilerini arkadaşından öğrenmiştir. Eşinden
bu bilgileri öğrenenlerin oranı, %1.9’dur. Yüzde 3.3’ü sinema televizyondan
öğrenmiştir. Yüzde 7.1’i bu bilgileri sağdıçlık müessesesinden öğrendiklerini
bildirmişlerdir (Tablo 49,50,51).
TNSA 98 araştırmasında evli erkeklerin sadece %4.4’ünün eşi ile diyaloga sahip
oldukları, en fazla arkadaşları akrabalarıyla diyaloga sahip oldukları gösterilmiştir(14).
İlk cinsel bilgilerin arkadaşlardan öğrenilmesi, araştırma sırasında sorgulanan
cinsel mit sıklığının fazla olmasının bir nedeni olabilir. Şu anda cinsel bilgi ihtiyacınız
olsa bilgi kaynağınız kim olurdu sorusuna verilen yanıtlarda erkeklerin %64.6’sı
sağlık personelini belirtmişlerdir. Üniversite öğrencileri arasında yapığı çalışmada,
Yanıkerdem, üreme sağlığı ile ilgili bilgileri vermede gençlerin sağlık çalışanlarını
daha güvenilir bulduklarını belirlemiştir(57).
Bu bilgi erkeklerin, üreme sağlığı-cinsel
sağlık ile ilgili bilgileri, sağlık personelinden almaya hazır olduğu yönünde
değerlendirebilir.
Erkeklerin boş zamanlarının çoğunu beldede bulunan kahvehanelerde geçirdiği
göz önüne alındığında akran eğitiminin önemi ortadadır. Doğru bilgilerle eğitilmiş
arkadaşın bilgisi diğer arkadaşına yansıyacaktır. Erkeklerin % 3.8 Internet’i üreme
sağlığı ile ilgili bilgi ihtiyacını gidermek için başvuru kaynağı olarak görmüştür.
Solaklı’da iki adet Internet kafe bulunmaktadır.
80
Ülkemizde Internet kullanımı yaygın olmamakla beraber, her geçen gün
artmaktadır. Üreme sağlığı ile ilgili, ticari kaygılardan uzak, pornografik yayınlar
içermeyen, resmi Internet sitelerinin kurulmasının gerekçesi olarak bu bulgu önemlidir.
Araştırmaya
katılan
sorgulanmıştır. Eşleri ile
erkeklerin
ilk olarak
ilk
cinsel
ilişkiyi
kiminle
yaptıkları
cinsel ilişkiye girenler hariç tutulduğunda
erkeklerin %90’ ı bir hayat kadınıyla cinsel ilişkiye girerek ilk cinsel deneyimlerini
yaşamışlardır. Torun ve arkadaşları İstanbul ili Ümraniye ilçesinde erkelerde cinsel
mitleri araştırmıştır. Erkeklerin ilk cinsel ilişkiyi kiminle yaşadıkları sorusuna %26.5’i
yanıt vermek istememiştir. Yanıtlayanların % 62’si ise ilk cinsel ilişkisini para
karşılığında bir hayat kadını ile yaşadığını beyan etmiştir(58). İlk cinsel ilişki yaşları
araştırıldığında ortalama 18.5± 2.8 (13-27) yaşında ilk cinsel ilişki deneyimlerini
yaşamıştır (Tablo 53). İlk cinsel ilişki yaş ortancası 18’dir. Torun ve arkadaşlarının
araştırmasında ilk cinsel ilişki yaş ortalaması 17.8 ± 2.2 bulunmuştur(58).
Civil ve arkadaşları üniversitede okuyan erkek öğrencilerin cinsel sağlık yaklaşımları
araştırmasında erkeklerin ilk cinsel deneyim yaş ortalamasını 17.2 ±1.8 bulmuştur(59).
Yanıkkerem
Aydın’da üniversite öğrencileri arasında ilk cinsel deneyim yaş
ortalamasını 17.6±1.7 (15-25) bulmuştur(60).
Araştırmadaki ilk cinsel ilişki yaş ortalaması yapılan araştırmalar ile uyumludur.
Araştırmamızda erkeklerin bir kısmının erken yaşta evlenmesi cinsel ilişki yaş
ortalamasının Türkiye ortalamasına yaklaşmasını sağlamıştır. Araştırmadaki erkeklerin
yaklaşık yarısı ilk cinsel ilişkilerini evlendikleri zaman eşleriyle yaşamışlardır.
Araştırmaya katılan erkeklerin, ilk cinsel ilişki yaşlarının yaş gruplarına göre
dağılımına bakıldığında erkeklerin %26.8’i liseyi bitirmeden ilk cinsel ilişki deneyimini
yaşamıştır. On beş yaş gibi dönüm noktası olan yaş incelendiğinde, erkeklerin
% 13.7’si, özgürlüklerin başladığı, reşit olma yaşı olan 18 yaşındaki erkeklerin bu
konudaki davranışını incelediğimizde erkeklerin %15.6’sı 18 yaşında ilk cinsel ilişkisini
yaşamıştır.
Araştırmaya katılan erkekler ortalama olarak 21.0 ± 3.9 yaşında ilk evliliklerini
yapmıştır. Erkeklerin % 48.5’i ilk cinsel ilişki deneyimini karısıyla, evlendikten sonra
yaşamıştır. İlk cinsel ilişki ortalaması ile ilk evlilik yaşı ortalaması karşılaştırıldığında
erkeklerinin evlilik öncesi cinsel ilişkiye girdikleri görülmüştür. Erkeklerin cinsellikle
ilgili ilk bilgileri edinme yaşı ortalaması, 14.2 ±2.8 ‘dır (Tablo 54).
81
Araştırmaya katılan erkeklere daha önce kendilerine bir sağlık görevlisi
tarafından üreme sağlığı ile ilgili soru sorulup sorulmadığı araştırılmıştır. Sadece 36
kişiye (%17.0) bir sağlık görevlisi tarafından ürene sağlığı ile ilgili sorular sorulmuştur.
Erkeklere üreme sağlığı ile ilgili bir problemleri olduğunda tercih edecekleri
doktorun cinsiyeti sorulduğunda, %60.4’ü erkek doktor tercih ederken, %1.9’u kadın
doktoru tercih edeceklerini,
% 37.8’i ise doktorun cinsiyetinin kendileri için fark
etmeyeceğini belirtmiştir.
Günümüzde sağlık hizmet sunumunda başvuranların doktor cinsiyeti tercihi
sağlık hizmetlerinden yararlanma ve hizmet kalitesi açısından önem kazanmaktadır.
Solaklı gibi kırsal alanda bir sağlık ocağı ve bir doktor bulunmaktadır. Erkeklerin
sadece %37.8’inin doktor cinsiyetini önemli bulmaması ÜS konusunda kaygı vericidir.
Özyurda ve arkadaşları yaş grubu ortalaması benzer olan kadınlar üzerinde yaptıkları bir
araştırmada jinekolojik muayene dışındaki muayeneler için kadınların %85.6’sı doktor
cinsiyeti fark etmez demiştir. Jinekolojik muayenede doktor cinsiyeti tercihi içinse
kadınların %55.4’ü doktor cinsiyeti fark etmez demiştir. Erkek doktor tercih edenler
%3.3’tür(61). Üreme sağlığı hizmetlerine ulaşmada doktor cinsiyeti olumsuz etkisinin
olabileceği toplumun bu yönde eğitiminin gerekli olduğu, çağdaş hekimlik anlayışı ile
bağdaşmayan bu durumun hem tıp eğitiminde hem de topluma yönelik eğitimlerde ele
alınması gerektiği kanısındayız.
Araştırmaya katılan erkeklerin araştırma sırasındaki cinsel ilişki sıklıkları
sorgulandı. Erkeklerin %39.9’u haftada bir kez eşleriyle cinsel ilişkide bulunmaktadır.
Her gün ilişkiye girenlerin sayısı %3.3’tür. Erkeklerin %19.3’ü eşiyle ayda bir defadan
az sıklıkta cinsel ilişkide bulunmaktadır. (Tablo 55).
Araştırmada
erkeklere
cinsel
hayatlarından
memnun
olup
olmadıkları
sorulmuştur.
Erkeklerin % 27.8’i çok memnunken, % 0.5’i hiç memnun değildir. %6.2’si bu
soruya fikrim yok şeklinde cevap vermiştir.Orta diyenler erkeklerin % 13.7 ’lik bir
kısmını teşkil etmektedir.
Sizce karınız cinsel hayatından memnun mu sorusuna da yanıt aranmıştır.
Erkeklerin %20’si eşlerinin cinsel hayatlarından çok memnun olduğunu ifade ederken,
memnun değil diyenler yüzde %7.5,. orta diyenler %23.6’dır.
82
Cinsel yaşam
kadın ve erkeğin yaşam kalitesine etkili majör faktörlerden
birisidir. Öksüz ve Malhan evli kadınlarda cinsel yaşam memnuniyetini araştırmışlar.
Cinsel ilişki sıklığı ve memnuniyet düzeyleri; %28.4’ü haftada dörtten fazla olup
memnuniyet düzeyi 91.6 bulunmuştur.
Diğer gruplarda ise %22.4 haftada 1-2 kez memnuniyet 72.4, %22.4 ayda 1-2
kez memnuniyet 75.1, %17.9 haftada 3-4 kez memnuniyet, % 9 ayda bir veya daha az,
memnuniyet 67.8 bulunmuştur. Yapılan regresyon analizinde evli kadınlarda cinsel
yaşam memnuniyetine , cinsel ilişki sıklığı, orgazm sıklığı, çocuk sahibi olma, ve
yüksek gelir düzeyi etkili faktörler olarak bulunmuştur (62).
En iyi cinsel yaşamı on basamaklı bir merdivenin 10. basamağı olduğunu
düşündüğünüzde cinsel hayatınızı kaçıncı basamağa koyarsınız sorusu sorulmuştur.
Cinsel yaşantılarını, erkeklerin %15.6’sı onuncu, %10.’4’ü dokuzuncu, %15.6 sekizinci
basamakta görmektedir. En fazla %25.9 ile yedinci basamağa koydu.
İlk üç basamağa koyanların hızı %5.7’dir (2).
Araştırmaya katılan erkeklerin yaşamdan memnuniyetleri de sorgulanmıştır.
% 61.8’i mutlu olduğunu belirtirken, mutsuz olduğunu ifade edenlerin oranı %2.8’dir
(Tablo 56).
Türkiye genelinde bir bütün olarak yaşamınızı düşündüğünüzde ne kadar
mutlusunuz? sorusuna verilen yanıtların dağılımı: %2.6 çok mutsuz, %9.5 mutsuz,
%48.7 mutlu, yanıtını vermişlerdir. Erkeklerde Mutlu olanlar %46.1, mutsuz olanlar
%10.7’dir (31).
Araştırmadaki erkeklerin mutluluk ve yaşamlarından memnuniyet ortalaması
Türkiye ortalamasının üzerindedir. Burada evlilik faktörü önemli olabilir. Türkiye’de
evli erkekler evli olmayanlara göre daha mutludurlar.
“Yaşam memnuniyeti” kişinin sürdürdüğü hayatı bir bütün olarak olumlu bir
şekilde değerlendirilmesi anlamında kullanılmaktadır.Yaşam memnuniyeti veya
mutluluk, felsefe ve edebiyatın eski bir konusu olmakla beraber, bilimsel inceleme
alanına tanımlama ve ölçme sorunları dolayısıyla, ancak 20. yüzyılda girebilmiştir.
Günümüzde bu konu, sosyoloji, psikoloji ve iktisat gibi sosyal bilimler ile tıp tarafından
ele alınmaktadır(31).
Araştırmadaki erkeklerin en büyük mutluluk kaynağı % 46.5 ile tüm ailedir.
Bunu %29.7 ile eş, %10.4 ile çocuklar izlemektedir (Tablo 57).
83
Türkiye araştırmasında erkeklerin
mutluluk kaynağı %74.4 tüm aile, %8.2
çocuklar, %7.2 eş, %2.3 kendisi mutluluk kaynağıdır.
Araştırmaya katılan erkeklere SHIM Ölçeği uygulanmıştır.
Araştırmaya katılan erkeklerin %3.3’ü SHIM testi sorularına cevap vermek
istememişlerdir (Tablo 59).
Sertleşme sağlama ve sürdürme konusunda erkeklerin % 2.8’i çok az, %19.8’i
yüksek %16.5’i çok yüksek bir güvene sahipler. Cinsel uyarı sonucunda oluşan
sertleşmeniz hangi sıklıkta cinsel birleşmeyi sağlayacak düzeydeydi, sorusuna verilen
yanıtlar: Erkeklerin %2.8’i neredeyse hiç, %12.7 birkaç kez, %44.3 bazen , %19.8 çoğu
kez, %16.5 nerdeyse her zaman yanıtı vermiştir.
Bu soruda erkekler, araştırmacıya
normal cinsel ilişki süresini
ve erken
boşalmanın çaresi olup olmadığını sormuşlardır.
Cinsel birleşme girişimleriniz sizce ne sıklıkta tatmin ediciydi sorusuna verilen
yanıtlar: Erkeklerin %1.9’u neredeyse hiç, % 6.1’i birkaç kez, %47.6sı bazen,%34.4’ü
çoğu kez, %6.1’i nerdeyse her zaman yanıtını vermişlerdir.
Araştırmamızdaki erkeklerin SHİM puanları cinsel algılarının çok altındadır.
Araştırmadaki erkeklerin sadece % 10.8’inin SHİM puanı 21’in üstündedir.
Yüzde 26.5’inin puanı 16’ın altındadır. Oysa cinsel memnuniyetsizliklerini ifade
edenlerin oranı oldukça düşüktür. Yüzde 74.1’i cinsel hayatını altıncı basamağın
üzerinde tutmuştur.
Oksuz ve Malhan Türkiye’de seksüel disfonksiyon prevalansını
% 43.3
bulmuşlardır(63).
Bu ölçeğini kullanırken amacımız bir hastalık yada hız bulmak değil, erkeklerin
cinsel hayatlarını nasıl algıladıklarını araştırmaktı. Erol ve arkadaşlarının, kişileri
hekime yönlendiren cinsel işlev bozukluğu oranı, geçerli ölçeklerle ölçülenin çok
altında olduğunu bulmuştu (65). Araştırma bulgularımız ile uyumludur.
Cinsel mitlerle ilgili erkeklerin en çok katıldıkları önermeler sırasıyla “sevişme
ancak her iki tarafın birlikte orgazm olmasıyla güzeldir”(%94.3), “Eşler birbirlerini
sevdiklerini taktirde sevişmekten nasıl zevk alabileceklerini de bilirler”(%91.6),
”İyi sekste amaç cinsel birleşmedir”(%88.0),
“Cinsel ilişki içinde mastürbasyon yanlıştır”(%85.9),
“Seks çift orgazm olabilirse güzeldir” (%84.6) önermeleridir.
84
Araştırmadaki erkeklerin en az katıldıkları cinsel mitlerle ilgili önermeler:
“Erkek cinsel organının boyutu cinsel gücün göstergesidir”( %16.3),
“Seksi erkek yönetir kadının seksi başlatması ahlaksızlıktır” %22.5’dir.
Penis büyüklüğü ile ilgili mitler:
“Sertleşmiş büyük bir penis iyi sevişmenin anahtarıdır” (%70.2),
“Büyük erkek cinsel organı, kadının daha çok uyarılmasını sağlar” %46.2 oranında
kabul görmüştür (Tablo 60).
Araştırmadaki erkeklerde cinsel mitlerin sıklığı yüksektir.
İncesu koordinatörlüğünde Cinsel Eğitim, Tedavi ve Araştırma Derneği’nin
(CETAD) 20 ilde, 16 yaş ve üstü 1537 kişiyle yaptığı araştırmada cinsel mitlerden
bazılarının sıklığı:
“Erkeklerde cinsel organın boyutu, cinsel gücün göstergesidir” (%20.0),
“Erkek cinsel ilişkiyi her zaman ister, buna her zaman hazırdır” (% 37),
“Seksi erkek yönetir sevişmeyi başlatan kadın ahlaksızdır” (% 8.0),
“İyi sekste amaç cinsel birleşmedir” (%43.2)
“Bir çift için aynı anda orgazm gerçekleştirilmesi gereken en önemli amaç olmalıdır”
(%34.0)
“Erkekler cinsel birleşme ve orgazmla ilgilidir. Duygusallık kadınlarda görülür” (% 14)
“Sevişme sırasında fantezi kurmak yanlıştır” (% 11.0)
Kentlilerin yüzde 7.2’si, kırsal kesimde yaşayanların ise yüzde 10.5’i bu mitlerin
doğruluğuna tamamen inanıyor penis boyu ile ilgi cinsel mitlere takık olan erkekler
35-44 yaş arasındakilerdir (64).
Torun ve arkadaşlarının
İstanbul, Ümraniye’deki araştırmasında erkeklerde
cinsel mitlerin bazıları:
“Sertleşmiş büyük bir penis iyi sevişmenin anahtarıdır” (% 62.3),
“Büyük erkek cinsel organı, kadının daha çok uyarılmasını sağlar” (%56.3),
“Eşler birbirlerini sevdikleri taktirde sevişmekten nasıl zevk alabileceklerini de
bilirler”(%74.9),
“Erkek her zaman seks ister ve her zaman sekse hazırdır”(%72.9),
“Erkeklerde cinsel organın boyutu, cinsel gücün göstergesidir”(%47.9)’ kabul
görmüştür.
85
Soylu ve arkadaşlarının araştırmasında erkek üniversite öğrencilerinde (16-21
yaş) cinsel mitlerin, bazıları “Eşler birbirlerini sevdiklerini taktirde sevişmekten nasıl
zevk alabileceklerini de bilirler”(%77.3),
“Seksi erkek yönetir sevişmeyi başlatan kadın ahlaksızdır” (% 12.1),
“Sertleşmiş büyük bir penis iyi sevişmenin anahtarıdır” (%49.2),
“Seks çift orgazm olabilirse güzeldir” (%86.6)’dır.
Batılı kaynaklar cinsel sorunların evrensel olduğunu varsaymış, ancak son
bilgiler cinsel sorunların, kaynağı, ortaya konuşu ile ilgili, kültürel faktörlerin (sosyal
tutumlar, dini inanışlar, sosyal normlar, geleneksel davranışlar ve inanışlar) önemini
gündeme getirmiştir. Zilbergeld toplumların kültürlerine ek olarak, cinse özel cinsel
kültürden söz etmekte ve toplumlarda cinsellikle ilgili yerleşik mitlerin (yanlış abartılı
inanışlar) cinsel işlev bozukluğunun oluşumunda ve devamında çok önemli bir yeri
olduğunu belirtmiştir. Basın yayın organlarındaki bazı haberler ve bilgisiz yaşıtlardan
edinilen bilgiler, fıkralar, şakalar, pornografik yayınlar, mitlerin kalıcılığını ve nesilden
nesile aktarılmasını sağlamaktadır(65)
Mitler, cinselliği tabu gören toplumlarda daha sık görülüyor. Hakkında
konuşulması bile ayıp sayılan bu konuya ilişkin toplumun ürettiği, gerçeği yansıtmayan
inanışlara ve efsanelere mit deniyor. Türkiye’de cinsel yaşamın ortalama başlama yaşı
olan 19’a gelindiğinde, yanlış inanışlar iyice oturuyor ve değişmesi güçleşiyor.
Cinsel mitleri kabul etmede 12 yaşına kadar yaşanılan yerin önemi bulunmuştur.
Araştırmadaki erkeklerin çok büyük bir kısmı 12 yaşına kadar köy ve bucakta
yaşamıştır. Erkeklerin üçte birinin mitlerin yaygın olduğu yaş grubunda olması, eğitim
düzeyinin düşüklüğü ve cinsel bilgileri arkadaşlardan edinmiş olmak cinsel mitlerin
araştırmadaki erkeklerde yüksek olmasının nedenleri olarak sayabiliriz.
86
SONUÇ VE ÖNERİLER
Erkeklerin yaş ortalaması, 39.8±12.4 olup, yaş ortancası 38.0’dır.
Erkeklerin % 13.2’ si okuma yazma bilmemekte %20.3’ü okur yazardır.
Erkeklerin büyük çoğunluğunun (%81.6) çocukluğu 12 yaşına kadar bucak veya köy
yerinde geçmiştir.
Günübirlik, mevsimlik ve devamlı işçi olmak üzere %51’i işçidir. Sadece % 11.8’i SSK
güvencesine sahiptir.
Yeşil kart sahibi olanlar %41 ile ilk sırada yer almaktadır.
Erkeklerin %25.5’i hiç gazete okumamaktadır
Erkeklerin %27.4’ünün eşiyle birlikte yalnız başlarına yatacakları kendine ait yatak
odası yoktur. Yüzde 21.7’si çocuklarıyla aynı odada yatmaktadır.
Erkeklerin %59.9’u sigara içmektedir.
Yüzde 29.2 sinin diş fırçası olmadığı bulunmuştur.
Yüzde %22.6’sının bir çocuğu, %7.6’sının iki çocuğu ölmüştür
Yaklaşık beşte biri (% 18.6) en son doğan çocuğunu istemiyor, yada sonra istiyordu.
En fazla duyup bildikleri
AP yöntemleri: geri çekme yöntemi %82.2, hap
yöntemi %75.0, rahim içi araç yöntemi % 80.3, kondom yöntemi %79.5, kordonların
bağlanması %79.2’dir.
Erkeklerin %53.7’si araştırma sırasında AP yöntemi, kullanmaktadırlar
Halen kullanılan yöntemler arasında % 42.1 ile RİA ilk sıradadır. Geri çekme yöntemi
%35.5 ile ikincidir. Vazektomi operasyonu geçirmiş bir erkek bulunmaktadır. Erkek
sorumluluğunu gerektiren yöntem ( %41.4) kullanımı azalmıştır
Araştırmaya katılan erkeklerin dörtte üçü geri çekme yöntemini gebeliği önleme
bakımından güvenilir bulmamalarına rağmen yöntem olarak kullanmışlardır.
Kararı veren kişi ile erkeklerin yöntemi güvenilir bulması arasında istatistiksel
olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur Kararı eşi ile birlikte veren erkekler, geri çekme
yöntemini daha güvenilir bulmuşlardır. Bu fark istatistiksel olarak anlamlıdır.
En son doğan çocuklarını isteyenler geri çekme yöntemini kolay uygulanabilir
ifade etmişlerdir
87
Araştırmaya katılan erkeklerin gelecekte kullanmayı tercih edebilecekleri
yöntemler arasında RİA % 39.1 ile ilk tercihtir. 2. tercih, geri çekme yöntemidir.
Erkeklerin % 25.0’ı aile planlaması günahtır cevabını vermiştir.
Erkekler ortalama olarak 21.0 ± 3.9 yaşında ilk evliklerini yapmışlardır; ilk evlenme
yaşı ortancası 21.0’dir.
Erkeklerin %41.5’i evleneceği kadını ilk defa evlendiğinde görmüştür
Eşleri ile ilk olarak cinsel ilişkiye girenler hariç tutulduğunda erkeklerin %90’ı bir
hayat kadınıyla cinsel ilişkiye girerek ilk cinsel deneyimlerini yaşamışlardır.
Erkeklerin %18.9’u cinsel ilişkiyi ret ederse eşlerine fiziksel şiddet uygulamaya
hakları olduğunu beyan etmişlerdir.
Araştırma kapsamındaki, erkeklerden %51.4’ü “ailede önemli kararların erkekler
tarafından alınması” gerektiğini, %21.7’si erkek çocuğun eğitimli olmasının kız
çocuğunun eğitimli olmasından daha iyi olduğunu düşünmektedir
Erkeklerin %58.0’i ortaokulda, %85.8’i lise de üreme sağlığı ile ilgili bilgilerin
verilmesini kabul edilir bulmaktadır
Erkekler üreme sağlığı hakkında en fazla arkadaşlarıyla konuşmaktadırlar.
Sağlık görevlisiyle konuşanlar erkeklerin sadece %9.0’unu oluşturmaktadır.
Araştırma sırasında en fazla duydukları Cinsel Yolla Bulaşan Hastalık AIDS’tir.
CYBE sorulduğunda :% 40’6’sı bel soğukluğunu, %20.4’ü frengiyi saymıştır.
Erkeklerden hiçbiri cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar arasında hepatit B enfeksiyonunu
saymamıştır.
Erkeklerin % 87.7’ si ilk cinsel bilgilerini arkadaşından öğrenmiştir
Erkeklerin %64.6 sı sağlık personelini, %21.7 arkadaşını , %1.9’u eşini, % 3.8
İnternet’i üreme sağlığı ile ilgili bilgi ihtiyacını gidermek için başvuru kaynağı olarak
görmektedir
İlk cinsel ilişki yaşları araştırıldığında ortalama 18.5± 2.8 yaşında ilk cinsel ilişki
deneyimlerini gerçekleştirmektedirler. Sadece 36 kişiye (%17.0 ) bir sağlık görevlisi
tarafından üreme sağlığı ile ilgili sorular sorulmuştur
Erkeklerin %39.9’u haftada bir kez eşleriyle cinsel ilişkide bulunmaktadır. Her
gün ilişkiye girenlerin sayısı sadece %3.3’tür. erkelerin %19.3’ü eşiyle ayda bir defadan
az sıklıkta cinsel ilişkide bulunmaktadır.
88
Erkeklerin % 27.8’i cinsel hayatlarından çok memnunken, %0.5’i hiç memnun değildir.
SHIM Öçeğinden 21 Puanın üzerinde değer alanlar % 10.8’dir.
Cinsel mitler yaygındır. Erkeklerin en çok katıldıkları cinsel mitler sırasıyla
“Sevişme ancak her iki tarafın birlikte orgazm olmasıyla güzeldir”(%94.3),
“Eşler birbirlerini sevdiklerini taktirde sevişmekten nasıl zevk alabileceklerini de
bilirler” (%91.6),
“İyi sekste amaç cinsel birleşmedir” (%88.0),
“Cinsel ilişki içinde mastürbasyon yanlıştır”(%85.9),
“Seks çift orgazm olabilirse güzeldir” (%84.6) önermeleridir.
“Erkek cinsel organının boyutu cinsel gücün göstergesidir”( %16.3),
“Seksi erkek yönetir kadının seksi başlatması ahlaksızlıktır” (%22.5) önermesi, en az
kabul gören önermelerdir.
Diğer sık kabul gören mitler penis büyüklüğü ile ilgili mitlerdi:
“Sertleşmiş büyük bir penis iyi sevişmenin anahtarıdır” (%70.2),
“Büyük erkek cinsel organı, kadının daha çok uyarılmasını sağlar” (%46.2).
Erkeklerin %51.6’sı “Seks doğaldır Öğrenilemez” önermesine hiç katılmamaktadır
Araştırmamızdaki erkekler etkin ve modern AP yöntemleri bilmelerine karşın
bu yöntemlerle korunma aynı doğrultuda değildir. Bilginin davranışa dönüştürülmesi
aşamasında problem vardır.
Yöntemler konusunda bilgisi olmayan erkekler doğru tutum ve davranışı
benimsetme için hedef kitleleri olarak seçilebilirler.
Araştırma grubunun doğurganlığı yüksek,
yanlış ve yetersiz
bilgilenmekten
kaynaklanan sağlıksız davranışları yaygın, aile planlaması ile ilgili bilgileri yetersiz, ve
doğru bilgilerin tutumları etkilemediği görülmüştür.
Araştırma gurubundan elde edilen bulgulara dayanarak ülkemizde ÜS hizmetlerinin
toplum sağlığı yönünden ilerleme göstermesine karşın özellikle kırsal alanda yüksek
doğurganlık oranları ve bilgi eksikliği varlığını sürdürmektedir. Bu nedenle üreme
sağlığı
hizmetlerinin,
içerik
kapsayıcılık
ve
ulaşılabilirliğinin
arttırılması
gerekmektedir.
Üreme sağlığı içinde AP ve cinsel sağlık dahil olmak üzere modern bilgilerin
verilmesine ve yöntemlerin tanıtılmasına ağırlık verilmelidir.
89
Erkeklerde, yaygın cinsel mitler ve inanışlar, kulaktan ve basından edinilen
bilgilerle sağlıklı ve güvenli bir üreme sağlığının varlığı mümkün görünmemektedir.
Üreme sağlığı konusunda doğru ve güvenilir bilgiler, erkeklerde karşı cinse daha
olumlu bir tutum kazandırabilir. Buna inanıyor, umut ediyoruz.
“Güzellikler Kurtaracak Dünyayı Sevmekle Başlayacak Her Şey.”
Z.Livaneli
90
KAYNAKLAR
1.
Ardaham M. Erkeklerin üreme sağlığına katılımı:erkekler için doğum kontrol hapı. 4.
Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:239
2.
Güler Ç, Akın L. Halk Sağlığı Temel Bilgiler. 1.Baskı, Ankara: Hacettepe Üniversitesi
Yayınevi, 2006
3.
Akın A, Uluslararası kararlar paralelinde üreme sağlığı konusunda Türkiye’deki Uygulamalar.
Sağlık Toplum Dergisi,1998;3-4:12-15
4.
Akın A ve Ark. Üreme Sağlığına Giriş. 4. Baskı, Ankara: T.C.Sağlık Bakanlığı ve Aile
Planlaması Genel Müdürlüğü, Ankara:Buluş Matbaacılık, 2005.
5.
.Aytekin N. Kırsal alanda üreme sağlığı verilerinin karşılaştırılması. 4.Uluslararası Aile
Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:31-32
6.
Turan H. 1.Basamak sağlık kurumlarında üreme sağlığı danışmanlığı. 4.Uluslararası Aile
Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:51-52
7.
Şatıroğlu H. Üreme sağlığı etiği. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi.
20-23 Nisan 2005:33-34
8.
Türkiye Nüfus Sağlık Araştırması Ekim 2003. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri
Enstitüsü, Ankara 2004
9.
Demir C. Üreme sağlığı ve cinsellik. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. AnkaraTürkiye, 20-23 Nisan 2005:137-138
10.
Şimşek Ç. Cinsellik ve üreme sağlığı. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. AnkaraTürkiye, 20-23 Nisan 2005:139-140
11.
Özmen E. Cinsel mitler ve cinsel işlev bozuklukları. Psikiyatri Dünyası Dergisi;1999;
49-53
12.
Akbaba M ve Ark. Doğankent sağlık eğitim araştırma bölgesi 2003 yılı yayınlanmamış
çalışma raporu, Çukurova Üniversitesi Tıp fakültesi Halk Sağlığı;, Adana 2004
13.
Aksakoğlu G. Sağlıkta Araştırma ve Analiz Yöntemi. İzmir; D.E.Ü. Rektörlük Matbaası,2001
91
Ankara-Türkiye,
(2):
14.
Özaydın N.1998 TNSA verilerine göre Türkiye’deki erkeklerin üreme sağlığı konusundaki
bilgi ve tutumları. Doktora tezi, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara,
2003
15.
Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 98. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü,
Ankara 1999
16.
Kİsh&Leslie, Survey sampling, John Wiley& Sons,NY,1965
17.
Kadıoğlu ve Ark. Erkek ve Kadın Cinsel Sağlığı. İstanbul.Türk Androloji Derneği Yayını,
Acar Matbaacılık, 2004
18.
Şankazan Ş.Yıldız A. Ankara ili Deliler Köyündeki evli erkeklerin aile planlaması ile ilgili
bilgi tutum ve davranışları. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası. 2002:(1) 41-50
19.
Gülal D ve Ark. Üreme sağlığında erkekler nerede? DEU Tıp Fakültesi Dergisi. Temmuz
2001:231-237
20.
Savaş N. Doğankent Sağlık Eğitim Araştırma Bölgesindeki 15-49 yaş kadınların ruh sağlığı ve
aile içi şiddete maruz kalma açısından değerlendirilmesi üzerine bir çalışma.Tıpta uzmanlık
tezi, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Adana 2003
21.
Açık Y, Gülbayrak C. Elazığ il merkezinde kadının statüsü. 8.Halk Sağlığı Günleri. SivasTürkiye, 23-25 Haziran 2003:147
22.
Yüksel A. Doğu ve Güneydoğuda kadının statüsü ve sağlığı, 8.Ulusal Halk Sağlığı Kongresi.
Diyarbakır-Türkiye, 23-28 Eylül 2002:120
23.
http://www.yerelnet.org.tr/belediyeler/belediye_haberler.php?belediyeid=1297
30&kod=12970, Erişim Tarihi 15Kasım 2006.
24.
http://www.tuik.gov.tr/PreIstatistikTablo.do?istab_id=154.Erişim Tarihi 15 Kasım 2006
25.
Akın A ve Ark. Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet ve Sağlık. Hacettepe Üniversitesi Kadın
Sorunlarını Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını.
26.
Tümerden Y ve Ark. İstanbul’da yoğun göç alan ilçelerde kadınlarda üreme sağlığı bilgi
davranış araştırması. 8.Halk Sağlığı Günleri. Sivas-Türkiye, 23-25 Haziran 2003:123
27.
Özcebe H, Akın A. Kadın erkek eşitsizliği ve erkeklerin üreme sağlığına katılımı.
3.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2003:85-88
28.
Akın A.”Türkiye’de Ana Sağlığı Aile Planlaması Hizmetleri ve Düşükler” (1998 TNSA ‘sı
İleri Analiz Raporu). TAPAV, UNFPA Yayını, Ankara, 2002
92
29.
Yapıcıoğlu A B. Doğankent Sağlık Ocağı Beldesinde yaşayan 0-59 aylık çocuklarda
kızamıkçık seroprevalansı. Tıpta uzmanlık tezi, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk
Sağlığı Anabilim Dalı, Adana, 2006
30
Tebliğ:Kamu Reformu Veya Kamunun Tasfiyesi.
htpp://www.ses.org.tr/bilgi/kamureformu/15.htm Erişim Tarihi 10 Nisan 2006
31
Yaşam Memnuniyeti Araştırması 2004 TC. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Matbaası,
Anakara 2005
32.
Bilir N. Sigara ve üreme sağlığı. 3.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye,
20-23 Nisan 2003:117-118
34.
Uçar M ve Ark. Türkiye’de sigara içme sıklığının araştırılması: Ön sonuçlar. 9. Ulusal Halk
Sağlığı Kongresi. Ankara-Türkiye 3-6 Kasım 2004:433
35.
T Selda ve Ark. Planlanmamış gebelikler ve kontraseptif yöntemler arasındaki ilişki.
4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:200.
36.
Ezeh A at.All. New survey findings about men, Family Planing Programs;(2)1998:9-18
37.
Omran RA.İslam’da Aile Planlaması. TAP Vakfı. Tanıtım kitapçığı. 1995
38.
Omran RA. İslam Kültüründe Aile Planlaması. Diayenet İşleri Başkanlığı Yayınları, Pan
Matbaacılık, Ankara 1995
39.
Erbil N, Karaboğaz T. Kadınların coitus interreptus yöntemi kullanımlarını etkileyen
faktörlerin belirlenmesi. 4. Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23
Nisan 2005:236
40.
Güler Ç. Risk İletişimi ve Risk Yaklaşımı, Sağlık Bakanlığı, Sağlık Projesi Genel
Koordinatürlüğü yayını. Ankara, 1997
41.
Ringheim K. Male involvement and contraceptive metods for men:present and future.Social
Change, 1996; 26(3):88-99
42.
EzehAC. The ınfluence of spousses over each other’s contraceptive attudies in Ghana.
Studies in Family Planning, 1993:(3) 163-174
43.
Çalışkan E ve Ark. Çiftlerin tekrarlayan sezaryen operasyonunda tüp ligasyonunu kabul
etmesini etkileyen faktörlerin araştırılması. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. AnkaraTürkiye, 20-23 Nisan 2005:291
93
44.
Glasgow IK.Role of husbands in fertility related behavior: a study on the camparison of
husband-wife attitudes and determination of family size in Tukey, Ph.D. Thesis. MEU;Ankara
1993
45.
Erbil N ve Ark. Istehre any regret amoıng women beıng protected wıth female sterilization
method? What do tehy think about the method? 4. Uluslararası Aile Planlaması Kongresi.
Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:238
46.
Ringheim K. Male ınvolvement and contraceptive metods for men. Social Change,
1996;26(3):88-89
47.
Toure L. Male involvement in family planning. areview of the literature and selected program
initiatives in Afrika, November 1996
48.
Reis N. Evli kadınların aile içi şiddete maruz kalma durumlarının incelenmesi. 4.Uluslararası
Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:208
49.
Aybek G B. İlk öğretim 1.-8. sınıflarda cinsel gelişim dersleri. 4.Uluslararası Aile Planlaması
Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:205
50.
Erbil N, Top F.Üniversite öğrencilerinin cinsellik bilgi tutum ve davranışları. 4.Uluslararası
Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:220
51.
Radyo Televizyon Yayınları İzleme Ve Eğilim Belirleme Kamuoyu Araştırması.
Yayın
Planlama Koordinasyon ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı. Basın Ve Yayın Müdürlüğü
Ofset Tesisleri. Ankara, 1999
52.
Özdener N ve Ark. Sigara televizyon gizli reklam. 9. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi. AnkaraTürkiye 3-6 Kasım 2004:430
53.
Cüceloğlu D. Yeniden İnsan İnsana. 8.Basım, Remzi Kiatpevi, İstanbul;1984
54.
Metinoğlu M, Erefe İ. Planlı eğitimin erkeklerin aile planlaması yöntemlerine ilişkin bilgi ve
tutumlarına etkisinin incelenmesi. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye,
20-23 Nisan 2005:219
55.
Efe ŞY. Medya,cinsellik sağlık. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye,
20-23 Nisan 2005:176-177
56.
.http://www.drhaydardumen.com/konular.aspx?KonuID=25,ErişimTarihi :15.11.2006
57.
Yanıkkerem E. Üniversite öğrencilerinin cinsel deneyimleri, aile planlaması ve cinsel yolla
bulaşan enfeksiyonlar konusunda bilgi düzeylerinin incelenmesi. 3.Uluslararası Aile
Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2003:1
94
58.
Torun S ve Ark. Erkeklerin cinsel mitleri. 9.Ulusal halk Sağlığı Günleri- GATA.AnkaraTürkiye, 28 Eylül-Ekim 2005:536
59.
Civil B, Eryılmaz H.Üniversitede okuyan erkeklerin cinsel sağlık yaklaşımları. 4.Uluslararası
Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:241
60.
Dilek T S. Gönderen :[email protected],(14 Eylül 2006);Cinsel Mitler ve İşlev
Bozuklukları.Alıcı:Özdener [email protected].
61.
Özyurda F, ve Ark.. Park Sağlık Ocağı Bölgesinde doğurgan çağdaki kadınlarda doktor
cinsiyeti tercihi. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan
2005:291
62.
Öksüz E, Malhan S. Evli kadınlarda cinsel yaşam memnuniyeti ve ilişki ve orgazm sıklığı.
4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:244
63.
Oksuz E, Malhan S.The prevelence of male sexual dysfunction and potential risk factors in
Turkish men: A web-based survey.İJIR;2005;17:539-545
64.
Erol H. Ve Ark. Çiftelerin cinsel işlev bozukluğu algılarının aarşılaştırılması 6. Androloji
Kongresi.İzmir-Türkiye 8-11 Haziran 2005:99
65.
Soylu L ve Ark. Ergenlerde cinsel işlev bozukluklarına yol açan etmenler ve cinsel mitlerin
araştırılması.www.psikiyatridizini.com. Erişim Tarihi 3. Aralık.2006
95
Ek : BİLGİ TOPLAMA FORMU:
“SOLAKLI SAĞLIK OCAĞI BÖLGESİNDE EVLİ ERKEKLERİN ÜREME SAĞLIĞI KONUSUNDAKİ BİLGİ
DÜZEYLERİ, ROLLERİ VE GEREKSİNİMLERİNİN ARAŞTIRILMASI”
I- KİŞİYE AİT TEMEL BİLGİLER
1. Doğum tarihiniz: ......./......../19....
( Doğum tarihini bilmiyor)
2. Medeni durumunuz:
1. Bekar 2. Evli Dini nikahlı 3. Evli Resmii nikahlı 4. Evli Din+Resmii nikah
5. Dul
6. Boşanmış
7.Birlikte yaşıyor
3. Öğrenim durumunuz nedir?
1. Okur yazar değil 2. Okur yazar
4. Ortaokul mezunu 5. Lise mezunu
7.Master/ Doktora
8................... sınıftan terk
3. İlkokul mezunu
6.Üniversite mezunu
4. Bir mektubu ya da gazeteyi rahatlıkla okuyabilir misiniz? Zor mu okuyorsunuz, yoksa hiç mi okuyamazsınız?
1.Rahatlıkla okuyabilir
2.Zor okur 3.Hiç okuyamaz
5. Ne iş yapıyorsunuz?
1.İşsiz
2.Günübirlik işçi
3.İşçi
6.Halen herhangi bir işte çalışıyor musunuz?
4.Memur 5.Serbest meslek
1.Evet
2Hayır
7.Son 12 ay içinde herhangi bir işte çalıştınız mı? 1.Evet................................
8.Çalıştığınız toprak kime ait
1.Kendine ait
5.Devlete ait
6.Emekli
2.Aile toprağı
3.Kiralanan toprak
6.Diğer…………………….
2Hayır
4.Başkasının toprağı
9.Genellikle tüm yıl boyunca mı (1), mevsimlik mi (2), yoksa arada bir (3) mi çalışırsınız?
10.Geçen on iki ay boyunca kaç ay çalıştınız…….
11.Çalıştınız ayda genelde haftada kaç gün çalışırsınız?........
12.Çalışmanızın karşılığında genellikle ne kadar kazanıyorsunuz?
1.Saatlik….
2.Günlük…..3.Haftalık….4.Aylık………5.Yıllık……
13.Çalışmıyorsa çalışmama nedeni nedir?
1.Emekli
2.Kira faiz geliri var 3.Çalışamaz ( hasta çok yaşlı, özürlü,)
4.İş bulamıyor/iş arıyor
5.Diğer belirtiniz...............................
14. Sosyal güvenceniz var mı?
1.Hayır
5.Yeşil kart
2.Emekli Sandığı
3.Bağ-Kur 4.SSK
6.Diğer.............(belirtiniz)
15. Eşinizin/ sevgilinizin öğrenim durumu nedir?
1. Okur yazar değil 2. Okur yazar
3. İlkokul mezunu
4. Ortaokul mezunu 5. Lise mezunu
6.Üniversite mezunu
7.Master/ Doktora
8................... sınıftan terk
16. On iki yaşına kadar nerede yaşadınız
1.İl merkezi
2.İlçe merkezi
3.Bucak/köy
4.Yurt dışı
17. Ne kadar zamandır sürekli olarak Solaklı’da yaşıyorsunuz?
1.Bir yıldan az
2.Bir ile beş yıl arası 3.Beş ila on yıl arası
4.On ile yirmi yıl arası
5.Yirmi yıldan çok
18.Buraya gelmenizin temel nedeni neydi?
1.Kişisel nedenler
2.Evlilik 3.Eğitim 4.İş aramak
5.İş değişikli tayin 6.Kan davası
7.Terör
8.Eşinin yanına gelmek
9.Ebeveynin yanın gelmek
19.Ne kadar sıklıkla bir gazete yada dergi okursunuz?
1.Her gün/neredeyse her gün
2.Haftada bir iki
3.Arada bir nadiren
4.Hiç/ neredeyse hiç
20.Anadiliniz nedir?
1.Türkçe 2.Arapça 3.Kürtçe/,zazaca
4.İngilizce 5.Diğer……….
21.Anadilinizin dışında hangi dilleri konuşabiliyorsunuz?
1.Türkçe 2.Arapça 3.Kürtçe/,zazaca
4.İngilizce 5.Diğer……….
22.Annenizin ve babanızın ana dilleri neydi
Annesi .....................
Babası....................
23.Dininiz nedir?
1.Müslüman-Sünni 2.Müslüman-Alevi 3.Diğer……………….
96
24.Genellikle Solaklıda mı yaşıyorsunuz?
25.Eviniz yaşayanlardan birine mi ait yoksa kira mı?
1.Evde yaşayanlardan birine ait
4.Ücret ödemeden oturuyor
2.Kira
3.Lojman
5.Diğer...............…………
26.Yaşadığınız evde içme suyunun kaynağı nedir?
1.Evde şebeke suyu 2.Bahçede şebeke suyu
4.Pınar, dere,yüzeysel su
4.Tanker 5.Yağmur suyu
27.Tuvalet evinizin içinde mi dışında mı?
1.Tuvalet yok (çalılık/arazi)
4.Evin içinde ve dışında
2.Evin içinde
5.Diğer
3.Ortak kullanım
6.Şişe/damacana /pet
3.Evin dışında
............................
28.Tuvalet kanalizasyona bağlı mı?
1.Evet
2.Hayır
29.Eviniz kışın ne ile ısınıyor?
1.Kömür sobası
5.Gaz sobası
2. Tezek 3. Odun sobası
6.Kat kaloriferi
4. Elektrik sobası/ klima
7.Isıtma yok
30.Eviniz kaç odalı……….
31.Size ve eşinize ait yatak odanız var mı? 1.Evet
2.Hayır
*Yatak odası varsa: Eşimle aynı odada aynı yatakta yatıyoruz
Eşimle aynı odada ayrı yataklarda yatıyoruz
Çocuklarla aynı oda da yatıyoruz
Aile büyükleriyle aynı odada yatıyoruz
Eşimle ayrı odada yatıyoruz
32.Evinizde kaç oda gece yatmak için kullanılıyor……………..
33.Evinizde ayrı bir banyo var mı?
1.Evet
Banyoyu neyle ısıtıyorsunuz?.....................................
Sürekli sıcak su var mı? 1.Evet
2.Hayır
2.Hayır
34.Evinize bir ayda giren para hakkında fikir sahibi olmak istiyorum
Bir ayda evinize giren para
100 milyondan fazla mı?
1.Evet
2.Hayır
300 milyondan fazla mı?
1.Evet
2.Hayır
500 milyondan fazl mı?
1.Evet
bir milyardan fazla mı ?
1.Evet
2.Hayır
35.Evinizde aşağıdaki eşyalardan olanları söyleyiniz
Var
Yok
Buzdolabı
Gazlı elekt.fırın
Bulaşık maki
Çamaşır makinesi
Elektirik süpürgesi
Televziyon
Vcd
Fotoğraf makinesi
2.Hayır
Var
Müzik seti
Telefon
Cep telefonu
Araba
Bilgisayar
Uydu anteni
36. Sigar içiyor mu? İçmiş mi? Ne kadar…
37.Alkol kullanıyor mu, kullanmış mı
38.Evde diş fırçası var mı? Kendine ait diş fırçası var mı? En son ne zaman almış?
39.Dişlerini fırçalıyor mu ne kadar sıklıkta.fırçalıyor?.
2. DOĞURGANLIKLA İLGİLİ BİLGİLERİ
2.1.Sizin hiç canlı doğan çocuğunuz oldu mu?
1. Hayır
2.Evet .............. tane
2.2.Sizinle birlikte oturan oğlunuz ya da kızınız var mı?
1. Hayır
2.Evet .............. tane
2.3.Sizinle birlikte oturan kaç oğlunuz ya da kızınız var?
..........oğlan, ...........kız
2.4.Sizinle birlikte oturmayan başka yerde yaşayan kaç oğlunuz ya da kızınız var?
..........oğlan, ...........kız, toplam..........çocuk
2.5.Canlı doğan ancak daha sonra ölen erkek ya da kız ocuğunuz oldu mu?
1. Hayır
2.Evet .............. tane
97
Yok
2.6.Toplam hayatınız boyunca kaç çocuğunuz oldu ( iyice emin olmak için soruyorum)?
.......tane
2.7.En son doğan çocuğunuz hangi ay ve yılda doğdu? ......./......./........
2.8.En son doğan çocuğunuz doğmadan önce çocuk sahibi olmak istiyor muydunuz, daha sonra mı doğsaydı yoksa başka çocuk
istemiyor muydunuz?
1.İstiyordu
2.Daha sonra istiyordu
3.İstemiyordu
3.GEBELİĞİ ÖNLEYİCİ YÖNTEMLER İLE İLGİLİ BİLGİLERİ
3.1.Gebeliği önleyici hangi usulleri ve yolları duydunuz
Kendiliğinden
1. Evet
Hiç duydunuz mu
1.Evet
2.Hayır
Hiç
kullandınız
mı?
1.Evet
2.Hayır
3.1.1.Kadınlar her gün hap içerek gebe kalmayı önleyebilir
3.1.2.Doktor veya hemşire kadınların rahimlerine spiral
alet olarak bilinen araçlar takarlar
3.1.3.Kadınlar belirli bir süre için gebe kalmalarını
önleyecek bir iğneyi doktor ya da hemşireye yaptırabilirler
3.1.4.Kadının kolunda deri altına küçük kapsüller
yerleştirilir bu kadının birkaç ay gebe kalmasını önler
3.1.5.Kadınlar münasebetten önce haznelerine diyafram,
köpük jel fitil gibi şeyler yerleştirebilir
3.1.6.Erkekler münasebet süresince kaput kılıf prezervatif
takarlar
3.1.7.Kadınlar ya da erkekler daha fazla çocukları olmasın
diye tüplerini bağlatmak için ameliyat olurlar
3.1.8.Bazı çiftler kadının gebe kalma ihtimalinin yüksek
olduğu zamanlarda cinsel münasebette bulunmazlar
3.1.9.Erkekler cinsel münasebet sırasında boşalmadan önce
geri çeker ve dışarı akıtırlar
3.1.10.Siz gebe kalmamak için erkek yada kadınların
kullandığı başka bir usul duydunuz mu? (Belirtiniz)
4.GEBELİĞİ ÖNLEYİCİ YÖNTEMLERİ KULLANMA İLE İLGİLİ BİLGİLERİ
4.1.Siz veya eşiniz gebe kalmayı önlemek ya da geciktirmek için hiç yöntem
kullandınız mı, ya da herhangi bir yola başvurdunuz mu?
4.2.Gebeliği önleyici bir usul kullanmamanızın temel nedeni nedir?
98
1.Evet
2.Hayır
Doğurganlık ile ilgili
1.Cinsel münasebet yok
2.Sık olmayan münasebet
3.Eş menapoz- histerektomi
4.Eş kısır
5.Eşi emziriyor post partum
6.Çocuk istiyor
7.Eşi gebe
8.Kendi kısır
Kullanıma karşı
9.Kendi karşı
10.Karısı karşı
11.Diğerleri karşı
12.Dini yasaklama
Bilgi eksikliği
13.Usul bilmiyor
14.Nerden temin edebileceğini bilmiyor
Yöntem ile ilgi nedenler
15.Sağlık kaygısı
16.Yan etki korkusu
17.Ulaşım zorluğu
18.Çok pahalı
19.Kullanıma uygun değil
20.İnisiyatifi kadına bırakmış
21.Bilmiyor………..l
22.Diğer……………………..
4.3.Hangi usulü kullandınız ya da ne gibi bir yola başvurdunuz?
4.4.Siz ya da eşiniz gebe kalmayı önlemek yada geciktirmek için halen herhangi
bir kullanıyor musunuz ya da herhangi bir yola başvuruyor musunuz?
4.5.Hangi usulü kullanıyorsunuz
4.6.Halen geri çekme kullandığınızı söylediniz.Yalnız başına mı yoksa onunla
birlikte başka
bir yöntem de kullanıyor musunuz?
4.7.Ek yöntem hangisi
4.8.Geri çekme yöntemi--- bu yöntemi kullanmayı kim tercih ediyor
Siz mi, karınız mı, her ikisi de mi?
4.9.Sizce geri çekme yöntemi gebeliği önlemede güvenilir bir yöntem midir*
gebe kalmayı yeterince önler mi?
4.10.Sizce geri çekme yöntemini kullanmak kolay mıdır yoksa zor mudur?
4.11.Kaputu biliyorsa en son ilişkinizde kaput (kondom prezervatif kullandınız
mı?
Bilmiyorsa Kaput Tarifini yapıp soruyu sor
4.12.Gebeliği önleyici bir başka yöntem değil de geri çekme yöntemini
kullanmanızın esas nedeni nedir?
1.Evet
2.Hayır (4.7.’ci soruya git)
1.Hap(4.7.’ci soruya git)
2.RİA(4.7.’ci soruya git)
3.İğne(4.7.’ci soruya git)
4.Kaput(4.7.’ci soruya git)
5.Tüp bağlanması(4.7.’ci soruya git)
6.Erkek kanal bağlanması(4.7.’ci soruya git)
7.Tehlikeli günler(4.7.’ci soruya git)
8.Geri çekme
9.Vajinal duş(4.7.’ci soruya git)
96.Diğer
(belirtiniz)...........................(4.7.’ci
soruya git)
1.Sadece geri çekme
2.Ek yöntemle birlikte
1.Kendisi
2 Karısı
3.Her ikisi
1.Evet
2.Hayır
3.Bilmiyor
1.Kolay
2.Zor
3.Bilmiyor
Evet 1
Hayır 2
5.DOĞURGANLIK TERCİHLERİ
5.1.Eşiniz şu anda gebe mi?
5.2.Eşiniz gebe kaldığında bunu istemiş miydiniz, daha sonra gebe kalmasını mı
istiyordunuz? Yoksa bu gebeliği hiç istememiş miydiniz?
5.3.Gelecekte başka çocuk istiyor musunuz yoksa başka çocuk istemiyor musunuz?
5.4.Bir sonraki çocuğunuzun şu andan itibaren ne kadar zaman sonra olmasını istersiniz
5.5.Önümüzdeki 12 ay içinde gebeliği önleyici ya da erteleyici bir yöntem kullanmayı
düşünüyor musunuz?
5.6.Gelecekte herhangi bir zamanda bir yöntem kullanmayı düşünüyor musunuz?
5.7.Hangi yöntemi kullanmayı tercih edersiniz
99
1.Evet 2.Hayır (5.3)
3.Emin değil (5.3)
1.İstiyordu
2.Daha sonra istiyor
3.Hiç istemiyor
1.Başka çocuk istiyor
2.İstemiyor
3.Eşinin gebe kalması mümkün
değil
4.Kendisi çocuk sahibi olamaz
5.Kararsız bilmiyor
1. .....Ay
2......Yıl
3. şimdi
4. Eşi gebe kalamıyor
5. Diğer………
6.Bilmiyor
Evet 1
Hayır 2
Bilmiyor 8
Evet 1
Hayır 2
Bilmiyor 8
Hap
RİA
1
2
İğne
Kaput
Tüp bağlanması
Erkek kanal bağ
Tehlikesiz.günler
Geri çekme
Vajinal duş
Cinsel perhiz
Diğer
96
5.8.Hiçbir yöntem kullanmamayı düşünmemenizin temel nedeni nedir
5.9.Hiç çocuğunuz olmadığı günlere dönebilseydiniz ve tam istediğiniz sayıda çocuk sahibi
olmanız mümkün olsaydı hayatınız boyunca kaç çocuk sahibi olmak isterdiniz
5.10.Bu çocuklarının kaçının kız kaçının erkek olmasını isterdiniz kaçının cinsiyeti sizin
için fark etmez
5.11.Çiftlerin gebeliği önleyici yöntem kullanmasını onaylar mısınız yoksa onaylamaz
mısınız?
6. EVLİLİK İLE İLGİLİ DÜŞÜNCE VE TUTUMLAR
6.1Siz sadece bir kez mi yoksa birden fazla kez mi evlendiniz
6.2Bazı erkekler birden fazla kadınla evli olabiliyor sizin için böyle bir durum var mı?
6.3.Şu anda kaç eşiniz var
6.4.Eşinizle hangi ay ve yılda birlikte yaşamaya başladınız
6.5.İlk eşinizle yaşamaya başladığınızda kaç yaşındaydınız
6.6.İlk eşinizle birlikte yaşmaya başladığınızda kaç yaşındaydı
6.7.İlk cinsel ilişkiye girdiğinizde kaç yaşınızdaydınız
6.8.Kadınlar bazen kocalarını sinirlendirecek yada kızdıracak şeyler yapabilir
Aşağıdaki durumlarda kocanın karısını dövmeğe hakkı olup olamayacağını söyler
misiniz?
6.8.1.Kadın yemeği yaktığı zaman
6.8.2.Çocukların bakımını ihmal ettiği zaman
6.8.3.Kocasına karşılık verdiği zaman
6.8.4.Başka erkeklerle konuşunca
6.8.5.Parayı lüzumsuz yere harcarsa
6.8.6.Cinsel ilişkide bulunmak istemezse
Doğurganlık ile ilgili
Cinsel münasebet yok
Sık olmayan münasebet
Eş menapoz- histerektomi
Eş kısır
Eşi emziriyor post partum
Çocuk istiyor
Eşi gebe
Kendi kısır
Kullanıma karşı
Kendi karşı
Karısı karşı
Diğerleri karşı
Dini yasaklama
Bilgi eksikliği
Usul bilmiyor
Nerden temin edebileceğini bilmiyor
Yöntem ile ilgi nedenler
Sağlık kaygısı
Yan etki korkusu
Ulaşım zorluğu
Çok pahalı
Kullanıma uygun değil
İnisiyatifi kadına bırakmış
Diğer……………………..
Bilmiyor………..
Sayı
Diğer ……………..96
…..erkek……..kız………
………fark etmez
Onaylar
1
Onaylamz 2
Fikri yok
3
Bir kez
1
Birden fazla 2
Evet 1
Hayır 2
……..
Ay
Yıl
Ayı bilmiyor
Yılı bilmiyor
Yaş
Yaş
Evlendiği zaman ilk kez
1.Evet
2.Hayır
3.Bilmiyor
6.8.1.6.8.2.6.8.3.6.8.4.6.8.5.6.8.6.-
100
3
4
5
6
7
8
9
10
6.9.Size bazı cümleler okuyacağım bu cümlelere katılıyor musunuz, katılmıyor musunuz?
6.9.1.Ailede önemli kararlar ailenin erkekleri tarafından alınmalıdır
6.9.2.Erkekler kadınlardan genellikle daha akıllıdır
6.9.3.Kadın kocası ile aynı fikirdeyse onunla tartışmamalıdır
6.9.4.Erkek çocuğun eğitimli olması kız çocuğun eğitimli olmasından her zaman daha
iyidir.
1.Katılıyor
2.Katılmıyor
3.Fikri yok
6.9.1.6.9.26.9.3.6.9.4.-
7.ÜREME SAĞLIĞI BİLGİLERİNİ EDİNME TERCİHLERİ
7.1.Üreme sağlığı ile ilgili bilgilerin şimdi sayacağım yollar arcılığıyla verilmesi sizce kabul
edilebilir mi yoksa kabul edilemez mi?
7.1.1.Radyoda
7.1.2.televizyonda
7.1.3.gazete dergilerde
7.1.4.orta okulda
7.1.5.lisede
1.Kabul edilir
2. Kabul EDİLEMEZ
3. Fikri yok
7.1.1.7.1.2.7.1.3.7.1.4.7.1.5.-
7.2.Son birkaç ayda üreme sağlığı hakkında şimdi sayacağım yerlerden bir şey duydunuz
mu?
1.Evet
7.2.1.Radyodan
7.2.2.televizyondan
7.2.3.gazete veya dergilerden
7.2.4.Posterden
7.2.5.Broşür veya ilandan
7.2.6.Reklâma panosundan tabeladan
7.2.7.başka bir yerden
7.2.1.7.2.2.7.2.3.7.2.4.7.2.5.7.2.6.7.2.7.-
7.3.Sağlık ocağından üreme sağlığı ile ilgi hiç bilgi aldınız mı?
7.4.Sağlık ocağı veya başka bir sağlık kuruluşundan en son ne zaman bilgi aldınız
7.5.Son birkaç ay içinde üreme sağlığı hakkında arkadaşlarınızla komşularınızla ve ya
akrabalarınızla konuştunuz mu?
7.6.Kiminle konuştunuz, başka kimlerle konuştunuz
1.Evet
2.Hayır
1.Evet
2.Hayır
7.7.Gazetelerin cinsel bilgiler veya Güzin abla sayfasını okuyor musunuz?
7.8.Doktor Dr Haydar dümen ismini hiç duydunuz mu? Kimdir?
7.9.Eşiniz çiftlerin gebeliği önleyici bir usul kullanmalarını onaylar mı onaylamaz mı?
7.10.Eşiniz sizin istediğiniz sayıda mı yoksa daha az mı, daha çok mu sayıda çocuk istiyor
(du)
7.11.Size göre aile planlama yöntemi kullanmak günah mı?
101
2.Hayır
Eş
Anne
Baba
Kız kardeş
Erkek kardeş
Kız çocuğu
Erkek çocuğu
Kayın valide
Arkadaş
Akraba
Komşu
Doktor
Ebe/hemşire
Sağlık memuru
Sağlık ocağı görevlisi
Diğer………..
1.Evet 2.Hayır
1.Evet 2.Hayır
Onaylar…1
Onaylamaz…2
Bilmiyor….8
Aynı sayıda …..1
Daha fazla….. 2
Daha az…..3
Bilmiyor…..8
Evet….1
Bazı yöntemler ….
Hayır…3
7.12.Gebeliği önleyici yöntemlerin hangisi ( hangilerinin ) günah olduğunu düşünüyorsunuz
Dine inanmıyor….4
Bilmiyor…….8
Hap
1
RİA
2
İğne
3
Kaput
4
Tüp bağlanması 5
Erkek kanal bağ
6
Teh.günler
7
Geri çekme
8
Vajinal duş
9
Cinsel perhiz 10
Diğer
96
8.CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR
8.1.Siz cinsel yolla bulaşan hastalıkları hiç duydunuz mu?
Evet 1
Hayır 2
Frengi 1
Bel soğukluğu 2
AIDS
3
Mantar 4
Cinsel organlarda siğil/ yara 5
Mantar 6
Diğer……………96
Bilmiyor …………….8
8.2.Hangi hastalıkları biliyorsunuz
(Söylenenleri işaretleyiniz)
8.3.AIDS Hastalığını hiç duydunuz mu?
Evet 1
Hayır 2
Radyo
TV
Gazete/dergi
Internet
Broşür/poster
Sağlık personeli
Cami
Okul/öğretmen
Halk toplantısı
Arkadaş
Akraba
İşyeri
Diğer
8.4.AIDS konusunda en çok hangi kaynaktan bilgi edindiniz
8.5.Bir insanın AIDS tan ya da AIDS e neden olan virüsten kaçınması için
yapabileceği bir şey var mı?
8.6.Ne yapılabilir
Evet 1
Hayır 2
Bilmiyor 8
Güvenli seks
Seksten uzak durma
Kaput kullanma
Çok eşli seksten kaçınma
Hayat kadınlarıyla seksten kaçınma
Homoseksüel seksten kaçınma
Kan naklinden kaçınma
İğneden kaçınma
Öpüşmekten kaçınma
Sinek ısırığından kaçınma
Hacı hocadan yardım istemek
Diğer
Bilmiyor
8.7.Sağlıklı görünen kimsede AIDS virüsünün olması mümkün müdür?
8.8.AIDS hastalığı insanı öldürür mü, bazen mi öldürür, yoksa hiç öldürmez mi?
8.8.AIDS İn tedavisi var mı?
8.9.AIDS anneden bebeğe bulaşır mı?
8.10.AIDS hastası birini yada bu hastalıktan ölen bir kişiyi tanıyor musunuz?
102
Evet
hayır
bilmiyor
Evet
hayır
bilmiyor
9.CİNSEL YAŞAM İLE İLGİLİ SORULAR
_____
9.1.Kaç yaşında
oldunuz?
sünnet
9.2.. Sünnet olduğunuzda
neler hissettiniz?
Duygularınızı yazınız.
........................................................................................................................
9.3.Cinsellikle ilgili ilk
bilgilerinizi kaç yaşında
duydunuz/
öğrendiniz?
_____ yaşında
9.4.İlk cinsel
kimden/
öğrendiniz?
bilgilerinizi
nereden
9.5.Şu anda cinsel
ihtiyacınız
olsa
kaynağınız kim/ne
Olurdu?
9.6.Hiç
yaptınız mı?
bilgi
bilgi
masturbasyon
9.7.İlk
masturbasyon
yaptığınızda
kaç
yaşındaydınız?
(
hiç
masturbasyon
yapmadıysanız bu soruyu
yanıtlamayınız)
9.8.Hiç cinsel ilişkiniz oldu
mu?
9.9.İlk cinsel ilişkinizi kaç
yaşında yaşadınız?
(hiç
cinsel
ilişkiniz
olmadıysa
bu
soruyu
yanıtlamayınız)
9.10.İlk cinsel
kiminle oldu?
ilişkiniz
(hiç
cinsel
olmadıysa
bu
yanıtlamayınız
ilişkiniz
soruyu
9.11.İlk cinsel ilişkiniz nasıl
sonuçlandı?
(hiç
cinsel
ilişkiniz
olmadıysa
bu
soruyu
yanıtlamayınız
9.13.Evlenmeden önce kaç
kişiyle flört ettiniz?
( hiç flört etmediyseniz
bu soruyu yanıtlamayınız)
9.14.Evlenmeden önce flört
Arkadaşlarımdan
Annem/babamdan
Radyo-Televizyon
Kitap-dergi-gazete
Film-dizi
Karımdan/kız arkadaşımdan
İnternetten
Sağlık personelinden
Diğer. Belirtiniz…………..……………….
‫ٱ‬
‫ٱ‬
‫ٱ‬
‫ٱ‬
‫ٱ‬
‫ٱ‬
‫ٱ‬
‫ٱ‬
Arkadaşlarım
Annem/babam
Radyo-Televizyon
Kitap-dergi-gazete
Film-dizi
Karım/kız arkadaşım
İnternet
Sağlık personeli
Diğer. Belirtiniz…………..……………….
‫ٱ‬
‫ٱ‬
‫ٱ‬
‫ٱ‬
‫ٱ‬
‫ٱ‬
‫ٱ‬
‫ٱ‬
Evet
Hayır
‫ٱ‬
‫ٱ‬
_____
Evet
Hayır
‫ٱ‬
‫ٱ‬
_____
Hayat kadınıyla
Karımla (nikahtan sonra)
Sevgilimle/nişanlımla
Diğer. Belirtiniz…………………………...
Sorun olmadı
Sertleşme olmadı
Boşalma olmadı
Diğer (belirtiniz)......................................
________ kişi
Kadın
‫ٱ‬
103
‫ٱ‬
‫ٱ‬
‫ٱ‬
‫ٱ‬
ettiğiniz kişi(ler)in
cinsiyet(ler)i ?
( hiç flört etmediyseniz
bu soruyu yanıtlamayınız)
Erkekxxxxxxxxxxxxxiptal
Her ikisi de
9.15. Evlenmeden önce
eşinizle ilişkinizin düzeyi en
fazla ne
kadardı?
Hiç görüşmedik
Başkalarının yanında görüşme
Elele tutuşma
Öpüşme
Ön sevişme düzeyinde
Genital bölgeyi içeren sevişme
Tam cinsel birleşme
9.16. Cinsel ilişki sıklığınız
nedir?
Hiç cinsel ilişkim yok
Düzenli bir cinsel ilişkim yok
‫ٱ‬
Hergün
‫ٱ‬
Günaşırı
‫ٱ‬
Haftada 2
‫ٱ‬
Haftada bir
‫ٱ‬
‫ٱ‬
‫ٱ‬
‫ٱ‬
‫ٱ‬
‫ٱ‬
‫ٱ‬
‫ٱ‬
Ayda 1-2
Ayda birden az
10. CİNSEL MİTLER İLE İLGİLİ SORULAR
Tümüyle
katılıyorum
10.1.Erkek her zaman seks ister ve her zaman sekse hazırdır
10.2.Cinsel ilişkiyi daima erkek başlatmalıdır
10.3.Seksi erkek yönetir, kadının seksi başlatması ahlaksızlıktır.
10.4.Erkek ve kadının cinsel ilgileri ve sorumlulukları temel olarak farklıdır. Bir
sevişmede erkek sorumluluğu üstlenmek ve yönetmek zorundadır.
10.5.Sevişme cinsel birleşme demektir.
10.6.İyi sekste amaç cinsel birleşmedir.
10.7.Sevişme her zaman doğal ve kendiliğinden olmalıdır; sevişme hakkında
konuşmak ve düşünmek onu bozar
10.8.Tüm fiziksel temaslar cinsel birleşmeye gitmelidir.
Fiziksel bütün yaklaşımlar cinsel ilişkiye gider.
10.9.Erkekler duygularını belli etmemelidir.
10.11.Erkekler yalnız cinsel birleşme ve orgazmla ilgilidir. Duygusallık kadınlarda
görülür. Erkeğin duygusalı zayıftır.
10.12.Erkek cinsel organının boyutu, cinsel gücün göstergesidir.
10.13.Sertleşmiş büyük bir penis iyi sevişmenin anahtarıdır.
10.14.Büyük erkek cinsel organı, kadının daha çok uyarılmasını sağlar.
10.15.Sertleşme ( ereksiyon) daima cinsel arzu ile uyarılma işaretidir.
10.16.Erkeğin cinsel organında sertleşme olunca en yakın zamanda boşalmalıdır
10.17.Erkek cinsel organında sertleşmenin kaybı eşini çekici bulmadığı anlamına
gelir.
10.18.Her erkek her kadına nasıl zevk vereceğini bilmelidir.
10.19.Kadınlar eller kullanılmadan penis hareketleri ile orgazm olmalıdırlar.
10.20.Sevişme ancak iki tarafın birlikte orgazm olması ile güzeldir.
10.21.Seks ancak çift aynı anda orgazm olabilirse güzeldir.
10.22.Eşler birbirlerini sevdikleri takdirde sevişmekten nasıl zevk alabileceklerini de
bilirler.
10.23.Cinsel ilişkiye giren çiftler içgüdüsel olarak diğer eşin ne düşündüğünü ve ne
istediğini bilirler
10.24.Seks doğaldır, öğrenilemez.
10.25.Mastürbasyon kirli ve zararlıdır
10.26.Cinsel ilişki içerisinde mastürbasyon yanlıştır
10.27.Cinsel fanteziler kurmak yanlıştır.
10.28.Erkek ya da kadın sevişmeye hayır diyemez
10.29.Sevişmede neyin normal olduğuna ilişkin belirli ve kesin kurallar vardır
104
Genellikle
katılıyorum
Nadiren
katılıyorum
Hiç
katılmıyorum
11.BİLGİ EDİNME DURUMU
11.1.Doktorunuzun size cinsel yaşantınızla ilgi sorular sormasını nasıl karşılarsınız
1.Olumlu 2.Olumsuz 3.Aldırmam
11.2.Cinsel sorunuz olduğunda konuşmak için kimi tercih edersiniz
1.Erkek doktor
2.Kadın doktor
4.Diğer………….
3.Fark etmez
11.3.Daha önce gittiğiniz doktorlar cinsel yaşamınıza yönelik sorular sordu mu?
1.Evet
2.Hayır
12.MUTLULUK VE MEMNUNİYET:
12.1.Bir bütün olarak yaşamınızı düşündüğünüzde ne kadar memnunsunuz?
1.Çok mutluyum
2.Mutluyum
5.Çok mutsuzum
12.2.Sizi hayatta en çok kim mutlu eder?
1.Kendim 2.Anne baba
96.Diğer
3.Çocuklar4.Eşim
12.3.Sizi hayatta en çok ne mutlu eder
1.Güç
2.İş
7.Sağlık 96.Diğer
3.Orta
4.Mutsuzum
5.Yeğenler 6.Arkadaşlar
3.Seks
4.Sevgi
4.Memnun değil
5.Hiç memnun değil 6.Fikri yok
12.5.Sizce eşiniz cinsel hayatından memnun mu(ydu)
1.Çok memnun
2.Memnun 3.Orta
4.Memnun değil
5.Hiç memnun değil 6.Fikri yok
12.4.Cinsel hayatınızdan memnun musunuz?
1.Çok memnun
2.Memnun 3.Orta
7.Torunlar 8.Tüm aile
5.Para
6.Başarı
12.6. En iyi cinsel yaşam on bir basamaklı bir merdiven olarak düşündüğünüzde kendinizin cinsel yaşantısını kaçıncı basamakta
koyarsınız
0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
12.7.Genel olarak bu günkü cinsel yaşamınızı 5 yıl önceki cinsel yaşantınızla mukayese ettiğinizde durumunuzu nasıl görüyorsunuz
1.Gelişmiş 2.Aynı seviyede kalmış
3.Gerilemiş
4.Fikri yok
12.8.Hiç cinsel uyarıcı ilaç kullandınız mı?
1.Evet
2. Hayır
Erkeklerde Cinsel Sağlık Değerlendirme Formu:
1. Sertleşme sağlama ve sürdürme konusunda kendinize ne kadar güveniyorsunuz?
1 Çok az 2 Az 3 Orta 4 Yüksek 5 Çok yüksek
2.Cinsel uyarı sonucunda oluşan sertleşmeniz hangi sıklıkta cinsel birleşmeyi sağlayacak düzeydeydi
1 Çok az 2 Az 3 Orta 4 Yüksek 5 Çok yüksek (neredeyse hiç, birkaç kez, bazen, çoğu kez, nerdeyse her zaman)
3 Cinsel birleşme sırasında hangi sıklıkta sertleşmenizi sürdürebilmektesiniz?….
1 Çok az 2 Az 3 Orta 4 Yüksek 5 Çok yüksek ( neredeyse hiç, birkaç kez, bazen, çoğu kez, nerdeyse her zaman)
4 Cinsel birleşme sırasında sertleşmenizi sürdürmekte ne kadar zorlanıyorsunuz?
1 Çok az 2 Az 3 Orta 4 Yüksek 5 Çok yüksek ( neredeyse hiç, birkaç kez, bazen, çoğu kez, nerdeyse her zaman)
5 Cinsel birleşme girişimleriniz sizce ne sıklıkta tatmin ediciydi.
1 Çok az 2 Az 3 Orta 4 Yüksek 5 Çok yüksek( neredeyse hiç, birkaç kez, bazen, çoğu kez, nerdeyse her zaman)
13.BEKLENTİ, KİŞİSEL GELİŞİM UMUT
13.1.Kendi geleceğinizden ne kadar umutlusunuz
1.Çok umutlu
2.Umutlu
4.Hiç umutlu değil 5.Bir fikri yok
3.Umutlu
13.2.Gelecek beş yıllık dönemi düşündüğünüzde, kişisel durumunuzun nasıl olacağını tahmin ediyorsunuz
1.Gelişecek
2.Aynı seviyede kalacak
3.Gerileyecek
4.Fikri yok
13.3.Türkiye’nin AB ye üye olması sizin yaşamınızı ne yönde etkileyeceğini düşünüyorsunuz?
1.Olumlu yönde
2.Etkisi yok
3.Olumsuz yönde
4.Fikri yok
13.4.Türkiye’nin AB ye uyumunun cinsel hayatınıza bir etkisi olabilir mi?
1.Evet
2.Hayır
3.Fikri yok
Evet ise
1.Olumlu yönde
2.Olumsuz yönde
13.5.Türkiye’nin AB üye olması konusunda bir referandum (halk oylaması ) yapılırsa siz ne yönde oy kullanırsınız…
1.Üyelik yönünde
2.Üyeliğe karş
3.Fikri yok
105
Ek:Araştırmacının şiiri
Solaklı’da Sağlık Ocağında Bir Kadın
Sağlık ocağının kadınları,
Bir kadın ve sağlık ocağı,
Sağlık ocağının kadınları,
Çocuğuyla bir kadın sağlık ocağında
Solaklı’nın sıcağında
Muayeneye getirmiş tüm anneler gibi
Muayene işi kolay
İlaç faslına geldik,
Uzattı
Görümcesinin kızının
Rengi yeşil kartını
Bunun yeşil kartı nerde diye sordum
Sormaz olaydım
Niye çocuğunun yeşil kartı yok
Niye çıkarmadınız?
Nikahımız yok
Kocam hapiste
Kaç çocuğun var
Üç
Kaç yıldır hapiste
Üç çocuk sahibi anne devam etti
Dün girdi
Tartıştık ,
Dövdü beni
Dalağımı patlatmış
Dalağımı çıkardılar hastanede
Çocuklarının yaşları?
Dört, iki , 6ay
Sordum kaç yıllık evlisin
Beş dedi
On yedi yaşında evlenmiş
“On yedi yaşımda
Bir bar taburesinde babamın olduğu yaştayım”
Dediği gibi Teoman’ın
On yedi yaşında
Annesinin olduğu yaşta annesi gibi hamileymiş,
Bir sağlık ocağında
Nikahsız okuma yazmasız
Şu anda yirmi iki yaşında
Kocası otuzunda
İşsiz
Görücü usulü ile evlenmiş
Meğer koca sevmiş
“Ben kocamdan şikayetçi olmadım
Ben hastanede ameliyat olunca
Devlet bırakmadı”
Ne oldu da seni dövdü ?
İnek için tartıştık
İneğe bakmadım
Bakamadım diye
Hastaydım belim ağrıyordu
Belim ağrıyordu kalkamadım.
Sinirlidir
Kaza olarak oldu…
Böyle olsun istemezdi.
Beraber gittik adliyeye
Beni içeri almadılar bir şey diyemedim
Dedirtmedi bana hakim amca
Ameliyat oldum, aldılar dalağımı
“Dalaksız ne kadar yaşarım doktor bey”
Kırk gün babamlara gittim
-Sonra gittin mi eve?
-Geldi mi sana?
-Seni almaya
O gelmedi. Gelemezdi,
Dayımla başkan götürdüler beni
Sevgililer gününde kocamı elimden aldılar
Aldılar kocamı
Severek evlendim
O sevdi
Neler hissediyorsun?
Bir şey hissetmiyorum diyor
Gülüyor…
Bu gülüşü bir yerden tanıyorum
Sağlık ocağımın kadınları
Gücü yetmediğinde
Alaylı alaylı hep böyle gülerdi
Evimizi ayırmayı düşünüyorum.
Kayınbabamlardan ayrılmayı
Sen kocanı seviyor musun?
Seviyorum tabii
İnsan kocasını sevmez mi?
Sen karını sevmiyor musun?
Gelde yazma ilacını,
Bir kadın sağlık ocağımın kadını
Binlercesinden biri
Sevgililer gününde
Bebeleri elinde
Bir kadın. Solaklı’da.
Sağlık ocağında, devletin ocağında….
Bir zamanlar sağlık ocağı
Zannedersin ki ana kucağı
Adı üstünde
OCAK..
Anlamını bilmiyorsan,
Ocak için kamusa, sözlüğe bak
Sağlık ocağı …..adı üstünde
Ekmek gibi,
Tarhana gibi, sıcak
Anıyla, şanıyla, 224 sayılı yasasıyla
Zannedersin ki ANA KUCAĞI
SAĞLIK OCAĞI…
Günlerden meçhul aylardan temmuz
İki bin tek basamaklı yüzdesiz yıllar…
Nureddin Özdener
Teşekkür beklentisi olan herkese.…..
106
ÖZGEÇMİŞ
Adı Soyadı
Nureddin ÖZDENER
Doğum Yeri, Tarihi:
Mardin, 1969
Medeni Durumu:
Evli, Efe adında bir çocuk babası
Adres:
Güzelyalı Mah.Taşeli Ap. 101 Sokak
No:6/12 Seyhan ADANA
Telefon:
0505 929 66 55 – 0322 233 65 09
E-mail:
[email protected]
[email protected]
Mezun Olduğu Lise:
Mardin Lisesi
Mezun Olduğu Tıp Fakültesi:
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’93
Mezun Olduğu 2. Fakülte:
A. Ü. Açık Öğretim Fakültesi
Sağlık Kurumları İşletmeciliği
Görev Yerleri:
Mardin Merkez 3 Nolu Sağlık Ocağı
Kara Harp Okulu Özel Reviri
Mardin Sağlık Müdürlüğü Eğitim Şubesi
(İl eğitim Ekibi Üyesi)
Mardin Dargeçit Sağlık Ocağı
Adana Barbaros Sağlık Ocağı
Yabancı Dilleri:
İngilizce, Arapça
İlgi Alanları:
Üreme Sağlığı, Sağlık Yönetimi, Ergonomi,
Kent ve Sağlık, Etkili Sunum Teknikleri
Hobileri:
Fotoğraf Sanatı, Mardin Turizmi.
107
Download