tıklayınız - WordPress.com

advertisement
YERİN YAPISI VE OLUŞUMU
Yerin iç yapısı hakkında belgilere; belli bir derinliğe kadar açılan sondaj kuyularından, Deprem
dalgalarının hızı ve izlediği yollardan, Volkan patlamaları sırasında çıkan maddelerden, taşların yapısından ve
maden aramaları sırasında yapılan kazılardan ulaşabilmekteyiz.
Yerin Katmanları
1- Yer Kabuğu: En dış katmandır. Katılaşmış kayaçlardan oluşur. SİMA ve SİAL tabakalarından oluşur.
Yer kabuğu okyanusların altında ince(8- 10 km), kıtaların altında ise kalındır(33km).
2- Manto: Hacim olarak en fazla yer kaplayan katmandır. Dış Manto ve İç Manto olmak üzere ikiye
ayrılır. Yer Kabuğuna yakın kısmına Astenosfer(Magma) tabakası denir. Burası kızgın ve akışkandır. Kıtalar
bu magma üzerinde hareket etmektedirler. Deprem, vokanizma, epirojenez ve orojenez gibi iç kuvvetlerin
oluşmasına sebep Astenosfer yani magma tabakasıdır.
3- Çekirdek: İç Çekirdek ve Dış Çekirdek olmak üzere ikiye ayrılır. Dış Çekirdek sıvı, İç Çekirdek
katıdır. Demir ve nikel gibi elementlerden oluşmuştur.
Kıtaların Kayması Teorisi: Alman
Bilim Adamı Alfred Wegener tarafından
ortaya atılmıştır. Bu teoriye göre önceleri
tek bir kıta olan PANGEA vardı. Pangea,
magmadaki konveksiyonel hareketlere bağlı
olarak parçalandı ve parçları da birbirinden
uzaklaştı. Böylece bu günkü kıtalar
meydana geldi. Zaten kıtları incelediğimizde
yap bozun birer parçası gibidirler. Bu
teorinin en büyük kanıtı; Güney Amerika ile
Güney Afrika’da aynı hayvan fosillerinin
bulunması ve Atlas Okyanusu’nun her iki
kıyısındaki kayaç yapısının benzemesi ile
buraların yap bozun parçaları gibi birbirini
tamamlamasıdır.
Yer
Kabuğu
bütün
değildir
parçalardan oluşur. Bu parçaların her birine
LEVHA adı verilir. Kıtalar da bu levhaların
üzerindedir. Manto Katmanındaki yatay ve
konveksiyonel hareketlere bağlı olarak
levhalar da hareket ederler. Levhalar bu
hareketler sırasında birbirlerine çarparlar,
uzaklaşırlar veya birbirlerine sürterler. İşte
bu hareketler sonucunda uzun vadede yeni
kıtalar, yeni okyanuslar, sıradağlar, volkanik
dağlar, depremler ve sıcak su kaynakları
oluşur.
Jeolojik Devirler
1- İlk Zaman(Antekambriyen): Kıta çekirdeklerini oluşturan en eski kıvrımlar oluştu, canlılardan su
yosunları ortaya çıktı.
2- Paleozoik: Bu devirde kıtalar henüz birbirinden ayrılmamıştır(sadece Pangea kıtası vardı). Hersinyen
ve Kalodinien kıvrımları oluşmuştur. Dev bitki türleri oluşmuştur.
3- Mezozoik: Büyük oranda tortullaşma ve birikme olmuştur. Alp Kıvrımına hazırlık yapılmıştır. Yer
Kabuğu parçalanarak kıtalar oluşmaya başlamıştır. Bu zamanın sonlarında kara ve denizlerin dağılımı bugünkü
halini almıştır. Dinozorlar ortaya çıkmıştır.
4- Neozoik: Alp
Kıvrımları
oluşmuştur.
Atlas ve Hint Okyanusları
oluşmuş, bugünkü bitki ve
hayvan
toplulukları
oluşmuştur.
5Antropozoik(Quterner):
a)Kuzey Yarım Küre’de
önce şiddetli soğuma oldu
ve
Batı
Avrupa,
İskandinavya ve Kanada
buzullar altında kaldı.
Şiddetli soğuma sonucu
buzullaşma oldu ve deniz
seviyesi alçaldı. B) Buzular
eriyince
Batı
Avrupa,
İskandinavya ve Kanada
yükselmeye
başladı(Bu
durum bugünde devam
etmektedir), deniz seviyesi
yükseldi. Bugünkü iklim
şartları oluştu, Ege Denizi
oluştu,
İstanbul
ve
Çanakkale
Boğazları
oluştu, İlk insan meydana
çıktı.
İç Kuvvetler
1- Dağ Oluşumu: Akarsu, rüzgar ve buzulların taşıdıkları malzemeleri
okyanus ve deniz diplerine biriktirir. Bu birikme alanlarına
“Jeosenklinal” denir. Levhaların birbirine hareketi sırasında yan
basınçların etkisiyle biriken bu tortullar yumuşaksa kıvrılarak yükselir.
Böylece kıvrım dağlar oluşur. Kıvrılmada yukarıda kalan kubbemsi
kısma “Antikinal”, aşağıda kalan kısma ise “Senklinal” denir. Bunlar
yer şekli değil yapıdır.
Eğer tortul tabakalar sert yapıda ise yan basınçların etkisiyle
kırılırlar. Ve faylar oluşur. Yukarıda kalan kısma “Horst”, aşağıda kalan
kısma da “Graben” adı verilir.
Dünyamızın oluşumundan bugüne kadar üç büyük dağ oluşumu
olayı yaşanmıştır. Paleozoik’te Kalodoniyen dağ oluşumunda İskoçya
ve Norveç’teki dağlar; Paleozoik sonlarındaki Hersinyen dağ
oluşumunda ise Apalaşlar, Urallar ve Orta Ren Dağları oluşmuştur.
Tersiyer’de Alpler, Himalayalar, And Dağları ve Kayalık Dağları
oluşmuştur.
Hindistan Levhası günümüzde de kuzeye doğru hareket etmektedir. Bu yüzden buralarda şiddetli
depremler oluşmakta ve Himalaya dağları yılda 5 mm yükselmektedir.
2- Kıta Oluşumu: Yer kabuğunu oluşturan levhalar, Manto(Mağma) üzerinde dengeli biçimde durur. Bu
dengeye “İzostatik Denge” denir. Ancak bu denge yer kabuğu üzerinde meydana gelen çeşitli olaylar
sonucunda bozulabilir. Aşınan kara yüzeyleri hafifleyerek yükselir ve bu durumda kıtalar oluşur. Ağırlaşan
yerler de alçalarak aşağıya doğru çöker.
Diğer taraftan buzullaşma sonucunda kara kütlesinin üzeri ağırlaşır ve kara kütlesi çöker. Bu durumda
deniz karaya doğru ilerler buna “Transgarasyon” denir. Buzulların erimesinden sonra da kara kütlesi hafifler ve
kara kütlesi yükselir. Bu durumda deniz çekilir buna “Regresyon” denir. Epirojenik hareketlere örnek olarak
İskandinavya ve Kanada örnek verilebilir. Buralarda yükselme günümüzde de devam etmektedir.
3- Volkanizma: Mağma yerin zayıf olan dirençsiz noktalarındaki
tektonik kırılma alanlarından yüzeye fışkırır. Bazı durumlarda da
yeryüzüne çıkamaz, yer kabuğunun derinliklerinde kalarak buralarda
karılaşır. Mağmanın yer kabuğunun içinde kalarak katılaşması sonucunda
bazı şekiller oluşur bunlara “Dayk”, “Botalit”, “Sill” ve “Lotalit” denir.
Bu şekiller, yüzeyin dış kuvvetler tarafından aşındırılması sonucu yüzeye
çıkabilmektedir.
Volkanlardan çıkan küçük boyutlu(1cm) malzemelere “Volkan
tüfü”, 1cm den büyüklerine “Lapilli” daha büyüklerine de “Volkan
bombası” denir.
Mağmanın yeryüzüne çıkarken izlediği yola “Volkan Bacası”,
Yanardağın tepesindeki çukurluğa “Krater”, Kreterin çökmesi sonucu
oluşan büyük çukurluğa “Kaldera”, gaz patlaması şeklinde oluşan
volkanik faaliyetin oluşturduğu çukurluğa da “Maar” denir.
Volkan Şekilleri: a) Kül konileri; Cüruf ve volkan bombası üretir. b) Kalkan Volkanı; Geniş bir alana
yayılmıştır. c) Tabakalı Volkanlar; üst üste yığılmış yüksek volkan dağlarıdır(Ağrı Dağı).
4- Depremler: Levha hareketleri sonucunda yerde biriken enerjinin
dalgalar halinde yeryüzüne atılması olayına deprem denir. Depremler
levha sınırlarında gerçekleşir. Bu depremlere “Tektonik deprem” denir.
Depremin meydana geldiği merkeze “Episantr”, dış merkeze de
“Hipodantr” denir. Depremin şiddeti “Rihter Ölçeği” ile ölçülür. Deprem
Bilimine de “Sismoloji” denir.
Fay Tipleri; Normal fay, Ters fay ve Doğrultu atımlı faydır.
Rihter Ölçeğine göre depremin büyüklüğü(Magnitüd):
3,5- 4,2 Hafif; 4,3- 4,8 Orta; 4,9- 6,1 Şiddetli; 6,2- 7,3 Yıkıcı; 7,4+
Afet.
Volkanik Depremler; Volkan püskürmesi sırasında gerçekleşen
sarsıntılardır(Japonya ve İtalya’daki depremlerin bir kısmı). Dar alanda
etkilidir. Zararları azdır.
Çöküntü Depremler; Yer altında oluşan boşlukların çökmesi sonucu
oluşan depremlerdir. Etki alanı dardır. Büyük heyelanlar da depremlere
neden olabilir.
Download