Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 19, Aralık2015, s. 159-172 Dilek ŞAHİN1 TÜRKİYE’DE DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI ve EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ: ARDL SINIR TESTİ YAKLAŞIMI Özet Doğrudan yabancı sermaye yatırımları gelişmekte olan ülkelerin ekonomik büyümesinde önemli bir yere sahiptir. Türkiye içinde doğrudan yabancı sermaye yatırımları son derecede önemlidir. Bu yatırımlar çoğunlukla çok uluslu şirketler tarafından yapılan uluslararası sermaye akışları olarak görülmektedir. Esasında, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının gelişmekte olan ülkeler açısından en önemli etkisi milli gelire olan net katkıdır. Bu çalışmada Türkiye’de doğrudan yabancı sermaye yatırımları ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki analiz edilmiştir. Çalışmada 1980-2013 dönemi analiz edilmiştir. Bu analiz için, ARDL sınır testi kullanılmıştır. Bu test sonucunda ekonomik büyümenin bağımlı değişken olduğu model istatistiksel olarak anlamlı çıkmıştır. Ayrıca doğrudan yabancı sermaye yatırımlarından ekonomik büyümeye doğru uzun dönemde istatistiksel olarak anlamlı ilişki tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları, Ekonomik Büyüme, ARDL Sınır Testi Yaklaşımı. THE RELATIONSHIP BETWEEN FOREIGN DIRECT INVESTMENT and ECONOMIC GROWTH IN TURKEY: AN ARDL BOUNDS TESTING APPROACH Abstract Foreign direct investment has an important role in economic growth in developing countries. Foreign direct investment is extremely important in Turkey. These investments are seen as an international capital flows mostly made by multinational companies. Actually, the most important effect in terms of foreign direct investment in developing countries is the contribution to the national income. In this study, ıt was analyzed between foreıgn direct investment and economic growth in Turkey. 1980-2013 period were analyzed in this study. ARDL bounds test was 1 Yrd. Doç. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi, Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik YO, Konaklama İşletmeciliği Bölümü, [email protected]. Dilek Şahin 160 used for this analysis. As a result of this test model of economic growth as the dependent variable was statistically significant. Also, it was found to be statistically significant relationship the foreign direct investment towards economic growth in long term. Keywords: Foreign Direct Investment, Economic Growth, ARDL Bounds Testing Approach. Jel Codes: F00, O4, J60. 1.GİRİŞ 1980’li yıllarda başlayan serbestleşme hareketleriyle birlikte piyasa ekonomisinin gelişmesi ve uluslararası üretimde yaşanan artış beraberinde doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında artışı da getirmiştir. Bu süreçte uluslararası ölçekte çalışan firmalar bir yandan üretimlerinin belirli aşamalarını avantajlı bulundukları ülkelerde yapmayı tercih ederken; diğer yandan ekonomik büyümelerini artırmaya çalışan çok sayıda gelişmekte olan ülke dışa açık sanayileşme politikaları ile doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ülkeye girişini desteklemeye başlamışlardır. Doğrudan yabancı sermaye yatırımları, bir ülkede yeni bir firmanın kurulması, mevcut yabancı firmaya ilave yapılması ya da o ülkede mevcut bir firmanın satın alınması nedeniyle uluslararası düzeyde ortaya çıkan sermaye akışını ifade etmektedir (Çinko, 2009: 118). OECD yabancı sermaye yatırımlarını, bir ülkede yerleşik kişi ya da kurumların bir başka ülkede kalıcı ekonomik çıkar elde etme amacı olarak tanımlamaktadır. Bu yatırımlar, çoğunlukla çok uluslu şirketler tarafından yapılmaktadır. Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının, portföy hareketlerinden farkı sermaye piyasalarında finansal araçların transferi şeklinde değil de, doğrudan doğruya firmaların kurulumu veya devredilmesi şeklinde gerçekleşmesidir. Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını açıklayan teorilerden en önemlileri; ürün hayat devreleri teorisi, içselleştirme teorisi, oligopolistik tepki teorisi ve eklektik paradigmasıdır. Ürün hayat devreleri teorisi, ülkelerin yeni ürünler üzerinde uzmanlaşabileceklerini, üretilen ürünün yeni olma özelliğini kaybetmesi durumunda üretim ülkesinin değişebileceği düşüncesini ileri sürmektedir. Bu durum yeni ürünlerin başka pazarlarda üretilmesini ve üretim yapan firmanın çok uluslu hale gelmesini sağlamaktadır. İçselleştirme teorisi ise, ev sahibi ülkedeki piyasa aksaklıklarının yatırım yapacak firmalar tarafından öngörülerek kendi lehlerine çevirmesine dayanmaktadır. Bu teoride aksak piyasa koşullarının firmaları kendi içsel piyasalarını kurmaya ve bu aksaklıkları yok etmeye zorladığı düşünülmektedir. Oligopolistik tepki teorisinde ise lider firmanın pazar payını artırmak için diğer bir ülkede yatırım yapması bu firmaya rakip diğer oligopol firmaları harekete geçirmekte ve firmalar pazar paylarını korumak amacıyla o ülkede doğrudan yabancı yatırım yaparak tepki vermektedirler. Eklektik paradigmasında bir firmanın uluslararası pazarda faaliyette bulunabilmesi beraberinde mülkiyet, konumsal ve içselleştirme avantajı sağlar. Doğrudan yabancı yatırım bu üç temel avantaja bağlı olarak gerçekleşmektedir. Bu teoriye göre bir firmanın küresel anlamda faaliyet gösterebilmesi ve doğrudan yabancı yatırım yapabilmesi, üretim yapacağı ülkedeki firmalar kadar teknik üretim bilgi-becerisine sahip olmasına ve uygulayacağı fayda maliyet analizinde avantajlı konumda yer almasına bağlıdır (Arık vd., 2013: 99-100). Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının üç farklı türü bulunmaktadır. Bunlardan ilki, dikey ya da piyasa arayan doğrudan yabancı sermaye yatırımlarıdır ve bu tür yatırımlarda The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 19, Aralık 2015, s. 159-172 161 Türkiye’de Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Ardl Sınır Testi Yaklaşımı yatırımcının amacı yerel piyasalara hizmet sunmaktır. Bu yatırımlar için piyasanın büyüklüğü ve piyasanın büyümesi önemli belirleyendir. İkincisi, varlık veya kaynak arayan doğrudan yabancı sermaye yatırımlarıdır. Bu tür yatırımlarda yatırımcı firma, ev sahibi ülkede bulunan ancak kendi ülkesinde bulunmayan doğal kaynak, hammadde ve düşük işgücü maliyetinden yararlanmak istemektedir. Üçüncüsü ise, etkinlik arayan doğrudan yabancı sermaye yatırımlarıdır. Bu tür yatırımlarda firmalar coğrafi olarak dağılmış olan aktivitelerin ortak yönetiminden, ölçek ve kapsam ekonomilerinden yararlanmayı amaçlamaktadır (Sichei ve Kinyondo, 2012: 85). Doğrudan yabancı sermaye yatırımları özellikle sermayenin kıt olduğu ülkelerde ekonomik büyüme ve gelişme sürecinde önemli rol üstlenmektedir. Bunları şu şekilde sıralamak mümkündür (Akinlo vd., 2013: 232): (i) Ev sahibi ülkede yatırımlar için finansal kaynak sağlayarak, ülkenin yurt içi tasarruf çabasını artırmaktadır. (ii)Doğrudan yabancı yatırımlar o ülkenin ekonomik büyüme hızını artırmaktadır. (iii) Ödemeler dengesi ve dış ticaret açığının kapatılması için gerekli olan döviz ihtiyacını gidermektedir. (iv) Bu yatırımlar sayesinde ülkeye teknoloji, yönetim tecrübesi gibi önemli girişler olmakta ve bu da yayılma etkisi ile ekonominin geri kalanını etkilemektedir. (v) İhracata doğrudan katkıda bulunarak ev sahibi ülkede ekonomik büyümeyi hızlandırmaktadır. Özellikle de gelişmekte olan ülkelerde artan önemi nedeniyle bu çalışmada Türkiye’de doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisi analiz edilmiştir. Çalışmada ekonomik büyümeyi temsilen GSYH bağımlı değişken olarak, doğrudan yabancı sermaye girişlerinin GSYH içindeki % payı bağımsız değişken olarak belirlenmiştir. Çalışmada ilk olarak, ADF ve PP birim kök testi yapılmıştır ardından ARDL sınır testi, Toda-Yamamoto nedensellik testi analizi uygulanmış ve sonuçlar yorumlanmıştır. 2. Literatür Taraması İktisat literatüründe bir ülkeye giren doğrudan yabancı sermaye girişleri ile makro ekonomik göstergeler (büyüme, işsizlik vs.) arasındaki ilişkiyi açıklamaya yönelik çok sayıda çalışmanın bulunduğu görülmektedir. Literatürde bulunan bu çalışmalardan bazılarını aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür: Alagöz vd., (2008), Türkiye’de doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki 1992-2007 dönemi için ele alınmıştır. Çalışmada doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve ekonomik büyüme arasında nedensellik ilişkisine rastlanılmamıştır. Çalışmada 2002-2007 dönemine ait regresyon analizi incelenmiştir. Modelin esneklik katsayısı doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisinin orta derecede olduğunu göstermiştir. Ekinci (2010), Türkiye’de doğrudan yabancı yatırımlar ile ekonomik büyüme ve istihdam arasında uzun dönemli ilişkinin olup olmadığının analizi amacıyla 1980-2010 dönemine ait veriler kullanılmıştır. Çalışmada zaman serisi analizi kullanılmış ve sonuç olarak, doğrudan yabancı sermaye yatırımları ile ekonomik büyüme arasında uzun dönemli bir ilişki bulunurken doğrudan yabancı yatırımlar ile istihdam arasında ilişki tespit edilmemiştir. Ayrıca doğrudan yabancı yatırımlar ile ekonomik büyüme arasında bulunan nedensellik ilişkisinin çift yönlü olduğu görülmüştür. Şen ve Saray (2010), Türkiye’de doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik büyümeye etkisi analiz edilmiştir. Çalışmada panel veri regresyon analizi kullanılmıştır. The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 19, Aralık 2015, s. 159-172 Dilek Şahin 162 Yapılan analizler sonucunda, Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik büyümeye olumlu katkı yaptığı sonucuna ulaşılmıştır. Nwosa vd., (2011), Nijerya’da 1970-2009 dönemleri arasında finansal gelişme, doğrudan yabancı sermaye ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki analiz edilmiştir. Çalışmada ADF birim kök testi, Johansen eş bütünleşme testi ve hata düzeltme modeli kullanılmıştır. Sonuç olarak, bu değişkenler arasında uzun dönemli ilişki ve nedensellik ilişkisi olduğu görülmüştür. Ayrıca finansal gelişme ve doğrudan yabancı sermayenin ekonomik büyüme üzerinde istatistiki olarak anlamlı etkisi olduğu görülmüştür. Yılmaz vd., (2011), doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyüme üzerindeki etkileri Türkiye ekonomisi için 1980-2008 dönemi için analiz edilmiştir. Analizde gayri safi yurt içi hâsıla ve doğrudan yabancı yatırımlar olarak iki değişken kullanılmıştır. Çalışmada zaman serisi analizi yöntemi kullanılmıştır. Sonuç olarak, doğrudan yabancı yatırımlardan ekonomik büyümeye doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi bulunmuştur. Ayrıca değişkenlerin eş bütünleşik oldukları görülmüştür. Tahmin sonuçları, doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyüme üzerinde pozitif etkiler yarattığını ortaya koymuştur. Awan vd., (2012), doğrudan yabancı yatırımlar, ihracat, ithalat, yurt içi yatırımlar ve ekonomik büyüme ilişkisi seçilmiş Güney Asya ülkeleri (Bangladeş, Hindistan, Pakistan ve SriLanka) için 1973-2010 dönemi için analiz edilmiştir. Değişkenler arasındaki ilişki Granger nedensellik analizi ile test edilmiştir. Çalışmadan elde edilen bulgular ihracat odaklı büyüme ve yabancı sermaye odaklı büyüme hipotezlerinin seçilmiş Asya ülkeleri için geçerli olduğunu göstermiştir. Farklı gecikme uzunlukları sonucunda ithalatın ekonomik büyümeye neden olduğu fakat ithalattan ekonomik büyümeye doğru bir nedensellik ilişkisi bulunmamıştır. Ayrıca nedensellik analizi ticari açıklıktan ekonomik büyümeye veya tersi durumda nedensellik ilişkisini desteklememiştir. Ticari açıklık ve doğrudan yabancı sermaye arasında iki yönlü nedenselliğin olduğu görülmüştür. Gürsoy ve Kalyoncu (2012), Gürcistan’da 1977-2010 dönemleri arasında doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisi analiz edilmiştir. Çalışmada Engle-Granger eşbütünleşme testi ve Granger nedensellik analizi yöntemi kullanılmıştır. Sonuç olarak iki değişkenin eş bütünleşik olduğu yani uzun dönemde birlikte hareket ettikleri görülmüştür. Ayrıca doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik büyümenin nedeni olduğu görülmüştür. Söylemez ve Yılmaz (2012), Türkiye’de finansal serbestleşme döneminde ekonomik büyüme ve uluslararası sermaye girişi arasındaki ilişki araştırılmıştır. Çalışmada hem sermaye girişleri/GSYİH hem de GSYİH büyüme oranları değişkenleri için 1992:1-2012:2 arasını kapsayan 82 adet gözlem yer almıştır. Sonuçlar Türkiye’de yabancı sermaye akımlarının büyümenin granger nedeni olduğunu göstermektedir. Son olarak, iki serinin dinamik etkileşimini ortaya koyabilecek bir ekonometrik model ile Türkiye’de ekonomik büyümede görülen dalgalanmaların önemli bir kısmının uluslararası sermaye akımlarında yaşanan şoklarla açıklanabileceği gösterilmiştir. Sichei ve Kinyondo (2012), 1980-2009 dönemi için 45 Afrika ülkesinde doğrudan yabancı sermaye girişlerinin belirleyicileri panel data yöntemi ile analiz edilmiştir. Sonuç olarak Afrika’da yığılma ekonomileri, doğal kaynaklar, reel GSYH artışı ve uluslararası yatırım anlaşmalarının doğrudan yabancı sermaye girişlerini etkilediği görülmüştür. The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 19, Aralık 2015, s. 159-172 163 Türkiye’de Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Ardl Sınır Testi Yaklaşımı Akinlo vd., (2013), 1995-2011 döneminde 10 Afrika ülkesine gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının belirleyicileri panel veri analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Doğal kaynak donanımı, açıklık, enflasyon ve döviz kuru gibi makro ekonomik risk faktörlerinin Afrika’da yabancı sermaye girişlerinde önemli belirleyiciler olduğu görülmüştür. Yurt içi yatırımların ve doğal kaynakların Afrika’da doğrudan yabancı sermaye girişleri üzerinde pozitif ve anlamlı etkisi bulunmuştur. Arık vd., (2013), 1990-2011 döneminde yükselen ekonomilerden Brezilya, Çin, Hindistan, Rusya, Meksika, Endonezya ve Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırımları etkileyen faktörler panel veri analizi ile incelenmiştir. Analiz sonucunda, ev sahibi ülkelerin piyasa büyüklüğünün, dışa açıklığının ve ekonomik istikrarının doğrudan yabancı yatırımları etkilediği tespit edilmiştir. Carp ve Popa (2013), Romanya ve Bulgaristan’da ekonomik büyüme, doğrudan yabancı sermaye ve ticaret arasındaki ilişki 1990-2011 dönemi için analiz edilmiştir. Çalışmada sonuç olarak Bulgaristan ve Romanya’nın çektiği doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik büyüme üzerinde etkili olduğu görülmüştür. Ayrıca ihracatın ekonomik büyüme üzerinde güçlü bir etkisi görülmemiştir. Çeştepe vd., (2013), Türkiye’de doğrudan yabancı yatırım, büyüme ve dış ticaret arasındaki nedensellik ilişkisi 1974-2011 dönemine ait veriler kullanılmıştır. Çalışmada TodaYamamoto yöntemi takip edilerek değişkenler arasındaki uzun dönem nedensellik araştırılmıştır. Elde edilen bulgular; “büyümeye dayalı ihracat”, “ihracata bağlı DYY” ve “ithalata bağımlı ihracat” hipotezlerini desteklemektedir. Bu bulgular, ithalata bağlı ihracat yapısı ve DYY girişlerinin bu yapıyı değiştirmemesi nedeniyle, ihracata dayalı büyüme hipotezinin Türkiye örneğinde doğrulanamadığı biçiminde değerlendirilebilir. Doğan (2013), çalışmada Türkiye için doğrudan yabancı yatırımlarla ekonomik büyüme arasındaki ilişki zaman serisi analizi kullanılarak incelenmiştir. Bu nedenle analizde Türkiye için 1979-2011 dönemini kapsayan doğrudan yabancı yatırımlar ve gayri safi yurt içi hâsılaya ait yıllık veriler kullanılmıştır. Sonuç olarak ekonomik büyüme ve doğrudan yabancı sermaye yatırımları arasında uzun dönemli pozitif bir ilişki olduğu görülmüştür. Granger nedensellik testi doğrudan yabancı yatırımlar ve ekonomik büyüme arasında iki yönlü nedensellik ilişkisi olduğu görülmüştür. Leitao ve Rasekhı (2013), Portekiz’de ekonomik büyüme ve yabancı sermaye yatırımları arasındaki ilişki analiz edilmiştir. Çalışmada panel veri analizi kullanılmıştır. Portekiz ve ticari ortakları arasında yakınsama ilişkisi olduğu görülmüştür. Ayrıca doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve ikili ticaretin ekonomik büyümeyi artırdığı görülmüştür. Büyüme enflasyon ve kişi başına düşen GSYH ile ters yönlü ilişki halindedir. Sghaier ve Abida (2013), doğrudan yabancı sermaye yatırımları, finansal gelişme ve ekonomik büyüme ilişkisi dört kuzey Afrika (Tunus, Fas, Cezayir ve Mısır) ülkesi için 19802011 dönemleri için analiz edilmiştir. Çalışmada panel veri analizi yöntemi kullanılmıştır. Sonuç olarak doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve ekonomik büyüme arasında pozitif ilişki bulunmuştur. Yurt içi finansal sistemin gelişmiş olması doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyümeyi pozitif etkilemesi için bir ön koşul olduğu görülmüştür. Awosusi ve Awolusi (2014), Nijerya’da yabancı sermaye girişleri, ekonomik büyüme ve ticaret arasındaki ilişki 1970-2010 dönemi için analiz edilmiştir. Değişkenler arasındaki uzun The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 19, Aralık 2015, s. 159-172 Dilek Şahin 164 dönemli ilişkinin analizi için Johansen eş bütünleşme testi yapılmıştır. Kısa dönem ilişkinin analizi için ise Granger nedensellik testi ve hata düzeltme modeli analizi yapılmıştır. Çalışmada sonuç olarak değişkenler arasında uzun dönemli ilişki olduğu görülmüştür. Ayrıca değişkenler arasında nedensellik ilişkisi olduğu görülmüştür. Göçer ve Peker (2014), doğrudan yabancı yatırımların istihdam üzerindeki etkileri Türkiye, Çin ve Hindistan için Carrion-i Silvestre vd.(2009) çoklu yapısal kırılmalı birim kök testi, Maki (2012) çoklu yapısal kırılmalı eşbütünleşme testi ve dinamik en küçük kareler yöntemi yardımıyla, 1980- 2011 dönemi verileriyle analiz edilmiştir. Çalışmada sonuç olarak seriler düzey değerinde durağan değildir ve seriler arasında bir eş bütünleşme ilişkisi vardır. Uzun dönem analizi sonucuna göre ise yabancı doğrudan yatırımlardaki %10’luk bir artış istihdamı Türkiye’de %0,3 oranında azaltırken Çin ve Hindistan’da sırasıyla %0,3 ve %0,2 oranında artırmaktadır. Haseeb vd., (2014), Malezya’da doğrudan yabancı yatırımlar, ekonomik büyüme ve ihracat arasındaki ilişki 1971-2013 dönemi için analiz edilmiştir. Çalışmada ARDL sınır testi yöntemi kullanılmıştır. Sonuçlar Malezya’da ihracat öncülüğünde büyüme ve doğrudan yabancı sermaye öncülüğündeki büyüme hipotezlerini destekler nitelikte bulunmuştur. Karpuz ve Kızıltan (2014), Türkiye’de reel döviz kuru ile kısa vadeli yabancı yatırımlar arasındaki ilişki incelenmiştir. Çalışmada 2003:01-2014:03 dönemi verileri analiz edilmiştir. Çalışmada sonuç olarak reel döviz kuru ve kısa vadeli yatırımlar arasında çift yönlü nedensellik ilişkisinin olduğu görülmüştür. Ming (2014), Tayvan’da 1978-2009 dönemleri arasında ekonomik büyüme, ticaret ve doğrudan yabancı sermaye arasındaki ilişki analiz edilmiştir. Çalışmada VEC yöntemi kullanılmış ve sonuç olarak, Tayvan’da ekonomik büyüme ile doğrudan yabancı sermaye arasında uzun dönemli ve ters yönlü ilişki olduğu görülmüştür. Simionescu (2014), G-7 ülkelerinde doğrudan yabancı sermaye ve dış ticaret arasındaki ilişki analiz edilmiştir. Çalışmada 2003-2010 arası dönem esas alınmıştır. Sonuç olarak, doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve ihracat; doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve ithalat arasında kısa dönemde nedensellik ilişkisi olduğu görülmüştür. Uzun dönemde ise doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve dış ticaret arasında tek yönlü nedensellik ilişkisi görülmüştür. Younus vd., (2014), Pakistan’da doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisi 2000-2010 dönemi için analiz edilmiştir. Çalışmada iki aşamalı en küçük kareler yöntemi kullanılmıştır. Sonuç olarak ekonomik büyüme ile doğrudan yabancı sermaye yatırımları arasında pozitif yönde bir ilişki olduğu görülmüştür. Pakistan’da doğrudan yabancı sermayenin yer seçiminde, yurt içi yatırım, ihracat ve politik istikrarın son derece önemli olduğu görülmüştür. Gülmez (2015), Türkiye’de kalkınmanın dış finansman kaynaklarından olan doğrudan yabancı sermaye yatırımı ile yabancı portföy yatırımlarının ekonomik büyüme üzerinde kısa ve uzun dönemde etkileri, 1986- 2014 dönemi yıllık verileri kullanılarak analiz edilmiştir. ARDL sınır testi yaklaşımı ile elde edilen bulgular, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının uzun dönemde ekonomik büyümeyi olumlu bir şekilde etkilediğini ve yabancı portföy yatırımları değişkeninin bir gecikmeli değerinin kısa dönemde ekonomik büyümeyi olumlu bir şekilde etkilediğini göstermektedir. Toda-Yamamoto nedensellik testi sonuçları ise, doğrudan yabancı The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 19, Aralık 2015, s. 159-172 165 Türkiye’de Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Ardl Sınır Testi Yaklaşımı sermaye yatırımlarından ekonomik büyümeye, portföy yatırımlarından ekonomik büyümeye ve portföy yatırımlarından doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi olduğunu göstermektedir. Muhammad ve Ijirshar (2015), Nijerya’da doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisi 1970-2013 dönemleri arası analiz edilmiştir. Çalışmada zaman serisi analizi yöntemi uygulanmıştır. Sonuç olarak doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve ekonomik büyüme arasında tek yönlü ilişki; doğrudan yabancı yatırımlar ile işsizlik arasında ilişki bulunmamıştır. Doğrudan yabancı yatırımların kısa ve uzun dönemde Nijerya’daki ekonomik büyüme üzerinde pozitif fakat istatistiksel olarak anlamsız bir ilişki bulunmuştur. 3.Veri Seti Türkiye’de doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisinin araştırıldığı bu çalışmada kullanılan veriler tablo 1’de gösterilmiştir. Tablo 1: Çalışmada Kullanılan Veriler Değişkenler Tanımlanması Kaynak Dönem DYY Doğrudan Yabancı Sermaye Girişi (% GSYH) World Bank 1980-2013 Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla EO Yukarıda verilen çalışma verileri doğrultusunda regresyon modelini şöyle yazabiliriz: LEO 0 1LDYY t (1) (1) numaralı eşitlikte, 0 sabit terimi, 1 regresyon katsayısını, t hata terimini göstermektedir. 4. Yöntem Çalışmada kullanılan yöntemler sırasıyla; durağanlık testi, ARDL sınır testi ve TodaYamamoto Granger nedensellik testidir. Bu yöntemlerden aşağıda bahsedilmiştir. 4.1. Durağanlık Testi (Birim Kök Analizi) Zaman serisi verilerine dayalı ekonometrik analizlerde ele alınan serilerin durağan olmamasından kaynaklanan nedenlerle sahte regresyon sorunu ortaya çıkmaktadır. Bu durumda serilerin durağan hale getirilmesi gerekmektedir. Serilerin durağanlığının belirlenmesinde Genişletilmiş Dickey-Fuller (ADF) birim kök testi kullanılmaktadır. ADF testi için üç model bulunmaktadır. Bunlar: m Yt Yt 1 1Yt i 1 t (2) i 2 The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 19, Aralık 2015, s. 159-172 Dilek Şahin 166 m Yt 0 Yt 1 1Yt i 1 t (3) i 2 m Yt 0 Yt 1 1 1Yt i 1 t (4) i 2 Bu testin sonucunda elde edilen değer Dickey-Fuller tarafından hesaplanan (Mackinnon tarafından yeniden düzenlenen) tablo değerleri karşılaştırılarak 0 hipotezi test edilmektedir. Sıfır hipotezi serinin durağan olmadığını ve birim köke sahip olduğunu( H 0 : 0 ) alternatif hipotez ise serinin durağan olduğunu yani birim kök içermediğini göstermektedir. Phillips-Perron Birim Kök Testi, Dickey-Fuller testinde otokorelasyon sorununu ortadan kaldırmak için bağımlı değişkenin gecikme uzunlukları modele eklenirken bu serbestlik derecesinin düşmesine neden oluyordu. Phillips-Perron birim kök testinde ise ilave gecikme ekleme yerine t testine parametrik olmayan bir düzeltme yapılmaktadır. Bu sayede serbestlik derecesi kaybı olmamaktadır. PP testleri için denklemler şu şekildedir: Yt 0 1Yt 1 t (5) Yt 0 Yt 1 2 (t T / 2) t (6) Bu regresyonda T gözlem sayısını, ut hata terimlerinin dağılımını göstermektedir. Hata teriminin beklenen ortalaması 0’a eşit olmaktadır. Ancak burada hata terimleri arasında içsel bağlantı olmadığı veya homojenlik varsayımı gerekli bulunmamaktadır. Bu nedenle PP testinde DF testinin bağımsızlık ve heterojenlik varsayımı terk edilmiştir. Aksine hata terimlerinin zayıf bağımlılığı ve heterojen dağılımı kabul edilmektedir. Böylelikle Phillips Perron, DF t istatistikleri geliştirilmesinde hata terimlerinin varsayımları hakkındaki sınırlamaları dikkate almamıştır. 4.2. Eş Bütünleşme İlişkisi ARDL modeli, eşbütünleşme testlerinde serilerin durağanlık özelliklerini önceden belirlenmesine ilişkin güçlükleri ortadan kaldırarak uzun ve kısa dönemli ilişkilerin varlığının analiz edilmesini sağlamaktadır. Serilerin bazılarının düzeyde bazılarının ise birinci farklarında durağan olmaları halinde çok değişkenli bir modelde eşbütünleşme analizi bu yöntemle yapılabilmektedir. Pesaran ve Shin (1997)’in yaptıkları çalışmada iki aşamalı bir strateji izlemektedirler. ARDL modelinde ilk olarak AIC’ne göre bağımlı ve bağımsız değişkenlerin gecikme sayıları belirlenmekte, daha sonra bu sıralamaya göre elde edilen modelden uzun dönem katsayıları ve onların standart hataları tahmin edilmektedir. Monte Carlo sonuçları güçlü şekilde bu iki aşamalı tahmin yöntemi lehinde olduğuna işaret etmektedir ve bu strateji açıklayıcı değişkenlerin I(0) ya da I(1) olup olmamasıyla ilgili olmaksızın, ele alınan modelin içsel açıklayıcı değişkenlere sahip olsa bile çalışıyor görünmektedir ARDL testi yaklaşımının temel olarak üç aşamadan oluşmaktadır. İlk aşamada değişkenler arasında uzun dönemli ilişkinin bulunup bulunmadığı sınanırken, eş bütünleşme varlığı koşulu altında ikinci ve üçüncü adımlarda ise sırasıyla uzun ve kısa dönem elastikiyetleri elde edilir. Testin ilk aşamasında kullanılan sınırsız hata düzeltme modeli aşağıdaki gibidir: The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 19, Aralık 2015, s. 159-172 167 Türkiye’de Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Ardl Sınır Testi Yaklaşımı m m i 1 i 0 LEOt 0 1i LEOt i 2i LDYYt i 3 LEOt 1 4 LDYYt 1 t (7) Modelde yer alan Δ birinci dereceden farkları göstermektedir. Eşbütünleşme ilişkisinin varlığını sınamak amacıyla öncelikle farkı alınmış değişkenlerin gecikme uzunluğunu gösteren değerine karar vermek gerekmektedir. Bu amaçla literatürde Akaike (AIC) ve Schwarz (SIC) gibi bilgi kriterleri kullanılmaktadır. Gecikme uzunluğunun belirlenmesinden sonra ilgili değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisi olmadığını gösteren temel hipotez yukarıdaki modelde yer alan bağımlı ve bağımsız değişkenlerin düzey değerlerinin bir dönem gecikmeli değerlerinin anlamlılığının sınanmasıyla test edilebilir. Burada test edilen temel hipotez aşağıdaki gibidir: H 0 : 3 4 5 0 Kritik değerler için Pesaran vd. (2001) tarafından yapılan çalışmalarında değişkenlerin tamamen I(0) veya I(1) olmalarına göre sınırlar verilmiştir. Eğer hesaplanan F istatistiği bu iki sınırın dışında ise değişkenlerin eş bütünleşik olup olmamalarına dair bir çıkarımda bulunmak mümkün değildir. Eğer hesaplanan F istatistiği kritik değerlerin üst sınırından daha büyük ise değişkenler arasında eş bütünleşme ilişkisi olmadığını gösteren temel hipotez reddedilirken bu değerin kritik değerlerin alt sınırından küçük olması halinde ise bu ilişkinin olmadığını gösteren temel hipotez reddedilemez. Hesaplanan F istatistiğinin iki sınırın arasında olması halinde ise sınır testine göre değişkenler arasındaki eş bütünleşmenin varlığına yönelik bir yorum yapılamaz. Değişkenler arasında eş bütünleşme ilişkisinin bulunması halinde, ARDL sınır testi yaklaşımının ikinci aşamasında değişkenler arasında uzun dönem ilişkisinin analizi için gecikme uzunluğu bilgi kriterleriyle kurulmalıdır. Aşağıda uzun dönem ARDL modeli görülmektedir. m m i 1 i 0 LEOt 0 1i LEOt i 2i LDYYt i t (8) Değişkenler arasındaki kısa dönem ilişki ise ARDL’ye dayanan hata düzeltme modeliyle elde edilmektedir. Bu modelde ECT ile gösterilen değişken hata düzeltme terimidir. Bu terimin katsayısının 0 ile -1 arasında olması halinde uzun dönem denge değerine tekdüze bir şekilde yakınlaşma söz konusudur. m m i 1 i 0 LEOt 0 LEOt i 1i LDYYt i ECTt i t (9) 4.3.Toda-Yamamoto Granger Nedensellik Testi Granger nedensellik analizi spesifik parametrelere sıfır kısıtlamalarını gerektirdiği için test istatistiği Wald veya X 2 testi uygulanarak elde edilmektedir. Ancak, VAR modellerinin durağan olmayan değişkenler içerdiği durumlarda F veya X 2 dağılımları standart olmayan asimptotik özelliklere sahip olabilmektedir. Diğer bir ifadeyle, Granger nedensellik için uygulanan Wald testlerinin VAR sisteminin eş bütünleşme özelliklerine bağlı olarak standart olmayan limit dağılımlarıyla sonuçlanmaktadır. Bu sorunun giderilmesinde Toda ve Yamamoto (1995) tarafından önerilen yaklaşımlar kullanılmaktadır. Bu yaklaşımların temel özelliği, VAR The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 19, Aralık 2015, s. 159-172 Dilek Şahin 168 modellerinin tahmininde serilerin seviye değerlerinin kullanılması ve serilerim birim kök ve eşbütünleşme özelliklerine duyarlı olmamalarıdır. Bu testlerin uygulanmasında ilk yapılması gereken VAR modeli için uygun gecikme uzunluğunun (p) belirlenmesidir. Toda-Yamamoto (1995) yönteminde bir VAR ( p d ) tahmin edilmesi gerekmektedir. Tahmin edilen VAR ( p d ) modeli aşağıdaki gibidir: pd pd i 1 i 1 Yt 0 1 (i d )Yt (i d ) 2(i d ) X t (i d ) 1t pd p i 1 i (10) X t 0 1(i d )Yt (i d ) 2(i d ) X t (i d ) 2t (11) Denklemde d serilerin maksimum bütünleşme derecesini göstermektedir. TodaYamamoto testinde dikkat edilmesi gereken nokta, Granger nedensellik analizi için standart Wald testlerinin ilk p katsayı matrisi üzerine uygulanmasıdır. Böylelikle eşitlikte, X t değişkeninden Yt ‘ye doğru Granger nedensellik yoktur. Sıfır hipotezi H 0 : 2i 0 biçiminde tanımlanır ve ve buna Wald (F testi) uygulanır. Esasında nedensellik testi uygulanırken, VAR modelinde d gecikme değerlerine ait parametreler üzerine kısıtlamalar konulmamaktadır. 5.Ampirik Bulgular Çalışmada ilk olarak değişkenlerin durağanlık mertebesini tespit edebilmek için ADF ve PP birim kök testleri yapılmıştır. ADF birim kök testi sonucuna göre, DYY değişkeni düzeyde durağan iken, EO değişkeni birinci farkı alındığında durağan hale gelmektedir. Dolayısıyla DYY değişkeni I(0), EO değişkeni ise I(1)’dir. PP birim kök testi sonucuna göre ise DYY değişkeni düzeyde durağan iken, EO değişkeni farkı alındığında durağan hale gelmektedir. Bu nedenle DYY değişkeni I(0) iken EO değişkeni I(1)’dir. Tablo 2: ADF Birim Kök Test Sonucu Değişken Düzey/Birinci Fark DYY Düzey Birinci Fark EO Düzey Birinci Fark ADF PP Sabitli SabitliTrendli Sabitli SabitliTrendli -2.843 -4.294* -2.884 -4.325* (-2.954) (-3.552) (-2.954) (-3.552) -7.901* -7.763* -15.757* -19.369* (-2.957) (-3.557) (-2.957) (-4.273) -0.086 -2.499 -0.081 -2.623 (-2.954) (-3.552) (-2.954) (-3.552) -5.711* -5.657* -5.712* -5.657* (-2.957) (-3.557) (-2.957) (-3.557) The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 19, Aralık 2015, s. 159-172 169 Türkiye’de Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Ardl Sınır Testi Yaklaşımı Not: %5 düzeyinde anlamlılığı göstermektedir. Çalışmaya konu olan değişkenlerin bir kısmı I(0) bir kısmı I(1) olduğu için değişkenler arasında uzun dönemli ilişki olup olmadığını tespit edebilmek için Johensen eşbütünleşme testi yapılamaz. Bunun için Sınır testi (ARDL) uygulanabilir. ARDL testinin uygulanabilmesi için ilk olarak F istatistik değerinin belirlenmesi gerekmektedir. F değeri ve kritik değer sonuçları Tablo 3’de görülmektedir. Tablo’da görüldüğü üzere hesaplanan F istatistiği Pesaran’ın kritik değerini aştığı için seriler arasında eş bütünleşme ilişkisinin varlığı tespit edilmiştir. Seriler arasında bir eş bütünleşme ilişkisi tespit edildiğinde uzun ve kısa dönem ilişkileri belirlemek için ARDL modeli kurulabilir. Tablo 3: Sınır Testi Sonuçları k F-istatistiği 1 6.996 %5 Anlamlılık Düzeyinde Kritik Değer Alt Sınır Üst Sınır 5.94 5.73 Not: k, bağımsız değişken sayısıdır. Kritik değerler Pesaran vd.,(2001)’deki Tablo CI(III)’ten alınmıştır. Uzun dönem katsayılarının anlamlılık sonuçları ise Tablo 4’de görülmektedir. Uzun dönem katsayılar incelendiğinde DYY (doğrudan yabancı sermaye yatırım) değişkenin istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir. DYY değişkeni %5 düzeyinde anlamlı ve pozitiftir. Tablo 4: Uzun Dönemli ARDL (1,1) Modeli Değişkenler Katsayı Standart Hata t-ist Olasılık Değeri DYY 0,7048 0.139 5.064 0.000 Kısa dönem katsayılar değerlendirildiğinde hata düzeltme teriminin(ECM) istatistiksel olarak anlamlı ve negatif işaretli olduğu görülmektedir. Dolayısıyla kısa dönemde meydana gelen dengeden sapmalar uzun dönemde dengeye yaklaşmaktadır. Uzun dönemde anlamlı olan DYY değişkeni istatistiki olarak kısa dönemde anlamlı değildir. Tablo 5: Kısa Dönem ARDL (1,1) Modeli Değişkenler Katsayı Standart Hata t-ist Olasılık Değeri ∆DYY 0.028 0.052 0.541 0.592 ECM (-1) -0.176 0.080 -2.205 0.035 ARDL testinden sonra değişkenler arasında nedensellik ilişkisi olup olmadığını tespit edebilmek için Toda-Yamamoto (1995) nedensellik testi uygulanmıştır. Toda-Yamamoto The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 19, Aralık 2015, s. 159-172 Dilek Şahin 170 nedensellik testi sonuçlarına göre, doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve ekonomik büyüme arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi olduğu görülmektedir. Tablo 6: Toda Yamamoto Granger Nedensellik Testi Hipotez M-Wald Olasılık Değeri (p değeri) Nedensellik 2 5.684 0.017* Var 2 7.066 0.007* Var Gecikme Uzunluğu ( k d max ) EO DYY DYY EO 6. Sonuç Küreselleşme süreciyle birlikte ülkeler arasındaki engellerin ortadan kalkması beraberinde doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına olan ilgiyi de artırmıştır. Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ev sahibi ülkeye döviz girişi sağlamak, ülkenin sermaye stokunun artmasına yardımcı olmak, üretim kapasitesini genişletmek, istihdam yaratmak ve ülkeye teknoloji transferi sağlamak gibi yararları bulunmaktadır. Bu çalışmada Türkiye’de 1980-2013 dönemleri arasında doğrudan yabancı sermaye yatırımları ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki analiz edilmiştir. Bu analiz için ARDL sınır testi kullanılmıştır. Daha sonra Toda-Yamamoto Granger nedensellik testi uygulanmıştır. ARDL testi sonucunda ekonomik büyüme değişkeninin bağımlı değişken olduğu model istatistiksel olarak anlamlı çıkmıştır. Ayrıca doğrudan yabancı sermaye yatırımlarından ekonomik büyümeye uzun dönemde istatistiksel olarak anlamlı ilişki tespit edilmiştir. Nedensellik testi sonucunda ise ekonomik büyüme ve doğrudan yabancı sermaye yatırımları arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi olduğu görülmüştür. KAYNAKLAR AKINLO, Taiwo; AKINSOKEJI, Rogers; OZIEGBE, Tope. (2013). “Determinant of Foreign Direct Investment in Ten African Countries: A Panel Data Analysis”, Asian Journal of Business and Management, C.1, S.5, s.232-237. ALAGÖZ, Mehmet; ERDOĞAN, Savaş; TOPALLI, Nurgül. (2008). “Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları ve Ekonomik Büyüme: Türkiye Deneyimi 19922007”, Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C.7, S.1, s.79-89. ARIK, Şebnem; AKAY, Beyhan; ZANBAK, Mehmet. (2013). “Doğrudan Yabancı Yatırımları Belirleyen Faktörler: Yükselen Piyasalar Örneği”, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, s.97-110. The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 19, Aralık 2015, s. 159-172 171 Türkiye’de Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Ardl Sınır Testi Yaklaşımı AWAN, Rehmat; JAVED, Khalid; SHER, Falak. (2012). “Foreign Direct Investment, Economic Growth, Trade and Domestic Investment Relationship: An Econometric Analysis of Selected South Asian Countries”, Interdisciplinary Journal of Contemporary Research in Business. C.3, S.9, s.925-942. AWOSUSI, Omojola; AWOLUSI, Olawumi. (2014). “Technology Transfer, Foreign Direct Investment and Economic Growth in Nigeria”, Council for the Development of Social Science Research in Africa, C.39, S.2, s.1-20. CARP, Lenuta ; POPA, Diana. (2013). “ The Relationship Between Foreign Direct Investment, Trade and Economic Growth in Bulgaria and Romania under the Impact of the Globalization”, Conference of Informatics and Management Sciences, s. 168-172. ÇEŞTEPE, Hamza; YILDIRIM, Ertuğrul; BAYAR, Melike. (2013). “Doğrudan Yabancı Yatırım, Ekonomik Büyüme ve Dış Ticaret: Toda-Yamamoto Yaklaşımıyla Türkiye’nin Nedensellik Kanıtları”, Akdeniz İ.İ.B.F. Dergisi, C.27, s. 1-37. ÇİNKO, Levent. (2009). “Doğrudan Yabancı Sermaye Hareketlerinin Makro Ekonomik Etkileri”, Marmara Üniversitesi İİBF Dergisi, C.26, S.1, s. 117- 131. DELE, Awolusi. (2012). “ Foreign Direct Investment and Economic Growth in Nigeria: A Vector Error Correction Modeling”, Journal of Research in Economics and International Finance (JREIF), C.1, S.3. s.58-69. DOĞAN, Eyup. (2013). “Foreign Direct Investment and Economic Growth: A Time Series Analysis of Turkey, 1979-2011”, Çankırı Karatekin Üniversitesi İktisadi ve İdari bilimler Fakültesi Dergisi, C.3, S.2, s.239-252. EKİNCİ, Aykut. (2011). “Doğrudan Yabancı Yatırımların Ekonomik Büyüme ve İstihdama Etkisi: Türkiye Uygulaması (1980‐2010)”, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF Dergisi, C.6, S.2, s.71-96. GÖÇER, İsmet; PEKER, Osman. (2014). “Yabancı Doğrudan Yatırımların İstihdam Üzerindeki Etkisi: Türkiye, Çin ve Hindistan Örneğinde Çoklu Yapısal Kırılmalı Eşbütünleşme Analizi”, Yönetim ve Ekonomi, C.21, S.1, s.108-123. GÜLMEZ, Ahmet. (2015). “Türkiye’de Dış Finansman Kaynakları Ekonomik Büyüme İlişkisi: ARDL Sınır Testi Yaklaşımı”, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, C. 11, S. 2, s.139-152. GÜRSOY, Faruk; KALYONCU, Hüseyin. (2012). “Foreign Direct Investment and Growth Relationship in Georgia”, International Journal of Economics and Financial Issues, C. 2, S. 3, s.267-271. HASEEB, Muhammad; HARTANI, Nira; BAKAR, Nor; AZAM, Muhammad; HASSAN, Sallahuddin. (2014). “ Exports, Foreing Direct Investment and Economic Growth: Empirical Evidence From Malaysia (1971-2013)”, American Journal of Applied Sciences C.11, S.6, s.1010-1015. INSAH, Baba. (2013). “Foreign Direct Investment Inflows and Economic Growth in Ghana. International Journal of Economic Practices and Theories”, C.3, S.2, s.115-121. The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 19, Aralık 2015, s. 159-172 Dilek Şahin 172 KARPUZ, Filiz ; KIZILTAN, Alaattin. (2014). “Türkiye’de Kısa Vadeli Yabancı Yatırımlar İle Reel Döviz Kuru Arasındaki İlişki”, EKEV Akademi Dergisi, Y. 18, S. 60, s.197-210. LEITAO, Nuno ; RASEKHI, Saeed. (2013). “The Impact of Foreign Direct Investment on Economic Growth: the Portuguese Experience”, Theoretical and Applied Economics, C. 20, S.1, s.51-62. MING, Hsia. (2014). “Foreign Direct Investment, Trade and Economic Growth in Taiwan”, Modern Economy, C.5, s.21-23. MUHAMMAD, Lawal; LJIRSHAR, Victor. (2015). “ Empirical Analysis of the Relationship Between Foreign Direct Investment and Economic Growth in Developing Countries Evidence from Nigeria”, International Journal of Emerging Technology and Advanced Engineering, C.5, S.6,s.27-37. NWOS, Philip; AGBELUYI, Ajibola; SAIBU, Olufemi. (2011). “Causal Relationships Between Financial Development, Foreign Direct Investment and Economic Growth the Case of Nigeria”, International Journal of Business Administration, C.2, N.4, s.93-103. SGHAIER, Imen ; ABIDA, Zouheir. (2013). “Foreign Direct Investment, Financial Development and Economic Growth: Empirical Evidence from North African Countries”, Journal of International and Global Economic Studies, C.6, S.1,s.113. SICHEI, Moses ; KINYONDO, Godbertha. (2012). “Determinants of Foreign Direct Investment in Africa: A Panel Data Analysis”, Global Journal of Management and Business Research, C.12, S.18, s.85-97. SIMIONESCU, Mihaela. (2014). “The Relationship Between Trade and Foreign Direct Investment in G7 Countries a Panel Data Approach”, Journal of Economics and Development Studies, C.2, S.2, s.447-454. SÖYLEMEZ, Arif; YILMAZ, Ahmet. (2012). “Türkiye Ekonomisinde Finansal Serbestleşme Döneminde Uluslararası Sermaye Girişi-Büyüme İlişkisi”, Munich Personal RePEc Archive (MPRA), s.1-19. ŞEN, Ali; SARAY, Ozan. (2010). “Türkiye’de Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımlarının Ekonomik Büyümeye Etkisi: Panel Veri Analizi”, Akademik Araştırmalar ve Çalışmalar Dergisi, s.22-30. YOUNUS, Hafiz; SOHAIL, Amir; AZEEM, Muhammad. (2014). “Impact of Foreign Direct Investment on Economic Growth in Pakistan”, World Journal of Economic and Finance, C.1, S.1, s.2-5. The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 19, Aralık 2015, s. 159-172