devlet ve hukuk bağlamında hobbes, rousseau ve kant da özgürlük

advertisement
DEVLET VE HUKUK BA LAMINDA HOBBES,
ROUSSEAU VE KANT’TA ÖZGÜRLÜK SORUNU
Mesut YILDIZ
Özgürlük konusu, felsefenin en önemli problemleri aras nda olmas na
kar n, ayn zamanda, günümüz siyasi ve ahlaki ya am n n en canl
hareketlerinden biridir. Çünkü, günümüzde insanlar, özgürlü'ü insan olma
ile özde tutmakta ve en yüce de'erlerden biri olarak görmektedirler. Tabi
ki, özgürlük konusunda bir tak m sorunlar vard r. Bunlara bakt ' m z zaman
bu sorunlar soru halinde u ekilde ifade edebiliriz: Özgürlük nedir?, Bizler
gerçekten özgür müyüz?, Özgürsek hangi ortalar da ya da durumlarda
özgürüz?, Özgürlü'ün k s tlanmas n göz önüne ald ' m zda, ortaya konulan
yasalar n etkisinin nas l ve ne ekilde oldu'u ya da bu yasalar n özgürlü'e
olumlu mu yoksa olumsuz mu yönlerinin olup olmad ' söz konusudur. - te
bu tür sorular dü ünürler aras nda da farkl görü lere yol açm t r. Fakat bu
farkl l k di'er konular dan farkl olarak ortaya konulan dü üncelerin o
dönem içindeki toplumun durumu ile bir paralellik içinde oldu'unu
söyleyebiliriz. Çünkü, bir toplum s k nt l günler geçiriyorsa ve o s k nt n
kayna' nerede ise o insanlar özgürlü'ü o s k nt n n giderilmesi ile elde
edilebilece'ini dü ünebiliriz. Bunun yan nda rahat toplumlarda da özgürlük
farkl alanlarda aranabilmektedir. Tabi ki, her toplumda ortak olan ideale
ula ma dü üncesi, insanlar n rahat içinde ya am arzusu da ortak özgürlük
duygusuna da yol açmaktad r. Böylelikle toplum halinde ya ayan insanlar n
özgürlü'ünde söz edebilece'imiz gibi, birey ile devlet ars ndaki özgürlü'ün
varl ' da söz konusudur. Buradan hareketle bu konu üzerine kendi
dönemlerine damgalar n vurmu ve halen de günümüz de hakl olarak izleri
devam eden üç dü ünürü yani; Hobbes, Rousseau ve Kant ele alamaya
çal aca' m.
Hobbes’a bakacak olursak,Hobbes,insan ve insan do'as üzerindeki
dü üncelerini genelde siyaset ve devlet anlay
içinde ifade eden
dü ünürdür.Hobbes ‘un görü lerinin temelinde, devlet olmad ' do'a
durumunda insanlar n birbirlerinin kurdu olduklar yatar.Hobbes, bundan
dolay , önce bar ve güvenlik için gerekli ko ullar çözümler, sonrada
önerdi'i toplum sözle mesi çerçevesinde bu ko ullar n yerine getirildi'i
ideal devleti olu turma yoluna gider.Hobbes “Leuiathan” eserinde,insanlar n
1
do'u tan hem zihin hem zihinel hem de beden olarak e it oldu'unu
dü ünmekte.Sonrada , bu e itlik durumunda , insanlar n amaçlar na ula ma
bak m ndan güvensizlik ortam yarataca' n , böylelikle de güvensizlik
ortam n n olu mas yla da sava ve çat ma durumunun ortaya ç kaca' n
dü ünmekte.- te , insan bencil varl k oldu'undan , bu sava durumunda
birbirlerini egemenli'i alt na almaya çal acakt r.Hobbes’e göre,insanlar
ayn zamanda ak ll varl klard r da. Böyle insanlar hayatta kalabilmek ve
sürdürebilmek için ak llar n kullanarak,di'er insanlarla uzla man n yollar n
ararlar.O halde, bar için insanlar birbirlerine zarar vermeyeceklerini
taahhüt ettikleri bir sözle meye girerler. - te, taraflar biraraya toplayacak
olan devlet ve egemenin varl ' da burada ortaya ç kar. Burada, insanlar hem
bar için sözle meye girerler hem de kendilerinin bu sözle meye itaat
ettirecek ve uymayanlar cezanland racak bir egemeni kendi aralar ndan, ona
da iktidar ve yetki verirler. Hobbes ‘un egemen hakk ndaki görü leri ise,
egemen tek ki i olacak ve egemenin uyruklar üzerindeki egemenli'i mutlak
k lacakt . Bu durum, Hobbes a göre;hem gerekli hem de do'al durumdur.
Hobbes a göre,egemen,her davran hakl ve do'rudur. Yasalar yapan da
egemenin kendisidir. O halde egemen, ne yaparsa yasad r ve ya egemen
yasan n kendisidir.
Burada gördü'ümüz gibi, Hobbes do'al hak durumunu savunmakta
ama do'al hukukunda bar ve güvenlik içinde kaç n lmaz bir ko ul olarak
görmektedir. Bunun yan nda ise, Hobbes un devlet ekli olarak da, tek
ki inin mutlak yönetimi(Mutlak Monar i) olarak belirleyebilmekteyiz.
Hobbes un Özgürlük dü üncesi de, devlet anlay
ile ba'da r.
Hobbes, Leviathan eserinde özgürlü'ü u ekilde tan mlamaktad r: “
Özgürlük , d engellerin yoklu'udur. Bu engeller ço'u zaman insan n
diledi'ini yapma gücünün bir bölümünü elinde alabilirler, fakat kendisinde
kalan gücü muhakeme ve akl n n emretti'i ekilde onu al koyamazlar.” Bu
tan ma bakt ' m zda uyruklar n egemenin koydu'u yasaya uyma
zorunlulu'u var. Yani, uyruklar yasal n i e kar mad ' yerlerde özgürdürler.
O zaman Hobbes a u sorular sorabiliriz: Egemenin yasay kendisinin
olu turmas di'er insanlar n özgürlü'ünün k s tlanmas anlam na gelmez mi?
Bunu yan nda bütün yetkileri, yasa yapmay egemene yüklemekle,
uyruklar n özgür olduklar n ç karabilir miyiz? Yoksa, egemeni s n rs z
özgürlü'e sahip olarak m görürüz? Tabi ki Hobbes, çat ma durumunda
insanlar n, özgür oldu'unu söylerken, ortaya koydu'u sözle me ile de,
uyruklar n bütün haklar n alarak egemenin özgürlü'ünü s n rs z durumuna
getirmi tir.
2
Rousseau ya bakt ' m z da ise; Rousseau da, Hobbes gibi insanlar n
do'ak durumundan hareket eder ve insanlar n ve insanlar n bu do'al
durumdan bir sözle me ile siyasal topluma geçtiklerini ileri sürer. Do'al
durumu Rousseau, Hobbes dan farkl olarak insanlar n bir sava durumu
olmaktan çok herkesin e it ve özgür bir biçimde ya ad ' bir genel mutluluk
durumuydu. Ama, Mülkiyetin ortaya ç kmas yla bu mutluluk durumu
bozulmu tu. Bundan dolay , insanlar, kaybettikleri bu özgürlük, e itlik ve
mutlulu'u tekrar, yaln z bu kez siyasal toplumda kazanmalar n sa'layacak
bir düzeni yaratmalar gerek. - te Rousseau ya göre,insan ve insanl ' n
yapabilece'i ey, Hobbes gibi bencilli'e de'il e itlik ve özgürlü'e dayal bir
“Toplumsal Sözle me” zemininde erdemli bir ya ama ula mak ve ahlaksal
mutlulu'u gerçekle tirmektir. Bu toplum sözle mesi ile art k her uyru'un
ki ili'i, yani özgürlük ve ç karlar ortak bir güç taraf ndan savunulacak ve
korunacakt r. Bu toplum biçimi sayesinde de herkes herkesle birle ecek,
yasaya itaat eden her bir insan n, asl nda kendine itaat etmi olacak ve
böylece eski do'al durumdaki gibi özgür ve e it kalacakt r. Burada Rousseau
nun özgürlük dü üncesinin temelini bulabiliriz. ?öyle ki, insanlar n ortak
ç karlar na uyan, konular n, yasalar n kendilerinin koymas ve onu da,
kendilerinin kulland ' n ç karabiliriz. Rousseau da egemen güç yasan n
kayna' olarak, halk n iradesinde bulur. Bu da Rousseau da, “Genel
-stenç”durumunu ortaya ç kar r. Egemen, genel istencin uygulanmas ndan
olu ur ve halk n kendisidir. Halk ayn zamanda yasama gücüdür. Bunun
yan nda genel istenç, yan lmaz ve her zaman hakl d r. Çünkü, Rousseau ya
göre, bunlar n kayna' nda insan akl vard r. Bura da gördü'ümüz gibi,
Rousseau da bulunan egemen dü üncesi, Hobbes daki gibi ayn özellikleri
ta rken, her ikisinde de egemenin içeri'i de'i mektedir.
Rousseau nun, bu dü üncelerinde özgürlü'ün genel istencin içerisinde
oldu'unu görebilmekteyiz. Rousseau, toplumsal sözle me ile do'al
özgürlü'ün ortadan kald r ld ' n , uygar özgürlü'ün kazan ld ' n
dü ünmekte. Bunun yan nda Rousseau, genel istenç ile özgürlük aras ndaki
ili kiyi u ekilde dile getirir:” Genel istenç, her insan n gerçek istencidir.
Di'er yandan, kendi istencini izlemek özgürce davranmakt r. Bu yüzden
kendi istencini, genel istence uydurmaya zorlamak, özgür olmaya
zorlanmakt r. Genel istenç, oylar n say m yoluyla bulunur. Öyleyse, oylar n,
benim kendi görü üme üstün ç kt ' zaman, bu benim yan lm oldu'umdan
ve genel istenç olarak dü ünmü oldu'umun böyle olmad ' ndan ne daha
ço'unu ne de daha az n tan tlar. E'er kendi tikel istencim, üstün gelmi
olsayd , istencim olan n kar t n elde etmi olacakt m ve özgür
3
olmayacakt m.” Burada anla lan, özgürlü'ün, halk n iradesine, genel istence
ba'l oldu'unu vurgulamaktad r. Yaln z Rousseau az nl klara hak
vermezken, bunun yan nda az nl ' n devaml yan lm
olaca' n
dü ünmekte, bu da genel özgürlü'e ayk r dü mektedir. Fakat Rousseau nun
özgürlük dü üncesi, Hobbes a göre akla daha yatk n görülmektedir. Bir de u
durum var ki, genel istenç de halk n ortak ç karlar her zaman olacak m ?
Dü ünceler her zaman uyu acak m ? Örne'in, bir seçim esnas nda, insanlar
oy kullanarak, hükümeti ortaya ç karmaya çal rlar. Burada, her partinin
kendine özgü dü ünceleri ve ortak hedefleri vard r. Ayn ekilde , oy veren
insanlar da kendi dü üncesine yatk n olan ve hedeflerin daha iyi oldu'u
dü üncesiyle de kendine yak n bir partiye oy verir. Buradan hareketle o
zaman bir parti içinde ki insanlar n bu ortak dü ünceye ra'men her zaman
her konuda uyu acaklar n söyleyebilir miyiz? Tabi ki, mutlaka belirli
anla mazl klar ç kabilmektedir. O zaman ortak dü üncedeki bir parti içinde
de farkl dü ünceler de ortaya ç kabilir. Burada Rousseau nun dü ündü'ü
özgürlük de etkilenebilir. Fakat yine de Rousseau nun ortaya koydu'u
özgürlük dü üncesi, Hobbes un anlay na göre, toplum ve toplum içindeki
bireylere daha fazla hak tan d ' n ve özgürlü'ü daha da geni letti'ini orta
koyabiliriz.
-. Kant da ise, durum biraz daha farkl la makta ama Rousseau ile belli
paralel yönleri bulunmaktad r. Kant, Hobbes ve Rousseau dan farkl olarak,
dü üncelerini ahlak yasalar üzerine kurmu tur. Kant n ahlak ö'retisi de
ödev duygusuna dayan r. Ona göre, insan otonom(özerk) bir varl kt r. Yani
bir insan kendi yasas n kendisi koyar ve kendi koydu'u yasaya itaat etmesi
de onun özgürlü'üdür. Kant, ahlak ö'retisi ile özgürlü'ü ba'da t rmaktad r.
Çünkü, Kant a göre; Özgürlülük yoksa ahlakl l k da yoktur ve ahlak yasas na
göre eylemek, özgür olmaktan ba ka bir ey de'ildir.Ayn zamanda da
eylemlerimiz içerisinde, özgürce yapt ' m z eylemlerimiz ahlaki
eylemlerdir. O zaman Kant da u ak l yürütmeyi yapabiliriz: Kant da ayn
zamanda, ödevden do'an eylemler de ahlaki eylemlerdir. O halde diyebiliriz
ki; özgürce yap lan eylemler, Kant da ödevden do'an eylemlerdir. Buradan
hareketle,Kant n Hukuk ve Devlet anlay n n temelini de ahlak ö'retisi
olu turmaktad r.Yani Kant’ n otonom varl k anlay , devlet ve hukuk
dü üncesi içerisinde de geçerlidir. Çünkü, Kant a göre, yurtta yasan n hem
sujesi hem de objesidir, yani o kendisinin koymu , kendisinin özgür olarak
onam oldu'u bir yasaya kendisini ba'lamal d r. Burada Kant rousseau ile
bir benzerlik göstermektedir. Çünkü, Rousseauda da gördü'ümüz gibi halk,
genel istenç yoluyla,kendi yasalar n , özgür iradeleri ile ortaya koyma gibi
4
durumlar vard .Fakat yine Kant ,Rousseau gibi kat bir demokrasiyi
öngörmemektedir.Çünkü, Kant’ n olu turdu'u ideal devlet liberal
demokrasiye yatk
iken Rousseau’da, cumhuriyetçi demokrasiyi
görmekteyiz.Böylelikle
,kant’ n
özgürlük
anlay ndan
söz
ederken,öncelikle, özgürlü'ün hangi ahlaksal kurallara ba'l oldu'unun
belirlenmesi gerekmektedir. Buradan da, devlet ve hukuk düzeninden
insanlara kar sa'lanacak özgürlük içinde ahlak kurallar ön plana
al nmal d r. Yani, bu devlet içerisinde, hukuk devleti içinde, egemen ve
uyruklar n davran lar , ahlaksal aç dan ödev duygusuna dayan yorsa, bu
devlet ve hukuk, uygunluk te kil eder, dolay s yla da uyruklar n özgürlü'ü
de kendi içerisinde sa'lanm olur. Bunun yan nda Kant, özgürlü'ü, istenilen
her eyin yap lmas bak m ndan da ele almaz. -nsan kendi özgürlü'ünü
s n rlayabilmelidir de. -nsanl ' n amac , evrensel bir hukuk devleti, tam
adaletli bir yurtta lar anayasas d r. Buradan da Kant n yurtta lar n
özgürlü'ünün sa'lanmas ve bunun için sa'lanmas ve bunun içinde
çal mas gerekti'ini vurgulamaktad r. O zaman Kant da unu dü ünebiliriz:
-nsanlar özgür bir eylem içerisinde egemeni olu turmaktad r. Bu eylem
özgürce oldu'undan Kant da ahlaki bir eylemdir. Ayn zamanda, egemenin
ödev duygusuna dayanarak ahlaki eylemleri gerçekle tirmesi de, yurtta lar n
özgürlü'ünü ortaya koymakta. Çünkü, bu eylem, ahlaki eylem oldu'undan,
Kant da özgürlük olarak yans yacakt r.
Burada, Hobbes, Rousseau ve Kant , devlet ve hukuk ba'lam nda,
özgürlük anlay lar n tek tek ele ald k. K saca, bu dü ünceleri
kar la t racak olursak; ilk olarak Hobbes un, özgürlük konusunda,
uyruklar n özgürlü'ünü k s tlad ' n söyleyebiliriz. Çünkü, egemenin tek ki i
olmas , bütün yasay kendisinin ortaya koymas , egemenin özgürlü'ünün
s n rs z duruma getirirken, uyruklar n özgürlü'ünü k s tlad ' n
dü ünebiliriz. Rousseau ve Kant’ n özgürlük dü ünceleri, Hobbes a göre
daha
akla
yatk n
ve
geni
alanl
özgürlük
ortaya
koymaktad r.Çünkü,Rousseau’da , genel istenç üzerine olu an özgürlük,
halk n kendisine b rak lm ve mal edilmi tir.Kant’ n dü üncesinde ise
;insanlar kendi yasas n olu turmakta,kendi yasas na da uygunluk
göstermektedirler.Buda
bize
felsefede
Reflexion
dü üncesini
an msat r.Çünkü Rousseau ve Kant’da ,özgürlük halk n kendisinin koydu'u
yasalar n,tekrar kendilerine dönerek olu turdu'unu görmekteyiz.Yaln z Kant
, Rousseau’dan fakl olarak de'indi'imiz gibi ,devleti ve özgürlü'ü ahlak n
temeline yerle tirmi tir.
5
Sonuç olarak, Hobbes, Rousseau ve Kant’ta özgürlük sorunu ,
insanlar n do'a durumundan kurtulup bir sözle me dahilinde , do'al hukuka
ula arak ortaya koyduklar ideal devlet dü ünceleri ile,özgürlü'ü s n rs z bir
özgürlük olmas n n önüne geçilme dü üncesinin bulundu'unu
görebilmekteyiz.
Bunlar n , bu dü üncelerin yan nda , ortaya konulan yasalar insanlar
özgürlü'ünü belirli alanlarda s n rland r yorsa da , bu insanlar n faydas na ve
yarar nad r.Çünkü,böyle bir durumun hem bizler hem de çevredeki insanlar
aç s ndan beraber ya aman n, bu beraberli'in de mutlu ekilde devam
etmesini sa'layacakt r. Yani ben ba kas na sayg l olurken ayn durumu
kendim üzerinde de görebilirim. Özgürlükler de özellikle de ortaya
koydu'umuz ya da koyaca' m z eylemlerimiz önemlidir. - te bunun önemi
de kar m zdaki insanlardan ya da insanlar n toplum halinde hep beraber
ya amas ndan kaynaklanmaktad r. Bunun için de, özgürlüklerimizde ne ifade
özgürlü'ü ne de dü ünce özgürlü'ü engellemez ama bu durum eyleme
geçti'i zaman art k özgürlük de'il de bu çat ma durumuna dönebilir.
Buradan hareketle Hobbes, Rousseau ve Kant’ n dü üncelerini her
yönüyle önemini anlamaktay z .Çünkü Hobbes bize farkl bir durum ortaya
koyarken Rousseau ve Kant da farkl bir durum ortaya koymaktad r. Hem de
bu dü ünceler halen özellikle de dünyaca ya anmaktad r. Yani Hem
Hobbes’un bencillik durumu, Rousseau’nun demokrat dü üncesi, Kant’ n da
ahlaksal dü üncesi halen dü ünülmekte, tart lmakta hatta bu dü ünceye
ula amayan insanlar ya da ülkeler dahi bulanabilmektedir.
Bunun için her konuda oldu'u gibi özgürlük konusunda da çok geni
çerçeve içinde dü ünmeli, en mant kl ve en do'ru yol bulunmal d r. Son söz
olarak, biz insanlar, özgürlükte temel olarak öncelikle toplum
halinde ya ad ' m z unutmamal ve di'er bir konu da etik bir temele dayal
olarak dü ünmeliyiz. Böylelikle bizler zannediyorum ki daha mutlu ve refah
içinde hep beraber ya ayabiliriz. Zaten amac m z bu ise bunlara çözüm
bulabiliriz. Yeter ki eri mek istedi'imiz nokta bu olsun.
Kaynakça
Arslan Ahmet Felsefeye Giri Vadi Yay., Ankara 1999..
Cevizci AHMET ; Paradigma Felsefe Sözlü ü , -stanbul 2000.
Copleston FREDER-CK (Çev:Ahmet YARDIMLI), Felsefe Tarihi
Ayd nlanma, -stanbul 1996.
Hobbes, THOMAS, Leviathan (Çev: S. Sim), 2. bask , -stanbul.
6
Gökberk Macit, Felsefe Tarihi, -stanbul 1998.
Rousseau, J.J. , Toplum Sözle mesi,(Çev: V. Günyol), -stanbul 1975.
Yaz c , SEDAT, Felsefeye Giri , -stanbul 1999.
7
Download