ilköğretim çağı çocuklarında cinsel eğitim ve cinsel istismardan

advertisement
İLKÖĞRETİM ÇAĞI ÇOCUKLARINDA CİNSEL EĞİTİM VE CİNSEL İSTİSMARDAN KORUNMA
Ülkemizde ve dünyada son yıllarda
hızla artmakta olan cinsel istismar ve çocuk
pornografisi topumlar için büyük bir yara
halini almaktadır. Bu durumu eğitimle
azaltmamız
mümkündür.
Bu
konu
yetişkinlerin ve çocukların eğitimleri olarak
ayrı başlıklar altında ele alınabilir. Benim
sizlerle paylaşmak istediğim konu, ‘ilköğretim
çağı çocuklarını eğiterek cinsel istismardan
nasıl koruyabiliriz ?’ sorusuna cevap teşkil
etmektedir.
Öncelikle
cinsel
eğitim
nasıl
verilmelidir? Bu soruya bir yanıt aramakla
başlamak daha sağlıklı olacaktır.
Çocuğun cinsel eğitimi ailede başlar. Bebek annesi tarafından emzirilirken,
bakımı yapılırken sevildiğini, korunduğunu hissetmesi temel güven duygusunun
oluşmasını sağlamaktadır. Bebeğini beslerken kucağına alan, günlük bakımını
yaparken ona gülümseyen bir anne bebeğinin kendine güvenmesini ve böylece
bebeğin de kendisini sevilen, beğeni uyandıran bir varlık olarak hissetmesini sağlamış
olur.
Bebeğin hayatının ilk aylarında annesiyle temas kurmasını sağlayan vücudu
zamanla onun haz kaynağı olmaya başlar. Karnı doyduğunda hissettiği haz, cinsel
bölgelerine dokunulduğunda ki hazzı, vücudunu tanımasını sağlamaktadır. Bebeğin
emme refleksi cinsel içgüdünün ilk aşamasını teşkil etmektedir. İlerleyen yıllarda
bebeğinin altının değiştirilmesi haz kaynağı olmaya başlar. Bebek bezinin genital
bölgede yaptığı baskı cinsel duyguların ilk aşamalarını oluşturmaktadır
İşte hayatının bu aşamalarından itibaren bebek cinselliği öğrenmeye başlar.
Kendi cinselliğine karşı merak içinde olan bebeğe ilk cinsel eğitimi, farkında olarak ya
da olmayarak anne babalar vermektedir. Bu da ebeveynlerin bu konuda doğru ve
yeterli bilgileri edinmiş olmalarını gerektirmektedir.
Çocuklarını cinsellik, ergenlik ve erinlik dönemi hakkında bilgilendirmek her
ebeveynin doğal görevlerinden biridir. Bu bilgilendirmeyi biz zamanında ve uygun bir
şekilde yapmazsak çocuklar bu bilgileri edinecek kaynakları farklı yerlerden
bulabilirler. Bu kaynaklar internet, komşu çocukları, arkadaşlar, ağabey ve ablalar
olabilmekle beraber onlardan faydalanmak isteyebilecek yabancılar da olabilir.
Çocuğunuzla cinsel gelişim konusunda sadece bir kere konuşmak yeterli
olmayacaktır. Bunu bir süreç olarak düşünüp farklı gelişim dönemlerindeki ihtiyaçlarını
ve çocuğunuzun kendi merakını göz önünde bulundurarak onu bilgilendirmelisiniz.
Çocuğunuzun anlayabileceğinden fazla ya da az bilgi vermemeli, özellikle de
ergenliğe gelmeden önce onu ergenlikte hangi değişimlerin beklediği konusunda
bilgilendirmelisiniz. Konuşurken sakin bir ses tonu kullanmalı, batıl inançlardan ve onda
korkulara yol açacak yanlış bilgilerden uzak durmalısınız. Nasıl
olsa çocuğunuz bir gün bunun doğrusunu öğrenecektir. Bu da
size karşı olumsuz duygular beslemesine sebep olabilecektir.
Çocuğa cinsel eğitimi veren kişinin çocuğun hemcinsi
olması da çok önemlidir. Anne ya da baba çocuğa o
dönemlerde kendisinin de yaşadığı sıkıntılar ve deneyimlerden
de örnekler verirlerse çocukla iletişimleri daha kolay olacaktır.
Ebeveynlerin,
kendi
değerlendirmelerini
çocuklarıyla
paylaşmaları, paylaşım ortamını da geliştirecektir.
BİLGİSAYAR VE İNTERNET KULLANIMI
Teknoloji ve haberleşme araçlarının gelişmesi zamane
çocuklarının dış dünyaya açılmasını kolaylaştırmış ve hızlandırmıştır. Bu durum
ebeveyn olarak bizlerin de bu hıza yetişerek çocuklarımızın uygun olmayan bilgi
kaynaklarından yanlış bilgiler edinmeleri engellemek için onların bir adım önlerinde
olmamızı da gerektirmektedir.
Artık birçoğumuzun evlerinde bulunan bilgisayar ve internet bu kaynaklardan
sadece biridir. Çocuklarımızı bilgisayar ve internet aracılığıyla ulaşabilecekleri
uygunsuz bilgi kaynaklarından uzak tutabilmek için öncelikle bilgisayarı onlardan
daha iyi bilmemiz ve farklı firmaların bizlere sunduğu filtre programlarından
yararlanmamız gerekmektedir. Bu sayede çocuklarımızı bizim gözetimimiz
dışındayken bile olumsuz uyaranlardan biraz da olsa uzak tutmuş oluruz. Ayrıca
bilgisayarları tüm ailenin ortak kullanım alanlarında bulundurmak, bilgisayar ve
internet kullanımını kurallarla belirlemek, bu kurallara tüm aile bireylerinin uymalarını
sağlamak ve çocuk bilgisayarla uğraşırken onunla aynı ortamda bulunmak da bir
çözüm olarak görülebilir.
Varsa evimizde bulunan ve cinsel içerik barındıran kitap, dergi, film gibi
dokümanları da onların ulaşamayacakları yerde muhafaza etmek gerekmektedir.
AKRAN İLİŞKİLERİ
Çocukların ilkokul çağlarında itibaren kendi cinselliklerine ve karşı cinse karşı
merakları giderek artmaktadır ancak bu meraklarını arkadaşlarıyla da
paylaşamamaktadırlar. Bu da onların cinsel içerikli şakalara ve oyunlara yönelmelerini
sağlamaktadır. Zaman zaman arkadaşlarımızdan, çocuğumuzun öğretmeninden ve
arkadaşlarından bu gibi duyumlar alabiliriz. Çocukların bu tip eğilimleri çok normaldir,
meraklarını giderebilmek için kendilerince yollar çizmişlerdir. Zamanla bu yollar kendi
aralarında oynadıkları bu oyunlara dönüşmektedir. Onların meraklarını normal
karşılayıp oynadıkları bu oyunların ve birbirlerine yaptıkları şakaların nelere yol
açabileceği, dışardan nasıl görüldüğü, karşı tarafın neler hissedebileceği konusunda
bilgilendirmemiz gerekmektedir. Çocuklarımızı korkutmamız ya da ufak yalanlar
söylememiz onların kendi cinselliklerine karşı olumsuz duygular beslemelerine,
cinsellikten korkmalarına ve çevrelerini de yanlış bilgilendirmelerine yol açabilir.
Çocuklarımızı bilgilendirirken okul danışmanlarından, çocuk doktorları,
rehberlik araştırma merkezleri ve çocuk psikologlarından de yardım alabilirsiniz.
ÇOCUK VE AİLENİN ÖZEL YAŞAMI
Anne baba çocuğu bilgilendirirken kendi özel yaşamlarını da göz önünde
bulundurarak çocuğa sınırlar çizmeleri de gerekmektedir. Çocuklar yaşları itibariyle
anne babanın özel yaşantısını anlayamazlar, onları gereğinden fazla kendi özel
yaşantımıza sokmamız zamanla cinsellik konusunda saplantılar edinmelerine bile yol
açabilir. Özellikle çocuklarımızın yanında giydiğimiz kıyafetlere, eşimizle yaptığımız
şakalaşmalara dikkat etmemiz, çocukta merak uyandırmayacak şekilde giyinmemiz
ve davranmamız gerekmektedir.
Ayrıca evimizde herhangi bir mekan sıkıntısı yokken çocuğumuzla aynı
yatakta hatta aynı odada uyumamız da onda ebeveyn bağımlılığını arttırdığı gibi
özgüven gelişimini de olumsuz yönde etkileyecek, kişilik gelişimi gecikecektir.
Olayın bir de mahremiyet boyutu vardır. Çocuk zamanla ebeveyn yatak
odasını kendi odası gibi benimseyeceğinden dolayı zamanlı zamansız izin almadan
buraya girebilecektir.
Uzmanlar 1 yaşından sonra çocuğun odasını
ayırmayı, aynı yatağı ise asla kullanmamayı
tavsiye
etmektedirler.
Eğer
fiziksel
şartlar
elveriyorsa en geç bir yaşından sonra
çocuğumuza bir oda hazırlamalı ve buraya
alışmasını sağlamalıyız. Onun özel alanı olan
odasına kapısını çalarak girmemiz, onun da bizim
odamıza kontrollü girmesini sağlayacaktır
Nuray YILDIRIM
Yavuz Selim İlköğretim Okulu
Rehber Öğretmeni
Download