İlk İnsanlardan İlk Uygarlıklara_docx

advertisement
ETKİNLİK 1: İLK İNSANLARDAN İLK UYGARLIKLARA
İnsanlık tarihi, çevresini kullanmakta ve değiştirmekte son derece maharetli bir canlı türünün
öyküsüdür. Yapan, yağmalayan ya da fetheden olsun, insanoğlunun icat, dönüştürme ve yıkma
kapasitesi inanılmazdır. Yunan oyun yazarı Sophokles’in dediği gibi “Mucize pek çok, ama hiçbiri
insanoğlundan daha harika değil. Onu iyi ya da kötü yapan da hayal gücünün sınırlarını aşan bu
yaratma kabiliyetidir.”
Afrika’da 250 bin yıl önce ortaya çıkan Homo sapiens, yani modern insan, değişen koşullara uyum
sağlayabilmede olağanüstü bir yeteneğe sahipti, bu yeteneği sayesinde gezegenin pek çok yerinde
sağ kalmayı başardı. Hayvan postları giyip mağaralarda ateş yakıp ısınarak 12 bin yıl önce sona eren
Buzul Çağı’nın en son evresinde, kuzey enlemlerinin soğuğunda sağ kalabildi. Sonunda buzullaşmayla
deniz seviyesi düştü ve insanlar Sibirya’dan Kuzey Amerika’ya, Avusturalya’ya ve önceden erişilmez
olan başka adalara yürüyerek ulaşabildiler. Buzul Çağı’nda insanlar yabani bitki ve tohum toplamayı
sürdürdü, ama esasen avlanarak sağ kaldılar.
MÖ 10 bin dolaylarında gezegenin ısınması, insanları buna uyum sağlamaya zorladı. İnsanların Buzul
Çağı’nda kendilerine ziyafet çektikleri büyük hayvanların pek çoğu küresel ısınma ve aşırı avlanmadan
dolayı yok olmuştu. Aynı zamanda, bir zamanlar bitkilerin yeşeremediği kadar soğuk ya da kurak olan
yerlerde artık kendiliğinden yenilebilir bitkiler türedi. Çağımızdaki avcı ve toplayıcı toplulukların
davranışları incelendiğinde, tarihöncesi çağlarda toplama işini esasen kadınların yaptığı ve
muhtemelen bu bilgilerini, buğday, arpa, mısır ve başka tahılları ekip biçmek için kullandıkları
düşünülmektedir. Böylece, önceden yiyecek bulmak için yeryüzünde gezinip duran topluluklar
yerleşik yaşama geçti. Yerleşik düzene geçilmesinde hayvanların evcilleştirilmesinin de payı olmuştur.
Köpek, muhtemelen insanın evcilleştirdiği ilk hayvandı. Sonraları insanlar etinden, sütünden,
yününden ve postundan yararlandıkları sığır ve koyun gibi başka canlıları da evcilleştirmeyi başardılar.
Ancak, hayvanların evcilleştirilmesi de tek başına, insanların yerleşik yaşama geçmesi için yeterli
değildi. Göçebe çobanlar, insanların bir kısmı yerleşik yaşama geçip köyler kurduktan çok zaman
sonra da otlayan hayvanların, sözgelimi koyun ve keçilerin peşinden gitmeyi sürdürdüler. En üretken
toplumlar, hayvanları kontrol altına alıp aynı zamanda toprağı işleyenler oldu. Tarım sayesinde
ihtiyaçtan fazla yiyecek sağlandı, böylece insanlar başka işlerde yetkinleşebilme, yeni araçlar ve
teknolojiler geliştirme fırsatı bulabildi.
Tarım alanındaki ilk ilerlemeler, Eriha gibi büyük kentlerin kurulduğu Ortadoğu’da gerçekleşti. MÖ
7000’de Eriha kenti, yaklaşık 2000 sakiniyle, tipik bir avcı toplayıcı topluluğun on katından fazla
nüfusa sahipti. Kendi topluluklarını korumak için Eriha halkı, efsaneye dönüşecek bir duvar inşa etti.
Eriha gibi başka kentlerde de ticaret, metal işçiliği ve çömlekçilik gibi tarım dışı işlerde yetkinlik
kazanan pek çok insan yaşadı. Tahılların saklanması için çömleklere ihtiyaç duyulmasıyla, belki de ilk
tekerlekli araçlara esin kaynağı olan çömlekçi çarkı geliştirildi. İlerleyen süreçte, Eriha’da ve başka
kentlerde yaşayan çiftçiler, tarlalarını ekmek için yük hayvanlarının çektiği tahta sabanlar kullandılar
ve üretim fazlası yiyeceği çeşitli mallarla takas ettiler.
MÖ 5000’e gelindiğinde Avrupa, Asya ve Afrika’nın büyük kesiminde tarım yapılmaktaydı. Kuzey ve
Güney Amerika’da evcilleştirilebilir hayvan bulmak güçtü. (Atların soyu tükenmişti ve Avrupalılar, bu
kıtaya ayak basıncaya kadar da Amerika’da at yoktu.) Ancak Kuzey ve Güney Amerika’da mısırın ve
diğer tahılların ıslah edilmesiyle, yerleşik köyler ortaya çıktı.
MÖ 3500’ler, “uygarlık” olarak nitelendirilebilecek kadar karmaşık ve gelişmiş toplumların ortaya
çıkışına sahne oldu. (Uygarlık sözcüğünün İngilizce karşılığı olan “civilization”, Latincede “kentli”
anlamına gelen civis kökünden türetilmiştir.) İlk uygarlıkların hepsinin güzel sanat eserleriyle ve
mimariyle donattıkları etkileyici kentleri, tören merkezleri vardı. Hepsinin de, büyük binaların
yapımında ya da savaşlarda seferber edebileceği binlerce insanı emri altında tutan güçlü
hükümdarları vardı. Yine, bu uygarlıkların hepsinin olmasa da çoğunun kayıt tutmak, kurallar koymak,
bilgi ve irfanı yazıya döküp saklamak için kullandığı bir yazısı vardı. Bu çok gelişmiş toplumlar daha
üstün bir teknolojiye sahip olsalar da, basit toplumlardan daha iyi, daha akıllı değillerdi. Muazzam
ölçüde yaratıcı ve yağmalayıcı olan bu uygarlıklar, bazı insanların hayatını iyileştirirken bazılarını da
köleleştirmiştir.
(Kagan, Neil, National Geographic Resimli Dünya Tarihi, NTV Yayınları, 2008, s. 16-22’den özetlenmiştir.)
METİN ANALİZİ VE KAVRAM ÇALIŞMASI
1. a. Yukarıdaki metinde yer alan altı çizili kavramları listeleyin.
b. Metinden yararlanarak ya da kendi bilgilerinizle tanımlayabileceğiniz kavramların yanına
yıldız koyun (ya da altını kırmızı kalemle çizin) ve bu kavramların tanımlarını yazın.
c. Tanımlarını bilmediğiniz kavramları araştırarak tanımlarını yazın.
2. Yukarıdaki metinden ve MEB ders kitabınızdaki “Tarih Öncesi Çağlar”la ilgili bölümden1
yararlanarak aşağıdaki tabloyu doldurun:
TAŞ ÇAĞLARI
PALEOLİTİK
MEZOLİTİK
MADEN ÇAĞLARI
NEOLİTİK
BAKIR
TUNÇ
DEMİR
Besin
gereksinimlerini
karşılama
biçimleri:
Yaşam biçimi
(yerleşik veya
göçebe) ve
barınma
1
MEB ders kitabınızın bu bölümünde ateşin Mezolitik Dönem’den itibaren insanlar tarafından kullanıldığı
belirtilmektedir. Ancak, insanların ilk kez ne zaman ateşi kontrol edebildiği kesin olarak bilinmemektedir.
Güncel bilimsel araştırmalar insanların Paleolitik Dönem’den itibaren ateşi kontrol edebildiğini kabul eder.
koşulları:
Kullanılan alet
ve teknolojiler:
Bu dönemde
gerçekleşen
dönüm noktası
gelişmeler,
keşifler, icatlar,
ilkler:
Türkiye’de bu
döneme ait
kalıntıların
bulunduğu
yerler:
3. Yukarıdaki metne geri dönün. Her paragraf için, o paragrafın ana fikrini açıklayan bir başlık
bulup yazın ve bu paragrafta hangi dönemden/dönemlerden söz edildiğini belirtin.
4. Tarih çağlarının yazının icadıyla başladığı kabul edilmiştir. Sizce tarih neden yazıyla başlıyor
olabilir?
Download