20. Levha Tektoniği

advertisement
20. Levha Tektoniği
1
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
KITALARIN KAYMASI İLE İLGİLİ İLK DÜŞÜNCELER
Geçmişte dünya coğrafyasının günümüzden farklı
olduğu düşüncesi yeni
değildir. Güney Amerika’
nın doğu kıyıları ile Afrika’
nın batı kıyılarını gösteren
ilk haritalar, muhtemelen
insanları kıtaların bir
zamanlar birlikte bulunmuş
olduğu ve daha sonra
ayrılarak bugünkü
konumlarına getirdiğini
düşündüren ilk kanıtlardır.
Kıtalar arasında en iyi çakışma, aşınmanın en az olduğu
kıta yamacı boyunca gerçekleşir.
2
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
19. yüzyıl sonlarında Avusturyalı jeolog Edward Suess, Hindistan, Avustralya,
Güney Afrika ve Güney Amerika’daki Gec Paleozoyik yaşlı bitki fosilleri arasındaki
benzerliğe ve aynı zamanda bu güney kıtalarındaki kayaç istiflerinde bulunan
buzullaşma kanıtlarının farkına varmıştır.
1885 yılında yayımlanan The Face of the Earth (Dünyanın Yüzü) adlı kitabında
Suess güney kıtalarından oluşmuş super kıtaya Gondwanaland (ya da burada
kullandığımız şekliyle Gondvana) adını önermiştir. Bu adı kömür yataklarının
içinde bol miktarda Glossopteris bitki topluluğu fosili bulundurduğu Hindistan’ın
Gondwana yöresinden almıştır. Suess, bu güney kıtalarının birbirlerine bitkiler ve
hayvanların göç ettiği kara köprüleriyle bağlandığını düşünmüştü.
Amerikalı jeolog Frank Taylor 1910 yılında, kıtaların kayması ile ilgili kuramını
sunan bir kitapcık yayınlamıştı. Sıradağların oluşumunu kıtaların yanal hareketine
bağlayan Taylor bugünkü kıtaların büyük gelgit kuvvetleri ile dünyanın dönme
hızının yavaşlaması sonucunda daha önce kutuplarda bulunan kıtaların
parçalandığını ve ekvatora doğru göç ettiğini düşünmüştür. Taylor’a göre 100
milyon yıl kadar önce Dünya'nın Ay‘ı yakalaması ile bu gelgit kuvvetleri ortaya
çıkmıştır.
3
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Alman bir meteorolog olan Alfred Wegener genellikle kıtaların kayması
varsayımını geliştiren kişi olarak tanınır. Wegener, The Origin of Continents and
Oceans (Kıtaların ve Okyanusların Kokeni) adlı tarihi kitabında (ilk baskısı 1915
yılında), butun kara parcalarının başlangıçta Yunanca anlamı “bütün karalar” olan
Pangea adlı tek bir supe rkıtanın içinde birleşmiş olduğunu önermişti. Wegener,
kıtaların kayması ile ilgili büyük düşüncesini, Pangea’nın parçalanması ve çeşitli
kıtaların şimdiki yerlerine hareketini gösteren bir dizi haritayla ortaya koymuştu.
Wegener kıtaların kayması düşüncesini destekleyen çok sayıda jeolojik,
paleontolojik ve iklimbilimsel kanıt toplamıştı,
Varsayımın ana sorunu granitik kayaçlardan oluşmuş kıtaların, daha yoğun
bazaltik okyanusal kabuğun içinde nasıl hareket ettiğini açıklayacak bir
mekanizmanın olmamasıydı.
Guney Afrikalı unlu jeolog Alexander du Toit, Wegener’in iddialarını daha da
geliştirerek kıtaların kaymasını destekleyen daha fazla sayıda jeolojik ve
paleontolojik kanıtlar topladı. 1937 yılında yayınlanan Our Wandering Continents
(Gezinen Kıtalarımız) adlı kitabında du Toit, Gondvana’nın buzul çökelleriyle
Kuzey Yarıküre kıtalarında bulunan eşyaşlı komur yataklarını karşılaştırdı. Bu
belirgin iklimsel farklılığı çözümlemek için du Toit, Gondvana kıtalarını Güney
Kutbuna taşırken, kuzey kıtalarını da kömür yatakları ekvatorda olacak şekilde bir
araya getirdi. Kuzeyde yer alan kara kütlesine Lavrasya (Laurasia) adını verdi.
Lavrasya günümüzdeki Kuzey Amerika, Gronland, Avrupa ve Asya’dan (Hindistan
dışında) oluşur.
4
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Birçok jeolog bu
düşüncesini yine
araştırmaların, bir
inandırıcı kanıtlar
görmüştür.
oldukça inandırıcı görünen kanıtlara rağmen, kıtaların kayması
de kabul etmemişti. 1960’lı yıllarda okyanuslarda yapılan
zamanlar birlikte olan kıtaların daha sonra ayrıldıkları konusunda
sunmasıyla kıtaların kayması varsayımı sonunda yaygın kabul
5
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
KITALARIN KAYMASININ KANITLARI
Kıta Kıyılarının Uyumu
Kıtalar arasında en iyi çakışma, aşınmanın en az olduğu kıta yamacı
boyunca gerçekleşir.
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
6
Kayaç istiflerinin Benzerliği
Pensilvaniyen’den Jura’ya kadar olan denizel, denizel olmayan ve buzul kayaç istifleri bütün
Gondvana kıtalarında hemen hemen aynıdır. Bu yakın benzerlik bunların bir zamanlar birleşik
olduklarını gösterir. G ile işaretli kısım Glossopteris bitki topluluğunu gösteriyor
7
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Sıradağların Benzerliği
Kıtalar yan yana getirildiğinde dağ sıraları tümüyle aynı yaş ve deformasyon tarzında kesintisiz
tek bir dağ sırası oluşturur. Bu tür kanıtlar, kıtaların bir zamanlar birbirine bitişik olduklarını ve
8
daha sonra ayrıldıklarını gösterir.
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Buzul Kanıtları
Gondvana kıtalarını Güney Afrika Güney Kutbunda yer alacak şekilde bir araya
getirince çiziklerin (kırmızı oklar) gösterdiği buzul hareketleri anlamlı hale gelir. Bu
durumda, kutup ikliminde yer alan buzul (beyaz alan), kalın bir merkez alandan
etrafına doğru ışınsal olarak hareket etmiştir.
9
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Fosil Kanıtları
Fosilleri bugün birbirinden çok ayrı duran Güney Amerika, Afrika, Hindistan, Avustralya ve Antartika kıtalarında
bulunan bazı hayvan ve bitkiler. Geç Paleozoyik sırasında bu kıtalar Pangea’nın güneydeki kara kütlesi olan
Gondvana’da bir arada bulunmaktaydı. Glossopteris ve benzeri bitkiler beş kıtanın tümündeki Pensilvaniyen ve
Permiyen yaşlı çökellerin içinde bulunurlar. Fosillerine Brezilya ve Güney Amerika’daki Permiyen yaşlı
kayaçlarda rastlanan Mesosaurus bir tatlı su sürüngenidir. Cynognathus ve Lystrosaurus ise Erken Triyas
Döneminde karada yaşayan sürüngenlerdir. Cynognathus fosillerine Güney Amerika ve Afrika’da rastlanırken,
10
Lystrosaurus fosilleri Afrika, Hindistan ve Antarktika’dan elde edilmiştir.
Paleomanyetizma ve Kutup Gezinmesi
Kuzey Amerika’da bütün yaşlarda
çok sayıda lav akıntısından alınan
paleomanyetik okumalar, manyetik
kutbun zaman içindeki görünen
hareketini izler. Tek bir kıtadan
alınmış olan bu paleomanyetik
kanıtlar üç şekilde yorumlanabilir:
Kıta sabit kalıp kuzey manyetik
kutbu hareket etti; kuzey manyetik
kutbu sabit kalıp kıta hareket etti
ya da her ikisi birden hareket etti.
Kıta kenarları birbiriyle çakıştırıldığında paleomanyetik veriler sadece
bir manyetik kutbu işaret eder.
Böylece Wegener’in savunduğu
gibi kayaç istifleri ve buzul çökelleri
birbiriyle uyuşmakta ve fosil
kanıtları kurgulanan paleocoğrafya
ile tutarlı hale gelmektedir.
11
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Deniz Tabanı Yayılması
12
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Deniz Tabanı Yayılması
1960’lı yıllarda oşinografide okyanus havzalarının geniş ölçüde haritalandığı yeni
bir dönem başlamıştır. Gerçekleştirilen bu haritalarla 65,000 km den daha uzun
bir okyanus sırt sisteminin dünyanın en geniş sıradağını oluşturduğu açığa
çıkmıştır. Bu sırt sisteminin en iyi bilinen kesimi ise Atlas Okyanusu havzasını
yaklaşık iki eşit parçaya bölen Orta Atlantik Sırtıdır. 1950 lerde yürütülen
oşinografi araştırmalarının sonucunda Princeton Üniversitesi’nden Harry Hess,
1962 yılında kıta hareketini açıklayan deniz tabanı yayılması kuramını öne
sürmüştür. Hess, kıtaların okyanusal kabuk boyunca değil de, okyanusal kabuk
ile birlikte hareket ettiğini önermiştir. Hess’e göre deniz tabanı yükselen magma
ile oluşan yeni kabuğu okyanus sırtlarında ayırır. Magma soğurken yeni oluşan
okyanusal kabuk iki yönde sırttan uzaklaşır.
13
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Derin Deniz Sondajları ve Deniz Tabanı Yayılmasının Doğrulanması
Okyanus sırtının her iki tarafındaki okyanusal kabuğun içinde korunmuş olan manyetik anomaliler
dizilimi, kıtasal lav akıntılarında daha önce bilinen manyetik terslenme diziliminin aynıdır. Bazaltik
magma okyanus sırtlarına sokulduğu zaman manyetik anomaliler oluşur; Magma, Curie noktasının altına düşene kadar soğuduğunda o andaki Yer’in manyetik polaritesini kaydeder. Deniz
tabanı yayılmasıyla önceden oluşmuş kabuk ikiye ayrılır ve böylece sırtından daha uzaklara
ilerler. Yinelenen sokulumlar, normal ve terslenmiş polarite dönemlerini yansıtan bakışımlı bir
manyetik anomali dizisini gösterir. Manyetik alan şiddetini belirleyen manyetometre ile manyetik
anomaliler kaydedilir
14
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Manyetik anomalilerden hazırlanmış olan dünyadaki okyanus havzalarının yaşı, en genç
okyanusal kabuğun yayılma sırtlarına bitişiğinde olduğunu ve sırt ekseninden uzaklaşıldıkça
okyanusal kabuğun yaşının arttığını gösteriyor.
15
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Derin deniz çökellerinin toplam kalınlığı okyanus sırtlarından uzaklaştıkça artar.
Bu durum okyanus kabuğunun okyanus sırtlarından uzaklaştıkça giderek
yaşlanmasından ve çökelin birikmesi için daha fazla zaman olmasından ileri gelir.
16
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Hareket eden Sıcak Noktaların varlığı
İmparator Denizaltı dağı- Hawaii Ada zinciri Pasifik levhasının bir sıcak nokta
üzerindeki hareketinin ürünüdür. Volkanik adaların oluşturduğu çizgi levha
hareketinin yönünü izler. Rakamlar milyon yıl cinsinden adaların yaşlarını
gösteriyor.
17
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Levhalar, levha sınırları, görece hareket yönü ile cm/yıl cinsinden hareket hızları ve
sıcak noktaları gösteren dünya haritası.
18
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
19
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Uzaklaşan bir levha sınırının geçmişi. (a) Kıtanın altında yükselen magma, kabuğu üste doğru iterek çok
sayıda kırık ve çatlak oluşturur. (b) Kıta gerilip inceldikçe rift vadileri gelişir ve vadi tabanlarında lavlar akar.
(c) Yayılmanın daha fazla sürmesi kıtayı, dar bir deniz yolu gelişinceye kadar ayırır. (d) Yayılma sürdükçe
20
okyanus sırt sistemi oluşur ve okyanus havzası gelişerek büyür.
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
(a) Doğu Afrika Rift Vadisi Doğu Afrika’nın kıtanın geri kalanından uzaklaşan bir levha sınırıyla ayrılması sonucu oluşmuştur.
Kızıl Deniz okyanuslaşma safhasını temsil eder. (b) Afrika’da
Büyük Rift Vadisinin görünümü. Arka planda görülen Küçük
Magadi gölü, vadide oluşmuş sayısız soda gölünden sadece
birisidir. Bu göller yüksek buharlaşma hızı ve göllere herhangi
bir drenaj çıkışı olmamasından ötürü çok tuzludur. Büyük Rift
Vadisi doğu Afrika’da levhalar birbirlerinden uzaklaştığında kıta
kabuğunun gerilmesi sonucunda oluşan rift vadileri sisteminin
parçasıdır.
21
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Okyanusal-okyanusal levha sınırı. (a) Bir okyanusal levhanın diğerinin altına
daldığı yerlerde bir okyanus çukuru oluşur. Dalan levhanın yarattığı magma
yükselerek dalmayan levhanın üzerinde volkanik bir ada yayı oluşturur. (b)
Japonya’nın uydu görüntüsü. Japon Adaları, okyanusal bir levhanın diğerinin altına
dalmasının ürünü olan volkanik bir ada yayıdır.
22
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Okyanusal-kıtasal levha sınırı. (a) Okyanusal levha kıtasal bir levhanın altına
daldığı zaman, yükselen magmanın ürünü olarak kıta üzerinde andezitik .bileşimli
volkanik bir sıradağ oluşur. (b) Peru’da And Dağlarının havadan görünümü. And
Dağları okyanusal-kıtasal levha sınırında sürmekte olan dağ oluşumunun en iyi
örneklerinden biridir.
23
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Kıtasal-kıtasal levha sınırı. (a) İki kıtasal levha birbirine yaklaştığında, büyük
kalınlık-ları ile düşük ve eşdeğer yoğunluklarından ötürü ikisinde de yitim
gerçekleşmez. Kıtasal iki levha çarpışırken, yeni ve daha büyük bir kıtanın iç
kısmında bir sıradağ oluşur. (b) Dünyanın en genç ve yüksek dağ sistemi olan
Himalayalar’ın üstten görünümü. Himalayalar 40 ile 50 milyon yıl önce Hindistan,
Asya ile çarpıştığı zaman oluşmaya başladı.
24
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Ofiyolitler ve Eski Yaklaşan Levha Sınırlarının Tanınması
Ofiyolitler derin deniz çökelleri,
okyanusal kabuk ve üst mantodan oluşan kayaç istifleridir
25
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Manyetik anomalilerden
yararlanarak levha konumlarının
kurgulanması
(a) Orta Atlantik sırtını ve 67 milyon yıl
önce oluşmuş olan 31 no.lu manyetik
anomaliyi gösteren bugünkü Atlas
Okyanusunun kuzeyi
(b) 67 milyon yıl önce Atlas Okyanusu.
31 no.lu anomali 67 milyon yıl önceki
levha sınırını gösteriyor. Anomalileri
üzerindeki oldukları levhalar boyunca
bir araya getirdiğimizde kıtaların eski
konumlarını elde edebiliriz.
26
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Levha hareketlerini açıklamak için ısıl iletim hücrelerini kapsayan iki
model ortaya atılmıştır.
(a) Bir modelde termal konveksiyon hücreleri astenosfer ile sınırlıdır.
(b) Diğer modelde ise ısıl iletim hücreleri bütün mantoyu kapsar.
27
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Yerçekim etkili “dilim çekme” ya da “sırt itme” mekanizmalarının da levha hareketini
oluşturduğu düşünülür. “Dilim-çekme” mekanizmasında, dalan levhanın kenarı Yer’in içine
doğru batarken, levhanın geri kalan kısmını da kendiyle birlikte aşağıya doğru sürükler.
“Sırt-itme” mekanizmasında ise yükselen magma, okyanus sırtlarını okyanusal kabuğun diğer
yerlerine göre daha çok yükseltir. Böylece burada oluşan gravite okyanusal litosferi sırtlardan
ileriye çukurlara doğru iter.
28
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Süperkıta döngüsü varsayımı, Kanadalı jeolog J.Tuzo Wilson’un düşüncelerinin
daha da gelişmiş halidir. Wilson 1970’li yılların başlarında bir döngünün (bugün Wilson
döngüsü olarak bilinir) varlığını ileri sürmüştü. Bu dongu kıta parcalanmasını, okyanus
havzasının acılıp kapanmasını ve kıtanın yeniden oluşmasını icerir. Super kıta döngüsü
varsayımına göre, kıtalardaki kayaçlar ısıyı kotu ilettikleri için ısı superkıtanın altında
birikir. Isı birikiminin sonucunda olarak süper kıta üste doğru domlaşarak kırılır. Alttan
yükselen bazaltik magma kırıkları doldurur. Bazalt ile dolmuş olan kırıklar genişledikçe
çökmeye başlar ve bugünkü Kızıldeniz gibi uzun, dar bir okyanus oluşturur.
Riftleşmenin sürmesiyle sonunda Atlas Okyanusu gibi geniş bir okyanus havzası oluşur.
29
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
30
Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Download