ِِّٰۜلل وَجَاهِدُوا بِاَمْوَالِكُمْ وَاَنْفُسِكُمْ ف۪ي سَب۪يلِ ا ذٰ

advertisement
Mayıs 1989
FETİH VE GENÇLİK
Ömer Önen
Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı
ِ ّ ٰ ‫يل ا‬
ِۜ‫لل‬
ِ ‫َوجَا ِه ُدوا بِاَ ْموَالِكُ ْم َواَنْ ُف ِسكُ ْم ۪في َس ۪ب‬
‫ٰذلِكُ ْم َخ ْي ٌر لَكُ ْم ِا ْن كُ ْنت ُ ْم تَ ْعلَمُو َن‬
Muhterem Müslümanlar,
Tarihte bazı olaylar vardır ki, insan hafızasından
asla silinmez. Hatta bu hadiseler, gün geçtikçe
canlılığını muhafaza ederler. Yine öyle hadiseler
olmuştur ki, bunlar sebep ve neticeleriyle dünya
tarihinin gidiş ve seyrini değiştirmişlerdir. Mesela
Müslümanlarca Mekke'nin, İran'ın, Afrika'nın fethi,
Malazgirt Meydan Muharebesi ve İstanbul'un fethi
olayları gibi.
Değerli Müslümanlar,
Fetih, kalbi imanla dolu olan, Hakka gönülden
bağlanan, Allah adını yüceltmek ideali uğruna
kanının son damlasına kadar düşmanla çarpışmayı
göze alan ölümsüz kahramanların yazdığı bir
destandır. Başını İslam’a adamış, canını mübarek
dinin ve vatanın emrine amade kılmış, malını
İslam’ın zaferi için feda etmişlerin gayesidir. Fetih,
asırların karanlık ufkunda çakan kutsal şimşeğin,
İslam'ın cihana açılmasını sağlayan olayın adıdır.
İslam idealini ruhunun derinliklerinde hisseden,
gönüllerini bu kutsal inancın parıltılarıyla aydınlatan,
ömürlerine gerçek değeri verebilenlerin yoludur.
Aziz cemaat,
İslam tarihindeki fetihler, yapıcılıktan, huzur ve
sükûnete kavuşturmaktan öte hiç bir gayesi yoktur.
Fazilet ve iyilikten başka hiç bir mesajı
bulunmamaktadır. O, zulme ve haksızlığa sıkılan bir
kurşundur.
İklimler fetihlerimizle canlanmış, neşvü nema
bulmuştur. Zaferlerimiz can veren, hayat bahşeden
soluklar gibidir. Fetihlerimizle nice gül bahçeleri
kurmuşuz. Kangren olmuş, müzminleşmiş bir yaranın
iyileşmesi için neşter ne ise, ülkelere adalet ve huzur
getiren fetihlerimiz de odur. Fetih, bazen çağ açıp çağ
kapayan bir dönüm noktası olmuştur. Fetih, dünyaya
ilim, sanat, teknik ve kültüre giden yolu göstermiştir.
İslam’ın verdiği ideal ruhtan kaynaklanan fatihler,
kendinden olmayana bile yardım elini uzatacak kadar
yardımsever, aman dileyene kılıç çekmeyecek kadar
merhametli, "komşusu aç iken tok uyuyan bizden
değildir"
düşüncesinin
savunucusu,
düşman
arazisinin bağından yediği bir salkım üzümün
değerini yine o bağın kütüğüne bağlayıp haktan
ayrılmayacak kadar adildir. Fetihte asla emperyalist
bir düşünce yoktur. O fatihler ki Hristiyan
Avrupalıya "Başımızda kardinal külahı görmektense,
şeyhü'l islam sarığı görmeyi tercih ederiz"
dedirtmesini bilmiştir, işte bütün insanlık saadetini
İslam’ın yaşatıcı, hayat verici bu fetih olaylarına
borçludur.
Muhterem Müminler,
Yüce Allah Kuranı Kerimde "Mallarınızla ve
canlarınızla Allah yolunda cihad edin. Eğer
anlıyorsanız bu sizin için daha hayırlıdır" (1)
buyuruyor. Peygamberimiz (s.a.s.)'de bu durumu
şöyle ifade ediyor. "Allah'ın sözü ve dini üstün olsun
diye savaşan kimse, Allah yolunda savaşmış olur".
(2) Ölçü Allah ve Resulü'nün emirlerine itaattir. Bu
mesajlardan ilham alanlar, ilayı kelimetullah için
akından akına, zeferden zefere koşmuş, zalimin
karşısında, mazlumun yanında, olmuştur. Bu fetihler
içinde öylesi vardır ki her zaman tazeliğini ve
canlılığını muhafaza etmiş, tarihte bir dönüm noktası
olmuştur. Bu olay insanlık aleminin ve Türk
Milleti'nin kaderini derinden etkileyen İstanbul'un
fethi olayıdır. Bu fetih, imanın, azmin, cesaretin,
metanetin, gayretin sabrın, komutanına güvenin ve
yaradanına inanmanın kendinde toplandığı olayın
adıdır. İstanbul'un fethi, imanın küfre, bilginin
cehalete, birliğin ayrılığa üstünlüğüdür, iman kuvveti
ile tekniğin gücü birleşince Allah (c.c.) Müslüman
Türklere fethi müyesser kılmıştır.
Değerli Müslümanlar,
"İstanbul
(Konstantiniyye)
elbette
feth
olunacaktır. O'nu fetheden komutan ne güzel
komutandır ve onun askeri de ne güzel askerdir" (3)
buyurulmuştur. Peygamber Efendimiz'in bu mübarek
sözlerinde övdüğü, methettiği müjdeye ulaşmak
şerefi, 21 yaşında tahta çıkan ve 24 yaşında şanlı
fetih olayını gerçekleştiren genç hükümdar Fatih
Sultan Mehmed Han ve şanlı ordusuna nasip
olmuştur.
Bu fetih de her nefer adeta bir ordu kesilmiş,
gürleyen topların sesine, fetih müjdeleyen tekbir
sadaları karışınca Bizans düşmüştür. Böylece o fethi
mübin gerçekleşmiştir. Rabbına hamdederek şükran
secdesinde
bulunan
genç
hükümdar,
Haçlı
ordularının saldırgan tutumlarına karşılık, çıkardığı
bir fermanla can, mal, ırz, namus emniyeti ve inanç
hürriyeti getirmiştir.
Değerli Müslümanlar,
Bir zamanlar millet olarak yeryüzünde İslam'ın
bayraktarlığını yapmakta ve kıtalara medeniyet
götürmekteydik. Ne zaman ki taklitçiliğe başladık, o
zaman bu meziyetlerin çoğunu kaybettik. Eğer yine
tarihteki eski yerimizi almak istiyorsak, gençliğimizi
bilgiyle donatıp, dinimizin, güzel ahlak, vatan ve
millet sevgisiyle besleyip, kendi öz kültürümüzle
yetiştirebilirsek fethin mana ve şuurunu idrak eden en
iyi bir genç nesle sahip oluruz.
***
(1) Kur'an-ı Kerim T evbe Ayet: 41
(2) Riyazüs-Salihin c.2/H.No: 1348
(3) Fethul Kebir c. 3/9
Download