Denge Testleri - WordPress.com

advertisement
Denge Testleri
DENGE TESTLERİ
Vestibüler sistem patolojilerini göstermek için yapılan bazı testlerdir.
Vestibüler hadiselerde ortaya çıkan en belli başlı semptom nistagmustur.
Denge testlerinin bazıları nistagmusa yöneliktir.
1. POZİSYONEL NİSTAGMUSUN ARANMASI
Başın pozisyonunun değişmesiyle ortaya çıkan nistagmustur.
Yapılışı: Hasta muayene masasına oturur ve hasta hızla yatırılarak başı sağ ve sola çevrilir.
20 sn süreyle bekletilerek nistagmus aranır.
Daha sonra hızla kaldırılarak yine sağ ve sola çevrilerek nistagmus aranır.
Patolojik ve fizyolojik nistagmuslar vardır.
2. ROMBERG DENEYİ:
Hasta ayakları birbirinden ayrı olarak ayakta durur. Kaslar simetrik hale getirilir.
Hiçbir yere dayanmayarak derin duyu hissi oldukça azaltılır.
Gözlerini kapatır ve ellerini öne doğru uzatarak avuç içlerini yukarı bakacak durumda tutup, ayak
parmakları üzerinde yükselerek bekler.
Hasta hangi tarafa doğru yanlıyorsa o tarafta kas tonusları azalmıştır.
Başın yana dönmesinin sapma üzerinde etkisi vardır (örn. hasta sola yanlıyorsa sol kanal parezisi
vardır, baş sağa çevrildiğinde sol kulak, dolayısıyla sol labirent öne gelecektir ve bu kez düşme öne
doğru olacaktır).
Merkezi tip patolojilerde sapma yerine hastanın küçük daireler çizdiği görülür, başın yana çevrilmesi
sapmaya etkisizdir.
Serebellar patolojilerde düşme yana ve arkaya olur, göz açık ya da kapalı farketmez.
3. PAST POİNTİNG DENEYİ:
Doktor ellerini öne doğru uzatır ve hasta da oturur pozisyonda ellerini uzatır.
İşaret parmakları karşı karşıya gelmelidir.
Deneyin bir dakika süreyle yapılması gerekir.
Hasta gözü açık ve kapalı testi tekrarlar.
Vestibüler paralizilerde her iki kol da paralitik tarafa sapar,
Tek kolda kayma o tarafta serebellar patolojilerde görülür.
Kayma aşağı tarafa doğru olursa, ekstrapramidal sistemde bozukluk vardır.
4. YÜRÜME TESTİ:
Hasta düz çizgi üzerinde gözü açık ve kapalı yürütülür.
Periferik vestibüler bozukluklarda hasta paralitik tarafa sapar.
İleri geri yürürse yıldızvari yürüyüş ortaya çıkar.
Merkezi bozukluklarda zaman zaman dengesini sağlayamadığı için küçük adımlar atmak zorunda
kalır. Buna yanlış adım denir.
Serebellar bozukluklarda hasta ayaklarını açarak ördekvari yürür.
5. YERİNDE SAYMA TESTİ:
Hasta gözü kapalı olduğu halde sert adımlarla yerinde sayar.
Sağa veya sola 40 derecelik sapmalar normal olarak kabul edilir.
Periferik patolojilerde hasta hasar istikametinde 40 dereceden daha fazla dönüşler gösterir.
Santral patolojilerde ise hastanın arkaya doğru bir sapma gösterdiği tesbit edilir.
6. KALORİK TEST:
Vücut ısısından düşük ve yüksek ısılar kullanılarak endolenfte akım sağlama esasına dayanır.
DKY'na en yakın ve yüzeyel olan kanal lateral SS kanaldır ve kalorik testte bu kanal uyarılır.
DKY'na 30 derece ile 44 derece sıcaklıkta su veya hava verilerek yapılır.
Yapılışı: Hasta başı 30 derece yüksekte yatarken önce soğuk sonra sıcak su tatbik edilir. Uyarılma
süresi 30 saniyedir. Uyarılmanın başlangıcıyla nistagmusun bitişi arasındaki süre ölçülür. Her
uyarılmadan sonra 10 dakika beklenmelidir.
Yorumlama: Sonuçlar 3 gruba ayrılır. Kanal parezisi, yön üstünlüğü, karma durum.
a. Kanal parezisi: Aynı tarafın soğuk ve sıcak uyarılmasından elde edilen nistagmus süreleri toplamı
diğer tarafınkinden düşükse kanal parezisinden sözedilir. Bu fark 30 sn'den fazla olmalıdır.
b. Yön üstünlüğü: Bir yana doğru olan nistagmusun diğer yana doğru olandan daha kolay ve daha
uzun süreli olarak ortaya çıkmasıdır. Farkın en az 40 saniye olması gerekir.
Bazı hastalıklarda kalorik test örnekleri:
Menierde başlangıçta karşı tarafa yön üstünlüğü, sonra kanal parezisi olur.
Vestibüler sinir hadiselerinde kanal parezisi, bazen karma durum olur.
Arka fossa tümöründe erken vakalarda her 3 tip de görülebilir, ileri evrelerde ise kanal parezisi veya
arefleksi görülebilir.
Beyin ön taraf lezyonlarında (temporal ve parietal lobun ön kısmı ve frontal lobda) kalorik test
normaldir,
arka taraf lezyonlarında (temporal ve parietal lobun arka kısımları ve oksipital lobda) ise yön üstünlüğü
saptanır.
7. FİSTÜL DENEYİ:
DKY'nu iyice tıkayan ve kulağa basınç veren bir aletle yapılabilir.
Normalde hiçbir reaksiyon görülmez.
Labirent fistülü olan hastada basınçlı hava verince karşı tarafa vuran nistagmus ve baş dönmesi
görülür.
8. OPTOKİNETİK TESTLER:
Merkezi okülomotor fonksiyonların incelenmesinde en duyarlı metodlardan birisidir.
Ayrıca iki sistem üzerindeki sıkı ilişkiye bağlı olarak periferik ve merkezi denge kayıplarının
ayırdedilmesini sağlar.
Prensip: Sabit bir görme alanı içerisinde hareket eden obje incelenmesi (foveal uyarı) ya da tüm
görme alanından deplasmanın incelenmesi (foveoretinal uyarı) esasına dayanır.
Sadece foveoretinal uyarı optokinetik refleksi başlatır.
Konjuge göz hareketleri, yavaş fazda görme alanı hareket yönünde (gözle izleme hareketi), hızlı fazda
ise ters yönde (merkezi düzeltme hareketi) izlenir (optokinetik nistagmus).
Beyin sapı, özellikle pons ve serebellum lezyonları optokinetik nistagmusu değiştirir ve tek taraflı yön
üstünlüğü, sağ ve sol göz hareketlerinde disintegresyon, ani ya da bilateral hareketlerde tam
disintegrasyon görülebilir.
Optokinetik simültane nistagmus anomalileri multipl sklerozun karakteristik erken bulgusudur.
Non-organik işitme kayıpları için testler:
Tek veya çift taraflı olarak işitmelerinin azaldığı veya tam sağır oldukları iddiasında olan kişilerin
durumunu incelemek için yapılan testlerdir. Tekrarlanan saf ses odyometre sonuçlarının uyumsuz
olması halinde şüphelenilmelidir. Bu kişiler genellikle işitme kayıplarından maddi veya manevi fayda
sağlayabilecek şahıslardır.
· Strenger testi
· Teal testi
· Lombard testi
· Delayed Speech Feedback
· Stapedial refleks testi
· OAE
· BERA
Yenidoğanlar için odyometri:
Yenidoğanlara tarama amaçlı bir ses verip göz kırpma (auro-palpebral) refleksi, Moro refleksi,
uyanma, sese doğru gözü veya başı ile bakma gibi incelemeler yapılabilir. Çan, düdük gibi aletler
kullanılabilir. İşitme sorunu olan infantların ilk 6 ay içinde belirlenmesi önemlidir. İşitmesi yeterli
olmayan bebek konuşmayı öğrenemez. Böyle çocuklarda işitme kaybının derecesi ortaya konup,
erken yaşta işitme cihazı kullandırarak yaşıtlarından geri kalmaması sağlanmalıdır. 2-3 yaşlarındaki
çocuklarda oyun odyometrisi, daha büyük uyumlu çocuklarda konvansiyonel metodlar uygulanabilir.
Otoakustik Emisyonlar (OAE): İnsanların ve hayvanların dış kulak yollarından tespit edilen hafif
şiddette akustik enerji yayılımlarıdır. OAE ölçümü, hastanın aktif katılımını gerektirmeyen, ağrısız,
noninvaziv ve objektif bir testtir. OAE'lar, Spontan Otoakustik Emisyonlar (SOAE) ve Evoked
Otoakustik Emisyonlar (EOAE) olmak üzere iki çeşittir. Dış saç hücrelerinin fonksiyonlarıyla oluşan
OAE'lar ile iç saç hücrelerinin sesi algılama hassasiyetinde artma, bazilar membranla olan etkileşim ile
ses frekansının daha ince ayarının sağlanması ve koklear dinamik menzilinin artma özelliklerini
meydana getirir.
OAE ölçümleri sessiz bir ortamda yapılmalıdır. OAE'lar koklear fonksiyonların monitorizasyonunda saf
ses odyometriye göre bazı üstünlüklere sahiptirler. Hastanın sadece pasif koperasyonu ile objektif bir
cevap noninvaziv olarak ölçülebilir. Ölçümler modern cihazlarla kısa sürede ve kolayca yapılabilir.
OAE'lar kokleanın durumuna karşı yüksek sensitiviteye ve spesifiteye sahiptir. Pür ton odyogramda
görülemeyen hafif koklear fonksiyon değişiklikleri, OAE'da önemli değişikliklere neden olur.
OAE'lar erişkinlerde koklear fonksiyonu değerlendirmek için kullanılan noninvaziv bir test olup,
prenöral koklear reseptör mekanizmasının sese normal şekilde cevap verip vermediğini gösterir.
Emisyonlar frekans-spesifik olduğundan kokleanın farklı kısımları hakkında bilgi almak mümkündür.
Koklear mekaniği bu kadar hızlı, noninvaziv, objektif, hassas ve frekans seçiciliği göstererek ölçen
daha spesifik bir test yoktur.
OAE'ların Klinik Uygulamaları
· Orta Kulak Hastalıkları
· İnfantlarda Tarama
· Akustik Nöroma
· Meniere Hastalığı
· Gürültüye Bağlı İşitme Kaybı
· Akut İşitme Kaybı
· Ototoksisite
· Hİpoksi-Anoksi
· Tİnnitus
· Efferent Koklear Fonksiyon
Klinik Uygulamalar
OAE'lar, klinikte uygulanmaya değer bir çok özelliklere sahiptirler. Çok pahalı değildir, cihazın kendisi
çok ileri bir teknolojiyi gerektirmez, kısa bir eğitim ve öğretim ile öğrenilebilir, çabuk ve güvenilir
sonuçlar verir. Kokleanın en frajil reseptör hücresi olan dış saç hücre fonksiyonlarını spesifik olarak
ölçer. Objektifliği sayesinde rutin prosedürlerle güvenilir olarak test edilemeyen hastalar; yenidoğanlar,
infantlar, 3 yaşından küçük çocuklar, ototoksik ilaç kullanan ağır hastalar, lisan sorunu olanlar, multipl
sakatlıkları olanlar, koperasyon güçlüğü çeken yaşlılar ve simulasyon yapanlarda rahatlıkla
uygulanabilir.
OAE'ların tek başına ölçülmesi ile klinik bir karara varmak hatalı olur, bu nedenle pür ton odyometri,
konuşma odyometrisi, timpanometri, akustik refleks ölçümü ve gerekirse BERA yapılarak bir test
baterisi ile klinik problemler çözülmelidir. Pür ton odyogramda orta veya ileri derecede işitme kaybı
varken, EOAE'ların normal olarak kaydedilmesi simulasyonu akla getirmelidir.
İşitme cihazları
İletişim problemi doğuracak derecede işitme kaybı (40 dBÚ ) durumunda bir işitme cihazı kullanılması
uygundur. Bir işitme cihazında bulunan birimler şunlardır:
1- Ses dalgalarını alarak onları elektrik impulslarına çeviren hassas bir mikrofon.
2- Elektrik impulslarının şiddetini arttıran bir amplifikatör.
3- Şiddeti arttırılmış elektrik impulslarını ses dalgalarına çeviren bir hoparlör.
4- Enerji kaynağı olarak bir pil.
İşitme cihazları genellikle sesleri hava yolunu kullanarak dış kulak yolu ile iletir. Kulak atrezileri veya
tedaviye dirençli kronik otoreli hastalara kemik yolunu kullanan işitme cihazları tavsiye edilir.
İşitme cihazları, gözlük tipi, vücuda giyilen (cep tipi), kulak arkası, kulak içi ve kanal içi modelleri vardır.
İşitme kaybının derecesine ve tipine göre farklı modellerde işitme cihazı önerilir. Bilateral işitme
kayıplarında sesin yön tayininde kolaylık ve gürültülü ortamlarda diskriminasyon artışı sağladığı için iki
taraflı işitme cihazı tavsiye edilebilir.
Download