Dış Kulak

advertisement
DIŞ KULAK HASTALIKLARI
KEPÇE KULAK DEFORMİTESİ
Konkaskafal açının, diğer bir ifade ile antiheliksin konjenital olarak oluşmaması sonucunda
gelişen heliks ile mastoid kemik arasındaki mesafenin 2 cm’den fazla olduğu bir durumdur. Beş
yaşlarında mastoid prosesin erişkin boyutuna büyük oranda ulaşması ile görünüm önceki
yaşlara göre daha az dikkat çekici hale gelir. Postaurikular yaklaşımla yeterli kartilaj ve cilt
eksizyonunu takiben uygulanan transfiksiyon sütürleri ile aurikula cerrahi olarak normal şekline
kavuşturulur. Okula başlamadan önce 5-6 yaşlarında ameliyatla düzeltilmesi tavsiye edilir.
PREAURİKULAR FİSTÜL
Genellikle tragus ve heliksin önünde bulunan cilt içinden derine uzanan fistül, 1.ve 2. brankial
arkla ilgili His tepeciklerinin füzyonundaki hata sonucu meydana gelen kör bir kanaldır. Orifisin
tıkanması ile enfeksiyon ve abse formasyonu meydana gelebilir. Abse formasyonu
antibiyotiklerle tedavi edilir, fistül traktı cerrahi olarak eksize edilir.
AURİKULADA LASERASYON
Basit laserasyonlar, antiseptik solusyonlar ile temizlenir, perikondriyum ile örtülemeyen nekrotik
kartilaj ve cilt kenarları konservatif olarak debride edilir. Perikondriyum ve cilt ayrı ayrı sütüre
edilir, kartilaj infeksiyonundan sakınmak için kıkırdak sütüre edilmez.
Heliks kenarında bir
çentik oluşturmamak için sütürasyona en dıştan başlanarak içe doğru devam edilir. Kontamine
veya ekstansif yaralarda aynı prensipler ile safhalı olarak greft veya rekonstrüktif flepler ile tamir
yapılır. Aurikulada kopma varsa, kopan parça temizlenir, rekonstrüksiyon yapılana kadar buzlu
serum fizyolojik içinde tutulur. Antikoagulanlar ve profilaktik antibiyotikler başarıyı arttırabilir.
AURİKULADA YANIKLAR
Genel yanık tedavi prensipleri ile tedavi edilir. Supuratif perikondriti önlemek için profilaktik
antibiyotik verilir. Meatal stenozu önlemek amacıyla stent uygulanır.
OTOHEMATOM
Umumiyetle bir travma neticesinde meydana gelir.
Perikondrium ile kıkırdak arasında kan
birikimi ile aurikulanın ön yüzünde mavimsi renkte oldukça ağrılı şişlik meydana gelir.
Kıkırdağın beslenmesi perikondriyuma bağlıdır.
Perikondriyumun araya giren hematom
nedeniyle yükselmesi sonucu tedavi edilmediği taktirde kartilajda nekroz meydana gelir.
Supurasyon sonucu bu gelişim daha hızlı olur.
Uygun tedavi almayan hastalarda pıhtının
organize olması, kalsifikasyonu ve kartilaj nekrozu ile aurikula ince hatlı görünümünü kaybeder,
38
kalın, kaba hatlı ve büzüşmüş bir şekil alır, buna karnıbahar kulak denir.
Tedavi: Erken
safhada aspirasyon yeterli olabilirken, daha geç gelenlerde aseptik şartlarda insizyon ile
koagulum temizlenir. Bu işlemleri takiben aurikula sıkı bandajla sarılarak rekürrens önlenir,
uygun antibiyoterapi yapılır.
AURİKULADA PERİKONDRİT
Bir hematomun enfekte olmasını veya bir meatal fronkülde enfeksiyonun ekstansiyonunu veya
kulak operasyonlarında yapılan kartilaj insizyonlarını takiben meydana gelebilir.
etken Pseudomonas aeruginosa’dır.
Genellikle
Aurikulada şişlik, ödem-eritem, normal konturların
kaybolması, aurikulada şiddetli ağrı, lokal sıcaklık, hassasiyet ve sistemik ateş yükselmeleri
vardır. Enfeksiyon ilerlerse kartilaj nekrozu ve büzüşme olabilir. Tedavi: Uygun antibiyoterapi
yapılır, lokal rahatsızlık için topikal olarak %8’lik aluminyum asetat uygulanır, fluktuasyon varsa
insizyon ve drenaj gerekir.
AURİKULAR ATREZİ
Travma, yanıklar, laserasyonlar, cerrahi girişimler veya kronik rekürran otitis eksterna
sonucunda dış kulak yolunda akkiz stenoz veya atreziler oluşabilir. Fibröz doku proliferasyonu
ile lümenin komplet obliterasyonu, iletim tipi işitme kaybına neden olur. Aktif bir enfeksiyonun
tedavisinden sonra endaural veya postaurikular insizyon ile atretik bölgenin eksizyonu
gerekebilir, çıplak saha cilt grafti ile örtülür.
Konjenital aural atrezi, dış kulak yolunun konjenital olarak çok stenotik veya kapalı olmasıdır.
Sıklıkla mikroti ile beraberdir. Mikroti, aurikulanın küçük olmasıdır (makroti: büyük, polioti: çok
sayıda olması ve anoti ise olmamasıdır). Aurikulanın durumu, dış kulak yolunun patentliği, orta
kulak ve mastoid pnömatizasyonu, ossiküler anormallik ve koklear rezervin durumuna göre 3
tipe ayrılır.
Tip 1 ve 2’de cerrahi yaklaşımla meatus, timpanik membran ve ossiküler
rekonstrüksiyon oluşturulur. Tip 3’de cerrahi yaklaşım riskli olduğu için yapılmaz. Bilateral
aural atrezilerde cerrahi 6 yaş cıvarında, unilateral olgularda çoğunlukla 16 yaşından sonra
operasyon yapılır.
Bilateral vakalarda doğumdan sonraki ilk 6-12 ay içinde hastaya kemik
iletimli işitme cihazı takılarak hastada işitme ve konuşmanın gelişmesi sağlanmalıdır. Genellikle
once mikroti için, silikon protez veya kostal kartilajdan alınan greft cilt altına yerleştirilerek
aurikula yapılır. Bunu takiben dış kulak ve orta kulak cerahisi uygulanır
BUŞON
Dış kulak yolunun lateral yarısında bulunan seruminöz gland sekresyonlarının solid ve sert bir
birikim yaparak, iletim tipi işitme kaybı ve kulakta rahatsızlığa neden olan bir tıkaç halini
almasıdır. Kulak zarına baskı nedeniyle tinnitus ve denge bozukluğu olabilir, Vagus sinirinin
auricular dalı olan Arnold sinirinin stimulasyonu ile refleks öksürük meydana gelebilir.
İşitme kaybı, sıklıkla banyo yapma gibi kulağa su kaçması sonucunda mevcut serumen
bloğunun şişerek dış kulak yolunu tamamen tıkaması ile aniden meydana gelir.
Teşhis
39
otoskopik muayene ile konur, kahverengi bir kitlenin dış kulak yolunu tıkadığı görülür. Tedavi:
Cerrahi enstrümanlar ile veya kulak lavajı ile buşon çıkarılır. Lavaj için genellikle vücut ısısında
musluk suyu kullanılır.
Buşon sıklıkla sert olduğu için birkaç gün gliserin veya zeytinyağı
damlatılarak tıkaç yumuşatılır. Lavaj sonrası kulak pamukla kurulanır. Kulak zarı perfore ise
lavaj kontrendikedir.
KERATOZİS OBTURANS
Dış kulak yolunun kolesteatoması gibi olan bu hastalıkta, tek veya her iki dış kulak yolunun
derin kısımlarında serumen, deskuame epitel ve kolesterolden oluşan bir blokajdır. Dış kulak
yolundaki epitelyal migrasyonun genetik bir nedenle olmaması nedeniyle meydana gelir.
Sıklıkla aynı yönde bronşiektazi ve kronik sinüzitle beraberdir. Kitle meatal duvarlara sıkıca
yapışıktır, basınç etkisiyle kemikte rezorpsiyon ve meatusda genişlemeye neden olur. Çoğu
vakada başlangıç semptomlar ağrı ve işitme kaybıdır, ağır vakalarda fasiyal paralizi olur.
Tedavi: Kitlenin sık sık (gerekirse genel anestezi altında) sodyum bikarbonat kulak damlaları ile
yumuşatıldıktan sonra temizlenmesi ve hastanın yakın takibi yapılır.
YABANCI CİSİMLER
Cansız YCler nohut, bezelye, fasulye gibi nem ile şişen ve tesbih tanesi, düğme gibi şişmeyen
YCler
olarak iki gruptur.
İlk gruptaki YCler nem ile şişer ve kulak kanalında inflamatuar
reaksiyona neden olurlar, bunların çıkarılmasından önce alkollü kulak damlaları ile bu ödem
çözülür ve YCde kuruma sağlanır, sonra cerrahi aletlerle çıkarılır. İkinci gruptan olan YCler
lavajla veya uygun cerrahi aletlerle çıkarılabilir. Çocuklarda YClerin çıkarılmasında genel
anesteziye ihtiyaç olabilir.
Böcek, sinek gibi canlı YCler ise meatal duvara sıkıca tutunduğu için önce kloroform veya
zeytinyağı ile öldürülür, sonra lavaj ile çıkarılır.
AURİKULADA KELOİD
Siyah ırkta daha sık görülür. Travmatize bölgedeki konnektif dokunun hipertrofisidir. En sıklıkla
kulak delmeye sekonder olarak kulak memesinde oluşur. Tedavi: Komplet eksizyon ve takiben
3 hafta arayla lezyon içine 3 kez kortizon enjeksiyonu.
DIŞ KULAK YOLUNDA OSTEOM VE EKZOSİTOZ
Osteom, soliter diploik kemik formunda, Ekzositoz mültipl kompakt kemik kitleleri halinde olurlar.
Ekzositozların etyolojisinde soğuk suya dalma hikayesi sıktır, travma ve uzun süreli
irritasyonunda rolü olabilir.
Teşhis otoskopi ve bir prob ile palpasyon sonucunda konur.
Lümenin obstrüksiyonu ile geride debris birikimi ve iletim tipi işitme kaybı yapması halinde
cerrahi tedavi gerekir.
40
OTOMİKOZ
Semptomlar, hafif otalji ve kaşıntıdır.
Sekonder bakteriyal infeksiyon şiddetli ağrıya neden
olabilir. Otoskopik muayenede fungal hifler ve pigmentler (Aspergillus niger: beyaz üzerinde
siyah noktalar, Aspergillus fumigatus: mavi-yeşil pigmentler, Candida albikans: beyaz), altta
uzanan epitelde eritem görülür. Tedavi: Dış kulak yolu temizlenir, topikal antifungal damlalar ve
alkol-borik veya alkol-asetat damlalar damlatılır. Kulağa su kaçırılmasından sakınılır.
BÜLLÖZ MİRİNJİT
Semptom: Otalji. Viral nedenle meydana gelir. Bulgular:Timpanik membran ve kanal cildinde
hemorajik büller. Tedavi: Eğer ağrı şiddetli ise büller patlatılır. Analjezik verilir. Kulak sudan
korunur.
KONTAKT DERMATİT
Semptomlar: Yanma, kaşıntı, ağrı.
Bulgular: Değişken olup, eritemden hiperpigmentasyona kadar değişiklik gösterir.
Nemli
fissürler oluşur. Şampuanlar, saç spreyleri, parfümler, kulak tıkaçları ve küpeler allerjiye neden
olabilir. Tedavi: Allerjenin uzaklaştırılması, topikal steroidler.
EKZEMA
Kaşıntı, kabuklanma ve fissürleşme olur, daha agresif formlarda akıntı ve sekonder bakteriyal
infeksiyonlar vardır.
Predispozan faktörler: Seboreik dermatit, atopik dermatit, psoriazis ve
diğer cilt hastalıkları. Tedavi: Topikal steroid losyonlar ve kremler.
AURİKULADA MALİGN TÜMÖRLER
SKUAMOZ HÜCRELİ CA: En sıklıkla heliksde yüksek ülsere lezyon olarak görülür.
BAZAL HÜCRELİ CA: Düzgün yüzeyli, kenarları yüksek ve santral krater gibi bir ülseri olan
görünümdedir. Lokal olarak invazivdir.
Bu lezyonlarda geniş lokal rezeksiyon ve uygun rekonstrüksiyon yapılır.
TİMPANİK MEMBRANIN TRAVMATİK RÜPTÜRÜ
Hatalı kulak lavajı, saç tokası veya kibrit çöpü ile kulak karıştırılması, kulağa tokat gibi bir
travma gelmesi veya patlama injurisi sonucunda meydana gelebilir. Ağrı, işitme kaybı, tinnitus,
vertigo, bulantı ve otoraji semptomları olabilir. Kulak zarındaki rüptürlerin %90’ı spontan iyileşir,
kulak lavajı yapılması, kulak damlası kullanılması kontrendikedir, çünkü bunlar kontaminasyona
neden olur. Kulak steril pamuk veya ekstrafor ile tıkanarak içeriye su girmesine engel olunur.
Kontaminasyon durumunda antibiyotik verilir. 4 haftada iyileşmeyen küçük perforasyonların
kenarlarına triklorasetik asit sürülür, sigara kağıdı veya sponjel ile perforasyon örtülür. 3 ayda
iyileşmeyen perforasyonlar miringoplasti ile tedavi edilir.
41
FRONKÜL
Kulak yolundaki kıl foliküllerinin stafilokokal enfeksiyonudur. Düşkün yaşlılarda ve diabetiklerde
sıklıkla rekürrens gösterir. Fronküller kulakta şiddetli ağrı ve meatusda hassasiyete neden olur.
Posterior duvardaki fronküllerde postaurikular sulkusda ödem ve aurikulanın öne doğru yer
değiştirmesi tipiktir. Anterior ve inferior meatal duvardaki fronküller çiğneme hareketi ile artan
ağrıya neden olur.
OTİTİS EKSTERNA
Dış
kulak
yolunun
normal
florası
Stafilokoklar,
difteroid
basiller
ve
alfa
hemolitik
streptokoklardan oluşur. Otitis eksternada etyolojik ajanlar sıklıkla mikst olup, en sıklıkla
Stafilokoklar, Pseudomonas, Proteus, Escherichia colidir.
Semptomlar: kulak kaşıntısı, kulakta doluluk ve ağrı, kulak akıntısı ve işitme kaybı
Bulgular: Kanal cildinde ödem ve eritem, aurikulayı oynatmakla şiddetli ağrı, kötü kokulu akıntı
ve periaurikular sellulit
Tedavi: Eksternal akustik kanal aspirasyon ile temizlenir, topikal antibiyotikli ve steroidli
damlalar verilir, ödem çok fazla ise dış kulak yoluna bir ekstrafor veya bir kulak yolu fitili
sokularak damlalar, bu ekstrafor veya fitil vasıtası ile derine iletilir, analjezik verilir. Rekürrensi
önlemek amacıyla kulağa su kaçırılmaktan ve uzun süreli nemli kalmasından kaçınılır. Banyo
veya yüzme sonrası %70’lik etil alkol veya %2’lik asetik asit solusyonları damlatılır. Kulak
kurcalanmaz.
MALİGN OTİTİS EKSTERNA
Hastalık, sıklıkla yaşlı ve diabetik, düşkün, immün sistemi deprese şahıslarda gelişir. Dış kulak
yolundan drenaj ve progresif inatçı ağrı, granülasyon doku mevcudiyeti vardır.
Etken
Pseudomonas aeruginosadır. Yumuşak doku, kartilaj ve kemiği işgal eden bu hastalık, 7, 10 ve
11. kranial sinirlerde paralizi yapabilir. Hastalığın genişliğinin tespiti için BT, MRI çekilir.
Tedavi:
Hospitalizasyon,
yoğun
lokal
tedavi
(aspirasyon-temizlik),
4-6
hafta
süreyle
antipseudomonal antibiyotik kombinasyonu ve gerekirse cerrahi debridman uygulanır.
42
Download