kbb acilleri 2 VE TRAKEOTOM 5.94 MB

advertisement
Prof. Dr. İrfan Papila
Prof.Dr. İrfan Papila
İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi KBB ABD
GİRİŞ
 Toplumun %5-10’u her sene en az bir defa
burun kanamasına maruz kalır.
 Burun kanamalı hastaların %10’u doktora
başvurma gereği duyar. Bunların da %10
kadarı bir uzman KBB hekimi tarafından
değerlendirilmek durumunda kalır.
EPİDEMİYOLOJİ
 İnfantlarda nadir, yaş ile sıklığı da artar.
 Çocuk ve genç erişkinde anterior, yaşlı erişkinlerde
daha çok posterior epistaksis görülür.
 Yaz aylarında da görülmekle beraber kış aylarında
daha sıktır.
 Düşük nemli, sıcak ve kuru iklimlerde daha sık
görülür.
 Alerji, nazal enflamasyon ve sinüs hastalığı olanlarda
nazal mukoza daha hassas ve hiperemik olduğundan
epistaksise eğilim vardır.
Burun neden kanar?
Burnun nemlendirme/ısıtma fonksiyonu
için yoğun vasküler ağ mevcuttur.
 Vasküler yapı hemen mukozanın altında
yerleşmiştir.
 Arterio-venöz anostomoz alanları
mevcuttur.
 İCA and ECA kan akımını sağlar.

Nazal kavitenin kanlanması
Eksternal karotik arter
Sfenopalatin arter

Büyük palatin arter

Asendan farengeal arter

Posterior nazal arter

Superior labial arter

İnternal karotik arter
Anterior ethmoidal arter

Posterior ethmoidal arter

Nazal kavitenin kanlanması (şematik)
Kiesselbach pleksusu
 Kiesselbach pleksusu
(Little alanı):




Anterior ethmoid (oft.)
Süperior labial a.
(fasiyal)
Sfenopalatin a (imax)
Büyük palatin (imax)
Woodruff pleksusu
Woodruff pleksusu:
Sfenopalatin arterin
farengeal ve
posterior nazal arter
dalları
Anterior ve posterior
kanamalar
 Anterior: genç populasyonda, genelde
septal veya anterior ethmoid kaynaklı,
en sık görülen epsitaksis (>%90%), tipik
olarak hafif seyreder.
 Posterior: daha ileri yaşlarda, genelde
Woodruff pleksusu kaynaklı, daha ağır
seyreder.
Etiyoloji
 Lokal faktörler







Vasküler
Enfeksiyon/ enflamasyon
Travma (en sık neden)
İatrojenik
Neoplazm
Desikasyon (kuruma/ krutlanma)
Yabancı cisimler/ diğer nedenler
Etiyoloji
 Sistemik faktörler



Vasküler
Enfeksiyon/ enflamasyon
Koagülopatiler
Lokal faktörler:
vasküler
 İCA anevrizmaları


ekstradural
cavernös sinüs
Lokal faktörler:
enfeksiyon/ enflamasyon
 Rhinit/Sinüzit




Alerjik
Bakteriyel
Fungal
Viral
Lokal faktörler:
travma






Burun karıştırma
Hapşırma, sümkürme
Nazal fraktür
Nazogastrik/nazotrakeal entübasyon
Sinüsler, orbita, orta kulak ve
kafatabanının travmaları
Barotravma
Septal hematom gelişmiş nazal fraktür
Lokal faktörler:
iatrojenik nazal zedelenme

FESS (fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi)
 Rhinoplasti
 Nazal rekonstrüksiyon
Lokal faktörler:
neoplazm

Jüvenil nazofarengeal anjiofibroma
 İnverted papillom
 SCCA
 Adenokarsinom
 Melanom
 Esthesionöroblastom
 Lenfoma
Lokal faktörler:
desikasyon
Soğuk-kuru hava (genelde kış aylarında)
 Kuru- sıcak hava
 Nazal oksijen uygulanması
 Anatomik anomaliler
 Atrofik rinit

Lokal faktörler:
diğer
Burunda yabancı cisim
 Intranazal parazit
 Septal perforasyon
 Kimyasal (kokain, nazal spreyler, amonyak vs.)

Sistemik faktörler:
Vasküler


Hipertansiyon/arterioskleroz
Herediter hemorajik telanjektazi (OWR)
Sistemik faktörler:
enfeksiyon/ enflamasyon

Tüberküloz
 Sifiliz
 Wegener granülomatozisi
 Periarteritis nodosa
 SLE
Sistemik faktörler:
koagülopatiler
 Trombositopeni
 Trombosit disfonksiyonu


Sistemik hastalıklar (üremi)
Medikasyona bağımlı (kumadin, NSAID, vs.)
 Pıhtılaşma faktörü eksiklikleri



Hemofili
Von Willebrand hastalığı
Hepatik yetmezlik
 Hematolojik maligniteler
Etiyoloji ve yaş
 Çocuklar:
yabancı cisimler, burun karıştırma, nazal
difteri (kronik kanamalıların 1/3 ‘ünde
kanama/ pıhtılaşma sorunu mevcut)
 Erişkinler:
travma, idiopatik
 Orta yaş grubu
tümörler
 İleri yaş
hipertansiyon
Tedavi
 İlk müdahale
 Özgeçmiş/ ilaç kullanımı?
 Hayati fonksiyonlar?
İ.V. replasman?
 Fizik muayene


Endoskopik rinoskopi
Anterior rinoskopi
 Laboratuvar inceleme
 Radyolojik inceleme
Gerekli malzemeler
 Işık kaynağı
 Nazal
spekulum/endoskop
 Aspiratör
 Adrenalin
 Nazal tamponlar
 Gümüş nitrat
Nazal tampon örnekleri
 Vazelin gaz
 Merocel
 Spongostan
 Epistat
 Surgicel
Nazal tamponlar
 Anterior nazal tamponlar
 Geleneksel
 Güncel modifikasyonlar
 Posterior nazal tamponlar
 Geleneksel
 Güncel modifikasyonlar
 Ant/Post nazal tampon
Güncel tampon örnekleri
TAMPON UYGULAMASI ÖRNEKLERİ
Posterior tamponun
uygulanması
Posterior tampon - bakım
 Yaşlı ve kronik hastalığı olan hastaları
yoğun bakımda takip etmek gerekebilir.
 Kardiopulmoner monitorizasyon.
 Antibioterapi.
 Oksijen takviyesi gerekebilir.
 Hafif sedasyon/ analjezi.
Konservatif tedavi
 Hipertansiyonun kontrolü
 Koagülopati ve trombositopeninin
düzeltilmesi






TDP ve/veya tam kan/ antikoagülanların
etkisinin giderilmesi/ trombosit takviyesi
Pıhtıların uzaklaştırılması
Topikal dekonjestanlar/vazokonstrüktörler
Koterizasyon (AgNo3, elektrokoter)
Nazal tampon (% 80-90 başarılı)
Büyük palatin foramenin blokajı
Konservatif tedavi – ileri
bakım
 Nemlendiriciler, yumuşatıcılar
 Hemorajik diateze yol açan ilaçların
kesilmesi
 Nasal kaviteye serum fizyoljik uygulanması
(damlalık, sprey)
 Hapşırma ve sümkürmenin önüne
geçilmesi
 Ağız açık olarak hapşırılması
 Yatak istirahatı
Cerrahi/embolizasyon endikasyonları
 Nazal tampona rağmen kanamanın devam
etmesi
 Hematokritte kan transfüzyonu
gerektirecek seviyeye düşüş
 Nazal tampona engel teşkil eden anatomik
anomali
 Hastanın nazal tamponu kabul etmemesi/
tolere edememesi
 Posteriordan medikal tedavi ilave
edilmesine rağmen 72 saatten fazla
kanamanın devam etmesi
Selektif
anjiografi/embolizasyon
 Kanama odağının tespitine yardımcı olur.
 Embolizasyonun en faydalı olduğu durumlar
 Cerrahi arter ligasyonu sonrası devam eden kanama
 Cerrahi ile zor ulaşılabilen kanama odağı
 Genel anesteziye engel teşkil eden durumlar





Kanama >.5 ml/dak olduğunda uygulanabilir
%90+ başarılıdır, komplikasyon oranı % 0.1
Sadece eksternal karotis ve dalları embolize edilebilir
Komplikasyon: minör (%18-45)/majör (%0-2)
Atheroskleroz ve ethmoidal kanamalarda kontraendikedir
Cerrahi tedavi





Transmaksiller İMA ligasyonu
İntraoral İMA ligasyonu
Anterior/posterior ethmoidal ligasyon
Transnazal sfenopalatin ligasyon
Eksternal karotik arter ligasyonu
 Septodermoplasti/Lazer ablasyon
Pratik ipuçları






Karşı azal kavitenin de aspire edilmesi
AgNO3 x 30 sn veya daha fazla uygulanması
(sadece tek taraflı uygulanabilir)
Antihistaminiklerin tekrar kanamanın önüne
geçilmesi uygulanması
Kanama/pıhtılaşma bozukluklarında koter işe
yaramaz
H2O2
Steroid uygulanmış Merocelin yerleştirilmesi
Pratik ipuçları





Sıcak su ile irigasyon
Soğuk su ile irigasyon
Antibiotikli pomat uygulanması
İntranazal basınç uygulanması
Nazal septuma östrojen kremi uygulanması
Nazal fraktürler (tanımlama)
 Os
nazalenin fraktürüdür.
 Aynı zamanda komşu kemik yapılarda da
fraktür bulunabilir (maksilla, frontal,
ethmoidler, zygoma).
 Septal kartilaj da etkilenebilir.
 Epistaksis ve/veya septal hematom
bulunabilir.
Nazal fraktürler (tanımlama)
 Fraktür
alanında kemik dokular açığa
çıkabilir. Bu durumda açık kırıktan söz edilir.
 Nazal fraktürler kozmetik sorun teşkil ettiği
kadar genelde hadisenin adli boyutu da
mevcuttur (darp, trafik kazası v.s.). Bu
nedenle tanı ve tedavi aşamaları mutlaka
kayıt altına alınmalı, gerekirse olay adli
birimlere iletilmelidir.
Nazal fraktürler (tanı
konulması)
 Nazal
fraktür tanısı radyoljik olarak veya
manuel muayenede burun kökünde
krepitasyon alınması ile konulur. Parçalı
olmayan dislokasyonlarda krepitasyon
alınmayabilir.
 Tanı için ayrıca hastanın deformiteden
şikayetçi olması da yol göstericidir.
Nazal fraktürler (tanı
konulması)
 Tanı
için lateral os nazale grafisi
çekilir.
Nazal fraktürler (tanı
konulması)

Os nazalede
fraktür çizgisi
aranır. Doğal
osseöz sütürler
bazen yanıltıcı
olabilir.
Nazal fraktürler (tanı
konulması)

Fraktürün oluşumuna neden olan kuvvetin
yönü ve şiddeti, os nazaledeki deformasyonu
belirler.
Nazal fraktürler (tedavi)
 Öncelikli
olarak acil müdahale geretiren
epistaksis veya septal hematom
mevcudiyeti araştırılır.
 Hastanın travmasının büyüklüğü ve genel
durumuna göre genel cerrahi, nöroşirürji,
oftalmoloji konsültasyonları gerekebilir.
Nazal fraktürler (tedavi)
 Fraktür
çok parçalı değil ise lokal olarak
müdahale mümkündür. Çok parçalı fraktür
mevcudiyetinde veya hastanın kooperasyon
sağlayamaması sözkonusu ise genel
anestezi tercih edilmelidir.
 Hastanın fraktür oluşumundan ne kadar
süre sonra başvurduğu tedavinin başarısı
ve redüksiyon tekniğinin seçimi için
önemlidir.
Nazal fraktürler (tedavi)
 Saatler
içinde müdahalede hem başarı
şansı yüksektir, hem de lokal müdahale
idealdir.
 Bir haftaya kadar duruma göre lokal
müdahale şansı vardır.
 Bir haftadan sonra tercihen hemen
müdahale yapılmaz ve aylar sonra genel
anestezi altında açık repozisyon uygulanır.
Nazal fraktürler (tedavi)
 Repozisyon
lokal anestezi ile yapılacak ise,
kademeli olarak burun mukozası ve burun
kökü lokal anestezikler ile iyice uyuşturulur.
 Burun kökünün tek parça olarak lateralize
olduğu fraktürlerde manuel redüksiyon
yeterli olabilir. Çökme fraktürlerinde elevatör
yardımı ile os nazaleye burun içinden
müdahale ile repoze edilir.
Nazal fraktürler (tedavi)
Repozisyon sonrası hastanın fotoğrafı,
kendisinin veya yakınlarının ifadesi ile sonuç
değerendirilir.
 Eski deformiteler ve travma sonucu ortaya
çıkan ödem yanıltıcı olabilir.
 Özellikle çökme fraktürlerinin repozisyonu
sonrasında burun içine tampon yerleştirilerek
repoze kemik parçalarının tekrar disloke
olması önlenir.
 Ayrıca fraktür alanını korumak için burun alçı
v.b malzemeler ile fikse edilir.

Nazal fraktürler (tedavi)
 Repozisyon
sonrasında duruma göre
antibiyoterapi ve analjezik tedavisi verilir.
 Tamponlar 24-48 saat sonra çıkarılır.
 Alçı bir hafta sonra alınır.
 Eğer laserasyon nedeni ile cilde sütür
atılmış ise nedbe oluşumunun önüne
geçmek için 4-5 gün sonra sütürler
alınmalıdır.
Nazal fraktürler (tedavi)
 Repozisyon
sonrasında deformasyon
giderilemiyor ise ya hemen genel anestezi
altında açık repozisyon yapılır ya da ileride
elektif şartlarda açık repozisyon
yapılmasına karar verilir.
 Alçı alındıkta sonra burun içi tekrar
değerlendirilerek gereğinde septumda
devam etmekte olan deformasyonlar için
cerrahi kararı verilebilir.
TRAVMALAR

1-MAKSİLLOFASİAL TRAVMALAR

2-KULAK TRAVMALARI

3-LARİNGOTRAKEAL TRAVMALAR
MAKSİLLOFASİAL TRAVMALAR
Ensık neden trafik kazalarıdır

Maksilla, frontal kemik ve mandibulaya kıyasla
daha düşük güçteki etkiler ile bütünlüğünü
kaybedebilmektedir.

En büyük tehlike intraoral kanama, ödem,
hematom gelişimi, maksillanın arkaya kayması ve
yerinden çıkan dişler sonucu gelişebilecek hava
yolu obstrüksiyonudur.

Trakeotomi nadir
olarak gerekir,
öncelikle entübasyon
yapılmalıdır
Nazal fraktür

Yüz travmaları
sonucu en fazla
etkilenen bölge
burundur.

Lateral travmalar sonucu oluşan nazal fraktürler
daha sık görülür.

Travmayı takiben hemen daima epistaksis görülür.

Tanı için;
 eksternal nazal deformitenin varlığı
 palpasyonda nazal kemiklerde krepitasyon
alınması
 lateral radyogramlar
Tedavi

Erişkinlerde lokal anestezi, çocuklarda ve koopere
olamayan erişkinlerde genel anestezi ile kırık
fragmanlar burun içinden kaldırılmak suretiyle
redükte edilir.

En uygun zaman, travmadan sonraki ilk birkaç
saatttir.

Erişkinlerde 7 -10 gün, çocuklarda 3-5 gün içinde
redüksiyon yapılmalıdır.
Septal Hematom

Travmadan birkaç gün
sonra gelişen bilateral
burun tıkanıklığı

Sero-hemorajik burun
akıntısı ,
şikayetleri mevcuttur

Tedavi edilmezse;
o Hematom abseleşir
o Kıkırdak nekroze olur
o Semer burun deformitesi ortaya çıkar.

Tedavisinde hematom drene edilir, anterior
tampon uygulanır ve antibiyotik verilir.
Aurikula hematomu

Künt travmaya bağlı olarak gelişir.

Kanama, aurikula kıkırdağı ile üzerindeki
perikondrium arasına olur.

Perikondrit, kondrit ve kıkırdak nekrozuna neden
olabilir.

Kıkırdak harabiyetine bağlı aurikula deformasyonu
(karnıbahar görünümü) gelişebilir.

Drene edilmeli, cildin yapışması için
vaskülarizasyonu bozmayacak derecede baskılı
mastoid sargı yapılmalı ve S.aureus için proflaktik
antibiyotik tedavisi başlanmalıdır.
Dış Kulak Yolu Travmaları

Yabancı cisimler ve bunlara yönelik girişimler.

Dış kulak yolu cildinde laserasyonlar.

Dış kulak yolu kırıkları.
Kulak Zarı, Orta Kulak ve Mastoid
Travmaları

Travmatik kulak zarı perforasyonu

Kulak zarı perforasyonu ve kemikçik zincir
kopukluğu

Serebrospinal otore
Travmatik Kulak Zarı
Perforasyonu

Dış kulak yolunda basınç artışına neden olan künt
travmayla veya daha nadir olarak delici yabancı
cisim penetrasyonları sonucunda görülür.

Çoğu ön-alt kadrandadır.

Hafif dereceli iletim tipi işitme kaybı vardır.

Kontamine olmayan travmatik perforasyonların
%95'i spontan epitelizasyonla kapanır.

İlk 24 saat içinde görülen hastalarda, perforasyon
steril sigara kağıdı veya ince silikon film ile
örtülerek epitelizasyonun düzgün gelişmesine
yardımcı olunabilir.

İyileşmeyen perforasyonlar daha sonra
miringoplasti ile cerrahi olarak düzeltilir.
İç Kulak Travmaları

Temporal kemik kırıkları

İç kulak kontüzyosu

İç kulak barotravması (Caisson hastalığı)
Temporal kemik kırıkları

Petröz kemiğin uzun eksenine paralel olan kırıklar
longitudinal, dik olan kırıklar transvers, her ikisinin
de bulunduğu kırıklar mikst tip kırık olarak
sınıflandırılır.

Asemptomatik olabilen longitudinal temporal kemik
kırıklarında müdahale endikasyonu yoktur.
Longitudinal
temporal kemik
fraktürü
Transvers
temporal kemik
fraktürü

Transvers temporal kemik kırıklarında koklea ve
labirentin hasar görmesi nedeniyle travma
sonrasında sensorinöral işitme kaybı ve şiddetli
vertigo görülür,işitme genellikle düzelmez.

Temporal kemik kırığını takiben hemen gelişen ve
komplet olan periferik fasial paralizi varlığında acil
cerrahi müdahale endikasyonu vardır.

Hasarlı bölge bulunur; kırık hattında sinirde ezilme
varsa dekompresyon, kesi varsa anostomoz veya
greftleme işlemleri uygulanır.
İç Kulak Barotravması (Caisson
hastalığı)

Tüplü sualtı dalışlarında yüksek basınç nedeniyle
kanda sıvı hale geçen solunum havasındaki azot,
yüzeye hızla çıkma halinde basıncın düşmesiyle
dolaşımda hava kabarcıkları haline döner ve kapiller
mikrodolaşımda hava embolilerine neden olur.

Dolaşımdaki azot kabarcıkları ancak dalgıcın tekrar
daldırılması veya dekompresyon odasına alınarak
atmosfer basıncının yükseltilmesi ile ortadan
kaldırılabilir.

Bu tedavi yöntemi hemen uygulanmadığı taktirde, iç
kulağın terminal arteriollerindeki hava embolileri
kalıcı sensorinöral işitme kaybına ve vestibüler
organ harabiyetine neden olabilir.
LARİNGOTRAKEAL
TRAVMALAR

Künt Eksternal Travmalar

Künt İnternal Travmalar

Larenks Yanıkları
Künt Eksternal Travmalar

Laringotrakeal iskeletin arkada bulunan vertebralar
ile travmayı oluşturan etken arasında sıkışması
larenks mukozasında yırtıklar, larenks kartilajları
arasındaki eklemlerde sublüksasyonlar,

Hyoid kemik, tiroid ve krikoid kıkırdak fraktürleri,
larengotrakeal seperasyon, hipofarenks ve
servikal özefagus mukozasında yırtıklar, boynun
büyük damar ve sinirlerinde yaralanmalar
görülebilir.

Solunum sıkıntısı ve kanaması olan olgularda ilk
yapılması gereken, entübasyon veya trakeotomi
ile havayolu açıklığının sağlanması ve kanamanın
durdurulmasıdır.

Bu acil dönem geçtikten sonra ileri tedavi,
yaralanmanın tipine ve şiddetine göre planlanır.
Künt İnternal Travmalar

Travmaya sebep olan faktörler
 Entübasyon
 Endotrakeal trakeotomi tüpleri
 Nazogastrik tüpler
 Yabancı cisimlerdir.
Larenks Yanıkları

Termal yanıklar, sıcak buhar ile süpersatüre
havanın inhalasyonuyla

Kimyasal yanıklar, duman veya gaz inhalasyonu, ya
da kostik madde içilmesiyle oluşur.

Şiddetli yanıklarda trakeotomi açılmalı, steroid ve
antibiyotik tedavisi başlanmalı, gerektiğinde
tekrarlanan bronkoskopiler ile üst ve alt solunum
yollarında biriken debris uzaklaştırılmalıdır.
Akut Fasial Paralizi

İlk ve en önemli adım santral paralizilerin periferik
paralizilerden ayırdedilmesidir.

Santral fasial paralizilerde alında frontal kasın
fonksiyonu normaldir ve hasta kaşlarını kaldırarak
alın cildini kırıştırabilir.

Periferik fasial paralizilerde (PFP) yüz yarımındaki
bütün kaslarda fonksiyon kaybı ile birlikte
gözyaşında azalma, tat bozukluğu ve stapes
refleksinin kaybına bağlı hiperakuzi görülebilir.

Fasial paralizilerin hepsinde başlangıç ani olabilir;
diğer semptomların ortaya çıkışından sonra gelişen
geç paraliziler sıklıkla enfeksiyöz ve travmatik
nedenlerde görülür.

Fasial paralizilerin çoğu ilk 2-3 hafta içinde bir
miktar düzelme gösterirler.

İlk 3 hafta sonrasında progresyon göstermeye
devam eden paralizilerde etyolojide tümör
düşünülmelidir.

Periferik fasial paralizilerin %50’sinden fazlası
idiopatiktir. İkinci sırada travmalar (yaklaşık %20),
üçüncü sırada enfeksiyöz nedenler gelir.

İdiopatik fasial paralizi (Bell paralizisi) tanısına,
etyolojiden sorumlu diğer nedenler ekarte
edildikten sonra ulaşılabilir.
Anamnez
Paralizinin başlangıcı,
 Süresi,
 Progresyon hızı,
 Rekürrens ve ailesel özellikler,
 Paraliziye eşlik eden semptomlar,
 Geçirilmiş cerrahi ve önemli hastalıklar hakkında
bilgi sahibi olunulabilir.

Fizik Muayene
Baş-boyun muayenesi
 Otoskopi
 Üst solunum-sindirim sistemi muayenesi
 Kranial sinirlerin muayenesi
 Parotis bezi ve boyun palpasyonu
Nörolojik muayene
 Serebellar testler

Motor muayene
Laboratuar incelemeleri

Odyometri

Topografik testler
 Schirmer gözyaşı testi
 Tat testi (gustometri)
 Tükrük testleri

Fasial sinir elektrofizyolojik testleri
- Sinir eksitabilite testi (NET)
- Maksimal stimülasyon testi (MST
- Elektronöronografi (ENoG)
- Elektromiyografi (EMG)

Radyolojik incelemeler (BT ve MRI)
Tam kan sayımı ve sedimentasyon hızı
 Glukoz tolerans testi
 Serumda spesifik antikorlar
 Antinükleer antikor (ANA) ve romatoid faktör
 Akciğer grafisi
 Lomber ponksiyon ve BOS analizi

Fasial paralizi derecesinin
belirlenmesi

Hastadan alın cildinin kırıştırılması, göz kapağının
kapatılması, gülümseme ve ıslık çalma
hareketlerini yapması istenerek fasial sinir inerve
ettiği kas gruplarına göre yüzün mimik fonksiyonu
klinik olarak değerlendirilebilir.

Günümüzde güvenilirliği kanıtlanmış olan,
paralizinin iyileşme derecesinin tanımlanmasında
da kullanılan ve yaygınlaşmış olan derecelendirme
sistemi House-Brackmann sistemidir.
House-Brackmann fasial paralizi
derecelendirme sistemi
I- Normal fonksiyon
Tüm bölgelerde normal fasial
fonksiyon
II- Hafif disfonksiyon
Görünüm:Yakın gözlemde hafif
güçsüzlük, çok hafif sinkinezi,
istirahatte normal simetri ve tonus
Hareket :
-Alın: Orta,iyi fonksiyon
-Göz: Minimal eforla tam
kapanma
-Ağız: Hafif asimetri
III- Orta derecede disfonksiyon
Görünüm:Yüzün heriki tarafında
aşikar ancak yüzü
çirkinleştirmeyecek fark.
Farkedilen ancak şiddetli olmayan
sinkinezi, kontraktür, hemispazm,
istirahatte normal simetri ve tonus
Hareket :
-Alın: Hafif orta hareket
-Göz: Eforla tam kapanma
-Ağız: Maksimum eforla hafif
güçsüzlük
IV-Orta-Şiddetli disfonksiyon
Görünüm: Aşikar güçsüzlük
ve /veya çirkinleştirici
asimetri, istirahatte normal
simetri ve tonus
Hareket:
-Alın: Hareketsiz
-Göz: Tam olmayan
kapanma
-Ağız: Maksimum eforla
asimetri
V- Şiddetli disfonksiyon
Görünüm:Sadece zar zor
anlaşılan hareket,
istirahatte asimetri
Hareket :
-Alın: Hareketsiz
-Göz: Tam olmayan
kapanma
-Ağız: Hafif hareket
VI-Komplet paralizi
Hiç hareket yok
Akut Fasial Paralizili Hastaya
Yaklaşım



İdiopatik fasial paralizinin ve travma veya
enfeksiyonlara bağlı akut fasial paralizilerin ilk 14
gün içinde inkomplet kalması, prognozun iyi
olduğunu ve Grade I veya II seviyesine tatminkar
düzelme olacağını gösterir.
Düzelmenin veya progresyonun tespit edilmesi için
hastaların ilk 3 hafta içinde periodik aralıklarla takip
edilmesi gerekir.
Komplet paralizili hastalarda prognozun takibi için,
elektrofizyolojik testlerin de yapıldığı günlük veya
günaşırı kontrollere ihtiyaç duyulabilir.
HAVA YOLU OBSTRÜKSİYONU

Çocuklarda görülen akut sorunlar sıklıkla
enfeksiyonlara ve doğumsal nedenlere bağlıdır.

İleri yaştaki kişilerde neoplastik ve nörolojik
kaynaklı kronik sorunlar ön plana çıkmaktadır.
Anamnez




Solunum yolu tıkanıklığı öncesinde meydana
gelen olaylar soruşturulur.
Travma, allerjik reaksiyon veya aspirasyon ipuçları
araştırılır.
Hastanın bu duruma ne kadar süre içinde girdiği
öğrenilir.
Önceden yaşanan solunum sıkıntıları, ateş, yutma
güçlüğü, yabancı cisim, aspirasyon özellikleri
araştırılır.
Fizik Muayene

Stridor; inspiratuar stridor daha çok supraglottik ve
glottik sebeplerde, ekspiratuar stridor bronşlar ve
alt trakeaya ait problemlerde, bifazik yani hem
inspiratuar hem de ekspiratuar stridor, üst trakea,
subglottik ve glottik sorunlarda görülür.

Çekilmeler; üst solunum yolu tıkanıklıklarında
suprasternal, supraklavikuler kasların içe doğru
çekilmesi, alt solunum yolu tıkanıklıklarında ise
interkostal kaslarda çekilmeler olur.

Kornaj; sesli ve hırıltılı solunum sırasında meydana
gelen ötmelerdir.

Siyanoz; Solunum sıkıntısı ile geçirilen süre arttıkça
siyanoz ve yorulma gözlenir.

Pozisyon; akut epiglottitli hastalar yatmaktansa
oturmayı, laringomalazik bebekler ise
oturmaktansa yatmayı tercih edebilirler.

Ses değişiklikleri; ses kısıklığı glottik bir sebebi,
sesin boğuk çıkması supraglottik bir sebebi akla
getirmelidir.
Yardımcı tanı yöntemleri

Endoskopik tetkikler; larinks, hipofarinks ve
broşların incelenmesi, hem tanı hem de tedavi
amacı güdebilir.

Radyolojik tetkikler:
 Bilgisayarlı tomografi
 Akciğer grafisi
 Yumuşak doku dansitesinde lateral boyun
grafisi
Çocuklarda Hava Yolu
Obstrüksiyonu

Çocuklarda üst solunum yollarının yapısı,
erişkinlerden bazı farklılıklar gösterir.

Çocuklarda bütün hava yolunun çapı ve kesit alanı
erişkinlerden daha küçüktür. Bu nedenle
erişkinlerde hiçbir semptom vermeyebilen
lezyonlar, çocuklarda şiddetli, hatta hayati tehlike
oluşturabilecek hava yolu obstrüksiyonuna neden
olabilirler.
Çocuklarda Etyoloji




Koanal atrezi
Konjenital larenks anomalileri :
 Larengomalazi
 Konjenital bilateral abduktor vokal fold paralizisi
 Konjenital subglottik stenoz
Enfeksiyonlar :
 Retrofarengeal abse
 Akut epiglottit
 Akut larengo-trakeo-bronşit
Larenks ve trakea yabancı cisimleri
Koanal atrezi
 Yenidoğanlar sadece nazal solunum yapabildiği
için bilateral koanal atrezili bebekler genellikle
kaybedilir.

Çok nadiren yaşayabilen bilateral atrezili ve ciddi
solunum güçlüğüne neden olan unilateral atrezili
çocuklarda en kısa süre içinde atrezik plağın
cerrahi olarak açılması gerekir.
Koanal atrezi
Larengomalazi

İnspirium sırasında gevşek supraglottik larenks
yapılarının lümene prolabe olması sonucunda
gelişen inspiratuar stridor ile kendini gösterir.

Bir yaşın altında görülen hava yolu
obstrüksiyonlarının yaklaşık %60'ından
larengomalazi sorumludur.

Ciddi solunum yolu obstrüksiyonu bulguları olan
çocuklarda trakeotomi veya larengoplastik cerrahi
müdahale gereksinimi bulunabilir.
Larengomalazi

Çocuk uyanık iken yapılacak endoskopik inceleme
ile diğer larenks anomalilerinin bulunmadığı ekarte
edilmelidir.

Larenksteki kıkırdak, kas, ligaman yapıların ve
nöromusküler kontrolun matürasyonu ile
larengomalazili çocukların çoğunda iki yaşa kadar
solunum problemi kendiliğinden ortadan kalkar ve
spesifik tedavi gerekmez.
Konjenital bilateral abduktor
vokal fold paralizisi

Genellikle bilateral n.vagus paralizisine neden
olan;
 Hidrosefali,
 Arnold-Chiary malformasyonu gibi santral
sinir sistemi anomalileri ile birlikte görülür.

Hava yolu obstrüksiyonu şiddetli olan olgularda
trakeotomi açılarak etyolojiye yönelik tedaviye
başlanır.
Konjenital subglottik stenoz
 Subglottik lümen çapının 3.5 mm altında olması
halinde inspiratuar ve ekspiratuar stridor görülür.

Şiddetli stenozda trakeotomi ile havayolu açıklığı
sağlanmalıdır.

Çocuğun büyümesi ile larenks lümeni de
genişleyeceği için 1-2 yaşa kadar beklenmelidir.
Retrofarengeal abse

Dört yaşın altındaki çocuklarda daha fonksiyonel
olan retrofarengeal lenf ganglionlarının
enfeksiyonu sonucunda
 lenfadenit
 sellülit
 abse, gelişimi ortaya çıkabilir ve orofarenks
seviyesinde hava yolu obstrüksiyonuna
neden olabilir.
Tanı

Sistemik enfeksiyon bulguları

Genel durum bozukluğu

Boyun hareketlerinde sertlik

Orofarenks arka duvarında itilme bulguları

Boyunun lateral direkt grafisinde retrofarengeal
yumuşak doku kalınlığı artışı, tanıda yardımcı olur.
Tedavi

Retrofarengeal abse acil müdahale gerektiren bir
durumdur.

Ponksiyon ve drenaj; Endotrakeal entübasyonu
takiben transoral yolla uygulanmalıdır.

Trendelenburg pozisyonu; Abse içeriğinin alt
solunum yollarına aspirasyonunun önlenmesi
amacıyla tercih edilmelidir.

Trakeotomi; hava yolu obstrüksiyonunun çok fazla
olması halinde, ekstübasyondan önce gerekebilir.


Parenteral antibiyoterapi
Akut Epiglottit

3-6 yaş arasındaki çocuklarda en sık görülür.

Supraglottik larenksin tip B H.influenzae ile gelişen
enfeksiyonudur.

Özellikle epiglotta olmak üzere hızla gelişen ödem
nedeniyle inspiratuar stridor görülür.

Epiglot ileri derecede hiperemik ve ödemlidir.

Endotrakeal entübasyon için gerekli hazırlıklar
olmadan akut epiglottit şüphesi olan bir hastanın
farenks ve larenks muayenesi yapılmamalıdır.
Akut Epiglottitte;
Üst solunum yoluna yönelik manüplasyonlar, hatta
vücut pozisyonundaki küçük değişiklikler bile tam
obstrüksiyona neden olabilir !!!
Klinik





Şiddetli enfeksiyon belirtileri
Yüksek ateş
Hava açlığı
Daha rahat solunum için baş önde-oturur
vücut pozisyonu
Şiddetli disfaji ve buna bağlı ağızdan
tükrük akması
Tedavi

Hasta hospitalize edilmeli

Endotrakeal entübasyon ile hava yolunun
güvenliği sağlanmalıdır.

Trakeotomi; ancak entübasyonun mümkün
olmadığı durumlarda endikedir.

Parenteral antibiyoterapi, sistemik steroid
kullanılmalıdır.
Akut Epiglottit
Akut larengo-trakeo-bronşit
(Krup)

Solunum yolu virüsleri (influenza, parainfluenza,
respiratuar sinsityal virüs gibi) neden olur.

Genellikle 2 yaş altında görülür.

Subglottik ödem nedeniyle hava yolu
obstrüksiyonuna neden olabilir.
Klinik

Akut epiglottitte olduğu kadar akut seyirli değildir.

Vücut pozisyonu genellikle normaldir.

Ateş hafiftir.

Disfaji yoktur.

Solunum güçlüğü inspiratuar ve ekspiratuar stridor
şeklinde olup çok şiddetli değildir.
Tedavi





Şiddetli olan hastalar hospitalize edilmeli
Solunum havası nemlendirilmeli
Sistemik steroid tedavisi başlanmalı
Antibiyotik proflaksisi uygulanmalıdır
Hava yolu obstrüksiyonu bulgularının çok şiddetli
olması halinde endotrakeal entübasyon veya
trakeotomi uygulanabilir
Erişkinlerde Hava Yolu
Obstrüksiyonu Nedenleri

Travma
 Maksillofasial travmalar
 Larengo-trakeal travmalar

Enfeksiyonlar
 Ludwig anjini
 Difteri
 Tetanoz

Anjionörotik ödem

Orofarenks, larenks, hipofarenks, trakea ve komşu
organ tümörleri

Bilateral abduktor vokal fold paralizisi

Yabancı cisimler
Maksillofasial ve Larengotrakeal
Travmalar

Özellikle parçalı mandibula kırıklarında dil
kökünün orofarenksi tıkaması ile Larengo-trakeal
travmalarda hava yolu obstrüksiyonu görülebilir.

Entübasyon veya trakeotomi; hava yolu
obstrüksiyonu saptanan olgularda travmayı
artırmayacak şekilde öncelikle uygulanmalıdır.

Larenks ödemi varsa sistemik steroid
uygulanmalıdır
Ludwig anjini

Submental ve submandibüler bölgenin lokalize
derin boyun enfeksiyonudur.

Genellikle dental veya tükrük bezi kaynaklıdır.

Ödem veya abse gelişimi nedeniyle dil kökü,
larenks, ya da trakea basısı ile hava yolu
obstrüksiyonu gelişebilir.

Trakeotomiye ihtiyaç duyulabilir.
Difteri

Corynebacterium dyphteriae'nın salgıladığı
toksin,paralizilere neden olur.

Farenks, larenks ve solunum kaslarındaki
paraliziler nedeniyle solunum yolu obstrüksiyonu
meydana gelebilir.

Antibiyotik ve antitoksin tedavisi

Gerektiğinde endotrakeal entübasyon veya
trakeotomi
Tetanoz

Clostridium tetani egzotoksini, farenks ve larenks
kaslarında spazmlara neden olur.

Solunum yolu obstrüksiyonu meydana gelebilir.

Trakeotomi; solunum sıkıntısı olan hastalarda
uygulanmalıdır.

Endotrakeal entübasyon; şiddetli kas spazmları
nedeniyle mümkün olmayabilir.
Anjionörotik ödem

Tip I hipersensitivite reaksiyonu (anaflaktik
reaksiyon)

Yüz cildinde, dudak, dil, farenks ve larenks mukoza
yüzeylerinde ödem ve buna bağlı hava yolu
obstrüksiyonu görülebilir.

Gecikmeden endotrakeal entübasyon veya
trakeotomi ile hava yolu güvenliği sağlanmalıdır.
Tümörlere bağlı hava yolu
obstrüksiyonu

En sık larenks karsinomları neden olur.

Dil kökü, tonsil, orofarenks, hipofarenks, trakea,
servikal özefagus ve tiroid malign tümörleri de
lümeni tıkayarak veya eksternal bası ile üst
solunum yolunu daraltabilirler.

Trakeotomi; solunum güçlüğüne neden olan tümör
olgularının çoğunda endotrakeal entübasyon
güçtür.
Bilateral abduktor vokal kord
paralizisi

Süperior larengeal sinir, rekürren larengeal sinir ve
bunların kaynaklandığı n.vagus'u ilgilendiren
serebral korteks ile sinir-kas kavşağı arasındaki
çeşitli inflamatuar, nöropatik, neoplastik, travmatik
lezyonlar sinir paralizilerine neden olabilir.

Vokal kord paralizilerinin çoğu erişkinlerde görülür
ve en sık nedeni tiroidektomiye bağlı cerrahi
travmadır.
Tedavi

Trakeotomi; solunum güçlüğü gelişen hastalarda
açılır.

Bir aritenoidin veya kordun laterale çekilmesini
sağlamak ve solunum yolunu açmak için cerrahi
tedaviler uygulanabilir:
* aritenoidektomi
* lateral aritenoidopeksi
* kordektomi
* posterior kordotomi
Hava Yolu Obstrüksiyonu Olan
Hastaya Yaklaşım

Hızlı anamnez

Doğru pozisyonel manevralar

Airway kullanımı

Endotrakeal entübasyon

Trakeotomi veya krikotirotomi
Heimlich manevrası
Krikotirotomi (koniotomi)

Çok hızlı gelişen total hava yolu
obstrüksiyonlarında

Trakeotomi için gerekli cerrahi aletler ve müdahale
koşulları bulunmadığında

Trakeotomiye alternatif olan bir girişimdir

Krikotiroid membran üzerinden yapılan lokal
infiltrasyon anestezisi ve transvers cilt insizyonu ile
orta hattan diseksiyon yapılarak larenkse ulaşılır.

Krikotiroid membran insizyonla açılır.

Subglottik mesafede hava yoluna girilerek
trakeotomi kanülü veya entübasyon tüpü
yerleştirilir.

Krikotirotominin en önemli komplikasyonu
subglottik bölgede stenoz gelişmesidir.

Hasta gerekli cerrahi donanımın bulunduğu bir
merkeze nakledildiği anda hava yolu açıklığı
trakeotomi ile sağlanmalı ve kanül krikotirotomi
açıklığından çıkartılmalıdır.
Trakeotomi

Deneyim gerektiren bir cerrahi girişimdir.

Mümkünse endotrakeal entübasyonu takiben
genel anestezi altında yapılmalıdır.

Acil ve entübasyonun çok güç olduğu durumlarda
(tümörlerde) lokal anesteziyle de uygulanabilir.
Trakeotomi Endikasyonları
A-Üst solunum yolu
obstrüksiyonu
nedeniyle
1-Orofarenks ve
hipofarenks
seviyesindeki
obstrüksiyonlar
○ Orofarenks ve
hipofarenks
tümörleri
○ Anjionörotik ödem
2-Obstrüktif larengeal
dispne
○ Konjenital larenks
anomalileri
○ Larenks travmaları
○ Larenks yabancı
cisimleri
○ Larenks ödemi
○ Larenjitler
○ Bilateral abduktor
vokal fold paralizisi
○ Larenks tümörleri
○ Komşu boyun
yapılarının basısı
B-Alt solunum yollarının
korunması amacıyla
1-Solunum paralizilerinde
○ Santral paraliziler
 Kortikal ve kortiko-bulber
paraliziler (ör.
serebrovasküler olaylar,
beyin tümörleri)
 Spinobulber paraliziler (ör.
Guillian-Barre sendromu,
siringomyeli, beyin sapı
infarkt ve kanamaları)
○ Periferik paraliziler
 Myopatiler
 Myastenia gravis
2-Yutma güçlüğü ve
aspirasyonda
C-Ventilatör destekli
solunuma yardımcı
olmak amacıyla
D-Hava yolunu koruyucu
(proflaktik) amaçlı
 Komplike maksillofasial
travmalar
 Orofarenks ve
hipofarenks cerrahisi
 Şiddetli kronik obstrüktif
akciğer hastalığı ve
yetmezliği
YABANCI CİSİMLER

Burun

Kulak (dış kulak yolu)

Orofarenks ve hipofarenks

Larenks ve trakea
Burun yabancı cisimleri

Genellikle çocuklarda ve akıl hastalarında
rastlanır.

Uzun süreli, tek taraflı, kötü kokulu, pürülan veya
kanlı burun akıntısı varlığında burun yabancı cisimi
akla gelmelidir.

Çocuklarda genel, koopere erişkinlerde topikal
anestezi altında aspiratör veya küret ile cismin
arkasından öne çekilerek atravmatik olarak
çıkartılmalıdır.
Dış kulak yolu yabancı cisimleri

İnorganik yabancı cisimler(oyuncak düğme vb.)

Organik yabancı cisimler(canlı,cansız olabilir)

Küret yardımı ile cismin arkasına geçip dışarı
doğru çekerek veya lavaj yapılarak çıkartılabilir.
Orofarenks ve Hipofarenks
yabancı cisimleri

Balık kılçığı, iğne gibi sivri yabancı cisimlerin
tonsillere veya dil köküne batması sıktır.

Orofarengeal muayene, indirekt larengoskopi veya
endoskopi ile görülebilir.

Koopere erişkinlerde topikal anestezi altında bir
forseps kullanarak yabancı cisimler çıkartılabilir.

Çocuklarda ve koopere olamayan erişkinlerde
muayene ve müdahale genel anestezi altında
yapılır.
ENFEKSİYONLAR

Üst solunum yolu enfeksiyonları
 Akut tonsillit
 Peritonsiller sellülit ve abse
 Parafarengeal abse
 Retrofarengeal abse
 Akut epiglottit

Akut larengo-takeo-bronşit
Akut Tonsillit

Tanısı muayene ile konur.

Tonsillerin üzeri değişen derecede eksüda ile kaplı
olabilir.

Sıvı alımının azalmasına bağlı olarak mukozalar
kuru sekresyonlar koyudur.

Yatak istirahati, sıvı alımı, analjezik, antipiretik,
bakteriyel kaynak düşünülüyorsa antibioterapi
verilmelidir.
Peritonsiller Abse

Genellikle tonsillerin süpüratif enfeksiyonlarından
sonra gelişir.

Tonsildeki enfeksiyonun tonsil kapsülünü delerek
tonsiller fossanın duvarı ile tonsil kapsülü arasında
püy birikmesidir.

Genellikle unilateraldir.

Ateş 39-40 dereceye kadar
çıkabilir.


Şiddetli ağrı, odinofaji,
disfaji, trismus vardır.
Pürülan materyal aşağı doğru
yayılıp subglottik ödem ve hava
yolu obstrüksiyonuna yolaçabilir.
Tedavide;





Apse drenajı
Hospitalizasyon
Parenteral yüksek doz penisilin
Ağız bakımı, aneljezik, antipiretik
6-8 hafta sonra tonsillektomi önerilir
Parafarengeal Abse

Tonsillit veya peritonsiller abseden sonra oluşabilir.

Abse öne yayılırsa Ludwig anjini gelişebilir.

Posteriora ilerlerse karotis kılıfını enfekte edebilir.

Tanıda CT yararlıdır.

Parenteral yolla geniş spektrumlu antibiotik verilir.

Gerekli durumda submandibüler bezin aşağısından eksternal
drenaj yapılır.
Retrofarengeal Abse

Akut tonsillit komplikasyonu olarak gelişir.

Farenks arka duvarında fluktuasyon veren palpabl
bir kitle vardır.

Lateral grafiler ve CT tanıda yararlıdır.

Cerrahi drenaj yapılır ve geniş spektrumlu
antibiotik kullanılır.
Yüz bölgesi enfeksiyonları


Anterior yüz bölgesi enfeksiyonları
○
Üst 1/3 yüz bölgesi enfeksiyonları
○
Orta 1/3 yüz bölgesi enfeksiyonları
 Periorbital bölge
- Periorbital ödem
- Orbital sellülit
- Subperiostal abse
- Orbital abse
- Kavernöz sinüs trombozu
 Burun
- Nazal vestibülit
- Enfekte dermoid kist
- Septum absesi
○
Alt 1/3 yüz bölgesi enfeksiyonları
Lateral yüz bölgesi enfeksiyonları (Parotiditler)
ANİ İŞİTME KAYBI
Ani başlayan işitme kaybı
 Buşon
 Tuba östaki disfonksiyonu
 Akut otitis media
 Effüzyonlu otitis media
gibi birçok ciddi olmayan hastalığa bağlı olabilir.
Akut İşitme Kaybı








Sensörinöral (koklear) tipte bir işitme kaybıdır
İdiopatik kabul edilir
Genellikle unilateraldir
Birkaç dakika/saat içinde yerleşir.
Vertigo eşlik edebilir
Başka sistemik bulgu yoktur
Medikal acildir
İlk 72 saat içinde tedaviye başlanmazsa kalıcı
işitme kaybı ihtimali yüksektir.
Tedavide
Tuz ve aktivite kısıtlaması
 Alkol ve sigara yasağı
 Prednizolon ( 1 mg/kg/gün - oral başlanır
azaltılarak 14 günde kesilir )
 Pirasetam ( ilk 3 gün 6 gr/gün IV - azaltılarak
3x800 mg oral )
 B1 – B6 vitamini
 Famotidin (40 mg/gün oral)
 Asiklovir ( 5x800 mg/gün – viral etyoloji mevcut ise
uygulanır )
 Gün aşırı odyogram

VERTİGO
Periferik orjinli vertigo nedenleri:





Meniere hastalığı
Benign paroksismal pozisyonel vertigo
Labirentitler
İç kulağın vasküler hastalıkları
Travma

Metabolik hastalıklar

Ototoksinler

İç kulağın otoimmun hastalıklar

Kulak ve temporal kemik tümörleri

Akut alkol intoksikasyonu
Benign paroksismal pozisyonel
vertigo

Vestibüler sistem hastalıklarının ensık
rastlananlarındandır.

Spesifik baş pozisyonu ile ortaya çıkan, sıklıkla
şiddetli ve kısa süreli vertigo
( çoğunluk 30
saniyeden az)
DİX-HALLPİKE MANEVRASI
-
Hastanın vertigo ve nistagmusu bu manevra ile ortaya
çıkarılır.
-
Hasta oturur pozisyonda iken başı masanın kenarından
hafifçe sarkacak şekilde sağa çevrilerek yatırılır.
-
30 sn tutularak oturtulur.
-
30 sn beklendikten sonra baş sol tarafa çevrilerek tekrarlanır.
-
Hastada subjektif vertigo şikayeti, nistagmusun yönü ve latensi
süresine bakılır.

Tedavide posterior semisirküler kanaldaki
kristalleri düşürmek için bazı manevralar ( Epley,
Semont manevraları ) ve egzersizler yapılır.

Bu manevralar hastanın semptomları
kayboluncaya kadar yapılır.
Vestibüler nörinit

Akut olarak başlayan vertigo, horizontal nistagmus,bulantı ve
sıklıkla kusma ile karakterizedir.

Başka nörolojik bulgular ya da işitme kaybı olmaksızın
meydana gelir.

Ataklar halinde seyreder.

Atağın akut fazı 24-72 saat sürebilir.

Bu dönemde enufak bir baş hareketi şiddetli vertigoya neden
olur.

Ataklar halinde seyreder.

Atağın akut fazı 24-72 saat sürebilir.

Bu dönemde enufak bir baş hareketi şiddetli vertigoya neden
olur.

Bir süre önce ÜSYE anamnezi olabilir.

Etyolojide virüsler suçlanır.

Ensık suçlanan Herpes virüstür.

Genellikle semptomlar birkaç haftada düzelir. Ancak bazen
bir yıla kadar uzayabilir.

Hastaların bir kısmında akut dönemden sonra BPPV
oluşabilir.

Kalorik test tutulan tarafta parsiyel ya da tamamen
kaybolmuştur.
Tedavide

Vestibüler supresan ilaçlar

Yatak istirahati

Antiviral ajanlar (Asiklovir)

B kompleks vitamin

Steroid
Otolaringolojik Uyku
Bozukluğu
 Obstructive Sleep Apnea Syndrome (OSAS)
 Obstructive Sleep Hypopnea Syndrome
(OSHS)
 Upper Airway Resistance Syndrome (UARS)
 Horlama
Solunumun durması manasına gelen
a ve pnoia kelimelerinden gelir.
 İlk kez 1964 yılında Gastaut
tarafından tanımlanmıştır.
 Toplumda %1-2 oranında görülür.

Terminoloji
Apne: Ağız ve burun seviyesinde
hava akımının 10 saniye süre ile
durmasıdır.
 Oksijen desaturasyonu: Arteriyel
oksijen satürasyonunun %90’ın altına
düşmesidir.
 Hipopne: Ağız ve burun seviyesinde
hava akımının %50’den fazla azalması
ya da en az 10 sn. süreyle yüzeyel
solunum atağının olmasıdır.

Obstrüktif uyku apnesi: Abdominal ve
torasik solunum eforu olmasına
rağmen, ağız ve burun seviyesinde
hava akımının kesilmesidir.
 Apne indeksi: Uyku boyunca her bir
saatte geçirilen apne nöbeti sayısıdır.
 Hipopne indeksi: Uyku boyunca her
bir saatte geçirilen hipopne sayısıdır.

Uyku apne indeksi (Respiratory
disturbance index): Uyku boyunca
oluşan apnelerin ve hipopnelerin
saatlik ortalamasıdır.
 Obstrüktif uyku apne sendromu:
Uyku süresi boyunca ortalama olarak
uykunun her saati için 5 veya daha
fazla sayıda apne yada hipopne
nöbeti geçirilmesine obstrüktif sleep
apne sendromu denir.

Neden OSA Tedavisi
Gereklidir?
NEDEN?
Hipertansiyon
 İskemik Kalp Hastalıkları
 Myokardiyal Disfonksiyon&Aritmiler
 Serebrovasküler Hastalıklar
 Ruhsal,Nörokognitif ve Davranış
Değişikliği

 İş/Trafik kazası artışı

Mortalite Artışı
NEDEN?
Apne Fizyopatolojisi:
Venturi prensibi: Hava akımı dar bir
bölgeden geçerken hız kazanır.
 Bernoulli prensibi: Akmakta olan
hava, dış kısmında negatif basınç
oluşturur.
 Hava, ne kadar dar bir bölgeden
geçerse o kadar hızlı geçer ve
çevresinde o kadar fazla negatif
basınç oluşturur.

Apne Fizyopatolojisi:

Anatomik darlık
 Artan inspiratuvar basınca ihtiyaç

Anormal nöromusküler kontrol
 Havayolu obstrüksiyonuna bağlı
dilatatörlerin refleks aktivasyonunda
bozukluk
Sınıflama



UARS: RDI<5
OSAS: RDI >5
Hafif OSAS: 5 < RDI < 20
Orta OSAS: 20 < RDI < 40
Ciddi OSAS: RDI > 40
Primer Horlama:
polisomnogramda patoloji
saptanmaz
Tanı
Anamnez
Fizik muayene
Üst solunum yollarının
endoskopik muayenesi
○ Müller manevrası
Polisomnografi
Radyolojik
○ CT
○ MR
○ Sefalometrik ölçümler
Tanı









Horlama
Uyku sırasında nefesin durması
Gündüz uyku hali
Hafıza ve muhakeme bozukluğu
Konsantrasyon bozukluğu
Seksüel disfonksiyon
Nokturnal enürezis
Okul ve iş performansında düşme
Sabah baş ağrıları
Tanı
Anamnez
Fizik muayene
Üst solunum yollarının endoskopik
muayenesi
○ Müller manevrası
Polisomnografi
Radyolojik
○ CT
○ MR
○ Sefalometrik ölçümler
Tanı
 Vital
Bulgular
 Baş & Boyun Muayenesi
Fizik Muayene
Vital Bulgular
Boy
 Kilo
 Boyun bölgesinin çevresi
 Kan basıncı
 Vücut kitle indeksi(BMI)

 ağırlık (kg) / boyun (metre) karesi
 Erkek >27.8, Kadın >27.3
Fizik Muayene
Baş&Boyun Muayene
Fizik Muayene
Fizik Muayene
Tanı
Müller Manevrası
Anamnez
Fizik muayene
Üst Solunum Yollarının Endoskopik
Muayenesi
○ Müller manevrası
Polisomnografi
Radyolojik
○ CT
○ MR
○ Sefalometrik ölçümler
Tanı
Anamnez
• Polisomnografi, spontan gece uykusu
Fizik muayene
sırasında
Üst solunum yollarının endoskopik
birçok fizyolojik parametrenin
muayenesi
yazdırılması
işlemidir.
○ Müller manevrası
Polisomnografi
• Radyolojik
Polisomnografik kayıtlar hastanın
durumuna
ve
○ CT
○ MR
imkanların
müsaitliğine bağlı olarak
○ Sefalometrik ölçümler
birçok
parametre içerebilir.
Polisomnografi
Polisomnografi
Minimum Hangi Parametreler ?

 Uykuya
parametreler
Uykuya
aitaitparametreler





○ EEG
Uyku
fazlarının süresi
○ EOG
Uyku
fazlarının yüzdeleri
○ EMG
Toplam
uyku süresi
○ EKG
Uyku
etkinlik ve devamlılık endeksleri
Davranışsal ve biyoelektrik uyanıklık
sayısı
Tanı
Anamnez
Fizik
muayene
 Sefalometriler
Üst
solunum yollarının
endoskopik
 Bilgisayarlı
Tomografi
muayenesi

Manyetik Rezonans Görüntüleme
○ Müller manevrası
Polisomnografi
Radyoloji
○ CT
○ MR
○ Sefalometrik ölçümler
Tedavi
Önlemler
 Medikal tedavi
 Ağız ve burun içi aletler
 Cerrahi tedavi

Önlemler
Zayıflama
 Alkol alımının kesilmesi
 Sedatif ilaçların kesilmesi
 Uyku pozisyonunun düzenlenmesi

Medikal Tedavi
Protriptilin
 Dekonjestanlar
 İntra nazal steroidler
 Düşük akımda oksijen verilmesi

Ağız ve Burun İçi Aletler
Dil tutucu aletler
 Mandibula ilerletme
aletleri

Nazal Sürekli Pozitif Havayolu
Basıncı (nCPAP)
Amaç, kollaps
sırasında oluşan
negatif basıncı
yenmektir.
 7-15 cm-H2O
değerinde pozitif
basınç verilir.

CPAP
Basıncın düşük
kalması yetersiz
tedaviye,
aşırı basınç
verilmesi ise
spontan
uyanmalara ve
santral apnelere
neden olabilir.
Cerrahi Tedavi
Tonsillektomi ve/veya adenoidektomi
 Nazal cerrahi
 Uvulopalatofaringoplasti (UPPP)
 Uvulopalatal flepler (UPF)
 Laser assisted uvulopalatoplasty (LAUP)
 Palatal germe operasyonları
 Radiofrequency-assisted
uvulopalatoplasty (RAUP)
 Dil köküne yapılan girişimler.
 Maksillofasiyal cerrahi.
 Trakeotomi

Uvulopalatofaringoplasti (UPPP)
1964 yılında
Japon İkemetsu
tarafından tarif
edilen horlamaya
yönelik ilk cerrahi
tedavidir.
 Fujita 1981’de
modifiye etmiştir.
 Birinci planda
uygulanma amacı
retropalatal
kollaps için

Uvulopalatofaringoplasti (UPPP)
Radiofrequency-Assisted Uvulopalatoplasti
(RAUP)

Bu prosedür, radyofrekans
dalgalarıyla dokunun
termokoagülasyonundan ibarettir.
Radyofrekans enerjisi, uygulandığı
dokuda nekroz oluşturur. Bu lezyon,
fibrozis ve skar dokusu oluşumu ile
iyileşir. Sonuçta radyofrekans enerjisi
uygulandığı dokuda volüm azalmasına
ve gerginliğe neden olur.
Dil Köküne Yapılan Girişimler
Lingual tonsillektomi
 Dil kökü rezeksiyonu
 Dil köküne radyofrekans uygulaması
 Dil kökünü öne çekici sütür
uygulaması

Maksillofasiyal Cerrahi
Maksillo-mandibuler ilerletme
 Genioglossus ilerletme
 Tirohioidopeksi

Maksillo-mandibuler ilerletme
Genioglossus İlerletme
Tirohioidopeksi
Trakeotomi
Tıkanıklığı by-pass eden girişimdir.
 Diğer tedavi yöntemlerinin
uygulanamadığı veya başarısız
kaldığı durumlarda uygulanır.
 CPAP ile birlikte obstrüktif sleep apne
sendromunun en efektif tedavi
yöntemidir.
 Psikososyal uyumsuzluk ve
kozmetik sorunlar nedeniyle fazla
tercih edilmez.

TEŞEKKÜRLER….
Download