maddenin yapısı ve özellikleri

advertisement
MADDENİN
YAPISI VE
ÖZELLİKLERİ
1-ELEMENTLER VE
SEMBOLLERİ
2-ATOMUN YAPISI
3-ELEKTRONLARIN DİZİLİMİ
1-ELEMENT VE SEMBOLLERİ
Elementi oluşturmak için aynı tip
atomlar bir araya gelir. Bir
elementin bütün atomları birbiriyle
aynı iken, farklı elementlerin
atomları birbirinden farklıdır.
Örneğin demir elementini oluşturan
atomlar birbiriyle aynı iken, bakır
elementini oluşturan atomlardan
farklıdır.
Bazı elementleri oluşturan birimler
atomlardır. Bazı elementlerin
birimleri ise aynı atomların
oluşturduğu moleküllerdir.
Doğada canlı cansız her madde
elementten oluşmaktadır. Bazı
elementlerin adlarını
besinlerimizden veya kullandığımız
malzemelerden dolayı sıkça duyarız.
Fakat bunların element olup
olmadıklarını herhalde hiç
düşünmemişizdir. Şimdi günlük
hayatta karşılaştığımız yaygın
elementler, bu elementlerin tanecik
yapı modellerini ve kullanım
alanlarını inceleyelim.
CIVA
Diş dolgusunun yapımı dahil birçok
alanda cıva elementi kullanılır.
Evlerimizde kullandığımız
termometrelerin içinde yer alan
sıvıda da cıva elementi kullanılır.
BAKIR
Mutfakta kullandığımız eşyalarımızın bir kısmı,
bazı süs eşyalarımız,
bazı inşaat malzemeleri
bakır elementinden yapılmıştır.
NİKEL
Arabaların çeşitli kaplamalarında,
Musluk kaplamalarında
nikel elementi kullanılır.
Nikel elementi başka hangi
alanlarda kullanılıyor olabilir?
ALTIN ve GÜMÜŞ elementi
süs eşyası dışında nerelerde
karşımıza çıkar?
ALTIN
Kuyumculuk, diş hekimliği ,para
yapımında, iletken yapımında kullanılır
GÜMÜŞ
Fotoğrafçılıkta
İyi iletken olduğu için tel yapımında
kullanılır.
Yediğimiz besinler de
elementlerden oluşmaktadır.
İYOT
Deniz ürünlerinde ve
Sofra tuzunda bol miktarda bulunur.
Sofra tuzunda ve balıkta bulunan
iyot elementinin taneciklerinin aynı
olduğunu söyleyebilir miyiz?
ÇİNKO
Mutfak eşyalarında ve
Pillerde çinko elementi
kullanılmaktadır.
Aynı element çok farklı alanlarda karşımıza
çıkabilir. Örneğin;
marul,
pekmez gibi besinlerimizde
vücudumuzda dolaşan kanda
bazı inşaat malzemeleri ile demir parmaklıklarda
DEMİR elementi bulunur,
Bilinen elementlerin sayısı arttıkça
bilim insanları bu elementleri
numaralandırma ihtiyacı
hissetmişlerdir.
1’den 20’ye kadar numaralandırılmış
elementler ve bu elementlerin
kullanım alanlarına ve kullanım
alanlarına bakalım.
Daha öncede belirttiğimiz gibi
doğadaki canlı cansız her şey
elementlerden meydana gelmiştir.
Doğada bilinen yaklaşık 100 element
olmasına rağmen bu elementler
birbirleriyle birleşerek dünyayı ve
canlıları oluşturur.
Şimdi de elementlerin vücudumuzu
ve yeryüzünü oluşturma oranlarına
göz atalım..
Canlı Vücudunu Oluşturan Element Çeşitleri ve
Bunların Oranları :
•Oksijen→%65
•Karbon→%18
•Hidrojen→%10
•Potasyum→%0,35
•Sodyum→%0,15
• Azot→%3
•Kalsiyum→%2
• Fosfor→%1,1
•Kükürt→%0,25
Yeryüzünde Bulunan Elementlerin Oranları :
• Oksijen → % 46,6
• Silisyum → % 27,7
• Alüminyum → % 8,1
• Demir → % 5,0
• Kalsiyum → % 3,6
• Sodyum → % 2,8
• Potasyum → % 2,6
• Magnezyum → % 2,1
Vücudumuz ve yeryüzü
karşılaştırılamayacak kadar farklı
özellikler sahiptir. Oysa ikisi de
hemen hemen aynı elementlerden
oluşmaktadır. Örneğin oksijen
elementi insan vücudunun ve
yeryüzünün büyük bir kısmını
oluşturur. Ayrıca
kalsiyum,magnezyum,demir,
potasyum ve daha birçok element
vücudumuzu ve yeryüzünü oluşturan
ortak elementlerdir.
Elementlerin Adlandırması
Bilim insanları elementlerin Latince
adlarının yerine bu adların ilk
harflerini tercih etmişler ve bu
harfler elementlerin sembolü olarak
kullanılmıştır. İlk harfleri aynı olan
elementler olduğunda da element
adının ilk iki harfi tercih edilmiştir.
İki harfle belirtme durumunda da
ilk harf büyük, ikinci harf küçük
yazılmıştır.
Örneğin; hidrojen elementinin
Latince adı ‘Hydrogenes’ olduğu için
sembolü ‘H’, helyum elementinin
Latince adı ‘Helios’ve sembolü ‘He’
şeklindedir. Fosfor elementinin
Latince adı ‘Phosphoros’ oduğu için
bu element ‘P’ ile gösterilmektedir.
İlk 20 elementin numarası,adı ve sembolü
Elementler sembollerle gösterilir,
fakat sembollerden o elementin
atomik yapıda mı yoksa moleküler
yapıda mı olduğunu anlayamayız.
Moleküler yapıda olan elementlerde,
moleküllerin kaç atomdan oluştuğunun
belirtilmesi için formüller kullanılır.
Örneğin; hidrojen,oksijen,iyot gibi
elementlerin
molekülleri
iki
atomludur. Bu sebeple çizelgede
gördüğümüz
gibi
hidrojen
elementinin sembolü ‘H’, formülü ‘H2’
olarak gösterilir. Demir, bakır gibi
elementler
moleküler
halde
bulunmadığı için formülleri yoktur.
Bileşikler formüllerle ifade edilmektedir.
Örneğin; bir bileşik olan su, H2O formülü
ile gösterilirken suyu oluşturan hidrojen
elementi H sembolü ile, oksijen elementi
de O sembolü ile gösterilir. Formülleri
verilen NaCl,CO2,HCl,HI gibi bileşikler
hangi elementlerden oluşmuştur? Bu
elementlerin sembolleri nedir?
NaCl
CO2
HCl
HI
2- ATOMUN YAPISI
Şekilde altın elementinden yapılmış bir yüzük
görüyoruz. Altın elementini oluşturan atomlar
nasıl bir arada durmaktadır?
Peki bilyeler
düz bir zemin
üzerine
konulduklarında
neden bir arada
durmaz?
Maddeyi oluşturan tanecikler de
bilyeler gibi olsaydı hepsi
birbirinden bağımsız davranırdı.
Elementlerin oluşturan atomlar
birbirlerini etkilediği için atomlar
bir arada bulunur. Elementleri
oluşturan atomların birbirinden
etkilenmesine sebep olan şey nedir?
Maddeyi oluşturan atomları bir
arada tutan etkinin nasıl meydana
geldiğini bir etkinlikle keşfedelim.
Maddeleri oluşturan bütün
taneciklerin hareketli olduğunu
öğrenmiştik. Sizce taneciklerin
hareket etmesinin sebebi ne olabilir?
Elementleri oluşturan atomların
sürekli hareket halinde olması ve bu
atomların birbirine etki
etmesi,atomun yapısında başka
birimlerin olduğunu gösterir. Cam
bilyenin veya balonun kumaşlara
sürtüldükten sonra kağıdı çekmesi,
bu maddeleri oluşturan atomların
yapısında bulunan birimlerden
kaynaklanıyor olabilir mi?
Etkinliğimizde cam bilyeyi ipek kumaşa
sürttüğümüzde cam bilyenin atomları ile
kumaşın atomların arasında parçacık alış
verişi gerçekleşmiştir.diğer bir ifade ile
cam bilyenin atomlarını oluşturan
parçacıkların çok az bir kısmı ipek
kumaşa geçmiştir. Yün kumaşın atomlarını
oluşturan parçacıkların çok az bir kısmı
ise balona geçmiştir. Atomu oluşturan bu
parçacıklar proton, nötron ve
elektronlardır.
Atomu oluşturan bu parçacıklar farklı
konumlarda bulunurlar. Nötron ve
protonlar atomun merkezinde bulunur.
Nötron ve protonların bulunduğu bu kısım
çekirdek olarak adlandırılır. Elektronlar
ise çekirdeğin etrafında yer alır.
Atomu oluşturan parçacıklar farklı
yüklere sahiptir. Farklı yüklere
sahip bu parçacıklar birbirini
etkileyerek bir arada bulunur ve
atomu oluşturur. Atomda bulunan
yükler negatif ve pozitif yük olarak
adlandırılır. Negatif yük elektronun,
pozitif yük ise protonun yükünü
temsil etmektedir.
+
Şekilde gösterildiği gibi elektronun
yükü(-), protonun yükü(+) işareti ile
gösterilmektedir. Nötron ise
atomun merkezinde proton ile
birlikte bulunan yüksüz parçacıktır.
Her atomun farklı sayılarda
elektron, proton ve nötronu bulunur.
Belirli sayılarda proton, nötron ve
elektronlar farklı konumlarda bir
arada bulunarak atomları oluşturur.
Atomu oluşturan bu parçacıkların
arasında da sadece boşluk vardır.
Elektron(e)
Element
Atom
Nötron(n)
Proton(p)
Atomun bir alt parçacığı olan
elektronlar çekirdeğin etrafında
sabit bir yerde durmaz.
Elektronların
hareketini,Lunapark’taki ahtapotun
yaptığı dönme hareketine
benzetebiliriz.
Elektronlar çekirdekten belirli
uzaklıklarda hem kendi etraflarında
hem de çekirdeğin etrafında çok
hızlı hareket eder. Bu sebeple
elektronlar çekirdeğe
düşmezler,çekirdek tarafından
çekildikleri için de dışarı
fırlamazlar.
Çekirdekte bulunan proton ve
nötron ise elektrona göre oldukça
yavaş hareket eder. Atomu
oluşturan parçacıkların hızlarının
farklılığı, bunların sahip oldukları
kütlelerle ilişkilidir.
Tabloda da görüldüğü gibi atomun
kütlesini, çekirdeği oluşturan
kısım(proton+nötron) meydana
getirir.
Şekilde,atomu oluşturan farklı
yüklere sahip parçacıklar arasındaki
çekme kuvveti gösterilmiştir.
proton
+
-
elektron
nötron
elektron
çekirdek
np
katman
Elektronların ortalama olarak
bulunduğu çizgiler katman olarak
adlandırılır. Atomlar birden fazla
katmana sahip olabilir. Gerçekte
atomun yapısında modelde
gösterildiği gibi katman bulunmaz.
Fakat elektronların konumunu daha
kolay açıklayabilmek için katman,
modelde koyu yuvarlak çizgilerle
gösterilmiştir.
Bu katmanlar, çizimlerde
gösterildiği gibi düz bir zemin
değildir. Çekirdeğin çevresini
tamamen saran küresel bir yapıya
sahiptir.
Atomu şekilde görülen matruşkalara
benzetirsek birbiri içine geçen
bebeklerin her birini de elektronların
bulunduğu katmanlar olarak
düşünebiliriz. Bildiğimiz gibi bu tür
oyuncaklarda matruşkalar birbirinin
içine geçerek büyük ve tek bir bebek
olarak görünür.
Peki her atom farklı sayıda
elektrona sahip olduğuna göre bu
elektronların hepsi aynı katmanda
mı bulunur?
Atomlarda birden fazla sayıda
katman bulunabilir ve katmanlardaki
elektron sayısı farklı olabilir. Ancak
iki katmanda en fazla iki elektron
bulunabilir.
İkinci ve üçüncü katmanlarda
bulunabilecek elektron sayısı sekizi
geçemez.
Elektronlar öncelikle çekirdeğe en
yakın katmanda bulunur. İkinci
katmanda sekiz elektron yer
aldıktan sonra elektronlar üçüncü
katmana yerleşir.
Elementlere ait atomların proton ve
elektron sayıları birbirine eşit
olduğu için atomlar nötr yapıdadır.
Atomun nötr olması atomda bulunan
negatif yüklerin sayısını pozitif
yüklerin sayısına eşit olması
demektir. Diğer bir ifade ile
elektron negatif yüklü, proton
pozitif yüklü olduğu için elektron ve
proton sayılarının eşit olması
atomun nötr olduğunu gösterir.
Artı yüklü atom
Eksi yüklü atom
Nötr atom
(-) yüklü atom
(+) yüklü atom
Şimdi kendimize şöyle bir soru
sorabiliriz: “Bütün atomlar elektron,
proton ve nötronlardan oluştuğuna
göre niçin farklı elementlerin
atomları farklı özelliklere sahiptir?”
Her bir elemente ait atomun proton,
nötron ve elektronlarının sayısı aynı
değildir. Bir elementin atomunun
diğer elementin atomundan farklı
olması çekirdekte bulunan proton
sayısına bağlıdır.
Örneğin;hidrojen atomunun
çekirdeğinde bir proton bulunmasına
karşılık, azot atomunun çekirdeğin
yedi proton bulunmaktadır. Bu
sebeple hidrojen atomu, azot
atomundan farklıdır. Farklı
elementlerin atomları aynı sayıda
elektron veya nötron içerebilir.
Ancak farklı atomların proton sayıları
hiçbir zaman aynı olamaz. Bu sebeple
atomda bulunan protonların sayısı, o
elementin kimliğini belirler. Nötr
atomlarda elektron sayısı proton
sayısına bağlı olduğu için proton sayısı
kadar elektron bulunur.
katman
Şekilde gördüğümüz
çekirdek
karbon atomunu
incelediğimizde,
çekirdeğinde altı
proton ve altı nötron
elektron
bulunduğunu ve altı
elektrona sahip
olduğunu fark
ederiz.
Bir elementin tüm atomlarının
çekirdeğinde aynı sayıda proton
bulunur. Fakat aynı elementin tüm
atomlarının nötron sayıları
birbirinden farklı olabilir. Proton
sayısı farklı olması ise elementin
farklı olması demektir.
Proton sayısı elementin kimliğini
belirlediğine göre proton sayısını
atom numarası olarak
adlandırabiliriz.
ATOM MODELİNİN SERÜVENİ
ATOM MODELLERİ
Atom gözle veya en gelişmiş elektron
mikroskopları ile bile görülemez.
Maddenin kütlesi olduğu halde maddeyi
oluşturan atomların tek tek kütleleri
ölçülemez ve atomlar duyu organları
tarafından algılanamaz.
Eski çağlardan günümüze kadar gözle
görülemeyen atom hakkında çeşitli bilim
adamları deneyler yapmışlar, atom
hakkında elde ettikleri bilgileri açıklamak
için çeşitli bilimsel modeller ortaya
koymuşlardır.
Atom hakkında ortaya konan her yeni
model bir önceki modelin eksikliğini
gidermiştir. Atom hakkında yapılan yeni
deneyleri açıklayamayan modelin yerine
de yeni bir model geliştirilmiştir.
Eski atom modellerinin bugün geçerli
olmamasının nedeni, o modelleri geliştiren
bilim adamlarının iyi düşünememesinden
değil, o dönemde bilinenlerin bugün
bilinenlere göre daha az olmasından
kaynaklanır. (Dalton atom modeli
açıklandığında o dönemde bilinenler
dikkate alındığında o modeli geliştirmek,
Bohr atom modelini geliştirmekten daha
zordu).
Atom hakkında Democritus, Dalton,
Thomson, Rutherford ve Bohr isimli
bilim adamları ve filozoflar
görüşlerini ortaya koymuşlar ve
günümüzdeki atom modeli ortaya
çıkmıştır. Günümüzde kullanılan
atom modeli Modern Atom Teorisi
sonucu ortaya konmuştur ve
bugünkü model, yeni bir model
bulununcaya kadar geçerliliğini
sürdürecektir.
a) Democritus Atom Modeli
(Democritus–M.Ö. 400) :
Atom hakkında ilk görüş M.Ö. 400’lü
yıllarda Yunanlı filozof Democritus
tarafından ortaya
konmuştur.Democritus, maddenin
taneciklerden oluştuğunu savunmuş ve
bu taneciklere atom adını vermiştir.
Democritus, atom hakkındaki görüşlerini
deneylere göre değil varsayımlara göre
söylemiştir. Democritus’ a göre;
Madde parçalara ayrıldığında en
sonunda bölünemeyen bir tanecik
elde edilir ve bu tanecik atomdur.
Bütün maddeler aynı tür
atomlardan oluşur.
Maddelerin farklı olmasının nedeni
maddeyi oluşturan atomların sayı ve
dizilişi biçiminin farklı olmasıdır.
Atom görülemez.
Atom görülemediği için bölünemez.
b) Dalton Atom Modeli (John
Dalton 1766–1844) :
Atom hakkında ilk bilimsel görüş
1803 – 1808 yılları arasında İngiliz
bilim adamı John Dalton tarafından
ortaya atılmıştır. Dalton’ a göre;
Maddenin en küçük yapı taşı
atomdur. (Maddeler çok küçük,
bölünemez, yok edilemez
taneciklerden oluşur.)
Atom parçalanamaz.
Atom içi dolu küre şeklindedir.
Bütün maddeler farklı tür
atomlardan oluşmuştur.
Maddelerin birbirlerinden farklı
olmasının nedeni maddeyi oluşturan
atomların farklı özellikte olmasıdır.
Bir maddeyi oluşturan atomların
tamamı birbirleriyle aynı özelliklere
sahiptir.
Dalton atom modeli:
c) Thomson Atom Modeli (John
Joseph Thomson 1856–1940) :
Atomun yapısı hakkında ilk model
1897 yılında Thomson tarafından
ortaya konmuştur. Thomson atom
modeli bir karpuza ya da üzümlü
keke benzer. Thomson’ a göre;
Atom küre şeklindedir. (Çapı 10–8
cm)
Atomda (+) ve (–) yüklü tanecikler
bulunur.
Thomson’a göre atom; dışı tamamen
pozitif yüklü bir küre olup negatif yüklü
olan elektronlar kek içerisindeki gömülü
üzümler gibi bu küre içerisine gömülmüş
haldedir.
Atomlar, daha küçük taneciklerden
oluştuğu için parçalanabilirler.
d) Rutherford Atom Modeli
(Ernest Rutherford 1871–1937) :
Atomun çekirdeğini ve
çekirdekle ilgili birçok özelliğin ilk
defa keşfeden bilim adamı
Rutherforddur.
Atom kütlesinin tamamına yakını
merkezde toplanır, bu merkeze
çekirdek denir.
Atomdaki pozitif yüklere proton
denir.
Elektronlar çekirdek etrafında
gezegenlerin Güneş etrafında
dolandığı gibi dairesel yörüngelerde
sürekli dolanırlar. Çekirdekle
elektronlar arasında çekim kuvveti
olduğu için elektronların çekirdeğe
düşmemeleri için dolanmaları
gerekir.
Elektronların bulunduğu hacim
çekirdeğin hacminden çok büyüktür.
Çekirdekteki protonların sayısı (yük
miktarı) bir maddenin bütün
atomlarında aynı, fakat farklı
maddenin atomlarında farklıdır.
Çekirdekteki proton (yük) sayısı,
elektron sayısına eşittir.
Çekirdekteki pozitif yüklerin kütlesi
yaklaşık atom kütlesinin yarısına
eşittir
e) Bohr Atom Modeli (Niels David
Bohr 1875–1962) :
Bohr atom teorisi hidrojenin
yayınma spektrumuna dayanılarak
açıklanır. Bohr’ a göre;
Elektronlar çekirdek etrafında
belirli uzaklıklardaki katmanlarda
dönerler, rasgele dolanmazlar.
(Yüksek enerji düzeyinde bulunan
elektron, düşük enerji düzeyine
geçerse fotonlar halinde ışık
yayarlar).
(Kararlı hallerin tamamında
elektronlar çekirdek etrafında
dairesel yörünge izlerler).
f) Modern Atom Teorisi
Günümüzde kullanılan atom modeli,
modern atom teorisi sonucu ortaya
konmuştur. Bu teoriye göre
elektronlar çok hızlı hareket
ettikleri için belirli bir yerleri
yoktur. Yani elektronların bulunduğu
kabuk kavramı yanlış bir kavramdır.
Elektronların sadece bulunma
ihtimalinin olduğu bölgeler bilinebilir
ve elektronların bulunma ihtimalinin
olduğu bölgelere elektron bulutu
denir.
3-ELEKTRON DİZİLİMLERİ
ELEKTRON ALIŞVERİŞİ VE
SONUÇLARI:
Helyum (2), neon (10), argon
(18)in elektron dağılımları
incelendiğinde
Eğer bu üç elementin birer
elektronu daha olsaydı, her birinde
yeni bir katman oluşacaktı. Çünkü
her üçünün de en dıştaki katmanları
tamamen dolu durumdadır.
1.Katmanda en çok 2 elektron
bulunması durumu dublet kuralı, 2.
ve 3. katmanlarda en çok 8 elektron
bulunması durumu oktet kuralı
olarak adlandırılır..
Helyum dublet, neon ve argon oktet
kuralına uyar. Oktet veya dublet
kuralına uyan atomlar kararlı yapıya
sahiptir.
Diğer elementler de kararlı yapıya
sahip olmak isterler. Bu yüzden
elektron alır veya verirler.
Son yörüngesindeki elektron sayısı
az olan lityum (3), berilyum (5) gibi
elementler elektron verme
eğilimindedir.
Oksijen(8), flor(9) elementleri ise
elektron almaya yatkındır.
Atomlar elektron alarak veya
vererek kararlı yapıya ulaştıklarında
artık, iyon olarak adlandırılırlar.
Nötr bir atomun elektron almış veya
vermiş haline iyon denir.
Atom elektron alarak kararlı hale geçerse
elektron sayısı>proton sayısı olur. Bu tür
iyonlara negatif(-) yüklü iyon (anyon)denir.
Atom elektron vererek kararlı hale geçerse
elektron sayısı(+)yüklü iyon (katyon)denir.
Atomlar kaybettikleri elektron sayısı kadar
+yüklü, kazandıkları elektron sayısı kadar – yüklü
olurlar. Not: iyon yükü =proton sayısı- elektron
sayısı
Eğer iyon anyonsa sembolün sağ üst kısmına –
işareti konur ve aldığı elektron sayısı yazılır.
Katyonsa + işareti konur ve sayısı yazılır.
DEĞERLENDİRME SORULARI
A)1 ve 3
B)3 ve 5
C)3, 5 ve 6
D)1, 2 ve 4
‘Element, ……………’ cümlesinde boş
bırakılan yere aşağıdakilerden
hangisi gelmelidir?
A)Farklı atom ve moleküllerin bir
araya gelmesiyle oluşur.
B)Çok çeşitli atomlardan oluşur.
C)Farklı moleküllerden oluşur.
D)Aynı çeşit atomların bir araya
gelmesiyle oluşur.
Atomu oluşturan temel parçacıklar
aşağıdakilerden hangisinde doğru
olarak verilmiştir?
A) proton, nötron, iyon
B) proton, nötron, elektron
C) proton, nötron, katman
D) çekirdek, elektron, iyon
Atomu oluşturan parçacıklardan
hangisi yaklaşık olarak aynı hacme
ve kütleye sahiptir?
A) nötron, elektron
B) elektron, proton
C) proton, nötron
D) proton, nötron, elektron
Aşağıdakilerden hangisi atom
modellerinden değildir?
A)Dalton atom modeli
B)Kovalent atom modeli
C)Bohr atom modeli
D)Rutherford atom modeli
‘İyon’ kelimesinin anlamı için
aşağıdakilerden hangisini kullanmak
doğru olur?
A)Molekül
B)Yüklü tanecik
C)Element
D)Yüksüz tanecik
‘Bir atom elektron alıp verdiğinde
………… oluşur.’ cümlesinde boş
bırakılan yere aşağıdakilerden
hangisi gelmelidir?
A)İyon
B)Element
C)Atom
D)Proton
HAZIRLAYAN:
DİDEM SİPAHİOĞLU
FEN BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ
4. SINIF (İ.Ö)
Download