kitap tanıtımı - Merhaba,Ben Ahmet Orhan ERÜLGEN

advertisement
Babamı beş yaşında kaybettikten sonra çocukluğum ve gençliğim yokluk, sefalet içinde geçti.
Acılar,hastalıklarla boğuşurken,
Allaha sitemlerim oldu.Ben kime ne yaptım,suçum ne, küçük yaşlarda böyle acılar içinde bir yaşamı bana layık
görüyorsun diye.
Cevap alamadım.Zerresi olduğum muazzam varlık benimle ilgilenmedi.Öyleyse bazı şeylerin yapılmasını bize
bırakıyordu.
Daha o günlerde karar verdim,insan yaşamını değiştirme savaşına.Tartışmalarda itirazlarımı dile
getirdiğimde,"Böyle gelmiş böyle gider" deniliyordu.Böyle gelmiş ama böyle gitmemeliydi.Allahın insanlara
haksızlıklarla dolu bir yaşam verdiğine inanmıyordum. Cennet gibi bir Dünyada,hediye gibi bir yaşam
sunulmuştu bizlere. Canavarlaşarak birbirimizi,doğayı katleden bizlerdik.Öyleyse sorun biz insanlardaydı. Doğal
yapımız,organizmamız gereği sevgi bağlarıyla bağlı,kardeşçe huzur içinde yaşamamız mümkündü. Çünkü biz
varlığımızı sevgi bağlarıyla kenetlenmiş,kardeşçe,dayanışma içinde yaşamaya,kendini yenilemeye çalışan
trilyonlarca canlıya borçluyduk.Varlığımıza,organizmamızı oluşturan hücrelere ihanet içinde bir yaşam
sürdürüyorduk.İhanet içindeki yaşam bir kanser gibi toplumu ve insanları sarmıştı.
Toplum içinde yaşıyorduk,bunun nimetlerinden her insanın azami derecede yararlanması gerekirken neden böyle
bencil,acımasız olabiliyordu insanlar ? Ben istediğim gibi yiyip içeyim,gezeyim,eğleneyim,kaliteli bir hayat
süreyim,diğer insanlar
aç kalsınlar,sürünsünler hatta ölsünler diyebiliyordu.Halbuki insanlar çalışıp topluma faydalı işler yaparak
insanca yaşamak istiyordu.İstenilen, hayata gelen her insanın doğal hakkıydı.
İnsan içinde bulunduğu koşullara göre yetişiyordu.Bu günkü yaşanılan sistem,paylaşmayı bilmeyen,acımasız
insanlar yetiştiriyordu.İnsan doğası ve sistem arasındaki çelişkinin ortadan kalkması için,ya insan ya da sistem
değişecekti.İnsanın doğal yapısına aykırı olan bir yaşama uyum sağlaması istenemezdi.İstendiğinde bu gün
olduğu gibi kavga ve kaos yaşanacak
İnsan organizmaları kendilerini ve toplumu saran sistem kanserine karşı savaş vereceklerdi.
Bu günün insanlık sorunu insanlara bu şekilde yaşamayı dayatan para sistemiydi. Bütün haksızlıkların ve
adaletsizliklerin kökeninde sistem diye dayatılan,savaşlara ve kaoslara neden olan para değeri vardı.Para
masumane bir değer ölçüsü olmaktan çıkmış,toplum içindeki haksızlık,adaletsizlik ve düzensizliklerin asıl
nedeni olmuştu.Para değerinin elde edilmesinde,paylaşılmasında ve kullanılmasında bencillik ve güç
hakimdi.İnsanca paylaşarak yaşamak isteyenler her türlü kötülüğe ve haksızlığa boyun
eğiyor,eğdiriliyordu.Para için her türlü insani değer ayaklar altına alınabiliyordu.Kimsenin kimseye
güveni kalmamıştı.Sevgi,saygı,dayanışma,vicdan,birlik,beraberlik gibi insani duygular para değeri
karşısında ikinci planda kalmıştı.Para adeta putlaşmıştı.Bu böyle olmamalıydı.Döngüyü tersine
çevirmek gerekiyordu.İnsanlık tarihindeki bu olumsuz süreç sona ermeli,toplumu saran kanser
yenilmeliydi.
Bu gelişmeye sadece sınıf savaşı olarak bakılamazdı.Varoluşumuzu,diğer canlılardan farklılığımızı
sağlayan insani değerlerimizin maddi değerlere karşı verdiği savaştı bu. Dünya malı dünyada
kalıyordu.Bunun için insani değerlerimizi ikinci plana atmaya değermiydi ?sanki İnsanlığın bütün
soruları, sorunları bitmiş,dünyanın paylaşımı kalmıştı.
BU KAVGA ezen ezilen ayrımı yapılmaksızın,her sınıftan insanların katılacağı,manevi insani
değerlerle, maddi değerlerin hangisinin öne çıkacağı konusunda yapılacaktır.Sonunda
bencilliklere,parçalanmalara,manevi değerlerin içten çöküşüne neden olan para yok olacak,aklın ve
kalbin eseri olan,insanlığın ufuklarını açacak PARASİZM AHLAK DÜZENİ hayata gelecektir.
Tüm Dünya insanlığına, Yaşam yolcusu kardeşlerime selam olsun.
Ahmet Orhan Erülgen
Download