tc. başkent üniversitesi sağlık bilimleri enstitüsü hemşirelik anabilim

advertisement
TC.
BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI
BİR YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDE ENTÜBE HASTALARLA
İLETİŞİMDE RESİMLİ İLETİŞİM MATERYALİNİN
ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
MÜNEVVER OTUZOĞLU
Ankara
2010
TC.
BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI
BİR YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDE ENTÜBE HASTALARLA
İLETİŞİMDE RESİMLİ İLETİŞİM MATERYALİNİN
ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
MÜNEVVER OTUZOĞLU
DANIŞMAN
Yrd. Doç. Dr. AZİZE KARAHAN
Ankara
2010
TEŞEKKÜR
Çalışma süresince tez danışmanlığımı üstlenerek bana yol gösteren, tez konumun
belirlenmesinde,
çalışamamın
planlanmasında,
gerçekleştirilmesinde
ve
sonuçlandırılmasında her türlü bilimsel katkı ve manevi desteğini esirgemyen değerli
hocam Yrd. Doç.Dr. Azize KARAHAN’a
Resimli materyalin oluşturulması aşamasında yardımlarını ve manevi desteğini
esirgemeyen Gülşah AYDIN ve çizimleri ile katkıda bulunan Hasan Cihat SU’ya
Yüksek Lisans eğitimim boyunca manevi desteklerini esirgemeyen, devamlılığımı
sağlayabilmem için gerekli izinleri veren, hoşgörüyü cömertçe gösteren Başkent
Üniversitesi Ankara Hastanesi Hemşirelik Hizmetleri Müdürlüğü Yönetimine ve
Erişkin Kalp Damar Yoğun Bakım Ünitesi çalışanlarına
Yüksek lisans dönemim boyunca maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen değerli
aileme en içten dileklerimle teşekkür ederim.
ÖZET
BİR YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDE ENTÜBE HASTALARLA İLETİŞİMDE
RESİMLİ İLETİŞİM MATERYALİNİN ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ
Entübe hastalarla iletişimde bir resimli materyalin geliştirilmesi ve bu materyalin iletişimde
etkinliğinin belirlenmesi amacıyla planlan yarı deneysel desendeki bu araştırma Başkent
Üniversitesi Ankara Hastanesinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini Erişkin Kalp
Damar Yoğun Bakım Ünitesinde yatan açık kalp cerrahisi gerçekleştirilmiş ve entübe edilmiş
olan 90 hasta oluşturmuş, bu hastalar müdahale ve kontrol grubu olarak iki grupta takip
edilmiştir.
Çalışmada veriler, litaratürden yararlanılarak hazırlanan İletişim Materyalinde Yer Alacak
Konuları Belirlemeye Yönelik Hasta Görüş Formu, Entübe Olduğu Süre İçinde Hastanın
İletişimle İlgili Deneyimlerini Belirlemeye Yönelik Soru Formu ve İletişim Sürecini
Değerlendirme Formu kullanılarak elde edilmiştir. Verilerin analizinde tanımlayıcı
istatistiklerin yanı sıra, Chi-square testi kullanılmıştır.
Hastaların yaş ortalamaları 52±3; çoğunluğu erkek, evli, ilköğretim mezunudur. Müdahale
grubundaki hastaların %77.8’i sağlık personelinin entübe hastalarla iletişiminde resimli
iletişim materyalinin yardımcı olduğunu belirtmişlerdir.
Kontrol grubunda yer alan 65 yaş üzerindeki hastalarda, her iki cinsiyet grubundaki hastaların
ve okuma yazma bilmeyenlerin, müdahale grubundaki hastalara göre sağlık personeli ile
iletişimde daha fazla güçlük yaşadıkları belirlenmiştir (p<0.05).
Sağlık personelinin hastaların ihtiyaç ve isteklerini anlamakta yeterlilik durumu
karşılaştırıldığında; kontrol grubundaki kadınların ve 65 yaş üzerindeki hastaların müdahale
grubundaki hastalara göre sağlık personelini daha yeterli buldukları belirlenmiştir (p<0.05).
Müdahale grubunda bulunan hastaların tamamı sağlık personelinin resimli iletişim
materyalini entübe hastalarla iletişimde kullanmasını önermişlerdir. Sonuç olarak entübe
hastalarla iletişimde resimli iletişim materyalinin etkin bir yöntem olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler; resimli iletişim materyali, mekanik ventilasyon, iletişim, sözel olmayan
iletişim, yoğun bakım ünitesi
iii
ABSTRACT
DETERMINING THE EFFECTIVENESS OF ILLUSTRATED COMMUNICATION
MATERIAL FOR COMMUNICATION WITH INTUBATED PATIENTS AT AN
INTENSIVE CARE UNIT
The aim of this semi-experimental study that took place at Baskent University Ankara
Hospital was to develop illustrated material for patient communication and determine its
effectiveness. The study sample consisted of 90 intubated patients at the Adult Cardiovascular
Intensive Care Unit who had undergone open heart surgery. The patients were divided into
the intervention and control groups.
Study data were obtained by using the Patient Opinion Form to Determine the Subjects to be
Placed into the Communication Material Form, Questionnaire to Determine Patient
Experiences with Communication while being Intubated, and the Communication Process
Evaluation Form. Data analysis was with descriptive statistics and the Chi-square test.
The mean age was 52±3 years, and most patients were male, married and primary school
graduates. The illustrated communication material was stated to be helpful by 77.8% of the
intervention group patients regarding the communication between the healthcare staff and the
patients.
All control group patients and especially those over aged 65 and both of gender group
illiterate patients had more difficulties communicating with the healthcare staff than
intervention group (p<0.05).
We also determined the adequacy of the healthcare staff in understanding the needs and
requests of the patients and control group females and patients over aged 65 found healthcare
staff more adequate than those in the intervention group (p<0.05).
All patients in the intervention group suggested the use of illustrated communication material
by healthcare staff in communicating with patients. In conclusion, we determined that the use
of illustrated communication material was an effective method in communicating with
intubated patients.
Key words; Illustrated communication material, mechanical ventilation, communication,
nonverbal communication, intensive care unit
iv
Dizin
Sayfa Numarası
İçindekiler
İç kapak..............................................................................................
Kabul ve onay sayfası.........................................................................
Özet ve anahtar sözcükler...................................................................
iii
İngilizce özet (abstract & key words)................................................
iv
İçindekiler..........................................................................................
vi
Kısaltmalar ve simgeler dizini .......................................................
vii
Şekiller dizini ....................................................................................
viii
Tablolar dizini..................................................................................
ix
1. Giriş ve Gerekçe............................................................................
1
2. Genel Bilgiler.................................................................................
6
2.1. İletişim kavramı...........................................................................
6
2.2.İletişim süreci ve teorileri.............................................................
7
2.3.İletişim çeşitleri............................................................................
9
2.4.İletişimi engelleyen faktörler.......................................................
13
2.5.Hemşire hasta iletişimi.................................................................
15
2.6.Yoğun bakım ünitesinde iletişim.................................................
17
2.7.Entübe hastalarla iletişim..............................................................
19
2.8.Entübe hastalarla iletişimi artırmada kullanılan yöntemler..........
22
3.Gereç ve Yöntem
3.1.Araştırmanın türü.........................................................................
26
3.2.Araştırmanın yeri ve zamanı........................................................
26
3.3.Araştırmanın evreni ve örneklemi.................................................
26
3.4.Verilerin toplanması ....................................................................
27
3.4.1. Veri toplama araçları .........................................................
28
3.4.2. Resimli İletişim Aracının Geliştirilme Süreci ..................
29
3.4.3. Araştırmanın Aşamaları.....................................................
31
3.5.Verilerin Değerlendirilmesi..........................................................
33
3.6.Araştırmanın Etik Boyutu ve İzin Alma Süreci...........................
33
3.7. Araştırmanın Sınırlılıkları...........................................................
34
v
Sayfa Numarası
Dizin
4. Bulgular..........................................................................................
36
5. Tartışma.........................................................................................
53
6.Sonuç ve Öneriler...........................................................................
63
7.Kaynakça.........................................................................................
67
Ekler
EK I
Başkent Üniversitesi Etik Kurul Formu
EK II
İletişim materyalinde yer alacak konuları belirlemeye
yönelik hasta görüş formu
EK III Entübe olduğu süre içinde hastanın iletişimle ilgili
deneyimlerini belirlemeye yönelik soru formu
EK IV
İletişim sürecini değerlendirme formu
EK V
Resimli iletişim materyali
vi
KISALTMALAR ve SİMGELER DİZİNİ
Ark. Arkadaşları
Temel Kavramlar
Entübasyon: Endotrakeal entübasyon trakea içine solunum yolunu güvenlik altına almak
veya solunumu kontrol etmek amacı ile bir tüp yerleştirilmesidir.
Ekstübasyon: Hastanın kendi kendine solunum yapabilmesi ile mekhanik ventilasyon
desteğinden ayırmak için endotrakeal tüpün çıkarılmasıdır.
vii
ŞEKİLLER
Şekil 2.1 Shannon ve Weaver iletişim modeli......................................................
Sayfa
Numarası
7
Şekil 2.2 Laswell iletişim süreci modeli..............................................................
8
Şekil 2.3 İletişimin düzeyleri...............................................................................
9
Şekil 2.4 Kişilerarası iletişimin çeşitleri..............................................................
11
Şekil 2.5 Sağlıkta iletişim süreci.........................................................................
16
Şekil 3.1 Kontrol grubu için araştırmanın aşamalarının akış şeması..................
35
Şekil 3.2 Müdahale grubu için araştırmanın aşamalarının akış şeması...............
36
Grafik 4.1 Hastaların Entübe Oldukları Dönemde İletişimde Kulandıkları
Yöntemlerin Dağılımı...........................................................................................
40
Grafik 4.2 Hastalara Göre Entübe Oldukları Dönemde Sağlık Personelinin
İhtiyaç ve İsteklerini Anlamaktaki Yeterlilik Durumları......................................
43
Grafik 4.3 Hastaların entübe oldukları dönemde sağlık personeli tarafından
anlaşılmadığında yaşadıkları duygu durumları....................................................
44
Grafik 4.4 Müdahale Grubundaki Hastalara Göre Sağlık Personelinin
Hastalarla İletişiminde Resimli iletişim Aracının Yardımcı Olma Durumu .......
viii
52
TABLOLAR DİZİNİ
Sayfa
Tablo 3.1.Hastaların Resimli Materyalde Olmasını İstedikleri Konular
29
Tablo 4.1. Hastaların Tanıtıcı Özellikleri
37
Tablo 4.2. Hastaların Tanı, Cerrahi Girişim, Yoğun Bakım ve Entübasyon
38
Deneyimine Yönelik Özellikleri
Tablo 4.3. Hastaların Ağrı, Bulantı, Kusma Gibi İletişimi Güçleştirecek Bir Durum
39
Yaşamaya Yönelik Veriler
Tablo 4.4. Hastaların Entübe Oldukları Dönemde Sağlık Personelinin İletişimde
41
Kullandıkları Yöntemleri Uygun Bulma Durumları
Tablo 4.5. Hastaların Entübe Oldukları Dönemde Hemşireye İlettikleri Konuların
42
Dağılımı
Tablo 4.6. Hastaların Entübe Oldukları Dönemde Sağlık Personeli İle İletişimde
42
Güçlük Yaşama Durumu
Tablo 4.7. Hastaların Bazı Tanıtıcı Özelliklerine Göre Entübe Oldukları Dönemde
45
İletişimde Güçlük Yaşama Durumları
Tablo 4.8. Hastaların Daha Önceki Yoğun Bakım ve Entübasyon Deneyimlerine
47
Göre İletişimde Güçlük Yaşama Durumları
Tablo 4.9. Hastaların Bazı Tanıtıcı Özelliklerine Göre Entübe Oldukları Dönemde
48
İletişimde Kullanılan Yöntemlerin Uygunluğu
Tablo 4.10. Hastaların Bazı Tanıtıcı Özelliklerine Göre Entübe Oldukları
50
Dönemde Sağlık Personelinin İhtiyaç ve İsteklerini Anlamaktaki Yeterlilik
Durumları
Tablo 4.11. Müdahale grubundaki Hastalara Göre Resimli İletişim Aracının Bazı
51
Özelliklerinin Uygunluk Durumu
Tablo 4.12. Müdahale Grubundaki Hastaların Bazı Tanıtıcı Özelliklerine Göre
Sağlık Personelinin Hastalarla İletişiminde Resimli İletişim Aracının Yardımcı
Olma Durumu
ix
52
1.GİRİŞ VE GEREKÇE
İnsanların içinde bulunduğu koşul
ya da durumlar birbirleriyle iletişimini etkiler.
Özellikle hastalık gibi durumlarda, bireylerin
iletişimin önemi artırır (Uyer,2000).
baskalarına bağımlı hale gelmesi,
İletişim; duygu, düşünce veya bilgilerin akla
gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılmasıdır (Türk Dil Kurumu, 2010). İletişim,
sözel ve sözel olmayan yollarla sağlanan ve bireyin benliğini ve benlik saygısını
korumasına yardım eden ve iyilik halini artıran bir süreçtir (Dyer 1995). İletişim
tanımlarında ortak nokta etkileşimin varlığıdır. Yani birden fazla kişi iletişimde
bulunurken temel amaç iletişimde taraf olan alıcıda iletişim sonucunda belirli bir
anlayışın ve davranışın oluşmasını sağlamaktadır. Ancak bazı durumlar iletişimi
engelleyebilir. Hastaneler, özellikle yoğun bakım üniteleri iletişim ile ilgili engellerin
sıklıkla karşılaşıldığı ortamlardır (Uyer, 2000)
Yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalar genellikle yaşamı tehdit eden bir
durumla karşı karşıyadırlar. Bu ünitelerde genellikle hastaların büyük bir bölümünün
iletişim yeteneğini engelleyen sorunlar vardır. Bu nedenle sağlık personeli ile hasta
arasında sözel iletişimden daha fazla, sözel olmayan iletişim kullanılmaktadır (Wong ve
ark. 2000). Diğer taraftan yoğun bakım hastalarına fizyolojik fonksiyonların
düzenlenmesi, izlem ve çeşitli ölçümler için bir çok girişim gerçekleştirilir. Teknolojik
cihaz ve malzemelerin bu şekilde yoğun olarak kullanılması sağlık personelinin iş
yükünü azaltmakla birlikte hasta ile
iletişimi olumsuz yönde etkileyebilmektedir
(Wong ve ark. 2000). Özellikle bireye trakeostomi açılması, mekanik ventilasyon ve
entübasyon gibi uygulamalar sözel iletişimi engelleyebilmektedir (Alasad ve Ahmad
2005).
Entübasyon kaçınılmaz bir şekilde hastanın iletişim yeteneğini etkileyen ve
yoğun bakım ünitesinde yatan hastalarda sıklıkla gerçekleştirilen uygulamalardandır
(Alasad ve Ahmad, 2005). Entübasyon, hastanın hava yolu açıklığının sağlanması ve
sürdürülmesi amacıyla, burun ya da ağız yoluyla vokal kordlar geçilerek trakeaya bir
tüpün yerleştirilmesi işlemidir (NLM-NIH, 2009). Entübasyon, hastalar tarafından en
1
önemli yoğun bakım stresörleri arasında sayılmaktadır (Liu, 2008). Bu işlem yaşamın
tehlike altında olmasını ifade etmesi nedeniyle hasta ve ailesinde endişe yaratarak,
psikolojilerini olumsuz yönde etkiler. Hasta ve ailesinde yaşamın bu cihaza bağlı olması
düşüncesi, sözel iletişimin bozulması, hastanın entübasyona bağlı olarak kendisini ifade
etmekte zorlanması ve ayrıca tanımadıkları sağlık personeli ile bu koşullarda iletişim
kurmaya çalışma endişelerin daha fazla artmasına yol açar (Yava ve ark., 2006).
Yapılan çalışmalarda yoğun bakımda entübe hastalarla iletişim kurmakta en
büyük engeller; sağlık personelinin dudak okuyamaması, hastanın anlatmaya
çalıştıklarını anlayamamaları; hastaların hastalıklarının ciddiyeti, hastanın hareket
edememesi, motor zayıflık ve
sedasyon uygulanması; ziyaretçilerin konuşmaktan
çekinmesi ve korkması, hastanın yazı yazmakta yetersizliği; hemşirelerin bakımın
fiziksel ve teknik yönü ile meşgul olmaları ve uygun iletişim yeteneğine sahip
olmamaları şeklinde belirtilmiştir (Magnus ve ark. 2006; Happ 2001). Bu koşullar
altında hastalar susama, yorgunluk, anksiyete, acıkma gibi temel gereksinimlerini
iletmeye çalışmaktadırlar (Denise ve ark., 2006). Ashwort (1984)’ın 39 hasta ve 112
hemşire ile 5 yoğun bakımda yaptığı çalışmada hemşirelerin çoğunlukla hastalarla
fiziksel bakım ile ilgili uygulamalar için iletişime geçtikleri; hemşire hasta iletişiminin
%71’inin bir dakikadan daha az sürdüğü, işle ilgili bilgi içerdiği ve komutlardan ve
sorulardan meydana geldiği belirlenmiştir.
Hemşireler, yoğun bakım ortamında sözel iletişimde bulunamayan hastalarla
iletişim kuramadıklarında ya da bu durumun önemini fark edemediklerinde sorun çok
daha büyüyebilmektedir (Wyman-McGinty, 1998). Hastanın sözel olmayan davranışları
hakkında tahmin ve ön yargıya dayanan yorumlar, hemşirenin hastası hakkında yanlış
kararlar almasına yol açabilecektir (Happ, 2000). Alasad ve Ahmad’a (2005) göre
hemşireler hastalarla etkili bir iletişime giremediklerinde hastaların yapılanları
onaylayıp onaylamadıkları ya da isteyip istemediklerini anlamakta zorlanmakta ve
bakım sürecinde aksaklıklar ortaya çıkabilmektedir. Entübe hastalarla iletişim bazen
yaşamsal da olabilmektedir. Örneğin hastanın bulantısının olması ve bu durumun
2
baskım veren sağlık personeli tarafından anlaşılmaması istenilmeyen koşullarda ve
plansız ekstübasyona neden olabilmektedir (Yava ve ark., 2006; Liu, 2008).
İletişime geçmekte zorlanan hemşire ilgisiz ve yeteneksiz olarak algılanmakta,
güven duyguları sarsılmakta; kızgınlık, çaresizlik, öfke gibi duygulara
neden
olabilmekte, hastaların stres seviyelerinin artmasına ve anksiyete yaşamalarına yol
açabilmektedir. Yaşanan bu süreç hastaların bağımlılık düzeylerinin artmasına,
kendilerini yararsız hissetmelerine neden olmakta; tedaviye katılmalarını engellemekte
ve sonuçta iyileşme süreçlerini olumsuz etkileyebilmektedir (Lıenore ve ark. 1999;
Alasad ve ark. 2005; Menzel, 1998; Schumann, 1999).
Entübe hastalarla daha etkili bir iletişim kurmak için farklı yöntemler
kullanılmaktadır. Bu yöntemler hastadaki fizyolojik verileri değerlendirme; göz teması
kurma; postür, el-kol ve yüz hareketlerinden yararlanma; baş hareketi ile onaylama ya
da reddetme; evet-hayır içeren kapalı uçlu sorular, dudak okuma; kağıt-kalem, alfabe ve
resimli araçlardır (Happ, 2000; Wojnicki, 2001).
Sağlık çalışanları entübe hastalarla iletişimde çoğunlukla dudak okumak, baş ya
da el-kol hareketleri, işaretler ya da yazı yazmak gibi sözel olmayan iletişim
yöntemlerini tercih etmektedirler. Bu yöntemler hastaların gereksinimlerini anlatmak
için hemşirelere göre daha fazla çaba sarf etmelerine, bazen bu çabaların sonuçsuz
kalmasına ve yorulmalarına yol açabilmektedir (Patak, 2004). Sonuç olarak hastaların
kendilerini daha az bir çaba ile ifade edebilmelerini sağlayacak iletişim yöntemlerine
ihtiyaç duyulmaktadır.
Hastalar ile iletişimi kolaylaştırıcı faktörler; ailenin varlığı, hastayı ve hastanın
iletişim yeteneğini bilme ve iletişime yardımcı araçları kullanabilme olarak
belirtilmiştir. Resimli iletişim araçları, sözel olamayan iletişimi sağlamakta kullanılan
3
en etkin yöntemlerden biridir. Bu araçlar 1984 yılından beri kullanılmaktadır (Appelhardin,1984). Amerikan Yoğun Bakım Hemşireliği Derneği elde taşınabilen; önceden
basılmış harfler, ifadeler ve resimleri içeren iletişim aracının hastalarla iletişimde yararlı
olduğunu belirtmektedir (Lindgren, 2005).
Kardiak cerrahi sonrası mekanik
ventilasyona bağlı 40 hasta için resimli iletişim aracının etkinliğinin değerlendirildiği
bir çalışmada bu aracın hastalarla iletişimde yararlı olduğu belirlenmiştir (Stovsky ve
ark., 1988). Patak ve ark. (2004)’nın yaptıkları bir çalışmada ise hastaların %69’u
resimli
iletişim
araçlarının
gereksinimlerini
ifade
etmekte
yararlı
olduğunu
belirtmişlerdir. Yapılan literatür incelemesinde Türkiye’de entübe hastalar için resimli
iletişim araçlarının kullanımı ve bu araçların etkinliğini değerlendirmeye yönelik bir
çalışmaya rastlanmamıştır. Aynı zamanda yapılan gözlemler ve hastalardan ve sağlık
personelinden alınan geri bildirimler doğrultusunda hastaların entübe oldukları
dönmede iletişimde güçlük yaşadıkları ve iletişimde beden dili ve dudak okuma gibi
sınırlı yöntemlerin kullanıldığını ortaya konulmuştur. Bu verilerden yola çıkarak
hastaların kendilerini daha kolay ifade edebilecekleri bir iletişim materyaline
gereksinim olduğu belirlenmiştir.
Sonuç olarak etkin iletişim, hastanın bakımında yaşamsal öneme sahiptir
(Alasad ve ark. 2005). Sağlık ekibinin hasta ile etkin iletişimi hastanın yoğun bakımda
kalma süresini ve morbiditeyi azaltarak, iyileşmesine olumlu katkı sağladığı bir
gerçektir (Arasaratnam ve ark.,2003). Buradan yola çıkarak iletişim sürecinde hastanın
çabasını en alt düzeye indirecek, sağlık ekibinin zamanını etkin kullanmasına katkı
sağlayacak ve hastanın gereksinimlerine uygun içerikte resimli bir iletişim aracının
entübe hastalar ile iletişimi artırmakta etkili olabileceği öngörülmektedir.
4
1.2. Araştırmanın Soruları
1. Resimli iletişim materyali, klinikte kullanılan iletişim yöntemi/yöntemleri ile
karşılaştırıldığında
hastaların
sağlık
personeli
ile
iletişime
geçmesini
kolaylaştırıyor mu?
2. Resimli
iletişim
materyalinin
kapsamı
hastaların
gereksinimlerini
anlatabilmeleri için yeterli mi?
3. Resimli iletişim materyali, klinikte kullanılan iletişim yöntemi/yöntemleri ile
karşılaştırıldığında hastaların ihtiyaç ve isteklerini anlatmasına katkı sağlıyor
mu?
4. Resimli iletişim materyalinden yararlanma durumu hastaların yaş, cinsiyet,
eğitim durumu gibi tanımlayıcı özelliklere göre farklılık gösteriyor mu?
5
2. GENEL BİLGİLER
2.1.İletişim kavramı
İletişim, evrensel bir deneyimdir ve insanın yaşamının hemen her anında vardır.
Türkçede yakın döneme kadar “haberleşme” olarak kullanılan iletişim kavramı; Latince
“communis” den köken alan ve İngilizcede “communication” olarak kullanılan
kelimenin karşılığıdır.
Communis; “birçok kişiye ya da nesneye ait olan/ortaklaşa
yapılan” anlamındadır ve gerçek anlamda “paylaşımı” açıklar (Özcan, 1996; Akyurt
2009).
İletişim kavramı eski çağlardan günümüze farklı şekillerde tanımlanmıştır. İlk
kez M.Ö 4. ve 5. yüzyıllarda Aristo iletişimi, “bir hatibin, konuşmasıyla dinleyicilerini
istediği biçimde etkileyebilme ve inandırıcı olma beceri ve sanatı” olarak tanımlamıştır
(Akyurt, 2009). İletişim; Dökmen’e göre (2003) bilgi üretme, aktarma ve
anlamlandırma sürecidir. Cüceloğlu’na göre iletişim iki birim arasında ilişkili mesaj
alışverişidir . Farklı bilim dallarına göre iletişimin tanımı da farklı yapılmaktadır:
Farklı Bilim Dallarına Göre İletişim Tanımları
S
Gösterge bilim (semiyotik)
İşaretlerle karşılıklı öznelliklerin ifadelenmesi.
S
Görüngü bilimi (fenomenoloji)
Diyalog ve ötekiliğin deneyimi
S
Güdüm bilimi (sibernetik)
Organizasyonları
(sosyal
grupları)
oluşturan
çimento
S
Sosyal psikoloji
İfade, karşılıklı-faaliyet, etkileşim
S
Sosyoloji
Sosyal düzenin üretimi veya yeniden üretimi
Sosyolojik ve sosyal psikolojik yaklaşımlarda iletişim; 1940’ların ortalarından
sonra taşıma, iletme, göndermeyi içeren “transmission model” ile açıklanmaya
çalışılmıştır. Bu modele göre iletişim; bir beynin diğer bir beyni etkilemesidir. Bu tanım
daha sonra geri-besleme, referans çerçevesi ve grup etkisi gibi diğer öğeler eklenerek
genişletilmiştir (Erdoğan, 2002).
6
2.2.İletişim Süreci ve Teorileri
İletişim sürecinin anlaşılabilmesi için iletişimi oluşturan elementlerin anlaşılması
önemlidir. İletişimim temel öğeleri gönderici (kim), mesaj (söylenen), araç (mesajı
taşıyan kanal), alıcı (kime), etki, gürültü, belirsizlik ve geri besleme olarak belirtilmiştir
( Fiske, 1996).
İşaret
Bilgi
kaynağı
Kanal
Gönderici
Alıcı
Hedef
Gürültü
Geri besleme
Şekil 2.1. Shannon ve Weaver iletişim modeli (Akyurt, 2009)
Shannon ve Weaver’ın İletişim Kuramı (1949), iletişim araştırmaları için temel
kaynaklardan birisi olarak kabul edilmiştir. Shannon ve Weaver’ın iletişim modelinde,
ileti kaynakta oluşmakta ve kodlayıcıda kodlanarak kanal vasıtasıyla alıcının kod
çözücüsüne ulaştırılmaktadır. Burada çözülen ileti, alıcıya verilmekte ve iletişim
gerçekleşmektedir. Kanal içerisinde yol alan sinyal (ileti) gürültü kaynağı tarafından bir
7
etkiye maruz kalabilmektedir (Şekil 1). Bu etkinin boyutları, iletişimin verimlilik
boyutları ile ters orantılı olabilmektedir. Gürültü kaynağının sinyal üzerindeki etkisi
arttıkça, iletişim sürecindeki verimin azaldığı belirtilmektedir. İletişimin temel
özellikleri dört grupta toplanmaktadır (Fiske, 1996).
S
İletişim, her zaman her yerdedir.
S
İletişimde temel amaç, çevre üzerinde etkin olmaktır. Çevre üzerinde etkin
olmak ise başkalarının tutum ve davranışlarını belirlemek, geliştirmek ve
değiştirmektir.
S
İletişim, anlamların paylaşımıdır. Uyarıların (ses, ışık, renk, hareket...)
değerlendirilip anlamlandırılmasıdır.
S
İletişim değişik katmanlarda gerçekleşir. Bu katmanlar işlevsel olarak, kişinin
kendisi ve başkaları ile iletişimini ve iletilerin aktarımına eşlik eden psikolojik
tepkilerin belirlediği iletişimi içerir (ILO-IPEC, 1995)
Kod, görüntü, mesaj ve bilgi gibi kavramları içeren Shannon’un hazırladığı bu
matematiksel şema önceleri kabul görmese bile (verici/mesaj/alıcı) kitle iletişimi
sosyolojisinde önemli kaynaklardan biri olmuştur (Fiske, 1996).
Laswell 1948’de iletişim sürecinde:“kim ne dedi, hangi kanalla, kime, hangi etkiyle”
aşamalarını açıklamıştır (Şekil 2).
Kim
İletişimci
Ne dedi
İleti
Hangi kanalla
Araç
Şekil 2.2. Laswell iletişim süreci modeli
8
Kime
Alıcı
Hangi etkiyle
Etki
Gerbner’in Genel İletişim Modelinde (1959) ise;
•
Gerçeklik ile ileti birbirine ilişkilendirmektedir. Böylece göstergelere ilişkin
bilgi sağlanabilmektedir.
•
Bu modelde iletişim iki boyutuyla ele alınmaktadır. Bunlardan birisi izlenim
veya algılamadır. Diğeri de denetim boyutu veya iletişimdir (Fiske, 1996).
2.3.İletişim Çeşitleri
İletişim farklı şekillerde sınıflandırılmıştır. Bireyin kendisi ve başkaları ile iletişimi
dört başlıkta toplanmıştır (Adıgüzel, 2005; Özçakır, 2004).
1. Kişide- iç iletişim,
2. Kişilerarası iletişim,
3. Örgüt-içi iletişim ve
4. Kitle iletişimidir
Toplum
Örgütsel
Gruplar arası
Kişilerarası
Kişisel
Şekil 2.3. İletişimin düzeyleri
9
Kişide- iç iletişim
Bireyler birtakım mesajlar üreterek ve bunları yorumlayarak kendileriyle iç iletişimde
bulunurlar. Kişinin içsel iletişimi kişiyi güdüleyen, motive eden ve kişinin kendisini
tanımasına yardım eden iletişim şeklidir. Kişinin içsel iletişimde başarılı olması
kişilerarası iletişimine de yansır (Adıgüzel, 2005; Özçakır, 2004).
Örgüt-içi iletişim
Örgütsel iletişim örgüt üyelerini birbirine bağlayan, örgütle çevrenin etkileşimini
sağlayan ve örgütün oluşmasına ve yaşamasına katkı veren bir süreçtir (Adıgüzel, 2005;
Özçakır, 2004).
Kitle iletişimi
Birtakım bilgilerin/sembollerin üretilmesi, geniş insan topluluklarına iletilmesi ve bu
insanlar tarafından yorumlanması sürecidir (Dökmen, 1994). Kitle iletişimi sürecinde
kaynak tek bir kişi değil, biçimsel bir örgüt ve / veya profesyonel iletişimcilerdir.
Kaynak ile hedef kitle arasındaki ilişki tek yönlüdür (Adıgüzel, 2005; Güler, 2006).
Kişilerarası İletişim
Kişilerarası iletişim; kaynağını ve hedefini insanların oluşturduğu iletişimdir. Tubbs ve
Moss (1974), bir iletişimin “kişilerarası iletişim” sayılabilmesi için üç ölçütün gerekli
olduğunu belirtmişlerdir:
S Kişilerarası iletişimde bulunanlar, belirli bir yakınlık içerisinde yüz yüze
olmalıdır.
S İletişimi gerçekleştirenler arasında tek yönlü değil, karşılıklı mesaj alışverişi
olmalıdır.
S Söz konusu mesajlar sözlü (verbal) ve sözsüz (nonverbal) nitelikte olmalıdır.
10
KİŞİLERARASI İLETİŞİM
SÖZLÜ
Dil
Dil ötesi
SÖZSÜZ
Yüz ve
Beden
Bedensel
temas
Mekan
kullanım
Araçlar
Şekil 2.4. Kişilerarası iletişimin çeşitleri (Dökmen, 1994)
Kişilerarası iletişimin sözlü ve sözsüz olmak üzere iki boyutu vardır. Sözlü
iletişim, kişilerin yazdıkları ve konuştukları sözcüklerle olur. Sözcükler; insanın
düşünce ve deneyimlerini başkalarıyla paylaştığı dünyayı ve kendisinin dünya
üzerindeki yerini algılayışının sembolleridir (Özcan, 1996).
Sözlü iletişim, dil ve dil ötesi olmak üzere iki alt sınıfa ayrılmaktadır. Dil
yazınsal ve görsel işaretler ve seslerden oluşan;
anlam üretme ve paylaşım için
oluşturulmuş semboller sistemidir (Erdoğan, 2002). Dil ötesi iletişim ise sesin niteliği
ile ilgilidir. Ses tonu, sesin hızı, şiddeti, hangi kelimelerin vurgulandığı, duraklamalar
ve benzeri özellikleri içerir. Dil ile iletişimde kişilerin “ne söyledikleri.”, dil-ötesi
iletişimde ise “nasıl söyledikleri” önemlidir (Dökmen, 1994).
Dinleme, okuma, konuşma ve yazma diye adlandırılan dilsel iletişimdeki başarı,
bireyin toplumsal yaşamın her alanındaki başarısını da belirleyen bir etkendir. “Dinleme
ve okuma” bir anlama; “konuşma” ve “yazma” da bir anlatma eylemidir.
11
Bireyin, anadiliyle doğru, açık ve etkili bir iletişim gerçekleştirilmesi bu dört
becerinin bir bütünlük içinde gelişmesine bağlıdır. Dilsel becerilerden birinin gelişimi
öteki becerilerin gelişimine de katkı sağlar. Dil ve düşünce arasında birbirini
tamamlayan bir ilişki vardır. Bu nedenle, okuma, yazma, konuşma ve dinleme gibi
dilsel etkinliklerin başarısı; ancak, düşünsel bir süreci içermesiyle olnaklıdır (Sever,
1995).
Sözsüz iletişim konuşma ya da yazı olmaksızın insanların birbirine birtakım
mesajlar iletmesidir. Bu iletişim türü kişilerin ses tonu, bedenin duruşu, yüz ifadesi,
mimikler, ağlama, gülme, şarkı söyleme, giyim kuşam gibi özelliklerini içerir (Özcan,
1996). Sözsüz iletişimde insanların ne söyledikleri değil, ne yaptıkları ön plana çıkar
(Dökmen, 1994). Sözsüz iletişim üç grupta incelenebilir:
S
Sessiz iletişim (Beden dili): Beden dili, insanlık tarihinde kullanılan en eski
iletişim
aracımızdır.
Çünkü
beden
dili,
kelimelere
başvurulmadan
gerçekleştirdiğimiz duygu ve düşüncelerimizin yansımasıdır. Gövde, baş,
beden duruşu, jestler, mimikler, göz kapakları, gözler, dudaklar ve bacaklar
beden dilinin öğeleridir. Omuz silkmek, ayakları vurmak, gözleri
kırpıştırmak, baş hareketleri, vücudun duruşu sessiz iletişime örnek olarak
verilebilir.
S
Sesli iletişim (sesin tonu, hızı vb özellikler): Sözsüz iletişimin, sesli yönünü;
sesin tonu, şiddeti ve konuşmanın akıcılığı oluşturur. Kişilerarası ilişkilerde
yaşanan en küçük gerginlik kendisini önce ses tonunda ortaya koyar. Günlük
ilişkilerde canlı, neşeli, enerjik bir ses tonu, insanlar üzerinde olumlu etki
bırakır. Ayrıca ortada bir gerginlik ya da sorun varsa ses tonunun yumuşak
ve sakin olması çatışmayı önleyerek işbirliğini kolaylaştırır.
S
Nesnel iletişim oturuş biçimleri, yürüyüş, kişiler arasındaki mesafe, kıyafet,
aksesuarlar ve renklerden oluşur.
o Mesafe: Kişiler arasındaki uzaklığın ayarlanması, uzak ya da yakın
durmak
o Araçlar: Rozetler ya da takılar takmak, koku sürmek, kıyafetler, saç
stilidir (Eryılmaz, ve ark. 2005; Dökmen, 1994)
12
İletişim sürecinde sırasıyla yüz ifadeleri, ses tonu ve sözcükler ağırlık taşımaktadır
(Özer, 1998; Ergin, 2000). Sözsüz iletişimin başarısı için önerilen davranış kuralları SO-F-T-E-N akronimi ile özetlenmektedir.
S (smile): Gülümsemek
O (open posture): Ulaşılabilir biçimde oturmak (el, kol ve bacakları
çaprazlamamak)
F (forward lean): Öne eğilerek dinlediğini, yakınlaşma isteğini bildirmek
T (touch): Dokunmak, sıcak bir el sıkışmak vb.
E (eye contact): Göz teması kurmak
N (nod): Baş hareketiyle onu dinlediğini ve anladığını göstermek (onaylama değil)
(Özçakır, 2004)
Sözlü ve sözsüz iletişim arasında uyum önemlidir. Sözlerle, sözsüz mesajlar
birbirini tutmuyorsa, mesaj çoğu kez yanlış yorumlanabilir (Özcan, 1996). Mesajın
yanlış yorumlanması ise etkili iletişimi engeller. Etkili iletişim; kaynak ve hedefin
mesaja aynı anlam yüklemesi ve algılamasıdır. Kişisel özellikler, ilk izlenim, karşılıklı
güven, beklentiler, bilinç dışı etkenler ve kültürel ve sosyo ekonomik yapının bilinmesi
etkili iletişimi arttırmaktadır (Adıgüzel, 2005; Özçakır, 2004).
2.4.İletişimi Engelleyen Faktörler
Etkin iletişimi engelleyen ya da kesintiye uğratan pek çok faktör vardır. Birey etkin
iletişim için karşısındaki kişi veya gruba iletmek istediği duygu, düşünce, bilgi niyet,
ihtiyaç gibi mesajlarını en iyi anlatacak sembol ve hareketleri seçer. Mesaj karşıdaki
kişi tarafından anlatılmak istenen anlamda anlaşılmış ve yorumlanmışsa kişiler arasında
iletişim sağlanmıştır. Ancak mesaj anlatılmak istenenden farklı anlaşılmışsa iletişimde
sorun vardır (Özcan, 1996). Verilmek istenen mesajın karşıdaki birey tarafından doğru
anlaşılması bir çok faktöre bağlıdır. Bu faktörler bireysel ve çevresel olabilir. Algı,
değerler, kültür ve duygular gibi bir çok faktör iletişimi etkiler. İletişimi engelleyen
faktörler çevresel ya da bireysel olabilmektedir (Özcan, 1996; Magnus ve ark., 2006):
13
Çevresel engeller
•
Gürültülü
•
Mahremiyetin olmaması
•
Ayaküstü, mesafeli kısaca bireyin kendisini rahat hissetmediği bir ortam
•
Uyaranların fazla olması ve
•
Bireyin konuşmasını engelleyecek tıbbi araçlardır (Özcan, 1996).
Bireysel engeller;
•
İletilenleri bireyin kendi öznel yaşantısıyla bağlantılı olarak anlamlandırması
•
Dinleyenin gergin, kaygılı, (ağrı vb.) sıkıntılı olması
•
Kelimelerin anlamlandırılmasındaki farklılıklar
•
Algılama farklılıkları
•
İletişim kurmada isteksizlik
•
İletişim sırasında farklı şeyler düşünüp planlama
•
Duymak istenen şeyleri işitmeye eğilimli olma
•
Anlatılanla sözsüz iletilenlerin tutarsızlığı
•
Bilgimize ters düşen bilgilerin önemsenmemesi
•
Mesajın mesajı ileten kişiye karşı olan duygu ve düşünceler
( örneğin: dost,
düşman) doğrultusunda değerlendirilmesi
•
Lehçe – vurgulama farklılıkları,
•
Tıbbi terminoloji kullanımı
•
Düşünce ve duyguların dolaylı anlatılması
•
Duyguların yoğunluğu ya da duygusal uzaklık ve
•
Duyu organlarındaki bozukluklardır (Özcan, 1996; Adıgüzel, 2005)
Yukarıda belirtilen birçok faktör hastanelerde deneyimlenebilmekte ve özellikle de
yoğun bakım ünitelerinde yatan bireylerle hemşire arasında iletişimi olumsuz yönde
etkileyebilmektedir.
14
2.5.Hemşire Hasta İletişimi
Hemşire hasta ilişkisi; biri mesleki yardıma gereksinimi olan, diğeri bu yardımı
verebilecek bilgi ve yeteneklerle donanmış kişi arasındaki etkileşim sürecidir. Bireyin
içinde bulunduğu koşullara ya da duruma göre iletişimin önemi daha da artar. Özellikle
bireyin her açıdan başkalarına bağımlı olduğu hastalık dönemlerinde çok daha önemli
boyutlar kazanır (Yava ve ark., 2006).
Hastanede yatan bireyler, bakımlarını üstlenen hemşirelerle iletişim kurma
gereksinimi içerisindedirler. İletişim, diğer insanlarla etkileşebilme, gerçeklerle bağlantı
kurabilme
ve
hastaların
kendilerini
değerli
olarak
algılamaları
açısından
önemlidir(Tokdemir, 2006). Bu nedenle hemşire kuramcılarından Orlando, Travelbee,
Ruper, Peplau gibi yazarlar hemşireliği kişilerarası etkileşim süreci olarak ifade
etmişlerdir (Uyer, 2000).
Pektekin’in açıklamasına göre Peplau (1952), hemşireliğin her şeyden önce
kişilerarası ve çoğu zaman terapötik bir süreç olduğunu belirtmiştir. Joyce Travelbee’ye
(1973) göre hemşirenin mesleki inancı, bakım verirken davranış ve kişilerarası
iletişiminin niteliğini belirler. Hemşirelik "kişilerarası bir süreç"tir ve dolaylı ya da
dolaysız daima kişilerle ilgilidir. Bu "kişi/kişiler" sağlıklı ya da hasta birey, aile, diğer
ziyaretçiler ve diğer sağlık disiplinlerinin üyeleri olabilir (Pektekin, 1997).
Hastalar temiz ve güvenli bir ortam, kendileriyle ilgilenilmesi, kaliteli hizmet
verilmesi, kişilik haklarına saygı gösterilmesi ve iyi iletişim kurulması gibi beklentileri
karşılandığında mutlu olurlar (Özçakır, 2004). Sağlık personeli iletişim sürecinde
bireyin kültürel yapısı, deneyimleri ve eğitim düzeyi gibi özelliklerini dikkate aldığında
iletişimi daha etkili olacaktır. Yapılan araştırmalara göre hastada memnuniyet eğilimi,
15
sağlık personelinin iletişime açık, ilgili, destekleyici, hasta beklentilerini göz önüne alan
davranış ve tutum sergilemesiyle artmaktadır (Ataç ve ark, 2003; Adıgüzel, 2005).
Sağlık personelinin hastanın beklentileri açısından bilinçli olması hastayla iletişiminin
sağlıklı kurulmasına yardımcı olmaktadır. Sağlık hizmetlerinin sunumunda etkili
iletişim ancak hedef kişinin ya da kitlenin ihtiyaçları ve algılama düzeylerinin
anlaşılmasıyla başarılı olabilir (Adıgüzel, 2005). Sağlıkta iletişim süreci 6 aşamadan
oluşmaktadır (Şekil 5).
1. Planlama ve strateji seçimi
2. İletişim şekli ve materyallerinin seçimi
3. Materyallerin geliştirilmesi ve denenmesi
4. Uygulama
5. Etkinliğin değerlendirilmesi
6. Programa son şekli verme açısından geri bildirim (Özçakır ve ark, 2004)
1.Planlama ve
Strateji seçimi
6.Geri bildirim
5. Etkinliğin
2.İletişim şekli ve
materyallerin
seçimi
değerlendirilmesi
3.Materyallerin
4. Uygulama
geliştirilmesi ve
denenmesi
Şekil 2.5. Sağlıkta İletişim Süreci
16
Kişilerarası ilişkilerde iletişimi güçlü ve başarılı kılan en önemli unsur karşılıklı
güven duygusunun varlığıdır. Kaynağın hedefi etkileyebilmesi için güvenilir olması çok
önemlidir. Sağlık personelinin hastalarla iyi ilişkiler kurabilmesi için;
S
Güven sağlaması,
S
Etkin dinleyebilmesi,
S
Hızlı ve yeterli bilgi toplaması ve bu bilgiyi mantıklı bir şekilde
organize edebilmesi,
S
Sözel olmayan ipuçlarını belirleyebilmesi,
S
Motivasyon becerisi ve
S
Etkin iletişimi önemlidir (Özcan, 1996).
2.6.Yoğun Bakım Ünitesinde İletişim
İletişim yeteneği öğrenilebilir bir yetenektir. Hemşirelik gibi, insanlara yardım eden
mesleklerde bu yeteneklerin öğrenilmesi ve uygulanması çok büyük önem taşımaktadır.
Bu özellikle başta yoğun bakım üniteleri olmak üzere iletişim kurmayı engelleyen
faktörlerin sıklıkla yaşandığı ortamlar için çok daha önemlidir (Tokdemir, 2006).
Yoğun bakım; büyük cerrahi girişim, hastalık ya da travma gibi nedenlerle
yaşamı tehdit altında olan bireye uygulanan; kompleks uygulamaları içeren ve yoğun
teknolojinin kullanıldığı multidisipliner bakım ve tedavidir (Wong ve ark. 2000). Yoğun
bakım ünitelerinde yatan hastaların yaşamı tehdit eden durumlarla karşı karşıya kalması,
yoğun bakım hemşirelerinin fizyolojik, çevresel, kimyasal ve teropatik kısaca kompleks
bir çok durumu yönetmesini gerektirir (Wojnicki, 2001).
Yoğun bakım ünitelerinin bu karmaşık yapısı hemşirelerin işe odaklanmasına,
hasta ile iletişimin sınırlanması ya da engellenmesine neden olabilmektedir (Magnus ve
ark, 2005). Enqberg (1993) 27 yoğun bakım hemşiresinin mekanik ventilatördeki
17
hastalarla deneyimleri ve görüşlerini belirlemeye yönelik yaptığı çalışmada hastalarla
iletişimin klinik durum, prognoz ve rahatlatma konularıyla sınırlı duğunu tespit etmiştir.
Harrison ve Nixon (2002) yoğun bakım ünitesinde hemşirelerin zamanlarının
%85’ini doğrudan hasta bakımı aktivitelerini sağlamakla geçirdiklerini ve bu zamanın
sadece %3’ünü hastalarla sözel iletişim kurmaya ayırdıklarını belirlemişlerdir. Yoğun
bakım ünitelerinde iletişimi engelleyen faktörler hastalardan, sağlık personelinden ya
da çevresel faktörlerden kaynaklanabilmektedir:
S
Hastalar açısından iletişimi engelleyen faktörler:
o Hastalığın ciddiyeti
o Bilinç seviyesinde azalma, koma
o Depresyon,
o Sedasyon,
o Korku yaşama,
o Hareket kısıtlılığı,
o Dil farklılığı,
o İzolasyon,
ziyaretçilerin
sınırlandırılması,
destek
kaynaklarının
yetersizliği
o Entübasyon, trakeostomi, ventilasyon
S
Sağlık Personeli açısından iletişimi engelleyen faktörler:
o Sağlık personelinin iletişime başlatmada isteksiz olması
o Sözel olmayan iletişim yöntemlerini kullanmaması
o Hastayı yeterince tanımaması
o Hemşireler arasında şift teslimlerinin sadece tıbbi kapsamda olması;
psikolojik durumun göz ardı edilmesi
o 5 yılın altında iş deneyiminin olması
o Yoğun çalışma listeleri ve iş yükünün fazla olması
o Hastaların sağlık durumundaki belirsizlikler
o Hemşirelerin kendi kişisel problemleri ve endişeleri
18
S
İletişimi engelleyen çevresel faktörler:
o Cihazların çıkardığı sesler
o Çok sayıda hizmet veren personel, konsültasyonlar; giriş-çıkışlar
o Yoğun bakımda olan her şeyi duyma, mahremiyetin yeterince
sağlanamaması ve
o Gece-gündüz farkının anlaşılamamasıdır (Magnus ve ark 2005; Hudak
ve ark,1998; Patak, 2006, Happ, 2001, Schumann R, 1997,Enqberg B,
1993).
2.7.Entübe Hastalarla İletişim
Yaşamı tehdit eden durumlar için fizyolojik fonksiyonların düzenlenmesi, izlenmesi ve
ölçülmesi gereklidir. Bu amaçla hastanın bedenine ya da bedeni dışına birçok girişim
yapılır. Bu uygulamalardan entübasyon, ventilasyon ya da trakeostomi hasta ve hemşire
arasında sözel iletişimin bozulmasına yol açar (Alasad ve Ahmad, 2005). Entübasyon,
hastanın hava yolu açıklığının sağlanması ve sürdürülmesi amacıyla, burun ya da ağız
yoluyla vokal kordlardan
geçerek trakeaya bir tüpün yerleştirilmesi işlemidir.
Entübasyon hava yolu açıklığının sürdürülmesi ve temizlenmesi ve de spontan
solunumu sürdürmekte zorlanan hastaların mekanik ventilatörle desteklenmesini
sağlamak amacıyla kullanılır (NIH, 2009). Entübasyon hastalar için stres yaratan bir
girişimdir. Turner ve arkadaşları (1990) yoğun bakım ünitesinde hastalar için stres
yaratan faktörleri; insizyon yerinde ağrı, kırıklar, prosedürler,
immobilizasyon ve
endotrekeal tüp olarak sıralanmıştır.
Entübasyon hastanın iletişim yeteneğini olumsuz yönde etkiler (Alasad ve
Ahmad, 2005). Patak ve arkadaşları (2004) mekanik ventilatöre bağlı olan hastaların
(n:29) %62’sinin ihtiyaçlarını iletmekte büyük zorluk yaşadıklarını belirlemişlerdir. Bu
çalışmada hemşirelerin entübe hastaların mesajlarının ancak
kavuşturabildikleri belirlenmiştir (Patak, 2004).
19
%5’ini açıklığa
Entübe edilen ve mekanik ventilasyonla solunumu desteklenen hastalarda
konuşamamaya bağlı olarak bilişsel ve emosyonel sorunlar ortaya çıkabilmektedir
(Happ, 2001). Sözel iletişimin kurulamadığı durumlarda hastalar, çevrelerinde gelişen
olayları ve sergilenen davranışları olduğundan farklı yorumlayarak anksiyete
yaşayabilmektedirler (Hudak, 1998). Entübasyon ve mekanik ventilasyon hastaların
düşüncelerini, hislerini ve basit ihtiyaçlarını alışageldik yollarla açıklamasını ya da
sağlamasını engellemektedir (Menzel, 1997; Schumann,1999)
Swaiss ve Badran (2004); yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalar ile yaptıkları
görüşmelerde
hastaların
%33’ünün
entübeyken
iletişim
zorluğu
yaşadıklarını
saptamışlardır. Rotondi ve arkadaşları (2002) ise yoğun bakımda 48 saatten fazla
mekanik ventilasyon deneyimleyen 75 hastanın %65’inin iletişimde zorluk yaşadığını
belirlemişlerdir. Deneyimli sağlık personeli sözel olmayan iletişim mesajlarının ne
anlama geldiğini anlayabilirken, deneyimli olmayan sağlık personeli bu mesajları yanlış
yorumlayabilmektedir. Entübe hastaların el hareketlerini engelleyen fiziksel tespitler
varsa ve diğer sözel olmayan iletişim yöntemleri ile (örn, göz harketleri) yeterli bir
anlatım sağlayamıyorlarsa iletişim daha da zorlaşmaktadır. Hastalar sözel olmayan
iletişim yöntemleri ile ihtiyaçlarını iletmeye çalışırken, sağlık personelinin bu durumu
dikkate almaması hastanın ihtiyacının tam olarak anlaşılmamasına, standart dışı bakıma
ya da planlanmamış ekstübasyon gibi sorunların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir
(Liu, 2008).
Patak ve arkadaşları (2006) entübe hastaların (n:29) sağlık çalışanları ile iletişim
deneyimlerini incelemişler ve
entübe hastaların %66’sı ihtiyaçlarını anlatmaya
çalışırken sağlık personelinin yardımcı olduğunu, hastaların %24’ü bu süreçte sağlık
personelinin yeterince yardım edemediklerini, hastaların %10’unu ise ihtiyaçlarını
anlatmaya çalışırken sağlık personelinin yardımcı olmadıklarını belirtmişlerdir. Hastalar
20
sağlık
çalışanlarının
iletişimdeki
yetersizliklerini
ise
sözel
olmayan
iletişim
yöntemlerini yeteri kadar bilmemelerine bağlamışlardır (Patak L, 2006).
Yapılan çalışmalarda yoğun bakımda entübe hastalarla iletişim kurmakta diğer
engeller;
S
Hastalığın ciddiyeti
S
Hareket edememe, motor zayıflık
S
Sedasyon
S
Sağlık personelinin dudak okuyamaması
S
Hastanın anlatmaya çalıştıklarını anlayamamaları
S
Ziyaretçilerin konuşmaktan çekinmesi ve korkması
S
Hastanın yazı yazmada yetersizliği
S
Hemşirelerin bakımın fiziksel ve teknik yönü ile meşgul olmaları ve
S
Uygun iletişim yeteneğine sahip olmamaları şeklinde belirtilmiştir (Magnus ve
ark. 2006; Happ 2001; Bergbom-engberg 1993).
Yoğun bakım hemşirelerinin entübe hastalar ile iletişimini kolaylaştırıcı
faktörleri ise ailenin varlığı, hastayı ve hastanın iletişim yeteneğini bilme ve iletişime
yardımcı araçları kullanabilme olarak belirtilmiştir (Happ, 2001)
Entübe ve mekanik ventilatöre bağlı hastaların aileleri ve sağlık çalışanları ile
sözel iletişim kuramamaları ihtiyaçlarının karşılanmasını engelleyerek anksiyete,
güçsüzlük, izolasyon, kontrol kaybı, korku, öfke, bağımlılık ve yarasızlık gibi olumsuz
duyguları yaşamalarına yol açabilmektedir (Schuman, 1999; Patak, 2005). Hastalar bu
deneyimlerini;
“engelleyici
(sinir
bozucu),
korkutucu,
dehşet
verici”
olarak
tanımlamışlardır (Patak, 2005). Usher ve Monkley (2001)’e göre iletişim sürecinin
başarısızlığı hastanın kendisini engellenmiş ve yabancılaşmış olarak hissetmesine yol
açmaktadır ( Usher, 2001)
21
Entübe olan hastaların olumsuz duyguları; iletişimdeki farklılıklardan,
ve
toplam entübe kaldıkları gün sayısından kaynaklanmaktadır. Diğer taraftan hastanın
önceki entübasyon deneyimi ile olumsuz duyguları arasında anlamlı bir ilişki
bulunamamıştır (Menzel, 1997).
Entübe hastalar bir taraftan kendi yaşamlarından endişe duyarlarken diğer
taraftan yaşamsal ihtiyaçlarını anlatamamaları nedeni ile sıkıntı yaşamaktadırlar.
İletişim olanaksız olduğunda hastalar kontrollerini kaybettiklerini hissederler. Bu
durumda hastaların ihtiyaçlarını tanımlamak hemşireye düşmektedir (Menzel, 1997).
Hemşireler, hastalarla iletişimde istekli olduklarında ve bunun için yeterli zaman
ayırdıklarında iletişim etkili olmaktadır (Uyer, 200).
2.8. Entübe Hastalarla İletişimi Artırmada Kullanılan Yöntemler
Sağlık çalışanları entübe hastalar ile sıklıkla göz teması kurarak; el-kol ve baş
hareketlerini, yüz ifadelerini ve beden dilini kullanarak; dudak okuyarak, ucu kapalı
sorular (var-yok; evet-hayır) sorarak; kalem-kağıt ya da resimli iletişim materyalleri
kullanarak iletişim kurmaya çalışmaktadırlar (Patak, 2006; Wojnicki, 2001).
Hemşirelerin %69’u entübe hastalarla iletişimde vücut dilini, %30’u dudak okumayı,
%1’i kalem- kağıt kullandıklarını belirtmişlerdir (Wojnicki, 2001).
Sağlık çalışanları sözel iletişim yöntemlerine göre sözel olmayan iletişim
yöntemlerini daha fazla tercih etmektedirler. Sözel olmayan iletişim yöntemlerinde,
sağlık çalışanlarından daha çok hastalar iletişim için çaba harcamak durumunda
kalabilmektedirler. Sözel olmayan iletişim yöntemlerinden en sık kullanılanlar aşağıda
sıralanmıştır:
Göz teması: Göz teması iki kişinin aynı anda birbirlerinin gözlerinin içine
bakmasıdır. Bir tür sözel olmayan iletişim biçimidir ve sosyal davranış üzerinde büyük
etkisi olduğu düşünülmektedir. Göz temasının sıklığı ve anlamı kültürler arasında
22
farklılık göstermektedir. Konuşurken % 40-60 olan göz teması süresi, dinlerken % 80’e
çıkmaktadır. Göz teması genellikle soğuk, sert, keskin, sıcak ve yumuşak olarak
tanımlanmaktadır. Yumuşak ve sıcak göz teması açık iletişimi desteklemektedir ve
güven, beğenme ve açıklık ile ilişkilendirilmektedir. Göz temasının zayıf olması ise
güçsüzlüğü veya amaçsızlığı gösterir. Kısa ve kesik bakışlar ise güven sarsıcıdır
(Budak, 2004; Bozdoğan, 2003).
Beden Dili: İnsanlar konuşarak anlaşmayı geliştirmeden önce, beden dilleriyle
anlaşırlardı. Beden dili insanların ilk anlaşma aracı ve ilk dili olmuştur. Beden dili
aracılığıyla insanlar duygularını, düşüncelerini, isteklerini, ihtiyaçlarını ve ruhsal
zenginliklerini başka insanlarla paylaşmışlardır (Dökmen, 1994). Başın duruş biçimi
farklı anlamlar taşır. Baş yatay eksen ve dikey eksen olmak üzere iki hayali eksene
sahiptir. Baş yatay eksenden(benlik ekseni) yukarıda ise üstünlük kurma, aşağıda ise
uysallık anlamı taşır. Baş dikey (başkaları) ekseninden konuşulan kişiye doğru dönükse,
anlaşma, uzlaşma anlamına gelirken, konuşulan kişiden ters yöne doğru dönükse,
anlaşmazlık anlamına gelmektedir (Budak,2004; Bozdoğan, 2003).
Yüz ifadesi: Yaklaşık, 250 bin çeşit yüz ifadesi (heyecan, korku, eğlence,
sürpriz, iğrenme, tiksinme, beğeni, öfke, vb.) tanımlanmıştır. Yüz ifadelerinin okunması
kolay, fakat kontrol edilmesi genellikle zordur. Yüzde okunması gereken ögeler; alın,
kaşlar, göz kapakları, gözler, burun, dudaklar ve çenedir (Özçakır, 2004; Bozdoğan,
2003).
Dudak Okuma: Dudak okuma; dudak ve dilin hareketlerini yorumlayarak bir
konuşmayı anlama yoludur. Dudak okuma sırasında görme duyusu ile birlikte işitme
duyusundan da yararlanılır. Dudak okumanın bilinmesi, dudak okuma sürecinde önem
23
kazanmaktadır. Bilinmeyen sözcükler, konuşma hızı, zor anlaşılma, mırıltılar,
hareketsiz üst dudak, yabancı aksan, ağzında herhangi bir nesnenin varlığı dudaktan
anlama yeterliliğini etkilemektedir (Özçakır, 2004; Bozdoğan, 2003).
Dokunma: Bes duyumuzdan birisi olan dokunma için en eski ve en temel iletişim
biçimi olduğu söylenebilir. Kişiler arası iletişimde dokunmayı niteliğine göre üçe
ayırabiliriz.
•
Profesyonel (doktor, terzi..)
•
Sosyal (otobüste, dolmuşta, tokalaşırken ...)
•
Özel (özel nitelikli ilişkilerdeki dokunmalar, sevgili, eş, aile üyeleri...) (Bozdoğan,
2003)
Resimli İletişim Araçları: Resimli iletişim araçları, sözel olamayan iletişimi
sağlamada kullanılan en etkin yöntemlerden biridir. Entübe hastalarda resimli iletişim
materyallerinin kullanımı ise iletişimi arttırmaktadır (Patak, 2004). İlk basit resimli
iletişim aracını Appel-Hardin (1984) oluşturmuştur. Resimli iletişim aracının içeriğini
alfabetik harfler, ana ihtiyaçları tanımlayan kelimeler (ağrı ve susamak vs..), vücudun
parçalarının resimleri ve belirli kişilerin isimleri (eş, aile üyeleri ve doktor)
oluşturmuştur. Yayınlanan bu basit iletişim aracının içeriği ve formatı hemşirelerin
bakış açısına göre hazırlanmış fakat hastalarla iletişimde etkinliği test edilememiştir
(Patak, 2004).
Entübe hastalarda iletişimde en fazla kullanılan simgeler basit ihtiyaçları ve
günlük yaşam aktivitelerini gösteren işaretler oluşturmaktadır. Bunlar “ağrı tedavisi”,
“ağız içinin temizlenmesi”, “sıcak”, “su”, ve “uyku” gibidir (Happ, 2001).
24
Resimli iletişim materyallerinin hastalara göre avantajları; hemşire ile arasındaki
iletişimin hızını ve etkinliğini arttırması, ihtiyaçlarının daha kolay karşılanması ve
bireysel olarak tanınmasına olanak sağlamasıdır. Resimli iletişim materyallerinin
hastanın memnuniyetini arttırdığı, anksiyeteyi azalttığı ve etkin ağrı yönetimine katkı
sağladığı belirlenmiştir (Patak, 2004). Fried- Oaken ve arkadaşları (1991) hastalarla
iletişimde resimli iletişim materyallerinin tercih edildiğini ve bu yöntemi öğrenmenin ve
uygulamanın basit olduğunu belirtmişlerdir. Sonuç olarak resimli iletişim materyali
hastaların ihtiyaçlarını karşılamakta yardımcı olurken, etkin bir iletişim için tek bir
yöntemin kullanılması yeterli olmamaktadır.
25
3.GEREÇ VE YÖNTEM
3.1.Araştırmanın Türü
Bu araştırma, entübe hastalarla iletişim için bir resimli materyalin geliştirilmesi ve bu
materyalin iletişimde etkinliğinin belirlenmesi amacıyla müdahale -kontrol grubunun
yer aldığı yarı deneysel desende bir araştırmadır.
3.2.Araştırmanın Yeri ve Zamanı:
Araştırma Ankara Başkent Hastanesi Erişkin Kalp Damar Cerrahisi Yoğun Bakım
Ünitesinde
1 Mart 2009 – 1 Haziran 2010 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir.
Araştırma yerinin belirlenmesinde araştırmacının gözlemlerinin yapıldığı hastane ve
bölüm tercih edilmiştir. Ankara Başkent Hastanesi Erişkin Kalp Damar Cerrahisi Yoğun
Bakım Ünitesi 9 yataktan oluşmuştur ve mekanik ventilatörü olan yatak sayısı 6’dır.
Kalp Damar Yoğun Bakım Ünitesi tek yatak içeren ve daha çok kalp transplantasyonu
gerçekleştirilen ve izole hastaların yatırıldığı iki oda ve altı yatağın yer aldığı bir
bölümden oluşmaktadır. Yoğun bakım ünitesinde 10 hemşire görev yapmaktadır.
Klinikte çalışan hemşireler 08-20, 20-08 şiflerinde çalışmaktadır. Kalp damar cerrahisi
yoğun bakım ünitesinde yılda ortalama 750 kalp ameliyatı gerçekleştirilmektedir
(Başkent Üniversitesi Hastanesi Veritabanı, 2010)
3.3.Araştırmanın Evreni ve Örneklemi
Araştırmanın evrenini Ankara Başkent Üniversitesi Hastanesi Erişkin Kalp Damar
Cerrahisi Yoğun Bakım Ünitesinde yatan açık kalp cerrahisi gerçekleştirilmiş entübe
edilen hastalar oluşturmaktadır.
26
Araştırmanın örneklemini ise Ankara Başkent Üniversitesi Hastanesi Erişkin Kalp
Damar Cerrahisi Yoğun Bakım Ünitesinde yatan açık kalp cerrahisi gerçekleştirilmiş,
entübe edilmiş olan ve aşağıdaki kriterleri taşıyan hastalardan çalışmayı kabul edenler
oluşturulmuştur:
Araştırma Kapsamına
Araştırma Kapsamı Dışında Bırakılacak Hastalar
Alınacak Hastalar İçin
İçin Özellikler
Özellikler
18 yaş ve üstü açık kalp Tam görme ve işitme kaybı olan bireyler
ameliyatı gerçekleştirilen ve Demans, zeka geriliği gibi sorunlar nedeniyle zihinsel
entübe edilen bireyler
süreçlerde sorun yaşayanlar
Oryantasyon/konfüzyon sorunu olan bireyler
Lisan problemi olan bireyler
Araştırmada müdahale ve kontrol grubunda yer alan hastalar yaş bağımsız
değişkenine göre 18- 65 ve 65 yaş üzeri olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Araştırmada
Ankara Başkent Üniversitesi Hastanesi Kalp Damar Cerrahisinde 18- 30 yaş aralığında
kalp cerrahisi geçiren hasta sayısının yeterli olmaması nedeniyle yaş aralıkları geniş
tutulmuştur. Araştırmanın örneklem hacmi “Vaka Kontrol Çalışmalarında Örneklem
Hacmi Hesaplama” tablosundan yararlanılarak %95 güven aralığında; V= P1(1P1)+P2(1-P2) formülüne göre V=0,5 olduğunda gerçek değerinden sapma miktarı (d), %
15 kabul edilmiş ve örneklem büyüklüğü 90 kişi olarak hesaplanmıştır (Lemes, 1990).
Örneklem sayısı müdahale ve kontrol grubuna bölünerek müdahale grubu 45, kontrol
grubu 45 kişi olarak belirlenmiştir.
27
3.4.Verilerin Toplanması
Verilerin toplanmasında müdahale ve kontrol grubu için hazırlanan soru ve izlem
formları kullanılmıştır. Veri toplama araçları ve süreci aşağıda açıklanmıştır.
3.4.1. Veri Toplama Araçları
a.İletişim Materyalinde Yer Alacak Konuları Belirlemeye Yönelik Hasta Görüş
Formu
İletişim materyalinde yer alacak konuları belirlemeye yönelik olarak geliştirilen bir
formdur ve dört sorudan oluşmuştur. Literatür taranarak oluşturulan bu sorular; sağlık
personeli ile iletişimde güçlük yaşama durumu, sağlık personeline iletilmek istenen ve
iletmekte zorluk yaşanan konular ve resimli iletişim mateyalinde yer alması istenen
konulardan oluşmuştur (Liu, 2008; Patak, 2004; Wojnicki, 2001). Kontrol grubunda
bulunan hastalara bu formda yer alan sorular yönlendirilerek iletişim materyalinde
kullanılacak resimler belirlenmiştir (EK II).
b. Entübe Olduğu Süre İçinde Hastanın İletişimle İlgili Deneyimlerini Belirlemeye
Yönelik Soru Formu
Müdahale ve Kontrol grubu için verilerin toplanmasında kullanılan bu soru formunda;
•
Sosyodemografik değişkenler (yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu, meslek)
•
Tanı ve tedavi sürecine yönelik sorular (tıbbi tanı, cerrahi tanısı, yoğun bakım kalış
süresi, daha önceki entübasyon ve yoğun bakım deneyimi, entübasyon süresi,
ameliyat komplikasyonu yaşama durumu, iletişimi engelleyecek durum yaşama,
sedasyon durumu, uyanıklılık ve bilinç durumu) ve
•
Literatürden elde edilmiş olan ve entübasyon sürecinde iletişimi değerlendirmeye
yönelik sorular (sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşama durumu ve yeterliliği,
sağlık personeline iletmek istediği ve iletmekte zorluk yaşadığı konular ve
iletişimde güçlük yaşadığı durumlarda duygu ve düşünceler, iletişimde tercih ettiği
methodlar ve önerileri) yer almıştır. Bu form toplam 29 sorudan oluşmuştur (Liu, J.,
2008; Patak L., 2004; Wojnicki G., 2001). .
28
•
Bu konulara ek olarak resimli iletişim materyaline yönelik görüşlerin belirlenmesi
amacıyla müdahale grubunda yer alan hastalar için beş soru eklenmiştir (EK IV).
c. İletişim Sürecini Değerlendirme Formu
Bu form hastanın bakımını üstlenen ve entübe olduğu süre içinde hastayı takip eden
hemşire tarafından doldurulmuş izlem formudur. Form; iletişimin başladığı tarih/saat,
hastanın iletmek istediği konu, iletişim için harcanan süre ve iletişim için kullanılan
yöntemler gibi iletişim sürecini kaydetmeyi sağlayacak altı bölümden oluşmuştur (EK
V).
3.4.2. Resimli İletişim Materyalinin Geliştirilme Süreci
Başkent Üniversitesi Kalp Damar Cerrahisi Yoğun Bakım Ünitesinde yatan hastaların
entübe oldukları dönemde iletmek istedikleri konuların belirlenmesi amacıyla kontrol
grubunda yer alan hastalardan 45 hastaya “İletişim Materyalinde Yer Alacak
Konuları Belirlemeye Yönelik Hasta Görüş Formu” uygulanmıştır. Bu form aracılığı
ile entübe hastaların
resimli iletişim materyalinde olmasını istedikleri
belirlenmiştir (Tablo 3.1).
Tablo 3.1. Hastaların Resimli Materyalde Olmasını İstedikleri Konular
Resimli Materyalde Olmasını
Önerdikleri Konular
Su isteği
Mide bulantısı durumu
Ağrı tarifleme
Tuvalet ihtiyacı
Ameliyat olma durumu
Tüpün çıkma zamanı
Saat
Ağız içinin temizlenmesi isteği
Nefes almakta zorlanma
Pozisyon durumu
Kontrol Grubu
Sayı
%
6
10
8
7
4
7
6
6
7
10
13.3
22.2
17.8
15.6
8.9
15.6
13.3
13.3
15.6
22.2
29
10 konu
Resimli iletişim materyalinin oluşturulması sürecinde Başkent Üniversitesi
Resim ve Grafik Tasarım bölümünden danışmanlık alınmış; materyalin yapısı,
büyüklüğü, renkler, resimlerin boyutları ve yerleşimi gibi özellikleri belirlenmiştir.
Çizim aşaması resim bölümünden mezun ve daha önce çizim ve grafik tasarımı
konusunda deneyimi olan bir kişi ve bu alanda çalışan bir firmanın çalışanları ile
birlikte gerçekleştirilmiştir. Materyal A3 boyutundadır ve önlü-arkalı her iki yüzü
kullanılabilecek şekilde hazırlanmıştır. Ön yüzünde 15 adet resim ve “evet” ve “hayır”
kelimeleri yer almıştır. Pozisyon konusu için farklı pozisyonları gösteren dört ayrı resim
kullanılmıştır. Ayrıca tuvalet konusu için farklı kültürlerden gelen hastalar göz önüne
alınarak iki ayrı resim kullanılmıştır.
Materyalin arka yüzünde ağrının yerinin tarif edilebilmesi için insan bedeni ve
ağrının şiddetini değerlendirmek için sayısal ağrı değerlendirme skalası kullanılmıştır.
Ayrıca hastaların resmedilmiş konular dışında ihtiyaç ve duygularını anlatmaları için
alfabe yer almıştır.
Ön yüzde yer alan resimlerin boyutu en az 35 cm uzaklıktan net olarak
görülebilmesi için 5×6 cm olarak belirlenmiştir. Materyalde gözü yormayacak, parlak
olmayan ve uyumlu özellikteki renkler ve ağırlıklı olarak mavi renk kullanılmıştır.
Materyalin parlamaması için her iki yüzün mat bir madde ile kaplatılması
planlanmış, ancak basım sırasında tek tarafı mat bir PVC ile kaplatılabilmiştir. Bu
nedenle sadece resimli olan ön yüzde bu mat madde kullanılabilmiştir.
Resimli iletişim materyal oluşturulduktan sonra 6 hastaya ön uygulaması
yapılmıştır. Ön uygulamada kusmayı gösteren resim hastalar tarafından anlaşılmadığı
için tekrar düzenlenmiş ve resimli iletişim materyaline son şekli verilmiştir (EK V).
30
3.4.3. Araştırmanın Aşamaları
Ameliyattan 1-2 gün önce hastaların KVC servisine yatışı yapılmaktadır. KVC servisine
yatan ve araştırmanın kriterlerine uyan hastalar serviste ziyaret edilerek, araştırmanın
amacı açıklanmış ve araştırmanın örneklemine alınabilmesi için izin istenmiştir.
Hastanın üniteye uyumu sağlandıktan sonra hemşireler tarafından ameliyat
öncesi eğitim verilmektedir. Eğitimde yoğun bakım ünitesi hakkında da bilgi
verildiğinden müdahale grubundaki hastalara resimli iletişim materyali bu süreçte
tanıtılmıştır. Hastalar yoğun bakım ünitesine kabul edildikten sonra çalışmanın diğer
aşamaları aşağıda sıralandığı şekilde ilerlemiştir:
1. Öncelikle kontrol grubu çalışmaya alınmıştır. Kontrol ve müdahale grubundaki
hastaların birbiri ile etkileşimini önlemek ve resimli iletişim materyalinin
geliştirilmesinde kontrol grubundaki hastaların görüşlerinden yararlanmak için
örneklem kriterlerine uyan ilk 45 hasta kontrol grubunu oluşturmuştur. Kontrol
grubu tamamlandıktan sonra, örneklem kriterlerine uyan 45 hasta müdahale
grubunda yer almıştır.
2. Her şiftte araştırmacı bulunmadığından resimli iletişim aracı ve süreç hakkında
materyali kullanacak olan hemşirelere ve müdahale grubunda yer alacak
hastalara araştırmacı tarafından bilgi verilmiştir. Ameliyattan 1-2 gün önce
hastaların Kalp Damar servisine yatışı yapılmaktadır. Hastanın üniteye uyumu
sağlandıktan sonra araştırmacı tarafından ameliyat öncesi eğitim verilmiştir.
Hastalara ve Kalp Damar Yoğun Bakım Ünitesi hemşirlerine bu eğitim süreci
içinde resimli iletişim materyalinin nasıl kullanacakları ve resimler hakkında
gerekli açıklamalar yapılmıştır. Aynı zamanda hemşirlere “İletişim Sürecini
Değerlendirme Formu”nu nasıl dolduracakları ve neleri değerlendirmeleri
gerektiği konusunda bilgi verilmiştir.
3. Kontrol ve müdahale grubundaki hastaların tanımlayıcı özelliklerini belirlemek
için hastaların dosyaları incelenmiş; dosyada yer alamayan bilgiler ekstübe
olduktan sonra araştırmacı tarafından hastanın kendisine sorulmuş ve Entübe
31
Olduğu Süre İçinde Hastanın İletişimle İlgili Deneyimlerini Belirlemeye
Yönelik Soru Formu’na elde edilen veriler kaydedilmiştir.
4. Kontrol ve müdahale grubunda yer alan hastalar entübe oldukları dönem
boyunca izlenmiş ve iletişim süreci, süresi ve iletişimde kullanılan yöntemler
hastanın primer hemşiresi tarafından “İletişim Sürecini Değerlendirme
Formu” na kaydedilmiştir.
5. Entübasyon sonlandıktan sonra ve durum uygun olduğunda hastaların
entübasyon sürecine yönelik deneyimleri araştırmacı tarafından “Entübe
Olduğu Süre İçinde Hastanın İletişimle İlgili Deneyimlerini Belirlemeye
Yönelik Soru Formu” nun ilgili bölümüne kaydedilmiştir.
6. Ayrıca kontrol grubunda yer alan hastalardan 45’ine iletişim materyalinde yer
almasını önerdikleri konular sorularak İletişim Materyalinde Yer Alacak
Konuları Belirlemeye Yönelik Hasta Görüş Formu’na kaydedilmiştir.
7. Kontrol grubu tamamlandıktan sonra müdahale grubundaki hastalar çalışmaya
alınmıştır.
8. Müdahale grubunda yer alan hastaların entübe oldukları dönemde hemşirelerle
iletişiminde resimli iletişim materyali kullanılmıştır. Resimli iletişim materyali
uygulanmadan önce duyu bozuklukları olan hastaların görme ve işitme araçlarını
kullanmaları sağlanmıştır. İletişim materyali 35 cm uzaklıkta tutularak hastalara
gösterilmiş, ortamın aydınlığı tepeden floranslarla aydınlatılarak sağlanmış ve
bazı sesler dışında gürültü sınırlandırılmaya çalışılmıştır. Kontrol grubundaki
hastalar ile iletişimde ortalama 60 saniye harcandığı hesaplanırken, müdahale
grubundaki hastalar için iletişimde harcanan süre 40 saniye
olarak
hesaplanmıştır.
9. Müdahale
grubundaki
hastaların
resimli
iletişim
materyaline
yönelik
görüşlerinin belirlenmesi amacıyla ekstübasyon sonrası durumları uygun
olduğunda
Entübe
Olduğu
Süre
İçinde
Hastanın
İletişimle
İlgili
Deneyimlerini Belirlemeye Yönelik Soru Formu’nda yer alan ek sorular
yöneltilmiş ve cevaplar forma kaydedilmiştir.
32
3.5.Verilerin Değerlendirilmesi
Araştırmanın bağımsız değişkenleri yaş, cinsiyet, eğitim durumu ve entübasyon süresi
gibi değişkenlerden oluşmuştur. Bağımlı değişkenler ise entübasyon süresince sağlık
personeli ile iletişimde güçlük yaşama durumları, iletişimde kullanılan yöntemler ve
uygunluğu, resimli materyalin kullanımında güçlük yaşama ve memnuniyet durumları
gibi değişkenlerdir. Elde edilen veriler Statistical Package For Social Science ( SPSS 16
for Windows ) kullanılarak analiz edilmiştir. Veriler istatistik programına aktarıldıktan
sonra bağımlı ve bağımsız değişkenler dikkate alınarak yüzde ve ortalama değerleri
hesaplanmış; chi-square testi ile analiz gerçekleştirilmiştir.
3.6.Araştırmanın Etik Boyutu ve İzin Alma Süreci
Araştırma için Başkent Üniversitesi Tıp ve Sağlık Bilimleri Araştırma Kurulu ve
Başkent Üniversitesi Etik Kurulu’ndan onay alındıktan sonra (Ek I), Onay formu
Başkent Üniversitesi Hastanesi Başhekimliği’ne gönderilmiştir. Başkent Üniversitesi
Kalp Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı ve Başkent Üniversitesi Hastanesi
Hemşirelik Hizmetleri Müdürü’ne araştırma hakkında gerekli açıklamalar yapılmış ve
gerekli onay alınmıştır. Ayrıca her bir hastaya araştırmanın amacı açıklanmış ve sözlü
ve yazılı izin alınmıştır.
3.7.Araştırmanın Sınırlılıkları
Araştırmada
daha
önce
entübasyon
deneyimi
olmayan
hastaların
alınması
planlanmasına rağmen, süre sınırlaması dikkate alınarak entübasyon deneyimi olan
hastaların da çalışma kapsamına alınması kararlaştırılmıştır.
Hastaların entübe oldukları sürenin uzadığı durumlarda ya da hastanın primer
hemşiresinin şift değişikliği nedeniyle değişmesi durumunda araştırmacının yanı sıra
diğer hemşirelerde hastanın izlemini devam ettirmişlerdir.
33
Araştırma süresince hastalarla iletişimi etkileyebileceği düşünüldüğünden
gürültü sınırlandırılmaya çalışılmış ancak prosedür gereği monitör ve cihazların belirli
bir
ses düzeyinde olması gerektiğinden azaltılamamış ve
konfüzyon, ağrı ya da
postperfüzyon bozukluğu nedeni ile bağıran hastalar yeterince engellenememiştir.
34
KONTROL GRUBU İÇİN ARAŞTIRMANIN AŞAMALARI
Tarih: 1 Aralık 2009 – 1 Mart 2010
KVC Servisinde ön görüşme
araştırmanın amacının açıklanması
Resimli İletişim Materyalinde Yer
Alacak Konuları Belirlemeye Yönelik
Hasta Görüş Formu (n: 45)
Yoğun bakıma kabul ve Entübe
olduğu döneminde izlem
Ortalama: 9.9
İletişim Sürecini
Değerlendirme Formu
(n:45)
Ekstübasyon sonrası
Entübe Olduğu Süre İçinde
Hastanın İletişimle İlgili
Deneyimlerini Belirlemeye
Yönelik Soru Formu (n:45)
Taburculuk
Ortalama Süre: 2.6 gün
Şekil 3.1. Kontrol grubu için araştırmanın aşamalarının akış şeması
35
Resimli İletişim Materyalinin
Oluşturulması
Tarih: 1 Aralık 2009
MÜDAHALE GRUBU İÇİN ARAŞTIRMANIN AŞAMALARI
Tarih: 15 Mart 2010 – 1 Haziran 2010
KVC Servisinde ön görüşme
araştırmanın amacının açıklanması
Resimli İletişim Materyali
Yoğun bakıma kabul ve entübe
olduğu dönemde hastanın izlemi
İletişim Sürecini Değerlendirme
Formu
Entübe Olduğu Süre İçinde
Hastanın İletişimle İlgili
Deneyimlerini Belirlemeye
Yönelik Soru Formu
Ekstübasyon sonrası
Taburculuk
Ortalama Süre: 2.1 gün
Şekil 3.2. Müdahale grubu için araştırmanın aşamalarının akış şeması
36
4. BULGULAR
Entübe hastalarla iletişim için bir resimli materyalin geliştirilmesi ve bu materyalin
iletişimde etkinliğinin belirlenmesi amacıyla yapılan bu çalışmadan aşağıdaki bulgular
elde edilmiştir. Bulgularda kontrol ve müdahale grubunda yer alan hastaların tanıtıcı
özellikleri, hastalık ve hastanedeki deneyimleri, iletişim sürecini etkileyen durumlar ve
iletişim deneyimleri yer almıştır.
Tablo 4.1. Hastaların Tanıtıcı Özellikleri
Tanıtıcı Özellikler
Yaş
18-65 yaş
65 yaş üzeri
Cinsiyet
Kadın
Erkek
Medeni Durum
Evli
Bekar
Eğitim Durumu
Okuma yazma bilmiyor
İlköğretim
Lise
Yüksekokul
Meslek Durumu
Ev hanımı
Memur/işçi
Emekli
Esnaf/Çiftçi
Çalışmıyor
Toplam
Kontrol Grubu
Sayı
%
23
51.1
22
48.9
Müdahale Grubu
Sayı
%
23
51.1
22
48.9
X2,p
X2 =0.000
p>0.05
22
23
48.9
51.1
23
22
48.9
51.1
X2 =0.000
p>0.05
41
4
91.1
8.9
41
4
91.1
8.9
X2 =0.000
p>0.05
10
16
14
5
22.2
35.6
31.1
11.1
8
15
13
9
17.8
33.3
28.9
20.0
X2 =1.434
p>0.05
21
10
3
11
45
46,7
22,2
6,7
24,4
100
17
13
7
6
2
45
37,8
28,9
15,6
13,3
4,4
100
X2 =5.883
p>0.05
Tablo 4.1’de hastaların tanıtıcı özellikleri yer almaktadır. Kontrol grubunda yer alan
hastaların %51.1’ i 18-65 yaş grubunda yer almaktadır. Bu hastaların yaş ortalaması
52±3 (min:25, mak: 76), %51.1’i erkek, büyük çoğunluğu (%91.1) evli, %35.6’sı
37
ilköğretimden mezun ve %46.7’si ev hanımıdır. Araştırma yaş bağımsız değişkenine
bağlı kalınarak gerçekleştirildiğinden müdahale grubundaki hastaların da %51.1’i 18-65
yaş grubunda ve %48.9’u kadındır. Müdahale grubundaki hastaların büyük çoğunluğu
(%91.1) evli, %33.3’ü ilköğretimden mezun ve %37.8’i ev hanımıdır. Kontrol ve
müdahale grubunda yer alan hastaların tanıtıcı özellikleri arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir fark olmayıp, homojen dağılım gözlenmiştir.
Tablo 4.2. Hastaların Tanı, Cerrahi Girişim, Yoğun Bakım ve Entübasyon
Deneyimine Yönelik Özellikleri
Tanı
Koroner Arter Hastalığı
Kapak Hastalıkları
Kapak ve Koroner
Hastalıkları
Konjenital Kalp
Hastalıkları
Cerrahi girişim
Koroner Arter Bypass
Greft
Kapak Cerrahisi
Kapak ve Koroner
Konjenital Kalp
Cerrahisi
Daha Önce Yoğun
Bakım Deneyimi
Var
Yok
Daha Önce
Entübasyon Deneyimi
Var
Yok
Toplam
Kontrol Grubu
Sayı
%*
34
75.6
11
24.4
-
Müdahale Grubu
Sayı
%*
24
53.3
10
22.2
9
20.0
X2,p
-
-
2
4.4
34
75.6
24
53.3
11
-
24.4
-
10
9
2
22.2
20.0
4.4
12
33
26.7
73.3
10
35
22.2
77.8
X2 =0.241
p>0.05
6
39
45
13.3
86.7
100
5
40
45
11.1
88.9
100
X2 =0.104
p>0.05
38
Kontrol grubunda yer alan hastaların % 75.6’sı, müdahale grubundaki hastaların ise
%53.3’ü koroner arter hastalığı tanısı almıştır. Müdahale grubundaki hastaların %20’si
ise hem koroner arter hastalığı, hem de kapak hastalığına sahiptir. Kontrol grubunda yer
alan hastaların %26.7’sinin yoğun bakım, %13.3’ünün entübasyon deneyimi
bulunmaktadır. Müdahale grubundaki hastaların ise %22.2’sinin yoğun bakım deneyimi
bulunurken, %11.1’inin entübasyon deneyimi bulunmaktadır (Tablo 4.2).
Kontrol grubundaki hastaların yoğun bakımda kaldıkları ortalama süre 2.6 gün
(min:1, Mak.5 gün) ve entübasyon süresi 9.9±3.3 saat (min:5, mak.16 saat) olarak
belirlenmiştir. Müdahale grubundaki hastaların ise yoğun bakımda kaldıkları ortalama
süre 2.1±0.6 gün (min:1, mak.6 gün) ve entübasyon süresi 9.0±2.11 saat (min:6, mak.14
saat) olarak hesaplanmıştır.
Tablo 4.3. Hastaların Ağrı, Bulantı, Kusma Gibi İletişimi Güçleştirecek Bir
Durum Yaşamaya Yönelik Veriler
Ağrı,bulantı,kusma gibi iletişimi
güçleştirecek bir durum yaşama
Yaşadı
Yaşamadı
Kontrol Grubu
Sayı
%
19
42,2
26
57,8
Müdahale Grubu
Sayı
%
17
37,8
28
62,2
Tablo 4.3’de kontrol grubunda bulunan hastaların %42.2’sinin,
müdahale
grubundaki hastaların ise %37.8’inin entübe oldukları dönemde ağrı, bulantı, kusma
gibi iletişimi güçleştirecek sorun yaşadığı belirlenmiştir. Yoğun bakımda bulundukları
süre içerisinde kontrol grubundaki hastaların %53.3’üne, müdahale grubundakilerin ise
%64.4’üne sedasyon uygulanmıştır.
39
100
90
%100
%88.9
%88.9
%91.1
80
70
60
%57.8
50
40
%31.1
30
%22.2
20
Kontrol
M üdahale
10
0
sı
Göz tema
Yaz arak
reketi
Du dak ha
Do kun ma
ik dok
Jest Mim
unma
m Ma t. A
ı
işim arac
etişi
Resimli İl
et
Resimli il
lfebesi
Grafik 4.1. İletişimde Kullanılan Yöntemlerin Dağılımı
Grafik 4.1’de hastaların entübe oldukları dönemde iletişimde kullandıkları yöntemlerin
dağılımı yer almaktadır. Kontrol grubundaki hastaların %88.9’u (n:40)
jest ve
mimiklerini kullanarak ve dudak okuyarak, %57.8’i (n:26) göz teması kurarak, %31.1’i
(n:14) dokunarak ve % 22.2’si (n:10) kalem kağıt kullanarak sağlık personeli ile
iletişimde bulunmuşlardır.
40
Müdahale Grubundaki hastaların tamamı sağlık personeli ile iletişimde resimli
iletişim materyalini kullanmışlardır. Bu hastaların
%91.1’i (n:41) resimli iletişim
materyalinin alfabe bölümüne de gereksinim duymuşlardır. Resimli iletişim materyali
ile isteklerini anlatamayan hastalar (%8.9) ise yazarak ve dudak okuyarak istek ve
ihtiyaçlarını iletmişlerdir.
Tablo 4.4. Hastaların Entübe Oldukları Dönemde Sağlık Personelinin İletişimde
Kullandıkları Yöntemleri Uygun Bulma Durumları
Yöntemlerin
Uygunluğu
Uygun
Uygun değil
Toplam
Kontrol Grubu
Sayı
%
9
20.0
36
80.0
45
100
Müdahale Grubu
Sayı
%
19
42.2
26
57.8
45
100
X2,p
X =5.184
p:0.023
2
Tablo 4.4’de hastaların entübe oldukları dönemde sağlık personelinin iletişimde
kullandıkları yöntemlerin uygunluğu incelenmiştir. Kontrol grubundaki hastaların
%20’si entübe oldukları dönemde sağlık personelinin iletişimde kullandıkları
yöntemleri uygun bulduklarını belirtmişlerdir. Müdahale grubundaki hastaların ise
%42.2’si sağlık personelinin iletişimde kullandığı yöntem/yöntemlerin uygun olduğunu
belirtmiş ve fark istatiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (X2=5.184; p:0.023).
Araştırmada hastaların entübe oldukları dönemde sağlık personelinin iletişimde
kullandıkları yöntemlerin uygunluğunu belirlemek amaçlı beşli likert yapısında “hiç
uygun değil”den “tamamen uygun”a kadar ifadeleri içeren bir soru yöneltilmiştir.
Cevapların dağılımı dikkate alınarak “hiç uygun değil”, “uygun değil” ve “kısmen
uygun” “uygun değil” ifadesi altında; “uygun” ve “tamamen uygun” ifadeleri ise
“uygun” ifadesi altında birleştirilmiştir.
41
Tablo 4.5. Hastaların Entübe Oldukları Dönemde Hemşireye İlettikleri Konuların
Dağılımı
Kontrol Grubu (n:45)
Sayı
%*
13
24.4
11
28.9
8
17.8
7
15.6
4
8.9
8
17.8
8
17.8
7
15.6
8
17.8
9
20.0
İletilen Konular
Susamak
Mide bulantısı
Ağrı
Tuvalet ihtiyacı
Ameliyat olma durumu
Tüpün ne zaman çıkarılacağı
Saatin kaç olduğu
Ağız içinin temzilenmesi
Nefes almakta zorlanma
Pozisyonun değiştirilmesi
Müdahale Grubu (n:45)
Sayı
%*
30
66.7
15
33.3
5
11.1
2
4.4
16
35.6
12
26.7
2
2.2
24
53.3
3
6.7
*Yüzdeler her bir konu için cevap veren kişi sayısı üzerinden hesaplanmıştır.
Tablo 4.5’de hastaların entübe oldukları süreçte hemşireye ilettikleri konuların dağılımı
yer almaktadır. Kontrol grubunda yer alan hastalar hemşirelere en fazla mide bulantısı
(%28.9), su (%24.4) ve poziyonunun değiştirilmesi (%20) konularını iletmişlerdir.
Müdahale grubundaki hastaların ise %66.7’si “su”, %53.3’ü “ nefes almakta zorlanma”
ve %35.6’sı “ tüpün ne zaman çıkacağı” konularını iletmişlerdir.
Tablo 4.6. Hastaların Entübe Oldukları Dönemde Sağlık Personeli İle İletişimde
Güçlük Yaşama Durumu
Güçlük yaşama durumu
Güçlük yaşamayan
Kontrol Grubu Müdahale Grubu
Sayı
%
Sayı
%
16
35.6
1
2.2
Bazen güçlük yaşayan
20
44.4
21
46.7
Güçlük yaşamayan
9
20.0
23
51.1
45
100
45
100
Toplam
42
X2,p
X2 =19,385,
P: 0.000
Tablo 4.6’da hastaların entübe oldukları dönemde sağlık personeli ile iletişim sürecinde
güçlük yaşama durumları yer almaktadır. Kontrol grubunda bulunan hastaların %35.6’sı
entübe oldukları dönemde sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadıklarını
belirtmişlerdir. Müdahale grubunda ise bir hasta (%2.2) entübasyon süresince sağlık
personeli ile iletişimde güçlük yaşadığını belirtmiş ve fark istatistiksel olarak da anlamlı
bulunmuştur (X2 =19,385; P<0.05).
%84,4
90
80
% 62,2
70
60
50
40
%37,8
Yeterli
Yeterli Değil
30
%15,6
20
10
0
Müdahale
Grafik 4.2.
Kontrol
Hastalara Göre Entübe Oldukları Dönemde Sağlık Personelinin
İhtiyaç ve İsteklerini Anlamaktaki Yeterlilik Durumları
Grafik 4.2’de hastalara göre entübe oldukları dönemde sağlık personelinin hastaların
ihtiyaç ve isteklerini anlamaktaki yeterlilik durumları incelenmiştir. Kontrol grubundaki
hastaların %15.6’sı (n:7) entübasyon süresince sağlık personelinin hastaların istek ve
ihtiyaçlarını anlamakta yeterli olduklarını belirtmişlerdir. Müdahale grubunda hastaların
ise %37.8’i (n:17) sağlık personelinin hastaların istek ve ihtiyaçları anlamakta yeterli
olduklarını belirtmiş ve fark istatiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (X2 =5.682;
p:0.017).
43
Araştırmada hastalara göre entübe oldukları dönemde sağlık personelinin hastaların
ihtiyaç ve isteklerini anlamaktaki yeterlilik durumları belirlemek amaçlı üçlü likert
yapısında “anladı”dan “anlamadı”ya kadar ifadeleri içeren bir soru yöneltilmiştir.
Cevapların dağılımı dikkate alınarak “anladı” ve “bazen anladı” “anladı/yeterli” ifadesi
altında birleştirilmiştir.
90
%86,7
%80
80
70
60
Kontrol
50
40
%26,7
30
%26,7
Müdahale
%26,7
%22,2
20
10
0
Endişe
Korku
Öfke
Grafik 4.3. Hastaların Entübe Oldukları Dönemde Sağlık Personeli Tarafından
Anlaşılmadığında Yaşadıkları Duygu Durumları
Kontrol grubundaki hastalar entübe oldukları dönemde iletmek istedikleri konular sağlık
personeli tarafından anlaşılmadığında; %86.7’si (n:39) endişe, %26.7’si (n:12) korku
ve benzer şekilde %26.7’si öfke yaşamışlardır. Müdahale grubundaki hastaların ise
%80’inin (n:36) endişe, %26.7’sinin (n:12) korku ve %22.2’sinin (n:10) öfke yaşadığı
belirlenmiştir (Grafik 4.3).
44
Tablo 4.7. Hastaların Bazı Tanıtıcı Özelliklerine Göre Entübe Oldukları Dönemde
İletişimde Güçlük Yaşama Durumları
Kontrol Grubu (n:45)
İletişimde Güçlük
Yaşadı
Yaşamadı
Müdahale Grubu (n:45)
İletişimde Güçlük
Yaşadı
Yaşamadı
Tanıtıcı
Özellikler
Yaş
Sayı
18-65 yaş
16
69.6
7
30.4
11
47.8
12
52.2
65 yaş üzeri
20
90.9
2
9.1
11
50.0
11
50.0
Sayı
%
Sayı
Cinsiyet
Sayı
%
%
Sayı
%
Sayı
%
%
Sayı
Sayı
%
17
77.3
5
22.7
10
45.5
12
54.5
Erkek
19
82.6
4
17.4
12
52.2
11
47.8
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
32
78.0
9
22
20
48.8
21
51.2
Bekar
4
100
-
-
2
50.0
2
50.0
%
Sayı
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
X2 =4.697
P:0.03
2
X =4.847
P:0.02
%
Evli
Eğitim
Durumu
Okuma yazma
bilmiyor
X2 =2.242
p>0.05
X2 =8.844
P:0.003
%
Kadın
Medeni durum
X2,p
X2 =7.569
P:0.006
X2 =2.267
p>0.05
%
10
100.
0
-
-
3
37.5
5
62.5
X2 =8.654
P>0.05
İlköğretim
10
62.5
6
37.5
4
26.7
11
73.3
Lise ve üstü
16
84.2
3
15.8
15
68.2
7
31.8
X2 =4.014
P<0.05
X2 =1.420
p>0.05
Tablo 4.7’de hastaların tanıtıcı özelliklerine göre, entübe oldukları dönemde sağlık
personeli ile iletişimde güçlük yaşama durumları incelenmiştir. Kontrol grubunda yer
alan ve 65 yaş üzerinde olan hastaların %90.9’u, müdahale grubundaki hastaların ise
%50’si sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadıklarını belirtmişler ve fark
istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (X2 =8.844 P:0.003). Kontrol grubunda
bulunan
18-65 yaş arasındaki hastaların %69.6’sı, müdahale grubunda yer alan
hastaların ise %47.8’i sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadıklarını belirtmişlerdir
(X2 =2.242; p>0.05).
45
Kontrol grubunda yer alan kadın hastaların % 72.3’ü, müdahale grubunda yer
alan kadın hastaların ise %52.2’si iletişimde güçlük yaşadığını ifade etmiş ve fark
istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (X2 =04.697; p:0.03).
Araştırma kapsamında yer alan erkek hastaların entübe oldukları dönemde
iletişimde güçlük yaşama durumları incelendiğinde; kontrol grubundaki erkeklerin %
82.6’sının, müdahale grubundaki erkek hastaların ise %45.5’inin iletişimde güçlük
yaşadığı belirlenmiştir (X2=4.847; p:0.02).
Kontrol ve müdahale grubunda bulunan hastaların eğitim düzeylerine göre
iletişimde güçlük yaşama durumları incelendiğinde ise okuma yazma bilmeyenler ve
lise ve daha üst bir okuldan mezun hastaların iletişimde güçlük yaşama durumları
arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki belirlenmemiştir . Bununla birlikte
ilköğretimden mezun olan hastalardan kontrol grubunda yer alanların % 62.5’i,
müdahale grubunda yer alanların ise %26.7’si iletişimde güçlük yaşadığını belirtmiş ve
fark istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (X2=4.014; p<0.05).
Araştırmada hastalara göre entübe oldukları dönemde sağlık personeli ile iletişimde
güçlük yaşama durumları belirlemek amaçlı üçlü likert yapısında “güçlük yaşadım”dan
“güçlük yaşamadım”a kadar ifadeleri içeren bir soru yöneltilmiştir. Cevapların dağılımı
dikkate alınarak “güçlük yaşadım” ve “bazen güçlük yaşadım”
ifadesi altında birleştirilmiştir.
46
“güçlük yaşadım”
Tablo 4.8. Hastaların Daha Önceki Yoğun Bakım ve Entübasyon Deneyimlerine
Göre İletişimde Güçlük Yaşama Durumları
Tanıtıcı
Özellikler
Yoğun Bakım
Deneyimi
Kontrol Grubu (n:45)
İletişimde Güçlük
Yaşadı
Yaşamadı
Müdahale Grubu (n:45)
İletişimde Güçlük
Yaşadı
Yaşamadı
Var
Sayı
8
%
66.7
Sayı
4
%
33.3
Sayı
3
%
30.0
Sayı
7
%
70.0
Yok
28
84.8
5
15.2
19
54.3
16
45.7
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
%
4
66.7
2
33.3
1
20.0
4
80.0
32
82.1
7
17.9
21
52.5
19
47.5
Entübasyon
Deneyimi
Var
Yok
X2,p
X =2.933
p>0.05
X2 =7.433
P:0.006
2
X2 =2.396
p>0.05
X2 =7.810
P:0.008
Kontrol grubunda yer alan hastalardan daha önce yoğun bakım deneyimi olanların
%66.7’si, müdahale grubunda yer alan hastaların ise %30’u entübe oldukları dönemde
sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadıklarını belirtmişlerdir. Diğer taraftan yoğun
bakım deneyimi olmayan hastalardan kontrol grubunda yer alanların % 84.8’i,
müdahale grubunda yer alanların ise
%54.3’ü entübe oldukları süre içinde sağlık
personeli ile iletişimde güçlük yaşadıkları belirlenmiştir (X2 =7.433; p:0.006).
Daha önce entübasyon deneyimi olmayan ve
kontrol grubunda yer alan
hastaların %82.1’inin, müdahale grubunda yer alan hastaların ise %52.5’inin entübe
oldukları dönemde sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadığı belirlenmiş ve fark
istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (X2 =7.810; p:0.008). Daha önce entübasyon
deneyimi olan kontrol ve müdahale grubundaki hastaların entübe oldukları süre içinde
sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşama durumları arasında ise istatistiksel olarak
anlamlı bir ilişki belirlenmemiştir.
47
Tabloda yer almamakla birlikte hem kontrol hem de müdahale grubundaki
hastaların entübasyon süreleri ile sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşama
durumları karşılaştırılmış, ancak istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
Tablo 4.9. Hastaların Bazı Tanıtıcı Özelliklerine Göre Entübe Oldukları Dönemde
İletişimde Kullanılan Yöntemlerin Uygunluğu
Tanıtıcı
Kontrol Grubu (n:45)
Müdahale Grubu (n:45)
Yöntem
Yöntem
Özellikler
Yaş
18-65 yaş
65 yaş üzeri
Cinsiyet
Kadın
Erkek
Medeni
durum
Evli
Bekar
Eğitim
Durumu
Okuma
yazma
bilmiyor
İlköğretim
Lise ve üstü
Uygun
Sayı
%
Uygun Değil
Sayı
%
Uygun
Sayı
%
Uygun Değil
Sayı
%
6
26.1
17
73.9
9
39.1
14
60.9
3
13.6
19
86.4
10
45.5
12
54.5
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
%
3
13.6
19
86.4
9
40.9
13
59.1
6
26.1
17
73.9
10
43.5
13
56.5
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
19.5
33
80.5
16
39.0
25
61.0
1
25.0
3
75.0
3
75.0
1
25.0
%
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
X2 =4.125
P:0.042
X2 =1.533
p>0.05
X2 =3.770
p>0.05
X2 :2.000
p>0.05
%
2
20.0
8
80.0
5
62.5
3
37.5
2
12.5
14
87.5
6
40.0
9
60.0
5
26.3
14
73.7
8
36.4
14
63.6
48
X2 =0.8090
p>0.05
X2 =5.350
P:0.021
%
8
Sayı
X2,p
X2 =3.378
p>0.05
X2 =3.058
p>0.05
X2 =1.518
p>0.05
Tablo 4.9’da hastaların bazı tanıtıcı özelliklerine göre entübe oldukları dönemde sağlık
personelinin iletişimde kullandıkları yöntemlerin uygunluğuna yönelik görüşleri yer
almaktadır. Kontrol grubunda yer alan ve 65 yaş üzerinde olan hastaların %13.6’sı
entübe oldukları dönemde sağlık personelinin hastalarla iletişimde kullandıkları
yöntemleri uygun bulduklarını belirtmişlerdir. Müdahale grubunda yer alan 65 yaş
üzerindeki hastaların ise %45.5’i entübasyon sürecinde sağlık personelinin iletişimde
kullandıkları
yöntemleri
uygun
bulmuş
ve fark
istatistiksel
olarak
anlamlı
2
bulunmuştur(X =5.350; P:0.02)
Kontrol grubundaki kadın hastaların %13.6’sı, müdahale grubunda bulunan
kadın hastaların ise %40.9’u entübe oldukları dönemde sağlık personelinin iletişimde
kullandıkları yöntemlerin uygun olduğunu belirtmiş ve fark istatiksel olarak da anlamlı
bulunmuştur (X2 =4.125; P:0.042).
Kontrol ve müdahale grubunda bulunan hastaların medeni durumları ve eğitim
düzeyleri ile entübe oldukları dönemde sağlık personelinin iletişimde kullandıkları
yöntemlerin uygunluğu arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
49
Tablo 4.10. Hastaların Bazı Tanıtıcı Özelliklerine Göre Entübe Oldukları
Dönemde Sağlık Personelinin İhtiyaç ve İsteklerini Anlamaktaki Yeterlilik
Durumları
Tanıtıcı
Özellikler
Yaş
18-65 yaş
65 yaş üzeri
Cinsiyet
Kadın
Erkek
Medeni
durum
Evli
Bekar
Eğitim
Durumu
Okuma yazma
bilmiyor
İlköğretim
Lise ve üstü
Kontrol Grubu (n:45)
Müdahale Grubu (n:45)
Yeterlilik Durumları
Yeterlilik Durumları
Yeterli
Sayı
%
Yeterli Değil
Sayı
%
Yeterli
Sayı
%
Yeterli Değil
Sayı
%
5
21.7
18
78.3
9
39.1
14
60.9
2
9.1
20
90.9
8
36.4
14
63.6
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
9.1
20
90.9
9
40.9
13
59.1
5
21.7
18
78.3
2
50.0
2
50.0
%
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
14.6
35
85.4
15
36.6
26
63.4
1
25.0
3
75.0
3
75.0
1
25.0
%
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
X2 =5.939
P:0.015
X2 =0.965
p>0.05
%
6
Sayı
X2 =1.643
p>0.05
X2 =4.659
P:0.031
%
2
Sayı
X2,p
X2 =5.185
p>0.23
X2 =0.533
p>0.05
%
1
10.0
9
90.0
3
37.5
5
62.5
2
12.5
14
87.5
7
46.7
8
53.3
4
21.1
15
78.9
7
31.8
15
68.2
X2 =1.945
p>0.05
X2 =4.386
p>0.05
X2 =0.602
p>0.05
Tablo 4.10’da Hastaların bazı tanıtıcı özelliklerine göre entübe oldukları dönemde
sağlık personelinin ihtiyaç ve isteklerini anlamaktaki yeterlilik durumları yer almıştır.
Kontrol grubunda bulunun 65 yaş üzerindeki hastaların %9.1’i entübasyon süresince
sağlık personelinin hastaların ihtiyaç ve isteklerini anlamakta yeterli olduklarını
belirtmişlerdir. Müdahale grubunda yer alan 65 yaş üzerindeki hastaların ise %36.4’ü
sağlık personelinin hastaların ihtiyaç ve isteklerini anlamakta yeterli olduğunu belirtmiş
ve fark istatiksel olarak anlamlı bulunmuştur (X2 =4.659; p:0.031)
50
Kontrol grubundaki kadın hastaların %9.1’i entübasyon süresince sağlık
personelinin hastaların ihtiyaç ve isteklerini anlamakta yeterli olduklarını belirtirken,
müdahale grubundaki kadın hastaların %40.9’u yeterli olduklarını belirtmiş ve fark
istatiksel olarak anlamlı bulunmuştur (X2 =5.939; P:0.015).
Kontrol ve müdahale grubunda bulunan hastaların medeni durumları ve eğitim
düzeyleri ile entübasyon süresince sağlık personelinin hastaların ihtiyaç ve isteklerini
anlamaktaki
yeterlilikleri
karşılaştırıldığında
fark
istatiksel
olarak
anlamlı
bulunmamıştır
Tablo 4.11. Müdahale grubundaki Hastalara Göre Resimli İletişim Aracının Bazı
Özelliklerinin Uygunluk Durumu (n:45)
Uygun
Materyaln Özellikleri
Kısmen uygun
Uygun Değil
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
%
Şekillerin Sayısı
35
77,8
10
22,2
-
-
Şekillerin Anlaşırlılığı
26
57,8
19
42,2
-
-
Şekillerin Rengi
32
71,1
11
24,4
2
4,4
Şekillerin Büyüklüğü
32
71,1
12
26,7
1
2,2
Tablo 4.11’de resimli iletişim aracının bazı özelliklerinin müdahale grubundaki
hastalara göre uygunluk durumu değerlendirilmiştir. Hastaların %77.8’i resimli iletişim
materyalinde yer alan şekillerin sayısını, %57.8’i şekillerin anlaşılırlığını, %71.1’i
şekillerin rengi ve büyüklüğünü uygun bulmuşlardır.
51
22,2%
Yardımcı
Kısmen Yardımcı
77,8%
Grafik 4.4 Müdahale Grubundaki Hastalara Göre Resimli iletişim Aracının
Yardımcı Olma Durumu
Müdahale grubundaki hastaların %77.8’i (n:35) resimli iletişim materyalinin sağlık
personelinin entübe hastalarla iletişiminde yardımcı olduğunu belirtirken, hastaların
%22.2’si (n:10) kısmen yardımcı olduğunu belirtmişlerdir. Hastaların tamamı (n:45)
resimli
iletişim
materyalinin
entübasyon
sürecindeki
hastalarda
iletişimi
gerçekleştirmeye yönelik kullanılmasını önermişlerdir (Grafik 4.4).
Tablo 4.12. Müdahale Grubundaki Hastaların Bazı Tanıtıcı Özelliklerine Göre
Sağlık Personelinin Hastalarla İletişiminde Resimli İletişim Aracının Yardımcı
Olma Durumu
Tanımlayıcı Özellikler
Yaş
18-65 yaş
65 yaş üzeri
Cinsiyet
Kadın
Erkek
Medeni durum
Evli
Bekar
Eğitim Durumu
Okuma yazma bilmiyor
İlköğretim
Lise ve üstü
Yardımcı Olma Durumu
Yardımcı
Kısmen Yardımcı
Sayı
%
Sayı
%
20
87.0
3
13.0
15
68.2
7
31.8
Sayı
%
Sayı
%
16
72.7
6
27.3
19
82.6
4
17.4
Sayı
%
Sayı
%
32
78.0
9
22.0
3
75.0
1
25.0
Sayı
%
Sayı
%
5
62.5
3
37.5
12
80.0
3
20.0
18
81.8
4
18.2
52
X2, p
X =2.293
p>0.05
2
X2 =0.635
p>0.05
X2 =0.020
p>0.05
X2 =4.244
p>0.05
Tablo 4.12’de müdahale grubundaki hastaların bazı tanıtıcı özelliklerine göre sağlık
personelinin hastalarla iletişiminde resimli iletişim materyalinin yardımcı olma durumu
incelenmiştir. 18-65 yaş grupta yer alan hastaların (%87.0), yaşlı gruba göre (%68.2);
erkeklerin (%82.6), kadınlara göre (%72.7); evlilerin (%78.0), bekarlara (%75.0) göre;
lise ve üstü eğitim düzeyindekilerin (%81.8) okuma yazma bilmeyenlere (%62.5) göre
sağlık personeli ile iletişimlerinde resimli iletişim materyalinin yardımcı olduğunu
belirtmişlerdir.
Hastaların tanıtıcı özellikleri ile sağlık personelinin hastalarla
iletişiminde resimli iletişim
yardımcı olma durumu karşılaştırıldığında aralarında
istatiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
Tabloda yer almamakla birlikte müdahale grubunda bulunan hastaların %20’si
“el yüz temizliği”, %20’si “durumum nasıl?” ve %4.4’ü “boğazım ağrıyor” ifadelerinin
resimli materyale eklenmesini önermişlerdir. Aynı zamanda hastaların %4.4’ü resimli
materyalde “ameliyat oldum mu?” ifadesinin gereksiz olduğunu belirtmişlerdir.
53
5. TARTIŞMA
Hemşire ve hasta arasında etkili bir iletişim, bakımın kalitesini belirleyen önemli bir
faktördür. Ancak sağlık personeli, hastaneye yatan bireyler ile çoğu zaman iletişimde
güçlük yaşayabilmektedir. Bu durum yoğun bakım ünitesinde yatan ve entübasyon gibi
nedenlerle sözel iletişimi sınırlanan hastalarda daha önemli bir sorun haline
gelebilmektedir (Llenore ve ark, 1999; Hweidi, 2007). Sağlık personeli uygun iletişim
yöntemleri kullandığında hastalarla iletişimi daha etkili olabilmektedir. Resimli iletişim
materyalleri, sözel iletişimde sınırlılığı bulunan
hastaların sağlık personeli ile
iletişiminde etkili yöntemlerden biri olarak kabul edilmektedir (Patak ve ark., 2004;
Bhatnagar ve Silverman, 2007). Bu çalışmada da entübe hastalarla iletişimi sağlamak
için geliştirilen bir resimli materyalin etkinliğinin belirlenmesi amaçlanmıştır.
Entübe hastalar ile iletişimi artırmak ve hastaların gereksinimlerini daha kolay
ifade edebilmelerini sağlayabilmek için beden dilini kullanma, dudak okuma, alfabe,
yazı tahtaları, resimli iletişim materyalleri gibi farklı yöntemler kullanılabilmektedir
(Patak, 2004; Wojnicki, 2001). Son zamanlarda hastaların iletişimini etkin kılmaya
yönelik cihazlar da geliştirilmiştir. Bu elektronik iletişim sisteminde ileri teknoloji
kullanılmaktadır. Cihazlar ses oluşturma ve elektronik görüntüleme özelliği
taşıyabilmektedir. Elektronik görüntüleme cihazları aracılığı ile hastalar ekrandan
kendileri için uygun resmi ve harfi seçebilmektedir. Ancak bu cihazlar pahalıdır ve
eğitimi seviyesi düşük hastalar için kullanması zordur. Ayrıca hemşirelerin de cihazları
kullanabilmesi ve hastaya öğretebilmesi için eğitim almasını gerektirmektedir. Bu
cihazlar daha çok ileri düzeyde sözel iletişiminde sorunu olan ve bu sorunu sürekli
yaşayan ya da uzun süreli yaşayacağı düşünülen hastalar için öncelikle tercih
edilmektedir (Bhatnagar ve Silverman, 2007; Hodge 2007; Finke ve ark., 2008).
Sözel iletişimi bozulmuş olan hastalarla iletişimde kullanılan
yöntemlerden
bazıları entübe hastalar ile iletişimde etkili bulunurken bazılar hastalar tarafından tercih
edilmemektedir. Hastaların sağlık personeli ile iletişimde tercih ettikleri yöntemlerin
incelendiği bir çalışmada hastaların %54’ünün vücut dili ve dokunmayı, %32’sinin
54
kalem kağıt kullanmayı, %23’ünün evet hayır soruların kullanılmasını istedikleri
belirlenmiştir. Hastaların %36’sı ise farklı yöntemlerin bir arada kullanılmasını
istemişlerdir (Wojnicki, 2001). Fried –Oaken ve arkadaşları (1991) yoğun bakımda
mekanik ventilayona bağlı hastalar ile iletişimi sağlamak için farklı iletişim
yöntemlerini karşılaştırmışlar ve hastaların tercihlerini incelemişlerdir. Yaptıkları
çalışmada hastaların en fazla alfabe ve sihirli yazma tahtalarını, en az ise elektronik
görüntüleme araçlarını tercih etkilerini belirlemişlerdir. Ancak bu çalışmada resimli
iletişim materyalleri kullanılmamıştır.
Bu çalışmada kontrol grubundaki hastalar ile iletişimde jest ve mimikler, dudak
okuma, göz teması kurma, dokunma ve kalem kağıt kullanma gibi farklı yöntemler
kullanılmıştır. Ancak hastaların çoğunluğu bu yöntemlerin gereksinimlerini anlatmakta
yeterli olmadığını belirtmişlerdir. Müdahale grubundaki hastaların ise neredeyse tamamı
resimli iletişim materyali aracılığı ile gereksinimlerini anlatabilmişlerdir. Her hastanın
bireysel özellikleri ve tercihlerini dikkate aldığımızda iletişim yöntemlerinin farklı
olabileceği beklenen bir sonuçtur. Bununla birlikte resimli iletişim materyali ile
hastaların gereksinimlerini farklı iletişim yöntemlerine gerek duymadan anlatabildikleri
görülmektedir.
Entübe hastalar ile iletişimde uygun olmayan yöntemler, daha çok hastanın
kısıtlılıkları ve hemşirenin bu yöntemi kullanma ile ilgili becerisi ve donanımı ile
ilişkilidir (Finke ve ark. 2008) Sağlık personelinin dudak okuyamaması, hastanın
hareket edememesi, motor zayıflık,
sedasyon uygulanması ya da
hastanın yazı
yazmayı bilmemesi iletişimde engel yaratan faktörler olarak tanımlanmıştır (Magnus ve
ark. 2006; Happ 2001). Entübe hastaların el hareketlerini engelleyen fiziksel tespitler
varsa ve diğer sözel olmayan iletişim yöntemleri ile (örn, göz hareketleri) yeterli bir
anlatım sağlanamıyorsa iletişim zorlaşabilmektedir (Liu, 2008). Kas güçsüzlüğü olan
hastalar el hareketleri gibi fiziksel çaba gerektiren yöntemleri kullanmaya çalıştıklarında
daha fazla enerji harcamak durumunda kalabilmektedir (Patak, 2004). Diğer taraftan
sözel iletişimde güçlük yaşayan hastalar, sağlık personeli ile iletişimde kendilerine
55
kolay gelen ve rahatça uygulayabildikleri yöntemleri tercih etmektedirler (Fried –
Oaken ve ark.1991).
Yoğun bakımda yatan hastalar için entübasyon, ventilasyon ya da trakeostomi
hasta ve hemşire arasında sözel iletişimi olumsuz yönde etkileyen en önemli
faktörlerdendir (Alasad ve ark, 2005). Entübasyon, hastalar tarafından en önemli yoğun
bakım stresörleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır (Liu, 2008; Turner ve ark., 1990).
Kalp cerrahisi gerçekleştirilen 43 hasta ile yapılan bir çalışmada, hastalar en fazla
fiziksel stresörlerden yakınmışlar ve bu faktörler arasında en can sıkıcı deneyim olarak
ağızda ya da burunda tüp olmasını ve ağrıyı ifade etmişlerdir (Soehren, 1995). Mui So
ve Kit Chan (2004)’ın yaptıkları bir çalışmada 92 hemşire ve 50 hastanın yoğun bakım
ortamına yönelik stresörleri değerlendirilmiştir. Hem hemşirelere hem de hastalara göre
“endatrakeal tüp, nazogastrik tüp ya da idrar kateteri gibi bir tüpün olması” ve
“kontrolün kendinde olmaması” en önemli stresörler olarak belirtilmiştir. Pennock ve
ark. (1994)’nın koroner arter by pass greft gerçekleştirilen 25 hasta ile yaptıkları
çalışmada da benzer şekilde en önemli stresörler “entübe olmak” ve “konuşamamak”
şeklinde belirtilmiştir.
Entübasyon, bireyler tarafından
yaşamın tehdit altında olması şeklinde de
algılanabilmektedir. Sözel iletişimin engellenmesi
hastanın kendisini ifade etmekte
zorlanmasına ve sağlık personeli ile bu koşullarda
iletişim kurmaya çalışması
endişelerinin daha fazla artmasına yol açabilmektedir (Yava ve ark., 2006). Diğer
taraftan yoğun bakım hemşireleri karmaşık cihazlar ve profesyonellik gerektiren bakım
uygulamalarını gerçekleştirirken, hastalar ile iletişime çok az zaman ayırabilmektedirler
(Finke ve ark. 2008). Oysa hemşireler, hastalarla iletişimde istekli olduklarında ve
bunun için yeterli zaman ayırdıklarında iletişim etkili olabilmektedir (Uyer, 2000).
Harrison ve Nixon (2002) yoğun bakım ünitesinde hemşirelerin zamanlarının %85’ini
doğrudan hasta bakımı aktivitelerini sağlamakla geçirdiklerini, bu zamanın ise sadece
%3’ünü
hastalarla sözel iletişim kurmaya ayırdıklarını belirlemişlerdir. Bu durum
hastaların sağlık personeli ile iletişimini daha da zorlaştırabilmektedir.
56
Bu çalışmada kontrol grubunda bulunan hastaların yaklaşık üçte birinin entübe
oldukları dönemde sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadığı belirlenirken
müdahale grubunda sadece bir hasta entübasyon süresince sağlık personeli ile iletişimde
güçlük yaşadığını belirtmiştir (Tablo 4.5). Benzer şekilde kontrol grubundaki hastalara
göre müdahale grubundaki hastalar sağlık personelinin hastaların istek ve ihtiyaçları
anlamakta daha yeterli bulmuşlardır (Grafik 4.2). Rotondi ve ark. (2002) yoğun
bakımda 48 saatten fazla mekanik ventilasyon deneyimleyen hastalarla yaptıkları
çalışmada hastaların %65’inin iletişimde güçlük yaşadıklarını belirlemiştir. Entübe
hastaların hemşireler ile iletişimlerinin incelendiği bir çalışmada ise hastaların %73’ü
hemşirelerin hastalarla iletişim kurabildiğini belirtirken, sadece %23’ü hemşirelerin
hastaların ihtiyaç, duygu ve düşüncelerini yeterli düzeyde anlayabildiklerini ifade
etmişlerdir (Wojnicki, 2001). Patak ve arkadaşları (2004) mekanik ventilatöre bağlı olan
hastaların (n:29) %62’sinin ihtiyaçlarını iletmekte büyük zorluk yaşadıklarını ve
hemşirelerin entübe hastaların mesajlarının ancak %5’ini açıklığa kavuşturabildiklerini
belirlemişlerdir. Diğer araştırma sonuçları ile karşılaştırıldığında bu çalışmada resimli
iletişim materyalinin hastaların sağlık personeli ile iletişimde yaşadığı güçlükleri
azaltabildiği söylenebilir.
Entübasyon hastaların düşüncelerini, duygularını ve basit ihtiyaçlarını normal
yollarla iletmesini engelleyerek, bilişsel ve emosyonel sorunlar yaşamalarına neden
olabilmektedir (Menzel, 1997; Schumann, 1999; Happ, 2001). Sağlık personelinin
hastaların gereksinimlerini ve iletmek istedikleri konuyu anlamamaları, hastaların
çevrelerinde
gelişen
olayları
yorumlamalarına yol açarak,
ve
sergilenen
davranışları
olduğundan
farklı
anksiyete düzeylerinin artmasına neden olabilmektedir
(Hudak, 1998). Yoğun bakım ünitesinde hastalar bir taraftan yaşamlarından endişe
duyarlarken diğer taraftan yaşamsal ihtiyaçlarını anlatamamaları nedeni ile de sıkıntı
yaşayabilmektedirler.
İletişim
olanaksız
olduğunda
ise
hastalar
kontrollerini
kaybettiklerini hissederler (Menzel, 1997). Sağlık personeli entübe hastalarla etkili bir
iletişim kuramadığında hastalar kızgınlık, çaresizlik, öfke gibi duygular yaşayabilmekte
ve stres seviyeleri artmaktadır. Hastalar bu durumda kendilerini yararsız hissetmekte,
bağımlılık düzeyleri artmakta, bakım ve tedavilerine katılımları azalmakta ve sonuçta
57
iyileşme süreçleri olumsuz etkilenebilmektedir (Lıenore ve ark., 1999; Alasad ve ark.,
2005; Menzel, 1998; Schumann, 1999).
Bu çalışmada da hem kontrol hem de müdahale grubundaki hastalar hemşirelerin
kendilerini
anlamadığında
öfke,
endişe
ve
korku
duygularını
yaşadıklarını
belirtmişlerdir. Diğer taraftan entübe hastalar ile etkili bir iletişimin; hastada stres ve
anksiyetenin azalmasına yardımcı olduğu iyileşme sürecini olumlu yönde etkileyerek,
yoğun bakımda kalma süresini kısalttığı bilinmektedir (Yava ve ark., 2006;
Arasaratnam, 2003). Buradan yola çıkarak hemşirelerin entübe hastalar ile
iletişimlerinde hastaların bireysel özelliklerine uygun ve etkili iletişim yöntemlerini
kullanması; hastanın iletmek istediklerini anlamak için yeterli zaman ayırarak çaba
sarf etmesi ve hastanın gereksinimlerine duyarlı olarak bu gereksinimleri zamanında
karşılaması ile hastaların daha az olumsuz duygu yaşamalarına yardımcı olunabileceği
öngörülmektedir.
Resimli iletişim materyali hemşire ile hasta arasındaki iletişimin hızını ve
etkinliğini arttırır ve hastanın ihtiyaçlarının daha kolay karşılanmasına katkı sağlar
(Patak, 2004). Hastaların gereksinimlerini kolayca anlatabilmesi ve gereksinimlerinin
zamanında karşılanması ise hastanın rahatlamasına, kendisini daha güvende
hissetmesine yardımcı olur (Soehren, 1995; Hweidi, 2007). Aynı zamanda iletişim için
sürenin etkin kullanılması, hemşirenin diğer bakım aktiviteleri için daha fazla zaman
ayırmasını sağlar. Bu çalışmada müdahale grubundaki hastaların, büyük çoğunluğunun
resimli iletişim materyali
ile gereksinimlerini anlatabildiği ve kontrol grubundaki
hastalara göre iletişimin daha az zaman aldığı belirlenmiştir (Grafik 4.4).
Müdahale grubundaki hastaların çoğunluğu resimli iletişim materyalinin sağlık
personelinin entübe hastalarla iletişiminde yardımcı olduğunu belirtmişler ve tamamı
resimli iletişim materyalinin entübe hastalar ile iletişim için kullanılmasını
önermişlerdir. Patak ve arkadaşlarının (2006) çalışmasında hastaların %41.4’ü resimli
iletişim materyalini çok yararlı, %27.6’sı ise ihtiyaçlarını anlatmakta yararlı bulduğunu
58
belirtirken, sadece bir hasta resimli iletişim materyalinin yararlı olmadığını belirtmiştir.
Kardiak cerrahi sonrası mekanik ventilasyona bağlı 40 hasta için resimli iletişim
aracının etkinliğinin değerlendirildiği bir çalışmada da bu materyalin hastalarla
iletişimde yararlı olduğu belirlenmiştir (Stovsky ve ark., 1988).
Bu çalışmada resimli iletişim materyalinde yer alan konuların hastaların
gereksinimlerini karşılama durumu, araştırma sorularından birini oluşturmuştur. Kontrol
ve müdahale grubundaki hastaların
entübe oldukları dönemde ilettikleri konuların
içeriğinin, iletişim materyalinde yer alan konularla benzer olduğu belirlenmiştir (Tablo
3.1. ve Tablo 4.5). Stovsky ve arkadaşları (1988) tarafından yapılan bir çalışmada
hastalar en fazla; ağrı, korku, sıcak/soğuk, susama ve sürgü
gibi gereksinimleri
sıralamışlardır. Patak ve arkadaşları tarafından yapılan bir çalışmada ise entübe hastalar
daha çok susama, ağrı, mide bulantısı, sıcak/soğuk gibi konuları iletmişlerdir. Denise ve
Puntillo (2006)’da hastaların entübe oldukları dönemde susama, yorgunluk, anksiyete,
acıkma gibi temel gereksinimlerini iletmeye çalıştıklarını belirlemiştir. Çalışma
sonuçları dikkate alındığında hastaların ilettikleri gereksinimlerin bazı farklılıklar
olmakla birlikte genellikle benzer olduğu ve daha çok temel gereksinmeleri içerdiği
görülmektedir. Bu sonuç dikkate alındığında resimli iletişim materyalinde yer alan
resimlerin hastaların gereksinimlerini anlatmak için öncelikli konuları kapsadığı ifade
edilebilir. Farklılıkların ise hastaların bireysel özelliklerinden ve kültürel farklılıklardan
kaynaklanabileceği düşünülmektedir. İletişim hasta ve sağlık personelinin kişilik
özelliklerinden,
beklentilerinden,
önyargılarından,
sosyo-ekonomik
ve
kültürel
faktörlerden, duygu durumlarından etkilenebilmektedir (Adıgüzel, 2005). Buradan yola
çıkarak hastaların bireysel özellikleri ve kültürel faktörlerindeki farklılıklar nedeniyle
iletişim materyalinde olmasını istedikleri ve öncelik verdikleri konularda da farklılıklar
olabileceği düşünülmektedir.
Kontrol grubunda yer alan hastaların %17.8’i entübasyon sürecinde nefes
almakta zorlandıklarını iletirken, müdahale grubundaki hastaların %53.3’ü bu sorunu
iletmişlerdir. Müdahale grubundaki hastaların bu konuyu daha fazla tercih etmeleri,
resimli iletişim materyalindeki nefes almakta zorlanma ile ilgili resimin hatırlatıcı
59
olmasından kaynaklanabilir. Göstergeler zihinsel imgeleri canlandıran uyaranlardır.
Görsel işaretler fiziksel olarak gözde başlayarak beyinde anlam kazanarak anlamlı
iletilere dönüştürülmektedir (Başer, 1994).
Kontrol grubunda yer alan ve 65 yaş üzeri olan hastaların tamamına yakını,
müdahale grubundaki hastaların ise yarısı sağlık personeli ile iletişimde güçlük
yaşadıklarını ve benzer şekilde ihtiyaç ve isteklerinin sağlık personeli tarafından
yeterince anlaşılmadığını belirtmişlerdir. Diğer taraftan 65 yaş ve altında yer alan
hastaların, 65 yaş üzeri gruba göre daha olumlu görüşe sahip oldukları görülmektedir
(Tablo 4.7, Tablo 4.10).
Benzer şekilde 65 yaş üzerindeki hastaların, 65 yaş ve
altındaki hastalara göre ve kontrol grubundaki yaşlı hastaların müdahale grubundakilere
göre iletişim yöntemlerini daha az uygun buldukları belirlenmiştir (Tablo 4.9). Resimli
iletişim materyalinin kullanıldığı 65 yaş üzerindeki hastalar, kontrol grubuna göre hem
sağlık personeli ile iletişimde daha az güçlük yaşadıklarını, hem de sağlık personeli
tarafından daha çok anlaşıldığını belirtmişlerdir. Bu sonuç iletişim materyalinin
etkinliğini ortaya koyması açısından olumlu bir sonuç olmakla birlikte istenilen düzeyde
de değildir.
Yaşlanma ile birlikte yeni durumlara uyum sağlayabilme, yeni düşünceleri kabul
etmek daha güç olabilmektedir.
Yaşlı bireyler dinlenilmek ve sözlerine değer
verilmesini istemektedirler (Arpacı, 2005). Bu koşulların sağlanamadığı entübasyon,
yoğun bakım ortamı, farklı terminoloji kullanımı, tanımadığı sağlık personeli ve kendi
günlük rutinlerini gerçekleştirememe gibi durumlar iletişimde
güçlüğe neden
olmaktadır (Kutsal, 2000). Yaşlanma aynı zamanda fizyolojik değişikliklere de neden
olmaktadır. Yaşlanma sonucunda kas kütlesinin azalması ile kaslar zayıflar ve buna
bağlı olarak hareketler kısıtlanır ya da işitme kaybı gibi duyusal kayıplar ortaya çıkar.
Yaşlanma ile birlikte kronik hastalıkların artması, çoklu ilaç kullanımına; çoklu ilaç
kullanımı ise duygu durum bozukluklarına ve motor fonksiyon kayıplarının artmasına
yol açmaktadır (Karadakovan, 2010; Kutsal 2000).
Yaşlanma ile ilgili belirtilen değişimler dikkate alındığında, yaşlı hastalarda kas
koordinasyonunda ve gücündeki azalmanın, zihinsel süreçler
60
ve duyusal
değişikliklerin iletişimi ve iletişimde kullanılan yöntemlerin etkinliğini sınırlandıracağı
söylenebilir. Yaşlı hastaların sağlık personeli ile iletişimde daha fazla güçlük yaşama ve
sağlık personelinin kendilerini anlayamadıklarına yönelik olumsuz görüşlerinin
nedenlerini de açıklayabilir. Diğer taraftan Menzel (1997) resimli iletişim materyalinin
etkinliğini belirlemek için yaptığı bir çalışmada (n:29) hastaların yaşlarına göre iletişim
materyalinden yaralanma durumu arasında anlamlı bir ilişki bulamamıştır.
Cinsiyet bireylerin olaylar karşısındaki tutumunu ve tepkilerini belirleyen
değişkenlerdendir. Bu çalışmada hem kontrol, hem de müdahale grubundaki erkek
hastaların kadın hastalara göre sağlık personeli ile iletişimde daha fazla güçlük
yaşadıkları, buna rağmen kadınlara göre sağlık personelinin ihtiyaç ve isteklerini
anlamakta daha yeterli buldukları belirlenmiştir (Tablo 4.7, Tablo 4.10). Müdahale
grubunda yer alan hem kadın hem de erkek hastalar kontrol grubundaki hastalara göre
iletişimde daha az güçlük yaşamışlar ve müdahale grubundaki kadın hastalar, kontrol
grubundaki kadınlara göre iletişim yöntemlerini daha uygun bulmuşlardır (p<0.05)
(Tablo 4.7, Tablo 4.9). Bu sonuç resimli iletişim materyalinin hem kadın hem de erkek
hastaların iletişimdeki güçlükleri azalttığını göstermektedir. Menzel (1997) resimli
iletişim materyalinin etkinliğini değerlendirdiği bir çalışmada cinsiyetler arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir fark belirlememekle birlikte, daha önce entübasyon
deneyimi olan erkek hastaların daha az korku yaşadıklarını ortaya koymuştur. Hweidi
(2007) yoğun bakımda stres düzeyleri açısından kadın ve erkek hastalar arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulmamıştır. Benzer şekilde Novaes ve arkadaşları
(1997) da yoğun bakım stres puanları açısından cinsiyetler arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir fark belirlememiştir.
Bu çalışmada hastaların eğitim düzeyleri ve iletişimde güçlük yaşama durumları
arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Ancak okuma yazma bilmeyenlerin iletişimde
daha fazla güçlük yaşadıkları, kontrol grubuna göre müdahaale grubundaki hastaların
iletişim yöntemlerinden daha memnun oldukları belirlenmiştir(p<0.05). Novaes ve
arkadaşları (1997) yoğun bakım ortamında eğitim düzeylerine göre toplam stres
puanları arasında anlamlı bir fark belirlememişlerdir. Diğer taraftan Hweidi (2007) 165
yoğun bakım hastası ile yaptığı bir çalışmada düşük eğitim düzeyine sahip olan
61
hastaların, yüksek eğitim düzeyine sahip olanlara göre stres puanlarının daha yüksek
olduğunu bulmuştur. Okuma yazma bilmeyenlerin yazı yazması ve alfabe gibi
yöntemleri
kullanabilmesi
mümkün
görülmemektedir.
Hastaların
iletişimde
kullanabilecekleri yöntemlerin sınırlanması ise istek ve gereksinimlerin sağlık personeli
tarafından anlaşılmasını zorlaştırmaktadır. Bu koşullarda hastaların stres düzeylerinin
artması beklenen bir sonuçtur ve resimli iletişim materyalinin eğitim düzeyi düşük
hastalar tarafından tercih edilme nedenini açıklayabilir. Eğitim düzeyi yükseldikçe
hastalar farklı iletişim materyallerinden daha fazla yararlanabilirler, iletişim yöntemleri
için tercih seçenekleri artabilir, eğitim düzeyi düşük hastalara göre sağlık personeli ile
iletişime daha kolay geçebilirler ve iletişimde daha az güçlük yaşayabilirler (Goldber,
2010; Kripalani, 2010). Bu durum eğitim düzeyi yüksek olan hastaların iletişimde daha
az güçlük yaşama ve sağlık personeline gereksinimlerini anlatmakta daha az zorlanma
gerekçesini açıklayabilir.
Bu çalışma kapsamında hastaların daha önceki yoğun bakım ve entübasyon
deneyimlerine göre iletişimde güçlük yaşama durumları da değerlendirilmiştir. Daha
önce yoğun bakım ve entübasyon deneyimi olan hastaların olmayanlara göre iletişimde
daha az güçlük yaşadıkları, aynı zamanda müdahale grubunda yer alan ve yoğun bakım
ve entübasyon deneyimi olmayan hastaların kontrol grubuna göre iletişimde daha az
güçlük yaşadıkları belirlenmiştir (Tablo 4.8). Entübasyon yoğun bakım hastaları için en
önemli stresörlerden biridir ve yoğun bakımda kalma süresi ve entübasyon süresinin
uzaması hastaların stres düzeyini artırır (Pennock, 1994; Soehren, 1995; Mui So ve Kit
Chan, 2004; Samuelson ve ark., 2007). Hastaların daha önceki hastane ya da yoğun
bakım deneyimleri sonraki hastane deneyimlerini de etkileyebilir. Birey eğer daha önce
olumlu bir deneyim yaşamış ise sonraki hastane deneyimlerine de olumlu yansıyacaktır.
Benzer şekilde entübasyon deneyimi hastalar için olumlu ise, bir sonraki entübasyon
sürecine olumlu katkı sağlayabileceği düşünülmektedir. Daha önce yoğun bakım ve
entübasyon deneyimi olan hastaların, bilinmezlik ile ilgili endişeleri giderileceğinden ve
soruları
cevaplanacağından;
sonraki
deneyimlerinde
kendilerini
daha
rahat
hissedeceklerdir. Hastalar geçmiş deneyimlerinin yardımı ile sorunlarını çözebilir ve
nasıl yardım alabileceğini bulabilirler (Leea ve ark., 2007; Mccabe, 2004). Yoğun
62
bakım ve entübasyon deneyimi olan hastaların, olmayanlara göre iletişimde daha az
güçlük yaşaması bu doğrultuda açıklanabilir.
Bu çalışmada geliştirilen iletişim materyalinin entübe hastalarda etkinliği
değerlendirilmiştir. Sonuç olarak diğer iletişim yöntemlerinin kullanıldığı entübe
hastalara göre resimli iletişim materyalini kullanan hastaların iletişimde daha az güçlük
yaşadıkları, sağlık personelinin resimli iletişim materyali aracılığı ile hastaların istek ve
ihtiyaçlarını daha kolay anladıkları, hastaların resimli iletişim materyalini diğer
yöntemlere göre daha uygun buldukları, çoğunluğunun resimli iletişim materyalinin
entübe hastalar ile iletişimde yardımcı olacağı görüşünde oldukları ve tamamının entübe
hastalar ile iletişimde resimli iletişim materyalinin kullanılmasını önerdikleri
belirlenmiştir. Ayrıca resimli iletişim materyalinin yaşlı, eğitim düzeyi düşük ve her iki
cinsiyetteki hastalarda da kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte
resimli iletişim materyalini kullanan hastaların da sağlık personeli ile iletişimde
güçlükleri bulunduğu ve yarısından çoğunun sağlık personelinin hastaların istek ve
gereksinimlerini anlamakta yeterli bulmadıkları görülmektedir. Resimli iletişim
materyalinin hastaların iletişimini kolaylaştırabileceği ancak tamamen iletişim sorunu
ortadan kaldıramayacağı bir gerçektir. Bu nedenle hastaların iletişimini etkileyecek
diğer faktörlerin belirlenmesinin hastaların yoğun bakım ortamı, sağlık personeli ve
entübasyon gibi girişimler nedeniyle yaşadıkları iletişim sorunlarının açıklanmasına
katkı sağlayacağı öngörülmektedir.
63
5. SONUÇ VE ÖNERİLER
Entübe hastalarla iletişim için bir resimli materyalin geliştirilmesi ve bu materyalin
iletişimde
etkinliğinin belirlenmesi amacıyla yapılan bu çalışmadan elde edilen
bulgulara göre sonuçlar ve öneriler aşağıda sıralanmıştır.
SONUÇLAR
•
Kontrol grubu ve müdahale grubunda yer alan hastaların yarısı 18-65 yaş, diğer
yarısı 65 yaş üstü hastalardan ve benzer şekilde yarısı erkek ve yarısı
kadınlardan oluşturmaktadır. Büyük çoğunluğu evli, yaklaşık üçte biri
ilköğretimden mezun ve çoğunluğu ev hanımıdır (Tablo 4.1).
•
Her iki grubta da hastalara en fazla koroner arter by pass greft gerçekleştirilmiş
ve kapak ameliyatları ikinci sırayı almıştır (Tablo 4.2).
•
Kontrol grubunda yer alan hastaların %26.7’sinin yoğun bakım deneyimi
bulunurken, %13.3’ünün entübasyon deneyimi bulunmaktadır. Müdahale
grubunda ise hastaların %22.2’sinin yoğun bakım deneyimi bulunurken,
%11.1’inin entübasyon deneyimi bulunmaktadır (Tablo 4.2).
•
Her iki grupta bulunan hastaların yoğun bakımda kalma süreleri ortalama iki
gün, entübasyon süresi dokuz saat olarak belirlenmiştir.
•
Kontrol grubundaki hastalar entübe oldukları dönemde sağlık personeli ile en
fazla jest ve mimiklerini kullanarak ve dudak okuyarak iletişimi sağlarken,
müdahale grubundaki hastaların tamamı sağlık personeli ile iletişimde resimli
iletişim materyalini kullanmış ve yine tamamına yakını resimli iletişim
materyalinin alfabe bölümüne gereksinim duymuşlardır (Grafik 4.1).
•
Kontrol grubundaki hastaların %20’si, müdahale grubundaki hastaların ise
%42.2’si entübe oldukları dönemde sağlık personelinin iletişimde kullandıkları
yöntemleri uygun bulduklarını belirtmişlerdir (Tablo 4.4).
64
•
Kontrol grubunda yer alan hastalar entübe oldukları süreçte hemşireye en fazla
mide bulantısı, su ve pozisyonunun değiştirilmesi konularını iletirken; müdahale
grubundaki hastalar en fazla su, nefes almakta zorlanma ve bulantı konularını
iletmişlerdir (Tablo 4.5).
•
Kontrol grubunda bulunan hastaların üçte biri, müdahale grubunda ise bir hasta
entübe oldukları dönemde sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadıklarını
belirtmişlerdir (Tablo 4.6).
•
Kontrol grubundaki hastaların %15.6’sı, müdahale grubunda hastaların ise
%37.8’i
entübasyon süresince sağlık personelinin hastaların istek ve
ihtiyaçlarını anlamakta yeterli olduklarını belirtmişlerdir (Grafik 4.2).
•
Her iki grupta bulunan hastalar entübasyon süresince iletmek istediği bir konu
sağlık personeli tarafından anlaşılmadığında en fazla endişe, korku ve öfke
yaşadıklarını belirtmişlerdir (Grafik 4.3).
•
Kontrol grubunda yer alan ve 65 yaş üzerinde olan hastaların büyük çoğunluğu,
müdahale grubundaki hastaların ise yarısı sağlık personeli ile iletişimde güçlük
yaşadıklarını belirtmişler ve fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (Tablo
4.7).
•
Kontrol grubunda yer alan kadın hastaların %77.3’ü ve erkek hastaların
%82.6’sı, müdahale grubunda ise kadın ve erkek hastaların
yarısı
sağlık
personeli ile iletişimde güçlük yaşadıklarını belirtmişler ve fark her iki grupta
istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (Tablo 4.7).
•
Kontrol grubundaki evli hastaların % 78’i, müdahale grubundaki evli hastaların
ise %48.8’i entübe oldukları dönemde sağlık personeli ile iletişimde güçlük
yaşadıklarını belirtmişler ve fark istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur
(Tablo 4.7).
65
•
Kontrol grubundaki hastalardan okuma yazma bilmeyenlerin tamamı, müdahale
grubundaki hastaların ise % 37.5’i entübe oldukları dönemde sağlık personeli ile
iletişimde güçlük yaşadıklarını belirtmişlerdir (Tablo 4.7).
•
Kontrol grubunda yoğun bakım deneyimi olmayan hastaların %84.8’i ve
entübasyon deneyimi olmayan hastaların %66.7’si, müdahale grubunda yer alan
yoğun bakım ve entübasyon deneyimi olmayan hastaların ise yarısından fazlası
entübe oldukları süre içinde sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşamışlardır
(p<0.05) ( Tablo 4.8).
•
Kontrol grubunda yer alan 65 yaş üzerindeki hastaların ve kadınların %13.6’sı,
müdahale grubunda 65 yaş üzerindeki hastaların %45.5’i ve kadınların %40.9’u
entübasyon sürecinde sağlık personelinin iletişimde kullandıkları yöntemleri
uygun bulmuşlardır (p<0.05) (Tablo 4.9).
•
Müdahale grubunda yer alan 65 yaş üzerindeki hastalar ve kadınlar, kontrol
grubundaki hastalara göre entübasyon süresince sağlık personelinin hastaların
ihtiyaç ve isteklerini anlamakta daha yeterli olduklarını belirtmişlerdir (p<0.05)
(Tablo 4.10).
•
Müdahale grubundaki hastaların çoğunluğu resimli iletişim materyalinde yer
alan şekillerin sayısını, şekillerin anlaşılırlığını ve şekillerin rengi ve
büyüklüğünü uygun bulmuşlardır (Tablo 4.11).
•
Müdahale grubundaki hastaların %77.8’i sağlık personelinin entübe hastalarla
iletişiminde resimli iletişim materyalinin yardımcı olduğunu belirtirken, tamamı
bu materyalin hastalarla iletişimde kullanılmasını önermişlerdir (Grafik 4.4).
•
18-65 yaş grubunda yer alan hastalar, yaşlılara göre; erkekler, kadınlara göre;
evliler bekarlara göre ve okuma-yazma bilmeyenler, daha fazla eğitim alanlara
göre sağlık personeli ile iletişimlerinde resimli iletişim materyalinin daha
66
yardımcı olduğunu belirtmişler ancak gruplar arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (Tablo 4.12).
ÖNERİLER
Çalışmanın sonuçları dikkate alındığında;
•
Sözel iletişimde sorunu olan ve diğer yoğun bakım üniteleri ya da servislerde
yatan hastalarda resimli iletişim materyalinin etkinliğinin belirlenmesi için
benzer çalışmaların gerçekleştirilmesi,
•
Hastaların entübasyon sürecinde iletişimlerini olumsuz yönde etkileyen
faktörlerin belirlenmesi için daha kapsamlı bir çalışmanın yapılması,
•
Entübe hastaların anksiyete ve stres düzeylerini azaltmakta, resimli iletişim
materyalinin etkin olup olmadığının belirlenmesi
•
Sözel iletişimde bulunamayan hastalarla etkili iletişimi sağlamak için sağlık
personeline yönelik eğitim programlarının düzenlenmesi ve
•
Sözel iletişimi olmayan hastalarla iletişimi daha etkin hale getirebilmek için
resimli iletişim materyali ile diğer uygun iletişim yöntemlerinin
kullanıldığı çalışmaların gerçekleştirilmesi önerilmektedir.
67
birlikte
KAYNAKÇA
ADLER D. (1997). The experience and caring needs of critically ill, mechanically
ventilated patients. Thesis of doctors, Faculties of the University Pennyslvnia.
AKYURT, N. (2009). İletişim ve Marmara Üniversitesi Saglık Hizmetleri Meslek
Yüksekokulu Ögrencilerinin iletisim Becerileri. Fırat Saglık Hizmetleri Dergisi.
4(11):15-19.
ALASAD, J., AHMAD, M. (2004). Communication with critically ill patients. Journal
of Advanced Nursing. 50(4): 356–362.
APPEL-HARDIN (1984). Communicating with intubated patients . Crit Care Nurse.
4(6):26-27.
ARASARATNAM,
L.,
DOERFEL,
M.
(2005).
Intercultural
communication
competence: Identifying key compotents from multucultural relations. Journal of
Interculturel Communication. 29: 137-163.
ARPACI, F., (2005). Farklı boyutlarıyla yaşlılık. Türkiye işçi emeklileri derneği.
http://www.tued.org.tr/tied_kitaplar)yaslilik.pdf (Erişim Tarihi: 10.08.2010)
ASHWORT, P. (1984). Staff- patient communication in coronary care units. Journal of
Advanced Nursing. 9: 35-42.
ATAÇ, A., AZAL, Ö. UÇAR, M. (2003). TSK sağlık
personelin
hasta
hakları
ve
sağlık
personeli-
kurumlarından yararlanan
hasta
ilişkisi
konusundaki
memnuniyetlerinin intranet üzerinden araştırılması. Gülhane Tıp Dergisi. 45(4): 309315
68
BAŞKENT
ÜNİVERSİTESİ
HASTANESİ
VERİTABANI,
2010;
(Erişim
tarihi:15.08.2010)
BERGBOM-ENGBERG, I., HALJAMÄE, H. (1993). The communication process with
ventilator patients in the ICU as perceived by the nursing staff. Intensive Crit Care
Nurs. 9(1):40-7.
BHATNAGAR, S.C., SILVERMAN, F. (2007) Communicating with nonverbal patients
in India: In expensive augmentative communication devices
http://www.dinf.ne.jp/doc/english/asia/resource/apdrj/z13jo0400/z13jo0405.html
(Erişim Tarihi: 10 Ağustos 2010)
BOZDOĞAN, Z. (2001). Etkili öğretmen olabilmek. Ankara: Eğitim-Sen Yayınları.
http://e-kutuphane.egitimsen .org.tr/pdf/324.pdf (Erişim Tarihi: 09.08.2010)
BUDAK, G. (2004). Hemsire - Hasta İletisimi ve İletisimin Hasta Yönünden Önemi.
İzmir.
CONNOLLY,
M.,
SHEKLETON, M. (1991). Communicating with ventilator
dependent patients. Dimens Crit Care Nurs. 10:115-22.
CÜCENOĞLU, D., (1995). İletişim ve Etkili Yaşam Semineri,
İstanbul: Sistem
Yayıncılık.
DENISE, L., PUNTILLO, K. (2006). A pilot study on coexisting symptoms in intensive
care patients. Applied Nursing Research. 19(4 ): 216-219.
DÖKMEN, Ü. (1994). İletişim çatışmaları ve empati. İstanbul: Sistem Yayıncılık
DYER I. (1995) Preventing the ITU syndrome or how not to torture an ITU patient. Part
1. Intensive and Critical Care Nursing 11(3): 223–232.
69
ERDOĞAN, İ. (2002). İletişimi anlamak. Ankara: Erk Yayınları
ERGİN, A.(2000) Eğitimde İletişim. Ankara: Anı Yayıncılık
ERYILMAZ, D., DARN, S., (2005). Nonverbal communication. Izmir University of
Economics. http:// sfl.ieu.edu.tr/doc/tdu/publication. (Erişim Tarihi 16.06.2010).
FINKE, E.H., LIGHT J., KITKO L. (2008) A systematic review of the effectiveness of
nurse communication with patients with complex communication needs with a focus on
the use of augmentative and alternative communication. Journal of Clinical Nursing 17:
2102–
2115
FRIED-OAKEN, M., HOWARD, J., & STEWART, S. (1991). Feedback on AAC
intervention from adults who are temporarily unable to speak. Augmentative and
Alternative Communication. 7: 43–50.
GOLDBER, G. (2010) The Importance of Communication and Education toward
Patient Literacy: The Relationship of Functional Health and Patient’s Knowledge of
Their Chronic Disease and Metabolic Disorder.
http://www.rnjournal.com/journal_of_nursing/the_importance_of_communication_and_
education_toward_patient_literacy.htm (Erişim Tarihi: 11.08.2010)
GÜLER, Ç. (2006). Kitle İletişim Araçları ve Sağlık. Toplum Hekimliği Bülteni. 25(1):
16
HAFSTEINDOTTIR, T. (1996). Patient’s experiences of communication during the
respirator treatment period. Intensive Crit Care Nurs. 12:261-71.
HAPP, M. (2001). Communicating with mechanically ventilated patients: state of the
science. AACN Clin Issues. 12:247-58.
70
HAPP, M., TUITE, P., DOBBİN, M., KITUTU, J. (2004). Communıcatıon abılıty,
method, and content among nonspeakıng nonsurvıvıng patıents treated wıth mechanıcal
ventılatıon ın the ıntensıve care unıt. American Journal of Critical Care.13:210-220
HARRISON, L., NIXON, G.(2002). Nursing activity in general intensive care. Journal
Of Clinical Nursing.11:158-167.
HODGE, S. (2007).
Why is the potential of augmentative and alternative
communication not being realized? Exploring the experiences of people who use
communication aids. Disabilitiy & Society. 22(5) 457–471.
HUDAK, C., GALLO, B., MORTON, P.(1998). Impact of the Critical Care
Environment on the Patient. Critical Care Nursing. 7:31-39.
HWEIDI, I.M. (2007). Jordanian patients’ perception of stressors in critical care units:
A questionnaire survey. International Journal of Nursing Studies, 44(2): 227-235.
ILO-IPEC Programı İş Müfettişleri Eğitim Projesi (1995).
İletişim ve iletişim
teknikleri.
KARADAKOVAN A. (2010) “Yaşlılık ve Bakım”. Dahili ve Cerrahi Hastalıklarda
Bakım (Ed: Karadakovan A, Eti Aslan F), Nobel Kitapevi, Adana, s:113-133.
KRİPALANİ, S., JACOBSON, T., MUGALLA, I.C., CAWTHON, C.R., NİESNER,
K.J., VACCARİNO, V. (2010). Health Literacy and the Quality of Physician-Patient
Communication During Hospitalization Journal of Hospital Medicine, 5:269–275.
KOÇAK, F. (2008). Sağlık kurumlarında iletişim; hasta ile sağlık personeli iletişimi
üzerine bir araştırma. Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü.
71
KUTSAL, Y.(2000). Yaşlılarda Ağrı Sorunu. Türk geriatri
derneği.www.geriatri.org/sorulariniza_yanitlar.php?pg=yaşlilardaagri (Erişim Tarihi:
10.08.2010)
KUTSAL, Y. (2000). Yaşlılarda çoklu ilaç kullanımı. Türk Geriatri Derneği. 9:37-44
LEEA, M.A., YOMB, Y.H. (2007). A comparative study of patients’ and nurses’
perceptions of the quality of nursing services, satisfaction and intent to revisit the
hospital: A questionnaire survey. International Journal of Nursing Studies. 44: 545–555.
LEMES, S. (1990). Adequecy of Sample Size in Health Studies, World Health
Organization
LIENORE, E., OGLE, R. (1999). Nurse-patient communication in the intensive care
unit: a review of the literature. Aust Crit Care. 12(4):142-5.
LINDGREN, A. (2005). Caring for patients on mechanical ventilation: what research
indicates is best practice, Advanced Journal Nursing. 105(5): 50-61.
LIU, J. (2008). Basic needs and their predictors for intubated patients in surgical
intensive care units , Heart & Lung: The Journal of Acute and Critical Care. 38(3): 208216.
MAGNUS, V., TURKINGTON, L. (2006). Communication interaction in ICU- Patient
and staff experiences and perceptions. Intensive and Critical Care Nursing. 22: 167-180.
McCABE, C. (2004). Nurse–patient communication: an exploration of patients’
experiences. Journal of Clinical Nursing 13: 41–49.
MENZEL, L. (1994). Communication-related responses of ventilated patients. Thesis of
Doctor, Case Western Reserve University.
72
MENZEL, L. (1997). A comparison of patients' communication related responses
during intubation and after extubation. Heart & Lung. 26:363-71.
MENZEL, L. (1998). Factors related to the emotional responses of intubated patients to
being unable to speak. Heart & Lung. 1998;27:245-52
MUI SO, H. & KIT CHAN, D.S. (2004). Perception of stressors by patients and nurses
of critical care units in Hong Kong. International Journal of Nursing Studies. 41(1): 7784.
NATIONAL LIBRARY OF MEDICINE, NATIONAL INSTITUTES OF HEALTH
(NLM-NIH)
(2009)
Endotracheal
intubation.
Updated
JLhttp://www.nlm.nih.gov/medlineplus/ency/article/003449.htm
by
(Erişim
Heler
tarihi:
27.07.2010)
NOVAES, M.A., ARONOVICH, A., FERRAZ, M.B., KNOBEL, E.(1997). Stressors
in ICU: patients' evaluation. Intensive Care Med. 23(12):1282-5.
ÖZCAN, A. (1996). Hemşire Hasta İlişkisi ve İletişim. İzmir: Saray Medikal
Yayıncılık.
ÖZÇAKIR, A. (2004). Aile Doktorları için Kurs Notları. Ata Ofset Tanıtım ve
Matbaacılık
ÖZER, K. (1998). İletişimsizlik Becerisi. İstanbul: Varlık yayınları.
PATAK, L., GAWLİNSKİ, A., FUNG, I., DOERING, L., BERG, J. (2004). Patients’
reports of health care practitioner interventions that are related to communication during
mechanical ventilation. Applied Nursing Research. 19: 182–190.
PEKTEKİN, Ç. (1997). Hemşirelikte Kişilerarası İlişkiler. Eskişehir: Açıköğretim
Fakültesi Yayınları.
73
PENNOCK, B.E., CRAWSHAW L., MAHER, T., PRICE, T., KAPLAN, P.D.(1994).
Distressful events in the ICU as perceived by patients recovering from coronary artery
bypass surgery. Heart Lung. 23(4):323-7.
ROTUNDI, A. J., LAKSHNIPATHİ, C., SIRIO, C., MENDELSOM, A., SCHULLZ,
R., BELLE, S., ET AL. (2002). Patients’ recollections of stressful experiences while
receiving prolonged mechanical ventilation in an intensive care unit. Critical Care
Medicine. 30: 746– 752.
SAMUELSON, K.A.M,
LUNDBERG, D., FRİDLUND, B. (2007).
Stressful
experiences in relation to depth of sedation in mechanically ventilated patients. Nursing
in Critical Care. 12 (2);93-104
SCHUMANN, R. R. (1999). Intensive Care Patients' Perceptions of the Experience of
Mechanical Ventilation: A Dissertation. Texas Woman's University.
SOEHREN, P. (1995) Stressors perceived by cardiac surgical patients in the intensive
care unit. Am J Crit Care. 4(1):71-6.
STOVSKY, B., RUDY, E., & DRAGONETTE, P. (1988). Comparison of two types of
communication methods used after cardiac surgery with patients with endotracheal
tubes. Heart and Lung. 17: 281– 289.
TOKDEMİR, H. (2006). Hemşirelerin bilinci kapalı hasta ile iletişime ilişkin algıları ve
deneyimleri. Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Türk Dil Kurumu
http://www.tdk.gov.tr/TR/Genel/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2
EF4376734BED947CDE&Kelime=İletişim
USHER, K., MONKLEY, D.(2001). Effective communication in an intensive care
setting: nurse’s stories. Contemp Nurs.10(12):91-101.
74
UYER, G. (2000) Hemsire - Hasta İletisimi ve İletisimin Hasta Yönünden Önemi. T
Klin Tıp Etiği. 8:90-94
WOJNICKI, G. (2001). Communication between nurse and patient during ventilator
treatment: patient reports and RN evaluations. Intensive and Critical Care Nursing.
17(1):29-39
WONG, F., ARTHUR, D. (2000). Hong Kong patients’ experiences of intensive care
after surgery: nurses’ and patients’ views. Intensive and critical care nursing. 16(5):
290-303.
WYMAN-MCGİNTY, M. (1998). The body in analysis: authentic movement and
witnessing. in analytic practice. Journal of Analytical Psychology. 43: 239–260.
YAVA, A., KOYUNCU, A. (2006). Entübe hastalar ile iletişim deneyimlerimiz: olgu
sunumları. Gülhane Tıp Dergisi 2006. 48: 175-179.
75
EK-2
İletişim Materyalinde Yer Alacak Konuları Belirlemeye Yönelik Hasta Görüş Formu
Hastaya yöneltilecek sorular
Değerli Katılımcı, sizin gibi ameliyat olan ve boğazına (soluk borusuna) tüp takılan bireyler
sağlık personeline gereksinimlerini ve sorunlarını anlatmakta güçlükler yaşayabilmektedirler.
Bu durumdaki hastalarımızla iletişimi kolaylaştırmak için bir resimli iletişim materyali
geliştirmeyi planlamaktayız. Bu konu için sizin deneyim ve görüşleriniz bizim için çok
değerli olup
hazırlanacak aracın etkinliğini de arttıracaktır. Yardım ve desteklerinizden
dolayı teşekkür ederiz.
1.Boğazınızda tüp bulunduğu süre içinde hemşireniz ile iletişim kurmakta güçlük yaşadınız
mı?
a. Evet
b.Hayır
2.Boğazınızda tüp varken en çok neyi/neleri hemşirenize iletme gereksinimi duydunuz?
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
3.Hemşirenize iletmek istediklerinizden hangilerini en çok anlatmakta zorlandınız?
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
Geliştirilmesi planlanan resimli iletişim aracı için hangi konularla ilgili resim/şekil
olmasını önerirsiniz?
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………….
EK-3
ENTÜBE
OLDUĞU
SÜRE
İÇİNDE
HASTANIN
İLETİŞİMLE
İLGİLİ
DENEYİMLERİNİ BELİRLEMEYE YÖNELİK SORU FORMU
(Kontrol Grubu İçin)
Değerli Katılımcı
Sizin gibi boğazına (soluk borusuna) tüp takılan bireyler sağlık personeline gereksinimlerini
ve sorunlarını anlatmakta
güçlükler yaşayabilmektedirler. Sizin sağlık personeline
gereksinimlerinizi anlatmanız için kullanılan iletişim yöntemlerinin (örn.: alfabe, dudak
okuma, vücut hareketleri gibi) etkinliğini belirlemek istemekteyiz. Deneyim ve görüşleriniz
bizim için çok değerli olup, soluk borusunda tüp olan hastalarla iletişimi kolaylaştırmak için
etkili bir iletişim aracını oluşturmakta katkı sağlayacaktır. Yardım ve desteklerinizden dolayı
teşekkür ederiz.
Anket No: ……
……/……/2009
Hastanın adı soyadı:……………………………………………..
Protokol No:…………………………………………………….
1. Yoğun bakıma geliş tarihi:…………
saat:………..
2. Yoğun bakımdan ayrılış tarihi:……… saat:………..
3. Yaşı:……..
4. Cinsiyeti:
a. Kadın
b.Erkek
5. Medeni durumu:
a. Evli
b.Bekar
6. Eğitim durumu:
a. Okuma yazma bilmiyor
b.İlköğretim c.Lise
d.Yüksekokul
7. Mesleği:…………………………………………………………………….…….
8. Tanısı:……………………………………………………………..………..
9. Yapılan cerrah girişim:…………………………………………………
10. Cerrahi girişimin tarihi:..............................
11. Daha önce yoğun bakımda yatma öyküsü:
a. Var
b.Yok
12. Ameliyatla ilgili komplikasyon gelişme durumu:
a. Gelişti (açıklama:………………………………………..……………………)
b. Gelişmedi
13. Entübasyon süresi:……………………..
14. Hastaya sedasyon uygulandı mı?
a. Evet
b. Hayır
15. İletişimini engelleyecek ya da güçleştirecek başka bir ilaç alma durumu
a. Aldı
(açıklayınız:…………………………………………………………….
b. Almıyor
16. Hasta yoğun bakıma geldikten kaç saat sonra uyandı.....................
17. Hasta uyandığında oryante miydi?
a. Evet
b. Hayır
18. Ağrı, bulantı, kusma gibi iletişimi güçleştirecek bir durum yaşama
a. Yaşadı (açıklayınız:……………………………………………………………)
b.Yaşamadı
19. İletişimi engelleyecek başka bir durum
a. Var (açıklayınız:……………………………………………………………….)
b.Hayır
Hasta İle Birlikte Doldurulacak Bölüm
20. Yoğun bakıma gelmeden önce entübasyona yönelik bilgi alma durumu?
a. Evet
b.Hayır
21. Boğazınızda tüp varken hemşireniz ile iletişim kurmakta güçlük yaşadınız mı?
a. Güçlük yaşadım
b. Bazen güçlük yaşadım
c. Güçlük yaşamadım
22. Boğazınızda tüp varken hemşirenize istek ve ihtiyaçlarınızı anlatmakta güçlük yaşadınız
mı?
a. Güçlük yaşadım
b. Bazen güçlük yaşadım
c. Güçlük yaşamadım
23. Boğazınızda tüp varken hemşireniz ihtiyaç ve isteklerinizi anlayabildi mi?
a. Anladı
b. Bazen anladı
c. Anlamadı
24. Boğazınızda tüp varken hemşirenizin sizinle iletişim kurmakta kullandığı yöntem uygun
muydu?
a. Hiç Uygun değil
b. Uygun değil
c. Kısmen Uygun
d. Uygun
e. Tamamen Uygun
25. Boğazınızda tüp varken en çok neyi/neleri hemşirenize iletme gereksinimi duydunuz?
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
26. Hemşirenize hangi konu ve durumları iletmekte zorlandınız?
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
27. Boğazınızda tüp varken iletmek istedikleriniz hemşireniz tarafından anlaşılmadığında
duygu ve yaşadıklarınızı açıklar mısınız?
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
28. Boğazınızda tüp varken isteklerinizi hangi yolla daha kolay ilettiğinizi düşünüyorsunuz?
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
29. Yoğun bakımda sizin gibi boğazına tüp takılı olan hastalarımızla iletişimi
kolaylaştırmak için önerileriniz varsa lütfen belirtiniz?
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………….
EK -III
ENTÜBE
OLDUĞU
SÜRE
İÇİNDE
HASTANIN
İLETİŞİMLE
İLGİLİ
DENEYİMLERİNİ BELİRLEMEYE YÖNELİK SORU FORMU
(Müdahale Grubu İçin)
Değerli Katılımcı
Değerli Katılımcı,
sizin gibi boğazına (soluk borusuna) tüp takılan bireyler
sağlık
personeline gereksinimlerini ve sorunlarını anlatmakta güçlükler yaşayabilmektedirler. Sizin
sağlık personeli ile iletişiminizi kolaylaştırmak için oluşturulan resimli iletişim materyalinin
etkinliğini değerlendirmek için sizin deneyim ve görüşleriniz bizim için çok değerli olup
hazırlanmış olan aracın etkinliğini de arttaracaktır. Yardım ve desteklerinizden dolayı
teşekkür ederiz.
Anket No: ……
Hastanın adı soyadı:……………………………………………..
Protokol No:…………………………………………………….
1. Yoğun bakıma geliş tarihi:…………
……/……/2009
saat:………..
2. Yoğun bakımdan ayrılış tarihi:……… saat:………..
3. Yaşı:……..
4. Cinsiyeti:
a. Kadın
b.Erkek
5. Medeni durumu:
a. Evli
b.Bekar
6. Eğitim durumu:
b. Okuma yazma bilmiyor
b.İlköğretim c.Lise
d.Yüksekokul
7. Mesleği:…………………………………………………………………….…….
8. Tanısı:……………………………………………………………..………..
9. Yapılan cerrah girişim:…………………………………………………
10. Cerrahi girişimin tarihi:..............................
11. Daha önce yoğun bakımda yatma öyküsü:
a. Var
b.Yok
12. Ameliyatla ilgili komplikasyon gelişme durumu:
a. Gelişti (açıklama:………………………………………..……………………)
b. Gelişmedi
13. Entübasyon süresi:……………………..
14. Hastaya sedasyon uygulandı mı?
a. Evet
b. Hayır
15. İletişimini engelleyecek ya da güçleştirecek başka bir ilaç alma durumu
a. Aldı
(açıklayınız:…………………………………………………………….
b. Almıyor
16. Hasta yoğun bakıma geldikten kaç saat sonra uyandı.....................
17. Hasta uyandığında oryante miydi?
a. Evet
b. Hayır
18. Ağrı, bulantı, kusma gibi iletişimi güçleştirecek bir durum yaşama
a. Yaşadı (açıklayınız:……………………………………………………………)
b.Yaşamadı
19. İletişimi engelleyecek başka bir durum
a. Var (açıklayınız:……………………………………………………………….)
b.Hayır
Hasta İle Birlikte Doldurulacak Bölüm
30. Yoğun bakıma gelmeden önce entübasyona yönelik bilgi alma durumu?
a. Evet
b.Hayır
31. Boğazınızda tüp varken hemşireniz ile iletişim kurmakta güçlük yaşadınız mı?
a. Güçlük yaşadım
b. Bazen güçlük yaşadım
c. Güçlük yaşamadım
32. Boğazınızda tüp varken hemşirenize istek ve ihtiyaçlarınızı anlatmakta güçlük yaşadınız
mı?
a. Güçlük yaşadım
b. Bazen güçlük yaşadım
c. Güçlük yaşamadım
33. Boğazınızda tüp varken hemşireniz ihtiyaç ve isteklerinizi anlayabildi mi?
d. Anladı
e. Bazen anladı
f. Anlamadı
34. Boğazınızda tüp varken hemşirenize sizinle iletişim kurmakta kullandığı yöntem uygun
muydu?
a. Hiç Uygun değil
b. Uygun değil
c. Kısmen Uygun
d. Uygun
e. Tamamen Uygun
35. Boğazınızda tüp varken en çok hangi neyi/neleri hemşirenize iletme gereksinimi
duydunuz?
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
36. Hemşirenize hangi konu ve durumları iletmekte zorlandınız?
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
37. Boğazınızda tüp varken iletmek istedikleriniz hemşireniz tarafından anlaşılmadığında
duygu ve yaşadıklarınızı açıklar mısınız?
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
38. Boğazınızda tüp varken isteklerinizi hangi yolla daha kolay ilettiğinizi düşünüyorsunuz?
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
39. Yoğun bakımda sizin gibi boğazına tüp takılı olan hastalarımızla iletişimi
kolaylaştırmak için önerileriniz varsa lütfen belirtiniz?
…………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………….
20. Resimli iletişim aracını aşağıdaki özellikler açısından değerlendiriniz?
Resimli iletişim materyalinin Tamamen uygun
(aracının) özelliği
uygun
Materyalin büyüklüğü
Resim/şekil sayısı
Resimlerin/şekillerin anlaşılırlığı
Resimlerin/şekillerin büyüklüğü
Resimlerin/şekillerin rengi
Diğer:
Kısmen
Uygun
Uygun
Değil
Hiç Uygun
Değil
21. Resim ve şekillerden gereksiz bulduklarınız var mıdır?
a. Evet(açıklayınız:………………………………………………….)
b. Hayır
22. Size göre bu iletişim aracına başka şekil ve resimler eklenmelidir?
a. Evet(açıklayınız:………………………………………………….)
b. Hayır
36.Sizce bu iletişim aracı sizin sağlık personelini ile iletişiminize ne kadar yardımcı oldu?
a. Çok yardımcı
b. Yardımcı
c. Kısmen yardımcı
d. Yardımcı değil
e. Hiç yardımcı değil
37. Boğazına tüp takılı hastalarla iletişimi kolaylaştırmak için bu resimli iletişim aracının
kullanılmasını önerir misiniz?
a. Kesinlikle Öneririm
b. Öneririm
c. Kısmen Öneririm
d. Önermem
e. Hiç önermem
İletilen Konu
1. Jest ve mimikleri kullanma
2.Dokunma
Yöntem
3.Dudak hareketi/okuma
5. Göz teması kurma
4.Kalem kağıt kullanma
6. Alfabe kullanma
8.Diğer (Açık olarak
belirtiniz)
İLETİŞİM SÜRECİNİ DEĞERLENDİRME FORMU (KONTROL GRUBU)
İletişim
İletişim İçin Kullanılan Yöntemler* İletişimde güçlük
için
a.Yaşandı
Harcanan
b.Yaşanmadı
Süre
Protokol No:……………………
*Aşağıda yer alan yöntemlerden kullandıklarınızın numaralarını yazmanız yeterli
İletişimin
Başladığı
Tarih/Saat
EK-IV
Anket No: ……
İletişimi
gerçekleştiren
hemşire
……/……/2009
Download