Uploaded by senem.gul

Psikolojik Tefsir Ekolü: Tanımı, Konusu ve Kur'an'daki Yeri

PSİKOLOJİK TEFSİR EKOLÜ
1.Giriş
Kur’an-ı Kerîm’in insana yönelik evrensel mesajı, tarih boyunca farklı disiplinler aracılığıyla
yorumlanmış ve bu yorumlar hiç şüphesiz tefsir muhteviyatının zenginleşmesine katkı sağlamıştır.
Klasik dönemde dil, belâgat, tarih ve kelâm gibi farklı disiplinlerin ışığında yapılan yorumlar,
modern dönemde sosyoloji, psikoloji ve eğitim gibi beşerî bilimlerin katkısıyla yeni açılımlar
sağlandığı da bir gerçektir. Bu bağlamda psikolojik tefsir, dikkat çeken disiplinlerarası
yaklaşımlarından biri olarak ortaya çıkmaktadır. Söz konusu tefsiri yaklaşım, Kur’an ayetlerini
insanın duygu, düşünce, davranış ve kişilik yapılarıyla irtibatlandırarak yorumlamayı
hedeflemektedir. Böylelikle psikolojik tefsir Kur’an’ın insana dair sunduğu bütüncül tasavvuru
günümüz psikoloji biliminin verileriyle buluşturmakta, ilgili ayetlere yeniden bakma ve
yorumlama imkânı sunmaktadır.
Bu çalışmada psikolojik tefsir ekolü tanımlanacak, konusu, yöntemi, çerçevesi, faydaları ve bu
yaklaşımla ilgili eleştiriler incelenecek, ayrıca psikolojik tefsirin Kur’an’ın anlaşılmasına ve
modern psikolojiye sağlayacağı katkılar da tartışılacaktır. Böylelikle hem İslam ilim geleneği hem
de çağdaş beşerî bilimler açısından verimli bir metodolojik iş birliği imkânı ortaya konacaktır.
2.Psikolojik Tefsirin Tanımı
Psikoloji, kökeni itibarıyla Latince psyche (ruh, nefis) ve logos (bilgi, söz, akıl) kelimelerinin
birleşiminden türetilmiş olup kelime anlamı itibarıyla “ruh bilgisi” demektir. Modern dönemde ise
psikoloji, klasik anlamından farklı bir şekilde ele alınmıştır. Nitekim ilk dönem psikologlardan
William James (ö. 1910), psikolojiyi insanın ruhî hayatını, bilinç durumlarını ve içsel
deneyimlerini inceleyen bir bilim dalı olarak tarif etmiştir. Daha sonraki süreçte John Watson (ö.
1956), psikolojiyi yalnızca gözlemlenebilir davranışlara indirgemiş ve bu bilim dalını “insan
davranışlarını inceleyen ilmi bir disiplin” olarak tanımlamıştır. Günümüzde ise bu iki yaklaşım bir
araya getirilerek psikoloji, insanın zihinsel süreçlerini (düşünme, algı, öğrenme, hafıza vb.) ve
davranışlarını (tutum, eylem, alışkanlık vb.) sistematik biçimde inceleyen bir alan olarak kabul
edilmektedir1.
Psikoloji gibi modern bilimlerde sağlanan ilerleme, Kur’an’ın bu disiplinlerin ışığında
yorumlanması yönünde yeni yaklaşımların doğmasına yol açmıştır. Psikolojik tefsir, bu bağlamda
ortaya çıkan çağdaş Kuran okuma ve tefsir yöntemlerinden biridir. En genel anlamıyla psikolojik
tefsir, Kur’an ayetlerini insanın duygu, düşünce, eğilim, davranış ve kişilik yapılarıyla
ilişkilendirerek yorumlamayı amaçlayan bir tefsir yöntemidir2.
Psikolojik tefsirin merkezinde, Kur’an’ın insana yönelik evrensel hitabının anlaşılması
yatmaktadır. Bu açıdan psikolojik tefsir, hem bireyin iç dünyasını (kalp, nefis, şuur, vicdan, duygu)
hem de davranış boyutunu (amel, ahlâk, sosyal ilişkiler) merkeze alarak Kur’an mesajını günümüz
psikoloji biliminin verileriyle birlikte yorumlamayı hedefler. Böylece bu yöntem, klasik tefsir
geleneğinin lafız ve anlam odaklı dilsel yaklaşımlarını, modern psikolojinin insan merkezli
analizleriyle bir araya getirmeye çalışmaktadır3.
Psikolojik tefsiri ilmi tefsirin bir alt dalı kabul edersek şöyle bir tanım yapabiliriz: Psikolojik tefsir,
insan psikolojisi ile ilgili ayetleri daha doğru şekilde anlamayı amaçlayan, bu amaca ulaşmak için
dini ilimler, fen ve sosyal bilimler ve özellikle psikolojiden yararlanan bir ilmi tefsir dalıdır.
3.Psikolojik Tefsirin Konusu
Kuran’ın ana temaları bir sınıflandırmaya göre tevhid, nübüvvet, haşir, adalet, ahlak ve ibadettir.
Bu sınıflandırmaya göre Kuran’ın ele aldığı temel konuların her birisi doğrudan ya da dolaylı
Ganime Benli, “Psikolojik Tefsire Kaynaklık Eden Başlıca Ayetler ve Yorumları”, Yüksek Lisans Tezi, Muğla Sıtkı
Koçman Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri, Muğla, 2024, s. 4 vd.
2
Abdurrahman Kasapoğlu, “Kur’ân’ın Psikolojik Tefsîri”, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Malatya
2011, C. II, s. 2.
1
3
Ferruh Kahraman, “Psikolojik Tefsir”, Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 40, 2015, s. 105.
olarak insan ile ilgilidir. Buradan hareketle Kuran’da insan psikolojisi hakkında çok sayıda ayet
içerdiği rahatlıkla söylenebilir.
Kuran’daki ayetleri insanın mizacı ve karakteri ile ilgili olanlar şeklinde ikiye ayırmak
mümkündür. Mizac ile ilgili ayetler insanın fıtri, doğuştan gelen özelliklerini; karakter ile ilgili
ayetler ise insanın sonradan kazandığı ya da zamanla değişen yönlerini ifade eder. İnsan her ne
kadar genetik bazı özelliklerle dünyaya gelse de potansiyel kabiliyetleri yaşadığı deneyimlerle
değişime uğramaktadır4. İnsanın ailesi, çevresi, aldığı eğitim, inançları, örf-adetler ve yaşadığı
zaman dilimi gibi faktörler onun karakterini şekillendirmektedir. Kuran’da insanın hem mizacı
hem de karakteri hakkında çok sayıda ayet bulunmaktadır5.
İnsanın mizacı ve karakteri ile ilgili ayetleri tek tek sıralamaktan çok genel başlıklar altında şu
şekilde özetleyebiliriz: İnsanın yaratılışı, ruh-akıl-beden özellikleri, gelişim çağları, insan
tipolojileri, iman-inkâr psikolojileri, vahiy-ilham-rüya etkileşimleri, grup ve cemaat psikolojileri.
Kuran insanı öncelikle iman ve inkâr psikolojisi açısından ele alır6. Bakara suresinin başında yer
alan ayetlerde insanın iman, küfür ve nifak ile ilgili durumları ayrıntılı şekilde açıklanır. Başka
surelerde de insanın iman ve inkar psikolojisi üzerinde durulur7.
Yukarıda belirtildiği gibi psikolojik tefsir Kuran’ın insanı ele alan ayetlerini klasik tefsir
yönteminden çok psikolojik açıdan inceler. Bunu yaparken de peygamberlerin getirdikleri dine
davetleri, bu süreçte kavimleriyle aralarında geçen diyalogları, birey ve toplumların tevhid
inancına yönlendirilmesi esnasında yaşanılanlar vb. konuları dikkate alır8. Bu açıdan psikolojik
tefsir, klasik tefsir geleneğinin insan merkezli yaklaşımını çağdaş psikoloji biliminin imkânlarıyla
yeniden yorumlayan disiplinlerarası bir tefsir yöntemine dönüşmektedir.
4
Ali Murat, Daryal, “Vahyin Takip Ettiği Psikolojik Süreç”, Kuran ve Tefsir Araştırmaları I, İstanbul 2000, s. 249.
5
Musa Kâzım Gülçür, Kur’an’da Karakter Eğitimi, Işık Yayınları, İzmir, 1994, s. 24.
Muammer Cengil, Kur’ân-ı Kerim’deki Nefs Kavramına Psikolojik Bir Açıdan Yaklaşım, (Basılmamış Yüksek
Lisans Tezi), Samsun 1996, s. 182.
6
Hayati Aydın, “Kuran’da İç Aydınlığı ve Psikolojik Dinginlik”, Akademik Araştırmalar Dergisi, 2007, Sayı 34, s.
214 vd.
7
8
Kahraman, s. 106.
4.Psikolojik Tefsîre İşaret Eden Ayetler
Kur’an-ı Kerim, insanı yalnızca biyolojik ve sosyal bir varlık olarak değil, aynı zamanda ruhî,
zihnî ve psikolojik boyutlarıyla da ele almaktadır. Bu nedenle, psikolojik tefsir yaklaşımı
Kur’an’daki “enfüsî” ayetlere özel bir önem atfetmektedir. Nitekim birçok ayet, insanın içsel
dünyasına, duygu ve düşünce hallerine, inanç ve inkâr süreçlerine işaret etmekte; böylece
Kur’an’ın mesajı yalnızca hukukî, ahlâkî veya toplumsal alanlarla sınırlı kalmayıp psikolojik bir
derinlik de kazanmaktadır9.
Kuran-ı Kerim’de insanın iç dünyasına vurgu yapan ayetlerin psikolojik yorumuyla ilgili çok
sayıda ayet bulunmaktadır. Bunlardan birisi Fussilet suresinde yer alan aşağıdaki ayettir: “Evet,
Biz ileride onlara delillerimizi gerek dış dünyada gerek kendi öz varlıklarında göstereceğiz.
Böylece Kuran’ın Allah tarafından gelen gerçeğin ta kendisi olduğu onlar tarafından iyice
anlaşılsın. Rabbinin her şeye şahid olması yetmez mi?” (Fussilet 41/53). Meali verilen ayetteki
“dış dünya/afak” ve “öz varlıkları/enfüs” kavramları iki şekilde açıklanmıştır. Birincisine göre dış
dünya insanın dışında kalan diğer varlıklar, öz varlık ifadesi ise insanın kendisidir. Dolayısıyla öz
varlıklar kavramına insanın psikolojik durumu da girmektedir. İkinci tefsire göre ise dış dünya
kavramı ile insanın maddi varlığı, öz varlık kavramı ile de insanın manevi-ruhi tarafı
anlatılmaktadır10.
Allah Teala dış dünyada ve insanın öz varlığında bulunan delilleri “ayet” kelimesi ile ifade etmiştir.
Kuran’daki cümle ve cümle öbekleri için de ayet kelimesi kullanıldığına göre insan, kâinat ve
Kuran’daki deliller ortak bir kavram olarak “ayet” kelimesi ile takdim edilmektedir. Üstad
Bediüzzaman insan, kâinat ve Kuran’ın birbirinin benzeri olduğunu, dolayısıyla insanın Kuran’a
bakarak kâinatı ve benzer şekilde de kâinata bakarak Kuran’ı okuyabileceğini ifade eder.
Bediüzzaman Hazretleri bunu şu veciz cümleleri ile anlatmaktadır: “Kâinat mescid-i kebîrinde,
Şaban Karasakal, “Kuran ve Psikoloji İlişkisi Üzerine, Turkish Studies - International Periodical For The
Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 8/12 Fall 2013, s. 682.
9
10
Benli, s. 7.
Kur’ân, kâinatı okuyor. Onu dinleyelim. O nur ile nurlanalım. Hidâyetiyle amel edelim. Ve onu
vird-i zebân edelim.”11
Ayette insanın öz varlığında olan delilleri “onlara göstereceğiz” şeklinde ifade edilmesi Kuran’ın
psikolojik tefsirinde gerçekleştirilecek önemli inkişaflara da işaret edebileceği de unutulmamalıdır.
Diğer bir ifadeyle dış dünyada ulaşılacak büyük ilmi başarılara paralel şekilde insanın iç
dünyasına, manevi ve psikolojik yönlerine ait inceleme ve araştırmalarda da çok önemli bilgilere
sahip olunacağı sonucu çıkarılabilir. “Onlara göstereceğiz” ifadesi ile de bu büyük inkişaflarda
Allah Teala’nın kudret ve iradesinin açıkça görüleceği anlaşılmaktadır.
Psikolojik tefsirle ilgili diğer bir ayet ise Zariyat suresinde bulunmaktadır: “Kesin inanmak
isteyenler için yeryüzünde birçok deliller vardır. Bizzat kendi varlıklarınızda da böyle deliller
vardır. Hala görmeyecek misiniz?” (Zariyat 50/20-21). Fussilet suresindeki ayet ile benzer
anlamdaki bu ayetlerde yine “kendi öz varlıklarınızda” kelimesi ile insanın psikolojik yönüne
işaret edilmektedir.
Bakara suresinde geçen “Onların kalplerinde hastalık vardır; Allah da hastalıklarını artırmıştır”
(Bakara 2/10) ayeti, psikolojik tefsir açısından son derece derinlikli bir örnek sunmaktadır.
Müfessirler ayetlerde geçen “hastalık” ifadesini nifak, şüphe ve kin gibi ruhsal zaaflar, yalan,
ikiyüzlülük gibi kavramlarla açıklamaktadır. Psikolojik tefsir ile doğrudan ilgili olan bu ayet-i
kerime de psikolojinin verilerinden faydalanılarak ciddi buhranlar ve bunalımlar yaşayan modern
insanın iç dünyasının haritasının çıkarılması çerçevesinde yorumlanabilir12.
Şems suresinde geçen “Nefse ve ona bir düzen verene; sonra da ona fücurunu (kötülük eğilimini)
ve takvâsını (iyilik eğilimini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir. Onu
kirleten de ziyana uğramıştır” (Şems 91/7-10) ayetleri ise insanın psikolojik yapısının ikili
doğasına dikkat çekmektedir. Müfessirler bu ayetlerdeki “fücur”u günaha meyil, “takvâ”yı ise
iyiliğe yönelim olarak tefsir etmişlerdir. Modern psikoloji bu ayetlerdeki gerilimi, dürtüler ile
özdenetim arasındaki çatışmaya benzetmektedirler. İnsanın doğasında hem olumsuz eğilimler
(öfke, bencillik, kıskançlık) hem de olumlu potansiyeller (empati, özdenetim, adalet duygusu)
vardır. Kur’an ise bu potansiyellerin dengelenmesini “tezkiye” kavramıyla ifade etmekte, farklı bir
11
12
Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, 7. Söz.
Aydın, s. 214.
deyişle insanın iç dünyasında olumlu eğilimlerini geliştirmesini ve olumsuz eğilimlerini
bastırmasını istemektedir13.
5.Psikolojik Tefsirin Tarihçesi
Psikoloji yeni kurulmuş bir bilim olsa da ilk dönem tefsirlerinden itibaren hemen bütün tefsir
külliyatında psikolojik yorumlara rastlamak mümkündür. Her müfessir kendi döneminin bilgi
seviyesine göre psikoloji ile ilgili ayetlere yorumlar getirmiştir. Ancak bu yorumlara psikolojik
tefsir adının verilmesi için psikoloji biliminin kurulmasını beklemek gerekmiştir.
Tefsir kitaplarında psikoloji ile ilgili ayetlere daha çok tasavvuf ve ahlak gibi disiplinler
çerçevesinde yorum yapılmıştır. Ahlak ve tasavvufun konuları psikolojinin temel meseleleriyle
büyük ölçüde örtüşmektedir. Ahlak ilminde iyi insan olmanın kuralları, tasavvuf ilminde ise insanı kâmil olmanın yolları üzerinde durulduğu için tefsir kitaplarında bu disiplinlere göre yapılan
yorumlar psikolojinin konuları ile paralellik göstermektedir.
Klasik dönemde İmam Maturidi (ö. 333/944), Kuşeyri (ö. 465/1072), İmam Gazali (ö. 505/1111),
Fahreddin Razi (ö. 606/1210), İbn Ataullah el-İskenderi (ö. 709/1309), İbn Kayyim el-Cevziyye
(ö. 751/1350) gibi müfessirler eserlerinde insanın kalbi ve ruhi hayatı hakkında ayrıntılı psikolojik
yorumlar yapmaktadır. Ebu Bekr Muhammed b. El-Merzuban (ö. 309/921) tarafından kaleme
alınan Kitabu’l-Ahzan14 isimli eser de dönemine göre bir tür psikoloji kitabı sayılabilir. Kitâbü’lAhzân, hem edebî hem de dinî kaynaklarıyla hüzün temasını işleyen en erken dönem eserlerden
biridir. Eserin muhtevası, klasik İslam psikolojisinin temel yaklaşımlarını yansıtmakta ve
psikolojik tefsir çalışmalarına ışık tutmaktadır15.
Modern dönemde de pek çok müfessir psikoloji ile tefsir arasında bağlantılar kurarak tahliller
yapmışlardır. Reşid Rızâ (ö. 1935), el-Menâr Tefsirinde birey-toplum ilişkisi, insanın içsel
eğilimleri, korku ve ümit dengesi gibi konuları modern psikolojik yaklaşımlarla yorumlamıştır.
13
İlhan Kutluer, “İlmü’n-Nefs”, DİA, c. 22, s. 148-151.
Ebû Bekr Muhammed b. el-Merzübân, Kitâbü’l-Ahzân, (nşr. için bkz. İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist, Kahire:
Mektebetü’l-Hancî, 1997, s. 162).
15
Benli, s. 7 vd.
14
Seyyid Kutub (ö. 1966), Fî Zılâli’l-Kur’ân adlı eserinde Kur’an’ın psikolojik etkisine, bireyin iç
dünyasında uyandırdığı değişime ve psikososyal boyutuna sık sık vurgu yapmıştır. Muhammed
Abduh (ö. 1905), ayetlerin ahlaki ve ruhsal boyutlarına açıklık getirerek insanın psikolojik gelişimi
ile dini sorumlulukları arasında bağlantı kurmuştur. Günümüzde ise Abdulvehhab Hamude,
Muhammed Osman Necati, Adnan Şerif gibi araştırmacılar doğrudan “İslam psikolojisi”
kavramını geliştirmiş ve bunu tefsir yorumlarına taşımışlardır16.
Bediüzzaman Hazretleri de Risale-i Nurlarda Kur’an ayetlerini insanın iç dünyası, nefsi, kalbi ve
ruhu üzerinden yorumlamasıyla psikolojik tefsirin önemli örneklerini sunar. Nefisle ilgili ayetleri
insanın içsel çatışmaları ve kişilik gelişimi bağlamında açıklarken, kalp ve vicdanı psikolojinin
merkezî unsurları olarak ele alır. Havf (korku) ve recâ (ümit) dengesini ruh sağlığı açısından
değerlendirir; ye’si (ümitsizlik) en büyük manevi hastalık, şükür ve tevekkülü ise psikolojik
iyileşmenin temel unsurları olarak görür. Tasavvuftan farklı olarak tecrübî keşiflere değil Kur’an
hakikatlerine dayanması ve modern psikolojiden farklı olarak ruh ve vicdan boyutlarını da
kapsaması sebebiyle Bediüzzaman’ın yaklaşımı özgün bir tefsir yöntemi olarak dikkat
çekmektedir.
Psikolojik tefsir üzerinde hassasiyetle duran alimlerden birisi de Fethullah Gülen Hocaefendi’dir.
Ona göre Kur’ân-ı Kerim’in en önemli i‘caz yönlerinden biri, insan ruhunun en derinliklerine
nüfuz etmesi ve kalbin en ince duygu ve düşüncelerine hitap etmesidir17. Bu açıdan bir tefsirin
sadece lafzî ve zahirî boyutla yetinmeyip insanın iç dünyasına, ruhunun iniş çıkışlarına ve
psikolojik hallerine de dokunması gerekir; aksi takdirde eksik kalır. Hocaefendi, nefis
mertebelerini (emmâre, levvâme, mutmainne) insanın içsel yolculuğunu açıklayan psikolojik
kategoriler olarak değerlendirir18.
Hocaefendi, ayrıca Kur’ân’ın psikolojik derinliklerinin eğitim ve irşad açısından çok önemli
olduğuna dikkat çeker. Kıssalarda yapılan psikolojik tahlillerin insanın eğitimi, terbiyesi ve manevî
gelişimi için büyük dersler barındırdığını söyler. Zihin ve kalp arasındaki ahengi sağlayan Kur’an,
Kasapoğlu, s. 164.
Fethullah Gülen, Kur’an ve Nübüvvet, Nil Yayınları, İstanbul, 1995, s. 414.
18
Fethullah Gülen, Prizma - 7 (Zihin Harmanı), Nil Yayınları, İstanbul, 2011, s. 213.
16
17
insandaki ruhsal parçalanmayı önler ve psikolojik bütünlük sağlar. Bu nedenle Gülen, modern
psikoloji ilminin tefsirle birlikte çalışmasının Kur’an yorumunda yeni ufuklar açacağını savunur19.
Tefsir kitaplarında tasavvuf ve ahlak disiplinleri çerçevesinde yapılan yorumlar bulunmasına
rağmen psikolojik tefsir çerçevesinde ayetlerin yorumlanması bazı açılardan farklılık
göstermektedir. Öncelikle psikoloji ilmi kendi alanına giren ayetleri psikolojinin verilerine göre
yorumlamakta, tasavvuf ve ahlak açısından ayetlere bakmamaktadır. Diğer taraftan psikoloji Batı
medeniyetinin bir ürünü olarak tasavvuf ve İslam ahlakından farklılıklar gösterir. Bu sebeple
psikolojik tefsirin yorumları, tasavvuf ve ahlak bilimlerinin yorumlarından farklı yönlere sahiptir.
Başka bir farklılık ise tasavvufun subjektif gözlemlere ve bireysel deneyimlere dayanması,
psikolojinin ise insan davranışlarını inceleyen objektif bir bilim olmasıdır20.
İslam alimleri psikolojiye İslami bir yaklaşım geliştirmek için İslam psikolojisini kurmaya
çalışmışlardır. Abdulvehhab Hamude, Muhammed Osman Necati, Adnan Şerif gibi bilim insanları
bu alanda eserler vermiştir. Bazı araştırmacılar psikolojik tefsiri ilmi tefsir akımının bir alt dalı
olarak ele almıştır. Sözgelimi Celal Kırca, “Kuran-ı Kerim’de Fen Bilimleri adlı eserinde
psikolojiyi ilmi tefsirin bir alt dalı olarak incelemektedir21.
Konulu tefsir ekolü de psikolojik tefsire kendi bünyesinde yer veren branşlardandır. Buna göre
psikolojik tefsir çalışmaları, konulu tefsirin çalışma alanlarından birisini oluşturmaktadır.
Psikolojik tefsiri edebi tefsir ekolü ve Kuran’ın icazı ile ilgili çalışmalarda da görmek mümkündür.
Kuran’ın icazı ile ilgili eserlerde ayetlerin psikolojik yorumları, insan ruhunda bıraktığı etkileri,
Kuran’ın mucizeliğini ve bilimlere yol göstericiliğini ispatlayan bilgiler olarak ele alınmaktadır22.
Günümüzde ayetlerin psikolojik yönlerini inceleyen çok sayıda makale, tez ve kitap çalışmaları
yapılmaktadır. Bu zengin literatür göz önünde bulundurulduğunda psikolojik tefsirin müstakil bir
tefsir yöntemi ya da ekolleşmeye doğru hızla geliştiğini söylemek mümkündür. Özellikle din
psikolojisi, tasavvuf, tefsir gibi alanlarda çok sayıda araştırmacı psikolojik tefsir ile ilgili
çalışmalar yapmaktadır.
19
20
Gülen, Prizman, s. 211, 217; Gülen, Kuran’ın Altın İkliminde, s. 303.
Yasemin Düven, “Seyyid Kutub'un Tefsire Psikolojik Yaklaşımı: Bakara Sûresi Örneği”. Tevilat 1/2 (2020), 385.
Kasapolu, s. 7.
Saçlı, Merve. “Süleyman Ateş’in Yüce Kur’ân’ın Çağdaş Tefsiri’nde Bakara Sûresi Bağlamında Psikolojik
Yorumlar”. UMDE Dini Tetkiler Dergisi-UMDE Journal of Religious Inquires 3/2 (Aralık/December 2020): 250.
21
22
6.Psikolojik Tefsirin Faydaları
Psikolojik tefsir ekolü, Kur’an’ın yorumunda modern psikolojinin verilerini dikkate alarak yeni
bir açılım sağlamaktadır. Bu yaklaşımın varlığı gerek Kur’an’ın daha iyi anlaşılması gerekse
insanın iç dünyasının daha doğru kavranması açısından önemli kazanımlar sunmaktadır. Psikolojik
tefsirin faydaları, klasik tefsir birikimi ile modern bilimsel perspektifin birlikte değerlendirilmesi
sayesinde daha da belirgin hale gelmektedir. Psikolojik tefsir ekolünün faydalarını aşağıda
maddeler halinde ele alıp inceleyeceğiz.
6.1.Kuran’ın Daha İyi Anlaşılmasını Sağlamak
Kuran tefsiri tarih boyunca farklı bilimlerin katkısıyla yapılagelmiştir. Erken dönemlerde dilbilim,
belagat ve tarih gibi ilimlerle yapılan yorumlar, ayetlerin anlam katmanlarının zenginleşmesine
imkân tanımıştır. Benzer şekilde modern dönemde gelişen beşerî ve sosyal bilimler de Kuran’ın
mesajının anlaşılmasına yeni ufuklar açmaktadır. Bu bağlamda psikolojik tefsir, ayetleri insan
psikolojisinin verileriyle yorumlamayı hedefleyerek Kuran’ın insan merkezli mesajını daha
derinlikli bir şekilde kavramaya yardımcı olur23.
Kuran’ı tefsir eden bir araştırmacının yalnızca klasik tefsir usulünde değil, aynı zamanda psikoloji
alanında da yetkinlik kazanması, ayetlerin daha doğru ve isabetli yorumlanmasını sağlar. Bu
durum, ayetlerden çıkarılacak anlamlara hem metodolojik bir titizlik hem de kavramsal bir derinlik
kazandırır. Bununla birlikte modern dönemde herhangi bir araştırmacının bütün bilimlere tam
anlamıyla vâkıf olması imkânsızdır. Dolayısıyla psikolojik tefsir gibi disiplinlerarası bir alanda en
sağlıklı yöntem, farklı alanlardan uzmanların oluşturacağı akademik bir heyetin iş birliği içinde
çalışmasıdır. Bu yaklaşım, Kuran’ın çok boyutlu mesajının bütüncül bir şekilde anlaşılmasına
imkân tanıyacaktır.
23
Kasapoğlu, s. 13.
Dikkat edilmesi gereken önemli bir husus, Kur’an’ın bilimlerin “koltuk değneği” haline
getirilmemesi gerektiğidir. Ayetlerin, modern psikolojinin ya da diğer bilimlerin doğrularını
ispatlamak için araçsallaştırılması hem tefsir metodolojisine hem de Kuran’ın asli otoritesine zarar
verebilir.
Bu nedenle disiplinlerarası çalışmalar, Kuran’ın kendi bütünlüğünü koruyarak
yürütülmeli; bilimsel veriler Kuran’ı açıklamak için bir araç değil, Kuran’ın insanı tanımlayan
hakikatlerini daha iyi kavramak için bir yardımcı perspektif olarak kullanılmalıdır.
6.2.İnsanı Daha Doğru Şekilde Anlamak
Psikolojik tefsir, Kur’an ile insan arasındaki ilişkiyi çift yönlü bir düzlemde ele alarak her ikisinin
de daha doğru anlaşılmasına katkıda bulunur. Bu yaklaşımda psikoloji, Kur’an ayetlerinin insan
davranışları, duyguları ve kişilik yapılarıyla irtibat boyutlarını açığa çıkarmada önemli bir araç
işlevi görürken; Kur’an da insana dair nihai bir perspektif ve yönlendirme sunar. Böylelikle iki
disiplin arasında tamamlayıcı bir etkileşim ortaya çıkar24.
Bu bağlamda metodolojik öncelik Kur’an’a aittir. Zira Kur’an, insana yalnızca betimleyici bir
perspektiften bakmaz; aynı zamanda onun ahlâkî ve ruhî yönlerini dönüştürmeyi hedefler. Bu
sebeple psikolojinin Kur’an’a olan ihtiyacı, Kur’an’ın psikolojiye olan ihtiyacından daha
belirgindir. Modern psikoloji, insan davranışlarını, zihinsel süreçlerini ve kişilik özelliklerini
ampirik veriler ışığında incelemektedir. Ancak bu inceleme çoğu zaman normatif ve yönlendirici
bir çerçeveden yoksundur. Kur’an’ın sunduğu rehberlik, bu boşluğu doldurarak psikolojik bilgiye
anlam ve yön kazandırır.
Kur’an, insanın fıtratı, mizacı, duygusal eğilimleri, bilişsel yapısı ve sosyal ilişkileri hakkında
temel ilkeler ortaya koymaktadır. Bu ilkeler, yalnızca bireysel psikolojiyi değil, aynı zamanda
toplumsal psikolojiyi de kuşatan geniş bir çerçeve sunar. Psikolojik tefsir, bu ilkeleri çağdaş
psikoloji verileriyle birlikte ele alarak insanın daha bütüncül bir şekilde anlaşılmasını mümkün
24
Mustafa Atak, “İslam’da Psikoloji Tarihi”, İbn Haldun Çalışmaları Dergisi, 6 (1) 2021, s. 73.
kılar. Böylelikle hem Kuran’ın modern insana hitabı daha anlaşılır hale gelir hem de psikoloji
bilimi kendi metodolojik sınırlılıklarını aşarak daha derinlikli bir insan tasavvuruna kavuşur25.
Nitekim İslam düşüncesinde insan, kâinat ve Kur’an “üç kitap” metaforu ile ifade edilmiştir. Bu
anlayışa göre, kâinat Allah’ın kudretini gösteren kevnî bir kitap, Kur’an O’nun kelâmını içeren bir
kitap, insan ise O’nun yaratışındaki hikmetleri yansıtan canlı bir kitaptır. Dolayısıyla bu üç kitabın
birlikte okunması, insanın hakikatini daha doğru kavramayı mümkün kılar. Bediüzzaman Said
Nursî’nin ifadesiyle, “Kâinat mescid-i kebîrinde, Kur’an kâinatı okur.” Bu perspektiften
bakıldığında, insanın hem kendi varlığına hem de kâinata Kur’an’ın ışığında bakması, bilimsel ve
manevi anlamda yeni ufukların açılmasını sağlar26.
6.3.Kuran’ın İcaz Yönlerinin Ortaya Çıkarılması
Kuran’ın en önemli özelliklerinden biri onun i‘câz (mucizevîlik) yönüdür. İ‘câz yalnızca üslup,
belagat ve nazım gibi edebî boyutlarda değil, aynı zamanda Kuran’ın muhtevasında yer alan insan
ve kâinata dair hakikatlerde de kendisini göstermektedir. Bu bağlamda psikoloji ile ilgili ayetlerin
doğru yorumlanması, Kuran’ın muhteva boyutundaki i‘câzının anlaşılmasına doğrudan katkı
sağlamaktadır27. Zira Kuran’ın insana dair sunduğu bilgiler, modern psikolojinin yüzyıllardır
çözmeye çalıştığı meselelerin pek çoğunu kapsamakta ve çoğu zaman onları aşan bütüncül bir
perspektif ortaya koymaktadır.
İnsan, ruh, akıl, kalp, duygu ve beden bütünlüğü içerisinde çok katmanlı bir varlık olarak
tanımlanabilir. Bu çok boyutlu yapının yalnızca belirli kısımları modern psikoloji tarafından
incelenebilmiş; fakat insanın hakikatine dair pek çok yön hâlâ belirsizliğini korumuştur. Kuran ise
insanı hem ontolojik (varlıkla ilgili) hem epistemolojik (bilgiyle ilgili) hem de ahlâkî yönleriyle
bütüncül olarak ele almakta ve onun gizli boyutlarına ışık tutmaktadır. Bu yönüyle Kur’an’ın
25
26
27
Kahraman, s. 116.
Cüneyt Eren, “Kuran-ı Kerim’i Anlamaya Yönelik Metotlar”, İstanbul, 2011, s. 27.
Eren, s. 28.
insana dair ayetlerinin psikolojik tefsir çerçevesinde ele alınması, Kuran’ın mucizevî boyutunun
bilimsel düzlemde de görünür kılınmasına hizmet etmektedir.
Nitekim bugüne kadar insan karakteri ve kişilik tipolojileri konusunda farklı görüşler ortaya
atılmıştır. Ancak modern psikolojide hâlen evrensel geçerliliği olan bütüncül bir insan tipolojisi
geliştirilememiştir. Kur’an ise insanın hem doğuştan gelen fıtrî yönlerine hem de çevresel
faktörlerle şekillenen karakterine işaret eden çok sayıda ayet içermektedir. “Yaratan hiç bilmez
olur mu? O, en ince işleri görüp bilendir, her şeyden haberdardır” (Mülk 67/14) ayeti bu bağlamda
büyük bir epistemolojik ilkeyi ortaya koymaktadır: İnsanı en iyi tanıyan, onun yaratıcısı olan
Allah’tır. Dolayısıyla Kuran’ın insanın aklı, duyguları, mizacı, bedensel yapısı ve ruhsal
derinlikleri hakkında sunduğu bilgiler hem modern psikolojiye hem de diğer beşerî bilimlere yön
gösterici bir mahiyet taşımaktadır28.
Ayrıca Kur’an’ın insana dair tasvirleri, psikolojiye yalnızca yeni bir bakış açısı kazandırmakla
kalmaz; aynı zamanda bilimsel araştırmaların yönünü de belirleyebilir. Kuran’da yer alan
kavramlar —örneğin nefs, kalp, fuad, ruh gibi— insanın iç dünyasına dair çok katmanlı bir tipoloji
sunar. Bu kavramların psikolojik tefsir kapsamında yeniden değerlendirilmesi, hem Kuran’ın i‘câz
yönünün ortaya çıkarılmasını sağlar hem de psikoloji disiplinine yeni kavramsal açılımlar
kazandırır.
6.4.Kişilik Eğitiminde Başarılı Olmak
Kuran-ı Kerîm, insanın olgun ve kâmil bir mümin olabilmesi için uyması gereken ilke ve değerleri
ayrıntılı biçimde ortaya koymaktadır. Bu bağlamda iman, inkâr, nifak, salih amel, fasid amel, güzel
ahlâk, nefsin terbiyesi ve kötülüğe eğilim gösteren nefis (emmâre) gibi konular Kuran’ın temel
meseleleri arasında yer almaktadır. Kuran’ın bu yönü, onu yalnızca bir inanç kitabı değil, aynı
zamanda insanın kişiliğini inşa eden ve ahlâkî gelişimini yönlendiren bir “karakter eğitimi
kaynağı” haline getirmektedir29.
28
29
Gülçür, s. 84.
Karasakal, s. 686.
Modern psikoloji ise insanın kişiliğini, davranışlarını, içsel eğilimlerini ve toplumsal ilişkilerini
inceleyen disiplinlerarası bir bilim dalı olarak kişilik gelişimi konusunda önemli teoriler üretmiştir.
Psikolojik yaklaşımlar insan kişiliğini anlamada dikkate değer katkılar sunmuş olmakla birlikte,
çoğu zaman metafizik ve ahlâkî boyutlardan yoksun kalmıştır. Bu noktada psikolojik tefsir,
Kuran’ın sunduğu bütüncül insan tasavvurunu psikolojinin teorik çerçeveleriyle ilişkilendirerek
daha derinlikli ve yönlendirici bir kişilik eğitimi perspektifi geliştirme imkânı sunar. Diğer bir
ifadeyle Kur’an, aslında önemli bir dinamiğe sahip psikoloji disiplinini kısır, materyalistik ve
seküler bağlarından kurtararak ona gerçekten emir aleminden gelen ruhun iç dünyasını gösterme
imkânı verir.
Kuran’da yer alan peygamber kıssaları ve tarihsel örnekler, kişilik eğitiminde birer model olarak
işlev görmektedir. Hz. İbrahim’in tevhid mücadelesi, Hz. Yusuf’un iffet ve sabır örnekliği, Hz.
Musa’nın cesareti insan kişiliğinin farklı boyutları açısından eğitici örnekler sunar. Buna karşılık,
inkârcı kavimlerin temsilcileri, Firavun, Karun ve Ebu Leheb gibi olumsuz tipler ise, insanın hangi
karakter özelliklerinden sakınması gerektiğiyle ilgili ibretlik örneklerdir30. Psikolojik tefsir, bu
şahsiyetleri yalnızca tarihsel anlatılar olarak değil, aynı zamanda insan ruhunun evrensel yönlerini
yansıtan “tipolojik modeller” olarak ele alır. Böylelikle Kur’an’da zikredilen olumlu ve olumsuz
karakterler, modern psikolojinin kişilik kuramlarıyla birlikte değerlendirilerek güncel bir karakter
eğitimi modeli inşa edilebilir.
Dolayısıyla psikolojik tefsir, kişilik eğitiminde Kuran ile psikolojinin iş birliğini mümkün kılan
önemli bir yöntemdir. Bu yaklaşım sayesinde insan, yalnızca davranışsal ve bilişsel düzeyde değil;
aynı zamanda ahlâkî, ruhsal ve metafizik boyutlarıyla da ele alınır. Böylelikle kişilik eğitimi,
bireyin yalnızca toplumsal uyumunu sağlamakla kalmaz; aynı zamanda onun kâmil bir mümin,
erdemli bir şahsiyet ve sorumluluk sahibi bir fert haline gelmesini hedefler.
6.5.Psikolojiye İslami bir Bakış Açısı Getirmek
İbrahim Coşkun, “Kuran’ın Işığında İnkarın Psikolojik Sebepleri”, Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi,
Cilt 1, 1999, s. 134.
30
Psikoloji modern bilimler arasında Batı düşünce dünyasında ortaya çıkmış ve gelişmiş bir
disiplindir. Tarihsel olarak Yunan felsefesi, Hristiyan teolojisi ve Aydınlanma dönemi seküler bilim
anlayışı psikolojinin teorik temellerini şekillendirmiştir. Bu sebeple modern psikoloji,
başlangıcından itibaren insanı çoğunlukla materyalist, deneyci ve seküler bir perspektiften
değerlendirmiştir. İnsanın davranışlarını gözlem ve deneyle açıklamaya dayalı bu yaklaşım, ruh,
kalp ve metafizik boyutları göz ardı etmesi bakımından Kuran’ın insan anlayışı ile önemli ölçüde
farklılık göstermektedir.
Kuran-ı Kerîm ise insanı yalnızca biyolojik ve zihinsel süreçlerden ibaret görmez; onu ruh, kalp,
nefis ve akıl hatta latife, sır, hafa ve ahfa boyutlarıyla birlikte bütüncül bir varlık olarak tanımlar.
İnsanın yaratılış gayesi, ahlâkî sorumlulukları, içsel çatışmaları ve manevî gelişimi Kuran’da
merkezî bir yer tutar. Bu açıdan Kuran’ın sunduğu insan modeli, modern psikolojinin çoğu zaman
ihmal ettiği aşkınlık, ahlâkî sorumluluk ve tevhid boyutlarını öne çıkarır.
Psikolojik tefsir, modern psikoloji ile Kuran’ın insan tasavvurunu karşılaştırma ve sentezleme
imkânı sunar. Kuran ve hadislerde yer alan psikolojiye dair öğretiler—iman ve inkâr psikolojisi,
nefis terbiyesi, kalbin hastalıkları, sabır, şükür ve umut gibi duygusal süreçler—modern psikoloji
kavramlarıyla birlikte ele alındığında disiplinlerarası bir zenginlik ortaya çıkar. Bu yaklaşım,
psikolojinin Batı merkezli paradigmasının ötesine geçerek, İslâmî epistemolojiyle uyumlu yeni bir
çerçeve geliştirilmesine katkı sağlayabilir31.
Nitekim çağdaş İslâm düşünürleri, psikolojinin yalnızca davranışsal ve deneysel boyutla sınırlı
kalmasının, insanın hakiki mahiyetini kavramakta yetersiz olduğunu vurgulamışlardır. İslâmî bakış
açısı, insanın metafizik yönünü merkeze alarak psikolojinin araştırma ufkunu genişletebilir. Bu
anlamda psikolojik tefsir, yalnızca Kur’an ayetlerinin yeni bir yöntemle yorumlanması değil, aynı
zamanda modern psikolojinin epistemolojik temellerinin sorgulanarak ona İslâmî bir bakış açısı
kazandırılması çabasıdır.
7.Psikolojik Tefsirde Yöntem
31
Kahraman, s. 121.
Kur’an tefsiri, tarih boyunca farklı disiplinlerin katkısıyla gelişmiş ve her dönemde yeni bilimsel
alanlarla etkileşim halinde olmuştur. Modern dönemde psikoloji biliminin ortaya çıkışı ve hızla
gelişmesi, Kur’an’ın insan merkezli mesajlarını bu perspektiften yorumlama ihtiyacını
doğurmuştur. Psikolojik tefsir, yalnızca ayetlerin psikolojik açıdan yeniden okunması değil, aynı
zamanda insanın iç dünyasının, kişilik yapısının ve davranış biçimlerinin Kur’an’ın rehberliğinde
anlaşılması çabasıdır. Ancak böyle bir tefsir yaklaşımı, salt psikoloji bilgisinden ibaret olamaz;
klasik İslam ilimleri, özellikle tefsir usulü, tasavvuf ve ahlâk ile modern psikoloji, sosyoloji ve
eğitim bilimlerinin bütüncül bir sentezini gerektirir.
Psikolojik tefsir çalışmaları yürütecek araştırmacıların öncelikle tefsir usulü ve Kur’an ilimlerinde
derin bir birikime sahip olmaları gerekir. Zira tefsir usulü, Kur’an ayetlerinin yorumunda
kullanılacak temel ilkeleri belirler; lafız-mana ilişkisi, sebeb-i nüzûl, nâsih-mensûh, mecaz-hakikat
ayrımı gibi konular bu alanda yetkinliği zorunlu kılar. Psikolojik yorum, bu sağlam temeller
üzerine inşa edilmediğinde, ayetlerin bağlamından koparılması veya modern psikolojik
kavramlarla anakronik bir şekilde açıklanmaya çalışılması gibi metodolojik hatalara yol açabilir.
Dolayısıyla psikolojik tefsir, klasik tefsir geleneğiyle irtibatını kesmeyen; bilakis onun bir devamı
ve açılımı olan bir yöntem olarak düşünülmelidir.
Psikolojik tefsirin sağlıklı biçimde icra edilebilmesi için, araştırmacının psikoloji alanında
akademik bir formasyona sahip olması önemlidir. İnsan davranışları, bilişsel süreçler, kişilik
gelişimi, duygu düzenleme mekanizmaları ve psikopatoloji gibi konularda yetkinlik, Kur’an
ayetlerinin psikolojik açıdan daha isabetli yorumlanmasını sağlayacaktır. Bununla birlikte
sosyoloji ve eğitim bilimleri gibi disiplinler de tefsire dolaylı katkılar sunar. Sosyoloji, bireyin
toplumsal bağlamdaki konumunu anlamayı mümkün kılarken, eğitim bilimleri kişilik gelişimi ve
karakter terbiyesi konularında tefsirin pratik uygulanabilirliğini artırır. Araştırmacının lisans veya
lisansüstü seviyede psikoloji eğitimi almış olması, tefsir çalışmalarının akademik derinliğini ve
metodolojik sağlamlığını güçlendirecektir.
İslam ilim geleneğinde psikolojinin karşılığı sayılabilecek iki önemli alan tasavvuf ve İslam
ahlakıdır. Tasavvuf, insanın nefs, kalp, ruh ve akıl boyutlarını inceleyerek onların terbiyesi için
yöntemler geliştirmiştir. İslam ahlakı ise insanın doğru davranışlarını, huylarını ve erdemlerini ele
alarak bireyin ahlâkî olgunluğunu hedeflemiştir. Psikolojik tefsir, modern psikoloji ile birlikte bu
iki alanı dikkate alarak Kur’an ayetlerini yorumladığında, kişiye hem manevi-ruhi derinlik hem de
davranışsal bütünlük kazandırır. Tasavvufun nefis terbiyesi, kalp tasfiyesi ve ruhun tekâmülü gibi
konuları, psikolojinin kişilik gelişimi, bilinçaltı süreçler ve içsel çatışmalarla ilgili bulgularıyla
birlikte ele alındığında daha kapsamlı bir yorum imkânı ortaya çıkar.
Psikolojik tefsir yapan araştırmacının felsefe ve mantık bilgisine de sahip olması gerekir. Felsefe,
insanın varoluşsal sorularına sistematik bir çerçeve sunarken, mantık doğru düşünmenin ve sağlam
akıl yürütmenin aracıdır. Psikolojik kavramların Kur’an ile ilişkilendirilmesinde mantıksal bir
tutarlılığın gözetilmesi, yorumun bilimsel değerini artırır. Ayrıca modern psikolojinin dayandığı
felsefî temelleri (örneğin pozitivizm, fenomenoloji, varoluşçuluk) bilmek, Kur’an ayetleriyle
ilişkilendirmede sağlıklı sınırlar koymayı mümkün kılar.
Bu, aynı zamanda Batı merkezli
psikolojik teorilerin İslamî epistemoloji ile sentezinde kritik bir rol oynar.
Psikolojik tefsir, disiplinlerarası bir bilgi birikimini zorunlu kılan özgün bir tefsir yöntemidir. Bu
yöntemi uygulayan araştırmacı, hem klasik İslam ilimlerinde (tefsir usulü, tasavvuf, ahlak) hem
de modern beşerî bilimlerde (psikoloji, sosyoloji, eğitim bilimleri) yeterli donanıma sahip
olmalıdır. Ayrıca felsefe ve mantık bilgisi, yorumların tutarlılığını ve derinliğini artıran önemli
unsurlardır. Böylece psikolojik tefsir, yalnızca ayetlerin yeni bir perspektiften yorumlanması değil,
aynı zamanda insanın çok boyutlu yapısının Kur’an’ın ışığında anlaşılmasını sağlayan bir
metodolojik açılım haline gelir.
8.Psikolojik Tefsire Yöneltilen Eleştiriler
Kur’an tefsirinde yeni yöntemlerin ortaya çıkışı, her zaman beraberinde metodolojik tartışmaları
ve eleştirileri getirmiştir. Psikolojik tefsir de bu bağlamda, özellikle “bilimsel tefsir” ekolünün bir
alt dalı olarak değerlendirildiği için, bilimsel tefsire yöneltilen eleştirilerin çoğuna muhatap
olmaktadır. Bu eleştirilerin merkezinde, “Kur’an’ın bilimle ilişkisinin mahiyeti” ve “Kur’an’ın
rehberlik misyonunun bilimsel teorilerle nasıl bağdaştırılacağı” soruları yer almaktadır32.
Psikolojik tefsire yönelik eleştirilerin temelinde yatan kaygılardan biri, din ile bilimin doğası
gereği çatışma içinde olduğu yönündeki anlayıştır. Bu perspektife sahip olanlar, psikolojik
32
Kasapoğlu, s. 35.
verilerin ayetlerin yorumuna dâhil edilmesini Kur’an’ın asli mesajını gölgeleme riski taşıyan bir
yaklaşım olarak değerlendirmektedir. Bununla birlikte, din ile bilim arasında özsel bir uyum
olduğunu kabul eden yaklaşım, psikolojik tefsiri daha olumlu bir zeminde konumlandırmaktadır.
Onlara göre, kâinatı yaratan Allah ile Kur’an’ı insanlara hidayet rehberi olarak gönderen Allah
aynı olduğuna göre, din ile bilim arasında nihai bir çelişkiden bahsetmek mümkün değildir33.
Dolayısıyla psikoloji verileri ile Kur’an ayetleri arasındaki ilişki, çatışmadan ziyade karşılıklı
uyum temelinde ele alınmalıdır.
Bununla birlikte, psikolojik tefsirde dikkat edilmesi gereken önemli hususlar vardır. Öncelikle
psikoloji verilerinin Kur’an’ın önüne geçirilmemesi ve henüz doğrulanmamış veya spekülatif
psikolojik teorilerin ayetlerin yorumunda kullanılmaması gerekir. Aksi halde, bilimsel tefsire
yöneltilen “bilimin değişken teorileriyle Kur’an’ı sınırlama” eleştirisi, psikolojik tefsir için de
geçerli olacaktır. Özellikle dini hassasiyeti bulunmayan veya seküler paradigmalara dayanan
psikoloji çalışmalarının doğrudan ayetlerin yorumuna taşınması, metodolojik sorunları
beraberinde getirebilir. Bu nedenle psikolojik tefsir, ancak Kur’an’ın ana mesajını merkeze alarak
ve bilimsel verileri bu merkeze yardımcı perspektifler olarak kullanarak sağlıklı bir şekilde
yürütülebilir34.
Eleştirilerin bir diğer boyutu bilim felsefesi ile ilgilidir. Her bilimsel disiplin belirli bir felsefi
çerçeveye dayanır ve bu çerçeve elde edilen verilerin yorumlanma biçimini belirler. Modern
psikoloji, çoğu zaman pozitivist, materyalist veya seküler paradigmalar üzerine inşa edilmiştir. Bu
bağlamda, psikolojik tefsirde esas alınacak bilim felsefesi belirleyici rol oynar. İnsan–kâinat–
Kur’an üçlüsünü aynı Yaratıcı’nın eseri olarak gören bir paradigmaya sahip olunduğu takdirde
psikolojik tefsir ekolü sağlam bir temele oturtulmuş demektir35.
Kur’an’ın bir bilim kitabı olmadığını öne süren ve bu sebeple bilimsel tefsire karşı çıkan çevreler
de psikolojik tefsire benzer eleştiriler yöneltmektedir. Onlara göre Kur’an’ın amacı bilimsel
gerçekleri öğretmek değil, insanlara hidayet rehberliği yapmaktır. Bu argüman, bilimsel tefsir için
kısmen haklı görülebilse de psikolojik tefsir için aynı derecede geçerli değildir. Çünkü psikolojik
Karasakal, s. 681 vd.
Abdullah Aygün, “Şâtıbî’nin Kur’an’ın Ümmîliği ve İlmi Tefsir Görüşleri Üzerine Bir Değerlendirme”, Usûl, 7
(2007/1), 167.
33
34
35
Karasakal, s. 681.
tefsir, Kur’an’ın asli amacı olan insanın rehberliği ile doğrudan kesişmektedir. Zira Kur’an, insanın
duygu, düşünce ve davranışlarını yönlendirmeye dair kapsamlı öğretiler içermekte, bu bakımdan
psikolojinin temel ilgi alanıyla örtüşmektedir36.
Bir diğer eleştiri, Kur’an’ın kendi tarihsel bağlamı ile ilgilidir. Bazı araştırmacılar, Kur’an’ın indiği
dönemin dili ve muhataplarının anlayışları çerçevesinde yorumlanması gerektiğini, bu bağlamdan
koparılarak modern psikolojik kavramlarla yeniden okunmasının anakronizme yol açabileceğini
ileri sürmektedir. Ancak Kur’an’ın yalnızca ilk muhataplarla sınırlı bir metin olmadığı, her
dönemin insanına hitap eden evrensel bir rehber olduğu da göz ardı edilmemelidir. Dolayısıyla
Kur’an’ın mesajı, farklı çağların bilgi birikimleri ışığında yeniden yorumlanabilir ve bu süreç onun
evrensel yönüne aykırılık teşkil etmez37.
9.Sonuç
Psikolojik tefsir, Kur’an’ın insan merkezli mesajını modern psikoloji biliminin kavramsal
çerçevesiyle buluşturan yenilikçi bir yaklaşım olarak dikkat çekmektedir. Bu ekol, hem Kur’an’ın
anlaşılmasına hem de insanın daha derinlikli bir şekilde tanınmasına katkıda bulunmaktadır.
Araştırmanın gösterdiği üzere, psikolojik tefsir Kur’an’ın rehberlik işlevini günümüz insanına
daha etkin bir biçimde ulaştırmakta; aynı zamanda modern psikolojiye ahlâkî, metafizik ve
bütüncül bir perspektif kazandırmaktadır.
Bununla birlikte psikolojik tefsirin metodolojik sınırlarının doğru belirlenmesi, ayetlerin modern
psikolojinin doğrularını ispatlama amacıyla araçsallaştırılmaması ve disiplinlerarası yaklaşımın
titizlikle sürdürülmesi büyük önem taşımaktadır. Zira Kur’an’ın temel amacı bilimsel verileri
doğrulamak değil, insana doğru yolu göstermek ve onun kişiliğini olgunlaştırmaktır. Bu yönüyle
psikolojik tefsir, Kur’an’ın evrensel mesajı ile modern psikolojinin insan merkezli incelemeleri
arasında köprü kurarak yeni ufuklar açabilecek niteliktedir.
36
M. Fethullah Gülen, Kur’an’ın Altın İkliminde, Nil Yayınları, İstanbul, 2010, s. 166.
37
Karasakal, s. 683.
Psikolojik tefsir ekolü, Kur’an’ın derinlikli anlaşılmasına katkı sunmakla kalmayıp, modern
psikolojiye de ilahi rehberlik perspektifini kazandırarak disiplinlerarası bir zenginlik meydana
getirmektedir. Bu durum hem İslamî ilim geleneğinin güncellenmesine hem de çağdaş psikolojinin
metodolojik çeşitliliğine önemli bir katkı sağlamaktadır.
Kaynaklar
Atak, Mustafa, “İslam’da Psikoloji Tarihi”, İbn Haldun Çalışmaları Dergisi, 6 (1) 2021, 71-93.
Aydın, Hayati, “Kuran’da İç Aydınlığı ve Psikolojik Dinginlik”, Akademik Araştırmalar Dergisi,
2007, Sayı 34, s. 214-236.
Aygün, Abdullah, “Şâtıbî’nin Kur’an’ın Ümmîliği ve İlmi Tefsir Görüşleri Üzerine Bir
Değerlendirme”, Usûl, 7 (2007/1), 157 - 168.
Benli, Ganime, “Psikolojik Tefsire Kaynaklık Eden Başlıca Ayetler ve Yorumları”, Yüksek Lisans
Tezi, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri, Muğla,
2024.
Cengil, Muammer, Kur’ân-ı Kerim’deki Nefs Kavramına Psikolojik Bir Açıdan Yaklaşım,
(Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Samsun 1996.
Coşkun, İbrahim, “Kuran’ın Işığında İnkarın Psikolojik Sebepleri”, Dicle Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dergisi, Cilt 1, 1999, s. 119-149.
Daryal, Ali Murat, “Vahyin Takip Ettiği Psikolojik Süreç”, Kuran ve Tefsir Araştırmaları I, İstanbul
2000, s. 247-252.
Düven, Yasemin. “Seyyid Kutub'un Tefsire Psikolojik Yaklaşımı: Bakara Sûresi Örneği”. Tevilat
1/2 (2020), 383-407.
Eren, Cünet, “Kuran-ı Kerim’i Anlamaya Yönelik Metotlar”, İstanbul, 2011.
Gülçür, Musa Kâzım, Kur’an’da Karakter Eğitimi, Işık Yayınları, İzmir, 1994.
Gülen, M. Fethullah, Kur’an’ın Altın İkliminde, Nil Yayınları, İstanbul, 2010.
------------ Kur’an ve Nübüvvet, Nil Yayınları, İstanbul, 1995.
-----------Prizma - 7 (Zihin Harmanı), Nil Yayınları, İstanbul, 2011.
Kahraman, Ferruh, “Psikolojik Tefsir”, Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi,
40, 2015, s. 103-138.
Karasakal, Şaban, “Kuran ve Psikoloji İlişkisi Üzerine, Turkish Studies - International Periodical
For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 8/12 Fall 2013, p. 679692.
Kasapoğlu, Abdurrahman, “Kur’ân’ın Psikolojik Tefsîri”, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Dergisi, C. II, sa. 1, Malatya 2011.
Kutluer, İlhan, “İlmü’n-Nefs”, DİA, c. 22, s. 148-151.
el-Merzübân, Ebû Bekr Muhammed b. Kitâbü’l-Ahzân, (nşr. için bkz. İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist,
Kahire: Mektebetü’l-Hancî, 1997.
Nursi, Bediüzzaman Said, Sözler.
Saçlı, Merve. “Süleyman Ateş’in Yüce Kur’ân’ın Çağdaş Tefsiri’nde Bakara Sûresi Bağlamında
Psikolojik Yorumlar”. UMDE Dini Tetkikler Dergisi-UMDE Journal of Religious Inquires 3/2
(Aralık/December 2020): 247-266.