Uploaded by User10673

Ekosistemin Canlı ve Cansız Bileşenleri Arasındaki İlişki

advertisement
Ekosistemin
Canlı ve Cansız
Bileşenleri
Arasındaki
İlişki
Ekosistemleri Etkileyen
Faktörler
Cansız (Abiyotik)
Faktörler
1. Işık
2. Sıcaklık
3. İklim
4. Toprak ve
mineraller
5. Su
6. Ortamın pH değeri
Canlı (biyotik)
Faktörler
1. Üreticiler
2. Tüketiciler
3. Ayrıştırıcılar
Abiyotik Faktörler (Cansız Varlıklar)
Abiyotik faktörler, canlıların yeryüzündeki dağılımını etkiler. Canlıları
etkileyen bu cansız etmenler fiziksel ve kimyasal unsurlardan oluşur.
Fiziksel unsurlar canlıların yeryüzündeki yayılışını sınırlandırır. Fiziksel
şartların çok sayıda türün bir arada yaşaması için uygun olduğu
tropikal yağmur ormanları, tür çeşitliliğinin en fazla olduğu ortamlardı
Çöller ve kutuplar ise ekolojik direnci düşük olan canlılar
için şartları ağır olan ortamlar olduğundan tür çeşitliliğinin en az olduğu
ortamlardır.
Abiyotik faktörler, genel anlamda 6 başlık
altında incelenebilir
a. Işık
Güneş’te oluşan yüksek elektromanyetik dalgaların çok azı
Dünya’ya ulaşır. Dünya’ya kadar ulaşan ultraviyole ve
morötesi ışınlar gibi zararlı ışınların büyük bir bölümü, ozon
tabakası tarafından filtre edilir.
Ekosistemlerin ana enerji kaynağı güneş ışınlarıdır.
Fotosentez olayı, görülebilir ışınlarda meydana gelir.
Fotosentezde ışık enerjisi yardımıyla karbondioksit ve su
kullanılarak organik bileşikler oluşturulur.
Heterotrofların temel besin kaynağı ototrof canlılardır.
Fotoototrof canlıların, güneş ışığı olmadan organik besin
üretmesi mümkün değildir.
Yüksek enerjili ışınlar DNA’nın kimyasal bağlarını
kopararak mutasyonlara neden olur.
Güneş ışığı dünyanın her tarafına eşit oranda
düşmez. Ekvatoral bölgeler sürekli güneş ışığı
alırken kutuplara çok az güneş ışığı ulaşır. Belirli
derinlikten sonra (200-250) okyanusların alt
katmanlarına ışık ulaşmaz. Tropikal yağmur
ormanlarında iklim sürekli yağmurlu ve
yumuşaktır.Bu nedenle bu bölgeler bitki ve hayvan
türleri bakımından zengindir.
Işığın yeryüzüne değişik oranlarda dağılımı mevsimlerin
oluşmasında önemli bir etkendir. Bu nedenle bitki ve
hayvanların yeryüzündeki dağılımı açısından bir
bölgenin ışık alma süresi ve ışığın şiddeti önemlidir.
Çiçeklenebilmek için günlük 12 saatten fazla ışığa
ihtiyaç duyan bitkilere uzun gün bitkileri,
çiçeklenebilmek için 12 saatten daha az olan ve
karanlık periyoda ihtiyaç duyan bitkilere ise kısa gün
bitkileri denir. Çiçeklenme için gün ışığının süresinden
etkilenmeyen bitkilere ise nötr bitkiler
denir.
Işık, bazı hayvan türlerini doğrudan etkiler. Bazı hayvan türleri gece
daha net gördüğü için gece avlanır. Ötücü kuşlar ve bazı böcek türleri
alacakaranlıkta etkin olur. Kertenkele, timsah ve bazı kuş türleri ise
güneşli ortamlarda hareketlenir. Çöl hayvanları genellikle gece aktiftir.
Işık, bazı hayvanlarda pigmentasyonu (renklenmeyi) etkiler. Bazı hayvanların
üreme periyodu üzerinde de ışığın etkisi vardır. İnsan derisinde
güneş ışığı yardımıyla D vitamini üretilir.
Yükseltinin fazla olduğu dağlarda atmosfer incedir. Bu nedenle zararlı
ışınlar bu ortamlara daha çok ulaşmaktadır. Orman altları daha
az ışık alır. Mağaralar ise ışığın çok az ulaştığı veya hiç ulaşmadığı
karanlık ortamlardır. Bu nedenle bu bölgelerde yaşayan canlılar zararlı
ışınlardan daha az etkilenir.
b. Sıcaklık
Sıcaklık, canlılarda enzimlerin çalışmasını etkileyen önemli bir unsurdur.
Enzimlerin çalışabilmesi için sıcaklık değerlerinin belirli aralıklarda
olması gerekir. Bu nedenle sıcaklık canlıların büyüme, gelişme
gibi metabolizma olayları üzerinde etkilidir.
Güneş’ten gelen ışınların etkisiyle atmosfer ısınır. Atmosferin ısınması
atmosfer hareketlerine neden olur. İklimsel değişimlerin oluşmasında
sıcaklık etkilidir.
Bitkilerin büyüme ve gelişmesi ile çiçeklenme dönemlerinde ihtiyaç
duydukları sıcaklık dereceleri farklı olabilir. Örneğin domates bitkisi, sıcaklığın
13 °C olduğu ortamlarda büyür ve gelişir. Ancak bu sıcaklıkta
çiçek oluşturmaz.
Dolayısıyla bu şekilde tohumların ilkbahar mevsimi öncesinde
çimlenmesiönlenir. Bitki filizleri ve çiçekleri soğuğa karşı çok
dayanıksızdır.Genellikle bitkiler 7-38 °C’ta en iyi gelişirler.
Yüksek sıcaklık su kaybınıartırır ve bitkisel dokuların
kurumasına, yaprakların sararmasınave dökülmesine neden
olur. Bununla birlikte kutuplara yakın bölgelerdesoğuğa
dayanıklı, Ekvatoral bölgelerde ve çöllerde sıcaklığa
dayanıklıbitki türleri daha yaygındır. Soğukkanlı hayvanların
bazı türleri, vücut ısılarını yükseltebilmek için güneşlenir. Çok
soğuk iklim şartlarında ise hareketleri azalır ve kış uykusuna
yatarlar. Düşük sıcaklık deride melanin pigmenti üretimini
azaltır. Bu nedenle, soğuk bölgelerde yaşayan hayvanlar,
sıcak bölgelerde yaşayan ırklarına göre daha açık renklidir.
Bazı bitkilerin tohumları, kışı kar altında, soğukta geçirir. Büyüme ve gelişmenin
askıya alındığı metabolik hızın çok düşük olduğu durgunluk hâline dormansi denir.
Tohumlarda da kışın dormansi durumu görülmektedir.
Sıcaklık, hayvanların göç, avlanma, gece veya gündüz aktif olma,
kış uykusu, yaz uykusu, renk değişimi ve üreme gibi çok sayıda aktivitelerini
etkiler.
c. İklim
Bir bölgede uzun süre devam eden atmosfer şartlarına iklim denir.
Komüniteyi etkisi altına alan büyük iklim katmanına ise makroklima
denir. Zeminden yaklaşık 2 metre yükseklikte olan ya da belirgin küçük
bir alandaki küçük iklim katmanlarına mikroklima denir. Diğer bir ifadeyle
mikroklima, çevrenizdeki büyük iklim (makroklima) özelliklerinden
farklı özelliklerle ayrılan küçük iklim alanlarıdır. Mikroklimaya bir ormanı
oluşturan ağaçların altında kalan alan örnek verilebilir. Mikroklima alanları
hassas türler için korunaklı alanlardır. Bu alanlarda çok sayıda farklı
türe rastlamak mümkündür. İklimi; ısı, ışık, nem, yağış miktarı ve bitki örtüsü
gibi unsurlar etkiler (Görsel 3.21). Ayrıca iklim, bölgenin denizden olan
yüksekliğine ve Ekvator’a olan uzaklığına bağlı olarak değişim gösterir.
Yanardağlar, atmosferdeki tanecikli yapıların çeşidi ve miktarı, rüzgâr iklim
üzerinde belirli bir etkiye sahiptir. Ancak bu etki kısa süreli olabilir.
Download