BEDEN DİLİ Kişiler arasında kurulan ilişkilerde iki tür iletişimden söz

advertisement
BEDEN DİLİ
Kişiler arasında kurulan ilişkilerde iki tür iletişimden söz edilebilir. Bunlar sözlü iletişim ve
sözsüz iletişim olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Sözlü iletişimde “ne” söylendiği, sözsüz
iletişimde ise “nasıl” söylendiği önem kazanmaktadır. Yapılan araştırmalar insanlar üzerinde
etkili olanın kişilerin birbirlerine “ne” söyledikleri değil ”nasıl söyledikleri olduğunu
göstermektedir. Yapılan bir araştırmada da bir iletişim sürecinde karşı taraf üzerinde sözlerin
yalnızca %10, sesin % 30, beden dilinin ise % 60 oranında etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Sözsüz iletişim doğuştan gelen, içgüdüsel bir iletişim türüdür. Bu nedenle her insan bu sözsüz
iletişimi okuyabilme yeteneğine sahiptir. Bu bilinçsizce yapılan bir eylemdir. Bununla birlikte
beden dili hareketleri ve bunların ne anlama geldiği öğrenilerek bilinçli bir şekilde sözsüz
mesajlar yorumlanabilmekte ve bu da kişiler arasında kurulan iletişimin etkinliğini
arttırabilmektedir. İnsanlar beden dili ile vermiş oldukları mesajların ne anlama geldiğini
bildiklerinde bunları kullanarak sözlü mesajlarını sözsüz mesajlarla destekleyebilmekte ve bu
şekilde karşı taraf için çok daha inandırıcı ve etkili olabilmektedirler.
1. Bölgesel Alanlar
İnsanlar içinde bulundukları ortamda farklı kişilere farklı mesafelerde durmaktadırlar.
Dört farklı alan tanımlanmıştır:
Özel Alan: 15-46 cm arasında olan alandır. Bütün alanlar içerisinde kişi için en önemli
olanıdır. Kişi bu alana yalnızca annesi, babası, çocuğu, eşi, yakın arkadaşları gibi çok yakın
ilişki içinde olduğu kimselerin girmesine izin vermektedir.
Kişisel Alan: 46 cm ile 1.22 m arasında olan alandır. Bu uzaklık arkadaş toplantılarında, ofis
partileri gibi sosyal ilişkilerde insanlarla araya konulan uzaklıktır.
Sosyal Alan: 1.22 m ile 3,6 m arasındaki alandır. Bu alana tamirciler, postacılar, işe yeni
başlayan kişiler gibi çok fazla tanınmayan insanlar girmektedirler.
Genel Alan: 3,6 m ve sonrasını içeren alandır. Bu alana herkes rahatlıkla girebilmektedir.
ÖZEL ALAN 15 - 46 cm
KİŞİSEL ALAN 46 cm -1,22m
SOSYAL ALAN 1,22m – 3,6 m
GENEL ALAN 3,6m ve üzeri
2. Ellerin Verdiği Mesajlar
Eller
düşüncelerin
ifadesinde
en
güçlü
destekleyicilerdir.
Birçok
insan
ellerinin
kullanılmasına izin verilmediğinde konuşamayacaklarını dile getirmektedirler. İnsanlar
konuşurken el ve kol hareketlerinden yararlanarak ifadelerini güçlendirmeye ve desteklemeye
çalışmaktadırlar. Bununla birlikte ellerin hareketinden bir insanın nasıl davranacağını
kestirmek de mümkündür. Eller hem karmaşık hem de en çok duygu ifade eden organlardır.
3. Kolların Verdiği Mesajlar
İnsanların kollarını hareket ettirme derecesi, tutum ve duygularını tam olarak yansıtan önemli
göstergelerdir.
İnsanlar
mutlu
olduklarında
kollarını
serbest
bir
şekilde
hareket
ettirmektedirler. Olumsuz duygular ise fiziksel bir çöküntü yaratmaktadır. Üzüntü ya da korku
durumunda kollar kapalı konuma gelmektedir. İnsanlar, yaralandığında, tehdit altında
olduğunda, endişelendiğinde kollarını göğsün etrafını saracak şekilde kapatmaktadırlar. Bu
davranış kişinin fiili veya sezilen bir tehlikeye karşı korunmasını sağlayan, hayatta kalmaya
yönelik bir davranış şeklidir. Bir engelin arkasına saklanmak kendimizi korumak için erken
yaşlarda öğrenilmiş bir insan tepkisidir. Kendini tehdit altında hisseden çocuk masa, sandalye,
vb. arkasına saklanır. İnsanlar yetişkin olmaya başladıkça da fiziksel şeylerin arkasına
saklanma durumu makul bir davranış olmadığı için kollarını göğüslerinde sımsıkı
kapatmaktadırlar. Bu şekilde istenmeyen durumlardan uzak durmaya yarayan bir barikat
oluşturmaktadırlar. Ancak bu davranış kişi için bir savunma sağlamakla birlikte karşı taraf
için olumsuz duygular uyandırmaktadır.
4. El Sıkışmalar
El sıkışmalarda avuç içinin aşağıya baktığı durum karşı tarafa eşit bir ilişki kurma fırsatı
vermediğinden en saldırgan el sıkışma stilidir. Avuç içi aşağıda olarak uzatılan gergin kol
karşıdakini avuç yukarıda olarak karşılık vererek edilgen konuma geçmeye zorlamaktadır. İki
elle el sıkışma ise karşısındakine güven vermek için yapılmakla birlikte yeni tanışılan biri
tarafından hoş karşılanmayabilmektedir. El sıkışırken eli yeterince kavramamak ise zayıf bir
karakter olarak algılanmaya neden olabilmekte, çok sıkı bir el kavrama da karşıdaki kişi için
itici olabilmektedir. El sıkışırken bilek, dirsek ya da kol kavrama ise kişinin özel alanına
girmek olduğundan bu tür el sıkışmalar çok yakın olunan kişiler için kabul edilebilir bir
davranış olarak değerlendirilmektedir.
İş hayatında, ilk önce selam veren ve kendisiyle görüşülecek olan kişi elini uzatmalıdır. El
sıkışmalarda her zaman sağ el uzatılmalıdır. El sıkışırken omza dokunulmamalı, bunun yerine
göz teması kullanılmalıdır. İki el ile yapılan el sıkışması özellikle ilk iş görüşmelerinde
uygunsuz bir harekettir.
5. Ayaklar
Ayaklar insanın baş bölgesinden en uzakta bulunan uzuvlar olduğundan kişiler, konuşmaya
başladıklarında ayaklarını unutmaktadır. Bu nedenle ayaklar vücudun en gerçekçi uzuvlarıdır.
Yüz ifadeleri hangi sinyali verirse versin, ayakların bilinçsiz hareketi gerçek ruh halini ortaya
koymaktadır. İnsanların hoşlandıkları şeylere doğru yönelme eğilimleri vardır. Bu durum
birlikte etkileşimde olunan kişileri de kapsamaktadır. Buna karşılık insanların hoşlanmadıkları
şeylerden kaçıma eğilimi bulunmaktadır. Bu durumda da başka bir tarafa yönelme tercih
edilmektedir. Kişi ayaklarını başka bir noktaya döndürdüğünde bu durum bir çözülme, bir
uzaklaşma isteğini göstermektedir. Ayakların yön değiştirme davranışı kişinin bulunduğu
yerden ayrılmak istediğini göstermektedir. Bulunduğu yerden ayrılmak isteyen kişiler, başka
davranışlarda da bulunmaktadır. Kişi, eğer elleriyle dizlerini kavrarsa bu durum konuşmayı
bir sonuca bağlayıp girmek istediğine işaret etmektedir. Bu hareketi genellikle vücudun öne
doğru eğilmesi ve oturulan sandalyenin ucuna doğru gelinmesi izlemektedir.
6. Gözler ve Bakışlar
Göz, insan vücudunun en önemli ve en hassas organı olarak bilinmektedir. Gözler en
açıklayıcı ve mükemmel iletişimi sağlamaktadır. Bir insan gözleriyle vücudunun herhangi bir
organı ile verebileceğinden çok daha fazla mesaj alıp verebilmektedir. Düşmanlık, öfke,
sevinç, mutluluk, eğlence, çekingenlik, utanma, can sıkıntısı gibi duyguların hepsi tek bir
bakışla aktarılabilmektedir.
7. Baş Hareketleri
İnsanların başlarıyla yapmış oldukları jestler oldukça çeşitlidir. Başın jestleri ile karşı ilişkide
bulunulan kişiye destekleyici ya da reddedici mesajlar verilmektedir. Bu kısa mesajlar insan
ilişkilerinde büyük önem taşımaktadır. Özellikle konuşan bir kişiyi dinlerken, başın
hareketleri karşıdaki kişi üzerinde “dinleniyorum”, “anlaşılıyorum”, “kabul ediliyorum”
duygusu yaratmaktadır. Bu da sağlıklı bir iletişim için çok önemli bir unsurudur.
8. Aynalama
Aynalama, kişilerin ilişki içinde bulundukları kişilerle aynı tür davranışı sergilemesini,
onların davranışlarını bilinçsizce kopyalamasını ifade etmektedir. Bu kopyalama kişinin
karşıdaki kişinin fikir ve tavırlarına katıldığını söyleme şeklidir. Bu taklit işlemi, iyi
arkadaşlar, aynı statüdeki kişiler ya da evli çiftler arasında olabilir. Birbirlerine yabancı olan
kişiler aynı pozisyonu almaktan özellikle kaçınmaktadırlar.
9. Dokunma
Sözsüz iletişimin en ilkel ve en gerekli biçimi olarak kabul edilen dokunma, bir bebeğin
kucaklanmasıyla başlamaktadır. İnsan yaşama adım attığı ilk fetüs döneminden itibaren
iletişim kurmaya başlamasına paralel olarak dokunmayı da keşfetmektedir.
10. Kültürler ve Beden Dili
İnsanların tüm davranışları kültürel bağlam içinde oluşmaktadır. Düşünceler, eylemler,
geçmiş yaşantılar vb. bu bağlamın içinde yer almaktadır. Sözel olmayan iletişim becerileri bu
kapsamda değerlendirilmekte ve incelenmektedir. Bu nedenle kültürel özelliklerin sözel
olmayan iletişimin etkinliği üzerinde etkili olduğu kabul edilmektedir. Sözel olmayan
iletişimin unsurları kültürden kültüre farklılık arz edebilmektedir
Download