Uploaded by hasanbasar1453

10-TAKSİ MAFYASI HAKKINDA

advertisement
TAKSİ MAFYASI HAKKINDA TEK ÇARE İBB
TAHDİTLİ PLAKA İLE DOLMUŞ VE TAKSİ MAFYASI NASIL OLUŞMUŞTUR
https://www.facebook.com/alternatifulasimciler/posts/208676512611137 2013
Ülkemizde büyük kentlerde hızla artan nüfus, gelişen yerleşim ve iş alanları ve çoğalan
yolcu sayısı karşısında vatandaşların ulaşım ihtiyaçlarının daha kolay ve hızlı bir şekilde
karşılanması amacıyla, bir plan ve program çerçevesinde, plaka sınırlaması uygulanan
illerde taksi, minibüs ve dolmuşlara verilecek ticari plakaların sayısı, verilme usul ve
esasları 03.05.1986 tarih ve 19096 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 02.04.1986 gün
ve 10553 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenmiştir. Daha sonra söz konusu
Bakanlar Kurulu kararında; 90/390, 91/1780, 94/6311, 95/7212 sayılı Bakanlar
Kurulu kararları ile değişiklikler yapıldıktan sonra, en son olarak 04.06.1998 tarih ve
23362 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 98/11158 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile
yapılan değişiklikler sonucunda tahditli ticari plaka verilmesinde uyulacak usul ve
esaslara son şekli verilmiştir. Karara göre;
1- Vatandaşın ulaşım ihtiyacını karşılamak üzere toplu taşımacılığın geliştirilmesi ve
disiplin altına alınması, korsan taşımacılığın önlenmesi ve fiilen çalışmakta olan şoför
esnafının haklarının korunması maksadı ile taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis
araçlarına verilecek olan ticari plakaların sayısı, verilme usul ve esaslarını tespit etmek,
kararın amacını oluşturmaktadır.
2- Ticari plaka verilebilmesi için; taksi, dolmuş ve minibüslerde şoförlük mesleğini geçim
kaynağı olarak seçmiş olduğunu ve sürekli olarak icra ettiğini beyan etmiş olmak ve
şoförler odasına üye olmak şartları aranırken, umum servis araçlarında ise şoförlük
mesleğini geçim kaynağı olarak seçtiğini beyan etmiş ve şoförler odasına üye olmak veya
ticaret odalarına kayıtlı taşımacı şirketlerce şehir içinde taşımacılık yapmak şartları
aranmaktadır.
3- Nüfus artışı ve şehrin ulaşım planı dikkate alınmak suretiyle o il ve ilçenin toplu
taşıma ihtiyacı trafik komisyonu tarafından düzenlenecek bir raporla İçişleri Bakanlığına
bildirilecek, halen plaka tahdidi uygulanan illerde taksi, dolmuş, minibüs ve umum
servis araçları için tespit edilen ticari plaka sayısının arttırılması, iade edilenler ile henüz
tahsis edilmemiş olanlar dahil, bunların trafik komisyonlarınca dağıtılması İçişleri
Bakanının onay ile olacaktır.
4- İlin ihtiyacı dikkate alınarak dağıtılacak ticari plakaların muhammen bedeli ticari
plakanın serbest piyasadaki tahmini bedelinin % 80'ine tekabül eden kısmı esas
alınarak trafik komisyonu tarafından tespit edilecek ve plakaların ihalesi işlemi
gerçekleştirilecektir.
5- Plaka satışlarından elde edilen gelirin % 90' ı Trafik Hizmetlerini Geliştirme Fonuna,
% 10' u ise Türk Polis Teşkilatı Güçlendirme Vakfı hesabına dönem sonunu takip eden 1
ay içerisinde aktarılacaktır.
Daha sonra, 3 Mart 2001 tarih ve 24335 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe
giren 4629 sayılı Bazı Fonların Tasfiyesi Hakkında Kanun'un 6 ncı maddesinin "f" ve "g"
1
bentleri ve Geçici 1 inci maddesinin "c" bendi hükümlerine göre Trafik Hizmetlerini
Geliştirme Fonu da kaldırılmış olup, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün
18.02.2002 tarih ve 1595 sayılı 0040 no'lu Genelgesi ile 81 İl Valiliğine yazılan yazıda;
yukarıda bahsedilen Kanun'dan bahsedilerek yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar;
ticari araçlarda bulundurulmasına izin verilen reklam bedelinin %25 tutarı ile 86/10553
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince ticari plaka satışlarından elde edilen %90'lık
payın, gelirin elde edildiği yerdeki Mal Saymanlıklarının (Vergi Dairelerinin) damga,
resim ve harçları tahsile yetkili kısımlarına, bütçeye gelir kaydedilmek üzere yatırılacağı,
elde edilen gelirlerle ilgili tahsilat makbuzunun bir suretinin ilgili kişilerce, bir suretinin
ise işlem dosyasında muhafazasının sağlanması talimatı verilmiş olup, uygulama halen
bu şekilde devam etmektedir.
Buraya kadar yazılanlardan sonra, "tahditli ticari plaka uygulamasına izin veren" 10553
sayılı Ticari Plakaların Verilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkındaki Bakanlar
Kurulu Kararını çeşitli açılardan irdelemede ve değerlendirmede fayda görülmektedir:
A- Ticari Plakalarda Uyulacak Esas ve Usuller
Bakanlar Kurulu, 2 Nisan 1986 tarihli ve 86/10553 sayılı Kararname ile, herhangi bir
kanuni dayanak göstermeden, "Ticari Plakaların Verilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar
Hakkında Karar" başlığını taşıyan bir düzenlemeyi yürürlüğe koymuştur. Söz konusu
Kararda daha sonra; 27/06/1990 tarih ve 20561 sayılı resmi gazetede yayımlanan
90/390 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, 08/06/1991 tarih ve 20895 sayılı resmi
gazetede yayımlanan 91/1780 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, 24/12/1994 tarih ve
22151 sayılı resmi gazetede yayımlanan 94/6311 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla,
06/09/1995 tarih ve 22896 sayılı resmi gazetede yayımlanan 95/7212 sayılı Bakanlar
Kurulu Kararıyla ve en son olarak da 04/06/1998 tarih ve 23362 sayılı resmi gazetede
yayımlanan 98/11158 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla değişiklikler yapılarak bugünkü
haline getirilmiştir.
Bu karara göre; il trafik komisyonlarınca plaka tahdidi kararı alınması halinde, o il ve
ilçelerinde yeniden trafiğe çıkacak taksi, dolmuş ve minibüslere verilecek ticari
plakaların sayısının arttırılması, iade edilenler ile henüz tahsis edilmemiş olanlar dahil,
bunların trafik komisyonlarınca dağıtılması il trafik komisyonlarınca değerlendirilecek,
bu değerlendirmenin sonucunda düzenlenecek bir raporla İçişleri Bakanlığına
sunulacak ve alınan bu kararlar İçişleri Bakanının onayı ile yürürlük kazanacaktır.
Böylece belirlenen yeni ticari plakalar, il trafik komisyonlarınca, ikişer aylık aralarla
yılda altı kez, kapalı zarf usulü ile arttırmaya çıkarılarak, en yüksek bedeli teklif
edenlere ihale edilecektir. Ticari plakaların dağıtımında, bunların o yerde serbestçe
yapılan satış ve devirlerinde geçerli olan bedellerinin % 80'i arttırma için muhammen
bedel, yani başlangıç miktarı olarak kabul edilecektir.
Karara göre, eskiden ve yeniden alınan ticari plakaların sahipleri, bu plakaları taşıttan
ayrı olarak serbest piyasada satabileceklerdir. Bu tür plakalar, taksi, dolmuş ve
minibüslerde ancak şoförlüğü geçim kaynağı olarak sürekli biçimde, Şoförler Odası üyesi
sıfatıyla icra edenlere, umum servis araçlarında ise şoförlüğü geçim kaynağı olarak
2
sürekli biçimde Şoförler Odası üyesi sıfatıyla icra edenler ile taşımacı şirketlere
devredilebilir
İl trafik komisyonlarının yeniden arttırmaya çıkaracağı ticari plakaların ihalesinden elde
edilecek paraların % 90'ı Trafik Hizmetlerini Geliştirme Fonu hesabına, geri kalan % 10
ise, bir özel tüzel kişi olan Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfı'na
verilecektir.Ancak, 3 Mart 2001 tarih ve 24335 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak
yürürlüğe giren 4629 sayılı Bazı Fonların Tasfiyesi Hakkında Kanun'un 6 ncı
maddesinin (f) ve (g) bentleri ve Geçici 1 inci maddesinin (c) bendi hükümlerine göre
Trafik Hizmetlerini Geliştirme Fonu da kaldırılmış olup, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel
Müdürlüğü'nün 18.02.2002 tarih ve 1595 sayılı 0040 no'lu Genelgesi ile 81 İl Valiliğine
yazılan yazıda; yukarıda zikredilen Kanun'dan bahsedilerek yeni bir düzenleme
yapılıncaya kadar; ticari araçlarda bulundurulmasına izin verilen reklam bedelinin %25
tutarı ile 86/10553 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince ticari plaka satışlarından
elde edilen %90'lık payın, gelirin elde edildiği yerdeki Mal Saymanlıklarının (Vergi
Dairelerinin) damga, resim ve harçları tahsile yetkili kısımlarına, bütçeye gelir
kaydedilmek üzere yatırılacağı, elde edilen gelirlerle ilgili tahsilat makbuzunun bir
suretinin ilgili kişilerce, bir suretinin ise işlem dosyasında muhafazasının sağlanması
talimatı verilmiş olup, uygulama halen bu şekilde devam etmektedir.
Bakanlar Kurulu Kararı ile bu şekildeki düzenlemenin gerekçesi, kararın "Amaç"
maddesinde, "vatandaşın ulaşım ihtiyacını karşılamak üzere toplu taşımacılığın
geliştirilmesi ve disiplin altına alınması, korsan taşımacılığın önlenmesi ve fiilen
çalışmakta olan şoför esnafının haklarının korunması maksadı" olarak açıklanmıştır.
Plaka tekelini elinde bulunduran tröstler,
Korsan yasasını çıkartırken kıllarını kıpırdatmayan sevgili meslektaşlarım sevgili durak
işletmecisi arkadaşlarım kıssadan hisse herkes kendine pay biçsin,
Bizlere dayatılan korsan ve hırsızlar dayatmasını yıllarca kabullenmenin yanlızlığı
içinde yüreğimize yerleştirmiş ve kabullenmenin nedeninin yanlız ve birey olarak
bırakılışımızdandır.oysa yanlızlık kişilerin haksızlığa ve hakarete maruz kalmaktan
başka bir sonuç doğurmaz.
Şimdi gelinen süreçte ya yanlızlığı kabul edip hakkında itham edilen suçlamaları kabul
edip silinip bu mesleği bırakacaksın yada örgütlenip haklı olduğun onurlu işine sahip
çıkacaksın ki hepimiz mutlu sona ereceğiz.
Bizler çağdaşlılığı örgütlü olarak kimsenin cesaret edemediği bir derneği kurarak
kamuoyu önünde mesleğimizin haklılığını yaptığımızın işin önemini bizlere ve
mesleğimize yapıştırılan kötü raftanın sahipleri olmadığımızı anlattık ve anlatmaya
devam edeceğiz.
İnsan olmanın haklı onuruyla,küreselleşen yaşam biçimi artan nufus farkında olmadan
örgütlenip bizlerin ve kendilerinin ekonomisini rahatlatarak tüm baskı ve yıldırmalara
rağmen bugünlere gelindi, bunun nedeni müşterilerimizin birbirinden haberdar edilerek
bilmeden örgütlenen ve halkayı çoğaltarak bu devasal ve ekonomik ALTERNATİF
ULAŞIMCILAR sektörünü oluşturmuşlardır.
3
Bunun için müşterilerimize olan minnettarlığımızı ve müşterilerimizi yanlız bırakmamak
müşterilerimizi
plaka
tekeline
faiş
fiyatlarla
yolculuk
yapmalarına
göz
yumamayız,yıllarca müşterilerimizden aldığımız parayla arabalarımızın taksitlerini
ödedik
araç sahibi olarak evimize ve ailemize baktık nankörlük edemeyeceğimiz için örgütlenip
dernek kurduk neden bir araya geldiğimizi ve neden bir arada olmamızı her halde
anlatabilmişizdir işin özeti bundan ibaret.
Bizler tek başımıza başaramayacağımız bir iş için birlikte olmanın gerekliliğini
savunmamız dan dolayı dernek kurduk ve bilgilendirmeye yönetim olarak devam
edeceğiz bizleri ve çalışmalarımızı takip edin ivedilikle gelin üye olun ekmeğinize sahip
çıkın.DERNEK YÖNETİMİ OLARAK BİZLER İNANÇLA ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYORUZ.
----------------------------------İŞİN ASLI FARKLI 2012
Birçok sektörde hükümet ve firmalar piyasaya girişi kısıtlarlar. Piyasaya giriş
kısıtlamaları ile hükümetler suni kıtlıklara neden olurlar ve müşteriler için fiyatları
yükseltirler. Bu yükselen fiyatlar, müşterilerden, piyasadaki firmalara bir servet
transferi anlamına gelir. Böyle bir uygulama ile devlet, piyasada rekabet olması
durumunda herkesin kullanabileceği birtakım hakları, sadece ayrıcalıklı birkaç firma
veya kişiye sağlamış olur.
Giriş çıkışın kısıtlandığı piyasalarda, bu durumun doğal bir sonucu olarak, rant arama
ve elde edilen bu rantların korunması faaliyetleri ortaya çıkmaktadır. Toplum bazında
refahın azalmasına yol açan bu faaliyetler, ekonomik gelişmenin önünde de bir engel
teşkil
etmektedir.Girişimciler
bu
rant
imkanlarından
faydalanmaya
çalışacaklar,kaynaklarını üretimi arttırmak ya da yenilikleri piyasaya sunmak için
kullanmak yerine, bürokratları ve siyasileri etkilemek için kullanacaklardır. Rüşvet gibi
gayri ahlaki yollar dışlandığında dahi, devlet tarafından sebep olunan rant imkanlarının
bulunması ve bunların değerlendirilmesine yönelik işlem ve bilgi maliyetleri sosyal
refahta bir azalmaya yol açacaktır.Firmalar arasında bu yönde rekabet, kaynakların bu
rant miktarı kadar harcanmasına yol açacaktır.
Bazı şehirlerde hükümetler, taksi piyasasındaki plaka sayılarına limit koyarlar.Taksi
piyasasına giriş daha çok, piyasada mevcut olan bir lisans alma zorunluluğu ile ve daha
sonra bu lisans sayısına bir limit koyma ile sınırlandırılmaktadır.Bu yüzden yeni
taksiler, plakayı piyasadaki mevcut sahibinden almak zorunda kaldıklarından piyasaya
giremezler.Çünkü plaka sahipleri, ellerindeki plakalar için yüksek fiyatlar
isteyecek,gelecekte elde etmesi muhtemel kazançları şimdi elde edeceklerdir.
Giriş engellerinin,bu tür etki ve sonuçlar doğurduğunu somut olarak görebileceğimiz
piyasaların en tipik örneklerinden bir tanesi İstanbul ticari taksi piyasası ve bu piyasa
üzerine uygulanan plaka tahdididir.Suni olarak giriş kısıtlanması taksi plakası
sahiplerine bir servet transferi sağlasa bile, toplum açısından bir refah kaybına yol
açtığını görmekteyiz.Ayrıca, bu transferi sağlamak ve korumak amacıyla hareket eden
4
plaka sahipleri, girişimci faaliyetleriyle kalkınmaya bir katkı sağlayacak olan kar arama
faaliyetlerinden ziyade, israf niteliği taşıyan rant arama faaliyetlerine yöneleceklerdir.
Bugün İstanbul’da en son 1991’de yapılan plaka tahdidi uygulaması ile yaklaşık olarak
18.000 ticari taksi plakası bulunmaktadır.14 milyon nüfuslu İstanbul’da 1000 kişiye 1.2
taksi düşmektedir.Bu oran, bin kişi başına düşen taksi sayısı olarak, Atina da
3.5,Londra da 3, Paris’te 7,Brüksel de 4 ‘dür.Dolayısıyla İstanbul da çalışmasına izin
verilen taksi sayısı, hizmet talebini karşılayacak düzeyde değildir.Piyasanın diğer
özellikleri göz önünde tutulmaksızın, tek başına,piyasanın bu hale gelmesi bile plaka
tahdidi uygulamasının tekrar düşünülmesinin gerekli olduğunu göstermeye
yetmektedir.Bizi bu noktaya taşıyan husus,kişi başına düşen ya da talep edilen taksi
sayısının olması gerekenden az olması ve bunun sonucu olarak,korsan taksi sayısının
hiç de azımsanmayacak sayılara ulaşmasıdır.İl dışından gelip İstanbul da çalışan
taksileri de düşündüğümüzde, bu sayı neredeyse izin verilen taksi sayısına
eşitlenecektir.Bir başka ifadeyle, piyasanın talep ettiği taksi sayısı ile izin verilen taksi
sayısı arasında çok büyük bir fark oluşmuştur.Bir piyasada talep edilen mal veya hizmet
miktarının sınırlandırılması doğal olarak fiyatların yükselmesine neden olacaktır.Fiyat
artışlarının ise hem ekonomik hem de sosyal birtakım olumsuz etkileri olacaktır.
1999 yılı aralık ayı sonunda yaklaşık 55 bin TL’ye bir taksi plakası alanlar 2011 yılı
itibariyle ellerindeki plakayı 875 bin TL’ye satabiliyorlar.Piyasaya girişin serbest
bırakıldığı bir durum göz önüne getirildiğinde, piyasaya girmek isteyen bir taksici
esnafının maliyeti, araba fiyatını 25 bin olarak ve diğer ödemeleri de 5 bin
değerlendirdiğimizde bile 30 bin’den fazla olmayacak iken mevcut yapısıyla fiyatlar 905
bin gibi yüksek değerlere ulaşmaktadır.Buna dayalı olarak maliyeti bu kadar yüksek bir
bedel ödeyen plaka sahibinin yıllık kar beklentisi çok yüksek olacağından hizmet ve
kaliteye önem vermeyecektir.Piyasaya giriş üzerine bir kısıtlama söz konusu olduğu yada
piyasada rekabetin tesisi engellendiği için mevcut plakaları ellerinde bulunduranlar aşırı
kar sağlayacaklar, daha doğrusu, plaka tahdidi uygulamasından kaynaklanan rantı elde
edecekler.Rekabetin sağlanabildiği piyasa şartlarında, plaka hakkının daha ucuza elde
edilebilmesi mümkün iken, siyasi ve bürokratik yollarla kısıtlanması, ortaya çıkan bu
suni rantın,birkaç kişiye transfer edilmesiyle kalmayıp,kaynakların ekonomik olarak
etkin olan alanlardan etkin olmayan alanlara kaydırılmasına da neden
olmaktadır.Örneğin rant sahipleri, belki siyasileri ve bürokratları etkileme yoluna
gidebileceklerdir.
Piyasada rekabetin olmamasının bir diğer sonucu da şudur:Sadece piyasaya giriş
için,plakaya 905 bin TL. veren bir esnaf, bunun doğal sonucu olarak,konfor değeri
düşük,ucuz ve eski model arabalarla piyasaya girmeyi tercih ederek, hizmet kalitesini
düşürmektedir.Kaldı ki aşağıda sonuçları da gösterileceği gibi, taksilerin çoğu kiralık ya
da ücretli şoför çalıştırıldığından, taksinin gerçek sahibinin iyi bir araba alma gibi bir
kaygısı bulunmamaktadır.kısaca, taksici arabanın gerçek sahibi yada şoförü olarak
çalışsa da; rekabet ortamı olmadığından,sunacağı hizmetin üstün nitelikli olmasına
doğal olarak özen göstermeyecektir.çünkü zaten mevcut yapısı ile piyasaya sunulan
hizmetten beklenen bir getiri veya kar söz konusu değildir.Plakayı yeni satın alıp hizmet
veren açısından düşünürsek, bu kişi zaten yüksek bir maliyetle piyasaya girdiği için, iyi
bir araba, iyi bir konfor ve iyi bir hizmet gibi daha fazla maliyet gerektiren uygulamalara
5
katlanmak istemeyecektir.Plakayı satan açısından ise, bu kişi de zaten plakayı satarak
gelecekte taksiyi işleterek elde edeceği muhtemel kazancı, plakayı sattığı anda elde ettiği
için hizmetin kalitesine yönelik hiçbir kaygısı olmayacaktır.
Piyasaya girişin kısıtlanmasının bir diğer sonucu olarak, bu piyasada açıkça suni bir
tekele sebep olunmasını gösterebiliriz .İstanbul taksi piyasasının merkezi Bağcılar oto
Center’ da, elinde 80-100’er adet taksi plakası bulunan esnaflar olduğu biliniyor. Talebi
çok yüksek olan plakaların birkaç kişinin elinde toplanması, bunların fiyatlarının da bu
kişiler tarafından belirlenmesine neden olmaktadır. Rekabet edilebilir bir piyasada böyle
bir uygulamanın yani tekelin sürdürülebilirliği mümkün değilken, kamu müdahalesi
suni bir tekelin oluşmasına ve bu tekelin işlerliğinin sürdürülebilir hale gelmesine neden
olur.Böylece piyasa gücünü elinde bulunduranlar, fiyatı istediği oranda belirleme
imkanına sahip olurlar.
Plakalardan alım satım fiyatı olarak bu kadar yüksek kazanç elde edilmesi yanında
kiraya verilerek de kazanç elde edilebilmektedir. İstanbul büyükşehir belediyesi
araştırma müdürlüğünce 1999 yılında yapılan bir çalışmada ise, İstanbul’daki ulaşım
sorununun ana kaynağı olarak ticari taksilerin belli bir işletmecilik anlayışına sahip
olmamaları sonucu bu araçların trafikte gelişigüzel seyretmeleri gösterilmektedir.Bu
çalışmanın sonuçlarına göre, ticari taksi piyasasının karakteristik özellikleri şu şekilde
belirmiştir. Taksilerin %40’ ı tek şoför, %55’i iki şoför %5’i ise üç şoför olarak
çalıştıklarını belirtmiştir. Tek şoför ile çalışan taksilerin %67 sinde taksiyi, kendi sahibi
çalıştırmaktadır.Ankete katılan taksicilerin %65’i herhangi bir durağa bağlı değildir.
Durağa bağlı olmayan taksiciler,müşterilerini yoldan almakta ve günlük çalışma
süresinin %90’ını yolda seyir halinde ya da müşteri bekleyerek geçirmektedirler. Ankete
katılan taksicilerin %80’i şirketleşmek fikrine olumlu yaklaşmaktadır.Gerekçe olarak ise
sosyal haklarının olmadığı ve şirketleşme durumunda bu haklara sahip olabileceklerini
belirtmişlerdir.
Yukarıda belirtilen anketten çıkan sonuçlarda, plaka tahdidi uygulamasının, ekonomik
olanlarının yanında,sosyal birtakım olumsuz sonuçlarının da olduğunu göstermek
açısından oldukça anlamlıdır. Taksi plakası fiyatlarındaki bu artış ve plakaların da
birkaç kişinin elinde bulunması, aslında tam olarak müşterilerden plaka sahiplerine bir
servet transferine neden olmaktadır. Piyasa yapısının bu şekilde tezahür etmesi,
plakaları elinde bulunduran kişilerin, sadece fiyatları belirlemekle kalmayıp sosyal
güvenliklerini bile taahhüt altına almadan taksici çalıştırmaktan tutun da, müşterinin
hoş karşılamayacağı bir hizmet yapısının oluşmasına kadar birçok olumsuz koşulun
oluşmasına neden olmaktadır. Plaka fiyatlarının yüksek olması şoförlerin ücretli olarak
çalışmasına ya da korsan taksiye yönelmesine neden olmaktadır. Yine çoğu taksinin
kiralık ya da ücretli şoförle çalıştırılması, gerçek plaka sahibini, bir durağa dahil olarak
çalışma ya da şirketleşme kaygısından uzak tutmakta ve bu durumda piyasayı, hem
şoför hem de taksi hizmetini alacak kişi açısından hem emniyetsiz hem de maliyetli bir
hale getirmektedir.
İstanbul ticari taksi piyasasının bu karakteristik yapısı, bir taraftan çok açık bir şekilde,
kaynakların israf edilmesine neden olup toplumu fakirleştiren unsurlardan birisi
olmakta; diğer taraftan da sosyal refah kaybına sebep olmaktadır.Bu özelliklerden
6
dolayıdır ki, İstanbul ticari taksi piyasası, üzerinde tekrar acilen düşünülmesi gereken
bir piyasadır.Bir piyasada ekonomik etkinlikten söz edilebilmesi, bilindiği gibi hem
üretici hem tüketici açısından etkinliğin sağlanması ile mümkündür.Bu durumda
piyasada her iki kesimin de refahını maksimum kılacak bir uygulamaya şiddetle ihtiyaç
duyulmaktadır.Bunun için yapılacak ilk uygulama; plaka tahdidinin kaldırılması veya
yeniden yapılandırılması; ayrıca piyasada şirketleşmenin önü açılarak tam rekabetin
sağlanmasıdır.
http://www.taksicenter.com/taksi-mafyasi-is-basindatek-care-ibb/
Posted date: Nisan 20, 2014 In: sektör haberleri | comment : 0
Türkiye’de kolay para kazanmayı bilenler “köşeyi dönme”nin yollarını çok kolay
öğreniyorlar. Kolay para zamanla kara paraya dönüyor. Denetim de olmayınca bazı
gruplar mafyalaşarak kendi imparatorluklarını kurmaya başlıyorlar.
Bu imparatorluklar Türkiye’nin otomobil piyasasının kalbinin attığı İstanbul Bağcılar’da
yer alıyor. Ulkerhaber.com’dan Ersun Giray Topçular’ın haberine göre, Bağcılar’da
bulunan OtoCenter, AutoMall ve İstoç Oto Market tekelleşmiş otomobil piyasasını gözler
önüne sürüyor. Günde binlerce araç alım satımları, el altından tefeciliklerin yapıldığı adı
“galeri” olarak tabir edilen ticarethanelere hiçbir denetim yapılamıyor.
Geçtiğimiz ay Anadolu Yakası’ndaki Ceylan Ticaret’in 900 ticari taksi plakasını üstüne
geçirip ya da açığa sattı olmayan plakaların parasını cebine atıp kayıplara karıştığını
gazeteler ve TV’lerde günlerce izlemiştik. Bu büyük vurgunu hemen hergün yüzlerce
galeri gerçekleştiriyor.
SATARKEN 1.3 MİLYON TL, ALIRKEN KOMİK RAKAMLAR
İstanbul’da otomobil alım satımı dışında ticari taksi plakası alım satımı da yapılıyor.
Aslında sadece alüminyum bir plaka olan ticari taksi plakaları altından daha değerli
oldu. 1960’tan bu yana İstanbul’da yapılan taksicilik rant halini aldı. OtoCenter denilen
mecrada taksi plakaları 1.3 milyon TL’ye satılıyor. Ancak şahıs olarak galericiye
satılacağı zaman teklif edilen tutarlar komik duruma düşüyor ya da galericilerin
ellerinde binlerce satılmayı bekleyen plaka stoğu olduğu için alınmıyor. Bunun yanısıra
plakayı parayla değil, çek ya da senetle mal sahibinden alıyorlar. Çek ve senetlerin
karşılığının olup olmadığı ise muamma.
DOLANDIRMA YÖNTEMİ
1.3 milyon TL’ye sattıkları sözde plakaları genelde yurtdışında yaşayan ve Türkiye’den
haberi olmayan gurbetçiler alıyor. Ellerine “cennet tapusu” diye tabir edilen bir kağıt
parçası tutturuluyor ve bu sizin yasal hak aramak için tek belgeniz oluyor. Bu belge tabi
ki yasal hiçbir değer taşımıyor. Normalde plakalar noter ile devredilir ve ruhsatta alıcının
7
adı yazar. Plaka satan galericiler ise uyanıklık yaparak ellerinde olan ya da hayali
plakaları 16 parçaya ayırıp her bir plakadan 1 bijon olarak satıyor. Böylece alıcı 1.3
milyon TL vermesine rağmen üstüne kayıtlı hiçbir evrak olmuyor. Bijon olarak tabir
edilen satış ise yasal değil. Galerici esnafının yatırım yapmak isteyen insanları bir
şekilde kandırma yöntemi olarak kullanıyor. Devletin hiçbir kuruluşunun bu gibi
mecraları denetlememesinden dolayı galericiler de istedikleri gibi işlerini yürütüyorlar.
AÇIĞA PLAKA SATIŞI
Plaka satışının bir başka yolu da hayali plaka satışı. Olmayan plakaları varmış gibi
alıcılara satıyorlar. Bu plakaları da bijon usulü sattıkları için elinizde hiçbir belge
olmuyor. Ortada olmayan bir plakanın satışından ise büyük gelirler elde ediliyor.
Düşünün ki sizin bir galeriniz var ve plaka satılır ilanı veriyorsunuz. Yatırım yapmak
isteyen bir şahıs size geliyor ve plaka almak istiyorum diyor. Siz de parası ne ise verip
adi
bir
sözleşme
yaparak
plaka
sahibi
olduğunuzu
sanıp
galeriden
ayrılıyorsunuz.Aradan zaman geçiyor ve elinizdeki hayali plakanızı satmak istediğinizde
ya galericiyi yerinde bulamıyorsunuz ya da size ileri tarihli çek, senet veriyor, karşılığı da
bilinmiyor.
YASAL OLMAYAN KİRALAMA
Tüm bunların yanısıra satılan plakalar ya da hayali plakalar kiraya veriliyor. Ortalama
olarak bir ticari taksi günde 350-400 TL arası gelir elde eder. Bunun 240 TL’si mal
sahibine, kalan kısmının 120-130 TL’si akaryakıta, geri kalanı ise aracı kullanan şoföre
kalır. Ayrıca aracın yıkanması, durak ücreti de var. Bunlar da 15-20 TL gibi bir tutar
tutuyor. Yani ortalama olarak yevmiye olan 240 TL çıktığında yaklaşık olarak şoföre 2030 TL gibi bir para kalıyor. Türkiye’de hiçbir yasal dayanağı olmayan ticari taksi plakası
kiralama yöntemine devlet denetim getirmiyor. Bugün 5000 TL’ye kiralanan taksiler
ortalama 6500-7000 TL aylık kazanca ulaşıyor. 5000 TL’si kira ücreti olarak verildiğinde
geriye 2000 TL kalıyor. Bu 2000 TL ile evini geçindirme, aracın tüm bakımları, yıllık
5000 TL’ye varan trafik sigortası, aracın kazası, ekstra masrafları da işin içinde oluyor.
Yani kiralayan kişilerin eline asgari ücret gibi bir tutar kalıyor.
GALERİCİLER AVCI, KİRALAYAN AV
Galericiler ise taksi plakası kiralayanları av gibi görüyor. Piyasadaki standart taksiler
hususi olarak satıldığında 23-25 bin TL civarı para ediyor. Ancak galericiden bu aracı
kullanılmış olsa da en az 50 bin TL’ye alabiliyorsunuz. Yani taksi kiralamanın bedeli 50
bin TL. 50 bin TL hava parası verdikten sonra 1 ya da 2 yıllık sözleşme yapıyorsunuz. 2
yıl sonunda galerici isterse plakayı sizden alabiliyor ve sizin araba için ödediğiniz 50 bin
TL buhar oluyor. Bu noktada da devletin yetersiz kalışı galerici esnafını adaletsiz şekilde
zenginleştiriyor. Elinizde kalan ve artık komple sarıya boyandığı için para etmeyen
aracınızı da yine aynı galericiye 5-10 bin TL gibi bir ücretle satıp hem işsiz kalıyor hem
de 40 bin TL zarar ediyorsunuz.
8
TEK ÇARE İBB
Sonuç olarak Türkiye’deki denetimsizlik bazı kesimleri para ağası yaparken bazı
kesimlerin de ocağını söndürüyor. Bunun önüne geçilebilmesi için Maliye Bakanlığı’nın
galerici esnafına şok baskınlar yaparak gelirlerini kontrol etmesi, gelirlerini hangi
yollardan kazandıklarını ve varsa haksız kazançlarını ortaya çıkartıp tüm mal
varlıklarına el koyması gerekiyor. Devletin, taksiciliği yıllardır meslek edinmiş kişileri
mal sahibi yaparak bu gibi dolandırıcılıkların önüne geçilebileceği de göz ardı
edilmemeli. İBB’nin plaka ihalesi yapıp, plaka fiyatlarını uygun halde ve yıllardır bu
mesleği yapan kişilere 10-15 yıl satmama koşuluyla vermesi tüm bu mafya düzenini
altüst edecektir.
KAYNAK:http://www.borsagundem.com/siyaset-ekonomi-gundemi/taksi-mafyasi-isbasinda-563316.htm
------------------------------------Uber nedir, nasıl bir uygulamadır? Uber taksi hizmeti nasıl kullanılır? Neden
yasaklandı?
http://www.karar.com/guncel-haberler/uber-nedir-nasil-bir-uygulamadir-ubertaksi-hizmeti-nasil-kullanilir-neden-yasaklandi-352871
28.12.2016 Çarşamba 10:39 - Son Güncelleme: 28.12.2016 Çarşamba 11:33
Uber nasıl kullanılır, ne uygulamasıdır? Türkiye'de Uber kullanmak neden
yasaklandı? Akıllı telefonlar üzerinden taksi çağırma hizmeti veren ve Türkiye'ye
İstanbul'da hizmet vererek başlayan Uber tartışmaları ve yasaklanmaları da
beraberinde getirdi? Taksiciler Uber uygulamasından enden rahatsız? ABD
menşeeli Uber uygulaması ile ilgili tüm ayrıntı ve gelişmelere haberimizden
ulaşabilirsiniz.
Uber nedir? Uber uygulaması nasıl kullanılır ve Türkiye'de neden yasaklandı? Bir
süredir Türkiye'de de hizmet veren akıllı telefonlardan taksi çağırma uygulaması Uber,
özellikle taksicilerin büyük şikayetleri ile karşılaştı. Vergisini ödeyen UBER'e neden ceza
kesiliyor? Emniyet 81 ilde hem şoföre hem de yolcuya ceza kesiyor. Peki, Uber neden
yasaklanmak isteniyor? Ayrıntılar haberimizde.
9
UBER NEDİR? NASIL KULLANILIR? NORMAL TAKSİDEN FARKI NEDİR?
Uber nedir sorusu, uygulamanın Türkiye'de tartışma konusu olmasıyla birlikte daha
fazla sorulmaya başlandı. Peki, Uber nedir, nasıl kullanılır? Uber uygulaması ile
gerçekleştirilen taşımacılık hizmetinin normal taksi ya da toplu taşımadan farkı nedir?
Uber, bir akıllı telefon uygulamasıdır. Telefona yüklendikten sonra kullanıcılara
gidecekleri yerlere kadar eşlik edecek ulaşım aracını tespit etme, bulma, çağırma, fiyatını
ve güzergahını belirleme hizmeti vermektedir. Kullanıcı gideceği yere taksi, lüks araç,
tekne ya da herhangi bir araç ile gitme seçeneklerine sahip olabiliyor.
Nereye gidileceği ilk etapta sisteme yazıldığı için şoföre nereye gideceğinizi tarif etmekle
uğraşmaya gerek kalmıyorç Uber ulaşım hizmeti kredi kartı ile döeme imkanı sağladığı
için nakit para bulundurma zorunluluğunu da ortadan kaldırmış oluyor. Araç arayanlar
10
ile araç sahiplerini buluşturan sistem Uber, dünyada İstanbul ile birlikte 315 ülkede
hizmet veriyor.Yaklaşık 1 yıldır İstanbul'da kullanılmakta olan Uber, önümüzdeki yaz
Çeşme ve Bodrum'da özel tekne bulma ve çağırma seçenekleriyle hizmet vermeye
hazırlanıyor.
UBER UYGUAMASININ FARKLARI NEDİR?
ABD'li Uber şirketi akıllı telefonlara indirilen uygulama üzerinden taksi ya da lüks araç,
hatta tekne hizmeti sağlıyor. Araca ihtiyacı olanlar ile araç sahibi olanları bir araya
getiren uygulama, normal taksi ve toplu taşıma hizmetlerinden bazı farklılıklar
gösteriyor.
Öncelikle kullanıcı gideceği yeri ve aracı sistem üzerinden seçip belirleyebiliyor. Gideceği
yeri tarif etmesine gerek kalmamakla birlikte, ne kadar sürede gidebileceğini de
görebiliyor. Aynı zamanda gideceği aracı ve şoförü de kendisi seçebiliyor.
Uber uygulamasının bir diğer avantajı da ödeme yöntemi olarak kredi kartının
kullanılabiliyor olması. Ödemen kredi kartı ile de yapılabiliyor ve kullanıcının yanında
nakit taşıma zorunluluğu kalmamış oluyor.
UBER NASIL KULLANILIR?
Uber’i kullanmak için ilk olarak hizmete üye olmak gerekiyor. Dilerseniz Uber.com
sitesinden, dilerseniz de Android veya iPhone uygulamasından üye olabiliyorsunuz.
Sonrasında bir araca ihtiyaç duyduğunuzda, uygulama üzerinden alınmak istediğiniz
konumu seçiyorsunuz. Konumunuza göre araç talep ettiğinizde, bir sürücü talebinizi
üstleniyor.
11
Bundan sonra da gitmek istediğiniz yeri seçiyorsunuz ve sadece beklemek kalıyor.
Dilerseniz varış noktasını seçtikten sonra, daha araç gelmeden bile yolculuğun ne kadar
tutacağını görebiliyorsunuz.
UBER TÜRKİYE'DE NEREDEYSE YASAKLANDI
Türkiye'de Uber kullanmak bir anlamda yasaklandı. Peki Uber Türkiye'de neden
yasaklanıyor? Uygulamadan en çok şikayetçi olan taksiciler. Uber sisteminin Türkiye'de
vergi ödemediği, bunun da haksız kazanç olduğu dile getiriliyor. İstanbul Taksiciler
Esnaf Odası Başkanı Yahya Uğur, taksicilerin bu uygulamadan rahatsız olduğunu
belirterek şu bilgileri verdi: "Taksiciler plaka alıp vergi ödüyor. Uber uygulamanın
hesapları Hollanda bankalarıyla çalıştığı için hiçbir şekilde vergi ödenmiyor."
YOLCUYA DA ŞOFÖRE DE CEZA KESİLECEK
Taksiciler vergi ödemiyor dese de, firma ödediğini söylüyor. Ulaşım Taksicilerin ve
Minibüsçülerin tekelinde mi kalacak? Emniyet Genel Müdürlüğü, tüm dünyanın
kullandığı Uber uygulamasına karşı harekete geçti. 81 ile Uber şoförlerine ve yolcularına
para cezası kesilmesi talimatı gönderildi.
Şirket, yasal mevzuata uygun çalıştıklarını ileri sürerken, Emniyet Genel Müdürlüğü,
Uber'le ilgili tüm illere talimat göndererek "korsan taşımacılık" yapmak suçundan ceza
kesilmesini istedi.
İLK SEFERDE 2 BİN 532 TL CEZA!
12
Talimata göre, yolcu taşıdığı tespit edilen Uber sürücüsü araç sahibi değilse sadece ceza
kesilecek. Ceza, ilk yakalamada 2 bin 532 TL, ikincide ise 4 bin 220 TL'ye çıkıyor. Eğer
yolcuyu taşıyan sürücü araç sahibi ise trafik cezası dışında araç 60 gün bağlanacak.
Ayrıca yolculara da 281 lira ceza kesilecek. 12 Aralık'ta gönderilen talimatta, sahibinin
kullanmadığı araçların bağlanmaması gerektiği belirtildi ve Anayasa Mahkemesi'nin 11
Eylül 2014 tarih ve 2014/52 sayılı kararı gösterildi. 12 Aralık'tan önceki uygulamada,
yolcu taşıdığı tespit edilen Uber araçları, sürücünün kim olduğu gözetilmeksizin 60 gün
bağlanıyordu.
Emniyet yetkilileri, Uber sistemi ile çalışan araçların 'tarifeli yolcu taşıma" yetkisinin
bulunmadığını, bu yöntemin korsan taksicilik alanına girdiğini belirtti. Yetkililer,
belediye sınırları içinde tarifeli yolcu taşımacılığının sadece, ticari taksi, M plakalı
minibüs, halk otobüsü ve belediye otobüslerine ait olduğunu kaydetti. İstanbul
Taksiciler Esnaf Odası Başkanı Yahya Uğur, taksicilerin bu uygulamadan rahatsız
olduğunu belirterek şu bilgileri verdi: "Taksiciler plaka alıp vergi ödüyor. Uygulamanın
hesapları Hollanda bankalarıyla çalıştığı için hiçbir şekilde vergi ödenmiyor.
Here Maps’e şimdi de Uber talip oldu! Alman otomotiv devlerinin Nokia’nın harita
servisini satın almak için geçtiğimiz günlerde oluşturduğu konsorsiyuma ABD’den...
KESİLEN CEZALARI UBER ÜSTLENDİ
Geçtiğimiz hafta trafik ekipleri, Uber'in 'UberXL' aracını bağladı ve araçtaki yolculara
281 TL ceza kesti. Cezanın Uber tarafından karşılandığı belirtiliyor. Türkiye'de Uber
Kullanmak Yasaklandı ama UBER Vergimizi Ödüyoruz Diyor? Kim haklı!
UBER AÇIKLAMA YAPTI: VERGİMİZİ ÖDÜYORUZ
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Uber Genel Merkezi, "İstanbul'daki UberXL
araçlarımızda Ulaştırma Bakanlığı'ndan ve İstanbul Belediyesi'nden gerekli belgeler
13
temin edildi ve vergimizi vererek çalışıyoruz. Gerekli belgelere (D2) sahip olduğumuz için
korsan diye tabir edilen yasadışı taşımacılık unsurlarına uygulanan cezalar bize
uygulanmamalı. Kanunun farklı şekillerde yorumlanması yenilikçi teknolojilerin önünü
kapatıyor. Amerika'da New York, San Francisco, Los Angeles, Fransa'da Paris Uber'in en
yaygın olarak kullanıldığı şehirlerden. Uber, ulaşım teknolojisiyle şehirlere katkı
sağlamak için bütün dünyada bakanlıklar ve belediyeler ile el ele çalışıyor"
değerlendirmesinde bulundu.
Taksicinin kabusu Uber çığ gibi büyüyor! Taksicilerin büyük tepki gösterdiği Uber,
dünyanın birçok ülkesindeki rekor büyümesini devam ettiriyor. Son açıklamalara göre...
Uber nasıl kullanılır, ne uygulamasıdır? Türkiye'de Uber kullanmak neden yasaklandı?
Akıllı telefonalr üzerinden taksi çağırma hizmeti veren ve Türkiye'ye İstanbul'da hizmet
vererek başlayan Uber tartışmaları ve yasaklanmaları da beraberinde getirdi? Taksiciler
Uber uygulamasından enden rahatsız? ABD menşeli Uber uygulaması ile ilgili tüm
ayrıntı ve gelişmelere haberimizden ulaşabilirsiniz.
---------------------------------------------------------------MEVLÜT TEZEL
11-10-2017
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/gunaydin/sbmevlut_tezel/2017/10/11/ubere-asil-destegi-taksiciler-veriyor
Uber’e asıl desteği taksiciler veriyor
Yaklaşık bir yıldır, Uber'in gelişmiş bir bilgisayar yazılımıyla, normal araç sahiplerini
korsan taksici gibi çalıştırarak, vergi ödemeden haksız gelir ettiğini yazıyorum.
Uber reklama da para harcamıyor; lifestyle, blogger ve magazin yazarlarının Uber
markasından bolca bahsetmesini bir şekilde sağlıyor.
Uber asıl tanıtımı ise; kötü taksicilerden bıkan halk, öfkesini sosyal medyada dile
getirince yapıyor.
Uber kendini kötü taksi işletmeciliğine alternatif olarak konumlandırdığı için sosyal
medyada birçok insan farkında olmadan ya da gönüllü bir şekilde Uber'i örnek
göstererek markanın reklamını yapıyor.
BİZ GEÇ KALDIK
Tüm dünyada taksiciler Uber'e karşı savaş açtı ve büyük kazanımlar elde etti.
Bizim taksiciler ise Uber'e başkaldırmakta gecikti, daha da önemlisi halkın desteğini
kaybettiler.
Özellikle İstanbul'da 'Taksiciler kötü, Uber hizmeti güzel' diye bir algı oluştu.
Taksicilerin Uber'e karşı direnişini destekliyorum ve hükümetin bir an önce Uber'e karşı
sert önlemler alması gerektiğini düşünüyorum ama önce taksicilerin de kendilerine çeki
düzen vermesi gerekiyor.
Kısa mesafeye ücreti 10 liraya çıkarılmasına rağmen hâlâ birçok taksi kısa mesafe yolcu
almıyor. Bazıları da sürekli kısa mesafe çalışıp uzun mesafe yolcusu almıyor. Devlet ne
14
kadar yardımcı olmaya çalışsa da, taksiciler yeni kuralları kendi menfaatlerine göre
uygulamanın yolunu buluyor. Turist avına çıkıp Türk müşteri almayan, aracı pislik
içinde olan, sigara içen, kadın yolcuları taciz eden vs. birçok taksi şoförü var.
Elbette işini iyi yapan şoförler var ama taksicilerin çoğu eğitimsiz, aralarında sabıkalı
olanlar da var. Tüm bunlara bir de büyük şehirlerin trafik sorunu eklenince, taksiciler
müşterilerinin hayat enerjisini emen, sürekli sorun çıkaran insanlara dönüşüyorlar.
Sorunun temelinde ise astronomik ücretli taksi plakalarının çoğunun mafya ve
galerilerin elinde olması yatıyor. Taksi plaka sahipleri düşük ücretle, eğitimsiz, sabıkalı
insanları günde 12-14 saat İstanbul trafiğine çalıştırınca sorunlar çığ gibi büyüyor. Bu
işin çözümü basit aslında; taksi işletmeciliğini belediyeler yapsın. Kendi Uber'imizi
hayata geçirelim, paramız yurt dışına çıkmasın. Elbette kimsenin hakkı yenmesin, taksi
plakaları makul fiyatlarla toplansın ve belediyeler iyi ücretler karşılığında eğitimli, saygılı
insanları çalıştırsın. Bunu yapmak çok mu zor?

/koraypekozkay/AlpSirman
Basit hesapla; günde her arabada 2 Şoför çalışsa eder 40, yani 40 Aile, 160 Kişi.
Kendisi de daha çok kazanacak. Ama, adam taksi ağası.

@feyzi_isbasaran @koraypekozkay adlı kullanıcılara yanıt olarak
Sadece Über değil DriveNow, Car2go gibi şirketlerin Türkiye'ye gelmesi plaka rantı
nedeni ile zor Plaka mafyası-siyaset bağı Oysa çözüm buhttps://t.co/GcgRG1Nqk8
94'ten beri fiilen erdoğan'ın yönetiminde olan istanbul'da bunca yıldır bir tek yeni taksi plakası
çıkartılmayarak plaka mafyası oluşturulduhttps://t.co/NkGnLsO0YH
ahmet vehbi ekledi,
/armag/status/914589210312691713
15
armag‫@ ن‬armag
taksici, ayda 8000 tl kira verdigi herife kizacagina, uber e kiziyor. taksi plakasi piyasasi yikilmali
Bu Tweet dizisini göster
13:43 - 1 Eki 2017
19:22 - 07 Eki 2017
1. /AlpSirmanAlp @AlpSirman 8 Eki

/feyzi_isbasaran/koraypekozkay
Londra Lisansı vergi nedeni ile uzatılıyor, şirket sorun değil, ulaşımda
sistem değişimi olmalı. Bireysel değil, entegre ulaşım.

/AlpSirman/feyzi_isbasaran
Uber 2.000’den fazla araç işletip vergi veriyor şu anda Türkiye’de, sıfır
problemle işliyor sistem...

/koraypekozkay/feyzi_isbasaran
Vergi problemi İngiltere de olmuş.
Bütün BŞ. Belediyeleri Taksi İşletmesi A.Ş. kurup resmen taksiciliğe
başlamalıdır. Böylece plaka mafyası ve rantı biter,başkan da oyu alır:)
Ticari taksi şoförleri için taksi ehliyeti diye ayrı bir sınıf ehliyet çıkartılsın,
bu ehliyetin koşulları ağır tutulsun ve yıllık vergi alınsın. Bakın o zaman
plaka mafyası ne oluyor
Türkiye’de Uber kullanan kişilere 281 TL ceza kesiliyor
Günlük Haber Cihan Pehlivan
21 Aralık 2016, Çarşamba 16:23 96 31808
Kişisel taksi uygulaması olarak bilinen Uber’i ülkemizde kullanan sürücülere
verilen araç bağlama cezalarından sonra şimdi de yolculara 281 TL ceza kesildiği
ortaya çıktı.

16
Mobil uygulama üzerinden kişisel taksi hizmeti sağlayan Uber uygulaması
ülkemizde de aktif şekilde kullanılıyor. Tüm bu ilgiye rağmen halen yasallığı
tartışılan, taksicilerin ise korsan olarak nitelendirdiği Uber’in İstanbul’da hizmet
veren bazı araçları yakın geçmişte polis tarafından bağlanmıştı.

Ayrıca Bkz.Twitter artık son dakika haberlerini bildirim olarak gönderecek
Edinilen bilgilere göre sürücülerin yanı sıra ulaşımını bu uygulama ile sağlayan
yolculara da ceza yağıyor. Öyle ki son olarak İstanbul Etiler’de kontrol yapan
trafik ekipleri, Uber’in Mercedes Vito gibi lüks hafif ticari modellerinin bulunduğu
"UberXL" kategorisindeki araçları bağladı ve "Yasa dışı ulaşım aracı kullanmak"
nedeniyle yolculara 281 TL ceza kesti.

Türkiye'de 4 ay içerisinde 912 adet Uber aracı bağlandı
https://www.donanimhaber.com/.../haberleri/Turkiyede-Uber-kullanan-kisilere281-T

Kazancını Uber üzerinden sağlayan sürücüler ülkemizde şehir içi taşımacılıkta
kullanılan "D2 yetki" belgelerine sahip olduklarını ve bu yüzden yasal olması
gerektiğini ifade ediyorlar fakat diğer bir kesim ise bu belgenin Uber gibi
servislerde geçerli olmadığını, ilgili kanun kapsamında korsan statüsüne
girdiğini savunuyorlar.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden edinilen bilgiye göre 4 ay içerisinde Uber
kullanan 912 adet aracın ekipler tarafından bağlandığı belirtiliyor. Taksi
şoförlerinin büyük bir bölümü ise Uber’in korsan taşımacılık yaptığı söyleyerek
uygulamanın tamamen yasaklanması gerektiğini düşünüyorlar. Vatandaşlar ise
Uber’in özgür ortamda doğmuş bir marka olduğunu, D2 yetki belgesiyle şehir içi
tarifesiz yolcu taşımacılığının yapılabildiğini ve uygulamanın korsan taksiyle
karıştırılmaması gerektiğini ifade ediyorlar.

Konuyla ilgili açıklama yapan Uber Türkiye Ülke Müdürü Neyran Bahadırlı ise
ortada yanlış anlaşılmanın olduğunu, UberXL araçların Ulaştırma Bakanlığı ve
İstanbul Belediyesi’nden gerekli izinleri aldıklarını ve vergi ödediklerini dile
getiriyor. Uber’in ekonomiye, ulaşıma ve turizme katma değer sağladığının altını
çizen Bahadırlı, sorunun çözülmesi için girişimlerde bulunduklarını sözlerine
ekledi.
taksicilerin yeni nesil taşımacılıkla imtihanı
ulaşım sektörü bir değişimden geçiyor. gelişen teknoloji, pazara uber ve bitaksi’yi
soktu. taksiciler anlatıyor: ne şartlarda çalışıyorlar, yeni nesil taşımacılığa nasıl
bakıyorlar?
İstanbul taksiciler esnaf Odası’na göre Türkiye genelinde en az 75 bin, İstanbul
genelinde en az 17 bin taksi bulunuyor. Binlerce farklı taksici profilini zihnimizde
ortaklaştıran; bindiğimiz bir taksicinin tarifindeki kelimeler oluyor. Konuştuğumuz taksi
şoförlerinin en çok dert yandığı, “dahil oldukları sistemde kendilerinin ‘halkanın son
basamağı’ olması” ve bunun getirdikleri.
17
“Taksicinin bir sürü imajı var: turiste göre dolandırıcı, üç kağıtçı; kendi meslektaşına
göre rakibi; yerli müşteriye göre eli tesbihli, kaba, argo… ne olduğu belli değil. taksici
yani, basit.seni kim taşıyor? şoför. Emeği kim sarf ediyor? şoför. Ama parayı kim
kazanıyor? Plaka sahibi kazanıyor. Plaka sahipleri galeriye plakalarını kiraya verdiler, o
galeriler dediğim aynı zamanda mafya tipli adamlar. Bunlar da araba sahiplerine kiraya
verdiler. araba sahipleri de şoförlerini çalıştırdılar. şartlar ağırlaştı doğal olarak.kontağı
açtın. İşe başladın, bismillah. 180 lira yevmiye vereceksin, işte 60–70 lira mazot
alacaksın, yemek yiyeceksin, 300'den sonrası sana kalacak. ya 300'ü kazanamadın?
ertesi güne borçlusun. Ödememe gibi bir şansın yok, ertesi gün ödeyeceksin.İstanbul
trafiğinde bu şartlarda çalışan insanların psikolojisi nasıl olabilir sence?Düşünsene, 12
saat direksiyon salladın, para kazanamadın, evine gittin. hatta borçlu evine gittiğin
oluyor. bir iki defa bunlar başına geldiği zaman, ondan sonra kural da tanımıyorsun,
hiçbir şey de yapmıyorsun.”
Peki, para kazanma kaygısı direksiyon başındaki hallerinin ana belirleyicisi olan
taksiciler, gelişen teknolojinin mesleklerine getirdiği yeni standartlar karşısında ne tavır
geliştiriyor?
mobil uygulamalara korsan taksicilik suçlaması yönelten ve çağın getirdiği bu yenilikle
mücadele eden de var; bu yeni standartları çalışma koşullarına adapte ederek bitaksiye,
uber’e geçiş yapan ya da geçmek için uğraş veren de.
İstanbul taksiciler esnaf odası başkanı Yahya uğur’un, Bilgi Teknolojileri Ve İletişim
Kurumu’na uber’e erişiminin engellenmesi için başvuruda bulunduğu medyaya yansıyan
bir örnek. Uğur, korsan ulaşım hizmetlerinin erişim engeli kapsamında tutulması için
siyasiler nezninde mücadele verdiklerini açıklamıştı. Yahya uğur’un “taksiciler plaka alıp
vergi ödüyor. uber uygulamasının hesapları Hollanda bankalarıyla çalıştığı için hiçbir
şekilde vergi ödenmiyor.” sözleri karşısında uber “gerekli tüm vergileri ödemekteyiz”
savunmasında bulunmuştu. bu yaşananların aksine, “ben taksiciyim, taksi
çağıracaksam bitaksi veya uber çağırırım.” diyen ve bu çatılar altında taksici olarak
çalışmanın avantajlarından bahsedenler de var.
“yolcu kendini güvende hissediyor, biraz daha sana az stresli davranıyor, sen de o
yolcuya güveniyorsun. iyi bir yolculuk olduğu zaman, yaptığın işten memnun
kalıyorsun. Zaten öyle para kazanırsın, taksicinin sermayesi uyku ve moraldir yani.”
“taksicilik yaparken evet birçok para ödüyordum. Taksinin yevmiyesini çıkarmak,
mazotunu atmak, bu biraz sıkıntı oluyordu yani. yeri geliyordu, taksinin parasını
çıkartamıyordum, cebimden veriyordum. Ama şu an uber’de böyle bir sıkıntı yok. araç
sahibi bana bu konuda yüklenmiyor. Neden para kazanmadın ya da benden belli bir
miktarda para istemiyor.”“misal veriyorum, ayda 100–150 liralık eve mutfak alışverişi
yaparken şu an 250 liralık yapıyorum. ben 26 yaşındayım, hayatım boyunca mesleğe
sahip olamadım ama hayatıma en büyük katkıyı, en büyük rengi uber kattı, çünkü aşırı
derecede iyi bir gelirim var, çok rahat bir şekilde çalışabiliyorum.”
Uygulamalar hakkında yolcular ve bu uygulamalara geçiş yapan taksiciler tarafından
güzel sözler söylense de istenmeyen olaylar hala bu işin bir parçası. Sigara içen yolcuları
uyarması üzerine darp edilen uber şoförü, ya da müşterilerine saldıran bitaksi şoförü
akla gelen ilk örneklerden.
18
uber’e “korsan taşımacılık” gerekçesiyle zaman zaman kesildiğini duyduğumuz cezalar,
“yeni nesil taşımacılığın yasalarla imtihanı”nın bir parçası. Geleneksel olan ve yeni olanın
diğer sektörlerde gördüğümüz çatışması şimdi bu alanda da kendini gösteriyor.
taksiciler, teknolojik olanın engellenmesiyle kabul edilip üzerinden para kazanılması
arasında bir çizgide. Belki de, yıllar önce karşılaştığımız “unkapanı piyasası’nın youtube
ile sınavının ve dijital dünyaya kısmi adaptesi”nin bir benzeriyle karşı karşıyayız.
17 Mayıs 2017 günü “itaksi” projesinin tanıtımında konuşan ibb genel sekreteri Hayri
baraçlı, ilk etapta 4 bin takside bu uygulamayı başlatmayı planladıklarını belirterek
“yolcularımız kayıtlı taksileri çağırabilecek, yolcu taksiye binmeden ibb navigasyonuyla
nereye gideceğini belirlediğinde ücreti de kendisi hesap edebilecek” bilgisini verdi. Proje
kapsamında taksiciye güvenlik kamerası, panik düğmesi ve gps takip imkanı
sağlanırken, yolcu ise çoklu dil desteği, sürücüleri puanlayabilme, puana göre taksici
seçebilme, ileri tarihli ve periyodik rezervasyon yapabilme, kredi kartı, İstanbul kart ve
nakit ödeme yapabilme, acil durum butonu, unutulan eşyalara ulaşma gibi kolaylıklara
sahip olacak.
i-Taksi de AKP VURGUNU
http://www.taksicenter.com/i-taksi-akpninyerel-yonetimlerden-sorumlu-eski-genelbaskan-yardimcisi-huseyin-tanriverdininoglunun-tam-yazilim-sirkrtine-ait/
Posted date: Aralık 17, 2017 In: sektör haberleri | comment : 0
AKP’nin dini inançları istismar ettiği ve bu görüntü altında kendisine rant sağladığını da
belirten Yarkadaş, sözlerine İstanbul’da uygulanmaya başlanan İ – TAKSİ Projesi’ni
örnek gösterdi. “Öğrencilere din iman, AKP’lilere han hamam” diyen Yarkadaş, sözlerini
şöyle sürdürdü:
19
“İstanbul’da 200 trilyonluk bir rant projesini devreye soktunuz. 18 bin taksici itiraz
etmesine rağmen ve bu konu, yani İ – Taksi şu anda mahkemelik olmasına rağmen ne
yaptınız? İ – Taksi adlı projeyle 200 milyonluk bir kaynak yaratıp bunu da AKP’nin yerel
yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısının oğluna aktarıyorsunuz.”
AKP İstanbul Milletvekili AKP’li Metin Külünk’ün da projeye itiraz ettiğini hatırlatan
Yarkadaş, “Sayın Metin Külünk İstanbul’a gitti, taksicilere ‘Bu projeye karşıyım, bu
projenin uygulanmaması lazım’ dedi. Buna rağmen, iki gün sonra ise İ – Taksi Projesi
başladı. Niye? Çünkü burada 200 milyonluk bir rant var” dedi.
Projeden elde edilecek gelirin önemli bir kısmının her yıl AKP’nin yerel yönetimlerden
sorumlu eski Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi’nin oğlunun Tam Yazılım adlı
şirketine ktarılacağını belirten Yarkadaş, “Yoksula din iman, öğrenciye din iman, AKP’li
yandaş şirketlere ise han hamam” diye konuştu.
KAYNAK:http://www.sozcu.com.tr/2017/egitim/yarkadas-okullari-yeni-tarikat-vecemaatlere-teslim-ettiniz-2130433/
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/789723/iTaksi_uygulamasindan_200_milyonluk_rant_cikti__Yazilim_firmasi_AKP_li_vekilin_oglun
un.html
https://140journos.com/taksicilerin-yeni-nesil-tasimacilikla-imtihani-d48c01be8241
Asıl mesele taksimetre değil bir plaka kirası aylık 5 bin lira olur mu
Ortada ciddi bir rant olmasa, UBER ya da benzerleri bu pazara girmeye çalışırlar mı..?
30.12.2016 21:13 Karakter boyutu :
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME)tarafından alınan
bir kararla, taksiler için indi bindi (kısa mesafe) ücreti 8,75 TL olarak belirlendi. Kısa
mesafeli taksi kullanımlarına, gidilen mesafeye bağlı olarak yüzde elliye varan oranlarda,
yetkililerce zam olmadığı belirtilen zam yapılmış oldu. Kararın gerekçesi taksicilerin kısa
mesafe yolcu almak istememesi.
Konuyla ilgili olarak, Anadolu Ajansı (AA) muhabirine açıklama yapan İstanbul
Taksiciler Esnaf Odası Başkanı Yahya Uğur; İstanbul Taksiciler Esnaf Odasına gelen
şikayetlerin büyük kısmının kısa mesafe gitmeme sorununu içerdiğini, müşterilerin de
taksi bulamamaktan şikayetçi olduğunu, bu kararla sorunun çözüldüğünü, artık 1
kilometrelik mesafeye de giden, 2,5 kilometrelik mesafeye de giden 8 lira 75 kuruş
ödeyecek, diye konuşmuş. (http://aa.com.tr/tr/gunun-basliklari/istanbulda-taksilerdekisa-mesafe-ucreti-belirlendi-/716035)
Kamunun, kamu hizmeti yapmaları için tahsis ettiği plakalarla kamunun koyduğu
kurallara uygun olarak kamu hizmeti vermesi gereken ancak kısa mesafe yolcu
almayarak kamu hizmetini hakkınca yerine getirmeyen taksiciler, taksilerin kurallara
uygun olarak çalışmasını denetlemesi, uymayanları cezalandırması gereken UKOME
20
tarafından, bedeli bu kamu hizmetini kullanan vatandaş tarafından ödenecek şekilde
ödüllendirilmiş.
Birçok kişinin, “pahalıysa binmesinler, dolmuş, otobüs kullansınlar o zaman” ya da ”ne
yapsınlar onlar da bütün gün trafikte ekmek paralarını kazanmak için uğraşıyorlar”
diyerek yukarıda yaptığımız değerlendirmeye katılmaması mümkündür.
Bu tür değerlendirmelerin iki nedenle doğru olmadığını belirtelim. Birinci neden taksinin
hukuki statüsü ile ilgili. Taksi herhangi bir ticari işletme değil. Kamu tarafından verilen
bir imtiyaza bağlı olarak kamu hizmeti verme yükümlülüğünü üstlenen, buna karşılık
yolcu taşıma ve yaptığı bu hizmet karşılığında ücret alma ayrıcalığı kazanan bir kamusal
ulaşım aracı. Bu yüzden de her isteyen taksicilik yapamıyor, taksilerin de normal
koşullarda müşteri seçip, sen kısa mesafesin götürmem deme hakları yok.
KİMSELERLE PAYLAŞMAK İSTEMİYORLAR
Taksiciler, idare ile taksiciler arasındaki bu hukuki ilişkiye dayanarak (bir çeşit
sözleşme) korsan taksilere ya da UBER gibi ABD menşeli alternatif taşımacık
sistemlerine karşı çıkıyorlar. Ruhsat ya da imtiyaz niteli taşıması nedeniyle hukuken
süreli olması gerekirken, hukuka aykırı olduğunu düşündüğümüz (konuyu yalnızca gelir
açısından gören vergi mevzuatı dahil) ikincil mevzuat düzenlemeleri ve mevzuata aykırı İl
Trafik Komisyonu, UKOME ve İcra Mahkemesi kararlarıyla sürekli hale getirilen, daha
da öte satışa hatta mirasa konu özel mülkiyete dönüştürülen tekel “haklarını” (aslında
hukuken böyle bir hak olamaz) kimselerle paylaşmak istemiyorlar. Daha da öte, hiçbir
makul teknik gerekçeye dayanmaksızın alınan plaka tahdidi/sınırlaması kararlarıyla bu
“hakkın” tekel niteliği pekiştiriliyor.
İkinci neden, her ne kadar aksi iddia edilse de, taksi plakası sahiplerinin ekmek
parasından oldukça fazla olan kazançları. Ne demek istediğimizi biraz açalım. Bu
başlıkta bakılması gereken ilk husus, üst paragrafta belirttiğimiz üzere hukuka aykırı
şekilde mülkiyet niteliği kazandırılan plakaların serbest piyasadaki satış ya da kira
değerleri.
Konumuz İstanbul olduğu için örnekleri de İstanbul’dan seçelim. İnternette yer alan
kiralık ve satılık taksi plakası ilanlarından elde ettiğimiz bilgilere göre, İstanbul Anadolu
Yakası Kadıköy için bir taksi plakasının yıllık kirası 60 bin TL’den başlıyor. Avrupa
yakası için fiyatlar bunun da üstünde. Plaka sahibi plakasını günlük ya da aylık kiraya
veriyorlar. Kira bedeli aylık yaklaşık 5000 TL yani 2017 için tespit edilmiş olan yeni
asgari ücretin (net) üç katından fazla. Plaka satış rakamları ise 1 milyondan başlıyor,
durağa bağlı olup olmamasına, durağın yeri ve iş kapasitesine göre çok daha yüksek
bedellere ulaşabiliyor. Taksi ücretlerine yapılan her zam bu bedellerin/rantın daha da
artmasına sebep oluyor. Aşağıdaki linklerde ve benzerler sitelerde onlarca hatta yüzlerce
örnek bulmak mümkün. (https://www.sahibinden.com/ticari-araclar-ticari-hat-ticari21
plaka-taksi-plakasi/istanbul) (http://www.tebernuskirecci.com.tr/konut/taksigetirisi/45938)
YANİ İKİ KATINDAN DAHA FAZLA ARTMIŞ
Arabada çalışan, çoğu sosyal güvenliği olmayan şoförler ise kirayı çıkarmak için ya da
borçlanarak aldığı plaka borcunu ödeyebilmek için gece gündüz çalışmak zorunda. Bu
baskının yarattığı stres nedeniyle müşteri için aralarında bıçaklı silahlı çatışma dahi
olabiliyor. Halk otobüsleri ve dolmuşlar için de durum farklı değil. Yorgunluk ve yolcu
kapma kaynaklı olarak, yolcuların hayatlarını tehlikeye atacak olaylar, sadece medyaya
yansıyanlar dikkate alınsa dahi azımsanmayacak sayıda. Dolayısıyla, esas sorun plaka
sahiplerinin aldığı para da değil, ranta dayalı bu sistemin kamusal bir hizmet olan toplu
taşımda
neden
olduğu
kalite
ve
güvenlik
sorunları.
(http://www.hurriyet.com.tr/taksicilerin-bicakli-silahli-kavgasi-kamerada-40237025),
(http://www.aksam.com.tr/yasam/bursada-ozel-halk-otobusu-direksiyonunda-pesdedirten-goruntuler/haber-558543),
(https://www.youtube.com/watch?v=M7fKk5c4zgI),
(http://www.iha.com.tr/haberotobus-ve-minibus-soforu-boyle-birbirine-girdi-453704/)
Durum bu olunca ulaşım giderlerinin hane halkı harcamaları yani aile bütçesi
içerisindeki payı da sürekli artıyor, söz konusu fahiş bedeller vatandaşa ödettirilmiş
oluyor. TÜİK tarafından her yıl yayınlanan Hane halkı Tüketim Harcaması
istatistiklerine göre, 2003 yılında hane halkı harcamaları içerisindeki payı yüzde 9,8
olan ulaşım harcamaların payı 2015’de yüzde 17 olarak gerçekleşmiş. Yüzde 20’lik en alt
gelir dilimindeki vatandaşlarımız için durum çok daha vahim. Yüzde 20’lik dilimde yer
alan hane halklarının bütçelerindeki ulaşım harcamaları payı 2003 yılında yüzde 4,2
iken, 2015’de yüzde 8,8’e yükselmiş, yani iki katından daha fazla artmış.
(http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=47),
(http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do;jsessionid=hcglYmfTwDqnYTShVx9QKm
2mvYm1bntl1Wpv2GTyslG0MJBp4qnn!-1717625595?id=21580)
Yazımızı, ortada ciddi bir rant olmasa, UBER ya da benzerleri bu pazara girmeye
çalışırlar mı? Ya da bir plaka durduk yerde aylık 5000 TL (asgari ücretin 3 katından
fazla) kira getirir, 1 milyon TL’den fazla paraya el değiştirir mi? diye sorarak bitirelim.
Ahmet Müfit Odatv.com
İstanbul’a 5000 taksi plakası
http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/ege-cansen/istanbula-5000-taksi-plakasi2154345/
31 Aralık 2017
Yaklaşık 30 yıl önce İstanbul'da 6 milyon kişi yaşıyordu. 17500 kadar taksi plakası
vardı. Bugün İstanbul'un nüfusu 15 milyon oldu. Hâlâ aynı sayıda ruhsatlı taksi var.
Ekonomik hareketliliğin nüfustan da hızlı arttığı hesaba katılırsa, ruhsatlı taksi
22
sayısının İstanbul için son derce yetersiz kaldığı anlaşılır. Uzunca bir süre önce İstanbul
Ulaşım'ı ziyaret etmiştim. Burada, şehir içi ulaşım sorunlarına hâkim çok değerli
elemanlarla tanışmıştım. Hatta benim çok inandığım ve sıkça tekrar ettiğim “kentsel
planlama, ulaşım planlamasıdır” ilkesini tartışmıştık. Bu durumda aklıma şu soru
geliyor. Acaba bu uzman arkadaşlar ve koskoca İstanbul'u yönetenler, niçin hâlâ
ruhsatlı taksi sayısını bu kadar düşük tutuyor? Yoksa bu donukluğun gerisinde de “rant
avcılarının kavgası” mı yatıyor?
KITLIK RANT YARATIR
“Rant” aslında kira demektir. Kira, bir üretim aracını kullanmanın zaman değeridir. Bu
üretim aracına sahip olan kişi, hiç emek sarf etmeden, sırf bu aracın sahibi olduğu için
“kira geliri” elde eder. Ciddi mülkü olanların da ciddi miktarda geliri olur. Bu sebeple
çalışmadan iyi yaşayanlara “rantiye” denir. Üretim araçları, tarla, han, hamam, otel,
fabrika, gemi vs. gibi “gerçek/fiziksel” varlıklar olabileceği gibi, devletin veya
belediyelerin aldığı arz kısıtlamalarından “sanal varlık” mülkiyeti de olabilir. Mesela
batmış bir bankanın “bankacılık lisansı”, eğer devlet yeni lisans vermiyorsa, 40-50
milyon dolar eder. Hakeza “taksi plakası” denen nesne de araç hurdaya çıksa bile birkaç
milyon lira eder. Bunlar “yapay kıtlığın yarattığı” hava-cıva mülkiyetlerdir. Bir taksi
plakası, sahibine hiç çalışmadan ayda 3-5 bin lira gelir getirir. Bir taksinin yarattığı
gerçek katma değer, şoförün emeği ile aracın eskime payının toplamıdır. Plaka sahibinin
aldığı para ise ranttır.
KENT İÇİ ULAŞIM
Kent içi insan ulaşımı iki türdür. Birincisi, belirsiz sayıda insanın, belirsiz bir zamanda,
belirsiz bir yerden, belirsiz bir yere taşınmasıdır. Bu hizmet esas olarak taksi veya özel
araç gibi “bireysel” taşıtlarla sağlanır. İkincisi ise, çok sayıda insanın, belli zamanlarda,
belli noktalardan belirli noktalara taşınmasıdır. Bunun için otobüs, tramvay, metro gibi
“toplu” taşıma araçları kullanılır. Minibüs-dolmuş gibi küçük toplu taşıma araçları ise,
ne bireysel ne de toplu taşıma aracıdır. Çoğu kez, kent trafiğine yarardan çok zarar verir.
RUHSATLI TAKSİ KISITLANIRSA, RUHSATSIZLAR ÇOĞALIR
İstanbul'da veya dünyanın pek çok şehrinde taksi plaka sayısı sınırlıdır. Kent içinde
taksi sayısının kısıtlı olması “bireysel” ve “toplu” taşıma araçlarının sunduğu ulaşım
hizmetini dengelemek açısından şarttır. Yani iktisadidir. Ama görülmektedir ki; ruhsatlı
taksi sayısı gereksiz şekilde kısıtlandıkça, ortaya çıkan bireysel taşıma hizmeti açığını,
ruhsatsız veya dolambaçlı yollarla sözde ruhsatlanmış taksiler kapatmaktadır. Bu
sahtekârlığa artık göz yumulmamalı ve İstanbul'da derhal 5000 yeni taksi ruhsatı “açık
artırma” ile piyasaya arz edilmelidir. Telefon-Taksi hizmeti verenler de (Bi-Taksi, İ-TaksiUber vb.) bu işi “yalnız ve yalnız” ruhsatlı (sarı) taksilerle yapmalıdır. Böylece hem arz
23
açığı kapanır, hem de haksız rekabet önlenir. Elektrikli Mavi taksi zıpırlığına da gerek
yoktur.
Son söz: Rantlar, rasyonel kaynak tahsisini bozar.
24
Download