M. Meclisi` B : 65 gularsak, hesap yapılırsa şöyle bir sonuç çıkıyor

advertisement
M. Meclisi'
B : 65
gularsak, hesap yapılırsa şöyle bir sonuç çıkıyor: 1977'
deki ihracatımız 1 milyar 753 milyon dolar, 1978'deki ihracatımız 2 milyar 288 milyon dolar, SDR'a uy­
gulanırsa 1977'deki ihracatımız 1 milyar 487 milyon
SDR'a iniyor, 1978'deki ihracatımız 1 milyar 801
milyon SDR'a, özel çekme hakkına iniyor. Aradaki
fark dolara göre 535 milyon dolardır; özel çekme
hakkına göre ise 314 milyon özel çekme hakkıdır.
Yani ihracatımız dolara göre 1978 senesinde 1977'ye
göre j % 30,5 artmıştır, SDR'a göre ise % 21,1 art­
mıştır, yani yine artmıştır, önemli ölçüde. Ama 16
para biriminin bir nevi ortalama değişmez birimine
göre daha az artmıştır. Hiç olmazsa Sayın Demirel
bunu kullanabilirdi.
Aslında tabii bu da yanlıştır,
şimdiye kadar 1976, 1977 arası, 1975, 1976 arasında
hiç bir zaman İsviçre Frangı akla gelmezken, eko­
nominin bütün verileri dolar üzerinden
hesaplanır­
ken, bu dolardan ayrılmak yine yanlıştır ama, İsviç­
re Frangına gitmenin, ne mantıkla, ne bilimsellikle,
ne ekonomi bilmekle, ne maliye bilmekle alâkası yok­
tur.
Sayın arkadaşlarım, bu aradaki farkları işte, aza
indirmek, ihracat artışını aza indirmek merakı Sayın
Adalet Partisi sözcülerinin sadece burada değildir.
Kalkınma hızı, yani gayri safi milli hâsıla artışı ko­
nusunda da gene bir sıfıra indirgeme metodu tatbik
ediliyor.
1978'de gayri safi milli hâsıla artışı % 3 olarak
hesaplanıyor ve buna dayanarak Sayın Dem'irel bu­
rada diyor ki; «Bu '% 3 değildir, >% O'dır. Niye? Çün­
kü, nüfus artış hızı var, onu bundan düşmek lazım.»
Bir anlamda böyle bir hesap da yapılabilir. Nüfus
artış hızı ne? \% 3. % 3'ten 3 ÇÎkarsa sıfır kalır, öy­
leyse hiç kalkınmamıştır Türkiye, sıfır kalkınmıştır
diyor. Bir kere, nüfus artış hızı % 3 değil, ı% 2,6'dır;
ama geride yine \% 040 kadar bir şey kalır, ama bunu
bir kenara bırakalım, eğer illa ki, nüfus artış hızını
da düşeceksek; ama bir başka şey var : 1977 yılında
da kalkınma hızı % 4 olmuş, o !% 4'ten bu nüfus arjtış hızını düşürmek hiç aklına gelmiyor. Yani bu se­
ne 1% 0, geçen sene % 4. Geçen sene Türkiye'de hiç
çocuk doğmamış gibi bir şekilde mukayese yapıyor.
Şimdi buna tabii rakam bilmek, hesap bilmekten çok,
rakamlara istenildiği gibi cambazlık yaptırmak der­
ler.
Aynı şekilde gene, burada bazı rakamların bir­
biriyle mukayesesinde buna benzer cambazlıklar da
görmüş bulunuyoruz. Ki, bunları Maliye Bakanı bu­
rada anlattı.
27 . 2 . 1979
O : 1
Sayın arkadaşlarım, geçmiş iktidarın şimdiye ka­
dar, 1977 senesinde alman miras üzerine 1977 yılın­
daki büyük ekonomik tahribatı tamir edebilmek için,
Türkiye'ye kaybolan ekonomik itibarını
yeniden
kazandırabilmek ve ekonominin tersine işleyen çark­
larını yeniden doğru işletebilmek için gösterdiği çaba
ve aldığı başarılı sonuçlar ortadadır. Bugün bu alan­
da elde edilen sonuçlar, Türk
ekonomisine bütün
işlerliğini kazandırmak, kalkınmamızı
istediğimiz
hıza eriştirmek için elbette yeterli değildir. Ama bu­
gün elde edilen sonuçlar, bize bırakılan enkazın ve
bu enkazın yarattığı tehlikelerin büyüklüğü karşı­
sında elde edilebilecek en iyi sonuçlardır.
Türkiye'nin yeni ekonomik ve sosyal kalkınma
düzeni, bu lilk sonuçlar üzerinde bir iktisadi kurtu­
luş savaşı azmi ve inancıyla inşa edilecektir. Bunun
öncülüğünü bugünkü Hükümet yapacaktır ve Mec­
lisimizin sarsılmaz güvenine sahip olduğunu, hiç bir
Cumhuriyet Hükümetine nasip olmamış ölçüde tek­
rar tekrar kanıtlayan bu Hükümet, sırf Sayın Adalet
Partisi Başkanı ve arkadaşları istedi diye de yerinden
gitmeyecektir, görevine sonuna kadar devam edecek­
tir. (CHP sıralarından «Bravo» sesleri, alkışlar)
Sayın Başkan, sayın arkadaşlar; geçmiş iktidarın
ülkemize bıraktığı ağır mirasın üzerine" dünya kon­
jonktürünün şartları ve özellikle petrol fiyatındaki ge­
lişmeler, ülkemizin kalkınma çabalarının
başarıya
ulaşması için kendi kaynaklarını, tabii sosyal adaleti
de gittikçe daha fazla gerçekleştirecek bir şekilde se­
ferber etmesine bağlıdır.
Bugün bu Hükümetin çabalarıyla 2 milyar doları
aşmış, 2,5 milyar dolara doğru yükselen ihracatımız
ve 1 milyar dolara yaklaşan işçi dövizlerimiz ve ilk
defa bu yıl fazla vermeye başlamış turizm gelirleri­
miz, bu yıldan itibaren 2 milyar dolarlık bölümü sa­
dece petrole gidecek olan ithalat ihtiyacımızı karşıla­
maya elbette yetmeyecektir. Dış kredi kaynaklarına
gitmenin yanında ve hatta onlardan daha önce kendi
kaynaklarımızı sonuna kadar harekete geçirmek zo­
rundayız.
Türkiye, kendi ekonomik gelişmesinin kurallarını
koyarken, son yıllarda kendi içindeki ekonomik şart­
larda hiç bir şey olmamış gibi ve dünyadaki ekono­
mik şartlarda hiç bir şey olmamış gibi davranamaz.
Kendisini bu şartlara uydurmak ve yeni bir kalkınma
hareketinin atılımını yapmak zorundadır. Bunun için,
gerekli öteki önlemlerle birlikte alınması gereken bir
temel önlem, vergi yasalarımızın gerek sosyal adalete
daha fazla yaklaşmasını sağlamak, gerekse devletin
Download