1. B E Ş E R İ T I B B İ Ü R Ü N Ü N A D I ORAMİKRON 80 mg tablet 2. K A L İ T A T İ F v e K A N T İ T A T İ F B İ L E Ş İ M E tk in m a d d e: Gliklazid 80.00 mg Y a r d ım c ı m ad d eler: Laktoz (monohidrat) 43.00 mg Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız. 3. F A R M A S Ö T İ K F O R M Tablet. Beyaz, bir yüzü çentikli yuvarlak tablet. 4. K L İ N İ K Ö Z E L L İ K L E R 4.1. T e r a p ö t ik e n d ik a s y o n la r Yetişkinlerde, diyet, fiziksel egzersiz ve kilo vermenin tek başına kan şekeri kontrolünü sağlamada yetersiz kaldığı durumlarda, insülinden bağımsız (Tip 2) diyabet tedavisinde. 4.2. P o z o lo ji v e u y g u la m a şek li P o z o lo ji/u y g u la m a sıklığı ve süresi: Başlangıç dozu : Tavsiye edilen başlangıç dozu günde ] tablettir. Doz artışı : Glisemik yanıta göre doz artışı genellikle 1 tablet olarak ayarlanır. Doz artışı en az 14 gün aralıklarla yapılmalıdır. Tedavinin idamesi : Günlük dozaj 1-3 tablet arasında, olağanüstü durumlarda 4 tablettir. Standard doz günde 2 kez alman 2 tablettir. U y g u la m a şekli: Oral kullanım içindir. Sadece yetişkinler içindir. Tablet(ler) bütün olarak yutulmalıdır. İlaç alımı unutulursa, sonraki gün doz artırılmamalıdır. Tüm hipoglisemik ajanlar gibi, doz ayarlaması hastanın verdiği metabolik yanıta (Glisemi, HbAıc) göre yapılmalıdır. Ö zel p o p ü la s y o n la r a ilişkin ek b ilgiler B ö b r e k y etm ezliği: H afif ve orta şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalara, normal böbrek işlevi olan hastalarda kullanılan tedavi rejimi dikkatli takip ile uygulanmalıdır. Bu veri klinik çalışmalar ile teyit edilmiştir. K a r a c iğ e r y etm ezliğ i: Karaciğer yetmezliğine ilişkin veri bulunmamaktadır. P e d iy a tr ik p o p ü la sy o n : Çocuklarda kullanımına ilişkin veri veya klinik çalışma yoktur. G e r iy a t r ik p o p ü la sy o n : ORAMİKRON, 65 yaşın üzerindeki hastalarda da 65 yaş altındaki hastalarda kullanılan şekli ile reçete edilmelidir. P e d iy a tr ik p op ü la sy o n : Pediyatrik popülasyona ilişkin veri bulunmamaktadır. F ark lı bir oral h ip o g lis e m ik ajan k u lla n a n h astala rd a : Diğer tüm hipoglisemik sulfonilüreler gibi, bu ilaç herhangi bir geçiş ve bekleme süresine gerek kalmadan diğer bir antidiyabetik tedavi ile yer değiştirebilir. Klorpropamid vb. daha uzun yarı-ömürlü hipoglisemik sülfonilüre kullanımından bu ilaca geçilecekse, daha önceki terapinin olası etkilerinden dolayı oluşabilecek hipoglisemi riskini önlemek amacı ile hasta (Birkaç hafta üzeri) gözlem altında tutulmalıdır. H ip o g lis e m i riski olan h a stala rd a: - Beslenme eksikliği veya bozukluğu - Şiddetli endokrin patolojileri (Hipopitüitarizm, hipotiroidizm, adrenal yetmezlik) veya bunların zayıf kompanse edildiği durumlar - Uzun süren ve/veya yüksek doz kortikosteroid tedavisinin sonlandırılması - Şiddetli vasküler hastalık (Şiddetli koroner kalp hastalığı, şiddetli karotid yetmezliği, yaygın vasküler hastalık). Tedaviye düşük doz ile başlanması tavsiye edilir (40 mg, yani günde yarım tablet). Doz artışı için kılavuzlara dikkatle uyulmalıdır. 4.3. - K o n t r e n d ik a s y o n la r Gliklazid, diğer sulfonilüreler, sulfonamidler ve yardımcı maddelerinden herhangi birine karşı aşın duyarlılığı olanlarda, - Tip 1 diyabet, - Diyabetik pre-koma ve koma, diyabetik keto asidoz, - Şiddetli böbrek veya şiddetli karaciğer yetmezliği (Bu durumlarda insülin tedavisi önerilir), - Mikoııazol ile tedavilerde, (Bkz. Bölüm 4.5 “Diğer Tıbbi Ürünler ile Etkileşimler ve Diğer Etkileşim Şekilleri”), - Laktasyon (Bkz. Bölüm 4.6 “Gebelik ve Laktasyon”). 4.4. Ö zel k u lla n ım u y a rıla rı v e ö n le m ler i Elipoglisemİ: Bu tedavi ancak hasta düzenli besleniyorsa (Kahvaltı dahil) reçete edilmelidir. Öğün atlanırsa, uygun olmayan miktarda yemek yenilirse veya öğün düşük karbonhidrat içeriyorsa oluşabilecek hipoglisemi riski nedeniyle düzenli karbonhidrat alınması önemlidir. Hipoglisemi genellikle düşük kalorili beslenme uygulamalarım takip eden uzun ve ağır egzersizlerde, alkol alımı sonrasında veya hipoglisemik ajanların bir arada uygulanması sonucunda oluşmaktadır. Sülfoniiürelerin kullanımı sonrası hipoglisemi oluşabilir (Bkz. Bölüm 4.8 “İstenmeyen etkiler”). Bazı vakalar şiddetli ve uzun süreli olabilir. Hastayı hastaneye yatırmak ve bir kaç gün arka arkaya glukoz infüzyonu uygulamak gerekli olabilir. Hastanın yeteri kadar bilgilendirilmesine ilave olarak, kullanılan dozun ve hastanın dikkatli seçilmesi hipoglisemi riskinin azaltılması açısından gereklidir. Aşağıdaki etkenler hipoglisemi riskini artırmaktadır: - Hastanın İşbirliğini reddetmesi veya başaramaması (Özellikle de yaşlılarda), - Beslenme bozukluğu, düzensiz öğün vakitleri, atlanan öğünler, oruç veya beslenmede değişiklik yapılan dönemler, - Fizikse] egzersiz ile karbonhidrat alımı arasındaki dengesizlik, - Böbrek yetmezliği, - Şiddetli karaciğer yetmezliği, - ORAMİKRON ile doz aşımı, - Bazı endokrin bozuklukları: tiroid bozuklukları, hipopitüitarizm ve adrenal yetmezlik, - Diğer bazı ilaçlarla birlikte kullanımı (Bkz. Bölüm 4.5 “Diğer tıbbi 3 ürünlerle Böbrek ve karaciğer yetmezliği: Karaciğer yetmezliği farmakokinetik veya ve/veya şiddetli böbrek farmakodinami ği yetmezliği değişebilir.Bu olan hastalarda, hastalarda gliklazidin ortaya çıkan hipoglisemi epizodu uzun sürebilir, doğru tedavinin başlatılması gereklidir. Hastanın bilgilendirilmesi: Hipoglisemi riskleri, semptomları, tedavisi ve buna sebep olabilecek durumlar, hastaya ve ailesine açıklanmalıdır. Hasta özellikle de doğru beslenme, düzenli egzersiz,kan şekeri seviyesinin düzenli ölçümünün önemi konusunda bilgilendirilmelidir. Yetersiz kan şekeri kontrolü: Oral antidiyabetikler ile tedavi edilen hastalarda, ateş, travma, enfeksiyon veya cerrahi müdahele gibi etkenlerden herhangi biri, kan şekeri kontrolünü etkileyebilir. Bazı durumlarda, insülin tedavisine geçmek gerekebilir. Gliklazid de dahil olmak üzere, oral antidiyabetiklerin hipoglisemik etkisi pek çok hastada uzun dönemde azalabilmektedir: bu durum diyabetin şiddetindeki artışa veya tedaviye verilen yanıtın azalmasına bağlı olabilmektedir. Bu durum sekonder yetmezlik olarak bilinmektedir ve ilacın ilk alımından sonra ilacın etki göstermemesi durumu olan primer yetmezlikten ayırt edilmelidir. Hastayı sekonder yetmezlik vakası olarak değerlendirmeden Önce, uygun doz ayarlaması yapılmalı ve diyetin doğru uygulandığı denetlenmelidir. Laboratuvar testleri: Glikozillenmiş hemoglobin seviyelerinin (Veya açlık kan şekeri seviyelerinin) ölçümü, kan şekerinin kontrolünün değerlendirilmesi açısından önerilmektedir. Hastanın kan şekerini kendi kendine takip etmesi de faydalı olabilir. Sülfonilüre sınıfına ait ilaçlar, G6PD (Glukoz-6-fosfat dehidrojenas) enzim eksikliği olan hastalarda hemolitik anemiye neden olabilir. Gliklazid bu sınıfa aittir, dolayısıyla G6PD eksikliği olan hastalarda dikkatli olunmalıdır ve sülfonilüreler dışında başka bir terapötik sınıfa ait ilaç ile tedavi edilmelidirler. Yardımcı maddeler: ORAMİKRON 43 mg laktoz içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir. 4.5. D iğ e r tıb b i ü r ü n le r ile etk ileşim ler v e d iğ e r etk ileşim şekilleri Aşağıdaki ürünler hipoglisemi riskini artırabilir. Kontrendike kombinasyonlar: - Mikonazol (sistemik kullanım, oromukozal jel): Hipoglisemik etkiyi artırarak, komaya kadar gidebilen hipoglisemik semptomlara neden olabilir. Tavsiye edilmeyen kombinasyonlar: - Fenilbutazon (Sistemik kullanım): Sülfonilürelerin hipoglisemik etkisini artırır (Plazma proteinlerine bağlanmasını değiştirir ve/veya eliminasyonu azaltır). Farklı bir antiinflamatuvar kullanılması önerilir aksi takdirde hastanın uyarılması ve kendi kendine takibin öneminin vurgulanması gereklidir: gerekli görülürse, antiinflamatuvarlarla tedavi sırasında ve tedavi kesilmesi sonrasında doz ayarlaması yapılır. - Alkol: Hipoglisemik reaksiyonları artırır (Kompensatuvar reaksiyonları inhibe ederek) ve hipoglisemik koma riskini artırabilir. Alkol ve alkol içeren ilaç alımından kaçınılmalıdır. Kullanımında dikkatli olunması gereken kombinasyonlar: - Aşağıdaki ilaçlarla birlikte kullanım şiddetlenmesi ve dolayısıyla bazı sırasında kan şekerini durumlarda hipoglisemi düşürme etkisinin mümkündür: diğer antidiyabetikler (İnsülin, akarboz, biguanidler), beta-blokörler, flukonazol, anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri (Kaptopril, enalapril), histamin H2- reseptör antagonistleri, MAOFler, sülfonamidler ve steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar. Aşağıdaki ürünler glukoz düzeylerinde artışa neden olabilir. Önerilmeyen kombinasyonlar: - Danazol: Danazolün diyabetojenik etkisi bulunmaktadır. Eğer bu ilacın kullanımı kaçınılmazsa, hasta kendi kendine idrar ve kan şekerini takip etmesinin önemi konusunda uyarılmalıdır. Danazol kullanımı sırasında ve tedaviden sonra antidiyabetik dozunun ayarlanması gerekebilir. Kullanımında önlem alınması gereken kombinasyonlar: - Klorpromazin (nöroleptik): yüksek dozlarda (> 100 mg/gün klorpromazin) kan şekeri düzeyini artırır (İnsülin şahmının azalmasına neden olur). Hasta uyarılmalı ve kan şekerini kendi kendine takip etmesinin önemi vurgulanmalıdır. Nöroleptik ajan kullanımı sırasında ve tedaviden sonra antidiyabetik dozunun ayarlanması gerekebilir. - Glukokortikoidler (Sistemik kullanım ve lokal kullanım: intra-artiküler, kutanöz ve rektal preparatlar ve tetrakosaktrin): olası ketoz ile birlikte kan şekerinde artışa neden olur (Glukokortikoidlere bağlı olarak karbonhidratlara toleransta azalma olmaktadır). Hasta, özellikle de tedavinin başında uyarılmalı ve kan şekerini kendi kendine takip etmesinin önemi vurgulanmalıdır. Glukokortikoid kullanımı sırasında ve tedaviden sonra antidiyabetik dozunun ayarlanması gerekebilir. - Ritodrin, salbutamol, terbutalin: (I.V kullanım). Beta -2 agonistlerine bağlı olarak kan şeker düzeyi artar. Kan ve idrardaki glukoz takibinin önemi vurgulanır. Eğer gerekli ise insülin tedavisine geçilir. Dikkat edilmesi gereken kombinasyonlar: - Antikoagülanlar (Varfarin). Birlikte kullanım sırasında sulfonilüreler antikoagülasyonun güçlenmesine sebep olabilir. Antikoagülan dozunun ayarlanması gerekli olabilir. Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler: Özel popülasyonlara ilişkin veri bulunmamaktadır. Pediyatrik popülasyon: Pediyatrik popülasyona ilişkin veri bulunmamaktadır. 4.6. G e b e lik v e la kta sy o n G e n e l tavsiye Gebelik kategorisi: C Ç o c u k d o ğ u r m a p o ta n siy e li b u lu n a n k a d ın la r / d o ğ u m k o n tr o lü ( K o n tr a s e p s iy o n ) Gebe kalmadan önce diyabet kontrol altına alınmalıdır. Böylece kontrol altına alınmamış diyabetin yol açacağı konjenital anomali riski azaltılmış olur. Gebeliğin planlandığı veya ilk farkedildiği andan itibaren oral antidiyabetikler yerine insülin kullanılmaya başlanması önerilmektedir. G e b e lik d ö n e m i İnsanlarda gebelik döneminde gliklazid kullanımına ilişkin veri bulunmamaktadır. Hayvanlarla yapılan çalışmalarda gliklazid herhangi bir teratojenik etki göstermemiştir. Gebelik döneminde sıkı kan şekeri kontrolünün sağlanması önemlidir. Gebelik sırasında diyabet tedavisi için oral hipoglisemik ilaçlar uygun olmadığından, insülin tedavisi tercih edilmelidir. L aktasyon dönemi Gliklazid veya metabolitlerinin insan sütüne geçip geçmediğine ilişkin klinik veri bulunmamaktadır. Neonatal hipoglisemi riski bulunduğundan, emziren annelerde gliklazid kontrendikedir. Ü r e m e y e te n e ğ i / F ertilite Yeterli veri bulunmamaktadır. 4.7. A r a ç ve m a k in a k u lla n ım ı ü z e r in d ek i etkiler Hastalara, hipoglisemi semptomları ve araç ya da makina kullanımı sırasında dikkatli olunması gerektiği hakkında bilgi verilmelidir. 4.8. İ s te n m e y e n etk iler Çok yaygın {> 1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1000 ila <1/100); seyrek (>1/10000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor) K a n v e le n f sistem i h a s ta lık la rı Seyrek: Anemi, lökopeni, trombositopeni, granülositopeni. Bu gibi seyrek görünen durumlar genellikle tedavinin kesilmesiyle ortadan kalkar. M e ta b o liz m a ve b e s le n m e h a s ta lık la rı Hipoglisemi. Diğer sülfonilürelerle de olduğu gibi, ORAMİKRON ile tedavi, özellikle de öğünler düzensiz almıyor veya öğün atlanıyorsa, hipogliseminin başlamasına sebep olabilir. Olası semptomlar: baş ağrısı, yoğun açlık, bulantı, kusma, bitkinlik, uyku bozuklukları, ajitasyon, agresiflik, konsantrasyon ve dikkatin azalması, tepkilerin yavaşlaması, depresyon, konfüzyon, görme ve konuşma bozukluklan, afazi, titreme, parezi, duyusal bozukluklar, 7 baş dönmesi, güçsüzlük hissi, kendi kontrolünü kaybetme, deliriyum, konvülsiyon, derin nefes alamama, bradikardi; sersemleme; bilinç kaybı, hatta ölümle sonuçlanabilecek koma. İlave olarak, adrenerjik karşı-regülasyon belirtileri gözlenebilmektedir: terleme, soğuk ve nemli cilt, anksiyete, taşikardi, hipertansiyon, çarpıntı, angina ve kardiyak aritmi. Bu semptomlar genellikle karbohidrat (Glukoz) alımından sonra kaybolmaktadır. Ancak, yapay tatlandırıcıların etkisi yoktur. Diğer sülfonilüreler ile edinilen deneyimler, başlangıçta etkili önlemler alınsa da, hipogliseminin tekrar oluşabileceğini göstermektedir. Şiddetli veya uzayan hipoglisemi, şeker alınması ile geçici olarak kontrol altına alınsa da, derhal tıbbi tedavi ve hatta hastaneye yatırma gerektirebilir. G ö z h a s ta lık la rı Kan şekeri düzeylerindeki değişimlere bağlı olarak, özellikle de tedavinin başlangıcında geçici görme bozuklukları meydana gelebilir. G a s tr o in te s tin a l h a sta lık la r Gastrointestinal rahatsızlıklar; örneğin karın ağrısı, bulantı, kusma, dispepsi, ishal ve kabızlık bildirilmiştir: bu etkiler, tedavinin kahvaltı ile birlikte alınması ile Önlenebilmekte veya azalmaktadır. H e p a to -b iliy e r h a sta lık la r Seyrek: Enzim düzeylerinde artış (AST, ALT, alkalin fosfataz), hepatit (İzole vakalarda). Kolestatik sarılık görülürse tedavi kesilmelidir. Genellikle, bu semptomlar tedavinin kesilmesiyle ortadan kalkar. D e r i v e d eria ltı d o k u h a s ta lık la rı Seyrek: Döküntü, kaşıntı, ürtiker, eritem, makülopapüler döküntüler. S ı n ı f etkisi Diğer sülfonilürelerde olduğu gibi kullanım sırasında eritrositopeni, agranülositoz, hemolitik anemi, pansitopeni, alerjik vaskülit ve hiponatremi vakaları bildirilmiştir. Hepatik enzim düzeylerinde artış, hepatik yetmezlik (Kolestaz ve sarılık) ve hepatit gözlenmiş; ancak bu durumlar sülfonilüre ile tedavinin kesilmesiyle ortadan kalkmıştır. Sadece birkaç vakada hayati tehlike yaratan hepatik yetmezlik durumu gözlenmiştir. Hipogliseminin, bilinç kaybı veya nörolojik belirtiler olmaksızın oluşan, hafif-orta semptomları, karbonhidrat alımı, doz ayarlaması ve/veya beslenmede değişiklik yapılarak mutlaka düzeltilmelidir. Hasta tehlikeyi atlatana kadar, doktor tarafından sıkı gözlem altında tutulmalıdır. Koma, konvülsiyon veya diğer nörolojik bozukluklar ile birlikte seyreden şiddetli hipoglisemik reaksiyonların meydana gelmesi mümkündür ve acil tıbbi müdahele ve hastaneye yatırma gerektirir. Hipoglisemik komadan şüpheleniliyorsa veya teşhis edilmiş ise, hastaya derhal İ.V. ile 50 mL konsantre glukoz solüsyonu (%20—30) uygulanır. Bu uygulamayı takiben kan şeker düzeyini 100 mg/dl (lg /L )’nin üzerinde tutacak şekilde, seyreltilmiş glukoz solüsyonu (% 10) infüzyonuna devam edilir. Hasta, doktor tarafından sıkı gözlem altında tutulur ve doktor daha sonraki müdahaleler için hastanın mevcut durumuna göre karar verir. Gliklazidin proteinlere sıkı bağlanması nedeniyle bu hastalara diyaliz uygulanması faydasızdır. 5. F A R M A K O L O JİK Ö Z E L L İK L E R 5.1. F a r m a k o d i n a m i k Özellikler Farmakoterapötik grup: Hipoglisemik sülfonilüre - Oral antidiyabetik ajan ATC kodu: A10BB09 (Sindirim sistemi ve metabolizması) ORAMİKRON, endosiklik bağ ile N-içeren heterosiklik halkası ile benzer bileşiklerden ayrılan hipoglisemik bir sülfonilüredir. Gliklazid, Langerhans adacıklarının beta hücrelerinden insülin salgılanmasını uyararak kan şeker düzeylerini azaltır. Yemek sonrası insülin ve C-peptid salgılanmasında artış, tedavinin 2. yılından sonra da devam eder. Bu metabolik özelliklerine ek olarak gliklazidin hemovasküler özellikleri de bulunmaktadır. İnsülin salıverilmesi üzerine etkisi: Tip 2 diyabetiklerde gliklazid, glukoz düzeylerine yanıt olarak oluşan birinci faz insülin sekresyonundaki bozukluğu düzeltip insülin salgılanmasının ikinci fazını artırır. Yemek ve glukoz alımına yanıt olarak, insülin yanıtında belirgin bir artış görülür. Hemovasküler Özellikler: Gliklazid, diyabet komplikasyonları ile ilgili olabilecek iki mekanizma aracılığı ile mikrotrombozu azaltır: - Trombosit agregasyonu ve adezyonunun kısmi inhibisyonu ve trombosit aktivasyon belirteçlerinde azalma (Beta tromboglobulin, tromboksan B2) - t-PA aktivitesinde artış sağlayarak, vasküler endotelin fıbrinolitik aktivitesi üzerine etki eder. 5.2. F a r m a k o k in e tik özellik le r Genel özellikler: Emilim: Gliklazid gastrointestinal sistemden hızla emilir ve maksimum kan konsantrasyonlarına 11. ila 14. saatlerde ulaşır. Dağılım: Plazma proteine yaklaşık % 94.2 oranında bağlanır. Gliklazid’in final yarı-ömür eliminasyonu 20 saat kadardır. Biyotransformasyon: Gliklazid başlıca karaciğerde metabolize olur. Plazmada aktif metabolitlere rastlanmamıştır. Eliminasyon: Eliminasyon başlıca idrarla olur, idrarda % l ’den az oranda değişmemiş olarak tespit edilmiştir. Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum: Veri yoktur. E la stalard ak i k a r a k te r is tik ö zellik ler Yaşlı hastalarda farmakokinetik parametrelerde belirgin klinik bir değişiklik görülmemiştir. B ö b r e k / K a r a c iğ e r y etm ezliği: Karaciğer yetmezliği veya ağır böbrek yetmezliği olan hastalarda, gliklazidin farmakokinetik ve/veya farmakodinamiği değişebilir. Böbrek ve karaciğer yetmezliğine dair farmakokinetik çahşması yapılmadığından yeterli veri bulunmamaktadır. 5.3. K lin ik ö n cesi g ü v e n lilik verileri Tekrarlayan doz toksisitesi ve genotoksisite çalışmalarına dayanan preklinik veriler, insanlar için herhangi bir risk ortaya koymamıştır. Uzun dönem karsinojenisite çalışması yapılmamıştır. Hayvanlarda teratojenik etki bildirilmemiştir; yalnız, insanlar için önerilen en yüksek dozun 25 katı dozda ilaç alan hayvanlarda, fetal vücut ağırlığının düşük olduğu gözlenmiştir. 6. F A R M A S Ö T İK Ö Z E L L İK L E R 6.1. Y a r d ım c ı m a d d e le r in listesi Prejelatinize mısır nişastası Laktoz (monohidrat) Talk Magnezyum stearat Kolloidal silikon dioksit 6.2. G e ç im siz lik le r Yoktur. 6.3. R a f öm r ü 24 ay. 6.4. S a k la m a y a y ö n e lik özel tedb irler Ambalajında, kuru yerde 25°C’nin altında, oda sıcaklığında saklayınız. 6.5. A m b a la jın n iteliği v e içeriği 20, 60 ve 100 tabletlik PVC/Alu blister ambalajlarda 6.6. B eşer i tıb bi ü r ü n d e n arta k a la n m a d d e le r in im h a sı ve d iğ e r özel ö n le m l e r Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü YönetmeliklerU’ne uygun olarak imha edilmelidir. 7. R U H S A T S A H İ B İ Edmond Phanna Sri.. /İtalya lisansı iie KOÇAK FARMA İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş. Bağiarbaşı, Gazi Cad. No: 64-66 Üsküdar / İstanbul Tel. : 0216 492 57 08 Faks : 0216 334 78 88 E-posta : [email protected] 8. R U H S A T N U M A R A S I(L A R l) 213/81 9. İ L K R U H S A T T A R İ H İ / R U H S A T Y E N İ L E M E T A R İ H İ İlk ruhsat tarihi: 28.12.2007 Ruhsat yenileme tarihi: 10. K Ü B ’ÜN Y E N İ L E N M E T A R İ H İ