MuhasebeninTemelKavramlarõ Öºr.Gör.SamiEfMEN 1 DƵŚĂƐĞďĞŶŝŶdĞŵĞů<ĂǀƌĂŵůĂƌŦ 1.SosyalSorumlulukKavramõ, 2.KiçilikKavramõ, 3.GçletmeninSürekliliºiKavramõ, 4.DönemsellikKavramõ, 5.ParaylaÖlçülmeKavramõ, 6.MaliyetEsasõKavramõ, 7.TarafsõzlõkveBelgelendirmeKavramõ, 8.TutarlõlõkKavramõ, 9.TamAçõklamaKavramõ, 10.GhtiyatlõlõkKavramõ, 11.ÖnemlilikKavramõ, 12.ÖzünÖnceliºiKavramõ. 2 ϭ͘^ŽƐLJĂů^ŽƌƵŵůƵůƵŬ<ĂǀƌĂŵŦ Bu kavram, muhasebenin içlevini yerine getirme hususundaki sorumluluºunu belirtmekte ve muhasebenin kapsamõnõ, anlamõnõ, yerini ve amacõnõ göstermektedir. muhasebenin kavramõ; sorumluluk Sosyal uygulamalarõnõn muhasebe organizasyonunda, yürütülmesinde ve mali tablolarõn düzenlenmesi ve sunulmasõnda; belli kiçi veya gruplarõn deºil, tüm toplumun çõkarlarõnõn gözetilmesi ve dolayõsõyla bilgi üretiminde gerçeºe uygun, tarafsõz ve dürüst davranõlmasõ gereºini ifade eder. 3 Muhasebenin sunduºu mali bilgiler, tüm içletme ilgilileri için önemlidir. Bu nedenle muhasebeci, muhasebenin bilgi sunma görevini yerine getirirken, hukuki sorumluluktan daha geniç kapsamlõ olan sosyal sorumluluk (tüm ilgililerin ortak çõkarõnõ koruma, birini diºerine tercih etmeme gibi) bilinci ile hareket etmelidir. Bu çekilde sunulan bilgiler; gerçekçi ve tarafsõz olabilir. 4 Örnek (1): Gçletme bir kredi kuruluçundan kredi talebinde bulunurken kârõ yüksek göstermek, vergi beyannamesi verirken karõ düçük göstermek muhasebecinin sosyal sorumluluºu ile çeliçir. Bu durum içletme sahipleri yararõna, vergi idaresi zararõna bir sonuç doºurur. 5 Örnek (2): Kardan prim alarak çalõçan bir üst düzey yöneticinin, karõn olduºundan çok açõklanmasõnõ istemesi, muhasebecinin sosyal sorumluluºu ile çeliçir. Bu durum, yönetici lehine, içletme sahiplerinin aleyhine bir sonuç doºurur. 6 Ϯ͘<ŝƔŝůŝŬ<ĂǀƌĂŵŦ veya sahip içletmenin kavram; Bu sahiplerinden, yöneticilerinden, personelinden ve diºer ilgililerden(içletme ilgilileri) ayrõ bir kiçiliºe sahip olduºunu ve o içletmenin muhasebe içlemlerini sadece bu kiçilik adõna yürütmesi gerektiºini öngörür. Her içletme yasal statüsü (kiçi içletmesi, kiçi çirketi veya sermaye çirketi gibi), ne olursa olsun, muhasebe içlemleri açõsõndan ayrõ bir kiçilik olarak düçünülür. Buna muhasebe kiçiliºi denir. 7 Örnek (1): Gç adamõ A, çocuºunun özel okul taksitini içletmesinin kasasõndan ödetebilir. Ödenen bu tutar, kiçilik kavramõ gereºince içletmenin giderleri arasõnda yer almaz. Bu ödeme söz konusu kiçinin özel (cari) hesabõna kaydedilir. 8 Örnek (2): Gç adamõ B’nin, içletmesine tahsis etmediºi bir gayri menkulünün kirasõ, kiracõ tarafõndan içletme kasasõna ödenebilir. Bu bedel içletme gelirlerine kaydedilmez, söz konusu kiçinin özel hesabõna kaydedilir. 9 ϯ͘7ƔůĞƚŵĞŶŝŶ^ƺƌĞŬůŝůŝŒŝ<ĂǀƌĂŵŦ Bu kavram, içletmelerin faaliyetlerini bir süreye baºlõ olmaksõzõn sürdüreceºini ifade eder. Bu nedenle içletme sahiplerinin ya da hissedarlarõnõn yaçam süreleriyle baºlõ deºildir. Gçletmenin sürekliliºi kavramõ maliyet esasõnõn temelini oluçturur. açõsõndan içletmeler kavramõn, Bu geçerliliºinin bulunmadõºõ veya ortadan kalktõºõ durumlarda ise, bu husus mali tablolarõn dipnotlarõnda açõklanõr. 10 Ana sözleçmesinde aksine hüküm olmadõkça içletmeler sürekli faaliyette bulunmak için kurulur. uygulanacak içletmede kavramõ, Süreklilik muhasebe politika ve tekniklerinin günübirlik deºil, geniç kapsamlõ tasarlanmasõnõ öngörür. 11 Örnek (1): Gçletmenin edindiºi varlõklar, içletmenin hemen kapanacaºõ varsayõmõyla, tasfiye deºeri ile deºerlenmezler. Örnek (2): Gçletmenin yaptõºõ çeçitli yatõrõmlar ve uzun dönemde yarar saºlayacak harcamalar (reklam harcamalarõ gibi), ekonomik ömürleri dikkate alõnarak giderleçtirilir. 12 ϰ͘ƂŶĞŵƐĞůůŝŬ<ĂǀƌĂŵŦ Dönemsellik kavramõ; içletmenin sürekliliºi kavramõ uyarõnca sõnõrsõz kabul edilen ömrünün, belli dönemlere bölünmesi ve her dönemin faaliyet sonuçlarõnõn diºer dönemlerden baºõmsõz olarak saptanmasõdõr. Gelir ve giderlerin tahakkuk esasõna göre muhasebeleçtirilmesi, hasõlat, gelir ve karlarõn aynõ zararlarla ve gider maliyet, ait döneme karçõlaçtõrõlmasõ bu kavramõn gereºidir. 13 açõsõndan içletmeler kavramõn, Bu geçerliliºinin bulunmadõºõ veya ortadan kalktõºõ durumlarda ise, bu husus mali tablolarõn dipnotlarõnda açõklanõr. 14 Sonsuz içletme ömrünün belirli zaman dilimlerine (dönemlere) bölünmesi ve bu dilimlere bildirilmesini durumun mâli iliçkin (raporlanmasõnõ) ifade eder. Gçletme faaliyetlerine iliçkin sonuçlarõ bildirmek için sonsuz yõlõnõ beklemek gerekebilirdi. 15 Olaºan koçullarda, vergi idaresi, bir muhasebe dönemini, bir takvim yõlõ olarak (1.1.2017 Ǧ 31.12.2017) belirlemiçtir. Bunun dõçõnda kalan özel dönemler için niteliºine göre belirlenir. Bu tür özel dönemlere, bazõ tarõm içletmeleri ile inçaat içletmelerini örnek olarak verebiliriz. 16 bir önemli kavramõnõn Dönemsellik tahakkuk muhasebenin da; uygulamasõ (gerçekleçme) ilkesi ile ilgilidir. Buna göre; gelirler ve giderler, gerçekleçme durumlarõna göre dikkate alõnõrlar. Gelir ve giderin gerçekleçtiºini kanõtlayan belgelerle olay, muhasebe kayõtlarõna alõnõr. Gelir veya giderle ilgili tahsilat veya ödemenin yapõlõp yapõlmamasõ, gelir veya giderin gerçekleçmesinin belirlenmesinde dikkate alõnmaz, bunlar sadece borç veya alacak iliçkilerinin izlenmesinde dikkate alõnõr. 17 Dönemsellik kavramõ ayrõca, dönem kar veya zararõnõn doºru saptanabilmesi açõsõndan, gelir ve giderlerle ilgili olmak üzere, her dönemin gelirinin, o dönemin gideri ile karçõlaçtõrõlmasõ gerektiºini de anlatõr. 18 Örnek (1): Gçletmenin 1 Kasõm günü 5 aylõk yakõt parasõ olarak 5.000 TL ödendiºini varsayarsak, bu ödemenin tamamõ cari yõla gider yazõlmaz. Yalnõzca 2 aylõk kõsmõ olan 2.000 TL cari yõla gider yazõlõr. Kalan 3 aylõk kõsmõ ise gelecek yõlõn giderini oluçturur. Örnekteki olay, içletmenin aylõk mali de göre durumuna düzenlemesi tablo deºerlendirilebilir. 19 Örnek (2): Bir basõn içletmesinin; 1 Eylül günü, sattõºõ derginin bir yõllõk abone bedelini peçin tahsil ettiºini varsayarsak, bu tahsilatõn 4 aylõk kõsmõ cari yõlõn geliri, kalan 8 aylõk kõsmõ ise gelecek yõlõn geliri olur. Örnekteki olay, içletmenin aylõk mali de göre durumuna düzenlemesi tablo deºerlendirilebilir. 20 ϱ͘WĂƌĂLJůĂPůĕƺůŵĞ<ĂǀƌĂŵŦ Parayla ölçülme kavramõ, parayla ölçülebilen iktisadi olay ve içlemlerin muhasebeye ortak bir ölçü olarak para birimiyle yansõtõlmasõnõ ifade eder. Muhasebe içlemleri ulusal para birimine göre yapõlõr. 21 Bir ülkedeki muhasebe kayõtlarõ, ülke milli parasõ cinsinden olmalõdõr. Yabancõ ülke paralarõ ile içlem varsa, bunlar milli para cinsine dönüçtürülerek Bu kavram ayrõca muhasebe sürecine alõnõr. muhasebenin yalnõzca, fiziki birimlerle (kg, ton vb.) kayõt yapamayacaºõnõ da ifade eder. Muhasebe fiziki birimleri, parasal boyuta ek olarak ayrõca izleyebilir. kayõtlarda, ülke milli parasõndan ifade Ancak edilmiç, parasal boyut zorunludur. 22 Örnek (1): Gçletmenin elindeki nakit fazlasõnõ deºerlendirmek için satõn aldõºõ $ 100, satõn alma günündeki cari kurdan TL’ye çevrilerek kayõtlara alõnõr. Örnek (2): Gçletme 10 adet X malõ almõçtõr. Muhasebe, faturaya istinaden X malõnõ yalnõzca adet üzerinden kayõtlara alamaz. Parasal tutar cinsinden kayõtlara alõr. 23 ϲ͘DĂůŝLJĞƚƐĂƐŦ<ĂǀƌĂŵŦ Maliyet esasõ kavramõ; para mevcudu, alacaklar ve maliyetinin belirlenmesi mümkün veya uygun olmayan diºer kalemler hariç, içletme hizmetlerin ve varlõk edinilen tarafõndan muhasebeleçtirilmesinde, bunlarõn elde edilme maliyetinin esas alõnmasõ gereºini ifade eder. 24 Her varlõºõn bir maliyet deºeri vardõr. Bu deºer, alõç fiyatõ ile edinme (sahip olma) içlemi bitinceye kadar yapõlan harcamalardan oluçur. Her varlõºõn ayrõca deºiçik deºerleme yöntemlerine göre belirlenen, deºiçik deºerleri olabilir. Örneºin, piyasa deºeri, borsa deºeri, tasfiye deºeri gibi. Maliyet esasõ kavramõ, bir varlõºõn muhasebe kayõtlarõna maliyet deºeri ile kaydedileceºini ifade eder. 25 Günümüzün enflasyonist çartlarõ bu kavramõn geçerliliºi hakkõnda tartõçma oluçturmaktadõr. Enflasyon, muhasebe veri ve bilgilerinin geçerliliºini Enflasyon azaltmaktadõr. güvenilirliºini ve muhasebesi modelleri içinde çeçitli çözüm yöntemleri geliçtirilmiç olmakla birlikte, mali içlemlerin muhasebeleçtirilmesinde maliyet esasõnõn terk edilmesi pek mümkün görülmemektedir. 26 Benzer çekilde, yeni teknolojiler bir çok makine ve donanõmõn deºerini düçürmektedir. Bu durum da, muhasebe bilgilerinin geçerlilik ve güvenilirliºi üzerinde olumsuz etki yapmaktadõr. 27 Örnek: Bugün alõnan ve içletmeye 10.000 TL’ye mal olan bir makine, bir kaç dönem sonra muhasebe kayõtlarõnda aynõ deºerde görünür. Halbuki makinenin piyasa deºeri, 10.000 TL’nin çok üzerinde olabilir. Belki de teknolojik geliçmeler sonucunda, makinenin piyasa deºeri 10.000 TL’nin oldukça altõnda da olabilir. Her iki durumda da muhasebe bilgileri gerçeºi tam yansõtmõç olamaz. 28 ϳ͘dĂƌĂĨƐŦnjůŦŬǀĞĞůŐĞůĞŶĚŝƌŵĞ<ĂǀƌĂŵŦ Bu kavram, muhasebe kayõtlarõnõn gerçek durumunu yansõtan ve usulüne uygun olarak düzenlenmiç objektif belgelere dayandõrõlmasõ ve muhasebe kayõtlarõna esas alõnacak yöntemlerin seçilmesinde tarafsõz ve ön yargõsõz davranõlmasõ gereºini ifade eder. 29 Her muhasebe kaydõ, (için niteliºine göre ortaya çõkan ve yasal olarak belirlenmiç istisnalar hariç) mutlaka bir belgeye dayanmalõdõr. Bu belge mali olayõ tarafsõz ve yargõsõz bir biçimde yansõtmalõdõr. 30 Örnek (1): Gçletmenin patron yöneticisi veya sorumlu müdürü, içletmeye aldõºõ çeçitli varlõklarõ telefonla muhasebeciye bildirebilir. Bu durumda, olaya iliçkin belge olmadõºõndan her hangi bir muhasebe kaydõ yapõlmaz. 31 Örnek (2): Gçletenin aldõºõ yakõtla ilgili olarak, faturada 5 Ton kömür ifadesinin olmasõ, faturanõn objektifliºi konusunda kuçku verir. Çünkü, kömürün cinsi (taç kömürü, kok kömürü, linyit kömürü gibi) belirtilmemiçtir yani kiçisel yargõya açõk bõrakõlmõçtõr. Bu durumda bu fatura, usulüne uygun olarak düzenlenmiç belge tanõmõna uymaz. 32 Örnek (3): Bir Aºõrlama içletmesinin, mutfak maliyetlerine yiyecek malzemelerinin yüklenmesinde, son giren ilk çõkar yöntemini uygulamasõ, için niteliºi açõsõndan, muhasebe kayõtlarõna esas alõnacak yöntemlerin seçilmesinde tarafsõz ve ön yargõsõz davranõlmasõ ile çeliçir. Çünkü, dikkate süreleri dayanõklõlõk malzemelerin alõndõºõnda, öncelikle ilk girenlerin kullanõlmasõ daha anlamlõdõr. 33 ϴ͘dƵƚĂƌůŦůŦŬ<ĂǀƌĂŵŦ Tutarlõlõk kavramõ; muhasebe uygulamalarõ için seçilen muhasebe politikalarõnõn, birbirini izleyen dönemlerde deºiçtirilmeden uygulanmasõ gereºini ifade eder. Gçletmelerin mali durumunun, faaliyet sonuçlarõnõn ve bunlara iliçkin yorumlarõn karçõlaçtõrõlabilir olmasõ bu kavramõn amacõnõ oluçturur. 34 Tutarlõlõk kavramõ, benzer olay ve içlemlerde, ölçülerinin deºerleme ile düzenleri kayõt deºiçmezliºini ve mali tablolarda biçim ve içerik yönünden tek düzeni öngörür. Geçerli nedenlerin bulunduºu durumlarda, içletmeler, uyguladõklarõ muhasebe politikalarõnõ deºiçtirebilirler. Ancak bu deºiçikliklerin ve bunlarõn parasal etkilerinin mali tablolarõn dip notlarõnda açõklanmasõ zorunludur. 35 Muhasebe sistemi; içletme faaliyetlerine iliçkin sonuçlarõn, doºru yorumlanabilmesi ve anlamlõ sonuçlar verebilmesi açõsõndan, karçõlaçtõrmaya elveriçli olmalarõnõ saºlamakla yükümlüdür. Faaliyet sonuçlarõna iliçkin karçõlaçtõrma, aynõ içletmede farklõ dönemler arasõnda ve farklõ içletmelerde aynõ dönemler arasõnda yapõlabilir. 36 Her iki durumda da, içletmeler arasõ karçõlaçtõrmanõn doºru yapõlabilmesinde ön koçul, tutarlõlõk kavramõnõn uygulanmasõdõr. Böylelikle içletmeler arasõ karçõlaçtõrma ve bir içletmede dönemler arasõ anlamlõ karçõlaçtõrmalar yapõlabilir. Bu kavram raporlama sistemi açõsõndan oldukça önemlidir. 37 Örnek (1): Bir içletmede amortismanlar; sabit tutarlõ amortisman yöntemine göre hesaplanõrken, diºerinde azalan bakiyeler yöntemine göre hesaplanõyorsa, iki içletmenin karlõlõklarõ anlamlõ çekilde karçõlaçtõrõlamaz. Anlamlõ bir karçõlaçtõrma için, her iki yöntem arasõndaki farkõn ayrõca deºerlendirmeye katõlmasõ gerekir. 38 Örnek (2): Bir içletmede amortismanlar, bir dönemde sabit tutarlõ yönteme, diºer dönemde ise azalan bakiyeler yöntemine göre hesaplanõrsa, aynõ içletmede, iki dönem arasõnda anlamlõ karlõlõk bir Anlamlõ yapõlamaz. deºerlendirilmesi karçõlaçtõrma için, her iki yöntem arasõndaki farkõn ayrõca deºerlendirmeye katõlmasõ gerekir. 39 Örnek (3): Bu iki örnekte olduºu gibi, stok deºerleme yöntemlerindeki farklõlõklar da, içletmeler arasõ ve bir içletmede dönemler arasõ anlamlõ karçõlaçtõrma yapmayõ önemli ölçüde zorlaçtõrõr. 40 ϵ͘dĂŵĕŦŬůĂŵĂ<ĂǀƌĂŵŦ Tam açõklama kavramõ; mali tablolarõn, bu tablolardan yararlanacak kiçi ve kuruluçlarõn doºru karar vermelerine yardõmcõ olacak ölçüde yeterli, açõk ve anlaçõlõr olmasõnõ ifade eder. Mali tablolarda finansal bilgilerin tam olarak açõklanmasõ yanõnda, mali tablo kalemleri kapsamõnda yer almayan ancak alõnacak kararlarõ etkileyecek, gerçekleçmesi muhtemel olaylara da yer verilmesi bu kavramõn gereºidir. 41 Tüm muhasebe süreçlerindeki veri ve bilgilerin, yeterince açõk ve anlaçõlõr biçimde ortaya konmasõnõ ifade eder. Buna göre muhasebenin sunduºu mali bilgiler, ilgili kiçilerce çok fazla uºraçmadan anlaçõlacak türde olmalõdõr. Ayrõca, içletme hakkõnda yapõlacak deºerlendirmelerin objektifliºi açõsõndan, içletmenin dönem sonucuna ve mali durumuna önemli ölçüde etki edebilecek, mali olaylarla ilgili gerekli tün bilgiler, mali tablolarda veya eklerinde sunulmalõdõr. 42 Örnek (1): Gçletme direkt amortisman kayõt yöntemini uyguluyorsa, ilgili duran varlõklar net deºer olarak bilançoda yer alacaºõndan, birikmiç amortismanlar bilançoda gözükmeyecektir. Bu durum bilgi kullanõcõlarõ açõsõndan bir eksiklik oluçturur. Örnek (2): Varlõklar üzerinde bir ipotek varsa, bu durumun bilanço dip notunda belirtilmesi, bilgi kullanõcõlarõ açõsõndan oldukça önemlidir. 43 ϭϬ͘7ŚƚŝLJĂƚůŦůŦŬ<ĂǀƌĂŵŦ Bu kavram, muhasebe olaylarõnda temkinli davranõlmasõnõ ve içletmenin karçõlaçabileceºi risklerin göz önüne alõnmasõ gereºini ifade eder. Bu kavramõn sonucu olarak, içletmeler, muhtemel giderleri ve zararlarõ için karçõlõk ayõrõrlar, muhtemel gelir ve karlar için ise gerçekleçme dönemlerine kadar herhangi bir muhasebe içlemi yapmazlar. Ancak bu kavram gizli yedekler veya gereºinden fazla karçõlõk ayrõlmasõna gerekçe oluçturamaz. 44 Bu kavram gereºince kesinleçmeyen gelirler tanõnmaz. Buna karçõlõk kesinleçmese bile muhtemel giderler tanõnõr. Örnek (1): Bir iç kazasõ sonucu, iççi tarafõndan dava edilen içletme, mahkeme sonuçlanmasa bile, dönem sonunda tahmini bir tazminat bedeli kadar bir gideri kabul edebilir. Mahkeme kesinleçtiºinde, kesin sonuca göre gerekli kayõtlar ayrõca yapõlõr. 45 Örnek (2): Gçletmenin kõsa vadeli olarak aldõºõ çeçitli hisse senetlerinde, sene sonunda oluçan deºer düçüklüºü dikkate alõnõr. Ancak aynõ senetlerde oluçan deºer artõçõ dikkate alõnmaz. 46 ϭϭ͘PŶĞŵůŝůŝŬ<ĂǀƌĂŵŦ Önemlilik kavramõ, bir hesap kalemi veya mali bir olayõn nisbi aºõrlõk ve deºerinin, mali tablolara dayanõlarak yapõlacak deºerlemeleri veya alõnacak kararlarõ etkileyebilecek düzeyde olmasõnõ ifade eder. Önemli hesap kalemleri, finansal olaylar ve diºer hususlarõn mali tablolarda yer almasõ zorunludur. 47 Muhasebe sürecinde ortaya çõkacak önemsiz içlemlerin dikkate alõnmamasõnõ ifade eder. Neyin önemli, neyin önemsiz olduºuna muhasebe ile yönetim birlikte karar verir. Bu kavram ayrõca her gün gerçekleçen bazõ içlemlerin dönem sonlarõnda bir defa da kayda alõnmasõnõ öngörür. Varlõk ve kaynaklarõn, gider ve gelirlerin bölümlenmesi, olup önemli açõsõndan yönetimi içletme olmadõklarõn göre yapõlõr. 48 Örnek (1): Gçletmede çalõçan iççilere ait iççilikler her gün oluçtuºu (tahakkuk ettiºi) halde ay sonunda bir defada muhasebeleçtirilir. Örnek (2): Gçletmede kullanõlan maddi duran varlõklar her gün eskidiºi halde, yõl sonlarõnda bir defada amortisman kaydõ yapõlõr. 49 Örnek (3): Bir dönem boyunca ne kadar kõrtasiye kullanõldõºõ önemli ise, ilgili ana hesaba, kõrtasiye ile ilgili alt hesap açõlabilir. Ancak, kõrtasiye içinde ne kadar teksir kaºõdõ veya kalem harcandõºõ ile ilgili bir ayõrõma gitmek, önemlilik kavramõ ile çeliçir. Benzer çekilde, hep tek bir bölgeye satõç yapan bir içletmede, satõçlar, bölgelere göre alt hesaplar açõlarak izlenmez. 50 Örnek (4): Her bir alõcõ veya satõcõya ayrõ bir ana hesap açõlmamasõ, bir ana hesap içinde alt hesaplar açõlmasõ, önemlilik kavramõ gereºidir. 51 ϭϮ͘PnjƺŶPŶĐĞůŝŒŝ<ĂǀƌĂŵŦ Özün önceliºi kavramõ, içlemlerin muhasebeye yansõtõlmasõnda ve onlara iliçkin deºerlendirmelerin yapõlmasõnda biçimlerinden çok özlerinin esas alõnmasõ gereºini ifade eder. Genel olarak içlemlerin biçimleri ile özleri paralel olmakla birlikte, bazõ durumlarda farklõlõklar ortaya çõkabilir. Bu takdirde, özün biçime önceliºi esastõr. 52 muhasebe uygulamalarõnda, Muhasebe kavram ve ilkeleriyle deºiçik düzenlemeler (vergi yasalarõ, ticaret kanunlarõ, çeçitli yönetmelikler gibi) durumlarda, arasõnda çeliçki oluçabilir. Böyle içletmenin yaçamasõ ve baçarõsõ açõsõndan hangisi daha geçerli ise o uygulanmalõdõr. 53 Örnek (1): TTK’na göre çekte vade yoktur. vadeli genellikle çeki içletmelerin Ancak kullandõklarõ bilinmektedir. Bu durumda, belli bir vadeye haiz bir çeki alan içletme, bu çeki TTK hükmüne göre, nakit gibi kabul edip kasa hesabõna kaydetmek yerine, doºrudan durumuna uygun bir baçka hesaba (alõnan çekler) kaydeder. 54 Örnek (2): Vergi yasalarõna göre çüpheli alacak çartlarõnõ taçõmayan, ancak fiilen tahsilinde çüphe duyulan bir alacak için karçõlõk ayrõlabilir. Bu durumda söz konusu karçõlõk için oluçan gider, kanunen kabul edilmeyeceºinden vergi matrahõna ilave edilmelidir. 55