M. Meclisi B : 114 23 . 2 ı 1978 0 : 1 mak için yurt içkide

advertisement
M. Meclisi
B : 114
mak için yurt içkide üretimi düşürülen bir makn üre­
timinde kullanılan sermaye malı ve malın hammad­
desi dışardan ithal edilmekte; bu suretle eskisine gö­
re daha fazla bir döviz talebi ortaya çıkmakta, eko-,
nomi daha dışa bağımlı bir hale gelmektedir.
Bu durumda nasıl bir sanayileşme politikası takip
etmelidir? Şunu huzurlarınızda kesin olarak açıkla­
mak isterim ki, Türkiye ağır sanayi hamlesini tabak- '
kuk ettirmedikçe iktisadi bağımsızlığına kavuşamaz.
Bu hamle gerçekleştiği zaman ancak Türkiye, de- •
mir n çelik mamulleri ihtiyacım karşıladığı gibi, ger- i
çek anlamda sınai mamul de ihraç edebilecek duru­
ma gelecektir.
Muhterem milletvekilleri, Türkiyemizin bir bü­
yük kaynağı da, zengin madenlerimizdir. Maalesef,
bu madenlerimizin işletilmesine gerekli önem veril- \
memekte, büyük bir servet atıl tarzda yer altında
yatmaktadır. Bir taraftan döviz darboğazı tahammül
edilmez seviyelere ulaşırken; bu dövizi temin ede­
cek olan büyük maden rezervlerimiz, ehemmiyetini
idrak edemeyecek ve planlı işletmemizi yürütenteyecek ellerdedir.
Sanayileşme ve madencilik gayretlerinin yanında,
Türkiye ekonomisinde büyük ağırlığı olan tarımda
da plansız bir politika uygulandığını ve ihtiyaç olan
imkânların sağlanamadığım belirtmek isterim. Sabit
fiyatlarla sektörlerin gayri safi milli hâsıla içindeki
paylan gözden geçirildiği zaman, tanma gerekli kay­
nakların temin edilmediği bariz bir şekilde görülmek­
tedir. ihracatımızın sektörel olarak yapısı incelendi­
ğinde, tarım ürünlerinin % 60'a varan ve hatta aşan
bir yer işgal ettiğini beyan etmek, tanma da gerekli
intkânlan sağlamanın gerekliliğini ortaya koymakta­
dır.
Türkiye, ağır sanayiini kurmadıkça; madenciliğe
gerekli önemi vermedikçe ve tanmda planlı hareket
etmedikçe, ihraç mallarını gerek komşu ülkelere, ge­
rek sanayileşmiş ülkelere satma gayreti içinde olma­
dan dış ticaret açığının devam edeceğine muhakkak
nazanyla bakılmalıdır.
Bu hamleleri halihazırda memleket imkânlarının
çok büyük kısmına el atmış bir kaç kişinin çıkarına
uygun teklifleri yönünde değil, topyekûn vatandaşa
imkân sağlayacak ve mîlletçe kurtuluş hamlesi do­
ğuracak yönde olmalıdır.
Muhterem arkadaşlarım, ancak şu nokta da göz­
den kaçmamahdsr : Dış ticaretteki açığı kapatmak
için üretilecek malların, dengi mallarla rekabet sağla­
yacak mahiyetleri de temin edilmesi zarureti var. Bu
23 . 2 ı 1978
0:1
ese, üretimde girdilerin, rakip milletierdeki girdi liaına getirilmesiyle mümkündâr. Üretimde, girdiler için­
de hammadde, finansman masrafı, enerji gibi faktör­
ler büyük rol oynamaktadır.
Finansman masrafının en büyük kalemi faizdir.
Faiz, fiyatlara üretim safhasında ve ticarette el değiş­
tirdikçe, matematikteki üstel bir artırıcı tesir icra et­
mektedir. Halihazır kredide cari faiz nispeti, maliyet­
leri iki misline ulaştırılabilecek boyutta ve % 25 - 30
nispetlerine varmaktadır. Rekabete mecbur olduğu­
muz sanayide, ilerlemiş ülkelerde bu durum, ehem­
miyeti idrak edildiği için faiz nispetleri fevkalade dü­
şüktür, % 3 ile % 5 gibi. Bu ise, maliyetleri çok dü­
şük yapmaktadır. Hem dış rekabeti imkânsız kılan,
hem de dahilde dar gelirli tüketicinin ihtiyacının çok
pahalılaşmasına ve fakirin her geçen gün çok daha
fazla ezilmesine sebebiyet veren yüksek faiz nispetin­
den ve bu tatbikattan vazgeçilip, kâr ortaklığı siste­
mine kayılmalıdır. Cari tatbikatta ihracat, birçok ba­
kanlık ve mercilerin müdahalelerine maruz kalmakta,
• bu bürokratik engeller ihracatı ters yönde etkilemek­
tedir. Formalitelerin asgari seviyeye indirilmesi için
tek belge sistemi geliştirilmeli ve mümkünse ihracat­
çın» tek mercie muhatap olması sağlanmalıdır. Buna
paralel olarak, teşvikleri daha müessir hale getirme­
lidir.
Dış ticaret aeiğımn kapatılmasında mühim bir hu­
sus da, dış ülkelere bilgi transferi ve dış ülkelerde iş
yapma konusudur. 1976*da Karayolları, Libya'da
bir anlaşma yaparak, bu hususta bir adım atmıştır.
Bu hamlenin çok hızlandırılması re birçok dış mem­
lekette iş yapılması lazımdır. Yunanistan'ın, bu işten
yılda 600 m^yon doku- temin ettiğini söylemek, bu
işin ehemmiyetini belirtmeye kâfidir zannediyorum.
İhracatın çok geniş bir kitle eliyle yapılmasını sağ­
layacak tedbirlerin getirilmesinde de zaruret görmek­
teyiz. Büyük hacimli dış ticaretin mahdut birkaç bin
kişi eliyle yürütülmesi, hem imkanların gayrı adil
dağılımım tevlit etenesi, hem de belirli bir kitlenin dü­
şünce tarzı ve insiyatifi dışına taşmaması sebebiyle
doğru değildir. Bugünkü tatbikat yerine, daha çok
kişinin düşünme ve gayret gücünü bu işe vereceği
tarzda, çok vatandaşa imkân sağlayan, yaygın hale
getirilmesi zaruridir.
İç ve dış ticaretin tanzimi, piyasanın düzenlenmesi
görevlerini de üstlenmiş bulunan Ticaret Bakanlığı­
nın, karşılaştığı güçlükler sadece dış ticaret açığına
inhisar etmemektedir, fç tüketimin düzenlenmesi ve
tüketicinin korunması için yeni tertip ve tanzimlere
— 614 —
Download