Bir Nur talebesi, imanı tahkikiyi Risale

advertisement
Sorularlarisale.com
Bir Nur talebesi, imanı tahkikiyi Risale-i Nur'dan
aldıktan sonra ve farzları da gereği gibi ifâ ediyorsa,
tarikata mı girmelidir?
Risale-i Nurlar sadece Nurcuların malı değil bütün İslam aleminin malıdır. Üstad
Hazretlerinin ifadesi ile mal-ı umumidir. Hal böyle olunca, farklı meslek ve meşrepler
kendi meslek ve meşreplerini kuvvetlendirmek ve sağlamlaştırmak için Risale-i
Nurlardan istifade edebilirler.
Mesela bir şeyh müritlerine hakiki tarikat dersi verebilmek için Risale-i Nurlarla o
müritleri önce iman ve farzlar noktasından takviye edip sonra tarikat dersi verebilir,
denilmek istenmiştir. Yoksa bir Nur talebesi tahkiki imanı elde ettikten sonra
tarikata gitsin, orada manen terakki etsin ve kemali orda arasın denilmiyor.
Risale-i Nur dairesinde tarikatın verdiği kemalat ve terakkiler zaten vardır, bu
yüzden hariçte nur aramağa gerek yok. Üstad Hazretlerinin şu mülahazaları
meseleye ışık tutar kanaatindeyiz:
"Feyzi kardeşim,
"Sen Isparta vilâyetindeki kahramanlara benzemek istiyorsan, tam
onlar gibi olmalısın. Hapishanede-Allah rahmet eylesin-mühim bir
şeyh ve mürşid ve cazibedar bir Nakşî evliyasından bir zat, dört ay
mütemadiyen Risale-i Nur'un elli altmış şakirtleri içinde celbkârâne
sohbet ettiği halde, yalnız birtek şakirdi muvakkaten kendine
çekebildi. Mütebakisi, o cazibedar şeyhe karşı müstağni kaldılar.
Risale-i Nur'un yüksek, kıymettar hizmet-i imaniyesi onlara kâfi
olarak kanaat veriyordu."
"O şakirtlerin gayet keskin kalb ve basireti şöyle bir hakikati
anlamış ki: Risale-i Nur'a hizmet ise, imanı kurtarıyor; tarikat ve
şeyhlik ise, velâyet mertebeleri kazandırıyor. Bir adamın imanını
kurtarmak ise, on mü'mini velâyet derecesine çıkarmaktan daha
mühim ve daha sevaplıdır. Çünkü iman, saadet-i ebediyeyi
kazandırdığı için bir mü'mine, küre-i arz kadar bir saltanat-ı
bakiyeyi temin eder. Velâyet ise, mü'minin Cennetini genişlettirir,
page 1 / 2
parlattırır. Bir adamı sultan yapmak, on neferi paşa yapmaktan ne
kadar yüksek ise, bir adamın imanını kurtarmak, on adamı velî
yapmaktan daha sevaplı bir hizmettir."
"İşte bu dakik sırrı, senin Ispartalı kardeşlerin bir kısmının akılları
görmese de umumunun keskin kalbleri görmüş ki, benim gibi biçare
günahkâr bir adamın arkadaşlığını evliyalara, belki de eğer
bulunsaydı müctehidlere dahi tercih ettiler."
"Bu hakikata binaen, bu şehre bir kutup, bir gavs-ı âzam gelse,
'Seni on günde velâyet derecesine çıkaracağım.' dese, sen Risale-i
Nur'u bırakıp onun yanına gitsen, Isparta kahramanlarına arkadaş
olamazsın."(1)
Risale-i Nurlar tarikattan matlup neticeyi ziyadesi ile temin eden bir meslektir.
Risale-i Nurları kafi görmeyip başka yerlere giden birisi, güneşi bırakıp muma
sarılmış demektir. Bizim "alt yapı ve temel" ifadelerimiz, İslam toplumunun geneli
ve hariçteki meşrep ve meslekte olanlar içindir, yoksa Nur dairesinde olanlar için
değildir.
(1) bk. Kastamonu Lâhikası, (52. Mektup)
page 2 / 2
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download