ﻋَﻠَﯿْﮫِ وﺳَﻠﱠﻢ ﻗﺎل رﺳُﻮلُ ﱠ ﺻَﻠّﻰ ﷲُ

advertisement
İL
TARİH
:SAMSUN
:03.11.2017
‫ِب ٰھﺬَا َﺣ َﻼ ٌل َو ٰھﺬَا َﺣ َﺮا ٌم‬
ِ ‫ﻒ ا َ ْﻟ‬
َ ‫ﺴﻨَﺘ ُ ُﻜ ُﻢ ا ْﻟ َﻜﺬ‬
ُ ‫َو َﻻ ﺗَﻘُﻮﻟُﻮا ِﻟ َﻤﺎ ﺗ َ ِﺼ‬
‫ِب َﻻ‬
َ َ‫ِب اِنﱠ اﻟﱠﺬ۪ ﯾﻦَ َﯾ ْﻔﺘ َ ُﺮون‬
َ ‫ِﻟﺘ َ ْﻔﺘ َ ُﺮوا‬
َ ‫�ِ ا ْﻟ َﻜﺬ‬
َ ۜ ‫�ِ ا ْﻟ َﻜﺬ‬
‫ﻋﻠَﻰ ﱣ‬
‫ﻋﻠَﻰ ﱣ‬
ۜ ‫ﯾُ ْﻔ ِﻠ ُﺤ‬
َ‫ﻮن‬
‫ﺳﻠﱠﻢ‬
َ ُ‫ﺻﻠّﻰ ﷲ‬
َ �
َ ‫ﻋﻠَ ْﯿ ِﮫ و‬
‫ﺳﻮ ُل ﱠ‬
ُ ‫ﻗﺎل ر‬
، ‫ﺎس َز َﻣﺎنٌ ﻻَ ﯾُﺒَﺎ ِﻟﻰ ا ْﻟ َﻤ ْﺮ ُء ﺑِ َﻤﺎ أ َ َﺧﺬَ ا ْﻟ َﻤﺎ َل‬
َ ‫» ﻟَﯿَﺄْﺗِﯿَﻦﱠ‬
ِ ‫ﻋﻠَﻰ اﻟﻨﱠ‬
« ‫أ َ ِﻣ ْﻦ َﺣﻼَ ٍل أ َ ْم ِﻣ ْﻦ َﺣ َﺮ ٍام‬
HARAMLARA KARŞI DUYARLI OLMAK
Kardeşlerim!
Okuduğum ayette Yüce Allah:“ Dillerinizin yalan
yere nitelendirmesinden ötürü, 'Şu helâldir, şu da
haramdır.' demeyin, sonra Allah'a karşı yalan
uydurmuş olursunuz. Şüphesiz, Allah'a karşı yalan
uyduranlar, kurtuluşa eremezler.” 1 Buyuruyor.
Okuduğum hadis-i şerifte ise Efendimiz
(sav):“Öyle bir zaman gelecek ki, kişi, malını helâlden
mi yoksa haramdan mı elde ettiğine bakmayacak!” 2
Buyurmaktadır.
Muhterem Mü’minler!
Yüce Allah, en güzel şekilde yarattığı, yeryüzünde
halife olarak seçtiği mahlûkunu en iyi bilendir. 3 İnsanın
değerine binaen dünyada ve ahirette kendisinin mutlu ve
huzurlu olabilmesi için vahiyler ve peygamberler
gönderilerek tehlike ve kötülüklerden, zarar ve
ziyanlardan koruyacak ilkeler manzumesi, helal ve
haramlar konulmuştur. Netice olarak helâl ve haram,
Allah'ın kulları için belirlediği sınırlardır. Bunlar,
insanları kötü şeylerden uzaklaştırmakta ve onları iyi
olana çağırmaktadır. Allah, kulları için bu sınırları çizmiş,
bunlara riayet edenler için mükâfat vaat ederken, çizgiyi
aşanlar için ise alçaltıcı bir azabın var olduğunu haber
vermiştir. 4
Kardeşlerim!
Sözlükte yasak, anlamına gelen haram, dini bir
terim olarak, kesin bir delille, açık bir şekilde
yapılmaması istenen fiildir. Dinimizde haram sadece
yiyecek ve içeceklerde değil, kulluk vazifesi, ticaret, aile
hayatı, beşeri ilişkiler, fert ve kamu hakları gibi tüm
alanlarda görülebilen yasaklardır.
İnsanların helal ve haram duyarlılığına dayalı bir
hayat tarzı oluşturması onu kul hakkından uzak tutacaktır.
Allah’u Teâlâ’nın “Allah’ın size helâl ve temiz olarak
verdiği rızıklardan yiyin” 6 emrine aykırı hayat tarzı ise
fıtratımızı,
kulluğumuzu,
ruhumuzu,
kimliğimizi
kaybederek birbirimize düşman olmamıza sebep olacaktır
Kardeşlerim!
Gelin, bereketten uzak ve isyan kokan faizi
bırakıp rızkı bereketlendiren sadaka ile huzurlu bir hayat
sürelim. Gelin dilimize sahip çıkıp yalan, dedikodu ve
gıybetten uzak bir hayatla kardeşçe yaşayalım. Gelin
Allah’ın bize emrettiği ibadetleri yaparak hem hayatımızı
düzenleyelim hem de kulluğumuzun bilincine varalım.
Gelin birbirimize karşı kıskançlık, hamaset ve kin dolu
düşünce ve duygulardan kurtularak Hz. Âdem’in
çocukları ve Yüce Allah’ın huzurunda eşit ve kardeş
olduğumuzu hatırlayalım. En önemlisi haramlara karşı
duyarlı, takva dolu Müslümanlar olarak Yaratıcımızın
bize sunduğu o tertemiz fıtratı bozmadan Rıza-i İlahiye
varma sorumluluğunun bilincinde olarak yaşayalım.
Hutbemizi Efendimiz (sav)’in harama duyarlı
olmayı öğütleyen hadisi ile bitirmek istiyorum.
“Helâl bellidir; haram da bellidir. İkisinin arasında ise
birtakım şüpheli şeyler vardır ki insanların çoğu bunları
bilmezler. Kim şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve
ırzını (namus ve haysiyetini) korumuş olur. Kim de
şüpheli şeylere düşerse, harama düşmüş olur...” 7
Kıymetli Müslümanlar!
Haram ve helal konularında duyarlı olmak¸ fıtrat
üzere yaşamak demektir. Fıtrat¸ insan tabiatının¸
duygularından¸ tutkularından¸ zihinsel¸ sosyal ve kültürel
faktörlerden etkilenmemiş ilk hâlidir. Her insanın fıtratına
uygun bir hali vardır. Bu nedenle insan yaradılış amacına
uygun olarak zararlı ve yasak olan fiillerden uzak durması
ve haramlara karşı duyarlı olması gerekmektedir.
Hazırlayan: Abdullah DEMİRCAN Bafra Vaizi
Helal haram konusunda duyarlı olmaya da takva
denilmektedir. Takva, yüce Rabbimizin rızasını kazanmak
için hassas olmak¸ O'na isyandan kaçınmak, O’nu sevmek
ve O’nun istediği doğrultuda yaşamaktır. 5
Nahl, 16/116
Buhari, Büyu, 23
3
Tin, 95/3; Bakara, 2/30
4
Nisa, 4/13-14
5
Enfal, 8/29
Redaksiyon: İl İrşat Kurulu
1
2
6
7
Nahl, 16/114
Müslim ,Müsakat, 107
İL
: SAMSUN
TARİH : 10/11/2017
‫ب اﻟﱠﺬِي ﻧَ ﱠﺰ َل‬
ِ ‫ﯾَﺎ أَﯾﱡ َﮭﺎ اﻟﱠ ِﺬﯾﻦَ آ َﻣﻨُﻮا‬
ُ ‫ﺎ�ِ َو َر‬
‫آﻣﻨُﻮا ﺑِ ﱠ‬
ِ ‫ﺳﻮ ِﻟ ِﮫ َوا ْﻟ ِﻜﺘَﺎ‬
َ
ِ�‫ﺎ‬
‫ب اﻟﱠﺬِي أَ ْﻧ َﺰ َل ِﻣ ْﻦ ﻗَ ْﺒ ُﻞ َو َﻣ ْﻦ ﯾَ ْﻜﻔُ ْﺮ ِﺑ ﱠ‬
ُ ‫ﻋﻠَﻰ َر‬
ِ ‫ﺳﻮ ِﻟ ِﮫ َوا ْﻟ ِﻜﺘَﺎ‬
َ ‫ﺳ ِﻠ ِﮫ َوا ْﻟ َﯿ ْﻮ ِم ْاﻵ ِﺧ ِﺮ ﻓَﻘَ ْﺪ‬
‫ﺿ ﱠﻞ ﺿ ََﻼ ًﻻ َﺑ ِﻌﯿﺪًا‬
ُ ‫َو َﻣ َﻼ ِﺋ َﻜ ِﺘ ِﮫ َو ُﻛﺘ ُ ِﺒ ِﮫ َو ُر‬
:‫ﺳﻠﱠﻢ‬
َ ُ‫ﺻﻠّﻰ ﷲ‬
َ �
َ ‫ﻋﻠَ ْﯿ ِﮫ و‬
‫ﺳﻮ ُل ﱠ‬
ُ ‫ﻗﺎل ر‬
َ
‫ح‬
َ ‫ﺎن َو‬
ْ َ‫اﻹﯾ َﻤﺎنَ ﺗ‬
ٌ ‫ﺼﺪِﯾ‬
َ ّ‫ﺐ َوﻗ ْﻮ ٌل ِﺑﺎﻟ ِﻠ‬
ِ ‫ﻖ ِﺑﺎ ْﻟﻘَ ْﻠ‬
ِْ
ِ ‫ﺴ‬
ِ ‫ﻋ َﻤ ٌﻞ ِﺑﺎ ْﻟ َﺠ َﻮ ِار‬
TAKLİDİ İMANDAN TAHKİKİ İMANA
Kardeşlerim!
Yüce Allah (cc) okuduğum ayet-i kerimede
mealen şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler!
Allah’a, peygamberine, peygamberine indirdiği
kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin.
Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve
ahiret gününü inkâr eden iyice sapıtmıştır.” 1
Sevgili Peygamberimiz (sav), dünya ve ahiret
saadeti için bilgi isteyen Abdülkays heyetine şöyle
buyurmuştur: “İman; Kalp ile tasdik, dil ile ikrar,
beden ile amel etmektir.” 2
Kıymetli Müminler!
İnsan, yaratanını tanımak ve O’na ibadet
etmek için yaratılmıştır. Ancak ve ancak bu yaratılış
gayesine uygun hareket ederse ebedi saadete ulaşabilir.
Bu bakımdan insanın iman etmesi ve bu imanını son
nefesine kadar muhafaza etmesi, dünyadan ve o’nun
içindeki her şeyden daha kıymetlidir.
Bizim için bu kadar kıymetli olan iman;
Allah’ın Hz. Peygamber’e (sav) vahiy yoluyla
bildirdiği emir nehiy ve hükümleri kabul edip bunların
doğru olduğuna gönülden inanmaktır.
Bir müslüman’ın imanında zirve noktaya
ulaşması için kalben tasdik edip dil ile ikrar ettiği
hususları yaşantısında da uygulaması gerekir. Kişiyi
hem Allah katında hem de insanlar arasında değerli
kılan şey kalbiyle dilinin, özüyle sözünün bir
olmasıdır.
Kardeşlerim!
Delillere dayalı olmaksızın sadece çevrenin
telkini ile meydana gelen ve adeta kişinin İslam
toplumunda doğup büyümüş olmasının tabii sonucu
olarak gözüken taklidi iman; inkârcı, kötü niyetli ve
kötü düşünceli kimselerin ileri süreceği itirazlarda
sarsıntıya uğrayabilir. Bu tür iman geçerli sayılsa da,
kişi imanını dini ve akli delillerle güçlendirmekle
sorumludur.
Allah Teâlâ; “Onlara, “Allah’ın indirdiğine
uyun” denildiğinde, “Hayır, biz, atalarımızı
üzerinde bulduğumuza uyarız” derler. Ya ataları
bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler
olsa da mı?” 3 buyurmaktadır. Ayeti kerime bize
gösteriyor ki, icmali ve tafsili hak bir delile
dayanmayan taklit, din hakkında yasaklanmıştır.
Bilgisizliğe, delalete uyup taklit etmek aklen batıl
olduğu gibi, şüpheli olan hususta da delilsiz taklit
etmek caiz değildir.
Deliller, ileri sürülecek şüphe ve itirazlara
karşı imanı korur. Delillere, bilgiye, araştırma ve
kavramaya dayalı böyle bir imana tahkiki iman adı
verilmektedir. Esas olan her Müslüman’ın tahkiki
imana sahip olması, neye, niçin ve nasıl inandığının
bilincini taşımasıdır. Bu tür bir imanın oluşumunda da
sağlıklı bir aile, kaliteli dini eğitim, dini tecrübe, iyi bir
toplum etkili olmaktadır.
Kıymetli Müminler!
Tahkiki iman, Kur’an-ı Kerim ve sünnete
gönülden tabi olmakla başlar, akıl ve naklin yanında
sağlam duyu organlarının müşahede, araştırma ve
uygulamasıyla olgunlaşır. Bu süreçte gösterilen sabır
ve sebatın yanında ibadet ve salih ameldeki süreklilik
de tahkiki imanın fıtratla bütünleşmesini sağlar. Artık
iman kalpte sezilip, bizzat duyulan, basiretle müşahede
olunan, bizzat yaşayarak kazanılan bir mertebeye
yükselir.
Kardeşlerim!
İnsanı mutlu ve huzurlu kılan, güven içerisinde
hayatını devam etmesine yardımcı olan inancıdır.
Mümin, tahkiki imanı sayesinde ayaklarını sağlam
basabileceği zemin bulur. Böyle bir iman O’na,
olaylara nasıl bakacağını belirleyen bir bakış açısı, bir
kalkış ve hareket noktası temin eder.
Tahkiki iman sayesinde kişi, hayatını
belirsizlikten, kargaşa ve karmaşadan kurtarıp anlamlı
ve yaşanır bir hale getirebilir. Kaygılar, korkular,
ümitsizlikler, geleceğe dair endişeler ve tüm bunların
oluşturduğu karanlık, ancak tahkiki iman sayesinde
aydınlanır. Tahkiki imana ulaşmak, Yüce Allah’ı
bilmek,
tanımak,
O’na
sığınıp
güvenmekle
mümkündür.
Hutbemi sevgili Peygamberimizin (sav) bir
duasıyla bitirmek istiyorum. “Allah’ım! Bize imanı
sevdir, kalplerimizi imanla süsle, bize küfrü
sevdirme kerih göster, bizi dosdoğru yolu
bulanlardan eyle” 4
Hazırlayan: Murat ÖZTÜRK Alaçam Vaizi
Redaksiyon: İl İrşat Kurulu
1
Nisa, 4/136
İbn Mace, Sünnet, 9
3
Bakara, 2/170
4
Hâkim, Deavât, 1868
2
İL
: SAMSUN
TARİH : 17/11/2017
aynı zamanda büyük bir fitnedir. Bu büyük fitne özellikle batı
dünyasında
İslam
ve
Müslüman
düşmanlığını
körüklemektedir. Müslümanlarla diğer toplumların huzur ve
barış içerisinde yaşamasını zorlaştırmaktadır.
Aziz Kardeşlerim!
‫ﺷﺪﱡ ِﻣﻦَ ْاﻟﻘَﺘْ ِﻞ‬
َ َ ‫َو ْاﻟ ِﻔﺘْﻨَﺔُ ا‬
‫ﺳﻠﱠﻢ‬
َ ُ‫ﺻﻠّﻰ ﷲ‬
َ �
َ ‫ﻋﻠَ ْﯿ ِﮫ و‬
ُ ‫ﻗﺎل ر‬
‫ﺳﻮ ُل ﱠ‬
‫ﺼﺒَ َﺮ ﻓَ َﻮا ًھﺎ‬
َ َ‫ َوﻟَ َﻤ ْﻦ ا ْﺑﺘ ُ ِﻠ َﻲ ﻓ‬، ُ‫ﺐ ا ْﻟ ِﻔﺘ َﻦ‬
‫ِإنﱠ اﻟ ﱠ‬
َ ِّ‫ﺴ ِﻌﯿ َﺪ ﻟَ َﻤ ْﻦ ُﺟﻨ‬
FİTNE ÖLDÜRMEKTEN DAHA KÖTÜDÜR
Aziz Kardeşlerim!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle
buyurmaktadır: “ Fitne, adam öldürmekten daha ağırdır.” 1
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz
(s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz bahtiyar kimse,
fitnelerden uzak kalandır. Bir musibete uğradığında
sabredendir. Yazıklar olsun fitneye sebebiyet verenlere ve
destek olanlara!” 2
Aziz Kardeşlerim!
Fitne, İmtihan, iyi ve kötü şeylerle deneme; manevi
çöküntü; dini, içtimai ve siyasi kargaşa anlamlarında
kullanılan geniş kapsamlı bir terimdir. 3 Fitne, yaratılmışların
en üstünü olan insanın izzet ve onuruna, şeref ve haysiyetine
en çok zarar veren davranışlardan birisidir.
Değerli Kardeşlerim!
Fitnenin şekli, içeriği ve boyutu gerek aynı inanca sahip
İslam ümmeti içerisinde gerek İslam ümmeti ile diğer farklı
inançlara sahip milletler arasında yıllar hatta yüzyıllar süren
çekişmelerin, kargaşaların, düşmanlıkların, ortaya çıkmasına
sebep olmuştur. Günümüzde halen aynı inanca sahip İslam
ümmeti arasında Yüce Kitabımız Kur’an’ı, Hz. Peygamber
(s.a.s)’in sünnetini anlama ve uygulama noktasında, görüş
ayrılıkları, yorum farkları, mezhepsel farklılıklar dahi bir
düşmanlık ve kan dökme sebebi olarak görülebilmekte,
tefrikanın ve fitnenin kuvvetli bir aracı olabilmektedir.
Aziz Kardeşlerim!
Günümüzde İslam düşmanı güçler tarafından İslam adı
kullanılarak ortaya çıkartılan terör örgütleri, dünya
kamuoyunda İslam karşıtlığı hususunda muazzam bir fitneye
sebep olmaktadır. Gizli eller yine bu cinayet şebekeleri
vasıtasıyla açık bir şekilde küresel çaptaki basın, yayın ve
medya organlarıyla dünya kamuoyunu İslam’ı terörün kaynağı
bir din olduğuna inandırma gayreti ve çabası içerisindedir. Bu,
bir insanın canına kıymayı bütün insanlığı öldürme, bir insana
hayat vermeyi bütün insanlığa hayat verme 4 olarak gören
barış ve hoşgörü dini olan İslam’a atılmış en büyük iftiradır ve
Bakara, 2/191.
Ebu Davud, Fiten ve Melahim, 2.
3 Çağrıcı, Mustafa, “Fitne”, DİA, XIII, 156.
4
Maide, 5/32.
Kişilerin hayatlarını hedef alan fitnelerin varlığı gibi son
yıllarda daha yoğun bir şekilde Yüce Allah tarafından
indirilen son din olan İslam’ı ve onun mensupları olan
Müslümanları toptan hedef alan, onlara yaşam hakkı
tanımayan hatta yeryüzünden silmeyi hedefleyen büyük
fitnelerin varlığıyla karşı karşıyayız. Hâlbuki şunu iyi bilmek
gerekir ki bu ve benzeri büyük fitne ateşleri sadece kişileri
değil, toplumu, insanlığı, hatta bütün dünyayı yakabilecek,
yıkabilecek potansiyel taşımaktadır. İşte bu nedenle fitne,
Kerim Kitabımız Kur’an’da öldürmekten daha ağır bir suç ve
büyük günah olarak addedilmiştir.
Değerli kardeşlerim!
Gönülden iman etmiş bir mü’minin fitne ve fitnenin
kaynağını teşkil eden söz, fiil ve davranışlardan sakınması
gerekir. Aksi takdirde gittikçe çığ gibi büyüyen fitne, suçlusuçsuz her şeye ve herkese zarar verebilir, yok edebilir.
Kardeşlerim!
Yüce Rabbimiz Kuran’ı Kerimde Müslümanları fitneye,
tefrikaya, ayrılığa karşı birlik ve beraberliğe davet etmektedir.
Birlik ve beraberliğin nimet, ayrılık ve parçalanmanın da
felâket olduğunu beyan etmektedir. 5 Başka bir ayette de fitne
sonucu Müslümanların birbirlerine düşmeleri durumunda
başlarına gelecek felaket konusunda şöyle uyarmaktadır:
“Allah ve Resûlü’ne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin.
Sonra korkuya kapılırsınız da gücünüz elinizden gider. Bir
de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir” 6
Aziz Kardeşlerim!
Fitnenin, tefrikanın, ayrılığın, düşmanlığın yakıcı, yıkıcı,
yok edici etkisini bilen inananlar olarak gelin Rabbimizin
davetine uyalım ve hep birlikte Millet olarak, İslam ümmeti
olarak kardeş olalım, bir ve beraber olalım. Yüce Rabbimizin
ipine, Kur’an’a, İslam’a sımsıkı sarılalım. Millet olarak kendi
aramızda oldukça merhametli, birlik ve beraberlik içerisinde,
din, vatan ve millet düşmanlarına karşı ise oldukça uyanık,
güçlü ve hazır olalım.
Hutbemi şu dua ile bitirmek istiyorum:
Ya Rabbi sen bizim Mevla’mızsın bize güç ver kuvvet
ihsan eyle. Aramıza kin, nefret ve fitne tohumları ekmek
isteyenlere fırsat verme. Bize tevhit inancı etrafında vahdet
nasip eyle. Rabbimiz! Milletimizi ve İslam âlemini her türlü
fitne, tefrika, bela ve musibetten muhafaza eyle!
Hazırlayan : Faysal ÖZDOĞRU/ Asarcık Vaizi
Redaksiyon: İl İrşat Kurulu
1
2
5
6
Al-İ İmran, 3/102,103.
Enfal, 8/46.
İL:
SAMSUN
TARİH: 24/11/2017
‫ﺼ ٰﻠﻮة َ َو ٰاﺗُﻮا ﱠ‬
‫ﺳﻮ َل ﻟَﻌَﻠﱠ ُﻜ ْﻢ‬
ُ ‫اﻟﺮ‬
‫َوا َ ٖﻗﯿ ُﻤﻮا اﻟ ﱠ‬
‫اﻟﺰ ٰﻛﻮة َ َوا َ ٖطﯿﻌُﻮا ﱠ‬
َ‫ﺗ ُ ْﺮ َﺣ ُﻤﻮن‬
‫ﺳﻠﱠﻢ‬
َ ُ‫ﺻﻠّﻰ ﷲ‬
َ �
َ ‫ﻋﻠَ ْﯿ ِﮫ و‬
‫ﺳﻮ ُل ﱠ‬
ُ ‫ﻗﺎل ر‬
PEYGAMBER (S.A.S)’İ SEVMEK O’NA TABİ
OLMAKTIR
Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz
şöyle buyuruyor; “Namazı dosdoğru kılın, zekâtı
verin, Resûle itaat edin ki size merhamet edilsin.” 1
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamberimiz
(s.a.s): “Sizden biriniz beni annesinden-babasından,
çoluk-çocuğunuzdan ve bütün insanlardan daha çok
sevmedikçe iman etmiş olmaz” 2 buyurmaktadır.
Değerli Mü’minler!
İnsanlığa rahmet olarak gönderilen, insanlara
kitabı ve hikmeti öğreten, dünya ve ahiret saadetine
kavuşma yolunu açıklayan Peygamberimiz(s.a.s)’i
sevmek, mü’min olmanın gereğidir. Peygamber
(sav)’ sevgisi; mal mülk, mevki makam, çoluk çocuk
gibi bütün sevgilerin üzerinde olmalıdır. 3 Peygamberi
sevmenin en önemli delili ise; O’na uymak, her
durum da O’nu örnek almaktır.
Kardeşlerim!
Geçmişten
günümüze
Hilye-i
şerifler,
mevlitler, naatlar ve şiirler O’na olan sevginin somut
ifadeleri oldu. Asırlardır çocuklara Muhammed,
Mehmet, Mustafa isimleri verildi. Ve İslam tarihinde,
Peygamber sevgisine dair en güzel örnekleri
“Peygamber, mü’minlere kendi canlarından daha
önce gelir…” 4 ayetini yüreklerine nakşeden, sık sık
“Anam, babam sana feda olsun Ya Resulallah!” diyen
Ashab’ın hayatında görüyoruz. Hicret gecesi suikast
düzenleneceğini bile bile Resulullah’ın yatağına
yatarak ölümü göze alan Hz. Ali, “Seni nefsimden de
çok seviyorum” diyen Hz. Ömer, “O ne söylerse
doğru söyler” dediği için es-Sıddık lakabını alan
hicret arkadaşı Hz. Ebubekir, Peygamber Efendimiz
(s.a.s)’in vefatından sonra bir daha Medine-i
Münevvere’de ezan okuyamayan Hz. Bilal, Selman-ı
Farisi, Hz. Zeyd ve Hubeyb bin Adiy daha binlercesi
hayatlarının her safhasında Rasûlullah(s.a.s)’ı
canlarından çok sevdiler ve her hususta O’nun izinden
gittiler.
Kıymetli Müslümanlar!
Peygamberi sevmek O’na tabi olmaktır.
Peygamberi sevmek; Kur’an’a uymaktır, güzel ahlâk
sahibi olmak adâletten ayrılmamak, istikamet üzere
olmaktır; söz ve eylemlerinde dosdoğru olmak, gıybet
yapmamak, başkalarına zulmetmemek, helâl ve
harama riayet etmek, israf etmemek, komşuya eziyet
etmemektir. “Benim kıldığım gibi namaz kılın”5
diyen o kutlu elçinin namazı gibi namaz kılmaktır.
O’nun hoşlandıklarından hoşlanıp, sevmediklerinden
kaçınmak, onun hal, ahval, tavır ve diline
benzemektir. O’nun yolundan yürümek ve her
yönüyle O’nu örnek almaktır. Kısacası Peygamberi
sevmek, Allah’a layıkıyla kul olmaktır.
Kardeşlerim!
Peygamberimizi sevmek sadece sözde değil,
özde de olmalı. İnsanın sözüne ve davranışlarına,
yaşam tarzına yansımalı. Yetimin başını okşarken,
fakirin elinden tutarken, mazlumun yardımına
koşarken Allah’ın Rasûlü (s.a.s) örneğimiz olmalı.
Eşler arası iletişimde, çocuklarımıza göstereceğimiz
muhabbet ve adalette modelimiz olmalı. O’nun
sünneti hayat tarzımız haline gelmeli; hayata,
olaylara, dünyaya bakışımızı şekillendirmeli.
Kardeşlerim!
Kur’an-ı Kerim’de “O Peygamber'e inanıp
ona saygı gösteren, ona yardım eden ve onunla
birlikte gönderilen nûr'a (Kur'an'a) uyanlar var ya,
işte kurtuluşa erenler onlardır.” 6 diye buyuruluyor.
Rabbim bizi bu kurtuluş ehlinden kılsın. Rasûlü
(s.a.s)’nü Veysel Karani’nin sevdiği gibi seven ve
O’nun
ahlakıyla
ahlaklanan,
ibadetlerindeki
samimiyette O’nu örnek alan kullarından eylesin.
Hazırlayan: Suzan DEBEROĞLU / İl Vaizi
Redaksiyon: İl İrşat Kurulu
1
Nur, 24/56
Buhari, Sahih, İman, 2/8
3 Tevbe; 9/24
4 Ahzab, 33/6
5 Buhârî, Ezân, 18
6 A’raf, 7/157
2
Download