1 özel üsküdar sev ġlköğretġm okulu aylık bültenler serġsġ eylül

advertisement
ÖZEL ÜSKÜDAR SEV ĠLKÖĞRETĠM OKULU
AYLIK BÜLTENLER SERĠSĠ
EYLÜL, 2010
SAYI: 1
KONU: 6. SINIF ÖĞRENCĠSĠNĠN ÖZELLĠKLERĠ
ERGENLĠK NEDĠR?
Ergenlik insanın yaşam döngüsünde çok özel bir dönemdir. Bu dönem, 5-7
yıllık bir zaman dilimine serpiştirilmiş olan duygusal oluşumların, zihinsel
değişimlerin ve fiziksel olgunluğun bir bileşimidir. Bu dönemde meydana gelen
değişiklikler çocuk için heyecanlandırıcı, aynı zamanda ürkütücü ve kafa
karıştırıcıdır. Arkadaşlıklar daha köklü ve derin yaşanmakta, küçük gruplar
oluşturulmakta, kız-erkek ilişkileri gittikçe daha heyecanlı ve arzulanır hale
gelmekte ama cinselliğin karmaşık kimyası, güdülenmeleri ortaya çıkarttıkça
ürkütücü olmaktadır.
Ergenlik (adolesans) terimi, büyüme anlamına gelir. Cinsel olgunluğa erişme
anlamındaki büyüme, biyolojik ergenliğin temelidir. Boyun uzaması ve ağırlığın
artması anlamındaki büyüme daha az önemlidir. Ergenlikte ortaya çıkan
değişikliklerin zamanlaması kişiye, etnik gruba, beslenme alışkanlıklarına göre
değişiklik gösterebilir. Genel olarak gelişimin tüm evreleri kızlarda daha erken
başlar.
Cinsel Olgunlaşma
Ve böylece çocuklar erkeklik ve kadınlığa adım atarlar. Her biri üreme için
gerekli bedensel kapasiteye ulaşır. Hormonal değişimler cinsel büyümenin dış
belirtilerinden önce başlar. Ön ergenliğin çocukta belirtileri gerginlik,
huzursuzluk ve hantallıkta artış olarak gözlemlenebilir. Hormonlardaki değişimler
ergenin bedeninde şaşırtıcı duygular uyandırır. Bu duygularla birlikte hem gurur,
hem de utanç ile karışık büyük bir huzursuzluk baş gösterir. Erkeklerdeki cinsel
olgunlaşmanın ilk dış bulguları, hem testislerin büyüme hızında artış, hem de boy
uzaması ve cinsel bölgede tüylerin belirmesidir. Kızlardaki ilk bulgular tüylerin ve
meme tomurcuklarının belirmesidir; boy uzamasındaki atılım tipik olarak bir yıl
sonra gerçekleşir. Yumurtalıklardaki hızlanmış büyüme tipik olarak 7-9 yaşları
arasında başlar. Kızlarda cinsel bölgede tüylerin ortaya çıkması 8-14 yaşları
arasındadır; meme tomurcuklanması ise 8-13 yaşları arasında, hızlı boy atma 9,514,5 yaşları arasında olur. Menstrüasyon daha sonraki aşamadır.
1
Erkeklerde eşdeğer dönüm noktaları şunlardır; Testis hacmindeki büyüme
atılımının başlama yaşı 10-13'tür. Penis hacmindeki büyüme atılımının başlama yaşı
11-11,5 ve boy atma için 10,5- 16'dır. Penis büyümesi 13,5-16,5 yaş ve testis
büyümesi 14,5-18 yaşlar arasında durur. Boy atma en yüksek hızına 14 yaştan
hemen önce ulaşır, bu aynı zamanda ilk ejekülasyon ( boşalma ) yaşıdır.
Fiziksel Gelişme
Ergenlik hızlı boy artışının olduğu ikinci dönemdir. Gövdenin büyümesindeki
hızlanma bacaklardan sonra başlar, ancak gövdedeki toplam artış daha büyük
olduğundan, gövde/bacak uzunluğu oranı gittikçe artar. Göğüs ve kalça
genişliğindeki en hızlı büyüme, genellikle bacak uzamasının en hızlı büyümesinden
4 ay sonra olur. Erkekler maksimum boylarının %98'ine ortalama 17,5 yaşında
ulaşırlar ve bu uzama 20'li yaşların sonuna kadar devam eder. Kızlarda bu yaş
15,5'tur. Kilo artışının tepe noktası, boy uzamasından 6 ay sonradır. Erkeklerde
büyümenin tepe noktasına ulaşmasından yaklaşık 3 ay sonra kas büyümesi de tepe
noktasına ulaşır. Kızlarda güç, motor koordinasyon ve performanstaki artış
erkeklerden önce ortaya çıkar, ancak ortalama olarak erkeklerdeki kadar çok
değildir.
Fizyolojik Gelişme
Kalp ve akciğerler de dahil olmak üzere çoğu iç organ ergenlikteki büyüme
atılımına ayak uydurur. Bu gelişmeler hızlı büyümenin metabolik gereklerini
karşılayabilmek için artan oksijen ve "yakıt" gereksinimini yansıtır. Özellikle
erkeklerde akciğer ve göğüs boyutları büyüdükçe vital kapasite artar ve
alyuvarlardaki artıştan ötürü kan daha fazla oksijen taşımaya başlar. Erkeklerde
kas kütlesindeki, kızlarda ise yağ dokusundaki artış fazla olur.
Ergenlikteki bireysel ve cinsiyete bağlı farkların davranış üzerinde önemli
etkileri vardır. Hemen hemen bütün kızlar, erkek olan yaşıtları büyüme hızlarının
tepe noktasına ulaştığında ergenlik büyümelerini tamamlamış olurlar. İki cinste de
erken, ortalamaya uygun veya geç olgunlaşanlar vardır. Ergenlerin ilgi ve
davranışları, kronolojik yaşlarından çok olgunluk yaşlarıyla uyumludur.
Ön ergenlik ve ergenliğin ilk başlarında erkek çocuklar, kendi aralarında
gruplar oluşturup kızlardan uzak durmaya çalışır. Bağımsızlık tutkularından dolayı
ana babanın en iyi niyetlerine bile baş kaldırır. Gürültücüdürler; tartışır, bağırır
ve kapıları çarparlar.
Ergen genç kız bedenindeki değişimlerle çok ilgilidir. Kendini diğer kızlarla
karşılaştırır ve çok şişman, çok kısa, çok uzun, çok zayıf vb... bulur. Bedeninde
bazılarında gurur, bazılarında utanç kaynağı olan değişiklikler farkeder. Genç
2
erkek gibi genç kız da annesine olan çocukça bağımlılığından kurtulmak zorundadır
ve bunun sonucu olarak annesinde kusur bulmaya başlar. Her ne kadar onun
bağımlılığını reddetse de annesi onun modelidir.
Ergen Benliğinin Psikolojisi ve Gelişimi
Tipik bir ergenin duygusal dünyası, iniş çıkışlarla doludur. Ergenlerin
duygusal iniş-çıkışlarını değerlendirecek bir temelden yoksun olmaları, olayların
genellikle olduklarından daha iyi ya da olduklarından çok daha kötü olarak
değerlendirilmesine neden olmaktadır.
Zihinsel olarak tipik bir ergen "şimdi ve burada" şeklindeki düşünceden,
mantıklı çıkarımlar yapmaya doğru yönelmektedir. Bu dönem, ben neyim, diğerleri
arasında neredeyim, yaşamımla ilgili olarak neler yapacağım gibi soruların
sorulduğu bir dönemdir. Gerçekte ergenlik yılları, benliği yaratma dönemi değil,
var olan benliği keşfetme dönemidir.
Psikolojik anlamda ergenlik, erinlik ile başlayan zihinsel bir durum, bir
tutum ve yaşam tarzı anlamına gelmekte ve birey ana baba denetiminden
bağımsızlığını kazandığında sona ermektedir. Ergenlik döneminin sona ermesi
kişiden kişiye değişmektedir. Ergenliğin, hem fiziksel hem toplumsal gelişim
içindeki cinsel olgunluk işaretleriyle başladığı ve birey, kendini destekleyici,
sorumlu ve bir çok konuda onay, tanınma ve rehberlik beklediği yaşıtlarınca kabul
edilir olduğunda, sona erdiği sonucunu çıkartabiliriz. Özellikle fiziksel ergenlik
tamamlandığında, bireyin temel onay, tanınma ve rehberlik kaynağı ana babaya
olan bağımlılığının sürmesi, devam eden psikolojik ergenliğin temel belirtilerinden
biridir. Ergenliğin temel başarısı ve dönemin tamamladığına işaret eden bir olgu,
büyüyen gencin ana babasından ayrılması ya da bireyin kendi yolunu
çizebilmesidir.
Ergenliğin Gelişen Benliği Üzerinde Anne-Babanın Etkisi
Ergenliğin temel bir gelişim görevi daha fazla öz-yeterlilik kazanmaktır.
Klinik bulgular bu görevin başarılmasında ana-babaların çok etkili olduğunu
belirtmektedir. Çoğu ana-baba ergenlerinin ayrılıp gitmesine kolay kolay izin
vermemektedir. Çok fazla veya çok az katılımının ergenin bağımsızlık başarısını
azaltabileceği belirtilmektedir. Ana-babalar çok az katılımda bulunurlarsa özyönelim için gerekli olan güven daha az gelişebilmektedir. Çok fazla katılım ise
özerkliğin
gelişimine
karışan
bağımlılık
gereksinimlerini
ortaya
çıkartabilmektedir.
Erkek ve kız çocuklarının kendilerini ana babalarıyla özdeşleştirme
dereceleri, onların kişiler arası ilişkilerini ve kendilerine ilişkin duygularını olumlu
3
ya da olumsuz şekilde etkileyebilmektedir. Erkek çocuğun ergenlik dönemindeki
uyumu bir derece çocuğun babasıyla arasındaki duygusal bağlarla ilişkilidir. Bu kız
çocuğun annesi ile olan ilişkisi için de geçerlidir. Ana baba sıcaklığının, çocuğun
duygusal olarak ana babasına yakın olmasına izin verdiği ve ana baba gibi olmada
gerekli önkoşul olması nedeniyle, gencin özdeşleşme sürecinde önemli bir yeri
vardır.
Araştırmalar; kendilerini güvenli, olgun, mantıklı ve özdenetimli olarak
değerlendiren kızların kendilerini annelerine yakın hissettiklerini ortaya
çıkarmıştır. Öte yandan annelerinden uzak hissedenler, kendileri başkaldırıcı,
tepkisel, alıngan ve patavatsız olarak algılamışlardır. Kız için baba-kız ilişkisi de
önemlidir. Sıcak ve ödüllendirici baba-kız ilişkileri, kızın kendini bir kadın olarak
olumlu şekilde kabul etmesine yardımcı olmada yaşamsal bir rol oynamaktadır.
Bilişsel Gelişim
11 yaş dolaylarında dramatik zihinsel olaylar meydana gelmeye başlar.
Ergenlik çağının başındaki çocuk, nesneler dünyasını iyice öğrenmiş bir kişi olarak,
artık soyut düşüncelerle oynamaya yönelmek durumundadır. Somut kuralların
oluşturduğu güvenli bir ortamdan sonsuz olasılıkların ve bakış açılarının bulunduğu
bir dünyaya geçiştir bu. Bedensel gelişiminde olduğu gibi, bu değişiklerin
zamanlaması da kişilere göre büyük değişkenlik gösterebilir. Bazıları yetişkinlerin
üçte iki kadarının Piaget'nin "biçimsel işlemsel düşünce" olarak adlandırılan soyut
düşünme evresine ulaşabildiği kanısındadır. "Problem bulma" denilen ve soyut
konularda yaratıcı çözümler yaratmayı gerektiren son evreye ulaşanların sayısı
muhtemelen çok azdır.
Ergenlik dönemindeki entellektüel gelişimin çeşitli faktörlere bağlı olduğu
söylenebilir:
* Kalıtım yoluyla geçen potansiyel ve takvim,
* Algılama ve ilişkilendirme alanlarında beynin daha önce gösterdiği
gelişimin niteliği,
* Kültürel beklentiler,
* Okulun ve evin verdiği uyarımın miktarı ve türü,
* Evdeki desteklerin ve güçlüklerin bilançosu,
* Yeni bilgileri anlamlı hale getirme ve becerileri uygulama konusunda
çocuğun kendi duygusal güç ve motivasyonu.
İlk gençlik döneminin düşünme biçimi yetişkin giysileri içinde geçit
töreninde yürüyen, bir parça sendelemekle birlikte görkemli davranan küçük bir
çocuğu hatırlatır. Ama bu çocuğun tersine, ergenlik çağının çocuğu amansız bir içe
dönüklük yaşar
4
Anne-Baba Ne Yapabilir?
 Çocuğunuzun bebeklik döneminden bu yana her zaman olduğundan daha
fazla dinlenmeye ihtiyaç duyduğunu ve sınırsız enerjinin birdenbire yerini
halsizliğe bırakmasının normal olduğunu anlayın
 Bu çağda zorla uygulatmak güç olsa bile, iyi beslenme beyin işlevi açısından
çok önemlidir. "Ayak üstü yiyecekler" beslenme ve de zihinsel yapı açısından
beyin için tam gıda sayılmaz
 Birlikte akşam yemeğine oturun, TV izleyin, gazete ya da dergi okuyun.
Olup biten şeyler üzerinde konuşun. Soyut kavramları, değerleri, ahlaki konuları
ele almak önemlidir. Çocuğunuz sizinle aynı fikirde değilse sakin davranın.
"Söylediğin çok ilginç, peki bana nedenlerini anlatır mısın?” Fikirlerini açıklarsa
saygı gösterin, ona katılmanız gerekmez.
 Yeni nöron devreleri normal konuşma tarzını yavaşlatabilir ve birçocuğun
fikirlerini aktarmasını zorlaştırabilir; ona konuşma sırasında yanıt vermesi için
zaman tanıyın.
 Çocuğunuz özel yaşama eskisinden daha fazla gereksinim duyar; aynı
zamanda size ulaşabilmeye de ihtiyacı vardır.
 Çocuğunuzun okulda okuduklarından geri kalmayın, böylece sohbet etme
olanağı bulursunuz.
 Çocuğunuza gerçek dünyaya, çalışma hayatına, siyasete ve toplumsal
konulara ilişkin yetişkin konularını açın. Gerçek sorunlar üzerine düşünmeye
özendirin.
 Gönüllü çalışma gibi topluluk işlerine yapıcı katılımı teşvik edin.
 Genç adayınızın öfkesini sözlü olarak dile getirmesine izin verin ve onu
sorunlarını derinlemesine konuşmaya özendirin.
 Ölçülü düzeyde ebeveyn-çocuk çatışmasının zihinsel serpilmeyi ve ahlaki
gelişmeyi ilerlettiği bilinmektir. Çatışmadan çekinmeyin.
 Ergenlik çağındaki çocukların otoriteyle halat çekme oyunu oynayarak
beyinlerini çalıştırmaya ihtiyaç duyduğunu unutmayın. Standartlar koymaktan ve
bunlara bağlı kalmaktan korkmayın.
Kaynaklar:



George Orvin: “Ergenlik Çağındaki Çocuğunuzu Anlamanın Yolları”,HYBYay. Ankara,1997.
Jane Healy:
“Çocuğunuzun Gelişen Aklı” Enka Yay. İstanbul,1997.
James Adams:
“Ergenliği Anlamak”, İmge Yy. Ankara, 1995.
Özel Üsküdar SEV Ġlköğretim Okulu
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Servisi
5
Download