. D. o 1 / f • ~-~---> 1 T1 TÜRK ÜNiVERSITESi . ·ISLAMi İLİMLER F.AKtJLTESfl. -------·---- DERGI.sı· -· . ru.rm_~~~l ~-iil1- !!li!ill~ 4. Sevinç Matbaası • Sayı - Ankara - 1980 ·- .. -·- HZ.. PEYGAMBER'İN İSLAM ÖNCEsi SEYAHATLERİ (*) . Yazan·: Prof. Dr. Muhammed HAMiDULLAH Tercilıne : Ass. Abdullah AYDINLI Kmeyş kabilesi içinde, Meklk.e'de, 17 Haziran 569'da (1) doğ­ muş olan :Hz. Muhammed, ilahi görevi ancak 40 yıl sonra, Aralık 609 yılmda aldL O, tüccar- ker:vancı bir aileye mensup bulunuyordu. Bu sebeple Arap Yarımadası'nın da!hilinde oLduğu kadar hariclıııde de birçok böLgeyi ziyaret etti. Fakat ibu durum iiıl'kede, istisnai bir hadise. olı:makıda:n uzaktır. UmUırniyetle Araplar ve özellikle Me.llikeliler çok seyahat ediyorlarıdı. Bu hususta sayısız· rivayetler var.dır. Onlar sadece' .:tskenderiyıe'nin K.ıpti patriğinin, Yemen, Hir-e ve· Gassam.ıkrallarının yanıİıda değil, Bizans, İran ve Haıbeşistan iımparatorlarıiıın sarayla. nnda, ddla~sıyla bütün bu ülkelerıde görülürlerdi. Onlar ·Güney Hindistan'a kadar gidiyorJavdı. Bir Mekke'li olan Osman İibn elHuveyr1s, Bizans'ta çocu1clara Arapça öğreten bir öğretmene rast-ladığına göre or'ada oldukça Arap as:ıllı ya!bancıların bulU!I1ID.ası ('~) Bu makale «Melanges Henri Lamıst (Henı::i. Laoust Armağanı)>>, Paris, 1978, I, 221-230'da «Les Voyages du· PropMte A<Vant L'Islam» baş­ lığı ile çı.1rnlış ve MUhterem Müellifinin müsaadeleriyle tercümesine mücasseret edilmiştir. ' ( 1) Hz. Peygarınberiİı. doğ:um.u içİ!D. harııgi tarihi tayİ!D. eıtmek gerektiği · if:ıakkında şu araştın:ıiama bakınız: «The Nasi', the Hijrah . Galen:der and the Need of Preparing a New Concordaiıce of the · Hijrah and Gregorian Eras (Nesi', Hicri Takvim ve Miladi Tarihle Hicri Tarihlll Yeni Biİ' Muta:baıkatmı Hazırlama İif:ıtiyacı)», Islamic Re<View, Woklı:ı!g, LVII/2, Şubat 1969. 327 gerekir (2). Mekke-Taif bölgesinin bir doktoru· olan el-Haris İbn Kalada öyJe bir ·üne sahipti ki İran'ın taşra valileri bile 'mahalli mütahassıslardan ümid kestiklerinde O'nu_ çağınrlarıdı (3). Karayoluyla 9lduğu giibi derriz yoluyila da ~ervancılık yapan Mekkeli .kervancılann, ribletu'ş-Şi·ta ve's-Saıyıf (yıilık yaz ve kış kervanları)yla Yanınada'nın iktisadi hayatı üzerinde öyle bir etıkileri oluyorıdu ki Ki.ir'an bu hususa müıstakil bir bBlüm ayırımıştır (Kureyş Suresi, No: 106) (4). Bundan başka, Kur'an'm ticarete verıdiği Fazlullaih (Tanrin:ıırı Lütfu) şerefli unvam; O'nun tasrvir ettiği deniz üzerindeki fırtınalar ·esmismda ıkarşılaş:ıil.an sıkıntılar, işaret ettiği ticari kanuı;ı ve muameleler hakkındaki tav.siyeler, bu çalıışmayı Hgilendir.en ·diğer birçok . noktalar meyanınıda Kur' an' da bulunur (5) . .İıbn Sa' d' a göre ( 6) yazın kuzeye doğru giden Mekkeli ker'vanlar, bazan yo~u Ankıara'ya kadar takip ediyorlardı. Bu hususa dalaylı ibir ıdelhl. vaırclır t. Bbu Taliıb (Kaıstall.lam'ye göre Kudüs'ün ötesinde Şam'a yakın olan) Basra'ya ,gittiği zaman yoluna devarr:ı;ı etmedi. Çünkü dostlan, dalha uzağa gitmemeyi O'na tavsiye etmiş­ lerdi (7). Aynca Peyıgamiber, Kisra'ya, bir İslam' a davet elçisi göndermeık istediğinde «daha önce İran'a çok sı•k giden birini» seçti (8) . .Böyle bir durumda · Hz. Muhammed'in seyahetlere teşebbüs O, bunu yapmamış ise bu şayan-ı hayret bir dUJ:1.!ffi .olmuş olur. Hayatının bu ve~esini bir bütün olaraık in· edebileceği anlaşılır. Şayet " (2) (?ı) (4) (5) (6} (7) (8) 328 Journal of Pakistan Hi'S'torical Society, VI/2, 1958'deki şu makalemle krş: «Two Christinns of pre-Islarrric Mecca, Uthmıln İbn al-Huwaidtih and Waraqah İbn Naufal (İslam Öncesi Mekke'nin İki Hırisıtiyaım:: · Osman el-Huveyris ve Varaka İbn Nevfel) ». · K.rş. Yakilt, Mu'cemu'l.Buldıln, Zandaward maddesi. «Melanges Ma:ss·ignon (Mass:i:gnon Annağaıru) »nıdaJci. şu araştırınama 'bkz. «Al-Ilaf ou les rapports economic<Xliplomatiques de la Mecqtİe pre-İslamique (el-İlaf veya İslam Öncesi Mekke'nin İktisadi-si­ yasi Mi.lıiasebetleri)l>, Daımas-Paris, 1957, II, 293-311. (Tfukçesi: El-İlaf veya İslam'dan önce Mekke'nin İktisadi-İ>iplomatik Münasebetleri, Muhammed Harrridullah, Çeviren : · İsmail· Cerrahoğlu, İlfıhiyat Fakültesi Deriisi 1961, Ankara · 1962, IX, 213-22{)). K.rş. Les Grandes escales; Bru:xelles, 1:974, c. I, 191-206. Tabakat, I/1, s. 43, satır: 1 . ·~ n Hişfu:n, Sire, s. 116-7. K.rş. e uheyli, er-Ravdu'l-Unuf, II, 253. eelemek için biz, dağınık verileti (mu:taıan) bir araya getirmeyi 'deneyeceğiz. 1. Çocukluğundaki Seyahatler: ÜThenin adetine göre, doğumunun ilk günJ.eriil!den itibaren Hz . . Muhammed bir si1tanneye. emanet ediı1di. Burada sözkonusu olan, kabilesi Tadf'dn yanında, çölde göçebe .hayatı yaşayan Havazin · oyım~ağı:ı:ııdan Halime es-Sa'diye',dir. Çocuk orada aşağı yukan 5 yıl geçiDdi (9). Şüphesiz O, zaman zaman sütannesiyle, Mekke'ye annesini görmeye geliyordu. Fakat O, sü:tannesinin ailesini,, bütün yer değiştirmelerinde taikip etmek zorunıdaydı. En azından bir d~ fa O, büyük Ukaz panayınnda ·görülür. Kaynaklara gÖre (lO) oraya, kendilerininkinden ba:ştka herıkesin istil\Jbal:iıni bildiklerini iddia eden falcillar geliyor ve kehanetleri, saf insanlarm yanında onlan;n ekmek · parasrm olu;şturuyor!du. Bu vesileyle Halfune'nin, sütbebeğiyle bir macerası ziık:redilir. · 2. Medine Sey3hatı : Sütanne, çocuk Muhaırnmedi kesin olarak annesi Arnine'ye ve~ rince Amine, kocasının. mezarını ziyaret etmek içi11 herp.eu lVI.cd1ne'ye bir gezi yapmaya teşebbüs etti. O';nun kocası oraya ticari maıksatlarla gitmiş; bazıla!1!11a göre Hz. Muhaimned'in doğumundan birkaç haıfta önce; diğer bazılarına göre doğumundan birkaç hafta sonra ansızın vefat etmişti. Dul hanım tek çocuğunun babasının üzücü vefatındanberi Medine'ye g1tmişe beuzemiyor..O'nun Medine'de (Peygaınberin dedesf AbduılmuttaHb'in annesinin kabilesi olan) Benu'n-Neccık· oyunağında yaıkmları vardı. Medine'de kal~ ma süresi bilinmemektedir, fa:kat buınun, birkaç aydan aşağı olmaması lazım. Bir· akraba oJan en-Nıfubiga'nın evinde kald:dar. Bu va1ü1:da geniş su kuyuları varıdır. Daiha sonraları Hz. Mu!haımmed, yıüzmeyi orada öğrenıı:niş· olduğunu anlatırınştı. (11). O, beraber oynadıklan çocuık grubunu;n bir üyesi olan Uneyse isimli bir kızı da hatırJıyordu. Eğlencelerinden birinin de, ailenin muihkem ku1esinin (utum) üzerine bir kuş· tüner1se <.mu uçurtmak oMuğunu söıyıler. · (9) (10) (ll} Krş. el:.Belazun, Ensabu'l-Eşraf, I, Paragraf : 163. s. 98. , I/1, s. 73. İ!bn Sa'd, I/1, Krş. İbn Sa'd, 329 Dönüş seyaıhati esnasında, anne (Buhari şarihi el-Kastallani'ye göre Medine'nin gü;neyfu::ı:~e 23 mil kaıdar bir mesafede olan) AJbva'da hasta düştü ve son!' nefesini ansızın. ver.di. Oraya gömüldü. Küçük J:ıi:mnetci Umm Eymen de çocuğu Mekke'ye götürdü. ,, . 3. Tiüf'e Seyahat: i Annesinin vefatmda:n .>onra, derlesinin himayesinde bulunduğu :p1Jiiteaikib. üç yıl esnasında küçük bir seyaıhate işaret edilir. Hz. Muhammed gözlerindeki_ağndan bkaz raıhatsızıdı. Meıkke'deıki hekfunler tedavisinde başarılı olanıayınca :i!htiyar dede O'nu, bir keşişin (-Bu keşiş efsanevi Nitasi, Nistas, Anastase mıdır?) otı.ir­ ?uğu, Taif yakınlanndaıki bir manastım ıgötümdiü ve O'nun öğü­ !dünün arzu edilen etıkisi oldu (12). Bu hususta başka ta:fslilata ·,1' saıhip değiliz. 4. Suriye'ye Seyahat : Yeni vasisi ve amcası Bbfı. Ta:lib, Suriye'ye .bir kervan seya~ hartı ile taHbini denemeye karar verdiği zaman Hz. J.\1uham.İned henüz on yaşındaydı. Sev:gili amcasına şiımdi çok bağlı olan ·Hz. MU!haıın:ır:ı:ed, ev:de ka1ma düşüncesin.i kolayca hoşgörü ile :karşıla­ yamaıdı. 0'1Jlun iminrtüsü o kadar kuvvetle kendini gös.terd.i ıki sonundn Ebu TaJ.ib O'nu kendi·siyle berafber almaya karar verdi. Hiç şüphe siz ·o böylece, eşyaları bekleye6ek, her işe koşacak güveni!lir bir arkadaş edimniş olmaktan pişman olmaı:ımştır, Şam yakınlarındaki Busra'y_a kadar: gidildi. Bir rahiıb olan Bahlra'IJlın, şüphesiz dindarlıktan kaynaklanan kendi inancını yayıma mafksadı ile bu uslu kervancılarui küçük gruJbunu bingün .yemeğe daveti burada oldu .('Meşıhfı.r bir yazarın «Krur'an'ın MüeHifi Ba!bira» isimli yeni bir. eseri gösteriyor ki ·i~san hayalinin · erişeibileceği yıüıksekliğin hududu yoktur (!). ıKaynaklarımıza göre Bbfı. Talib daıha uzağa gidip· daıha uzun zaman eğleşmeyi düşüınüyordu. Fakat Bizans - İran savaşı; kararsız ve teıhlikeli bir çalışma zemini ortaya çıkaıımışa benziyor ve --'deniyor ki- merhametli Babira'nın öğüdü üzerine Ebfı. TaHb, dalha önce sağlanan kfu:ılarla ye·. tinıdıi ve çabucak Meklke'ye döndü. (12) Krş. el-Halebl, İnsan, I, 49. 330 ~---·--· --·---- - · - - - 1 -s=· :: ,, i 5.. Suriye'ye İkinci Seyahat : Yıu.kanda ziikredilen Suriye seyahatı: esna:sruda Hız. Muhammed'- in yaprmş olduğu ticaret «•staj»ı, bir tüccar ailesinin gençleri için faydasız olmamalıyrlı. Hz. seyaıhatleri z:ikredilmiyor. Muhammed'in 24 yaşına kadarki diğer Fakat O'nun, kurriaş vs. satarak, ·Mekke' deki dükkanını yönetımiş göründü~ amcası ile biıılikte veya yalnız başına, bölgenin yıllık panayırilarına, Zu'l-Mecaz, Mecenne, ve Ukaz;a gitmiş olması mümkündür: Şeihiııde Tacire (Kadın Tacir) laıkaıbiıyle bilinen, zenıgin ve genç bir dul alan Hz. Hadice var"" dı. Öyle sanıhyıor -ki O bu esnada (.kıocaısının ölümü sebebiyle?), Suriye'ye bir ticaret kervanı götümn_esi için becerilkli ve girişken bir tacir arıyordu. Ebıl Talib'in tavsi.yesi üzerine, Hz. Muhaımmed O'nun yanına gitti ve iş teklif etti. Küçük şehirlerde herkes birbirini tanır. Şüphesiz Hz. Muhammed'in -dıüriistlük ve doğruluğu­ nun şöhreti, Hz. Hadice'nıin meahıllü kalmış değildi. Sadece O'na~ çok sayıda ticaret malı emanet etımeğe muvaıfakathi. yetinıı:İıeyerek kölelerinden birini, Meysere'yi de bir hizmetci ve seyahat__arkaıdaşı · olarak verdi. Bazı rivayetler ayını kervanıda Hz. Hadice'nin bir yeğenjnden de bahsederler ki bu, hiçbir zaman bizi şaşırtınama­ lııdır. OnJar Busra'ya kadar bir defa daıha gittiler. Bu sefer diğer bir raıhlbin, Nastılr-a'nın gönül aılıcı konuikseverli~nde'u bahsedilir. Birinci seyahatte rastlanan Baıhira daha önce ölmüş mü idi? Bu tecrubeler sebebiyle, daha sonra Kur'an O'na şu te'mizaman, şoke olmak şöy.le dursun, bir süprizle bile karş:ill.aşmaım1Ş olmalı : «... ve sen muıhatk1mk 'Gerçekten biz_ N asa· raıyız.' diyenler arasında mü'minJ:erin en yakın dostlarını buılacak­ sın. ·Bu, onların arasında papazların ve raıl:ıipleriın oılması ve onların kibirlenmemeleri se!bebiyledir.» (13) Şu halde biz, İslami daveti: ·boyunca bizzat Hz. Muhammed, gü;rnrükçülerin (aşşar) cehennemin en derin tabakalarillda olacağını haber verirse hayret etıme­ yelirİı ( 14). Arap bedevliere kaırşı Bizans polis ve gü.m.rükçülerinin sertiliği bilinir (1.3). natı ver:diği (13) Journal of Pakistan Histaric-al Society, I/1, 1953'deki şu makaleme de hkz. : «Friendly Relations of Islam with Cliı:ıistianity and Ho'w they Deteriorated (İslfım.'m Hıristiyanlarla Dostea Münasebetleri ve Onlar Nasıl Bozuldu)». Ayet Maide 182. (14} Krş. Ebıl Ubeyd, Emvaı, para,crraf: 162~6, 1630, vs. (15) Krş. Güterbock, Code de L'empereur Justinien, IV: 41, pal'a,crraf: 1,2. Laımnens tarafından şu eserinde ziılcredilmiş : La Mecque a la . veille de l'Hegire, s. 129-130. 331 ~------- ----~--~_.........-.........-----------~ Hz._ Muhammed'in dönüşünde, Hanım patı:ıonu, fevıkalade kazançlardan memnun o1du ve, aynı zamaİııda genç ve güzel olan bu görevliyi_ cÖmertçe mükafatlandı!'dı. Dostluk ve samirniyet büyüyerek, mutlulu~ diliere destan olan bir evlilikıle bitti. Hz. _Peygarrnber'm en· s~vgili hanımı Hz. Ayşe, I-:Iz. Peygaımıber'in Hz. Hadice'yi sitayişlerle devamlı andığım görünce, sadece, «UZU'Il zamandır vefat etmiş olan bu ihtiyar kadın»a kal'şı kıskançlık duyacaktı. Bu-· gün bile bir müslümamu evlemnesi esnasınd-a verilen nasihatlarda merasim baş:kaını şöyle dua eder: «Ya Raıb! Bu çift arasına; Hz. Adem'le Havva, Hz. İbraJhim'le Hacer, Hz. Yusuf'la Zeill.lıa; Hz. Süleyman'la Belikıs, ve Hz. Muhaımırned'le Hac1ice arasına koyduğuın · sevgi gibi sevgi koy ... » 6.. Yemen'e S~yaha~:. Hubaşa'nın Yemen'de bulnnduğu belirtilerek Hz. Muhammed'in bir veya iki defa burada (16) görilidüğüne 1şaret edilir. N~ zamı:ı.­ m, ne de bu yerin doğru coğrafi durumu hakkında tafsilat vardır. 1946'da Aden; Taizz, San'a, Hüdeyde, Beytu'l~Farrlı, I;b\b vs. de b:irçok haftalar süren ikametim esnasında farıkına Yardıı:.ı ki artıik Hubaşa'nın bu adıni hiçbir yerde . hiçbir kimse bilmiyo:rıdu. Belki O'nu Kızıl Deniz kıyısında Huıdeyıde'ye yakın bir yerde aramak gereıkir .. Görünüşe göre O'nun Hz. Hadice ile evlenmesinden sonraki zaman sözkonusudur. O zamaniki Mekıkeliler, zevcenİn millk:lerini kendiiliğinden zevcin tasarruf ve yed-i ihtiyarında olar_ak heni.iz ka:bul etmiyorlar-dı. İhtiyar sütarnıesi zaman zaman kendisini gömneğe geldiğ:hıde Hz. Mu!ha:rrrmed'i, kendi malların­ dan O'na verecek hiçbir şeyi ollmadığı bir duruımda görürüz. Falkat O'nu, daima alicenaıb olan hanımına tavsiye ediym1du ( 17). Bu durumda düşünmek lazımdır kii Hz. Muhammed, yolculuklanm, hamınının bir memuru olarak, O'nnn mailarına kar sağlamak için l· yapıyordu; 7. .Doğu Arabistan'daki §eyalıatler: 1 .Aşağıdaki rivayetler Hz. Muhammed'in en azından biİ defa Hacer ile el-Muşakfkar ( el-AJ:ıza'daki buıgü.:nlcii el~Hufı1f) şehirilerini (16) (17) Krş. Krş. Taberi, 'ra'rih, I, 1129. Bir olay için: Sillıeyli, Ravd;. I, lll; bir Ta'rih, I, 1163-4. diğeri için: Ta:beri, 332 -~--------·--------· ------------------------- J , ve (el-Katif'daki Zahran li~anı yanındaki) Aıyın.u'z-Zare'yi ziyaret ettiğini açık bir şekiLde belirl ırler. İ•şte önce, büyük muhaddis İ!b:n Hanbel tarafından zikredilen temel iki metnin tam tercümesi : a) Abdullah dedi: Babam İbn Hanibel barı:ıa anlatdı.: lsanail İbn i:brahim bize anlatıdı : Avf bize aıılatdı : Ebıl'l-Ku:r;rııls Zeyd tb:n Ali bize anlatdı: Peygamberin yanına· gelen A!bdu'l-Kayslar'ın heyetinlıı. bir üyesi bana anlatdı, bu temsilci şöyle dedi : «,Biz· O'na (Peygambere) hediye olarak bir tuılıum dolusu ta'dıld veya barn1 hur.rnası taikdim ettik. O da şöyle buyurıdu': «Bu nedir?» Biz «lBu bir hediyedir.» dedik. Rav1 dedi ki Pey;gam.berin bakmak için bir hurma aldığını, sonra şöytle diyere!k 10ııu yerine koyduğunu hatırladığıını samyorum: «Onlan Hz. Mu!ham:rned'iın ailesine (evime) ulaşt:l!Tinız.» SO!nra bu insanlar O'na muihıtei1if sorular sor:dulat. İçeceklere sıra gelince O şöyle buyurdu : «Su ka:baklanmn (dubba't topraktan yapılmış kaplann (J:ıantem) oiyularaık yapılan odun vazoların (:nak1r) ve ziftlenmiş testilerin (muzaffat, diğer yerlerde mukayyar) içinde içmeyin. İyisi mi, ağzı kapalı tulumlarcia içiniz.» Sözcümüz O'na dedi ki; «Ya Resulelialı Dubba, hantem denilen kaplan, oyuhnuş odun ve ziftli testi kaplanın sana kim öğ" retti? O şöyle buyurdu: «'Ben onları çok iyi bilirim. Fakat söyleyin bana, Hacer bö1gesiııi:i:ı hangi kısrm en ııüfuzludur?» Biz «El-Muşakk.ar» dedik. Bunun üzerine O, «Vahlahi ben oraya girdirfı. ve oranın anahtarını aJ.dım.» Rilıv1 ilave eder: O'nun sözler.iınden; Abdullah İbn Ebi Cerva':n,__ı:n, Peygaırı:berin şöyle buyurmuş olduğu­ nu belirterek bana hatırlattığı bir şey unutmuş idim : «Ve ben ezZare kaynağı önünde durmuş idin:ı.» Sonra ~eyıgaınber ilave etti : «Allaıh'nn, A!bdul'kaysları affet. Çünkü onlar, kendi arzulariyle, hiçbir nor1ama ne de belaya düşme olmaksızin, (içlerinde bir) garaz ·saJklam~ksızm İslfun'ı ki:ı!bul ettiler. Oysa kendi halkırmz· içinde öyleleri vardı ki burı:ılar · belaya düştükten sonra ve içlerinde de bir· hınç saklayarak İ,slarrn'ı kabul ettiler.» O zaırnan O, Abdulkayıs­ Iar için dua ederek yfuünü kıbleye çevirdi, sonra da şöyle buyurdu: «Doğu ahalisinin en iyileri Abdulkay;slarıdır» (18). b) .Aibdullah deıdi : Babam İbn Hanbel bana anlattı : Yılııus İibn Muhammed bizıe anlattı: Yahya İbn A!bdirraihman el-'A!sri bize anlattı: Şillıab İhn (18) '.Aibbad, Abdulkayıs heyetinden bir üyenin şöyle tbn Hanbel, Musned, IV, 206. 333 --- ~~------------ -----~~~-~---------'~------ -~. r il dediğini işitmiş olduğunu vard:ıık.. O bundan dolayı bize anlattı: «Resulu:lla.ıh'ın huzuruna çok sevinımişti. Biz (O'nun etrafrurda . bulunan) insaniann yal1!ln.?- g1ttiğ:iımizde, bizim için yer açtılar, biz· de oturduk. Peygamber bize hoşgeLdiniz deyip dua. etti.· Sonra bize baıkara'k; «Reisiniz ve sorumlrmuz kimdir?» diye sordu. Hepfuniz el~Munzir :iıbn 'Aiz'i işaret ettik. O zaman Pey.gam!ber, «Şu yüzü çizik mi? (Bşecc mi?)» buyurdu. Bu, bir eşek toynağının sebep oılduğu yüzündeki yara izinden daılayı ilk olarak bu lakabın kendisine vedldiği gün dldu. Biz «•Evet» diye cevab verdik. O, topluluğun develerirıi:n bacaklannı bağlamak ve yükleriDi çözmek için ha:J!k:ıın. ·,geri:Siinde kalmış ]dıi. Sonra çantasını çıkarıdı, ~oilouluk elbiselerini attı ve daıha sorııra, Peygamberin yanına geLmek için en iyi e1biselıerini giyıdi. Bu esnada Peyıgamiber hacağını uzatmış ve ·bir şeye dayanmış olarak sırta.m eğmişt1. Yüzü Çizik Adaim (Eşecc) yaklaştığında bazılan yer açıp, «Eşecc, buraya!» dediler. Falkat Peygamber doğrularak ve hacağını çekerek; «·Buraya, Eşeeel » buyurdu. O zaman Peygamberin sağ tarafına: otıu:rıdu. Doğrulruırik:en Peygam:bcr O'na merhaba edip iltifaıt etti. S'onra O'na memleketi hakkınıda ve ad belinterek es-SaH1, elrMuşakıkar ve Hacer bölgesiill:rıı diğer köyleri hakkında sorular sorıdu. Bunun üzerine Eşecc şöy­ le dedi : «Anaıi:nıbaıbam sana feda olsun, ya Reswelilah! Gerçekıten sen, köylerimizi ·bizden ıdaiha iyi biHyors,un» Peygamber cevab verdi : «Memleketinize ayak bast1m v:e orada uzun zaman kalma imka.n:ım oMu». Da.ıha sonra PeyıgaırrıJber Ensara (Medine'li Müslümanlara) doğru döndü ve şöyle buyurıdu: «Ey Ensar! Kı;u:ıdeşlec rinize ikram ediniz. Çünkıü Mıüs:lüman olmada size en ço'k benzeyen onlardır. Vücutta olduğu gibi rulıta da size en çok onlar benziyor. Çünkü onlar kendi istekleriyle, hiçbir zorlama olmaksızın, ve (içlerinde de bir) garaz saklamamsızm İ1slam'a gıird'iler. Ki bu esnada diğer baıııları katiedilmeyi görmeden önce İslam' a giırmeyi reddetmişılerdi». Sonra Peygaimlber onlara (ertesi gün ·Aibdulkaydara) «Kardeşle.riniz size nasıl muamele ettHer ve konukıseve:rılik gösterdiler mi?» diye ısorıduğunda onlar şöyle ·dediler: «Bunlar karıdeşllerin en iyileriıclir. Omar bize yumuşaık ya:ta!k:[aır, nefis yemekıler veLdiler. Sabahleyin de Ralbbimizin Kitabım, Pe)ligam:berinin Sünnetini bize öği:ettHer. » Bu Peygarrnberin hoşu- . na gitti ve bundan dolayı · sevindi. Sonra öğrenip bilmiş olduğu­ muz şe leııde:n haberdar olmak için heıibirimiızle ayrı ayn konuş- 334 1 tu. Bunlardan; Namazda ilahi varlıkdan ya.rdım dilerne duasını ( tahiyyat), Fatilia suresini, ayrıca diğer bir iki sfı.rr:eyi keza Pey· gamberin bir veya iki tatlıiıkatını (sü:nnetini) bilerrler vardı. Soma O, hepimize doğru dönüp soııdu: «AzıklarlDlZ1dan he:r1hangi .bir şey var mı?»' 'f.opluıluk buna sevindi ve yUkfterine dloğru koştular. Her biri bir miktar huma getirdi ve onlan bir deri yaygı üzerinde O'·nun önüne yağdı. Peygamtberin elinde, bir ar:şından uzun, iki arşlii100n kısa bb;' değnek varrdı. BUn.unla işaret ederek «Bu hU11I11a çeşidine ta~dud mu diyorsunuz?» buyurıdu. «·Bvıet» dedik. Bir diğerı yığın için «Ya bu Sırfın mı?» bu~du. «Evet» dedik. «Ya buna Barni mıi diyorısunuz?» Biz <<Evet» dedik. O zaman O; «Gerçekten bu hurımalarııuzın en iyisi ve en faydalısıdır.» buyurıdu. Ravi dedi ki : «SeyaiJıatimizden döndüğümüzde bu cinısten mümkün olduğu kadar ço.k dil.--tiık ve en fazla onu .sevrdrk. Öyıleki hurma dikimlerimizin en büyük ~ısmını teşkil etti ve hu:rımaılarımız barni oldu. O zaman başkanımız Eşecc şöyle dıiyerek söz aklı : «Ya ResU!laUalı! Toprağırnız ağır ve ağaçsızdır. Biz içeceklerirrrıizi içtiğimizde renkleriımiz kuruyor, kannJanmz büyü,yor.>ı O zaman Pcygaınber ı?ÖY­ le buyurdu: «Sukabaığı denHen kaplru;ıda, ne de topraktan yapıl­ mış kaplarla oyularak yapılan odun kaplarda iıçmeyirıiz. İyisi mi, ağzı kapalı tulumlarıda içiniz.» SonTa el~Eşecc -iki avucunu birleştirerek- «Ya ResUlaNah, bir~ (şaraıb) içmenüıze izin ver» dedi. Peyg8il.11iber bui)'Ul.1du ki : «By Eşecc, --ı'biıtişik: av.ıçlarırıı göstererek- size bu kadar verirsem -<<çok» demek isteyerek ellerini birbirinden ayınıp- bu kadar içeceıksirıiz. O derecede ki '5\lzden biriniz sarihoş olursa, kılıcıyla hacağını kesımek için yeğenine doğru gider.» Gerçekiden heyette Benu 'Useyr ka:bN:esinden el-Hans isimIi biri vardı ki bir içki gecesinde gittiği evdeki bir kadına karşı konuşmuş, davet eden evin ferdlleriırııden biri de ayağa kail:karaık hacağını kesınişti. Söz sırası ıkendisiıne gelen el.Jlaris şöyle dedi : «Allah'ın mucize olarak Peygamberine gösıterdiği bu şeyi Peygamberin söylediğini işittiğimde bir elbise parçasıyla hacağıını örtüyoır.dum» (19}: iBu· belgeler vazmtırJar ve Peygamberin uzun zam'an Doğu Arabistan'da kall:dığım kesi:p!lik!le i:f~de ederler. (19) İbn Hanbel, IV. 206-7. 335 ı-= -! -1974 Ekiminde ($ewaJ. 1394), Suudi Aralbistan'ın doğu tara.B.a:olan bu bölgesinde seyahaıt etme şansına sahip oldiNn ve bazıları isim· değiştiren sözkıonuısu yerleri ziyaret edebildtm. Buralarda petrol işletmesi manida11d:rr : Biraz önce zikredıilen rivayette, ziftılerınıiış küp ve kapların bu böil:gede 14 asır önce kullanıldığı anlaşılıyor (20). rmın petı"ol kaynağı Hz. Muhammed'in bu bölgeye seyaıhat etme gayesini izah için :tbnu'l-Kelbl'nin meş!lıür Risale Fi Bsıvaq el-'Arab'ına başvuralım.: İşte İbn Haıbıb'in el-Muhaibiber'ine göre (2J) uzun bir rivayetten bazı iktiıbasılar (22). «Oradan (DU.met el-Cendel'den) Hacer'deki el-Muşakkar'a gidiLiyordu. O'nun panayın cuma!de'l-ahirıe'nin birinden ayın sonuna ıka- · dar sürüyordu. İranlılar denizi geçerek mallarıyla araya geliyorlar·dı. Sonra bu fuar, müıteakip senenin aynı döne.rnille kadar kapamyordu. Abdulkays ve Ternim kabileleri buraya kıomşu 1diıler. Fakat bu fuarın başkanları yalnız Temimleııdıen, Munrzir İbn Sava'. nın oymağı olan Aıbdullah İbn Zeydoğulları kolundan çıkıyordu. Onları tayin eden İran krallandır : Yani Hire.deki Nasroğuıllan ve Uman'daki el-Mustekıbiroğulları hanedanı. el~Muşakkar panayırının başkanları orada· DU.metu'l-Cenıdel kralilan gibıi davranıyor ve onil.an verıgiye (öŞre) bağlıyorlwdı .. Tacirıler arasından kim oraya gitmek isterdiyse Kureyşlilerıden refaıkatcı arardı. Çünkü oraya Muıdarların. arazisini geçmeden ulaş:ıJ.n:iıyo.rıdu. (Kureyşliler de Mudar'ın bir kolunu teşıkiil ederdi). Ticaretlerine gelıi.nce; bu, orada mülamese (biri diğerine dokunmaik) ve hamhama (homurdanmak, göğüsten bir gürüıltü çıkarmak) vasıtasıyla oluyorıdu. DoŞu makaleme de bkz. : «La connaissance muslumane du petrole au moyen age (Ol'taçağda petrol hakkındaki müslüman bilgisi)», France Islam, Paris, No: 96-97 ve 98-99, 1975. ('fürkçe tercümesi: «Ortaçağda Müslümaniann Petrol Hakkındaki Bilgileri», Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, Tercüme : Dr. İhsan Süreyya Sınna, Diyanet Gazetesi, 1 Ağustos 1975, s. 1, 15); FotoğraJJ..ı aynı makale hakkında: <<Sur les traces du Sairit Prophete dans son voyaıge en Arabie de l'E_st (Doğu seyahatinde Hz. Peygamberin izleri üzerinde)», France-Islam, No : 93-95, 1975. · (21) s. 263-8. (22) Tam tercümesi için şu kitabıma bkZ.: Le Prophete de l'Islam, sa vie et son oeure, 2. baskı, paragraf : 1593 (Türkçe tercümesi : İslam Peygamberi Hayatı ve Eseri, Türkçesi : M. Said Mutlu, Doç. Dr. Salih Tuğ, İst , 1969-1388, A. Sait Matbaası, ·II, 202-4). (20) 336 ı f ı' • kunımak, hareketle gösteııme'kıti : Alış~veriş aniaşıması için biıibi­ ri!ne paıımaıklarını göstehnekle ye1iiniliyor ve ilti taraf fiille uyu~ ·şnncaya . kadar tek kel:iıı:ne söylenmiyıo11du. Homurıclanı...'T!laya gelin~ ce bu, şayet alıcı a1datı:ldığını 1ddia ederdiyıse yalan üZere yemin yapılmaması içindi. (Metin buraıda biraz aniaşılınıyor). Sonra Uman'da Suhar .pı;ınayırı. Ayın 20'sinde Suıhar'a ulaşmak ·için Recebin birinci güm.ü el•Muşakkaor tenkediliy;o:r.du. Panayır orada beş gün sü:r.üyordu. el-Culanda İbn el~Musteklbir de orada vergiler toplarıdı. Daıha sonra, Araıbistıan'ıın en büyıük :iki li:man, şehrinden biri ·olan Daıba panayırı. Taeider batıdan .olduğu gibi doğudan da, Sind'den, Hind~den, Çıin~den ora:ya geliy.o:rılardı. O'nun panayın receıb ayının son günü ıoluyorıdu. On'l:arın ticari muameleleri orada arz ve kabul yoluyla (pazarltk) oluyor.du. el-Cuılanda İbn el~ustekhiT, tamamen Sulhar panaıy.ırında olduğu giJbı orada da onları verıgiye bağlıyıoııdu. O orada, diğer yeriler.dekıi. krallar gibi davıramy:ordu.» :Biraz önce görilldü ki, Hz. Muhammed'in el-ıJ\.1.uşakkar'.da buAynu'z-Zare'de olduğu gibi İbn Hanbel tarafmdan kesin olarak doğrulanmıştır. Hasılatı 30 bin dirhem değerinde olan Zara'nın ·valisi · (ma:rzuıban), hallife Hz. ömer devri İslam tarihinde meşhurdur. Bugün· Zara'mıi ibulnnduğu bu müreffeh vooada, belki Suhfur ve Daha'ya kadar gelımeden önce Reyıgam­ beri ce:zJbeden biT panaJlir oLması gerekir ki bu sonunıcu Daba fuar! bölge panayıiilarının eiı büyüğü. idi. Diğer kaymiklar arasında ayrıca el-Mes'udl tarafından doğrularran bu panay:ı:r.da Çinlilerin bulunması, Peygam!beri,n meşıhür hadisinin a:slı haJ.clrnı!da şüphe bı­ rakmaz: «İlim aramak için Çin'e kada:r g:idiniz.» Bölge İslam'a girdiği zaman Peygamberin Daba. için ıhu:slıısi 'bk idareci, tayin etmesi ıolayrm izah için, belıki Peygamberin Daiba ile iLgili şahsi nialCınna­ tmda sebep aramak lazımdır. lunması, tanı 8. Habeşistan'a Seyahat: O'~un Habeş~stan seyahati daıha az kesin ve; biiyük ölçüde Mekkeliler Habeşiıstan'ı :zıiyaret ettiği gibi (22/ · A) Ha:beşliler de sün:ıek:li olar.ak ticarret için Mekke'ye gidiyorlardı. Tam bir nizarn ve adalet sebebiyle bu işler·. Necaşı krallığınıda ço;k taıhımine dayahdır. (22a) Bkz. Yukanda zikredilen «el-İlaf» makaleme. 337 ! .; 1ütufkar bir şöhret bırakriııştı. Şu halde isılarm'ın Mdayet:İin!de, Mekkeli hemşehrileri tarafından zulme marlız kalaın miiıminler için Peyıgamberin, bir melce aradığında yalnız Habeşistan'ı dıüışünme­ sinden ve İbn Hişam'a göre (s. 209) onlara Ha:beşisıtan'a gitmelerini. tavsiye etmesinden dolayı hayret e1ımemeliıyiz. · «Çüıo:k.ü orada, J:ıiç kimsenin zulmedi1m.ediği bölgede bir kraıl hükmediyor, der. Bu' bir hakikat ülkesidir. Allah işleri kdlayJaştrrıncaya kada:d orada kalınız.» .hareket eden :ilk Me'lclı::eli müslüman. grupla:rrlan Peygamberin yeğenletinıden biri o\lan Ca'fet İıbn Ebi Talib bulunuyor-du. Nedışi'ye gönderilen Peygamberin · mektuplarından birinde çok manidar olan şu cümleyi okuruz : .«Sana, amca.rrıın oğlu Ca'fer'i gönderiyorum. O yanma geldiğinde onları (çoğul olarak) misafirliğine kabul et ... » (2;3). Habeşistan' a hiı;inde, başkan olaraık, Kaynakların bu konuda susmasına rağmen, beşistan'a hicret zamanına' ait ve Ca'fer'in, bu . mekrt:u:bunun taşıyıcısı olduğu kaçm1lımaz bu me.kıtuıbun Ha" takdim ve tavsiye bir sonuç oluyor. Bu:p,dan, Peygamberin, Necaşi'yi şahısen · ıtanıdığı sonl!LCu çı­ bunun için, tanınmayan birine bir dileikçe ve insani bir maksatla bir dea yerine, mezkfır mektuıburi oldukça isçten ifadelerini düşünelim. karılamaz mı? İşte Peygamberin; bazan Arapça eşa:nlamhsının yerıine, (geminin kira parası) «nolis : navlun» hakkında yabaınıcı denizcililk kelime. lerini kullanmış olması durumu, daha az gürven.i\len, bununla birlikte takviye edici ve tamamlayıcı muayyen bir değeri olan bir delildir (24). Ben şahsen, Peygamberin bu seyahat esnasında Bi· zans gemisiyle Bab el-Menıdeb boğazını geçmiş olabileceğini dü. şünüyorum. Buna tekrar döneceğiz. İşte, 40 yaşında İslam'ı tebliğe baişlamadan Ö'nce ·Hz. Muh~ ined hesabına işaret. ediilen seyahatlar. Belki ·zaman sınırlandırrla­ bilir ve bunlar; maddi hayatıtan soğumaya, beş yıl sorura da ilahi vaıhiylere yol açan murakabe için dini iı;ızirvaya kendıini v~rnıeye başl!idığı zaman olan 35 yaşına kadar ki döneane yerleşıtirilebilir. (23) Bu mektuplaşma ha!kkında ı (24) 338 Krş. 2. s ' daha f.azla tafsllat için «Le Prophete de paragraf: 496-497, kitabıma bkz. u'l-Bulıarl, 3/44, vs. baskı, y • Bu Seyahatleri.ılı Bazı Sonuçlan : Biraz önce gördük· ki Hz. Muhammed iki defa Bizans ülkesine (Filistıin'e) gitti. Şayet" daha ö·nce bahsettiğimiz naul (gemi kiras:ı, yük ücreti) kelimesinin bir deniz seyahatinden kalmış olması gerekirse, sıcaık banyo manasında d]m3ıs kellınesinin (25) bir kara yolculuğu ile ilgili olması gere].dr. Deve sırtında uzun ve yıorucu bir seyahatten sonra, Suriye-Filistin'de bir hariıamda duş yap'IIlak ne zevklidiri Hayat hikayesinın O'nun ağzına koyduğu bazı Farsça kelimeler, Doğu Arabi~an'ın, ---<hatta Yemen'in- İran kolonilerindeki seyıahatinden !kalmış olabilir. İbn Mace'ye göre (26) bir gün öğle naıi:nazından sonra Peygamber, sahaibisi Bbu Hureyre'nin gayr-ı tabii bir şekilde oturı:rnuş olduğunu göııdü. Peygamber O'na sordu : (.-~ .J;.J...:..S~i) (Farsça: Karnın mı ağırıyor?). Buharl'nin kendisi de (27) naklediyor ki ·5. yılda, hendek mdh.areıbesi esnasında ashabmdan biri Peygamberi yemeğe ·davet ettiğinde O yüıksek sesle herkese şöyle ilan etmişti: 1~....., rSJJ...ıı.~ ..li IJ'./~ ~;} (Cabiır sizin için bir sfu:. yani bir ziyafet hazırladı). Oysa ziyafet burada kullamlan «sur» kellınesi Pehlevi bir kell.ime- İnanasında d!ir. Biz ( ı:.,:..A-4 - maddesinde J 1... şun.lan 0 .....,J \.;1 i(;~ j ) sözlüğünde ( ) okuruz·: ... r--' (.sUr • L.$ ~) sur J , ..... d~ ıı...::.-.9~ ~,.:ı..-\ u .J f> ..::....S~" u • .J ' .J \..1 .J) si \.o-t"" : u '..J i .J.) ~........ p .) , __ ' .._;;:;..;) d • u-- ,_r .-T u 'ı ~ -·r ,. . . l.o~ : u .Jj ) ,_ Krş. el-Bulıan, 60/24, vs. Şarihler ittifaklı:ı- bu kelimenin çe olduğunu belirtirler, belki therınos'un ar-apçalaşmışı. (26) Sunen, T~bb Bölümü, paragraf: 10, No: 3458. (27) 56/1188. (25) rfımi, grek- 339 -------·------------------------------------------------------- Aynı şekilde, Peıygamiber ·tarafından telaffuz edilmiş tak:İidi i! i! ) (Kah kan) el-iBuilıfui (28) tarafından bir kelime olan ( Far.sça kabul edilir. Daıha önce bahseıtmiş olıduğumuz .Iı.iıı:nesinin menşei, O'nun ( ) (:nıauJ, noıJ.iıs) ke- .j ,.:. Habeş.iıstan seyaıbıaıtine hağlı olmuş o1a:bilıir. Şu ri.vayet daıha enıteraısa:nıdır (29) : Halbeşi'sta:n'•a H.rtiica eden Mekkeli mü:slfunanl:ar, .bir 15 ~e:nel:iJk zıaman sonnnda, Medme'ye varmak igin geri döndüıkıleni:nıde, arıaJarm9.aı Haıbeş]sta.n:~da doğJmıuş çocuklar vardı. Bu gruptaın bir küçük .kıııa Peygaımlber süslü bir el- . biıse gösterd:i ve O'na şöyle dedi : ( \,;.:..., l;....., ) (Sana sana. el~Bu­ hari bunUn. Haıbeşce'de «ıgüzel güzel» manasma geldiğini ila~ ve eder). (30) Klasik 'alim!ler, Kur'an'da birçok Habeşce kelime bul. dular. Burada tafsil&,ta dalmaksızın,. ·hatır1a1ırnak ma.kısadıyla, Zeb~iye ( 31) .kelimesinin hala Am.arik _dilinde «muhafız» manasma kullamldığını söyleyelim. Halbeşistan halkından diğer bir çeşit malfunM şu rivayette bulunuyor (32) :. Peygamlher belki şaıhs1 tecrübesiyıle « ... · Tırnaldar Habeş bıçağının işini görürler.» buyurdu. (28) 56/188. (29) Krş. el-Buhfui, 56/188 .. (30) Hatırlatmak için ilave edeyim ki Peygamberin hayatım yazan bazı yazarlar (İbn Hişam gibi, s. 221) başka Habeşçe kelimeler de zikrederler, fakat Hz. Muhammed'in ağzından değil. Gerçekten onlar diyorlar ki Mekke Müşriklerinden bir heyet, kendisine sığınan. Mekkeli müslümanların ged verilmesini Nedişi'den istemek için Habeşistan'a · gitciklerinde kıral bunu reddetti ve mültecilere Şöyle hitab ederek· te~minat verdi: Siz benim yanımda şüyfım. (hür)sünüz. Bana, sizi . onlara teslim etmem rçin bir daJbr (dağ) altin dahi verseler b~n bunu istemem. r~' '· ı..s-)~ r~ ,.....~ '~JI > ':"'Jb ...; ı.J" •.)'! ,J ı}..., t ......~.J t.. • • • u ~-'lll ( . J..P.J' Q .~ :> 1\ u l-l..t (31) (32) Kur'an, 96/18. . el-Buhfui, 72/18/3. 340 --~···-·~··--~---· -"····~·-··~-- -----· '~-·---·--··· --~---·,-----~~~~ Hiç şüphe yok ki bir ya:bancı· dilin memleketi'nde .bir yabancı yere seyıa!hat, k.ıısa. SIÜreli de olsa ziyar:et edilen ülke l:iısanmdan ba-- · zı keilimeleri bazan hafızaıda bırakır. 'Hz. Mulhammed'in bunıdan istiısna teşkil e1ımemesi lazımdır. Bu kelimelerin o deıvir1de Mekke'· de de bilinrmesi daha az makUldur; Biz bu seyail:ıaıtlieri aşağıdaki gjıbi yeJ.1leştirebiliriz. Seyahat Haritası Muhter.em Hoca Prof. Dr. Mulhammed Hamidullah bize sadece bu makalenin terıcümesi müsaadesini vermedi. Aynca bir ilave ve ta:shlh yazısı gönderme lüi:ifu.nda bulundu. Burada kendilerine şükra.rıil.arurıazı arzederek bu ilave ve tasllllhini haşiye olarak dereediyoruz : ' Ha.Şiye: Hz. Peygamberin.. İıbn Hanıbel'den hareketle söılkonusu ettiği­ miz Doğu· Arabistan'daki seyahati hakkında bazı tamamlayıcı delillerin de oMuğunu söylemek yerinlde olur. ]şte tafsilatı : el-BUQ.ari SalııNı'inde (61/25/43) nakleder -ki, hicretten önce Hz. Peygamber. bir gün rüyasında, jurdunu terketmeye ve (çoik 341 p 't..,..,- ı ı ·ı 1 bereketli) bir yere iltica etmeye. medbur O'na bu rüyada bu yeri gösterdiğini görıdü. olacağını, Tanırının da Hz. Peygamber şöyıle buyurıdu : Görünüşe göre Yerrname (bugüııkü Riyad) veya Hacer 1bugünkü el-Hufılf)'uıı sözık:onusu dlduğunu düşündüm, faıkaıt bu Yesrib oldu. Bu rivayet Hz, Peygamberin Yername ve Hacer'i tanıdığını gösterir. Mekike'den Daba'ya gitmek ıiçin bu yerleri geçmeık gerekirdi. el-Bu:Q.ari (3/7 /1) tasdılı de eder ki h. 7. yılda Hz.· Pey;gam· ber, İran imparatoru :Kisra'ya bir, dille davet mektuıbu· yazdığın­ da O, bu mekrtuıbu Bahreyn (ıbugünkıü el-Aıhsa) valisine gönderdi. Mektubu imparatora ulaştıran bu sonuncu zartdır. Birçoklan (Aıvaıbistan'ın güney, kuZey ve doğusunda) varken, Arabistan'daki diğer bütün İran kolonileri yerine BaıhreYıı'i seçmek, Hz. Peygamberdn bu bölgeyi ta:nrmış ve oranın yetkilileriyle münasebe11leri mUhafaza etmiş olduğunu · düşünmemiz anlamına gelir. Gerçekden vali el-Mun?;ir İbn Sava, bölgede İslfutn'ı. iltk kabul eelenierin biri oldu. Peygamberin bu zata mektupları el-Vesa'il.m's-Siyasiyye a·dh kitahımda görülebilir. 342