00-–n ve arka kapak1 (Page 3)

advertisement
SERXWEBÛN
92
ihtiyac› olan Kürtlerin sanatç›s› bir
Michael Jackson olma yoluna girer.
Bu yola girmifl bir sözde sanatç›n›n
özlemleri art›k farkl›d›r. O art›k toplumun vicdan› de¤il, egemenlikçi sistemin politik kullan›m arac›d›r. Art›k o
sadece kendisi için vard›r. Eserleri ve
onu sunum biçimleri sadece kendini
yaflatmak içindir. Giderek bütün ahlaki de¤er yarg›lar›n› bir kenara b›rak›r,
kendini izleyenlerin niçin izledi¤ini görmez. Bunu kliplerine yans›t›r, sundu¤u
piyasal›k eserlerin sözlerine, renklerine
ve imgelerine yans›t›r. Sanat› seks ve
sporla birlikte yorumlay›p tuhaf bir sunum gerçeklefltirir. O sunumla kimin
ne kadar kazand›¤› ya da kaybetti¤i
kendisi için önemli de¤ildir. “Ne kadar
para kazan›yorum, ne kadar lüks yaflayaca¤›m?” kayg›s› ön plandad›r. Yani
modernitenin bir üyesi karfl›m›zda sahne alm›flt›r. Ondan sonra da alk›fllananlar yuhalan›r, arananlar unutulur
ve buna da bir anlam verilmez.
Her toplumsal eylem ayn› zamanda
bir toplumsallaflma eylemidir
Burada önemli olan, birey olarak
bir sanatç›n›n tek bafl›na bir anlam
ifade edemeyece¤ini görmesidir. Kendisini sanatç› yapan toplumsall›¤›n ve
onun tarihsel yarat›m›n›n ortaya ç›kard›¤› sonuçlar›n kendisine ve eserlerine nas›l yans›d›¤›n›n fark›na varmas› gerekir, ya da bunun yerine modernitenin temel çarp›tma ve soysuzlaflt›rma rolüne bilinçli olarak soyunmas›
gerekecektir. Tercih burada aç›kt›r ve
her ikisi de bilinçli bir tercihin sonucu
olarak ortaya ç›kmal›d›r. Bu bilincin
hangi çerçevede oluflmas› gerekti¤ini
Önder Apo’dan yapt›¤›m›z afla¤›daki
al›nt› mükemmel ortaya koymaktad›r:
“Toplum-birey iliflkisine soyut bakmamak önemlidir. Bireyler tarih içinde flekillenmifl, belli bir dili ve oturmufl gelenekleri olan sayd›¤›m›z tüm
toplumsal alanlardaki kurulu yap›lara kat›l›rlar. Diledikleri gibi de¤il, toplumun çok önceden ve özenle haz›rlanm›fl kurumlar›na ve onlar›n geleneklerine göre kat›l›m gösterirler. Bireyin toplumsallaflmas› muazzam bir
e¤itici çabay› gerektirir. Bir anlamda
toplumun tüm geçmifli olan kültürü
özümsendikten sonra birey toplumun
üyesi, mensubu haline gelir. Toplumsallaflma sürekli çabayla gerçeklefltirilir. Her toplumsal eylem ayn› zamanda bir toplumsallaflma eylemidir.
Dolay›s›yla bireyler diledikleri gibi de¤il, toplumlar›n›n istedi¤i gibi infla
edilmekten kurtulamazlar. fiüphesiz
özellikle s›n›fl› ve hiyerarflik toplumlar bask› ve sömürüye aç›k toplumlar
olduklar› için, bireyin direnme ve özgürlük talebi hep var olacakt›r.”
Burada önemli olan, bireyin nas›l
flekillendi¤inin bilincine vararak,
kendisini toplum üstü olarak ele almamas›d›r. Kald› ki, kendini toplum
üstü görme, kendisini sanatç› diye
tan›mlayan kesimler ya da kiflilerin
belirgin bir hastal›¤› olmaktad›r.
Kayna¤› bireycilik olan bu hastal›k,
sanatç›larda daha derin yaflanmaktad›r. Ad›na sanatç› kaprisi de denilen bu hastal›k, kendini çok farkl› gibi göstermenin tüm yol ve yöntemlerini devreye koymaktan sak›nmaz.
Öyle ki, bu farkl›l›k kifliyi en üst düzeyde ayk›r›l›¤a kadar götürür. Bu
sunum, en üst düzeyde her türlü bireyci gözü karal›¤a yol açarken, ayn›
zamanda bir insan›n ne kadar küçülebilece¤inin de her türden göstergelerini sunar. Elbette bu genel bir modernite hastal›¤› olmaktad›r. Unutulmas›n ki, toplumun bu denli hücrelerine kadar parçaland›¤› günümüzde
bireyler tek bafl›na irade olamayacaklar› gibi, hiçbir fleyden ba¤›ms›z
bir geliflme de gösteremezler. Kimse
kendisini “Ben iradeyim, benim eme¤im, bana ait” diye aldatmamal›d›r.
Günümüzün iki temel iradesi vard›r.
Kiflilikler, yetenekler ve de¤erler kayna¤›n› ancak ya ad›na devletçi egemenlikçi dedi¤imiz toplumdan ya da
neolitik devrime dayanan demokratik
komünal toplum de¤erlerinden al›r.
Bunun d›fl›nda hiçbir kiflinin tek bafl›na ba¤›ms›z iradesinden bahsedilemez. Olsa olsa bu kocaman bir aldatmaca olur. Bu aldatmacay› yaflayan
kifliler ya da kesimler zaten bir aldatma ve çarp›tma üzerine kurulmufl
olan modernitenin de¤irmenine su
tafl›maktan öteye gidemezler.
Kas›m 2008
Sanatç› yeniyi yaratman›n ustas›d›r
K›sacas› sanat toplumsal oldu¤u kadar bir tercih iflidir; kendisini yaratan
de¤erlerle sonuna kadar bütünleflme
yoludur. Örne¤in mücadelemizin yaratt›¤› son derece de¤erli sanatç›lar vard›r.
fiehit Sefkan, Mizgin, Serhat, Halil Uysal, Delila, Sarya ve daha niceleri...
Bunlar›n sanata yaklafl›mlar› sanat› ayn› zamanda bir mücadele alan› ve militanl›k sahas› olarak gördüklerini de
gösteriyor. E¤er sanat imgelerle de olsa
yaflam›n yeniden yarat›m sahas› ise, o
zaman sanatç› da bu yeniden yarat›ma
bir militan gibi kat›l›r. Çünkü o yaratman›n bir ustas›d›r. Yeniyi yarat›r. Bu
da eskiye ve köhnemifl olana karfl› her
alanda mücadele etmeyi gerektirir.
Marks, filozoflar›n sadece dünyay›
yorumlamakla yetindiklerini, ancak gerekli olan›n dünyay› de¤ifltirmek oldu¤unu söylemiflti. Burada felsefeye ve
onunla u¤raflanlara yeni bir görev yüklüyordu. Bu yeni görev, en az felsefe kadar toplumsal yaflamda rolü olan sanat
ve sanatç› için de gerekli olmaktad›r.
Yani “Ben yorumlar›m, baflkalar› da
yaps›n; ben söylerim, baflkalar› da de¤ifltirsin, ona göre yaflas›n” demek ikiyüzlülük olmaktad›r. Bu bak›fl aç›s›
Mizgin’lere, Delila’lara, Sefkan ya da Halil Uysal’lara sayg›s›zl›k yapmakt›r.
Çünkü onlar “Benim yaflam›m, benim
yetene¤im, benim yorumum, benim eserim” demeden, içinden kana kana su içtikleri halklar ›rma¤›n›n içindeki bir
damla olarak, o ›rma¤a sonsuza kadar
kat›ld›klar›n›n örnek duruflunu sergilediler. Onlar›n an›s› asl›nda bizler için
nas›l sanatç› olunmas› gerekti¤ini de
göstermektedir. Aksi bir durufl içinde
olan sanatç›lar bir sanatç›dan çok, içi
masalar› etraf›nda e¤lenenler için birer
çerez olmaktan öteye gidemezler. Onun
için bu çerezleflme durumunu aflmak,
bir sanatç› için onur meselesi olmal›d›r.
Elbette konumuz sadece sanat ve
sanatç› de¤ildir. Ama kapitalist moderniteye karfl› olabilmenin militanca duruflunun ve topluma bu ruhu kazand›rman›n esas yollar›ndan biri olan sanat›
ve sanatç›y› da ne kadar önemsedi¤imizi an›msatmak aç›s›ndan bunlar› dile
getirdik. Tarihsizlefltirilmifl bir toplu-
Download