TBMM B : 46 12 . 12 . 1990 O : 1 BAŞKAN — Sayın Şengün, 20

advertisement
T.B.M.M.
B : 46
12 . 12 . 1990
O:1
BAŞKAN — Sayın Şengün, 20 dakikalık konuşma süreniz kalmıştır. Hakkınız, tecavüze
uğradığı için, biz de bir S dakika ilave edebiliriz ona; lütfen kendinizi programlayınız efendim.
ANAP GRUBU ADINA ÎSMAÎL ŞENGÜN (Denizli) — Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri, Başbakanlık ve bağlı ve ilgili kuruluşları üze­
rindeki bütçe müzakereleri vesilesiyle Anavatan Partisi Grubunun görüşlerini sunmaya devam
ediyoruz. Bu vesileyle, şahsım ve Grubum adına Yüce Meclise saygılar sunuyorum.
Bağlı ve ilgili kuruluşlar 47 adettir. Bu kuruluşların bir kısmı bizatihi kuruluş kanunların­
dan dolayı Başbakanlığa bağlıdır. Diğerleri de Hükümet veya Anavatan Partimizin görüşü açı­
sından, uzun vadeli politika oluşturan, ihtisas faaliyetinde bulunan kuruluşlar olarak Başba­
kanlığa bağlıdır veya Başbakanlıkla ilgilidir; çoğu da, devlet bakanlarımızın sorumluluğu al­
tındadır.
Değerli milletvekilleri, bu kısa girişten sonra, konuşmamı şu çerçevede sürdürmek istiyo­
rum : 1984-1990 yılları arasındaki Türkiye ekonomi politikası; serbest piyasa ekonomisi ve Av­
rupa Ekonomik işbirliğinin geçen mart sonu-nisan başlarında aktedilen Bonn toplantısı ka­
rarları; dış borçlar; ihracat performansımız; yatırımlar ve. sanayileşme; -ki, bu konularda biz­
den önce konuşan çok değerli muhalefet milletvekili arkadaşlarımın görüşlerine kısa cevaplar
vermek istiyorum- Türkiye'de gelir dağılımı; yabancı sermaye; bütçe açığında Merkez Bankası­
nın finansman rolü; kısa vadeli avanslar; konvertibilite ve özelleştirme. Tabiî, zaman kalırsa
bunları ifade edebileceğim.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; ülkemizde özellikle 1984'ten beri uygulanan ekono­
mik politikaların amacı, istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme ortamı sağlamak ve uluslarara­
sı entegrasyonun gerektirdiği yapıya ekonomimizi kavuşturmaktır. Amacı gerçekleştirmek için,
Önce makro dengesizliklerin giderilmesi ve sonra da yapısal değişiklik hedeflenmiştir.
Hükümetlerimiz, programlarına uygun olarak, ekonomiyi düzenleyici rolünü Ön plana çı­
karmış, ekonomiye müdahaleyi, dış ticarette, malî piyasalarda, mal piyasalarında ve uluslara­
rası sermaye piyasalarında da asgariye indirmiştir.
Kaynak dağılımında, piyasa güçleri ağırlıklı rol oynamıştır. İhracat ve iç tasarruflar artı­
rılmış; kambiyo rejimi serbestleştirilmiş; fiyatlar piyasa güçlerince belirlenmiş; para ve serma­
ye piyasalarında yasal düzenlemeler ise tamamlanmıştır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
bünyesinde bankalararası para piyasası, döviz, altın piyasası kurulmuş; kontrollü reel faizden
serbest faize geçilmiş; kontrollü kurdan piyasa kuru aşamasına gelinmiş; istanbul Menkul Kıy­
metler Borsası geniş ölçüde faaliyete geçmiş; Yüksek Hakem Kurulu uygulaması, yerini toplu
pazarlık sistemine terk etmiştir.
Kısaca, 1984-1989 dönemini takiben, 1990 başlarında Türk ekonomisinde fiyatlar, piyasa
güçlerince belirlenen bir aşamaya gelmiş olmaktadır. Bu noktada, bakış açımızı dışa yönelt­
mek ve 1990 yılının 19 Martı ile 11 Nisan günleri arasında Bonn'da yapılan Avrupa Ekonomik
İşbirliği toplantısına çok kısa değinmek istiyorum.
Bonn toplantısının en dikkate değer yönü, Doğu ve Batı Avrupa ülkeleri arasında ideoloji
ve sistem çatışmalarının büyük ölçüde sona ermiş olmasıdır. Serbest piyasa modelinin geçerli­
liği bu toplantıda, bu toplantıya katılan bütün Ülkeler tarafından kabul edilmiştir. Doğu ülke­
leri, serbest piyasa ekonomisi yönündeki tercihlerini açıkça ortaya koymuşlar ve şu ilkeleri de
benimsemişlerdir : Fiyatlar, arz ve talebe göre piyasada oluşacaktır; ticaret ve yatırımlar tama­
men serbestleştirilecektir; sermaye ve kâr transferleri de konvertibl dövizle yapılacaktır.
— 303 —
Download