Redaksiyana Denge KOMKAR

advertisement
ı
Sal
ı ,~
l ~~
1
, r ~ı ­
l
l
1
: 4
\
ki şi
w
w
w
.a
rs
i
; cuntayı lanetiedi
va
30.00 0
ku
rd
.
or
g
Wext
: 15.9.1982
Hejmar : 45
Bıha
:1 DM
Denge KOMKAR
NAME YEN
XWENDI!VAN~N
:AFGAN GERICILERINI
ISTEMIYORUZ
BIJI AZADIY A
KURDISTAN
... ş_uJ?·
daha unu~m~~ı'!:'_
sloganıhalkınızın
ozgurlugu ıçın
hesiz
bir şekil·
de sürdürüyorsunuzdur. Ger·
çekten de böylesi b!r çalışma
zorunlu! Nürnberg (üç yaban~
emın N eonazilerce öldürülüşü
kastediliyor. -D. K.) genel an·
lam da FAC'den, Kürdistan ue
Türkiye'den hiçte iyi h~b~rler
gelmiyor. Koşullar gıttıkçe
ağırlaşıyor. Burada ~a_rşılaş·
tığım insanlarla hep sızın so·
tartışıyorum. Bir
runlarınızı
çok ingiliz "Kürdista'!" ism!~i
bile duymamışa benzıyor. Turkiye'ye ilişkin bilgileri oldu~ça
az. Orada olanları anlattıgım yerleştirilmiş.
bunlar · Afganlılar ise faşist cuntaya
"Gerçekten
zaman
oluyormu?" sorusuyla karşı· hizmet etmekten geri kalmıyor­
Kürtlistan ile ilgili çok kogeçen
nuştuğumdan, benden
hafta "Londra Kadınlar Me~kezin'de konuya ilişkin bır
konferans uermemi istediler.
Konferans hazırlıkları olduk~a
uzun sürdü. Konuyu pek bılmediklerinden onlara an/aşılır bir dille konferansı uermem
gerekiyordu. Onun için de çok
çaba harcadım. Konferans çok
başarılı geçti. Epey i soru sor~~
e~-
)
sizlere_ daha
bilgi uereceğım. Hep ınizi içtenlikle selamlarım.
Eva/Londra
.a
raflıca
lar. Gerici, pis düşüncelerini
yaymak için çabalıyorlar. Halkımızın ne durumda olduğunu
k
bilmiyorlar. Habire Türklü ve
kendilerine uygulanan "z~lüm"
masallarını anlatıyorlar. . ..
Ama halk olup bitenlerı gorüyor. Herkes cuntaya ve hem
de Afgan gericilerine basıy~r
küfürü. 'B~ aç perişanken, ış­
siz güçsüz dolaşırken, bir d~
bunlar getirildi. İş vereceklen-,
ı
ne, aramıza ajan gönderi~?r ~
sözü milletin dilinden
yor."
.../Köhi
va
/aşıyorum.
rs
i
çalışmalarınızı yoğun
duşmu­
TüRK KONSOLOSLUGU SOYGUN YAPlYOR
w
w
6 aylık uzatma için 330 DM.
. para istedi. Kendilerine yazılı
Değerli arkadaşlar, .. ..
Sömürgeci Türk hukumetı olarak baş vurdum ve bu kadar
ülkemizde baskı uyguladığın- çok parayı neden istediklerini
dan, çoğumuz yurdumuzdan sordum. Gelen yazıda Borçlar
ve yuvamızdan aynlıp gurbette- kanununda hükümlülerin pasare du.. ştük' . BazılanmiZ Türki- portlannın parasız uzat ı Iaca ~'< ı­
6
ye'nin batı illerine, b~ılanm~- na dair bir madde bulunmadığı
sa buralara kadar geldık. Bu ul- için böyle yaptı~ların~ söy!ü:
kede yabancı ve zor koşullar~a yorlardı. Tabii ki berum gıbı
yaşarken Türk hük~meti.de _ış- çalışınıyan birisinin bu parayı
çiteri bir döviz makinası halıne bulup vermesi mümkün değil­
getinnek için uğraşıp duruY. 0 !· di. Bunun üzerine pasaportuOysa işi gücü işçid~.n .~?.v~~ mu bana geri gönderdiler.
Şimdi soranın size, bu eş­
sızdırmak olan bu somuruculerin hükümetleri bugüne kadar kiyalık değil de nedir? Cezaişçilere hangi haklar vermişler evinde yatıp da para kazanaınıyan bir insandan 330 DM
ki?
Şu anda F.Almanya'da. istiyen ve vermeyince de pacezaevinde1 bulunmaktayım. saport süresini uzatmayan bir
Pasaportumun süresi 6 ay ön- devletten ne beklenebilir? Bu
ce bitmişti. Bunun üzerine pa- mudur güçlü ve itibarlı devlet?
... Cezaevinden
saportumu Türk Jwnso,losluKürdistanlı bir işçi
ğuna gönderdim. I{onsolosluk
w
Arkadaşlar,
Bundan bir süre önce izine
gittim. Gittiğim yer ise mem~e­
ketim olan Dersim' di. Faşıst
cunta işbaşma geldiğinden bu
yana köyüroüzde yapılanl~n
aniatmama imkan yok. Koy
halkına defalarca işkencenin
bakaretin . hertürlüsü yapılmış.
Şimdi köyde hiç bir genç i~sa?
kalmamış. Kimisi kaçak~ ~_ı~ı­
si ise işkencehanede. Kuçuk
çocuklar, kadınlar ve ihtiyarlar
dolaşıyor sadece. Ama onları
da rahat bıraktıkları sanılmasın.
Cuntanın askerleri sık sık köyü
basarken dayak ve işkenceden
onlar da nasiplerini alıyorlar.
Köyümüz olan .. .'ın ~e~mi~~­
ne değinmek isterim. Bızım koyümüz 1938 yılında katliam
görmüş. O zaman başbakan
olan Celal Bayar köye kadar
gelmiş. O'nun gelmesiyle birlikte köyde çok ~işi toplanı;nı~ ve
çevreden getinlenlerle bırl~k~e
binlerce insan kurşuna dızıl­
miş. Celal Bayar ise törenle yapılan bu katliamı -~~~~iş: Bu
olayı anlatan halk türkulerı, bugün yörede herkes tarafından
söylenmektedir. Yaşlılar sık sık
bu olayı anlatıyorlar.
İşte şimdi o günleri yeniden
yaşıyan köyüroüzde bir kadının
başına gelenleri kısaca anlataca-
bıraksınlar diye. Askerler ise
ona her seferinde küfretmiş ve
dayak atmışlar. Ama kadın
herşeye
rağmen
rakmamış,
peşlerini
susmamış,
bı­
oğlunu
geri vermelerini istemiş. Askerler o gece karakol'un bulundu~u ... köyüne gelip kalmış­
lar. Kadın karşıianna dikilmiş
ve oğlunu geri almakta _ısrar
etmiş. Kadına küfür etmışler,
kovmak istemişler askerler ama
o gene kapıdan aynlmamış. ~~
sonunda komutan olan kışı
evinde kaldığı köylülerle ko
nuşmuş, onu ikna e~meye ç~­
lışmış. Fakat Tuncelı merkezı­
ne götürüldüğü zaman oğlunun
başına neler geleceğini bildiği
için oradan aynlmamış. Başka
çare kalmayınca rüşvet karşılı­
rd
.
kardeşler,
"Bıji azadiya Kurdıstan" .?u
anlattıklarını yazı~o:
rum size. Y ayınlarsanız ıyı
olur. Arkadaş diyor ki:
"Ben de bu yaz mevsiminde
pek çok işçi gibi izne git~ir~.
Baskı, terör, işkence alabıldıd
ğine çok. Ben mektubum a
bunun üzerinde durmıyacağım;
konu
değineceğim
Benim
"Türk soyu "ndan diye.~~ _getirtilen Afganistanlılarla ılgılı.
Bunlann bir bölümü de benim gittiğim Malatya'ya getirilmişler. Adamlara da~alı d_ö:
şeli temiz evler verilmış:. Kı~ı
b. aşına 3.500 lira para odenıff
yor. Doktor ve oku1 masra nı
devlet karşılıyor. Bir süre önce Şeker fabrikasından işçiler
yerlerine bunlar
çıkarılmış,
ku
daşıının
Sevgili Kürcj,istanlı bacılar,
&·~ldiğimde
YAŞLI KADlNI UÇURUMDAN
ASAGIY A YUV ARLADILAR
Izine gidip dönen bir arka-
or
g
....
2
ğım.
rı
Kadının çocuklannın bazıla­
tutuklu, bazıları ise kaçak.
Bu yüzden evleri defalarca basılmış. Yaşlı kocası alıp götü~­
müş, ağır işkence~e? _geçı.?l­
miş. Hatta benim gıttı~ım çu_n:
lerde işkencecilerden bınsı
Tunceli merkezinde kahvenin
önünden geçerken ihtiyan gifr:
müş ve yanına yanaşarak şunu
sormuştu : "Bana bak ulan beni tanıdın mı?" Köylü ise iş­
kencecinin yüzüne baktıktan
sonra ''Seni elbette tanıyorum,
hiç tanımaz olur muyum·:_diy~
karşılık vermişti. Bunun uzenne tekrar konuşan işkenceci
"Nasıl
yarası
yolduğum
bıyıklarının
geçti mi ulan? diyerek
alay edip gitmişti.
Bir süre önce köyü basan
askerler kadınm yanında bulunan İ3 yaşlarındaki oğlunu
alıp götürmüşler. Kadın çocuğun başına gele~~kl~~i bil~iği
peşlerine duşmuş. Aglayıp sızlamış, yalvarmış, oğlunu
için
ğı çocuğu bırakmak zo~~da
kalmışlar
ve
kadın
da koyune
dönmüş.
Fakat çektikleri bu kadarla
sınırlı değil kadıncağızın. Ge~~
bu yaz askerler köye baskın du:·
zenlediklerinde bakıyorlar kı
tencerede et pişiyor. "Bu eti
ne yapacaksın, niye pişiriyor­
sun?" diye soruyorlar. Kadın
böyle bir soru karşı.sında şaşı­
np kalıyor ve sonra ~ ?ği~
kestiklerini, eti yemek ıçın pı­
şirdiklerini söyl~,yor. Ama ik~.a
olmuyorlar ve Sen onu teroristlere götürmek için pişiriyor
sıın söyle onlann yerlerini'! di
yorİar. Kadıncağız ye~in ed!yor terörist dediklenyle bır
ilişkisi bulunmadığını söylüyorsa da inandıramıyor kendilerini. Eti döküyor, kadını da dövüyorlar. Sonra da O'nu alıp
köyün yakınındaki· bir uçurumun başına götürüyorlar. "Sö~:
Iemezsen seni buradan atanz
diye tehdit ediyorlar. Kadınca­
ğız "Ne yaparsanız yapın" karşılığını veriyor. Sonunda askerler kadını uçurumdan aşağıya
yuvarlıyor ve oradan aynlıyor­
lar. Onlar gittikten sonra komşuları gidip yara bere içerisi~­
de kalmış olan kadını eve getiriyorlar. Kadın şimdi iyileşmiş
durumda. Başına geleceklerden
çekindiğim için köyün ve kendisinin ismini yazmıyorum.
Ama bunlar benim kendi köyUmde şahit olduklarıının küçük bir kaç örneği yalnızca.
Kalmem/Duisburg
Denge KOMK AR
3
••
••
OR GU T HA BE RL ER I•
KOMK AR EGiTiM SEMİNERLERi
BAŞARILI GEÇTI
ESTERWEGEN
Geçtiğimiz ay, Bremen Gençlik Dairesi (Jugend amt)
taraf'ından organize edilen ve Esterweg en şehrinde gerçekleş
tirilen
anti-faşist kampta Türkiye ve Kürdista n sorunu ele almdı.
Macar-
.o
rg
istan'dan 10, Polanya 'dan 8, Holland a'dan 6, Almanya 'dan 20,
Ostfrisla nd 'dan 1 O kişi ile bir Yunan, Bir Türk ve bir de Kürt
gencinin katıldığı kamp iki hafta sürdü. Kampta hergün bir bülten çıkarıldı. Bültende Türkiye ve Türkiye Kürdistanı'nda laşist
diktatör lük taralından _yapılan insanlık dışı uygulam alar ele
alındı ve yabancı gençler bu lwnuda bilgilend iri/d i.
Bu arada kamp yönetici leri de kalabalık bir izleyici kitlesinin katıldığı bir gece düzenled iler ve KOMKA R sempatiz am
bir arkadaşı konuşmacı olarak davet ettiler. Konuşmacı arkadaşımız Kürdista n 'da halkımızm karşı karşıya bulundu
ğu güçlükleri anlattı. Daha sonra ise J.Roth tarafından 19 79 yılında
Kürdis'tan 'da çekilen film gösterild i.
* *
ku
rd
Esterwe gen kentinde yapılan *anti-faşist kamplar da çeşitli
sorunlar tartışıldı, filmler gösterild i. Arkadaşlarımızdan birisi
yabancı düşmanlığı konusun da bir konferan s vermek
üzere
kampa davet edildi. KOMKA R sempatiz am arkadaş, yabancı
düşmanlığının gerçek nedenler ini anlattı. Bugün Türkiye
'de
faşist bir diktatörlüğün hüküm sürdüğünil ve insanhak
larının
ayaklar altına alınıp çiğnendiğini, işkence ue katliamların sürdüğünil belirtti. Yabancı düşmanlığının Hitler dönemin
de diğer
halkiara karşı sürdürülen düşmanlığın devamı olduğu vurgulan arak buna karşı birlikte mücadel e uerilmes i gereği üzerinde duruldu. Arkadaşımız yabancı düşmanlığıyla ilgili olarak bir de
film gösterdi ve daha sonra tartışmalara geçildi.
K ark er
MüNIH
Pakistan Ulusal Partisi, -2 yıl önce öldürülen , Pakistan Komünist Partisi Merkez Komites i üyesi Nezir ABBASİ için, 7. 8.
1982 tarihinde bir anma toplantısı yaptı. Federas yonumuz
KOM KAR 'ın da davet edi/ği bu toplantıya, Münih Kürdista n
İşçi Derneği olarak katı/dık. Bizim dışımızda Afganist
an Demokratik Halk Partisi temsilcis i ve Alman Komünis t Partisi
Bavyera temsilcis inin katılarak mesaj sunduk/arı bu toplantıya,
biz de bir mesaj sunduk.
·
Benzer askeri faşist diktatörl üklerin zulmü altında olan
halklarımızın, bu diktatörl ük/ere karşı uerdiği mücadel
enin de
ortak yönler taşıdığını belirttiğimiz
mesajda, ayrıca 2 yıl
önce öldürüle n Nazir Abbasi'y i ·saygıyla anarak, dayanışma
selamlarımızı i/ettik.
Gecenin sonunda , toplantıyı tertiptey en parti temsilcil eri,
dayanışmamızdan memnun luk duyduklarını belirtere
k, sıcak
ilişkilerin bundan böyle de devamını istedikle rini belirttile
r.
Münih D. K. muhabir i· Xezal
rs
i
va
12 Eylül öncesinde KOMKAR faşist cuntanın teşhir edilmesi doğrultusunda yoğun çaba harcadı. Çeşitli eylem biçimleriyle
cunta dönemin de yapılanlar ve işbaşma getirilmesindeki nedenler üzerinde duruldu. KOMKAR'a bağlı dernek ve komitele r bu
amaçla kitle içerisinde aktif çalışma yaptılar. Bir yandan güçlü
bir protesto eyleminin gerçekleŞtirilmesi için çabalar sürdürülürken, diğer taraftan da faşizmin içyüzünü işçilere gösterme çalışmalarına aralıksız devam edildi.
Bu arada eylem birliğine katılan örgütlerin ortaklaşa çıkar­
dıkları: bildirinin dağıtılmasında ve afişleme yapılmasında
aktif
görev üstlenildi. KO:MKAR ayrıca yalnız başına çıkardığı bildiriden onbinlercesini dağıttı. KOMKAR çatısı altında birleşmiş
olan işçiler ve Kürdistanlı aydınlar evlerde, işyerlerinde, işçi
yurtlarında ve daha benzeri pek çok yerde işçilerle
görüştüler,
teşhir görevlerini yerine getirdile r.
KOMKAR bu çalışmalara paralel 'olarak kitleye açık seminerler düzenleme kararı aldı. Çeşitli dernek ve komitele rde gerçekleştirilen 16 seminerd e başlıca şu konular üzerinde
duruldu:
rürkiye' de Cumhur iyet boyunca uygulanan baskı ve terör. özellikle 1960 yılından sonra kitlelerde meydan a gelen hızlı bilinçlenme. 12 Eylül öncesinde tekelci sermayenin içerisine düştüğü
ekonom ik, siyasal ve sosyal bunalım ile buna bağlı olarak bir
yandan devlet diğer yandan ise sivil faşist güçler eliyle uygulanan baskı
terör ve Toplumsal muhalef etin herşeye rağmen
sindirilememesi. Kürdistan'da gelişen Ulusal Kurtuluş mücade·
lesinin sömürgeci burjuvazi için yarattığı tehlike. Emperyalfz.
min Ortadoğu bölgesinde peşpeşe darbeler yemesi ve çıkarları­
nın tehlikey e girmesi. Bu nedenler e bağlı olarak işbaşma
getirtilen faşist cuntanın ekonom ik, siyasal , sosyal alanda giriştiği
uygulamalar, yarattığı baskı ve terör. Cunta öncesinde ilerici ve
devrimCi hareketi n saflannd aki dpğınıklık ve bunun yarıttığı
olumsuzluklar. Cunta sonrasında halen sürmekte olan dağınıklı­
ğın aşılması için izlenmesi gereken politika. Türk faşistler
inin
Almany a'daki çalışmaları. Türkiye ve Türkiye Kürdistanı 'nda
cephe ve güçbirliği sorunu.
Çok sayıda kişinin izlediği ve değişik gruplard an kişilerin
de katıldığı seminerlerde pek çok sorunun kitleler önünde
açık tartışılması yararlı oldu.
.a
jan a AE G'y i
çiy e?
w
Lı Elmanya Federal rewşa abori (ekonom i) :·oj bı roj
berbı
nebaşiye dımeşe. Jı nıha va krizeke mezın lı he mu E lmanya
w
w
Federal dajo.
Dı nav saleke da gelek {abrike u eihen xebate hatın
gırtın.
Bı hezaran karker, xebatka r u zehmetk e ş be kar m ane.
Jı b er ve
yeke hukume ta E/man bı taybeli dıxwaze harkeren bıyani şu nda bışine welaten wan.
Dı nav van rojan da, firma AEG-Te lefunken , jı ber
kriza
abori ketiye nav tengasik e mezın u nıkare pışla xwe serrast bı­
kc. Çawa te zanin AEG-Te /c{u nk en lı hem u cihan e firmak'e
nav u denge. Ev firma kevn dı sala 1883 'an da hatiye avakırın u
ev nezkava 100 salane dışuxule. İra lı dora 120.000 karher dı
ve firme da dıxebıtın. Le çawa te .qitın, firma dıxwaze 20 hezar karheran jı kar derxe u jı şune xebatan baueje. Burjuvaz iya
yekdest u dewleme nden Elman hemti bare ve krize dıxwazın bavcjın lı ser mı/en harkeren bıyani.
İra dı beşa ve firme da lı Beriina Rojava lllizkaya
11.000
dıxebıte. Bı ve ycke va lı dora 6000 şu ne xebatc
wc ben gır­
tın. Hcmu mafen karkere n jı ber ve krize dılwrın wu
nda bın u
karher jı hemu mafcn cıvaki (sosyal) dur bıkevın.
Hcmu xcbatka r u harkeren ku lı şıınen firma AEG-Tel efunkene da dıxcbıtın, dı nav xwe da 25.000 imza bcrevkırın.
Nuneren karheran jı bo ve yekc lı dıji xudan u berbırsiyarcn
firme dı nav xwe da cwinek pe kani n. Hem u k arkeran dest jı
xebatc berdan u rtinıştıne greve. Jı parasUn u destxıstına mafen
xwe hemiı karher dıxwazın bı xurti rawestın. Disa ew heta senetoriya abori bı hevra meşiyan u ev listık, dek·dola ben pat:
ronan protesto kırın.
4
Denge KOMKAR
I(AN., ZlJLUM VE YAGMA
faşizmin
iki y1lhk bilan çosu
r çetesi kan, zulüm ve iş­
cunta iktidara geldiğinden beri Tiirkiye hal/ılarına anıaımzca saldmyor . Generalle
doldurdu.
" etmek, "kardeş kavgasmı" engelleme k ve "ülkeye
Faşist cu n ta, yönetimi ele geçirdiği zaman "terörle mücadele
Çünkü faşizm dünyanm her
dogru değildi.
sözler
bu
söylenen
elbette
huzur" gf!tirmek gibi sözler sarfetnıişti. Ama
insanları hat/etmiştir. Faşizm ile barış ve
yerinde baskı ve terör getirir. O ortaya çıktığı her ülkede daima kan dökmüş,
Buna lıarşılıh faşizm ile terör ayrı düşünülemez/er. Ankardeşli/ı asla bir arada yaşıyamazlar, ya biri olur ya da diğeri.
demagoji ye başvurur _ve böylece gerçe/ı yüzünü gizleve
yalan
daima
Faşizm
var.
cak, faşizmin genel bir karakteri daha
bir şey olamazdı. Işte aradan geçen iki yıl, faşist
baş/w
bundan
rneye çalışır. Türlıiye 'de de faşist cuntanın yapacağı
rin nasıl terör estirdiği, halk hillelerin e iıe
Generalle
çılıardı.
açığa
ı
yalanların
tüm
ve
düşürdü
iyice
i
mashesin
cuntanın
baskı ve terörün acısını bizzat yaşadı. Onun
faşist
insan
ca
Milyonlar
görüldü.
tarafından
kitleler
büyü.lı acılar çektirdiği
.
için bu gün artık yığmlar, Evren tayfasınm palavralar ma sadece iğrenerclı bahıyorlar
Faşist
ikiyılını
rg
kenceyle
işken­
iki yılını doldurduğu bugünlerde, si ise sakat kaldı. Ve bu gün hala onbinlerce kişi
psikolojik işkence yönO'nun yaptıklarından örnekler vermek ve işlediği suç- cehanelerde en iğrenç maddi ve
Hitlerin kanıplarından
r.
tutuluyo
lan bir kez daha kısaca da olsa ortaya dökmek geçmi- temleriyle yüzyüze
farksız zındanlar her türlü alçaklığın yapıldığı zulüm ve
şin acılarını unutma mak bakımından gereklidir kanısındehşet yuvalarıdır.
·
dayız.
Faşist çete yüzlerce insanı sokakta, köyde, kırda
Faşist cunta, tüm siyasi partileri kapattı ve parlarastgele kurşunladı. idamlar birbirini izledi. Halen hakmentoyu feshetti.
dolayında­
ilerici sendikal an ve demokra tik kitle örgütlerinin kında idam cezası istenenierin sayısı beş bin
kapısına kilit vurdu, DİSK ve TÖB-DER başta olmak dır.
üzere bu kuruluşların yöneticilerini tutuklattı, işken­
ceden geçirdi. TÖB-DER yöneticileri ağır cezalaı·a
tarptınlırken, 52 DİSK yöneticisi halen idamla yargı­
lanıyor.
İşçi sınıfının grev ve toplusözleşme gibi hakları
va
.
gaspedildL
erinden ötürü iş­
düşüncel
memur
ve
işçi
Binlerce
di.
lerinden atıldı, sürgüne gönderil
Faşist cunta, düşünce özgürlüğünü tümüyle yok
etti. Kitleleri kanduab ilmek ve kendi yaptıklarının
haklılığını ortaya koyabilm ek için bir yandan faşist
burjuva basını, diğer yandan ise devletin elindeki radyo
ve televizyon kanalıyla propaga nda yaptı, zehir saçtı.
B\lrjuvazinin temsilcisi Mustafa Kemal putlaştınl­
mak*istendi. Faşist cunta, bu eski paslı silahını mezarından yeniden çıkararak kitleleri hayaller peşine takmaya ve aldatma ya özel bir çaba gösterdi.
Seçimle işbaşma gelmiş olan belediye ve diğe­
mahalli idarelerin yönetim organlarının yöneticilerini
görevden aldı, yerine subayla n atadı. Bu arada resmi
ve özel kuruluşlardaki önemli görevlerin büyük bir bölümü subayların denetim ine verildi. Ülkeyi bir de bu
şekilde parseliedi yönetim i ele geçirmiş olan zorbalar .
ku
rd
e
e
e
.o
Faşist cuntanın.
w
w
.a
rs
i
e
e
yılı başında Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK)' nun
mal varlığı 4.6 milyar lira idi. Bu miktar faşist cunta döne:'1inde
2 misline çıktı ve 1982 mayıs ayında 8 milyar 563 milyon lira
oldu. OY AK':n çeşitli işletmelerdeki hisselerinden 1981 'de sağ­
ladığı kar: ı milyar 889 milyon liradır.
w
1980
Faşist cunta dönemin de yüzbinlerce insan gözaltina
alındı. İnsanlanmız fabrikada, tarlada, okulda, sokakta ;
kısacası her yerde dayakta n geçirildiler, onurlan ayaklar altına alındı. Faşist çetenin ABD'de eğitim görmüş
işkence uzmanları, gene bu ülkede geliştirilmiş en mo-·
dem işkence yönteml eriyle insanlara kan kusturdu lar.
Çok sayıda kişi işkence çarklan nda can verdi, binlerce-
M. Kemal'in ırkçı görüşleri tarihi eserlerim izi lıirletiyor.
Onları söküp atacağımız günler de gelecektir...
"- Tekelci sermayenin ve emperyalist çevrelerin ekonomik programı 24 ocak kararlarını nygulıyan cunta,
toplumu n ezici çoğunluğunun yaşam koşullarını daha
da güçleştirdi. İşçi, memur ve köylülerin içerisinde bulunduğu sefaJet arttı. Ücretler arttınlmazken, zamlar
birbirini izledi. Cunta, çok iddialı olmasına rağmen
enflasyonu önlerneyi başaramadı. Küçük esnaf ve sanatkann iflası sürüyor. Faşist cuntanın işbaşma gelmesinden buyana işsizlik kat kat arttı.
Baskı terör ve açlığın artmasına bağlı olarak toplumda moral çöküntüsü ileri düzeye vardı. Ayyaşlık,
sarhoşluk, fuhuş ve benzeri suçların oranında belirgin
bir artış oldu. Diğer yandan sık sık ahlaksızlığa karşı
mücadele edeceği yalanını söyliyen cunta, özellikle de
gençliği yozlaş tımıak ve toplumsal sorunları düşün- _
mekten uzaklaştırmak için diskotekleri, seks filmlerini
çoğalttı, alkol kullanımını arttırdı.
e
Denge KOMKAR
5
Türk ordusu nun yüksek nıtbeli subaylarıyla tekelci
lar ise dayakt an geçirild i, zındanlara atıldı ve para cezasermay e ve empery alistler :ır:ısmdaki ilişkiler giderek
sına çarptırıldı. Valiler daireler in kapılamıa Türkçe den
sıklaştı. Genera ller eskisine oranla iş alemind e daha
başka dil konuşulınaınası için ilanlar astılar. Kürt dilini
önemli görevle r üstlendiler. Bu olgu, ordunu n sermay e- orta
d an kaldırınanın planları geliş tir il di.
nin denetim ine daha çok girmesini getirdi. Subayların
Kürdistan 'da sürdürülen ırkçı-faşist teröre ek olarak.
önüne atılan kırıntılar eskisine göre çoğaldı. Ayrıca
halkımız ekonom ik bakımdan da daha çok yoksullaştı­
OY AK ve Güçlen dirme Vakıflarının yatırımları artış
rıldı. C un ta bu amaçla sınırlarda yasak bölgeler ilan et-.
gösterd i. OY AK, Türkiy e'nin büyük tekelci grupları
ti ve Kürdistan 'daki hayvan iara ucuza el koyabi lmek
arasındaki yerini daha da sağlamlaştırdı.
için koşnm ülkelere yapılan hayvan sevkini, kaçakçılığı
Rüşvet çarkı eskisine göre kat kat hızlı döndü. Orengelleme adı altında önleme ye çabaladı. Böylece södu ve polis içerisin deki görevliler terör estirme kte sınır­
mürgeciler kazançlı çıkarken, Kürdistanlı üreticil er zasız yetkile re sahip olduklarından, halktan keyfi biçimrar ettiler. Faşist çete, sınır bölgelerinde halkımızın evde rüşvet alınması da artış gösterd i. Rüşvet almak için
lerinde bulundurabileceği yiyecek ve giyecek eşyalarını
hayali suçlar yaratıldı, kitleler rastgele tehdit altında
bile smırlandırdı. Böylece .Koç'ların Sabancı'ların servetutuldu . Kısacası uygulan an zorbalıklar yüzünden halk
ti artsın diye çalıalıyan faşist generaller, Kürdistanlı
soyup soğana çevrildi . Artık bu gün her rutbe sahibin in
köylÜlerin en zorunlu ihtiyaç maddel erini bile tahdit
yaptığı her işin bir bedeli var. Ordu ve Polis örgütün deettiler. Sınır bölgelerimizdeki binlerc e dükkfın silah
ki yüksek rutbeli kişiler, önemli görevlerde buluna nlar
zoruyla kapatıldı.
so ygun şebekeleri oluş turmuş bulunu yorlar. Hırsızlığın
Faşist cu n ta Kürdist an 'da bulundurduğu işgal kuvyapılmadığı yer yok.
vetlerin in sayısını yeterli görmiy erek, 2. Ordu kararga. . Genera ller başta olmak üzere yüksek rutbeli subayhını da Malaty a iline taşımaya başladı.
~ın kaçakçılık şebekeleriyle ilişkileri yoğunlaştı. VaCunta, Türkiye 'yi empery alizm için daha güçlü bir
tan millet nutukları atmayı marifet zanede n anlı-şanlı
jandarm a haline getirdi. Bu amaçla özellikle de Kürdispaşaların esrar, eroin dahil çeşitli kaçakçı şebekeleriy­
tan'dak i askeri yığınağı arttırdı. ülkemi zde buluna n
le ilişkilerinin, hırsızlıklarının gizli tarafı kalmadı.
havaalanları daha da genişletilerek Amerik an savaş
Hatta Tekirdağ'da bir general in bazı subayları öldüruçaklarının kullana bilecek leri hale getirild i. İleride çı­
dükten sonra intihar etmesi olayında da görüldüğü gibi
karları tehlikey e girdiği ve ABD empery alizmi Ortado bunlar bu ilişkiler yüzünd en bazan birbirle rini bağazlı­
ğu ülkeleri ne saldırmak istediğinde Kürdist an'daki bu
yacak düzeye vardırdılar işi.
üsler kullanılacak. Gene empery alizmin cunta ile işbirli­
Mustaf a Kemal' in izindek i faşist cunta, Kürdist an'ği halinde başta Sovyet ler Birliği olmak üzere, komşu
da görülm edik baskı ve terör uyguladı. Asker, polis ve
ülkelere yönelik tehlikeli girişimleri topraklarımız
jandarm a güçleri Kürdistan'ın kır ve kentler ini, çekirge
üzerind e sürüyor. Böylece Türkiye halkları empery asürüleri gibi sardılar. Cunta, ülkemizde yaptığı büyük
list tekeller le, Türk burjuvazisinin çıkarlan için ateşe
askeri manevr alarla halkımıza gözdağı vermek istedi.
atılıyor, toptan yok olacakları bir savaşla yüzyüz e bıra­
Güve~lik kuvvetl eri adı verilen eşkiya çeteleri köylerikılıyorlar. Faşist çete 45 milyon u birkaç tekelin kfm
mizi bastılar ve halkımızın onurun u ayaklar altına aldı­
uğruna kurban etmekt en kaçınmıyor.
lar. Onlar, utanç verici hertürlü çirkin eylemi yapmak Kürdist an'da arttırılan askeri faaliyet lerin asıl
n kaçınmadılar. Genç insanlarımiz durup dururk en
amaçlarından birisi de Kürdist an ulusal kurtuluş mücadelesini bastırmak ve kanla boğmaktır. Çünkü hem
.o
rg
e
.a
rs
iv
ak
e
ur
d
e
kurşuna
w
Faşist cunta döneminde yoksullu k arttı. işsizierin sayısı 6
milyona çıktı. 1963 yılında 8.91 lira olan net asgari ücret 1981'
de 8.54 liraya düştü. 1982 yılında Türkiye OECD ülkeleri arasın­
da enflasyon yönünden 1., hayat düzeyi bakımından ise sonuncu
sırada yer alıyor.
dizildL Yaş ve cinsiye t farkı gözetilıneksizin
meydan larda dayak atıldı. Işkencenin hertürlüsü yapıldı. Malazgirt'in Kuştugan köyü örneğinde olduğu gibi binlerc e köyümü zde Türk askerler i halkın eş­
yalarını tahrip ettiler, evleri yıktılar ve genç kızlara, kadınlara tecavüz ettiler.
Sömürgeci düşmanın kışiaları yetmediği için sömürge dkulları da işkencehanelere dönüştürilldü. Düş­
man dil ve kültürörnüze yönelik ırkçı-sömürgeci baskı­
lan yoğunlaştırdı. Faşist çete, tam bir çete olduğunu
kanıtlamak istermişçesine Kürtçe konuşma yasağı ilan
etti. Şehirlerimizde gezen ekipler hoparlö rlerden Kürtçe konuşmanın yasaklandığını ilan ettiler ve halkımız­
dan zorla Türkçe konuşmasını istediler. Buna uymıyan-
w
w
halkımıza
e
RAKA MLAR LAF AŞ İST CUNTA NIN İKİ
YILLIK BİLANÇOSU:
Tutuklananların toplamı: 170.95 0
Şu anda tutuklu buluna n: 122.60 0
Türkiye Kürdistanı'nda tutuklu sayısı (Türkiy e toplamına dahil: 81.634 )
Bunlard an bazılarının meslekleri şöyle:
Eski parlamenter: 102
Gazeteci ve yazar: 79
Muhtar: 35
İl ve ilçe bele~iye başkanları: 1.485
·öğretmen: 6.191
Memur:
6.758
Savcı ve hakim: 92
Tu tuklana nlardan :
cezasıyla yargılananlar:
İşkencede ölen: 70
tında kurşuna dizilen: 682
68.300
Vatandaşlıktan atılan: 245
idam
len: 14
Kaynak:
Uluslararası
4.200
idam edi"Operas yon" adı alHalen aranmakta olan:
Af örgütü
empery alizm ve hem de sömürgeci Türk buıjuvazısı
Kürt halkının, üzerind eki sömürgeci-faşist baskıya da(Devamı
13. Sayfada)
f?enge KOM K.\ R
6
ecDevrimimiz Hi c• Bir Zama n
Durm ayaca kttr>>
w
rg
.o
ur
d
w
w
Burjuva basını, İsrail 'in barbarlığını
örtbas etmek için suçu faşist görüşlerini
kendisinin de saklamadığı savunma bakanı Ariel Şaron'a yüklemektedir. Oysa gerçek öyle değil. Tüm İsrail yönetimi (muhalefette olan Sosyaldemokrat Partisi de
dahil olmak üzere) Lübnan'da olanlardan
sorumludur. Çünkü onları bu barbarlığa
iten İsrail devletinin resmi ideolojisi olan
ve Birleşmiş Milletlerce de ırkçılıkla özdeşolduğu kararlaştırılan siyonizmdir.
ABD emperyalizmi bu saldırının gerçekleşmesi için İsrail'i her alanda desteklemiştir. Zaten ABD İsrail'i salt bir müttefik gözüyle değil, kendi çıkarlarını Ortadoğu'da en iyi şekilde koruyan bu anlamda ona bu yolu açan kiralık işgaleisi
olarak görmektedir. Onun içindir ki İsrail
nüfusu dünya nüfusunun binde birini
meydana getirmesine rağmen ABD'nin
askeri ve ekonomik dış yardımlannın üçte
biri buraya akmaktadır. Eski ABD dışiş­
leri bakanlarından Haig'in bakanlık döneminde ve saldırı sırasında ''bir uçak ve
bir helikopter kaybettik" (Der Spiegel,
9.8.1982) diye İsrail kayıplarını yorumlaması işte bundandır. Kaldı ki bu saldırı
planının en ince noktasına kadar Penta~on 'da hazırlandığını hilmiyen de yok.
ısrail dışişleri bakanı şamir ABD'ye sa-
birkez daha açığa çıktı. Bu aşamada Reagan 'ın Bölgede bu rejimlerle birlikte kurmaya çalıştığı anti-Sovyet pakt çalışma­
ları da böylelikle çıkınaza girmiş bulunuyor. "İsrail'e karşı direnmek için gizli,·
çok paraya mal olacak uzun dönemli ha·
zırlık hiç te gerekli değil. 63 günden beri
elindeki olanaklar çerçevesinde kararlı~·
direnen bir avuç Filistinli, Lübnanlı ve
Arap yıllarca Arap ülkelerince iddia edilen
'hazır değiliz, zaman ve yer uygun değil'
lakırdılarının ne kadar saçma oldu~nun
göstergesidir. Sorunun kaynağı hazırlıklı
olmakta değil, kararlı olmakta yatıyor"
Wafa Radyosu, 8.8.1982)
FKö öncülüğünde Filistin halkının
sürdürdüğü mücadele Filistin devleti kurulunciıya dek sürecektir. Amerikan korulosu olan Camp-David antlaşmasının Ortadoğu'da barışın değil savaşın kaynağı olduğu birkez daha açığa çıkmıştır. Başta
Filistin halkı olmak üzere Ortadoğu 'nun
ezilen halkları ergeç başarıya ulaşacaktır.
Ortadoğu halkları bu haklı mücadelesinde yalnız değildir. "Sovyetler Birliği 'nin
her zaman yanımızda olduğunu ve olacağını birkez daha belirtmek ister~. Ve o
mücadelenin bu çetin ve zor dönemde
gösterdiği kararlı destekle bunu kanıtladı.
özellikle Leonid Brejnev'in gösterdiği dayanışmanın altını çizmek isterim. Bu dayanışma Sovyetler Birliği'nin Filistin
Arap halkının meşru ulusal haklarının savunması ve desteğindeki kararlı tavrının
bir göstergesidir" (Y.Arafat, Pravda 23.7.
1982). "Sovyetler Birliği bize diğer 'büyük güçlerin' vermeye yanaşmadığı diplomatik politik ve askeri yardımı yapıyor.
Moskova'nın İsrail ve ABD'ye yaptığı
ikazların hiç te hafife alınmaması gerektiği kanısındayım" (İbrahim Sus FKö
Fransa Temsilcisi, Le Monde 10.6.1982).
Dünya çapında böylesi güçlü dostlan
olan Filistin halkı, haklı savaşında yalnız
ak
.a
rs
Barbarca sürdürülen savaşın
sorumlusu Tel Aviv, Washington ve
gerici Arap ülkeleridir
ge:lide basın mensöylüyordu: "Lübnan
şunu
suplarına
operasyonu sayesinde ABD'nin konumu şimdiye dek görülmemiş bir şekilde
güçlendi." (Der Spiegel9.8.1982 )
FKö ve LMN silahlı güçlerinin saldırı­
ya karşı direnişi gerici Arap ülkelerini zor
durumda bıraktı, Yalnız onları değil,
ABD 'nin Ortadoğu 'ya yönelik olarak bu
ülkelerle geliştirmek istediği geni~ anti·
Sovyet stratejinin uygulanmasını da güç·
lüklerle yüzyüze bıraktı. Zira geniş halk
kitleleri bu kahramanca direniş karşısın­
da yönetimlerinin sessiz kalışiarına karşı
tepki gösterdi. Bu gelişmeler üzerine gerici Arap yönetimleri kendi iktidarlarının
tehlikeye girebileceğini gördüklerinden
ABD'den İsrail'in ':!aha da "ileri gitmesini" önlemesini istediler. Onun için burjuva basını bile Reagan'ın Begin'e "kızdı­
ğı" telefon konuşmasının basma açık yapılmasını "Arap yandaşları için yapılmış
bir tiyatro olarak" niteliyordu. (NZ, ağus­
tos 82, s. 35)
Camp D avit antlaşmasının "barış" değil, Arap halklarına karşı bir komplo olduğu Lübnan savaşıyla da apaçık ortaya
·;ıktı. Şimdilik ABD'nin diğer Arap ülkelerini böylesi bir komploya ortak edebilmesinin olasılığı oldukça azaldı. Zira Mı­
sır bile gelişmeler karşısında ülkede g.elişen muhalefeti önlemek amacıyla İsrail
orduları Lübnan 'dan çekilineeye kadar
görüşmelere devam "etmiyeceğini" bildirdi.
vaş esnasında yaptığı
iv
En modem ABD silahlarıyla donatıl­
mış 150.000 kişilik İsrail ordusunun 6
haziran 1982'de Filistin ve Lübnan halklarına karşı başlattığı ve soykırımına dönüşen savaş Filistin Kurtuluş örgütü (PLO l
ve Lübnan Ulusal Hareketi (LNM) silahlı
birliklerinin yiğitçe direnişi ile karşılaştı.
Ortadoğu 'nun en uzun süren savaşında
Batı Beyrut sürekli olarak İsrail kara, hava
ve deniz kuvvetlerinin saldırısına hedef oldu. örneğin salt 1 ağustos günü düzenlenen 150 hava saldırısında Beyrut üstüne
85.000 bomba yağdırıldı. Bombardıman­
ların yanısıra su, elektrik, ilaç ve yiyecek
maddelerinin şehre girişi engellendi. Tüm
bu koşullara rağmen FKö ve LMN yiğit­
çe direndi. 75 gün süren savunmadan sonra FKö ve LMN halkın sıcak gösterileri
arasında Beyrut'tan ayrıldı: "Beyrut'tan
çekilen" FKö bulunduğu heryerde miicadelesini ıi.irdürmekte kararlıdır. Mücadeleınizi sürdürmek için yer değiştirdik hepsi
o kadar .. Devrimimiz hiçbir zaman için
durmayacaktır" (S.Khalaf, FKö MK üyesi, FR. 23.8.1982).
Herşeyden önce İsrail sıksık açıkladığı
"FKö 'nün omurgasını kıracağız" 'şeklin­
deki askeri hedefine ulaşamadı. Tam tersine FKö öncülüğünde yiğitçe direnen Filistin halkı, kendi bağımsız devletini kurma mücadelesindeki kararlılığını, gerekirse onun için kanının son damlasına kadar
döğüşebileceğini dünya kamuoyuna birkez daha kanıtladı.
"Eğer İsrail Beyrut'a saldırısını sürdürür, şehri işgal ederse ve Washington bunda sessiz kalırsa tüm yönetimlerimiz (gerici Arap ülkeleri kastediliyor D.K.) altı
ay içinde yıkılınaya yüz tutar" (Suudi
Arabistan Kralı Fahd 'ın Reagan 'a mesajın dan. Afrique Asie, Paris 19.7.1982).
Arap gerici rejimlerinin ABD karşı­
sındaki teslimiyetçi politikası bu, savaşta
değildir.
Ortadoğu 'da
en fazla ezilen halklardan biri olan Kürt halkı bu haklı ve onurlu mücadelesinde bütün gücüyle Filistin
halkının yanındadır. Kürt ve Filistin halklarının sorunları ortaktır. Onlar dünya·
üzerinde aynı düşman (emperyalizm ve
işbirlikçileri) tarafından ezilip sömürülüyorlar. Hiç kuşkusuz onların dosthin da
ortaktır. İki halktan birinin mücadelesinin zafere ulaşması, diğeri için de zaferdir. FKö bugün Beyrut'u terketti. Ama
Filistin savaşçıları zafere dek savaşmaya
devam edeceklerine and içerek ayrıldılar.
Topraklarından kovulmuş Filistin halkı
Ortadoğu 'nun çeşitli ülkelerine dağılmış
bulunuyor. İşgal altındaki topraklarda
yaşıyan Filistinliler var. Şunu unutmıya­
lım bu savaşta, Filistinli çocuklar öldüler,
yaralandılar. Evlerinin yıkılışını, ana baba
ve arkadaşlannın İsrail bombalan altında
can verişlerini gördüler. Onlar ve bir bütün
olarak Filistin halkı, emperyalizmin desteğindeki Siyonİst canavarlığı unutmıyacak­
Bu uzun savaşta elbette kazanacak
lardır.
olan Filistin
halkı olacaktır.
Denge KOMKAR
7
Pe,ınergeyen
Zo ra --D1j1111n
ur
ve re da erebeke şekır barkıri, ı 7. 7.ı982'an da peşmergeyen
teslim gırtın.
"Heza 20", bı alikariya peş­
Dı roja ı8. 7. ı982'an da leş­ mergeyen heza Merivan
jı du
ker fı pasdaran erişi buroya aliyan va erişi leşkeren XuPartiye kırın. Paşe peşmerge fı meyni dıkın fı çend çadıren
(cephe) ma fı paşe peşmergan hevalbenden Fedayiyen Gel bu- (kon)
dıjmın dıdın ber egır, dı
destUr dan ku, wan bıdıne ba- ne yek lı dıji wan dest bı şer kı­ dawiye
da ji ıo leşkeran dıku­
jare Piranşehir.
nn. Dı vi şeri da ı5 leşker ha- jın. Dı dawiye da 6 heb G3,
Dı roja ı7.7.ı982'an da he- tın kuştın.
2100 gulleye G3, 63 tıfıngen
va! Qasımlo fı endamen Buroya
LI KURDI STANA BAKUR maşinen gıran, 30 heb bomSiyasi va çfıne şuna şer. Vi bı
Dıjmın dı roja ıı.7.ı982'an beyen desta fı gelek haceten
pızmam fı nasen şehirlan va da,
bı top-tank fı bı helikop- leş keri
peşmergeyan
hıldan
deng kır, bı gundiyan va hevra ter erişeke mezın daye
lı ser bın desten xwe.
peyıvi.
gunden ..ve hele. Dı şer da heBANEH - Leşkeren XuMEHABAT- "Heza Mıhemed likopter te xırabkın
n fı ıo leş­ meyni dı roja 3.7.1982 'an da
(Peşewe)" riya Mehabat fı Ur- ker
ji ten kuştın.
e rişi gu nden lı dorbere Baneh
miye xıstın bın bandura xwe.
SENEN DEJ- Destek (gu- dı kın fı gu ndan dıd me lı her
Erebeke pasdaran dan ber gul- rup) peşmerge
dı roja 13.7. gullan. Ewana pır mange, pez,
lan fı 4 kes kuştın. (22.7.298_2) ı982'an da erebeke
eaş, leşker dewar dıkujın. Ve care ew dı­
Dı roja 28.7.ı982'an da pasfı pasdaran dıdıne ber gullan fı çın lı nav gund 2 jınan (pirek)
daren Xumeyni zeviyen lı dor- hemuyan dı careke
da dıkujın. dıgrın fı dıxwazın dest bavejbere Mehabate dan b er e gır fı
MERİVAN- Nezkaya 500 ne namusa wan. Le ew: jınan
şewıtandın.
pasdar fı eaş dı roja ı2.7.ı982'­ dıkm-nakın jı bela wan xwe
an da erişi lı ser peşmergeyan naparezın fı dı dawiye da jı­
SAQIZ - Peşmergeyan dı dıkın. Paşi 9 seetan Ieşkeren nek dı bın eziyet fı le dane
n
roja 3.7.ı982'an da riya bajare Xumeyni dırevın fı jı wana 40 gıran da din (har) dıbe.
Senandaj fı Saqız gırtın re hıl­ kes dı re da ten ku ş tın.
dana bın kontrola xwe. Wan dı
-KERMANŞAH- Dı
roja
ak
benden Mucahiten Gel bı hevra
ser qışleke hukumete. Lezeki ·şu nda ew qışla
kete deste peşmergan. l l leş­
ker ji hesir (dil) bfın. Paşe peş­
merga bı sıruta (marş) "Ey Raqib" va vegeriyane şuna xwe.
Dı vi şeri da, 10 heb G3, ı
tanksavar, 4000 gulle, 30 jarjor fı gelek tışten mayin ketın
deste pe şmergan.
BUKAN - Peşmergeyen partiye dı roja ı7.7.ı982'an da
çfıne lı nav bajare Bukan. Wan
dor lı bajar gırt, vi şeri jı seet 3
pışti nivro heta ıo·e evare
ajot. Dı vi şeri da 5 peşmerge
şehit bfın. Disa dı vi ş eri da 4 7
kes eaş fı ı26 kes ji leş k er, pasdar ha tın ku ş tın.
PİRANŞEHİR- Dı rojen
ı3-ı4.7.1982'an da lı hela bajare Piranşehir dıjmın bı hernCı
hezen xwe va erişi lı ser peş­
mergan kır. Dı şer da hezen
dıjmın bı lez şunda vegeriyan fı
•••
.a
eriş bırın lı
reviyan. Jı wana 500 kes hat
kuştın fı bırindar bfın. Dı vi şe­
ri da jı "Heza Aware" 22 peş­
merge şehit k~tın. Nezkaya laşe 30 kesan çend rojan lı eniye
rs
iv
SERDEŞT- Dı roja ı5.7.
ı982'an da peşmergan fı heval-
d.
or
g
Dı roja 18. 7.1982'a n da Komita Naubcnd iya PDKİ u nuneren
Komcla Zchmctkcşcn Kurdıstan bı hcura cıuinck pckanin. Dı cc cıuine da bıryar hat gırtın ku, uır şu nda dıji kcuncpc rcstiya
hukume ta Xumeyn i cu herdu rexısim wc hczcn
xwe bıkın yek, urmanca wanjı bo Dcmoqr asi lılıemu İran ujı bo autonom
i lı Kurdıstanc.
Jı bcr hebun ii houitiya hukmeta İran sekretcr c PDK-İ Dr.
Abdurra hman Qasımlo bı alikariya Radyoyu "Denge Kurdıstan" jı pc şmergan ra bangek ş and, Qasımlo gotiyc
ku, dı nau uan rojan da dıjmm wc cri şen xwc zcde bı k e, jı b er uc
yeke peuiste hezcn peşmergan hertım hışyar u am ade bm.
Lı Kurdıstana İran, gele Kurd hertım pıştgırti u alikariye
kc mezın jı bo scrketına tekoşinc nişan dıde. Jı ber uc yekc
pasdar u leşkeren hukume ta İran zu-zu nıkarın pışta pcşmcrgan binın
erde, peşmerge bı gemasi u merxasi radıwcstın.
Tenc dı naubera rojen 15 ii 25'e meha Tenıuze da bı dcstc peşmerg
an nczkaya 1000 leşker, pasdar u kesen noker (xayin) hatın kuştın ii bırindar burı. Pır çek-silalı ii garıimet ketın destc
peşmergan. Lı hemberi uc yckc tene 40 peşmerg
e
şehit ketın.
.
.
Lı jer lı ser rewşa Kurdıstana Iran çe nd deng u behscrı
nu hatırı c weşarıdın. Mc cv nuçcrıa jı bcr program en Radyoyu
Denge Kurdıstaı:z gırtın.
w
w
ccTedaviyle kur tari lab ilec ek bire ok
•
•
1ns
an ölü yor ••
''Uzun zamandanberi Tahran hükügiden ve 6 hafta meti Kürt bölgesine
ekonomik ambargo
kaldıktan sonra dönen bir Kürt doktoru
uyguluyor ..
bir bildiri yayınlıyarak Alman Kamuoyu"Çatışmalar sırasında genellikle peş­
nun dikkatini ülkemizin bu parçasında mergeden
çok, sivil halktan şehit düşen
mücadele veren halkımızın bazı sonıniarı­ oluyor. Sadece
benim orada bulunduğum
na çekti. Bildiride özetle şöyle deniliyor:
6 haftalık sürede 276 kişi şehit edildi. Ge"İran Kürdistanı'nda oldukça zor kone bu·süre içerisinde KDP'nin ı52 üyesi
şullar altında bir hastane inşa ettik. Bu iş
hükümet tarafından kurşuna dizildi. Ve
orada olağanüstü önemde görülüyor. Çün- KDP 'nin yaptığı
açıklamaya göre son iki
kü hastaların tedavi gördüğü bir yerdir bu- yılda ı4 bin
kişi katiedildL Bunlann üçte
rası. Hastane 32 yataklıdır. Çatışmalar 4
ikisi değilse bile yarısı ağır yaralı değildi.
günden fazla sürerse tüm yataklar dolu- Eğer
gerekli tıbbi malzerneye sahip buyordu. Zaten genellikle hastaların sayısı
lunulsaydı bunlar kurtarılabilinirdi.
yataklardan fazlaydı. Bu yüzden de hem"Sorunlardan bir tanesi de yaralı ve
şireler köylere gidip hastalar için yatak
hastaların taşınmasıydı. Biz hastaların arasağlıyordu ..
ba, jeep veya traktörle taşınması için ön-
w
İran Kürdistanı'na
celik le yol yapmaya mecburduk. Yazın
çevresinden hastaneye hasta getirebilmek için 2 gün, Piranşehir bölgesiqden ıo gün ve Kermanşah bölgesinden
ı5 gün yol kate~mek gerekiyor. Kışın
yağmurlu ve karlı havada ise Malıahat
çevresinden 5, Piranşehir'den 15, Kermanşah'tan ise 40 güne kadar yolculuk
yapılması gerekiyor ..
"Almanya'da 500, İran şehirlerinde
5000 ve Kurtarılmış Kürt bölgesinde ise
yaklaşık 4 milyon kişiye tam teçhizatlı
bir doktor düşüyor .. "
Malıahat
****************************
*~**************************
8
Den2e KOMKAR
On bin ler
Bir likt e Hay k1r d1:
KAHROLSUN FAŞiST DiKTATÖRLÜK
bulunduğu
nın acımasızca döndürüldüğü, açlık
yoksulluğun arttmldığı bir dönemd ir.
ve
öte yandan faşist cuntanın iktidarda bulunduğu 2 yıllık sürede karşı karşı­
ya kalınan baskı ve zulme rağmen, kitlelerin olup bitenlere seyirci kalamıyacağı­
nın açık bir göstergesi oldu l l Eylül eylemi. Alanları dolduran onbirlerce kişi,
grev ve toplusözleşme hakkının gaspedilmesine, peşpeşe zam yapılmasına, iş­
sizliğe, idam ve işkencelere ve Türkiye
Kürdistanı 'nda sürdürülmekte olan ırkçı­
faşist teröre izin verilemiyeceğini birkez
daha gösterdi. Onlar, emperya lizm ve bir
avuç tekelci sermaye grubunu n çıkarları
uğruna milyonla rca insana açılan savaşın
haksızlığının, fas ist cun ta nın sömürü ve
d.
or
g
karşıya
tır.
w
w
.a
rs
iv
başarıydı.
yapılan 10
karşı
ur
Gerçi aynı başarı
Haziran Barış Yürüyüşünde sağlanamadı ama demokra tik
örgütlerdeki genel eğilim 12 Eylül'ün güçlü bir biçimde protesto edilmesi biçimindeydi.
Bu amaçla demokra tik örgüt ve gruplar arasında görüşmelere başlandı. Açık
söyleme k gerekirse görüşmeler sırasında
küçümsenemiyecek güçlükler ve olumsuzluklar görüldü ve çoğu zaman toplantılar
verimsizleşti. Gerçi aralarında önemli görüş ayrılıkları bulunan ve yıllarca buna
paralel olarak mücadele vermiş olan örgütlerin ortak noktalar üzerinde anlaşma­
ya varmaları oldukça güçtü. Ama buna
rağmen kısır çekişmelere meydan verilmesi, duygusal bir yaklaşımla bir çok basit sorunun büyütülmesi ve toplantıların
verimsizleştirilmesi de haklı gösterilemez.
Yeri gelmişken sık sık tekrarlan an ve .
tüm anti-faşist güçlerce de iyi bilinen bir
gerçeği burada yenilem ekte yarar görüyoruz. Bu görüşmelerde başarılmak istenen
uzun vadeli, kalıcı ve iktidarı almayı hedefliyen güçbirliği veya cephe değildir.
Yapılmaya çalışılan, demokra tik örgütlerin somut bir eylemi birlikte ve güçlü bir
biçimde gerçekleştirebilmeleridir. Kuş­
·kusuz bu tür eylemlerin başarılmasının
kalıcı güçbirlikleri ve giderek cepheler in
kurulmasına da yararı dokunur ama esas
olarak üzerinde dorulan sorun bu değil­
dir. Bu ikisinin nitelik itibariyle birbirinden çok farklı olduğu gözardı edilmemelidir. Her ne kadar böylesi somut eylemlerin ilkeli olması zorunluluğu bir gerçek ise de, sanki kalıcı bir güçbirliği veya
cephe oluşturulmak isteniyormuşçasına,
bazı noktalar da ısrar etmek, özünde eylemin gerektirdiği sorumlu luktan kaçın­
mak veya başka nedenler e dayanan dar
grupçu, sekter tavırları önplana çıkarmak­
dan bu bir
daha sonra
sorunlar açıktır. Yurt dışında bulunan
demokra tik örgütlerin yerine getirmeleri
gereken önemli görevlerin bulunduğunu
belirtme ye gerek yok. Faşist cuntaya karşı yurtdışında mücadeleyi güçlü kılmak,
onu teşhir etmek çalışmalar sırasında öncelikle göz önünde bulundurulması gereken bir görevdir. Bu görevin gereği gibi
yerine getirilmesi yalnız dış ülkelerde cuntaya karşı daha geniş kitlelerin ve demokrasi güçlerinin harekete geçirilmesini sağ­
lamaz, aynı zamanda Türkiye ve Kürdistan'da faşizmin yarattığı ağır baskı koşulları altında bulunan yığlnlara da maddi
vP moral destek :-:a,zandırır.
sanatkarın
ak
Faşist cuntanın iktidarİ ele geçirmesinden sonra gerçekleştirilen en güçlü ~e
geniş protesto eylemi 8 Mayıs günü Duisburg'da yapılanıydı. Kuşkusuz F.Almanya'da bulunan demokra tik örgütler açısın·
w
Şurası açıktır ki bu toplantılara katı­
Jan ve ortak bir eylemin gerçekleştirilme­
si için çabalıyan örgütler, azami programlarını savunamıyacaklarının bilincinde ler.
Ayrıca ortak metinler e imza atan hiç bir
grup veya örgüt, azami program ilkelerinden ve farklı olan temel düşüncelerinden
vazgeçm!ş te sayılamaz. Bu nedenle de bu
noktalar da yapılacak spekülasyonlar eylem birliğinin hayata geçirilmesi çalışma­
larına zarar verir.
Toplantılara katılan ve faşizme karşı
mücadelede kendilerine görev düşen bütün
grup ve örgütler dönemin özelliklerini iyi
hesaplamak zorundadırlar. Türkiye' de
oyun oynanmıyor. işbaşma gelmiş olan
faşist cuntanın ne yaptığı ve nereye varmak istediği ortadadır. Bugün işçi sınıfı­
nın, köylülerin, aydınların, küçük esnaf ve
Yukarıda değinilen bazı olumsuz ta-
vırlar nedeniyl e her ne kadar toplantılar
uzun sürdü ve sonuç alınmasında güçlükJerle karşılaşıldıysa da sonuçta ortak
bir platform üzerinde anlaşmaya varılması
ve 2. yılını dotdurur ken faşist cuntanın
ortaklaşa bir eyerole protesto edilmesi
önemli bir başandır.
l l Eylül günü Frankfu rt'ta yapılan
yürüyüşe 30 bin dolayında kitle katıldı.
Miting alanına toplanan ve kilometrelerce
yürüyüş yapan onbinler ce işçi ve aydını­
mız bundan iki yıl önce yönetim i işgal
eden faşist generaller çetesine karşı protesto seslerini yükselttiler. Onlar, geçen
iki yıllık dönemin Türkiye ve Türkiye
Kürdistanı'ndaki işçiler, köylüler , aydın­
lar ile esnaf ve sanatkar için karanlık bir
dönem olduğunun bilinciyle yürüdüler ve
hay kırdılar. Bu karanlık dönemk i her türlü demokra tik hak ve özgürlüğün ayaklar
altına
alınıp
çiğnendiği,
işkence
çarkı-
soygun düzeninin silahlı ve kanlı bekçisi' olduğunun bilinci içerisinde protesto
seslerini yükselttiler.
Bu eylem de açıkça gösterm ektedir
ki, faşist cunta meydanın boş bırakıldığı­
nı ve sonuna kadar istediği gibi at oynatabileceğini sanmamalı.Bugün Türkiye 'de
kitleler sessiz gibi göriinüyorlarsa da onların faşizme ve emperya lizme karşı olan
kini günden güne büyüyor. Elbette halkJarımız kendiler ine azgınca saldıran ve hayatı cehenne me çevirenl ere karşı gür sesiyle günü geldiğinde haykıracak ve hak
ettikleri dersi verecektir'. İşçi sınıfının ve
diğer emekçi halk yığınlarının sesi burjuvazinin Amerikan marka top seslerinden
kat kat gür olacaktır. ülkeyi kan gölüne
çeviren, emperya lizme peşkeş çeken,
Kürdistan 'ı askeri bir kışlaya döndüre n
ve emperya list çıkarlar uğruna atom savaşı macerasına girmeyi bile düşünen fa-
__..
Denge KOM KAR
9
şist
İltieacı Behce t Aintek in şubat 1982
tarihinde, faşist cuntanın iade istemi üzerine, Federal Alman makamlarınca gözaltına alınmıştı. Halen tutuklu buluna n
Alptekin, 12 Eylül darbesinden sonra
Türkiye 'nin Avrupa ülkelerinden, "soygun, gasp ve adam öldürm e'' olayian na
karıştığı gerekçesiyle iadesini talep ettiği
yüzlerce kişi arasındadır.
Geçtiğimiz iki yıl içindek i gelişme­
ler, ileri sürülen iddiaların asılsız olduğu­
nu; asıl amacın, cuntanın kanlı ellerini
yurtdışına da uzatma k olduğunu açığa
vuruyor. Berlin mahkemesi, "adam öldürme" gerekçesiyle iadesi istenen bir Kürt
ilticaemın mahke me sonucu suçsuz olduğunu tespit ederek iade istemini geri çevirdi.
Cuntanın amacının yurt dışındaki
ilerici, yurtsever insanları bu yolla ölüm
ağına düşürmek, yurt dışındaki işçiler
üzerinde korku ve tedirginlik yayma k olduğu bilinmesine rağmen pekçok Alman
mahkemesi ve makamları, halen Türkiye'deki faşist yöneti min yasalara bağlı olduğu
, insan haklarına saygılı davrandığı
savından hareke t ederek Kürt ve Türk ilti·
cacılarının müracaatlarını redediy or. Onları ölümün kucağına gönder iyor.
1981'd e Hanau makamları tarafın­
dan Türkiye'ye gönderilen bir Kürt ilticacı, dönüşünden kısa bir süre sonra öldürül-
pılmıştır.
Di~ Neu, Die Tageszeitung gibi demokratık basın organları olaya yer verdi,
Alman makamlaı:ının tavrını yerdiler. Birçok örgüt de dayanışma seslerini
yükseltti.
Vayanışma göster en
Örgüt ve kişiler
w
.a
rs
i
va
ku
rd
olan Alman
Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı
Eckart Spoo Türkiy e'de faşist cuntanın
iktidar a gelişinde, ABD emperyalizmi,nin ve NATO 'nun oynadığı rol üzerinde durdu. Emperyalizmin, çıkarları tehlikeye girdikçe faşist rejimleri iş başına
getirdiğini, Şili ve Türkiye 'nin buna birer
örnek olduğunu belirtti. Federal Alman
hükümetinin de bir yandan edmokrasiden
bahsederken, diğer tarafta n Türkiye'de
insanhaklarını en acımasız bir biçimd e
çiğniyen faşist cuntay a her türlü desteği
sağladığını ve bununs a onun demokrasi
nlayışının ne olduğunu açık biçimd e
.ergilediğini söyledi.
Daha sonra yürüyüşe katılanlar adına
hazırlanan ortak konuşma Kürtçe ve
Türkçe olarak okund u.
Ayrıca miting alanında buluna n ses
sanatçıları da Kürtçe ve Türkçe türküler,
marşlar okudu lar.
Başarılı biçimd e geçen miting olgunca bir hava içerisinde son buldu.
Eylemin başarılı geçmesi faşist cunta
ve onun yardakçılarını telaşa düşürdü.
Türkiye'de hertürlü demok ratik hak ve özgürlüğün yok edilmesini bu yüzden de insanlara baskı ve terör uygulanmasını yemüştü.
terli görmüyor faşist güçler. Onlar FedeFrankf urter Rundschau gazetesi, 18
ral Almanya 'da da işçilerin demok ratik
ağustos tarihli sayısında, İsviçre makamlahaklar dan yararlanmasını istemiyorlar.
rı tarafından iltica talebi rededil en ve
Faşist cuntanın özellikle Hürriy et gaTürk makamiarına teslim edilen sendikacı
zetesi kanallıyla gerçek dışı haber yayaSevim Akbaş'ın işkence sonucu öldüriiidürak aklı sıra işçileri korkut maya kalkış­
ğünü yazıyordu.
ması kemalizme ve ''Türki ük'' gibi zırva­
İadesi istenen Behçe t Alptek in'i ve
'-l(lara karşı yürüyen insanları ''Türklük
daha yüzlerce yurtsever Kürt ve Türk'ü
.nun neresinde?" ve "Atatü rk'ün resaynı akibet bekliyo r.
mini taşımadılar" gibi gülünçlüklerle suçlamaya kalkışması faşist cuntanın acziBehçe t'Je Dayanışma
nin bir belirtisidir. Ama korku onları kurSüıiiyor
taramıyacaktır. Kitlelerin büyüyen nefreti
KOMK
bunu yeterin ce kanıtıarnıyar mu?
AR, kamuo yuna, milletvekilIerine yaptığı açıklama ile, Behçe t'in ölü-
me gönderilmemesi için dayanışma \ağrı­
bulundu. Başta KOMKAR üyesi
dernek ler olmak üzere pekçok yerli ve yabancı demok ratik kuruluş ve kişi adalet
bakanına gönderdiği mektu p ve telgraflarla Behçet 'in serbest bırakılınasını iade
edilmemesini talep ettiler; bağış gÖndermek suretiyle dayanışmada bulundular.
Şu ana kadar toplam 1200 DM bağış yasında
rg
bulunmadığı vurgulandı.
Konuşmacılardan birisi
B. AL PT EK iN' iN
TU TU KL AN MA SI
TE PK iYL E KARŞILANDI
.o
generaller ve efendileri o gün yok
olup gideceklerdir.
Yürüyüş sırasında sürekli olarak cuntayı protes to eden sloganlar haykırıldı.
Miting alanında ise yapılan konuşmalarda
faşist cuntanın geliş nedenleri ve giriştiğ
i
eylemler ve en son olarak hazırlanmakta
olan Anayasa üzerinde duruld u. Bu anayasarım faşist düzene geçiril mek istenen bir
kılıf olduğu ve demok ratiklik le bir ilgisi
C UN TA Ll W- EL AT EN
w
DIN
HA T PR OT ES TO KIR IN
Elman ya Federa
İ sal çawa lı
l, wu san
lı gelek welate n dm, wek Frense , Swed
Yunanİstane ji cuntay a faşist hat
protestokınn. Lı Ewrupe lı hemberi hoviti, kuştın u le danen ve diktato riya faşist
roj bı roj dıjayetike (muha lefet) mezın
w
ji
u
pek te.
Bı
hezaran Tırk, Kurd u kesen
hevra isal pır cıvin, meşin u karen politik lı dıji cuntay a faşist ajotın.
Zordes tiyen lı ser gelen Tırk u Kurd roj bı
roj tuj u fıre dıbın. Hemfı ev yeka harbun
u di_nbUna generalen faşist nişani me dı­
de. Iro nıjadperesti, şovenizm u kevneperestiya ku lı Kurdıstana Tırkiye dajo, raste-rast (direk) hebuna gele me hıldaye pebıyani bı
lFA-Uluslararası Yabancı İşçi Dernekleri Forum u, Frankf urt Hukuksal Yardım Komitesi, Hesen Yabancılar insiyat ifi, IAF-Yabancılarla Evli Alman Kadınlan
Birliği, Uluslararası Af örgütü 'nün çeşitli
şube leri, Y eşilciler Göttin gen bölgesi Yönetim Kurulu, Göttin gen üniversitesi öğ­
renci Cemiyeti, Cumhu riyetçi Avukatlar
Derneği, DKP-Schaumburg ve Aachen ,
Diakonisches Werk Duisburg, Aache n'dan
şu örgüt ve gruplar: Teknik Yüksek Okulu
öğrenci Birliği ve Yabancı öğrenciler
Temsilciliği, Demok ratik Kadın insiyat ifi,
Alman Barış Birliği, Alman Komünist
Partisi (DKP) Yüksek Okul Grubu, El Salvadar Komitesi, Die Faiken-Almanya Sosyalist Gençliği, Federal Almanya-Küba
Dostluk Derneği, Federal Almanya-Vietnam Dostlu k Derneği, Guas-Arap öğren­
cileri Birliği, Yunan Topluluğu, JUSOGenç Sosyalistler Yüksel Okul Grubu , Barış Silahsızlanma ve İşbirliği Komitesi,
Kürt öğrenci Derneği (KSSE), Marksist
öğrenci Birliği Spaptaküs, Filistin öğren­
ci Derneği (PSV), Sosyalist Yüksel Okul
Birliği (SHB), Türk İşçi ve öğrenci Derneği (FİDEF üyesi), Kişiler: Anton Dierl
(Yazar), Akira Peters, Heinke Keblawi,
Klaus-Peter Wolf.
•
Jl
şiya xwe. Hezeıı kolony alist bı hemu cuKarkeren Kurdıstan ya Demokratik u Kore fı tehren zordes tiye va carke dm dıxwa­ mita jı
bo 'l'ırkiye Demokrasi lı Norweç
zın gele me qır b ık m.
bı hevra lı pe şiya balyoz xana Tır ki ye cı­
Lı Frense bajare Parise dı roja 11.9'vineke protest oye sazkırın. Dı ve cıvine
~n da bı sedarı kes lı dıji cu ntaye meşiyan
da ne zkaya 90 kesi beşdar bu.
u cu n ta ya faşist protes to kın n. Beri desDisa we roje dane evare Rexıstına
pekırına_ meşi?e sempat izanen PSKT'ye
Nawnetewiye Efukınn şevek çe kır. Dı şe­
bı zmane Tırkı-Frensi bı hezara n belavok
ve d~ sekretere Yekıtiya Sendikayen
dı nav karker en Tırk, Kurd fı bıyani da beAzat- Ivan Nolsdn ji ci gırt. Nunere Kolav kırın.
mela Karkeren Kurdıstan ya Demok ratik
~sal_ lı Swe de ji bı hezaran jın-me r, dı şev e da
peyıvi, lı ser zordes tiyen cu n tazar-ze çen xwe va lı dıji cuntay e meşiyan. ya faşist
sekıni u hatına 2 saliya cu ntaya
Federa syona karkeren Kurd bı xurti fı fı­ faşist lı Tırkiye
protes to kır.
reti dı ve meşine da cihe xwe gırt.
Dı roja 1:2.9.1982'an da Komela
** *
10
Denge KOMKA R
FAŞiZMiN iŞKENCE ÇARKLARlNDAN GECEN
KURDiSTAN'LI BiR GENC' ANLATlYOR: ,
rg
psikolojik yıkım yöntemid ir. IŞkenceler­
den işkence beğendiğimiz! bu yerden 15
gün sonra çıkarılarak gözaltına götürüldük. Burada çok şeylere tanık oldum.
Bir gün Urfa'dan getirilmiş bir grupm. Bu gruptan bir çok insakarşılaştı
la
nın ağzında diş kalmamıştı. Bunlarda n
biri Urfa ilinde önemli bir devlet görevi
idi
... adındaki CHP 'li
üstlenmiş
Bana şöyle demişti: "Urfa M. Komutau'lığı binasında işkenceye alındım. Günlerce işkenceye maruz kaldım. Yanımda kardeşim de vardı_ Birgün işkence ağrılarma
dayanamaz oldum, göz bağlarımı sert bir
şekilde çekerek kopardım. Bana işkence
yapanların herbiri bir tarafa geçerek, yüzlerini sakladılar. Ancak bunlardan ikisi
yakı~ komşum oldukları için tanımış­
ku
rd
tım.
.o
!erin ellerinin arkadan bağlanmasını istegenerallerin darbesind en hedi. Bunun komutanlığın emri olduğunu
men sonra içeri alındım. Ve içerde, yüzsöyleyip gitti. O gece sabaha kadar uvu.
lerce devrimci, demokratın gözaltında olyamadım. zaten uyumak da olanaksı;dı.
göznolu
4
sadece
Bu
duklarını gördüm.
Gece yatarken bile birçok insan işkence­
altındaki insanlardı_ Ve o dönem 1 no'lunin psikolojik etkisi ile çığlık atıyordu.
ri
tutukevle
ve
dan 5 no'luya kadar gözaltı
Burada bulunduğum 15 günlük sürevardı. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi,
sefer işkenceye alındım. E! parbirkaç
de
bumuş
askeri sinemalar, okullar doldurul
ayak parmaklarıma, kulak me,
maklarıma
lunuyord u. Artık bu insanları yeni zorlukdiğer organlarıma cereyan
ve
melerime
ölelar be~liyordu. Kimisi işkencelerde
Hepimiz saatlerce feryat
rdu.
bağlanıyo
cek, sakat kalacak, kimisi de yıllarca haTKSP ile ilgili soGenellikle
k,
ediyordu
pishane dehlizlerinde ömürlerini bitirecekda çıkarılan
yurtdışın
yanısıra,
ruların
lerdi. 12 Eylülden beri, dışarda halkımıza,
Nu gazeteleRoja
ve
KOMKAR
Denge
içerde onların öz evlatları aydınlarına,
~i~le kimlerin ilişkide olduğunu, yurt
alakarşı
a
insaniarın
devrimci, demokrat
ıçme nasıl girdiğini ve kimler tarafından
bildiğine korkunç davranıyorlardı_ Bu
dağıtıldığını ~oruyorlardı. Diğer taraftan,
gözaltındaki insanların çoğu yerde yatırı­
birden fazla kişinin aranıp ta
ailemden
lıyor, yemek ve ekmek ise ölmeyece k kaişkenceci polisleri iyice
amalap,
yakalanm
dar veriliyordu.
n bıraktığı acının
Işkenceni
ştu.
kudurtmu
Tüm bu güç koşullar içerisinde iken
yanısıra, işkence esnasında duyduğum
r,
bağlanıyo
gözü
hergün onlarca insanın
ve ağzımda sakızlaşıp da dı­
polis jiplerine bindirilerek işkencehanele­ aşırı susuzluk
istediğim ama birtürlü tütükürmek
şarı
tükenmez
bitmez
re götürülüyorlardı. Ve
almak zorunda kaldı­
elimle
p,
küremeyi
işkencelere tabi tutuluyorlardı. Ve birgün
ğım tükrük ..
liste
bir
um
benim de içinde bulunduğ
okundu, hazır bulunmamız istendi. Biraz
sonra da tek tek dışarı çağrıldık, karanlık bir odaya sokulduk . içerde göz ğözü
görmüyordu. Ancak, sivil polislerin olduğunu biliyordu k. Çünkü daha önce gidip
gelen ark,adaşlanmıza da aynı şeyler yapılmıştı. Burada gözlerimiz özel olarak
hazırlanmış bir bezle bağlandı. Yaklaşık
10-12. arkadaştık, peşpeşe tutulmamızı
istediler. En önde bir sivil unsurun refakatı ile, bizi işkencehaneye götürecek jiplere doğru yürüyorduk. Ve nihayet jiple
_bir hayli gezdirildikten sonra, çakıllı bir
yerde indirildik. Yine peşpeşe tutunarak
biraz yürüdük. Zemini düz olan bir yere
getirilmiştik. Ve burası, yüzlerce devrimcinin aklını yitirdiği, sakat kaldığı veya
öldüğü işkencehaneydi. üstümüz arandı,
paralarımız, kemerlerimiz alındıktan sonra tek tek ismimiz yazıldı. O ara ben de ismimi söyledim. Karşımda olduğunu tahmin ettiğim biri bana dönerek "seni çoktandır bekliyoru z, nihayet geldin" demesiyle beraber, kafama ve sırtıma joplar yemeye başlamıştım bile. Oysa daha işken­
Burada sadece fiziki işkence yapıl­
ce odasına da alınmış değlidim. Nihayet
yerÇeşitli
k.
kalınmıyor, aynı zamanda psikologötürüldü
makla
salona
bir
hepimiz
lere oturtuldu k. öksürük ve inilti seslerin- jik olarak da işkencenin alası yapılıyor.
den, burada çok sayıda insanın olduğu Birgün çağrılarak, oda kapısının camın­
belliydi. Ve insanın tüylerini ürperten bir dan içeriye bakmaını ve içerde yatan ölüyü tanıyıp, tanımadığımı istediler. Camın
çığlık sesi geliyordu. Bu sesin insan beyni
üzerinde bıraktığı etki ve acıma duygusu- her tarafı boyanmış, sadece iki göz yeri
nu yazılı olarak tarif etmem imkansız bırakılmıştı. Içerde elektrik ışığı altında
yatanın, Cafer Cangöz adındaki bir köy.
gibi.
Biraz sonra ben ve ... adlı bir arkadaş !üm olduğunu gördüm. Kendilerine tanı­
madığımı söyleyince, benim de akİbeti­
çağrıldık. Onların çağırdığı sese doğru
yürüdük. Kolumuz dan tutarak, bizi birkaç min böyle olacağını söylediler.
Yine birçok insanı idam sehpalarına
metre ötedeki bir odaya götürdüler. Burada lastik veya kum torbası olduğunu tah- götürerek beyaz gömlekler giydiriyor, bomin ettiğim şeylerle sürekli sırtımıza ğazlarına ip geçiriyor ve idam edeceklerini söylüyorlardı. Bu hernekad ar görünüş­
vuruyorlardı. Yüzüstü yere yatmış ve acı­
lara tahammül etmeye çalışıyorduk. Bu te basit gibi görünüyorsa da ''işkencede
birkaç sefer böyle devam etti. Gece içeri son nefesini" verecekler için,_ büyük bir
giren bir yetkili benim ... adındaki kişiFaşist
Ve buradan mahkeme ye çıkarıldık
2. nolu Tutuk ve Ceza evinir.
hücresine konuldum . Kaldığımız hücre
altlı üstlü iki yataklıydı_ Ancak burada 5
kişi kalıyorduk. Bu hücre, insan sağlığını
olumsuz yönde etkileyecek tüm olanaklarla hazırlanmıştı. Burada 20 gün kaldık-
w
w
w
.a
rs
i
va
Tutuklanıp
tan sonra 5. nolu diye bilinen yeni yapıl­
Ceza ve Tutukevine götürüldük. Burada polis işkencesini aratmayacak, daha da katmerli işkenceler yapılı­
yordu. Kaldığımız koğuşun karşısında
çocuk koğuşu bulunuyo rdu. Ve bu koğuştaki birçok çocuk, aranan ağabeyleri,
babalan için getirilmişlerdi. Birçoğu da
Türkçe bilınedikleri için, koğuşta Kürtçe
konuşmak zorundaydılar. Ve bunun için
birçok defalar onların tümünü falakarlan
geçirmişlerdi. Yine birçok tutuklu koğuş­
tan dışarı çıkanlıyor, hücreye götürülüp
günlerce işkence yapılıyor, aç ve susuz bı­
rakılıyorlardı. Askeri eğitim bahanesiyle
koğuştaki tutuklula r havalandırmaya çı­
karılıyor, askeri marşlar söylettiril iyor,
(Devamı 13. Sayfada)
mış Bağlar
. -
Denge KOMKAR
I1
Ll D ld l• FA SI ZM E
•
TE KO Si NA KO M KA R' i D IM ES E
Paşi hatına
~a {aşı.·st dı roja 12 İ/on I ~BO'~n. da lı Tırkiy
1ji h ış k tır u houtırcunta
ajot. Paşi ve bela re ş 2 sal bu h ırın, le ıro ev zordes e_ ~ Kurdı~tana '!'ırkiye __lı ~er gelen .me zorde stike' 7:'::\
tı u le dane n {aşı st h ın ı ı ze
Jı destpÇ ke uır da, Feder asyon u K ome/e
'"" 1
n Karke ren Kurdıstan lı E lmany a Federal-KOM tır dı bın. .. ,
KA_R_ lı dı~ı. ve
şist lı hemu
(
~u'!taya fa·
waren tekoşine da pır xebat pe kani. Dı uan xe_bat
an da ~ar~er~n K~rdıslan bı
\-l(an lı hem u bajar, nauçe u Jıe [en E lmany a Feder
u ?ııehatı cıh gırtın:
al bı lchrekı şoreşuanı dııı uc sazum ana generak~ıfı
a/en {aş ıst şer kır. Ev şer u
tek oş ina iro bı tehrek i h ın ji {ıretır dajo.
..
.
.,
Redak siyan a Denge KOM KAR Jıe~a n~ha lı d_ııı _
.
.
_
~c cı~nla?a [aşı!t_bı desle_ KOM KAR çı xebal
~e batan a gihandın Jıev, xal bı xallı
hatına pekanın, hemu
ıer rez kır u ve nwısarc pcşkcşı gu hdarıy
a xwend cuana n dıkc:
l "" ·'
kır. Jı
Tırki,
çapkırın.
testo
mane
*
paşi hatına
cuntaya faşist
zareki hışkva cunta probo ve yeke belevokek bı zrElmani, Frensi u İngilizi·hat
desti, le dan u eziyeteki gıran da man. Zar·
zeçen van gırtiyen politik lı derva ti-bırçi
u bek~s man. Jı bo pışgırti u alikariye bı
deste KOMKAR kampanyeke fıre u demdırei hat vekırın. Dı ve kamp anye da
ser
140 hezari DM hat berevkırın uev alikariya jı bo pıştgırtiye zar-zeçen gırtiyen politik ra hat şandın.
xurt pek be, KOMKAR'e serhev gelek
hang derxıstın, le hıne rexıstınan dest jı
serhışki u sekteriye bernedan u bı sere
xwe lı çend bajaren dın meşiyan.
Lı Kurdıstana Tırkiye bı deste hezen
kolonyalist zordestiyen behem pa u nediti
lı ser gele me paşi cunta ya faşist hatın
ajotın. Leşkeren Tırk dor lı gundan gırtın,
*
d.
Se roja şunda KOMKAR'e bangi (gazi) hemu rexıstın u koruelen Kurd-Tırk kır
ku jı bo ve cunta ya faşist hevra prote sto
bıkın u hevra kar bıkın. Paşi ve bange
8
rexıstın gihiştın hev u dı ware xebat e
da
7 rexıstına baweriyen xwe kınn yek.
Kovara Denge KOMKAR, hejmara
20'an da lı ser batına cunta ya faşist dı
rupela peşin da "ROJ ROJA QİRETE
YE" bı vi navi va bendek çap kır. Dı keriki ve bende da dıhat go tın ku : " ... Le ev
yek ji he ye ku, gele me dı diroka xwe da,
pır caran hırç u hovitiya van zalıman
ditiye. Gele me pır caran hatiye qırkınn, le jı
deste wan ne hatiye ku pe ş iye lı tevgera
g
KOMKAR,
dı rojtıra dın, bı
or
*
J
ak
ur
*
ııZadiye bıgırın, agıre şoreşgeri lı Kurdıs
­
vemırinın. Ew, ve care ji nıkarın ... "
*
tane
w
.a
rs
iv
Çawa KOMKAR'e, wusan ji hemu
komel, komite u kesen ku bı KOMKAR 'e
ra kar dık m lı dıji cu ntaya faşist despe kı­
rm bı xurti rawestın. Dı vi wari da lı
Beriina Rojava meşineke mezın dı navbera rexıstmen Tırk u Kurda hat amadekı­
rın. Ser 2000 kes dı ve meşine da beşda
r
bU. Meşine dı roja 20.7.1 980'a n da despekır u Komela Karkeren Kurd dı ve
meşine da bı çalaki ci gırt.
Dı roja 27.9.1 980'a n da lı bajare
Kolne hevalbenden 8 rexıstmen Tırk u
·urchiıeşineke pır m&ın pekan in. Dı
meKovara Denge KOMKAR dı her bej~ine da nezka ya 3000 kesan lı dıji cunta
ya faşist denge xwe bı hevra bılınd kınn u mara xwe da lı dıji ve sazumana generalen
faşist pır tışt bı suret (şıkıl) va çap
kır.
a.ınta sosret kınn. KOMKAR bı hemu
he- Dı bejmara 28'an da,
dı ıilpela peşin da
zen xwe va dı ve roje da lı dıji a.ı ntaye
"Jı Generalen Faşist
Nameke Vekıri"
meşiya. ·
bı vi navi va nıvisarek hat weşandın.
·Dı ~jmara 21'an da, dı kovara DenHer sal dı cejnen Newroze da lı derge KDMK.AR'da bı Tırki bendeki dırej bı
nave "Faşist Diktatörlük de Çöke cektir " wayi welat lı hemberi cunta ya faşist kar(Dikt atoriy a faşist ji we hılweşe) hat we- xebat en şoreşgeri bın ji zedetır blın. Cejşandın. Dı ve benda dırej da hemu aliyan na Newroze ne rojeke şahiye, bı taybe ti
va batına ve cunta ye, rewşa Tırkiye u hı­ wek rojeke tekoşine lı dıji faşizme hat
ne pırsen yekıti u eniye yek-yek hatıbun pirozkırın. Newrozen salen 1981 u 1982' an bı bawerike vi tehri va hatın piroz kı
diyar kınn.
rın. Hemu beşdar, guhdar u meva nen
van
Bı deste cu nta ye, ku ştına heval Metin AKSOY bı hışki hat protestokırın. Lı cejnan bı hevra denge xwe bılınd dıkır u
gel ek kn:mı:!Ien KOMKAR lı ser ku ştına dıqıriyan "Bımre cu ntaya faşist", "Bıji
vi hevale heja pır cıvin pekhatın. Paşi ve azadiya Kurdıstan", "Bıji yekıtiya karkehovitiya cunta ya faşist dı Denge KOM- ran u bıratiya gelan" ...
Em dıkarın bejın ku dı dema rojen
KAR 'da dıhat nıvisandın ku: ''TEKOŞİ­
NA ME NASEKINE". Disa dı ve bejma- Newroze nezik dıbun bı deste KOMKAR'
ra Denge KOMKAR'da bı nave "Faşist e kar u xebat en lı dıji cunta ya faşist hın
ji fıreh dıbun.
Diktatörlüğün Maskesini DüşüreJim"
benPaşi ku cunta ya faşist saleke xwe tı­
dek hat nıvisandın. (Hejmar 22).
ji
kır, dı roja 12.11 .1981 'an da lı bajare
Paşi hatına cunta ya faşist lı Kurdıs­
tane bı hezaran welatparez, demokrat lı Kolne gelek rexıstın gihiştın hev u yeksakesen peşveru hatın gırtın. Ew dı bın zor- liya batına cuntaya faşist bı hevra protesto kınn. Jı bo dıji cuntaya faşist yekıtike
*
*
*
w
w
*
*
*
*
ra
jın-mer, kal-pir hemu gundiyen beleng
az
dan ber ledanan u belayen gıran anin seren wan. Jı aliye dm xwastın gundiyan
bışe linın m alen wan jı desten wan
bıgrın
lı çav berdan keri nane wan.
Bı deste KOMKAR'e hemu ev zordestiyen nıjadperest lı şovenist lı ber çavim dıne-aleme yek-yek hatın raxıstın. Bı
zımane Elmani, ingilizi lı Frensi KOMKAR'e hemu ev ledan, kuştın u zordesti
gihande hezen demo krat u peşveru. Bı
taybeti ·bı Elmani KOMKAR-Info dı vi
wari da rolek mezın list.
Jı aliye dm, dı nav rupelen kovara
Denge KOMKAR'da gelek nameyen
xwendekaren ku eziyet, le dan bı çaven
xwe ditine, an ji bı xwe dı bın eziyet, zordestiyan da berxwe dane, hatın weşan­
dın. Carına ji hejmaren mexsu s lı
ser van
naman hatın çapkırın. Ev namana jı Dersime dıhatın, jı Bingole, Çolemerge... u
carna ji jı Tırkiye dıhatın.
Dı roja 2.11.1 981'a n da lı bajare
Frankfurte 23 welatparezen Kurdıstane
lı dıji ledan u kuştınen cunta ya
faşist
dest bı greveke xwebırçihıştıne kınn. Ve
(Dılmahik lı Riıpela 13'an )
*
12
Denge KO\tKAK
insanlara da küfiir öğretiyorlar. Bu
çoluk çocuk sahibi kadın­
landa zorla götürüyorlar. Tabi çocukları­
nı beraber götürmesi yasak. Bu sefer çocuklar ortalıkta perişan oluyor. Tüm ailenin huzuru kaçıyor. Buda bir işkencedir
desek daha doğru olur.
S: Kürdistan 'a Afgan mültecileri yerleş­
tiriliyor. Halk bunu nasıl karşılıyor?
C: Yurdunu seven herkes bunların gelmesine karşıdır. Çünkü bu adamların faşiz­
min yardakçılığını yapacakları kesin.
Zaten onlar iyi adam olsalardı ülkesinden
kaçmazlardı. Halk diyorki, faşist yÖnetim
bizi aç ve topraksız bırakıyor. Evlatları­
miZ kardeşlerimiz bu yüzden göçetmek
zorunda kalıyor. Bize açlıktan başka birşey vermiyen faşistler, afganlılara birşey
veriyorsa bunun anlamı şudur: Bunlar
faşist cuntanın çıkarlarını savunacak ta
ondan. insanlara en aşağılık işkence yapan bu yönetimin insanlığından şüphe etmek gerekir. Bu maksatlıdır.
Kısacası durumlar çok kötü. Halkımız­
da öfkelidir. Yeterki biz işçiler el ele verelim gücümüzü birleştirelim, o zaman bu
zalimlerden kurtuluruz. Halk devrimcilerden birlik olmasını i~tiyor.
yaşlı
w
w
DiYARBA KlR CEZAEViN DEKi
g
BASKlLAR I PROTESTO ETTi
Uluslararası Af örgütü Diyarbakır cezaevindeki koşullara ilişkin 18 ağustos
1982'de basma açıklamada bulundu. Yapılan yazılı
basın açıklamasında:
"Ağır
ve insanlık dışı cezaevi koşullan
yüzünden 100e yakın Kürt tutuklunun
sağlık durumlarının gittikçe kötüye gittiğini ve yaşamlarından endişe duyulduğu'' belirtiliyor. Yerinde koşulları incele_mek için "UAö 'nün Türk elçiliği nezdınde res~en yazılı olarak izin için baş­
vurduğu ancak .. Türk makamlarının bu
başvuruyu cevapsız bıraktığı" belirtilen
açıklamada resmi makamların bu tavrı
işkence
ur
ırkçı eğitime
AF ÖRGÜTÜ
or
şeyin olmadığı propagandası yapılıyor.
Anlamıyan
anlatıyorlar.
Atatürkçülüğü
ULUSLAR ARASI
d.
sıl?
C: Yüzkaı'ası. Okuma-yazma seferberliği­
ni bizzat hükümetin özel olarak yetiştir­
diği azıh faşistler yönetiyor. Sürekli olarak Kürtlerin Türk olduğu, Kürt diye bir-
w
.a
rs
rimci selamlar. Mannheim D.KOMKAR
muhabiri.
SORU: Kürdistan 'da gördüklerinizi kısaca
anlatır mısınız? Halk bu gelişmelere ne
diyor?
. GEV AP: Tüm emekçiler faşist yönetim. den hoşut değil. Köylere komando baskınları tüm hızı ile devam ediyor. İnsanlar
keyfi olarak tutuklanıp, işkence görüyor.
Mısto'nun torunları habire gözdağı veriyor. Bu baskıların yanında halkın maddi
sıkıntısı da çok. Pahalılık ha bire artıyor.
örneğin 1 torba un 3500 TL, ı torba şe­
ker 6000 TL, ı metre basma 350 TL, bir
kat elbise ı3.000 TL, bir işçinin aylık
ücreti ise ı2 ile ı5.000 arasında. İnsanlar
çoluk çocuğunun ihtiyaçlarını gideremediği için ailelerde geçimsizlikler başgös­
teriyor. Şehirde çalışan işçi ·elektrik ve
su parasını ödiyemediği için karanlık ve
su musluğu kurumuş evlerde sürünüp
g~diyor. Zaten et yemek diye birşey yok.
Gıdasızlık bu seferde hastalıklara yol açı­
yor. Doktora gideceksin, doktor parası
yok. Doktor muayenesi küçük yerlerde
2000 şehirde 3000 TL. Birde İstanbul
veya Ankara'ya hastanı götürmek zorunda kaldınmı yandın demektir. İnsanların
çoğu bu yüzden ya ölüyor veya yarım
adam oluyor.
Bu arada birşey daha eklemek istiyorum. Temmuz ve Ağustos aylarında Maraş, Antep ve Urfa bölgesinde Kolera salgını başgösterdi. Birçok insanımız doktorsuzluk ve ilaçsızlık yüzünden öldü
O bölgede durumlar bayağı perişan, zaten
faşist hükümet elini bile uzatmıyor. Bizim
ölüşiimüze zaten seviniyorlar da.
Bunun yanında devlet dairelerine gitmek mesele olmuş. Hele Türkçe bilme-
Cunta ya Ka.rs•
.
Tepki ler Art1yo r:
kınanıyor.
UAö · 12 Eylül sonrası çok sayıda
Kürdün tutuklandığına, kendilerine iş­
kence altında zorla düzmece ifadelerin
imzalatıldığına ve buna dayanarak insanların cezalandırıldığına dikkati· çekiyor.
ak
Arkadaşlar izinden dönen Kürdistanlı bir
işçiyle yaptığımız söyleşiyi size gönderiyoruz. Yararlı olacağı kanısındayız. Dev-
dinmi vay haline! Kürtçe kesinkes yasak.
Tt>k kelime bile. ifade alındığında assuzabıt tutuyor. Tabi keyfi isbaylar
tt'diği gibi. imzalamak için sana uzattı­
ğında, imzalamarn dedinınİ hemen başlı­
yorlar tekmelemeye ve zorla imzalaHık­
tan sonra da buda faizidir diyorlar.
S: Rüşvet durumu nasıl?
C: Rüşvetin en alası var. Fakat küçük
memurlar değil, onu bizzat büyükler
alıyor. özellikle karakol ve jandarma
merkez komutanları ve askeri belediye
reisleri. Silahı olmayan köylüleri toplayıp merkeze götürüyorlar. Orada zorla para aldıktan sonra bırakıyorlar. Paranda
yoksa feci şekilde dövüp, işkence ettikten sonra salıveriyorlar.
S: Okuma yazma seferberliği açılmış, na-
iv
"M1sto 'nun
Torun lari
Habir e GÖzdaği
Veriy or la·r ,,
ULUSLAR ARASIHU KUKÇULA R
K<?MiSYONU FAŞiST CUNTA YI
KINADI
Uluslararası Hukukçular Komisyonu
(IJC) 2 Eylül 1982'de Cenevre'de yaptı­
ğı açıklamada: "Türk askeri makamlannın mahkemelerde Kürt tutukluların haklarını gaspettiklerini ve insanhaklarımı
ayaklar altına alındığını ''belirterek bu tutumu kınadı. Avusturyalı Avukat Conrad
Meingast geçtiğimiz ay beş tane mahkemeye IJC adına gözlemci olarak katıldı­
ğını ve gözlemleri ~o nucu ''tutukluların
işkence gördüğünü, insanlıkdişı aşağılık
yöntemlere maruz kaldıklarını, ve düzmece ifadelerin kendilerine zorla kabul ettiriirliği" kanısına vardığını açıkladı.
Bunun dışında Meingast özellikle
olarak tutuklu sürelerinin mahkeme önüne çıkarılmaksızın uzatılınasını
askeri mahkeme salonlarında askerleri~
güç gösterisinde bulunmasını" sert bir dille eleştirdi. Bunun dışında, "avukatların
tutuklularla mahkemeden kısa bir süre önce bir nöbetçi nezaretinde kısaca görüşme
yaptırılmasını" da hukukdışı bir kural
olarak niteledi.
Hergeçen gün maskesi sürekli düşürü­
len faşist generaller çetesinin bu hünerlerini tüm Avrupa kamuoyu biliyor~ Gittikçe tecrit olan faşist cuntayı emperyalist
efendileri de kurtaramıyacaktır. işkence
ve katliamların hesabını halkımız mutlaka
soracak tır.
''haksız
Denge KOMKAR
13
ÇARKLAR lNDAN GEÇEN .. !(Baştarafı Sayfa 10'da)
rılıyordu. Falaka, yemek vermeme cezası,
hemen hemen haftada bir iki defa görülen
l>ezalar arasındaydılar. Ki, yemekierin içi·
ne çoğu kez çok önceden askeri depolarda kalmış etler konuluyor, bununla da yetinıneyip sabun, tursil vb. deterjanlar bı·
rakılıyor, 100 kişinin kaldığı koğuşlarda
tuvaJet sorunu, bayağı sıkıntı veren bir
sorun oluyordu. Birgün koğuşa getirilen
yemek karavanalarının içindeki yemeğin,
kendiliğinden kaynayıp taştığını görmüş-
tüm. Ve bu yemek tuvalete döküldü, ama
içerisine neyin atıldığı meçhuldü.
Aynı baskı ve işkence, eviatıarına sahip çıkmak isteyen, ziyaretlerine gelen tutukluların anneleri, babaları, ailelerine de
yapılmak isteniyor. Birgün ziyaretime gelen dayımın oğlu ... , görüşme esnasında
apar topar alınıp götürüldükten sonra,
uzun zaman haber alamadım. Ancak daha
ınra öğrendim ki, ziyaretime geldiği için
ı arkadaş doğruca işkencehaneye götürülmüş ve orada bir daha ziyaretime gel-
ıneınesi için kendisine işkence yapılmış.
Ki bu tür olaylara Diyarbakır hapishanesi
önünde çokça rastlamak mümkün. Ve nitekiın başka birgün tutuklu bulunan ...
adındaki kişinin annesi, abiası ve 3 yaşın­
daki yeğeni ... ·un
ziyaretine gelirler.
Bunları arayan kadın polis, okuma-yazma.sı olmayan ve Türkçe bilmeyen bu yaşlı
annenin çantasına kendi eliyle bildiri koyar ve az sonra bu kadının· çantasından
bildiri çıktığını iddia eder. Bunun üzerine
hapishanenin kapılan açılır. Anne, kızı ve
üç yaşındaki torunu içeri alınırlar. Anne
olanları bir türlü anlayamaz. Çünkü, bildiri gerçekten kendisine ait değildir. Oysa
bildiri, onların tutuklanması için polisin
başvurduğu bir komplodur. Asıl suçları,
ağır hükümlerle yargılanan oğullarının ziyaretine gelmeleridir. Ve bu süre içinde
yaşlı anne ve özellikle de kızına yoğun iş­
kenceler yapılır. 3 yaşındaki çocuğun
çığlıklarına, feryatlarına rağmen, annesine yapılan bu işkence dinrnek bilmez. Ve
birkaç ay sonra bırakılırlar.
İşkenceyi yapan cezaevi sorumlusu
bir yüzbaşıdır. Daha önce Dersim'de görevli iken, oradan alınıp cezaevine getiril-
miştir.
Çoğu
zaman işkenceleri bu
komando yüzbaşısı yapar, bir de bunun
bir "mehmetçiği" vardır (Karsh Şerafet­
tin) Bunların tutuklulara yaptıklan İşken­
ceyi Diyarbakır hapishanesinde yatan insanlar unutmayacaklardır.
• Birkaç ay sonra aynı komando yüzbaşısı, işkencecilerle beraber 4 yıldan beri
tutuklu bulunan ... adındaki tutukluyu
işkenceyle korkunç bir şekilde öldürürler.
Ardından anne ve babasına bir telgraf çekilir. "Oğlunuz intihar etti. Gelin cenazesini götürün."
Yine çocuk koğuşunda yatan 16 yaşında Ermeni asıllı bir tutuklu bulunmakta. Bu tutuklu iki de bir yüzbaşı tarafından koğuştan alınıp, "sünnet etmeye
götürüyorum , onu müslüman edeceğim"
diyerek, işkenceye götürülüyor.
Saatlerce işkence yapılıyor. Bu tutuklunun tek suçu ise Ermeni olması.
rg
güneşin altında saatlerce
bekletiliyorlardı. Havalandırmada bulu·
nan lağım suyunun kapağı kaldırılıyor,
tek tek tutukluların kafası bu sulara batı·
süründürülüyor,
ku
rd
.o
FAŞiZMiN IŞKENCE
işkencecilerin
yaptıklan
yanlarına
kalmıyacaktır. Döktükleri her
halkımızın özgürlük ateşini
damla kan,
alevlendire-
cektir.
Diyarbakır
LI DIJi FAŞiZME TEKOŞiNA KOMKARE DlMEŞE
(Dumahika Rüpela ll'an)
karen ·hevkariye hın ji pe ş ta çfın. Jı kır. Jı ber ve baweriya rast gelek caran hıber ve yeke dı roja 8.5.1982'an da lı baja- ne rexıstın dı ware hevkariye da bedeng
re Duisburg'e 19 rexıstmen Tırk-Kurd bı man fı şunda vekışyan.
hevra lı dıji cuntaya faşist meşiyan. Lı
Ev bfı 2 salan cuntaya faşist lı ser
ne~kaya 25.000 kesan dı ve meşine da
texte. Le nıha hemu rexıstmen Tırk-Kurd
beşdar bfın. Hemfı komel, komite fı kesen
jı bo protestokırma ve sazfımana geıierahevalbenden K OM KAR lı meşina bajare !en faşist we dı ll 'e ilone, isa! lı bajare
Duisburg'e da cih gırtın. Lı ser serfırazi- Frankfurte hevra bımeşın. Dı ware hevya ve hevkariya hezen peşverfı, dı rfıpe- kariye da pekanina ve yekıtiye bı rasti
la peşin da Denge KOMKAR nıvisıbu ku; gaveke pır serfıraze. Jı bo ve meşine he'Erne Hemfı Bı Hevra Zora Faşizme Bı- _ mu komel fı rexıstınan bı hevra bangek
bın".
belavkırın. Dı keriki ve bange da hatiye
Bı rasti lı dıji faşizme dı ware hevnıvisandın ku;
kariye da ev meşina kareki pır heja u ga"WERIN, EM ll'e İLONE LI BAveke pırpeşketibu.
JARE FRANKFURTE BI HEVRA
KOMKAR'e jı despeke vırda, dı he- BIMEŞIN"
mu kar u xebaten xwe da tu car ev cu nta u
* * * we karen xwe
Vır şunda ji KOMKAR
faşizm jı hev cuda nekır. Bı rasti ev cunta
lı dıji cu ntaya faşist hın ji we ze de bıke
bı xwe cuntake faşiste. Bı ve baweriye va
KOMKAR 'e ne bı zareki nerm fı şırin va, heta ev sazfımana kevneperest hılweşe fı ı;
şuna we serdestike demokratik saz bıbe
hertım bı zareki hışk va ev cunta protesto
ev tekoşina we bajo.
'
KAN- ZULüM VE y AGMA
(Baştarafı Sayfa 5'te)
şist
si
va
*
*
.a
r
greve 41 rojan ajot. Dı nav van rojan da
'KOMKAR'e bı aktifi pıştgırtiya ve greve
kır fı ev 21 karkeren grevkar tene nehişt.
Dı dema ve greve lı Frankfurte dajot, lı gelek helen Elmanya Federal jı aliye dın pır greven pıştgırtiye ji hatın pekanin.
Dı ve greve da 395 hezar belevok bı
zınane Kurdi, Tırki u Elmani hatın belavkırtn, 285 rexıstınan pıştgırtiya greve kırm, 115 rojneme-kovaren bıyani şun dane
greve u 25.000 DM alikarl hat berev kınn.
Redaksiyana kovara Denge KOMKAR paşi bı serfırazi xelasbfına greve bı
Tırki fı Kurdi kovar cu da çap kır.
KOMKAR'e dı ve deme da lı Konseya Ewrfıpe, lı Parlamentoy a Ewrfıpe fı
bı gelek nuneren rexıstmen dın va pey·ndiyen xurt pekani fı lı dıji cuntaye
. ,re kare n xwe hın ji fıreh kır.
Lı Elmanya Federal, dı navbera rexıstınen demokratik da lı dıji cuntaya fa-
*
Ceza ve Tutukevinde n
çıkmış bir tutuklu
w
w
w
ha uzun süre tahammül edemiyeceğini biliyorlar. Bu
yüzden de şimdiden halkımızın özgürlük mücadelesini kan ve terörle bastırmanın hazırlıklarını yapıyorlar.
Tüm bu faaliyetleriyle faşist generaller çetesi, Türkiye'yi bölgede bir savaş ocağı, emperyalizmin bir sıçrama tahtası haline getirmiş bulunuyor. Faşist cunta,
barışın ve insanlığın düşmanı kan emici bir karekterde
olduğunu dışa yönelik saldırganlığıyla da göstermiş bulunuyor.
Faşist cunta, Kürt halkının İran ve Irak'ta silahlı
ayaklanma biçiminde gelişen Kurtuluş mücadelesinden ürküyor. iran-Irak savaşı nedeniyle barış ve insanlık düşmanı cuntamn telaşa kapılması, sözde bu iki ülkeyi barıştırmak için ordan oraya koşup durması, gerçekten savaşa karşı olduğundan değildir. Bir yandan
İran'daki Humeyni rejimine karşı ABD kontrolünd eki
Şah yanlısı güçleri barındmp siJanlandınyor, diğer yan-
dan ise dostluk ve kardeşlik laflarıyla sözde iran-Irak
savaşını sona erdirmek için çabalıyor. Bu telaşlı çırpın­
ma aslında Onun, bu iki ülkeyi barıştırıp, tüm güçlerini
Kürdistan'a seferber etmelerini isteıresin:len kaynaklanıyor. Yoksa savaş hayranı çetenin gerçekten bölge
barışı sağlamak diye bir sorunu elbette yok. Tam tersine o ABD emperyalizminin sadık bir uşağı olarak savaş
çıkarmak için hazır bekliyor ve uygun ortam arıyor.
Kısacası, geçen iki yıllık uygulama, faşist cuntanın
Türkiye halklarına cehennem hayatı yaşattığını; açlık,
yoksulluk, zulüm ve işkenceden başka birşey getirmediğini açıkça ortaya koymuş bulunuyor. Bu yüzden de
· halklarımızın önünde duran acil görev, faşizmden kurtutmak ve bir demokratik halk iktidarı kurmaktır.
Emekçi yığınların çıkarı bunu gerektiriyor. Gün bu
uğurdaki mücadeleyi güçlendirme günüdür.
• • •
Denge KOMKAR
14
futbolisteki
Sovyetler Birliği'ne gidip geri geldi. Bize
izienimlerini anlatması için ricada bulunduk. Anlattıklarını size iletiyoruz. Yayın­
larsanız Denge KOMKAR okuyucuları
Sovyetler Birliği 'nde ki yaşam hakkında
kısaca da olsa bilgi sahibi olmuş olurlar.
D.KOMKAR Mannheim muhabiri
••••
w
w
.a
r
öteden beri dünya devletlerinin bir
çoğu Sovyetleri kötülüyorlardı. Çeşitli
fraksiyonlar ve sözde dini savunan bazı
çevreler de aynı şeyi yapıyorlar. Benim
ise aklıma takılıp durdu, acaba bu ülke
nasıldır diye. öyle ya, kimisi namus yok,
kimisi hürriyet yok, kimisi orada insanlar
aç diyorlardı. Hatta bazıları ise daha da
ileri giderek orada kimse bacısını, kardeşini tanımaz diyordu. Ben ise sonunda
gittim ve gözlerimle her şeyi gördünı.
Sovyetler Birliği'nde en çok hayret
ettiğim şu oldu: İnsanlar birbirlerini çok
sevip sayıyorlar. Aynı yakınlık ve dostluk yabancılara da gösteriliyor. Birçok ülke dolaştım ama Sovyet insanının terbiyesini ve dürüstlüğünü hiç bir yerde göremedim.
Küçüklüğümüzde hep söylüyorlardı,
So\ryetlerde çocuk aile terbiyesi almıyor­
muş diye. Oysa gözlerimle gördüm ki çocuğa devlet ve aile iyi bakıyorlar. Zaten
aile sevgisi olmazsa, anne baba çocuklarla
ilgilenmezse o ülke nasıl bugünkü duruma
gelebilir ki. Açık. söylüyorum, böyle bir
şey ileri sürmek yalandır ve Sovyet ülkesine hakarettir. oradaki insanlara saygı­
sızlıktır. Ben bu konuyu oradaki insanlara
açtım. Onlarsa sadece bana güldiller ve
anne-baba nasıl olur da çocuklarıyla ilgilenmez diye hayretle sordular. Orada
okullar çok mükemmel. Her çocuk kendi
anadilinde eğitim yapıyor.
Gene ötedenberi söylenen ve benim
kafaını kurcalıyan bir konu da dindi. Küçüklükten beri bize anlatır ve oradaki insanların ibadet etmeleri zorla engelleniyor deniliyordu. Ama ben açık ve tertemiz kilisiler, camiler gördüm. İstiyen gidip ibadet edebiliyor, kimse bu yönden
onlara baskı yapmıyor. Ama şu da varki
dini kendi çıkarı için araç eden, onu istismar ederek halkı birbirine düşüren din
tüccarlanna, sahte politikacılara da rastlanmıyor. Sovyetlerde bu iş çoktan tarihe
w
kanşıp gitmiş.
Yetişkin insanlar hem çalışıp hem de
okuyabiliyorlar. isterlerse birini bırakıp
diğerini tercih etmek te mümkün. Çalış­
ma Türkiye veya Almanya'dakine benzemiyor. Canı istiyen istediği bir işçinin
kolundan tutup atabiliyor bu ülkelerde.
Ama Sovyet ülkesinde bunun lafını bile
edemiyor kimse. Fazla mesai yok, akord
sistemi yok, erkekler 7, kadınlar ise 6 saat
çalışıyorlar. İşsizlik diye bir sorun mevcut değil. İnsanlar patraniara değil, topluma hizmet ediyor
l Goram
-
DİNA MO
MOSKOVA -
Ecoyev laweki kuı:den Sowyetisbı nav denge. Ew dı ware
da pır je hatiye. Bere G.
Ecoyev dı koma Tıblise da dılist. Le nıha
ji dı koma "Dinamo Moskovaye" da roleke mezın gırtiye. Mamosteye T.R.S.S.
emegdar jı bo wi gotiye; "G.Ecoyev jı xı­
rab nalize, texnika wi bılınde, ew baş peşiya xwe dıbine ıl dızane ki lı kuye (Rojnama Sporte Sovyet Meha Gulane -1981).
Dı meha 7'an da G.Ecoyev bı koma
Dinoma Moskovaye va hate bajare Erevane. Dema ku ve kome lı hemberi koma
Erevane dılist, rojnemevane "Riya Teze"
Pırıske Mıhoyi bı G. Ecoyev va hevpeyvinek jı bo kovara "Denge KOMKAR"
pekani. Jı jer em ve hevpeyvine peşkeşi
xwendevanen xwe dıkın.
11 tane ye. Ü zor
ıı listıka fotbole
ku
rd
.o
Bulunduğumuz yörede bulunan işçi
tanıdıklarımızdan birisi kısa ·bir süre önce
Okullara gittim, sınıfları gördüm. Sı­
ıııflar 10-12 kişiliktir. Bir sınıfta 13 kişi
buiaınazsınız. Sovyet devriminin yapıldı·
gı tarihten bu yana yapılanlar öğretiliyar
çocuklara. Daha önce de söylediğim gibi
herkes kendi anadilinde eğitim görüyor ve
hiç bir halkın dili kültürü baskı altında değil. Her halkın anadilinde yayınlar var.
örneğin gittiğim yerde, Kürtçe, Ermenice, Tatarca, Gürcüce ve Türkçe yayınları
bir arada gördüm. Okulda Kürt çocukları
önce Kürtçe eğitim görürler, sonra Gürcü,
Ermeni ve Rus dillerini öğrenirler. Bir
Gürcü ve Ermeni de Kürtçe öğreniyor.
Kürt ve Ermeni bilim adamlarını gördüm,
onlarla konuştum. Çok memnun oldular
ve samimi davrandılar. iŞçiyim diye o bilim adamları Türkiye 'deki gibi burnu havada, tepeden bakınadılar bana.
Sovyet ülkesinde mühendisler, elleri
arkasında işyerinde aylak aylak dolaşmı­
yor, işçilere tepeden bakmıyorlar. Onlar
da kolları sıvıyar ve işçi gibi çalışıyorlar,
kısım şefleri aynı durumdalar.
Ev kiraları yok denecek kadar azdır.
En büyük evlerin yıllık kirası, elektrik, su
ve havagazı dahil 225 rubledir. Küçük evlerde ise bu 25 ruhieye kadar iniyor.
Hastalara anında müdahale ediliyor.
Hastaneler tertemiz ve bakımlıdır. Tedavi
hizmeti parasızdır. Ayrıca evlere de doktor çağırmak mümkün ve mütehassıslar da
dahil doktor hemen geliyor. 80-100 yaş­
larında çok dinç adamlar gördüm.
Sarhoşluk, ayyaşlık ve bu yüzden
başkalarını rahatsız etmek diye bir şeye
rastlamadım. İnsanların parayla kötü üşler
yaptıkları, kapitalist ülkelerdeki gibi ahlaksızlık yerlerine rastlanmaz.
Gezdiğim yerlerde dil bakımından da
zorluk çekmedim. Azerbeycan ve Bakü'de
Türkçe konuştum. Hiç bir sıkıntım olmadı buralarda. Tiflis ve Ermenistan'da ise
Kürtçe konuştum. Kendi kendime düşün­
düm ki, Türkiye'de Kürtçe konuşanlar
ağır cezalara çarptırılıyor, Sovyetler'de
ise bu dillere baskı diye birşey yok. Demek ki bize yıllarca yalan söyliyenler, bizi ezip sömüren ve dilimizi, kültürümüzü
baskı altına alanlardır. Kendi suçlarını
gizlemek için Sovyet ülkesine çamur atmışlar.
Kürdistanlı bir işçi
si
va
Arkadaşlar,
h
rg
• insanlar Patronlara Değil
Topluma Hizmet Ediyorlar •
kurd
. Kürt kızı Xanıma Ahmed
Dikiş atölyesinde ..
PIRS: Tu dıkari jı Kurden derwayi
welat ra xwe bıdi nas?
BERSİV: Ez dı sala 1961 'an da lı bajare Tıblise jı diya xwe bılme. Ez Iawe
mılete Kurdım. Nave diya mm Nane
Emo ye, nave have ının Şekroye Eli ye.
Mm xwendına bılınd lı fakulta abori (ekonomi) lı zaningeha Tıblise xelas kır.
PIR S: Listıka te kinge destpe kırir
ıl tu çawa gihişti nav koma Dinama Mo
kova?
BERSİV: Ez hın de h sali bum, mm
dest bı listıke kırıbıl, dı despeke da ji mm
dı nav koma "Xorten Dinamoda" dılist ıl
jı.sala 1981 'an vırda ez dıkoma "Dinamo
Moskovaye da" dılizım~
PIRS: Heval Goram we lı kijan welate biyani listiye?
BERSİV: Bele, lı Yugoslavye, ÇekosIovakye, Bulgaristan, Engiltere, Frense,
Tırkiye ıl lı Macaristane.
PIRS: Le hıln lı kidere serketın ıl lı
kidere we da der?
BERSİV: Em lı Tırkiye, Yugoslavye,
Engiltere, Çekoslovakya serketın, le em
Macaristane bınketın.
PIRS: Bıraye delal, tu wexte xwe
vala çawa derbaz dıki?
BERSİV: Ez wexte vala bı tiyotra ıl
wendına pırtılkan va derbaz dıkım.
PIRS: Lı ser çı tu pırtır dıxwini?
BERSİV: Beri her tışti lı ser gele xwe
inım, jı m ın ra pır hewaskare ku serıatiya mılete xwe bızanıbım ıl herweha lı
evine-dedektife ji dıxwinım.
Denge KOMKAR
15
~
we~onen
1
c u re -c u re
Weşanen
KOMKAR
* Şefaq-Divana 6'an- Cigerxwın . .
. . . . . . . . . . . . . . . 12 DM
* Klam fı Meqamen Kur di-C emi la
Celi
l ... ... ... ... lO DM
* Zmane Kureli- Qanate Kurdo . .
* Zoz an- Celile Celil
.
* Berevoka Helbestvanen Kurd - Bali . . . . . . . . . . . . . . ıo DM * Rojnema Roja Nfı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 12 DM
........................
Xan fı Ro hat ... .. 7 DM·
· * Rojnema Denge KOMKAR . . .
. . 1 DM
. . . . . . . . . . . . . . . . . ı DM Weşanen Partiya Sos
yalist a Kurdıstana Tırkiye (PSKT
2. Bı zm ane Tırki
)
* Parti üzerine - Kemal Burkay . .
. . . . . . . . . . . . . . . . 2 DM
* Kemalizm - Ahmet Taş . . . . . .
*
Bı
Kurti.Jiyana Georgi Dimitrof. . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . 3 DM
...........
* Milli Mesele -C. Aladağ . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . 8 DM * Partiya Sosyalist a Ku retıstana Tırkiye (program) ... . . 3 DM
.. 2 DM
*Tü rkiy e Kürdistanı Sosyalist Part
3. Bı zm an e Elmani
isi (Program) ... ... . 2 DM
* Sozialistische Partei 1Urkisch-Kurdi
*DieNationale Fra ge- İsmet S. V. .
stans (Program )... 3 DM
* Türkei Hilfe, tür wen . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 8 DM *İran ve İran Kürdistanı Devrimi . . . . . . . . . . . . . . . . . 2 DM
.
* Rojnema Riya Azadi . . . . . . . .
* Muttersprache-kurdisch . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4 DM
. . . . . . ... . ·... ... ı DM
. . . . . . . . . . . . . . . . 3 DM .
* KOMKAR, Wer sind wir? . . . . .
Weş
anen RüN AH I
.
* Auslander Politik der BRD . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2 DM * Mesele fı
Meteloken Kurdi - O.Celil - C. Celil
. . . . . . . . . . . . . . . . 2 DM
...
* KOMKAR-Info . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . 0.50 DM· * Manifestoya Partiya Komunist . . . . . . . . . . ... .. 7,5 DM
. . . . . . . . 4 DM
* Zewaca Bedıl -lsmayile Diko . .
ı. Kaseten (şerit) Kurdi
. . . . . . . . . . . . . . . . 5 DM
Weşanen Dın
* Kaseta f?ev_-zurne · · · · · · · · · ·
· · · · · · · · · · · · · · · · 8 DM * Yek
* Kaset-B~rtı ... · · · · · · · · · · ·
bın
(hel
best
)Gun
di
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 5 DM
·
*Ka set Şexo · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · 10 DM *Di e Türkei (J.Roth-K.Taylan) . . . .
. . . . . . . . . . . . 9.80 DM
·
·
·
·
·
·
·
· · · · · · · ·ı o DM ~*D
~ Kaset-Arame Tigran ... .. · .
· . · · · · · · · · · · · · · · ı o DM * evrimci-Demokratlar ve UDG üze rine · ö.Y . yay ... .. 3 DM
Rojnema BERBANG . . . . . . . . .
Weşanen RO JAN Ü
. . . . . . . . . . . . . 1,50 DM
*
Kam
ışh Katliamı-Mahmut Baksı . .
*·Ro nak-D'va
a
4'an
rxw·n
ı
. . . . . . . . . . . . . . 5 DM
n
- c·ge
ı
ı
. .
* Zend-Avesta- Divana 5'an - Cigerxw. . . . . . .. . . . . . . . 15 DM. * Zaroken İhsan- M.Baksi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . 5 DM
in ... ... ... ... 15 DM
Bı
zm ane Kurdi
ak
ur
d.
or
g
1.
D ui sb ur g' da
rs
iv
RO HA T
w
w
w
.a
BEREVOKA
HELBESTVANEN
KURD
k ü lt ü r
to p la ., t• ••
~
İşçi Dern
~ A~ustos günü bir kültür toplantısıeği 14
düzenDuisburg Kürdistan
I.
-_
i
ledi. Çok sayıda işçi ve işçi ailesi
bir araya geldi.
Toplantı sırasında önce
Kürdistan'da
çevrilmiş bir film gösterild
i. Ardından
bulmaca çözme yanşması yapıldı
ve
rece alanlara ödülleri verildi. Kür det halk
müziği dinlendi, govend
çekildi ve deği­
şik illerin halk oyunları
ndan örne kler sunuldu. Bu arada demek yönetim
lundan bir arkadaşınıız, gerek Kür kurudistan'da hal~ımızın ve gerekse yurtdışı
nda bul\lnan işçilerimizin karşılaştıkları
soru
lar ve görevlerimiz konusunda kısa nbir
konuşma
yaptı.
Yurtdışında
çalı
zorunda bırakılan Kürdistanlı eme şmak
rin birleşip kenetlenmelerinin kçileönemi
üzerinde duruldu.
Türkülerin söylenmesi, Kürt şairl
den şiirler okunınası ve fıkra anla erin­
biçiminde süren kültür toplantısı tılması
Kürdistanlı işçiler ve aileleri aras
ındaki kardeş­
lik ve arkadaşlık bağlarının geli
şmesine
katkıda bulu ndu . Katılanl
ar böylesi kül·
türel toplantıların yararlarını dile
getirdiler.
ı ***********************************
Denge KOMK AR
her türlü yönteme başvurmaktan geri kalmıyorlar . Maddi ve manevi işkencenin ardı arkası kesilmiyor. Yönetim i ele geçirmiş ve kan dökerek , can' alarak varlığını
sürdürmeye çalışan emperyalizmin maşa­
sı generaller çetesinin emrinde ki katil sürüleri, Kürdistan 'ın yurtseve r eviatıarına
kaynakl arı halkımızın yararına kullanıl ­
burada da alçakça saldırıyorlar. Bu iş­
kuruyaşarn
bir
mış olsa, özgür ve mutlu
çarklarında halkımızın nice yiğit
kence
labilir, i nsanlarımız endişelerden uzak yaeviadı sakat kaldı veya can verdi. ü lkemişıy ab ilirl e r.
zin gerçek sahipleri olan yurtsever insanAma ne var ki bugün kimse ne ülkehergün yeniden ölümü göğüs! erken,
lar,
güzeldoğal
mizin ze nginli klerinden ne de
işgalciler işkence yapacak , kanını akıta­
liklerind en bahsedebiliyor. Çünkü Kürdiscak başka insanları aviama peşindeler. Ve
itiltan kopkoyu bir karanlığın içerisine
üstelik te yapılan fiziki işkence yeterli
ı
topraklar
kendi
Halkımız
a.
durumd
m iş
yor. Tutuklu lar manevi işkence
görülmü
Söüzerinde cehenne m hayatı yaşıyor.
yüzünda tutuluyo rlar. örneğin : iğren­
talan
altında
ve
sömürü
düşman
mürgeci
seler ve mideleri bulansa bile Mustafa Keden leş kargaları gibi üşüşmüş bulunuy or
mal' in övgülerini dinlemek, ırkçı -gerici
to prak larımı za.
marşları söylemek zohı nda bırakılmak giGangesterlik bir baştan diğer başa
Asker'da.
n
Kürdista
bi.
gidiyor
kadar almış
Son aylarda Diyarbakır işkencehane­
ler, jandarmalar, polis güçleri köy ve kageüstüne
baskı ve terör kat kat artış gösteraltını
sindeki
evlerin
sabalan basıyor,
di. ölü sayısı giderek yükseliyor. Tutuklu tiriyorlar. Genç, ihtiyar, kadın ve çocuk
ların büyük çoğunluğu gezemiyecek duayı rımı yapılmaksızın meydan dayağın­
rumda. Sakatlığı bulunmayanı yok içledan geçiriliyor insanlarunız. Yoksul halrinde.
kımızın binbir güçlükle sahip olabildiği
Alınan son haberler e göre diğer birmailarına el konuluy or, hunharc a tahrip
ve
tutuklu gibi, TKSP davasından yartüfek"
ok
ç
ediliyor. Tank, top, makinalı
Nazif Kaleli ile Yılmaz Çamlıbel'e
iyor.
gılanan
düzenlen
r
baskınla
erlerle
helikopt
yeniden ağır işkence yapıl dı . Buna bağlı
Haraca bağlanmış işçiler, yoksul köyolarak Nazif Kaleli kalp krizi geçirdi. Şu
..
esnaf
lüler, aydınlar ve
anda ikisi de komada bulunuy orlar. FaAncak sömürgeci düşmanın zulmü
şistler onlara tedavi yapmak gereğini bile
ülDüşman
.
bununla da sınırlı kalmıyor
duymarn aktalar.
kemize fabrika kurmuy or,· işyeri açmıyor
Son işkenceden bir süre önce bir baş­
ri
cezaevle
aneler,
an:'ı a en modem işkenceh
ka dava nedeniyle Ankara' ya getirtilen
in şa ediyor. Buralard a ABD malı her çeYılmaz Çamlıbel, tanmınıyacak durumABD'li
gene
şi t işkence aracı mevcut. Ve
daydı ve ayakta durarnıyordu. Güçlükle
uzmania nn elinde, bu ülkenin kurumların­
konuşurken, Diyarbakır işkencehanesin­
cellat
i
da eğitilmiş çok sayıda işkencec
olaylara değinmiş ve fazlaca yaşıya­
deki
ane­
işkenceh
bu
cuntası
Türk
Faşist
var.
rini sanmarlığını söylemişti. Habilecekle
mızı
lerde devrimci ve yurtseve r insanları
gibi daha önce aynı nedenle
ğı
bir
tırlanaca
onursuz
r,
geçiriyo
erden
işkencel
a ğır
esinde ifade vermek üzeMahkem
Anayasa
yaşama itiyor.
Yavuz Koçoğlu da
tutuklu
getirtilen
re
çok
en
adı
'da
n
Kürdista
bugün
İşte
er üzerinde durişkencel
yapılan
e
kendisin
duyulan ve yalnızca Kürdistan'da değil,
ğünü söylemişti.
döküldü
asit
bahsbaşına
muş,
isminden
yerinde
çok
bir
n
dünyanı
Ama adı "Yüce Divan" olan hakkaba zlar
edilen doğal güzellikler veya tarihi eserler
ir.
merkezid
kulübü, "vatan, millet" aşkına olacak ki
işkence
ır'daki
Diyarbak
değil,
bu söylenenleri duymarnazlıktan gelmiş­
B urası daha şimdiden Hitler'in toplama
·buluerişmiş
şöhrete·
ti. Gene Diyarbakır'da sürdürülmekte olan
ayannda
.
k ampları
TKSP davası duruşması sırasında tutuklunuyor . Diyarbakır işkence merkezinde sölardan Metin Çiçek, kendisine yapılan işmü rgeci -faşist çeteler insanlık düşmanı
kenceleri anlatırken, üç gün buz deposunda bekletildiğini söylediğin'de haltim olarak davayı sürdüren kukla ''V ah vah vah,
nerdeyse beni ağlatacaksın" deyip O 'nunla alay etmeye yeltenmiş tL
Şunu belirtelim ki, faşist sömürgeci
cuntanın yaptıklannı şaşkınlıkla karşıla­
mıyoruz. Onlar Mustafa Kemal geleneğini
devarn ettiriyor lar. Onların kürdista n' da
halkımıza yaptığı baskı ve estirdiği terör,
işgal altında tutulan ve sömürgeleştirilen
ülkelerde düşmanın yerli halka her zaman
uyguladığının aynısıdır. Sömürgeci güçler
sömürge insanın uyanışını engellemek ve
kurtuluş mücadelesini bastırmak için insanlığın hiç bir zaman unutamıyacağı ve
daima lanetliyerek anacağı suçlar işledi­
ler. İngiliz sömürgecileri, Hindistan 'da
Bengaldeş 'te kendi karları tehlikey e girmesin diye milyonlarca insanı katlettiler,
açlığa mahkum ettiler. Onların neden olduğu kıtlık milyonl an kırdı geçirdi. Sö
mürgeeHer Çin hal,kını Afyonladılar . Çinliler buna karşı çıkınca da kendi araların­
da birlik sağlıyarak bu ülkeyi işgal ettiler
ve gene milyonlarca insanın kanını akıt­
tılar . Fransızların Cezayir halkına karşı
giriştikleri soykırımı hala tazeliğini koruyor. Amerikan emperyalizminin Güney
Vietnarn'da, kukla rejimle ortaklaşa yaptığı işkence ve katliarnlar, doğayı bile
tahrip etmek için yarattığı vahşet tüm
insanlığın hafızasında tazeliğini koruyor .
Hitler'in işgal ettiği ülkelerde onmilyon~
larca kişiye karşı yaptıklarını kimse unutarnaz. Bugün Güney Afrika 'da ırkçı rejimin siyah halka karşı yürüttiiğü işkence,
terör ve katliamlar devarn ediyor. İsrail
saidmsı sırasında Filistin halkına yapılan­
lar gözönündedir.
İşte faşist cuntanın yaptıklan da
bundan farksız değil. Diyarbakır ve daha
Y
başka işkencehanelerde N. Kaleli,
i
yapılan
e
nicelerin
daha
ve
Çarnlıbel
kenceler hep aynı nedene dayanıyor. Ama
sömürgeciler her türlü insanlıkdışı yönteme başvurmalarına rağmen halkların uyanışını ve ulusal kurtuluş mücadelelerinin
zaferini durdurarnadılar. Faşizm kan dökmesine rağmen insanlığın gözünde lanetlenmekt en kurtulamadı. Faşist cuntanın
sonu da bundan farklı olmayacaktır.
w
w
w
.a
rs
iv
ak
ur
ü lkemiz Kürdistan 'da dünyaca ·ünlü
pek çok d o ğal güzelliklere sahip Turistik
bölge ve tarihi eser var. Dağları, ırmakları,
göll eri ve verimli ovalany la oldukça namlı d ır Kürdista n. Yeraltı ve yerüstü kaynaklar yönünden zengindir. Eğer ülkemizin
Yoğunlaşt•
d.
or
g
Dlyarbak•r~da
...
enc ele r
lak
•
Mercen Aboneyan : 6 mehi ıo. DM, sali 20 DM.
Abone şartları: 6 aylık 10 DM, yıllık 20 DM.
Hesap-No : Postscheckamt Frankfu rt
Konto-N r. 405767 - 606
X w edi
Sahibi
IJI. Federasyona Komelen Karkeren Kurdıstan lı Elmanya Federal
· Navnişan:
6000 Frankfu rt, Savi"gny Str. 75, Federal Almanya
Berpırsiyar IJıı>
Sorumlu
.
A. Saydam
•
IMPRESSUM
Hei-ausgeber: KOMKAR
.Föderat ion der Arbenervereine
aus Kurdistan in der BRD
Verantw ortlicher Chefred aktuer:
A. Saydam
Druck : Eigendruck
Download