KAMUSAL RETORùKTE MODA TREND: YENù KAMU YÖNETùMù Demokaan DEMøREL* Günümüzün geliûen ve deøiûen toplumsal koûulları vatandaû-devlet iliûkilerinde geçmiûten gelen anlayıûların da deøiûmesine neden olmuûtur. Vatandaûların gittikçe artan ve çeûitlenen hizmet talepleri, kamu örgütlerinde bu taleplere uygun biçimde cevap verecek yeniden düzenleme veya yapılanma çalıûmalarını gerekli kılmaktadır. Genel olarak bakıldıøında, bir devlet içerisinde bütün toplumu etkileyecek yeniden yapılanma çalıûmalarını planlayıp uygulamaya geçirecek bir kamusal otoriteye ihtiyaç duyulduøu görülmektedir. Vatandaûların beklentisi de bu yöndedir. Dolayısıyla kamusal alanda yaûanılan bunalımların sorumlusu olarak, gerekli yeniden yapılanmayı saølayamayan devlet veya onun uygulamadaki varlıøını oluûturan kamu yönetimleri görülmektedir. 20. yüzyılın baûlarında devlet mekanizmasının yavaû iûleyiûi pek ûikayet doøuran bir husus olmadıøından, önemli bir sorun olarak görülmemekteydi ve devlet veya kamu yönetimleri baskılarla karûılaûmıyordu. Toplumsal hayat, henüz hızlı deøiûimin ûart koûtuøu zaman engeliyle tanıûmamıûtı. Ancak özellikle 2. Dünya Savaûını izleyen yıllarda toplumsal deøiûim ivmesini artırarak, kamu örgütleri üzerinde çeûitli ve nitelikli kamu hizmeti sunma baskısı yarattı. 21. yüzyıla girerken zaman ve hız, her ûeyin ölçüsü olarak kabul edilmeye baûlandı. Devletlerin artan mali sorunları, deøiûimin kamu örgütleri üzerinde yarattıøı baskıyla birleûince, etkili ve verimli kamu hizmeti sunumu daha sorunlu hale geldi. Bu açıdan bakıldıøında özel teûebbüsün daha hızlı hareket edebildiøi ve dolayısıyla bu deøiûim dalgasını yakalayabildiøi gözlenirken, kamu kuruluûları için aynı ûeyi söyleyebilmek zordur. Devletin bürokratik yapısı, bürokratların vatandaûların * Sakarya Üniversitesi Kamu Yönetimi Doktora Ö÷rencisi SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 105 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi hizmetle ilgili isteklerine ve performans ölçütlerine karûı duyarsızlıøı, bu olgunun temelinde yatan baûlıca faktörlerdir (Leblebici vd., 2001: 123). Bu durum vatandaûların devlet mekanizmasının yapısına ve iûleyiûine olan güvenlerini sarsmakta ve bir “güven bunalımı” yaratmaktadır (Melnik, 1994: Nye, Zelikov and King, 1997). Devlet mekanizmasının içinde bulunduøu bu bunalımı aûma hedefi, sanayileûmiû batılı ülkelerde dahi çok sayıda önemli reform çalıûmasının ortaya konmasına yol açmıûtır. Bu durum devlet yapısındaki sorunların, salt üçüncü dünyaya özgü olmadıøını; bunalımı, 20. yüzyılın son çeyreøinde yaûanan geliûmelerin doøurduøu, farklı aøırlıklarda da olsa geliûmiûgeliûmemiû ayrımı tanımayan, ortak bir sorun olduøunu göstermektedir (Wright, 1992; OECD, 1995; World Bank, 1996 ve 1997). Bunalımdan kurtulma düûünceleriyle birlikte, özellikle 1980’li ve 90’lı yıllarda farklı bir yaklaûım benimsenmiûtir. Yaklaûım deøiûimi yakalamakta daha baûarılı olan özel sektör kuruluûlarına egemen olan deøerleri ve uygulanan teknikleri kamu sektörüne taûımak olarak özetlenebilir. Bu akım “yeni kamu iûletmeciliøi” (The New Public Management) olarak adlandırılmaktadır (Hood, 1991; alıntılayan Leblebici vd., 2001: 125). Bu çalıûmanın temel amacı yeni kamu yönetimi anlayıûını tanıtmak ve kamu yönetiminde devletin rolünün sınırlandırılmasına iliûkin teorik yaklaûımları irdelemektir. 1. YENù YÖNETùM ANLAYIúININ TANIMI Yeni yönetim anlayıûı kamu kurumlarındaki uygulamaların gözlemlenerek daha sonra teorisinin geliûtirildiøi bir anlayıûtır. Bu yüzden bu teori veya uygulamanın belirli bir kurucusu ve ilkelerinin anlatıldıøı bir ana kitabı yoktur. Bu durum yeni yönetim anlayıûının doøası üzerindeki görüûlerin geniû bir alanda ortaya çıkmasına neden olmuûtur. Ayrıca bu anlayıûın devlete, topluma, bireylere ve kamu organizasyonlarına yansımaları da çok farklıdır (Ateû, 1999: 8). Yeni yönetim anlayıûı, kamu yönetiminin ve kamu faaliyet alanının özellikle ekonomik nitelikli olanlardan baûlayarak küçültülmesi ve 106 SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi daraltılmasını, ikinci olarak da, daraltılan bu alanda genelde kamu faaliyetlerinin, özelde de, kamu örgütlerinin kamu iûletmeciliøi anlayıûı etrafında yapılandırılması ve iûletilmesini (Aksoy, 1999: 166-167), kamu yönetiminin özel sektör yönetim tekniklerine ve piyasa mekanizmasına göre yönetilmesini savunmaktır. Temel olarak hizmetlerde etkinliøi, yarıûmacılıøı ve kalite artırmayı hedeflemekte; vatandaû yerine tüketici merkezli bir bakıû açısını benimsemekte ve daha fazla tercih sunmayı amaçlamaktadır. Bu amaçlar gerçekleûtirilirken, bürokrasinin küçültülerek etkinleûtirilmesi, hiyerarûinin ve kırtasiyeciliøin azaltılması, çalıûanların yönetime katılımının ve karar verme olanaklarının artırılması, kamu hizmetlerinin özel sektöre ihale edilmesi gibi piyasa yöntemlerinin daha fazla kullanılması ve kamu kurumları arasında da rekabet anlayıûının yerleûtirilmesinin gerekliliøi savunulmaktadır (Gül, 1999:22). 2. YENù YÖNETùM ANLAYIúININ KÖKENù 1970’lerin sonundan itibaren bir çok batı ülkesinde kamu sektörlerinde pek çok reformlar yapılmıûtır. Ancak yapılan bu reformların üzerinde uzlaûmaya varılmıû bir isimleri bulunmamaktadır. Fakat son on beû yılda yapılan reformlar “yönetimde devrim”, “devletin yeniden keûfi”, “yeni yönetim” olarak adlandırılmıûtır (Ateû, 1999:8). Bir kısım yazarlar, yaûanan ekonomik, sosyal, siyasal ve idari dönüûümün çerçeve kavramının yeni liberalizm, yeni muhafazakarlık ve kamusal seçim kuramlarına dayanan “Yeni Saø” olduøu görüûündedirler ( Aksoy, 1995:160). Hood ise; Yeni Yönetim Anlayıûını, kamu yönetiminde dünya genelinde meydana gelen deøiûim ve geliûmelere baølamıûtır. Christopher Hood, Yeni Yönetim Anlayıûının bileûenlerini ûu ûekilde vermiûtir (Schedler, 1996:71): x Profesyonel yöneticilik x Açıkça belirlenmiû, yazılmıû performans ölçütleri x Çıktılar üzerine büyük bir dikkat ve kontrol x Daha büyük bir rekabet ortamına doøru kayıû SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 107 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi x Özel sektör ve yönetim tekniklerinin uygulanmasında ısrar ve sürekli vurgu x Kaynakların kullanılmasında aûırı disiplin ve tutumluluk Hood’a göre Yeni Yönetim (NPM) Anlayıûı, köken itibariyle siyasi ekonomiye aittir. Kamu Tercihi Teorisi, Taûeronluk Teorisi gibi ekonomik teoriler NPM’in baûlangıcını oluûturmaktadır. Daha sonra ise ekonomik arayıûlar, iû yönetimi kaygılarına eklenmiûtir. Böylece yöneticinin rolü tanımlanmıû, kamuda yönetim fonksiyonu daha da öne çıkmıûtır (Schedler, 1996:72). Doøru kararı almanın risk ve belirsizlik taûıyan uygun bir kararı almaktan daha az önemli kabul edildiøi (Farnham ve diøerleri 1992: 46) modern sonrası iûletme yönetimi anlayıûının kamu yönetimine de aktarımı olarak tanımlanan NPM hizmette kalite, etkinlik, ekonomiklik gibi kavramlar doørultusunda çalıûmayı ifade etmektedir. 3. YENù YÖNETùM ANLAYIúININ DAYANDI÷I GÖRÜúLER Uluslararası kullanımda NPM olarak adlandırılan yeni yönetim anlayıûının dayandıøı birçok teori bulunmaktadır. Bir baûka deyiûle, kamu yönetimi, gerek kamu hizmetlerini görürken ve gerekse kamusal mal üretimi yaptıøı iûletmelerinde özel iûletme yönetimi tarafından geliûtirilen veya kullanılan yönetim tekniklerinden yoøun bir biçimde etkilenmektedir. Bu teoriler ûunlardır: 3.1. Vekalet Teorisi (Principal – Agent Theory) Vekalet yaklaûımı, özellikle Anglo–Amerikan ülkelerinde kamu iûletmelerinin yönetimi için günümüzde devreye giren kamu iûletmeciliøi (Public management) konusu çerçevesinde gündeme gelmiûtir. Kamu yönetimi açısından bakıldıøında vekalet veren olarak halk, vekil olarak kamu yöneticisi veya vekalet veren olarak üst yönetici, vekil olarak ast (devlet memuru) ya da kamusal mal ve hizmeti olan ile bu nitelikteki mal ve hizmeti sunan arasındaki iliûki bu yaklaûımın ilgi alanına girmektedir. Bu baølamda yerel ihtiyaçları karûılama yükümlülüøü altında bulunan yerel yönetimler ve hemûeriler arasındaki iliûki de bu yaklaûım çerçevesinde düûünülebilir. Zaten 108 SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi bu yaklaûımın etkisiyle günümüzde hemûeriler sunulan kamusal mal ve hizmetlerin kalitesini, niteliøini, sunuluû biçimini irdelemeye baûlamıûlardır. Adı konmamıû olsa da, birçok ülkede insanlar bu yaklaûımların amaçlarıyla paralel bir davranıû biçimi geliûtirmektedir. Özetle vekalet yaklaûımı, vekalet veren ve vekil arasındaki iliûkiyi ele almaktadır. Buna göre vekalet veren ve vekil arasında iû bölümünün temel problemi olan bilgi asimetrisi bulunmaktadır. Vekalet yaklaûımı, bu bilgi asimetrilerinin farklı çeûitlerini araûtırmakta, onları sınıflandırmakta ve bilgi asimetrilerini giderme ve vekalet veren ve vekil arasındaki menfaatlerin uyumlaûtırılmasını saølayan kamusal hizmetlerin görülmesinde, hizmet iliûkilerinin örgütsel biçimlenmesi için örnek çözümler geliûtirmektedir. 3.2. Mülkiyet Hakları Teorisi (Property Rights Theory) Mülkiyet Hakları Teorisi bir kurumda kullanım haklarından ya da kuruma iliûkin diøer haklardan çalıûanlara pay verilmek suretiyle onların teûvik edilmesini öngörmektedir. Teori, mülkiyet hakkında aûaøıdaki özdeyiûten hareket etmektedir: Mülkiyete iliûkin bir hak, çalıûanlara ne kadar yeterli ölçüde tahsis edilebiliyorsa, mülkiyetle birlikte çalıûanların iliûkileri o kadar çok verimli hale gelir. Mülkiyet hakları modeli, mülkiyet hakkını elde eden, onun kullanımını kazanan ve davranıû kurallarını spesifikleûtiren kiûiler arasında bütün ûeffaf davranıû iliûkileriyle ifade edilmektedir. Örgüt faaliyetlerine iliûkin oluûum seçenekleri hakların düzenlenmesiyle ortaya çıkmaktadır. Örneøin görevi üstlenenlere iliûkin yetkilerin yeterli düzenlenmesi, onların motivasyonunu ve sorumluluøunu artırmaktadır. Mülkiyet hakları teorisinin, kamu yönetimi ve kamu iûletmeleri için, hatta kar amacı gütmeyen diøer örgütler bakımından, yönetsel öncelik sürecine yol açabilen geçici bir tartıûma olduøu, bununla birlikte, en azından düûünce planında çekici olduøu ifade edilmektedir. 3.3. ùûlem Maliyet Teorisi (Transaction Theory) Örgütleri açık sistem olarak kabul eden bu yaklaûım aøırlıøı, üretilen mal ve hizmetlerin sistem sınırları dıûındaki kiûilerle deøiûtiril-mesi iûlemine SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 109 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi kaydıran bir yaklaûımdır. Bir baûka ifadeyle bu yaklaûım, esas kritik önem taûıyan faaliyetin üretimden daha ziyade, üretilen mal ve hizmetlerin deøiûimi ve bu deøiûimi yönlendirenin örgüt yapıları olduøunu vurgulamaktadır. Bu yaklaûımın ana fikri ûudur: Örgütler ürettikleri mal ve hizmetlerin deøiûim iûlemlerini, maliyeti en ekonomik olacak ûekilde organize etmek isterler. Ekonomiklik bir yandan karar verenlerin sınırlı rasyonelliøe sahip olmalarından, diøer yandan da deøiûimle ilgili olan kimselerin kendi çıkarlarına göre davranmalarından etkilenebilir. 3.4. Kamu Seçimi Kuramı (Public Choice Theory) Bu teori politik ve bürokratik karar süreçlerini ekonomi biliminin bulguları yardımıyla anlamayı amaçlamaktadır. “Politikanın Ekonomik Teorisi” olarak da anılmaktadır. Kamu seçimi okuluna, sosyal devlet anlayıûının belli bir takım ilkelerine tepki olarak bakılabilir. Piyasa eûgüdümünün yetersizliøi gündeme geldiøinde, devlet faaliyetlerinin baûarısızlıøı da söz konusudur. Temel düûünce, aktörlerin bireysel, rasyonel ve faydayı maksimize eden davranıûlarının varsayılması yahut, politik süreçte iûlem maliyetlerinin ve enformasyon maliyetlerinin gündeme getirilmesidir. Kamu seçimi kuramıyla ilgili çalıûma yapan bilim adamlarının bu kurama yönelik düûünceleri ûöyle özetlenebilir: a) Kamu seçimi kuramı temsilcilerinin, politikacı ve memurların irrasyonel davrandıkları ve bu tutumun verimsizliøe ve etkinsizliøe ve etkensizliøe neden olduøu yaygın bir anlayıûtır. b) Aucoin 1990’da yayınlanan makalesinde, kamu seçimi kuramının en iyi ûekilde William Niskanen’in “Bureacracy and Representative Government” adlı yapıtta canlandırıldıøını ifade etmektedir. Ayrıca Aucoin, Niskanen’in çalıûmasının politikacıları etkin merkeziyetçilik, koordinasyon ve denetimi iûlemleri yönünde harekete geçirdiøini iddia etmektedir. c) Kamu seçimine iliûkin oldukça yaygın baûka bir kanı, bu kuramı savunanların özel iûletmeleri kamu kurumları karûısında genel olarak daha üstün gördüklerine iliûkindir. Bu eleûtiri, çoøunlukla kamu seçimi kuramının iddialarını özel iûletmelerin genel önceliklerine dayandırdıkları eleûtirisiyle 110 SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi baølantılıdır ve onların varsayımlarının ampirik bir dayanaøının olmadıøı eleûtirisi yapılmaktadır. Son olarak, devlete karûı piyasa ayırımında yoøunlaûılmasının “Üçüncü sektör” alternatifini zor duruma soktuøu ileri sürülmektedir. Bu varsayımlarla kamu seçimi kuramı karıûtırılabilir. Öncelikle kamu kuramının metodu, metodolojik bireyciliktir ve birey her analizin baûlangıç noktasını oluûturmaktadır. Kamu seçimi kuramcılarının temsilcileri kendi modellerini, en baûtan bireyin önceliøini kabul ederek ve ona faaliyet olanakları tanımak suretiyle kurmuûlardır. Ancak, çeûitli faaliyet alternatifleri ve çevrenin kurumsal düzenlemeleri kendi faydasını maksimize etmeye çalıûan bireyin davranıû olanaklarını sınırlamaktadır. Ayrıca kamu seçimi kuramında kullanılan rasyonellik kavramı basit bir rasyonellik kavramıdır. Sadece bireylerin, model olarak ortaya konan duruma ve menfaatlerine uygun davranacakları düûünülmektedir. Yine de bireylerin bireysel rasyonel davranıûlarının ne tür sosyal olgulara yol açtıøı problemi, kamu seçimi kuramının önemli bir sorunu olarak durmaktadır. Bu noktada, memurların davranıûlarında bireysel fayda maksimizasyonu yerine, vekil sorumluluøu içerisinde davranmalarını saølayan vekalet yaklaûımı, kamu seçimi kuramının bu probleminin çözümüne yardımcı olmaktadır. Bunun yanı sıra, içerisinde kamu seçimi – vekalet yaklaûımının bulunduøu ve bireylerin sorumluluk duygusunu hissederek kamusal menfaat düûüncesini öne çıkardıkları görüûünü kabul eden bir çok araûtırma bu yaklaûıma hizmet etmektedir. Kamu seçimi kuramını büyük ölçüde etkileyen Niskanen, kamu sektöründe memurların kurumlarının bütçelerini dengelemeye çalıûtıklarını ve politikacıların ise oylarını maksimize etmeye çalıûtıklarını ifade etmektedir. Kurumsal sonuç olarak da, kamu kurumlarında merkezileûme, tekdüzelik ve amaçsızlık ortaya çıkmaktadır. Bunu ortadan kaldırmak için Niskanen, bürokrasinin tekelci yapısını ortadan kaldırmaya yarayacak kurumlar arası rekabeti ve memurların baûarılarına göre ödüllendirilmelerini önermektedir. Günümüzde kamu sektöründe rekabetin olmayıûı, tekelci örgüt davranıûlarının ortaya çıkmasına, düzenli ve sürekli maaû uygulamaları da memurun motivasyonsuzluøuna, verimsiz çalıûmasına kendisinin hizmet sunduøu kiûilere karûı deøil de, amirlerine karûı sorumlu hissetmesine neden olmaktadır. SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 111 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi Kamu seçimi kuramı yaklaûımında devlet konusundaki en önemli fark, koruyucu devlet ve hizmet devletinde devletin rolüne iliûkindir. Koruyucu devlet hukuku ve düzeni sürdürmek ve hukuksal bir çerçeve sunmak için vardır. Hizmet devleti ise, vatandaûların talep ettiøi ve takdir ettiøini bildiøi kamusal malları üretmektedir. Bu anlayıû farkı, kamusal mal ve hizmet üretiminde önemli farklılıkları ortaya çıkartmaktadır. 3.5. ùû Yöneticiliøi Anlayıûı (Managerialism) Aucoin iû yöneticiliøi anlayıûını, örgüt yapısının yöneticiye geniûletilmiû bir hareket alanı saølanması, açık amaçlar, misyonlar ve bir tarafta müûteri ve üyelerin isteklerine ilgi gösterme, diøer tarafta çalıûanların isteklerini göz önünde bulundurma gibi prensipleri ön plana çıkaran bir düûünce okulu olarak görmektedir. Bunu gerçekleûtirmek için özerklik, sorumluluk ve akılcı bir iliûki içinde kamusal örgütlerin kaynaklarında, ürünlerinde ve çıktılarında görev sorumluluøunu oluûturmak gerekmektedir. Aucoin, bu ilke ve önerileri kültüre dayalı bir yönetim modeliyle birlikte hareket eden düûünce sistemi içinde görmektedir. ùû yöneticiliøi anlayıûının baûka bir biçimi, Patricia Ingraham tarafından temsil edilmektedir. Ingraham, toplam kalite yönetiminin yönetim yaklaûımına karûı baûka yönetim odaklı reformları ortaya koymaktadır. Bu reformların karakteristik özellikleri, verimliliøe vurgu, politik temsilcilerin isteklerinin güçlü bir biçimde dikkate alınması ve yerelleûtirmeyle özelleûtirmenin çeûitli biçimleridir. Ingraham’a göre iû yöneticiliøi anlayıûının temel unsurları baûarıya dayalı ödeme, iyi bir finans yönetimi ve dıû kaynaklardan yararlanmadır. ùû yöneticiliøi anlayıûının üçüncü ve en kapsamlı tanımı Christopher Pollitt tarafından ortaya konmuûtur. Pollitt, iû yöneticiliøi anlayıûını, temelini bir çok ekonomik ve sosyal problemin iyi bir yönetimle halledebileceøi düûüncesinden alan düzenleme ve uygulamaların bir ifadesi olarak tanımlamaktadır. Ona göre toplumsal geliûmenin gerçekleûmesi için en önemli yol, üretimin sürekli iyileûtirilmesidir. Bunun yanı sıra yönetim, planlamada, uygulamada ve verimlilik artıûının ölçülmesinde esaslı bir rol 112 SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi oynayan, baøımsız ve kendine özgü örgütsel bir iûlev olarak anlaûılmaktadır. Pollitt’in iû yöneticiliøi anlayıûı kamu sektörü için hem kültüre dayalıdır, hem de neo-taylorizm denilen yönetim modelleriyle entegre olmuûtur. Pollitt iû yöneticiliøi anlayıûı içerisinde her ûeyden önce ideolojiye aøırlık verilmektedir. 3.6. NPM ve Kültürel Teori Hood (1996) NPM’i kültürel teoristlerin organizasyonların 2 ana koordinatı olarak ele aldıkları alt grup ve alt ûebeke kavramlarıyla açıklamaya çalıûır. Alt gruplara gitme kamu sektöründe bir üniteyi ele alıp onun personel ve ödül yapısı, iûlerini yapma metotları gibi bir inceleme yapmak kamu sektörünü özel sektörle kıyaslandıøında daha az farklı kılar. Alt ûebekelere gitme bilhassa personel, para, kontratlar üzerinde yaratıcılık yeteneøinin genel proses kurallarınca sınırlanmasına neden olur. Bu baølamda Hood (1996) NPM’i geleneksel idaredeki alt grup ve ûebekelerle birleûtirir. ùdari reformları yüksek grup ve ûebeke anlayıûından ayırır. 4. YENù KAMU ùúLETMECùLù÷ù YAKLAúIMINA ZEMùN HAZIRLAYAN NEDENLER 4.1. Refah Devleti Bunalımı ve Neo-Liberal ùktisadın Doøuûu 1960’lı yılların ortalarından itibaren, pozitivist etkiye bir reaksiyon olarak ortaya çıkan, o yılların reformcu radikalizmini yansıtan demokratik söylem, kendisini yeni kamu yönetimi yaklaûımı olarak ortaya koymuû, 70’li yılların ortasına dek kamu yönetiminde egemen paradigma olarak kalmıûtır. 70’li yılların ortasından itibaren yaûanan siyasal, toplumsal ve ekonomik geliûmeler, devletlerin kamu hizmetlerinin sunumunda yeniden verimliliøi öne çıkarmalarıyla birlikte yeni kamu iûletmeciliøi yaklaûımının doømasına neden olan ortamı hazırlamıûtır (Leblebici 2000). Geleneksel kamu yönetimi ve yeni kamu yönetimi yaklaûımının en önemli temellerinden birini oluûturan, devletin her alanda vatandaûların taleplerine yönelik hizmet sunumunu saølaması gerektiøi anlayıûına yol açan ve özellikle 1960’lı yıllarda yıldızı iyice yükselen “Refah devleti” anlayıûı 1970’lere SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 113 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi gelindiøinde, yaûanan küresel ûartların da etkisiyle ekonomik anlamda devletin sırtında ciddi bir kambura dönüûmüûtür (Foster and Plowden, 1996). 1970’li yıllarda yaûanan petrol bunalımı, sanayinin temel girdisi olan enerjinin maliyetini yükselttiøinden kamu harcamalarının finansmanı büyük bir sorun halini almıûtı. Kamu finansmanı problemlerinin çözülmesi için vergi oranlarının yükseltilmesi gerekiyordu. Ancak vergi oranlarının zaten yeterince yüksek olması ve sivil toplum örgütleri ve iletiûim araçlarıyla güçlenmiû toplumsal menfaatin baskısı, kamu harcamalarının vergilerin daha da yükseltilmesi yoluyla finanse edilmesini güçleûtiren veya engelleyen unsurlar olarak ortaya çıkmıûtır. Batılı geliûmiû ülkeler, refah devleti anlayıûının getirdiøi aûırı kamu harcamalarının yol açtıøı yüksek maliyetle iktisadi hayattaki yollarına devam ederken, bu ülkelere yönelik bir iktisadi ûok da Uzak Doøu’dan geldi. Ucuz iûgücü avantajını kullanan Japonya ve diøer Uzak Doøu ülkeleri yavaû yavaû Batı pazarını iûgal etmeye baûladılar. Bu ucuz ürünlerle rekabet edemeyen Batılı firmaların sonu iflastı ve olayın toplumsal boyutu da tabiki “iûsizlikti”. Dolayısıyla 1970’lerden itibaren Batı ülkelerinde giderek artan ölçüde bir iûsizlik problemi yaûanmaya baûladı. Bu ûartlar altında refah devleti anlayıûı kamu sektörünün taûıyamayacaøı bir yük haline gelmiûtir. Kamu harcamaları artmaya devam ediyordu. Toplumlarda bir baøımlılık kültürü yaratılmıûtı. Kamu harcamalarındaki artıû, ortalama yaûam süresinin uzaması ve yine aynı dönemlere rastlayan iûsizlik oranlarındaki artıûla birleûince, sosyal güvenlik sistemlerinin çökme noktasına gelmesi de dahil olmak üzere, pek çok aøır ekonomik ve sosyal sorunları gündeme getirmiûtir. Özellikle yaûanan yüksek enflasyon ve yüksek iûsizlik toplumu bıktırmaya baûlamıûtı. Bu koûullarda uygulamaya çalıûılan ve kamu yatırımlarını artıracak iûsizliøi ortadan kaldırmayı amaçlayan “Keynesyen ekonomik politikalar” da bütün dünyanın yaûadıøı enerji darboøazı nedeniyle piyasalarda fiyat istikrarı saølanamadıøından enflasyonun daha da yükseltilmesinden baûka bir sonuç vermiyordu. Dünya iktisat literatürü yeni bir kavram kazanıyordu. “Stagflasyon”, yani ekonomik durgunlukla enflasyonun birlikte 114 SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi yaûanması, 1929 bunalımının aûılmasını saølayan Keynesyen ùktisat Okulu’nun “Müdahaleci devlet anlayıûı” 1970’lerin sonlarından itibaren artık ciddi bir ûekilde sorgulanıyordu. Bu arada yine 1970’lerin baûlarından itibaren klâsik liberalizmin temel ilkelerini savunan baûlıca üç çaødaû liberal düûünce okulu akademik ve siyasal çevrelerde seslerini duyurmaya baûlamıûtı. Hayek’in kurucusu olduøu Yeni–Avusturya Okulu, Friedman’ın liderliøini yaptıøı Chicago ùktisat Okulu, Buchanan’ın liderliøini yaptıøı Virginia Politik ùktisat Okulu, liberalizmin yeniden gün ıûıøına çıkmasında önemli rol oynadılar. Böylece “Neo Liberal ùktisat veya Yeni Saøcı” politikalar doødu (Barry, 1987; Green 1987; King 1987 alıntılayan: Leblebici ve diøerleri, 2001: 128 ). 4.2. Reaganizm ve Thatcherizm: Sınırlı Devlet 1980’li yılların baûında ùngiltere ve ABD’de iktidara gelen Neo– Liberal politikalar, süreci hızlandırmak için “devletin küçültülmesi” ve “piyasa ekonomisinin hakim kılınması” uygulamalarını hayata geçirmiûlerdi. Neo–Liberal politikalar ana tema olarak devlet müdahaleciliøinin özgürlükleri kısıtladıøını öne sürerek devletin hedeflerinin ve etkinlik alanının mutlaka sınırlandırılmasını istemektedir. Bu sınırlama da, diøer bir ifadeyle saølanan ekonomik serbestlik, siyasal özgünlüøe ulaûmada en önemli araçlardan biri olarak görülmektedir (Friedman, 1988: 24-31). Devletin bireyin yapabileceøi iûlerden elini çekmesi istenirken (Yayman, 2000: 144) böylece piyasa ekonomisinin güçlenmesinin, ekonomik verimlilik ve etkinlik düzeyinin artırılmasının saølanmıû olacaøı öngörülmektedir. Bu süreçte yeni saøın ekonomi politikalarının uygulanmasıyla birlikte, olgusal bir gerçeklik olarak geliûen ve dünya ekonomisinin imalat temelinden hizmet temeline, ulusal temelden, global temele, geniû kapsamlı kamusal yükümlülükler anlayıûından sınırlı kapsamlı kamusal yükümlülükler anlayıûına geçiûinde etkisi olurken, aynı zamanda geleneksel endüstrilere dönüûmüûtür. Ekonomi temelli bu deøiûim ve dönüûüm süreci sonucunda ulus devlette var olan merkezi devletin gücü ve geleneksel bürokrasiler sorgulanırken, kamu yönetiminin yeniden yapılandırılarak, devletin rolünün yeniden tanımlanması gereøi üzerinde durulmaktadır (Ohmea: 1996 alıntılayan: Yayman, 2000: 145). SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 115 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi Gayri Safi Milli Hasıla içinde kamu harcamalarının büyüklüøüne dikkat çekilerek devletin küçültülmesini, ekonomik alanda GSMH içindeki kamu harcamalarının azaltılmasına dikkat çeken liberal görüûler, refah devleti anlayıûının kurumsallaûmaktan çıkarılmasını ve devletin yeniden yapılandırılmasını istemektedir (Yayman, 2000: 145). Yeni saøcı politikalar 1980’lerde özellikle ùngiltere’de aøırlıklı olarak özelleûtirme baûlıøı altında uygulandı. Thatcher ùngiltere’sinin ve Reagan Amerikası’nın yanı sıra Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ùngilizce konuûulan ülkeler, reform programları ve piyasa benzeri teknikler (Market type mechanisms) ile yönetim tekniklerinde belli ölçüde farklılıklar gösterdiler. Ancak temel nokta “devletin sınırlandırılması ve özel sektör kültür ve deøerlerinin kamu sektörüne enjekte edilmesi” idi (Mascarenhas, 1993 alıntılayan: Leblebici ve diøerleri 2001: 128 ). 5- YùRMùBùRùNCù YÜZYILDA KAMU YÖNETùMùNDE ADMINISTRATION’DAN MANAGEMENT’A Kamu yönetimi anlayıûı günümüzde önemli bir deøiûim göstermeye baûlamıûtır ve önümüzdeki yüzyılda bu deøiûim çok daha net bir görünüm alacaktır. Kamu yönetimindeki deøiûimi özetleyecek olursak “administration” anlayıûına dayalı bir yönetim biçiminden “management” anlayıûına dayalı bir yönetim biçimine geçilmekte doøru olduøu görülür. “Administration” ile “management” kavramları arasındaki farklılaûmayı ifade edebilmek kuûkusuz bazı güçlülüklerle doludur. Özellikle, Türkçe’de her iki kavramında aynı kelimeyle, yani yönetim kelimesiyle, anlamlandırılması sorunu daha da karmaûık bir konuma getirmektedir. Bu nedenle söz konusu iki yaklaûım arasında farklılaûmayı saølayan noktaların belirlenmesi gerekmektedir. Tablo 1’de administration ve management yaklaûımları arasındaki temel farklılaûma konuları ve ortak paydalar ele alınmıûtır (Yaûamıû, 1997:20-25): 116 SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi TABLO 1 Kamu Yönetiminde “Administration ve Management” Yaklaûımları Arasındaki Farklılaûma Konuları ve Ortak Paydalar ADMINISTRATION Statüye iliûkin sorunlar Yasal düzenlemelerle kural ve normları ayrıntılı belirlemek Yetki, Yetki gaspı ve geçiûmesi ile ilgili endiûeler Kurallar Muhafazakarlık Kamu otoritesine saygı Yurttaû – Tebaa Emir – Komuta Duraøanlık Merkezden yönetim Denetim, yasallık, hukuksallık Karar alma: X ve Y kuralları Eûit ücret Klâsik devlet muhasebesi ve bütçe sistemi Genel yönetim alıûkanlıkları Kamu sektörünün kesin egemenliøi Kamunun tekelciliøi Klâsik mülkiyet kavramı PODSCORB, zaman ve eylem araûtırması, insan iliûkileri MANAGEMENT Etkenlik, verimlilik, ekonomiklik, kalite ve karlılıøa iliûkin sorunlar Yasal düzenlemelerin sayıca azaltılması ve sadeleûtirilmesi Amaç ve hedeflerin gerçekleûtirilmesi ile ilgili endiûeler Roller, kamu hizmeti ölçümleri Deøiûim Yurttaûın müûteri olarak görülmesi, yurttaû gereksinimlerine duyarlılık Müûteri Karar almaya ve yönetime katılma Devingenlik Yerel uygunluk, yerinden yönetim–yetki geniûliøi Yol göstericilik, paranın deøer karûılıøı, baûarım denetimi Karar alma: “Incrementalism” Baûarıma dayalı ücret PPBS yönetim muhasebesi, maliyet merkezleri, maliyet etkenleri maliyet – yarar oranı, nakit akıû kestirimi, maliyetin geri dönüûü Proje yönetimi Özel sektörden daha fazla yararlanma çabası Rekabet – piyasa türü yönetim araçları Mülkiyet kavramının yeniden algılanması Toplam kalite yönetimi, baûarım yönetimi, sonuç yönetimi, duyarlılık yönetimi ORTAK FAYDALAR ADMINISTRATION – MANAGEMENT Erdemlilik yönetimi Yeterlilik, ehliyet, liyakat Yeteneklilik Hukuki baølılık SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 117 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi Yukarıda verilen tabloda da belirtilmeye çalıûıldıøı üzere “Administration” da kamu yönetimlerinin statülerine iliûkin sorunları temel odak noktaları olurken “Management” yaklaûımında hizmette etkinlik, verimlilik, ekonomiklik, kalite ve hatta karlılıøa iliûkin sorunlar temel odak noktalarını oluûturmaktadır. Aûaøıdaki bölümde bu genel deøiûimin temel unsurları ele alınmıûtır. a) Pratik Teoriden Önce Gelir: Yönetsel Reform Trendi 1970’lerin sonlarından itibaren reformlar batılı ülkelerin çoøunda hayata geçirildi. Bu reform trendinde üzerinde uzlaûılan tek bir isim yoktu. Son onbeû yılın reformları idari devrim (Wilson and Hinton: 1992), yeni iûletmecilik (Zifcak: 1994), liberal devrim (Caiden: 1998) ve devrim (Holmes and Shand: 1995, Gray and Jankins: 1995) olarak çeûitli biçimlerde adlandırıldı. 1980'li yıllar, özellikle özelleûtirme tekniøi yoluyla devletin faaliyet alanlarının küçültülmesi çabalarıyla geçti ve 1990’lı yıllara gelindiøinde devlet faaliyet alanlarının tam olarak küçültülemediøi, ancak büyümesinin kontrol altına alındıøı görüldü (Oxley and Martin, 1991). Aslında varılan nokta, devletin hangi alanlarda faaliyet göstermekten vazgeçemeyeceøi noktasıydı. Böylelikle “elde kalan bu daha konsantre yapıyı, nasıl daha etkin ve etkili kılabiliriz?” sorusu, 1990’lı yıllara egemen oldu (Ömürgönülûen, 1997). Diøer bir deyiûle, devletin faaliyet alanlarının daraltılabileceøi sınırlar belirgin hale geldikten sonra, bu sınırlar içerisinde “nasıl en etkili ve verimli bir ûekilde hareket edilebileceøi” sorusuna cevap aranmaya baûlandı. 1990'lı yıllara egemen olan bu soruya cevap olarak “yeni kamu iûletmeciliøi” yaklaûımı ortaya çıktı. Peters ve Waterman'ın (1982) “Mükemmeli Aramak Yolunda” (In Search of Excellence) ve Osborne ve Gaebler'in (1992) “Devletin Yeniden Keûfi” (Reinventing Government) adlı eserleri, bu eøilimi (en azından yönetsel boyutunu) destekler ve hatta ûekillendirir bir nitelikteydi. Bu eserlerde vurgulanan ana nokta, esas olarak, özel sektörde uygulanan yönetim tekniklerinin kamu sektörüne uyarlanabileceøi düûüncesini öne çıkartmaktan ibaretti. Kamu yöneticilerinin bütçeleri daima serbestçe 118 SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi kullanımı, iûe alma ve çıkarma gibi kritik konularda daha fazla yetkilendirilmesi gibi birtakım tekniklerin yanı sıra, “toplam kalite yönetimi” ve “deøiûim mühendisliøi” (Reengineering) gibi esasen özel sektörce benimsenen yönetim anlayıûlarının çeûitli unsurları devletçe ödünç alınıyordu. Gray ve Jenkins (1995:85), bu dönüûümü ûu sözlerle tanımlıyorlardı: “ Weberyen örgütlerin kalıntıları olan eski komuta kontrol yapıları artık iûe yaramaz hale gelmiûti. Daha esnek ve uyum gücü yüksek örgütlere ihtiyaç vardı. Bu da ancak daha yatay ve daha konsantre yapılarla ve bürokratik yönetim deøil, giriûimci yönetimle ve daha esnek rejimlerle saølanabilirdi”. Yeni kamu iûletmeciliøi yaklaûımı, “Ekonomik ùûbirliøi ve Kalkınma Teûkilatı”na (OECD) üye pek çok ülke tarafından uygulamaya konulan yeniden yapılanma programlarına egemen olmuûtur. ABD'de 1993'te ortaya konulan Milli Performans Deøerlendirme Raporu (National Performance Review Report), ùngiltere'de 1980'lerde baûlayan Etkinlik Araûtırmaları (Efficiency Scrutinies), Mali Yönetim Giriûimi (Financial Management Initiative), Yeni Adımlar (Next Steps) ve Vatandaû Hakları (Citizen's Charter) programları, Avustralya'da Mali Yönetimin ùyileûtirilmesi Programı (Financial Management Improvement Program), Kanada'da Kamu Hizmeti 2000 (Public Service 2000) Programı; Almanya'da 1990'larda uygulamaya konan Yeni Yönlendirme Modeli (New Steering Model) ve Idea 21 programları, Fransa'da 1988'de baûlatılan Kamu Hizmetinde Yenilenme (Renewal of the Public Service) reform projesi ve Japonya'da Yönetsel Reform Temel Politikası (Fundamental Policy of Administrative Reform) bu çalıûmalar arasında en çok göze çarpan ve yankı uyandırmıû olanlardır (OECD, 1993 ve 1995). Bütün bu reform programlarında, kamu hizmetlerinin sunumunda “performans” ve “kalite” standartlarının geliûtirilmesi, kamu hizmetlerinde “etkinlik” ve “kalite” felsefeleri çerçevesinde ele alınmıû ve deøerlendirilmiûtir. b) Devletin Yeniden ùnûası (Reinventing of Government) Yeni kamu iûletmeciliøi literatürüne Amerika’nın bir katkısıdır. ùsmini David Osborne ve Ted Gaebler’in en iyi satan Devletin Yeniden ùnûası: SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 119 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi Giriûimci Ruh Kamu Sektöründe Nasıl Saølanır? adlı kitabından alır. Devletin yeniden inûası kavramı iyi bir idare için on ilkede özetlenir: 1. Kamu, özel ve gönüllü sektörleri katalize etme, 2. Servis saølayıcıları arasında rekabet, 3. Vatandaûları güçlendirme, 4. Otoriteyi desantralize etme, 5. Kurallar ve düzenlemelerle deøil amaçlarla idare etme, 6. Parayı sadece harcamama, kazanma, 7. Çıktılar hariç girdiler üzerine odaklanmama, 8. Bürokratik mekanizmalardan çok pazar mekanizmaları, 9. Müvekkillerin müûteriler gibi yeniden tanımlanması, 10. Çözümden ziyade problemlerin önlenmesi, c) Kamu Yönetiminde ùûletmecilik Üçüncü Bir Yaklaûım mı? Yaygın bir kanı olarak kamu sektöründeki idarenin özel sektördeki idarelerden farklı olduøu görüûü hakimdir. Daha yeni bir yaklaûım ise kamu idarelerinin özel sektörün daha verimli olan pratiklerinden yararlanmak için her ûeye sahip olduøunu tam anlamıyla daha fazla iûletme mantıøıyla hareket etmesi gerektiøini savunur. ùlk görüûü klâsik idare bakıû açısı diøerini iû idaresi yaklaûımı olarak isimlendirebiliriz. Her iki yaklaûımın aûırılıklarından sakınmak için son zamanlarda geliûtirilen orta tarzda bir yaklaûımı “kamu sektörü iûletmecilik yaklaûımı” olarak isimlendirebiliriz. Osborne ve Gaebler kendi idari modellerini tanıtarak Devletin Yeniden ùnûası adlı kitaplarında problemin aûırı büyük veya aûırı küçük idare olmadıøını idarenin yanlıû çeûidine sahip olmalarının esas problem olduøunu vurgularlar. Boyutça daha küçük veya daha geniû idareye deøil, daha iyi idareye gereksinim vardır (Osborne and Gaebler: 1992). Kısaca yeni kamu yönetimi anlayıûı, devletin faaliyet alan içinde kamu kurumlarının iûletmecilik anlayıûı etrafında yeniden yapılandırılmasını ve yönetilmesini önermektedir. Sonuç olarak, yeni kamu yönetimi anlayıûı, 120 SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi bürokrasi temelli rasyonellik anlayıûı yerine, piyasa merkezli rasyonellik düûüncesini ikame etmeye çalıûır ( Eryılmaz, 2002: 235 – 237). d) Kamu Yönetiminde Yaûanan Deøiûim Evrensel Mi? NPM akımının evrenselliøi iki ûekilde ileri sürülmektedir. Bunlardan biri NPM’in yayılabilirlik ve taûınabilirliøi iddiasıdır. Bu sav NPM’in birbirinden farklı ülkedeki organizasyon, politik saha ve idari seviyelerdeki problemleri çözmek için bir araç olarak geliûtirildiøini savunur. Pek çok farklı metinde NPM’in prensipleri ekseninde benzer çözümler verildi. Diøer bir iddia da yaklaûımın tarafsızlıøıdır. Yaklaûım pek çok farklı deøerler ve politik bakıû açılarının kolayca takip edilebileceøi apolitik bir yapıda sunuldu. NPM’in destekçileri onun tamamen Yeni Saø’ın veya herhangi bir parti programının parçası olmadıøı yönetim sisteminin kurgulanıûını deøiûtirerek farklı politik önceliklere yer verebildiøini ileri sürerler. Avustralya ve Yeni Zelanda’da iûçi hükümetlerince uygulanan NPM bunun en iyi örnekleridir. Deøiûim yönü pek çok ülkede iûletmeciliøe uyarlı bir yaklaûıma doøru ise de, bu geleneksel kamu yönetiminin tamamen kaybolacaøı anlamına gelmez (Hood: 1996). Osborne ve Gaebler ise aksine yeni paradigma ile ilintili olarak global ve kaçınılmaz bir deøiûimin var olduøunu iddia eder (Osborne and Gaebler: 1992). Uluslararası örgütlere bakıldıøında ise NPM’e gereken önemin verilmediøi görülmektedir. NPM’e göre doøru olan hareket evrensellikten uzaktır. AB bürokrasisinde yaûam boyu kariyer ve yasal iûletme prosedürlerine karûı sezilebilir bir hareket yoktur (Hood: 1996). Reformlar bazı OECD ülkelerinde yeni bir paradigma teûkil etmeyebilir. Reformun vurgusu ve büyüklüøü her durumda farklıdır (OECD: 1995). 6. YENù KAMU ùúLETMECùLù÷ù YAKLAúIMININ GETùRDù÷ù YENù KùMLùK: KALùTELù DEVLET Kamu hizmetlerinde etkinlik ve etkililik arayıûları, 1980'li yıllara dek geleneksel kamu yönetimi paradigması içinde sistemin girdilerine odaklanmıûtır. 1980'li ve 1990'lı yıllarda oluûan yeni kamu iûletmeciliøi yaklaûımı ise “kamu hizmetlerinde performans artıûını'' hedeflemekte ve girdilere deøil çıktılara, yani “kamusal sistemin yarattıøı sonuçlara” odaklanmaktadır. SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 121 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi “Toplam Kalite Yönetimi” (TKY) düûüncesi, bahsedilen bu yeni eøilimin kamusal sisteme uyarlanmasında önemli bir araç olarak görülebilir. Genel olarak, sunulan ürün veya hizmetle ilgili bütün tarafların memnuniyet düzeylerinin arttırılması süreci olarak da tanımlanabilen TKY anlayıûı, Batı'da bir çok ülkede ve özellikle ABD'de büyük ilgi görmektedir. ABD’de Federal Hükümet tarafından ''kamu hizmet kalitesinin sürekli olarak geliûtirilmesinde en etkili araç'' olarak ilan edilen TKY, bu ülkede, kamu yönetimi reform çalıûmalarında gündemin ilk maddesini oluûturmaktadır. Böylece, ''yeni kamu iûletmeciliøi'' yaklaûımını benimseyen ülkeler açısından TKY, benimsedikleri politikalar ve uyguladıkları yönetsel uygulamalar için önemli ve vazgeçilmez bir yaklaûım haline gelmiûtir. Kamu hizmetlerinde yaûanmakta olan “kalite devrimi”nin, kendini kanıtlamıû bir yaklaûım olma özelliøi ile tarihsel açıdan bakıldıøında, genel olarak ûu geliûmelerin bir ürünü olduøu söylenebilir: a. 1980'lerin baûlarından itibaren kamu hizmetlerinin sunumundaki gereksiz harcamalar ve verimsizlik, vatandaûlardan geçmiûe oranla daha fazla tepki görmeye baûlamıûtır. b. Hükümetlerin içinde bulunduøu mali kriz ve vatandaûlarda oluûan memnuniyetsizlik, kamu sektöründe yeni arayıûlara yol açmıûtır. c. Söz konusu yeni arayıûlar hem siyasal hem de ekonomik anlamda yeni yaklaûımları ortaya çıkarmıû, özelleûtirme ve deregülasyon politikalarını gündeme getirmiûtir. d. Bu süreçte, özel sektör yönetim tekniklerinin kamu sektörüne transferi çalıûmaları da hız kazanmıûtır. e. Kamu sektöründe çalıûan yöneticiler, uzun dönemli planlama, misyon ve sonuç odaklı bütçeleme uygulamalarına yönelmiû ve böylece yıllık performans denetimine olan baølılık azalmıûtır. 1980 ve 90’lı yıllarda yaûanan bu geliûmeler, aslında kamu yönetimlerine farklı bir bakıû açısını temsil etmektedir. Yeni kamu iûletmeciliøi olarak adlandırılan ve geleneksel kamu yönetimi yaklaûımının dıûında kalan bu yeni bakıû açısıyla, kamu yönetimlerinde TKY düûüncesinin uygulanması, 122 SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi büyük bir önem kazanmıûtır. Yeni kamu iûletmeciliøi yaklaûımı ile TKY arasındaki bu baølantıyı, yeni kamu iûletmeciliøi yaklaûımı çerçevesinde deøerlendirilebilecek bazı temel uygulamalarda görmek mümkündür. Örneøin; Osborne ve Gaebler (1992) “Devletin Yeniden Keûfi” adlı eserlerinde, siyasi karar mekanizmasının olumsuz etkileri ve bürokratik yapılara özgü sorunlar nedeniyle rasyonaliteden, etkililikten ve kaliteden uzaklaûan kamu yönetimlerinin nasıl daha etkili yapılara dönüûtürülebileceøini tartıûmakta ve önerilerde bulunmaktadır. Önerilerin ABD Federal Hükümeti tarafından dikkate alınıp, 1993 yılında bu çerçevede bir plan hazırlanmasıyla “Devletin Yeniden Keûfi” düûüncesi somuta indirgenmiû ve kamu yönetimlerinde performans artıûının bir aracı olarak kullanılmaya baûlanmıûtır. ABD Baûkan Yardımcısı Al Gore tarafından hazırlanan ve “Milli Performans Deøerlendirme Raporu” adını taûıyan planın temel sekiz önerisinden birisini de TKY' nin uygulanması oluûturmaktadır. (Gore, 1993, aktaran Leblebici vd., 2001, 130-131). Performans ve kalite hususundaki söz konusu baølantı nedeniyle TKY anlayıûı, yeni kamu iûletmeciliøi yaklaûımının “en etkili aracı” olarak kabul edilmektedir (Milakovich 1995; 165, aktaran Leblebici vd., 2001, 130-131). 7- YENù KAMU ùúLETMECùLù÷ùNDE GLOBAL PARADùGMAYA DO÷RU 1980’lerin baûlangıcından beri yeni kamu iûletmeciliøi yaklaûımının yükseliûi kamu yönetiminde ana trendlerden biri olmuûtur. Esas olarak Yeni Kamu ùûletmeciliøi Ekonomik ùûbirliøi ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkelerinde kamu yönetimi sahasında yaygın olarak gözlemlenerek teorize edilen uygulamalı bir yaklaûımdır. Bu nedenle yeni yaklaûım belirli bir kurucuya veya temel inançları, prensipleri ve teknikleri belirten kutsal bir kitaba sahip deøildir. Bu gerçek NPM’nin karakteristikleri ilkeleri ve niteliøinde farklı görüûlerin düzenlenmesine yol açar. NPM’nin temel noktaları devlet, toplum ve bireysel kamu organizasyonlarıdır (Ateû, 1999: 8). Aûaøıda geleneksel yönetim ilkeleri ile yeni global yönetim ilkelerinin karûılaûtırılmasına dayanan bir tabloya yer verilmiûtir: SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 123 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi TABLO 2: Geleneksel Yönetim ùlkeleriyle Yeni Global Yönetim ùlkelerinin Karûılaûtırılması Geleneksel Yönetimde ùlkeler ve Deøerleri Merkeziyetçi, bürokratik, vesayetçi, dikey hiyerarûik yapı Otokratik, emir ve talimatlara dayalı itaat beklentisi Patron Korkuya dayalı yönetim, sürekli denetim ve teftiû Emir ve Talimatlar Bireysel, bir iûin bir kiûiye verilmesi ve iûten onun sorumlu tutulması Kategori Organizasyon Yapısı Liderlik Yöneticiye bakıû Yönetici – Çalıûanlar iliûkisi Karar verme yöntemi Çalıûma yöntemi “Yeni” Global Yönetim Anlayıûı Adem-i Merkeziyetçi, Fleksibl, Yatay Yapı Destek ve yardım saølayan liderlik Lider, öncü Güven ve karûılıklı iûbirliøi Konsensüse dayalı yönetim Grup ekip çalıûması grup içinde iû bölümü ve görev tanımı yapılması Birbirlerinin rakibi, birbirinin Çalıûanlar arası Çalıûma grubu içinde iû kuyusunu kazmaya çalıûan kiûiler iliûkiler arkadaûı Üst yönetim, orta kademe yöneticiler Çalıûanlara sunulan Farklılık ve ayırım yok yönetici ve çalıûan aile gibi ve çalıûanlar arasındaki sınırlar belirgin imkanlar Düûük kalıtım Çalıûanların karar alma Yüksek katılım toplam sürecine katılımları katılım Kar maksimizasyonu; önce kar Organizasyonun Müûteri ihtiyaçlarını en iyi amacı ûekilde karûılama, TKY Emek, sermaye, toprak, teûebbüs Üretim kaynakları Bilgi + Diøer üretim kaynakl. Homojen ùûgücü Yapısı Çeûitlilik Kıdem sistemi geçerli, kayırmacılık Yükselme Liyakat sistemi geçerli, yükhakim selme adil ve açık kriterlerle Organizasyon ihtiyaçlarına göre Kalite Müûteri ihtiyaçlarına göre belirlenir, kaliteyi fazla önemsememe belirlenir. Bireysel problem çözme Problem çözme Katılımcı bir yaklaûımla görevi problem çözme Problemler ortaya çıktıkça çözüm Problem çözme Önceden problemleri arama yöntemi düûünerek çözüm arama Korku verme, cezalandırma ve Motivasyon Pozitif yönlendirme, teûvik ödüllendirmeye dayalı ve ödüllendirme ùû için asgari eøitim ve bilgi ile Eøitim Sürekli eøitim, bilgi ve yetinme beceri geliûtirme ùûi öøreninceye kadar çaba göstermek Öørenme süreci Sürekli öørenme Belirli bir alanda uzmanlık Uzmanlık Geniû uzmanlık bilgisi Hiyerarûik yapı içerisinde ast – üst ùletiûim Çok yönlü iletiûim iletiûimi Kaynak : (Aktan, 1997: 310 – 314’ den kısaltılarak ) 124 SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi Önceden sunulan pek çok teori gibi yeni iûletmecilik uygulanabilir genel bir yapı olarak takdim edildi. NPM’nin destekçileri geleneksel kamu yönetiminde yeni global paradigmanın ortaya çıktıøını ve geçen yüzyılın sonunda ilerlemekte olan paradigmanın kabulü olarak dünya çapında egemenliøinin kaçınılmaz olduøunu ileri sürerler (Osborne and Gaebler, 1992, Hood: 1996). Benzer olarak Peter Aucoin, Hood’un anlatısında geliûtirilen siyasal sistemlerdeki her idarede aktif rol oynayan kamu yönetimlerinin organizasyonel dizaynları üzerinde yeni bir vurgu olduøunu, bu vurgunun kamu ve özel sektör ekonomilerinin uluslararasılaûmasına paralel gittiøini savunur. Buradaki temel mantık geleneksel kamu yönetimindeki hemen hemen yüzyıllık hegemonyanın sonuna gelindiøi ve bu trende karûı olan NPM’nin geleneksel idaredeki eski moda doktrinlerin yerine geçeceøidir. 7.1. Küresel Geliûmeler ve Uluslararası Rekabet Son yıllarda batılı ülkelerdeki en göz alıcı niteliklerden biri kamunun ve kamu sektörlerinin rolü üzerinde yeniden düûünmedir. Globalizasyon, yeni bilgi teknolojileri vb. halkın algılarını deøiûtirmekte, dünya hükümetleri arasında siyasal, ekonomik ve sosyal çevrelerindeki deøiûimle çevresel, ekonomik, iûçi ve insan hakları gibi konularda uluslararası seviyede artan karûılıklı bir baøımlılık oluûmaktadır. Küreselleûme hükümetlerin bireysel davranma yeteneøini azaltmıû, ulus devleti aûındırarak ve kamu yönetiminin ulusal sınırlarını daraltarak ulus devleti uluslararası arenaya daha baøımlı kılmıûtır. Ulusal iûler diøer devletlerle iki taraflı ve uluslararası güçlerin kompleks aøıyla ilerletilmek zorundadır. Küreselleûme idareyi daha kompleks ve mücadeleci yapmıûtır. Hükümetler olayları ûekillendirmede daha az yeteneøe sahiptir. ùdare global kurallarla yerel gereksinimleri barıûtırmak için sürekli teûebbüste bulunmaktadır. Hükümetler, kaynakları ve gücü sınırlandıøı için, artan bir ûekilde amaçlarında daha seçici hale gelmiûtir. 7.2. Bilgi Teknolojisindeki ùlerlemeler Bilgi teknolojisindeki hızlı geliûmeler küresel ve uluslararası rekabetin artıûında önemli bir faktördür. Teknolojilerdeki ilerlemelerle bilginin deøerlenmesi hem fırsat hem problemler yaratmıûtır. ùdari perspektifte bilgi teknoSAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 125 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi lojileri devletle ilgili konularda daha geniû ve direkt iliûki kurmayı amaçlayan iyi bilgilendirilmiû bir yurttaû yaratmaya devam etti. Bu iliûki internet gibi bilgisayar ortamında idari bilgilere elektronik giriû vasıtasıyla kolaylaûtırıldı. 7.3. Halkın Kamu Yönetimine Bakıûındaki Bilinçlenme Devletin rolünün hangi ölçütlerle sınırlandırılması gerektiøi üzerinde geniû bir fikir yelpazesi olmasına raømen ulusal borç problemini çözmede kamu harcamalarını kısma gereøi genel kabul görmektedir. Ayrıca halkta politikacı ve bürokratlara karûı hemen her zaman genel bir güvensizlik vardır. Bu nedenle halk idareden politik ve ekonomik karar sürecine daha fazla alınmayı, devletin halka karûı sorumluluøunun artırılmasını, bilgilendirme, hakkıyla ûeffaflıøın artırılmasını bekliyor. ùlaveten halkın devleti algılamasında idarenin verimlilik üzerine odaklı olması kanısı güçleniyor. Bu durum idarenin rolünü uygunluk, verimlilik, sadakat, istikrar ve demokratik ilkelere baølı olarak gerçekleûtirdiøi sürece halkın takdirini toplayacaøını göstermekte, açık performans kriterleriyle ortaya çıkan baûarısızlık veya verimsizliøin kamu hizmetlerinin negatif imajını artırarak medya ve halk arasında ciddi eleûtirileri artıracaøının belirtisi sayılmaktadır. Yine de idare üzerindeki kamu talepleri genelde tutarsızdır. Maliyet azaltma ve artan verimlilik talepleri, kolaylıkla istikrar, sadakat ve kaynakların tutumlu kullanımı gibi kamusal deøerlere baølılıøı ve karar alma sürecine katılımı vurgulayan düûünceler ile baødaûtırılamaz. Üstelik idarenin yüzleûtiøi konuların çoøu özel sektör ûirketlerinin artan sayı ve karmaûıklıøı nedeniyle özel sektör ûirketi tavrında yönlendirilemez. Yine de halkın artan beklentileri idarede NPM tipi reformlar için ana bir güçtür. 7.4. Global Dünyada Ulus Devletin Aûınması Devletin boyutu hem geliûmiû hem de geliûmekte olan ülkelerde son 20 yıldır azaltıldı. Devletin boyutunu azaltmak için bir araya gelen iki güçten biri olan ekonomik kriz hükümetlerin vergi gelirlerini ve kredi alma yeteneklerini azalttı. Diøer bir güç ise iyice düûünülüp taûınılmıû olan siyasalardır (Lijeron, 1996). Neo–liberal hükümetler özel yarar öncülleri üzerinde çalıûarak devletin boyutunu azaltmaya çalıûtı. Fakat diøer hükümetler Yapısal Uyarlama Politikaları (SAP) taslaøı altında benzer reformlara itildi. (Mackin- 126 SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi tosh: 1992) Geliûmiû ülkelerde ulus, devlet ve kamu yönetimi 70’lerdeki ekonomik krizle ilk dalgalanmayı yaûadı. ùkinci büyük dalgalanma 80’lerden günümüze kadar olanıdır. Örneøin ùngiliz hükümetleri kamu hizmetlerini saølamada pazar tipi mekanizmaları tanıttı. Benzer olarak diøer pek çok endüstrileûmiû ülke devletin boyutunu küçültmek için siyasalar geliûtirdi. Geliûmekte olan ülkelerde kamu yönetiminin boyutunu küçültmek için yapılan çabaları anlamak için bazı bakıû açılarını analiz etmek önemlidir. ùlk olarak bu ülkelerin çoøunda idarenin boyutu göreceli olarak küçüktür ve endüstrileûmiû ülkelerden daha az bir tasarruf anlayıûı mevcuttur. ùkinci olarak düûük gelirli ülkelerde sosyal güvenlik ve sosyal refah harcamalarının yapısı göreceli olarak azdır. Bütçe kesintileri diøer kalemler üzerinde olmak zorundadır. Son olarak kamu açıøı ve dıû kontrol eksikliøini önlemek için geliûmekte olan ülkelerin çoøunda aøırlaûan ekonomi üzerinde kamu sektörünün rolünü ciddi olarak azaltan yapısal uyarlama politikalarına baûvurulmaktadır (Machintosh: 1992, Lijeron: 1996). Devletin ve kamu örgütlerinin rolünü azaltma trendi hizmetin yayılma ûekilleri, özelleûtirme durumundaki kamu hizmetlerinin piyasaya, yarı pazarlara (sözleûme, muafiyetler ve kefiller gibi), sivil toplum örgütlerine desantralizasyonu ûeklinde olmaktadır. Bu ilkelerin çoøu da NPM yaklaûımının ana elementlerinin kurucusudur. 8. 21. YÜZYILDA SONUCA VE PERFORMANSA DÖNÜK KAMU YÖNETùMù VùZYONU 20. yüzyılın son dönemleri ve 21. yüzyıl, bir anlamda 20. yüzyılın sanayi toplumuna ait ideolojilerin ve kurumların tıkandıøı, yeni kurumların ise oluûum sürecine girdiøi bir dönem olmuûtur. Eski düzen büyük oranda ortadan kalkmıû, yeni düzen ise henüz tam olarak oluûmamıûtır. Kısaca, bütün dünyada ve tek tek birçok ülkede bir geçiû dönemi yaûanmaktadır. Yeni dönem yeni anlayıû ve kurumları ile tam olarak oluûmamıû olsa da, gelecekteki ortamın temel çizgileri ûimdiden belirginleûmeye baûlamıûtır. Günümüzde kalkınmıûlıøın göstergesi sadece kiûi baûına gelirle deøil, strateji geliûtirme, organizasyon kurabilme, bu organizasyonları deøiûen ûartlara adapte edebilme, sürekli öørenebilme ve takım halinde çalıûarak sonuç SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 127 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi alabilme gibi özelliklerle belirlenmektedir. Belirsizliklerin ve rekabetin yoøunlaûtıøı bir ortamda deøiûimi takip edemeyenler, bugün sahip olduklarını çok kısa sürede yitirme riski ile karûı karûıyadır. Bu durum, tek defaya mahsus bir çaba yerine, yönetim zihniyetinde, stratejisinde ve organizasyonunda sürekli bir geliûimi ve yeniden yapılanmayı gündeme getirmektedir. ABD, ùngiltere, Kanada, ùrlanda, Yeni Zelanda gibi birçok geliûmiû ülke küreselleûme ve bilgi toplumu ûartları tarafından ana çerçevesi çizilen bu yeniden yapılanma sürecinde öncü rol oynamıûtır. Eski Doøu Bloøu ülkeleri ile geliûmekte olan ülkelerden bir çoøu da bu sürece katılmıû ve yönetim yapılarında köklü reformlar yapma yönünde adımlar atmıûlardır. Bu yeni yönetim anlayıûı ve uygulaması, x x x x x x x x x x x x Piyasaya saygılıdır ve mümkün olduøu ölçüde piyasa araçlarını kullanır. Hukukun güvencesi altında, sivil toplum kuruluûlarına ve bireylere geniû bir alan tanır. Yerel ve yerinden yönetim yapılarını öne çıkarır. Stratejik yönetim anlayıûı içinde öncelikli alanlara yoøunlaûır, performansa ve kaliteye dayanır. Bilgi teknolojilerini yönetimin bütün süreçlerine yayar ve kullanır. Çok çalıûmaktan ziyade akıllı ve programlı çalıûmayı öngörür. Mevzuatta kısalıktan ve sadelikten yanadır. Yatay organizasyon yapısı ve yetki devrini gerektirir. Katılımın geliûmesi için gerekli güvenli ortamını ve mekanizmaları oluûturur. Sorumluluøunun gereøi olarak hesap verir, herkesin bilgi edinme hakkı olduøuna inanır. Çalıûanları geliûtirir, güçlendirir ve yetkilendirir. Grup ya da ekip çalıûmasına önem verir, çalıûanların görüû ve eleûtirilerinden yararlanır. Ülkemizde kamu yönetiminin yeniden yapılanmasına yön verecek ana unsurlar da bunlar olmalıdır. ùnsanlıøın ortak tecrübesine dayanan bu 128 SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi düûünceler ve araçlar, ülkemizde yaûayan milyonlarca insanın özgür ve müreffeh yaûaması kadar, gelecek nesillerin mutluluøu açısından da son derece önemlidir (Dinçer ve Yılmaz, 2004). 9. YENù KAMU ùúLETMECùLù÷ù YÖNELùK ELEúTùRùLER (NPM) AKIMINA Sosyal bilimlerdeki diøer teori veya yaklaûımlar gibi NPM’de eleûtirilerden kaçamamıûtır. Fakat NPM’in bazı tanımlarına karûı eleûtirel fikirler arasında yaygın bir çeûitlilik vardır. Bir eleûtiriye göre NPM 1980’lerin moda akımlarının bir ürünü olduøu için, tamamen özü alınmıû ûırınga edilen bir iøne niteliøindedir (Hood, 1991). Bu yaklaûıma göre; yeni iûletmecilik anlayıûı retoriøine raømen çok az bir deøiûim yaratmıû bütün eski problem ve zayıflıklar kamu sektöründe deøiûmeden kalmıûtır. Bunun gibi NPM’in ana eleûtirmenlerinden biri olan Pollitt, NPM’i çıktıya ve sonuca yönelik olma niteliøiyle eleûtirmektedir. Ona göre, bazı devlet hizmetleri sosyal nitelikleri ve dıûsallıklarının önemi nedeniyle sayısal terimlerle deøerlendirilemez (Pollitt, 1990: 3, 21). NPM neo–taylorizmdir ve bilimsel yönetim paradigmasını yeniden doøurmuûtur. Pollitt, kontrol etme, ölçüm izleme aktivitelerine de vurgu yapar. Bir baûka eleûtiride yeni iûletmeciliøin özel bir menfaate, partiye veya millete kendini vakfetme aracı olduøu savıdır. NPM yönetsel bir sınıfın mesleki uøraûılarına hizmet eder. Bu yönetsel sınıf üst yöneticiler, merkezi bakanlıklardaki memurlar, iûletme okulu öøretmenleri, yönetim danıûmanlarından oluûur. Yaygın bir eleûtiride yeni iûletmeciliøin temel amacı olan daha düûük maliyetlere hizmeti gerçekleûtirme yeteneøinin kamu hizmeti etiøine zarar verme tehlikesidir. Bu görüûten hareketle NPM idarenin tanrılaûtırılması ve pek çok durumda yeni raporlama sistemlerinin orta seviyelerinin bürokratizasyonu ile sonuçlanmıûtır. NPM reformları bürokrasinin dengesini bozdu, bürokrasiyi zayıflatarak ön plandaki baûlıca yetkileri yok etti görüûü hakimdir. En son eleûtiri NPM’in evrensellik iddiasının reddidir. NPM’i destekleyen iddialara raømen bu yaklaûıma göre farklı yönetsel deøerler farklı anlamlara sahiptir. SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 129 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi 10. NPM’ùN UYGULANIúINDA ORTAYA ÇIKAN SORUNLAR NPM’ in pratikte uygulanıûının neden olabileceøi sorun ve yeni konular ûu ûekilde ortaya konabilir ( Ateû; 1999: 40): 1- Dikkat Sapması: Yeni yönetim sistemlerinin hayata geçirilmesinin üzerinde ilginin yoøunlaûtırılması üst düzey yöneticileri farklı alanlarda yoøunlaûtırarak asıl fonksiyon ve iûlerini ihmal etmelerine yol açabilir. 2- Kamu Hizmetlerinin Bölünmesi: Pek çok kamu yöneticisi fonksiyon bölgelerini temel alan ve birden çok bölümden oluûan yeni örgütsel yapıların oluûturulmasına öncülük etmektedir. Burada amaç, açıkça belirlenmiû ve tanımlanmıû hedefler doørultusunda örgütsel süreci yeniden yapılandırmaktır. Bu yapısal bölümlendirmede ortak çıkar kavramının ve birimler arasında koordinasyona dikkat edilmemesi tehlikesi vardır. 3- Hizmetin Dıûa Yaptırılmasında Dikkatsizlik: Kontrat yönetimi komutaya dayanan yönetimin iyi bir alternatifi durumundadır. NPM doørultusunda yapılan pek çok reform da komuta yönetiminden kontrat yönetimine geçiû amacıyla gerçekleûtirilmektedir. Fakat hizmetin illa özel sektöre yaptırılması ve bu iûi daha iyi yapacak kamu örgütü bulunduøu halde özel ûirketin tercih edilmesinin verimlilik amacına ne kadar hizmet ettiøi tartıûılmalıdır. 4- Plan ve Bütçeye Vurgu: Kamu sektöründe de gittikçe artan oranda her türlü plana ve bütçelemeye vurgu yapılmaktadır. Fakat bu plan ve bütçenin içinde gerçekleûeceøi baølama ve sürece daha az dikkat çekilmesi bir dilemma oluûturmaktadır. 5- Müûteri Kavramına Vurgu: Hizmet sunumunda bireye ayrı bir önem vererek onun tüketici rolüne deøinilmektedir. Bununla beraber ûu hususlara daha fazla önem verilmelidir : 1) Vatandaûların görüûlerine daha fazla önem verilmeli ve bu yolla vatandaû güçlendirilmelidir. 2) Sadece bireyler deøil, yerel topluluklar da güçlendirilmelidir. 3) Vatandaûların hizmet planlama sürecine de katkı yapmaları saølanmalıdır. 130 SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi 6- Pazar ùlkelerine Dayanan Performans: Bireyler reformların öznesi olarak ele alınmakta ve kiûisel seçim ve kamu hizmetlerinde bir arz– talep–fiyat dengesi oluûturulması konuları öncelik kazanmaktadır. Bunun sonucu pazar mekanizmaları kamu hizmetlerine sokulmakta ama kamu hizmetlerinin çoøu zaman kolektif seçim meselesi olduøu unutulmaktadır. 7- Hesap verme sorumluluøunun farklılaûtırılması: NPM’in savunduøu pazara dayanan hesap verme sorumluluøu ve bu kavramın bireyselleûtirilmesi, tek tek bireylere karûı sorumluluk anlayıûının getirilmesi gibi alternatif sorumluluk türleri kamu yönetimindeki geleneksel parlamentoya ve hiyerarûik üstlere olan sorumlulukta bazı zayıflamalara yol açabilir. 11. SONUÇ Günümüzde bilginin güç kazandıøı tüm toplumlarda devlet yapısı eskiden tamamen farklı bir görünüm arz etmektedir. Özellikle 1980’li yıllardan itibaren devleti asli görev ve fonksiyonlarına indirgeyen, paternal devlet kavramını reddeden, devleti ve kamu yönetimini rekabetin birer aracı konumuna getirmeye çalıûan bir anlayıû hakim olmuûtur. Sosyal refah devleti anlayıûıyla II. Dünya savaûından sonra devletin görev ve fonksiyonları gitgide artmıû, devlet görevlerindeki bu artıû kamu yönetim sistemi içerisinde iûleme bozukluklarına neden olarak kamu kurumlarına halkın güvenini giderek azaltmıûtır. Ayrıca örgüt yapısının aûırı büyük olmasından dolayı da iletiûimsizlik görev ve yapı arasında dengesizlikler söz konusu olmaktadır. Son yıllarda, bütün bu geliûmelere ve anlayıû deøiûikliøine paralel olarak iktisadi serbestlik, özelleûtirme, taûeron kullanımı ve devlet bürokrasinin azaltılması önem kazanmıûtır. Kamu ve özel sektör yönetiminde bir yakınlaûma ve iûleyiûte de iûbirliøi söz konusu olmuûtur. Kamu yönetimi faaliyetlerini özel sektörden aldıøı yönetim teknikleri ve iyi örnekler (best practice) doørultusunda gerçekleûtirecek, mümkün olan en iyi derecede bürokrasi ve kırtasiyecilik azaltılacak, giriûimcilik ve rekabete dayalı, müûteri isteklerini dikkate alan bir idare geliûtirilecektir. Geleneksel yönetim anlayıûının olumsuzlukları ve halkta yarattıøı memnuniyetsizlik devleti ekonomik ve siyasal yönden “mücadeleci olmayan” onun yerine “özendirici, SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 131 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi teûvik edici” olan bir doørultuda dönüûtürmüûtür. Yeni kamu iûletmeciliøi yaklaûımı devlete katalizör rolü yüklemekte sadece planlama ve koordinasyonu saølayıcı ve bir araç olarak görmektedir. Kamu yönetimi ise sonuçlardan ve önceden belirlenmiû performans kriterlerinden sorumlu kılınacaktır. Devlet, hizmetlerin bizzat yapılmasından sorumlu deøildir. Artık, müûteri olarak nitelendirilen vatandaûların hizmetlerin görülme aûamasını etkileyebilecekleri özgürlük ortamının oluûturulmasından sorumludur. Geleneksel kamu bürokrasisinin çıkmazlarının temelinde esnek olmayan hantal yapısı ve yozlaûma özel sektördeki hızlı geliûmeler, ekonomi teorisinde meydana gelen deøiûiklikler, küreselleûme ve kamu kaynaklarının yetersizliøi yatmaktadır. Yeni yönetim düûüncesi bürokrasi temelli rasyonellik anlayıûı yerine, piyasa mekanizmalarına dayalı yeni bir rasyonellik anlayıûını savunmaktadır (Eryılmaz 2002: 242). Yeni yönetim anlayıûında kamu örgütleri için gerekli olan etkinlik ve verimlilik ihtiyacı ile, politikacıların seçmenlere karûı sorumlulukları arasında bir denge kurulmaya çalıûılmaktadır (Eryılmaz 2002: 245). Görüleceøi üzere geleneksel kamu yönetimi paradigmasının deøiûmesi gerekliliøi konusunda bilimsel çevrede ve yönetilenler olarak vatandaû gözünde tam bir fikir birliøi mevcuttur. Bu deøiûim için geliûtirilen yeni yönetim anlayıûı hukukilik, demokratiklik ve halkın tatmin olabilirliøi açısından eleûtirilerle sorgulanarak hatta ABD, ùngiltere, Yeni Zelanda gibi pek çok ülkede ve Türkiye’de ideolojik açıdan uygulama alanı bularak geliûtirmektedir. Küreselleûen dünyada kamu yönetimi de örgütsel bakımdan kendi içinde büyük bir deøiûim geçirmekte eski kabuklarından sıyrılarak yeni bir trend yakalamıû gözükmektedir. Devlet yapısında yaûanan bu deøiûimin, devlet mekanizmasını daha aktif bir hale getireceøi kamu hizmetlerini nitelik açısından daha kaliteli yapacaøı söylenebilir. Ekonomik koûulların dünyada deøiûimine paralel olarak gelecekte kamu yönetimi etkin bir görünüm kazanacaøa benzemektedir. 132 SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi K AYNAK ÇA KùTAPLAR Aktan, C. Coûkun (1997), Deøiûim ve Yeni Global Yönetim, MESS Yayınları, ùstanbul Ateû, H. (1999), An Exploration of the Theory And Practice of the New Public Management : The Case Study of Turkey with Particular Reference to the Turkish Health Sector, Unpublished Ph. D. Thesis, The University of Liverpool, March, Liverpool, UK. Barry, N. P. (1987), The New Right, London, Croom Helm. Eryılmaz, Bilâl (2002), Bürokrasi ve Siyaset: Bürokratik Devletten Etkin Yönetime, Alfa Yayınları. Foster, C. D. And F.J. Plowden (1996), The State Under Stres: Can the Hollow State Be Good Government?, Buckhingham: Open University Pres. Friedman, Milton (1998), Kapitalizm ve Özgürlük, Altın Kitapları. Green D. G. (1987), The New Right: The Counter-Revolution in Political, Economic and Social Thought, Brighton: Wheatsheaf Gore, A. (1993), “Creating a Government that Works Better and Costs Less” Report of the National Performance Review, New York Time Books, Random House. King, D. S. (1987), The New Right : Politics, Markets and Citizenship, London: MacMillan Education Ltd. Lijeron, Javier H. E. (1996), Decentralisation Local Governments and Markets: A Comparative Study of Recent Trends in Selective Countries, The Hague Inst. of Social Studies. Milakovich, M.E. (1995), Improving Service Quality, Florida:St-Lucie Pres. Mackintosh, M. (1992), Questioning The State, In Mackintosh and Hewit (EDS) Development Policy Action, Oxford: Oxford University Press. Nye, Jr. J. S.; Zelikov, P.D, King D.C., (Editörler) (1997), “Why People Don’t Trust Government?” Mass: Harvard University Pres. SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 133 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi OECD, (1993) Public Management, OECD Country Profiles, Paris. OECD, (1995) Governance in Transition: Public Management Reforms in OECD Countries , Paris: Puma – OECD. Ohmea, Kenich, (1996), Ulus Devletin Sonu (Çev: Zülfü Dicleli), Türk Henkel Yayını, ùstanbul. Osborne D. and Gaebler T. (1992), Reinventing Government: How The Entrepreneurial Spirit Is Tranforming the Public Sector, Reading, Addison Wesley. Pollitt, Chrıstopher (1990), Managerialism and Public Services, Oxford: Basic Blackwell, 1990. Tarnham, David And Sylvia Horton (1992), Managing Private and Public Services, Ed. David Farnham and Sylvia Horton, Macmillan, London pp. 27-52. World Bank (1997), The State in A Changing World World Development Report, New York: Oxford University Press. Wilson And Hinton (1993), The Public Services, The 1990’s, Tudor Pub. Zifcak Spencer (1994), New Managerialism: Administrative Reform in Whitehall And Canberra, Buckingham: Open Univ. Pres. MAKALELER Aksoy. A. úinasi, (1995) “Yeni Saø ve Kamu Yönetimi”, Kamu Yönetimi Disiplini Sempozyum Bildirileri, Cilt II, Aralık, ss.159-173. Caiden, G. E., (1998) “The Vitality of Administrative Reform” International Review of Administration Science, vol:54 No:3 (September) pp.351-357. Gray, Andrew, Jenkins B., (1955) “From Public Adminisration to Public Management: Reassessing a Revolution” Public Administration, vol.73, Spring. Gül, Hüseyin, (1999) “Kamu Yönetiminde Piyasa Temelli Yeni Model Arayıûları ve Türk Kamu Yönetiminde Toplam Kalite Yönetiminin Uygulanabilirliøi”, Kamu Yönetiminde Kalite Ulusal Kongresi , Ekim. pp 15-30. Hood, C., (1996) “Beyond Progressivism : A New Global Paradigm In Public Management” Int. J. of Pub. Admin. Vol:19 No: 2 pp. 151-157. 134 SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi Holmes, Malcolm and David Shand, (1995) “Management Reform: Some Practitioner Perpectives on The Past Ten Years”, Governance, Vol: 8 No:4. LEBLEBùCù, D.N., (2000) “Kamu Yönetimi ve Türkiye’deki Geliûimi” Atatürk’ün Ölümünün 62. yılında Cumhuriyet Dönemi Türkiye’sinde Bilimsel Geliûmeler Sempozyumu, 8-10 Kasım 2000, Ankara Hacettepe Üniversitesi. Mascarenhas, R.C., (1993) “Building An Enterprise Culture in The Public Sector in Australia, Britain and New Zealand” Public Administration Review, C.53 S.4. Oxley, H. And Martin J.P, (1991) “Controlling government Spending and Deficits: Trends in The 1980’s and Prospects for The 1990’s” içinde OECD Economics Studies, S. 17 Paris, OECD. Ömürgönülûen, Uøur, (1997) “The Emergance of A New Approach to The Public Sector: The New Public Management”, Prof. Dr. Cemal Mıhçıoølu’na Armaøan, A.Ü SBF Dergisi, C.52 S.1-4. Schedler, Kuno, (1996) “Legitimization As Granted By The Customer?” Reflections On The Compatibility of The New Public Management in The International Perspective, Institute of Public Finance and Fiscal Law, St.Galen, Switzerland, pp-69-86 Wright, V., (1992) “Public Administration in The Nineties: Trends and Innovations” içinde: Public Administration in The Innovations, Proceeing of XXII International Congress of Administrative Sciences, Vienna, Bruxelles: International Instutite of Administrative Sciences. Yayman, Hüseyin, (2000), 1980 Sonrası Türkiye’de Özelleûtirme Uygulamalarının Geliûimi ve Kamu Yönetimi Üzerine Etkileri, Gazi Üniversitesi, ùùBF Dergisi, Cilt:2 Sayı: 3 Yaûamıû, Demir Firuz, (1997) Kamu Yönetimi Kuramında ve Uygulamasında Yeni Geliûmeler: “Administration”dan “Management”’a, Türk ùdare Dergisi, Aralık, Yıl:69 Sayı: 417. INTERNET Dinçer, Ömer ve C. Yılmaz, “Deøiûimin Yönetimi ùçin Yönetimde Deøiûim”, www.ozetkitap.com, Eriûim Tarihi: 15.11.2004 SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58 135