KAMUSAL RETORùKTE MODA TREND: YENù KAMU

advertisement
KAMUSAL RETORùKTE MODA TREND:
YENù KAMU YÖNETùMù
Demokaan DEMøREL*
Günümüzün geliûen ve deøiûen toplumsal koûulları vatandaû-devlet
iliûkilerinde geçmiûten gelen anlayıûların da deøiûmesine neden olmuûtur.
Vatandaûların gittikçe artan ve çeûitlenen hizmet talepleri, kamu örgütlerinde
bu taleplere uygun biçimde cevap verecek yeniden düzenleme veya yapılanma
çalıûmalarını gerekli kılmaktadır. Genel olarak bakıldıøında, bir devlet
içerisinde bütün toplumu etkileyecek yeniden yapılanma çalıûmalarını
planlayıp uygulamaya geçirecek bir kamusal otoriteye ihtiyaç duyulduøu
görülmektedir. Vatandaûların beklentisi de bu yöndedir. Dolayısıyla kamusal
alanda yaûanılan bunalımların sorumlusu olarak, gerekli yeniden yapılanmayı
saølayamayan devlet veya onun uygulamadaki varlıøını oluûturan kamu
yönetimleri görülmektedir.
20. yüzyılın baûlarında devlet mekanizmasının yavaû iûleyiûi pek
ûikayet doøuran bir husus olmadıøından, önemli bir sorun olarak
görülmemekteydi ve devlet veya kamu yönetimleri baskılarla karûılaûmıyordu.
Toplumsal hayat, henüz hızlı deøiûimin ûart koûtuøu zaman engeliyle
tanıûmamıûtı. Ancak özellikle 2. Dünya Savaûını izleyen yıllarda toplumsal
deøiûim ivmesini artırarak, kamu örgütleri üzerinde çeûitli ve nitelikli kamu
hizmeti sunma baskısı yarattı. 21. yüzyıla girerken zaman ve hız, her ûeyin
ölçüsü olarak kabul edilmeye baûlandı. Devletlerin artan mali sorunları,
deøiûimin kamu örgütleri üzerinde yarattıøı baskıyla birleûince, etkili ve
verimli kamu hizmeti sunumu daha sorunlu hale geldi. Bu açıdan bakıldıøında
özel teûebbüsün daha hızlı hareket edebildiøi ve dolayısıyla bu deøiûim
dalgasını yakalayabildiøi gözlenirken, kamu kuruluûları için aynı ûeyi
söyleyebilmek zordur. Devletin bürokratik yapısı, bürokratların vatandaûların
*
Sakarya Üniversitesi Kamu Yönetimi Doktora Ö÷rencisi
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
105
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
hizmetle ilgili isteklerine ve performans ölçütlerine karûı duyarsızlıøı, bu
olgunun temelinde yatan baûlıca faktörlerdir (Leblebici vd., 2001: 123). Bu
durum vatandaûların devlet mekanizmasının yapısına ve iûleyiûine olan
güvenlerini sarsmakta ve bir “güven bunalımı” yaratmaktadır (Melnik, 1994:
Nye, Zelikov and King, 1997).
Devlet mekanizmasının içinde bulunduøu bu bunalımı aûma hedefi,
sanayileûmiû batılı ülkelerde dahi çok sayıda önemli reform çalıûmasının
ortaya konmasına yol açmıûtır. Bu durum devlet yapısındaki sorunların, salt
üçüncü dünyaya özgü olmadıøını; bunalımı, 20. yüzyılın son çeyreøinde
yaûanan geliûmelerin doøurduøu, farklı aøırlıklarda da olsa geliûmiûgeliûmemiû ayrımı tanımayan, ortak bir sorun olduøunu göstermektedir
(Wright, 1992; OECD, 1995; World Bank, 1996 ve 1997).
Bunalımdan kurtulma düûünceleriyle birlikte, özellikle 1980’li ve 90’lı
yıllarda farklı bir yaklaûım benimsenmiûtir. Yaklaûım deøiûimi yakalamakta
daha baûarılı olan özel sektör kuruluûlarına egemen olan deøerleri ve
uygulanan teknikleri kamu sektörüne taûımak olarak özetlenebilir. Bu akım
“yeni kamu iûletmeciliøi” (The New Public Management) olarak
adlandırılmaktadır (Hood, 1991; alıntılayan Leblebici vd., 2001: 125).
Bu çalıûmanın temel amacı yeni kamu yönetimi anlayıûını tanıtmak ve
kamu yönetiminde devletin rolünün sınırlandırılmasına iliûkin teorik
yaklaûımları irdelemektir.
1. YENù YÖNETùM ANLAYIúININ TANIMI
Yeni yönetim anlayıûı kamu kurumlarındaki uygulamaların
gözlemlenerek daha sonra teorisinin geliûtirildiøi bir anlayıûtır. Bu yüzden bu
teori veya uygulamanın belirli bir kurucusu ve ilkelerinin anlatıldıøı bir ana
kitabı yoktur. Bu durum yeni yönetim anlayıûının doøası üzerindeki görüûlerin
geniû bir alanda ortaya çıkmasına neden olmuûtur. Ayrıca bu anlayıûın devlete,
topluma, bireylere ve kamu organizasyonlarına yansımaları da çok farklıdır
(Ateû, 1999: 8).
Yeni yönetim anlayıûı, kamu yönetiminin ve kamu faaliyet alanının
özellikle ekonomik nitelikli olanlardan baûlayarak küçültülmesi ve
106
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
daraltılmasını, ikinci olarak da, daraltılan bu alanda genelde kamu
faaliyetlerinin, özelde de, kamu örgütlerinin kamu iûletmeciliøi anlayıûı
etrafında yapılandırılması ve iûletilmesini (Aksoy, 1999: 166-167), kamu
yönetiminin özel sektör yönetim tekniklerine ve piyasa mekanizmasına göre
yönetilmesini savunmaktır.
Temel olarak hizmetlerde etkinliøi, yarıûmacılıøı ve kalite artırmayı hedeflemekte; vatandaû yerine tüketici merkezli bir bakıû açısını benimsemekte
ve daha fazla tercih sunmayı amaçlamaktadır. Bu amaçlar gerçekleûtirilirken,
bürokrasinin küçültülerek etkinleûtirilmesi, hiyerarûinin ve kırtasiyeciliøin
azaltılması, çalıûanların yönetime katılımının ve karar verme olanaklarının
artırılması, kamu hizmetlerinin özel sektöre ihale edilmesi gibi piyasa
yöntemlerinin daha fazla kullanılması ve kamu kurumları arasında da rekabet
anlayıûının yerleûtirilmesinin gerekliliøi savunulmaktadır (Gül, 1999:22).
2. YENù YÖNETùM ANLAYIúININ KÖKENù
1970’lerin sonundan itibaren bir çok batı ülkesinde kamu
sektörlerinde pek çok reformlar yapılmıûtır. Ancak yapılan bu reformların
üzerinde uzlaûmaya varılmıû bir isimleri bulunmamaktadır. Fakat son on beû
yılda yapılan reformlar “yönetimde devrim”, “devletin yeniden keûfi”, “yeni
yönetim” olarak adlandırılmıûtır (Ateû, 1999:8). Bir kısım yazarlar, yaûanan
ekonomik, sosyal, siyasal ve idari dönüûümün çerçeve kavramının yeni
liberalizm, yeni muhafazakarlık ve kamusal seçim kuramlarına dayanan “Yeni
Saø” olduøu görüûündedirler ( Aksoy, 1995:160).
Hood ise; Yeni Yönetim Anlayıûını, kamu yönetiminde dünya
genelinde meydana gelen deøiûim ve geliûmelere baølamıûtır. Christopher
Hood, Yeni Yönetim Anlayıûının bileûenlerini ûu ûekilde vermiûtir (Schedler,
1996:71):
x Profesyonel yöneticilik
x Açıkça belirlenmiû, yazılmıû performans ölçütleri
x Çıktılar üzerine büyük bir dikkat ve kontrol
x Daha büyük bir rekabet ortamına doøru kayıû
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
107
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
x Özel sektör ve yönetim tekniklerinin uygulanmasında ısrar ve
sürekli vurgu
x Kaynakların kullanılmasında aûırı disiplin ve tutumluluk
Hood’a göre Yeni Yönetim (NPM) Anlayıûı, köken itibariyle siyasi
ekonomiye aittir. Kamu Tercihi Teorisi, Taûeronluk Teorisi gibi ekonomik
teoriler NPM’in baûlangıcını oluûturmaktadır. Daha sonra ise ekonomik arayıûlar, iû yönetimi kaygılarına eklenmiûtir. Böylece yöneticinin rolü tanımlanmıû, kamuda yönetim fonksiyonu daha da öne çıkmıûtır (Schedler, 1996:72).
Doøru kararı almanın risk ve belirsizlik taûıyan uygun bir kararı
almaktan daha az önemli kabul edildiøi (Farnham ve diøerleri 1992: 46)
modern sonrası iûletme yönetimi anlayıûının kamu yönetimine de aktarımı
olarak tanımlanan NPM hizmette kalite, etkinlik, ekonomiklik gibi kavramlar
doørultusunda çalıûmayı ifade etmektedir.
3. YENù YÖNETùM ANLAYIúININ DAYANDI÷I GÖRÜúLER
Uluslararası kullanımda NPM olarak adlandırılan yeni yönetim
anlayıûının dayandıøı birçok teori bulunmaktadır. Bir baûka deyiûle, kamu
yönetimi, gerek kamu hizmetlerini görürken ve gerekse kamusal mal üretimi
yaptıøı iûletmelerinde özel iûletme yönetimi tarafından geliûtirilen veya
kullanılan yönetim tekniklerinden yoøun bir biçimde etkilenmektedir. Bu
teoriler ûunlardır:
3.1. Vekalet Teorisi (Principal – Agent Theory)
Vekalet yaklaûımı, özellikle Anglo–Amerikan ülkelerinde kamu
iûletmelerinin yönetimi için günümüzde devreye giren kamu iûletmeciliøi
(Public management) konusu çerçevesinde gündeme gelmiûtir. Kamu
yönetimi açısından bakıldıøında vekalet veren olarak halk, vekil olarak kamu
yöneticisi veya vekalet veren olarak üst yönetici, vekil olarak ast (devlet
memuru) ya da kamusal mal ve hizmeti olan ile bu nitelikteki mal ve hizmeti
sunan arasındaki iliûki bu yaklaûımın ilgi alanına girmektedir. Bu baølamda
yerel ihtiyaçları karûılama yükümlülüøü altında bulunan yerel yönetimler ve
hemûeriler arasındaki iliûki de bu yaklaûım çerçevesinde düûünülebilir. Zaten
108
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
bu yaklaûımın etkisiyle günümüzde hemûeriler sunulan kamusal mal ve
hizmetlerin kalitesini, niteliøini, sunuluû biçimini irdelemeye baûlamıûlardır.
Adı konmamıû olsa da, birçok ülkede insanlar bu yaklaûımların amaçlarıyla
paralel bir davranıû biçimi geliûtirmektedir.
Özetle vekalet yaklaûımı, vekalet veren ve vekil arasındaki iliûkiyi ele
almaktadır. Buna göre vekalet veren ve vekil arasında iû bölümünün temel
problemi olan bilgi asimetrisi bulunmaktadır. Vekalet yaklaûımı, bu bilgi
asimetrilerinin farklı çeûitlerini araûtırmakta, onları sınıflandırmakta ve bilgi
asimetrilerini giderme ve vekalet veren ve vekil arasındaki menfaatlerin
uyumlaûtırılmasını saølayan kamusal hizmetlerin görülmesinde, hizmet
iliûkilerinin örgütsel biçimlenmesi için örnek çözümler geliûtirmektedir.
3.2. Mülkiyet Hakları Teorisi (Property Rights Theory)
Mülkiyet Hakları Teorisi bir kurumda kullanım haklarından ya da
kuruma iliûkin diøer haklardan çalıûanlara pay verilmek suretiyle onların teûvik
edilmesini öngörmektedir. Teori, mülkiyet hakkında aûaøıdaki özdeyiûten
hareket etmektedir: Mülkiyete iliûkin bir hak, çalıûanlara ne kadar yeterli
ölçüde tahsis edilebiliyorsa, mülkiyetle birlikte çalıûanların iliûkileri o kadar
çok verimli hale gelir. Mülkiyet hakları modeli, mülkiyet hakkını elde eden,
onun kullanımını kazanan ve davranıû kurallarını spesifikleûtiren kiûiler
arasında bütün ûeffaf davranıû iliûkileriyle ifade edilmektedir. Örgüt
faaliyetlerine iliûkin oluûum seçenekleri hakların düzenlenmesiyle ortaya
çıkmaktadır. Örneøin görevi üstlenenlere iliûkin yetkilerin yeterli
düzenlenmesi, onların motivasyonunu ve sorumluluøunu artırmaktadır.
Mülkiyet hakları teorisinin, kamu yönetimi ve kamu iûletmeleri için,
hatta kar amacı gütmeyen diøer örgütler bakımından, yönetsel öncelik
sürecine yol açabilen geçici bir tartıûma olduøu, bununla birlikte, en azından
düûünce planında çekici olduøu ifade edilmektedir.
3.3. ùûlem Maliyet Teorisi (Transaction Theory)
Örgütleri açık sistem olarak kabul eden bu yaklaûım aøırlıøı, üretilen
mal ve hizmetlerin sistem sınırları dıûındaki kiûilerle deøiûtiril-mesi iûlemine
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
109
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
kaydıran bir yaklaûımdır. Bir baûka ifadeyle bu yaklaûım, esas kritik önem
taûıyan faaliyetin üretimden daha ziyade, üretilen mal ve hizmetlerin deøiûimi
ve bu deøiûimi yönlendirenin örgüt yapıları olduøunu vurgulamaktadır. Bu
yaklaûımın ana fikri ûudur: Örgütler ürettikleri mal ve hizmetlerin deøiûim
iûlemlerini, maliyeti en ekonomik olacak ûekilde organize etmek isterler.
Ekonomiklik bir yandan karar verenlerin sınırlı rasyonelliøe sahip
olmalarından, diøer yandan da deøiûimle ilgili olan kimselerin kendi çıkarlarına
göre davranmalarından etkilenebilir.
3.4. Kamu Seçimi Kuramı (Public Choice Theory)
Bu teori politik ve bürokratik karar süreçlerini ekonomi biliminin
bulguları yardımıyla anlamayı amaçlamaktadır. “Politikanın Ekonomik
Teorisi” olarak da anılmaktadır. Kamu seçimi okuluna, sosyal devlet
anlayıûının belli bir takım ilkelerine tepki olarak bakılabilir. Piyasa
eûgüdümünün yetersizliøi gündeme geldiøinde, devlet faaliyetlerinin
baûarısızlıøı da söz konusudur. Temel düûünce, aktörlerin bireysel, rasyonel
ve faydayı maksimize eden davranıûlarının varsayılması yahut, politik süreçte
iûlem maliyetlerinin ve enformasyon maliyetlerinin gündeme getirilmesidir.
Kamu seçimi kuramıyla ilgili çalıûma yapan bilim adamlarının bu
kurama yönelik düûünceleri ûöyle özetlenebilir:
a) Kamu seçimi kuramı temsilcilerinin, politikacı ve memurların
irrasyonel davrandıkları ve bu tutumun verimsizliøe ve etkinsizliøe ve
etkensizliøe neden olduøu yaygın bir anlayıûtır.
b) Aucoin 1990’da yayınlanan makalesinde, kamu seçimi kuramının
en iyi ûekilde William Niskanen’in “Bureacracy and Representative Government” adlı yapıtta canlandırıldıøını ifade etmektedir. Ayrıca Aucoin,
Niskanen’in çalıûmasının politikacıları etkin merkeziyetçilik, koordinasyon ve
denetimi iûlemleri yönünde harekete geçirdiøini iddia etmektedir.
c) Kamu seçimine iliûkin oldukça yaygın baûka bir kanı, bu kuramı
savunanların özel iûletmeleri kamu kurumları karûısında genel olarak daha
üstün gördüklerine iliûkindir. Bu eleûtiri, çoøunlukla kamu seçimi kuramının
iddialarını özel iûletmelerin genel önceliklerine dayandırdıkları eleûtirisiyle
110
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
baølantılıdır ve onların varsayımlarının ampirik bir dayanaøının olmadıøı eleûtirisi yapılmaktadır. Son olarak, devlete karûı piyasa ayırımında yoøunlaûılmasının “Üçüncü sektör” alternatifini zor duruma soktuøu ileri sürülmektedir.
Bu varsayımlarla kamu seçimi kuramı karıûtırılabilir. Öncelikle kamu
kuramının metodu, metodolojik bireyciliktir ve birey her analizin baûlangıç
noktasını oluûturmaktadır. Kamu seçimi kuramcılarının temsilcileri kendi
modellerini, en baûtan bireyin önceliøini kabul ederek ve ona faaliyet
olanakları tanımak suretiyle kurmuûlardır. Ancak, çeûitli faaliyet alternatifleri
ve çevrenin kurumsal düzenlemeleri kendi faydasını maksimize etmeye çalıûan
bireyin davranıû olanaklarını sınırlamaktadır. Ayrıca kamu seçimi kuramında
kullanılan rasyonellik kavramı basit bir rasyonellik kavramıdır. Sadece
bireylerin, model olarak ortaya konan duruma ve menfaatlerine uygun
davranacakları düûünülmektedir. Yine de bireylerin bireysel rasyonel
davranıûlarının ne tür sosyal olgulara yol açtıøı problemi, kamu seçimi
kuramının önemli bir sorunu olarak durmaktadır. Bu noktada, memurların
davranıûlarında bireysel fayda maksimizasyonu yerine, vekil sorumluluøu
içerisinde davranmalarını saølayan vekalet yaklaûımı, kamu seçimi kuramının
bu probleminin çözümüne yardımcı olmaktadır. Bunun yanı sıra, içerisinde
kamu seçimi – vekalet yaklaûımının bulunduøu ve bireylerin sorumluluk
duygusunu hissederek kamusal menfaat düûüncesini öne çıkardıkları
görüûünü kabul eden bir çok araûtırma bu yaklaûıma hizmet etmektedir.
Kamu seçimi kuramını büyük ölçüde etkileyen Niskanen, kamu
sektöründe memurların kurumlarının bütçelerini dengelemeye çalıûtıklarını ve
politikacıların ise oylarını maksimize etmeye çalıûtıklarını ifade etmektedir.
Kurumsal sonuç olarak da, kamu kurumlarında merkezileûme, tekdüzelik ve
amaçsızlık ortaya çıkmaktadır. Bunu ortadan kaldırmak için Niskanen,
bürokrasinin tekelci yapısını ortadan kaldırmaya yarayacak kurumlar arası
rekabeti ve memurların baûarılarına göre ödüllendirilmelerini önermektedir.
Günümüzde kamu sektöründe rekabetin olmayıûı, tekelci örgüt davranıûlarının ortaya çıkmasına, düzenli ve sürekli maaû uygulamaları da memurun
motivasyonsuzluøuna, verimsiz çalıûmasına kendisinin hizmet sunduøu kiûilere karûı deøil de, amirlerine karûı sorumlu hissetmesine neden olmaktadır.
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
111
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
Kamu seçimi kuramı yaklaûımında devlet konusundaki en önemli
fark, koruyucu devlet ve hizmet devletinde devletin rolüne iliûkindir.
Koruyucu devlet hukuku ve düzeni sürdürmek ve hukuksal bir çerçeve
sunmak için vardır. Hizmet devleti ise, vatandaûların talep ettiøi ve takdir
ettiøini bildiøi kamusal malları üretmektedir. Bu anlayıû farkı, kamusal mal ve
hizmet üretiminde önemli farklılıkları ortaya çıkartmaktadır.
3.5. ùû Yöneticiliøi Anlayıûı (Managerialism)
Aucoin iû yöneticiliøi anlayıûını, örgüt yapısının yöneticiye
geniûletilmiû bir hareket alanı saølanması, açık amaçlar, misyonlar ve bir
tarafta müûteri ve üyelerin isteklerine ilgi gösterme, diøer tarafta çalıûanların
isteklerini göz önünde bulundurma gibi prensipleri ön plana çıkaran bir
düûünce okulu olarak görmektedir. Bunu gerçekleûtirmek için özerklik,
sorumluluk ve akılcı bir iliûki içinde kamusal örgütlerin kaynaklarında,
ürünlerinde ve çıktılarında görev sorumluluøunu oluûturmak gerekmektedir.
Aucoin, bu ilke ve önerileri kültüre dayalı bir yönetim modeliyle birlikte
hareket eden düûünce sistemi içinde görmektedir.
ùû yöneticiliøi anlayıûının baûka bir biçimi, Patricia Ingraham
tarafından temsil edilmektedir. Ingraham, toplam kalite yönetiminin yönetim
yaklaûımına karûı baûka yönetim odaklı reformları ortaya koymaktadır. Bu
reformların karakteristik özellikleri, verimliliøe vurgu, politik temsilcilerin
isteklerinin güçlü bir biçimde dikkate alınması ve yerelleûtirmeyle
özelleûtirmenin çeûitli biçimleridir. Ingraham’a göre iû yöneticiliøi anlayıûının
temel unsurları baûarıya dayalı ödeme, iyi bir finans yönetimi ve dıû
kaynaklardan yararlanmadır.
ùû yöneticiliøi anlayıûının üçüncü ve en kapsamlı tanımı Christopher
Pollitt tarafından ortaya konmuûtur. Pollitt, iû yöneticiliøi anlayıûını, temelini
bir çok ekonomik ve sosyal problemin iyi bir yönetimle halledebileceøi
düûüncesinden alan düzenleme ve uygulamaların bir ifadesi olarak
tanımlamaktadır. Ona göre toplumsal geliûmenin gerçekleûmesi için en
önemli yol, üretimin sürekli iyileûtirilmesidir. Bunun yanı sıra yönetim,
planlamada, uygulamada ve verimlilik artıûının ölçülmesinde esaslı bir rol
112
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
oynayan, baøımsız ve kendine özgü örgütsel bir iûlev olarak anlaûılmaktadır.
Pollitt’in iû yöneticiliøi anlayıûı kamu sektörü için hem kültüre dayalıdır, hem
de neo-taylorizm denilen yönetim modelleriyle entegre olmuûtur. Pollitt iû
yöneticiliøi anlayıûı içerisinde her ûeyden önce ideolojiye aøırlık verilmektedir.
3.6. NPM ve Kültürel Teori
Hood (1996) NPM’i kültürel teoristlerin organizasyonların 2 ana
koordinatı olarak ele aldıkları alt grup ve alt ûebeke kavramlarıyla açıklamaya
çalıûır. Alt gruplara gitme kamu sektöründe bir üniteyi ele alıp onun personel
ve ödül yapısı, iûlerini yapma metotları gibi bir inceleme yapmak kamu
sektörünü özel sektörle kıyaslandıøında daha az farklı kılar. Alt ûebekelere
gitme bilhassa personel, para, kontratlar üzerinde yaratıcılık yeteneøinin genel
proses kurallarınca sınırlanmasına neden olur. Bu baølamda Hood (1996)
NPM’i geleneksel idaredeki alt grup ve ûebekelerle birleûtirir. ùdari reformları
yüksek grup ve ûebeke anlayıûından ayırır.
4. YENù KAMU ùúLETMECùLù÷ù YAKLAúIMINA ZEMùN
HAZIRLAYAN NEDENLER
4.1. Refah Devleti Bunalımı ve Neo-Liberal ùktisadın Doøuûu
1960’lı yılların ortalarından itibaren, pozitivist etkiye bir reaksiyon
olarak ortaya çıkan, o yılların reformcu radikalizmini yansıtan demokratik
söylem, kendisini yeni kamu yönetimi yaklaûımı olarak ortaya koymuû, 70’li
yılların ortasına dek kamu yönetiminde egemen paradigma olarak kalmıûtır.
70’li yılların ortasından itibaren yaûanan siyasal, toplumsal ve ekonomik
geliûmeler, devletlerin kamu hizmetlerinin sunumunda yeniden verimliliøi öne
çıkarmalarıyla birlikte yeni kamu iûletmeciliøi yaklaûımının doømasına neden
olan ortamı hazırlamıûtır (Leblebici 2000).
Geleneksel kamu yönetimi ve yeni kamu yönetimi yaklaûımının en
önemli temellerinden birini oluûturan, devletin her alanda vatandaûların taleplerine yönelik hizmet sunumunu saølaması gerektiøi anlayıûına yol açan ve
özellikle 1960’lı yıllarda yıldızı iyice yükselen “Refah devleti” anlayıûı 1970’lere
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
113
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
gelindiøinde, yaûanan küresel ûartların da etkisiyle ekonomik anlamda devletin
sırtında ciddi bir kambura dönüûmüûtür (Foster and Plowden, 1996).
1970’li yıllarda yaûanan petrol bunalımı, sanayinin temel girdisi olan
enerjinin maliyetini yükselttiøinden kamu harcamalarının finansmanı büyük
bir sorun halini almıûtı. Kamu finansmanı problemlerinin çözülmesi için vergi
oranlarının yükseltilmesi gerekiyordu. Ancak vergi oranlarının zaten yeterince
yüksek olması ve sivil toplum örgütleri ve iletiûim araçlarıyla güçlenmiû
toplumsal menfaatin baskısı, kamu harcamalarının vergilerin daha da
yükseltilmesi yoluyla finanse edilmesini güçleûtiren veya engelleyen unsurlar
olarak ortaya çıkmıûtır.
Batılı geliûmiû ülkeler, refah devleti anlayıûının getirdiøi aûırı kamu
harcamalarının yol açtıøı yüksek maliyetle iktisadi hayattaki yollarına devam
ederken, bu ülkelere yönelik bir iktisadi ûok da Uzak Doøu’dan geldi. Ucuz
iûgücü avantajını kullanan Japonya ve diøer Uzak Doøu ülkeleri yavaû yavaû
Batı pazarını iûgal etmeye baûladılar. Bu ucuz ürünlerle rekabet edemeyen
Batılı firmaların sonu iflastı ve olayın toplumsal boyutu da tabiki “iûsizlikti”.
Dolayısıyla 1970’lerden itibaren Batı ülkelerinde giderek artan ölçüde bir
iûsizlik problemi yaûanmaya baûladı.
Bu ûartlar altında refah devleti anlayıûı kamu sektörünün
taûıyamayacaøı bir yük haline gelmiûtir. Kamu harcamaları artmaya devam
ediyordu. Toplumlarda bir baøımlılık kültürü yaratılmıûtı. Kamu
harcamalarındaki artıû, ortalama yaûam süresinin uzaması ve yine aynı
dönemlere rastlayan iûsizlik oranlarındaki artıûla birleûince, sosyal güvenlik
sistemlerinin çökme noktasına gelmesi de dahil olmak üzere, pek çok aøır
ekonomik ve sosyal sorunları gündeme getirmiûtir.
Özellikle yaûanan yüksek enflasyon ve yüksek iûsizlik toplumu
bıktırmaya baûlamıûtı. Bu koûullarda uygulamaya çalıûılan ve kamu
yatırımlarını artıracak iûsizliøi ortadan kaldırmayı amaçlayan “Keynesyen
ekonomik politikalar” da bütün dünyanın yaûadıøı enerji darboøazı nedeniyle
piyasalarda fiyat istikrarı saølanamadıøından enflasyonun daha da yükseltilmesinden baûka bir sonuç vermiyordu. Dünya iktisat literatürü yeni bir kavram
kazanıyordu. “Stagflasyon”, yani ekonomik durgunlukla enflasyonun birlikte
114
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
yaûanması, 1929 bunalımının aûılmasını saølayan Keynesyen ùktisat
Okulu’nun “Müdahaleci devlet anlayıûı” 1970’lerin sonlarından itibaren artık
ciddi bir ûekilde sorgulanıyordu. Bu arada yine 1970’lerin baûlarından itibaren
klâsik liberalizmin temel ilkelerini savunan baûlıca üç çaødaû liberal düûünce
okulu akademik ve siyasal çevrelerde seslerini duyurmaya baûlamıûtı. Hayek’in
kurucusu olduøu Yeni–Avusturya Okulu, Friedman’ın liderliøini yaptıøı
Chicago ùktisat Okulu, Buchanan’ın liderliøini yaptıøı Virginia Politik ùktisat
Okulu, liberalizmin yeniden gün ıûıøına çıkmasında önemli rol oynadılar.
Böylece “Neo Liberal ùktisat veya Yeni Saøcı” politikalar doødu (Barry, 1987;
Green 1987; King 1987 alıntılayan: Leblebici ve diøerleri, 2001: 128 ).
4.2. Reaganizm ve Thatcherizm: Sınırlı Devlet
1980’li yılların baûında ùngiltere ve ABD’de iktidara gelen Neo–
Liberal politikalar, süreci hızlandırmak için “devletin küçültülmesi” ve “piyasa
ekonomisinin hakim kılınması” uygulamalarını hayata geçirmiûlerdi.
Neo–Liberal politikalar ana tema olarak devlet müdahaleciliøinin
özgürlükleri kısıtladıøını öne sürerek devletin hedeflerinin ve etkinlik alanının
mutlaka sınırlandırılmasını istemektedir. Bu sınırlama da, diøer bir ifadeyle
saølanan ekonomik serbestlik, siyasal özgünlüøe ulaûmada en önemli
araçlardan biri olarak görülmektedir (Friedman, 1988: 24-31). Devletin
bireyin yapabileceøi iûlerden elini çekmesi istenirken (Yayman, 2000: 144)
böylece piyasa ekonomisinin güçlenmesinin, ekonomik verimlilik ve etkinlik
düzeyinin artırılmasının saølanmıû olacaøı öngörülmektedir.
Bu süreçte yeni saøın ekonomi politikalarının uygulanmasıyla birlikte,
olgusal bir gerçeklik olarak geliûen ve dünya ekonomisinin imalat temelinden
hizmet temeline, ulusal temelden, global temele, geniû kapsamlı kamusal
yükümlülükler anlayıûından sınırlı kapsamlı kamusal yükümlülükler anlayıûına
geçiûinde etkisi olurken, aynı zamanda geleneksel endüstrilere dönüûmüûtür.
Ekonomi temelli bu deøiûim ve dönüûüm süreci sonucunda ulus devlette var
olan merkezi devletin gücü ve geleneksel bürokrasiler sorgulanırken, kamu
yönetiminin yeniden yapılandırılarak, devletin rolünün yeniden tanımlanması
gereøi üzerinde durulmaktadır (Ohmea: 1996 alıntılayan: Yayman, 2000: 145).
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
115
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
Gayri Safi Milli Hasıla içinde kamu harcamalarının büyüklüøüne
dikkat çekilerek devletin küçültülmesini, ekonomik alanda GSMH içindeki
kamu harcamalarının azaltılmasına dikkat çeken liberal görüûler, refah devleti
anlayıûının kurumsallaûmaktan çıkarılmasını ve devletin yeniden yapılandırılmasını istemektedir (Yayman, 2000: 145).
Yeni saøcı politikalar 1980’lerde özellikle ùngiltere’de aøırlıklı olarak
özelleûtirme baûlıøı altında uygulandı. Thatcher ùngiltere’sinin ve Reagan
Amerikası’nın yanı sıra Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ùngilizce
konuûulan ülkeler, reform programları ve piyasa benzeri teknikler (Market
type mechanisms) ile yönetim tekniklerinde belli ölçüde farklılıklar
gösterdiler. Ancak temel nokta “devletin sınırlandırılması ve özel sektör
kültür ve deøerlerinin kamu sektörüne enjekte edilmesi” idi (Mascarenhas,
1993 alıntılayan: Leblebici ve diøerleri 2001: 128 ).
5- YùRMùBùRùNCù YÜZYILDA KAMU YÖNETùMùNDE
ADMINISTRATION’DAN MANAGEMENT’A
Kamu yönetimi anlayıûı günümüzde önemli bir deøiûim göstermeye
baûlamıûtır ve önümüzdeki yüzyılda bu deøiûim çok daha net bir görünüm
alacaktır. Kamu yönetimindeki deøiûimi özetleyecek olursak “administration”
anlayıûına dayalı bir yönetim biçiminden “management” anlayıûına dayalı bir
yönetim biçimine geçilmekte doøru olduøu görülür.
“Administration” ile “management” kavramları arasındaki
farklılaûmayı ifade edebilmek kuûkusuz bazı güçlülüklerle doludur. Özellikle,
Türkçe’de her iki kavramında aynı kelimeyle, yani yönetim kelimesiyle,
anlamlandırılması sorunu daha da karmaûık bir konuma getirmektedir. Bu
nedenle söz konusu iki yaklaûım arasında farklılaûmayı saølayan noktaların
belirlenmesi gerekmektedir. Tablo 1’de administration ve management
yaklaûımları arasındaki temel farklılaûma konuları ve ortak paydalar ele
alınmıûtır (Yaûamıû, 1997:20-25):
116
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
TABLO 1 Kamu Yönetiminde “Administration ve Management”
Yaklaûımları Arasındaki Farklılaûma Konuları ve Ortak Paydalar
ADMINISTRATION
Statüye iliûkin sorunlar
Yasal düzenlemelerle kural ve normları
ayrıntılı belirlemek
Yetki, Yetki gaspı ve geçiûmesi ile ilgili
endiûeler
Kurallar
Muhafazakarlık
Kamu otoritesine saygı
Yurttaû – Tebaa
Emir – Komuta
Duraøanlık
Merkezden yönetim
Denetim, yasallık, hukuksallık
Karar alma: X ve Y kuralları
Eûit ücret
Klâsik devlet muhasebesi ve bütçe
sistemi
Genel yönetim alıûkanlıkları
Kamu sektörünün kesin egemenliøi
Kamunun tekelciliøi
Klâsik mülkiyet kavramı
PODSCORB, zaman ve eylem
araûtırması, insan iliûkileri
MANAGEMENT
Etkenlik, verimlilik, ekonomiklik, kalite ve
karlılıøa iliûkin sorunlar
Yasal düzenlemelerin sayıca azaltılması ve
sadeleûtirilmesi
Amaç ve hedeflerin gerçekleûtirilmesi ile ilgili
endiûeler
Roller, kamu hizmeti ölçümleri
Deøiûim
Yurttaûın müûteri olarak görülmesi, yurttaû
gereksinimlerine duyarlılık
Müûteri
Karar almaya ve yönetime katılma
Devingenlik
Yerel uygunluk, yerinden yönetim–yetki geniûliøi
Yol göstericilik, paranın deøer karûılıøı, baûarım
denetimi
Karar alma: “Incrementalism”
Baûarıma dayalı ücret
PPBS yönetim muhasebesi, maliyet merkezleri,
maliyet etkenleri maliyet – yarar oranı, nakit akıû
kestirimi, maliyetin geri dönüûü
Proje yönetimi
Özel sektörden daha fazla yararlanma çabası
Rekabet – piyasa türü yönetim araçları
Mülkiyet kavramının yeniden algılanması
Toplam kalite yönetimi, baûarım yönetimi, sonuç
yönetimi, duyarlılık yönetimi
ORTAK FAYDALAR
ADMINISTRATION – MANAGEMENT
Erdemlilik yönetimi
Yeterlilik, ehliyet, liyakat
Yeteneklilik
Hukuki baølılık
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
117
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
Yukarıda verilen tabloda da belirtilmeye çalıûıldıøı üzere
“Administration” da kamu yönetimlerinin statülerine iliûkin sorunları temel
odak noktaları olurken “Management” yaklaûımında hizmette etkinlik,
verimlilik, ekonomiklik, kalite ve hatta karlılıøa iliûkin sorunlar temel odak
noktalarını oluûturmaktadır. Aûaøıdaki bölümde bu genel deøiûimin temel
unsurları ele alınmıûtır.
a) Pratik Teoriden Önce Gelir: Yönetsel Reform Trendi
1970’lerin sonlarından itibaren reformlar batılı ülkelerin çoøunda
hayata geçirildi. Bu reform trendinde üzerinde uzlaûılan tek bir isim yoktu.
Son onbeû yılın reformları idari devrim (Wilson and Hinton: 1992), yeni
iûletmecilik (Zifcak: 1994), liberal devrim (Caiden: 1998) ve devrim (Holmes
and Shand: 1995, Gray and Jankins: 1995) olarak çeûitli biçimlerde
adlandırıldı.
1980'li yıllar, özellikle özelleûtirme tekniøi yoluyla devletin faaliyet
alanlarının küçültülmesi çabalarıyla geçti ve 1990’lı yıllara gelindiøinde devlet
faaliyet alanlarının tam olarak küçültülemediøi, ancak büyümesinin kontrol
altına alındıøı görüldü (Oxley and Martin, 1991). Aslında varılan nokta,
devletin hangi alanlarda faaliyet göstermekten vazgeçemeyeceøi noktasıydı.
Böylelikle “elde kalan bu daha konsantre yapıyı, nasıl daha etkin ve etkili
kılabiliriz?” sorusu, 1990’lı yıllara egemen oldu (Ömürgönülûen, 1997). Diøer
bir deyiûle, devletin faaliyet alanlarının daraltılabileceøi sınırlar belirgin hale
geldikten sonra, bu sınırlar içerisinde “nasıl en etkili ve verimli bir ûekilde
hareket edilebileceøi” sorusuna cevap aranmaya baûlandı.
1990'lı yıllara egemen olan bu soruya cevap olarak “yeni kamu
iûletmeciliøi” yaklaûımı ortaya çıktı. Peters ve Waterman'ın (1982) “Mükemmeli Aramak Yolunda” (In Search of Excellence) ve Osborne ve Gaebler'in
(1992) “Devletin Yeniden Keûfi” (Reinventing Government) adlı eserleri, bu
eøilimi (en azından yönetsel boyutunu) destekler ve hatta ûekillendirir bir
nitelikteydi. Bu eserlerde vurgulanan ana nokta, esas olarak, özel sektörde
uygulanan yönetim tekniklerinin kamu sektörüne uyarlanabileceøi düûüncesini
öne çıkartmaktan ibaretti. Kamu yöneticilerinin bütçeleri daima serbestçe
118
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
kullanımı, iûe alma ve çıkarma gibi kritik konularda daha fazla
yetkilendirilmesi gibi birtakım tekniklerin yanı sıra, “toplam kalite yönetimi”
ve “deøiûim mühendisliøi” (Reengineering) gibi esasen özel sektörce
benimsenen yönetim anlayıûlarının çeûitli unsurları devletçe ödünç alınıyordu.
Gray ve Jenkins (1995:85), bu dönüûümü ûu sözlerle tanımlıyorlardı:
“ Weberyen örgütlerin kalıntıları olan eski komuta kontrol yapıları artık iûe
yaramaz hale gelmiûti. Daha esnek ve uyum gücü yüksek örgütlere ihtiyaç vardı. Bu da
ancak daha yatay ve daha konsantre yapılarla ve bürokratik yönetim deøil, giriûimci
yönetimle ve daha esnek rejimlerle saølanabilirdi”.
Yeni kamu iûletmeciliøi yaklaûımı, “Ekonomik ùûbirliøi ve Kalkınma
Teûkilatı”na (OECD) üye pek çok ülke tarafından uygulamaya konulan
yeniden yapılanma programlarına egemen olmuûtur. ABD'de 1993'te ortaya
konulan Milli Performans Deøerlendirme Raporu (National Performance
Review Report), ùngiltere'de 1980'lerde baûlayan Etkinlik Araûtırmaları
(Efficiency Scrutinies), Mali Yönetim Giriûimi (Financial Management
Initiative), Yeni Adımlar (Next Steps) ve Vatandaû Hakları (Citizen's Charter)
programları, Avustralya'da Mali Yönetimin ùyileûtirilmesi Programı (Financial
Management Improvement Program), Kanada'da Kamu Hizmeti 2000
(Public Service 2000) Programı; Almanya'da 1990'larda uygulamaya konan
Yeni Yönlendirme Modeli (New Steering Model) ve Idea 21 programları,
Fransa'da 1988'de baûlatılan Kamu Hizmetinde Yenilenme (Renewal of the
Public Service) reform projesi ve Japonya'da Yönetsel Reform Temel Politikası (Fundamental Policy of Administrative Reform) bu çalıûmalar arasında
en çok göze çarpan ve yankı uyandırmıû olanlardır (OECD, 1993 ve 1995).
Bütün bu reform programlarında, kamu hizmetlerinin sunumunda
“performans” ve “kalite” standartlarının geliûtirilmesi, kamu hizmetlerinde
“etkinlik” ve “kalite” felsefeleri çerçevesinde ele alınmıû ve
deøerlendirilmiûtir.
b) Devletin Yeniden ùnûası (Reinventing of Government)
Yeni kamu iûletmeciliøi literatürüne Amerika’nın bir katkısıdır. ùsmini
David Osborne ve Ted Gaebler’in en iyi satan Devletin Yeniden ùnûası:
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
119
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
Giriûimci Ruh Kamu Sektöründe Nasıl Saølanır? adlı kitabından alır. Devletin
yeniden inûası kavramı iyi bir idare için on ilkede özetlenir:
1. Kamu, özel ve gönüllü sektörleri katalize etme,
2. Servis saølayıcıları arasında rekabet,
3. Vatandaûları güçlendirme,
4. Otoriteyi desantralize etme,
5. Kurallar ve düzenlemelerle deøil amaçlarla idare etme,
6. Parayı sadece harcamama, kazanma,
7. Çıktılar hariç girdiler üzerine odaklanmama,
8. Bürokratik mekanizmalardan çok pazar mekanizmaları,
9. Müvekkillerin müûteriler gibi yeniden tanımlanması,
10. Çözümden ziyade problemlerin önlenmesi,
c) Kamu Yönetiminde ùûletmecilik Üçüncü Bir Yaklaûım mı?
Yaygın bir kanı olarak kamu sektöründeki idarenin özel sektördeki
idarelerden farklı olduøu görüûü hakimdir. Daha yeni bir yaklaûım ise kamu
idarelerinin özel sektörün daha verimli olan pratiklerinden yararlanmak için
her ûeye sahip olduøunu tam anlamıyla daha fazla iûletme mantıøıyla hareket
etmesi gerektiøini savunur. ùlk görüûü klâsik idare bakıû açısı diøerini iû idaresi
yaklaûımı olarak isimlendirebiliriz. Her iki yaklaûımın aûırılıklarından sakınmak
için son zamanlarda geliûtirilen orta tarzda bir yaklaûımı “kamu sektörü
iûletmecilik yaklaûımı” olarak isimlendirebiliriz. Osborne ve Gaebler kendi
idari modellerini tanıtarak Devletin Yeniden ùnûası adlı kitaplarında
problemin aûırı büyük veya aûırı küçük idare olmadıøını idarenin yanlıû
çeûidine sahip olmalarının esas problem olduøunu vurgularlar. Boyutça daha
küçük veya daha geniû idareye deøil, daha iyi idareye gereksinim vardır
(Osborne and Gaebler: 1992).
Kısaca yeni kamu yönetimi anlayıûı, devletin faaliyet alan içinde kamu
kurumlarının iûletmecilik anlayıûı etrafında yeniden yapılandırılmasını ve
yönetilmesini önermektedir. Sonuç olarak, yeni kamu yönetimi anlayıûı,
120
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
bürokrasi temelli rasyonellik anlayıûı yerine, piyasa merkezli rasyonellik
düûüncesini ikame etmeye çalıûır ( Eryılmaz, 2002: 235 – 237).
d) Kamu Yönetiminde Yaûanan Deøiûim Evrensel Mi?
NPM akımının evrenselliøi iki ûekilde ileri sürülmektedir. Bunlardan
biri NPM’in yayılabilirlik ve taûınabilirliøi iddiasıdır. Bu sav NPM’in
birbirinden farklı ülkedeki organizasyon, politik saha ve idari seviyelerdeki
problemleri çözmek için bir araç olarak geliûtirildiøini savunur. Pek çok farklı
metinde NPM’in prensipleri ekseninde benzer çözümler verildi. Diøer bir
iddia da yaklaûımın tarafsızlıøıdır. Yaklaûım pek çok farklı deøerler ve politik
bakıû açılarının kolayca takip edilebileceøi apolitik bir yapıda sunuldu. NPM’in
destekçileri onun tamamen Yeni Saø’ın veya herhangi bir parti programının
parçası olmadıøı yönetim sisteminin kurgulanıûını deøiûtirerek farklı politik
önceliklere yer verebildiøini ileri sürerler. Avustralya ve Yeni Zelanda’da iûçi
hükümetlerince uygulanan NPM bunun en iyi örnekleridir. Deøiûim yönü pek
çok ülkede iûletmeciliøe uyarlı bir yaklaûıma doøru ise de, bu geleneksel kamu
yönetiminin tamamen kaybolacaøı anlamına gelmez (Hood: 1996).
Osborne ve Gaebler ise aksine yeni paradigma ile ilintili olarak global
ve kaçınılmaz bir deøiûimin var olduøunu iddia eder (Osborne and Gaebler:
1992). Uluslararası örgütlere bakıldıøında ise NPM’e gereken önemin
verilmediøi görülmektedir. NPM’e göre doøru olan hareket evrensellikten
uzaktır. AB bürokrasisinde yaûam boyu kariyer ve yasal iûletme prosedürlerine
karûı sezilebilir bir hareket yoktur (Hood: 1996). Reformlar bazı OECD
ülkelerinde yeni bir paradigma teûkil etmeyebilir. Reformun vurgusu ve
büyüklüøü her durumda farklıdır (OECD: 1995).
6. YENù KAMU ùúLETMECùLù÷ù YAKLAúIMININ
GETùRDù÷ù YENù KùMLùK: KALùTELù DEVLET
Kamu hizmetlerinde etkinlik ve etkililik arayıûları, 1980'li yıllara dek
geleneksel kamu yönetimi paradigması içinde sistemin girdilerine odaklanmıûtır. 1980'li ve 1990'lı yıllarda oluûan yeni kamu iûletmeciliøi yaklaûımı ise
“kamu hizmetlerinde performans artıûını'' hedeflemekte ve girdilere deøil
çıktılara, yani “kamusal sistemin yarattıøı sonuçlara” odaklanmaktadır.
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
121
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
“Toplam Kalite Yönetimi” (TKY) düûüncesi, bahsedilen bu yeni eøilimin
kamusal sisteme uyarlanmasında önemli bir araç olarak görülebilir.
Genel olarak, sunulan ürün veya hizmetle ilgili bütün tarafların
memnuniyet düzeylerinin arttırılması süreci olarak da tanımlanabilen TKY
anlayıûı, Batı'da bir çok ülkede ve özellikle ABD'de büyük ilgi görmektedir.
ABD’de Federal Hükümet tarafından ''kamu hizmet kalitesinin sürekli olarak
geliûtirilmesinde en etkili araç'' olarak ilan edilen TKY, bu ülkede, kamu
yönetimi reform çalıûmalarında gündemin ilk maddesini oluûturmaktadır.
Böylece, ''yeni kamu iûletmeciliøi'' yaklaûımını benimseyen ülkeler açısından
TKY, benimsedikleri politikalar ve uyguladıkları yönetsel uygulamalar için
önemli ve vazgeçilmez bir yaklaûım haline gelmiûtir.
Kamu hizmetlerinde yaûanmakta olan “kalite devrimi”nin, kendini
kanıtlamıû bir yaklaûım olma özelliøi ile tarihsel açıdan bakıldıøında, genel
olarak ûu geliûmelerin bir ürünü olduøu söylenebilir:
a. 1980'lerin baûlarından itibaren kamu hizmetlerinin sunumundaki
gereksiz harcamalar ve verimsizlik, vatandaûlardan geçmiûe oranla daha fazla
tepki görmeye baûlamıûtır.
b. Hükümetlerin içinde bulunduøu mali kriz ve vatandaûlarda oluûan
memnuniyetsizlik, kamu sektöründe yeni arayıûlara yol açmıûtır.
c. Söz konusu yeni arayıûlar hem siyasal hem de ekonomik anlamda
yeni yaklaûımları ortaya çıkarmıû, özelleûtirme ve deregülasyon politikalarını
gündeme getirmiûtir.
d. Bu süreçte, özel sektör yönetim tekniklerinin kamu sektörüne
transferi çalıûmaları da hız kazanmıûtır.
e. Kamu sektöründe çalıûan yöneticiler, uzun dönemli planlama,
misyon ve sonuç odaklı bütçeleme uygulamalarına yönelmiû ve böylece yıllık
performans denetimine olan baølılık azalmıûtır.
1980 ve 90’lı yıllarda yaûanan bu geliûmeler, aslında kamu
yönetimlerine farklı bir bakıû açısını temsil etmektedir. Yeni kamu iûletmeciliøi olarak adlandırılan ve geleneksel kamu yönetimi yaklaûımının dıûında kalan
bu yeni bakıû açısıyla, kamu yönetimlerinde TKY düûüncesinin uygulanması,
122
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
büyük bir önem kazanmıûtır. Yeni kamu iûletmeciliøi yaklaûımı ile TKY
arasındaki bu baølantıyı, yeni kamu iûletmeciliøi yaklaûımı çerçevesinde
deøerlendirilebilecek bazı temel uygulamalarda görmek mümkündür.
Örneøin; Osborne ve Gaebler (1992) “Devletin Yeniden Keûfi” adlı
eserlerinde, siyasi karar mekanizmasının olumsuz etkileri ve bürokratik
yapılara özgü sorunlar nedeniyle rasyonaliteden, etkililikten ve kaliteden
uzaklaûan kamu yönetimlerinin nasıl daha etkili yapılara dönüûtürülebileceøini
tartıûmakta ve önerilerde bulunmaktadır.
Önerilerin ABD Federal Hükümeti tarafından dikkate alınıp, 1993
yılında bu çerçevede bir plan hazırlanmasıyla “Devletin Yeniden Keûfi”
düûüncesi somuta indirgenmiû ve kamu yönetimlerinde performans artıûının
bir aracı olarak kullanılmaya baûlanmıûtır. ABD Baûkan Yardımcısı Al Gore
tarafından hazırlanan ve “Milli Performans Deøerlendirme Raporu” adını
taûıyan planın temel sekiz önerisinden birisini de TKY' nin uygulanması oluûturmaktadır. (Gore, 1993, aktaran Leblebici vd., 2001, 130-131). Performans
ve kalite hususundaki söz konusu baølantı nedeniyle TKY anlayıûı, yeni kamu
iûletmeciliøi yaklaûımının “en etkili aracı” olarak kabul edilmektedir
(Milakovich 1995; 165, aktaran Leblebici vd., 2001, 130-131).
7- YENù KAMU ùúLETMECùLù÷ùNDE GLOBAL PARADùGMAYA DO÷RU
1980’lerin baûlangıcından beri yeni kamu iûletmeciliøi yaklaûımının
yükseliûi kamu yönetiminde ana trendlerden biri olmuûtur. Esas olarak Yeni
Kamu ùûletmeciliøi Ekonomik ùûbirliøi ve Kalkınma Örgütü (OECD)
ülkelerinde kamu yönetimi sahasında yaygın olarak gözlemlenerek teorize
edilen uygulamalı bir yaklaûımdır. Bu nedenle yeni yaklaûım belirli bir
kurucuya veya temel inançları, prensipleri ve teknikleri belirten kutsal bir
kitaba sahip deøildir. Bu gerçek NPM’nin karakteristikleri ilkeleri ve
niteliøinde farklı görüûlerin düzenlenmesine yol açar. NPM’nin temel
noktaları devlet, toplum ve bireysel kamu organizasyonlarıdır (Ateû, 1999: 8).
Aûaøıda geleneksel yönetim ilkeleri ile yeni global yönetim ilkelerinin
karûılaûtırılmasına dayanan bir tabloya yer verilmiûtir:
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
123
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
TABLO 2: Geleneksel Yönetim ùlkeleriyle Yeni Global Yönetim
ùlkelerinin Karûılaûtırılması
Geleneksel Yönetimde ùlkeler ve
Deøerleri
Merkeziyetçi, bürokratik, vesayetçi,
dikey hiyerarûik yapı
Otokratik, emir ve talimatlara dayalı
itaat beklentisi
Patron
Korkuya dayalı yönetim, sürekli
denetim ve teftiû
Emir ve Talimatlar
Bireysel, bir iûin bir kiûiye verilmesi
ve iûten onun sorumlu tutulması
Kategori
Organizasyon Yapısı
Liderlik
Yöneticiye bakıû
Yönetici – Çalıûanlar
iliûkisi
Karar verme yöntemi
Çalıûma yöntemi
“Yeni” Global Yönetim
Anlayıûı
Adem-i Merkeziyetçi,
Fleksibl, Yatay Yapı
Destek ve yardım saølayan
liderlik
Lider, öncü
Güven ve karûılıklı iûbirliøi
Konsensüse dayalı yönetim
Grup ekip çalıûması grup
içinde iû bölümü ve görev
tanımı yapılması
Birbirlerinin rakibi, birbirinin
Çalıûanlar arası
Çalıûma grubu içinde iû
kuyusunu kazmaya çalıûan kiûiler
iliûkiler
arkadaûı
Üst yönetim, orta kademe yöneticiler Çalıûanlara sunulan
Farklılık ve ayırım yok
yönetici ve çalıûan aile gibi
ve çalıûanlar arasındaki sınırlar belirgin imkanlar
Düûük kalıtım
Çalıûanların karar alma Yüksek katılım toplam
sürecine katılımları
katılım
Kar maksimizasyonu; önce kar
Organizasyonun
Müûteri ihtiyaçlarını en iyi
amacı
ûekilde karûılama, TKY
Emek, sermaye, toprak, teûebbüs
Üretim kaynakları
Bilgi + Diøer üretim kaynakl.
Homojen
ùûgücü Yapısı
Çeûitlilik
Kıdem sistemi geçerli, kayırmacılık
Yükselme
Liyakat sistemi geçerli, yükhakim
selme adil ve açık kriterlerle
Organizasyon ihtiyaçlarına göre
Kalite
Müûteri ihtiyaçlarına göre
belirlenir, kaliteyi fazla önemsememe
belirlenir.
Bireysel problem çözme
Problem çözme
Katılımcı bir yaklaûımla
görevi
problem çözme
Problemler ortaya çıktıkça çözüm
Problem çözme
Önceden problemleri
arama
yöntemi
düûünerek çözüm arama
Korku verme, cezalandırma ve
Motivasyon
Pozitif yönlendirme, teûvik
ödüllendirmeye dayalı
ve ödüllendirme
ùû için asgari eøitim ve bilgi ile
Eøitim
Sürekli eøitim, bilgi ve
yetinme
beceri geliûtirme
ùûi öøreninceye kadar çaba göstermek Öørenme süreci
Sürekli öørenme
Belirli bir alanda uzmanlık
Uzmanlık
Geniû uzmanlık bilgisi
Hiyerarûik yapı içerisinde ast – üst
ùletiûim
Çok yönlü iletiûim
iletiûimi
Kaynak : (Aktan, 1997: 310 – 314’ den kısaltılarak )
124
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
Önceden sunulan pek çok teori gibi yeni iûletmecilik uygulanabilir genel bir yapı olarak takdim edildi. NPM’nin destekçileri geleneksel kamu yönetiminde yeni global paradigmanın ortaya çıktıøını ve geçen yüzyılın sonunda
ilerlemekte olan paradigmanın kabulü olarak dünya çapında egemenliøinin
kaçınılmaz olduøunu ileri sürerler (Osborne and Gaebler, 1992, Hood: 1996).
Benzer olarak Peter Aucoin, Hood’un anlatısında geliûtirilen siyasal
sistemlerdeki her idarede aktif rol oynayan kamu yönetimlerinin organizasyonel dizaynları üzerinde yeni bir vurgu olduøunu, bu vurgunun kamu ve özel
sektör ekonomilerinin uluslararasılaûmasına paralel gittiøini savunur.
Buradaki temel mantık geleneksel kamu yönetimindeki hemen hemen
yüzyıllık hegemonyanın sonuna gelindiøi ve bu trende karûı olan NPM’nin
geleneksel idaredeki eski moda doktrinlerin yerine geçeceøidir.
7.1. Küresel Geliûmeler ve Uluslararası Rekabet
Son yıllarda batılı ülkelerdeki en göz alıcı niteliklerden biri kamunun
ve kamu sektörlerinin rolü üzerinde yeniden düûünmedir. Globalizasyon, yeni
bilgi teknolojileri vb. halkın algılarını deøiûtirmekte, dünya hükümetleri
arasında siyasal, ekonomik ve sosyal çevrelerindeki deøiûimle çevresel,
ekonomik, iûçi ve insan hakları gibi konularda uluslararası seviyede artan
karûılıklı bir baøımlılık oluûmaktadır. Küreselleûme hükümetlerin bireysel
davranma yeteneøini azaltmıû, ulus devleti aûındırarak ve kamu yönetiminin
ulusal sınırlarını daraltarak ulus devleti uluslararası arenaya daha baøımlı
kılmıûtır. Ulusal iûler diøer devletlerle iki taraflı ve uluslararası güçlerin
kompleks aøıyla ilerletilmek zorundadır. Küreselleûme idareyi daha kompleks
ve mücadeleci yapmıûtır. Hükümetler olayları ûekillendirmede daha az
yeteneøe sahiptir. ùdare global kurallarla yerel gereksinimleri barıûtırmak için
sürekli teûebbüste bulunmaktadır. Hükümetler, kaynakları ve gücü sınırlandıøı
için, artan bir ûekilde amaçlarında daha seçici hale gelmiûtir.
7.2. Bilgi Teknolojisindeki ùlerlemeler
Bilgi teknolojisindeki hızlı geliûmeler küresel ve uluslararası rekabetin
artıûında önemli bir faktördür. Teknolojilerdeki ilerlemelerle bilginin deøerlenmesi hem fırsat hem problemler yaratmıûtır. ùdari perspektifte bilgi teknoSAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
125
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
lojileri devletle ilgili konularda daha geniû ve direkt iliûki kurmayı amaçlayan
iyi bilgilendirilmiû bir yurttaû yaratmaya devam etti. Bu iliûki internet gibi
bilgisayar ortamında idari bilgilere elektronik giriû vasıtasıyla kolaylaûtırıldı.
7.3. Halkın Kamu Yönetimine Bakıûındaki Bilinçlenme
Devletin rolünün hangi ölçütlerle sınırlandırılması gerektiøi üzerinde
geniû bir fikir yelpazesi olmasına raømen ulusal borç problemini çözmede
kamu harcamalarını kısma gereøi genel kabul görmektedir. Ayrıca halkta
politikacı ve bürokratlara karûı hemen her zaman genel bir güvensizlik vardır.
Bu nedenle halk idareden politik ve ekonomik karar sürecine daha fazla
alınmayı, devletin halka karûı sorumluluøunun artırılmasını, bilgilendirme,
hakkıyla ûeffaflıøın artırılmasını bekliyor. ùlaveten halkın devleti algılamasında
idarenin verimlilik üzerine odaklı olması kanısı güçleniyor. Bu durum idarenin
rolünü uygunluk, verimlilik, sadakat, istikrar ve demokratik ilkelere baølı
olarak gerçekleûtirdiøi sürece halkın takdirini toplayacaøını göstermekte, açık
performans kriterleriyle ortaya çıkan baûarısızlık veya verimsizliøin kamu
hizmetlerinin negatif imajını artırarak medya ve halk arasında ciddi eleûtirileri
artıracaøının belirtisi sayılmaktadır. Yine de idare üzerindeki kamu talepleri
genelde tutarsızdır. Maliyet azaltma ve artan verimlilik talepleri, kolaylıkla
istikrar, sadakat ve kaynakların tutumlu kullanımı gibi kamusal deøerlere baølılıøı ve karar alma sürecine katılımı vurgulayan düûünceler ile baødaûtırılamaz.
Üstelik idarenin yüzleûtiøi konuların çoøu özel sektör ûirketlerinin artan sayı
ve karmaûıklıøı nedeniyle özel sektör ûirketi tavrında yönlendirilemez. Yine de
halkın artan beklentileri idarede NPM tipi reformlar için ana bir güçtür.
7.4. Global Dünyada Ulus Devletin Aûınması
Devletin boyutu hem geliûmiû hem de geliûmekte olan ülkelerde son
20 yıldır azaltıldı. Devletin boyutunu azaltmak için bir araya gelen iki güçten
biri olan ekonomik kriz hükümetlerin vergi gelirlerini ve kredi alma yeteneklerini azalttı. Diøer bir güç ise iyice düûünülüp taûınılmıû olan siyasalardır
(Lijeron, 1996). Neo–liberal hükümetler özel yarar öncülleri üzerinde
çalıûarak devletin boyutunu azaltmaya çalıûtı. Fakat diøer hükümetler Yapısal
Uyarlama Politikaları (SAP) taslaøı altında benzer reformlara itildi. (Mackin-
126
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
tosh: 1992) Geliûmiû ülkelerde ulus, devlet ve kamu yönetimi 70’lerdeki
ekonomik krizle ilk dalgalanmayı yaûadı. ùkinci büyük dalgalanma 80’lerden
günümüze kadar olanıdır. Örneøin ùngiliz hükümetleri kamu hizmetlerini
saølamada pazar tipi mekanizmaları tanıttı. Benzer olarak diøer pek çok
endüstrileûmiû ülke devletin boyutunu küçültmek için siyasalar geliûtirdi.
Geliûmekte olan ülkelerde kamu yönetiminin boyutunu küçültmek
için yapılan çabaları anlamak için bazı bakıû açılarını analiz etmek önemlidir.
ùlk olarak bu ülkelerin çoøunda idarenin boyutu göreceli olarak küçüktür ve
endüstrileûmiû ülkelerden daha az bir tasarruf anlayıûı mevcuttur. ùkinci olarak
düûük gelirli ülkelerde sosyal güvenlik ve sosyal refah harcamalarının yapısı
göreceli olarak azdır. Bütçe kesintileri diøer kalemler üzerinde olmak zorundadır. Son olarak kamu açıøı ve dıû kontrol eksikliøini önlemek için geliûmekte olan ülkelerin çoøunda aøırlaûan ekonomi üzerinde kamu sektörünün
rolünü ciddi olarak azaltan yapısal uyarlama politikalarına baûvurulmaktadır
(Machintosh: 1992, Lijeron: 1996). Devletin ve kamu örgütlerinin rolünü
azaltma trendi hizmetin yayılma ûekilleri, özelleûtirme durumundaki kamu
hizmetlerinin piyasaya, yarı pazarlara (sözleûme, muafiyetler ve kefiller gibi),
sivil toplum örgütlerine desantralizasyonu ûeklinde olmaktadır. Bu ilkelerin
çoøu da NPM yaklaûımının ana elementlerinin kurucusudur.
8. 21. YÜZYILDA SONUCA VE PERFORMANSA DÖNÜK
KAMU YÖNETùMù VùZYONU
20. yüzyılın son dönemleri ve 21. yüzyıl, bir anlamda 20. yüzyılın
sanayi toplumuna ait ideolojilerin ve kurumların tıkandıøı, yeni kurumların ise
oluûum sürecine girdiøi bir dönem olmuûtur. Eski düzen büyük oranda
ortadan kalkmıû, yeni düzen ise henüz tam olarak oluûmamıûtır. Kısaca, bütün
dünyada ve tek tek birçok ülkede bir geçiû dönemi yaûanmaktadır.
Yeni dönem yeni anlayıû ve kurumları ile tam olarak oluûmamıû olsa
da, gelecekteki ortamın temel çizgileri ûimdiden belirginleûmeye baûlamıûtır.
Günümüzde kalkınmıûlıøın göstergesi sadece kiûi baûına gelirle deøil,
strateji geliûtirme, organizasyon kurabilme, bu organizasyonları deøiûen
ûartlara adapte edebilme, sürekli öørenebilme ve takım halinde çalıûarak sonuç
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
127
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
alabilme gibi özelliklerle belirlenmektedir. Belirsizliklerin ve rekabetin
yoøunlaûtıøı bir ortamda deøiûimi takip edemeyenler, bugün sahip olduklarını
çok kısa sürede yitirme riski ile karûı karûıyadır. Bu durum, tek defaya mahsus
bir çaba yerine, yönetim zihniyetinde, stratejisinde ve organizasyonunda
sürekli bir geliûimi ve yeniden yapılanmayı gündeme getirmektedir.
ABD, ùngiltere, Kanada, ùrlanda, Yeni Zelanda gibi birçok geliûmiû
ülke küreselleûme ve bilgi toplumu ûartları tarafından ana çerçevesi çizilen bu
yeniden yapılanma sürecinde öncü rol oynamıûtır. Eski Doøu Bloøu ülkeleri
ile geliûmekte olan ülkelerden bir çoøu da bu sürece katılmıû ve yönetim
yapılarında köklü reformlar yapma yönünde adımlar atmıûlardır.
Bu yeni yönetim anlayıûı ve uygulaması,
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
Piyasaya saygılıdır ve mümkün olduøu ölçüde piyasa araçlarını
kullanır.
Hukukun güvencesi altında, sivil toplum kuruluûlarına ve bireylere
geniû bir alan tanır.
Yerel ve yerinden yönetim yapılarını öne çıkarır.
Stratejik yönetim anlayıûı içinde öncelikli alanlara yoøunlaûır,
performansa ve kaliteye dayanır.
Bilgi teknolojilerini yönetimin bütün süreçlerine yayar ve kullanır.
Çok çalıûmaktan ziyade akıllı ve programlı çalıûmayı öngörür.
Mevzuatta kısalıktan ve sadelikten yanadır.
Yatay organizasyon yapısı ve yetki devrini gerektirir.
Katılımın geliûmesi için gerekli güvenli ortamını ve mekanizmaları
oluûturur.
Sorumluluøunun gereøi olarak hesap verir, herkesin bilgi edinme
hakkı olduøuna inanır.
Çalıûanları geliûtirir, güçlendirir ve yetkilendirir.
Grup ya da ekip çalıûmasına önem verir, çalıûanların görüû ve
eleûtirilerinden yararlanır.
Ülkemizde kamu yönetiminin yeniden yapılanmasına yön verecek ana
unsurlar da bunlar olmalıdır. ùnsanlıøın ortak tecrübesine dayanan bu
128
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
düûünceler ve araçlar, ülkemizde yaûayan milyonlarca insanın özgür ve
müreffeh yaûaması kadar, gelecek nesillerin mutluluøu açısından da son
derece önemlidir (Dinçer ve Yılmaz, 2004).
9.
YENù KAMU ùúLETMECùLù÷ù
YÖNELùK ELEúTùRùLER
(NPM)
AKIMINA
Sosyal bilimlerdeki diøer teori veya yaklaûımlar gibi NPM’de eleûtirilerden kaçamamıûtır. Fakat NPM’in bazı tanımlarına karûı eleûtirel fikirler
arasında yaygın bir çeûitlilik vardır. Bir eleûtiriye göre NPM 1980’lerin moda
akımlarının bir ürünü olduøu için, tamamen özü alınmıû ûırınga edilen bir iøne
niteliøindedir (Hood, 1991). Bu yaklaûıma göre; yeni iûletmecilik anlayıûı
retoriøine raømen çok az bir deøiûim yaratmıû bütün eski problem ve zayıflıklar kamu sektöründe deøiûmeden kalmıûtır. Bunun gibi NPM’in ana eleûtirmenlerinden biri olan Pollitt, NPM’i çıktıya ve sonuca yönelik olma niteliøiyle
eleûtirmektedir. Ona göre, bazı devlet hizmetleri sosyal nitelikleri ve dıûsallıklarının önemi nedeniyle sayısal terimlerle deøerlendirilemez (Pollitt, 1990: 3,
21). NPM neo–taylorizmdir ve bilimsel yönetim paradigmasını yeniden doøurmuûtur. Pollitt, kontrol etme, ölçüm izleme aktivitelerine de vurgu yapar.
Bir baûka eleûtiride yeni iûletmeciliøin özel bir menfaate, partiye veya
millete kendini vakfetme aracı olduøu savıdır. NPM yönetsel bir sınıfın
mesleki uøraûılarına hizmet eder. Bu yönetsel sınıf üst yöneticiler, merkezi
bakanlıklardaki memurlar, iûletme okulu öøretmenleri, yönetim
danıûmanlarından oluûur.
Yaygın bir eleûtiride yeni iûletmeciliøin temel amacı olan daha düûük
maliyetlere hizmeti gerçekleûtirme yeteneøinin kamu hizmeti etiøine zarar
verme tehlikesidir. Bu görüûten hareketle NPM idarenin tanrılaûtırılması ve
pek çok durumda yeni raporlama sistemlerinin orta seviyelerinin bürokratizasyonu ile sonuçlanmıûtır. NPM reformları bürokrasinin dengesini bozdu,
bürokrasiyi zayıflatarak ön plandaki baûlıca yetkileri yok etti görüûü hakimdir.
En son eleûtiri NPM’in evrensellik iddiasının reddidir. NPM’i
destekleyen iddialara raømen bu yaklaûıma göre farklı yönetsel deøerler farklı
anlamlara sahiptir.
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
129
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
10. NPM’ùN UYGULANIúINDA ORTAYA ÇIKAN SORUNLAR
NPM’ in pratikte uygulanıûının neden olabileceøi sorun ve yeni
konular ûu ûekilde ortaya konabilir ( Ateû; 1999: 40):
1- Dikkat Sapması: Yeni yönetim sistemlerinin hayata geçirilmesinin üzerinde ilginin yoøunlaûtırılması üst düzey yöneticileri farklı alanlarda
yoøunlaûtırarak asıl fonksiyon ve iûlerini ihmal etmelerine yol açabilir.
2- Kamu Hizmetlerinin Bölünmesi: Pek çok kamu yöneticisi
fonksiyon bölgelerini temel alan ve birden çok bölümden oluûan yeni örgütsel
yapıların oluûturulmasına öncülük etmektedir. Burada amaç, açıkça
belirlenmiû ve tanımlanmıû hedefler doørultusunda örgütsel süreci yeniden
yapılandırmaktır. Bu yapısal bölümlendirmede ortak çıkar kavramının ve
birimler arasında koordinasyona dikkat edilmemesi tehlikesi vardır.
3- Hizmetin Dıûa Yaptırılmasında Dikkatsizlik: Kontrat yönetimi
komutaya dayanan yönetimin iyi bir alternatifi durumundadır. NPM doørultusunda yapılan pek çok reform da komuta yönetiminden kontrat yönetimine
geçiû amacıyla gerçekleûtirilmektedir. Fakat hizmetin illa özel sektöre yaptırılması ve bu iûi daha iyi yapacak kamu örgütü bulunduøu halde özel ûirketin
tercih edilmesinin verimlilik amacına ne kadar hizmet ettiøi tartıûılmalıdır.
4- Plan ve Bütçeye Vurgu: Kamu sektöründe de gittikçe artan
oranda her türlü plana ve bütçelemeye vurgu yapılmaktadır. Fakat bu plan ve
bütçenin içinde gerçekleûeceøi baølama ve sürece daha az dikkat çekilmesi bir
dilemma oluûturmaktadır.
5- Müûteri Kavramına Vurgu: Hizmet sunumunda bireye ayrı bir
önem vererek onun tüketici rolüne deøinilmektedir. Bununla beraber ûu
hususlara daha fazla önem verilmelidir :
1) Vatandaûların görüûlerine daha fazla önem verilmeli ve bu yolla
vatandaû güçlendirilmelidir.
2) Sadece bireyler deøil, yerel topluluklar da güçlendirilmelidir.
3) Vatandaûların hizmet planlama sürecine de katkı yapmaları
saølanmalıdır.
130
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
6- Pazar ùlkelerine Dayanan Performans: Bireyler reformların
öznesi olarak ele alınmakta ve kiûisel seçim ve kamu hizmetlerinde bir arz–
talep–fiyat dengesi oluûturulması konuları öncelik kazanmaktadır. Bunun
sonucu pazar mekanizmaları kamu hizmetlerine sokulmakta ama kamu
hizmetlerinin çoøu zaman kolektif seçim meselesi olduøu unutulmaktadır.
7- Hesap verme sorumluluøunun farklılaûtırılması: NPM’in
savunduøu pazara dayanan hesap verme sorumluluøu ve bu kavramın
bireyselleûtirilmesi, tek tek bireylere karûı sorumluluk anlayıûının getirilmesi
gibi alternatif sorumluluk türleri kamu yönetimindeki geleneksel parlamentoya ve hiyerarûik üstlere olan sorumlulukta bazı zayıflamalara yol açabilir.
11. SONUÇ
Günümüzde bilginin güç kazandıøı tüm toplumlarda devlet yapısı
eskiden tamamen farklı bir görünüm arz etmektedir. Özellikle 1980’li
yıllardan itibaren devleti asli görev ve fonksiyonlarına indirgeyen, paternal
devlet kavramını reddeden, devleti ve kamu yönetimini rekabetin birer aracı
konumuna getirmeye çalıûan bir anlayıû hakim olmuûtur.
Sosyal refah devleti anlayıûıyla II. Dünya savaûından sonra devletin
görev ve fonksiyonları gitgide artmıû, devlet görevlerindeki bu artıû kamu
yönetim sistemi içerisinde iûleme bozukluklarına neden olarak kamu
kurumlarına halkın güvenini giderek azaltmıûtır. Ayrıca örgüt yapısının aûırı
büyük olmasından dolayı da iletiûimsizlik görev ve yapı arasında dengesizlikler
söz konusu olmaktadır. Son yıllarda, bütün bu geliûmelere ve anlayıû
deøiûikliøine paralel olarak iktisadi serbestlik, özelleûtirme, taûeron kullanımı
ve devlet bürokrasinin azaltılması önem kazanmıûtır. Kamu ve özel sektör
yönetiminde bir yakınlaûma ve iûleyiûte de iûbirliøi söz konusu olmuûtur.
Kamu yönetimi faaliyetlerini özel sektörden aldıøı yönetim teknikleri ve iyi
örnekler (best practice) doørultusunda gerçekleûtirecek, mümkün olan en iyi
derecede bürokrasi ve kırtasiyecilik azaltılacak, giriûimcilik ve rekabete dayalı,
müûteri isteklerini dikkate alan bir idare geliûtirilecektir. Geleneksel yönetim
anlayıûının olumsuzlukları ve halkta yarattıøı memnuniyetsizlik devleti
ekonomik ve siyasal yönden “mücadeleci olmayan” onun yerine “özendirici,
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
131
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
teûvik edici” olan bir doørultuda dönüûtürmüûtür. Yeni kamu iûletmeciliøi
yaklaûımı devlete katalizör rolü yüklemekte sadece planlama ve
koordinasyonu saølayıcı ve bir araç olarak görmektedir. Kamu yönetimi ise
sonuçlardan ve önceden belirlenmiû performans kriterlerinden sorumlu
kılınacaktır.
Devlet, hizmetlerin bizzat yapılmasından sorumlu deøildir. Artık,
müûteri olarak nitelendirilen vatandaûların hizmetlerin görülme aûamasını
etkileyebilecekleri özgürlük ortamının oluûturulmasından sorumludur.
Geleneksel kamu bürokrasisinin çıkmazlarının temelinde esnek olmayan
hantal yapısı ve yozlaûma özel sektördeki hızlı geliûmeler, ekonomi teorisinde
meydana gelen deøiûiklikler, küreselleûme ve kamu kaynaklarının yetersizliøi
yatmaktadır. Yeni yönetim düûüncesi bürokrasi temelli rasyonellik anlayıûı
yerine, piyasa mekanizmalarına dayalı yeni bir rasyonellik anlayıûını
savunmaktadır (Eryılmaz 2002: 242).
Yeni yönetim anlayıûında kamu örgütleri için gerekli olan etkinlik ve
verimlilik ihtiyacı ile, politikacıların seçmenlere karûı sorumlulukları arasında
bir denge kurulmaya çalıûılmaktadır (Eryılmaz 2002: 245).
Görüleceøi üzere geleneksel kamu yönetimi paradigmasının deøiûmesi
gerekliliøi konusunda bilimsel çevrede ve yönetilenler olarak vatandaû gözünde tam bir fikir birliøi mevcuttur. Bu deøiûim için geliûtirilen yeni yönetim
anlayıûı hukukilik, demokratiklik ve halkın tatmin olabilirliøi açısından eleûtirilerle sorgulanarak hatta ABD, ùngiltere, Yeni Zelanda gibi pek çok ülkede ve
Türkiye’de ideolojik açıdan uygulama alanı bularak geliûtirmektedir. Küreselleûen dünyada kamu yönetimi de örgütsel bakımdan kendi içinde büyük bir
deøiûim geçirmekte eski kabuklarından sıyrılarak yeni bir trend yakalamıû
gözükmektedir. Devlet yapısında yaûanan bu deøiûimin, devlet mekanizmasını
daha aktif bir hale getireceøi kamu hizmetlerini nitelik açısından daha kaliteli
yapacaøı söylenebilir. Ekonomik koûulların dünyada deøiûimine paralel olarak
gelecekte kamu yönetimi etkin bir görünüm kazanacaøa benzemektedir.
132
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
K AYNAK ÇA
KùTAPLAR
Aktan, C. Coûkun (1997), Deøiûim ve Yeni Global Yönetim, MESS
Yayınları, ùstanbul
Ateû, H. (1999), An Exploration of the Theory And Practice of the New
Public Management : The Case Study of Turkey with Particular
Reference to the Turkish Health Sector, Unpublished Ph. D.
Thesis, The University of Liverpool, March, Liverpool, UK.
Barry, N. P. (1987), The New Right, London, Croom Helm.
Eryılmaz, Bilâl (2002), Bürokrasi ve Siyaset: Bürokratik Devletten Etkin
Yönetime, Alfa Yayınları.
Foster, C. D. And F.J. Plowden (1996), The State Under Stres: Can the
Hollow State Be Good Government?, Buckhingham: Open
University Pres.
Friedman, Milton (1998), Kapitalizm ve Özgürlük, Altın Kitapları.
Green D. G. (1987), The New Right: The Counter-Revolution in
Political, Economic and Social Thought, Brighton: Wheatsheaf
Gore, A. (1993), “Creating a Government that Works Better and Costs
Less” Report of the National Performance Review, New York
Time Books, Random House.
King, D. S. (1987), The New Right : Politics, Markets and Citizenship,
London: MacMillan Education Ltd.
Lijeron, Javier H. E. (1996), Decentralisation Local Governments and
Markets: A Comparative Study of Recent Trends in Selective
Countries, The Hague Inst. of Social Studies.
Milakovich, M.E. (1995), Improving Service Quality, Florida:St-Lucie Pres.
Mackintosh, M. (1992), Questioning The State, In Mackintosh and Hewit
(EDS) Development Policy Action, Oxford: Oxford University
Press.
Nye, Jr. J. S.; Zelikov, P.D, King D.C., (Editörler) (1997), “Why People
Don’t Trust Government?” Mass: Harvard University Pres.
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
133
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
OECD, (1993) Public Management, OECD Country Profiles, Paris.
OECD, (1995) Governance in Transition: Public Management Reforms
in OECD Countries , Paris: Puma – OECD.
Ohmea, Kenich, (1996), Ulus Devletin Sonu (Çev: Zülfü Dicleli), Türk
Henkel Yayını, ùstanbul.
Osborne D. and Gaebler T. (1992), Reinventing Government: How The
Entrepreneurial Spirit Is Tranforming the Public Sector,
Reading, Addison Wesley.
Pollitt, Chrıstopher (1990), Managerialism and Public Services, Oxford:
Basic Blackwell, 1990.
Tarnham, David And Sylvia Horton (1992), Managing Private and Public
Services, Ed. David Farnham and Sylvia Horton, Macmillan,
London pp. 27-52.
World Bank (1997), The State in A Changing World World Development
Report, New York: Oxford University Press.
Wilson And Hinton (1993), The Public Services, The 1990’s, Tudor Pub.
Zifcak Spencer (1994), New Managerialism: Administrative Reform in
Whitehall And Canberra, Buckingham: Open Univ. Pres.
MAKALELER
Aksoy. A. úinasi, (1995) “Yeni Saø ve Kamu Yönetimi”, Kamu Yönetimi
Disiplini Sempozyum Bildirileri, Cilt II, Aralık, ss.159-173.
Caiden, G. E., (1998) “The Vitality of Administrative Reform” International
Review of Administration Science, vol:54 No:3 (September)
pp.351-357.
Gray, Andrew, Jenkins B., (1955) “From Public Adminisration to Public
Management: Reassessing a Revolution” Public Administration,
vol.73, Spring.
Gül, Hüseyin, (1999) “Kamu Yönetiminde Piyasa Temelli Yeni Model
Arayıûları ve Türk Kamu Yönetiminde Toplam Kalite Yönetiminin
Uygulanabilirliøi”, Kamu Yönetiminde Kalite Ulusal Kongresi ,
Ekim. pp 15-30.
Hood, C., (1996) “Beyond Progressivism : A New Global Paradigm In Public
Management” Int. J. of Pub. Admin. Vol:19 No: 2 pp. 151-157.
134
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
Kamusal Retorikte Moda Trend: Yeni Kamu Yönetimi
Holmes, Malcolm and David Shand, (1995) “Management Reform: Some
Practitioner Perpectives on The Past Ten Years”, Governance, Vol:
8 No:4.
LEBLEBùCù, D.N., (2000) “Kamu Yönetimi ve Türkiye’deki Geliûimi”
Atatürk’ün Ölümünün 62. yılında Cumhuriyet Dönemi
Türkiye’sinde Bilimsel Geliûmeler Sempozyumu, 8-10 Kasım
2000, Ankara Hacettepe Üniversitesi.
Mascarenhas, R.C., (1993) “Building An Enterprise Culture in The Public
Sector in Australia, Britain and New Zealand” Public
Administration Review, C.53 S.4.
Oxley, H. And Martin J.P, (1991) “Controlling government Spending and
Deficits: Trends in The 1980’s and Prospects for The 1990’s” içinde
OECD Economics Studies, S. 17 Paris, OECD.
Ömürgönülûen, Uøur, (1997) “The Emergance of A New Approach to The
Public Sector: The New Public Management”, Prof. Dr. Cemal
Mıhçıoølu’na Armaøan, A.Ü SBF Dergisi, C.52 S.1-4.
Schedler, Kuno, (1996) “Legitimization As Granted By The Customer?”
Reflections On The Compatibility of The New Public Management
in The International Perspective, Institute of Public Finance and
Fiscal Law, St.Galen, Switzerland, pp-69-86
Wright, V., (1992) “Public Administration in The Nineties: Trends and
Innovations” içinde: Public Administration in The Innovations,
Proceeing of XXII International Congress of Administrative
Sciences, Vienna, Bruxelles: International Instutite of Administrative
Sciences.
Yayman, Hüseyin, (2000), 1980 Sonrası Türkiye’de Özelleûtirme
Uygulamalarının Geliûimi ve Kamu Yönetimi Üzerine Etkileri, Gazi
Üniversitesi, ùùBF Dergisi, Cilt:2 Sayı: 3
Yaûamıû, Demir Firuz, (1997) Kamu Yönetimi Kuramında ve Uygulamasında
Yeni Geliûmeler: “Administration”dan “Management”’a, Türk ùdare
Dergisi, Aralık, Yıl:69 Sayı: 417.
INTERNET
Dinçer, Ömer ve C. Yılmaz, “Deøiûimin Yönetimi ùçin Yönetimde Deøiûim”,
www.ozetkitap.com, Eriûim Tarihi: 15.11.2004
SAYIúTAY DERGùSù ʀ SAYI: 58
135
Download