www.ferhathoca.com

advertisement
www.ferhathoca.com
a box of tissue
selpak
a speck of ..
.. Zerresi ( a speck of dust)
abandon
terketmek
Abandon:
terketmek
Abdomen
:Karın
Aberration:
yanılgı
abhor
nefret etmek
abide
çekmek
Abolish
yasayı kaldırmak
Abolition
Absorb:
içine çekmek
Absorbent:
emici
absulate majority
salt çoğunluk
Abundant
:Bol, çok
Abuse
(s):suistimal etme (z):verb
access
erişim
accomplish
başarmak, başarıyla sonuçlanmak
Accuse/ blame / charg
suçlamak
Acquire
:Edinmek
Acquire:
edinmek
Acquit
beraat ettirmek
adequate
yeterli
Admission
giriş
Admit:
kabul itiraf etmek
Admonısh:
ihtar etmek
admonish
uyarmak
Adopt
:Edinmek; evlat edinmek
Adultery
zina
Adverse
:Elverişsiz
Adversity
terslik olumsuzluk
Affect:
(ıfekt) etkilemek
affectionate
sevimli
Ailment
:Hastalık
Allegation
iddia
Allege
iddia etmek ( ılec)
Alleviate
hafifletmek, acıyı dindirmek
alleviate
dindirmek, azaltmak
Alleviation
dindirme
alliance
anlaşma
Alliance
anlaşma
Alllegiance
bağlılık
Allocate
ayırmak, tahsis etmek ( ellikiet) stay in the room allocated for you
allusive
imalı
Aloft
yukarı, yukarıda,
Aloof:
soğuk
Alter:
kısmen değişmek
Ambitious:
hırslı
ambush
pusuya düşürmek ( embuş)
Amendment
:Düzeltme, değiştirme
Amorously:
tahrik edici
ample
gerektiğindden çok
Ample
:Bol, çokça
Anchor:
geminin demiri
Ankle
ayak bileği
Antagonize:
kızdırmak
Anxiety:
endişelenmek üzülmek (like moms do9
Ape
:Maymun
Appall:
çok etkilemek
Apparently:
görünüşe göre ,söylenene göre
Appellant
davacı
apply for the master's degree program in the department of clinilic psychology
Appoint
atamak
Appreciate:
takdir etmek
Apprehend:
endişelenmek üzülmek (like moms do9
Arsenal
tophane
arson/arsonist
kundaklamak
article
bilimsel makale
artifact
insan eliyle yapılmış
Artificial respiration
sunni tenefüs
assemble
bir araya toplamak , monte etmek
assembly
bilimsel toplantı, sempozyum
Assign
ödevlendirmek
Assign
:Görev vermek; tahsis etmek
Assist:
2 help
assure
temin etmek
Assure:
temin etmek
Asthma
astım (ezmı)
Asylum (ısaylım)
akıl / yatalka hastaların yattığı yer
at dawn
şafak vakti
at dusk
kuşluk vakti
Attain
elde etmek, ulaşmak , erişmak
attic
çatı odası
attitude
tutmu tavır davranış düşümce
Autentic:
gerçek
autograph
ünlü birinin imzası
Automate
:Otomatikleştirmek
autonomy
özerklik
autonomy:
özerklik
avalanche
çığ
Avalanche:
çığ
aviation
havacılık ( eyveyşn)
Avid
:Coşkun,hevesli
Awkward:
zor
Backstab
sırtından vurmak
bail
kefalet
Bank
:Kıyı
Barrel
:Fıçı
Bead
:Boncuk
bear
taşımak , sorumlluluk gibi , veya izini taşımak
Before the jury
önünde
Beforehand (zarf)
önceden
bellows
körük
Belt
:Kemer, kuşak
Bequath
miras bırakmak
betray
ihanet etmek
Betray:
ihanet etmek
Beverage
içecek (bevric)
Bewilder:
karıştırmak
beyond recognation
tanınmayacak derece
bias
önyargı
Bias/ed
önyargı
biased
önyargılı
biosphere
dünyanın canlı hayatı barındıran bölümü
bizarre
garip
black hole
kara delik
blackmail/er
şantaj yapmak
Bleach
beyazlatmak; çamaşır suyu
Bleach
:Beyazlatmak, beyazlamak
Blister
su kabarcığı
bloodhound
tazı
Bloodhound:
tazı
blur
silik, silinmek(hafıza)
Blur:
Silik(hafızayla ilgili)
Borne.
doğurmak
Boron
:Bor
Bosom
:Samimi
Bottom / buttocks
popo
bowel
bağırsak
Brat:
fırlama çocuk
Break out
firar etmek
breakthrough
çok büyük buluş
Breed
:Yavrulamak
Breed:
yavrulamak
Bribe/r
rüşvet vermek
Brickbound:
şehir insanı
bring about
bir şeyin olmasına sebep olmak
browser
tarayıcı
bruise
ezik
Bruise
yara
bug
programlama hatası
bulwark
siper
by intuition
sezgisel olark
Cage
:Kafes
Calf
baldır (diz ile ayak arası ( arkada sallanan et )
Canidate:
aday
Captive
:Esir
Capture:
esir almak
Cardiac pacemaker
kalp pili
carnivore
etobur
carry out
gerçekleştirmek ( carry out his threats)
carve
oymak
Case
dava
Case:
durum vaka
Casually:
rastgele
Catastrophes
:Afet, felaket
cattle
sığır ( the cattle: sığırlar)
Cavity
:Oyuk, çürük
Cavity:
boşluk
Celestial
:Göğe ait
Challenging
:Zor
Cheeky-ily:
küstah
cherish
şevkat göstermek
Chickenpox
suçiçeği
chore
angarya, ayak işi, ufak tefek işler
Chubby:
rather fat
Chuckle:
kıkırdamak gülmek
cinnamon
tarçın
Civil law
Medeni kanun
Civil servant
clerk
Claim:
Delil göstermeden iddia emek
Click:
to make a short sharp sound
client
ana bilgisayara bağlı çalışan makine
Clot
pıhtı , pıhtılaşmak
Clown
:Soytarı
Clumsy:
sakar
Clutter:
döküntü/ dağıtmak/döküntü yapmak they' cluttering on my table
Coax:
tatlı sözlerle kandırmak
collie
uyuz çoban köpeği
Collie:
uyuz çoban köpeği
colloquial:
halk diline ait
colonel
könl: alpay
Colonel
albay (cönl)
Colonize
:Sömürgeleştirmek
combine
birleştirmek
Combine:
Birleştirmek
Come in a rash
:Fenalaşmak
come into ..
.. Yı miras almak
comet
kuyruklu yıldız
Comment (on)
:Yorumlamak
commentator
yorumcu
Commission:
görevlendirmek
commitment
sorumluluk
Companion:
zamanın çogunu beraber geçirirsin
compassinate
compassion
merhamet without..
compatible
birbirine uygun
Compell:
mecbur etmek
compensate
bedelini ödemek ( kampınseyt)
compensate:
tazminat/ödemek
compensation
tazminat
compensation:
tazminat
Compliment (ment ) verb (mınt) noun
iltifat etmek
Conceal:
saklamak
Concrete:
beton somut
condemn
kınamak ( kındem)
Condemn / convict / sentence
ceza vermek
condemn:
kınamak
condemnation
kınama ( kandemneyşın)
condemnation:
kınama
configuraiton
bilgisayarın teknik özelliklerinin tümü
confine
hapsetmek ( bir hayvanı kafese koymak gibi
congest
tıkamak tıkanmak
Congested
:Sıkışık(trafik)
conjure
ilizyon yapmak
Conjure:
ilizyon yapmak
conscientious
vicdanlı
Consensus
uzlaşma
consider it done in fifteen minutes
considerably
epeyce
Considerably well
oldukça iyi
Conspiracy
conspire
constituent / component
öğe , unsur, bileşen
Constitution
anayasa
consume/r
tüketmek
consumption
tüketüm ( kınsampşın)
consumption/comsume/r
tüketim
contaminate
bulaştırmak kirletmek
contend
with ..ile mücadele etmek
Content
:Tatmin etmek
content(kıntent)
memnun
content(kontent)
içerik
Context:
açılım anlam tanım
convenient
uygun
Copper
:Bakır
correspond
uyuşmak
correspondant
muhabir
Corruption
yolsuzluk
corruption
bozulma
Corruption:
bozulma
count
saymak , sayılmak
Court Martial
Askeri mahkeme
Crack:
çatlak
cradle
beşikte sallamak
crash
bilgisayarın kilitlenmesi
Crawl:
emeklemek
Crime
offence
critic
eleştirmen
critical
eleştirel
criticism
eleştiri
critisize
eleştirmek
Crook
dolandırıcı
crop
mahsül
Crop
:Ürün
Cross-eyed:
şaşı
Crumble:
ufalamak
Crutch
koltuk deyneği
cultivate
yetiştirmek, tarlayı sürmek
Curfew
gece sokağa çıkma yasağı
Curriculum
:Müfredat
curtsey/curtsy
reverans yapmak kadınların eğilerek selamlaması
Damp:
a little wet
database
veri abanı
dealer
alım satımla uğraşan kişi
Debate
tartışma/k müzakere
decay(dikey)
bozmak, bozulmak, çürütmek, çürümek, çürüme
Decent
iyi, temiz ; terbiyeli
Decline:
yan çizmek
deduce
sonuç çıkartmak
deduce
çıkarım yapmak , tümden gelim
deduce:
azaltmak
deduct
azaltmak
deduct
çıkarmak, azaltmak
deduction
azalma; sonuç
deduction:
azalma
Defendant
davalı
Defense:
müdefaa
Deficiency
eksiklik yetersizlik , kusur
Deficient
eksik, kusurlu
Definite:
kesin
deforestrate
orman yoketme
defrauder
dolandırıcı
deliquent / ly
suçlu, görevi ihmal eden ; görevi ihmal ederek
demolish
yıkmak
Dependaple:
güvenilir
deplete = use up
design
bitirmek
tasarım
desktop
masaüstü bilgisayraı
desperately
gözü dönmüş bir şekilde)
Despise:
adam yerine koymamak
deter
caydırmak
deterioration
fenalaşma
deterioration:
fenalaşma
devalue
değerini düşürmek
Deviate
:Sapmak, ayrılmak
Diarrhea (dayıriya)
ishal
Digest
:Sindirmek
Dignified:
ağırbaşlı
diminish
azaltmak , azalmak
:Balon(oynanılanılan değil)
Dirigible
İçine binilip uçanından
dirve
sürücü
dirver
yazılım anlamındaki sürücü
Discharge / release
salmak
discriminate
ayrımcılık yapmak
disdain:
küçük görme
disloyall to
vefasız
Dispute
tartışmak / kavga etmek
disregard ( ignore)
önemsememek
Distract
:Dikkatini dağıtmak
Ditch
:Hendek, kanal
Diverse
:Çeşitli, farklı
Draft:
taslak
drag
sürüklemek
Drag:
Sürüklemek
Drawback
: Dezavantaj, engel
drug addiction
uyşturucu bağımlılığı
Drummer
:Davulcu
duck
sakınmak
Dumb:
dilsiz (dam)
Dump:
çöp dökmek (damp)
Dust
tozunu almak
eager to verb
istekli
Eager:
2 b--- 2 sth istekli
Earthworm
solucna
educational board
yönetim kurulu
effeciently
randumanlı
Effect:
(ifekt)etki
Efficient
randumanlı, iyi çalışan
Elbow
dirsek
Embark on
: e girişmek
embezzlement
zimmetine para geçirmek
emission...
emit
yaymak, dışarı vrmek
Employ:(ımploı)
iş vermek
Employee:
(employi) işçi
Employer:
(ımployı) iş veren
Enclose
:Etrafını çevrimek
Enclosure
:Çevirme,Çevrili
encourage
teşvik etmek,
endorse
destelemek
endorse
ciro etmek; onoylamak
endure
dayanmak, çekmek; uzun süre etkisini korumak
Enjoin
:Yasaklamak, emretmek
enroll
üye olmak
enthusiasm
heves
enthusiastic
hevesli, istekli
enthusiastically
hevesli bir şekilde
epidemic
salgın
equation
denklem
equilibrium
denge
erect:
standing straight up
erode
yıpratmak, aşındırmak
Erratically:
sebatsızca düzensiz olaraK
Erupt
:(yanardağ) patlamak; çıkmak
establish
demolish(yıkmak)
Ethics
ahlak ( göerv meslek gibi anlamlarda
Europian Union
:Avrupa birliği
evacuate
boşaltmak
evaporate
buharlaşmak
evaporation
buharlaşma
eventually:
er geç
evolution
evrim
evolve
evrim geçirmek, değişmek, gelişmek
Evolve
:Gelişmek
Exasperate:
kızdırmak
excavate
kazarak bulmak
excavation
kazı
Exceed:
geçmek
Excess
:Aşırılık, aşırı
excite
heyecanlandırmak
Excite:
heyecenlandırmak
exclude
çıkartmak, dışarı atmak, kabul etmemekr
Exclude:
hariç tutmak
exclusion
hariç tutma
exclusive
herkese açık olamayan, öxel
exclusively
yalnızca , özel olarak, diğerleri olmadan
exclusively:
yalnızca (solely)
Execution
idam
Executive/s
yönetici
Exemption
Exhibit
:Sergi, sergilemek
exhort
teşvik etmek, hararetle önermek
expand
genişlemek
expansion
genişleme
experimen
deney (eksperiment)
exploit
sömürmek istismar etmek
Exploit
istismar etmek , önemsememek
Expression:
ifade
extend
erişmek, yayılamak
extensive
kapsamlı , büyük
extensively
kapsamlı
extensively:
kapsamlı olarak, bir şekilde
extention
büyüme, genişleme
Extract
Çekip çıkarmak , aynı zamanda diç çekmek anlamına gelir
Exultation:
büyük mutluluk
facilitate
kolaylaştırmak
fahrenheit
abd de kullanılan sıcaklık ölçü birimi
fall for
kanmak
Fall over
yutmak
Feather
:Tüy
Fense:
eksrim yapmak
fertilizer
gübre
Fertilizer
:Gübre
Fervently:
gayretli şevkli
Finite
:Sınırlı, sonu olan
fire
para cezası
flaky
dried and easily broken
Flaky:
dried and easily broken
Flatten:
düzleştirmek
flick
göz atmak
flourish
zenginlemek
Flutter:
dalgalanmak
Fold:
katlamak
Forensic medicine
adli tıp
Forged money
sahte para
forger/conterfeiter
kalpazan
forgery
kalpazanlık
formation
oluşum
fornicate
zina yapmak
Foster
:Beslemek, büyümek
Frail:
Meyilli
Fraud
dolandırıcılık
frisk
üzerinde silah aramak
Frisk:
üzerinde başında bişey silah aramak
Fuddy duddy:
aşırı titiz
fuddy-duddy
aşırı titiz
fumble
aramak
Fungus
:Mantar (yenilmez bu)
Fungus( fungi )
mantar
Furious:
irate
furtively
sinsi/ce
Fuss:
yaygara
futility:
yararsızlık
Gag
şaka, espiri, ağzını tıkamak, susturmak
gain
elde etmek
Gain:
Kazanmak ?
Gang/ mob
çete
Ghetto
:Yahudilerin oturuğu mahalle
Gıngerly:
yavaş ne dikkatli
gingerly
yavaş ve dikatli
Glimmer:
parlamak
glisten
parlamak(ıslak bir şeyin)
Gloomy
:Loş; hüzünlü
glue
tutkal
Glue:
tutkal
go off
bozulmak
go sour
ekşimek
goddess
tanrıça
Gossip:
dedikodu yapmak
Government
Hükümet
grasp
yakalamak, sıkı tutmak
Grasshopper
çekirge
gravy
et yağı
Gravy:
Et yağı
Grımy:
çok kirli (graımı):
Grınd:
sıkıştırmak ground
grimy(graymi)
very dirty
Gruff
?
guinea pig
kobay ( gini pig)
Gypsy
:Çingene
habitable = inhabitable
içinde oturulur ( inhabitable place)
habitant = inhabitant
ikamet eden
Habitat
:Birşeyin doğal yeri
Hail:
dolu yağmak
half life
radyoaktif bir maddenin yarılanma ömrü
Hammer:
Çekiç, çekiçlemek
hang hanged
birini asmak
hang hung
asmak
Hang up on sb
yüzüne kapatmak
hard disk / hard drive
sabit disk
hard science
sayısal bilim
haul
çekmek, sürüklemek, balığı çekmek
have a miscarriage
have an abortion
Health insurance
sağlık sigortası
Hearing
duruşma
Heel
topuk
Heifer:
buzağı
Heir
:Varisçi,mirasçı
Heir (er)
varis
herbivore
otobur
Heritage
Hibernate:
kış uykusuna yatmak
high-tech, hi-tech, leading edge, state
ileriofteknoloji
the art
hoop
çember
hors d' oevre
meze çerez
html(hypertext markup language) web sayfalarının tassrlandığı ve görüntülendği dil ve biçim
humour:
huy
hunch
sezgi
Hypocrisy:
iki yüzlülük
hypocrite
iki yüzlü
Hypocrite:
iki yüzlü
Hypothesis:
hipotez
hysterically
kontrolsüz bir şekilde isterik bir şekilde
Hysterically:
isterik bir şekilde istemek
I would rather
…yacağıma
Identification / identity
kimlik
Idle:
tembel
Ignoer:
takmamak
Ignorant:
cahal
Immensely
:çok
Immunity
dokunulmazlık
Impeachment
görevden el çektirme
Impose:
empoze etmek
Impress:
mest etmek
Incite
:Kışkırtmak, teşvik etmek
Incredible:
inanılmaz
Incubate
kuluçkaya yatmak
Index / middle / ring /little finger
parmak
Indigestion
:Hazımsıklık
Indulgently:
Hoşgörülü bir şekilde
Inevitable-ly
kaçınılmaz
Infer:
netice çıkarmak
Inflammation
iltihap
Infringement
ihlal
Ingratitude:
nankörlük
Inherit
Inheritage
Inject:
bulaştırmak
Inmate
oda arkadaşı (hastane hapishane)
Innovation
:Yenilik
Inoculate ( with , against)
aşı yapmak ( bağışıklık amaçlı )
Inoculation
Bağışıklık amaçlı aşı
Inquire:
sormak
Inquiry
:Soruşturma, araştırma
Inspection:
denetleme
Intend:
Niyet etmek
Intention:
Niyet
Intentionally
:Kasıtlı
Interfere in
:..ya karışmak
Interfere with
:ile çatışmak, i engellemek
Intimate
:Samimi , yakın
Invade
:İstila etmek
Invalıd:
(ınvılıd): hasta (ınvaelıd):geçersiz
Invaluable
çok değerli
Investıgate:
Derinlemsine araştırmak
Involve:
icabettirmek içermek
Isolate
ayırmak
Issue
:Konu, mesele, sonuç
icon
pc ortamında herhangi birşeyi temsil eden simge
il/legal
yasal
il/legible
okunur
il/legitimate
meşru
il/licit
kanuna ygun
il/literate
okur yazar
il/logical
mantıklı
immune system
implicit
imalı
impress
mest etmek
impulsive
çekiçi
in bulk
toptan
in evidence
görünürde
incentive
güdü, dürtü
incite
kışkırtmak
include
içine almak
inclusion
dahil etme, ilave
inclusive
içine alan (sıfat)
inclusively
dahil bir şekilde,
incompatible
birbirine zıt
indispensable
vazgeçilmez
induce
tümevarım
indulgently
göz yumarak
inevitable
kaçınılmaz
infantry troops
piyade birlikleri
ingredients
içindekiler
inhabit
oturmak, ikamet etmek
innovate
yenilik getirmek
innovation
yenilik
instruction
komut
intensely
şiddetli
intensity:
yoğunluk
intensively
yoğun olarak
intuition
sezgi
irrelevant to
alakasız
jacknife
çakı
Jeopardize:
tehlikeye atmak
jerk/vagabond
serseri
Joınt:
eklem
journal
bilimsel içerikli ve düzenli yayınlanan dergi
Judicial system
Yargı sistemi
just in case
ne olur ne olmaz
Justıfy:
haklı çıkarmak
Justify
:Doğrulamak, haklı çıkarmak
KARACAN 1
Keep up
:Devam ettirmek
Lapel:
yaka by the--
latch
kapı mandalı.. On the latch
Law
kanun; hukuk
Lawn:
çim alan
lax
gevşek
Leaflet:
risale
Leak:
sızmak sızıntı
lecture:
konferans
Legislate/tion
yasa / çıkarmak
leukemia
lösemi
Lid:
kapak göz kapagi
Lie detector
yalan makinası
light year
ışık yılı
Limp:
topallamak
liquefy
sıvılaşmak
Loan:
faize para almak
Loathe:
tiksinmek
Lofty
:Yüksek
look on
consider
loyal to
e sadık
lure
cezbetmek
mainframe
çok kullanıcılı ve yüksek kapasiteli bilgisayar
maintenance
bakım
Major
binbaşı
make up
makyaj yapmak, uydurmak, barışmak, oluşturmak
malicious code/ virus
kötü niyetli kod
mall rat
shoplifter
Manipulate
:Kendi çıkarları kullanmak
Manner:
hal ve haraket tarzı
Mansion
:Konak, köşek
Marmalade:
limon- portakal reçeli
Martial law
sıkı yönetim
Marveilous:
harika
Mass destruction weapons
kitle imha silahları
mass suicides
toplu intiharlar
Mass:
Parça, kütle
May I be excused for Friday?
meadow
çayır
Measure
:Önlem
mechanic
tamirci
mermaid
denizkızı
Mesmerize:
birinin dikkatini tam olarak çekmek
Mess:
Karmaşık karışık
meticulous / ly
titiz bir şekilde
Mighty
:Büyük
Mild-mannered:
yumuşak başlı
milk
sağmak
Milk:
sağmak
milky way
saman yolu
mirage (mirajj)
serap
Mob
kalabalık
modest
gösterişsiz
Modify:
kısmen değiştirmek
Mop
pas pas yapmak
Morality
ahlak ( toplum gibi )
Mount
:Monte etmek
Mp ( member of parliament)
millet vekili
mug/ger
saldırıp soymak
mummify
mumyalamak
Murmer:
mırıldanmak
mutiny
isyan
Mutter:
homurdanmak
mutually
karşılıklı olarak
Muzzle:
namlunun ucu
my house is furnished
dayalı döşeli
Nail:
Çivi, çivilemek
Nailed:
Çivili
Near-sighted:
miyop
Neat:
temiz düzgün
neutralise
etkisini yok etmek
Notation
:İşaret
noteworty
kayda değr
nudge
dirseklemek
Nursing home
sağlık ocağı
Nutrient
:Besleyici; besin, gıda
Nuts:
kaçık
Obsequious:
aşırı itaaker
obstacle
engel olmak
Obstinacy:
inatçılık
Obstinate-ly:
inatçı
odd
acayip
odds
ihtimal
Odds:
ihtimal
Offend
gücendirmek
Offender
suçlu
Offense
Suç
Offensive
iğrenç
oil rig
oil well
omen
alamet
Omen:
alamet
omnivore
ikiside
On account of..
..den dolayı
on loan
ödünç olarak
opaque
ışık geçirmez
opaqueness
saydamsızlık
orbit
yörünge
Orchard:
bayattaki gibi bahçeler
Ore
:Maden cevheri
Orginised crime
organize suçlar
Outbrake
hastalığın patlak vermesi
outlaw
yasaklamk
Outlaw:
yasaklamak
Outline:
To give a general description if sth
outstanding
önemli
Outstanding:
önemli
Overeasy / rare
az pişmiş
overtake
sollamak
oyster
istiridye
Oyster
:İstiridye
Painkiller
ağrı kesici
Pal
:Arkadaş
palm/palmtop
avuçiçi blgisayar
Pane :
pencere camı
paradox
kendi içinde çelişkiler bulunduran
Parliament
meclis
Parole
tahliye (erken)
participation
katılım
Party (ies)
taraflar
Peasant
:Köylü
Peculiar:
ilginç
peel
soymak .. Kabuğunu
Peel:
kabuğunu soymak
penalty
ceza
pensive
düşünceli
Perception:
algılama
perpetually
sürekli
Persuade:
iyi şeyler söyleyerek ikna etmek
Petit
:Küçük önemsiz
petrify
şok etmek , taşlaşmaK ( mostly passive)
Phase
:Aşama
philanthrophy
hayarseverlik
philanthropist
hayırsever ( filintiripıst
pinch
çimdiklemek
Pinch:
çimdiklemek
Placebo
sahte hap
Plaque:
çürük (plaak)
Plaster
alçı
plum
erik
plump
tatlı şişko
Plump:
looking nice rather fat
plunder = loot
plunge into
dalmak
poach
yasak avlanmak
Policy
:Politika
Polyglot:
çok dil bilen
portable/ notebook/ laptop
dizüstü
Posses:
sahip olmak , neden olmak
Preach
:Vaaz vermek, nutuk çekmek
precipitation
yağış
precisely
açık seçik
Precisely:
açık ve net bir şekilde
predator
yırtıcı hayvan
preliminay
ilk(sıfat)
Prescribe
:Reçete yazmak
presentable
düzgün görünüşlü
prey=game
av hayvanı
Principal:
ana (only before a noun9
produce
üretmek
product
ürün
production
üretim
prohibit
yasaklamak
prohibition
yasaklama
Promotion:
terfi
Proper:
uygun
Proposition:
öneri (propizişin)
Prosecutor:
savcı
prospect
ihtimal
prospect:
ihtimal
prospective
muhtemel- umulan
prototype
ilk örnek
publicly
alalen, açık
publicly:
alalen
pull over
sağa çekmek
Purr:
mırlamak
purse
para çantası, dudak bükmek
Purse:
Para çantası ,dudak bükmek
Pursuit
:Kovalama,uğraş,
Push sb
Üstüne gitmek
push up
şınav çekmek
put off
ertelemek; soğutmak ( bir kişiden)
quail
bıldırcın
Quail:
bıldırcın
Raid
baskın
Raid
:Baskın
razor
ustura
Razor:
Ustura
reason
akıl/akıl yürütme
recession
gerileme
Reciprocal
:Karşılıklı
Reckon
:Sanmak
Reconcile:
barıştırmak
Record
kayıt, sicil
recreation
eğlence
recriminate
birbirini suçlamak
Refugee
:Mülteci
Rehearse
prova yapmak
Reject
:Geri çevrilmek
release sb on bail
kefalet ile serbest bırakmak
relieve
hafifletmek, rahatlamatmak
relish
hoşlanmak
reluctant
isteksiz
remain neutral
tarafsız kalmak
Remedy
derman
remorse
pişmanlık
Repugnancy:
iğrençlik
repugnant
iğrenç
Repugnant:
iğrenç
repulsive
iğrenç
Repulsive:
uzaklaştırıcı iğrenç
Reputation:
ün
reservoir
su deposu
Resign:
istifa etmek
Resist:
tahammül etmek
Restrain
:Alı koymak, zaptedmek
restructure
yeniden tapılandırma
Resurrect:
gündeme getirmek
Reveal
:Açığa çıkarmak
Revenge:
to take ----- on sb
review
gözden geçirmek
revise
eksikleri tamamlayarak gözden geçirmek
revolt / mutiny
isyan
Ribcage
göğüs kafesi
Rigid
:Katı, eğilmez
riot
kargaşa
roasted chickpea
leblebi
Romour
:Dedikodu
Routine:
alışılagelmiş
Rust-y:
paslı
sabotage
sebıtaaj
Satisfaction
:Tatmin, memnuniyet
Savage:
very cruel
Scatter:
dağılmak kaçışmak
scavenger
leş yiyen
Schedule
:Program,proglamak
scornfully
küçümseyerek
screech
hoş olmayan bir bağırma şekli
Screech:
Hoş olmayan bir şekilde bağırmak
Sedative
yatıştırıcı
segregate
segregation
(ırk)ayırmcılık yapmak
Self-assured:
kendinden emin
Sensible:
mantıklı
Sensitive :
hassas
sent it to me via e-mail a.s.a.p
serendipity
hoş tesadüf
server
ana bilgisayar
Sew
sewed-sewn:
sewage
içndeki pislik lağiım
sewer
lağım
Shade:
serin yer
shady
namussuz
shady
namussuz
Shaggy:
darmadağın
Shallow:
Derin olmayan
Shareholder
hissedar
Shattered:
çok üzgün
Shield:
siper almak
Shin
yukardakinin ön tarafı
Shriek:
Aniden ciyaklamak
shrug
biliyormuş gibi yada ilgilenmiyormuş gibi omuz silkmek
Shrug:
bilmiyormuş veya ilgilenmiyormuş gibi omuz silkmek
Shuffle:
sürüklemek
shuttle
mekik
Side effect
yan etki
signify
işaret etmek
simulate
taklitini yapmak (simyuleyt)
Simulate
:Taklitini yapmak
simultaneous/ly
aynı zamanda olan
simultaneous/ly
aynı zamanda olan
Simultaneously:
aynı anda (çeviri)
Skinhead:
dazlak
Skull
:Kafatası
Slap:
Şamarlamak
Sleev:
elbisenin kolu
Slide:
kaymak kayarak gitmek slid
Slim
:İnce
Sling:
Askı ile asmak
slip of tongue
dil sürçmesi
Slip:
kaymak , düşmek sliped
Smash:
çarpmak, parçalanmak
Smooch:
öpüşmek
smuggling/er
kaçakcılık
snack
aparatif, atıştırmak
Snack:
aparatif, atıştırmak
Snatch:
Kapmak
snatcher
kapkaçcı
Snore:
horlamak
Sob:
hıçkırarak ağlamak
Sofa
:Kanepe
soft science
sosyal bilimler
software developer
yazılımcı
solely
yalnızca
solidify
katılaşmak
Sooth:
teselli etmek
Spacious
:Geniş
Span
:Süre
sparsely
seyrek olarak
Species
:Tür
Specify:
kesinlikle belitrmek
spectacular
mükemmel , görülmaye değer
spectator
seyirci ( bu olanlara seyirci olamam)
Speculate
:Tahminlerde bulunmak
Spill
spillt
Spin:
dönmek hızlıca spun:
Splatter:
sıçratmak (sıçratma şu suyu yaa)
Splendid:
very good
spreadsheet
hesap tablosu
Stack:
istif yığın
Stagger
:Şoke etmek,
stain
leke ( halının üzerindeki pis leke gibi)
Stand by sb
:Yanında olmak
Startle:
ürkmek, ürkütmek
Steamer
vapur
stereotype
klişeleşmiş basmakalıp örnek
Stıck
sokmak stuck
stimulate
teşvik etmek, canlandırmak, kışkırtmak, gaz vermek
Stimulate:
canlandırmak renk katmak
stimulation
teşvik
Stimuli
:Uyarılar
stipulate
aşrt koşmak
Stitch
dikiş / dikmek
straighten
düzeltmek
Straightforward:
dürüst
strap
çantanın kulpu, kayışla tutturmak
Strap:
Çantanın kulpu, kayoşla tutturmak
Stretcher
sedye
Strident
:Rahasız edici
Stubborn-ly:
inat-la
stumble
tökezlemek
sufficient
yeterli
sulky
somurtgan
Supervise:
denetlemek
Supply
:Karşılamak,ulaştırmak;miktar
Supply:
sağlamak tedarik etmek sth 2 sb
Supporter/ opposer
survey
toplumun belli bi kesmini kapsayan anket içeriği olan araştırme
Survey:
(sıveı):bakmak yoklamak (söveı)
Swallow:
yutmak
Sweep:
sürürmek swept:
Sweetener
tatlandırıcı
swiftness
çabukluk
swindle/r
dolandırıcılık
tap
faucet… musluk
Tattoo:
(tıtu):dövme ı ve got an ass tattooed on my dick
technophile
teknoloji düşkünü
technophobe
teknoloji düşmanı
terminal
kendi başına iş yapamayan bir sunucuya erişim sağlayan pc
Terrestrial
:Karasal
Terrify:
çok korkutmak
testimony
ifade
The needy
:Fakirler
the statue of liberty
Thigh
kalça ile diz arası ön taraf
Thoroughly:
dikkatli eksiksiz
Throttle:
boğazını sıkarak boğmak
Thrust:
itmek itelemek
Thwart:
engel olmak
ticket
trafik cezası
to be charged with smth
ile suçlamak
to be exempt from
muaf olmak
to be language blind
to be made redundant
işten çıkarmak
to be obsessed with
to be on parole
şartlı olmak
to be promoted 2
to be relieved
rahatlamak, ferahlamış
to be under oath
yeminli olmak
to exceed the speed limit
to exempt
muaf olmak
to get away with two years
iki yıl ile yırtmak
to give testimony
to have an appeal
cazibesi olmak
Birşeyin veya birkimsenin
To have smth/nth
biriyle yada birşeyle alkası
to do with sb/smth
olması yada olmaması
To keep in touch
with sb
:Biriyle ilişkide olmak
to lower sb
to put ... On record
sicile geçmek
to serve in prison
içerde yatmak
To spen time in...
to stay neutral
tarafsız kalmak
to swear revenge
to use violance
zor kullanmak
toxin
poisonous substance
tp
toilet paper
Traffic congestion
trafik sıkışıkılığı
Transaction:
muamele
translucency / translucent
yarı saydamlık/ yarı saydam(translusınt)
transparency/ transparent
saydamlık/ saydam
treason/traitor
hain, ihanet eden
Tremble
istemdışı titremek
Tremble:
soğuk veya krkudan titremek
tremendous
büyük
Trial
dava süreci
trial group
üzerinde deneme yapılan grup
Trim:
biçimli şık
trojen horse
görünüşte başka bir şey yapar görünümü olan virüs
troop
birlik
tsunami
depermin yaptığı dalga
tummy
karın
tussle with
uğraşmak
unanimously
oy birliğiyle
unbiased
önyargısız
undergo
geçirmek (başından eçirmek)
Undertake:
Üstlenmek
uneven/ly
değişken, karasız
Unjust-ly:
adaletsiz-ce
unreasonable
saçma
url( uniform resource locator)
web adresi
Utilitarian
:Faydacı, yararcı
Vaccinate ( veksineit)
aşı yapmak
Vaccination
:Aşı
Vaccine ( veksın)
aşı
Vacuum
elektirikli süpürgeyle süpürmek
Vandalism
devlet malına zarar veren
Vandalism
kişi
Vanish:
kaybolmak
vapour
buhar
vapourise
buharlaşmak
Vary
:Değişmek
Vault:
kiler mahzen
vegetition
bitki örtüsü
Verbal
:Sözlü
verdict
karar
Verdict
karar
Verdict
:Karar
vermin
haşere
Vertebrate
:Omurgalı
vest
yelek
Vest:
yelek
vinegar
sirke
virility
erkeklik ( they look on it as a mark of virility
virility:
erkeklik
virtual world
sanal dünya
virtuality
sanallık
virtuozo
el becerisi olan
Vow:
ant içmek
wag
sağa sola aşağı yukarı sallamak
Wallet:
cüzdan
wanna be
özenti
warm(worm)
sıcak
Weigh:
tartmak
Whimper:
acı ve korkuyla inlemek
Whine:
Zırlamak
Witch
cadı
Wizard:
cadı erkek
worm(wörm)
kurt
Wrath:
very great anger
wrıst:
bilek
Wrist
el bileği
you can have it for nothing
karşılıksız
:Yukardaki balonun daha
büyüğü ve yolcu taşıma
Zeppelin
amaçlı olan
Zinc
:Çinko
Zodiac
:Burçlar kuşağı
Download