TBMM B: 97 2.5.2007 O: 1 Değerli arkadaşlarım, elbette -ekonomi denildiğinde- biz, Türkiye'de toplumun temel yapısı­ nın, bütün dünyada da olduğu gibi toplumların temel yapısının ekonomiyle bağlantılı olduğunu, onun üzerine sosyal yönden toplumun değerlerinin yan yana olması gerektiğini biliyoruz; ekonomi olmadan sosyal bir toplumun ayakta kalamayacağını da biliyoruz. O noktada olmak üzere, elbette, ekonomi denildiğinde, sizlerin Hükümet olarak dört buçuk yıldan beri ülkemize ne gibi sıkıntılar çektirdiğini, bizler ve ülkemizde yaşayan insanlarımız her gün görüyor, yaşıyor, hissediyor. Ama, geliniz, ekonomik açıdan değerlendirmelerinizi yaparken, bunların ülkemize ve toplumun temel de­ ğerlerine ne gibi katkılar getirebileceğini, bunların ne gibi değerleri bizden götürebileceğini de he­ sap ederek bu adımları atalım. Sadece Ekonomik İşbirliği Teşkilatıyla ilgili bu tasarıyla alakalı ola­ rak söylemiyorum bu sözleri. Genel olarak ekonomi denildiğinde, hepimizin, mutlaka ve mutlaka, ülkede yaşayan insanların, şimdiye kadar yapılan politikalara uygun olmadığı gibi... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Ayvazoğlu, şahsınız adına da söz talebiniz vardı; sürenize beş dakika ekliyorum. Buyurun. FERİDUN AYVAZOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum. Bu yönden olayın değerlendirilmesi lazım. Gerçekten, ekonomik açıdan, şu anda, biz milletve­ killeri olarak, gezebildiğimiz kadarıyla ülkemizin Anadolusu'nu geziyoruz, illerini geziyoruz, köy­ lerini geziyoruz, her birimizin seçim bölgesindeki ilçeleri geziyoruz, mahallelerde muhtarların gö­ rüşünü alıyoruz, köy muhtarlarımızın görüşünü alıyoruz, sivil toplum örgütlerinin, ziraat odalarının görüşlerini alıyoruz, ama manzaranın ekonomik olarak da hiçbir şekilde parlak olmadığını lütfen kabul ediniz. Bunu, sizler, siyaseten kabul etseniz de etmeseniz de, gerçekleri bu açıdan objektif olarak değerlendirmenizi istiyoruz değerli arkadaşlarım. Ülkenin ekonomisi iyi değildir, ülkenin ekonomisi çökmüştür, sanal bir şekilde enflasyonun düşük gösterilip gösterilmemesi önemli değil­ dir. Hatta ben daha da ileri gidiyorum. Siz, AKP Hükümeti olarak, ekonominin, enflasyonun tek ra­ kamlarda dolaştığını mı iddia ediyorsunuz? Ben de şunu iddia ediyorum: Hayır -daha iyi niyetli ola­ lım- şu anda enflasyon sıfır. Değerli arkadaşlar, bunu sizlere müjde olarak verelim, enflasyon sıfır. Neden sıfır? Neden sıfırı şu: Köylerde yaşayan, çiftçilikle geçinen ve bundan elde ettiği ürünlerin, pazara çıktığında, çıkartabildiğinde, gerçekten değerini bulamayan köylünün cebinde para yok, çift­ çinin cebinde para yok. Elbette, o köylünün enflasyonu sıfır, çünkü, köylünün hareket edebilecek ekonomik gücü hiç kalmamış. Bu noktadan bakıldığında aynı durumu esnaflarda görüyoruz, yine aynı noktadan bakıldığında memurlarda görüyoruz, emeklilerde görüyoruz, yaşlılarda, dullarda, ye­ timlerde görüyoruz, bunları görmek zorundayız. Bunu gördüğümüzde de elbette "enflasyon yüzde 10'ların altındadır" diye siz propaganda yapacaksınız, ama ben de size, -bunu ne şekilde, değerlen­ dirmenizi bilemiyoruz, o sizlerin takdiridir- enflasyonun sıfır olduğunu söylüyorum. Herhangi bir hareket, herhangi bir alım gücü olmayan vatandaşların enflasyonu elbette sıfırdır. Sizler "gidiniz, beyaz eşya alımlarından lüks otomobil alımlarına kadar, şimdiye kadar hiçbir artış olmuyor, her ge­ çen gün otomobil fiyatları düşüyor, beyaz eşya fiyatları yerinde duruyor veya düşüyor" diyeceksi­ niz, ama bunun karşısında, her birimiz, her biriniz, ağzınızı açtığınızda, ağzımızı açtığımızda "bu toplumun temeli köylüdür, bu toplumun temeli çiftçidir, bu toplumun temeli esnaftır" dediğimizde, sizlerin, gerçekten, o toplumun temeline gerçek değeri verebildiğini -dört buçuk yıldır- söyleyebi­ lecek misiniz? Elbette, buna "evet" cevabı veremiyorsunuz, olumlu cevap veremiyorsunuz. O ne­ denle de geliniz, kendi kendinizi kandırmayınız; geliniz, ekonomideki sınıfta kalmışlığınızı kabul ediniz; geliniz, dış siyasetteki sınıfta kalmışlığınızı kabul ediniz; geliniz, terör konusundaki sınıfta kalmışlığınızı kabul ediniz. Yarın, bir gün, "geldiğimizde, iktidara yeniden gelirsek" diyerek propa­ ganda yapmaya çıktığınızda, "biz, o yaptığımız hataları yapmayacağız" diye söz verebilesiniz. Bu­ nu veremediğiniz sürece -biz daha önce, dört buçuk yıldan beri bu ülkeyi çok güzel yönettik, diye -115-