GELECEK TAHAYYÜLÜNÜN KISIRLIĞI 22 Ekim 2006 Geleceği tahayyül ederken birkaç yüzyıldan daha uzun süreleri pek düşünemeyiz. Belki bireysel yaşam süresinin en fazla yüzyıl kadar olmasından ya da yeryüzünde yaklaşık on bin yıldır bir kültür üretebildiğimizden, gelecek fikrimiz çok da uzun bir süreyi kapsamaz. Geçmiş denilince dedesinin dedesinin dedesini bilenimiz çok azdır ve ancak torunun torununu görebilmektir çoğumuzun gelecek beklentisi. Biraz da bu yüzden yapıp etmelerimiz ya da gelecek öngörülerimiz genellikle kişisel ve çok kısa süreleri kapsayacak denli sığdır. Ama bir yanılsamayla kendi kısacık geçmiş ve gelecek fikrimizle tüm insanlığın geçmiş ve geleceğini aynı sürelermiş gibi düşünürüz. Bu yanılsamanın ayırdında olmadan 'insanlık' adına sözler söylemeden duramayız. Örneğin beş bin yıl öncesine kadar insan türü tek tanrılı din kavramı olmadan en az yedi bin yıldır yaşıyorlardı. Üstelik de sanki hiçbir zaman bitmeyeceğini varsaydıkları devasa uygarlıklar içinde yaşıyorlardı. Bir Sümer kralına tek egemeni olduğu topraklarında birkaç bin yıl sonra üç bin ABD askeriyle yaklaşık beş yüz bin insanın öleceği kehanetinde bulunulsaydı ne derdi acaba? Bir Aztek kralına tapınak sarayının kalıntılarını Japon turistlerin fotoğraflayacağı söylenseydi gibi. Evet böyle düşününce biraz komik biraz da saçma gibi geliyor değil mi... Ama tam da bu şekilde gerçekleşti insanlık tarihi. O zaman söylenseydi saçma, gerçek dışı bir kehanet gibi duracak olan bu süreç tam da böyle işledi. Geçen hafta Oliver Curry adlı bir bilimcinin gelecekte insanlığın nasıl bir insanlık olacağına dair bilimsel öngörüleri medyada kısacık bir iki haberle görünüp kayboldu. Curry'e göre, insan türü var olan tüm olumsuz çevre koşullarına karşın giderek daha sağlıklı ve uzun yaşayan bir türe doğru evriliyordu. Yaklaşık bin yıl kadar sonra insanlar iki metreye yakın boyu olan, teni kahverengi, ince atletik ve ortalama ömrü 120 yıl olan yaşam koşullarına ulaşacaklardı. Bin yıl önce ortalama insan ömrü yaklaşık 40 civarındaydı, bugün 8o'i bulmuş durumda. Bu yüzden 120 çok kabul edilebilir ve olası bir süre olarak görünüyor değil mi? Ancak Curry bu gelişimin tüm insanlığı kapsamadığını ekliyor ve tahminlerini daha da uzak geçmişe doğru uzatıyor. Curry'e göre, yaklaşık 100 bin yıl sonra insan türü ırksal olarak gerçek anlamda ikiye bölünecek. Türün iyi genleriyle donanmış uzun boylu, sağlıklı, uzun yaşayan insanlarla, kötü genlerin toplandığı kısa boylu, sağlıksız ve kısa ömürlü insanlar birbirlerinden "türsel" olarak ayrılacaklar. Đlk grubun zeki, ikinci grubun ise zihinsel olarak daha geri olacağını da eklemek gerekiyor. Böylesi bir ayrılıştan sonra her iki grubun da insan olarak kabul edilip edilmeyeceği sorunu ortaya çıkacaktır. Örneğin birincilere sağlanan olanaklar ikinciler için de geçerli olacak mı? Yoksa ikinciler bir alt tür kategorisine indirilerek diğer canlılara günümüzde verilen statüye benzer bir konumda mı kabul edilecekler? Örneğin onların eğitim, sağlık vb gibi hakları olduğu kabul edilecek mi ya da aynı hukuk mu geçerli olacak? Đnsanlık tarihi aslında tekil bir insan kavramının çok yeni olduğunun kanıtıdır. Amerika kıtasını "keşfeden" Avrupalılara göre oranın yerlileri insan değildi. Kölelik döneminde siyahlar beyazlardan daha düşük olarak kabul ediliyor ve beyazların haklarına sahip olmaları düşünülemiyordu bile. Siyahların da insan olduklarının yasal kabulü ancak kırk elli yıllık bir geçmişe sahip ve üstelik henüz sadece eşitlik yasal bir kabul, yoksa uygulamada siyahlar hâlâ beyazlarla eşit muamele göremiyorlar. Bir Amerikan askeri de bu yüzden bir Iraklıyı rahatlıkla çocuk kadın demeden öldürebiliyor, çünkü onları insan olarak görmüyor. Đnsanlığın bugünkü düzeni pratik olarak sürdürdüğü türsel ayrımı, genetik olarak da gerçekleştirmek yolunda emin adımlarla gidiyor. Gelecek tahayyüllerimizi insanlık için kurarken aslında ne denli sığ kavramları önemli gördüğümüzün farkında mısınız?