لَقَدْ خَلَقْنَا اْلْ ِنْسَانَ ف ۪ٓي اَحْسَنِ تَقْو۪ٓيم

advertisement
Haziran-1997
GENÇLİĞİN ÖNEMİ
Diyanet
‫ان ۪ٓفي اَحْ َس ِن‬
َ ‫اْل ْن َس‬
ِ ْ ‫لَقَ ْد َخلَ ْقنَا‬
‫تَ ْق ۪ٓويم‬
Değerli Müslümanlar!
Mensubu bulunduğumuz dinimiz İslam'ın
ulvi gayesi; İnsan varlığını dünya ve ahiret
saadetine kavuşturmaktır. Bu nedenle Allah'a iman
ve itaatten tutun da insan ve hayvanlara varncaya
kadar gosterilen sevgi ve merhamette bu mutlu
hedef vardır. En güzel ve en mükemmel biçimde
yarattığı ve sevdiği insanı, Allah, yeryüzünde
kendisinin şahidi kılmıştır. (1) Bu insan varlığına o
kadar önem vermiş ki bu yetmemiş gibi her şeyi
onun emrine vermiş, her şey ona hizmet etmeye
başlamıştır. (1) İşte, bu yüce varlığın bir
ciğerparesi, dünyasının süsü var. (4) Genç, Allah'a
teslimiyette madde ve manalarını her çeşit
hastalıktan koruyup, temiz yaşantılarını muhafaza
ederek gönlünü Alah'a bağlamış, sıhhatli vücutları,
yılmayan azimleri ile Allah ve Rasûlü'nun takdir ve
övgüsüne mazhar olmuş gençler...(5)
Çiftçinin ekip yeşerttiği mahsulü, gelen yıl
için ne kadar lüzumlu ise fabrikaların depo edilen
hammaddesi o fabrika için ne kadar önemli ise,
ordunun yedek harp malzemesi ne kadar mühim ise,
milletlerin hayatiyetleri ve gelecekleri için de
gençlik o kadar mühim ve değerlidir. Zira GENÇ,
günlerin sabahı, mevsimlerin baharı, arazilerin en
münbiti, yuvaların ve cemiyetin fidanı, yarınların
ümididir.
Genç, tertemiz kalbi, sıhhatli vücudu,
taptaze dünyası ile dolmaya hazır bir beyin, yapım
ve yaptırım gücü dolu bir potansiyel, hayat ve
enerji dolu bir barajdır... Genç, iki büyük değerin
(boş vakit ve beden sağlığının) sultanı, Allah'ın
müstesna bir emaneti. Kötü niyet ve emeller için
amansız bir silah, iyi idealler için olumsuz bir
istikbal, yuvalar ve milletlerin geleceğini cennet
veya cehenneme çevirecek bir varlık...
Bugün için bazı gençlerin, gayesiz,
sorumsuz gibi duruşu, bazılarının oyun ve
eğlenceye kendilerini kaptırmış olmaları ve
bazılarının da ülke huzurunu bozmak isteyen art
niyetlilere alet olmaları nasıl önlenmelidir?
Başımızı iki elimiz arasına alıp, geçmişi, hali
ve geleceği düşünerek, durum muhakemesi
yapalım... Helak olan kavimler, kurtulan toplumlar,
boğuşan kabileler ölen ve öldürülen insanlar,
vicdanı kaybolmuş zalimler, ilerleyen, yükselen
devletler, kıtalara hükmeden milletler... Buna
mukabil düşen, şaşıran, bozulan, dağılan, boğuşan
insanları tekrar kurtuluşa davet eden, huzura
kavuşturan peygamberler Peygamberler arasında
tekerrür eden tarihler... İşte bir tarih daha tekerrür
ediyor. Fakat bir daha Peygamberi gelmeyecek bir
tarih. 14 asır evvel haber verilenlerin sahnelendiği
bir tarih...
Aziz Müslümanlar! Gençliğin Allah'ın tüm
insanlara yaptığı su çağrıya ihtiyacı var: "Ey
insanlar, gerçekten size Rabb'ınızdan İslam Dini ile
Peygamber geldi. Hakkınızda hayır olması için
hemen ona iman edin". (6) Bu öyle bir iman ki,
şerrin hiç birine fırsat vermeyen, insan hayatını
iflastan kurtaran bir iman. Tefrika, nefret ve
intikamı yok eden bir hayır. Sirk dünyası her çeşit
vahşetten bu imanla kurtulmuş, bu hayırla
meleklerin
bile
haya
ettiği
mertebeye
yükselmişlerdir.
Boğuşmalar,
çekişmeler,
öldürmeler, fuhuş bu imanla son bulmuş, gelen
peygamberlerin hepsi insanları bu imana, ibadet ve
hayra davet etmişlerdir. (7)
Neden iman ve ibadet? Çünkü insanın en
önemli tarafı ruh cephesidir. Beden ruhun
dünyadaki vasıtasıdır. Bu ruhtaki açlık, susuzluk,
boşluk
başka
hiçbir
şeyle
doyurulamaz,
doldurulamaz da ondan. Öyle buyuruyor Allah
(c.c.) "... dikkat edin kalpler ancak Allah'ı anmakla
huzura kavuşur". (8) O ruh ve kalp ki sağlamlığıyla
vücut da sağlam oluyor, bozulduğunda vücut da
fesada uğruyor.
Bu gençliğin muallime ihtiyacı var. O
muallim ki günün ihtiyaçlarını dikkate alarak
İslam'ı tebliğ etsin. O muallim ki kendi eğitim
sistemini, tarihini ve örfünü milli kafayla aksaksız,
arızasız, parazitsiz olarak boş bant misali bu taze
beyinlere aktarsın. O muallim ki mehmetçiğin
düşmana karşı vatan topraklarında bir kale olduğu
gibi, ilim ve fikir erbabına da inanç ve kültürümüze
sızabilecek neslimizi yozlaştıracak her türlü yabancı
akıma karşı bir süzgeç olsun.
Muhterem Kardeşlerim!
Nasıl ki malımızın, paramızın, önemli kabul
edilen evrakın emin ellerde korunmalarını temin
ediyorsak, şüphesiz gençlerimiz onlardan daha
değersiz değillerdir. Öyle ise onları ve teslim
ettiğimiz elleri çok iyi tanımalı ve takip etmeliyiz.
Aksi halde, milli ve dini ahlak sistemleri tahrif
edilir, yanlış programlanır, yer yer kasıtlı tekinlere
tabi tutulur ve değer ölçüleri tahrip edilirse,
misalleri geçmişte görüldüğü gibi, ülkelerin başına
örgütlendirilmiş anarşizm ve terörizm denen kara
bulutlar çöker, huzur ve güven kalmaz. Kendini
yiyen azı dişler oluşur, yer yer barajların bendi
yıkılır, fabrikalar tersine çalıştırılır. Böylece büyük
ihmal ve gafletimiz yarınki çocuklarımızın ölüm
fermanı olur. Anarşizm umumileşir, yangın çatıyı
sarar. İşte bu kendi ellerimizle kendimizi tehlikeye
atmamız(9), çocuklarımızın iflası, ellerimizle
yaptıklarımızın cezası olur. Halbuki Allahu Teala
kendimizi ve çoluk çocuğumuzu yakıtı insanlarla
taslar olan ateşten korumamızı istemiştir. (11)
İşte gençliğin önem ve değeri bu sırda, bu
anlayış ve bu şefkattedir.
Gençliğimize Allah Rasûlü'nün gösterdiği
istikamette yon vermeliyiz. O zaman genç,
gençliğini dinine, milletine hizmet ve itaata adayan
olgun bir genç olur. Her türlü takdir ve övgünün
üzerinde bir kişiliğe sahip bulunur. İşte o zaman
yıkan, bozan değil, yapan, onaran, birleştiren,
yücelten bir genç çiğnemeyen ve çiğnetmeyen bir
delikanlı olur.
***
1- Tin. 4.
2- İhya, c. 4. s. 879.
3- Mülk, 15.
4- Kehf, 46.
5- 21/60, 10.
6- Nisâ. 170.
7- 2/21,. 4/36, 23/32.
8- Ra'd. 28.
9- Bakara. 195.
10- Enfâl. 51.
11-Tahrim, 6.
Download