TBMM B : 48 14 . 12 . 1990 O : 2 üstün değerlerini muhafaza etmek

advertisement
T.B.M.M.
B : 48
14 . 12 . 1990
O:2
üstün değerlerini muhafaza etmek ve bunları genç kuşaklara aktarmaktan geçer. Başka bir ifa­
deyle, vatanımızın tabiî varlıklarını, bitkisini, toprağını, suyunu, havasını ve topraklarımızda
yaşayan insanlarımızı ve diğer canlıları korumak ve çevrenin akılcı kullanımını sağlamak, te­
mel hedefimizdir. Çevrenin korunması ve geliştirilmesi, dünyanın ekonomik kalkınması için
en önemli faktördür. Bu, bütün insanların acil isteği ve bütün hükümetlerin görevidir. Bu ge­
lişmeler yaşanırken, gelişmiş ülkelerin şu anda düştükleri hataları tekrarlamamak için, ilmî kri­
terlerin iyi tespit edilmesi, çevrenin ve doğadaki dengenin de korunması en büyük hedefimiz­
dir. Bizden öncekilerin emanet ettikleri çevreyi, bizden sonraki kuşağa, koruyarak ve geliştire­
rek emanet etmemiz, her şeyden önce insanlık görevidir. Bunu yaparken de bilimin imkânları­
nı kullanmamız gerekmektedir.
Gerek hükümet programı, gerekse kalkınma planları ve yıllık programlarda belirtildiği gi­
bi, Türkiye'nin çevre politikası üzerinde hassasiyetle durmamız ve gelecek kuşaklara, temiz ve
yaşanabilir bir çevre bırakmak isteğimiz, başta gelen hedeflerimizdendir.
Ekonomik kalkınmanın sağlanmasında, doğal, fizikî ve sosyal çevrenin korunmasının mut­
laka gerekli olduğunu öngörüyoruz. Ekolojik değerlerin korunmasıyla, ekonomik kalkınma­
nın birbirlerini tamamlayıcı bir bütün olarak ele alınmasının gerektiği inancındayız. Anayasa­
mızın 56 ncı maddesi
"Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve
vatandaşların ödevidir." demektedir.
Bu maddenin hukukî sistemimiz içinde yer alması, çevre konusundaki temel politikamı­
zın, birçok Batı ülkesine göre çok daha ileride olduğunu açıkça göstermektedir. Nitekim, bu­
gün birçok Avrupa ülkeleri, çevre hakkının anayasal sistemler içinde yer alması hedefinin pe­
şindedir.
Yukarıda da ifade ettiğim gibi, biz, çevrenin korunması ve geliştirilmesini sadece bugün­
kü kuşaklar için değil, gelecek kuşaklar için de temel hedeflerden birisi olarak görmekteyiz.
Sayın Cumhurbaşkanımız Turgut özal'ın, Türkiye Büyük Millet Meclisinde yemin töreninde
ifade ettikleri gibi, çevre korunması, önce insanlığın ortak değerlerinin korunmasıdır; doğal
dengenin genç kuşaklara miras bırakılmasıdır.
Sayın milletvekilleri, Türkiye olarak ana politikamızdan biri "kirleten öder" prensibidir.
Gerek nükleer, gerek zararlı, gerek kimyasal, gerek katı, gerek evsel olsun, her türlü atığın ve
artığın bertaraf edilmesinde esas prensip budur. Türkiye, hangi vasıfta olursa olsun, ilke ola­
rak atık ve artık ithal etmeyi ve ihraç etmeyi düşünmemektedir. Kendi atık ve artığımızı kendi­
miz temizlemek istiyoruz ve diğer ülkelerin de böyle hareket etmesini bekliyoruz. Biliyoruz ki,
birçok sanayileşmiş ülke, atık ve artıklarını, yani çöpünü ihraç edecek yer aramaktadır; ama,
biz Türkiye olarak bu türden maddelerin ithaline, insanımızın sağlığı ve çevremizin korunması
bakımından müsaade etmeyeceğiz.
Çevre politikamızın temellerinden birisi de, ortaya çıkan kirliliğin giderilmesinin yanında,
bu kirliliğin, ortaya çıkmadan, kaynağında önlenmesidir.
Sayın milletvekilleri, genel olarak, kirlenme, "tabiatın temizleme gücünün üstünde olan
yüklerin, çevrede meydana getirdiği birikimler" olarak tanımlanmaktadır. Gerek dünyada, ge­
rekse ülkemizde, önceleri değişik şekillerde yorumlanan problemler, ancak dünyada 1960'Iı,
— 176 —
Download