T. B. M. M. B: 40 uygularken, biziim bu gerçeği dikkate almamızın ve

advertisement
T. B. M. M.
B : 40
uygularken, biziim bu gerçeği dikkate almamızın ve
ithalatta ölçüyü kaçırmamızın sakıncalarını da be­
lirtmek (istiyorum.
İthalatımız, zaman zaman yerli sanayimizi tehdit
eder duruma gelmektedir. Bu husustaki görüşümüzü
somut bir biçimde açıklayabilmek liç'in, otomobil
sektöründen örnek vermek istiyorum. Bugün yabancı
arabaların Türk piyasasındaki payı yüzde 25'e ulaş­
maktadır. Halbuki bu pay gelişmiş ülkelerde yüzde
13 dolaylarındadır. Buna karşılık, yerli otomobil fab­
rikalarımız ancak yüzde 60 kapasiteyle çalışabilmek­
tedirler. Bu sektörü, yedek parçasıyla birlikte müta­
laa edersek, ülkemize ithalatın maliyetinin ne oldu­
ğu daha da 4yi anlaşılır. Ayrıca, bu sektör, sanayinin
(itici gücünü teşkil eder. Bu itibarla, mutlaka yerli
üretimin artırılması tedbirleri düşünülmeli ve ithalat
poitifcası da yeniden gözden geçirilmelidir.
Keza, ithalat ile piyasa ekonorrM şartlarının ger­
çekleşeceği, dolayısıyla yerli imalat k'apasitesinliın iyi­
leşeceği veya fiyatların düşeceği hususundaki, hükü­
metin beklentisi gerçekleşmemiştr. İthalattan fon alın­
masıyla, hükümetin bu beklentisini telif etmek güç­
tür. Fon uygulaması ve Türk parasının değerimin düş­
mesi dolayısıyla, bazı ithal mallarının fiyatları önemli
ölçüde yükselmekte, yerli piyasa da, bu ithal fiyatla­
rına göre teşekkül etmektedir. Başka bir deyimle,
pahalı ithal malları, yerli marmı'l fiyatlarının da yükselmesline sebep olmakta, serbest rekabet şartları, ül­
kemizde tersine işlemektedir.
İthalat politikasının isabetini tayine yarayan ölçü­
lerden biri, ithalat hacmi içinde, yatırım mallarının
payıdır. İthalat üçünde yatırım malarının payı yüksek
olursa, bu tür blir ithalat politikasından endişe duy­
maya gerek yoktur. Buna karşılık, lüks ithal malları­
nın payı, ithalat hacmi içinde yüksek düzeylere ula­
şırsa, ithalat, ekonomik sakıncaları da beraberinde
getirir. Son dokuz aylık rakamları incelediğimiz tak­
dirde, lüks malların ithalat içindeki payının yüksek
mliş olduğunu üzülerek görüyoruz. Bu yönüyle, itha­
latın menfi etkileri olmaktadır.
Hükümetin izlediğli ekonomik model içinde özel
kesime ağırlık verilmiş ve bu kesim marifetiyle kay­
nak yaratılması yoluna gidilmiştir. Kaynak yaratma)
yollarından baş'lıcaları, sermaye piyasası ve yabancı
sermayedir. Sermaye piyasası, yeterince başarılı ola­
mamıştır, Yüksek faiz oranları, enflasyonist politi­
ka ve özellikle, devletin, önemli ölçüde, sermaye pi­
yasası araçlarını piyasaya sürmesi sonucunda, ger-
10.12.1985
0:1
çek anlamda sermaye piyasası oluşmamıştır. Hisse
senedi hareketi olmayan bir piyasa, sermaye piyasası
değildir. Bu sebeple de, sermaye piyasası, mülkiye­
tin yaygınlaşmasına yardımcı olamamış, dolayısıyla
halkın tasarrufları anonim şirketlerde değerlendirile­
memiştir, Bu haliyle sermaye piyasası, topal' bir piya­
sa hüviyetindedir ve yeterince kaynak da yaratamamaktadm Kaldıki, bu piyasanın işlerlik kazanabil­
mesi için, menkul değerlere karşı güvenin doğmasını
sağlayacak ortamın yaratılması; tasarruf sahibiyle,
yatırımcının kendilerini teminat altında hissetmeleri
gerekir. Tasarruf sahibine güven verilebilmesi! de,
bunların, menkul kıymet çıkaran şirketleri şeffaf bir
şekilde izleyebilmelerine bağlıdır. Hükümet henüz bu
ortamı yaratamamıştır.
1985 yılında girişline izin verilen yabancı serma­
ye miktarında, 1984 yılına nazaran bir gerileme var­
dır. 1985 yılının dokuzuncu ayı sonu itibariyle giri­
şine iziin verilen yabancı sermaye 178 milyon dolar
divarındadır. Bu yılın sonuna kadar bunun 200 mil­
yon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor, 1985 yılında,
bu izinlerin yüzde 40 veya 50'sinrn, başka bir deyim­
le, en çok 100 milyon dolarının gerçekleşebileceğini
sanıyorum. Çünkü, 1984 yılında toplanan, topfllam 270
milyon dolarlık yabancı sermayeye giriş izni verilmiş
ve ancak bunun 120 mfilyon doları gerçekleşebilmıiştir, Görüldüğü üzere, 1985 yılında kayda değer bir
yabancı sermaye girişli olmamış, tersine, yabancı ser­
mayeye verilen giriş izninde azalllma görülmüştür. Bü
rakamlar da, Sayın özaıl Hükümetinin, yıldan yıla
gelişen bir ekonomi politika uygulamadığım; tersine,
yıldan yıla gerileyen bir ekonomi politikası uyguladı­
ğım gösteriyor. (MDP sıralarından «Brtaıvo» sesleri,
alkışlar) Bu 'açıklamalardan anlaşılacağı üzere, kay­
nak temini bakımından, hükümetin ümit bağladığı
sermaye piyasasında ve yabancı sermaye girişinde
hiçbir gelişme görülmemiştir.
Değeri milletvekilleri, bu açıklamalardan g k üte­
ceği üzere, hükümetin uyguladığı ekonomik pc litikk.
ihracatın dışında - o da kısmen - hiçbir alanc a ba«
sarili olamamıştır. Plan, program ye bütçe ka vramları altüst olmuş, enflasyon aşağı çekllememiş yatı.
rım için kaynak yaratılamamış, mevcut kaj niaklat
dahi kullanılamamış bulunmaktadır. İşsizlik, 1 er geçen gün artmıştır. Sosyal poltika ise, hiç de ı likkate
alınmamıştır. Her nedense, «Sosyal politika» kavra­
mı, hükümete yabancıdır, BunıDara ilave olarak istik­
rarsız blir ekonomi politikası ve bilinçsiz bir piyasa
ekonomisi uygulanmıştır. Sık sık değişen kararname-
13-
Download