Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler_____BİLGESAM

advertisement
TÜRKİYE’DE ETNİK, DİNİ VE SİYASİ
KUTUPLAŞMA
Dr. Salih AKYÜREK
Fatma Serap KOYDEMİR
BİLGE ADAMLAR
STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
RAPOR NO: 61
TEMMUZ 2014
TÜRKİYE’DE ETNİK, DİNİ VE SİYASİ KUTUPLAŞMA
Proje Yöneticisi: Dr. Salih Akyürek
Anket Tasarımı: Dr. Salih Akyürek, F. Serap Koydemir
Proje Danışmanı: Prof. Dr. Cengiz Yılmaz, Doç. Dr. Atilla Sandıklı, Dr. M. Sadi BİLGİÇ
Veri Analizi ve Raporlama: Dr. Salih Akyürek, F. Serap Koydemir
Kapak Tasarımı: Sertaç Durmaz
Çalışmaya Katkı Sağlayan Diğer Kişiler: Müstecep Dilber, Erdem Kaya, Hatice Eke
Anket Uygulama: Sanoveri
BİLGESAM YAYINLARI
Mecidiyeköy Yolu Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat:9 Daire:36
Mecidiyeköy / İstanbul / Türkiye
Tel: +90 212 217 65 91 Faks: +90 212 217 65 93
Atatürk Bulvarı Havuzlu Sok. No: 4/6
A. Ayrancı / Çankaya / Ankara / Türkiye
Tel : +90 312 425 32 90 Faks: +90 312 425 32 90
www.bilgesam.org
[email protected]
Copyright © BİLGESAM Temmuz 2013
Bu yayının tüm hakları saklıdır.
Yayın Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin
izni olmadan elektronik veya mekanik yollarla çoğaltılamaz.
ISBN: 978-605-9963-02-2
Basım-Cilt: SAGE Matbacılık
İÇİNDEKİLER
SUNUŞ __________________________________________________________________________ VI
YÖNETİCİ ÖZETİ VE SONUÇ YERİNE ____________________________________________________ 1
1. YÖNTEM VE ÖRNEKLEM ________________________________________________________ 10
2. TÜRKİYE’DE KUTUPLAŞMANIN TARAFLARI VE DERECESİ _______________________________ 11
2.1 Etnik Kutuplaşma ___________________________________________________________ 11
2.1.1 Kürt Olmayanların Kürtlere Bakışı___________________________________________ 11
2.1.2 Türk Olmayanların Türklere Bakışı __________________________________________ 15
2.1.3 Türklerle Kürtlerin Birbirine Bakışı __________________________________________ 17
2.2 Dini ve Mezhepsel Kutuplaşma ________________________________________________ 18
2.2.1 Alevilere Bakış __________________________________________________________ 18
2.2.2 Sünni Olmayanların Sünnilere Bakışı ________________________________________ 21
2.2.3 Alevilerle Sünnilerin Birbirlerine Bakışı _______________________________________ 21
2.2.4 Şeriatçıya Bakış _________________________________________________________ 22
2.2.5 Başka Dinden ve İnançsız Kişilere Bakış ______________________________________ 25
2.2.6 Başörtülülere Bakış ______________________________________________________ 30
2.3 Siyasi Kutuplaşma ___________________________________________________________ 33
2.3.1 AK Partili Olmayanların AK Partililere Bakışı ___________________________________ 33
2.3.2 CHP’li Olmayanların CHP’lilere Bakışı ________________________________________ 36
2.3.3 MHP’li Olmayanların MHP’lilere Bakışı _______________________________________ 39
2.3.4 BDP/HDP’li Olmayanların BDP/HDP’lilere Bakışı _______________________________ 42
2.3.5 Siyasi Partilerin Birbirine Bakışının Karşılaştırılması _____________________________ 45
2.3.6 Kişilerin Kesinlikle Oy Vermeyeceği Partiler ___________________________________ 46
2.3.7 Parti Seçmenlerine Göre Dini ve Siyasi Kimliklerin Kabul Oranları __________________ 49
2.3.8 AKP Hükümetine ve Uygulamalarına Bakış ____________________________________ 50
3. TÜRKİYE’DE ÖNEMLİ OLAYLAR VE KUTUPLAŞMAYA ETKİSİ ______________________________ 53
3.1 Ergenekon ve Balyoz Davalarına Bakış __________________________________________ 53
3.2 Ergenekon ve Balyoz Davalarının Kutuplaşmaya Etkisi ______________________________ 55
3.3 Gezi Olaylarına Bakış ve Olayların Kutuplaşmaya Etkisi _____________________________ 57
3.4 17 Aralık Operasyonuna Bakış ve Operasyonun Kutuplaşmaya Etkisi __________________ 60
4. KUTUPLAŞMANIN SOSYAL YAŞAMA YANSIMALARI ____________________________________ 64
4.1 Kutuplaşmanın Kişisel Tercih ve Davranışlara Yansıması ____________________________ 64
4.2 Kutuplaşmanın Gruplar Arası Adalete Etkisi______________________________________ 66
5. KUTUPLAŞMA GÖSTERGESİ OLARAK KURUMLARA GÜVEN DÜZEYİ _______________________ 68
6. AYRIMCILIK ALGISI _____________________________________________________________ 71
6.1 Etnik Temelde Ayrımcılık Algısı ________________________________________________ 71
6.2 Dini ve Mezhepsel Temelde Ayrımcılık Algısı _____________________________________ 75
6.3 Siyasi Temelde Ayrımcılık Algısı ________________________________________________ 78
7. DEMOKRATİKLEŞME VE MÜDAHALECİLİK ___________________________________________ 81
8. TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE DÖNÜK ENDİŞELER _______________________________________ 83
9. TÜRKİYE’DE KURUMLARIN SİYASALLAŞMASINA DÖNÜK ENDİŞELER ______________________ 86
ÖRNEKLEMİN TANIMLAYICI ÖZELLİKLERİ ______________________________________________ 89
EK- UYGULANAN ANKET FORMU_____________________________________________________ 91
SUNUŞ
Kutuplaşma konusu Türkiye’de çok az çalışılmış olmakla birlikte, birçok Avrupa ülkesine nazaran daha
büyük bir öneme sahiptir, çünkü kutuplaşma Türkiye’de birden fazla grup arasında görülmekte ve
bazı gruplar arasında, son yıllarda yükselen siyasi kutuplaşmanın da etkisiyle oldukça tehlikeli bir
düzeye ulaşmaktadır. Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM), “Türkiye’de Etnik,
Dini ve Siyasi Kutuplaşma” adlı bu çalışma ile alan araştırmaları noktasındaki eksikliği biraz da olsa
gidermeyi amaçlamaktadır.
Kutuplaşma çoğunlukla sebebi olduğu ayrımcılık, ötekileştirme, etiketleme gibi kavramlarla birlikte
çalışılmaktadır. Bu kavramlar temelinde yapılan çalışmalar, kutuplaşmanın hangi şartlarda toplumsal
çatışmayı başlatacağı üzerine ipuçları da sunmaktadır. Şöyle ki, kutuplaşma ayrımcılık temelinde
kişilerin temel vatandaşlık haklarını yaşamalarına mani olduğunda ya da sırf kimliklerinden ötürü
ötekileştirildiklerini ve etiketlendiklerini düşündüklerinde çatışma temelli ilişkiler ortaya çıkmaya
başlamaktadır.
BİLGESAM olarak toplumsal olaylardan ve sosyal endişelerden hareketle; kutuplaşmayı tanımlamayı,
Türkiye’de toplumsal çatışmaya sebep olabileceği öngörülen boyutlarını tespit etmeyi, kutuplaşmanın
hangi gruplar arasında ve ne düzeyde olduğunu saptamayı amaçlayan niceliksel bir çalışma
yapılmıştır. Çalışma ile son dönemde daha fazla gündemde olan ve söylemlere yansıyan
kutuplaşmayı, taraflarını ve kutuplaşmayı besleyen etkenleri gösteren bir Türkiye resmi çizmek
hedeflenmiştir.
Haziran 2014’te bazı temel bulguların kamuoyu ile önceden paylaşılması amacı ile bir sunum dosyası
yayımlanarak, konuyla ilgili temel grafikler verilmiştir. Bu ana raporda ise, 72 soruluk anket
çalışmasının verilerine dönük ayrıntılı analizler yapılarak, temel grafiklerin yanı sıra alt kimliklerdeki
kırılmaları görme imkanı sunan tablolar da sunulmuştur. “Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma”
raporu, farklı kimliklerin birlikte yaşama noktasında birbirlerine bakışını, bu kimliklerin ayrımcılık
algısını, kişilerin güncel gelişmelere, Türkiye’nin geleceğine ve kurumların siyasallaşmasına dönük
endişelerini ve kutuplaşmanın sosyal yaşama yansımalarını ortaya koymaktadır.
Türkiye’de özellikle son iki yılda artan siyasi gerginlik ortamı ve kutuplaşmayı tanımlamak amacıyla
yapılan bu çalışmanın ilgili kuruluşların karar mercilerindeki yöneticilere ve akademisyenlere faydalı
olmasını temenni eder, proje danışmanı Prof. Dr. Cengiz Yılmaz’a, raporu hazırlayan Dr. Salih
Akyürek’e, F. Serap Koydemir’e ve raporun yayına hazırlanmasında emeği geçen BİLGESAM
çalışanlarına teşekkür ederim.
Doç. Dr. Atilla Sandıklı
BİLGESAM Başkanı
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
YÖNETİCİ ÖZETİ VE SONUÇ YERİNE
Kürt Olmayanların Kürtlere Bakışı
Türkiye’de Kürt olmayanların Kürtlere bakışı, önemli düzeyde bir kutuplaşmanın işaretlerini
vermektedir. Yaklaşık her 4-5 kişiden birisinin bir Kürt ile evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak
görmesi (özel alan) ve yaklaşık her üç kişiden birisinin bir Kürt’ün ülkede başbakan veya
cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olacağını beyan etmesi (kamusal alan), hem özel alanda hem de
kamusal alanda ortaya çıkan mesafenin ve kutuplaşmanın göstergesidir.
Bir diğer önemli bulgu ise yaklaşık her 10 kişiden birisinin Kürtlerle Türkiye’de birlikte yaşamayı
problem olarak görmesidir. Bu bulgu, ülkede bir kriz durumunda patlak verebilecek iç çatışma
potansiyelini ortaya koymaktadır. Son iki yılda Çözüm Süreci’nin de etkisiyle azalan terör olayları
gerginliği ve kutuplaşmayı azaltmış olmakla birlikte Türkiye’de Kürtlerle beraber yaşamak
istemeyecek kadar radikal olanlar hala azımsanmayacak düzeydedir (%10).1
Kürtlere yönelik hem özel hem de kamusal alanda tepkiselliğin en yüksek olduğu parti seçmeni
MHP’liler ve sonrasında CHP’lilerdir. Kürtlere karşı tepkisellik AKP seçmeni arasında en düşük
düzeydedir. MHP seçmeninde hem özel alana hem de kamusal alana taşınan tepkisellik partinin
milliyetçi söylemleri ve ideolojisi temelinde anlamlanmaktadır. Bunun yanında, Kürtlere karşı
tepkiselliğin AKP seçmeninde en düşük düzeyde olması, bu parti seçmeni ile Kürtlerin benzer bir
dindar muhafazakarlık çizgisinde yer alması ile açıklanabilir.
Tüm parti seçmenleri için bir Kürt ile komşu olmaya ve Kürtlerle Türkiye’de birlikte yaşamaya yönelik
tepkisellik, evlilik ve ülke yönetimi boyutlarıyla kıyaslandığında görece daha düşüktür. Ancak, bir Kürt
ile Türkiye’de birlikte yaşamaya yönelik tepkisellik diğer üç konuya göre en düşük düzeyde olsa da bu
konunun anlamı bu boyuttaki tepkiselliği diğerlerinin önüne geçirmektedir çünkü kamusal alanda ve
özel alanda Kürtlere karşı ortaya konulan mesafe ve tepkisellik bir toplumsal çatışma potansiyeline
işaret etmezken, yaklaşık her 10 kişiden birisinde gözlenen “Türkiye’de Kürtlerle beraber yaşamama
isteği” toplumsal barış anlamında temel problemlerden birisi olarak değerlendirilebilir.
Kürtlere bakış bulguları siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; ölçülen dört boyutta da genel
olarak Kürtlere yönelik en yüksek tepkiselliğin kendisini ulusalcı olarak tanımlayanlarda olduğu,
müteakiben ise sırasıyla “gelenekçi muhafazakar”, “sosyal demokrat”, “Sosyalist-Marksist-Komünist”
kimliklerin geldiği, kendisini dindar muhafazakar olarak tanımlayanlar arasında ise tepkiselliğin en
düşük düzeyde olduğu görülmektedir.
Türkiye’de Türklerle Kürtlerin birbirine bakışı değerlendirildiğinde, Türklerin Kürtlere yönelik
tepkiselliğinin, Kürtlerin Türklere yönelik tepkiselliğinden daha yüksek olduğu görülmektedir.
Bulgular, yaklaşık her beş Türk’ten birisinin özel ve kamusal alanda Kürtlere yönelik tepkisellik
beslediğini göstermektedir.
Etnik Temelde Ayrımcılık Algısı
Çalışma bulguları yaklaşık her altı kişiden birisinin geçmişte ve bugün etnik temelde ayrımcılık
yaşadığını göstermektedir. Ülkede etnik ayrımcılık algısının geçmişe göre azalmamış olması ise
bulgulardaki en temel problem olarak görülebilir.
Etnik ayrımcılık algısına kimlikler temelinde bakıldığında; en yüksek ayrımcılığın Kürtlerde ve
müteakiben Araplarda olduğu görülmektedir. Kürtler arasında her dört kişiden üçü geçmişte etnik
ayrımcılık yaşadığını söylemektedir. Bu oran, yine yüksek olmakla birlikte, bugün için yaklaşık her iki
1
Bu oran ‘Terörle Mücadelede Toplumsal Algılar’ adlı BİLGESAM raporunda (2012: s.15) %15,8 olarak bulgulanmıştır.
1
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
kişiden birisi düzeyindedir. Kürt Alevilerde ise ayrımcılık algısının hem geçmişte hem de bugün diğer
dini ve siyasi kimliklerden çok daha yüksek olduğu görülmektedir. Araplarda ise her beş kişiden üçü
geçmişte ayrımcılık yaşadığına inanırken, bu oran bugün için yaklaşık her iki kişiden birisi
düzeyindedir.
Kürtlerde geçmişte her dört kişiden üçü etnik temelde ayrımcılık yaşadığını ifade ederken, bugün
düşünüldüğünde ayrımcılık algısı önemli ölçüde azalmış olmasına rağmen kritik düzeydedir ve
önemini korumaktadır. Ayrımcılık algısındaki düşüşün temel nedenleri, 2009 yılında başlayan
demokratik açılım ve 2012 yılında başlayan Çözüm Süreci temelinde sağlanan iyileştirmelerdir.
Etnik ayrımcılık algısı siyasi parti seçmenlerine göre analiz edildiğinde; en yüksek ayrımcılık algısının
geçmişte ve bugün BDP/HDP seçmeninde olduğu görülmektedir. AKP ve BDP/HDP seçmeninin etnik
ayrımcılık algısında bugün için geçmişe göre düşüş yaşanırken, CHP ve MHP seçmeninin etnik
ayrımcılık algısında yükseliş görülmektedir.
Alevilere Bakış
Türkiye’de yaklaşık her üç kişiden birisi bir Alevi ile evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak
görmektedir. Yaklaşık her beş kişiden birisinin bir Alevi’nin ülkede başbakan veya cumhurbaşkanı
olmasından rahatsız olacağını beyan etmesi ise mezhepsel temelde, kamusal alanda varlığını gösteren
bir tepkiselliğe işaret etmektedir. Bu bulgular, Alevilere karşı özel alanda ortaya çıkan mesafenin
kamusal alana göre daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.
Alevilere yönelik özel ve kamusal alandaki en fazla tepkisellik; dindarlığın, muhafazakarlığın ve Sünni
kültürün daha çok sahiplenildiği AKP ve sonrasında MHP seçmenindedir. Tepkiselliğin en düşük
olduğu parti seçmeni her dört boyutta da BDP/HDP’lilerdir. Alevilere yönelik tepkiselliğin en yüksek
olduğu AKP ve MHP seçmeninde, her üç-dört kişiden birisinin bir Alevi ile evlilik yoluyla akraba olmayı
problem olarak gördüğü anlaşılmaktadır. Bu iki parti seçmeni arasında yaklaşık her dört kişiden
birisinin bir Alevinin Türkiye’de başbakan ya da cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olduğu
görülmektedir.
Tüm parti seçmenlerinde Alevilere yönelik en düşük tepkisellik ise, Alevilerle Türkiye’de beraber
yaşama noktasında ortaya çıkmaktadır. Yaklaşık her 20 kişiden birisinde görülen bu tepkisellik, aynı
konuda Kürtlere karşı duyulan tepkisellikten çok daha düşüktür ve dolayısıyla daha az toplumsal
çatışma potansiyeli taşımaktadır.
Alevilere bakış bulguları dini ve siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; genel olarak Alevilere
yönelik en yüksek tepkiselliğin şeriatçılarda ve kendisini dindar muhafazakar olarak tanımlayanlarda
olduğu, kendisini Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımlayanlar arasında ise tepkiselliğin en düşük
düzeyde olduğu görülmektedir.
Başka Dinden ve İnançsız Kişilere Bakış
Başka dinden kişilere ve inançsızlara karşı özel ve kamusal alandaki en yüksek tepkisellik, beklentilerle
ve diğer çalışma bulgularıyla örtüşen şekilde, geleneksel ve dini muhafazakarlığın öne çıktığı AKP ve
sonrasında MHP seçmenindedir. Tepkisellik CHP seçmeninde ise en düşük düzeydedir. AK Parti ve
MHP seçmeninde yaklaşık her iki kişiden birisi başka dinden kişilerle ve inançsızlarla evlilik yoluyla
akraba olmayı problem olarak görürken, aynı seçmenin bu kişilerin Türkiye’de yönetim
kademelerinde olmasına bakışı çok daha olumsuzdur. Başka dinden kişilerle ve inançsızlarla
Türkiye’de birlikte yaşamaya bakış ise tüm parti seçmenlerinde diğer konulara göre çok daha
toleranslıdır.
2
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Başka dinden kişilere ve inançsızlara yönelik tepkisellik kendisini şeriatçı olarak tanımlayanlarda en
yüksek düzeydedir. Bu grupta, başka dinden kişilerle evlilik ve bu kişilerin ülkeyi yönetmesi
konularında her üç kişiden ikisi tarafından ortaya konulan tepkisellik önemli bir probleme işaret
etmektedir. Ayrıca başka dinden kişilere yönelik tepkisellik düzeyi Sünnilerde Alevilere göre çok daha
yüksektir. Başka dinden kişilere ve inançsızlara yönelik siyasi kimlikler temelindeki en yüksek
tepkiselliğin kendisini dindar muhafazakar ve gelenekçi muhafazakar olarak tanımlayanlarda olduğu
görülmektedir.
Dini ve Mezhepsel Temelde Ayrımcılık Algısı
Çalışma bulguları, geçmişte her üç kişiden birinde görülen din temelli ayrımcılık algısının tüm dini ve
siyasi kimlikleri kapsamamakla birlikte geçmişe göre genel olarak azaldığını göstermektedir.
Geçmişte dini kimliği nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldığını en fazla belirten seçmen gurubu AKP ve
BDP/HDP iken; bugün itibariyle bu durum BDP/HDP seçmeninde değişmemesine rağmen, AKP
seçmeninde oldukça düşük düzeye inmiş, CHP seçmeninde ise önemli bir artış göstermiştir. CHP
seçmenindeki bu artışın sebebini, son dönemde AKP’nin özgürlükleri kısıtladığı ve insanların hayat
tarzına müdahale ettiği şeklinde yorumlanan politikalarıyla açıklamak mümkündür.
Türkiye’de geçmiş ile bugün karşılaştırıldığında Sünni inanca sahip kişilerin din temelli ayrımcılık algısı
önemli bir düşüş gösterirken, Alevilerdeki dini ayrımcılık algısı bugün de geçmişteki düzeyiyle devam
etmektedir. Bunun yanında Müslüman olmayan kitlede ve inançsızlarda dini temeldeki ayrımcılık
algısı hem oldukça yüksektir hem de geçmişe göre bugün önemli bir yükseliş göstermiştir.
AK Partili Olmayanların AK Partililere Bakışı
AK Partili olmayan yaklaşık her üç-dört kişiden birisinin AKP’lilere karşı özel ve kamusal alanda
tepkisellik beslediği görülmektedir. Bu konudaki en yüksek tepkisellik, bir AKP’linin Türkiye’de
başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına dönüktür. AK Partili olmayan yaklaşık her iki kişiden birisi
ülkede bir AKP’linin başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olduğunu ifade etmiştir.
AKP’lilere bakışta tepkiselliğin en yüksek olduğu parti seçmeninin CHP’liler olduğu görülmektedir.
Tepkiselliğin yüksek olduğu ikinci parti seçmeni MHP’liler iken, BDP/HDP seçmeni arasında AKP’lilere
karşı tepkisellik en düşük düzeydedir.
Bir AKP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına yönelik kamusal alanda gözlenen
tepkisellik CHP seçmeninde her üç kişiden ikisi, MHP seçmeninde her iki kişiden birisi ve BDP/HDP
seçmeninde yaklaşık her beş kişiden ikisi tarafından ortaya konmaktadır. AK Partililere bakışta ikinci
en yüksek tepkisellik ise evlilik yoluyla akraba olma noktasında görülmektedir. Bu tepkisellik düzeyi
ise MHP ve BDP/HDP seçmeninde yaklaşık her dört kişiden birisinde, CHP seçmeninde ise her beş
kişiden ikisinde ortaya çıkmaktadır. Tüm parti seçmenleri için bir AKP’li ile komşu olmaya ve
Türkiye’de birlikte yaşamaya yönelik tepkisellik, evlilik ve ülke yönetimi boyutlarıyla kıyaslandığında
görece daha düşüktür.
Aleviler arasında her beş kişiden ikisi AKP’li birisi ile evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak
görürken, her beş kişiden üçü AKP’li birisinin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından
rahatsız olduğunu ifade etmiştir.
AKP’lilere karşı en yüksek tepkiselliğin siyasi kimlikler içerisinde kendisini Sosyalist-Marksist-Komünist
olarak tanımlayanlarda olduğu, müteakiben ise “ulusalcı” ve “sosyal demokrat” kimliklerin geldiği ve
dindar muhafazakar kişiler arasında ise tepkiselliğin görece düşük düzeyde olduğu görülmektedir.
3
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
CHP’li Olmayanların CHP’lilere Bakışı
CHP’li olmayanlar içinde yaklaşık her 10 kişiden birisinin CHP’lilere karşı özel ve kamusal alanda
tepkisellik beslediği görülmektedir. Bu konudaki en yüksek tepkisellik, AKP’ye bakışta olduğu gibi, bir
CHP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına dönüktür. CHP’li olmayan yaklaşık her
üç kişiden birisi ülkede bir CHP’linin başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olduğunu
ifade etmiştir.
CHP’lilere yönelik tepkiselliğin en yüksek olduğu parti seçmeni AKP’lilerdir. Tepkiselliğin yüksek
olduğu ikinci parti seçmeni BDP/HDP’liler iken, MHP seçmeni arasında CHP’lilere karşı tepkisellik en
düşük düzeydedir.
Bir CHP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına yönelik tepkisellik AKP seçmeninde
yaklaşık her beş kişiden ikisinde, BDP/HDP ve MHP seçmeninde ise her dört kişiden birisinde
görülmektedir. CHP’lilere bakışta ikinci en yüksek tepkisellik ise bir CHP’li ile evlilik yoluyla akraba
olma noktasında görülmekte ancak bu oran ülke yönetimi konusunda olduğu kadar yüksek düzeylere
ulaşmamaktadır. Bununla birlikte, tüm parti seçmenleri için bir CHP’li ile komşu olmaya ve Türkiye’de
birlikte yaşamaya yönelik tepkisellik evlilik ve ülke yönetimi boyutlarına göre daha düşük kalmaktadır.
CHP’li kişilere karşı özel ve kamusal alanda en yüksek tepkisellik, dini kimlikler temelinde şeriatçılarda
oldukça yüksek düzeyde ortaya çıkmaktadır. Bu grubun tepkiselliği evlilik konusunda her üç kişiden
birisi ve bir CHP’linin başbakan ya da cumhurbaşkanı olması konusunda ise her üç kişiden ikisi
düzeyindedir. Müslüman olmayan ve inançsız kesim, CHP’lilere yönelik olarak özel ve kamusal alanda
kayda değer bir tepkisellik beslememektedir.
MHP’li Olmayanların MHP’lilere Bakışı
MHP’li olmayanların MHP’lilere karşı özel ve kamusal alanda beslediği tepkisellik diğer partilere göre
çok daha düşük düzeydedir. Bu konudaki en yüksek tepkisellik, diğer partililere olduğu gibi, bir
MHP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına dönüktür. MHP’li olmayan yaklaşık her
beş kişiden birisi ülkede bir MHP’linin başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olacağını
ifade etmektedir.
MHP’lilere yönelik tepkiselliğin en yüksek olduğu parti seçmeninin BDP/HDP’liler olduğu
görülmektedir. Tepkiselliğin yüksek olduğu ikinci parti seçmeni AKP’liler iken, CHP’liler en düşük
tepkisellik düzeyine sahip grubu oluşturmaktadır.
Bir MHP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına yönelik tepkisellik BDP/HDP
seçmeninde yaklaşık her iki kişiden birisinde ortaya çıkmakta ve hem AKP hem de CHP seçmenine
kıyasla oldukça yüksek düzeylere ulaşmaktadır. Bu anlamda, ülke yönetimi dışında kalan diğer
boyutlarda BDP/HDP seçmeni hariç diğer parti seçmenlerinin tepkisellik düzeyinin çok düşük kaldığı
söylenebilir. Ayrıca, MHP seçmeninin AKP seçmenine tepkiselliği, AKP seçmeninin MHP seçmenine
tepkiselliğinden çok daha fazladır.
BDP/HDP’li Olmayanların BDP/HDP’lilere Bakışı
Siyasi parti seçmenleri içinde en yüksek tepkisellik hem özel hem de kamusal alanda BDP/HDP’lilere
yöneliktir. Bu konudaki en yüksek tepkisellik, bir BDP/HDP’linin Türkiye’de başbakan veya
cumhurbaşkanı olmasına dönüktür. BDP/HDP’li olmayan yaklaşık her üç kişiden ikisi ülkede bir
BDP/HDP’linin başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olacağını ifade etmektedir.
BDP/HDP’ye yönelik tepkisellik siyasi parti seçmeni temelinde en yüksek düzeyde MHP’lilerde iken,
bir BDP/HDP’linin Türkiye’de cumhurbaşkanı ya da başbakan olması tüm parti seçmenlerince en
yüksek oranda rahatsızlık duyulan konu durumundadır. Üç parti seçmeni arasında her 10 kişiden
4
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
yaklaşık yedi-sekizi bir BDP/HDP’linin ülkede cumhurbaşkanı ya da başbakan olmasından rahatsız
olacağını ifade etmektedir. Tepkiselliğin yüksek olduğu ikinci parti seçmeni genel olarak CHP’liler iken,
AKP’liler en düşük tepkisellik düzeyine sahip grubu oluşturmaktadır.
Ayrıca AKP, CHP ve MHP seçmeninin BDP/HDP seçmenine bakışının, BDP/HDP’lilerin bu üç parti
seçmenine bakışından hem özel hem de kamusal alanda çok daha olumsuz olduğunu söylemek
gerekmektedir. Bunun yanı sıra, diğer partililere bakıştan farklı olarak BDP/HDP’lilere bakışta
AKP’lilerin, CHP’lilerin ve MHP’lilerin görüşleri daha fazla benzeşmektedir.
Tüm parti seçmenlerinde hem özel hem de kamusal alanda ortaya çıkan bu yüksek tepkisellik
toplumsal barış anlamında kaygı vericidir. Tüm parti seçmenlerinde ortalama her iki kişiden birisinin
bir BDP/HDP’li ile evlilik yoluyla akraba olmayı ve her beş kişiden yaklaşık ikisinin bir BDP/HDP’li ile
kapı komşusu olmayı veya Türkiye’de beraber yaşamayı problem olarak görmesi etnik temelde
gelişen siyasi kutuplaşma düzeyini göstermesi açısından önemlidir.
Siyasi kimliklerde BDP/HDP’lilere karşı en yüksek tepkisellik kendisini ulusalcı olarak
tanımlayanlardadır. MHP seçmeninde olduğu gibi ulusalcılar için de milliyetçi ideoloji ve algıların bu
sonuçtaki etkisini vurgulamak gerekir. Diğer siyasi kimliklere kıyasla BDP/HDP’lilere yönelik en düşük
tepkisellik düzeyine sahip olan kesim ise Sosyalist-Marksist-Komünist olanlardır. Ancak bu grupta bile
özellikle ülke yönetimi konusunda yüksek bir tepkisellik söz konusudur ve yaklaşık her iki kişiden birisi
bir BDP/HDP’linin Türkiye’de cumhurbaşkanı ya da başbakan olmasını problem olarak algılamaktadır.
AKP Hükümetine ve Uygulamalarına Bakış
Her beş kişiden üçü AK Parti iktidarında ülkede önemli gelişmeler yaşandığına inansa da yaklaşık her
dört kişiden birisi AKP’yi kayıtsız şartsız desteklemektedir. Her altı kişiden birisinin, bir iç savaşa yol
açacak olsa bile AKP iktidarının düşmesini istemesi ise hem siyasi kutuplaşmayı hem de tepkiselliğin
düzeyini ortaya koymaktadır.
AKP hükümeti ve uygulamaları her bir siyasi partiye göre değerlendirildiğinde, AKP hükümeti
zamanında çok önemli gelişmelerin ve iyileşmelerin yaşandığı fikrine katılım oranı en yüksek düzeyde
AKP seçmenine aittir. Daha sonra sırasıyla BDP/HDP, MHP ve CHP seçmenleri gelmektedir.
BDP/HDP’nin bu konuda en yüksek katılım gösteren ikinci parti olmasının sebebini elbette ki Çözüm
Süreci ile beraber düşünmek gerekmektedir.
AKP’liler arasında her beş kişiden üçü partinin uygulamalarını kayıtsız şartsız desteklediğini
belirtirken, diğer parti seçmenlerinde ise bu oran %3’lere bile ulaşmamaktadır.
Diğer taraftan, bir iç savaşa yol açacak olsa bile AKP iktidarının düşmesini isteyenlerin MHP ve
BDP/HDP seçmeninde her beş kişiden biri, CHP seçmeninde ise her üç kişiden biri düzeyinde olması,
siyasi kutuplaşmanın yükselen, tehlikeli seyrini ortaya koymaktadır.
Kutuplaşmanın ortaya çıktığı asıl iki alan ise “AKP’yi ve uygulamalarını kayıtsız şartsız destekliyorum.”
ve “Bir iç savaşa yol açacak olsa bile AKP iktidarının düşmesini isterim.” görüşlerine katılım
oranlarındaki büyük farklılaşmadır. AKP’lilerin yarıdan fazlası partinin uygulamalarını kayıtsız şartsız
desteklediğini belirtirken, diğer parti seçmenlerinde bu oran oldukça düşük düzeylerde kalmaktadır.
Bu durum, bahsedilen kutuplaşmanın varlığını bir kez daha göstermektedir.
Gezi Olaylarına Bakış ve Olayların Kutuplaşmaya Etkisi
Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımını her beş kişiden ikisi desteklerken, bu olaylara hükümetin
yaklaşımının Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı görüşü her beş kişiden yaklaşık üçü tarafından
desteklenmektedir. Türkiye’deki son dönemdeki eylemlerin ve sosyal medya aktivitelerinin
uluslararası aktörlerin Türkiye’nin önünü kesme çabası olduğu yönündeki görüş ise her iki kişiden
5
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
birisi tarafından desteklenmekle birlikte bu destek düzeyinin Hükümetin Gezi Olaylarındaki
yaklaşımına verilen destekten yüksek olduğunu da belirtmek gerekmektedir.
AK Parti seçmeni dışındaki seçmenlerin Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımını desteklemediği
görülmektedir. AK Parti seçmeni içinde ise her beş kişiden dördü bu konuda hükümeti
desteklemektedir. Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımının Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı
görüşü ise AK Parti seçmeninde fazla destek bulmazken; CHP, MHP ve BDP/HDP seçmeni arasında
oldukça yüksek düzeyde (her on kişiden dokuzu düzeyinde) destek bulmaktadır. Türkiye’deki son
dönem eylemlerin ve sosyal medya aktivitelerinin uluslararası aktörlerin Türkiye’nin önünü kesme
çabası olduğu yönündeki görüşler AKP seçmeninde çok yüksek (her on kişiden dokuzu düzeyinde)
destek bulurken, MHP seçmeninde her beş kişiden ikisi bu görüşü desteklemektedir. Diğer iki partide
ise bu görüşe destek düzeyi oldukça düşüktür.
Dini ve siyasi kimlikler temelinde, Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımına en yüksek destek,
kendisini şeriatçı ve dindar muhafazakar olarak tanımlayanlardan, en düşük destek ise kendisini
“inançsız”, “Müslüman olmayan”, “Sosyalist-Marksist-Komünist” ve “Alevi” kimliği ile
tanımlayanlardan gelmektedir.
17 Aralık Operasyonuna Bakış ve Operasyonun Kutuplaşmaya Etkisi
Hükümet üyelerinin yolsuzluğa bulaştığı görüşüne her 10 kişiden yaklaşık yedisi katılırken, her iki
kişiden birisi bu operasyonun hükümete karşı bir darbe girişimi olduğuna inanmaktadır. Bu iki
konudaki bulgular birlikte değerlendirildiğinde, bazı kişilerin her iki görüşe de katıldığı ortaya
çıkmaktadır.
Hükümet üyelerinin yolsuzluğa bulaştığı görüşüne katılım oranı CHP, MHP ve BDP/HDP seçmeninde
her 10 kişiden dokuzu düzeyinde iken, AKP seçmeninde her üç kişiden birisi kendi partisi olmasına
rağmen bu görüşe katılmaktadır. 17 Aralık Operasyonunun hükümete karşı bir darbe girişimi olduğu
görüşü ise AK Parti seçmeninde yaklaşık her 10 kişiden dokuzunun, diğer partilerde ise her dört
seçmenden birisinin desteğini almaktadır.
Dini ve siyasi kimlikler temelinde Hükümet üyelerinin yolsuzluğa bulaştığı görüşüne en yüksek katılım,
dini kimlikler arasından Müslüman olmayanlar, inançsızlar ve Alevilerde; siyasi kimlikler arasından ise
ulusalcılar, sosyal demokratlar ve Sosyalist-Marksist-Komünistlerdedir. Bu görüşe en düşük katılım
oranı ise kendisini şeriatçı veya dindar muhafazakar olarak tanımlayanlardadır.
17 Aralık Operasyonunun hükümete karşı bir darbe girişimi olduğu görüşüne en yüksek destek ise; bir
önceki sorunun tam tersi şekilde, kendisini şeriatçı
veya dindar muhafazakar olarak
tanımlayanlardadır.
Türkiye’nin Geleceğine Dönük Endişeler
Bulgular, insanların yarıdan fazlasının ülkenin bölünmesi, özgürlüklerin kısıtlanması veya ülke
yönetiminin giderek otoriterleşmesi noktasında ciddi endişeler yaşadığını göstermektedir. Ülkede
kutuplaşma ortamının her geçen gün daha kötüye gittiği konusunda endişe duyanlar yaklaşık her üç
kişiden ikisi düzeyindedir ve bu oran sağlıklı toplumlar için kabul edilebilir bir durum değildir. Bu
endişelerin sadece algılar temelinde olması bile önemli bir probleme işaret etmektedir.
Türkiye’nin geleceğine dönük endişe düzeyi en düşük AK Parti seçmeninde iken, ülkenin bölünmesi
dışında üç siyasi partinin endişe düzeyi hem oldukça yüksektir (%90’lar düzeyinde) hem de partiler
arasında benzeşmektedir. Bu tablo hem siyasi kutuplaşmanın düzeyini ve önemini ortaya koymakta
hem de iktidar ve muhalefet partileri arasındaki cepheleşmeyi net olarak göstermektedir.
6
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Dini kimlikler içinde Aleviler, Müslüman olmayanlar ve inançsızlar, Türkiye’nin geleceğine dönük
endişeleri en yüksek düzeyde olan gruplar iken, kendisini şeriatçı olarak tanımlayanlarda endişe
düzeyi çok daha düşüktür. Aleviler, Müslüman olmayanlar ve inançsızlar arasında endişe düzeyinin
her 10 kişiden dokuzu tarafından paylaşılması bu konudaki algıların önemini ortaya koymaktadır.
Türkiye’de Kurumların Siyasallaşmasına Dönük Endişeler
Çalışma bulgularına göre, yaklaşık her üç kişiden birisi Türkiye’de kamu kurumlarının siyasallaştığına,
basın özgürlüğünün geriye gittiğine ve yargı bağımsızlığı/tarafsızlığı konusunda olumsuz gelişmeler
yaşandığına inanmaktadır. Burada dikkat çeken noktalardan birisi, kamu kurumlarına dönük
endişelerin Türkiye’nin geleceğine dönük endişelerden daha yoğun olarak hissediliyor olmasıdır.
Kurumların siyasallaşmasına dönük endişe düzeyi AK Parti seçmeninde en düşük düzeydedir. Diğer üç
siyasi partinin endişe düzeyi hem oldukça yüksektir (genelde %90’ların üzerinde) hem de partiler
arasında benzeşmektedir.
Siyasi Temelde Ayrımcılık Algısı
Türkiye genelinde siyasi temelde ayrımcılık algısı geçmişe göre önemli derecede artmıştır. Bugün
itibariyle yaklaşık her iki kişiden birisi siyasi kimliği nedeniyle ayrımcılığa uğradığını düşünmektedir.
Bu durum, siyasi temeldeki ayrımcılık algısının, son dönemde etnisite ve din temelindeki ayrımcılık
algısının üzerine çıktığını göstermektedir.
Siyasi temeldeki ayrımcılık algısı geçmişe göre AKP seçmeninde önemli bir düşüş gösterirken,
BDP/HDP seçmeninde değişmemiş, CHP ve MHP seçmeninde ise yaklaşık iki kat yükseliş göstermiştir.
BDP/HDP seçmeninde geçmiş ve bugün için siyasi ayrımcılık algısı her 10 kişiden dokuzunu
etkileyecek şekilde tüm siyasi partiler içinde en yüksek düzeydedir. CHP ve MHP seçmeninin artan
siyasi ayrımcılık algısında, son dönemde AK Parti’nin kendinden olmayanı ötekileştiren söylemlerinin
etkisini vurgulamak gerekmektedir. Ayrımcılık algısı, siyasi temeldeki kutuplaşma ile birlikte
yorumlandığında; Türkiye’de siyasi kutuplaşmanın pek çok alanda ayrımcılığa dönüşerek tehlike
sinyalleri verdiği de söylenebilir.
Etnik kimlikler içerisinde, Kürtlerde ve Araplarda geçmişe göre siyasi ayrımcılık algısı düşüş
gösterirken diğer etnik kökenlerde artış göstermiştir. Siyasi temelde en yüksek ayrımcılık algısının
Kürtlerde ve müteakiben Araplarda olduğu görülmektedir. Kürtler arasında her üç kişiden ikisi
geçmişte siyasi ayrımcılık yaşadığını söylemektedir. Bugün bu oran yaklaşık her iki kişiden birisi
düzeyindedir.
SONUÇ YERİNE
Kutuplaşma neredeyse her toplumda ve hemen hemen her sosyal ilişki düzeyinde gözlemlenebilen
bir durumdur. Ancak, bu konuyu bir problem haline getiren şey, kutuplaşmanın bazı seviyelerde
sosyal barışı tehdit etme potansiyelinin olmasıdır. Böyle bir potansiyelden bahsedilirken de
kutuplaşmanın tanımını iyi yapmak gerekir, zira burada kastedilen post-modernizm ile birlikte daha
fazla ön plana çıkan ve kimlikler üzerinden devam eden kutuplaşmadır. Yani oy verilen siyasi parti,
etnik köken, mezhep gibi faktörlerle kişilerin kendisini nasıl tanımladığı üzerinden devam eden bir
kutuplaşmadan söz edilmektedir. Bunun yanında, gücü elinde tutanların bahsedilen kimlikler
temelinde kendi kimliğine yakın hissettiği kişilere sahip olduğu güç sayesinde ayrımcılık uygulaması ve
bunun sonucunda bir kutuplaşmaya yol açması da Türkiye için geçerli olan ve çalışmaya dahil edilen
ve ölçülmeye çalışılan boyutlardan birisidir.
Türkiye’de etnik, dini ve siyasi kutuplaşma boyutlarında diğer kimliklere bakışta kişilerin en yüksek
tepkiselliği kamusal alanda onları cumhurbaşkanı ya da başbakan olarak görmeye yönelikken; özel
7
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
alanda en yüksek tepkisellik diğer kimliklerle evlilik yoluyla akraba olma noktasında ortaya
çıkmaktadır. Genel olarak, kamusal alandaki tepkisellik özel alandaki tepkisellikten daha yüksektir ve
bu durum, bazı kimliklerin (özellikle Kürt ve Alevi) ve siyasi parti seçmenlerinin ülke yönetiminde
olmasının diğer kimlikler tarafından şüpheyle karşılandığını ve bir anlamda tehdit olarak görüldüğünü
ortaya koymaktadır.
Ülkedeki temel kutuplaşma alanlarından bir tanesi etnisite temelinde Kürtlere bakıştadır. Özellikle
son 30 yılda yaşanan terör olayları nedeniyle artan kutuplaşma son yıllarda Demokratik Açılım ve
Çözüm Süreci ile azalmış gibi görülmekle birlikte, yaklaşık her 10 kişiden birisinin hala Türkiye’de
Kürtlerle beraber yaşamak istemediğini belirtmesi toplumsal barış anlamında temel problemlerden
birisi olarak sorunun devam ettiğini göstermektedir.
Genel olarak, hem özel hem de kamusal alanda Türklerin Kürtlere yönelik tepkiselliği, Kürtlerin
Türklere yönelik tepkiselliğinden ve benzer şekilde, Sünnilerde Alevilere yönelik tepkisellik ve mesafe,
Alevilerin Sünnilere karşı tepkiselliğinden daha yüksektir. Ancak, Kürt akrabası olan Türklerde Kürtlere
yönelik tepkiselliğin ve Alevi akrabası olan Sünnilerde Alevilere yönelik tepkiselliğin; akrabalık bağı
olmayanlara göre çok daha düşük olması, akrabalık bağının bu gruplar arasında beraber yaşama ve
birbirini anlama noktasında önemli bir empati zemini oluşturduğunu göstermektedir.
Bu çalışmada bulgulanan Sünni-Alevi kutuplaşmasının kamuoyunda var olduğu düşünülen düzeyin
altında olduğu değerlendirilebilir. Bu farklılaşmanın nedeni, iki grup arasındaki mesafenin temelde
kişilerin zihinlerinde değil, toplumsal kalıplarda var olmasıdır. Bu noktada, bu iki grup arasında
mahalle baskısı nedeniyle pratikte ortaya çıkan mesafeyi de unutmamak gerekir.
Öte yandan, başka dinden kişilere ve inançsızlara karşı duyulan tepkinin ve dini kutuplaşmanın, hem
Kürtlere hem de Alevilere yönelik tepkisellikten daha yüksek olması Türkiye’deki genel kanının aksine,
kutuplaşmanın en yoğun şekilde etnik temelde yaşanmadığını; dini kutuplaşmanın da etnik
kutuplaşma kadar önemli düzeyde, hatta bazı alanlarda çok daha fazla olduğunu göstermektedir.
Ülkedeki siyasi kutuplaşma en az dini kutuplaşma kadar yüksek; hatta özellikle AKP ve BDP/HDP
seçmenine yönelik tepkisellik, dini ve etnik kutuplaşmadan çok daha fazladır. Türkiye’de AKP
seçmenine dönük bu yüksek siyasi kutuplaşma düzeyi, siyaset alanındaki gerginliklerin toplumsal
boyuta taşındığını ve farklı parti seçmenleriyle beraber yaşamanın problem olarak algılanmaya
başladığını göstermektedir. AK Partili olmayan her dört kişiden yaklaşık birinin AK Partililerle
Türkiye’de beraber yaşamayı problem olarak görmesi ise, kutuplaşmanın düzeyini ve önemini ortaya
koyması açısından çarpıcı bir bulgudur.
Bunun yanı sıra, etnik ve dini kimlik temelinde diğer gruplarla evlilik yoluyla akraba olma konusunda
ortaya çıkan mesafenin siyasi alanda da gözlenir hale gelmesi, Türkiye’de kutuplaşmanın boyutları
hakkında oldukça çarpıcı sinyaller vermekte ve siyasi kutuplaşmanın kamusal alandan özel alana
kadar indiğini göstermektedir.
Tüm parti seçmenlerinde en yüksek tepkiselliğin BDP/HDP’lilere yönelik olması toplumsal barış
anlamında kaygı vericidir. BDP/HDP’lilere dönük bu tepkiselliğin temelinde etnik köken ile beraber
örgütsel bağ düşüncesinin etkili olduğu söylenebilir. Ayrıca, BDP/HDP seçmenine yönelik algıların, her
düzeyde Kürtlere bakıştan iki kat daha olumsuz olması, etnik temeldeki kutuplaşma yanında, örgütsel
bağın siyasi alana taşındığı düşüncesine (siyasi Kürtçülük) bir tepkisellik olarak yorumlanabilir.
BDP/HDP’lilerden sonra en yüksek düzeyde tepkisellik beslenen AKP’liler için benzer gerekçeler söz
konusu olmadığı halde var olan kutuplaşma düzeyi düşündürücüdür. AKP yöneticilerinin diğer
kimlikleri ötekileştirici nitelikte son iki yıl içinde dile getirdikleri söylemler bu durumun bir sebebi
olarak değerlendirilebilir. Bu anlamda, AKP’nin sürdürdüğü politikalar AKP seçmenini partiye daha
çok yaklaştırırken, kendinden olmayanı büyük ölçüde ötekileştirmiş ve uzaklaştırmıştır.
8
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Bir iç savaşa yol açacak olsa bile AKP iktidarının düşmesini isteyenlerin MHP ve BDP/HDP seçmeninde
her beş kişiden biri, CHP seçmeninde ise her üç kişiden biri düzeyinde olması; insanların yarıdan
fazlasının ülkenin bölünmesi, üç siyasi parti seçmeninin ise özgürlüklerin kısıtlanması, ülke
yönetiminin giderek otoriterleşmesi ve kurumların siyasallaşması noktasında ciddi endişeler yaşaması
ve bu partilerin seçmenlerinin endişe düzeyinin oldukça yüksek olması (%90’lar düzeyinde) AKP’nin
diğer kimlikleri ne derece kendinden uzaklaştırdığını göstermekte ve siyasi kutuplaşmanın yükselen,
tehlikeli seyrini ortaya koymaktadır. Siyasi parti temelindeki bu kutuplaşma son dönemde yaşanan
Gezi Parkı ve 17 Aralık operasyonu gibi önemli olaylara bakışta da kendisini göstermekte, genel olarak
AKP seçmeni AK Partinin bu olaylara yaklaşımını destekleyip bir tarafı oluştururken; diğer üç parti
seçmeni karşı cepheyi oluşturmaktadır.
Kutuplaşmanın bir ileri aşaması olan ayrımcılık algısı da ülkede etnik, dini ve siyasi boyutlarda
yaşanmaktadır. Genel olarak bakıldığında, siyasi temeldeki ayrımcılık algısının, son dönemde etnisite
ve din temelindeki ayrımcılık algısının üzerine çıktığı görülmektedir. Ayrıca, etnik ve dini ayrımcılıkta
önemli bir düşüş gözlenmekle birlikte, yaşanan siyasi kutuplaşmanın da etkisiyle siyasi ayrımcılıkta
özellikle muhalefet parti seçmenlerinde ve muhalif kimliklerde bir artış sözkonusudur. Ancak, Türkiye
genelinde günümüz itibariyle görülen etnik ve dini ayrımcılık algısındaki düşüş; aslında tüm dini
kimkilerde değil, daha çok iktidar destekçisi olan dini, etnik ve siyasi kimliklerde gözlenmektedir. Bu
durum, AKP’nin iktidarda olması dolayısıyla, bu kimlikilerin kendilerini temsil ediliyor hissetmesiyle
açıklanabilir.
Çalışma bulguları; Türkiye’deki etnik, dini ve siyasi kutuplaşmanın, kişilerin karar aşamasında adil
olmasını engellediğini ve bu durumun özellikle kamusal alanda ayrımcılığa neden olduğunu
göstermektedir. Bu durum, kendisini dindar kabul edenler dahil kişilerin hak ve adalet anlayışlarında
etik temelde önemli bir sorun olduğunu ve ülkede pek çok insanın grup içi yanlılığı gruplar arası
adalete tercih ettiğini göstermektedir. Bu temel eğilim, ülkede daha çok azınlık konumundaki
kimlikleri olumsuz etkilemekte ve ötekileştirmektedir.
9
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
1.
YÖNTEM VE ÖRNEKLEM
Türkiye’de var olan etnik, dini/mezhepsel, siyasi ve sosyal/kültürel kutuplaşmayı ve bu kutuplaşmanın
sosyal yaşama yansımalarını, ülkede yaşanan önemli olayların kutuplaşma üzerindeki etkisini ve
kutuplaşmanın bir sonraki aşaması olarak değerlendirilebilecek ayrımcılık algısının boyutlarını ortaya
koymak amacıyla başlatılan alan çalışmasına dayalı proje çerçevesinde Ek’te nihai şekli bulunan 109
soruluk anket formunun taslağı hazırlanmıştır. Uzman görüşlerinin alınması ve 30 kişilik bir pilot
uygulamayı müteakip anket formuna son şekli verilerek uygulama aşamasına geçilmiştir.
Hazırlanan anket “Sanoveri” tarafından internet tabanlı olarak uygulanmıştır. Anketler, internet
kullanan ve e-postası olan kişiler içinden, yaş, öğrenim durumu ve coğrafi bölge kriterleri de dikkate
alınarak rastgele seçilen yaklaşık 180 bin kişiye anket linkinin e-posta yoluyla gönderilmesi yöntemi ile
uygulanmıştır. 72 soruluk anket formu tüm illerden katılım sağlanarak 2014 yılı Mayıs ayı sonunda
uygulanmaya başlanmış ve Haziran ayının ilk yarısında 5039 kişiye ulaşılmasıyla sonlandırılmıştır.
Çalışmaya Türkiye’nin tüm illerinden katılım olması nedeniyle, TÜİK tarafından belirlenen “Türkiye
İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması (İBBS)” il grupları temelinde de temsili bir örnekleme
ulaşılmıştır.
Analizler, anket cevaplarında farklı sorular arasında önemli çelişkiler tespit edilen 130 kişi ile anketi
başlangıç düzeyinde terk eden 119 kişi elimine edilerek rassal eliminasyon yöntemi ile uygulanan
kotalama (etnisite ve oy verilen siyasi parti temelinde) neticesinde Türkiye profiline daha yakın bir
örneklem oluşturularak, 3612 kişi üzerinden gerçekleştirilmiştir. Yapılan kotalama ile 3612 kişilik
örneklem yaş, etnisite ve oy verilen siyasi parti temelinde Türkiye örneklemine oldukça yakın bir
profil oluşturulmakla birlikte; çalışmanın interneti ve sosyal medyayı aktif olarak kullanan bir kitle
üzerinde yapılmış olması nedeniyle, örneklemin öğrenim düzeyi Türkiye profilinin oldukça
üzerindedir. Ancak, çalışmada ölçülen algıların pek çoğunda bulgulardaki temel farklılaşma öğrenim
durumundan çok daha fazla oy verilen siyasi parti ve dini/siyasi kimlikler temelinde ortaya
çıkmaktadır.
Çalışmada, soruların Türkiye geneli ortalamaları ile birlikte; kişilerin demografik özellikleri ve
dini/siyasi kimlikleri temelinde yapılan analizler de paylaşılmıştır. Bu sebeple, sonuçların Türkiye
ortalamaları kadar, oy verilen siyasi parti, etnik köken, dini kimlik, mezhep, siyasi kimlik, öğrenim
durumu, yaş ve gelir durumu gibi alt kırılımlar temelinde okunması daha isabetli tespit ve yorumlara
ulaşılmasına katkı sağlayacaktır. Tablolarda yer alan dört etnik kimlik (Türk, Kürt, Arap ve Çerkes)
dışında kalan diğer kimlikler, örneklem sayısı olarak istatistiki anlamlılık sayısının altında olduğu için
gruplamaya dahil edilmemiştir.
Anketlerin herhangi bir aracı olmaksızın doğrudan bu konudaki gönüllü kişilerce doldurulmuş olması,
alan çalışması aşamasında oluşabilecek pek çok hatayı ortadan kaldırmış ve çalışma verilerinin
geçerliliği ve güvenirliğini artırmıştır.
Anket formlarından elde edilen veriler SPSS programı marifetiyle değerlendirmeye tabi tutulmuştur.
Yapılan analizlerden elde edilen bilgiler en anlaşılır ve kısa şekilde kamuoyu ile nasıl paylaşılır
düşüncesi ile değerlendirilerek rapor haline dönüştürülmüştür. Raporda grafik ve tablo değerlerinin
istatistiki okumalarının yanı sıra, konuyu daha iyi açıklayabilmek adına kısa yorumlar da yapılmıştır.
Anket formunda dörtlü Likert cevap ölçeği ile (hiç katılmıyorum, katılmıyorum, katılıyorum, tamamen
katılıyorum) uygulanan soruların (20-53 sıra numaralı sorular) analizi; cevaplar birleştirilerek
“katılıyorum” ve “katılmıyorum” şeklinde yapılmıştır. Kurumlara güveni ölçen sorular (54-57), 0-10
ölçeğinde (0=hiç katılmıyorum, 10=tamamen katılıyorum) ölçülmüş ve değerler 10 ile çarpılarak,
sonuçlar 0-100 ölçeğindeki katılım değerleri olarak verilmiştir. Bu nedenle, ilgili sorulara ait bulgular
raporda yüzde olarak değil yüzlü ölçekte katılım değerleri olarak okunmuştur.
10
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
2.
TÜRKİYE’DE KUTUPLAŞMANIN TARAFLARI VE DERECESİ
2.1 Etnik Kutuplaşma
2.1.1 Kürt Olmayanların Kürtlere Bakışı
Türkiye’de Kürt olmayanların Kürtlere bakışı, önemli düzeyde bir kutuplaşmanın işaretlerini
vermektedir. Yaklaşık her 4-5 kişiden birisinin bir Kürt ile evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak
görmesi (özel alan) ve yaklaşık her üç kişiden birisinin bir Kürt’ün ülkede başbakan veya
cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olacağını beyan etmesi (kamusal alan), hem özel alanda hem de
kamusal alanda ortaya çıkan mesafenin ve kutuplaşmanın göstergesidir.
Bir diğer önemli bulgu ise yaklaşık her 10 kişiden birisinin Kürtlerle Türkiye’de birlikte yaşamayı
problem olarak görmesidir. Bu bulgu, ülkede bir kriz durumunda patlak verebilecek iç çatışma
potansiyelini ortaya koymaktadır. Son iki yılda Çözüm Süreci’nin de etkisiyle azalan terör olayları
gerginliği ve kutuplaşmayı azaltmış olmakla birlikte Türkiye’de Kürtlerle beraber yaşamak
istemeyecek kadar radikal olanlar hala azımsanmayacak düzeydedir (%10).2
2
Bu oran ‘Terörle Mücadelede Toplumsal Algılar’ adlı BİLGESAM raporunda (2012: s.15) %15,8 olarak bulgulanmıştır.
11
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Kürtlere yönelik algılara siyasi parti seçmenleri temelinde bakıldığında, ölçülen dört farklı boyutta da
tepkiselliğin en yüksek olduğu parti seçmeninin MHP’liler olduğu görülmektedir. Tepkiselliğin yüksek
olduğu ikinci parti seçmeni CHP iken, Kürtlere karşı tepkisellik AKP seçmeni arasında en düşük
düzeydedir. MHP seçmeninde hem özel alana hem de kamusal alana taşınan tepkisellik partinin
milliyetçi söylemleri ve ideolojisi temelinde anlamlanmaktadır. Bunun yanında, Kürtlere karşı
tepkiselliğin AKP seçmeninde en düşük düzeyde olması, bu parti seçmeni ile Kürtlerin benzer bir
dindar muhafazakarlık çizgisinde yer alması ile açıklanabilir.
Kürtlere yönelik tepkisellik, pek çok şeyin paylaşıldığı özel alandan (evlilikten Türkiye’de birlikte
yaşamaya) uzaklaşıldıkça genel olarak azalmakla birlikte, aynı şeyi Kürtleri ülke yönetiminde görme
noktasında söylemek mümkün değildir.
Kürtlere karşı en yüksek tepkisellik tüm parti seçmenlerinde bir Kürt’ün Türkiye’de başbakan veya
cumhurbaşkanı olmasına yönelik kamusal alanda gözlenirken, bu tepkiselliğin farklı parti
seçmenlerine göre her üç-dört kişiden birisinde ortaya çıktığı söylenebilir. Kürtlere bakışta ikinci en
yüksek tepkisellik ise evlilik yoluyla akraba olma noktasında görülmektedir. Bu tepkisellik düzeyi farklı
partilerde her dört-beş kişiden birisi tarafından ortaya konulmaktadır. Tüm parti seçmenleri için bir
Kürt ile komşu olmaya ve Kürtlerle Türkiye’de birlikte yaşamaya yönelik tepkisellik, evlilik ve ülke
yönetimi boyutlarına göre daha düşüktür. Ancak, bir Kürt ile Türkiye’de birlikte yaşamaya yönelik
tepkisellik diğer üç konuya göre en düşük düzeyde olsa da bu konunun anlamı bu boyuttaki
tepkiselliği diğerlerinin önüne geçirmektedir, çünkü kamusal alanda ve özel alanda Kürtlere karşı
ortaya konulan mesafe ve tepkisellik bir toplumsal çatışma potansiyeline işaret etmezken, yaklaşık
her 10 kişiden birisinde gözlenen Türkiye’de Kürtlerle beraber yaşamama isteği toplumsal barış
anlamında temel problemlerden birisi olarak değerlendirilebilir.
Kürtlere bakışı ortaya koyan bulgulara etnisite temelinde bakıldığında; Türkler, Araplar ve Çerkesler
arasında bir farklılaşmanın olduğu görülmektedir. Özel alanda ve kamusal alanda genel olarak
Türklerin Kürtlere karşı tepkiselliği Araplar ve Çerkeslere göre daha yüksek olmakla birlikte, Kürtlerle
evlilik konusunda Çerkeslerin daha mesafeli olduğu görülmektedir. Bugünlerde Çözüm Süreci’nin
etkisi nedeniyle terör eylemleri yaşanmasa da geçmişteki çatışma ortamı ve ülkede özellikle Güney
12
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Doğu Anadolu’da terör nedeniyle verilen kayıplar, bugün için Kürtlere yönelik Türklerdeki daha
yüksek tepkiselliğin temel nedenleri arasındadır.
Bu konuda belirtilmesi gereken bir diğer çarpıcı bulgu, Kürt akrabası olan Türklerde Kürtlere yönelik
tepkiselliğin, Kürt akrabası olmayan Türklere göre çok daha düşük olmasıdır. Kürt akrabası olan
Türklerde tepkiselliğin diğer gruba göre yarı yarıya düşük olması, ortak aile bağlarının iki etnik grup
arasında beraber yaşama ve birbirini anlama noktasında önemli bir empati zemini oluşturduğunu
göstermektedir. Bu bulgu, Kürtlerle aile bağına sahip olmayan Türklerin, Kürtleri daha az tanıdığını ve
onlara daha ön yargılı baktığını da göstermektedir.
Kendisini “şeriatçı” kimliği ile tanımlayanların Müslüman olarak tanımlayanlara göre Kürtlere karşı
toleransı daha yüksek ve tepkiselliği daha düşüktür. Müslüman olmayan veya inançsız kişilerin
Kürtlere karşı tepkiselliği ise genel olarak Müslümanlardan daha düşüktür.
Sünniler evlilik yoluyla akraba olma konusunda Alevilere göre Kürtlere daha tepkisel yaklaşırken;
Kürtlere bakışta, diğer boyutlarda mezheplere göre bir farklılaşma gözlenmemektedir.
Kürtlere bakış bulguları siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; ölçülen dört boyutta da genel
olarak Kürtlere yönelik en yüksek tepkiselliğin kendisini ulusalcı olarak tanımlayanlarda olduğu,
müteakiben ise sırasıyla “gelenekçi muhafazakar”, “sosyal demokrat”, “Sosyalist-Marksist-Komünist”
kimliklerin geldiği, kendisini dindar muhafazakar olarak tanımlayanlar arasında ise tepkiselliğin en
düşük düzeyde olduğu görülmektedir.
Kürtlere bakışta öğrenim düzeyine göre anlamlı bir farklılaşma gözlenmezken, kişilerin yaşları
yükseldikçe Kürtlere karşı tepkisellik düzeyi düşmektedir. Benzer bir bulgu, hane aylık gelirine göre de
gözlenmektedir. Kişilerin aylık geliri yükseldikçe Kürtlere yönelik tepkisellik düşmektedir.
13
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
(Kürt Olmayanların Kürtlere Bakışı)
Bir Kürt ile / Bir Kürt’ün
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
CHP
MHP
BDP/HDP
Etnik Köken
Türk
Çerkes
Arap
Etnik Köken Bağı
Kürt Akrabası olan Türk
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
Türkiye’de
başbakan veya
Türkiye’de birlikte
cumhurbaşkanı
yaşamayı problem
olmasından
olarak görüyorum
rahatsız
olurum (%)
(%)
Evlilik yolu ile
akraba olmayı
problem olarak
görürüm (%)
Aynı apartmanda
kapı komşusu
olmayı problem
olarak görürüm (%)
18,5
12,1
6,9
25,1
26,0
32,1
3,7
18,4
21,1
0,0
13,2
17,3
0,0
36,1
39,1
0,0
24,0
16,1
11,3
32,5
30,9
11,8
11,9
7,2
7,4
5,8
23,1
16,2
10,6
8,0
4,9
17,8
23,6
15,3
10,7
31,6
15,0
13,8
15,2
7,5
16,1
15,2
4,6
6,5
12,6
15,9
22,6
19,8
23,0
14,4
10,4
28,9
17,0
15,9
9,2
27,5
15,5
29,0
34,3
23,3
13,9
8,9
20,0
21,3
14,4
10,4
4,5
14,7
15,8
9,5
9,7
18,9
36,0
42,8
26,7
21,1
20,3
15,6
11,7
29,7
23,8
22,6
14,8
15,2
11,3
10,4
32,0
30,1
30,0
19,8
15,2
18,3
13,7
12,6
14,6
8,8
6,8
45,0
24,1
16,8
25,6
17,6
12,8
37,2
23,1
20,5
15,4
13,2
10,8
8,9
30,4
26,1
14
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
2.1.2 Türk Olmayanların Türklere Bakışı
Türk olmayanların Türklere bakışı incelendiğinde, sorgulanan tüm boyutlarda Türklere karşı
tepkiselliğin çok düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Bu nedenle, evlilik sorusu dışında, gruplarda
ve alt gruplarda ortaya çıkan tepkisellik düzeyine dönük tablo değerleri verilmiş olmasına rağmen bu
değerlerin teknik okuması ve karşılaştırması yapılmamıştır.
Türklerle evliliğe bakışı ortaya koyan bulgulara etnisite temelinde bakıldığında; Çerkesler dışındaki
grupların tepkiselliğinin çok düşük düzeylerde olduğu görülmektedir. Çerkeslerde her 6-7 kişiden
birisinde gözlenen Türklerle evlilik bağı kurmaya yönelik tepkiselliğin sebebi, bu grubun evlilik
konusunda daha dışa kapalı bir kültüre sahip olmasıyla açıklanabilir.
15
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
(Türk Olmayanların Türklere Bakışı)
Bir Türk ile / Bir Türk’ün
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
CHP
MHP
BDP/HDP
Etnik Köken
Kürt
Çerkes
Arap
Etnik Köken Bağı
Türk Akrabası olan Kürt
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
Türkiye’de
başbakan veya
Türkiye’de birlikte
yaşamayı problem
cumhurbaşkanı
olarak görüyorum olmasından rahatsız
(%)
oluyorum (%)
Evlilik yolu ile
akraba olmayı
problem olarak
görürüm (%)
Aynı apartmanda
kapı komşusu
olmayı problem
olarak görürüm (%)
3,6
1,2
1,8
2,4
4,3
0,9
0,0
3,5
0,0
0,0
3,0
3,0
4,3
1,5
2,9
2,9
3,3
1,1
1,9
1,9
16,7
2,8
2,8
0,0
0,0
2,9
0,0
2,8
1,7
1,1
1,2
4,2
1,1
1,0
1,5
2,2
5,3
0,0
0,0
3,1
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
3,3
1,4
1,9
1,4
1,9
0,0
0,0
7,7
1,9
4,8
0,0
1,0
1,9
2,6
0,0
2,6
1,9
2,6
0,0
0,0
0,0
5,4
1,3
1,4
3,4
2,1
0,0
0,0
2,1
5,3
0,0
4,8
4,8
5,1
0,0
,0
1,1
1,3
3,9
3,0
1,2
1,6
3,9
,0
1,6
2,2
2,8
0,3
,3
2,9
,0
0,6
1,9
2,9
0,0
2,2
,0
0,5
3,0
4,5
0,5
0,5
0,5
,0
1,1
2,1
3,1
5,9
5,3
3,3
2,6
,0
16
1,4
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
2.1.3 Türklerle Kürtlerin Birbirine Bakışı
Türkiye’de her iki etnik grubun birbirine bakışı değerlendirildiğinde, Türklerin Kürtlere yönelik
tepkiselliğinin, Kürtlerin Türklere yönelik tepkiselliğinden daha yüksek olduğu görülmektedir.
Bulgular, yaklaşık her beş Türk’ten birisinin özel ve kamusal alanda Kürtlere yönelik bir tepkisellik
beslediğini göstermektedir.
Genel olarak bakıldığında, her iki etnik grup arasında en yüksek kutuplaşma oranı her üç Türk’ten
birisinin kamusal alanda Kürtlere bakışında ortaya çıkmaktadır. Bu tepkisellik düzeyi, ülkede iki etnik
grup arasında yaşandığı düşünülen kutuplaşmanın aslında tahmin edilen düzeyin altında olduğunu
göstermektedir.
17
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
2.2 Dini ve Mezhepsel Kutuplaşma
2.2.1 Alevilere Bakış
Türkiye’de yaklaşık her üç kişiden birisi bir Alevi ile evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak
görmektedir. Yaklaşık her beş kişiden birisinin bir Alevi’nin ülkede başbakan veya cumhurbaşkanı
olmasından rahatsız olacağını beyan etmesi ise mezhepsel temelde, kamusal alanda varlığını gösteren
bir tepkiselliğe işaret etmektedir. Bu bulgular, Alevilere karşı özel alanda ortaya çıkan mesafenin
kamusal alana göre daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.
Alevilere yönelik özel ve kamusal alandaki en fazla tepkisellik; dindarlığın, muhafazakarlığın ve Sünni
kültürün daha çok sahiplenildiği AKP ve sonrasında MHP seçmenindedir. Tepkiselliğin en düşük
olduğu parti seçmeni her dört boyutta da BDP/HDP’lilerdir.
18
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Alivelere tepkisellik her dört partide de evlilik yoluyla akraba olma konusunda en yüksek düzeye
çıkmaktadır. İkinci en yüksek tepkisellik ise Alevilerin ülkede yönetim kademelerinde görülmesine
dönüktür. Alevilere yönelik tepkiselliğin en yüksek olduğu AKP ve MHP seçmeninde, her üç-dört
kişiden birisinin bir Alevi ile evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak gördüğü anlaşılmaktadır. Bu
iki parti seçmeni arasında yaklaşık her dört kişiden birisinin bir Alevinin Türkiye’de başbakan ya da
cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olduğu görülmektedir.
Tüm parti seçmenlerinde Alevilere yönelik en düşük tepkisellik ise, Alevilerle Türkiye’de beraber
yaşama noktasında ortaya çıkmaktadır. Yaklaşık her 20 kişiden birisinde görülen bu tepkisellik, aynı
konuda Kürtlere karşı duyulan tepkisellikten çok daha düşüktür ve dolayısıyla daha az toplumsal
çatışma potansiyeli taşımaktadır.
Alevilerle evlilik yoluyla akraba olmaya yönelik tepkisellik, kendini şeriatçı olarak tanımlayan grupta,
her üç kişiden ikisinde olmak üzere en yüksek düzeyde kendini göstermektedir. Kendisini Sünni veya
Müslüman olarak tanımlayan kesimde ise, bu tepkisellik her üç kişiden birisinde ortaya çıkmaktadır.
Alevi akrabası olan Sünnilerde Alevilere yönelik tepkisellik, Alevi akrabası olmayan Sünnilere göre çok
daha düşüktür. Kürt akrabası olan Türklerde olduğu gibi, Alevi akrabası olan Sünnilerde tepkiselliğin
yarı yarıya düşük olması, ortak aile bağlarının iki dini grup arasında beraber yaşama ve birbirini
anlama noktasında önemli bir empati zemini oluşturduğunu göstermektedir.
Bulgulara etnisite temelinde bakıldığında; ölçülen dört boyutta da Alevilere yönelik tepkiselliğin
Kürtlerde en düşük düzeyde olduğu söylenebilir. Bir Alevi ile komşu olmayı ve Türkiye’de birlikte
yaşamayı problem olarak görme konusunda Türkler, Araplar ve Çerkesler arasında bir farklılaşma
yoktur. Alevilerle evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak görenler Çerkeslerde en yüksek
düzeydeyken, bu konudaki tepkisellik daha sonra sırasıyla Araplarda, Türklerde ve Kürtlerdedir. Bir
Alevi’nin Türkiye’de cumhurbaşkanı ya da başbakan olmasını problem olarak algılayanların oranı
Araplarda en yüksekken, Kürtlerde en düşük düzeydedir.
Alevilere bakış bulguları siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; ölçülen dört boyutta da genel
olarak Alevilere yönelik en yüksek tepkiselliğin kendisini dindar muhafazakar olarak tanımlayanlarda
olduğu, müteakiben ise sırasıyla “gelenekçi muhafazakar”, “ulusalcı” ve “sosyal demokrat” kimliklerin
geldiği; kendisini Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımlayanlar arasında ise tepkiselliğin en düşük
düzeyde olduğu görülmektedir.
Alevilere bakışta öğrenim düzeyine göre anlamlı bir farklılaşma gözlenmezken, kişilerin yaşları
yükseldikçe Alevilere karşı tepkisellik düzeyi düşmekte ve tolerans artmaktadır.
19
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
(Alevi Olmayanların Alevilere Bakışı)
Bir Alevi ile / Bir Alevi’nin
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
CHP
MHP
BDP/HDP
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep ve Mezhep Bağı
Sünni
Alevi akrabası olan Sünni
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
Türkiye’de
Türkiye’de birlikte
başbakan veya
yaşamayı problem
cumhurbaşkanı
olarak görüyorum olmasından rahatsız
(%)
olurum (%)
Evlilik yolu ile
akraba olmayı
problem olarak
görürüm (%)
Aynı apartmanda
kapı komşusu
olmayı problem
olarak görürüm (%)
43,4
9,9
6,7
12,7
1,4
1,9
6,7
30,9
5,5
4,8
9,3
1,3
1,3
19,0
6,7
2,6
6,7
31,2
6,5
4,9
22,2
27,1
4,3
3,5
16,9
45,6
7,2
4,3
34,1
7,0
4,7
20,9
6,7
28,6
33,9
6,7
5,0
23,4
64,6
17,4
8,9
52,7
0,0
0,0
0,0
0,0
2,2
0,0
0,0
2,2
38,5
7,3
5,1
24,8
16,9
5,4
4,2
15,0
49,6
11,7
6,0
39,0
41,5
8,0
6,2
27,2
22,8
4,4
4,1
13,3
21,0
3,2
2,7
10,4
8,3
1,7
2,5
4,3
33,8
6,4
5,1
23,7
30,8
6,6
4,6
24,1
30,4
6,0
4,5
20,3
36,1
9,1
7,3
28,2
29,0
4,8
3,3
18,6
18,8
3,4
2,5
8,5
32,0
7,7
6,3
22,2
30,4
5,8
4,0
22,3
29,9
5,5
4,0
18,8
20
34,1
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
2.2.2 Sünni Olmayanların Sünnilere Bakışı
Sünni olmayanların Sünnilere bakışı incelendiğinde, sorgulanan tüm boyutlarda Sünnilere karşı
tepkiselliğin çok düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Bu nedenle, gruplarda ve alt gruplarda ortaya
çıkan tepkisellik düzeyine dönük tablo değerleri bu başlıkta verilmemiştir.
2.2.3 Alevilerle Sünnilerin Birbirlerine Bakışı
Hem özel hem de kamusal alanda Sünnilerde Alevilere yönelik tepkiselliğin ve mesafenin, Alevilerin
Sünnilere karşı tepkiselliğinden daha yüksek olduğu görülmektedir. Kamuoyunda var olduğu
düşünülen Sünni-Alevi kutuplaşmasının, bu çalışmada bulgulanan düzeyin üzerinde olduğu
değerlendirilebilir. Bu farklılaşmanın nedeni, iki grup arasındaki mesafenin temelde kişilerin
zihinlerinde değil, toplumsal kalıplarda var olmasıdır. Bu noktada, bu iki grup arasında mahalle baskısı
nedeniyle pratikte ortaya çıkan mesafeyi de unutmamak gerekir.
21
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
2.2.4 Şeriatçıya Bakış
Yaklaşık her üç kişiden birisinin şeriatçılara karşı özel ve kamusal alanda tepkisellik beslediği
görülmektedir. Bu konudaki en yüksek tepkisellik, bir şeriatçının Türkiye’de başbakan veya
cumhurbaşkanı olmasına dönüktür.
Şeriatçılara dönük tepkiselliğin AK Parti seçmeni dışında genel olarak oldukça yüksek olduğu
görülmektedir. Ölçülen dört farklı boyutta da tepkiselliğin en yüksek olduğu parti seçmeni
CHP’lilerdir. Tepkiselliğin görece yüksek olduğu ikinci ve üçüncü parti seçmeni sırasıyla BDP/HDP ve
MHP’liler iken, AKP seçmeni arasında şeriatçılara karşı tepkisellik en düşük düzeydedir. CHP
seçmeninde hem özel alana hem de kamusal alana taşınan yüksek tepkisellik partinin ideolojisi ve
devraldığı miras temelinde anlamlanmaktadır. Bunun yanında, şeriatçılara yönelik tepkiselliğin AKP
seçmeninde en düşük düzeyde olması ise, bu partinin dindar muhafazakar seçmene sahip olması ve
siyasal İslamcı bir çizgide yer alması ile açıklanabilir.
22
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Şeriatçılara yönelik tepkisellik, pek çok şeyin paylaşıldığı özel alandan uzaklaşıldıkça (Evlilikten
Türkiye’de birlikte yaşamaya) genel olarak azalmakla birlikte, aynı şeyi şeriatçıları ülke yönetiminde
görme noktasında söylemek mümkün değildir. Şeriatçılara karşı en yüksek tepkisellik tüm parti
seçmenlerinde bir şeriatçının Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına yönelik olarak
kamusal alanda gözlenirken, bu tepkisellik CHP seçmeninde yaklaşık her beş kişiden dördü, MHP ve
BDP/HDP seçmeninde ise her beş kişiden üçü tarafından ortaya konulmaktadır.
Şeriatçılara bakışı ortaya koyan bulgulara etnisite temelinde bakıldığında; özel ve kamusal alanda
şeriatçılara karşı en yüksek tepkisellik Çerkeslerde iken Türklerin tepkisellikte ikinci ve Arapların
üçüncü sırada geldiği görülmektedir. Kürtlerde ise tepkisellik en düşük düzeydedir.
Şeriatçılara karşı özel ve kamusal alanda gözlenen tepkisellik, Müslüman olmayanlarda ve
inançsızlarda kendisini Müslüman olarak tanımlayanlara göre çok daha yüksektir. Müslüman
olmayanlar içinde her beş kişiden yaklaşık dördünün böyle bir tepkisellik içinde olması, şeriatçılarla
beraber yaşamanın (bu kavrama verilen anlam ve bu konudaki tartışmalardan bağımsız
düşünüldüğünde) tehdit olarak algılanma düzeyini göstermesi açısından çarpıcı bir bulgudur.
Şeriatçılara karşı tepkisellik Alevilerde Sünnilere göre çok daha yüksektir. Bulgular siyasi kimlik
temelinde analiz edildiğinde; ölçülen dört boyutta da genel olarak şeriatçılara karşı en yüksek
tepkiselliğin kendisini Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımlayanlarda olduğu, müteakiben ise
sırasıyla “ulusalcı”, “sosyal demokrat” ve “gelenekçi muhafazakar” kimliklerin geldiği, kendisini dindar
muhafazakar olarak tanımlayanlar arasında ise tepkiselliğin en düşük düzeyde olduğu görülmektedir.
Şeriatçılara bakışta öğrenim düzeyi ve hane geliri yükseldikçe tepkisellik artmaktadır. Bunun yanında
farklılaşmaya yaş temelinde bakıldığında ise en yüksek tepkiselliğin 50 yaş ve üzeri grupta, en düşük
tepkiselliğin ise 30-49 yaş grubunda olduğu görülmektedir.
23
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
(Şeriatçı Olmayanların Şeriatçılara Bakışı)
Bir Şeriatçı ile / Bir Şeriatçının
Evlilik yolu ile
akraba olmayı
problem olarak
görürüm (%)
Aynı apartmanda
kapı komşusu
olmayı problem
olarak görürüm (%)
Türkiye’de birlikte Türkiye’de başbakan
yaşamayı problem veya cumhurbaşkanı
olarak görüyorum olmasından rahatsız
(%)
olurum (%)
16,2
10,7
8,3
22,9
71,4
66,0
61,2
83,1
39,9
34,7
30,1
57,1
50,0
42,2
34,9
61,4
39,0
34,2
30,2
50,5
30,6
24,5
22,5
39,9
52,3
43,1
30,3
66,2
36,7
33,9
30,5
41,4
34,2
28,7
24,9
45,4
82,9
77,8
72,2
80,6
72,6
67,0
66,1
90,3
27,8
23,5
19,2
38,3
68,3
64,7
56,1
78,5
7,9
4,0
2,3
9,4
22,2
17,7
13,9
34,4
59,2
55,8
51,0
70,9
55,8
53,1
47,2
67,1
65,8
59,2
52,6
76,3
32,9
28,6
25,6
42,9
34,3
29,2
24,8
43,5
40,8
35,5
31,5
52,7
44,7
38,0
35,0
57,5
35,5
30,8
26,4
46,4
50,2
47,7
40,9
59,5
36,1
32,3
28,8
47,9
36,7
31,5
29,1
48,8
45,0
38,9
32,5
55,3
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
CHP
MHP
BDP/HDP
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-MarksistKomünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
24
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
2.2.5 Başka Dinden ve İnançsız Kişilere Bakış
Çalışma bulguları; Kürtlere, Alevilere ve başka dinden insanlara göre inançsız kişilerin, hem özel
alanda hem de kamusal alanda daha mesafeli algılandığını göstermektedir. Başka dinden kişilere ve
inançsızlara karşı duyulan tepki ve dini kutuplaşma, Kürtlere karşı tepkiden ve etnik kutuplaşmadan
hem kamusal alanda hem de özel alanda daha yüksektir. Bu durum, Türkiye’deki genel kanının
aksine, kutuplaşmanın en yoğun şekilde etnik temelde yaşanmadığını; dini kutuplaşmanın da etnik
kutuplaşma kadar önemli düzeyde, hatta bazı alanlarda çok daha fazla olduğunu göstermektedir.
Genel olarak bakıldığında, ölçülen dört farklı boyutta da inançsızlara yönelik tepkiselliğin başka
dinden kişilere yönelik tepkisellikten daha yüksek olduğunun da vurgulanması gerekmektedir.
Başka dinden kişilere ve inançsızlara karşı özel ve kamusal alandaki en yüksek tepkisellik, beklentilerle
ve diğer çalışma bulgularıyla örtüşen şekilde, geleneksel ve dini muhafazakarlığın öne çıktığı AKP ve
sonrasında MHP seçmenindedir. Tepkisellik CHP seçmeninde ise en düşük düzeydedir. AK Parti ve
MHP seçmeninde yaklaşık her iki kişiden birisi başka dinden kişilerle ve inançsızlarla evlilik yoluyla
akraba olmayı problem olarak görürken, aynı seçmenin bu kişilerin Türkiye’de yönetim
kademelerinde olmasına bakışı çok daha olumsuzdur. Başka dinden kişilerle ve inançsızlarla
Türkiye’de birlikte yaşamaya bakış ise tüm parti seçmenlerinde diğer konulara göre çok daha
toleranslıdır.
25
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Bulgulara etnisite temelinde bakıldığında; ölçülen dört boyutta da başka dinden kişilere yönelik
tepkisellik Çerkeslerde en yüksek düzeydeyken, Kürtlerde ve Araplarda en düşük düzeydedir.
Başka dinden kişilere yönelik tepkisellik kendisini şeriatçı olarak tanımlayanlarda en yüksek
düzeydedir. Bu grupta, başka dinden kişilerle evlilik ve bu kişilerin ülkeyi yönetmesi konularında her
üç kişiden ikisi tarafından ortaya konulan tepkisellik önemli bir probleme işaret etmektedir. Ayrıca
başka dinden kişilere yönelik tepkisellik düzeyi Sünnilerde Alevilere göre çok daha yüksektir.
Başka dinden kişilere bakışa ait bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; ölçülen dört
boyutta da genel olarak başka dinden kişilere yönelik en yüksek tepkiselliğin kendisini dindar
muhafazakar ve gelenekçi muhafazakar olarak tanımlayanlarda olduğu görülmektedir. “Ulusalcı” ve
“sosyal demokrat” kimliklerle kendisini tanımlayanlarda başka dinden kişilere bakış, özellikle evlilik ve
o kişilerin ülkeyi yönetmesi konusunda yaklaşık her dört kişiden birisinin tepkisini çekecek kadar
olumsuz iken; kendisini Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımlayanlar arasında tepkisellik diğer
kimliklerle karşılaştırılmayacak kadar düşük düzeydedir.
Başka dinden kişilere yönelik tepkisellik genel olarak kişilerin öğrenim düzeyi, yaşları ve hane gelirleri
yükseldikçe düşmektedir.
26
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Başka dinden birisi ile / Başka dinden birisinin
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
CHP
MHP
BDP/HDP
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
Evlilik yolu ile
akraba olmayı
problem olarak
görürüm (%)
Aynı apartmanda
kapı komşusu
olmayı problem
olarak görürüm (%)
Türkiye’de birlikte
yaşamayı problem
olarak görüyorum
(%)
Türkiye’de
başbakan veya
cumhurbaşkanı
olmasından
rahatsız olurum
(%)
50,0
9,3
6,3
61,7
10,9
40,0
17,3
1,5
6,8
1,2
1,3
6,2
1,2
23,9
54,8
12,0
34,9
6,0
4,7
48,4
34,4
45,3
29,4
5,1
10,7
8,8
8,8
3,0
9,3
7,5
37,0
53,4
36,9
38,4
6,4
4,9
51,1
63,4
2,7
3,5
9,8
0,0
0,0
6,0
0,0
0,0
68,4
2,7
5,3
43,3
7,0
5,6
55,4
10,8
1,3
2,0
21,7
63,5
49,6
24,1
21,5
5,2
13,4
10,0
4,3
3,0
0,6
8,8
8,3
3,9
2,4
1,3
67,4
60,9
38,7
30,0
9,7
43,5
6,7
9,2
53,3
35,6
33,3
7,0
5,3
5,1
4,0
49,0
44,6
31,8
36,4
24,3
7,2
4,9
5,1
5,1
4,0
3,6
47,2
45,2
40,9
34,6
9,4
8,0
49,4
35,3
32,0
5,4
3,6
3,7
2,8
46,9
41,6
27
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
İnançsız kişilere bakış bulgularına etnisite temelinde bakıldığında; inançsız kişilere yönelik tepkisellik
Çerkeslerde en yüksek düzeydeyken, Kürtlerde evliliğe bakış dışında tepkiselliğin en düşük düzeyde
olduğu söylenebilir. İnançsız kişilere bakış ve bu kişilere tepkisellik noktasında farklı etnik gruplar,
diğer kimliklere bakışa göre çok daha fazla benzeşmektedir.
İnançsız kişilere yönelik tepkisellik, başka dinden kişilere bakışta olduğu gibi, ölçülen dört boyutta da
kendisini şeriatçı olarak tanımlayanlarda en yüksek düzeydeyken, kendisini Müslüman olarak
tanımlayanlarda yine oldukça yüksektir. Ayrıca tepkisellik düzeyi Sünnilerde Alevilere göre çok daha
yüksektir.
İnançsız kişilere bakışa ait bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde görülür ki; ölçülen dört
boyutta da genel olarak bu gruba yönelik en yüksek tepkisellik, başka dinden kişilere bakışta olduğu
gibi, kendisini dindar muhafazakar ve gelenekçi muhafazakar olarak tanımlayanlardadır. Bu iki
kimlikteki kişilerin tepkisellik düzeyi diğer siyasi kimliklere göre çok daha yüksektir. “Ulusalcı” ve
“sosyal demokrat” kimliklerle kendisini tanımlayanlarda inançsız kişilere bakış, özellikle evlilik ve o
kişilerin ülkeyi yönetmesi konusunda yaklaşık her üç kişiden birisinin tepkisini çekecek kadar olumsuz
iken; kendisini Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımlayanlar arasında tepkisellik çok daha düşük
düzeydedir.
İnançsız kişilere yönelik tepkisellik kişilerin öğrenim düzeyleri, yaşları ve hane gelirleri yükseldikçe
düşmektedir.
28
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Bir İnançsız ile / Bir İnançsızın
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
CHP
MHP
BDP/HDP
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
Evlilik yolu ile
akraba olmayı
problem olarak
görürüm (%)
Aynı apartmanda
kapı komşusu
olmayı problem
olarak görürüm (%)
62,2
30,7
Türkiye’de
Türkiye’de birlikte
başbakan veya
yaşamayı problem
cumhurbaşkanı
olarak görüyorum olmasından rahatsız
(%)
olurum (%)
23,9
69,5
18,4
5,2
4,6
20,5
51,0
21,6
16,8
55,1
25,0
3,5
2,3
15,1
45,4
20,6
16,5
51,0
47,6
18,8
12,3
43,6
53,4
24,3
17,6
50,0
42,6
23,5
19,1
43,3
50,8
22,5
17,6
55,2
76,5
31,0
5,6
38,2
22,5
2,8
2,8
77,7
55,2
5,6
56,9
24,4
18,4
60,8
12,0
4,7
22,5
4,0
18,5
70,7
34,7
25,8
74,5
62,5
31,7
22,5
14,1
24,8
68,4
34,5
11,2
39,4
29,2
9,1
6,6
30,9
7,0
1,9
2,5
6,4
54,4
29,7
33,0
62,5
48,1
27,1
24,0
58,3
43,6
18,0
13,3
46,2
46,1
20,6
17,3
50,5
44,9
19,7
14,8
48,4
35,6
16,7
14,1
41,0
48,8
25,0
21,6
53,8
44,9
21,3
16,3
50,1
41,7
14,6
10,9
43,4
29
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
2.2.6 Başörtülülere Bakış
Çalışmada dini kutuplaşmaya dönük olarak ölçülen boyutlardan bir diğeri başörtülü kişilere bakıştır.
Başörtülü kişilere veya ailelerine yönelik özel alanda çok düşük olan tepkisellik, her altı-yedi kişiden
birisinin kamusal alanda bu kişileri önemli pozisyonlarda problem olarak algılaması şeklinde kendini
göstermektedir. Bu konuda tepkisel olan kişiler, başörtülü bir ailenin Türkiye’de başbakan ve
cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olduğunu/olacağını ifade etmektedir.
Başörtülü kişilere yönelik tepkisellik tüm toplumsal kesimlerde genel olarak oldukça düşük düzeyde
olmasına rağmen, görece en yüksek tepkisellik CHP seçmenindedir. Yaklaşık her beş CHP’liden birisi
başörtülü bir aile ile evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak görürken, her beş CHP’liden ikisi
başörtülü bir ailenin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olacağını ifade
etmektedir. Bu bulgu, çok yüksek olmasa da önemsenmesi gereken bir düzeyde olan tepkiselliği,
Türkiye’de laik-dindar ve modern-gelenekçi ekseninde geçmişte var olmuş ve bugün de devam eden
bir kutuplaşma şeklinde ortaya koymaktadır.
30
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Başörtülü kişilere yönelik tepkiselliğin, bu kişilerin ülkeyi yönetmesi noktasında daha yüksek bir
düzeye çıkması, CHP seçmeni açısından bu kişilerin rejimin geleceğine dönük tehdit olarak algılandığı
şeklinde yorumlanabilir.
Başörtülü kişilere bakışı ortaya koyan bulgulara etnisite temelinde bakıldığında; en yüksek
tepkiselliğin bu kişilerin ülkeyi yönetmesi noktasında ortaya çıktığı ve bu noktada Çerkeslerin ve
Türklerin tepki düzeyinin Araplardan ve Kürtlerden daha yüksek olduğu görülmektedir.
Başörtülü kişilere karşı özel ve kamusal alanda en yüksek tepkisellik, dini kimlikler temelinde
Müslüman olmayanlarda ve inançsızlarda, her beş kişiden birisini kapsayacak şekilde kendini
göstermektedir. Bu noktada, başka dinden kişilerin de içinde bulunduğu Müslüman olmayan kişiler
grubunun tepkiselliğinin hem kamusal hem de özel alanda inançsızlara göre çok daha yüksek
olduğunu vurgulamak gerekmektedir.
Bulgulara mezhepsel temelde bakıldığında; başörtülü kişilere yönelik tepkisellik düzeyinin bu kişilerle
evlilik ve bu kişilerin ülkeyi yönetmesi noktasında Alevilerde Sünnilere göre çok daha yüksek olduğu
görülmektedir. Aleviler arasında her beş kişiden birisi başörtülü bir aile ile evlilik yoluyla akraba
olmayı problem olarak görürken, her üç kişiden birisi başörtülü bir aileden birisinin Türkiye’de
başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olacağını ifade etmiştir.
Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; genel olarak başörtülülere karşı en yüksek
tepkiselliğin kendisini Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımlayanlarda olduğu, müteakiben ise
“ulusalcı” ve “sosyal demokrat” kimliklerin geldiği, gelenekçi muhafazakar ve dindar muhafazakar
kişiler arasında ise tepkiselliğin çok düşük düzeyde olduğu görülmektedir.
Başörtülülere bakış öğrenim düzeyi, yaş ve hane gelirine göre önemli ve anlamlı bir farklılaşma
göstermemektedir.
31
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Başörtülü bir aile ile / Başörtülü bir ailenin
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
CHP
MHP
BDP/HDP
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
Evlilik yolu ile
akraba olmayı
problem olarak
görürüm (%)
Aynı apartmanda
kapı komşusu
olmayı problem
olarak görürüm (%)
Türkiye’de birlikte Türkiye’de başbakan
yaşamayı problem veya cumhurbaşkanı
olarak görüyorum olmasından rahatsız
(%)
olurum (%)
1,7
0,9
0,8
2,7
18,0
9,2
7,9
39,8
2,7
1,6
1,6
12,0
9,9
1,1
2,2
8,0
7,4
3,9
3,6
15,5
7,0
1,6
1,6
8,8
1,4
1,4
0,0
16,9
5,0
2,9
1,4
6,6
1,4
4,9
2,6
2,3
11,6
0,7
0,0
0,0
0,7
37,8
19,4
16,7
45,9
27,0
10,6
8,9
39,3
3,3
1,7
1,7
8,6
19,5
3,3
3,4
35,1
1,6
0,8
0,7
1,7
2,6
2,0
1,8
6,4
13,6
6,3
5,5
29,4
13,0
5,4
4,8
28,3
19,6
6,3
6,4
31,2
5,0
2,9
1,0
8,8
5,9
3,7
3,5
10,9
7,8
3,4
3,2
16,5
8,6
4,2
4,0
13,6
6,5
2,7
2,6
14,4
9,2
5,6
4,4
31,0
6,9
3,5
3,6
14,2
7,0
3,4
3,6
13,6
8,3
3,3
2,4
18,1
18,1
32
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
2.3 Siyasi Kutuplaşma
2.3.1 AK Partili Olmayanların AK Partililere Bakışı
AK Partili olmayan yaklaşık her üç-dört kişiden birisinin AKP’lilere karşı özel ve kamusal alanda
tepkisellik beslediği görülmektedir. Bu konudaki en yüksek tepkisellik, bir AKP’linin Türkiye’de
başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına dönüktür. AK Partili olmayan yaklaşık her iki kişiden birisi
ülkede bir AKP’linin başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olduğunu ifade etmiştir.
AK Partililere yönelik algılara siyasi parti seçmenleri temelinde bakıldığında, ölçülen dört farklı
boyutta da tepkiselliğin en yüksek olduğu parti seçmeninin CHP’liler olduğu görülmektedir.
Tepkiselliğin yüksek olduğu ikinci parti seçmeni MHP’liler iken, BDP/HDP seçmeni arasında AKP’lilere
karşı tepkisellik en düşük düzeydedir.
33
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
AK Partili olmayanların AK Partililere bakışında ortaya çıkan en yüksek tepkisellik tüm parti
seçmenlerinde bir AKP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına yönelik kamusal
alanda gözlenmektedir. Bu alandaki tepkisellik CHP seçmeninde her üç kişiden ikisi, MHP seçmeninde
her iki kişiden birisi ve BDP/HDP seçmeninde yaklaşık her beş kişiden ikisi tarafından ortaya
konmaktadır. AK Partililere bakışta ikinci en yüksek tepkisellik ise evlilik yoluyla akraba olma
noktasında görülmektedir. Bu tepkisellik düzeyi ise MHP ve BDP/HDP seçmeninde yaklaşık her dört
kişiden birisinde, CHP seçmeninde ise her beş kişiden ikisinde ortaya çıkmaktadır. Tüm parti
seçmenleri için bir AKP’li ile komşu olmaya ve Türkiye’de birlikte yaşamaya yönelik tepkisellik, evlilik
ve ülke yönetimi boyutlarıyla kıyaslandığında görece daha düşüktür.
AKP seçmenine yönelik bulgulanan bu yüksek siyasi kutuplaşma düzeyinin, Türkiye’deki etnik ve
mezhepsel kutuplaşmanın üzerinde olması siyaset alanındaki gerginliklerin toplumsal boyuta
taşındığını ve farklı parti seçmenleriyle beraber yaşamanın problem olarak algılanmaya başladığını
göstermektedir. AK Partili olmayan her dört kişiden yaklaşık birinin AK Partililerle Türkiye’de beraber
yaşamayı problem olarak görmesi, kutuplaşmanın düzeyini ve önemini ortaya koyması açısından
çarpıcı bir bulgudur. Kamusal alanda gözlenen yüksek kutuplaşma daha normal kabul edilebilir ve
açıklanabilir nitelikteyken, bu kutuplaşmanın özel alana da inmiş olması vurgulanması gereken bir
konudur.
AK Partili olmayanların AK Partiye bakışını ortaya koyan bulgulara etnisite temelinde bakıldığında;
özel alanda ve kamusal alanda en yüksek tepkisellik genel olarak Türklerde ve Araplardadır.
AKP’li kişilere karşı özel ve kamusal alanda en yüksek tepkisellik, dini kimlikler temelinde Müslüman
olmayanlarda ve inançsızlarda, yaklaşık her iki kişiden birisini kapsayacak şekilde kendini
göstermektedir. Bu noktada, başka dinden kişilerin de içinde bulunduğu Müslüman olmayan kişilerin
tepkiselliğinin hem kamusal hem de özel alanda inançsızlara göre çok daha yüksek olduğunu
vurgulamak gerekmektedir.
Bulgulara mezhepsel temelde bakıldığında; AK Partili kişilere yönelik tepkisellik düzeyi tüm
boyutlarda Alevilerde Sünnilere göre çok daha yüksektir. Aleviler arasında her beş kişiden ikisi AKP’li
birisi ile evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak görürken, her beş kişiden üçü AKP’li birisinin
Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olacağını ifade etmiştir.
Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; genel olarak AKP’lilere karşı en yüksek tepkiselliğin
kendisini Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımlayanlarda olduğu, müteakiben ise “ulusalcı” ve
“sosyal demokrat” kimliklerin geldiği ve dindar muhafazakar kişiler arasında ise tepkiselliğin görece
düşük düzeyde olduğu görülmektedir.
AKP’lilere bakışta öğrenim düzeyine ve hane gelir durumuna göre anlamlı bir farklılaşma
gözlenmezken, 18-29 yaş grubunda tepkiselliğin diğer yaş gruplarına göre çok daha yüksek olduğu
söylenebilir. Bu bulgular, siyasi kutuplaşmanın yaş, gelir ve öğrenim düzeyi temelindeki tüm
demografik grupları benzer düzeyde etkilediğini göstermesi açısından çarpıcıdır. Bu durum siyasi
kutuplaşmayı toplumsal barışa tehdit anlamında diğer kutuplaşma alanlarının önüne çıkarmaktadır.
34
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
(AKP’li Olmayanların AKP’lilere Bakışı)
Bir AKP’li ile / Bir AKP’linin
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
CHP
MHP
BDP/HDP
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
Türkiye’de
Türkiye’de birlikte
başbakan veya
yaşamayı problem
cumhurbaşkanı
olarak görüyorum
olmasından
(%) rahatsız olurum (%)
Evlilik yolu ile
akraba olmayı
problem olarak
görürüm (%)
Aynı apartmanda
kapı komşusu
olmayı problem
olarak görürüm (%)
42,8
35,9
34,7
68,8
25,3
19,8
20,6
50,8
22,6
11,9
15,5
38,1
31,8
26,3
25,5
54,9
19,2
19,2
25,0
10,4
11,0
33,0
18,8
14,6
52,2
30,4
30,4
28,3
44,2
26,5
21,8
21,7
48,4
10,3
10,0
10,0
23,3
57,1
45,7
47,1
73,5
50,5
35,2
38,0
71,6
50,5
24,1
19,6
20,0
46,0
42,0
28,6
28,6
46,0
60,6
9,2
7,0
6,4
25,7
19,8
15,4
15,5
40,3
39,5
33,7
30,9
66,4
37,0
28,8
27,3
62,3
50,4
42,0
37,8
73,8
23,5
14,7
24,2
50,0
29,7
25,0
26,5
52,9
31,5
25,0
24,2
52,5
35,6
29,4
29,6
57,3
28,9
22,2
24,8
22,2
29,6
20,3
49,6
27,6
29,2
24,4
24,6
53,2
31,1
24,5
50,5
32,1
32,1
25,4
25,0
29,6
23,9
35
29
53,0
54,2
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
2.3.2 CHP’li Olmayanların CHP’lilere Bakışı
CHP’li olmayan yaklaşık her 10 kişiden birisinin CHP’lilere karşı özel ve kamusal alanda tepkisellik
beslediği görülmektedir. Bu konudaki en yüksek tepkisellik, AKP’ye bakışta olduğu gibi, bir CHP’linin
Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına dönüktür. CHP’li olmayan yaklaşık her üç kişiden
birisi ülkede bir CHP’linin başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olduğunu ifade etmiştir.
CHP’ye yönelik algılara siyasi parti seçmenleri temelinde bakıldığında, ölçülen dört farklı boyutta da
tepkiselliğin en yüksek olduğu parti seçmeninin AKP’liler olduğu görülmektedir. Tepkiselliğin yüksek
olduğu ikinci parti seçmeni BDP/HDP iken, MHP seçmeni arasında CHP’lilere karşı tepkisellik en düşük
düzeydedir.
CHP’li olmayanların CHP’lilere bakışında ortaya çıkan en yüksek tepkisellik tüm parti seçmenlerinde
bir CHP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına yönelik kamusal alanda
gözlenmektedir. Bu alandaki tepkisellik AKP seçmeninde yaklaşık her beş kişiden ikisi, BDP/HDP ve
MHP seçmeninde ise her dört kişiden birisi tarafından ortaya konmaktadır. CHP’lilere bakışta ikinci en
yüksek tepkisellik ise bir CHP’li ile evlilik yoluyla akraba olma noktasında görülmekte ancak bu oran
36
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
ülke yönetimi konusunda olduğu kadar yüksek düzeylere ulaşmamaktadır. Bununla birlikte, tüm parti
seçmenleri için bir CHP’li ile komşu olmaya ve Türkiye’de birlikte yaşamaya yönelik tepkisellik evlilik
ve ülke yönetimi boyutlarına göre daha düşük kalmaktadır.
Bu bulgular AKP’lilere yönelik tepkisellik düzeyi ile birlikte düşünüldüğünde, CHP’lilere karşı duyulan
tepkiselliğin özel alana çok fazla yansımadığı, daha ziyade kamusal alanda yoğunlaştığı tespiti
yapılabilir. Ayrıca, CHP seçmeninin AKP seçmenine tepkiselliği, AKP seçmeninin CHP seçmenine
tepkiselliğinden çok daha fazladır.
CHP’li olmayanların CHP’ye bakışını ortaya koyan bulgulara etnisite temelinde bakıldığında, hem özel
alanda hem de kamusal alanda tek bir etnik grubun tepkisellik anlamında ön plana çıkmadığı
görülmektedir. Ancak genel olarak bakıldığında Çerkeslerin CHP’lilere karşı bazı konularda diğer
gruplara göre daha tepkisel olduğu yorumu yapılabilir.
CHP’li kişilere karşı özel ve kamusal alanda en yüksek tepkisellik, dini kimlikler temelinde oldukça
yüksek düzeyde şeriatçılarda ortaya çıkmaktadır. Bu grubun bir CHP’li ile kapı komşusu olmayı ve
Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görme düzeyi de diğer dini kimliklere göre oldukça
yüksek orandadır. Müslüman olmayan ve inançsız kesim, CHP’lilere yönelik olarak özel ve kamusal
alanda kayda değer bir tepkisellik beslememektedir.
Bulgulara mezhepsel temelde bakıldığında; CHP’li kişilere yönelik tepkisellik düzeyinin tüm
boyutlarda Sünnilerde Alevilere göre çok daha yüksek olduğu görülmektedir.
Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; genel olarak CHP’lilere karşı en yüksek tepkiselliğin
kendisini dindar muhafazakar olarak tanımlayanlarda olduğu, müteakiben ise gelenekçi
muhafazakarların ve Sosyalist-Marksist-Komünist grubun geldiği söylenebilir. Bir CHP’liye karşı hem
özel hem de kamusal alanda en düşük tepkisellik ise ulusalcılarda ve sosyal demokratlardadır.
CHP’lilere bakışta kişilerin öğrenim düzeyi ve hane toplam geliri arttıkça ve yaşları büyüdükçe
tepkiselliğin azaldığı görülmektedir. Buna göre, hem özel hem de kamusal alanda bir CHP’liye yönelik
en yüksek tepkiselliğe, ilköğretim ve daha düşük düzeyde eğitime sahip, aylık hane toplam geliri 02000 TL arası olan 18-29 yaş grubu kişiler sahiptir.
37
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
(CHP’li Olmayanların CHP’lilere Bakışı)
Bir CHP’li ile / Bir CHP’linin
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
MHP
BDP/HDP
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
Evlilik yolu ile
akraba olmayı
problem olarak
görürüm (%)
Aynı apartmanda
kapı komşusu
olmayı problem
olarak görürüm (%)
18,4
10,7
9,2
45,0
9,2
3,8
3,6
24,4
14,1
5,9
5,9
26,2
13,5
7,6
6,8
34,5
14,2
9,1
6,6
33,3
22,6
9,4
7,5
40,4
13,3
8,9
8,9
28,9
14,5
8,2
6,9
35,5
31,0
8,2
3,1
22,0
19,8
68,3
0,0
0,0
2,8
6,1
2,0
4,1
17,0
15,3
8,2
6,9
36,4
0,0
0,0
0,0
7,1
25,8
15,3
13,2
53,3
15,7
9,2
7,4
35,5
8,9
4,5
3,3
9,4
3,6
3,0
22,5
22,0
10,3
5,1
3,8
22,5
26,0
22,0
23,9
15,5
12,9
51,4
17,0
10,4
9,4
13,0
7,1
6,1
41,2
22,5
32,3
22,0
17,2
10,9
9,0
37,2
13,1
6,7
6,1
33,6
6,8
4,5
3,0
26,7
16,7
10,2
9,3
37,2
14,5
8,2
6,9
35,7
11,6
6,1
5,2
30,7
38
Türkiye’de birlikte Türkiye’de başbakan
yaşamayı problem veya cumhurbaşkanı
olarak görüyorum olmasından rahatsız
(%)
olurum (%)
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
2.3.3 MHP’li Olmayanların MHP’lilere Bakışı
MHP’li olmayanların MHP’lilere karşı özel ve kamusal alanda beslediği tepkisellik diğer partilere göre
çok daha düşük düzeydedir. Bu konudaki en yüksek tepkisellik, diğer partililere olduğu gibi, bir
MHP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına dönüktür. MHP’li olmayan yaklaşık her
beş kişiden birisi ülkede bir MHP’linin başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olacağını
ifade etmiştir.
MHP’ye yönelik algılara siyasi parti seçmenleri temelinde bakıldığında, ölçülen dört farklı boyutta da
tepkiselliğin en yüksek olduğu parti seçmeninin BDP/HDP’liler olduğu görülmektedir. Tepkiselliğin
yüksek olduğu ikinci parti seçmeni AKP iken, CHP’liler en düşük tepkisellik düzeyine sahip grubu
oluşturmaktadır.
MHP’li olmayanların MHP’ye bakışında ortaya çıkan en yüksek tepkisellik tüm parti seçmenlerinde bir
MHP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına yönelik kamusal alanda
gözlenmektedir. Bu alandaki tepkisellik BDP/HDP seçmeninde yaklaşık her iki kişiden birisinde ortaya
39
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
çıkmakta ve hem AKP hem de CHP seçmenine kıyasla oldukça yüksek düzeylere ulaşmaktadır. Bu
anlamda, ülke yönetimi dışında kalan diğer boyutlarda BDP/HDP seçmeni hariç diğer parti
seçmenlerinin tepkisellik düzeyinin düşük kaldığı söylenebilir. BDP/HDP seçmeninde bir MHP’li ile
evlilik yoluyla akraba olmayı her beş kişiden yaklaşık üçü problem olarak görürken, bir MHP’li ile kapı
komşusu olmayı ve Türkiye’de birlikte yaşamayı her beş kişiden ikisi problem olarak algılamaktadır.
Bu bulgulara genel olarak bakıldığında, BDP/HDP seçmeni hariç MHP’lilere yönelik tepkiselliğin hem
özel hem de kamusal alanda düşük düzeylerde kaldığı yorumu yapılabilir. Ayrıca, MHP seçmeninin
AKP seçmenine tepkiselliği, AKP seçmeninin MHP seçmenine tepkiselliğinden çok daha fazladır.
MHP’li olmayanların MHP’ye bakışını ortaya koyan bulgulara etnisite temelinde bakıldığında, hem
özel alanda hem de kamusal alanda en yüksek tepkiselliğe Kürtlerin sahip olduğu söylenebilir. Ancak
çarpıcı olan bulgu, Çerkeslerin de MHP’lilere Kürtlerinkine yakın düzeydeki tepkiselliğidir. Bunun yanı
sıra, BDP/HDP seçmeni ve Kürtlere dönük bulgular bir arada değerlendirildiğinde, BDP/HDP
seçmeninin MHP’ye karşı çok daha tepkisel olduğu görülür ki bu durum, kutuplaşmanın siyasi ortama
taşındığında çok daha keskin yaşandığını ortaya koymaktadır.
MHP’lilere karşı en yüksek tepkisellik dini kimlikler temelinde genel olarak Müslüman olmayanlarda
ve inançsızlarda iken, en düşük tepkisellik düzeyi kendisini Müslüman olarak tanımlayanlardadır. Bir
MHP’linin Türkiye’de cumhurbaşkanı ya da başbakan olmasını, kendini şeriatçı olarak tanımlayan
grup diğer gruplara göre daha fazla problem olarak görürken, bir MHP’li ile evlilik yoluyla akraba
olmayı en fazla sorun olarak algılayanlar Müslüman olmayanlardır.
Bulgulara mezhepsel temelde bakıldığında; MHP’li kişilere yönelik tepkisellik düzeyinin ülke yönetimi
ve evlilik yoluyla akrabalık kurma boyutlarında Alevilerde daha yüksek olduğu görülmektedir.
Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; tüm boyutlarda MHP’lilere karşı en yüksek
tepkiselliğin kendisini Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımlayanlarda olduğu görülür. Bu grubu
ise dindar muhafazakarlar takip etmektedir. Bu bulgu, dindar muhafazakar-gelenekçi muhafazakar
ayrımının siyasi bağlamda, özel ve kamusal alana taşınan tepkisellik düzeyini göstermesi açısından
önemlidir. Bir MHP’liye karşı hem özel hem de kamusal alanda en düşük tepkisellik ise ulusalcılarda
ve gelenekçi muhafazakarlardadır.
Kişilerin öğrenim düzeyi ve hane geliri arttıkça, MHP’ye yönelik özel ve kamusal alandaki tepkiselliğin
azaldığı söylenebilir. Ayrıca, 18-29 yaş grubundaki kişilerde MHP’lilere yönelik tepkisellik diğer yaş
gruplarına göre daha yüksektir.
40
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
(MHP’li Olmayanların MHP’lilere Bakışı)
Bir MHP’li ile / Bir MHP’linin
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
CHP
BDP/HDP
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
Evlilik yolu ile
akraba olmayı
problem olarak
görürüm (%)
Aynı apartmanda
kapı komşusu
olmayı problem
olarak görürüm (%)
8,7
5,1
Türkiye’de
Türkiye’de birlikte
başbakan veya
yaşamayı problem
cumhurbaşkanı
olarak görüyorum olmasından rahatsız
(%)
olurum (%)
4,3
21,0
6,9
2,2
1,9
10,7
37,2
22,4
20,9
48,2
6,0
3,3
2,7
15,6
21,7
12,4
9,7
33,2
21,8
10,9
7,3
23,6
11,3
4,8
6,5
20,7
7,7
4,6
3,6
7,7
17,5
17,4
10,9
7,7
41,0
20,6
3,0
11,8
30,3
18,6
8,0
9,9
31,4
6,7
4,1
3,3
17,3
13,6
1,6
3,2
20,0
1,6
12,0
8,2
6,2
27,6
6,9
3,8
3,8
16,0
6,2
2,0
1,7
11,1
9,9
4,3
3,7
14,3
24,5
11,1
11,2
39,2
13,9
9,9
8,3
28,6
10,2
5,6
5,6
19,5
8,7
4,5
3,7
18,0
11,3
6,3
6,0
22,4
8,1
3,9
3,1
17,0
7,8
5,5
3,9
12,9
11,5
7,6
6,7
22,8
8,9
4,5
3,8
18,8
7,9
3,4
2,9
15,6
41
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
2.3.4 BDP/HDP’li Olmayanların BDP/HDP’lilere Bakışı
Siyasi parti seçmenleri içinde en yüksek tepkisellik hem özel hem de kamusal alanda BDP/HDP’lilere
yöneliktir. Bu konudaki en yüksek tepkisellik, bir BDP/HDP’linin Türkiye’de başbakan veya
cumhurbaşkanı olmasına dönüktür. BDP/HDP’li olmayan yaklaşık her üç kişiden ikisi ülkede bir
BDP/HDP’linin başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olacağını ifade etmiştir.
BDP/HDP’ye yönelik algılara siyasi parti seçmenleri temelinde bakıldığında, ölçülen dört farklı boyutta
da tepkisellik en yüksek düzeyde MHP’lilerde iken, bir BDP/HDP’linin Türkiye’de cumhurbaşkanı ya da
başbakan olmasına yöenelik tepkiselliğin tüm parti seçmenlerince en yüksek oranda rahatsızlık
duyulan konu olduğu söylenebilir. Üç parti seçmeni arasında her 10 kişiden yaklaşık yedi-sekizi bir
BDP/HDP’linin ülkede cumhurbaşkanı ya da başbakan olmasından rahatsız olacağını ifade etmektedir.
Tepkiselliğin yüksek olduğu ikinci parti seçmeni genel olarak CHP’liler iken, AKP’liler en düşük
tepkisellik düzeyine sahip grubu oluşturmaktadır.
42
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Bu tabloda çarpıcı olan nokta, BDP/HDP seçmenine yönelik ortaya konulan tepkiselliğin diğer parti
seçmenlerine gösterilen tepkisellikten çok daha yüksek olmasıdır. Ayrıca, diğer partililere bakıştan
farklı olarak BDP/HDP’lilere bakışta AKP’lilerin, CHP’lilerin ve MHP’lilerin görüşleri daha fazla
benzeşmektedir.
Tüm parti seçmenlerinde hem özel hem de kamusal alanda ortaya çıkan bu yüksek tepkisellik
toplumsal barış anlamında kaygı vericidir. Tüm parti seçmenlerinde ortalama her iki kişiden birisinin
bir BDP/HDP’li ile evlilik yoluyla akraba olmayı ve her beş kişiden yaklaşık ikisinin bir BDP/HDP’li ile
kapı komşusu olmayı veya Türkiye’de beraber yaşamayı problem olarak görmesi etnik temelde
gelişen siyasi kutuplaşma düzeyini göstermesi açısından önemlidir.
Bu bulgulara genel olarak bakıldığında, BDP/HDP’lilere yönelik tepkiselliğin hem özel hem de
kamusal alanda oldukça yüksek düzeylerde olduğu söylenebilir. Ayrıca AKP, CHP ve MHP seçmeninin
BDP/HDP seçmenine bakışının, BDP/HDP’lilerin bu üç parti seçmenine bakışından hem özel hem de
kamusal alanda çok daha olumsuz olduğunu söylemek gerekmektedir.
BDP/HDP’li olmayanların BDP/HDP’ye bakışını ortaya koyan bulgulara etnisite temelinde bakıldığında,
hem özel alanda hem de kamusal alanda en yüksek tepkiselliğe Çerkeslerin sahip olduğu söylenebilir.
Müteakiben Türkler BDP/HDP’lilere karşı en yüksek tepkiselliğe sahip ikinci etnik grubu
oluşturmaktadır. Çerkeslerin ve Türklerin tepkisellik düzeyleri yakın olmakla birlikte, Çerkeslerin bu
derece yüksek oranlara sahip olması aslında hiç tartışılmayan başka bir tepkiselliğin Türkiye’de var
olduğunu ortaya koymaktadır. Bunun yanı sıra çarpıcı bir diğer bulgu ise, Kürtlerde her beş kişiden
ikisinin bir BDP/HDP’linin Türkiye’de cumhurbaşkanı ya da başbakan olmasından rahatsız olacağını
ifade etmesidir. Araplarda ise bir BDP/HDP’li ile kapı komşusu olmayı ve Türkiye’de beraber yaşamayı
problem olarak görenler azımsanmayacak bir oranda olsa da asıl problem, bir BDP/HDP’li ile evlilik
yoluyla akrabalık kurma ve bir BDP/HDP’linin ülkeyi yönetmesi konularında ortaya çıkmaktadır.
Dini kimlikler temelinde değerlendirildiğinde BDP/HDP’lilere karşı en yüksek tepkisellik tüm
boyutlarda kendini Müslüman olarak tanımlayan gruptadır. Ancak diğer dini kimliklerde de
BDP/HDP’lilere yönelik tepkisellik yüksek düzeylere ulaşmaktadır. BDP/HDP’lilere yönelik görece en
düşük tepkisellik düzeyi ise inançsızlara aittir. Şeriatçılar ve inançsızlar dahil tüm dini kimliklerde
BDP/HDP’lilere yönelik tepkiselliğin yüksek düzeyde olması genel bir olumsuz tavrı ortaya
koymaktadır.
Bulgulara mezhepsel temelde bakıldığında; BDP/HDP’li kişilere yönelik tepkisellik düzeyinin dört
boyutta da Sünnilerde Alevilere göre daha yüksek olduğu söylenebilir, fakat evlilik yoluyla akrabalık
kurma ya da bir BDP/HDP’linin ülkeyi yönetmesine bakışta Alevilerin sahip olduğu tepkisellik de
azımsanmayacak düzeydedir.
Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; tüm boyutlarda BDP/HDP’lilere karşı en yüksek
tepkiselliğin kendisini ulusalcı olarak tanımlayanlarda olduğu görülmektedir. MHP seçmeninde olduğu
gibi ulusalcılar için de milliyetçi ideoloji ve algıların bu sonuçtaki etkisini vurgulamak gerekir.
Tepkisellikte ulusalcıları takip eden grup ise gelenekçi muhafazakarlardır. Diğer siyasi kimliklere
kıyasla BDP/HDP’lilere yönelik en düşük tepkisellik düzeyine sahip olan kesim ise Sosyalist-MarksistKomünist olanlardır. Ancak bu grupta bile özellikle ülke yönetimi konusunda yüksek bir tepkisellik söz
konusudur ve yaklaşık her iki kişiden birisi bir BDP/HDP’linin Türkiye’de cumhurbaşkanı ya da
başbakan olmasını problem olarak algılamaktadır.
Kişilerin hane aylık toplam gelirleri arttıkça ve yaşları büyüdükçe BDP/HDP’lilere yönelik
tepkiselliklerinde bir azalış görülmektedir. Öğrenim durumu dikkate alındığında, üniversite
mezunlarında tepkisellik düzeyinin diğer öğrenim düzeylerine göre daha düşük olduğu görülmektedir.
43
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
(BDP / HDP’li Olmayanların BDP / HDP’lilere Bakışı)
Bir BDP / HDP’li ile - Bir BDP / HDP’linin
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
CHP
MHP
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
Evlilik yolu ile
akraba olmayı
problem olarak
görürüm (%)
Aynı apartmanda
kapı komşusu
olmayı problem
olarak görürüm (%)
Türkiye’de birlikte
yaşamayı problem
olarak görüyorum
(%)
Türkiye’de başbakan
veya cumhurbaşkanı
olmasından rahatsız
olurum (%)
48,6
39,1
31,2
66,8
47,9
39,7
35,9
64,0
66,7
59,3
54,8
80,3
55,3
46,7
40,3
71,1
23,5
17,1
14,9
40,9
66,2
50,7
40,3
77,3
30,0
16,4
23,0
50,8
53,6
44,8
38,7
69,6
48,3
40,7
29,1
65,3
46,7
33,3
30,0
53,6
24,2
20,0
18,9
41,3
53,7
45,2
38,3
70,0
37,4
28,6
45,2
25,0
48,5
46,9
29,9
68,1
58,5
36,4
45,2
49,9
42,6
71,3
64,6
58,8
53,1
79,3
45,2
36,6
30,6
60,4
31,0
25,4
23,4
46,4
55,0
44,4
41,5
73,2
52,7
46,9
41,6
71,5
50,7
41,5
35,6
65,9
60,1
51,7
47,8
74,4
48,0
38,7
32,1
64,2
35,4
30,0
23,4
55,8
55,8
48,0
44,1
69,8
50,9
43,8
37,4
68,8
48,5
37,4
31,5
63,0
44
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
2.3.5 Siyasi Partilerin Birbirine Bakışının Karşılaştırılması
Daha önce incelenen siyasi parti
seçmenlerine dönük bulgular bu başlıkta
karşılaştırmalı olarak analiz edilmiştir.
Kişilerin hem kamusal alanda hem de
özel alanda en çok tepki duyduğu parti
seçmeni BDP/HDP’liler iken, AKP seçmeni
siyasi kutuplaşmanın ve tepkiselliğin
oldukça yükseldiği grup olarak ikinci
sırada yer almakta; bu grubu ise CHP
seçmeni takip etmektedir. MHP seçmeni
ise diğer parti seçmenlerince hem
kamusal hem de özel alanda görece en
az tepki duyulan grubu oluşturmaktadır.
Siyasi kutuplaşma bulgularına göre; diğer
partilileri ülke yönetiminde görmeye
dönük tepkisellik, onlarla evlilik yoluyla
akraba olmaya dönük tepkisellikten daha
yüksektir.
BDP/HDP’lilere dönük tepkiselliğin temelinde etnik köken ile beraber örgütsel bağ düşüncesinin etkili
olduğu söylenebilir. AKP’lilere dönük tepkisellik için benzer gerekçeler söz konusu olmadığı halde var
olan kutuplaşma düzeyi düşündürücüdür. BDP/HDP seçmenine yönelik algıların, her düzeyde Kürtlere
bakıştan iki kat daha olumsuz olması, etnik temeldeki kutuplaşma yanında, örgütsel bağın siyasi alana
taşındığı düşüncesine (siyasi Kürtçülük) bir tepkisellik olarak yorumlanabilir.
BDP/HDP’lilerden sonra, en yüksek tepkisellik ve kutuplaşmanın AK Partililere bakışta kendini
göstermesi, bu parti yöneticilerinin son iki yıl içinde, diğer kimlikleri ötekileştirici nitelikteki söylemleri
ile açıklanabilir. AKP’nin sürdürdüğü politikalar AKP seçmenini partiye daha çok yaklaştırırken
kendinden olmayanı büyük ölçüde ötekileştirmiş ve uzaklaştırmıştır.
Tüm bu bulgular göstermektedir ki
ülkedeki siyasi kutuplaşma da en az dini
kutuplaşma kadar yüksek; hatta
özellikle AKP ve BDP/HDP seçmenine
yönelik tepkisellik dini ve etnik
kutuplaşmadan çok daha fazladır.
Bunun yanı sıra, etnik ve dini kimlik
temelinde diğer gruplarla evlilik yoluyla
akraba olma konusunda ortaya çıkan
mesafenin siyasi alanda da gözlenir
hale gelmesi, Türkiye’de kutuplaşmanın
boyutları hakkında oldukça çarpıcı
sinyaller
vermekte
ve
siyasi
kutuplaşmanın kamusal alandan özel
alana kadar indiğini göstermektedir.
45
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
2.3.6 Kişilerin Kesinlikle Oy Vermeyeceği Partiler
Kesinlikle oy verilmeyecek siyasi partinin sorgulanmasından ortaya çıkan bulgular; en yüksek
tepkiselliğin BDP/HDP’ye yönelik olduğunu göstermektedir. Bu durum, hem etnik hem de siyasi
kutuplaşmanın bir arada düşünülmesiyle daha anlamlı hale gelmektedir.
Kesinlikle oy verilmeyecek siyasi partiler diğer parti seçmenlerine göre değerlendirildiğinde, temel
olarak hem kamusal hem de özel alandaki kutuplaşmayı ölçen dört boyuttaki sonuçlarda olduğu gibi
burada da BDP/HDP’nin en yüksek tepkiselliğe sahip parti olduğu görülmektedir. AKP, CHP ve MHP
belirgin şekilde tek bir parti ile daha fazla kutuplaşma yaşarken, BDP/HDP’ye kesinlikle oy vermem
diyenler her üç partide de oldukça yüksek oranlara çıkmaktadır.
AKP ve CHP karşılıklı olarak birbirlerine kesinlikle oy vermeyecek partiler sıralamasında ilk sırada yer
alırken, CHP seçmeninin AKP’ye duyduğu tepkisellik, AKP seçmeninin CHP’ye duyduğundan daha
yüksektir. AKP’ye kesinlikle oy vermeyeceğini belirten yüksek düzeydeki CHP seçmeni dışında, MHP
ve BDP/HDP seçmeninde de her iki kişiden birisinin bu yönde fikir belirtmesi AKP’yi kesinlikle oy
46
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
verilmeyecek parti sıralamasında siyasi kutuplaşmanın yaşandığı ikinci en yüksek parti konumuna
taşımaktadır. MHP ise yüksek düzeydeki BDP/HDP seçmeni tepkiselliği dışında, diğer siyasi partilere
göre kesinlikle oy verilmeyecek siyasi parti sıralamasında tepkiselliğin en düşük olduğu partidir.
Kesinlikle oy verilmeyecek siyasi parti bulgularına etnisite temelinde bakıldığında, tüm etnik
gruplarda en yüksek tepkiselliğin BDP/HDP’ye yönelik ortaya çıktığı görülmektedir. Bu partiye
kesinlikle oy vermeyeceğini söyleyenlerin oranı en yüksek Türklerdeyken, bu grubu Araplar ve
Çerkesler takip etmektedir. MHP’ye kesinlikle oy vermeyeceğini belirten gruplar arasında en yüksek
orana sahip grup ise Kürtlerdir. AKP’ye ve CHP’ye kesinlikle oy vermeyeceğini söyleyenlerde ise etnik
kimlikler temelinde dikkat çekici bir farklılaşma bulgulanmamakla birlikte, CHP’ye en yüksek
tepkisellik Kürtlerdedir.
Kesinlikle oy verilmeyecek siyasi parti bulguları dini kimlikler temelinde incelendiğinde ise ortaya
çıkan tabloda AKP’ye yönelik en yüksek tepkiselliğin Müslüman olmayanlarda ve inançsızlarda,
CHP’ye yönelik tepkiselliğin şeriatçılarda, MHP’ye yönelik tepkiselliğin şeriatçılarda ve inançsızlarda,
BDP/HDP’ye yönelik tepkiselliğin ise Müslümanlarda ve şeriatçılarda ortaya çıktığı görülmektedir.
Bulgulara mezhepsel temelde bakıldığında; Alevilerin AKP ve MHP’ye yönelik tepkiselliği Sünnilere
göre daha yüksek iken, Sünnilerin BDP/HDP ve CHP’ye karşı daha katı olduğu söylenebilir.
Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; AKP’ye ve MHP’ye kesinlikle oy vermem diyenler
en yüksek oranda Sosyalist-Marksist-Komünist olanlarda iken, CHP’ye kesinlikle oy vermem diyenlerin
en yüksek oranda dindar muhafazakarlar arasında ve BDP/HDP’ye kesinlikle oy vermem diyenlerin en
yüksek oranda dindar/gelenekçi muhafazakarlar arasında olduğu görülür.
AKP’ye kesinlikle oy vermem diyenlerin oranı öğrenim durumu yükseldikçe artarken, CHP, MHP ve
BDP/HDP’ye kesinlikle oy vermem diyenlerin oranı öğrenim durumu yükseldikçe azalmaktadır.
47
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Kesinlikle Oy Verilmeyecek Siyasi Parti (%)
CHP’ye kesinlikle
oy vermem
MHP’ye kesinlikle
oy vermem
BDP/HDP’ye
kesinlikle oy
vermem
71,4
24,3
82,3
82,9
0,2
12,9
68,7
55,2
25,0
0,9
92,1
54,7
44,2
83,2
1,3
39,6
39,3
14,4
84,8
35,7
56,4
60,1
39,9
34,2
38,0
21,5
72,2
42,1
39,5
36,8
69,7
34,3
44,5
18,5
82,2
10,3
90,4
43,2
80,8
89,5
13,2
39,5
44,7
88,1
11,0
42,4
39,8
29,8
49,4
18,3
84,6
78,3
49,4
9,9
28,0
59,0
15,3
76,4
27,8
82,1
24,7
51,9
15,0
85,6
60,8
17,7
8,6
87,4
61,0
21,4
22,7
67,9
82,4
20,6
50,0
44,7
28,2
62,4
28,2
81,2
37,0
46,6
21,9
79,6
42,0
38,0
20,0
77,5
40,5
38,4
21,2
80,8
39,6
43,0
20,5
77,2
50,2
26,4
19,1
71,5
38,8
42,7
23,1
78,9
38,2
41,9
20,9
79,1
45,0
36,5
18,6
75,9
AKP’ye kesinlikle
oy vermem
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
CHP
MHP
BDP/HDP
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
1,2
48
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
2.3.7 Parti Seçmenlerine Göre Dini ve Siyasi Kimliklerin Kabul Oranları
Siyasi Parti Seçmenlerinin Siyasi Kimlikleri Kabul Oranları (%)
AKP
CHP
MHP
BDP
Sağcı
53,1
6,5
51,4
4,2
Dindar Muhafazakar
32,2
1,7
10,5
6,3
Gelenekçi Muhafazakar
23,9
5,7
29,4
8,4
Ulusalcı
7,6
26,4
19,6
1,1
Atatürkçü / Kemalist
8,8
57,1
31,4
3,2
Laik
9,9
50,5
29,9
12,6
Sosyal Demokrat
11,8
42,3
13,8
41,1
Solcu
2,0
26,1
5,0
42,1
Sosyalist / Marksist / Komünist
0,7
8,9
0,6
31,6
“Sağcı” ve “dindar muhafazakar” kimliklerini en yüksek kabul oranı AKP seçmeni içindeyken,
“gelenekçi muhafazakar” kimliğini en yüksek kabul oranı MHP seçmenindedir. “Ulusalcı”, “laik”,
“sosyal-demokrat” kimliklerinin en yüksek kabul düzeyi CHP seçmenindedir. “Solcu” ve “SosyalistMarksist-Komünist” kimliklerini en yüksek kabul oranı ise BDP seçmenindedir.
Siyasi Parti Seçmenlerinin Dini Kimlikleri Kabul Oranları (%)
AKP
CHP
MHP
BDP
Sünni
66,0
30,4
63,3
25,3
Alevi
0,5
12,2
2,6
5,3
Cemaat Mensubu
4,7
1,3
2,4
3,2
Gülen Cemaati Sempatizanı
0,8
2,9
5,5
3,2
Şeriatçı
8,0
0,0
1,1
2,1
Müslüman Olmayan
0,0
2,4
0,0
6,3
İnançsız
0,1
7,4
0,9
14,7
Dini Kimlik Kabul Etmeyen
0,4
15,4
1,8
26,3
“Sünni”, “cemaat mensubu” ve “şeriatçı” kimliklerini en yüksek kabul oranı AKP seçmenindeyken,
diğer dini kimlikleri en yüksek kabul oranı, değerler çok yüksek olmamakla birlikte, CHP seçmeni
arasındadır.
49
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
2.3.8 AKP Hükümetine ve Uygulamalarına Bakış
Bu bölümde, AKP’ye bakışı sorgulayan üç soru analiz edilmiştir. Her beş kişiden üçü AK Parti
iktidarında ülkede önemli gelişmeler yaşandığına inansa da yaklaşık her dört kişiden birisi AKP’yi
kayıtsız şartsız desteklemektedir. Her altı kişiden birisinin, bir iç savaşa yol açacak olsa bile AKP
iktidarının düşmesini istemesi ise hem siyasi kutuplaşmayı hem de tepkiselliğin düzeyini ortaya
koymaktadır.
AKP hükümeti ve uygulamaları her bir siyasi partiye göre değerlendirildiğinde, AKP hükümeti
zamanında çok önemli gelişmelerin ve iyileşmelerin yaşandığı fikrine katılım oranı en yüksek düzeyde
AKP seçmenine aittir. Daha sonra sırasıyla BDP/HDP, MHP ve CHP seçmenleri gelmektedir.
BDP/HDP’nin bu konuda en yüksek katılım gösteren ikinci parti olmasının sebebini elbette ki Çözüm
Süreci ile beraber düşünmek gerekmektedir. CHP seçmeninde de her beş kişiden birisinin bu fikre
katılması azımsanmayacak bir orandır.
AKP’liler arasında her beş kişiden üçü partinin uygulamalarını kayıtsız şartsız desteklediğini
belirtirken, diğer parti seçmenlerinde bu oran oldukça düşük düzeylerde kalmaktadır.
50
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Diğer taraftan, bir iç savaşa yol açacak olsa bile AKP iktidarının düşmesini isteyenlerin MHP ve
BDP/HDP seçmeninde her beş kişiden biri, CHP seçmeninde ise her üç kişiden biri düzeyinde olması,
siyasi kutuplaşmanın yükselen, tehlikeli seyrini ortaya koymaktadır.
Kutuplaşmanın ortaya çıktığı asıl iki alan ise “AKP’yi ve uygulamalarını kayıtsız şartsız destekliyorum.”
ve “Bir iç savaşa yol açacak olsa bile AKP iktidarının düşmesini isterim.” görüşlerine katılım
oranlarındaki büyük farklılaşmadır. AKP’lilerin yarıdan fazlası partinin uygulamalarını kayıtsız şartsız
desteklediğini belirtirken, diğer parti seçmenlerinde bu oran oldukça düşük düzeylerde kalmaktadır.
Bir tarafta her şartta AKP’nin uygulamalarını destekleme eğiliminin, diğer tarafta ise bu görüşe kati
surette katılmama ve bir iç savaşa yol açacak olsa bile AKP Hükümetinin düşmesini isteme eğiliminin
varlığı bahsedilen kutuplaşmanın varlığını bir kez daha göstermektedir.
AKP hükümetine ve uygulamalarına bakış etnisite temelinde incelendiğinde, etnik gruplar arasında
dikkate değer anlamlı bir farklılaşmanın olmadığı görülmektedir. Belirtilmesi gereken en önemli
nokta, AKP iktidarında ülkede çok önemli gelişmelerin yaşandığı ifadesine en çok katılan etnik grubun
Kürtler olmasıdır ki bu durum AKP hükümetinin yürüttüğü politikalar ile daha anlamlı hale
gelmektedir.
AKP hükümetine ve uygulamalarına bakış bulguları dini kimlikler temelinde incelendiğinde; “AKP
iktidarında ülkede çok önemli gelişmeler yaşanmıştır.” ve “AKP’yi ve uygulamalarını kayıtsız şartsız
destekliyorum.” ifadelerine en çok katılan grubun şeriatçılar ve müteakiben Müslümanlar olduğu
görülür. Müslüman olmayanlarda ve inançsızlarda ise AKP’ye yönelik daha önceki başlıklarda
bulgulanan tepkiselliğin bu sorularda da var olduğu görülmektedir. Öte yandan, bu iki grup bir iç
savaş yaşanacak olsa dahi AKP iktidarının düşmesini isterim ifadesine en çok katılan gruplar olarak
ortaya çıkmaktadır.
Bulgulara mezhepsel temelde bakıldığında; Alevilerin “AKP iktidarında ülkede çok önemli gelişmeler
yaşanmıştır.” ve “AKP’yi ve uygulamalarını kayıtsız şartsız destekliyorum.” ifadelerine Sünnilere
oranla çok daha az katılım gösterdikleri söylenebilir. Bu durum, Alevilerin AKP iktidarı döneminde
yaşanan gelişmeleri Sünniler kadar yeterli bulmadığının bir göstergesidir. Alevilerin “Bir iç savaşa yol
açacak olsa bile AKP iktidarının düşmesini isterim.” ifadesine katılım oranı Sünnilerden daha
yüksektir.
Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; “AKP iktidarında ülkede çok önemli gelişmeler
yaşanmıştır.” ve “AKP’yi ve uygulamalarını kayıtsız şartsız destekliyorum.” ifadelerine en fazla katılım
dindar muhafazakarlardan gelmektedir. Bu ifadelere en az katılım gösteren grup ise SosyalistMarksist-Komünistlerdir. Hem dini kimliklerde hem de mezhepsel kimliklerde olduğu gibi, siyasi
kimliklerde de ilk iki soruda en düşük katılım beyan eden grup son soruda en yüksek katılım sağlayan
gruba ya da ilk iki soruda en yüksek katılım sağlayan grup son soruda en düşük katılım sağlayan gruba
dönüşmüştür. Bu durum, kişilerin ve kimliklerin yüksek kutuplaşma derecesini göstermektedir.
“AKP iktidarında ülkede çok önemli gelişmeler yaşanmıştır.” ve “AKP’yi ve uygulamalarını kayıtsız
şartsız destekliyorum.” ifadelerine katılım oranı öğrenim durumu yükseldikçe azalmaktadır.
51
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
AK Parti Hükümetine ve Uygulamalarına Bakış
AK Parti iktidarında ülkede
çok önemli
gelişmeler/iyileşmeler
yaşanmıştır (%)
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
CHP
MHP
BDP
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
AK Partiyi ve
uygulamalarını kayıtsız
şartsız destekliyorum (%)
Bir iç savaşa yol açacak
olsa bile AK Parti iktidarının
düşmesini isterim (%)
94,1
60,0
0,3
21,8
0,4
37,7
43,9
1,8
21,3
48,4
2,1
20,0
60,6
28,3
16,6
69,2
26,2
12,5
65,8
22,8
12,7
67,1
28,9
11,8
66,4
30,6
14,0
93,2
51,4
2,1
18,4
0,0
36,8
20,3
5,1
39,0
70,9
33,9
11,0
22,4
2,5
29,2
89,8
50,3
3,0
70,7
36,3
9,7
40,2
16,2
29,0
43,5
13,5
21,8
20,6
3,5
33,5
70,1
52,1
16,2
65,0
39,8
15,8
59,5
23,7
16,7
58,9
25,7
18,8
63,5
28,7
15,0
47,3
25,7
23,5
19,1
61,6
34,6
18,5
62,3
27,6
16,5
58,4
21,9
15,3
52
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
3.
3.1
TÜRKİYE’DE ÖNEMLİ OLAYLAR VE KUTUPLAŞMAYA ETKİSİ
Ergenekon ve Balyoz Davalarına Bakış
Yaklaşık her iki kişiden birisinin Ergenekon ve Balyoz davalarında sanıklara haksızlık yapıldığını
düşündüğünü görmekteyiz. Bu noktada yapılan eleştirilerin, bu davalarda tutuklama ve yargılama
süreçleri ile savunma haklarının kullanımı konularına dayandığı değerlendirilebilir.
Ergenekon ve Balyoz davalarına bakış parti seçmenlerine göre farklılaşma göstermektedir. Sanıklara
haksızlık yapılması noktasında siyasi parti seçmenlerinin her iki davaya bakışı da benzeşmektedir. Bu
davalarda sanıklara haksızlık yapıldığı görüşüne katılım AKP seçmeninde her dört-beş kişiden birisi
düzeyindeyken, CHP seçmeninde bu oran her 10 kişiden dokuzu düzeyine çıkmaktadır. MHP
seçmeninde sanıklara haksızlık yapıldığına inananların oranı her 10 kişiden yedisi, BDP/HDP
seçmeninde ise her 10 kişiden dördü düzeyindedir. Bu bulgular, davalara bakışın hukuki temelden
uzak olduğunu ve daha çok siyasi kutuplaşmayı yansıttığını göstermektedir.
53
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Ergenekon ve Balyoz davasına bakış bulguları
etnisite temelinde incelendiğinde; Türklerin,
Çerkeslerin ve Arapların davalara bakışı
benzeşirken, Kürtlerin bakışının farklılaştığı
görülmektedir. Kürtler bu davalarda sanıklara
haksızlık yapıldığı görüşüne çok daha az
inanmaktadır. Davalarda sanıklara haksızlık
yapıldığı görüşüne Kürtlerde her üç kişiden birisi;
Türkler, Çerkesler ve Araplarda ise her iki kişiden
birisi inanmaktadır.
Balyoz davasında sanıklara haksızlık yapıldığını
düşünüyorum (%)
Ergenekon davasında sanıklara
haksızlık yapıldığını düşünüyorum (%)
2014 Seçiminde Oy Verilen
Parti
AKP
25,6
CHP
89,5
MHP
71,7
BDP
38,9
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
18,9
89,0
70,5
41,1
55,7
52,0
33,8
32,9
54,4
51,9
56,6
55,3
49,7
45,9
17,8
14,4
94,7
89,5
84,7
83,9
44,5
40,6
83,9
83,2
23,0
44,9
17,9
41,2
78,3
76,2
71,0
70,2
78,8
78,8
41,0
38,5
50,2
45,8
55,5
52,6
53,2
50,0
52,5
49,0
70,8
70,4
51,8
49,1
52,2
52,2
58,1
47,9
Dini kimlikler içinde Müslüman olmayanlar ve
inançsızlar, sanıklara haksızlık yapıldığına en fazla
inanan grup iken, kendisini şeriatçı olarak
tanımlayanlar bu görüşe en az katılanlardır.
Sünniler içinde aynı görüşe inananların oranı her
beş kişiden ikisi düzeyindeyken, Alevilerde bu
oran iki katına çıkarak her beş kişiden dördü
düzeyine ulaşmaktadır.
Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz
edildiğinde; ulusalcıların, sosyal demokratların ve
Sosyalist-Marksist-Komünist olanların, davalarda
sanıklara haksızlık yapıldığına dindar/gelenekçi
muhafazakarlara göre çok daha fazla inandığı
söylenebilir. Bu noktada dindar/ gelenekçi
muhafazakarların Balyoz Davası sanıklarını
Ergenekon Davası sanıklarına göre daha fazla
desteklediğini söylemek gerekmektedir.
Dava sanıklarına haksızlık yapıldığı görüşü
öğrenim düzeyi yükseldikçe daha fazla destek
bulurken, aynı görüş 50 yaş üstü grupta diğer yaş
gruplarına göre ve 4 bin TL ve üzerinde hane
geliri olanlarda daha düşük gelir gruplarına göre
daha fazla desteklenmektedir.
55,9
54
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
3.2
Ergenekon ve Balyoz Davalarının Kutuplaşmaya Etkisi
Ergenekon ve Balyoz davalarının Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı görüşü yaklaşık her iki kişiden
birisinin desteğini almıştır.
Ergenekon ve Balyoz dava süreçlerinin Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı görüşü parti seçmenlerine
göre farklılaşma göstermekte ve bu noktada her iki davaya bakış da benzeşmektedir. Bu dava
süreçlerinin Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı görüşüne katılım AKP seçmeninde her üç-dört kişiden
birisi düzeyindeyken, CHP seçmeninde bu oran her 10 kişiden dokuzu düzeyine çıkmaktadır.
55
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Balyoz davası Türkiye’de kutuplaşmayı artırmıştır
(%)
Ergenekon dava süreci Türkiye’de
kutuplaşmayı artırmıştır (%)
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
32,1
CHP
88,4
MHP
75,2
BDP
45,3
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
25,9
87,1
73,2
46,3
59,3
55,3
44,5
40,2
59,5
54,4
59,2
53,9
54,9
50,4
27,4
21,9
73,7
76,3
78,8
79,7
50,0
45,0
82,0
81,4
81,4
30,3
24,5
51,4
45,8
79,2
78,9
72,1
75,3
70,2
72,1
75,9
42,7
38,5
55,4
50,6
59,4
55,9
59,5
56,1
56,1
52,1
69,0
66,4
55,2
50,9
56,7
53,6
62,1
58,1
56
Ergenekon ve Balyoz dava süreçlerinin
Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı görüşüne ait
bulgular etnisite temelinde incelendiğinde;
Türkler, Çerkesler ve Arapların bu konudaki
görüşleri benzeşirken, Kürtlerin bakışının
farklılaştığı söylenebilir. Kürtler bu davaların
Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığına daha az
inanmaktadır.
Dini kimlikler içinde Müslüman olmayanlar ve
inançsızlar,
bu
davaların
Türkiye’de
kutuplaşmayı artırdığı görüşüne en fazla
inanan grup iken, kendisini şeriatçı olarak
tanımlayanlar bu görüşe en az katılanlardır.
Sünniler içinde aynı görüşe inananların oranı
Alevilere göre çok daha düşüktür.
Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz
edildiğinde;
ulusalcıların,
sosyal
demokratların ve Sosyalist-Marksist-Komünist
olanların,
bu
davaların
Türkiye’de
kutuplaşmayı artırdığına dindar/gelenekçi
muhafazakarlara göre çok daha fazla inandığı
görülmektedir.
Davaların Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı
görüşü öğrenim düzeyi yükseldikçe ve hane
geliri arttıkça daha fazla destek bulurken, aynı
görüş 50 yaş üstü grupta diğer yaş gruplarına
göre daha fazla desteklenmektedir.
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
3.3
Gezi Olaylarına Bakış ve Olayların Kutuplaşmaya Etkisi
Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımını her beş kişiden ikisi desteklerken, bu olaylara hükümetin
yaklaşımının Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı görüşü her beş kişiden yaklaşık üçü tarafından
desteklenmektedir. Türkiye’deki son dönem eylemlerin ve sosyal medya aktivitelerinin uluslararası
aktörlerin Türkiye’nin önünü kesme çabası olduğu yönündeki görüş ise her iki kişiden birisi tarafından
desteklenmekle birlikte bu destek düzeyinin Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımına verilen
destekten yüksek olduğunu da belirtmek gerekmektedir.
AK Parti seçmeni dışındaki seçmenlerin Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımını desteklemediği
görülmektedir. AK Parti seçmeni içinde ise her beş kişiden dördü bu konuda hükümeti
desteklemektedir. Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımının Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı
görüşü ise AK Parti seçmeninde fazla destek bulmazken; CHP, MHP ve BDP/HDP seçmeni arasında
oldukça yüksek düzeyde (%90’a yakın) destek bulmaktadır. Türkiye’deki son dönem eylemlerin ve
sosyal medya aktivitelerinin uluslararası aktörlerin Türkiye’nin önünü kesme çabası olduğu yönündeki
görüşler AKP seçmeninde çok yüksek (%90 düzeyinde) destek bulurken, MHP seçmeninde her beş
kişiden ikisi bu görüşü desteklemektedir. Diğer iki partide ise bu görüşe destek düzeyi oldukça
düşüktür.
57
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Gezi Olaylarını ve bu olaylara Hükümetin yaklaşımını sorgulayan üç soruda ortaya konulan görüşler
kişilerin etnik kimliklerine göre çok fazla farklılaşmamaktadır.
Dini ve siyasi kimlikler birlikte değerlendirildiğinde; Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımına en
yüksek desteği, kendisini şeriatçı ve dindar muhafazakar olarak tanımlayanlardan bulduğu, en düşük
desteğin ise kendisini “inançsız”, “Müslüman olmayan”, “Sosyalist-Marksist-Komünist” ve “Alevi”
kimliği ile tanımlayanlardan geldiği görülmektedir. Gezi olaylarında hükümete destek düzeyi kişilerin
öğrenim ve hane gelir düzeyleri yükseldikçe düşmektedir.
Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımının Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı görüşü ise en yüksek
desteği sırasıyla kendisini “Müslüman olmayan”, “inançsız”, “Sosyalist-Marksist-Komünist” ve “Alevi”
kimliği ile tanımlayanlardan bulurken; en düşük desteği kendisini şeriatçı ve dindar muhafazakar
olarak tanımlayanlardan bulmaktadır.
Türkiye’deki son dönem eylemlerin ve sosyal medya aktivitelerinin uluslararası aktörlerin Türkiye’nin
önünü kesme çabası olduğu yönündeki görüşler en yüksek desteği, kendisini şeriatçı ve dindar
muhafazakar olarak tanımlayanlarda bulurken, en düşük desteği ise yine kendisini “inançsız”,
“Müslüman olmayan”, “Sosyalist-Marksist-Komünist” ve “Alevi” kimliği ile tanımlayanlarda
bulmaktadır. Aynı görüşe destek düzeyi genel olarak kişilerin öğrenim ve hane gelir düzeyi ile yaşları
yükseldikçe düşmektedir.
Bu başlıkta incelenen üç soruya ait bulgulara bakıldığında, sözkonusu görüşler çerçevesinde farklı dini
ve siyasi kimliklerin duruşunun çok fazla değişmediği görülmektedir. Bu noktada şunu tespit etmek
gerekir ki Gezi Olaylarında Hükümetin politikalarını yüksek düzeyde destekleyen kimlikler içinde dahi
en az her üç kişiden birisi bu olayların Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığına inanmaktadır.
58
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Gezi Olaylarına Bakış
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
CHP
MHP
BDP
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
Hükümetin “Gezi
Olayları”ndaki yaklaşımını
onaylıyorum (%)
Hükümetin “Gezi
Olayları”na yaklaşımı
Türkiye’de kutuplaşmayı
artırmıştır (%)
Türkiye’deki son dönem
eylemler ve sosyal medya
aktiviteleri, uluslararası
aktörlerin Türkiye’nin önünü
kesme çabasıdır (%)
81,1
28,7
91,6
4,8
93,2
11,0
18,5
82,8
39,4
13,7
82,1
12,6
41,8
61,3
55,5
40,9
57,0
43,0
65,8
50,6
55,5
55,7
42,1
61,8
53,9
45,9
57,9
79,5
2,6
31,5
57,9
100,0
59,9
55,5
93,8
0,8
94,1
2,5
51,3
65,4
9,9
53,3
57,9
87,0
72,2
34,7
84,4
54,3
52,3
69,9
21,7
79,2
36,0
22,3
77,4
29,6
7,6
88,8
10,6
60,7
37,6
69,2
51,2
56,1
63,7
37,6
64,3
50,6
39,3
67,2
53,0
42,2
59,2
54,7
33,6
62,5
44,4
45,3
57,3
57,6
43,0
60,6
57,0
34,6
67,1
46,1
59
5,3
16,8
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
3.4
17 Aralık Operasyonuna Bakış ve Operasyonun Kutuplaşmaya Etkisi
Hükümet üyelerinin yolsuzluğa bulaştığı görüşüne her 10 kişiden yaklaşık yedisi katılırken, her iki
kişiden birisi bu operasyonun hükümete karşı bir darbe girişimi olduğuna inanmaktadır. Bu iki
konudaki bulgular birlikte değerlendirildiğinde, bazı kişilerin her iki görüşe de katıldığı ortaya
çıkmaktadır.
Hükümet üyelerinin yolsuzluğa bulaştığı görüşüne katılım oranı CHP, MHP ve BDP/HDP seçmeninde
her 10 kişiden dokuzu düzeyinde iken, AKP seçmeninde her üç kişiden birisi kendi partisi olmasına
rağmen bu görüşe katılmaktadır. 17 Aralık Operasyonunun hükümete karşı bir darbe girişimi olduğu
görüşü ise AK Parti seçmeninde yaklaşık her 10 kişiden dokuzunun, diğer partilerde ise her dört
seçmenden birisinin desteğini almaktadır.
60
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
17 Aralık operasyonu hükümete karşı bir darbe
girişimidir (%)
Hükümet üyelerinin yolsuzluğa
bulaştığına inanıyorum (%)
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
35,7
CHP
97,3
MHP
92,5
BDP
95,8
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
86,0
12,5
23,3
27,4
67,9
48,6
75,6
50,6
73,4
46,8
64,5
52,6
65,5
52,8
38,4
89,7
97,4
18,4
98,3
16,1
61,6
57,6
94,4
18,6
45,6
75,6
58,0
59,9
84,8
32,0
84,4
30,6
93,5
19,4
52,1
56,4
59,7
55,9
72,2
45,9
69,5
47,3
68,5
49,9
76,5
35,4
66,8
49,7
67,2
50,6
74,0
43,5
61
Hükümet üyelerinin yolsuzluğa bulaştığı
görüşüne katılım oranı Kürtlerde ve
Çerkeslerde daha fazla destek bulurken, 17
Aralık Operasyonunun hükümete karşı bir
darbe girişimi olduğu görüşü en yüksek
desteği
Araplardan
ve
Kürtlerden
görmektedir.
Her iki konuya dini ve siyasi kimlikler
temelinde bakıldığında; Hükümet üyelerinin
yolsuzluğa bulaştığı görüşüne en yüksek
katılımın, dini kimlikler arasında Müslüman
olmayanlarda, inançsızlarda ve Alevilerde;
siyasi kimlikler arasında ise ulusalcılarda,
sosyal demokratlarda ve Sosyalist-MarksistKomünistlerde olduğu görülmektedir. Bu
görüşe en düşük katılım oranı ise kendisini
şeriatçı veya dindar muhafazakar olarak
tanımlayanlardadır.
17 Aralık Operasyonunun hükümete karşı bir
darbe girişimi olduğu görüşüne en yüksek
destek ise; bir önceki sorunun tam tersi
şekilde, kendisini şeriatçı
veya dindar
muhafazakar olarak tanımlayanlardadır.
17 Aralık Operasyonunun hükümete karşı bir
darbe girişimi olduğu görüşü öğrenim düzeyi,
yaş ve gelir durumu yükseldikçe daha fazla
destek bulurken; 17 Aralık Operasyonunun
hükümete karşı bir darbe girişimi olduğu
görüşü, üniversite mezunu olanlarda, 50 yaş
üstü grupta ve 4 bin TL ve üzerinde hane
geliri olanlarda diğer öğrenim/yaş/gelir
gruplarına göre daha az desteklenmektedir.
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
“17 Aralık Operasyonu ve sonrasında yaşananlar Türkiye’de kutuplaşmayı artmıştır.” görüşüne her 10
kişiden yedisi katılırken, “Son dönem Hükümet-Cemaat çatışması bana ve aileme olumsuz
yansımıştır.” görüşüne her 10 kişiden üçü katılmaktadır.
“17 Aralık Operasyonu ve sonrasında yaşananlar Türkiye’de kutuplaşmayı artırmıştır.” görüşüne en
yüksek katılım CHP ve MHP seçmeninde iken görece en düşük katılım (her iki kişiden birisi
düzeyindedir) AKP seçmeni arasındadır. Ayrıca son dönem Hükümet-Cemaat çatışmasının, tüm parti
seçmenlerinde her dört kişiden yaklaşık birisine veya ailesine olumsuz yansıdığı görülmektedir.
62
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Son dönem Hükümet-Cemaat çatışması bana ve aileme
olumsuz olarak yansımıştır (%)
17 Aralıkta başlayan yolsuzluk iddiaları ve
sonrasında yaşananlar Türkiye’de
kutuplaşmayı artırmıştır (%)
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
CHP
MHP
BDP
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
53,6
27,8
82,3
31,9
83,5
38,7
74,7
27,4
69,7
31,7
67,4
33,2
73,4
30,4
63,2
34,2
68,0
31,8
59,6
31,5
78,9
34,2
34,2
88,1
32,2
66,0
32,5
80,7
32,9
55,2
36,0
65,6
30,9
76,0
31,4
77,0
33,4
83,5
27,6
47,0
23,9
68,2
34,3
70,9
31,8
72,4
31,0
68,5
32,8
67,1
30,0
65,3
30,6
70,6
33,3
71,5
31,3
63
“17 Aralık Operasyonu ve sonrasında
yaşananlar
Türkiye’de
kutuplaşmayı
artırmıştır.” görüşüne dini kimlikler içinde en
yüksek destek inançsızlarda, Müslüman
olmayanlarda, ve Alevilerde iken; aynı görüşe
siyasi kimlikler içinde en yüksek katılım
Sosyalist-Marksist-Komünistlerde,
ulusalcılarda ve sosyal demokratlardadır.
Aynı görüşe katılım öğrenim durumu ve hane
geliri yükseldikçe artarken, 18-29 yaş
grubunda diğer yaş gruplarına göre daha
yüksektir.
“Son dönem Hükümet-Cemaat çatışması bana
ve aileme olumsuz yansımıştır.” görüşüne
katılım değerleri ise kimliklere ve demografik
faktörlere göre anlamlı bir farklılaşma
göstermemektedir.
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
4.
4.1
KUTUPLAŞMANIN SOSYAL YAŞAMA YANSIMALARI
Kutuplaşmanın Kişisel Tercih ve Davranışlara Yansıması
Kişilerin kendi ideolojileri dışındaki yayın organlarını takip etme oranı her beş kişiden dördü
düzeyindedir. Bunun yanında, her iki kişiden birisi sahibinin etnik kökenine, dini ve ideolojik
tercihlerine bakarak satın almadığı ticari ürünler olduğunu belirtmiştir. Kişiler kendi ideolojileri
dışındaki yayın organlarını takip etmede toleranslı gibi görünmekle birlikte, aynı kişilerin satın alma
davranışında ideolojik gerekçelerin etkili olması bir çelişkiden daha çok Türkiye’deki kutuplaşmanın
resmi ile ilgili ayrıntılar vermektedir.
Kişilerin kendi ideolojileri dışındaki yayın organlarını takip etme oranı genel olarak yüksek olmakla
birlikte; bu konudaki en yüksek tolerans ve diğer görüşlere açıklık BDP/HDP seçmeninde iken, en
düşük tolerans ve diğer fikirlere en fazla kapalılık görece AK Parti seçmenindedir.
Sahibinin etnik kökenine, dini ve ideolojik tercihlerine bakarak ticari ürün satın almayanların oranı
siyasi parti seçmenlerine göre çok büyük farklılaşma göstermemekle birlikte, bu oran sırasıyla en
yüksek CHP ve AKP seçmeninde iken, en düşük BDP/HDP seçmenindedir.
64
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Sahibinin etnik kökenine, dini ve ideolojik tercihlerine bakarak
satın almadığım yerli ticari ürünler/markalar var (%)
Benim ideolojik görüşümü yansıtmayan yayın
organlarını (TV., gazete, dergi vb.) imkanım
olursa takip ederim (%)
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
CHP
MHP
BDP
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
76,5
53,8
78,9
54,9
82,9
49,0
90,5
46,3
78,7
52,0
79,3
49,1
82,3
48,1
82,9
56,6
79,4
51,5
74,7
67,8
68,4
60,5
83,9
59,3
79,7
53,7
78,9
53,7
46,0
76,9
59,7
81,0
54,8
76,8
56,4
81,8
53,4
88,8
61,2
64,1
46,2
72,6
50,6
81,4
52,5
77,5
53,6
79,9
52,4
82,7
42,2
73,5
50,3
79,5
53,7
83,2
51,1
65
Kişilerin kendi ideolojileri dışındaki yayın
organlarını takip etme durumu etnik
gruplar arasında ve mezhepsel temelde
farklılaşmazken, kendisini inançsız ve
Sosyalist-Marksist-Komünist
olarak
tanımlayan gruplarda bu konudaki
toleransın ve diğer görüşlere açıklığın
diğer dini ve siyasi kimliklerden daha
yüksek olduğu görülmektedir.
Öğrenim düzeyi, yaş ve hane geliri
yükseldikçe kişiler kendi ideolojileri
dışındaki yayın organlarını daha fazla
takip etmektedirler.
Sahibinin etnik kökenine, dini ve ideolojik
tercihlerine
bakarak
ticari
ürün
almayanların oranı Araplarda en yüksek
düzeydedir. Dini ve siyasi kimlikler
temelinde
bakıldığında
bu
oran
Sünnilerde Alevilere göre daha yüksek
olmakla birlikte, aynı oran kendisini
şeriatçı veya Sosyalist-Marksist-Komünist
olarak tanımla-yanlarda diğer dini ve
siyasi kimliklere göre daha yüksektir.
Beklenenin aksine, öğrenim düzeyi
yükseldikçe kişiler marka ve ürün
tercihlerinde
daha fazla ideolojik
yaklaşımlar sergilemektedir. Bunun tam
tersi olarak kişilerin yaşları arttıkça
ürün/marka seçiminde ideolojik tercihler
daha az etkili olmaktadır. Bu durum gelir
düzeyine
göre
ise
çok
fazla
farklılaşmamaktadır.
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
4.2
Kutuplaşmanın Gruplar Arası Adalete Etkisi
Bir konuda karar vermesi gerektiğinde etnik veya dini kimliğine/grubuna ait olan kişinin tarafını
tutanların oranı yaklaşık her üç-dört kişiden birisi düzeyindedir. Hiç de düşük olmayan bu oran temel
olarak kişilerin hak ve adalet anlayışlarında etik temelde önemli bir sorun olduğunu göstermektedir.
Bu durum, ülkede pek çok insanın grup içi yanlılığı gruplar arası adalete tercih ettiğini göstermektedir.
Bir konuda karar vermesi gerektiğinde etnik veya dini kimliğine/grubuna ait olan kişinin tarafını
tutanların oranı parti seçmenleri arasında farklılaşmakla birlikte, grup içi yanlılığın gruplar arası
adaleti en az etkilediği parti seçmeni olarak CHP’liler ve BDP/HDP’liler öne çıkmaktadır. Dini kimliğin
gruplar arası adaleti en fazla olumsuz etkilediği seçmen kitlesi AK Parti’de iken, etnik kimliğin gruplar
arası adaleti en fazla olumsuz etkilediği seçmen kitlesi MHP’dedir.
66
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Bir konuda karar vermem gerektiğinde etnik
kimliğime/grubuma ait olan kişinin tarafını tutarım (%)
Bir konuda karar vermem gerektiğinde dini
kimliğime/grubuma ait olan kişinin tarafını
tutarım (%)
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
CHP
MHP
BDP
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
40,8
30,6
19,8
23,2
28,8
33,6
23,2
21,1
32,0
28,4
28,4
24,4
24,1
25,3
28,9
23,7
32,9
28,5
57,5
28,1
21,1
21,1
15,3
10,2
37,1
31,2
25,5
23,0
50,6
30,2
40,0
36,1
26,1
30,5
22,4
22,8
16,5
16,5
37,6
25,4
35,0
33,7
33,0
29,6
25,2
31,2
29,2
30,4
25,5
28,5
26,7
33,8
30,8
30,9
26,0
27,9
25,0
67
Bir konuda karar vermesi gerektiğinde etnik
veya dini kimliğine/grubuna ait olan kişinin
tarafını tutanların oranı Türklerde diğer
etnik gruplara göre daha yüksektir.
Dini ve siyasi kimlikler temelinde
bakıldığında ise bu oran Sünnilerde
Alevilere göre daha yüksek olmakla birlikte,
aynı oran kendisini Müslüman, şeriatçı
veya dindar/geleneksel muhafazakar olarak
tanımlayanlarda diğer dini ve siyasi
kimliklere göre daha yüksektir.
Bir konuda karar vermesi gerektiğinde etnik
veya dini kimliğine/grubuna ait olan kişinin
tarafını tutanların oranı, çok büyük
farklılaşma olmamakla birlikte, öğrenim
düzeyi, yaş ve hane geliri yükseldikçe
düşmektedir.
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
5.
KUTUPLAŞMA GÖSTERGESİ OLARAK KURUMLARA GÜVEN DÜZEYİ
Çalışmada ölçümlenen dört farklı kurum içinde en yüksek güven değeri, %60’lar düzeyiyle Türk Silahlı
Kuvvetlerine güvendir. TSK’ya güven değerinde son üç-dört yılda önemli bir düşüş yaşansa da 2013
yılında BİLGESAM tarafından yapılan anket bulguları3 dikkate alındığında güven değerinin son bir yılda
çok fazla değişmediği söylenebilir.
TSK’ya, Polis Teşkilatına, Hükümete ve yargıya en yüksek güven değerleri AKP seçmenindedir. Bu dört
kuruma ikinci en yüksek güven değeri ise MHP seçmenindedir. 2013 yılı verileri ile karşılaştırıldığında4
TSK’ya güven değerleri AKP seçmeni içinde yükseliş gösterirken, CHP ve MHP seçmeninde düşmüştür.
Bu değişimde, Ergenekon ve Balyoz davalarında yaşanan ve tahliye ile sonuçlanan gelişmelerin ve
dava sürecinde Genelkurmay Başkanlığının bu konularda sessiz kaldığı yönünde getirilen eleştirilerin
etkisi olduğu değerlendirilebilir.
3
4
BİLGESAM “Türk Silahlı Kuvvetlerine Toplumsal Bakış” Raporu, 2013, s.10.
A.g.e., s.10.
68
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Kurumlara güven düzeyindeki değişimler, kimliklere ve demografik temelde farklı parametrelere göre
incelenmiştir. Etnik temelde bakıldığında, çok büyük farklılaşmalar olmamakla birlikte, Türk Silahlı
Kuvvetlerine, Polis Teşkilatına ve yargıya en yüksek güven Türklerde iken Hükümete güven Kürtlerde
ve müteakiben Türklerde en yüksek düzeydedir.
Güven değerlerine dini ve siyasi kimlikler temelinde bakıldığında; Sünnilerin bu dört kuruma güven
düzeyinin Alevilere göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Kendisini Müslüman, dindar/gelenekçi
muhafazakar ve ulusalcı tanımlayanlar arasında TSK’ya güven değerleri diğer kimliklere göre daha
yüksektir. Kendisini dindar/gelenekçi muhafazakar ve şeriatçı olarak tanımlayanlarda Polis Teşkilatına
ve Hükümete güven değerleri, Müslüman, dindar/gelenekçi muhafazakar tanımlayanlarda ise yargıya
güven değerleri görece daha yüksektir.
50 yaş ve üzeri grupta ve hane geliri 4 bin TL ve üzeri olanlarda, ölçülen dört kuruma ait güven
değerleri diğer yaş ve gelir gruplarıyla kıyaslandığında görece daha düşüktür. TSK’ya ve yargıya güven
değerleri, üniversite mezunu olanlarda diğer öğrenim düzeylerine göre daha düşüktür. Hükümete ve
Polis Teşkilatına güven değerleri ise öğrenim düzeyi yükseldikçe düşmektedir.
69
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Kurumlara Güven
Türk Silahlı
Kuvvetlerine
güveniyorum (%)
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
CHP
MHP
BDP
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
Polis Teşkilatına
güveniyorum (%)
Hükümete
güveniyorum (%)
Yargıya
güveniyorum (%)
70,0
62,4
82,5
42,6
52,4
16,2
7,0
25,9
64,9
39,4
20,0
33,9
20,3
13,8
16,5
21,1
63,7
43,9
44,3
36,4
50,0
38,4
46,1
30,1
61,0
38,9
40,6
31,0
58,9
34,3
41,4
4,06
33,3
3,10
64,1
46,5
48,6
37,0
59,1
55,0
75,8
28,7
32,9
7,4
6,4
5,5
4,06
4,3
17,4
34,9
65,6
50,3
53,3
38,0
47,0
13,5
8,6
20,7
64,2
59,7
72,6
38,3
67,1
52,0
55,9
38,4
64,2
32,4
25,7
33,3
55,7
28,8
25,6
32,1
33,9
12,0
8,4
21,6
67,3
52,3
61,0
37,9
67,2
50,4
52,0
38,0
59,7
39,7
40,8
34,2
62,0
41,5
41,4
35,5
61,1
43,1
45,3
35,7
57,9
33,8
35,6
27,0
63,7
46,1
46,1
35,9
62,4
44,0
46,0
35,8
58,0
36,4
38,1
33,4
70
21,4
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
6.
6.1
AYRIMCILIK ALGISI
Etnik Temelde Ayrımcılık Algısı
Çalışma bulguları yaklaşık her altı kişiden birisinin geçmişte ve bugün etnik temelde ayrımcılık
yaşadığını göstermektedir. Ülkede etnik ayrımcılık algısının geçmişe göre azalmamış olması ise
bulgulardaki en temel problem olarak görülebilir.
Etnik ayrımcılık algısına kimlikler temelinde bakıldığında; en yüksek ayrımcılığın Kürtlerde ve
müteakiben Araplarda olduğu görülmektedir. Kürtler arasında her dört kişiden üçü geçmişte etnik
ayrımcılık yaşadığını söylemektedir. Bu oran, yine yüksek olmakla birlikte, bugün için yaklaşık her iki
kişiden birisi düzeyindedir. Araplarda ise her beş kişiden üçü geçmişte ayrımcılık yaşadığına inanırken,
bu oran bugün için yaklaşık her iki kişiden birisi düzeyindedir.
71
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Bugün etnik kimliğim nedeniyle ayrımcılığa maruz
kalıyorum (%)
Geçmişte etnik kimliğim nedeniyle
ayrımcılığa maruz kaldım (%)
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
16,8
CHP
16,0
MHP
9,5
BDP
73,7
Etnik Köken
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
6,6
26,0
18,3
65,3
74,1
43,9
16,5
16,5
60,5
46,1
16,0
14,3
24,7
7,5
34,2
31,6
27,1
38,1
15,1
12,6
52,8
51,6
20,3
20,3
9,1
15,3
14,0
12,6
21,7
20,7
26,7
33,5
40,6
17,1
15,7
19,7
17,9
15,8
17,9
17,8
17,9
17,0
18,4
17,8
13,4
17,3
19,0
20,0
17,7
17,3
17,3
16,1
72
Etnik
ayrımcılık
algısı
siyasi
parti
seçmenlerine göre analiz edildiğinde; en
yüksek ayrımcılık algısının geçmişte ve bugün
BDP/HDP seçmeninde olduğu görülmektedir.
AKP ve BDP/HDP seçmeninin etnik ayrımcılık
algısında bugün için geçmişe göre düşüş
yaşanırken, CHP ve MHP seçmeninin etnik
ayrımcılık algısında yükseliş görülmektedir.
Dini kimlikler temelinde bakıldığında, Aleviler
etnik ayrımcılık algısı en yüksek kitle olarak
karşımıza çıkmaktadır. Aleviler arasında her
iki kişiden birisi geçmişte ve bugün etnik
ayrımcılığa maruz kaldığına inanmaktadır.
Ülkede Müslüman olmayanlar ve inançsızlar,
Alevilerden sonra etnik ayrımcılık algısı en
yüksek gruplardır. İnançsızlar arasında
geçmişe göre etnik ayrımcılık algısının arttığı
da görülmektedir.
Siyasi kimlikler içinde etnik ayrımcılık algısı
en yüksek kimlik ise Sosyalist-MarksistKomünistlerdir. Bu kimlikteki kişilerde de
geçmişe göre etnik ayrımcılık algısının arttığı
görülmektedir.
Etnik ayrımcılık algısında, geçmiş ve bugün
için öğrenim düzeyi, yaş ve hane gelir
durumuna göre çok büyük farklılaşma
olmadığı görülmektedir.
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Kürtlerde geçmişte her dört kişiden üçü etnik temelde ayrımcılık yaşadığını ifade ederken, bugün
düşünüldüğünde ayrımcılık algısı önemli ölçüde azalmış olmasına rağmen kritik düzeydedir ve
önemini korumaktadır. Ayrımcılık algısındaki düşüşün temel nedenleri, 2009 yılında başlayan
demokratik açılım ve 2012 yılında başlayan Çözüm Süreci temelinde sağlanan iyileştirmelerdir.
Kürtler arasında hem geçmişte hem de günümüzde en fazla ayrımcılığa maruz kaldığını belirten grup
BDP/HDP seçmenidir. Kürtler arasında farklı siyasi partilere oy verenlerin ayrımcılık algısı genel olarak
düşüş göstermekle birlikte, en dikkate değer azalma Kürt kökenli AKP seçmenindedir. Bu durum,
AKP’nin iktidarda olması dolayısıyla, bu grubun kendini temsil ediliyor hissetmesiyle ve mevcut
iyileştirmelerin bu iktidar döneminde gerçekleştirilmiş olmasıyla açıklanabilir.
73
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Bir Kürt olarak bugün etnik kimliğim nedeniyle
ayrımcılığa maruz kalıyorum (%)
Bir Kürt olarak geçmişte etnik kimliğim
nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldım (%)
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
70,6
CHP
71,2
MHP
30,4
BDP
95,4
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan*
İnançsız*
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri*
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
21,0
71,2
20,0
78,5
72,7
38,2
66,7
33,3
-
-
-
-
68,4
29,1
81,3
71,9
74,7
25,3
70,9
34,5
51,9
33,3
77,2
57,4
93,5
83,9
57,9
42,1
68,5
31,5
76,5
46,7
70,6
41,2
75,1
43,7
-
-
75,3
46,2
73,7
45,9
73,5
39,2
*Not: Bu kimlik gruplarında örneklem sayısı 30’un altında olduğu
için katılım değeri verilmemiştir.
74
Kürtlerdeki etnik ayrımcılık algısına dini
ve siyasi kimlikler temelinde bakıldığında,
kendisini
Sosyalist-Marksist-Komünist
olarak tanımlayanlarda ve Kürt Alevilerde
ayrımcılık algısının hem geçmişte hem de
bugün diğer gruplardan çok daha yüksek
olduğu görülmektedir.
Kürtlerde öğrenim düzeyi yükseldikçe ve
yaş arttıkça geçmişte yaşandığı söylenen
etnik
ayrımcılık
algısında
artış
gözlenmektedir.
Geçmişe
dönük
ayrımcılık algısında hane gelir durumuna
göre anlamlı bir farklılaşma olmamakla
birlikte, 4 bin TL ve üzeri hane geliri olan
Kürtlerde bugüne dönük etnik ayrımcılık
algısı diğer gelir gruplarına göre daha
düşüktür.
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
6.2
Dini ve Mezhepsel Temelde Ayrımcılık Algısı
Çalışma bulguları, geçmişte her üç kişiden birinde görülen din temelli ayrımcılık algısının tüm dini ve
siyasi kimlikleri kapsamamakla birlikte geçmişe göre genel olarak azaldığını göstermektedir.
Geçmişte dini kimliği nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldığını en fazla belirten seçmen gurubu AKP ve
BDP/HDP iken; bugün itibariyle bu durum BDP/HDP seçmeninde değişmemesine rağmen, AKP
seçmeninde oldukça düşük düzeye inmiş, CHP seçmeninde ise önemli bir artış göstermiştir. CHP
seçmenindeki bu artışın sebebini, son dönemde AKP’nin özgürlükleri kısıtladığı ve insanların hayat
tarzına müdahale ettiği şeklinde yorumlanan politikalarıyla açıklamak mümkündür.
75
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Dini ayrımcılık algısına etnik kimlikler temelinde bakıldığında, tüm gruplarda ayrımcılık algısının
geçmişe göre düşmüş olması olumlu bir gelişmedir. Dini temelde en yüksek ayrımcılık algısının
Araplarda ve müteakiben Kürtlerde olduğu görülmektedir. Kürtler arasında her iki kişiden birisi
geçmişte dini ayrımcılık yaşadığını söylemektedir. Bu oran, yine yüksek olmakla birlikte, bugün için
yaklaşık her üç kişiden birisi düzeyindedir. Araplarda geçmişte yine her iki kişiden biri düzeyinde olan
ayrımcılık algısı Kürtlerde olduğu kadar düşüş göstermemiştir. Bu noktada, yeterli örneklem sayısına
ulaşılamadığı için analizlere alınmayan diğer etnik gruplardaki dini temeldeki ayrımcılık algısının
Kürtlerdeki kadar yüksek olduğunu da söylemek gerekmektedir.
Türkiye’de geçmiş ile bugün karşılaştırıldığında Sünni inanca sahip kişilerin din temelli ayrımcılık algısı
önemli bir düşüş gösterirken, Alevilerdeki dini ayrımcılık algısı bugün de geçmişteki düzeyiyle devam
etmektedir. Bunun yanında Müslüman olmayan kitlede ve inançsızlarda dini temeldeki ayrımcılık
algısı hem oldukça yüksektir hem de geçmişe göre bugün önemli bir yükseliş göstermiştir. Kendisini
Sünni olarak tanımlayan kişilerin azalan ayrımcılık algısının temel nedeni, geçmişte inançları nedeniyle
ve siyaseten mağdur olduğunu iddia eden bu insanların son üç dönemdir iktidarda temsil ediliyor
olmasıdır. Aynı dönem, Müslüman olmayanların ve inançsızların ayrımcılık algısında artışa neden
olmuştur diyebiliriz. Bu sebeple, Türkiye genelinde günümüz itibariyle görülen dini ayrımcılık
algısındaki düşüş aslında tüm dini kimlikleri değil, yalnızca Müslüman, Sünni ve şeriatçı kişileri
kapsamaktadır. Bu nedenle, dini ayrımcılık algısı değerlendirilirken Türkiye geneli değerlerinin yanı
sıra, özellikle alt kimlikler temelinde yaşanan kırılmaların da dikkate alınması önemlidir.
76
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Bugün dini kimliğim nedeniyle ayrımcılığa maruz
kalıyorum (%)
Geçmişte dini kimliğim nedeniyle
ayrımcılığa maruz kaldım (%)
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
45,7
CHP
24,2
MHP
20,2
BDP
46,3
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
11,2
42,3
21,5
46,3
31,8
22,2
47,6
30,5
36,7
22,8
51,3
44,7
32,9
32,9
18,9
71,9
20,5
52,6
78,9
49,2
75,4
35,2
17,5
64,6
66,5
59,7
18,2
27,6
15,0
21,5
28,2
33,4
36,6
45,9
58,2
28,2
20,5
31,5
16,7
35,5
27,0
30,8
24,6
37,8
25,7
26,0
22,0
28,2
22,2
36,2
24,0
37,2
28,4
77
Siyasi kimlikler içinde dindar/gelenekçi
muhafazakar olanlarda geçmişte yüksek olan
dini ayrımcılık algısı bugün itibariyle düşüş
gösterirken; kendisini
ulusalcı, sosyal
demokrat veya Sosyalist-Marksist-Komünist
olarak tanımlayanlarda dini ayrımcılık algısının
arttığı görülmektedir.
Üniversite mezunları arasında dini ayrımcılık
algısı geçmişte ve bugün diğer öğrenim
düzeylerine göre daha yüksektir. Kişilerin
hane gelir durumları arttıkça dini temelde
ayrımcılık algıları da artmaktadır. 50 yaş ve
üzeri grup geçmişte ve bugün için ayrımcılık
algısı en düşük yaş grubudur. Yüksek öğrenim
ve yüksek gelir düzeyinde artan ayrımcılık
algısı, gelir ve öğrenim düzeyi gibi etkenlerin
kişilerin ayrımcılık konusundaki farkındalığını
arttırdığını göstermektedir.
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
6.3 Siyasi Temelde Ayrımcılık Algısı
Türkiye genelinde siyasi temelde ayrımcılık algısı geçmişe göre önemli derecede artmıştır. Bugün
itibariyle yaklaşık her iki kişiden birisi siyasi kimliği nedeniyle ayrımcılığa uğradığını düşünmektedir.
Bu durum, siyasi temeldeki ayrımcılık algısının, son dönemde etnisite ve din temelindeki ayrımcılık
algısının üzerine çıktığını göstermektedir.
Siyasi temeldeki ayrımcılık algısı geçmişe göre AKP seçmeninde önemli bir düşüş gösterirken,
BDP/HDP seçmeninde değişmemiş, CHP ve MHP seçmeninde ise yaklaşık iki kat yükseliş göstermiştir.
BDP/HDP seçmeninde geçmiş ve bugün için siyasi ayrımcılık algısı her 10 kişiden dokuzunu
etkileyecek şekilde tüm siyasi partiler içinde en yüksek düzeydedir. CHP ve MHP seçmeninde artan
siyasi ayrımcılıkta, son dönemde AK Parti’nin kendinden olmayanı ötekileştiren söylemlerinin etkisini
vurgulamak gerekmektedir. Ayrımcılık algısı, siyasi temeldeki kutuplaşma ile birlikte yorumlandığında;
Türkiye’de siyasi kutuplaşmanın pek çok alanda ayrımcılığa dönüşerek tehlike sinyalleri verdiği de
söylenebilir.
78
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Siyasi ayrımcılık algısına etnik kimlikler temelinde bakıldığında, Kürtlerde ve Araplarda geçmişe göre
siyasi ayrımcılık algısı düşürken, bu algının diğer etnik kökenlerde arttığı görülmektedir. Siyasi
temelde en yüksek ayrımcılık algısının Kürtlerde ve müteakiben Araplarda olduğu görülmektedir.
Kürtler arasında her üç kişiden ikisi geçmişte siyasi ayrımcılık yaşadığını söylemektedir. Bugün bu oran
yaklaşık her iki kişiden birisi düzeyindedir.
Türkiye’de geçmiş ile bugün karşılaştırıldığında Sünni inanca sahip kişilerin siyasi temelde ayrımcılık
algısı önemli bir düşüş gösterirken, Alevilerde, Müslüman olmayanlarda ve inançsızlarda siyasi
ayrımcılık algısı geçmişe göre artış göstermiş ve her beş kişiden dördünü etkileyen bir düzeye
çıkmıştır. Kendisini Sünni olarak tanımlayan kişilerin azalan siyasi ayrımcılık algısının temel nedeni,
geçmişte siyaseten mağdur olduğunu iddia eden bu insanların son üç dönemdir iktidarda temsil
ediliyor olmasıdır. Aynı dönem, Müslüman olmayanların ve inançsızların siyasi ayrımcılık algısında ise
artışa neden olmuştur.
79
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Ayrımcılık algısına siyasi kimlikler temelinde bakıldığında ideolojik çizgi olarak sağdan sola doğru
gidildikçe, hem geçmiş hem de bugün için ayrımcılık algısının arttığı görülmektedir. Kendisini sağcı
olarak tanımlayanlar dışında tüm siyasi kimliklerde ayrımcılık algısı geçmişe göre yükselmiştir.
80
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
7.
DEMOKRATİKLEŞME VE MÜDAHALECİLİK
Çalışma bulguları, yaklaşık her altı kişiden birisinin askerlerin siyasete müdahalesini desteklediğini
göstermektedir. Bir askeri darbeyi destekleme oranı ise çok daha düşük düzeydedir. Bu bulgular, bazı
insanların askerlerin bir şekilde siyasete müdahil olmasını daha kabul edilebilir bir seçenek olarak
gördüklerini ortaya koymaktadır.
Askerlerin gerektiğinde siyasete müdahale etmesi görüşü en yüksek desteği CHP ve müteakiben MHP
seçmeninde bulmaktadır. Bu görüşün iki parti seçmeni arasında yaklaşık her dört kişiden birisinden
destek bulması, askeri vesayet anlamında önemli bir problem kaynağı olarak görülebilir. Türkiye’de şu
an askeri bir darbe olmasını destekleyenlerin oranı yine bu iki partide diğerlerine göre daha yüksek
olmasına rağmen, askeri darbenin müdahaleciliğe göre daha az desteklenmesi demokratik değerler
açısından sevindirici bulunabilir.
81
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Türkiye’de şu an askeri bir darbe olsun isterim (%)
Türkiye’de askerler gerektiğinde siyasete
müdahale etmelidir (%)
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
5,2
CHP
28,3
MHP
23,1
BDP
4,2
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
0,7
18,5
12,7
2,1
16,1
8,5
7,9
4,6
11,4
6,3
15,8
3,9
14,3
7,1
0,0
0,0
21,1
21,1
16,1
18,6
12,0
5,6
22,4
12,4
4,6
0,8
14,8
5,9
28,4
18,7
17,6
9,6
14,7
10,0
18,8
7,7
18,9
10,3
14,1
7,6
19,0
9,7
12,7
7,0
16,6
9,0
20,4
9,3
14,4
8,3
12,2
6,8
82
Askeri müdahaleleri Türklerin diğer etnik
kökenlere göre daha fazla destekledikleri
söylenebilir.
Dini ve siyasi kimlikler arasında askeri
müdahaleciliği
görece
en
fazla
destekleyenler kendisini ulusalcı olarak
tanımlayanlar ile Müslüman olmayanlar
ve Alevilerdir.
Askeri müdahaleciliği destekleme eğilimi
gelir durumu yükseldikçe düşmekle
birlikte, destekleme oranı üniversite
mezunları arasında diğer öğrenim
düzeylerine göre ve 30-49 yaş grubunda
diğer yaş gruplarına göre daha düşüktür.
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
8.
TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE DÖNÜK ENDİŞELER
Bulgular, insanların yarıdan fazlasının ülkenin bölünmesi, özgürlüklerin kısıtlanması veya ülke
yönetiminin giderek otoriterleşmesi noktasında ciddi endişeler yaşadığını göstermektedir. Ülkede
kutuplaşma ortamının her geçen gün daha kötüye gittiği konusunda endişe duyanlar yaklaşık her üç
kişiden ikisi düzeyindedir ve bu oran sağlıklı toplumlar için kabul edilebilir bir durum değildir. Bu
endişelerin sadece algılar temelinde olması bile önemli bir probleme işaret etmektedir.
Türkiye’nin geleceğine dönük endişe düzeyi en düşük AK Parti seçmeninde iken, ülkenin bölünmesi
dışında üç siyasi partinin endişe düzeyi hem oldukça yüksektir (%90’lar düzeyinde) hem de partiler
arasında benzeşmektedir. Bu tablo hem siyasi kutuplaşmanın düzeyini ve önemini ortaya koymakta
hem de iktidar ve muhalefet partileri arasındaki cepheleşmeyi net olarak göstermektedir.
83
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Bölünme endişesine Kürtlerin bakışı dışında, farklı etnik grupların Türkiye’nin geleceğine dönük
endişeleri benzeşmekle birlikte, Çerkesler arasında endişelerin görece biraz daha yüksek olduğu
söylenebilir.
Dini kimlikler içinde Aleviler, Müslüman olmayanlar ve inançsızlar, Türkiye’nin geleceğine dönük
endişeleri en yüksek düzeyde olan gruplar iken, kendisini şeriatçı olarak tanımlayanlarda endişe
düzeyi çok daha düşüktür. Aleviler, Müslüman olmayanlar ve inançsızlar arasında endişe düzeyinin
her 10 kişiden dokuzu tarafından paylaşılması bu konudaki algıların önemini ortaya koymaktadır.
Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; Sosyalist-Marksist-Komünist olanlarda,
ulusalcılarda ve sosyal demokratlarda endişeler en yüksek düzeyde iken, dindar muhafazakarlar
arasında en düşük düzeyde olduğu söylenebilir.
Türkiye’nin geleceğine dönük endişeler öğrenim düzeyi yükseldikçe artmaktadır. Endişeler 50 yaş
üstü grupta diğer yaş gruplarına göre ve aylık hane geliri 4 bin TL ve üzeri olanlarda diğer gelir
gruplarına göre daha yüksektir.
84
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Türkiye’nin Geleceğine Dönük Endişeler
Türkiye etnik
kimlikler temelinde
bölünmeye doğru
gitmektedir (%)
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
CHP
MHP
BDP
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
Ülke giderek
Türkiye’de
Türkiye özgürlükler otoriter bir yönetim kutuplaşma ortamı
temelinde geriye
modeline doğru
her geçen gün
doğru gitmektedir
sürüklenmektedir
daha kötüye
(%)
(%)
gitmektedir (%)
20,8
13,4
16,9
28,6
89,3
84,8
35,8
92,4
79,4
81,1
94,7
86,4
88,4
95,0
89,7
83,2
57,5
53,3
56,9
63,8
39,6
58,2
52,6
50,3
58,2
53,9
60,4
67,1
57,9
58,5
74,7
65,8
52,9
49,1
53,4
60,5
21,2
73,7
19,9
92,1
19,9
97,4
26,7
94,7
75,4
94,9
97,5
95,8
48,7
44,1
49,4
55,8
81,4
88,2
90,1
90,1
29,7
48,1
79,8
70,3
72,9
21,9
40,4
75,2
74,2
89,4
28,0
47,4
77,3
77,3
91,2
36,2
55,7
82,5
80,6
92,4
44,4
40,2
39,3
47,9
49,9
57,9
42,5
57,3
48,3
61,3
57,0
66,7
59,3
55,1
61,4
68,6
53,5
63,2
52,6
63,5
55,9
66,1
61,8
55,3
50,3
55,9
62,0
53,6
59,7
59,7
51,7
60,0
55,2
64,1
64,1
62,3
68,7
61,8
85
67,5
61,8
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
9.
TÜRKİYE’DE KURUMLARIN SİYASALLAŞMASINA DÖNÜK ENDİŞELER
Çalışma bulgularına göre, yaklaşık her üç kişiden birisi Türkiye’de kamu kurumlarının siyasallaştığına,
basın özgürlüğünün geriye gittiğine ve yargı bağımsızlığı/tarafsızlığı konusunda olumsuz gelişmeler
yaşandığına inanmaktadır. Burada dikkat çeken noktalardan birisi, kamu kurumlarına dönük
endişelerin bir önceki başlıkta sunulan diğer endişelerden daha yoğun olarak hissediliyor olmasıdır.
Kurumların siyasallaşmasına dönük endişe düzeyi, diğer konulardaki endişelere benzer bir tablo
çizmektedir ve AK Parti seçmeninde en düşük seviyededir. Diğer üç siyasi partinin endişe düzeyi hem
oldukça yüksektir (yaklaşık her 10 kişiden dokuzu bu endişeleri paylaşmaktadır) hem de partiler
arasında benzeşmektedir. Bu tablo da Türkiye’de siyasi kutuplaşmanın geldiği düzeyi göstermesi
açısından önemlidir.
86
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Farklı etnik grupların Türkiye’de kurumların siyasallaşmasına dönük endişeleri çok büyük farklılaşma
göstermemektedir.
Dini kimlikler içinde inançsızlar, Müslüman olmayanlar ve Aleviler, Türkiye’de kurumların
siyasallaşmasına dönük endişeleri en yüksek düzeyde olan gruplar iken, kendisini şeriatçı olarak
tanımlayanlarda endişe düzeyi en düşük düzeydedir. Aleviler, Müslüman olmayanlar ve inançsızlar
arasında endişe düzeyi her 10 kişiden dokuzu tarafından paylaşılmaktadır.
Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; Sosyalist-Marksist-Komünist olanlarda,
ulusalcılarda ve sosyal demokratlarda endişenin en yüksek düzeyde iken, dindar muhafazakarlar
arasında en düşük düzeyde olduğu görülmektedir.
Türkiye’de kurumların siyasallaşmasına dönük endişeler öğrenim düzeyi yükseldikçe artmaktadır.
Endişeler 50 yaş üstü grupta diğer yaş gruplarına göre ve aylık hane geliri 4 bin TL ve üzeri olanlarda
diğer gelir gruplarına göre daha yüksektir.
Türkiye’de kurumların siyasallaşmasına dönük endişeler ile Türkiye’nin geleceğine dönük endişelerin
demografik değişkenler ve kimlikler temelindeki farklılaşması çok fazla benzeşmekte ve siyasi
kutuplaşmanın izlerini taşımaktadır.
87
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Türkiye’de Kurumların Siyasallaşmasına Dönük Endişeler
Türkiye’de kamu kurumları
iktidarın müdahalesi ile
giderek siyasallaşmaktadır
(%)
2014 Seçiminde Oy Verilen Parti
AKP
CHP
MHP
BDP
Etnik Köken
Türk
Kürt
Çerkes
Arap
Dini Kimlik
Müslüman
Şeriatçı
Müslüman olmayan
İnançsız
Mezhep
Sünni
Alevi
Siyasi Kimlik
Dindar muhafazakar
Gelenekçi muhafazakar
Ulusalcı
Sosyal demokrat
Sosyalist-Marksist-Komünist
Öğrenim Durumu
İlköğretim veya daha düşük
Lise mezunu
Üniversite mezunu ve üzeri
Yaş
18-29
30-49
50 yaş ve üzeri
Hanenin Aylık Toplam Geliri
0-2000 TL
2001-4000 TL
4001 TL ve üzeri
Türkiye’de basın
özgürlüğü kötüye
gitmektedir (%)
Ülkede yargı bağımsızlığını
ve tarafsızlığını olumsuz
etkileyecek gelişmeler
yaşanmaktadır (%)
28,8
18,7
39,7
94,8
95,7
96,6
92,5
87,9
93,0
92,6
87,4
91,6
64,8
58,6
69,6
66,2
61,3
72,3
73,4
59,5
69,6
64,5
73,4
60,5
68,4
61,6
54,9
66,9
28,1
15,8
39,0
93,9
73,4
97,5
94,1
94,7
94,9
99,2
57,4
50,2
63,6
90,7
89,4
93,2
37,4
25,9
46,5
57,3
49,4
62,7
83,8
81,3
85,1
81,4
79,3
85,2
96,5
92,4
95,3
50,4
44,4
56,4
57,4
51,4
61,2
68,2
62,1
73,1
68,9
63,0
71,0
63,4
63,4
71,8
56,9
69,7
67,9
75,5
69,7
63,9
57,7
68,0
63,2
56,7
69,2
70,3
64,8
74,0
69,2
88
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
ÖRNEKLEMİN TANIMLAYICI ÖZELLİKLERİ
31 Mart Yerel Seçimlerinde
Oy Verilen Siyasi Parti
Sıklık
Yüzde
AKP
1369
45,1
CHP
863
28,4
MHP
545
17,9
BDP
95
3,1
Diğer
166
5,5
100,0
Total
3038
Oy / geçerli oy kullanmadım
574
Toplam
3612
Etnik Köken
Sıklık
Yüzde
Türk
2802
77,6
Kürt
328
9,1
Arap
76
2,1
Çerkes
79
2,2
Diğer
327
9,1
Toplam
3612
100,0
Yaş
Sıklık
Yüzde
18-29 yaş
1169
32,4
30-49 yaş
2166
60,0
50 yaş ve üzeri
277
7,7
Toplam
3612
100,0
Hane aylık toplam gelir
Sıklık
Yüzde
2000 TL ve altı
859
23,8
2001-4000 TL
1501
41,6
4001 TL ve üzeri
1252
34,7
Toplam
3612
100,0
Öğrenim Durumu
Sıklık
Yüzde
İlköğretim veya daha düşük
117
3,2
Lise mezunu
603
16,7
Üniversite mezunu
2892
80,1
Toplam
3612
100,0
89
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
90
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
EK- UYGULANAN ANKET FORMU
91
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
92
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Aşağıdaki soruları Evet-Hayır şeklinde cevaplayınız.
Ayrımcılık Algısı
1
Geçmişte etnik kimliğim nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldım.
2
Bugün etnik kimliğim nedeniyle ayrımcılığa maruz kalıyorum.
3
Geçmişte dini kimliğim nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldım.
4
Bugün dini kimliğim nedeniyle ayrımcılığa maruz kalıyorum.
5
Geçmişte siyasi kimliğim nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldım.
6
Bugün siyasi kimliğim nedeniyle ayrımcılığa maruz kalıyorum.
Evet
(1)
(1)
(1)
(1)
(1)
(1)
Hayır
(0)
(0)
(0)
(0)
(0)
(0)
7. Bir Kürt ile / Bir Kürt’ün... (Eğer etnik kökeniniz Kürt ise bir sonraki soruya geçebilirsiniz.)
a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm.
b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm.
c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum.
d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum.
Evet
(1)
(1)
(1)
(1)
Hayır
(0)
(0)
(0)
(0)
8. Bir Türk ile / Bir Türk’ün … (Eğer etnik kökeniniz Türk ise bir sonraki soruya geçebilirsiniz.)
a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm.
b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm.
c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum.
d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum.
Evet
(1)
(1)
(1)
(1)
Hayır
(0)
(0)
(0)
(0)
9. Bir Alevi ile / Bir Alevi’nin... (Eğer dini kimliğiniz Alevi ise bir sonraki soruya geçebilirsiniz.)
a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm.
b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm.
c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum.
d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum.
Evet
(1)
(1)
(1)
(1)
Hayır
(0)
(0)
(0)
(0)
10. Bir Sünni ile / Bir Sünni’nin ... (Eğer dini kimliğiniz Sünni Müslüman ise bir sonraki soruya
geçebilirsiniz.)
a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm.
b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm.
c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum.
d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum.
Evet
Hayır
(1)
(1)
(1)
(1)
(0)
(0)
(0)
(0)
11. Bir Şeriatçı ile / Bir Şeriatçının ...
a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm.
b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm.
c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum.
d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum.
Evet
(1)
(1)
(1)
(1)
Hayır
(0)
(0)
(0)
(0)
12. Başka dinden birisi ile / Başka dinden birisinin ...
a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm.
b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm.
c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum.
d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum.
Evet
(1)
(1)
(1)
(1)
Hayır
(0)
(0)
(0)
(0)
13. İnançsız birisi ile / İnançsız birisinin ...
a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm.
b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm.
c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum.
d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum.
93
Evet
(1)
(1)
(1)
(1)
Hayır
(0)
(0)
(0)
(0)
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
(0)
(0)
(0)
(0)
15. CHP’li birisi ile / CHP’li birisi...
(Eğer kendinizi CHP’li olarak tanımlıyorsanız bir sonraki soruya geçebilirsiniz.)
a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm.
b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm.
c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum.
d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum.
Evet
Hayır
(1)
(1)
(1)
(1)
(0)
(0)
(0)
(0)
16. MHP’li birisi ile / MHP’li birisinin ...
(Eğer kendinizi MHP’li olarak tanımlıyorsanız bir sonraki soruya geçebilirsiniz.)
a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm.
b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm.
c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum.
d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum.
Evet
Hayır
(1)
(1)
(1)
(1)
(0)
(0)
(0)
(0)
17. BDP’li birisi ile / BDP’li birisinin ...
(Eğer kendinizi BDP’li olarak tanımlıyorsanız bir sonraki soruya geçebilirsiniz.)
a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm.
b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm.
c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum.
d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum.
Evet
Hayır
(1)
(1)
(1)
(1)
(0)
(0)
(0)
(0)
18. Başörtülü bir aile ile / Başörtülü bir ailenin ...
a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm.
b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm.
c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum.
d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum.
Evet
(1)
(1)
(1)
(1)
Hayır
(0)
(0)
(0)
(0)
19. Köy/kasabadan son dönem göç etmiş birisi ile ….
a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm.
b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm.
Evet
(1)
(1)
Hayır
(0)
(0)
Aşağıdaki soruları “katılıyorum-katılmıyorum” şeklinde cevaplayınız.
İktidara dönük tepkiler ve beklentiler
20 Türkiye’de şu an askeri bir darbe olsun isterim.
21 Bir iç savaşa yol açacak olsa bile AK Parti iktidarının düşmesini isterim.
22 AK Parti iktidarında ülkede çok önemli gelişmeler/iyileşmeler yaşanmıştır.
23 AK Partiyi ve uygulamalarını kayıtsız şartsız destekliyorum.
Türkiye’nin geleceğine dönük endişeler
24 Türkiye etnik kimlikler temelinde bölünmeye doğru gitmektedir.
25 Türkiye özgürlükler temelinde geriye doğru gitmektedir.
94
Tamamen
Katılıyorum
(1)
(1)
(1)
(1)
Katılıyorum
Hayır
Katılmıyorum
Evet
Hiç
Katılmıyorum
14. AK Partili birisi ile / AK Partili birisinin ...
(Eğer kendinizi AK Partili olarak tanımlıyorsanız bir sonraki soruya geçebilirsiniz.)
a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm.
b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm.
c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum.
d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız oluyorum.
(0)
(0)
(0)
(0)
(1)
(1)
(1)
(1)
(2)
(2)
(2)
(2)
(3)
(3)
(3)
(3)
(0)
(0)
(1)
(1)
(2)
(2)
(3)
(3)
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
95
(2)
(2)
(2)
(3)
(3)
(3)
(0)
(1)
(2)
(3)
(0)
(0)
(1)
(1)
(2)
(2)
(3)
(3)
(0)
(1)
(2)
(3)
(0)
(1)
(2)
(3)
(0)
(1)
(2)
(3)
(0)
(1)
(2)
(3)
(0)
(0)
(0)
(0)
(0)
(0)
(1)
(1)
(1)
(1)
(1)
(1)
(2)
(2)
(2)
(2)
(2)
(2)
(3)
(3)
(3)
(3)
(3)
(3)
Tamamen
Katılıyorum
Türkiye’deki önemli olaylar ve davalar
43 Ergenekon davasında sanıklara haksızlık yapıldığını düşünüyorum.
44 Ergenekon dava süreci Türkiye’de kutuplaşmayı artırmıştır.
45 Balyoz davasında sanıklara haksızlık yapıldığını düşünüyorum.
46 Balyoz davası Türkiye’de kutuplaşmayı artırmıştır.
47 Hükümetin “Gezi Olayları”ndaki yaklaşımını onaylıyorum.
48 Hükümetin “Gezi Olayları”na yaklaşımı Türkiye’de kutuplaşmayı
artırmıştır.
49 30 Mart seçim sürecinde liderlerin kullandığı dil ve üslup Türkiye’de
kutuplaşmayı artırmıştır.
50 Hükümet üyelerinin yolsuzluğa bulaştığına inanıyorum.
51 17 Aralık operasyonu hükümete karşı bir darbe girişimidir.
52 17 Aralıkta başlayan yolsuzluk iddiaları ve sonrasında yaşananlar
Türkiye’de kutuplaşmayı artırmıştır.
53 Son dönem Hükümet-Cemaat çatışması bana ve aileme olumsuz olarak
yansımıştır.
(1)
(1)
(1)
Katılıyorum
Aşağıdaki soruları “katılıyorum-katılmıyorum” şeklinde cevaplayınız.
(0)
(0)
(0)
Katılmıyorum
Ülke giderek otoriter bir yönetim modeline doğru sürüklenmektedir.
Türkiye’de kutuplaşma ortamı her geçen gün daha kötüye gitmektedir.
Türkiye’deki son dönem eylemler ve sosyal medya aktiviteleri,
uluslararası aktörlerin Türkiye’nin önünü kesme çabasıdır.
Türkiye’de kurumların siyasallaşmasına dönük endişeler
29 Türkiye’de kamu kurumları iktidarın müdahalesi ile giderek
siyasallaşmaktadır.
30 Türkiye’de basın özgürlüğü kötüye gitmektedir.
31 Ülkede yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını olumsuz etkileyecek gelişmeler
yaşanmaktadır.
Kutuplaşma ve kişisel davranışlar/tercihler
32 Benim ideolojik görüşümü yansıtmayan yayın organlarını (TV., gazete,
dergi vb.) imkanım olursa takip ederim.
33 Sahibinin etnik kökenine, dini ve ideolojik tercihlerine bakarak satın
almadığım yerli ticari ürünler/markalar var.
34 Bir konuda karar vermem gerektiğinde dini kimliğime/grubuma ait olan
kişinin tarafını tutarım.
35 Bir konuda karar vermem gerektiğinde etnik kimliğime/grubuma ait olan
kişinin tarafını tutarım.
36 Ülkede çalışmak kadından çok erkeğin hakkıdır.
37 Gelenek ile bilim çeliştiğinde tercihimi gelenekten yana kullanırım.
38 Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini koşulsuz destekliyorum.
39 Ülkede tüm farklı kimlikler eşit haklara sahip olmalıdır.
40 Şiddete başvurulmadığı sürece ülkede her türlü fikir tartışılabilmelidir.
41 Ülkede farklı inançlar, ideolojiler ve hayat tarzları bir arada
yaşayabilmelidir.
42 Türkiye’de askerler gerektiğinde siyasete müdahale etmelidir.
Hiç
Katılmıyorum
26
27
28
(0)
(0)
(0)
(0)
(0)
(0)
(1)
(1)
(1)
(1)
(1)
(1)
(2)
(2)
(2)
(2)
(2)
(2)
(3)
(3)
(3)
(3)
(3)
(3)
(0)
(1)
(2)
(3)
(0)
(0)
(0)
(1)
(1)
(1)
(2)
(2)
(2)
(3)
(3)
(3)
(0)
(1)
(2)
(3)
58.
a.
b.
c.
d.
e.
f.
Çok
Güveniyorum
Aşağıdaki soruları “0-10”
ölçeğinde cevaplayınız.
54 Türk Silahlı Kuvvetlerine
güveniyorum.
55 Polis Teşkilatına
güveniyorum.
56 Hükümete güveniyorum.
57 Yargıya güveniyorum.
Hiç
Güvenmiyorum
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
(0)
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
(6)
(7)
(8)
(9)
(10)
(0)
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
(6)
(7)
(8)
(9)
(10)
(0)
(0)
(1)
(1)
(2)
(2)
(3)
(3)
(4)
(4)
(5)
(5)
(6)
(6)
(7)
(7)
(8)
(8)
(9)
(9)
(10)
(10)
Öğrenim Durumunuz:
Diplomasız okur-yazar (1)
İlkokul mezunu (5 yıllık) (2)
İlköğretim mezunu (8 yıllık) (3)
Lise mezunu (4)
Üniversite mezunu (Ön lisans-Lisans) (5)
Yüksek Lisans – Doktora Mezunu (6)
59. Cinsiyetiniz:
a. Kadın (1)
b. Erkek (2)
60.
Yaşınız : ……………
61.
a.
b.
c.
d.
e.
f.
Hane aylık toplam gelir durumunuz:
1000 TL ve Altı (1)
1001-2000 TL (2)
2001-4000 (3)
4001-6000 TL (4)
6001-8000 TL (5)
8001 TL Üzeri (6)
62.
a.
b.
c.
d.
e.
f.
30 Mart yerel seçimlerinde il/ilçe belediye meclisi için oy verdiğiniz siyasi parti:
AKP (1)
CHP (2)
MHP (3)
BDP (4)
Diğer (5)
Oy / geçerli oy kullanmadım (6)
63. Şartlar ne olursa olsun, mecliste yer alan aşağıdaki partilerden hangisine kesinlikle oy vermezsiniz?
(Birden fazla seçenek işaretleyebilirsiniz):
a. AKP (0-1) b. CHP (0-1) c. MHP (0-1) d. BDP (0-1)
64.
a.
b.
c.
d.
e.
f.
Yaşamınızın büyük bölümünü geçirdiğiniz yerleşim yeri:
Büyükşehir varlıklı semt/bölge (1)
Büyükşehir orta gelirli semt/bölge (2)
Büyükşehir yoksul semt/bölge (3)
Kent / Şehir (4)
İlçe / Büyükşehirde merkez olmayan ilçe (5)
Kır (Köy-belde) (6)
96
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
65. Etnik Kökeniniz
a. Türk (1) b. Kürt (2) c. Zaza(3) d. Arap (4) e. Çerkes (5) f.Diğer…(6) g. Hiçbir etnik kimliği kabul
etmiyorum. (7)
66a. Birinci derece akrabalarınız arasında Kürt var mı?
(Bir üst soruda (65) Türk seçeneğini (a) işaretleyenlere soru bu şekilde sorulacak)
a. Evet, var (1)
b. Hayır, yok (0)
66b. Birinci derece akrabalarınız arasında Türk var mı?
(Bir üst soruda (65) Kürt şıkkını (b) işaretleyenlere soru bu şekilde sorulacak)
a. Evet, var (1)
b. Hayır, yok (0)
67. Kendinizi aşağıdaki dini kimliklerden hangileri ile tanımlıyorsunuz?
(birden fazla seçenek işaretleyebilirsiniz):
a. Sünni (0-1)
b. Alevi (0-1)
c. Sadece Müslüman (0-1)
d. Dindar muhafazakar (0-1)
e. Cemaat Mensubu (0-1)
f. Gülen Cemaati mensubu veya sempatizanı (0-1)
e. Şeriatçı (0-1)
f. Müslüman olmayan (0-1)
g. İnançsız (0-1)
h. Diğer (0-1)
i. Hiçbir dini kimliği kabul etmiyorum. (0-1)
68a. Birinci derece akrabalarınız arasında Alevi var mı?
(Bir üst soruda (67) Sünni şıkkını (a) işaretleyenlere soru bu şekilde sorulacak)
a. Evet, var
b. Hayır, yok
68b. Birinci derece akrabalarınız arasında Sünni var mı?
(Bir üst soruda (67) Alevi şıkkını (b) işaretleyenlere soru bu şekilde sorulacak)
a. Evet, var (1)
b. Hayır, yok (0)
69. Kendinizi aşağıdaki tanımlardan hangisine daha yakın buluyorsunuz?
a. Modern (1)
b. Gelenekçi Muhafazakar (2)
c. Dindar muhafazakar (3)
70. Kendinizi aşağıdaki siyasi kimliklerden hangileri ile tanımlıyorsunuz?
(birden fazla seçenek işaretleyebilirsiniz):
a. Sağcı (0-1)
b. Solcu (0-1)
c. Sosyal Demokrat (0-1)
d. Sosyalist-Marksist-Komünist (0-1)
e. Atatürkçü / Kemalist (0-1)
f. Ulusalcı (0-1)
g. Laik (0-1)
h. Diğer (0-1)
i. Hiçbir siyasi kimliği kabul etmiyorum. (0-1)
97
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
71.
Ülkede son dönem yargı mensupları ve polis teşkilatı ile ilgili atamalar:
a. Hükümetin yolsuzlukları örtme çabasıdır (1)
b. Paralel bir devlet yapılanmasını kırma girişimidir (2)
c. Her ikisi de doğru (3)
72.
Yeni Cumhurbaşkanı
a. Parlamento içinden siyasi kimliği olan birisi olmalı (1)
b. Parlamento dışından uzlaştırıcı bir isim olmalı (2)
98
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
BİLGESAM YAYINLARI
Kitaplar
Çin Yeni Süper Güç Olabilecek mi? Güç, Enerji ve Güvenlik Boyutları
(Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI
Değişen Dünyada Türkiye'nin Stratejisi
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI
Türkiye'nin Bugünü ve Yarını
E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN
Türkiye Cumhuriyeti'nin Ortadoğu Politikası
E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN
Türkiye’nin Vizyonu: Temel Sorunlar ve Çözüm Önerileri
(Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI
İleri Teknolojiler Çalıştayı ve Sergisi (İTÇ 2010) Bildiri Kitabı
Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK
IV. Ulusal Hidrojen Enerjisi Kongresi ve Sergisi Bildiri Kitabı
Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK
Selected Articles of Hydrogen Phenomena
Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK
Özgür, Demokratik ve Güvenli Seçim
Kasım ESEN, Özdemir AKBAL
Terörle Mücadele Stratejisi (Bilge Adamlar Kurulu Raporu )
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI
Türkiye’de Kürtler ve Toplumsal Algılar
Dr. Mehmet Sadi BİLGİÇ
Dr. Salih AKYÜREK
Teoriler Işığında Güvenlik, Savaş, Barış ve Çatışma Çözümleri
(Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI
Asya’da Güvenlik Sorunları ve Yansımaları
(Ed.) Doç. Dr. R. Kutay KARACA
Sivil-Asker İlişkileri ve Ordu-Toplum Mesafesi
Dr. Salih AKYÜREK, Serap KOYDEMİR, Esra ATALAY, Adnan BIÇAKSIZ
Orta Doğu’da Değişim ve Türkiye
(Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI & Erdem Kaya
99
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Raporlar
Rapor 1: Küresel Gelişmeler ve Uluslararası Sistemin Özellikleri
Prof. Dr. Ali KARAOSMANOĞLU
Rapor 2: Değişen Güvenlik Anlayışları ve Türkiye’nin Güvenlik Stratejisi
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI
Rapor 3: Avrupa Birliği ve Türkiye
E. Büyükelçi Özdem SANBERK
Rapor 4: Yakın Dönem Türk-Amerikan İlişkileri
Prof. Dr. Ersin ONULDURAN
Rapor 5: Türk-Rus İlişkileri Sorunlar-Fırsatlar
Prof. Dr. İlter TURAN
Rapor 6: Irak'ın Kuzeyindeki Gelişmelerin Türkiye'ye Etkileri
E. Büyükelçi Sönmez KÖKSAL
Rapor 7: Küreselleşen Dünyada Türkiye ve Demokratikleşme
Prof. Dr. Fuat KEYMAN
Rapor 8: Türkiye'de Bağımsızlık ve Milliyetçilik Anlayışı
Doç. Dr. Ayşegül AYDINGÜN
Rapor 9: Laiklik, Türkiye'deki Uygulamaları Avrupa ile Kıyaslamalar Politika Önerileri
Prof. Dr. Hakan YILMAZ
Rapor 10: Yargının İyileştirilmesi/Düzeltilmesi
Prof. Dr. Sami SELÇUK
Rapor 11: Yeni Anayasa Türkiye’nin Bitmeyen Senfonisi
Prof. Dr. Zühtü ARSLAN
Rapor 12: Türkiye'nin 2013 Yılı Teknik Vizyonu
Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK
Rapor 13: Türkiye-Ortadoğu İlişkileri
E. Büyükelçi Güner ÖZTEK
Rapor 14: Balkanlarda Siyasi İstikrar ve Geleceği
Prof. Dr. Hasret ÇOMAK, Doç. Dr. İrfan Kaya ÜLGER
Rapor 15: Uluslararası Politikalar Ekseninde Kafkasya
Yrd. Doç. Dr. Fatih ÖZBAY
Rapor 16: Afrika Vizyon Belgesi
Hasan ÖZTÜRK
100
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Rapor 17: Terör ve Terörle Mücadele
M. Sadi BİLGİÇ
Rapor 18: Küresel Isınma ve Türkiye'ye Etkileri
Doç. Dr. İrfan Kaya ÜLGER
Rapor 19: Güneydoğu Sorununun Sosyolojik Analizi
M. Sadi BİLGİÇ, Dr. Salih AKYÜREK
Doç. Dr. Mazhar BAĞLI, Müstecep DİLBER
Onur OKYAR
Rapor 20: Kürt Sorununun Çözümü İçin Demokratikleşme, Siyasi ve Sosyal Dayanışma Açılımı
E. Büyükelçi Özdem SANBERK
Rapor 21: Türk Dış Politikasının Bölgeselleşmesi
E. Büyükelçi Özdem SANBERK
Rapor 22: Alevi Açılımı, Türkiye’de Demokrasinin Derinleşmesi
Doç. Dr. Bekir GÜNAY, Gökhan TÜRK
Rapor 23: Cumhuriyet, Çağcıl Demokrasi ve Türkiye’nin Dönüşümü
Prof. Dr. Sami SELÇUK
Rapor 24: Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih AKYÜREK
Rapor 25: Türkiye-Ermenistan İlişkileri
(Bilge Adamlar Kurulu Raporu)
Yrd. Doç. Dr. Fatih ÖZBAY
Rapor 26: Kürtler ve Zazalar Ne Düşünüyor? Ortak Değer ve Sembollere Bakış
Dr. Salih AKYÜREK
Rapor 27: Jeopolitik ve Türkiye: Riskler ve Fırsatlar
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI
Rapor 28: Mısır’da Türkiye ve Türk Algısı
M. Sadi BİLGİÇ, Dr. Salih AKYÜREK
Rapor 29: ABD’nin Irak’tan Çekilmesi ve Türkiye’ye Etkileri
Doç. Dr. Cenap ÇAKMAK, Fadime Gözde ÇOLAK
Rapor 30: Demokratik Açılım ve Toplumsal Algılar
(Bilge Adamlar Kurulu Raporu)
Dr. Salih AKYÜREK
Rapor 31: Ortadoğu’da Devrimler ve Türkiye
Doç. Dr. Cenap ÇAKMAK, Mustafa YETİM, Fadime Gözde ÇOLAK
101
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Rapor 32: Güvenli Seçim: Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Kasım ESEN, Özdemir AKBAL
Rapor 33: Silahlı Kuvvetler ve Demokrasi
Prof. Dr. Ali L. KARAOSMANOĞLU
Rapor 34: Terör Önleme Birimleri
Kasım ESEN, Özdemir AKBAL
Rapor 35: İran, Şii Hilali ve Arap Baharı
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Emin SALİHİ
Rapor 36: Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
BİLGESAM
Rapor 37: Etnik Çatışma Teorileri Işığında Dağlık Karabağ Sorunu
Yrd. Doç. Dr. Reha YILMAZ, Elnur İSMAYILOV
Rapor 38: Çağcıl Hukuk Sistemlerinde ve Türkiye’de Tutuklama
(Bilge Adamlar Kurulu Raporu)
Rapor 39: Afrika’da Türkiye ve Türk Algısı
BİLGESAM
Rapor 40: Kaos Senaryolarının Merkezinde İran
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Bilgehan EMEKLİER
Rapor 41: Ermenistan’da Türkiye ve Türk Algısı
Dr. Salih AKYÜREK
Rapor 42: Yasa dışı Göç ve Türkiye
(Bilge Adamlar Kurulu Raporu)
Emine AKÇADAĞ
Rapor 43: Kırgızistan’da Türkiye ve Türk Algısı
Dr. Salih AKYÜREK
Rapor 44: Kazakistan’da Türkiye ve Türk Algısı
Dr. Salih AKYÜREK
Rapor 45: Çatışma Çözümü ve Türkiye’de Kürt Meselesi
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Erdem KAYA
Rapor 46: Afganistan’ da Sivil Ölümleri
Dr. Salih AKYÜREK, Nursema KIBRIS, Dilara ÜNAL
Rapor 47: İran Nükleer Krizinin Türkiye’ye Olası Etkileri
(Bilge Adamlar Kurulu Raporu)
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Bilgehan EMEKLİER
102
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Rapor 48: Çağcıl Hukuk Sistemleri ve Türkiye’de İşkence
Erkam MALBELEĞİ
Rapor 49: Balkanlarda Türkiye ve Türk Algısı
Dr. M. Sadi BİLGİÇ, Dr. Salih AKYÜREK
Rapor 50: Suriye Sorunu ve Türk Dış Politikasına Toplumsal Bakış
Dr. Salih AKYÜREK, Prof. Dr. Cengiz YILMAZ
Rapor 51: Terörle Mücadelede Toplumsal Algılar
Dr. Salih AKYÜREK, Mehmet Ali YILMAZ
Rapor 52: Bütün Boyutlarıyla Suriye Krizi ve Türkiye
Bilge Adamlar Kurulu Raporu
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Ali SEMİN
Rapor 53: İnsansız Hava Araçları: Muharebe Alanında ve Terörle Mücadelede
Devrimsel Dönüşüm
Dr. Salih AKYÜREK, Mehmet Ali YILMAZ & Mustafa TAŞKIRAN
Rapor 54: Türkiye’nin Dış Yardım Stratejisi: Sorunlar ve Öneriler
Hasan ÖZTÜRK, Sevinç ÖZTÜRK
Rapor 55: 2. Körfez Savaşı’nın 10. Yılında Irak
Bilge Adamlar Kurulu Raporu
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Ali SEMİN, Tuğçe ERSOY ÖZTÜRK
Rapor 56: Türk Silahlı Kuvvetlerine Toplumsal Bakış
Dr. Salih AKYÜREK, Mehmet Ali YILMAZ
Rapor 57: Çözüm Sürecine Toplumsal Bakış
Dr. Salih AKYÜREK, Mehmet Ali YILMAZ, Esra ATALAY, Fatma Serap KOYDEMİR
Rapor 58: Türk-Rus İlişkileri
Bilge Adamlar Kurulu Raporu
Doç. Dr. Fatih ÖZBAY
Rapor 59: Doğu Akdeniz’de Enerji Keşifleri ve Türkiye
Bilge Adamlar Kurulu Raporu
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Türkan BUDAK, Bekir ÜNAL
Rapor 60: Kafkasya’daki Gelişmeler ve Türkiye
Bilge Adamlar Kurulu Raporu
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Elnur İSMAYILOV, Orhan GAFARLI
Demokratikleşme ve Sosyal Dayanışma Açılımı
Bilge Adamlar Kurulu Raporu
İleri Teknolojiler Çalıştayı ve Sergisi (İTÇ 2010) Sonuç Raporu
BİLGESAM
103
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
İleri Teknolojiler Çalıştayı ve Sergisi (İTÇ 2011) Sonuç Raporu
BİLGESAM
Dergiler
Bilge Strateji Dergisi Cilt 1, Sayı 1, Güz 2009
Bilge Strateji Dergisi Cilt 2, Sayı 2, Bahar 2010
Bilge Strateji Dergisi Cilt 2, Sayı 3, Güz 2010
Bilge Strateji Dergisi Cilt 3, Sayı 4, Bahar 2011
Bilge Strateji Dergisi Cilt 3, Sayı 5, Güz 2011
Bilge Strateji Dergisi Cilt 4, Sayı 6, Bahar 2012
Bilge Strateji Dergisi Cilt 4, Sayı 7, Güz 2012
Bilge Strateji Dergisi Cilt 5, Sayı 8, Bahar 2013
Bilge Strateji Dergisi Cilt 5, Sayı 9, Güz 2013
Bilge Strateji Dergisi Cilt 6, Sayı 10, Bahar 2014
Söyleşiler
Bilge Söyleşi-1: Türkiye-Azerbaycan İlişkileri
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi
Elif KUTSAL
Bilge Söyleşi-2: Nabucco Projesi
Arzu Yorkan ile Söyleşi
Elif KUTSAL-Eren OKUR
Bilge Söyleşi-3: Nükleer İran
E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN ile Söyleşi
Elif KUTSAL
Bilge Söyleşi-4: Avrupa Birliği
Dr. Can BAYDAROL ile Söyleşi
Eren OKUR
Bilge Söyleşi-5: Anayasa Değişikliği
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi
Merve Nur SÜRMELİ
Bilge Söyleşi-6: Son Dönem Türkiye-İsrail İlişkileri
E. Büyükelçi Özdem SANBERK ile Söyleşi
Merve Nur SÜRMELİ
Bilge Söyleşi-7: BM Yaptırımları ve İran
Doç. Dr. Abbas KARAAĞAÇLI ile Söyleşi
Sina KISACIK
Bilge Söyleşi-8: Füze Savunma Sistemleri ve Türkiye
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi
Eren OKUR
104
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
Bilge Söyleşi-9: Gelişen ve Değişen Türk Deniz Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını
E. Oramiral Salim DERVİŞOĞLU ile Söyleşi
Emine AKÇADAĞ
Bilge Söyleşi-10: Soru ve Cevaplarla Yeni Anayasa
Kasım ESEN ile Söyleşi
Özdemir AKBAL
Bilge Söyleşi-11: Türk Hava Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını
E. Hv. Korgeneral Şadi ERGÜVENÇ ile Söyleşi
Emine AKÇADAĞ
Bilge Söyleşi-12: Arap Baharı Süreci, Mısır Seçimleri, Türkiye-Suriye Krizi
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi
Ali SEMİN
Bilge Söyleşi-13: Esed Sonrası Suriye
Halit Hoca ile Söyleşi
Ali SEMİN & Tuğçe ERSOY ÖZTÜRK
Bilge Söyleşi-14: Türk Kara Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını
Orgeneral (E) Oktar ATAMAN ile Söyleşi
Emine AKÇADAĞ
Bilge Söyleşi-15: Nükleer Enerji ve Nükleer Silahlanma
Prof. Dr. Nurşin ATEŞOĞLU GÜNEY ile Söyleşi
Hasan ÖZTÜRK, Ömer Faruk TÜRK
105
Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma
106
Download