TÜRKİYE’DE ETNİK, DİNİ VE SİYASİ KUTUPLAŞMA Dr. Salih AKYÜREK Fatma Serap KOYDEMİR BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ RAPOR NO: 61 TEMMUZ 2014 TÜRKİYE’DE ETNİK, DİNİ VE SİYASİ KUTUPLAŞMA Proje Yöneticisi: Dr. Salih Akyürek Anket Tasarımı: Dr. Salih Akyürek, F. Serap Koydemir Proje Danışmanı: Prof. Dr. Cengiz Yılmaz, Doç. Dr. Atilla Sandıklı, Dr. M. Sadi BİLGİÇ Veri Analizi ve Raporlama: Dr. Salih Akyürek, F. Serap Koydemir Kapak Tasarımı: Sertaç Durmaz Çalışmaya Katkı Sağlayan Diğer Kişiler: Müstecep Dilber, Erdem Kaya, Hatice Eke Anket Uygulama: Sanoveri BİLGESAM YAYINLARI Mecidiyeköy Yolu Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat:9 Daire:36 Mecidiyeköy / İstanbul / Türkiye Tel: +90 212 217 65 91 Faks: +90 212 217 65 93 Atatürk Bulvarı Havuzlu Sok. No: 4/6 A. Ayrancı / Çankaya / Ankara / Türkiye Tel : +90 312 425 32 90 Faks: +90 312 425 32 90 www.bilgesam.org [email protected] Copyright © BİLGESAM Temmuz 2013 Bu yayının tüm hakları saklıdır. Yayın Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin izni olmadan elektronik veya mekanik yollarla çoğaltılamaz. ISBN: 978-605-9963-02-2 Basım-Cilt: SAGE Matbacılık İÇİNDEKİLER SUNUŞ __________________________________________________________________________ VI YÖNETİCİ ÖZETİ VE SONUÇ YERİNE ____________________________________________________ 1 1. YÖNTEM VE ÖRNEKLEM ________________________________________________________ 10 2. TÜRKİYE’DE KUTUPLAŞMANIN TARAFLARI VE DERECESİ _______________________________ 11 2.1 Etnik Kutuplaşma ___________________________________________________________ 11 2.1.1 Kürt Olmayanların Kürtlere Bakışı___________________________________________ 11 2.1.2 Türk Olmayanların Türklere Bakışı __________________________________________ 15 2.1.3 Türklerle Kürtlerin Birbirine Bakışı __________________________________________ 17 2.2 Dini ve Mezhepsel Kutuplaşma ________________________________________________ 18 2.2.1 Alevilere Bakış __________________________________________________________ 18 2.2.2 Sünni Olmayanların Sünnilere Bakışı ________________________________________ 21 2.2.3 Alevilerle Sünnilerin Birbirlerine Bakışı _______________________________________ 21 2.2.4 Şeriatçıya Bakış _________________________________________________________ 22 2.2.5 Başka Dinden ve İnançsız Kişilere Bakış ______________________________________ 25 2.2.6 Başörtülülere Bakış ______________________________________________________ 30 2.3 Siyasi Kutuplaşma ___________________________________________________________ 33 2.3.1 AK Partili Olmayanların AK Partililere Bakışı ___________________________________ 33 2.3.2 CHP’li Olmayanların CHP’lilere Bakışı ________________________________________ 36 2.3.3 MHP’li Olmayanların MHP’lilere Bakışı _______________________________________ 39 2.3.4 BDP/HDP’li Olmayanların BDP/HDP’lilere Bakışı _______________________________ 42 2.3.5 Siyasi Partilerin Birbirine Bakışının Karşılaştırılması _____________________________ 45 2.3.6 Kişilerin Kesinlikle Oy Vermeyeceği Partiler ___________________________________ 46 2.3.7 Parti Seçmenlerine Göre Dini ve Siyasi Kimliklerin Kabul Oranları __________________ 49 2.3.8 AKP Hükümetine ve Uygulamalarına Bakış ____________________________________ 50 3. TÜRKİYE’DE ÖNEMLİ OLAYLAR VE KUTUPLAŞMAYA ETKİSİ ______________________________ 53 3.1 Ergenekon ve Balyoz Davalarına Bakış __________________________________________ 53 3.2 Ergenekon ve Balyoz Davalarının Kutuplaşmaya Etkisi ______________________________ 55 3.3 Gezi Olaylarına Bakış ve Olayların Kutuplaşmaya Etkisi _____________________________ 57 3.4 17 Aralık Operasyonuna Bakış ve Operasyonun Kutuplaşmaya Etkisi __________________ 60 4. KUTUPLAŞMANIN SOSYAL YAŞAMA YANSIMALARI ____________________________________ 64 4.1 Kutuplaşmanın Kişisel Tercih ve Davranışlara Yansıması ____________________________ 64 4.2 Kutuplaşmanın Gruplar Arası Adalete Etkisi______________________________________ 66 5. KUTUPLAŞMA GÖSTERGESİ OLARAK KURUMLARA GÜVEN DÜZEYİ _______________________ 68 6. AYRIMCILIK ALGISI _____________________________________________________________ 71 6.1 Etnik Temelde Ayrımcılık Algısı ________________________________________________ 71 6.2 Dini ve Mezhepsel Temelde Ayrımcılık Algısı _____________________________________ 75 6.3 Siyasi Temelde Ayrımcılık Algısı ________________________________________________ 78 7. DEMOKRATİKLEŞME VE MÜDAHALECİLİK ___________________________________________ 81 8. TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE DÖNÜK ENDİŞELER _______________________________________ 83 9. TÜRKİYE’DE KURUMLARIN SİYASALLAŞMASINA DÖNÜK ENDİŞELER ______________________ 86 ÖRNEKLEMİN TANIMLAYICI ÖZELLİKLERİ ______________________________________________ 89 EK- UYGULANAN ANKET FORMU_____________________________________________________ 91 SUNUŞ Kutuplaşma konusu Türkiye’de çok az çalışılmış olmakla birlikte, birçok Avrupa ülkesine nazaran daha büyük bir öneme sahiptir, çünkü kutuplaşma Türkiye’de birden fazla grup arasında görülmekte ve bazı gruplar arasında, son yıllarda yükselen siyasi kutuplaşmanın da etkisiyle oldukça tehlikeli bir düzeye ulaşmaktadır. Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM), “Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma” adlı bu çalışma ile alan araştırmaları noktasındaki eksikliği biraz da olsa gidermeyi amaçlamaktadır. Kutuplaşma çoğunlukla sebebi olduğu ayrımcılık, ötekileştirme, etiketleme gibi kavramlarla birlikte çalışılmaktadır. Bu kavramlar temelinde yapılan çalışmalar, kutuplaşmanın hangi şartlarda toplumsal çatışmayı başlatacağı üzerine ipuçları da sunmaktadır. Şöyle ki, kutuplaşma ayrımcılık temelinde kişilerin temel vatandaşlık haklarını yaşamalarına mani olduğunda ya da sırf kimliklerinden ötürü ötekileştirildiklerini ve etiketlendiklerini düşündüklerinde çatışma temelli ilişkiler ortaya çıkmaya başlamaktadır. BİLGESAM olarak toplumsal olaylardan ve sosyal endişelerden hareketle; kutuplaşmayı tanımlamayı, Türkiye’de toplumsal çatışmaya sebep olabileceği öngörülen boyutlarını tespit etmeyi, kutuplaşmanın hangi gruplar arasında ve ne düzeyde olduğunu saptamayı amaçlayan niceliksel bir çalışma yapılmıştır. Çalışma ile son dönemde daha fazla gündemde olan ve söylemlere yansıyan kutuplaşmayı, taraflarını ve kutuplaşmayı besleyen etkenleri gösteren bir Türkiye resmi çizmek hedeflenmiştir. Haziran 2014’te bazı temel bulguların kamuoyu ile önceden paylaşılması amacı ile bir sunum dosyası yayımlanarak, konuyla ilgili temel grafikler verilmiştir. Bu ana raporda ise, 72 soruluk anket çalışmasının verilerine dönük ayrıntılı analizler yapılarak, temel grafiklerin yanı sıra alt kimliklerdeki kırılmaları görme imkanı sunan tablolar da sunulmuştur. “Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma” raporu, farklı kimliklerin birlikte yaşama noktasında birbirlerine bakışını, bu kimliklerin ayrımcılık algısını, kişilerin güncel gelişmelere, Türkiye’nin geleceğine ve kurumların siyasallaşmasına dönük endişelerini ve kutuplaşmanın sosyal yaşama yansımalarını ortaya koymaktadır. Türkiye’de özellikle son iki yılda artan siyasi gerginlik ortamı ve kutuplaşmayı tanımlamak amacıyla yapılan bu çalışmanın ilgili kuruluşların karar mercilerindeki yöneticilere ve akademisyenlere faydalı olmasını temenni eder, proje danışmanı Prof. Dr. Cengiz Yılmaz’a, raporu hazırlayan Dr. Salih Akyürek’e, F. Serap Koydemir’e ve raporun yayına hazırlanmasında emeği geçen BİLGESAM çalışanlarına teşekkür ederim. Doç. Dr. Atilla Sandıklı BİLGESAM Başkanı Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma YÖNETİCİ ÖZETİ VE SONUÇ YERİNE Kürt Olmayanların Kürtlere Bakışı Türkiye’de Kürt olmayanların Kürtlere bakışı, önemli düzeyde bir kutuplaşmanın işaretlerini vermektedir. Yaklaşık her 4-5 kişiden birisinin bir Kürt ile evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak görmesi (özel alan) ve yaklaşık her üç kişiden birisinin bir Kürt’ün ülkede başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olacağını beyan etmesi (kamusal alan), hem özel alanda hem de kamusal alanda ortaya çıkan mesafenin ve kutuplaşmanın göstergesidir. Bir diğer önemli bulgu ise yaklaşık her 10 kişiden birisinin Kürtlerle Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görmesidir. Bu bulgu, ülkede bir kriz durumunda patlak verebilecek iç çatışma potansiyelini ortaya koymaktadır. Son iki yılda Çözüm Süreci’nin de etkisiyle azalan terör olayları gerginliği ve kutuplaşmayı azaltmış olmakla birlikte Türkiye’de Kürtlerle beraber yaşamak istemeyecek kadar radikal olanlar hala azımsanmayacak düzeydedir (%10).1 Kürtlere yönelik hem özel hem de kamusal alanda tepkiselliğin en yüksek olduğu parti seçmeni MHP’liler ve sonrasında CHP’lilerdir. Kürtlere karşı tepkisellik AKP seçmeni arasında en düşük düzeydedir. MHP seçmeninde hem özel alana hem de kamusal alana taşınan tepkisellik partinin milliyetçi söylemleri ve ideolojisi temelinde anlamlanmaktadır. Bunun yanında, Kürtlere karşı tepkiselliğin AKP seçmeninde en düşük düzeyde olması, bu parti seçmeni ile Kürtlerin benzer bir dindar muhafazakarlık çizgisinde yer alması ile açıklanabilir. Tüm parti seçmenleri için bir Kürt ile komşu olmaya ve Kürtlerle Türkiye’de birlikte yaşamaya yönelik tepkisellik, evlilik ve ülke yönetimi boyutlarıyla kıyaslandığında görece daha düşüktür. Ancak, bir Kürt ile Türkiye’de birlikte yaşamaya yönelik tepkisellik diğer üç konuya göre en düşük düzeyde olsa da bu konunun anlamı bu boyuttaki tepkiselliği diğerlerinin önüne geçirmektedir çünkü kamusal alanda ve özel alanda Kürtlere karşı ortaya konulan mesafe ve tepkisellik bir toplumsal çatışma potansiyeline işaret etmezken, yaklaşık her 10 kişiden birisinde gözlenen “Türkiye’de Kürtlerle beraber yaşamama isteği” toplumsal barış anlamında temel problemlerden birisi olarak değerlendirilebilir. Kürtlere bakış bulguları siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; ölçülen dört boyutta da genel olarak Kürtlere yönelik en yüksek tepkiselliğin kendisini ulusalcı olarak tanımlayanlarda olduğu, müteakiben ise sırasıyla “gelenekçi muhafazakar”, “sosyal demokrat”, “Sosyalist-Marksist-Komünist” kimliklerin geldiği, kendisini dindar muhafazakar olarak tanımlayanlar arasında ise tepkiselliğin en düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Türkiye’de Türklerle Kürtlerin birbirine bakışı değerlendirildiğinde, Türklerin Kürtlere yönelik tepkiselliğinin, Kürtlerin Türklere yönelik tepkiselliğinden daha yüksek olduğu görülmektedir. Bulgular, yaklaşık her beş Türk’ten birisinin özel ve kamusal alanda Kürtlere yönelik tepkisellik beslediğini göstermektedir. Etnik Temelde Ayrımcılık Algısı Çalışma bulguları yaklaşık her altı kişiden birisinin geçmişte ve bugün etnik temelde ayrımcılık yaşadığını göstermektedir. Ülkede etnik ayrımcılık algısının geçmişe göre azalmamış olması ise bulgulardaki en temel problem olarak görülebilir. Etnik ayrımcılık algısına kimlikler temelinde bakıldığında; en yüksek ayrımcılığın Kürtlerde ve müteakiben Araplarda olduğu görülmektedir. Kürtler arasında her dört kişiden üçü geçmişte etnik ayrımcılık yaşadığını söylemektedir. Bu oran, yine yüksek olmakla birlikte, bugün için yaklaşık her iki 1 Bu oran ‘Terörle Mücadelede Toplumsal Algılar’ adlı BİLGESAM raporunda (2012: s.15) %15,8 olarak bulgulanmıştır. 1 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma kişiden birisi düzeyindedir. Kürt Alevilerde ise ayrımcılık algısının hem geçmişte hem de bugün diğer dini ve siyasi kimliklerden çok daha yüksek olduğu görülmektedir. Araplarda ise her beş kişiden üçü geçmişte ayrımcılık yaşadığına inanırken, bu oran bugün için yaklaşık her iki kişiden birisi düzeyindedir. Kürtlerde geçmişte her dört kişiden üçü etnik temelde ayrımcılık yaşadığını ifade ederken, bugün düşünüldüğünde ayrımcılık algısı önemli ölçüde azalmış olmasına rağmen kritik düzeydedir ve önemini korumaktadır. Ayrımcılık algısındaki düşüşün temel nedenleri, 2009 yılında başlayan demokratik açılım ve 2012 yılında başlayan Çözüm Süreci temelinde sağlanan iyileştirmelerdir. Etnik ayrımcılık algısı siyasi parti seçmenlerine göre analiz edildiğinde; en yüksek ayrımcılık algısının geçmişte ve bugün BDP/HDP seçmeninde olduğu görülmektedir. AKP ve BDP/HDP seçmeninin etnik ayrımcılık algısında bugün için geçmişe göre düşüş yaşanırken, CHP ve MHP seçmeninin etnik ayrımcılık algısında yükseliş görülmektedir. Alevilere Bakış Türkiye’de yaklaşık her üç kişiden birisi bir Alevi ile evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak görmektedir. Yaklaşık her beş kişiden birisinin bir Alevi’nin ülkede başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olacağını beyan etmesi ise mezhepsel temelde, kamusal alanda varlığını gösteren bir tepkiselliğe işaret etmektedir. Bu bulgular, Alevilere karşı özel alanda ortaya çıkan mesafenin kamusal alana göre daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Alevilere yönelik özel ve kamusal alandaki en fazla tepkisellik; dindarlığın, muhafazakarlığın ve Sünni kültürün daha çok sahiplenildiği AKP ve sonrasında MHP seçmenindedir. Tepkiselliğin en düşük olduğu parti seçmeni her dört boyutta da BDP/HDP’lilerdir. Alevilere yönelik tepkiselliğin en yüksek olduğu AKP ve MHP seçmeninde, her üç-dört kişiden birisinin bir Alevi ile evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak gördüğü anlaşılmaktadır. Bu iki parti seçmeni arasında yaklaşık her dört kişiden birisinin bir Alevinin Türkiye’de başbakan ya da cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olduğu görülmektedir. Tüm parti seçmenlerinde Alevilere yönelik en düşük tepkisellik ise, Alevilerle Türkiye’de beraber yaşama noktasında ortaya çıkmaktadır. Yaklaşık her 20 kişiden birisinde görülen bu tepkisellik, aynı konuda Kürtlere karşı duyulan tepkisellikten çok daha düşüktür ve dolayısıyla daha az toplumsal çatışma potansiyeli taşımaktadır. Alevilere bakış bulguları dini ve siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; genel olarak Alevilere yönelik en yüksek tepkiselliğin şeriatçılarda ve kendisini dindar muhafazakar olarak tanımlayanlarda olduğu, kendisini Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımlayanlar arasında ise tepkiselliğin en düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Başka Dinden ve İnançsız Kişilere Bakış Başka dinden kişilere ve inançsızlara karşı özel ve kamusal alandaki en yüksek tepkisellik, beklentilerle ve diğer çalışma bulgularıyla örtüşen şekilde, geleneksel ve dini muhafazakarlığın öne çıktığı AKP ve sonrasında MHP seçmenindedir. Tepkisellik CHP seçmeninde ise en düşük düzeydedir. AK Parti ve MHP seçmeninde yaklaşık her iki kişiden birisi başka dinden kişilerle ve inançsızlarla evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak görürken, aynı seçmenin bu kişilerin Türkiye’de yönetim kademelerinde olmasına bakışı çok daha olumsuzdur. Başka dinden kişilerle ve inançsızlarla Türkiye’de birlikte yaşamaya bakış ise tüm parti seçmenlerinde diğer konulara göre çok daha toleranslıdır. 2 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Başka dinden kişilere ve inançsızlara yönelik tepkisellik kendisini şeriatçı olarak tanımlayanlarda en yüksek düzeydedir. Bu grupta, başka dinden kişilerle evlilik ve bu kişilerin ülkeyi yönetmesi konularında her üç kişiden ikisi tarafından ortaya konulan tepkisellik önemli bir probleme işaret etmektedir. Ayrıca başka dinden kişilere yönelik tepkisellik düzeyi Sünnilerde Alevilere göre çok daha yüksektir. Başka dinden kişilere ve inançsızlara yönelik siyasi kimlikler temelindeki en yüksek tepkiselliğin kendisini dindar muhafazakar ve gelenekçi muhafazakar olarak tanımlayanlarda olduğu görülmektedir. Dini ve Mezhepsel Temelde Ayrımcılık Algısı Çalışma bulguları, geçmişte her üç kişiden birinde görülen din temelli ayrımcılık algısının tüm dini ve siyasi kimlikleri kapsamamakla birlikte geçmişe göre genel olarak azaldığını göstermektedir. Geçmişte dini kimliği nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldığını en fazla belirten seçmen gurubu AKP ve BDP/HDP iken; bugün itibariyle bu durum BDP/HDP seçmeninde değişmemesine rağmen, AKP seçmeninde oldukça düşük düzeye inmiş, CHP seçmeninde ise önemli bir artış göstermiştir. CHP seçmenindeki bu artışın sebebini, son dönemde AKP’nin özgürlükleri kısıtladığı ve insanların hayat tarzına müdahale ettiği şeklinde yorumlanan politikalarıyla açıklamak mümkündür. Türkiye’de geçmiş ile bugün karşılaştırıldığında Sünni inanca sahip kişilerin din temelli ayrımcılık algısı önemli bir düşüş gösterirken, Alevilerdeki dini ayrımcılık algısı bugün de geçmişteki düzeyiyle devam etmektedir. Bunun yanında Müslüman olmayan kitlede ve inançsızlarda dini temeldeki ayrımcılık algısı hem oldukça yüksektir hem de geçmişe göre bugün önemli bir yükseliş göstermiştir. AK Partili Olmayanların AK Partililere Bakışı AK Partili olmayan yaklaşık her üç-dört kişiden birisinin AKP’lilere karşı özel ve kamusal alanda tepkisellik beslediği görülmektedir. Bu konudaki en yüksek tepkisellik, bir AKP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına dönüktür. AK Partili olmayan yaklaşık her iki kişiden birisi ülkede bir AKP’linin başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olduğunu ifade etmiştir. AKP’lilere bakışta tepkiselliğin en yüksek olduğu parti seçmeninin CHP’liler olduğu görülmektedir. Tepkiselliğin yüksek olduğu ikinci parti seçmeni MHP’liler iken, BDP/HDP seçmeni arasında AKP’lilere karşı tepkisellik en düşük düzeydedir. Bir AKP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına yönelik kamusal alanda gözlenen tepkisellik CHP seçmeninde her üç kişiden ikisi, MHP seçmeninde her iki kişiden birisi ve BDP/HDP seçmeninde yaklaşık her beş kişiden ikisi tarafından ortaya konmaktadır. AK Partililere bakışta ikinci en yüksek tepkisellik ise evlilik yoluyla akraba olma noktasında görülmektedir. Bu tepkisellik düzeyi ise MHP ve BDP/HDP seçmeninde yaklaşık her dört kişiden birisinde, CHP seçmeninde ise her beş kişiden ikisinde ortaya çıkmaktadır. Tüm parti seçmenleri için bir AKP’li ile komşu olmaya ve Türkiye’de birlikte yaşamaya yönelik tepkisellik, evlilik ve ülke yönetimi boyutlarıyla kıyaslandığında görece daha düşüktür. Aleviler arasında her beş kişiden ikisi AKP’li birisi ile evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak görürken, her beş kişiden üçü AKP’li birisinin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olduğunu ifade etmiştir. AKP’lilere karşı en yüksek tepkiselliğin siyasi kimlikler içerisinde kendisini Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımlayanlarda olduğu, müteakiben ise “ulusalcı” ve “sosyal demokrat” kimliklerin geldiği ve dindar muhafazakar kişiler arasında ise tepkiselliğin görece düşük düzeyde olduğu görülmektedir. 3 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma CHP’li Olmayanların CHP’lilere Bakışı CHP’li olmayanlar içinde yaklaşık her 10 kişiden birisinin CHP’lilere karşı özel ve kamusal alanda tepkisellik beslediği görülmektedir. Bu konudaki en yüksek tepkisellik, AKP’ye bakışta olduğu gibi, bir CHP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına dönüktür. CHP’li olmayan yaklaşık her üç kişiden birisi ülkede bir CHP’linin başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olduğunu ifade etmiştir. CHP’lilere yönelik tepkiselliğin en yüksek olduğu parti seçmeni AKP’lilerdir. Tepkiselliğin yüksek olduğu ikinci parti seçmeni BDP/HDP’liler iken, MHP seçmeni arasında CHP’lilere karşı tepkisellik en düşük düzeydedir. Bir CHP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına yönelik tepkisellik AKP seçmeninde yaklaşık her beş kişiden ikisinde, BDP/HDP ve MHP seçmeninde ise her dört kişiden birisinde görülmektedir. CHP’lilere bakışta ikinci en yüksek tepkisellik ise bir CHP’li ile evlilik yoluyla akraba olma noktasında görülmekte ancak bu oran ülke yönetimi konusunda olduğu kadar yüksek düzeylere ulaşmamaktadır. Bununla birlikte, tüm parti seçmenleri için bir CHP’li ile komşu olmaya ve Türkiye’de birlikte yaşamaya yönelik tepkisellik evlilik ve ülke yönetimi boyutlarına göre daha düşük kalmaktadır. CHP’li kişilere karşı özel ve kamusal alanda en yüksek tepkisellik, dini kimlikler temelinde şeriatçılarda oldukça yüksek düzeyde ortaya çıkmaktadır. Bu grubun tepkiselliği evlilik konusunda her üç kişiden birisi ve bir CHP’linin başbakan ya da cumhurbaşkanı olması konusunda ise her üç kişiden ikisi düzeyindedir. Müslüman olmayan ve inançsız kesim, CHP’lilere yönelik olarak özel ve kamusal alanda kayda değer bir tepkisellik beslememektedir. MHP’li Olmayanların MHP’lilere Bakışı MHP’li olmayanların MHP’lilere karşı özel ve kamusal alanda beslediği tepkisellik diğer partilere göre çok daha düşük düzeydedir. Bu konudaki en yüksek tepkisellik, diğer partililere olduğu gibi, bir MHP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına dönüktür. MHP’li olmayan yaklaşık her beş kişiden birisi ülkede bir MHP’linin başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olacağını ifade etmektedir. MHP’lilere yönelik tepkiselliğin en yüksek olduğu parti seçmeninin BDP/HDP’liler olduğu görülmektedir. Tepkiselliğin yüksek olduğu ikinci parti seçmeni AKP’liler iken, CHP’liler en düşük tepkisellik düzeyine sahip grubu oluşturmaktadır. Bir MHP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına yönelik tepkisellik BDP/HDP seçmeninde yaklaşık her iki kişiden birisinde ortaya çıkmakta ve hem AKP hem de CHP seçmenine kıyasla oldukça yüksek düzeylere ulaşmaktadır. Bu anlamda, ülke yönetimi dışında kalan diğer boyutlarda BDP/HDP seçmeni hariç diğer parti seçmenlerinin tepkisellik düzeyinin çok düşük kaldığı söylenebilir. Ayrıca, MHP seçmeninin AKP seçmenine tepkiselliği, AKP seçmeninin MHP seçmenine tepkiselliğinden çok daha fazladır. BDP/HDP’li Olmayanların BDP/HDP’lilere Bakışı Siyasi parti seçmenleri içinde en yüksek tepkisellik hem özel hem de kamusal alanda BDP/HDP’lilere yöneliktir. Bu konudaki en yüksek tepkisellik, bir BDP/HDP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına dönüktür. BDP/HDP’li olmayan yaklaşık her üç kişiden ikisi ülkede bir BDP/HDP’linin başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olacağını ifade etmektedir. BDP/HDP’ye yönelik tepkisellik siyasi parti seçmeni temelinde en yüksek düzeyde MHP’lilerde iken, bir BDP/HDP’linin Türkiye’de cumhurbaşkanı ya da başbakan olması tüm parti seçmenlerince en yüksek oranda rahatsızlık duyulan konu durumundadır. Üç parti seçmeni arasında her 10 kişiden 4 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma yaklaşık yedi-sekizi bir BDP/HDP’linin ülkede cumhurbaşkanı ya da başbakan olmasından rahatsız olacağını ifade etmektedir. Tepkiselliğin yüksek olduğu ikinci parti seçmeni genel olarak CHP’liler iken, AKP’liler en düşük tepkisellik düzeyine sahip grubu oluşturmaktadır. Ayrıca AKP, CHP ve MHP seçmeninin BDP/HDP seçmenine bakışının, BDP/HDP’lilerin bu üç parti seçmenine bakışından hem özel hem de kamusal alanda çok daha olumsuz olduğunu söylemek gerekmektedir. Bunun yanı sıra, diğer partililere bakıştan farklı olarak BDP/HDP’lilere bakışta AKP’lilerin, CHP’lilerin ve MHP’lilerin görüşleri daha fazla benzeşmektedir. Tüm parti seçmenlerinde hem özel hem de kamusal alanda ortaya çıkan bu yüksek tepkisellik toplumsal barış anlamında kaygı vericidir. Tüm parti seçmenlerinde ortalama her iki kişiden birisinin bir BDP/HDP’li ile evlilik yoluyla akraba olmayı ve her beş kişiden yaklaşık ikisinin bir BDP/HDP’li ile kapı komşusu olmayı veya Türkiye’de beraber yaşamayı problem olarak görmesi etnik temelde gelişen siyasi kutuplaşma düzeyini göstermesi açısından önemlidir. Siyasi kimliklerde BDP/HDP’lilere karşı en yüksek tepkisellik kendisini ulusalcı olarak tanımlayanlardadır. MHP seçmeninde olduğu gibi ulusalcılar için de milliyetçi ideoloji ve algıların bu sonuçtaki etkisini vurgulamak gerekir. Diğer siyasi kimliklere kıyasla BDP/HDP’lilere yönelik en düşük tepkisellik düzeyine sahip olan kesim ise Sosyalist-Marksist-Komünist olanlardır. Ancak bu grupta bile özellikle ülke yönetimi konusunda yüksek bir tepkisellik söz konusudur ve yaklaşık her iki kişiden birisi bir BDP/HDP’linin Türkiye’de cumhurbaşkanı ya da başbakan olmasını problem olarak algılamaktadır. AKP Hükümetine ve Uygulamalarına Bakış Her beş kişiden üçü AK Parti iktidarında ülkede önemli gelişmeler yaşandığına inansa da yaklaşık her dört kişiden birisi AKP’yi kayıtsız şartsız desteklemektedir. Her altı kişiden birisinin, bir iç savaşa yol açacak olsa bile AKP iktidarının düşmesini istemesi ise hem siyasi kutuplaşmayı hem de tepkiselliğin düzeyini ortaya koymaktadır. AKP hükümeti ve uygulamaları her bir siyasi partiye göre değerlendirildiğinde, AKP hükümeti zamanında çok önemli gelişmelerin ve iyileşmelerin yaşandığı fikrine katılım oranı en yüksek düzeyde AKP seçmenine aittir. Daha sonra sırasıyla BDP/HDP, MHP ve CHP seçmenleri gelmektedir. BDP/HDP’nin bu konuda en yüksek katılım gösteren ikinci parti olmasının sebebini elbette ki Çözüm Süreci ile beraber düşünmek gerekmektedir. AKP’liler arasında her beş kişiden üçü partinin uygulamalarını kayıtsız şartsız desteklediğini belirtirken, diğer parti seçmenlerinde ise bu oran %3’lere bile ulaşmamaktadır. Diğer taraftan, bir iç savaşa yol açacak olsa bile AKP iktidarının düşmesini isteyenlerin MHP ve BDP/HDP seçmeninde her beş kişiden biri, CHP seçmeninde ise her üç kişiden biri düzeyinde olması, siyasi kutuplaşmanın yükselen, tehlikeli seyrini ortaya koymaktadır. Kutuplaşmanın ortaya çıktığı asıl iki alan ise “AKP’yi ve uygulamalarını kayıtsız şartsız destekliyorum.” ve “Bir iç savaşa yol açacak olsa bile AKP iktidarının düşmesini isterim.” görüşlerine katılım oranlarındaki büyük farklılaşmadır. AKP’lilerin yarıdan fazlası partinin uygulamalarını kayıtsız şartsız desteklediğini belirtirken, diğer parti seçmenlerinde bu oran oldukça düşük düzeylerde kalmaktadır. Bu durum, bahsedilen kutuplaşmanın varlığını bir kez daha göstermektedir. Gezi Olaylarına Bakış ve Olayların Kutuplaşmaya Etkisi Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımını her beş kişiden ikisi desteklerken, bu olaylara hükümetin yaklaşımının Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı görüşü her beş kişiden yaklaşık üçü tarafından desteklenmektedir. Türkiye’deki son dönemdeki eylemlerin ve sosyal medya aktivitelerinin uluslararası aktörlerin Türkiye’nin önünü kesme çabası olduğu yönündeki görüş ise her iki kişiden 5 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma birisi tarafından desteklenmekle birlikte bu destek düzeyinin Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımına verilen destekten yüksek olduğunu da belirtmek gerekmektedir. AK Parti seçmeni dışındaki seçmenlerin Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımını desteklemediği görülmektedir. AK Parti seçmeni içinde ise her beş kişiden dördü bu konuda hükümeti desteklemektedir. Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımının Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı görüşü ise AK Parti seçmeninde fazla destek bulmazken; CHP, MHP ve BDP/HDP seçmeni arasında oldukça yüksek düzeyde (her on kişiden dokuzu düzeyinde) destek bulmaktadır. Türkiye’deki son dönem eylemlerin ve sosyal medya aktivitelerinin uluslararası aktörlerin Türkiye’nin önünü kesme çabası olduğu yönündeki görüşler AKP seçmeninde çok yüksek (her on kişiden dokuzu düzeyinde) destek bulurken, MHP seçmeninde her beş kişiden ikisi bu görüşü desteklemektedir. Diğer iki partide ise bu görüşe destek düzeyi oldukça düşüktür. Dini ve siyasi kimlikler temelinde, Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımına en yüksek destek, kendisini şeriatçı ve dindar muhafazakar olarak tanımlayanlardan, en düşük destek ise kendisini “inançsız”, “Müslüman olmayan”, “Sosyalist-Marksist-Komünist” ve “Alevi” kimliği ile tanımlayanlardan gelmektedir. 17 Aralık Operasyonuna Bakış ve Operasyonun Kutuplaşmaya Etkisi Hükümet üyelerinin yolsuzluğa bulaştığı görüşüne her 10 kişiden yaklaşık yedisi katılırken, her iki kişiden birisi bu operasyonun hükümete karşı bir darbe girişimi olduğuna inanmaktadır. Bu iki konudaki bulgular birlikte değerlendirildiğinde, bazı kişilerin her iki görüşe de katıldığı ortaya çıkmaktadır. Hükümet üyelerinin yolsuzluğa bulaştığı görüşüne katılım oranı CHP, MHP ve BDP/HDP seçmeninde her 10 kişiden dokuzu düzeyinde iken, AKP seçmeninde her üç kişiden birisi kendi partisi olmasına rağmen bu görüşe katılmaktadır. 17 Aralık Operasyonunun hükümete karşı bir darbe girişimi olduğu görüşü ise AK Parti seçmeninde yaklaşık her 10 kişiden dokuzunun, diğer partilerde ise her dört seçmenden birisinin desteğini almaktadır. Dini ve siyasi kimlikler temelinde Hükümet üyelerinin yolsuzluğa bulaştığı görüşüne en yüksek katılım, dini kimlikler arasından Müslüman olmayanlar, inançsızlar ve Alevilerde; siyasi kimlikler arasından ise ulusalcılar, sosyal demokratlar ve Sosyalist-Marksist-Komünistlerdedir. Bu görüşe en düşük katılım oranı ise kendisini şeriatçı veya dindar muhafazakar olarak tanımlayanlardadır. 17 Aralık Operasyonunun hükümete karşı bir darbe girişimi olduğu görüşüne en yüksek destek ise; bir önceki sorunun tam tersi şekilde, kendisini şeriatçı veya dindar muhafazakar olarak tanımlayanlardadır. Türkiye’nin Geleceğine Dönük Endişeler Bulgular, insanların yarıdan fazlasının ülkenin bölünmesi, özgürlüklerin kısıtlanması veya ülke yönetiminin giderek otoriterleşmesi noktasında ciddi endişeler yaşadığını göstermektedir. Ülkede kutuplaşma ortamının her geçen gün daha kötüye gittiği konusunda endişe duyanlar yaklaşık her üç kişiden ikisi düzeyindedir ve bu oran sağlıklı toplumlar için kabul edilebilir bir durum değildir. Bu endişelerin sadece algılar temelinde olması bile önemli bir probleme işaret etmektedir. Türkiye’nin geleceğine dönük endişe düzeyi en düşük AK Parti seçmeninde iken, ülkenin bölünmesi dışında üç siyasi partinin endişe düzeyi hem oldukça yüksektir (%90’lar düzeyinde) hem de partiler arasında benzeşmektedir. Bu tablo hem siyasi kutuplaşmanın düzeyini ve önemini ortaya koymakta hem de iktidar ve muhalefet partileri arasındaki cepheleşmeyi net olarak göstermektedir. 6 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Dini kimlikler içinde Aleviler, Müslüman olmayanlar ve inançsızlar, Türkiye’nin geleceğine dönük endişeleri en yüksek düzeyde olan gruplar iken, kendisini şeriatçı olarak tanımlayanlarda endişe düzeyi çok daha düşüktür. Aleviler, Müslüman olmayanlar ve inançsızlar arasında endişe düzeyinin her 10 kişiden dokuzu tarafından paylaşılması bu konudaki algıların önemini ortaya koymaktadır. Türkiye’de Kurumların Siyasallaşmasına Dönük Endişeler Çalışma bulgularına göre, yaklaşık her üç kişiden birisi Türkiye’de kamu kurumlarının siyasallaştığına, basın özgürlüğünün geriye gittiğine ve yargı bağımsızlığı/tarafsızlığı konusunda olumsuz gelişmeler yaşandığına inanmaktadır. Burada dikkat çeken noktalardan birisi, kamu kurumlarına dönük endişelerin Türkiye’nin geleceğine dönük endişelerden daha yoğun olarak hissediliyor olmasıdır. Kurumların siyasallaşmasına dönük endişe düzeyi AK Parti seçmeninde en düşük düzeydedir. Diğer üç siyasi partinin endişe düzeyi hem oldukça yüksektir (genelde %90’ların üzerinde) hem de partiler arasında benzeşmektedir. Siyasi Temelde Ayrımcılık Algısı Türkiye genelinde siyasi temelde ayrımcılık algısı geçmişe göre önemli derecede artmıştır. Bugün itibariyle yaklaşık her iki kişiden birisi siyasi kimliği nedeniyle ayrımcılığa uğradığını düşünmektedir. Bu durum, siyasi temeldeki ayrımcılık algısının, son dönemde etnisite ve din temelindeki ayrımcılık algısının üzerine çıktığını göstermektedir. Siyasi temeldeki ayrımcılık algısı geçmişe göre AKP seçmeninde önemli bir düşüş gösterirken, BDP/HDP seçmeninde değişmemiş, CHP ve MHP seçmeninde ise yaklaşık iki kat yükseliş göstermiştir. BDP/HDP seçmeninde geçmiş ve bugün için siyasi ayrımcılık algısı her 10 kişiden dokuzunu etkileyecek şekilde tüm siyasi partiler içinde en yüksek düzeydedir. CHP ve MHP seçmeninin artan siyasi ayrımcılık algısında, son dönemde AK Parti’nin kendinden olmayanı ötekileştiren söylemlerinin etkisini vurgulamak gerekmektedir. Ayrımcılık algısı, siyasi temeldeki kutuplaşma ile birlikte yorumlandığında; Türkiye’de siyasi kutuplaşmanın pek çok alanda ayrımcılığa dönüşerek tehlike sinyalleri verdiği de söylenebilir. Etnik kimlikler içerisinde, Kürtlerde ve Araplarda geçmişe göre siyasi ayrımcılık algısı düşüş gösterirken diğer etnik kökenlerde artış göstermiştir. Siyasi temelde en yüksek ayrımcılık algısının Kürtlerde ve müteakiben Araplarda olduğu görülmektedir. Kürtler arasında her üç kişiden ikisi geçmişte siyasi ayrımcılık yaşadığını söylemektedir. Bugün bu oran yaklaşık her iki kişiden birisi düzeyindedir. SONUÇ YERİNE Kutuplaşma neredeyse her toplumda ve hemen hemen her sosyal ilişki düzeyinde gözlemlenebilen bir durumdur. Ancak, bu konuyu bir problem haline getiren şey, kutuplaşmanın bazı seviyelerde sosyal barışı tehdit etme potansiyelinin olmasıdır. Böyle bir potansiyelden bahsedilirken de kutuplaşmanın tanımını iyi yapmak gerekir, zira burada kastedilen post-modernizm ile birlikte daha fazla ön plana çıkan ve kimlikler üzerinden devam eden kutuplaşmadır. Yani oy verilen siyasi parti, etnik köken, mezhep gibi faktörlerle kişilerin kendisini nasıl tanımladığı üzerinden devam eden bir kutuplaşmadan söz edilmektedir. Bunun yanında, gücü elinde tutanların bahsedilen kimlikler temelinde kendi kimliğine yakın hissettiği kişilere sahip olduğu güç sayesinde ayrımcılık uygulaması ve bunun sonucunda bir kutuplaşmaya yol açması da Türkiye için geçerli olan ve çalışmaya dahil edilen ve ölçülmeye çalışılan boyutlardan birisidir. Türkiye’de etnik, dini ve siyasi kutuplaşma boyutlarında diğer kimliklere bakışta kişilerin en yüksek tepkiselliği kamusal alanda onları cumhurbaşkanı ya da başbakan olarak görmeye yönelikken; özel 7 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma alanda en yüksek tepkisellik diğer kimliklerle evlilik yoluyla akraba olma noktasında ortaya çıkmaktadır. Genel olarak, kamusal alandaki tepkisellik özel alandaki tepkisellikten daha yüksektir ve bu durum, bazı kimliklerin (özellikle Kürt ve Alevi) ve siyasi parti seçmenlerinin ülke yönetiminde olmasının diğer kimlikler tarafından şüpheyle karşılandığını ve bir anlamda tehdit olarak görüldüğünü ortaya koymaktadır. Ülkedeki temel kutuplaşma alanlarından bir tanesi etnisite temelinde Kürtlere bakıştadır. Özellikle son 30 yılda yaşanan terör olayları nedeniyle artan kutuplaşma son yıllarda Demokratik Açılım ve Çözüm Süreci ile azalmış gibi görülmekle birlikte, yaklaşık her 10 kişiden birisinin hala Türkiye’de Kürtlerle beraber yaşamak istemediğini belirtmesi toplumsal barış anlamında temel problemlerden birisi olarak sorunun devam ettiğini göstermektedir. Genel olarak, hem özel hem de kamusal alanda Türklerin Kürtlere yönelik tepkiselliği, Kürtlerin Türklere yönelik tepkiselliğinden ve benzer şekilde, Sünnilerde Alevilere yönelik tepkisellik ve mesafe, Alevilerin Sünnilere karşı tepkiselliğinden daha yüksektir. Ancak, Kürt akrabası olan Türklerde Kürtlere yönelik tepkiselliğin ve Alevi akrabası olan Sünnilerde Alevilere yönelik tepkiselliğin; akrabalık bağı olmayanlara göre çok daha düşük olması, akrabalık bağının bu gruplar arasında beraber yaşama ve birbirini anlama noktasında önemli bir empati zemini oluşturduğunu göstermektedir. Bu çalışmada bulgulanan Sünni-Alevi kutuplaşmasının kamuoyunda var olduğu düşünülen düzeyin altında olduğu değerlendirilebilir. Bu farklılaşmanın nedeni, iki grup arasındaki mesafenin temelde kişilerin zihinlerinde değil, toplumsal kalıplarda var olmasıdır. Bu noktada, bu iki grup arasında mahalle baskısı nedeniyle pratikte ortaya çıkan mesafeyi de unutmamak gerekir. Öte yandan, başka dinden kişilere ve inançsızlara karşı duyulan tepkinin ve dini kutuplaşmanın, hem Kürtlere hem de Alevilere yönelik tepkisellikten daha yüksek olması Türkiye’deki genel kanının aksine, kutuplaşmanın en yoğun şekilde etnik temelde yaşanmadığını; dini kutuplaşmanın da etnik kutuplaşma kadar önemli düzeyde, hatta bazı alanlarda çok daha fazla olduğunu göstermektedir. Ülkedeki siyasi kutuplaşma en az dini kutuplaşma kadar yüksek; hatta özellikle AKP ve BDP/HDP seçmenine yönelik tepkisellik, dini ve etnik kutuplaşmadan çok daha fazladır. Türkiye’de AKP seçmenine dönük bu yüksek siyasi kutuplaşma düzeyi, siyaset alanındaki gerginliklerin toplumsal boyuta taşındığını ve farklı parti seçmenleriyle beraber yaşamanın problem olarak algılanmaya başladığını göstermektedir. AK Partili olmayan her dört kişiden yaklaşık birinin AK Partililerle Türkiye’de beraber yaşamayı problem olarak görmesi ise, kutuplaşmanın düzeyini ve önemini ortaya koyması açısından çarpıcı bir bulgudur. Bunun yanı sıra, etnik ve dini kimlik temelinde diğer gruplarla evlilik yoluyla akraba olma konusunda ortaya çıkan mesafenin siyasi alanda da gözlenir hale gelmesi, Türkiye’de kutuplaşmanın boyutları hakkında oldukça çarpıcı sinyaller vermekte ve siyasi kutuplaşmanın kamusal alandan özel alana kadar indiğini göstermektedir. Tüm parti seçmenlerinde en yüksek tepkiselliğin BDP/HDP’lilere yönelik olması toplumsal barış anlamında kaygı vericidir. BDP/HDP’lilere dönük bu tepkiselliğin temelinde etnik köken ile beraber örgütsel bağ düşüncesinin etkili olduğu söylenebilir. Ayrıca, BDP/HDP seçmenine yönelik algıların, her düzeyde Kürtlere bakıştan iki kat daha olumsuz olması, etnik temeldeki kutuplaşma yanında, örgütsel bağın siyasi alana taşındığı düşüncesine (siyasi Kürtçülük) bir tepkisellik olarak yorumlanabilir. BDP/HDP’lilerden sonra en yüksek düzeyde tepkisellik beslenen AKP’liler için benzer gerekçeler söz konusu olmadığı halde var olan kutuplaşma düzeyi düşündürücüdür. AKP yöneticilerinin diğer kimlikleri ötekileştirici nitelikte son iki yıl içinde dile getirdikleri söylemler bu durumun bir sebebi olarak değerlendirilebilir. Bu anlamda, AKP’nin sürdürdüğü politikalar AKP seçmenini partiye daha çok yaklaştırırken, kendinden olmayanı büyük ölçüde ötekileştirmiş ve uzaklaştırmıştır. 8 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Bir iç savaşa yol açacak olsa bile AKP iktidarının düşmesini isteyenlerin MHP ve BDP/HDP seçmeninde her beş kişiden biri, CHP seçmeninde ise her üç kişiden biri düzeyinde olması; insanların yarıdan fazlasının ülkenin bölünmesi, üç siyasi parti seçmeninin ise özgürlüklerin kısıtlanması, ülke yönetiminin giderek otoriterleşmesi ve kurumların siyasallaşması noktasında ciddi endişeler yaşaması ve bu partilerin seçmenlerinin endişe düzeyinin oldukça yüksek olması (%90’lar düzeyinde) AKP’nin diğer kimlikleri ne derece kendinden uzaklaştırdığını göstermekte ve siyasi kutuplaşmanın yükselen, tehlikeli seyrini ortaya koymaktadır. Siyasi parti temelindeki bu kutuplaşma son dönemde yaşanan Gezi Parkı ve 17 Aralık operasyonu gibi önemli olaylara bakışta da kendisini göstermekte, genel olarak AKP seçmeni AK Partinin bu olaylara yaklaşımını destekleyip bir tarafı oluştururken; diğer üç parti seçmeni karşı cepheyi oluşturmaktadır. Kutuplaşmanın bir ileri aşaması olan ayrımcılık algısı da ülkede etnik, dini ve siyasi boyutlarda yaşanmaktadır. Genel olarak bakıldığında, siyasi temeldeki ayrımcılık algısının, son dönemde etnisite ve din temelindeki ayrımcılık algısının üzerine çıktığı görülmektedir. Ayrıca, etnik ve dini ayrımcılıkta önemli bir düşüş gözlenmekle birlikte, yaşanan siyasi kutuplaşmanın da etkisiyle siyasi ayrımcılıkta özellikle muhalefet parti seçmenlerinde ve muhalif kimliklerde bir artış sözkonusudur. Ancak, Türkiye genelinde günümüz itibariyle görülen etnik ve dini ayrımcılık algısındaki düşüş; aslında tüm dini kimkilerde değil, daha çok iktidar destekçisi olan dini, etnik ve siyasi kimliklerde gözlenmektedir. Bu durum, AKP’nin iktidarda olması dolayısıyla, bu kimlikilerin kendilerini temsil ediliyor hissetmesiyle açıklanabilir. Çalışma bulguları; Türkiye’deki etnik, dini ve siyasi kutuplaşmanın, kişilerin karar aşamasında adil olmasını engellediğini ve bu durumun özellikle kamusal alanda ayrımcılığa neden olduğunu göstermektedir. Bu durum, kendisini dindar kabul edenler dahil kişilerin hak ve adalet anlayışlarında etik temelde önemli bir sorun olduğunu ve ülkede pek çok insanın grup içi yanlılığı gruplar arası adalete tercih ettiğini göstermektedir. Bu temel eğilim, ülkede daha çok azınlık konumundaki kimlikleri olumsuz etkilemekte ve ötekileştirmektedir. 9 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 1. YÖNTEM VE ÖRNEKLEM Türkiye’de var olan etnik, dini/mezhepsel, siyasi ve sosyal/kültürel kutuplaşmayı ve bu kutuplaşmanın sosyal yaşama yansımalarını, ülkede yaşanan önemli olayların kutuplaşma üzerindeki etkisini ve kutuplaşmanın bir sonraki aşaması olarak değerlendirilebilecek ayrımcılık algısının boyutlarını ortaya koymak amacıyla başlatılan alan çalışmasına dayalı proje çerçevesinde Ek’te nihai şekli bulunan 109 soruluk anket formunun taslağı hazırlanmıştır. Uzman görüşlerinin alınması ve 30 kişilik bir pilot uygulamayı müteakip anket formuna son şekli verilerek uygulama aşamasına geçilmiştir. Hazırlanan anket “Sanoveri” tarafından internet tabanlı olarak uygulanmıştır. Anketler, internet kullanan ve e-postası olan kişiler içinden, yaş, öğrenim durumu ve coğrafi bölge kriterleri de dikkate alınarak rastgele seçilen yaklaşık 180 bin kişiye anket linkinin e-posta yoluyla gönderilmesi yöntemi ile uygulanmıştır. 72 soruluk anket formu tüm illerden katılım sağlanarak 2014 yılı Mayıs ayı sonunda uygulanmaya başlanmış ve Haziran ayının ilk yarısında 5039 kişiye ulaşılmasıyla sonlandırılmıştır. Çalışmaya Türkiye’nin tüm illerinden katılım olması nedeniyle, TÜİK tarafından belirlenen “Türkiye İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması (İBBS)” il grupları temelinde de temsili bir örnekleme ulaşılmıştır. Analizler, anket cevaplarında farklı sorular arasında önemli çelişkiler tespit edilen 130 kişi ile anketi başlangıç düzeyinde terk eden 119 kişi elimine edilerek rassal eliminasyon yöntemi ile uygulanan kotalama (etnisite ve oy verilen siyasi parti temelinde) neticesinde Türkiye profiline daha yakın bir örneklem oluşturularak, 3612 kişi üzerinden gerçekleştirilmiştir. Yapılan kotalama ile 3612 kişilik örneklem yaş, etnisite ve oy verilen siyasi parti temelinde Türkiye örneklemine oldukça yakın bir profil oluşturulmakla birlikte; çalışmanın interneti ve sosyal medyayı aktif olarak kullanan bir kitle üzerinde yapılmış olması nedeniyle, örneklemin öğrenim düzeyi Türkiye profilinin oldukça üzerindedir. Ancak, çalışmada ölçülen algıların pek çoğunda bulgulardaki temel farklılaşma öğrenim durumundan çok daha fazla oy verilen siyasi parti ve dini/siyasi kimlikler temelinde ortaya çıkmaktadır. Çalışmada, soruların Türkiye geneli ortalamaları ile birlikte; kişilerin demografik özellikleri ve dini/siyasi kimlikleri temelinde yapılan analizler de paylaşılmıştır. Bu sebeple, sonuçların Türkiye ortalamaları kadar, oy verilen siyasi parti, etnik köken, dini kimlik, mezhep, siyasi kimlik, öğrenim durumu, yaş ve gelir durumu gibi alt kırılımlar temelinde okunması daha isabetli tespit ve yorumlara ulaşılmasına katkı sağlayacaktır. Tablolarda yer alan dört etnik kimlik (Türk, Kürt, Arap ve Çerkes) dışında kalan diğer kimlikler, örneklem sayısı olarak istatistiki anlamlılık sayısının altında olduğu için gruplamaya dahil edilmemiştir. Anketlerin herhangi bir aracı olmaksızın doğrudan bu konudaki gönüllü kişilerce doldurulmuş olması, alan çalışması aşamasında oluşabilecek pek çok hatayı ortadan kaldırmış ve çalışma verilerinin geçerliliği ve güvenirliğini artırmıştır. Anket formlarından elde edilen veriler SPSS programı marifetiyle değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Yapılan analizlerden elde edilen bilgiler en anlaşılır ve kısa şekilde kamuoyu ile nasıl paylaşılır düşüncesi ile değerlendirilerek rapor haline dönüştürülmüştür. Raporda grafik ve tablo değerlerinin istatistiki okumalarının yanı sıra, konuyu daha iyi açıklayabilmek adına kısa yorumlar da yapılmıştır. Anket formunda dörtlü Likert cevap ölçeği ile (hiç katılmıyorum, katılmıyorum, katılıyorum, tamamen katılıyorum) uygulanan soruların (20-53 sıra numaralı sorular) analizi; cevaplar birleştirilerek “katılıyorum” ve “katılmıyorum” şeklinde yapılmıştır. Kurumlara güveni ölçen sorular (54-57), 0-10 ölçeğinde (0=hiç katılmıyorum, 10=tamamen katılıyorum) ölçülmüş ve değerler 10 ile çarpılarak, sonuçlar 0-100 ölçeğindeki katılım değerleri olarak verilmiştir. Bu nedenle, ilgili sorulara ait bulgular raporda yüzde olarak değil yüzlü ölçekte katılım değerleri olarak okunmuştur. 10 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 2. TÜRKİYE’DE KUTUPLAŞMANIN TARAFLARI VE DERECESİ 2.1 Etnik Kutuplaşma 2.1.1 Kürt Olmayanların Kürtlere Bakışı Türkiye’de Kürt olmayanların Kürtlere bakışı, önemli düzeyde bir kutuplaşmanın işaretlerini vermektedir. Yaklaşık her 4-5 kişiden birisinin bir Kürt ile evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak görmesi (özel alan) ve yaklaşık her üç kişiden birisinin bir Kürt’ün ülkede başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olacağını beyan etmesi (kamusal alan), hem özel alanda hem de kamusal alanda ortaya çıkan mesafenin ve kutuplaşmanın göstergesidir. Bir diğer önemli bulgu ise yaklaşık her 10 kişiden birisinin Kürtlerle Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görmesidir. Bu bulgu, ülkede bir kriz durumunda patlak verebilecek iç çatışma potansiyelini ortaya koymaktadır. Son iki yılda Çözüm Süreci’nin de etkisiyle azalan terör olayları gerginliği ve kutuplaşmayı azaltmış olmakla birlikte Türkiye’de Kürtlerle beraber yaşamak istemeyecek kadar radikal olanlar hala azımsanmayacak düzeydedir (%10).2 2 Bu oran ‘Terörle Mücadelede Toplumsal Algılar’ adlı BİLGESAM raporunda (2012: s.15) %15,8 olarak bulgulanmıştır. 11 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Kürtlere yönelik algılara siyasi parti seçmenleri temelinde bakıldığında, ölçülen dört farklı boyutta da tepkiselliğin en yüksek olduğu parti seçmeninin MHP’liler olduğu görülmektedir. Tepkiselliğin yüksek olduğu ikinci parti seçmeni CHP iken, Kürtlere karşı tepkisellik AKP seçmeni arasında en düşük düzeydedir. MHP seçmeninde hem özel alana hem de kamusal alana taşınan tepkisellik partinin milliyetçi söylemleri ve ideolojisi temelinde anlamlanmaktadır. Bunun yanında, Kürtlere karşı tepkiselliğin AKP seçmeninde en düşük düzeyde olması, bu parti seçmeni ile Kürtlerin benzer bir dindar muhafazakarlık çizgisinde yer alması ile açıklanabilir. Kürtlere yönelik tepkisellik, pek çok şeyin paylaşıldığı özel alandan (evlilikten Türkiye’de birlikte yaşamaya) uzaklaşıldıkça genel olarak azalmakla birlikte, aynı şeyi Kürtleri ülke yönetiminde görme noktasında söylemek mümkün değildir. Kürtlere karşı en yüksek tepkisellik tüm parti seçmenlerinde bir Kürt’ün Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına yönelik kamusal alanda gözlenirken, bu tepkiselliğin farklı parti seçmenlerine göre her üç-dört kişiden birisinde ortaya çıktığı söylenebilir. Kürtlere bakışta ikinci en yüksek tepkisellik ise evlilik yoluyla akraba olma noktasında görülmektedir. Bu tepkisellik düzeyi farklı partilerde her dört-beş kişiden birisi tarafından ortaya konulmaktadır. Tüm parti seçmenleri için bir Kürt ile komşu olmaya ve Kürtlerle Türkiye’de birlikte yaşamaya yönelik tepkisellik, evlilik ve ülke yönetimi boyutlarına göre daha düşüktür. Ancak, bir Kürt ile Türkiye’de birlikte yaşamaya yönelik tepkisellik diğer üç konuya göre en düşük düzeyde olsa da bu konunun anlamı bu boyuttaki tepkiselliği diğerlerinin önüne geçirmektedir, çünkü kamusal alanda ve özel alanda Kürtlere karşı ortaya konulan mesafe ve tepkisellik bir toplumsal çatışma potansiyeline işaret etmezken, yaklaşık her 10 kişiden birisinde gözlenen Türkiye’de Kürtlerle beraber yaşamama isteği toplumsal barış anlamında temel problemlerden birisi olarak değerlendirilebilir. Kürtlere bakışı ortaya koyan bulgulara etnisite temelinde bakıldığında; Türkler, Araplar ve Çerkesler arasında bir farklılaşmanın olduğu görülmektedir. Özel alanda ve kamusal alanda genel olarak Türklerin Kürtlere karşı tepkiselliği Araplar ve Çerkeslere göre daha yüksek olmakla birlikte, Kürtlerle evlilik konusunda Çerkeslerin daha mesafeli olduğu görülmektedir. Bugünlerde Çözüm Süreci’nin etkisi nedeniyle terör eylemleri yaşanmasa da geçmişteki çatışma ortamı ve ülkede özellikle Güney 12 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Doğu Anadolu’da terör nedeniyle verilen kayıplar, bugün için Kürtlere yönelik Türklerdeki daha yüksek tepkiselliğin temel nedenleri arasındadır. Bu konuda belirtilmesi gereken bir diğer çarpıcı bulgu, Kürt akrabası olan Türklerde Kürtlere yönelik tepkiselliğin, Kürt akrabası olmayan Türklere göre çok daha düşük olmasıdır. Kürt akrabası olan Türklerde tepkiselliğin diğer gruba göre yarı yarıya düşük olması, ortak aile bağlarının iki etnik grup arasında beraber yaşama ve birbirini anlama noktasında önemli bir empati zemini oluşturduğunu göstermektedir. Bu bulgu, Kürtlerle aile bağına sahip olmayan Türklerin, Kürtleri daha az tanıdığını ve onlara daha ön yargılı baktığını da göstermektedir. Kendisini “şeriatçı” kimliği ile tanımlayanların Müslüman olarak tanımlayanlara göre Kürtlere karşı toleransı daha yüksek ve tepkiselliği daha düşüktür. Müslüman olmayan veya inançsız kişilerin Kürtlere karşı tepkiselliği ise genel olarak Müslümanlardan daha düşüktür. Sünniler evlilik yoluyla akraba olma konusunda Alevilere göre Kürtlere daha tepkisel yaklaşırken; Kürtlere bakışta, diğer boyutlarda mezheplere göre bir farklılaşma gözlenmemektedir. Kürtlere bakış bulguları siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; ölçülen dört boyutta da genel olarak Kürtlere yönelik en yüksek tepkiselliğin kendisini ulusalcı olarak tanımlayanlarda olduğu, müteakiben ise sırasıyla “gelenekçi muhafazakar”, “sosyal demokrat”, “Sosyalist-Marksist-Komünist” kimliklerin geldiği, kendisini dindar muhafazakar olarak tanımlayanlar arasında ise tepkiselliğin en düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Kürtlere bakışta öğrenim düzeyine göre anlamlı bir farklılaşma gözlenmezken, kişilerin yaşları yükseldikçe Kürtlere karşı tepkisellik düzeyi düşmektedir. Benzer bir bulgu, hane aylık gelirine göre de gözlenmektedir. Kişilerin aylık geliri yükseldikçe Kürtlere yönelik tepkisellik düşmektedir. 13 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma (Kürt Olmayanların Kürtlere Bakışı) Bir Kürt ile / Bir Kürt’ün 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP CHP MHP BDP/HDP Etnik Köken Türk Çerkes Arap Etnik Köken Bağı Kürt Akrabası olan Türk Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri Türkiye’de başbakan veya Türkiye’de birlikte cumhurbaşkanı yaşamayı problem olmasından olarak görüyorum rahatsız olurum (%) (%) Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm (%) Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm (%) 18,5 12,1 6,9 25,1 26,0 32,1 3,7 18,4 21,1 0,0 13,2 17,3 0,0 36,1 39,1 0,0 24,0 16,1 11,3 32,5 30,9 11,8 11,9 7,2 7,4 5,8 23,1 16,2 10,6 8,0 4,9 17,8 23,6 15,3 10,7 31,6 15,0 13,8 15,2 7,5 16,1 15,2 4,6 6,5 12,6 15,9 22,6 19,8 23,0 14,4 10,4 28,9 17,0 15,9 9,2 27,5 15,5 29,0 34,3 23,3 13,9 8,9 20,0 21,3 14,4 10,4 4,5 14,7 15,8 9,5 9,7 18,9 36,0 42,8 26,7 21,1 20,3 15,6 11,7 29,7 23,8 22,6 14,8 15,2 11,3 10,4 32,0 30,1 30,0 19,8 15,2 18,3 13,7 12,6 14,6 8,8 6,8 45,0 24,1 16,8 25,6 17,6 12,8 37,2 23,1 20,5 15,4 13,2 10,8 8,9 30,4 26,1 14 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 2.1.2 Türk Olmayanların Türklere Bakışı Türk olmayanların Türklere bakışı incelendiğinde, sorgulanan tüm boyutlarda Türklere karşı tepkiselliğin çok düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Bu nedenle, evlilik sorusu dışında, gruplarda ve alt gruplarda ortaya çıkan tepkisellik düzeyine dönük tablo değerleri verilmiş olmasına rağmen bu değerlerin teknik okuması ve karşılaştırması yapılmamıştır. Türklerle evliliğe bakışı ortaya koyan bulgulara etnisite temelinde bakıldığında; Çerkesler dışındaki grupların tepkiselliğinin çok düşük düzeylerde olduğu görülmektedir. Çerkeslerde her 6-7 kişiden birisinde gözlenen Türklerle evlilik bağı kurmaya yönelik tepkiselliğin sebebi, bu grubun evlilik konusunda daha dışa kapalı bir kültüre sahip olmasıyla açıklanabilir. 15 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma (Türk Olmayanların Türklere Bakışı) Bir Türk ile / Bir Türk’ün 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP CHP MHP BDP/HDP Etnik Köken Kürt Çerkes Arap Etnik Köken Bağı Türk Akrabası olan Kürt Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri Türkiye’de başbakan veya Türkiye’de birlikte yaşamayı problem cumhurbaşkanı olarak görüyorum olmasından rahatsız (%) oluyorum (%) Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm (%) Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm (%) 3,6 1,2 1,8 2,4 4,3 0,9 0,0 3,5 0,0 0,0 3,0 3,0 4,3 1,5 2,9 2,9 3,3 1,1 1,9 1,9 16,7 2,8 2,8 0,0 0,0 2,9 0,0 2,8 1,7 1,1 1,2 4,2 1,1 1,0 1,5 2,2 5,3 0,0 0,0 3,1 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 3,3 1,4 1,9 1,4 1,9 0,0 0,0 7,7 1,9 4,8 0,0 1,0 1,9 2,6 0,0 2,6 1,9 2,6 0,0 0,0 0,0 5,4 1,3 1,4 3,4 2,1 0,0 0,0 2,1 5,3 0,0 4,8 4,8 5,1 0,0 ,0 1,1 1,3 3,9 3,0 1,2 1,6 3,9 ,0 1,6 2,2 2,8 0,3 ,3 2,9 ,0 0,6 1,9 2,9 0,0 2,2 ,0 0,5 3,0 4,5 0,5 0,5 0,5 ,0 1,1 2,1 3,1 5,9 5,3 3,3 2,6 ,0 16 1,4 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 2.1.3 Türklerle Kürtlerin Birbirine Bakışı Türkiye’de her iki etnik grubun birbirine bakışı değerlendirildiğinde, Türklerin Kürtlere yönelik tepkiselliğinin, Kürtlerin Türklere yönelik tepkiselliğinden daha yüksek olduğu görülmektedir. Bulgular, yaklaşık her beş Türk’ten birisinin özel ve kamusal alanda Kürtlere yönelik bir tepkisellik beslediğini göstermektedir. Genel olarak bakıldığında, her iki etnik grup arasında en yüksek kutuplaşma oranı her üç Türk’ten birisinin kamusal alanda Kürtlere bakışında ortaya çıkmaktadır. Bu tepkisellik düzeyi, ülkede iki etnik grup arasında yaşandığı düşünülen kutuplaşmanın aslında tahmin edilen düzeyin altında olduğunu göstermektedir. 17 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 2.2 Dini ve Mezhepsel Kutuplaşma 2.2.1 Alevilere Bakış Türkiye’de yaklaşık her üç kişiden birisi bir Alevi ile evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak görmektedir. Yaklaşık her beş kişiden birisinin bir Alevi’nin ülkede başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olacağını beyan etmesi ise mezhepsel temelde, kamusal alanda varlığını gösteren bir tepkiselliğe işaret etmektedir. Bu bulgular, Alevilere karşı özel alanda ortaya çıkan mesafenin kamusal alana göre daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Alevilere yönelik özel ve kamusal alandaki en fazla tepkisellik; dindarlığın, muhafazakarlığın ve Sünni kültürün daha çok sahiplenildiği AKP ve sonrasında MHP seçmenindedir. Tepkiselliğin en düşük olduğu parti seçmeni her dört boyutta da BDP/HDP’lilerdir. 18 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Alivelere tepkisellik her dört partide de evlilik yoluyla akraba olma konusunda en yüksek düzeye çıkmaktadır. İkinci en yüksek tepkisellik ise Alevilerin ülkede yönetim kademelerinde görülmesine dönüktür. Alevilere yönelik tepkiselliğin en yüksek olduğu AKP ve MHP seçmeninde, her üç-dört kişiden birisinin bir Alevi ile evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak gördüğü anlaşılmaktadır. Bu iki parti seçmeni arasında yaklaşık her dört kişiden birisinin bir Alevinin Türkiye’de başbakan ya da cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olduğu görülmektedir. Tüm parti seçmenlerinde Alevilere yönelik en düşük tepkisellik ise, Alevilerle Türkiye’de beraber yaşama noktasında ortaya çıkmaktadır. Yaklaşık her 20 kişiden birisinde görülen bu tepkisellik, aynı konuda Kürtlere karşı duyulan tepkisellikten çok daha düşüktür ve dolayısıyla daha az toplumsal çatışma potansiyeli taşımaktadır. Alevilerle evlilik yoluyla akraba olmaya yönelik tepkisellik, kendini şeriatçı olarak tanımlayan grupta, her üç kişiden ikisinde olmak üzere en yüksek düzeyde kendini göstermektedir. Kendisini Sünni veya Müslüman olarak tanımlayan kesimde ise, bu tepkisellik her üç kişiden birisinde ortaya çıkmaktadır. Alevi akrabası olan Sünnilerde Alevilere yönelik tepkisellik, Alevi akrabası olmayan Sünnilere göre çok daha düşüktür. Kürt akrabası olan Türklerde olduğu gibi, Alevi akrabası olan Sünnilerde tepkiselliğin yarı yarıya düşük olması, ortak aile bağlarının iki dini grup arasında beraber yaşama ve birbirini anlama noktasında önemli bir empati zemini oluşturduğunu göstermektedir. Bulgulara etnisite temelinde bakıldığında; ölçülen dört boyutta da Alevilere yönelik tepkiselliğin Kürtlerde en düşük düzeyde olduğu söylenebilir. Bir Alevi ile komşu olmayı ve Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görme konusunda Türkler, Araplar ve Çerkesler arasında bir farklılaşma yoktur. Alevilerle evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak görenler Çerkeslerde en yüksek düzeydeyken, bu konudaki tepkisellik daha sonra sırasıyla Araplarda, Türklerde ve Kürtlerdedir. Bir Alevi’nin Türkiye’de cumhurbaşkanı ya da başbakan olmasını problem olarak algılayanların oranı Araplarda en yüksekken, Kürtlerde en düşük düzeydedir. Alevilere bakış bulguları siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; ölçülen dört boyutta da genel olarak Alevilere yönelik en yüksek tepkiselliğin kendisini dindar muhafazakar olarak tanımlayanlarda olduğu, müteakiben ise sırasıyla “gelenekçi muhafazakar”, “ulusalcı” ve “sosyal demokrat” kimliklerin geldiği; kendisini Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımlayanlar arasında ise tepkiselliğin en düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Alevilere bakışta öğrenim düzeyine göre anlamlı bir farklılaşma gözlenmezken, kişilerin yaşları yükseldikçe Alevilere karşı tepkisellik düzeyi düşmekte ve tolerans artmaktadır. 19 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma (Alevi Olmayanların Alevilere Bakışı) Bir Alevi ile / Bir Alevi’nin 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP CHP MHP BDP/HDP Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep ve Mezhep Bağı Sünni Alevi akrabası olan Sünni Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri Türkiye’de Türkiye’de birlikte başbakan veya yaşamayı problem cumhurbaşkanı olarak görüyorum olmasından rahatsız (%) olurum (%) Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm (%) Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm (%) 43,4 9,9 6,7 12,7 1,4 1,9 6,7 30,9 5,5 4,8 9,3 1,3 1,3 19,0 6,7 2,6 6,7 31,2 6,5 4,9 22,2 27,1 4,3 3,5 16,9 45,6 7,2 4,3 34,1 7,0 4,7 20,9 6,7 28,6 33,9 6,7 5,0 23,4 64,6 17,4 8,9 52,7 0,0 0,0 0,0 0,0 2,2 0,0 0,0 2,2 38,5 7,3 5,1 24,8 16,9 5,4 4,2 15,0 49,6 11,7 6,0 39,0 41,5 8,0 6,2 27,2 22,8 4,4 4,1 13,3 21,0 3,2 2,7 10,4 8,3 1,7 2,5 4,3 33,8 6,4 5,1 23,7 30,8 6,6 4,6 24,1 30,4 6,0 4,5 20,3 36,1 9,1 7,3 28,2 29,0 4,8 3,3 18,6 18,8 3,4 2,5 8,5 32,0 7,7 6,3 22,2 30,4 5,8 4,0 22,3 29,9 5,5 4,0 18,8 20 34,1 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 2.2.2 Sünni Olmayanların Sünnilere Bakışı Sünni olmayanların Sünnilere bakışı incelendiğinde, sorgulanan tüm boyutlarda Sünnilere karşı tepkiselliğin çok düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Bu nedenle, gruplarda ve alt gruplarda ortaya çıkan tepkisellik düzeyine dönük tablo değerleri bu başlıkta verilmemiştir. 2.2.3 Alevilerle Sünnilerin Birbirlerine Bakışı Hem özel hem de kamusal alanda Sünnilerde Alevilere yönelik tepkiselliğin ve mesafenin, Alevilerin Sünnilere karşı tepkiselliğinden daha yüksek olduğu görülmektedir. Kamuoyunda var olduğu düşünülen Sünni-Alevi kutuplaşmasının, bu çalışmada bulgulanan düzeyin üzerinde olduğu değerlendirilebilir. Bu farklılaşmanın nedeni, iki grup arasındaki mesafenin temelde kişilerin zihinlerinde değil, toplumsal kalıplarda var olmasıdır. Bu noktada, bu iki grup arasında mahalle baskısı nedeniyle pratikte ortaya çıkan mesafeyi de unutmamak gerekir. 21 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 2.2.4 Şeriatçıya Bakış Yaklaşık her üç kişiden birisinin şeriatçılara karşı özel ve kamusal alanda tepkisellik beslediği görülmektedir. Bu konudaki en yüksek tepkisellik, bir şeriatçının Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına dönüktür. Şeriatçılara dönük tepkiselliğin AK Parti seçmeni dışında genel olarak oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Ölçülen dört farklı boyutta da tepkiselliğin en yüksek olduğu parti seçmeni CHP’lilerdir. Tepkiselliğin görece yüksek olduğu ikinci ve üçüncü parti seçmeni sırasıyla BDP/HDP ve MHP’liler iken, AKP seçmeni arasında şeriatçılara karşı tepkisellik en düşük düzeydedir. CHP seçmeninde hem özel alana hem de kamusal alana taşınan yüksek tepkisellik partinin ideolojisi ve devraldığı miras temelinde anlamlanmaktadır. Bunun yanında, şeriatçılara yönelik tepkiselliğin AKP seçmeninde en düşük düzeyde olması ise, bu partinin dindar muhafazakar seçmene sahip olması ve siyasal İslamcı bir çizgide yer alması ile açıklanabilir. 22 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Şeriatçılara yönelik tepkisellik, pek çok şeyin paylaşıldığı özel alandan uzaklaşıldıkça (Evlilikten Türkiye’de birlikte yaşamaya) genel olarak azalmakla birlikte, aynı şeyi şeriatçıları ülke yönetiminde görme noktasında söylemek mümkün değildir. Şeriatçılara karşı en yüksek tepkisellik tüm parti seçmenlerinde bir şeriatçının Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına yönelik olarak kamusal alanda gözlenirken, bu tepkisellik CHP seçmeninde yaklaşık her beş kişiden dördü, MHP ve BDP/HDP seçmeninde ise her beş kişiden üçü tarafından ortaya konulmaktadır. Şeriatçılara bakışı ortaya koyan bulgulara etnisite temelinde bakıldığında; özel ve kamusal alanda şeriatçılara karşı en yüksek tepkisellik Çerkeslerde iken Türklerin tepkisellikte ikinci ve Arapların üçüncü sırada geldiği görülmektedir. Kürtlerde ise tepkisellik en düşük düzeydedir. Şeriatçılara karşı özel ve kamusal alanda gözlenen tepkisellik, Müslüman olmayanlarda ve inançsızlarda kendisini Müslüman olarak tanımlayanlara göre çok daha yüksektir. Müslüman olmayanlar içinde her beş kişiden yaklaşık dördünün böyle bir tepkisellik içinde olması, şeriatçılarla beraber yaşamanın (bu kavrama verilen anlam ve bu konudaki tartışmalardan bağımsız düşünüldüğünde) tehdit olarak algılanma düzeyini göstermesi açısından çarpıcı bir bulgudur. Şeriatçılara karşı tepkisellik Alevilerde Sünnilere göre çok daha yüksektir. Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; ölçülen dört boyutta da genel olarak şeriatçılara karşı en yüksek tepkiselliğin kendisini Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımlayanlarda olduğu, müteakiben ise sırasıyla “ulusalcı”, “sosyal demokrat” ve “gelenekçi muhafazakar” kimliklerin geldiği, kendisini dindar muhafazakar olarak tanımlayanlar arasında ise tepkiselliğin en düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Şeriatçılara bakışta öğrenim düzeyi ve hane geliri yükseldikçe tepkisellik artmaktadır. Bunun yanında farklılaşmaya yaş temelinde bakıldığında ise en yüksek tepkiselliğin 50 yaş ve üzeri grupta, en düşük tepkiselliğin ise 30-49 yaş grubunda olduğu görülmektedir. 23 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma (Şeriatçı Olmayanların Şeriatçılara Bakışı) Bir Şeriatçı ile / Bir Şeriatçının Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm (%) Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm (%) Türkiye’de birlikte Türkiye’de başbakan yaşamayı problem veya cumhurbaşkanı olarak görüyorum olmasından rahatsız (%) olurum (%) 16,2 10,7 8,3 22,9 71,4 66,0 61,2 83,1 39,9 34,7 30,1 57,1 50,0 42,2 34,9 61,4 39,0 34,2 30,2 50,5 30,6 24,5 22,5 39,9 52,3 43,1 30,3 66,2 36,7 33,9 30,5 41,4 34,2 28,7 24,9 45,4 82,9 77,8 72,2 80,6 72,6 67,0 66,1 90,3 27,8 23,5 19,2 38,3 68,3 64,7 56,1 78,5 7,9 4,0 2,3 9,4 22,2 17,7 13,9 34,4 59,2 55,8 51,0 70,9 55,8 53,1 47,2 67,1 65,8 59,2 52,6 76,3 32,9 28,6 25,6 42,9 34,3 29,2 24,8 43,5 40,8 35,5 31,5 52,7 44,7 38,0 35,0 57,5 35,5 30,8 26,4 46,4 50,2 47,7 40,9 59,5 36,1 32,3 28,8 47,9 36,7 31,5 29,1 48,8 45,0 38,9 32,5 55,3 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP CHP MHP BDP/HDP Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-MarksistKomünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri 24 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 2.2.5 Başka Dinden ve İnançsız Kişilere Bakış Çalışma bulguları; Kürtlere, Alevilere ve başka dinden insanlara göre inançsız kişilerin, hem özel alanda hem de kamusal alanda daha mesafeli algılandığını göstermektedir. Başka dinden kişilere ve inançsızlara karşı duyulan tepki ve dini kutuplaşma, Kürtlere karşı tepkiden ve etnik kutuplaşmadan hem kamusal alanda hem de özel alanda daha yüksektir. Bu durum, Türkiye’deki genel kanının aksine, kutuplaşmanın en yoğun şekilde etnik temelde yaşanmadığını; dini kutuplaşmanın da etnik kutuplaşma kadar önemli düzeyde, hatta bazı alanlarda çok daha fazla olduğunu göstermektedir. Genel olarak bakıldığında, ölçülen dört farklı boyutta da inançsızlara yönelik tepkiselliğin başka dinden kişilere yönelik tepkisellikten daha yüksek olduğunun da vurgulanması gerekmektedir. Başka dinden kişilere ve inançsızlara karşı özel ve kamusal alandaki en yüksek tepkisellik, beklentilerle ve diğer çalışma bulgularıyla örtüşen şekilde, geleneksel ve dini muhafazakarlığın öne çıktığı AKP ve sonrasında MHP seçmenindedir. Tepkisellik CHP seçmeninde ise en düşük düzeydedir. AK Parti ve MHP seçmeninde yaklaşık her iki kişiden birisi başka dinden kişilerle ve inançsızlarla evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak görürken, aynı seçmenin bu kişilerin Türkiye’de yönetim kademelerinde olmasına bakışı çok daha olumsuzdur. Başka dinden kişilerle ve inançsızlarla Türkiye’de birlikte yaşamaya bakış ise tüm parti seçmenlerinde diğer konulara göre çok daha toleranslıdır. 25 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Bulgulara etnisite temelinde bakıldığında; ölçülen dört boyutta da başka dinden kişilere yönelik tepkisellik Çerkeslerde en yüksek düzeydeyken, Kürtlerde ve Araplarda en düşük düzeydedir. Başka dinden kişilere yönelik tepkisellik kendisini şeriatçı olarak tanımlayanlarda en yüksek düzeydedir. Bu grupta, başka dinden kişilerle evlilik ve bu kişilerin ülkeyi yönetmesi konularında her üç kişiden ikisi tarafından ortaya konulan tepkisellik önemli bir probleme işaret etmektedir. Ayrıca başka dinden kişilere yönelik tepkisellik düzeyi Sünnilerde Alevilere göre çok daha yüksektir. Başka dinden kişilere bakışa ait bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; ölçülen dört boyutta da genel olarak başka dinden kişilere yönelik en yüksek tepkiselliğin kendisini dindar muhafazakar ve gelenekçi muhafazakar olarak tanımlayanlarda olduğu görülmektedir. “Ulusalcı” ve “sosyal demokrat” kimliklerle kendisini tanımlayanlarda başka dinden kişilere bakış, özellikle evlilik ve o kişilerin ülkeyi yönetmesi konusunda yaklaşık her dört kişiden birisinin tepkisini çekecek kadar olumsuz iken; kendisini Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımlayanlar arasında tepkisellik diğer kimliklerle karşılaştırılmayacak kadar düşük düzeydedir. Başka dinden kişilere yönelik tepkisellik genel olarak kişilerin öğrenim düzeyi, yaşları ve hane gelirleri yükseldikçe düşmektedir. 26 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Başka dinden birisi ile / Başka dinden birisinin 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP CHP MHP BDP/HDP Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm (%) Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm (%) Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum (%) Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum (%) 50,0 9,3 6,3 61,7 10,9 40,0 17,3 1,5 6,8 1,2 1,3 6,2 1,2 23,9 54,8 12,0 34,9 6,0 4,7 48,4 34,4 45,3 29,4 5,1 10,7 8,8 8,8 3,0 9,3 7,5 37,0 53,4 36,9 38,4 6,4 4,9 51,1 63,4 2,7 3,5 9,8 0,0 0,0 6,0 0,0 0,0 68,4 2,7 5,3 43,3 7,0 5,6 55,4 10,8 1,3 2,0 21,7 63,5 49,6 24,1 21,5 5,2 13,4 10,0 4,3 3,0 0,6 8,8 8,3 3,9 2,4 1,3 67,4 60,9 38,7 30,0 9,7 43,5 6,7 9,2 53,3 35,6 33,3 7,0 5,3 5,1 4,0 49,0 44,6 31,8 36,4 24,3 7,2 4,9 5,1 5,1 4,0 3,6 47,2 45,2 40,9 34,6 9,4 8,0 49,4 35,3 32,0 5,4 3,6 3,7 2,8 46,9 41,6 27 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma İnançsız kişilere bakış bulgularına etnisite temelinde bakıldığında; inançsız kişilere yönelik tepkisellik Çerkeslerde en yüksek düzeydeyken, Kürtlerde evliliğe bakış dışında tepkiselliğin en düşük düzeyde olduğu söylenebilir. İnançsız kişilere bakış ve bu kişilere tepkisellik noktasında farklı etnik gruplar, diğer kimliklere bakışa göre çok daha fazla benzeşmektedir. İnançsız kişilere yönelik tepkisellik, başka dinden kişilere bakışta olduğu gibi, ölçülen dört boyutta da kendisini şeriatçı olarak tanımlayanlarda en yüksek düzeydeyken, kendisini Müslüman olarak tanımlayanlarda yine oldukça yüksektir. Ayrıca tepkisellik düzeyi Sünnilerde Alevilere göre çok daha yüksektir. İnançsız kişilere bakışa ait bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde görülür ki; ölçülen dört boyutta da genel olarak bu gruba yönelik en yüksek tepkisellik, başka dinden kişilere bakışta olduğu gibi, kendisini dindar muhafazakar ve gelenekçi muhafazakar olarak tanımlayanlardadır. Bu iki kimlikteki kişilerin tepkisellik düzeyi diğer siyasi kimliklere göre çok daha yüksektir. “Ulusalcı” ve “sosyal demokrat” kimliklerle kendisini tanımlayanlarda inançsız kişilere bakış, özellikle evlilik ve o kişilerin ülkeyi yönetmesi konusunda yaklaşık her üç kişiden birisinin tepkisini çekecek kadar olumsuz iken; kendisini Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımlayanlar arasında tepkisellik çok daha düşük düzeydedir. İnançsız kişilere yönelik tepkisellik kişilerin öğrenim düzeyleri, yaşları ve hane gelirleri yükseldikçe düşmektedir. 28 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Bir İnançsız ile / Bir İnançsızın 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP CHP MHP BDP/HDP Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm (%) Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm (%) 62,2 30,7 Türkiye’de Türkiye’de birlikte başbakan veya yaşamayı problem cumhurbaşkanı olarak görüyorum olmasından rahatsız (%) olurum (%) 23,9 69,5 18,4 5,2 4,6 20,5 51,0 21,6 16,8 55,1 25,0 3,5 2,3 15,1 45,4 20,6 16,5 51,0 47,6 18,8 12,3 43,6 53,4 24,3 17,6 50,0 42,6 23,5 19,1 43,3 50,8 22,5 17,6 55,2 76,5 31,0 5,6 38,2 22,5 2,8 2,8 77,7 55,2 5,6 56,9 24,4 18,4 60,8 12,0 4,7 22,5 4,0 18,5 70,7 34,7 25,8 74,5 62,5 31,7 22,5 14,1 24,8 68,4 34,5 11,2 39,4 29,2 9,1 6,6 30,9 7,0 1,9 2,5 6,4 54,4 29,7 33,0 62,5 48,1 27,1 24,0 58,3 43,6 18,0 13,3 46,2 46,1 20,6 17,3 50,5 44,9 19,7 14,8 48,4 35,6 16,7 14,1 41,0 48,8 25,0 21,6 53,8 44,9 21,3 16,3 50,1 41,7 14,6 10,9 43,4 29 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 2.2.6 Başörtülülere Bakış Çalışmada dini kutuplaşmaya dönük olarak ölçülen boyutlardan bir diğeri başörtülü kişilere bakıştır. Başörtülü kişilere veya ailelerine yönelik özel alanda çok düşük olan tepkisellik, her altı-yedi kişiden birisinin kamusal alanda bu kişileri önemli pozisyonlarda problem olarak algılaması şeklinde kendini göstermektedir. Bu konuda tepkisel olan kişiler, başörtülü bir ailenin Türkiye’de başbakan ve cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olduğunu/olacağını ifade etmektedir. Başörtülü kişilere yönelik tepkisellik tüm toplumsal kesimlerde genel olarak oldukça düşük düzeyde olmasına rağmen, görece en yüksek tepkisellik CHP seçmenindedir. Yaklaşık her beş CHP’liden birisi başörtülü bir aile ile evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak görürken, her beş CHP’liden ikisi başörtülü bir ailenin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olacağını ifade etmektedir. Bu bulgu, çok yüksek olmasa da önemsenmesi gereken bir düzeyde olan tepkiselliği, Türkiye’de laik-dindar ve modern-gelenekçi ekseninde geçmişte var olmuş ve bugün de devam eden bir kutuplaşma şeklinde ortaya koymaktadır. 30 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Başörtülü kişilere yönelik tepkiselliğin, bu kişilerin ülkeyi yönetmesi noktasında daha yüksek bir düzeye çıkması, CHP seçmeni açısından bu kişilerin rejimin geleceğine dönük tehdit olarak algılandığı şeklinde yorumlanabilir. Başörtülü kişilere bakışı ortaya koyan bulgulara etnisite temelinde bakıldığında; en yüksek tepkiselliğin bu kişilerin ülkeyi yönetmesi noktasında ortaya çıktığı ve bu noktada Çerkeslerin ve Türklerin tepki düzeyinin Araplardan ve Kürtlerden daha yüksek olduğu görülmektedir. Başörtülü kişilere karşı özel ve kamusal alanda en yüksek tepkisellik, dini kimlikler temelinde Müslüman olmayanlarda ve inançsızlarda, her beş kişiden birisini kapsayacak şekilde kendini göstermektedir. Bu noktada, başka dinden kişilerin de içinde bulunduğu Müslüman olmayan kişiler grubunun tepkiselliğinin hem kamusal hem de özel alanda inançsızlara göre çok daha yüksek olduğunu vurgulamak gerekmektedir. Bulgulara mezhepsel temelde bakıldığında; başörtülü kişilere yönelik tepkisellik düzeyinin bu kişilerle evlilik ve bu kişilerin ülkeyi yönetmesi noktasında Alevilerde Sünnilere göre çok daha yüksek olduğu görülmektedir. Aleviler arasında her beş kişiden birisi başörtülü bir aile ile evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak görürken, her üç kişiden birisi başörtülü bir aileden birisinin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olacağını ifade etmiştir. Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; genel olarak başörtülülere karşı en yüksek tepkiselliğin kendisini Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımlayanlarda olduğu, müteakiben ise “ulusalcı” ve “sosyal demokrat” kimliklerin geldiği, gelenekçi muhafazakar ve dindar muhafazakar kişiler arasında ise tepkiselliğin çok düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Başörtülülere bakış öğrenim düzeyi, yaş ve hane gelirine göre önemli ve anlamlı bir farklılaşma göstermemektedir. 31 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Başörtülü bir aile ile / Başörtülü bir ailenin 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP CHP MHP BDP/HDP Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm (%) Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm (%) Türkiye’de birlikte Türkiye’de başbakan yaşamayı problem veya cumhurbaşkanı olarak görüyorum olmasından rahatsız (%) olurum (%) 1,7 0,9 0,8 2,7 18,0 9,2 7,9 39,8 2,7 1,6 1,6 12,0 9,9 1,1 2,2 8,0 7,4 3,9 3,6 15,5 7,0 1,6 1,6 8,8 1,4 1,4 0,0 16,9 5,0 2,9 1,4 6,6 1,4 4,9 2,6 2,3 11,6 0,7 0,0 0,0 0,7 37,8 19,4 16,7 45,9 27,0 10,6 8,9 39,3 3,3 1,7 1,7 8,6 19,5 3,3 3,4 35,1 1,6 0,8 0,7 1,7 2,6 2,0 1,8 6,4 13,6 6,3 5,5 29,4 13,0 5,4 4,8 28,3 19,6 6,3 6,4 31,2 5,0 2,9 1,0 8,8 5,9 3,7 3,5 10,9 7,8 3,4 3,2 16,5 8,6 4,2 4,0 13,6 6,5 2,7 2,6 14,4 9,2 5,6 4,4 31,0 6,9 3,5 3,6 14,2 7,0 3,4 3,6 13,6 8,3 3,3 2,4 18,1 18,1 32 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 2.3 Siyasi Kutuplaşma 2.3.1 AK Partili Olmayanların AK Partililere Bakışı AK Partili olmayan yaklaşık her üç-dört kişiden birisinin AKP’lilere karşı özel ve kamusal alanda tepkisellik beslediği görülmektedir. Bu konudaki en yüksek tepkisellik, bir AKP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına dönüktür. AK Partili olmayan yaklaşık her iki kişiden birisi ülkede bir AKP’linin başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olduğunu ifade etmiştir. AK Partililere yönelik algılara siyasi parti seçmenleri temelinde bakıldığında, ölçülen dört farklı boyutta da tepkiselliğin en yüksek olduğu parti seçmeninin CHP’liler olduğu görülmektedir. Tepkiselliğin yüksek olduğu ikinci parti seçmeni MHP’liler iken, BDP/HDP seçmeni arasında AKP’lilere karşı tepkisellik en düşük düzeydedir. 33 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma AK Partili olmayanların AK Partililere bakışında ortaya çıkan en yüksek tepkisellik tüm parti seçmenlerinde bir AKP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına yönelik kamusal alanda gözlenmektedir. Bu alandaki tepkisellik CHP seçmeninde her üç kişiden ikisi, MHP seçmeninde her iki kişiden birisi ve BDP/HDP seçmeninde yaklaşık her beş kişiden ikisi tarafından ortaya konmaktadır. AK Partililere bakışta ikinci en yüksek tepkisellik ise evlilik yoluyla akraba olma noktasında görülmektedir. Bu tepkisellik düzeyi ise MHP ve BDP/HDP seçmeninde yaklaşık her dört kişiden birisinde, CHP seçmeninde ise her beş kişiden ikisinde ortaya çıkmaktadır. Tüm parti seçmenleri için bir AKP’li ile komşu olmaya ve Türkiye’de birlikte yaşamaya yönelik tepkisellik, evlilik ve ülke yönetimi boyutlarıyla kıyaslandığında görece daha düşüktür. AKP seçmenine yönelik bulgulanan bu yüksek siyasi kutuplaşma düzeyinin, Türkiye’deki etnik ve mezhepsel kutuplaşmanın üzerinde olması siyaset alanındaki gerginliklerin toplumsal boyuta taşındığını ve farklı parti seçmenleriyle beraber yaşamanın problem olarak algılanmaya başladığını göstermektedir. AK Partili olmayan her dört kişiden yaklaşık birinin AK Partililerle Türkiye’de beraber yaşamayı problem olarak görmesi, kutuplaşmanın düzeyini ve önemini ortaya koyması açısından çarpıcı bir bulgudur. Kamusal alanda gözlenen yüksek kutuplaşma daha normal kabul edilebilir ve açıklanabilir nitelikteyken, bu kutuplaşmanın özel alana da inmiş olması vurgulanması gereken bir konudur. AK Partili olmayanların AK Partiye bakışını ortaya koyan bulgulara etnisite temelinde bakıldığında; özel alanda ve kamusal alanda en yüksek tepkisellik genel olarak Türklerde ve Araplardadır. AKP’li kişilere karşı özel ve kamusal alanda en yüksek tepkisellik, dini kimlikler temelinde Müslüman olmayanlarda ve inançsızlarda, yaklaşık her iki kişiden birisini kapsayacak şekilde kendini göstermektedir. Bu noktada, başka dinden kişilerin de içinde bulunduğu Müslüman olmayan kişilerin tepkiselliğinin hem kamusal hem de özel alanda inançsızlara göre çok daha yüksek olduğunu vurgulamak gerekmektedir. Bulgulara mezhepsel temelde bakıldığında; AK Partili kişilere yönelik tepkisellik düzeyi tüm boyutlarda Alevilerde Sünnilere göre çok daha yüksektir. Aleviler arasında her beş kişiden ikisi AKP’li birisi ile evlilik yoluyla akraba olmayı problem olarak görürken, her beş kişiden üçü AKP’li birisinin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olacağını ifade etmiştir. Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; genel olarak AKP’lilere karşı en yüksek tepkiselliğin kendisini Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımlayanlarda olduğu, müteakiben ise “ulusalcı” ve “sosyal demokrat” kimliklerin geldiği ve dindar muhafazakar kişiler arasında ise tepkiselliğin görece düşük düzeyde olduğu görülmektedir. AKP’lilere bakışta öğrenim düzeyine ve hane gelir durumuna göre anlamlı bir farklılaşma gözlenmezken, 18-29 yaş grubunda tepkiselliğin diğer yaş gruplarına göre çok daha yüksek olduğu söylenebilir. Bu bulgular, siyasi kutuplaşmanın yaş, gelir ve öğrenim düzeyi temelindeki tüm demografik grupları benzer düzeyde etkilediğini göstermesi açısından çarpıcıdır. Bu durum siyasi kutuplaşmayı toplumsal barışa tehdit anlamında diğer kutuplaşma alanlarının önüne çıkarmaktadır. 34 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma (AKP’li Olmayanların AKP’lilere Bakışı) Bir AKP’li ile / Bir AKP’linin 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti CHP MHP BDP/HDP Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri Türkiye’de Türkiye’de birlikte başbakan veya yaşamayı problem cumhurbaşkanı olarak görüyorum olmasından (%) rahatsız olurum (%) Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm (%) Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm (%) 42,8 35,9 34,7 68,8 25,3 19,8 20,6 50,8 22,6 11,9 15,5 38,1 31,8 26,3 25,5 54,9 19,2 19,2 25,0 10,4 11,0 33,0 18,8 14,6 52,2 30,4 30,4 28,3 44,2 26,5 21,8 21,7 48,4 10,3 10,0 10,0 23,3 57,1 45,7 47,1 73,5 50,5 35,2 38,0 71,6 50,5 24,1 19,6 20,0 46,0 42,0 28,6 28,6 46,0 60,6 9,2 7,0 6,4 25,7 19,8 15,4 15,5 40,3 39,5 33,7 30,9 66,4 37,0 28,8 27,3 62,3 50,4 42,0 37,8 73,8 23,5 14,7 24,2 50,0 29,7 25,0 26,5 52,9 31,5 25,0 24,2 52,5 35,6 29,4 29,6 57,3 28,9 22,2 24,8 22,2 29,6 20,3 49,6 27,6 29,2 24,4 24,6 53,2 31,1 24,5 50,5 32,1 32,1 25,4 25,0 29,6 23,9 35 29 53,0 54,2 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 2.3.2 CHP’li Olmayanların CHP’lilere Bakışı CHP’li olmayan yaklaşık her 10 kişiden birisinin CHP’lilere karşı özel ve kamusal alanda tepkisellik beslediği görülmektedir. Bu konudaki en yüksek tepkisellik, AKP’ye bakışta olduğu gibi, bir CHP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına dönüktür. CHP’li olmayan yaklaşık her üç kişiden birisi ülkede bir CHP’linin başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olduğunu ifade etmiştir. CHP’ye yönelik algılara siyasi parti seçmenleri temelinde bakıldığında, ölçülen dört farklı boyutta da tepkiselliğin en yüksek olduğu parti seçmeninin AKP’liler olduğu görülmektedir. Tepkiselliğin yüksek olduğu ikinci parti seçmeni BDP/HDP iken, MHP seçmeni arasında CHP’lilere karşı tepkisellik en düşük düzeydedir. CHP’li olmayanların CHP’lilere bakışında ortaya çıkan en yüksek tepkisellik tüm parti seçmenlerinde bir CHP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına yönelik kamusal alanda gözlenmektedir. Bu alandaki tepkisellik AKP seçmeninde yaklaşık her beş kişiden ikisi, BDP/HDP ve MHP seçmeninde ise her dört kişiden birisi tarafından ortaya konmaktadır. CHP’lilere bakışta ikinci en yüksek tepkisellik ise bir CHP’li ile evlilik yoluyla akraba olma noktasında görülmekte ancak bu oran 36 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma ülke yönetimi konusunda olduğu kadar yüksek düzeylere ulaşmamaktadır. Bununla birlikte, tüm parti seçmenleri için bir CHP’li ile komşu olmaya ve Türkiye’de birlikte yaşamaya yönelik tepkisellik evlilik ve ülke yönetimi boyutlarına göre daha düşük kalmaktadır. Bu bulgular AKP’lilere yönelik tepkisellik düzeyi ile birlikte düşünüldüğünde, CHP’lilere karşı duyulan tepkiselliğin özel alana çok fazla yansımadığı, daha ziyade kamusal alanda yoğunlaştığı tespiti yapılabilir. Ayrıca, CHP seçmeninin AKP seçmenine tepkiselliği, AKP seçmeninin CHP seçmenine tepkiselliğinden çok daha fazladır. CHP’li olmayanların CHP’ye bakışını ortaya koyan bulgulara etnisite temelinde bakıldığında, hem özel alanda hem de kamusal alanda tek bir etnik grubun tepkisellik anlamında ön plana çıkmadığı görülmektedir. Ancak genel olarak bakıldığında Çerkeslerin CHP’lilere karşı bazı konularda diğer gruplara göre daha tepkisel olduğu yorumu yapılabilir. CHP’li kişilere karşı özel ve kamusal alanda en yüksek tepkisellik, dini kimlikler temelinde oldukça yüksek düzeyde şeriatçılarda ortaya çıkmaktadır. Bu grubun bir CHP’li ile kapı komşusu olmayı ve Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görme düzeyi de diğer dini kimliklere göre oldukça yüksek orandadır. Müslüman olmayan ve inançsız kesim, CHP’lilere yönelik olarak özel ve kamusal alanda kayda değer bir tepkisellik beslememektedir. Bulgulara mezhepsel temelde bakıldığında; CHP’li kişilere yönelik tepkisellik düzeyinin tüm boyutlarda Sünnilerde Alevilere göre çok daha yüksek olduğu görülmektedir. Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; genel olarak CHP’lilere karşı en yüksek tepkiselliğin kendisini dindar muhafazakar olarak tanımlayanlarda olduğu, müteakiben ise gelenekçi muhafazakarların ve Sosyalist-Marksist-Komünist grubun geldiği söylenebilir. Bir CHP’liye karşı hem özel hem de kamusal alanda en düşük tepkisellik ise ulusalcılarda ve sosyal demokratlardadır. CHP’lilere bakışta kişilerin öğrenim düzeyi ve hane toplam geliri arttıkça ve yaşları büyüdükçe tepkiselliğin azaldığı görülmektedir. Buna göre, hem özel hem de kamusal alanda bir CHP’liye yönelik en yüksek tepkiselliğe, ilköğretim ve daha düşük düzeyde eğitime sahip, aylık hane toplam geliri 02000 TL arası olan 18-29 yaş grubu kişiler sahiptir. 37 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma (CHP’li Olmayanların CHP’lilere Bakışı) Bir CHP’li ile / Bir CHP’linin 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP MHP BDP/HDP Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm (%) Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm (%) 18,4 10,7 9,2 45,0 9,2 3,8 3,6 24,4 14,1 5,9 5,9 26,2 13,5 7,6 6,8 34,5 14,2 9,1 6,6 33,3 22,6 9,4 7,5 40,4 13,3 8,9 8,9 28,9 14,5 8,2 6,9 35,5 31,0 8,2 3,1 22,0 19,8 68,3 0,0 0,0 2,8 6,1 2,0 4,1 17,0 15,3 8,2 6,9 36,4 0,0 0,0 0,0 7,1 25,8 15,3 13,2 53,3 15,7 9,2 7,4 35,5 8,9 4,5 3,3 9,4 3,6 3,0 22,5 22,0 10,3 5,1 3,8 22,5 26,0 22,0 23,9 15,5 12,9 51,4 17,0 10,4 9,4 13,0 7,1 6,1 41,2 22,5 32,3 22,0 17,2 10,9 9,0 37,2 13,1 6,7 6,1 33,6 6,8 4,5 3,0 26,7 16,7 10,2 9,3 37,2 14,5 8,2 6,9 35,7 11,6 6,1 5,2 30,7 38 Türkiye’de birlikte Türkiye’de başbakan yaşamayı problem veya cumhurbaşkanı olarak görüyorum olmasından rahatsız (%) olurum (%) Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 2.3.3 MHP’li Olmayanların MHP’lilere Bakışı MHP’li olmayanların MHP’lilere karşı özel ve kamusal alanda beslediği tepkisellik diğer partilere göre çok daha düşük düzeydedir. Bu konudaki en yüksek tepkisellik, diğer partililere olduğu gibi, bir MHP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına dönüktür. MHP’li olmayan yaklaşık her beş kişiden birisi ülkede bir MHP’linin başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olacağını ifade etmiştir. MHP’ye yönelik algılara siyasi parti seçmenleri temelinde bakıldığında, ölçülen dört farklı boyutta da tepkiselliğin en yüksek olduğu parti seçmeninin BDP/HDP’liler olduğu görülmektedir. Tepkiselliğin yüksek olduğu ikinci parti seçmeni AKP iken, CHP’liler en düşük tepkisellik düzeyine sahip grubu oluşturmaktadır. MHP’li olmayanların MHP’ye bakışında ortaya çıkan en yüksek tepkisellik tüm parti seçmenlerinde bir MHP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına yönelik kamusal alanda gözlenmektedir. Bu alandaki tepkisellik BDP/HDP seçmeninde yaklaşık her iki kişiden birisinde ortaya 39 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma çıkmakta ve hem AKP hem de CHP seçmenine kıyasla oldukça yüksek düzeylere ulaşmaktadır. Bu anlamda, ülke yönetimi dışında kalan diğer boyutlarda BDP/HDP seçmeni hariç diğer parti seçmenlerinin tepkisellik düzeyinin düşük kaldığı söylenebilir. BDP/HDP seçmeninde bir MHP’li ile evlilik yoluyla akraba olmayı her beş kişiden yaklaşık üçü problem olarak görürken, bir MHP’li ile kapı komşusu olmayı ve Türkiye’de birlikte yaşamayı her beş kişiden ikisi problem olarak algılamaktadır. Bu bulgulara genel olarak bakıldığında, BDP/HDP seçmeni hariç MHP’lilere yönelik tepkiselliğin hem özel hem de kamusal alanda düşük düzeylerde kaldığı yorumu yapılabilir. Ayrıca, MHP seçmeninin AKP seçmenine tepkiselliği, AKP seçmeninin MHP seçmenine tepkiselliğinden çok daha fazladır. MHP’li olmayanların MHP’ye bakışını ortaya koyan bulgulara etnisite temelinde bakıldığında, hem özel alanda hem de kamusal alanda en yüksek tepkiselliğe Kürtlerin sahip olduğu söylenebilir. Ancak çarpıcı olan bulgu, Çerkeslerin de MHP’lilere Kürtlerinkine yakın düzeydeki tepkiselliğidir. Bunun yanı sıra, BDP/HDP seçmeni ve Kürtlere dönük bulgular bir arada değerlendirildiğinde, BDP/HDP seçmeninin MHP’ye karşı çok daha tepkisel olduğu görülür ki bu durum, kutuplaşmanın siyasi ortama taşındığında çok daha keskin yaşandığını ortaya koymaktadır. MHP’lilere karşı en yüksek tepkisellik dini kimlikler temelinde genel olarak Müslüman olmayanlarda ve inançsızlarda iken, en düşük tepkisellik düzeyi kendisini Müslüman olarak tanımlayanlardadır. Bir MHP’linin Türkiye’de cumhurbaşkanı ya da başbakan olmasını, kendini şeriatçı olarak tanımlayan grup diğer gruplara göre daha fazla problem olarak görürken, bir MHP’li ile evlilik yoluyla akraba olmayı en fazla sorun olarak algılayanlar Müslüman olmayanlardır. Bulgulara mezhepsel temelde bakıldığında; MHP’li kişilere yönelik tepkisellik düzeyinin ülke yönetimi ve evlilik yoluyla akrabalık kurma boyutlarında Alevilerde daha yüksek olduğu görülmektedir. Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; tüm boyutlarda MHP’lilere karşı en yüksek tepkiselliğin kendisini Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımlayanlarda olduğu görülür. Bu grubu ise dindar muhafazakarlar takip etmektedir. Bu bulgu, dindar muhafazakar-gelenekçi muhafazakar ayrımının siyasi bağlamda, özel ve kamusal alana taşınan tepkisellik düzeyini göstermesi açısından önemlidir. Bir MHP’liye karşı hem özel hem de kamusal alanda en düşük tepkisellik ise ulusalcılarda ve gelenekçi muhafazakarlardadır. Kişilerin öğrenim düzeyi ve hane geliri arttıkça, MHP’ye yönelik özel ve kamusal alandaki tepkiselliğin azaldığı söylenebilir. Ayrıca, 18-29 yaş grubundaki kişilerde MHP’lilere yönelik tepkisellik diğer yaş gruplarına göre daha yüksektir. 40 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma (MHP’li Olmayanların MHP’lilere Bakışı) Bir MHP’li ile / Bir MHP’linin 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP CHP BDP/HDP Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm (%) Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm (%) 8,7 5,1 Türkiye’de Türkiye’de birlikte başbakan veya yaşamayı problem cumhurbaşkanı olarak görüyorum olmasından rahatsız (%) olurum (%) 4,3 21,0 6,9 2,2 1,9 10,7 37,2 22,4 20,9 48,2 6,0 3,3 2,7 15,6 21,7 12,4 9,7 33,2 21,8 10,9 7,3 23,6 11,3 4,8 6,5 20,7 7,7 4,6 3,6 7,7 17,5 17,4 10,9 7,7 41,0 20,6 3,0 11,8 30,3 18,6 8,0 9,9 31,4 6,7 4,1 3,3 17,3 13,6 1,6 3,2 20,0 1,6 12,0 8,2 6,2 27,6 6,9 3,8 3,8 16,0 6,2 2,0 1,7 11,1 9,9 4,3 3,7 14,3 24,5 11,1 11,2 39,2 13,9 9,9 8,3 28,6 10,2 5,6 5,6 19,5 8,7 4,5 3,7 18,0 11,3 6,3 6,0 22,4 8,1 3,9 3,1 17,0 7,8 5,5 3,9 12,9 11,5 7,6 6,7 22,8 8,9 4,5 3,8 18,8 7,9 3,4 2,9 15,6 41 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 2.3.4 BDP/HDP’li Olmayanların BDP/HDP’lilere Bakışı Siyasi parti seçmenleri içinde en yüksek tepkisellik hem özel hem de kamusal alanda BDP/HDP’lilere yöneliktir. Bu konudaki en yüksek tepkisellik, bir BDP/HDP’linin Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasına dönüktür. BDP/HDP’li olmayan yaklaşık her üç kişiden ikisi ülkede bir BDP/HDP’linin başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olacağını ifade etmiştir. BDP/HDP’ye yönelik algılara siyasi parti seçmenleri temelinde bakıldığında, ölçülen dört farklı boyutta da tepkisellik en yüksek düzeyde MHP’lilerde iken, bir BDP/HDP’linin Türkiye’de cumhurbaşkanı ya da başbakan olmasına yöenelik tepkiselliğin tüm parti seçmenlerince en yüksek oranda rahatsızlık duyulan konu olduğu söylenebilir. Üç parti seçmeni arasında her 10 kişiden yaklaşık yedi-sekizi bir BDP/HDP’linin ülkede cumhurbaşkanı ya da başbakan olmasından rahatsız olacağını ifade etmektedir. Tepkiselliğin yüksek olduğu ikinci parti seçmeni genel olarak CHP’liler iken, AKP’liler en düşük tepkisellik düzeyine sahip grubu oluşturmaktadır. 42 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Bu tabloda çarpıcı olan nokta, BDP/HDP seçmenine yönelik ortaya konulan tepkiselliğin diğer parti seçmenlerine gösterilen tepkisellikten çok daha yüksek olmasıdır. Ayrıca, diğer partililere bakıştan farklı olarak BDP/HDP’lilere bakışta AKP’lilerin, CHP’lilerin ve MHP’lilerin görüşleri daha fazla benzeşmektedir. Tüm parti seçmenlerinde hem özel hem de kamusal alanda ortaya çıkan bu yüksek tepkisellik toplumsal barış anlamında kaygı vericidir. Tüm parti seçmenlerinde ortalama her iki kişiden birisinin bir BDP/HDP’li ile evlilik yoluyla akraba olmayı ve her beş kişiden yaklaşık ikisinin bir BDP/HDP’li ile kapı komşusu olmayı veya Türkiye’de beraber yaşamayı problem olarak görmesi etnik temelde gelişen siyasi kutuplaşma düzeyini göstermesi açısından önemlidir. Bu bulgulara genel olarak bakıldığında, BDP/HDP’lilere yönelik tepkiselliğin hem özel hem de kamusal alanda oldukça yüksek düzeylerde olduğu söylenebilir. Ayrıca AKP, CHP ve MHP seçmeninin BDP/HDP seçmenine bakışının, BDP/HDP’lilerin bu üç parti seçmenine bakışından hem özel hem de kamusal alanda çok daha olumsuz olduğunu söylemek gerekmektedir. BDP/HDP’li olmayanların BDP/HDP’ye bakışını ortaya koyan bulgulara etnisite temelinde bakıldığında, hem özel alanda hem de kamusal alanda en yüksek tepkiselliğe Çerkeslerin sahip olduğu söylenebilir. Müteakiben Türkler BDP/HDP’lilere karşı en yüksek tepkiselliğe sahip ikinci etnik grubu oluşturmaktadır. Çerkeslerin ve Türklerin tepkisellik düzeyleri yakın olmakla birlikte, Çerkeslerin bu derece yüksek oranlara sahip olması aslında hiç tartışılmayan başka bir tepkiselliğin Türkiye’de var olduğunu ortaya koymaktadır. Bunun yanı sıra çarpıcı bir diğer bulgu ise, Kürtlerde her beş kişiden ikisinin bir BDP/HDP’linin Türkiye’de cumhurbaşkanı ya da başbakan olmasından rahatsız olacağını ifade etmesidir. Araplarda ise bir BDP/HDP’li ile kapı komşusu olmayı ve Türkiye’de beraber yaşamayı problem olarak görenler azımsanmayacak bir oranda olsa da asıl problem, bir BDP/HDP’li ile evlilik yoluyla akrabalık kurma ve bir BDP/HDP’linin ülkeyi yönetmesi konularında ortaya çıkmaktadır. Dini kimlikler temelinde değerlendirildiğinde BDP/HDP’lilere karşı en yüksek tepkisellik tüm boyutlarda kendini Müslüman olarak tanımlayan gruptadır. Ancak diğer dini kimliklerde de BDP/HDP’lilere yönelik tepkisellik yüksek düzeylere ulaşmaktadır. BDP/HDP’lilere yönelik görece en düşük tepkisellik düzeyi ise inançsızlara aittir. Şeriatçılar ve inançsızlar dahil tüm dini kimliklerde BDP/HDP’lilere yönelik tepkiselliğin yüksek düzeyde olması genel bir olumsuz tavrı ortaya koymaktadır. Bulgulara mezhepsel temelde bakıldığında; BDP/HDP’li kişilere yönelik tepkisellik düzeyinin dört boyutta da Sünnilerde Alevilere göre daha yüksek olduğu söylenebilir, fakat evlilik yoluyla akrabalık kurma ya da bir BDP/HDP’linin ülkeyi yönetmesine bakışta Alevilerin sahip olduğu tepkisellik de azımsanmayacak düzeydedir. Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; tüm boyutlarda BDP/HDP’lilere karşı en yüksek tepkiselliğin kendisini ulusalcı olarak tanımlayanlarda olduğu görülmektedir. MHP seçmeninde olduğu gibi ulusalcılar için de milliyetçi ideoloji ve algıların bu sonuçtaki etkisini vurgulamak gerekir. Tepkisellikte ulusalcıları takip eden grup ise gelenekçi muhafazakarlardır. Diğer siyasi kimliklere kıyasla BDP/HDP’lilere yönelik en düşük tepkisellik düzeyine sahip olan kesim ise Sosyalist-MarksistKomünist olanlardır. Ancak bu grupta bile özellikle ülke yönetimi konusunda yüksek bir tepkisellik söz konusudur ve yaklaşık her iki kişiden birisi bir BDP/HDP’linin Türkiye’de cumhurbaşkanı ya da başbakan olmasını problem olarak algılamaktadır. Kişilerin hane aylık toplam gelirleri arttıkça ve yaşları büyüdükçe BDP/HDP’lilere yönelik tepkiselliklerinde bir azalış görülmektedir. Öğrenim durumu dikkate alındığında, üniversite mezunlarında tepkisellik düzeyinin diğer öğrenim düzeylerine göre daha düşük olduğu görülmektedir. 43 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma (BDP / HDP’li Olmayanların BDP / HDP’lilere Bakışı) Bir BDP / HDP’li ile - Bir BDP / HDP’linin 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP CHP MHP Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm (%) Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm (%) Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum (%) Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum (%) 48,6 39,1 31,2 66,8 47,9 39,7 35,9 64,0 66,7 59,3 54,8 80,3 55,3 46,7 40,3 71,1 23,5 17,1 14,9 40,9 66,2 50,7 40,3 77,3 30,0 16,4 23,0 50,8 53,6 44,8 38,7 69,6 48,3 40,7 29,1 65,3 46,7 33,3 30,0 53,6 24,2 20,0 18,9 41,3 53,7 45,2 38,3 70,0 37,4 28,6 45,2 25,0 48,5 46,9 29,9 68,1 58,5 36,4 45,2 49,9 42,6 71,3 64,6 58,8 53,1 79,3 45,2 36,6 30,6 60,4 31,0 25,4 23,4 46,4 55,0 44,4 41,5 73,2 52,7 46,9 41,6 71,5 50,7 41,5 35,6 65,9 60,1 51,7 47,8 74,4 48,0 38,7 32,1 64,2 35,4 30,0 23,4 55,8 55,8 48,0 44,1 69,8 50,9 43,8 37,4 68,8 48,5 37,4 31,5 63,0 44 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 2.3.5 Siyasi Partilerin Birbirine Bakışının Karşılaştırılması Daha önce incelenen siyasi parti seçmenlerine dönük bulgular bu başlıkta karşılaştırmalı olarak analiz edilmiştir. Kişilerin hem kamusal alanda hem de özel alanda en çok tepki duyduğu parti seçmeni BDP/HDP’liler iken, AKP seçmeni siyasi kutuplaşmanın ve tepkiselliğin oldukça yükseldiği grup olarak ikinci sırada yer almakta; bu grubu ise CHP seçmeni takip etmektedir. MHP seçmeni ise diğer parti seçmenlerince hem kamusal hem de özel alanda görece en az tepki duyulan grubu oluşturmaktadır. Siyasi kutuplaşma bulgularına göre; diğer partilileri ülke yönetiminde görmeye dönük tepkisellik, onlarla evlilik yoluyla akraba olmaya dönük tepkisellikten daha yüksektir. BDP/HDP’lilere dönük tepkiselliğin temelinde etnik köken ile beraber örgütsel bağ düşüncesinin etkili olduğu söylenebilir. AKP’lilere dönük tepkisellik için benzer gerekçeler söz konusu olmadığı halde var olan kutuplaşma düzeyi düşündürücüdür. BDP/HDP seçmenine yönelik algıların, her düzeyde Kürtlere bakıştan iki kat daha olumsuz olması, etnik temeldeki kutuplaşma yanında, örgütsel bağın siyasi alana taşındığı düşüncesine (siyasi Kürtçülük) bir tepkisellik olarak yorumlanabilir. BDP/HDP’lilerden sonra, en yüksek tepkisellik ve kutuplaşmanın AK Partililere bakışta kendini göstermesi, bu parti yöneticilerinin son iki yıl içinde, diğer kimlikleri ötekileştirici nitelikteki söylemleri ile açıklanabilir. AKP’nin sürdürdüğü politikalar AKP seçmenini partiye daha çok yaklaştırırken kendinden olmayanı büyük ölçüde ötekileştirmiş ve uzaklaştırmıştır. Tüm bu bulgular göstermektedir ki ülkedeki siyasi kutuplaşma da en az dini kutuplaşma kadar yüksek; hatta özellikle AKP ve BDP/HDP seçmenine yönelik tepkisellik dini ve etnik kutuplaşmadan çok daha fazladır. Bunun yanı sıra, etnik ve dini kimlik temelinde diğer gruplarla evlilik yoluyla akraba olma konusunda ortaya çıkan mesafenin siyasi alanda da gözlenir hale gelmesi, Türkiye’de kutuplaşmanın boyutları hakkında oldukça çarpıcı sinyaller vermekte ve siyasi kutuplaşmanın kamusal alandan özel alana kadar indiğini göstermektedir. 45 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 2.3.6 Kişilerin Kesinlikle Oy Vermeyeceği Partiler Kesinlikle oy verilmeyecek siyasi partinin sorgulanmasından ortaya çıkan bulgular; en yüksek tepkiselliğin BDP/HDP’ye yönelik olduğunu göstermektedir. Bu durum, hem etnik hem de siyasi kutuplaşmanın bir arada düşünülmesiyle daha anlamlı hale gelmektedir. Kesinlikle oy verilmeyecek siyasi partiler diğer parti seçmenlerine göre değerlendirildiğinde, temel olarak hem kamusal hem de özel alandaki kutuplaşmayı ölçen dört boyuttaki sonuçlarda olduğu gibi burada da BDP/HDP’nin en yüksek tepkiselliğe sahip parti olduğu görülmektedir. AKP, CHP ve MHP belirgin şekilde tek bir parti ile daha fazla kutuplaşma yaşarken, BDP/HDP’ye kesinlikle oy vermem diyenler her üç partide de oldukça yüksek oranlara çıkmaktadır. AKP ve CHP karşılıklı olarak birbirlerine kesinlikle oy vermeyecek partiler sıralamasında ilk sırada yer alırken, CHP seçmeninin AKP’ye duyduğu tepkisellik, AKP seçmeninin CHP’ye duyduğundan daha yüksektir. AKP’ye kesinlikle oy vermeyeceğini belirten yüksek düzeydeki CHP seçmeni dışında, MHP ve BDP/HDP seçmeninde de her iki kişiden birisinin bu yönde fikir belirtmesi AKP’yi kesinlikle oy 46 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma verilmeyecek parti sıralamasında siyasi kutuplaşmanın yaşandığı ikinci en yüksek parti konumuna taşımaktadır. MHP ise yüksek düzeydeki BDP/HDP seçmeni tepkiselliği dışında, diğer siyasi partilere göre kesinlikle oy verilmeyecek siyasi parti sıralamasında tepkiselliğin en düşük olduğu partidir. Kesinlikle oy verilmeyecek siyasi parti bulgularına etnisite temelinde bakıldığında, tüm etnik gruplarda en yüksek tepkiselliğin BDP/HDP’ye yönelik ortaya çıktığı görülmektedir. Bu partiye kesinlikle oy vermeyeceğini söyleyenlerin oranı en yüksek Türklerdeyken, bu grubu Araplar ve Çerkesler takip etmektedir. MHP’ye kesinlikle oy vermeyeceğini belirten gruplar arasında en yüksek orana sahip grup ise Kürtlerdir. AKP’ye ve CHP’ye kesinlikle oy vermeyeceğini söyleyenlerde ise etnik kimlikler temelinde dikkat çekici bir farklılaşma bulgulanmamakla birlikte, CHP’ye en yüksek tepkisellik Kürtlerdedir. Kesinlikle oy verilmeyecek siyasi parti bulguları dini kimlikler temelinde incelendiğinde ise ortaya çıkan tabloda AKP’ye yönelik en yüksek tepkiselliğin Müslüman olmayanlarda ve inançsızlarda, CHP’ye yönelik tepkiselliğin şeriatçılarda, MHP’ye yönelik tepkiselliğin şeriatçılarda ve inançsızlarda, BDP/HDP’ye yönelik tepkiselliğin ise Müslümanlarda ve şeriatçılarda ortaya çıktığı görülmektedir. Bulgulara mezhepsel temelde bakıldığında; Alevilerin AKP ve MHP’ye yönelik tepkiselliği Sünnilere göre daha yüksek iken, Sünnilerin BDP/HDP ve CHP’ye karşı daha katı olduğu söylenebilir. Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; AKP’ye ve MHP’ye kesinlikle oy vermem diyenler en yüksek oranda Sosyalist-Marksist-Komünist olanlarda iken, CHP’ye kesinlikle oy vermem diyenlerin en yüksek oranda dindar muhafazakarlar arasında ve BDP/HDP’ye kesinlikle oy vermem diyenlerin en yüksek oranda dindar/gelenekçi muhafazakarlar arasında olduğu görülür. AKP’ye kesinlikle oy vermem diyenlerin oranı öğrenim durumu yükseldikçe artarken, CHP, MHP ve BDP/HDP’ye kesinlikle oy vermem diyenlerin oranı öğrenim durumu yükseldikçe azalmaktadır. 47 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Kesinlikle Oy Verilmeyecek Siyasi Parti (%) CHP’ye kesinlikle oy vermem MHP’ye kesinlikle oy vermem BDP/HDP’ye kesinlikle oy vermem 71,4 24,3 82,3 82,9 0,2 12,9 68,7 55,2 25,0 0,9 92,1 54,7 44,2 83,2 1,3 39,6 39,3 14,4 84,8 35,7 56,4 60,1 39,9 34,2 38,0 21,5 72,2 42,1 39,5 36,8 69,7 34,3 44,5 18,5 82,2 10,3 90,4 43,2 80,8 89,5 13,2 39,5 44,7 88,1 11,0 42,4 39,8 29,8 49,4 18,3 84,6 78,3 49,4 9,9 28,0 59,0 15,3 76,4 27,8 82,1 24,7 51,9 15,0 85,6 60,8 17,7 8,6 87,4 61,0 21,4 22,7 67,9 82,4 20,6 50,0 44,7 28,2 62,4 28,2 81,2 37,0 46,6 21,9 79,6 42,0 38,0 20,0 77,5 40,5 38,4 21,2 80,8 39,6 43,0 20,5 77,2 50,2 26,4 19,1 71,5 38,8 42,7 23,1 78,9 38,2 41,9 20,9 79,1 45,0 36,5 18,6 75,9 AKP’ye kesinlikle oy vermem 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP CHP MHP BDP/HDP Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri 1,2 48 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 2.3.7 Parti Seçmenlerine Göre Dini ve Siyasi Kimliklerin Kabul Oranları Siyasi Parti Seçmenlerinin Siyasi Kimlikleri Kabul Oranları (%) AKP CHP MHP BDP Sağcı 53,1 6,5 51,4 4,2 Dindar Muhafazakar 32,2 1,7 10,5 6,3 Gelenekçi Muhafazakar 23,9 5,7 29,4 8,4 Ulusalcı 7,6 26,4 19,6 1,1 Atatürkçü / Kemalist 8,8 57,1 31,4 3,2 Laik 9,9 50,5 29,9 12,6 Sosyal Demokrat 11,8 42,3 13,8 41,1 Solcu 2,0 26,1 5,0 42,1 Sosyalist / Marksist / Komünist 0,7 8,9 0,6 31,6 “Sağcı” ve “dindar muhafazakar” kimliklerini en yüksek kabul oranı AKP seçmeni içindeyken, “gelenekçi muhafazakar” kimliğini en yüksek kabul oranı MHP seçmenindedir. “Ulusalcı”, “laik”, “sosyal-demokrat” kimliklerinin en yüksek kabul düzeyi CHP seçmenindedir. “Solcu” ve “SosyalistMarksist-Komünist” kimliklerini en yüksek kabul oranı ise BDP seçmenindedir. Siyasi Parti Seçmenlerinin Dini Kimlikleri Kabul Oranları (%) AKP CHP MHP BDP Sünni 66,0 30,4 63,3 25,3 Alevi 0,5 12,2 2,6 5,3 Cemaat Mensubu 4,7 1,3 2,4 3,2 Gülen Cemaati Sempatizanı 0,8 2,9 5,5 3,2 Şeriatçı 8,0 0,0 1,1 2,1 Müslüman Olmayan 0,0 2,4 0,0 6,3 İnançsız 0,1 7,4 0,9 14,7 Dini Kimlik Kabul Etmeyen 0,4 15,4 1,8 26,3 “Sünni”, “cemaat mensubu” ve “şeriatçı” kimliklerini en yüksek kabul oranı AKP seçmenindeyken, diğer dini kimlikleri en yüksek kabul oranı, değerler çok yüksek olmamakla birlikte, CHP seçmeni arasındadır. 49 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 2.3.8 AKP Hükümetine ve Uygulamalarına Bakış Bu bölümde, AKP’ye bakışı sorgulayan üç soru analiz edilmiştir. Her beş kişiden üçü AK Parti iktidarında ülkede önemli gelişmeler yaşandığına inansa da yaklaşık her dört kişiden birisi AKP’yi kayıtsız şartsız desteklemektedir. Her altı kişiden birisinin, bir iç savaşa yol açacak olsa bile AKP iktidarının düşmesini istemesi ise hem siyasi kutuplaşmayı hem de tepkiselliğin düzeyini ortaya koymaktadır. AKP hükümeti ve uygulamaları her bir siyasi partiye göre değerlendirildiğinde, AKP hükümeti zamanında çok önemli gelişmelerin ve iyileşmelerin yaşandığı fikrine katılım oranı en yüksek düzeyde AKP seçmenine aittir. Daha sonra sırasıyla BDP/HDP, MHP ve CHP seçmenleri gelmektedir. BDP/HDP’nin bu konuda en yüksek katılım gösteren ikinci parti olmasının sebebini elbette ki Çözüm Süreci ile beraber düşünmek gerekmektedir. CHP seçmeninde de her beş kişiden birisinin bu fikre katılması azımsanmayacak bir orandır. AKP’liler arasında her beş kişiden üçü partinin uygulamalarını kayıtsız şartsız desteklediğini belirtirken, diğer parti seçmenlerinde bu oran oldukça düşük düzeylerde kalmaktadır. 50 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Diğer taraftan, bir iç savaşa yol açacak olsa bile AKP iktidarının düşmesini isteyenlerin MHP ve BDP/HDP seçmeninde her beş kişiden biri, CHP seçmeninde ise her üç kişiden biri düzeyinde olması, siyasi kutuplaşmanın yükselen, tehlikeli seyrini ortaya koymaktadır. Kutuplaşmanın ortaya çıktığı asıl iki alan ise “AKP’yi ve uygulamalarını kayıtsız şartsız destekliyorum.” ve “Bir iç savaşa yol açacak olsa bile AKP iktidarının düşmesini isterim.” görüşlerine katılım oranlarındaki büyük farklılaşmadır. AKP’lilerin yarıdan fazlası partinin uygulamalarını kayıtsız şartsız desteklediğini belirtirken, diğer parti seçmenlerinde bu oran oldukça düşük düzeylerde kalmaktadır. Bir tarafta her şartta AKP’nin uygulamalarını destekleme eğiliminin, diğer tarafta ise bu görüşe kati surette katılmama ve bir iç savaşa yol açacak olsa bile AKP Hükümetinin düşmesini isteme eğiliminin varlığı bahsedilen kutuplaşmanın varlığını bir kez daha göstermektedir. AKP hükümetine ve uygulamalarına bakış etnisite temelinde incelendiğinde, etnik gruplar arasında dikkate değer anlamlı bir farklılaşmanın olmadığı görülmektedir. Belirtilmesi gereken en önemli nokta, AKP iktidarında ülkede çok önemli gelişmelerin yaşandığı ifadesine en çok katılan etnik grubun Kürtler olmasıdır ki bu durum AKP hükümetinin yürüttüğü politikalar ile daha anlamlı hale gelmektedir. AKP hükümetine ve uygulamalarına bakış bulguları dini kimlikler temelinde incelendiğinde; “AKP iktidarında ülkede çok önemli gelişmeler yaşanmıştır.” ve “AKP’yi ve uygulamalarını kayıtsız şartsız destekliyorum.” ifadelerine en çok katılan grubun şeriatçılar ve müteakiben Müslümanlar olduğu görülür. Müslüman olmayanlarda ve inançsızlarda ise AKP’ye yönelik daha önceki başlıklarda bulgulanan tepkiselliğin bu sorularda da var olduğu görülmektedir. Öte yandan, bu iki grup bir iç savaş yaşanacak olsa dahi AKP iktidarının düşmesini isterim ifadesine en çok katılan gruplar olarak ortaya çıkmaktadır. Bulgulara mezhepsel temelde bakıldığında; Alevilerin “AKP iktidarında ülkede çok önemli gelişmeler yaşanmıştır.” ve “AKP’yi ve uygulamalarını kayıtsız şartsız destekliyorum.” ifadelerine Sünnilere oranla çok daha az katılım gösterdikleri söylenebilir. Bu durum, Alevilerin AKP iktidarı döneminde yaşanan gelişmeleri Sünniler kadar yeterli bulmadığının bir göstergesidir. Alevilerin “Bir iç savaşa yol açacak olsa bile AKP iktidarının düşmesini isterim.” ifadesine katılım oranı Sünnilerden daha yüksektir. Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; “AKP iktidarında ülkede çok önemli gelişmeler yaşanmıştır.” ve “AKP’yi ve uygulamalarını kayıtsız şartsız destekliyorum.” ifadelerine en fazla katılım dindar muhafazakarlardan gelmektedir. Bu ifadelere en az katılım gösteren grup ise SosyalistMarksist-Komünistlerdir. Hem dini kimliklerde hem de mezhepsel kimliklerde olduğu gibi, siyasi kimliklerde de ilk iki soruda en düşük katılım beyan eden grup son soruda en yüksek katılım sağlayan gruba ya da ilk iki soruda en yüksek katılım sağlayan grup son soruda en düşük katılım sağlayan gruba dönüşmüştür. Bu durum, kişilerin ve kimliklerin yüksek kutuplaşma derecesini göstermektedir. “AKP iktidarında ülkede çok önemli gelişmeler yaşanmıştır.” ve “AKP’yi ve uygulamalarını kayıtsız şartsız destekliyorum.” ifadelerine katılım oranı öğrenim durumu yükseldikçe azalmaktadır. 51 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma AK Parti Hükümetine ve Uygulamalarına Bakış AK Parti iktidarında ülkede çok önemli gelişmeler/iyileşmeler yaşanmıştır (%) 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP CHP MHP BDP Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri AK Partiyi ve uygulamalarını kayıtsız şartsız destekliyorum (%) Bir iç savaşa yol açacak olsa bile AK Parti iktidarının düşmesini isterim (%) 94,1 60,0 0,3 21,8 0,4 37,7 43,9 1,8 21,3 48,4 2,1 20,0 60,6 28,3 16,6 69,2 26,2 12,5 65,8 22,8 12,7 67,1 28,9 11,8 66,4 30,6 14,0 93,2 51,4 2,1 18,4 0,0 36,8 20,3 5,1 39,0 70,9 33,9 11,0 22,4 2,5 29,2 89,8 50,3 3,0 70,7 36,3 9,7 40,2 16,2 29,0 43,5 13,5 21,8 20,6 3,5 33,5 70,1 52,1 16,2 65,0 39,8 15,8 59,5 23,7 16,7 58,9 25,7 18,8 63,5 28,7 15,0 47,3 25,7 23,5 19,1 61,6 34,6 18,5 62,3 27,6 16,5 58,4 21,9 15,3 52 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 3. 3.1 TÜRKİYE’DE ÖNEMLİ OLAYLAR VE KUTUPLAŞMAYA ETKİSİ Ergenekon ve Balyoz Davalarına Bakış Yaklaşık her iki kişiden birisinin Ergenekon ve Balyoz davalarında sanıklara haksızlık yapıldığını düşündüğünü görmekteyiz. Bu noktada yapılan eleştirilerin, bu davalarda tutuklama ve yargılama süreçleri ile savunma haklarının kullanımı konularına dayandığı değerlendirilebilir. Ergenekon ve Balyoz davalarına bakış parti seçmenlerine göre farklılaşma göstermektedir. Sanıklara haksızlık yapılması noktasında siyasi parti seçmenlerinin her iki davaya bakışı da benzeşmektedir. Bu davalarda sanıklara haksızlık yapıldığı görüşüne katılım AKP seçmeninde her dört-beş kişiden birisi düzeyindeyken, CHP seçmeninde bu oran her 10 kişiden dokuzu düzeyine çıkmaktadır. MHP seçmeninde sanıklara haksızlık yapıldığına inananların oranı her 10 kişiden yedisi, BDP/HDP seçmeninde ise her 10 kişiden dördü düzeyindedir. Bu bulgular, davalara bakışın hukuki temelden uzak olduğunu ve daha çok siyasi kutuplaşmayı yansıttığını göstermektedir. 53 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Ergenekon ve Balyoz davasına bakış bulguları etnisite temelinde incelendiğinde; Türklerin, Çerkeslerin ve Arapların davalara bakışı benzeşirken, Kürtlerin bakışının farklılaştığı görülmektedir. Kürtler bu davalarda sanıklara haksızlık yapıldığı görüşüne çok daha az inanmaktadır. Davalarda sanıklara haksızlık yapıldığı görüşüne Kürtlerde her üç kişiden birisi; Türkler, Çerkesler ve Araplarda ise her iki kişiden birisi inanmaktadır. Balyoz davasında sanıklara haksızlık yapıldığını düşünüyorum (%) Ergenekon davasında sanıklara haksızlık yapıldığını düşünüyorum (%) 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP 25,6 CHP 89,5 MHP 71,7 BDP 38,9 Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri 18,9 89,0 70,5 41,1 55,7 52,0 33,8 32,9 54,4 51,9 56,6 55,3 49,7 45,9 17,8 14,4 94,7 89,5 84,7 83,9 44,5 40,6 83,9 83,2 23,0 44,9 17,9 41,2 78,3 76,2 71,0 70,2 78,8 78,8 41,0 38,5 50,2 45,8 55,5 52,6 53,2 50,0 52,5 49,0 70,8 70,4 51,8 49,1 52,2 52,2 58,1 47,9 Dini kimlikler içinde Müslüman olmayanlar ve inançsızlar, sanıklara haksızlık yapıldığına en fazla inanan grup iken, kendisini şeriatçı olarak tanımlayanlar bu görüşe en az katılanlardır. Sünniler içinde aynı görüşe inananların oranı her beş kişiden ikisi düzeyindeyken, Alevilerde bu oran iki katına çıkarak her beş kişiden dördü düzeyine ulaşmaktadır. Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; ulusalcıların, sosyal demokratların ve Sosyalist-Marksist-Komünist olanların, davalarda sanıklara haksızlık yapıldığına dindar/gelenekçi muhafazakarlara göre çok daha fazla inandığı söylenebilir. Bu noktada dindar/ gelenekçi muhafazakarların Balyoz Davası sanıklarını Ergenekon Davası sanıklarına göre daha fazla desteklediğini söylemek gerekmektedir. Dava sanıklarına haksızlık yapıldığı görüşü öğrenim düzeyi yükseldikçe daha fazla destek bulurken, aynı görüş 50 yaş üstü grupta diğer yaş gruplarına göre ve 4 bin TL ve üzerinde hane geliri olanlarda daha düşük gelir gruplarına göre daha fazla desteklenmektedir. 55,9 54 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 3.2 Ergenekon ve Balyoz Davalarının Kutuplaşmaya Etkisi Ergenekon ve Balyoz davalarının Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı görüşü yaklaşık her iki kişiden birisinin desteğini almıştır. Ergenekon ve Balyoz dava süreçlerinin Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı görüşü parti seçmenlerine göre farklılaşma göstermekte ve bu noktada her iki davaya bakış da benzeşmektedir. Bu dava süreçlerinin Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı görüşüne katılım AKP seçmeninde her üç-dört kişiden birisi düzeyindeyken, CHP seçmeninde bu oran her 10 kişiden dokuzu düzeyine çıkmaktadır. 55 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Balyoz davası Türkiye’de kutuplaşmayı artırmıştır (%) Ergenekon dava süreci Türkiye’de kutuplaşmayı artırmıştır (%) 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP 32,1 CHP 88,4 MHP 75,2 BDP 45,3 Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri 25,9 87,1 73,2 46,3 59,3 55,3 44,5 40,2 59,5 54,4 59,2 53,9 54,9 50,4 27,4 21,9 73,7 76,3 78,8 79,7 50,0 45,0 82,0 81,4 81,4 30,3 24,5 51,4 45,8 79,2 78,9 72,1 75,3 70,2 72,1 75,9 42,7 38,5 55,4 50,6 59,4 55,9 59,5 56,1 56,1 52,1 69,0 66,4 55,2 50,9 56,7 53,6 62,1 58,1 56 Ergenekon ve Balyoz dava süreçlerinin Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı görüşüne ait bulgular etnisite temelinde incelendiğinde; Türkler, Çerkesler ve Arapların bu konudaki görüşleri benzeşirken, Kürtlerin bakışının farklılaştığı söylenebilir. Kürtler bu davaların Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığına daha az inanmaktadır. Dini kimlikler içinde Müslüman olmayanlar ve inançsızlar, bu davaların Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı görüşüne en fazla inanan grup iken, kendisini şeriatçı olarak tanımlayanlar bu görüşe en az katılanlardır. Sünniler içinde aynı görüşe inananların oranı Alevilere göre çok daha düşüktür. Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; ulusalcıların, sosyal demokratların ve Sosyalist-Marksist-Komünist olanların, bu davaların Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığına dindar/gelenekçi muhafazakarlara göre çok daha fazla inandığı görülmektedir. Davaların Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı görüşü öğrenim düzeyi yükseldikçe ve hane geliri arttıkça daha fazla destek bulurken, aynı görüş 50 yaş üstü grupta diğer yaş gruplarına göre daha fazla desteklenmektedir. Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 3.3 Gezi Olaylarına Bakış ve Olayların Kutuplaşmaya Etkisi Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımını her beş kişiden ikisi desteklerken, bu olaylara hükümetin yaklaşımının Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı görüşü her beş kişiden yaklaşık üçü tarafından desteklenmektedir. Türkiye’deki son dönem eylemlerin ve sosyal medya aktivitelerinin uluslararası aktörlerin Türkiye’nin önünü kesme çabası olduğu yönündeki görüş ise her iki kişiden birisi tarafından desteklenmekle birlikte bu destek düzeyinin Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımına verilen destekten yüksek olduğunu da belirtmek gerekmektedir. AK Parti seçmeni dışındaki seçmenlerin Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımını desteklemediği görülmektedir. AK Parti seçmeni içinde ise her beş kişiden dördü bu konuda hükümeti desteklemektedir. Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımının Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı görüşü ise AK Parti seçmeninde fazla destek bulmazken; CHP, MHP ve BDP/HDP seçmeni arasında oldukça yüksek düzeyde (%90’a yakın) destek bulmaktadır. Türkiye’deki son dönem eylemlerin ve sosyal medya aktivitelerinin uluslararası aktörlerin Türkiye’nin önünü kesme çabası olduğu yönündeki görüşler AKP seçmeninde çok yüksek (%90 düzeyinde) destek bulurken, MHP seçmeninde her beş kişiden ikisi bu görüşü desteklemektedir. Diğer iki partide ise bu görüşe destek düzeyi oldukça düşüktür. 57 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Gezi Olaylarını ve bu olaylara Hükümetin yaklaşımını sorgulayan üç soruda ortaya konulan görüşler kişilerin etnik kimliklerine göre çok fazla farklılaşmamaktadır. Dini ve siyasi kimlikler birlikte değerlendirildiğinde; Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımına en yüksek desteği, kendisini şeriatçı ve dindar muhafazakar olarak tanımlayanlardan bulduğu, en düşük desteğin ise kendisini “inançsız”, “Müslüman olmayan”, “Sosyalist-Marksist-Komünist” ve “Alevi” kimliği ile tanımlayanlardan geldiği görülmektedir. Gezi olaylarında hükümete destek düzeyi kişilerin öğrenim ve hane gelir düzeyleri yükseldikçe düşmektedir. Hükümetin Gezi Olaylarındaki yaklaşımının Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığı görüşü ise en yüksek desteği sırasıyla kendisini “Müslüman olmayan”, “inançsız”, “Sosyalist-Marksist-Komünist” ve “Alevi” kimliği ile tanımlayanlardan bulurken; en düşük desteği kendisini şeriatçı ve dindar muhafazakar olarak tanımlayanlardan bulmaktadır. Türkiye’deki son dönem eylemlerin ve sosyal medya aktivitelerinin uluslararası aktörlerin Türkiye’nin önünü kesme çabası olduğu yönündeki görüşler en yüksek desteği, kendisini şeriatçı ve dindar muhafazakar olarak tanımlayanlarda bulurken, en düşük desteği ise yine kendisini “inançsız”, “Müslüman olmayan”, “Sosyalist-Marksist-Komünist” ve “Alevi” kimliği ile tanımlayanlarda bulmaktadır. Aynı görüşe destek düzeyi genel olarak kişilerin öğrenim ve hane gelir düzeyi ile yaşları yükseldikçe düşmektedir. Bu başlıkta incelenen üç soruya ait bulgulara bakıldığında, sözkonusu görüşler çerçevesinde farklı dini ve siyasi kimliklerin duruşunun çok fazla değişmediği görülmektedir. Bu noktada şunu tespit etmek gerekir ki Gezi Olaylarında Hükümetin politikalarını yüksek düzeyde destekleyen kimlikler içinde dahi en az her üç kişiden birisi bu olayların Türkiye’de kutuplaşmayı artırdığına inanmaktadır. 58 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Gezi Olaylarına Bakış 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP CHP MHP BDP Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri Hükümetin “Gezi Olayları”ndaki yaklaşımını onaylıyorum (%) Hükümetin “Gezi Olayları”na yaklaşımı Türkiye’de kutuplaşmayı artırmıştır (%) Türkiye’deki son dönem eylemler ve sosyal medya aktiviteleri, uluslararası aktörlerin Türkiye’nin önünü kesme çabasıdır (%) 81,1 28,7 91,6 4,8 93,2 11,0 18,5 82,8 39,4 13,7 82,1 12,6 41,8 61,3 55,5 40,9 57,0 43,0 65,8 50,6 55,5 55,7 42,1 61,8 53,9 45,9 57,9 79,5 2,6 31,5 57,9 100,0 59,9 55,5 93,8 0,8 94,1 2,5 51,3 65,4 9,9 53,3 57,9 87,0 72,2 34,7 84,4 54,3 52,3 69,9 21,7 79,2 36,0 22,3 77,4 29,6 7,6 88,8 10,6 60,7 37,6 69,2 51,2 56,1 63,7 37,6 64,3 50,6 39,3 67,2 53,0 42,2 59,2 54,7 33,6 62,5 44,4 45,3 57,3 57,6 43,0 60,6 57,0 34,6 67,1 46,1 59 5,3 16,8 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 3.4 17 Aralık Operasyonuna Bakış ve Operasyonun Kutuplaşmaya Etkisi Hükümet üyelerinin yolsuzluğa bulaştığı görüşüne her 10 kişiden yaklaşık yedisi katılırken, her iki kişiden birisi bu operasyonun hükümete karşı bir darbe girişimi olduğuna inanmaktadır. Bu iki konudaki bulgular birlikte değerlendirildiğinde, bazı kişilerin her iki görüşe de katıldığı ortaya çıkmaktadır. Hükümet üyelerinin yolsuzluğa bulaştığı görüşüne katılım oranı CHP, MHP ve BDP/HDP seçmeninde her 10 kişiden dokuzu düzeyinde iken, AKP seçmeninde her üç kişiden birisi kendi partisi olmasına rağmen bu görüşe katılmaktadır. 17 Aralık Operasyonunun hükümete karşı bir darbe girişimi olduğu görüşü ise AK Parti seçmeninde yaklaşık her 10 kişiden dokuzunun, diğer partilerde ise her dört seçmenden birisinin desteğini almaktadır. 60 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 17 Aralık operasyonu hükümete karşı bir darbe girişimidir (%) Hükümet üyelerinin yolsuzluğa bulaştığına inanıyorum (%) 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP 35,7 CHP 97,3 MHP 92,5 BDP 95,8 Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri 86,0 12,5 23,3 27,4 67,9 48,6 75,6 50,6 73,4 46,8 64,5 52,6 65,5 52,8 38,4 89,7 97,4 18,4 98,3 16,1 61,6 57,6 94,4 18,6 45,6 75,6 58,0 59,9 84,8 32,0 84,4 30,6 93,5 19,4 52,1 56,4 59,7 55,9 72,2 45,9 69,5 47,3 68,5 49,9 76,5 35,4 66,8 49,7 67,2 50,6 74,0 43,5 61 Hükümet üyelerinin yolsuzluğa bulaştığı görüşüne katılım oranı Kürtlerde ve Çerkeslerde daha fazla destek bulurken, 17 Aralık Operasyonunun hükümete karşı bir darbe girişimi olduğu görüşü en yüksek desteği Araplardan ve Kürtlerden görmektedir. Her iki konuya dini ve siyasi kimlikler temelinde bakıldığında; Hükümet üyelerinin yolsuzluğa bulaştığı görüşüne en yüksek katılımın, dini kimlikler arasında Müslüman olmayanlarda, inançsızlarda ve Alevilerde; siyasi kimlikler arasında ise ulusalcılarda, sosyal demokratlarda ve Sosyalist-MarksistKomünistlerde olduğu görülmektedir. Bu görüşe en düşük katılım oranı ise kendisini şeriatçı veya dindar muhafazakar olarak tanımlayanlardadır. 17 Aralık Operasyonunun hükümete karşı bir darbe girişimi olduğu görüşüne en yüksek destek ise; bir önceki sorunun tam tersi şekilde, kendisini şeriatçı veya dindar muhafazakar olarak tanımlayanlardadır. 17 Aralık Operasyonunun hükümete karşı bir darbe girişimi olduğu görüşü öğrenim düzeyi, yaş ve gelir durumu yükseldikçe daha fazla destek bulurken; 17 Aralık Operasyonunun hükümete karşı bir darbe girişimi olduğu görüşü, üniversite mezunu olanlarda, 50 yaş üstü grupta ve 4 bin TL ve üzerinde hane geliri olanlarda diğer öğrenim/yaş/gelir gruplarına göre daha az desteklenmektedir. Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma “17 Aralık Operasyonu ve sonrasında yaşananlar Türkiye’de kutuplaşmayı artmıştır.” görüşüne her 10 kişiden yedisi katılırken, “Son dönem Hükümet-Cemaat çatışması bana ve aileme olumsuz yansımıştır.” görüşüne her 10 kişiden üçü katılmaktadır. “17 Aralık Operasyonu ve sonrasında yaşananlar Türkiye’de kutuplaşmayı artırmıştır.” görüşüne en yüksek katılım CHP ve MHP seçmeninde iken görece en düşük katılım (her iki kişiden birisi düzeyindedir) AKP seçmeni arasındadır. Ayrıca son dönem Hükümet-Cemaat çatışmasının, tüm parti seçmenlerinde her dört kişiden yaklaşık birisine veya ailesine olumsuz yansıdığı görülmektedir. 62 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Son dönem Hükümet-Cemaat çatışması bana ve aileme olumsuz olarak yansımıştır (%) 17 Aralıkta başlayan yolsuzluk iddiaları ve sonrasında yaşananlar Türkiye’de kutuplaşmayı artırmıştır (%) 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP CHP MHP BDP Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri 53,6 27,8 82,3 31,9 83,5 38,7 74,7 27,4 69,7 31,7 67,4 33,2 73,4 30,4 63,2 34,2 68,0 31,8 59,6 31,5 78,9 34,2 34,2 88,1 32,2 66,0 32,5 80,7 32,9 55,2 36,0 65,6 30,9 76,0 31,4 77,0 33,4 83,5 27,6 47,0 23,9 68,2 34,3 70,9 31,8 72,4 31,0 68,5 32,8 67,1 30,0 65,3 30,6 70,6 33,3 71,5 31,3 63 “17 Aralık Operasyonu ve sonrasında yaşananlar Türkiye’de kutuplaşmayı artırmıştır.” görüşüne dini kimlikler içinde en yüksek destek inançsızlarda, Müslüman olmayanlarda, ve Alevilerde iken; aynı görüşe siyasi kimlikler içinde en yüksek katılım Sosyalist-Marksist-Komünistlerde, ulusalcılarda ve sosyal demokratlardadır. Aynı görüşe katılım öğrenim durumu ve hane geliri yükseldikçe artarken, 18-29 yaş grubunda diğer yaş gruplarına göre daha yüksektir. “Son dönem Hükümet-Cemaat çatışması bana ve aileme olumsuz yansımıştır.” görüşüne katılım değerleri ise kimliklere ve demografik faktörlere göre anlamlı bir farklılaşma göstermemektedir. Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 4. 4.1 KUTUPLAŞMANIN SOSYAL YAŞAMA YANSIMALARI Kutuplaşmanın Kişisel Tercih ve Davranışlara Yansıması Kişilerin kendi ideolojileri dışındaki yayın organlarını takip etme oranı her beş kişiden dördü düzeyindedir. Bunun yanında, her iki kişiden birisi sahibinin etnik kökenine, dini ve ideolojik tercihlerine bakarak satın almadığı ticari ürünler olduğunu belirtmiştir. Kişiler kendi ideolojileri dışındaki yayın organlarını takip etmede toleranslı gibi görünmekle birlikte, aynı kişilerin satın alma davranışında ideolojik gerekçelerin etkili olması bir çelişkiden daha çok Türkiye’deki kutuplaşmanın resmi ile ilgili ayrıntılar vermektedir. Kişilerin kendi ideolojileri dışındaki yayın organlarını takip etme oranı genel olarak yüksek olmakla birlikte; bu konudaki en yüksek tolerans ve diğer görüşlere açıklık BDP/HDP seçmeninde iken, en düşük tolerans ve diğer fikirlere en fazla kapalılık görece AK Parti seçmenindedir. Sahibinin etnik kökenine, dini ve ideolojik tercihlerine bakarak ticari ürün satın almayanların oranı siyasi parti seçmenlerine göre çok büyük farklılaşma göstermemekle birlikte, bu oran sırasıyla en yüksek CHP ve AKP seçmeninde iken, en düşük BDP/HDP seçmenindedir. 64 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Sahibinin etnik kökenine, dini ve ideolojik tercihlerine bakarak satın almadığım yerli ticari ürünler/markalar var (%) Benim ideolojik görüşümü yansıtmayan yayın organlarını (TV., gazete, dergi vb.) imkanım olursa takip ederim (%) 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP CHP MHP BDP Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri 76,5 53,8 78,9 54,9 82,9 49,0 90,5 46,3 78,7 52,0 79,3 49,1 82,3 48,1 82,9 56,6 79,4 51,5 74,7 67,8 68,4 60,5 83,9 59,3 79,7 53,7 78,9 53,7 46,0 76,9 59,7 81,0 54,8 76,8 56,4 81,8 53,4 88,8 61,2 64,1 46,2 72,6 50,6 81,4 52,5 77,5 53,6 79,9 52,4 82,7 42,2 73,5 50,3 79,5 53,7 83,2 51,1 65 Kişilerin kendi ideolojileri dışındaki yayın organlarını takip etme durumu etnik gruplar arasında ve mezhepsel temelde farklılaşmazken, kendisini inançsız ve Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımlayan gruplarda bu konudaki toleransın ve diğer görüşlere açıklığın diğer dini ve siyasi kimliklerden daha yüksek olduğu görülmektedir. Öğrenim düzeyi, yaş ve hane geliri yükseldikçe kişiler kendi ideolojileri dışındaki yayın organlarını daha fazla takip etmektedirler. Sahibinin etnik kökenine, dini ve ideolojik tercihlerine bakarak ticari ürün almayanların oranı Araplarda en yüksek düzeydedir. Dini ve siyasi kimlikler temelinde bakıldığında bu oran Sünnilerde Alevilere göre daha yüksek olmakla birlikte, aynı oran kendisini şeriatçı veya Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımla-yanlarda diğer dini ve siyasi kimliklere göre daha yüksektir. Beklenenin aksine, öğrenim düzeyi yükseldikçe kişiler marka ve ürün tercihlerinde daha fazla ideolojik yaklaşımlar sergilemektedir. Bunun tam tersi olarak kişilerin yaşları arttıkça ürün/marka seçiminde ideolojik tercihler daha az etkili olmaktadır. Bu durum gelir düzeyine göre ise çok fazla farklılaşmamaktadır. Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 4.2 Kutuplaşmanın Gruplar Arası Adalete Etkisi Bir konuda karar vermesi gerektiğinde etnik veya dini kimliğine/grubuna ait olan kişinin tarafını tutanların oranı yaklaşık her üç-dört kişiden birisi düzeyindedir. Hiç de düşük olmayan bu oran temel olarak kişilerin hak ve adalet anlayışlarında etik temelde önemli bir sorun olduğunu göstermektedir. Bu durum, ülkede pek çok insanın grup içi yanlılığı gruplar arası adalete tercih ettiğini göstermektedir. Bir konuda karar vermesi gerektiğinde etnik veya dini kimliğine/grubuna ait olan kişinin tarafını tutanların oranı parti seçmenleri arasında farklılaşmakla birlikte, grup içi yanlılığın gruplar arası adaleti en az etkilediği parti seçmeni olarak CHP’liler ve BDP/HDP’liler öne çıkmaktadır. Dini kimliğin gruplar arası adaleti en fazla olumsuz etkilediği seçmen kitlesi AK Parti’de iken, etnik kimliğin gruplar arası adaleti en fazla olumsuz etkilediği seçmen kitlesi MHP’dedir. 66 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Bir konuda karar vermem gerektiğinde etnik kimliğime/grubuma ait olan kişinin tarafını tutarım (%) Bir konuda karar vermem gerektiğinde dini kimliğime/grubuma ait olan kişinin tarafını tutarım (%) 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP CHP MHP BDP Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri 40,8 30,6 19,8 23,2 28,8 33,6 23,2 21,1 32,0 28,4 28,4 24,4 24,1 25,3 28,9 23,7 32,9 28,5 57,5 28,1 21,1 21,1 15,3 10,2 37,1 31,2 25,5 23,0 50,6 30,2 40,0 36,1 26,1 30,5 22,4 22,8 16,5 16,5 37,6 25,4 35,0 33,7 33,0 29,6 25,2 31,2 29,2 30,4 25,5 28,5 26,7 33,8 30,8 30,9 26,0 27,9 25,0 67 Bir konuda karar vermesi gerektiğinde etnik veya dini kimliğine/grubuna ait olan kişinin tarafını tutanların oranı Türklerde diğer etnik gruplara göre daha yüksektir. Dini ve siyasi kimlikler temelinde bakıldığında ise bu oran Sünnilerde Alevilere göre daha yüksek olmakla birlikte, aynı oran kendisini Müslüman, şeriatçı veya dindar/geleneksel muhafazakar olarak tanımlayanlarda diğer dini ve siyasi kimliklere göre daha yüksektir. Bir konuda karar vermesi gerektiğinde etnik veya dini kimliğine/grubuna ait olan kişinin tarafını tutanların oranı, çok büyük farklılaşma olmamakla birlikte, öğrenim düzeyi, yaş ve hane geliri yükseldikçe düşmektedir. Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 5. KUTUPLAŞMA GÖSTERGESİ OLARAK KURUMLARA GÜVEN DÜZEYİ Çalışmada ölçümlenen dört farklı kurum içinde en yüksek güven değeri, %60’lar düzeyiyle Türk Silahlı Kuvvetlerine güvendir. TSK’ya güven değerinde son üç-dört yılda önemli bir düşüş yaşansa da 2013 yılında BİLGESAM tarafından yapılan anket bulguları3 dikkate alındığında güven değerinin son bir yılda çok fazla değişmediği söylenebilir. TSK’ya, Polis Teşkilatına, Hükümete ve yargıya en yüksek güven değerleri AKP seçmenindedir. Bu dört kuruma ikinci en yüksek güven değeri ise MHP seçmenindedir. 2013 yılı verileri ile karşılaştırıldığında4 TSK’ya güven değerleri AKP seçmeni içinde yükseliş gösterirken, CHP ve MHP seçmeninde düşmüştür. Bu değişimde, Ergenekon ve Balyoz davalarında yaşanan ve tahliye ile sonuçlanan gelişmelerin ve dava sürecinde Genelkurmay Başkanlığının bu konularda sessiz kaldığı yönünde getirilen eleştirilerin etkisi olduğu değerlendirilebilir. 3 4 BİLGESAM “Türk Silahlı Kuvvetlerine Toplumsal Bakış” Raporu, 2013, s.10. A.g.e., s.10. 68 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Kurumlara güven düzeyindeki değişimler, kimliklere ve demografik temelde farklı parametrelere göre incelenmiştir. Etnik temelde bakıldığında, çok büyük farklılaşmalar olmamakla birlikte, Türk Silahlı Kuvvetlerine, Polis Teşkilatına ve yargıya en yüksek güven Türklerde iken Hükümete güven Kürtlerde ve müteakiben Türklerde en yüksek düzeydedir. Güven değerlerine dini ve siyasi kimlikler temelinde bakıldığında; Sünnilerin bu dört kuruma güven düzeyinin Alevilere göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Kendisini Müslüman, dindar/gelenekçi muhafazakar ve ulusalcı tanımlayanlar arasında TSK’ya güven değerleri diğer kimliklere göre daha yüksektir. Kendisini dindar/gelenekçi muhafazakar ve şeriatçı olarak tanımlayanlarda Polis Teşkilatına ve Hükümete güven değerleri, Müslüman, dindar/gelenekçi muhafazakar tanımlayanlarda ise yargıya güven değerleri görece daha yüksektir. 50 yaş ve üzeri grupta ve hane geliri 4 bin TL ve üzeri olanlarda, ölçülen dört kuruma ait güven değerleri diğer yaş ve gelir gruplarıyla kıyaslandığında görece daha düşüktür. TSK’ya ve yargıya güven değerleri, üniversite mezunu olanlarda diğer öğrenim düzeylerine göre daha düşüktür. Hükümete ve Polis Teşkilatına güven değerleri ise öğrenim düzeyi yükseldikçe düşmektedir. 69 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Kurumlara Güven Türk Silahlı Kuvvetlerine güveniyorum (%) 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP CHP MHP BDP Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri Polis Teşkilatına güveniyorum (%) Hükümete güveniyorum (%) Yargıya güveniyorum (%) 70,0 62,4 82,5 42,6 52,4 16,2 7,0 25,9 64,9 39,4 20,0 33,9 20,3 13,8 16,5 21,1 63,7 43,9 44,3 36,4 50,0 38,4 46,1 30,1 61,0 38,9 40,6 31,0 58,9 34,3 41,4 4,06 33,3 3,10 64,1 46,5 48,6 37,0 59,1 55,0 75,8 28,7 32,9 7,4 6,4 5,5 4,06 4,3 17,4 34,9 65,6 50,3 53,3 38,0 47,0 13,5 8,6 20,7 64,2 59,7 72,6 38,3 67,1 52,0 55,9 38,4 64,2 32,4 25,7 33,3 55,7 28,8 25,6 32,1 33,9 12,0 8,4 21,6 67,3 52,3 61,0 37,9 67,2 50,4 52,0 38,0 59,7 39,7 40,8 34,2 62,0 41,5 41,4 35,5 61,1 43,1 45,3 35,7 57,9 33,8 35,6 27,0 63,7 46,1 46,1 35,9 62,4 44,0 46,0 35,8 58,0 36,4 38,1 33,4 70 21,4 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 6. 6.1 AYRIMCILIK ALGISI Etnik Temelde Ayrımcılık Algısı Çalışma bulguları yaklaşık her altı kişiden birisinin geçmişte ve bugün etnik temelde ayrımcılık yaşadığını göstermektedir. Ülkede etnik ayrımcılık algısının geçmişe göre azalmamış olması ise bulgulardaki en temel problem olarak görülebilir. Etnik ayrımcılık algısına kimlikler temelinde bakıldığında; en yüksek ayrımcılığın Kürtlerde ve müteakiben Araplarda olduğu görülmektedir. Kürtler arasında her dört kişiden üçü geçmişte etnik ayrımcılık yaşadığını söylemektedir. Bu oran, yine yüksek olmakla birlikte, bugün için yaklaşık her iki kişiden birisi düzeyindedir. Araplarda ise her beş kişiden üçü geçmişte ayrımcılık yaşadığına inanırken, bu oran bugün için yaklaşık her iki kişiden birisi düzeyindedir. 71 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Bugün etnik kimliğim nedeniyle ayrımcılığa maruz kalıyorum (%) Geçmişte etnik kimliğim nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldım (%) 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP 16,8 CHP 16,0 MHP 9,5 BDP 73,7 Etnik Köken Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri 6,6 26,0 18,3 65,3 74,1 43,9 16,5 16,5 60,5 46,1 16,0 14,3 24,7 7,5 34,2 31,6 27,1 38,1 15,1 12,6 52,8 51,6 20,3 20,3 9,1 15,3 14,0 12,6 21,7 20,7 26,7 33,5 40,6 17,1 15,7 19,7 17,9 15,8 17,9 17,8 17,9 17,0 18,4 17,8 13,4 17,3 19,0 20,0 17,7 17,3 17,3 16,1 72 Etnik ayrımcılık algısı siyasi parti seçmenlerine göre analiz edildiğinde; en yüksek ayrımcılık algısının geçmişte ve bugün BDP/HDP seçmeninde olduğu görülmektedir. AKP ve BDP/HDP seçmeninin etnik ayrımcılık algısında bugün için geçmişe göre düşüş yaşanırken, CHP ve MHP seçmeninin etnik ayrımcılık algısında yükseliş görülmektedir. Dini kimlikler temelinde bakıldığında, Aleviler etnik ayrımcılık algısı en yüksek kitle olarak karşımıza çıkmaktadır. Aleviler arasında her iki kişiden birisi geçmişte ve bugün etnik ayrımcılığa maruz kaldığına inanmaktadır. Ülkede Müslüman olmayanlar ve inançsızlar, Alevilerden sonra etnik ayrımcılık algısı en yüksek gruplardır. İnançsızlar arasında geçmişe göre etnik ayrımcılık algısının arttığı da görülmektedir. Siyasi kimlikler içinde etnik ayrımcılık algısı en yüksek kimlik ise Sosyalist-MarksistKomünistlerdir. Bu kimlikteki kişilerde de geçmişe göre etnik ayrımcılık algısının arttığı görülmektedir. Etnik ayrımcılık algısında, geçmiş ve bugün için öğrenim düzeyi, yaş ve hane gelir durumuna göre çok büyük farklılaşma olmadığı görülmektedir. Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Kürtlerde geçmişte her dört kişiden üçü etnik temelde ayrımcılık yaşadığını ifade ederken, bugün düşünüldüğünde ayrımcılık algısı önemli ölçüde azalmış olmasına rağmen kritik düzeydedir ve önemini korumaktadır. Ayrımcılık algısındaki düşüşün temel nedenleri, 2009 yılında başlayan demokratik açılım ve 2012 yılında başlayan Çözüm Süreci temelinde sağlanan iyileştirmelerdir. Kürtler arasında hem geçmişte hem de günümüzde en fazla ayrımcılığa maruz kaldığını belirten grup BDP/HDP seçmenidir. Kürtler arasında farklı siyasi partilere oy verenlerin ayrımcılık algısı genel olarak düşüş göstermekle birlikte, en dikkate değer azalma Kürt kökenli AKP seçmenindedir. Bu durum, AKP’nin iktidarda olması dolayısıyla, bu grubun kendini temsil ediliyor hissetmesiyle ve mevcut iyileştirmelerin bu iktidar döneminde gerçekleştirilmiş olmasıyla açıklanabilir. 73 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Bir Kürt olarak bugün etnik kimliğim nedeniyle ayrımcılığa maruz kalıyorum (%) Bir Kürt olarak geçmişte etnik kimliğim nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldım (%) 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP 70,6 CHP 71,2 MHP 30,4 BDP 95,4 Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan* İnançsız* Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri* Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri 21,0 71,2 20,0 78,5 72,7 38,2 66,7 33,3 - - - - 68,4 29,1 81,3 71,9 74,7 25,3 70,9 34,5 51,9 33,3 77,2 57,4 93,5 83,9 57,9 42,1 68,5 31,5 76,5 46,7 70,6 41,2 75,1 43,7 - - 75,3 46,2 73,7 45,9 73,5 39,2 *Not: Bu kimlik gruplarında örneklem sayısı 30’un altında olduğu için katılım değeri verilmemiştir. 74 Kürtlerdeki etnik ayrımcılık algısına dini ve siyasi kimlikler temelinde bakıldığında, kendisini Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımlayanlarda ve Kürt Alevilerde ayrımcılık algısının hem geçmişte hem de bugün diğer gruplardan çok daha yüksek olduğu görülmektedir. Kürtlerde öğrenim düzeyi yükseldikçe ve yaş arttıkça geçmişte yaşandığı söylenen etnik ayrımcılık algısında artış gözlenmektedir. Geçmişe dönük ayrımcılık algısında hane gelir durumuna göre anlamlı bir farklılaşma olmamakla birlikte, 4 bin TL ve üzeri hane geliri olan Kürtlerde bugüne dönük etnik ayrımcılık algısı diğer gelir gruplarına göre daha düşüktür. Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 6.2 Dini ve Mezhepsel Temelde Ayrımcılık Algısı Çalışma bulguları, geçmişte her üç kişiden birinde görülen din temelli ayrımcılık algısının tüm dini ve siyasi kimlikleri kapsamamakla birlikte geçmişe göre genel olarak azaldığını göstermektedir. Geçmişte dini kimliği nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldığını en fazla belirten seçmen gurubu AKP ve BDP/HDP iken; bugün itibariyle bu durum BDP/HDP seçmeninde değişmemesine rağmen, AKP seçmeninde oldukça düşük düzeye inmiş, CHP seçmeninde ise önemli bir artış göstermiştir. CHP seçmenindeki bu artışın sebebini, son dönemde AKP’nin özgürlükleri kısıtladığı ve insanların hayat tarzına müdahale ettiği şeklinde yorumlanan politikalarıyla açıklamak mümkündür. 75 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Dini ayrımcılık algısına etnik kimlikler temelinde bakıldığında, tüm gruplarda ayrımcılık algısının geçmişe göre düşmüş olması olumlu bir gelişmedir. Dini temelde en yüksek ayrımcılık algısının Araplarda ve müteakiben Kürtlerde olduğu görülmektedir. Kürtler arasında her iki kişiden birisi geçmişte dini ayrımcılık yaşadığını söylemektedir. Bu oran, yine yüksek olmakla birlikte, bugün için yaklaşık her üç kişiden birisi düzeyindedir. Araplarda geçmişte yine her iki kişiden biri düzeyinde olan ayrımcılık algısı Kürtlerde olduğu kadar düşüş göstermemiştir. Bu noktada, yeterli örneklem sayısına ulaşılamadığı için analizlere alınmayan diğer etnik gruplardaki dini temeldeki ayrımcılık algısının Kürtlerdeki kadar yüksek olduğunu da söylemek gerekmektedir. Türkiye’de geçmiş ile bugün karşılaştırıldığında Sünni inanca sahip kişilerin din temelli ayrımcılık algısı önemli bir düşüş gösterirken, Alevilerdeki dini ayrımcılık algısı bugün de geçmişteki düzeyiyle devam etmektedir. Bunun yanında Müslüman olmayan kitlede ve inançsızlarda dini temeldeki ayrımcılık algısı hem oldukça yüksektir hem de geçmişe göre bugün önemli bir yükseliş göstermiştir. Kendisini Sünni olarak tanımlayan kişilerin azalan ayrımcılık algısının temel nedeni, geçmişte inançları nedeniyle ve siyaseten mağdur olduğunu iddia eden bu insanların son üç dönemdir iktidarda temsil ediliyor olmasıdır. Aynı dönem, Müslüman olmayanların ve inançsızların ayrımcılık algısında artışa neden olmuştur diyebiliriz. Bu sebeple, Türkiye genelinde günümüz itibariyle görülen dini ayrımcılık algısındaki düşüş aslında tüm dini kimlikleri değil, yalnızca Müslüman, Sünni ve şeriatçı kişileri kapsamaktadır. Bu nedenle, dini ayrımcılık algısı değerlendirilirken Türkiye geneli değerlerinin yanı sıra, özellikle alt kimlikler temelinde yaşanan kırılmaların da dikkate alınması önemlidir. 76 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Bugün dini kimliğim nedeniyle ayrımcılığa maruz kalıyorum (%) Geçmişte dini kimliğim nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldım (%) 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP 45,7 CHP 24,2 MHP 20,2 BDP 46,3 Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri 11,2 42,3 21,5 46,3 31,8 22,2 47,6 30,5 36,7 22,8 51,3 44,7 32,9 32,9 18,9 71,9 20,5 52,6 78,9 49,2 75,4 35,2 17,5 64,6 66,5 59,7 18,2 27,6 15,0 21,5 28,2 33,4 36,6 45,9 58,2 28,2 20,5 31,5 16,7 35,5 27,0 30,8 24,6 37,8 25,7 26,0 22,0 28,2 22,2 36,2 24,0 37,2 28,4 77 Siyasi kimlikler içinde dindar/gelenekçi muhafazakar olanlarda geçmişte yüksek olan dini ayrımcılık algısı bugün itibariyle düşüş gösterirken; kendisini ulusalcı, sosyal demokrat veya Sosyalist-Marksist-Komünist olarak tanımlayanlarda dini ayrımcılık algısının arttığı görülmektedir. Üniversite mezunları arasında dini ayrımcılık algısı geçmişte ve bugün diğer öğrenim düzeylerine göre daha yüksektir. Kişilerin hane gelir durumları arttıkça dini temelde ayrımcılık algıları da artmaktadır. 50 yaş ve üzeri grup geçmişte ve bugün için ayrımcılık algısı en düşük yaş grubudur. Yüksek öğrenim ve yüksek gelir düzeyinde artan ayrımcılık algısı, gelir ve öğrenim düzeyi gibi etkenlerin kişilerin ayrımcılık konusundaki farkındalığını arttırdığını göstermektedir. Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 6.3 Siyasi Temelde Ayrımcılık Algısı Türkiye genelinde siyasi temelde ayrımcılık algısı geçmişe göre önemli derecede artmıştır. Bugün itibariyle yaklaşık her iki kişiden birisi siyasi kimliği nedeniyle ayrımcılığa uğradığını düşünmektedir. Bu durum, siyasi temeldeki ayrımcılık algısının, son dönemde etnisite ve din temelindeki ayrımcılık algısının üzerine çıktığını göstermektedir. Siyasi temeldeki ayrımcılık algısı geçmişe göre AKP seçmeninde önemli bir düşüş gösterirken, BDP/HDP seçmeninde değişmemiş, CHP ve MHP seçmeninde ise yaklaşık iki kat yükseliş göstermiştir. BDP/HDP seçmeninde geçmiş ve bugün için siyasi ayrımcılık algısı her 10 kişiden dokuzunu etkileyecek şekilde tüm siyasi partiler içinde en yüksek düzeydedir. CHP ve MHP seçmeninde artan siyasi ayrımcılıkta, son dönemde AK Parti’nin kendinden olmayanı ötekileştiren söylemlerinin etkisini vurgulamak gerekmektedir. Ayrımcılık algısı, siyasi temeldeki kutuplaşma ile birlikte yorumlandığında; Türkiye’de siyasi kutuplaşmanın pek çok alanda ayrımcılığa dönüşerek tehlike sinyalleri verdiği de söylenebilir. 78 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Siyasi ayrımcılık algısına etnik kimlikler temelinde bakıldığında, Kürtlerde ve Araplarda geçmişe göre siyasi ayrımcılık algısı düşürken, bu algının diğer etnik kökenlerde arttığı görülmektedir. Siyasi temelde en yüksek ayrımcılık algısının Kürtlerde ve müteakiben Araplarda olduğu görülmektedir. Kürtler arasında her üç kişiden ikisi geçmişte siyasi ayrımcılık yaşadığını söylemektedir. Bugün bu oran yaklaşık her iki kişiden birisi düzeyindedir. Türkiye’de geçmiş ile bugün karşılaştırıldığında Sünni inanca sahip kişilerin siyasi temelde ayrımcılık algısı önemli bir düşüş gösterirken, Alevilerde, Müslüman olmayanlarda ve inançsızlarda siyasi ayrımcılık algısı geçmişe göre artış göstermiş ve her beş kişiden dördünü etkileyen bir düzeye çıkmıştır. Kendisini Sünni olarak tanımlayan kişilerin azalan siyasi ayrımcılık algısının temel nedeni, geçmişte siyaseten mağdur olduğunu iddia eden bu insanların son üç dönemdir iktidarda temsil ediliyor olmasıdır. Aynı dönem, Müslüman olmayanların ve inançsızların siyasi ayrımcılık algısında ise artışa neden olmuştur. 79 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Ayrımcılık algısına siyasi kimlikler temelinde bakıldığında ideolojik çizgi olarak sağdan sola doğru gidildikçe, hem geçmiş hem de bugün için ayrımcılık algısının arttığı görülmektedir. Kendisini sağcı olarak tanımlayanlar dışında tüm siyasi kimliklerde ayrımcılık algısı geçmişe göre yükselmiştir. 80 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 7. DEMOKRATİKLEŞME VE MÜDAHALECİLİK Çalışma bulguları, yaklaşık her altı kişiden birisinin askerlerin siyasete müdahalesini desteklediğini göstermektedir. Bir askeri darbeyi destekleme oranı ise çok daha düşük düzeydedir. Bu bulgular, bazı insanların askerlerin bir şekilde siyasete müdahil olmasını daha kabul edilebilir bir seçenek olarak gördüklerini ortaya koymaktadır. Askerlerin gerektiğinde siyasete müdahale etmesi görüşü en yüksek desteği CHP ve müteakiben MHP seçmeninde bulmaktadır. Bu görüşün iki parti seçmeni arasında yaklaşık her dört kişiden birisinden destek bulması, askeri vesayet anlamında önemli bir problem kaynağı olarak görülebilir. Türkiye’de şu an askeri bir darbe olmasını destekleyenlerin oranı yine bu iki partide diğerlerine göre daha yüksek olmasına rağmen, askeri darbenin müdahaleciliğe göre daha az desteklenmesi demokratik değerler açısından sevindirici bulunabilir. 81 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Türkiye’de şu an askeri bir darbe olsun isterim (%) Türkiye’de askerler gerektiğinde siyasete müdahale etmelidir (%) 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP 5,2 CHP 28,3 MHP 23,1 BDP 4,2 Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri 0,7 18,5 12,7 2,1 16,1 8,5 7,9 4,6 11,4 6,3 15,8 3,9 14,3 7,1 0,0 0,0 21,1 21,1 16,1 18,6 12,0 5,6 22,4 12,4 4,6 0,8 14,8 5,9 28,4 18,7 17,6 9,6 14,7 10,0 18,8 7,7 18,9 10,3 14,1 7,6 19,0 9,7 12,7 7,0 16,6 9,0 20,4 9,3 14,4 8,3 12,2 6,8 82 Askeri müdahaleleri Türklerin diğer etnik kökenlere göre daha fazla destekledikleri söylenebilir. Dini ve siyasi kimlikler arasında askeri müdahaleciliği görece en fazla destekleyenler kendisini ulusalcı olarak tanımlayanlar ile Müslüman olmayanlar ve Alevilerdir. Askeri müdahaleciliği destekleme eğilimi gelir durumu yükseldikçe düşmekle birlikte, destekleme oranı üniversite mezunları arasında diğer öğrenim düzeylerine göre ve 30-49 yaş grubunda diğer yaş gruplarına göre daha düşüktür. Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 8. TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE DÖNÜK ENDİŞELER Bulgular, insanların yarıdan fazlasının ülkenin bölünmesi, özgürlüklerin kısıtlanması veya ülke yönetiminin giderek otoriterleşmesi noktasında ciddi endişeler yaşadığını göstermektedir. Ülkede kutuplaşma ortamının her geçen gün daha kötüye gittiği konusunda endişe duyanlar yaklaşık her üç kişiden ikisi düzeyindedir ve bu oran sağlıklı toplumlar için kabul edilebilir bir durum değildir. Bu endişelerin sadece algılar temelinde olması bile önemli bir probleme işaret etmektedir. Türkiye’nin geleceğine dönük endişe düzeyi en düşük AK Parti seçmeninde iken, ülkenin bölünmesi dışında üç siyasi partinin endişe düzeyi hem oldukça yüksektir (%90’lar düzeyinde) hem de partiler arasında benzeşmektedir. Bu tablo hem siyasi kutuplaşmanın düzeyini ve önemini ortaya koymakta hem de iktidar ve muhalefet partileri arasındaki cepheleşmeyi net olarak göstermektedir. 83 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Bölünme endişesine Kürtlerin bakışı dışında, farklı etnik grupların Türkiye’nin geleceğine dönük endişeleri benzeşmekle birlikte, Çerkesler arasında endişelerin görece biraz daha yüksek olduğu söylenebilir. Dini kimlikler içinde Aleviler, Müslüman olmayanlar ve inançsızlar, Türkiye’nin geleceğine dönük endişeleri en yüksek düzeyde olan gruplar iken, kendisini şeriatçı olarak tanımlayanlarda endişe düzeyi çok daha düşüktür. Aleviler, Müslüman olmayanlar ve inançsızlar arasında endişe düzeyinin her 10 kişiden dokuzu tarafından paylaşılması bu konudaki algıların önemini ortaya koymaktadır. Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; Sosyalist-Marksist-Komünist olanlarda, ulusalcılarda ve sosyal demokratlarda endişeler en yüksek düzeyde iken, dindar muhafazakarlar arasında en düşük düzeyde olduğu söylenebilir. Türkiye’nin geleceğine dönük endişeler öğrenim düzeyi yükseldikçe artmaktadır. Endişeler 50 yaş üstü grupta diğer yaş gruplarına göre ve aylık hane geliri 4 bin TL ve üzeri olanlarda diğer gelir gruplarına göre daha yüksektir. 84 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Türkiye’nin Geleceğine Dönük Endişeler Türkiye etnik kimlikler temelinde bölünmeye doğru gitmektedir (%) 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP CHP MHP BDP Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri Ülke giderek Türkiye’de Türkiye özgürlükler otoriter bir yönetim kutuplaşma ortamı temelinde geriye modeline doğru her geçen gün doğru gitmektedir sürüklenmektedir daha kötüye (%) (%) gitmektedir (%) 20,8 13,4 16,9 28,6 89,3 84,8 35,8 92,4 79,4 81,1 94,7 86,4 88,4 95,0 89,7 83,2 57,5 53,3 56,9 63,8 39,6 58,2 52,6 50,3 58,2 53,9 60,4 67,1 57,9 58,5 74,7 65,8 52,9 49,1 53,4 60,5 21,2 73,7 19,9 92,1 19,9 97,4 26,7 94,7 75,4 94,9 97,5 95,8 48,7 44,1 49,4 55,8 81,4 88,2 90,1 90,1 29,7 48,1 79,8 70,3 72,9 21,9 40,4 75,2 74,2 89,4 28,0 47,4 77,3 77,3 91,2 36,2 55,7 82,5 80,6 92,4 44,4 40,2 39,3 47,9 49,9 57,9 42,5 57,3 48,3 61,3 57,0 66,7 59,3 55,1 61,4 68,6 53,5 63,2 52,6 63,5 55,9 66,1 61,8 55,3 50,3 55,9 62,0 53,6 59,7 59,7 51,7 60,0 55,2 64,1 64,1 62,3 68,7 61,8 85 67,5 61,8 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 9. TÜRKİYE’DE KURUMLARIN SİYASALLAŞMASINA DÖNÜK ENDİŞELER Çalışma bulgularına göre, yaklaşık her üç kişiden birisi Türkiye’de kamu kurumlarının siyasallaştığına, basın özgürlüğünün geriye gittiğine ve yargı bağımsızlığı/tarafsızlığı konusunda olumsuz gelişmeler yaşandığına inanmaktadır. Burada dikkat çeken noktalardan birisi, kamu kurumlarına dönük endişelerin bir önceki başlıkta sunulan diğer endişelerden daha yoğun olarak hissediliyor olmasıdır. Kurumların siyasallaşmasına dönük endişe düzeyi, diğer konulardaki endişelere benzer bir tablo çizmektedir ve AK Parti seçmeninde en düşük seviyededir. Diğer üç siyasi partinin endişe düzeyi hem oldukça yüksektir (yaklaşık her 10 kişiden dokuzu bu endişeleri paylaşmaktadır) hem de partiler arasında benzeşmektedir. Bu tablo da Türkiye’de siyasi kutuplaşmanın geldiği düzeyi göstermesi açısından önemlidir. 86 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Farklı etnik grupların Türkiye’de kurumların siyasallaşmasına dönük endişeleri çok büyük farklılaşma göstermemektedir. Dini kimlikler içinde inançsızlar, Müslüman olmayanlar ve Aleviler, Türkiye’de kurumların siyasallaşmasına dönük endişeleri en yüksek düzeyde olan gruplar iken, kendisini şeriatçı olarak tanımlayanlarda endişe düzeyi en düşük düzeydedir. Aleviler, Müslüman olmayanlar ve inançsızlar arasında endişe düzeyi her 10 kişiden dokuzu tarafından paylaşılmaktadır. Bulgular siyasi kimlik temelinde analiz edildiğinde; Sosyalist-Marksist-Komünist olanlarda, ulusalcılarda ve sosyal demokratlarda endişenin en yüksek düzeyde iken, dindar muhafazakarlar arasında en düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Türkiye’de kurumların siyasallaşmasına dönük endişeler öğrenim düzeyi yükseldikçe artmaktadır. Endişeler 50 yaş üstü grupta diğer yaş gruplarına göre ve aylık hane geliri 4 bin TL ve üzeri olanlarda diğer gelir gruplarına göre daha yüksektir. Türkiye’de kurumların siyasallaşmasına dönük endişeler ile Türkiye’nin geleceğine dönük endişelerin demografik değişkenler ve kimlikler temelindeki farklılaşması çok fazla benzeşmekte ve siyasi kutuplaşmanın izlerini taşımaktadır. 87 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Türkiye’de Kurumların Siyasallaşmasına Dönük Endişeler Türkiye’de kamu kurumları iktidarın müdahalesi ile giderek siyasallaşmaktadır (%) 2014 Seçiminde Oy Verilen Parti AKP CHP MHP BDP Etnik Köken Türk Kürt Çerkes Arap Dini Kimlik Müslüman Şeriatçı Müslüman olmayan İnançsız Mezhep Sünni Alevi Siyasi Kimlik Dindar muhafazakar Gelenekçi muhafazakar Ulusalcı Sosyal demokrat Sosyalist-Marksist-Komünist Öğrenim Durumu İlköğretim veya daha düşük Lise mezunu Üniversite mezunu ve üzeri Yaş 18-29 30-49 50 yaş ve üzeri Hanenin Aylık Toplam Geliri 0-2000 TL 2001-4000 TL 4001 TL ve üzeri Türkiye’de basın özgürlüğü kötüye gitmektedir (%) Ülkede yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını olumsuz etkileyecek gelişmeler yaşanmaktadır (%) 28,8 18,7 39,7 94,8 95,7 96,6 92,5 87,9 93,0 92,6 87,4 91,6 64,8 58,6 69,6 66,2 61,3 72,3 73,4 59,5 69,6 64,5 73,4 60,5 68,4 61,6 54,9 66,9 28,1 15,8 39,0 93,9 73,4 97,5 94,1 94,7 94,9 99,2 57,4 50,2 63,6 90,7 89,4 93,2 37,4 25,9 46,5 57,3 49,4 62,7 83,8 81,3 85,1 81,4 79,3 85,2 96,5 92,4 95,3 50,4 44,4 56,4 57,4 51,4 61,2 68,2 62,1 73,1 68,9 63,0 71,0 63,4 63,4 71,8 56,9 69,7 67,9 75,5 69,7 63,9 57,7 68,0 63,2 56,7 69,2 70,3 64,8 74,0 69,2 88 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma ÖRNEKLEMİN TANIMLAYICI ÖZELLİKLERİ 31 Mart Yerel Seçimlerinde Oy Verilen Siyasi Parti Sıklık Yüzde AKP 1369 45,1 CHP 863 28,4 MHP 545 17,9 BDP 95 3,1 Diğer 166 5,5 100,0 Total 3038 Oy / geçerli oy kullanmadım 574 Toplam 3612 Etnik Köken Sıklık Yüzde Türk 2802 77,6 Kürt 328 9,1 Arap 76 2,1 Çerkes 79 2,2 Diğer 327 9,1 Toplam 3612 100,0 Yaş Sıklık Yüzde 18-29 yaş 1169 32,4 30-49 yaş 2166 60,0 50 yaş ve üzeri 277 7,7 Toplam 3612 100,0 Hane aylık toplam gelir Sıklık Yüzde 2000 TL ve altı 859 23,8 2001-4000 TL 1501 41,6 4001 TL ve üzeri 1252 34,7 Toplam 3612 100,0 Öğrenim Durumu Sıklık Yüzde İlköğretim veya daha düşük 117 3,2 Lise mezunu 603 16,7 Üniversite mezunu 2892 80,1 Toplam 3612 100,0 89 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 90 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma EK- UYGULANAN ANKET FORMU 91 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 92 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Aşağıdaki soruları Evet-Hayır şeklinde cevaplayınız. Ayrımcılık Algısı 1 Geçmişte etnik kimliğim nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldım. 2 Bugün etnik kimliğim nedeniyle ayrımcılığa maruz kalıyorum. 3 Geçmişte dini kimliğim nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldım. 4 Bugün dini kimliğim nedeniyle ayrımcılığa maruz kalıyorum. 5 Geçmişte siyasi kimliğim nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldım. 6 Bugün siyasi kimliğim nedeniyle ayrımcılığa maruz kalıyorum. Evet (1) (1) (1) (1) (1) (1) Hayır (0) (0) (0) (0) (0) (0) 7. Bir Kürt ile / Bir Kürt’ün... (Eğer etnik kökeniniz Kürt ise bir sonraki soruya geçebilirsiniz.) a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm. b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm. c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum. d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum. Evet (1) (1) (1) (1) Hayır (0) (0) (0) (0) 8. Bir Türk ile / Bir Türk’ün … (Eğer etnik kökeniniz Türk ise bir sonraki soruya geçebilirsiniz.) a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm. b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm. c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum. d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum. Evet (1) (1) (1) (1) Hayır (0) (0) (0) (0) 9. Bir Alevi ile / Bir Alevi’nin... (Eğer dini kimliğiniz Alevi ise bir sonraki soruya geçebilirsiniz.) a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm. b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm. c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum. d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum. Evet (1) (1) (1) (1) Hayır (0) (0) (0) (0) 10. Bir Sünni ile / Bir Sünni’nin ... (Eğer dini kimliğiniz Sünni Müslüman ise bir sonraki soruya geçebilirsiniz.) a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm. b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm. c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum. d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum. Evet Hayır (1) (1) (1) (1) (0) (0) (0) (0) 11. Bir Şeriatçı ile / Bir Şeriatçının ... a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm. b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm. c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum. d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum. Evet (1) (1) (1) (1) Hayır (0) (0) (0) (0) 12. Başka dinden birisi ile / Başka dinden birisinin ... a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm. b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm. c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum. d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum. Evet (1) (1) (1) (1) Hayır (0) (0) (0) (0) 13. İnançsız birisi ile / İnançsız birisinin ... a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm. b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm. c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum. d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum. 93 Evet (1) (1) (1) (1) Hayır (0) (0) (0) (0) Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma (0) (0) (0) (0) 15. CHP’li birisi ile / CHP’li birisi... (Eğer kendinizi CHP’li olarak tanımlıyorsanız bir sonraki soruya geçebilirsiniz.) a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm. b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm. c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum. d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum. Evet Hayır (1) (1) (1) (1) (0) (0) (0) (0) 16. MHP’li birisi ile / MHP’li birisinin ... (Eğer kendinizi MHP’li olarak tanımlıyorsanız bir sonraki soruya geçebilirsiniz.) a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm. b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm. c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum. d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum. Evet Hayır (1) (1) (1) (1) (0) (0) (0) (0) 17. BDP’li birisi ile / BDP’li birisinin ... (Eğer kendinizi BDP’li olarak tanımlıyorsanız bir sonraki soruya geçebilirsiniz.) a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm. b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm. c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum. d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum. Evet Hayır (1) (1) (1) (1) (0) (0) (0) (0) 18. Başörtülü bir aile ile / Başörtülü bir ailenin ... a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm. b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm. c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum. d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız olurum. Evet (1) (1) (1) (1) Hayır (0) (0) (0) (0) 19. Köy/kasabadan son dönem göç etmiş birisi ile …. a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm. b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm. Evet (1) (1) Hayır (0) (0) Aşağıdaki soruları “katılıyorum-katılmıyorum” şeklinde cevaplayınız. İktidara dönük tepkiler ve beklentiler 20 Türkiye’de şu an askeri bir darbe olsun isterim. 21 Bir iç savaşa yol açacak olsa bile AK Parti iktidarının düşmesini isterim. 22 AK Parti iktidarında ülkede çok önemli gelişmeler/iyileşmeler yaşanmıştır. 23 AK Partiyi ve uygulamalarını kayıtsız şartsız destekliyorum. Türkiye’nin geleceğine dönük endişeler 24 Türkiye etnik kimlikler temelinde bölünmeye doğru gitmektedir. 25 Türkiye özgürlükler temelinde geriye doğru gitmektedir. 94 Tamamen Katılıyorum (1) (1) (1) (1) Katılıyorum Hayır Katılmıyorum Evet Hiç Katılmıyorum 14. AK Partili birisi ile / AK Partili birisinin ... (Eğer kendinizi AK Partili olarak tanımlıyorsanız bir sonraki soruya geçebilirsiniz.) a. Evlilik yolu ile akraba olmayı problem olarak görürüm. b. Aynı apartmanda kapı komşusu olmayı problem olarak görürüm. c. Türkiye’de birlikte yaşamayı problem olarak görüyorum. d. Türkiye’de başbakan veya cumhurbaşkanı olmasından rahatsız oluyorum. (0) (0) (0) (0) (1) (1) (1) (1) (2) (2) (2) (2) (3) (3) (3) (3) (0) (0) (1) (1) (2) (2) (3) (3) Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 95 (2) (2) (2) (3) (3) (3) (0) (1) (2) (3) (0) (0) (1) (1) (2) (2) (3) (3) (0) (1) (2) (3) (0) (1) (2) (3) (0) (1) (2) (3) (0) (1) (2) (3) (0) (0) (0) (0) (0) (0) (1) (1) (1) (1) (1) (1) (2) (2) (2) (2) (2) (2) (3) (3) (3) (3) (3) (3) Tamamen Katılıyorum Türkiye’deki önemli olaylar ve davalar 43 Ergenekon davasında sanıklara haksızlık yapıldığını düşünüyorum. 44 Ergenekon dava süreci Türkiye’de kutuplaşmayı artırmıştır. 45 Balyoz davasında sanıklara haksızlık yapıldığını düşünüyorum. 46 Balyoz davası Türkiye’de kutuplaşmayı artırmıştır. 47 Hükümetin “Gezi Olayları”ndaki yaklaşımını onaylıyorum. 48 Hükümetin “Gezi Olayları”na yaklaşımı Türkiye’de kutuplaşmayı artırmıştır. 49 30 Mart seçim sürecinde liderlerin kullandığı dil ve üslup Türkiye’de kutuplaşmayı artırmıştır. 50 Hükümet üyelerinin yolsuzluğa bulaştığına inanıyorum. 51 17 Aralık operasyonu hükümete karşı bir darbe girişimidir. 52 17 Aralıkta başlayan yolsuzluk iddiaları ve sonrasında yaşananlar Türkiye’de kutuplaşmayı artırmıştır. 53 Son dönem Hükümet-Cemaat çatışması bana ve aileme olumsuz olarak yansımıştır. (1) (1) (1) Katılıyorum Aşağıdaki soruları “katılıyorum-katılmıyorum” şeklinde cevaplayınız. (0) (0) (0) Katılmıyorum Ülke giderek otoriter bir yönetim modeline doğru sürüklenmektedir. Türkiye’de kutuplaşma ortamı her geçen gün daha kötüye gitmektedir. Türkiye’deki son dönem eylemler ve sosyal medya aktiviteleri, uluslararası aktörlerin Türkiye’nin önünü kesme çabasıdır. Türkiye’de kurumların siyasallaşmasına dönük endişeler 29 Türkiye’de kamu kurumları iktidarın müdahalesi ile giderek siyasallaşmaktadır. 30 Türkiye’de basın özgürlüğü kötüye gitmektedir. 31 Ülkede yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını olumsuz etkileyecek gelişmeler yaşanmaktadır. Kutuplaşma ve kişisel davranışlar/tercihler 32 Benim ideolojik görüşümü yansıtmayan yayın organlarını (TV., gazete, dergi vb.) imkanım olursa takip ederim. 33 Sahibinin etnik kökenine, dini ve ideolojik tercihlerine bakarak satın almadığım yerli ticari ürünler/markalar var. 34 Bir konuda karar vermem gerektiğinde dini kimliğime/grubuma ait olan kişinin tarafını tutarım. 35 Bir konuda karar vermem gerektiğinde etnik kimliğime/grubuma ait olan kişinin tarafını tutarım. 36 Ülkede çalışmak kadından çok erkeğin hakkıdır. 37 Gelenek ile bilim çeliştiğinde tercihimi gelenekten yana kullanırım. 38 Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini koşulsuz destekliyorum. 39 Ülkede tüm farklı kimlikler eşit haklara sahip olmalıdır. 40 Şiddete başvurulmadığı sürece ülkede her türlü fikir tartışılabilmelidir. 41 Ülkede farklı inançlar, ideolojiler ve hayat tarzları bir arada yaşayabilmelidir. 42 Türkiye’de askerler gerektiğinde siyasete müdahale etmelidir. Hiç Katılmıyorum 26 27 28 (0) (0) (0) (0) (0) (0) (1) (1) (1) (1) (1) (1) (2) (2) (2) (2) (2) (2) (3) (3) (3) (3) (3) (3) (0) (1) (2) (3) (0) (0) (0) (1) (1) (1) (2) (2) (2) (3) (3) (3) (0) (1) (2) (3) 58. a. b. c. d. e. f. Çok Güveniyorum Aşağıdaki soruları “0-10” ölçeğinde cevaplayınız. 54 Türk Silahlı Kuvvetlerine güveniyorum. 55 Polis Teşkilatına güveniyorum. 56 Hükümete güveniyorum. 57 Yargıya güveniyorum. Hiç Güvenmiyorum Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma (0) (1) (2) (3) (4) (5) (6) (7) (8) (9) (10) (0) (1) (2) (3) (4) (5) (6) (7) (8) (9) (10) (0) (0) (1) (1) (2) (2) (3) (3) (4) (4) (5) (5) (6) (6) (7) (7) (8) (8) (9) (9) (10) (10) Öğrenim Durumunuz: Diplomasız okur-yazar (1) İlkokul mezunu (5 yıllık) (2) İlköğretim mezunu (8 yıllık) (3) Lise mezunu (4) Üniversite mezunu (Ön lisans-Lisans) (5) Yüksek Lisans – Doktora Mezunu (6) 59. Cinsiyetiniz: a. Kadın (1) b. Erkek (2) 60. Yaşınız : …………… 61. a. b. c. d. e. f. Hane aylık toplam gelir durumunuz: 1000 TL ve Altı (1) 1001-2000 TL (2) 2001-4000 (3) 4001-6000 TL (4) 6001-8000 TL (5) 8001 TL Üzeri (6) 62. a. b. c. d. e. f. 30 Mart yerel seçimlerinde il/ilçe belediye meclisi için oy verdiğiniz siyasi parti: AKP (1) CHP (2) MHP (3) BDP (4) Diğer (5) Oy / geçerli oy kullanmadım (6) 63. Şartlar ne olursa olsun, mecliste yer alan aşağıdaki partilerden hangisine kesinlikle oy vermezsiniz? (Birden fazla seçenek işaretleyebilirsiniz): a. AKP (0-1) b. CHP (0-1) c. MHP (0-1) d. BDP (0-1) 64. a. b. c. d. e. f. Yaşamınızın büyük bölümünü geçirdiğiniz yerleşim yeri: Büyükşehir varlıklı semt/bölge (1) Büyükşehir orta gelirli semt/bölge (2) Büyükşehir yoksul semt/bölge (3) Kent / Şehir (4) İlçe / Büyükşehirde merkez olmayan ilçe (5) Kır (Köy-belde) (6) 96 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 65. Etnik Kökeniniz a. Türk (1) b. Kürt (2) c. Zaza(3) d. Arap (4) e. Çerkes (5) f.Diğer…(6) g. Hiçbir etnik kimliği kabul etmiyorum. (7) 66a. Birinci derece akrabalarınız arasında Kürt var mı? (Bir üst soruda (65) Türk seçeneğini (a) işaretleyenlere soru bu şekilde sorulacak) a. Evet, var (1) b. Hayır, yok (0) 66b. Birinci derece akrabalarınız arasında Türk var mı? (Bir üst soruda (65) Kürt şıkkını (b) işaretleyenlere soru bu şekilde sorulacak) a. Evet, var (1) b. Hayır, yok (0) 67. Kendinizi aşağıdaki dini kimliklerden hangileri ile tanımlıyorsunuz? (birden fazla seçenek işaretleyebilirsiniz): a. Sünni (0-1) b. Alevi (0-1) c. Sadece Müslüman (0-1) d. Dindar muhafazakar (0-1) e. Cemaat Mensubu (0-1) f. Gülen Cemaati mensubu veya sempatizanı (0-1) e. Şeriatçı (0-1) f. Müslüman olmayan (0-1) g. İnançsız (0-1) h. Diğer (0-1) i. Hiçbir dini kimliği kabul etmiyorum. (0-1) 68a. Birinci derece akrabalarınız arasında Alevi var mı? (Bir üst soruda (67) Sünni şıkkını (a) işaretleyenlere soru bu şekilde sorulacak) a. Evet, var b. Hayır, yok 68b. Birinci derece akrabalarınız arasında Sünni var mı? (Bir üst soruda (67) Alevi şıkkını (b) işaretleyenlere soru bu şekilde sorulacak) a. Evet, var (1) b. Hayır, yok (0) 69. Kendinizi aşağıdaki tanımlardan hangisine daha yakın buluyorsunuz? a. Modern (1) b. Gelenekçi Muhafazakar (2) c. Dindar muhafazakar (3) 70. Kendinizi aşağıdaki siyasi kimliklerden hangileri ile tanımlıyorsunuz? (birden fazla seçenek işaretleyebilirsiniz): a. Sağcı (0-1) b. Solcu (0-1) c. Sosyal Demokrat (0-1) d. Sosyalist-Marksist-Komünist (0-1) e. Atatürkçü / Kemalist (0-1) f. Ulusalcı (0-1) g. Laik (0-1) h. Diğer (0-1) i. Hiçbir siyasi kimliği kabul etmiyorum. (0-1) 97 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 71. Ülkede son dönem yargı mensupları ve polis teşkilatı ile ilgili atamalar: a. Hükümetin yolsuzlukları örtme çabasıdır (1) b. Paralel bir devlet yapılanmasını kırma girişimidir (2) c. Her ikisi de doğru (3) 72. Yeni Cumhurbaşkanı a. Parlamento içinden siyasi kimliği olan birisi olmalı (1) b. Parlamento dışından uzlaştırıcı bir isim olmalı (2) 98 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma BİLGESAM YAYINLARI Kitaplar Çin Yeni Süper Güç Olabilecek mi? Güç, Enerji ve Güvenlik Boyutları (Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI Değişen Dünyada Türkiye'nin Stratejisi Doç. Dr. Atilla SANDIKLI Türkiye'nin Bugünü ve Yarını E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN Türkiye Cumhuriyeti'nin Ortadoğu Politikası E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN Türkiye’nin Vizyonu: Temel Sorunlar ve Çözüm Önerileri (Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI İleri Teknolojiler Çalıştayı ve Sergisi (İTÇ 2010) Bildiri Kitabı Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK IV. Ulusal Hidrojen Enerjisi Kongresi ve Sergisi Bildiri Kitabı Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK Selected Articles of Hydrogen Phenomena Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK Özgür, Demokratik ve Güvenli Seçim Kasım ESEN, Özdemir AKBAL Terörle Mücadele Stratejisi (Bilge Adamlar Kurulu Raporu ) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI Türkiye’de Kürtler ve Toplumsal Algılar Dr. Mehmet Sadi BİLGİÇ Dr. Salih AKYÜREK Teoriler Işığında Güvenlik, Savaş, Barış ve Çatışma Çözümleri (Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI Asya’da Güvenlik Sorunları ve Yansımaları (Ed.) Doç. Dr. R. Kutay KARACA Sivil-Asker İlişkileri ve Ordu-Toplum Mesafesi Dr. Salih AKYÜREK, Serap KOYDEMİR, Esra ATALAY, Adnan BIÇAKSIZ Orta Doğu’da Değişim ve Türkiye (Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI & Erdem Kaya 99 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Raporlar Rapor 1: Küresel Gelişmeler ve Uluslararası Sistemin Özellikleri Prof. Dr. Ali KARAOSMANOĞLU Rapor 2: Değişen Güvenlik Anlayışları ve Türkiye’nin Güvenlik Stratejisi Doç. Dr. Atilla SANDIKLI Rapor 3: Avrupa Birliği ve Türkiye E. Büyükelçi Özdem SANBERK Rapor 4: Yakın Dönem Türk-Amerikan İlişkileri Prof. Dr. Ersin ONULDURAN Rapor 5: Türk-Rus İlişkileri Sorunlar-Fırsatlar Prof. Dr. İlter TURAN Rapor 6: Irak'ın Kuzeyindeki Gelişmelerin Türkiye'ye Etkileri E. Büyükelçi Sönmez KÖKSAL Rapor 7: Küreselleşen Dünyada Türkiye ve Demokratikleşme Prof. Dr. Fuat KEYMAN Rapor 8: Türkiye'de Bağımsızlık ve Milliyetçilik Anlayışı Doç. Dr. Ayşegül AYDINGÜN Rapor 9: Laiklik, Türkiye'deki Uygulamaları Avrupa ile Kıyaslamalar Politika Önerileri Prof. Dr. Hakan YILMAZ Rapor 10: Yargının İyileştirilmesi/Düzeltilmesi Prof. Dr. Sami SELÇUK Rapor 11: Yeni Anayasa Türkiye’nin Bitmeyen Senfonisi Prof. Dr. Zühtü ARSLAN Rapor 12: Türkiye'nin 2013 Yılı Teknik Vizyonu Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK Rapor 13: Türkiye-Ortadoğu İlişkileri E. Büyükelçi Güner ÖZTEK Rapor 14: Balkanlarda Siyasi İstikrar ve Geleceği Prof. Dr. Hasret ÇOMAK, Doç. Dr. İrfan Kaya ÜLGER Rapor 15: Uluslararası Politikalar Ekseninde Kafkasya Yrd. Doç. Dr. Fatih ÖZBAY Rapor 16: Afrika Vizyon Belgesi Hasan ÖZTÜRK 100 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Rapor 17: Terör ve Terörle Mücadele M. Sadi BİLGİÇ Rapor 18: Küresel Isınma ve Türkiye'ye Etkileri Doç. Dr. İrfan Kaya ÜLGER Rapor 19: Güneydoğu Sorununun Sosyolojik Analizi M. Sadi BİLGİÇ, Dr. Salih AKYÜREK Doç. Dr. Mazhar BAĞLI, Müstecep DİLBER Onur OKYAR Rapor 20: Kürt Sorununun Çözümü İçin Demokratikleşme, Siyasi ve Sosyal Dayanışma Açılımı E. Büyükelçi Özdem SANBERK Rapor 21: Türk Dış Politikasının Bölgeselleşmesi E. Büyükelçi Özdem SANBERK Rapor 22: Alevi Açılımı, Türkiye’de Demokrasinin Derinleşmesi Doç. Dr. Bekir GÜNAY, Gökhan TÜRK Rapor 23: Cumhuriyet, Çağcıl Demokrasi ve Türkiye’nin Dönüşümü Prof. Dr. Sami SELÇUK Rapor 24: Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu Dr. Salih AKYÜREK Rapor 25: Türkiye-Ermenistan İlişkileri (Bilge Adamlar Kurulu Raporu) Yrd. Doç. Dr. Fatih ÖZBAY Rapor 26: Kürtler ve Zazalar Ne Düşünüyor? Ortak Değer ve Sembollere Bakış Dr. Salih AKYÜREK Rapor 27: Jeopolitik ve Türkiye: Riskler ve Fırsatlar Doç. Dr. Atilla SANDIKLI Rapor 28: Mısır’da Türkiye ve Türk Algısı M. Sadi BİLGİÇ, Dr. Salih AKYÜREK Rapor 29: ABD’nin Irak’tan Çekilmesi ve Türkiye’ye Etkileri Doç. Dr. Cenap ÇAKMAK, Fadime Gözde ÇOLAK Rapor 30: Demokratik Açılım ve Toplumsal Algılar (Bilge Adamlar Kurulu Raporu) Dr. Salih AKYÜREK Rapor 31: Ortadoğu’da Devrimler ve Türkiye Doç. Dr. Cenap ÇAKMAK, Mustafa YETİM, Fadime Gözde ÇOLAK 101 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Rapor 32: Güvenli Seçim: Sorunlar ve Çözüm Önerileri Kasım ESEN, Özdemir AKBAL Rapor 33: Silahlı Kuvvetler ve Demokrasi Prof. Dr. Ali L. KARAOSMANOĞLU Rapor 34: Terör Önleme Birimleri Kasım ESEN, Özdemir AKBAL Rapor 35: İran, Şii Hilali ve Arap Baharı Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Emin SALİHİ Rapor 36: Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler BİLGESAM Rapor 37: Etnik Çatışma Teorileri Işığında Dağlık Karabağ Sorunu Yrd. Doç. Dr. Reha YILMAZ, Elnur İSMAYILOV Rapor 38: Çağcıl Hukuk Sistemlerinde ve Türkiye’de Tutuklama (Bilge Adamlar Kurulu Raporu) Rapor 39: Afrika’da Türkiye ve Türk Algısı BİLGESAM Rapor 40: Kaos Senaryolarının Merkezinde İran Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Bilgehan EMEKLİER Rapor 41: Ermenistan’da Türkiye ve Türk Algısı Dr. Salih AKYÜREK Rapor 42: Yasa dışı Göç ve Türkiye (Bilge Adamlar Kurulu Raporu) Emine AKÇADAĞ Rapor 43: Kırgızistan’da Türkiye ve Türk Algısı Dr. Salih AKYÜREK Rapor 44: Kazakistan’da Türkiye ve Türk Algısı Dr. Salih AKYÜREK Rapor 45: Çatışma Çözümü ve Türkiye’de Kürt Meselesi Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Erdem KAYA Rapor 46: Afganistan’ da Sivil Ölümleri Dr. Salih AKYÜREK, Nursema KIBRIS, Dilara ÜNAL Rapor 47: İran Nükleer Krizinin Türkiye’ye Olası Etkileri (Bilge Adamlar Kurulu Raporu) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Bilgehan EMEKLİER 102 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Rapor 48: Çağcıl Hukuk Sistemleri ve Türkiye’de İşkence Erkam MALBELEĞİ Rapor 49: Balkanlarda Türkiye ve Türk Algısı Dr. M. Sadi BİLGİÇ, Dr. Salih AKYÜREK Rapor 50: Suriye Sorunu ve Türk Dış Politikasına Toplumsal Bakış Dr. Salih AKYÜREK, Prof. Dr. Cengiz YILMAZ Rapor 51: Terörle Mücadelede Toplumsal Algılar Dr. Salih AKYÜREK, Mehmet Ali YILMAZ Rapor 52: Bütün Boyutlarıyla Suriye Krizi ve Türkiye Bilge Adamlar Kurulu Raporu Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Ali SEMİN Rapor 53: İnsansız Hava Araçları: Muharebe Alanında ve Terörle Mücadelede Devrimsel Dönüşüm Dr. Salih AKYÜREK, Mehmet Ali YILMAZ & Mustafa TAŞKIRAN Rapor 54: Türkiye’nin Dış Yardım Stratejisi: Sorunlar ve Öneriler Hasan ÖZTÜRK, Sevinç ÖZTÜRK Rapor 55: 2. Körfez Savaşı’nın 10. Yılında Irak Bilge Adamlar Kurulu Raporu Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Ali SEMİN, Tuğçe ERSOY ÖZTÜRK Rapor 56: Türk Silahlı Kuvvetlerine Toplumsal Bakış Dr. Salih AKYÜREK, Mehmet Ali YILMAZ Rapor 57: Çözüm Sürecine Toplumsal Bakış Dr. Salih AKYÜREK, Mehmet Ali YILMAZ, Esra ATALAY, Fatma Serap KOYDEMİR Rapor 58: Türk-Rus İlişkileri Bilge Adamlar Kurulu Raporu Doç. Dr. Fatih ÖZBAY Rapor 59: Doğu Akdeniz’de Enerji Keşifleri ve Türkiye Bilge Adamlar Kurulu Raporu Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Türkan BUDAK, Bekir ÜNAL Rapor 60: Kafkasya’daki Gelişmeler ve Türkiye Bilge Adamlar Kurulu Raporu Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Elnur İSMAYILOV, Orhan GAFARLI Demokratikleşme ve Sosyal Dayanışma Açılımı Bilge Adamlar Kurulu Raporu İleri Teknolojiler Çalıştayı ve Sergisi (İTÇ 2010) Sonuç Raporu BİLGESAM 103 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma İleri Teknolojiler Çalıştayı ve Sergisi (İTÇ 2011) Sonuç Raporu BİLGESAM Dergiler Bilge Strateji Dergisi Cilt 1, Sayı 1, Güz 2009 Bilge Strateji Dergisi Cilt 2, Sayı 2, Bahar 2010 Bilge Strateji Dergisi Cilt 2, Sayı 3, Güz 2010 Bilge Strateji Dergisi Cilt 3, Sayı 4, Bahar 2011 Bilge Strateji Dergisi Cilt 3, Sayı 5, Güz 2011 Bilge Strateji Dergisi Cilt 4, Sayı 6, Bahar 2012 Bilge Strateji Dergisi Cilt 4, Sayı 7, Güz 2012 Bilge Strateji Dergisi Cilt 5, Sayı 8, Bahar 2013 Bilge Strateji Dergisi Cilt 5, Sayı 9, Güz 2013 Bilge Strateji Dergisi Cilt 6, Sayı 10, Bahar 2014 Söyleşiler Bilge Söyleşi-1: Türkiye-Azerbaycan İlişkileri Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi Elif KUTSAL Bilge Söyleşi-2: Nabucco Projesi Arzu Yorkan ile Söyleşi Elif KUTSAL-Eren OKUR Bilge Söyleşi-3: Nükleer İran E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN ile Söyleşi Elif KUTSAL Bilge Söyleşi-4: Avrupa Birliği Dr. Can BAYDAROL ile Söyleşi Eren OKUR Bilge Söyleşi-5: Anayasa Değişikliği Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi Merve Nur SÜRMELİ Bilge Söyleşi-6: Son Dönem Türkiye-İsrail İlişkileri E. Büyükelçi Özdem SANBERK ile Söyleşi Merve Nur SÜRMELİ Bilge Söyleşi-7: BM Yaptırımları ve İran Doç. Dr. Abbas KARAAĞAÇLI ile Söyleşi Sina KISACIK Bilge Söyleşi-8: Füze Savunma Sistemleri ve Türkiye Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi Eren OKUR 104 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma Bilge Söyleşi-9: Gelişen ve Değişen Türk Deniz Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını E. Oramiral Salim DERVİŞOĞLU ile Söyleşi Emine AKÇADAĞ Bilge Söyleşi-10: Soru ve Cevaplarla Yeni Anayasa Kasım ESEN ile Söyleşi Özdemir AKBAL Bilge Söyleşi-11: Türk Hava Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını E. Hv. Korgeneral Şadi ERGÜVENÇ ile Söyleşi Emine AKÇADAĞ Bilge Söyleşi-12: Arap Baharı Süreci, Mısır Seçimleri, Türkiye-Suriye Krizi Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi Ali SEMİN Bilge Söyleşi-13: Esed Sonrası Suriye Halit Hoca ile Söyleşi Ali SEMİN & Tuğçe ERSOY ÖZTÜRK Bilge Söyleşi-14: Türk Kara Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını Orgeneral (E) Oktar ATAMAN ile Söyleşi Emine AKÇADAĞ Bilge Söyleşi-15: Nükleer Enerji ve Nükleer Silahlanma Prof. Dr. Nurşin ATEŞOĞLU GÜNEY ile Söyleşi Hasan ÖZTÜRK, Ömer Faruk TÜRK 105 Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 106