Prof. Dr Recep Akdur: GRİP TACİRLERİ DOYMAK BİLMİYOR

advertisement
Prof. Dr Recep Akdur: GRİP TACİRLERİ DOYMAK BİLMİYOR
Haberler - Recep Akdur
14 Ocak 2014
Dünyada her sene, Bronşit ve Zatürre’den 4 milyon 180 bin, İshal’den 2 milyon 160 bin, AIDS’den 2
milyon 40 bin, Verem’den 1 milyon 460 bin ve Sıtma’dan 800-900 bin kişi yaşamını yitiriyor. Özet bir
anlatımla, koruması ve tedavisi çok basit olan bu beş basit/ilkel hastalıktan her sene 10 milyon insan
ölüyor. Suriye’deki savaş nedeniyle Kızamık, Çocuk Felci, Sıtma ve Şark Çıbanı Türkiye için yeniden
üzerinde durulması gereken hastalıklar haline geldi. Grip Tacirlerinin umurunda mı? Kış aylarının
gelmesini dört gözle bekliyorlar. Başlıyorlar Grip aşısı ve ilaçlarının reklamını yapmaya.
Kandırabildikleri, korkutabildikleri insanların sırtından para kazanmaya doymuyorlar. Bu ticaretin
halk sağlığına getirdiği/getireceği sakıncalara çanak tutuyorlar.
Grip, virüslerin neden olduğu insandan insana hızla yayılan bir enfeksiyon. Her yıl 500 milyon ile bir
milyar arasında değişen sayıda kişi Grip geçiriyor. Bunların yaklaşık 250 bin ile 500 bin kadarının da
ölümüne neden oluyor. Bu durum her kış ve yüzlerce yıldan beri tekrarlıyor. Ancak burada halkın
bilmediği ya da grip tacirlerinin açıklamadığı bir ayrıntı var. Bu ölümlerin neredeyse tamamına
yakını doğrudan Gribe bağlı değil. Gribe yakalanmadan önce kişilerde zaten var olan şeker, kronik
kalp, böbrek, akciğer hastalığı ile kanser, AIDS ya da bağışıklık yetersizliği ve benzeri ciddi bir takım
sağlık sorunlarına bağlı. Kısa bir anlatıma Grip ölümleri diye bilinen ölümlerin çoğunun nedeni
Grip değil. Bu ölümlerde grip yalnızca bir bahane. Doğrudan gripten ölenlerin sayısı ise bunların
yanında çok az.
Bu bahaneden yani Gripten, bir kar ya da korku sömürüsü aracı haline getirilen aşı ile korunulabilir
mi? Hayır. Grip aşısı Gribe bağlı olduğu söylenen ölümlerden yalnızca çok küçük bir kısmını
önleyebilir. Elbette ki önlenebilecek tek bir ölüm bile çok kıymetlidir. Herkes aşı yaptırarak Grip
bahanesiyle ölmekten kurtulacak olan bu küçük sayıya dahil olmak ister. Bu nedenledir ki yukarda
sayılan hastalıklara sahip olan yüksek risk gruplarının kış gelmeden ve kasım ayında grip aşısı
yaptırması önerilir. Ayrıca 65 yaş ve üzerindekiler, Huzur evinde kalan veya bir sağlık ünitesinde
kronik bakım verilenler, uzun süreli aspirin tedavisi alan 6 ay-18 yaş arası çocuklar, bağışıklık
yetmezliği olanlar, yüksek riskli gebeliği olanlara da aşı yapılmalıdır. Bir de yüksek riskli kişilere Grip
bulaştırma olasılığı olan; doktorlar, hemşireler ve hastanede çalışan diğer personel ile huzurevi ve
kronik hasta bakım veren sağlık ünitelerinde çalışanlar, yüksek riskli kişiler ile aynı evde
yaşayanların da aşı yaptırmasında yarar var. Bunların dışındaki hiç kimsenin grip aşısı
yaptırmasına gerek yoktur.
AŞININ KORUYUCULUĞU ÇOK DÜŞÜKTÜR
Gribe enflüanza A ve B virüslerinin neden olmaktadır. Bu virüsler, hemaglutinin (H) ve nöraminidaz
(N) olarak adlandırılan iki yüzey antijenine sahip. Büyük salgınların nedeni olan enflüanza A
virüslerinin H1, H2, H3 ve N1, N2 alt tipleri var. Bu alt tipler sürekli antijenik değişikliklere
uğrayarak yeni tipler (suşlar) üretiyor. Bundan ötürü de hastalığı geçirerek veya aşılanma ile elde
edilen bağışıklık insanları bu yeni tiplere veya bunlarla oluşan salgınlara karşı korumuyor. İnsanlık
her kış bu yeni tiplerle oluşan salgınlardan nasibini alıyor.
Grip aşısında en son salgın yapan iki adet A ve bir adet B olmak üzere yalnızca üç tip virüse ilişkin
antijen bulunur. Bu nedenle de her yıl üretilen aşı içinde bulunan ve yalnızca o yıla özel üç tip
virüse karşı korur. Örneğin 2012-2013 yılı grip aşısı içinde enflüanza A(H1N1), enflüanza A(H3N2) ve
enflüanza B virüslerinin antijenleri var. Eğer bu kış sekiz ya da on virüs tipi salgın yapar ve
bunlardan üçü aşı içindekiler ile aynı olur ise, aşı yaptıranlar yalnızca bu üçüne karşı ve %50-80
oranında korunur. Yaşlılarda koruyuculuk oranı daha da düşüktür. Dolayısı ile aşı, içinde bulunan
virüs tiplerine karşı bile tamamen korumadığı gibi, aşı içinde bulunmayan ve salgın yapan / insanlar
arasında dolaşan beş yada yedi tipe karşı hiç korumaz. Başka bir anlatımla aşı yaptıran insanların
Gribe yakalanma olasılığı aşı yaptırmayanlardan çok fazla düşük değildir. Bu sene salgın yapan H1N1
geçen seneki yani aşıda bulunan H1N1 virüsü ile aynı özelliklere sahip iken, H3N2 ve B virüslerinin
özellikleri değişmiş ve aşıda bulunan ile farklıdır. Yani piyasadaki aşılar yalnızca H1N1 virüsüne karşı
koruma yapabilmekte, H3N2 ve B virüsüne karşı koruma yapamamaktadır. Şu anda salgın yaptığı
söylenen de bu H3N2 virüsüdür.
Yinelemek gerekir ise Grip aşısı ile elde edilen bağışıklık, aşı olan kişileri onlar ve hatta yüzlerce
grip virüsünden en fazla üçüne karşı koruyabilir. O da, bir evvelki sene salgın yapan virüslerin
değişime uğramaması ve aynı kalması koşulu ile. Eğer bunlar değişir ise bunlara karşı bile korumaz.
Yani aşının koruyuculuğu sıfır biile olabilir. Bundan ötürü de normal/sağlam kişilerin grip aşısı
yaptırmasının hiçbir anlamı yoktur. Yalnızca yüksek risk gruplarının yani gribe yakalanması halinde
ölme riski çok yüksek olanların aşı yaptırması yerinde olur. Burada da, aşı şayet içinde bulunan üç
tipe karşı koruma sağlar ise hiç yoktan iyidir düşüncesi yatmaktadır. Yoksa aşının bu tiplerle
oluşacak olan Gribe karşı tamamen korunduğu anlamı çıkarılamaz. Bu özelliklerinden ötürü Grip
aşılarını yüksek risk grupları dışındaki gruplara uygulamak ve önermek yanlıştır. Bir umut
sömürüsüdür. Ayrıca kitlesel uygulamalarda getirdiği sağlık sakıncaları kazandırdığı yararından çok
daha fazladır.
GRİPTEN KORUYAN HERHANGİ BİR İLAÇ YOKTUR
Gripten büyük oranda koruyan aşı olmadığı gibi herhangi bir ilaç da yoktur. Sınırlı sayıda da olsa
antiviral denilen ve virüslere etkili olan bazı ilaçlar vardır. Bunlar yerinde ve zamanında kullanılır ise
Gripte çok sınırlı bir fayda elde edilmektedir. Ancak hiç kimse bu ilaçları hekimlerce reçete
edilmedikçe, kendiliklerinden eczaneden satın alarak kullanmamalıdır. Gereksiz yere antiviral
kullanılması virüslerin bu ilaçlara karşı direnç kazanarak gerçek ihtiyaç ortaya çıktığında işe
yaramamalarına neden olur. Başka bir anlatımla viral hastalıklar tedavi edilemez hale gelir.
Hekimler antiviral yazma ve önerme konusunda olabildiğince titiz davranmalıdır.
Antibiyotiklerin başına gelen antivirallerin de başına gelmemelidir.
Antibiyotiklerin grip ve nezle geçirenlere hiçbir yararı yoktur. Tam tersine rastgele antibiyotik
kullanılması, kullananların bedeninde bulunan mikropların bu ilaçlara karşı direnç kazanmasına ve
tedavi edilemez enfeksiyonlar oluşturmasına neden olur. Ayrıca her antibiyotiğin bazı yan etkileri
vardır. Gereksiz yere antibiyotik alınması bedeni bu yan etkilere maruz bırakarak hastalandırılması
anlamına gelir.
Vitamin ve benzeri ilaç ve bitkiler konusuna gelince ise normal beslenen insanlara hastayken bile
ilave ya da ilaç şeklinde vitamin önerilmez. Gripte ek bir yararı yoktur. Yatarak dinlenme, bol sıvı
alımı, ağrı kesici ve ateş düşürücüler, öksürük kesiciler gibi ilaçlar ile yakınmaların/şikayetlerin
tedavisi önerilir. Ağır vakalarda ve yüksek risk grubunda gelişmeler ve komplikasyonlar yakından
takip edilmeli ve uygun şekilde tedavi edilmelidir.
GRİP SALGINI ÇOK BASİT YÖNTEMLERLE BASTIRILABİLİR
Grip, daha çok hastalığa yakalanmış kişinin hapşırma, öksürme ve konuşma sırasında havaya saçtığı
salgıların veya bunların bulaştığı tozların solunması ile bulaşır. Doğrudan salgılar ile kirlenmiş el
veya eşya ile bulaşma da önemlidir. Bu nedenle salgı damlacıklarının ya da virüslü tozların
bulunduğu kalabalık ortamlarda bulunmak, hastalarla tokalaşmak /öpüşmek hastalığa yakalanma
açısından risk yaratır.
Gripte bulaşma zincirini kırmanın en kestirme yolu hastaların ve hatta kendini iyi hissetmeyenlerin
sokağa çıkmamasıdır. Özellikle çocukların okula/kreşe gönderilmemesi ve arkadaşları ile oynamak
için sokağa çıkarılmaması çok önemlidir. Grip olanların sokağa çıkmayarak evde dinlenmesi hem
hastalığın diğer kişilere bulaşmasını önler hem de daha çabuk iyileşmesine neden olur. Öğretmenler,
hasta öğrenci gördüğünde onun sınıfta kalmasına izin vermemeli ve derhal arkadaşlarından ayırarak
ailesi onu alıncaya dek uygun bir yerde tutmalıdır. İdareciler hasta çalışana izin vererek derhal evine
göndermelidir.
Grip salgınlarını kırmada diğer etkili bir yol bez maske kullanmaktır. Bez maske hem hastanın etrafa
virüs yaymasını hem de sağlam kişilerin hastalardan virüs solumasını engeller. Ailesi ve çocuklarını
hastalandırmak istemeyenler hastalığı geçene dek evde de maske takmalıdır. Hastalar sokağa
çıkarken mutlaka bez maske takmalıdır. Risk grubundaki insanların sokak ve kalabalık yerlerde bez
maske ile dolaşmasında yarar vardır. Salgın olasılığı olduğunda tüm öğrencilere maske taktırılabilir.
Grip ve nezlenin yayılmaması için öksürük ve hapşırık sırasında ağzın kağıt mendile iyice kapatılması
ve ellerin sık sık yıkanması son derece önemli olan diğer bir korunma yöntemidir. Bunların hepsinden
daha da önemlisi, sevdiklerine ve dostlarına Grip bulaştırmak istemeyen hiç kimse hasta iken hiç
kimse ile tokalaşmamalı ve sarılıp öpüşmemelidir. Özürünü belirterek olabildiğince uzak durmalıdır.
Grip tacirlerinin reklamlarına kanarak korkmaya ve paniklemeye hiç gerek yok. Grip açısından 2013
kışı nasıl geç¬tiyse 2014 kışı da öyle geçecektir. Sağlık bakanlığı açıkladı bu sene Grip yakalananların
sayısı geçen sene yakalananlardan çok daha az. Özetle Grip açısından 2014 kışının daha önce
yaşanan kışlardan hiçbir farkı yok.
İLK KURŞUN
Download