13 — Türk Ceza Kanunu başta olmak üzere, ceza hükümleri

advertisement
— 13 —
Türk Ceza Kanunu başta olmak üzere, ceza hükümleri içeren tüm yasalar ve önceki af yasaları içinde yer
alan hükümler gözden geçirilmiş; bunun yanında Türk kamu oyunun suça ve suçluya ilişkin bugünkü değer
yargılarına saygı gösterilerek bu madde düzenlenmiştir.
Yasa Önerimizin genel gerekçesinin ışığında, madde hakkında başkaca bir açıklamaya gerek görmüyoruz.
Madde 10. — Toplum, getirilen afla geçmişte işlenen suçları ve suçlularını unutmak isterken, aftan yarar­
lanan hükümlüler de bir yükümlülük altına girmiş olmaktadırlar. Onlardan da geçmişi unutmaları ve bundan
böyle topluma olumlu yanıtlar vermeleri beklenmelidir.
Yasadan yararlanan hükümlüler, bu maddede yazılı süreler içinde ve belirtilen türde yeni bir suç işleme­
ler halinde, evvelce haklarında hükmedilen ceza da çektirilecektir.
'Madde 11. — Koşullu ertelemeye, toplumsal barışa katkı sağlayacak bir kurum olarak yer verilmiştir.
Burada, genel alfta olduğu gibi kaimu davasının veya hü'kmolunan cezanın bütün sonuçlarıyla birlikte or­
tadan kalkması hali yoktur. (T. C. K. madde - 97). Kurumun; özel afta görülen «cezayı ortadan kaldır­
ma, azaltma veya değiştirme» gibi özellik ve nitelikleri de bulunmamaktadır (T. C. K. madde - 98). Bir baş­
ka anlatımla burada, genel veya özel afta olduğu gibi suçun, kısmen veya tamamen cezanın veya sonuç­
larının ortadan kaldırılması düşünülmemektedir. Bu yasal düzenlemeye açık veya örtülü bir af gözüyle ba­
kılamaz.
Getirilen düzenlemede, anayasaya ve hukukun temel kurallarına aykırılık iddiası inandırıcı olamaz. Ka­
nun yapmak, onun bazı kurallarını değiştirmek veya bütünüyle kaldırmak T.B.M.M.'riin aslî görev ve yet­
kileri arasındadır. Yukarıda açıklandığı gibi, böyle bir kurum getirilmediğine göre, Anayasanın 87 nci mad­
desinde af yönünden yer verilmiş sınırlamanın burada tartışmasının yapılması da gerekmektedir.
Ayrıca yasamanın yargı işlevini üstlendiği, ortada bir fonksiyon gasbı olduğu da söylenemez. Yargı ye­
rinin bir ceza davasındaki erteleme yetkisi ile bu maddede görülen düzenleme arasında heıjhangi bir benzer­
lik yoktur. «Tahkikat Komisyonu» oluşturulması nedeniyle vaktiyle tartışıldığı gibi yasama organı kendisin/
sübjektif bir olayda, yargı merciinin yerine koyarak karar vermeye kalkışsa idi ancak o zaman yargıya
müdahaleden ve sonuç itibariyle fonksiyon gasbından söz edilebilirdi.
Burada bir başka açıdan yapılacak açıklama da yararlı olacaktır. Genel gerekçede değinildiği biçimde,
Anayasanın 87 nci maddesi 14 üncü maddeye gönderme yaparken «'fiiller» bakımından affa sınırlama getir­
miştir. T. CK.'nun 141, 142 ve 163 üncü maddelerinde yazılı suçların ise eylem niteliği olmadığı «düşünce
suçu» oluşturduğu Askerî Yargıtay kararlarında da benimsenmiştir. O halde bu gibi suçlar için genel af ku­
rallarının uygulamasına gidilmesi de düşünülebilirdi. Ancak yasa önerisi hazırlanırken zihinlerde en küçük
bir kuşkuya yer verilmek istenmemiş; ayrıca koşullu yasal erteleme yoluyla maddede sayılan suçlara bir
çözüm getirmenin toplumsal gereksinmeye en uygun yanıtı oluşturacağı inancı bu çalışmalara hakim olmuş­
tur.
Maddede, bu suç ve cezalar için bir üst sınır çizilmiş; fazlasının çektirilmesi öngörülmüş; dava beş yıl
zarfında altı aydan az olmayan özgürlüğü bağlayıcı bir ceza ile hükümlülük halinde ertelenmiş cezanın da
çektirilmesi koşullarına yer verilmiştir.
Madde 1'2. — 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun şartlı salıverilmeye ilişkin 19 uncu madde­
sinin uygulanabilmesi için ölüm ve yaşam boyu ağ<r 'hapis cezalarının yerini alan yeni özgürlüğü bağlayıcı
cezalar ile bu Yasanın uygulanması sonucu indirim yapılan diğer özgürlüğü bağlayıcı cezalar arasında farklı
bir değerlendirme yapılması gerekmektedir, tik fıkra ile bu düzenleme getirilmiştir.
Şartlı salıverme için 647 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiinde yazılı 2/3 oranında cezanın çektirilmiş
olması bu yasa önerisinde de korunmuştur. Ancak cezasının 2/3*ünü tamamlayan hükümlüler kendiliğinden
salıverileceklerdir.
Bu düzenlemenin getirilmesi nedeni, iyi hallilik vs diğer koşullar bakımından uygulamada rastlanan fark­
lı değerlendirmeleri önlemek, bu yasanın uygulama süreci içinde eşitliği sağlamaktır.
Benzer bir, düzenlemeye 1803 sayılı Af Kanununun 7/A maddesinde de yer verildiği görülmektedir.
Madde 13. — Toplumların bunalımlı dönemlerinde, bundan en çok zarar gören gençler; özellikle eğitim
döneminde olanlardır. Genç; inançlı, heyecanlı ve ataktır. Ne kadar güç olursa olsun ülkesinin ekonomik,
sosyal, kültürel ye siyasal somunlarının hemen üstesinden gelinebileceği kanısı yaygındır. Gençleri kolayca
Türkiye Büyük Millet Meclisi
(S. Sayısı : 425)
Download