TDV DIA - İslam Ansiklopedisi

advertisement
SÜHREVERDf. Ebü'n -Necfb
Bodleian Kütüphanesi'nde (M ec m ua. nr.
982. vr. 1-98} tesbit edilebilen bu mesnevi
geniş bir incelemeyle birlikte Ömer Okumuş tarafından neşre hazırlanmıştır
(bk.
bi bl. ı Süheyll'nin kaynaklarda varlığı belirtilen Türkçe divanı henüz bulunamamış­
tır. Mevcut Türkçe şiirleri bir gazelle iki beyitten ibarettir (Devletşah . s. 575; Ali Şlr
Neval. s. 57. 230).
BiBLiYOGRAFYA :
Nizameddin Ahmed Süheyli. Divan ı haz. ö mer
doktora tezi. 1352 hş .l. Danişgiih-ı Tahran Danişgede-i Edebiyyiit; Nizameddin Ahmed
Süheyli'nin Lay li u fl1ecnun 'u: in celeme-/11etin
(haz. ÖmerOku muş , doçentlik tezi . 1982). Atatürk
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi; Devletşah, Te?kire tnşr. Muhammed Abbasiı. Tahran 1337 hş., s.
575 , 579; Mirhand. Ravzatü'ş-şafa', VII, 77 , 171173, 242-259; Ali Şir Nevai, fl1ecalisü'n-nefa'is
(tre. M. Fahr1-yi Herat1- Hak1m Şah Kazv1n1. n şr.
Ali Asgar-i Hikm et). Tahran 1323 hş. , s. 56-57 ,
230; Hüseyin Vaiz-i Kaşiti, Envar-ı Süheyli, Tahran 1343 hş. , s. 8; Hüseyin Baykara. Risale ıa. mlf ..
Divan içinde. nşr. M. Ya 'küb Va hid1-i COzcan1). Kiibill346 h ş./1968, s. 221; Handmir, /jablbü 's-siyer (nşr. M. Deb1r-i Siyiiki). Tahran 1333 h ş., IV,
159, 239 -241; Sam Mirza. Tuhfe-i Sami(nşr Rükneddin HümayGn Ferruh). Tahran 1346 hş. , s. 181182, 339; Lutf Ali Beg. Ateşkede tnşr. Hasan Sa dat Nasır11. Tahran 1336 hş . , 1, 18-19; Kudretullah Han GCıpiimevi. Te?kire-i f'leta'icü'l-e{kal; Bombay 1336 hş./1957 , s. 327-328; Ethe. Catalogue,
1, 639; M. Ali Müderris, Rey/:ıanetü'l-edeb, Tebriz
1347 h ş., lll, ı 00-1 Ol; Agah Sırrı Levend. Ali Şir
f'levai, Ankara 1965-68,1, 69; lll, 218-219; Hücceti. "Süheyli-i Çağatiiyi", Danişname-i Edeb-i
Farsi (nşr. Hasan En Gşe). Tahran 1381 , lll, 541542; Ömer Okumuş. " N izaıııeddin Ahmed Suheyli'niıı Hayatı ve Edebi Şahsiyeti", /11K, sy. 60,
Ankara 1988, s. 17-21.
r;ı.:ı
i.!!l!ıl ÖMER ÜKUMUŞ
Ok umu ş.
ı
1
SÜHREVERDI, Ebü'n-Necib
( I:?~Jsfi...l' ~~ .9-'i )
L
Sfıfi,
563/1168)
fakih ve muhaddis.
icazet aldıktan sonra müridieri ve talebeleriyle Dicle nehrinin kenarında bir harabede kalarak tedrls ve irşad faaliyetlerini birlikte sürdüren Ebü'n-Nedb zamanla meşhur oldu ve sultanların itibar ettiği bir kişi konumuna geldi. Bu harabenin
bulunduğu yere bir tekke (ribat). yanına
da bir medrese yapıldı. Zehebl diğer müelliflerin aksine iki ribatın yapıldığını kaydeder (A'lamü'n-nübela', XX. 477). Bu dönemde sultanın ya da halifenin gazabına
uğrayanlar onun dergahına sığınıyordu.
Abbas! Halifesi Raşid-Billah'ın 27 Zilkade
529'daki (8 Eylül 11 35) biat merasimine
katıldığı ve halifeye önemli nasihatlerde
bulunduğu belirtilmektedir (ibnü'l-Eslr, elKamil, xı. 28)
Ebü'n-Neclb, 27 Muharrem 545'te (26
50) Nizarniye Medresesi'ne baş­
müderris tayin edildi; burada fıkıh ve hadis dersleri verdi. Abbas! Halifesi Muktefı­
Liemrillah ile Irak Selçuklu Sultanı Mes'Qd
b . Muhammed Tapar arasında yaşanan
gerginliğin ardından sultanın vefatı üzerine Receb S47'de (Ekim 11 52) medreseyi bırakmak zorunda kaldı. Sultanın yakın
adamı olarak görüldüğü için 1153'te halifenin emriyle tutuklanıp kırbaçlandı ve
bir müddet hapiste kaldı. 557'de ( ı 162)
Musul üzerinden Dımaşk'a , oradan da Kudüs'e gitmek üzere Bağdat'tan ayrıldı. Dı­
maşk'ta kendisini Sultan Nüreddin Mahmud Zengl karşıladı. Sultanla Kudüs kralı arasındaki çatışma yüzünden Dımaşk'­
tan ileriye gidemedi. Orada kald ığı kısa
süre içinde hadis halkaları. zikir ve sohbet meclisleri teşkil ettikten sonra Bağ­
dat'a döndü. Bağdat'ta vefat etti ve DieM ayıs ı ı
Ebü'n-Nedb Ziyaüddin Abdülkahir
b. Abdiilah b. Muhammed
b. AmmCıye ei-Bekri es-Sühreverd1
(ö.
usulü ve kelam ilmiyle ilgili birçok kitap
okudu, Vah idi'nin el-V asit fi't-tefsir'ini ezberledL Bu yıllarda Bağdat'ta bir tekkede
şeyh olan amcası Kadi Veclhüddin Ömer b.
Muhammed kendisine süfı hırkası giydirdL
Yirmi beş yaşlarında iken tamamen zühd
hayatı yaşayabilme düşüncesiyle medreseden ayrılıp dönemin ünlü süfısi Ahmed
el-Gazzall'ye mürid olmak için isfahan'a
gitti. Orada ağır riyazetler yaptı, dağlarda
dolaştı. Bir ara hacca gitti. Tekrar Bağdat'a
döndüğünde Abdülkadir-i Geylani'nin şey­
hi Muhammed b. Müslim ed-Debbas'a intisap etti. Önemli eseri Adabü'l-müridin'in şarihlerinden Ali el-Karl. Ebü'n-Nedb'in ilk manevi fethinin Debbas'ın yanın­
da gerçekleştiğini söyler (Fetf:ıu ebuabi'ddin, vr. 2 • ı Murtaza ez-Zebldl. onun ayrıca
babası Abdullah'tan ve Abdülkadir-i Geylani'den hilafet aldığını kaydeder ('il).d, s.
75; itf:ıflfü 'l-aş{iya', s. 208)
_j
490 (1097) yılı civarında iran'ın Cibal bölgesindeki Sühreverd kasabasında doğdu.
Hz. Ebu Bekir'in neslinden olduğu için Bekrl ve Kureşi nisbeleriyle de anılır. Muhtemelen ilk tahsilini memleketinde yaptık­
tan sonra isfahan'a gidip Ebu Ali ei-Haddad'dan hadis dersleri aldı. 507 (1113) yılı
civarında Bağdat'a giderek Nizarniye Medresesi'nde Es' ad Mlhenl'den Şafii fıkhı, Zahir b. Tahir eş-Şehhaml. Ebu Bekir Muhammed b. Abdülbaki ei-Ensarl. Ebu Ali
Muhammed b. Said b. Nebhan gibi alimlerden hadis dersleri aldı. Ayrıca fıkıh. fıkıh
le kenarındaki medresesinin
nedildi.
yanına
def-
Sühreverdl Ebu Abdurrahman el-Malini. Ebü 'I-Kasım ei-Mümtell eş-Şürütl. Ebü'IFeth Abdülmelik es-Süfı. Kadi Ebü'l-Fazl
Muhammed ei-Levzl, Ebu Mansur Abdurrahman ei-Huzeyml. Hafız Ebu Sa'd eiBağdadl gibi muhaddislerden hadis dersleri almış. Ebü'I-Berekat Abdülvehhab b.
Mübarek ei-Enmatl. Ebü'l-lvleall Fazı b. Ferec ei-Katib ve Ebu Mansur ibn Hayrün
kendisine hadis icazeti vermiştir. Oğlu Ebu
Muhammed Abdüllatif, yeğeni Ebu Hafs
Şihabüddin Ömer es-Sühreverdl, Ebü'r-Rı­
za Abdürrahlm, Ebü'I-Fida ismail b. Müslim b. Süleyman ei-Erblll, Ebü'I-Kasım ibn
Asakir, ibn Asakir'in oğlu Ebu Muhammed
Kasım, Fahreddin ibn Teymiyye, Ebü'l-Berekat Hasan ed-Dımaşki gibi kişiler kendisinden hadis almış ve bir kısmı rivayette bulunmuştur.
Verdiği fetvalar dolayısıyla Iraklılar'ın
müftüsü unvanını alan Ebü'n-Nedb'in halk
arasına bazan sarık. bazan süfı hırkası. bazan da ulema kıyafetiyle çıktığı. müridierine başta fıkıh olmak üzere zahir ilimlerini tahsil ettirdiği. ayrıca onlara Serrac'ın
el-Lüma'ı ile kendi eseri Adabü'l-müridin gibi kitapları okuttuğu kaydedilmektedir. Ebü'n-Nedb süfılerin el kitabı niteliğinde olan bu eserde önce akaid konularına yer vermiş . ardından şeriat hükümlerinin bilinmesi ve uygulanmasının önemi üzerinde durmuş. daha sonra tasavvufı meselelere geçmiştir. ilim sahibi olmayan tasawuf ehlinin dinin hükümleri
konusunda hadis ve fıkıh alimlerinin bilgisine başvurmasını . nefisle mücahede, rıza,
muhabbet. yakin, fena, beka gibi tasawufı hal ve makamların zahir hükümlerine riayetle gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulamıştır (Adabü'l-müridin, s. 13-15)
Cemaleddin Hulvl, Ebü'n-Nedb'in amcası Kad!Vedhüddin Ömer b. Muhammed'-
den icazet alarak başhalifesi olduğunu belirtmekte, öte yandan Ahmed el-Gazzall'ye intisap etmekle tarikat silsilesinin bu
kanaldan Cüneyd-i Bağdadl'ye kadar şu şe­
kilde ulaştığını kaydetmektedir: Ahmed eiGazzall. Ebu Bekir en-Nessac, Ebü'I-Kasım Gürganl. Ebu Osman ei-Mağribl. Ebu
Ali ibnü'I-Katib. Ebu Ali Rüzbarl. Cüneyd-i
Bağdadl ( Lemezat-ı Huluiyye, vr. 129bl Fasih Ahmed-i Hafı bu silsileyi Ahmed eiGazzall ile Ebu Bekir en-Nessac arasına
Muhammed ei-Gazzall'yi de koyarak zikretmiştir (Mücmel-i Fa şif:ıi, ll . 319}
Sühreverdl'den sonra makamına baş­
halifesi ve Ebheriyye tarikatının kurucusu
35
SÜHREVERDI, Ebü'n-Neclb
İbn
1!
Ebü'n-Necib
es-Sühreverdfnin
Şer(ıu
ba'zi'l-
elffı+i 'l-müşkile
fi'l-Meşabi/:ı
ad lı eserinin
ilk ve son sayfaları
(Süleymaniye Ktp .,
Ali Paşa ,
nr. 453)
Şehid
Ebu Reşld Kutbüddln-i Ebherl oturmuş­
tur (Abdurrahman Ebü'l-Ferec el-Vasıtl, s.
58-59; Hulvl, vr. 132"). Sühreverdl'nin yanında yetişen yeğeni Ebu Hafs ömer esSühreverdl, Sühreverdiyye tarikatını kurmuş, Ammar-ı Yasir el-Bitlisl. İsmail Kasrl
gibi şeyhler de Kübreviyye tarikatının kur ucusu Necmeddln-i Kübra'yı yetiştirmiş­
tir (Cam!, s. 417-418) . Fasih Ahmed-i Hafi, Necmeddln-i Kübra'nın bizzat Ebü'nNedb'den istifade ettiğini gösteren bir silsile kaydetmiştir (Mücmel-i Faşlf:ıl, ll, 3 19).
Ebü'n-Nedb'in tasawuf halkasında yetişenler arasında Ebu Muhammed Abdullah b. Mes'ud er-RGml, Ebu Abdullah b.
Benna ve Fahreddin İbn Teymiyye gibi kişiler de vardır.
Eserleri. 1. Adabü'l-müridin*. MüridIerin tasavvuf yolunda uyması gereken kurallardan bahseden eserin metni (nşr. Menahem Milson , )erusalem ı 978) ve bazı
Farsça çevirileriyle Farsça ve Arapça şerh­
leri yayımlanmıştır. Eser ayrıca Ali el-Karl
(Fetf:ıu ebuabi'd-din {f şerf:ıi Adabi'l-mürldln, Hacı Selim Ağa Ktp ., nr. 498). CemaIeddin b. Rükneddin el-Çiştl el-Guceratl,
Muhammed b. Yusuf ed-Dihlevi ve Şere­
feddin Ahmed b. Yahya el-Münlrl el-H indi
tarafından şerhedilmiştir
ve'l-f:ıavaşl, ı . 82-83).
(Cami' u 'ş-şürüf:ı
z. Şer]J.u ba'zi'l-el-
fa?i'l-müşkile fi'I-Meşabil). (Garfbü'l-Meşablf:ı) . Ferra el-Begavi'ye ait Meşabi]J.u's­
sünne'nin bazı kısımlarının şerhidir (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 453, vr.
ı b-52b). ömer Rıza Kehhale, Meşabi]J.u's­
sünne üzerine yapılan en meşhur çalış­
ma olan Hatlb et-Tebrlzl'nin Mişkdtü'l­
Meşabi]J.'ini yanlışlıkla Ferra el-Begavl'ye
nisbet etmiş ve Sühreverdl'nin bu eseri ihtisar ettiğini belirtmiştir (Mu'cemü'l-mü' elli{fn, V, 3 ı ı). Ebü'n-Neclb'in Şafii tabakatı­
na dair bir eseriyle (Keşfü '?-?Unun, ll, ı ı Oı )
36
MahmGd Ferruh). Meşhed 1340 hş. , ll, 319;
Kadi Şühbe, Taba~atü 'ş-Şafi'iyye, ll, 11-12,
48, 68, Bl; Cami, Nefei).iit, s. 417 -418; Şa'ran1,
et-Taba~at, ı, 120-121; Ali el-Karı. Fet!). u ebuabi'd-din fi şeri).i Adtibi'l-mündln, Hacı Selim Ağa
Ktp. , nr. 498, vr. ı •-2•; Hulv1, Lemezat-ı Hulviyye,
Süleymaniye Ktp., Halet Efendi, nr. 281 , vr. 129•132'; Keşfü '?-?unün, ı, 43; ll, 1101; Zeb1d1, 'İ~d,
s. 75; a.mlf., iti).ii{ü 'l-aşfiya', s. 208; Brockelmann.
GAL Suppl., ı, 780; Hediyyetü 'l-'ari{in, ı, 606607; Kehhale, Mu'cemü'l-mü'ellifin, V, 311 ; Abdülhüseyin Zerrinkiib, Cüstücü der Taşavvu{-i
Iran, Tahran 1367 hş., s. 171-172; Gulam Server
Latı0r1, Jjazfnetü '1-aş{iya' (tre. M. Zahirüddin Bati).
Lahor 1994, ll, 26-30; Abdullah Muhammed elHabeş1, Cami'u'ş-şürüh ve'l-l).avaşf, EbGzabi
1425/2004, ı, 82-83; Muhammed ez-Zühayfi, Merci'u'l-'utami'l-İslamiyye, Dımaşk, ts. (Darü'l-ma'rife) , s. 710; H. Ritter, "Philologika IX: Die vier
Suhrawardi", /si., XXV (1939) , s. 35-36; M. Malamud, "Sufism in Twelfth-Centuıy Baghdad: The
Sufi Practices and Ribat of Abii Najib al-Suhrawardi" , TheBulletin, Xlll/1-2, Hyderabad 1994, s.
6-18; F. Sobieroj, "al-Suhrawardi, Abu'ı-Nadjib
'Abd al-J5:ahir" , Ef2 (ing.). IX, 778; Süleyman Uludağ, " Adabü ' l-münaın " , DİA, ı, 337.
(n ş r.
.....
Şer]J.u'l-Esma'i'I-]J.üsna adlı diğer bir eserinin olduğu da kaydedilmiştir (Muhammed ez-Zühayll, s. 71 0)
Nehcü's-sülUk ii siyaseti'I-mülUk isimli eserin müellifi Ebü'n-Nedb Abdurrahman b. Nasr es-Sühreverdl eş-Şeyzerl ile
Ebü'n-Nedb Ziyaeddin es-Sühreverdl'nin
aynı kişi olduğu zannedilerek eser ona nisbet edilmişse de (Nehcü's-sülük, Hüseyin
Algül ' ün girişi, s. 5- ı ı) bu doğru değildir.
Adabü'l-müridin'den bir alıntı ile başla­
yan Risale mine't-taşavvuf (Süleymaniye Ktp., Laleli, nr. 368 ı, vr. ı 5b- ı 7") ve Şe­
habeddin es-Sührevercfi'nin bir sözüyle baş­
layan Risdle fi'l-fa]f.r ve meka'idi'n-nefs
adlı risale (Ragıb Paşa Ktp., nr. 660, vr. 222b223") Ebü'n-Neclb'e ait olmayıp anonim bir
derlemeden ibarettir. Kaynaklarda Ebü'nNeclb'in bazı şiirleri de kaydedilmiştir (İb­
nü'l-Müstevfl, I, 107-108, ı ı l-1 ı2 ; Safedl,
X IX, 48-49)
BİBLİYOGRAFYA :
Ebü'n-Necib es-Sühreverd1, Adtibü'l-mürfdfn
M. Milson), Kudüs 1977, s. 13-15, ayrıca bk.
neşredenirı girişi, s. 1-6; a.mlf., Nehcü's-sülük fi
(n ş r.
siyaseti'l-mülük: Meliklerin ve Ülkelerin İdare­
sinde Tutulacak Yol ve Yöntem (tre Nahlf1 Meh-
med Efendi). İstanbul, ts. (Tercüman 100 I Temel
Eser). Hüseyin Algül'ün girişi, s. 5-11; Sem'anl,
el-Enstib, VII, 197; İbnü'l-Cevzl, el-Muntazam (Ata),
XVIII, 180; İbnü'l-Esir. el-Lübtib, ll, 157-158; a.mlf.,
el-Kamil, Xl, 28, 333; Şehabeddin es-Sühreverdi,
'Avarifü'l-ma'arif(Gazzall, İ/:ı.ya' ıseyrutı. V içinde). s. 47, 50, 52, 57, 68, 239, 251 ; İbnü'l-Müs­
tevfı, Tarltı u İrbil (n ş r. Sami es-Sakkar). Bağdad
1980, ı , 98, 107-112; İbn Hallikan. Ve{eyat, lll,
204-205; Abdurrahman Ebü'l-Ferec ei-Vasıtl, Tabal!:atü l]ır~ati'ş-şü{iyye, Kahire 1305, s. 58-59;
Zehebi, A'lamü 'n-nübela', XX, 475-478; a.mıf.,
el-'İber, lll, 40, 69, 158; Ahmed b. Aybeked-Dimyat1, el-Müstefad min Zeyli Tarfb-i Bagdad (n ş r.
M. Mev!Gd Halef), Beyrut 1406/1986, s. 366-367;
Safedi, el-Vafi, XIX, 48-49; Vafii, Miratü'l-cenan,
lll, 372-373; Sübki, Taba~at, VII, 173-175; İsne­
vı. Taba~atü'ş-Şafi'iyye, ll, 64-65; İbn Keslr, elBidaye, XII, 254; Fasih-i Hafl, Mücmel-i Faşl/:ı.f
li!
REşAT ÖNGÖREN
SÜHREVERDI, Maktfil
( J~f ıŞ~)'~' )
Ebü'l-FütGh Şihabüddln Yahya b. Habeş
b. Emlrek es-Sühreverdl el-MaktGl
(ö. 587/1191)
L İşraki felsefe akımını kuran filozof.
_j
549 (1154) yılında İran'ın kuzeybatısın­
da yer alan, şimdiki Zencan şehri yakınla­
rındaki Sühreverd kasabasında doğdu. İlk
gençlik yıllarında Meraga'ya gitti ve orada Fahreddin er-Razl'nin hacası olan Mecdüddin el-Clll'den felsefe ve fıkıh usulü öğ­
renimi gördü. Ardından tahsilini sürdürmek amacıyla İsfahan'a geçerek burada
Zahlrüddin el-Karl olarak anılan Zahlr eiFarisl'den Ömer b. Sehlan es-Savl'nin elBeşa'irü'n-Naşiriyye fi'l-man~ adlı eserini okudu. Sühreverdl'nin mantık formasyonu kazanmasında bu eserin önemli etkisi oldu. Kendisinin Fahreddin erRazi ile okul arkadaşı olduğu yolundaki
bilgi (Nasr, s. 56-57). aynı hocadan okudukları manasında değil birbirlerini eserleriyle tanıdıkları şeklinde kabul edilmelidir. Bunu Şehrezurl'nin Razi ile Sühreverdl'nin birbirleri hakkındaki kanaatlerini aktarmasından anlamak mümkündür
(Tanl).u'l-f:ıükema', s. 38ı ). Bu iki düşünü­
rün şahsen görüştüklerine dair kesin bilgi bulunmamaktadır (Marcotte, s. 37). İs­
fahan'daki tahsili esnasında İbn Sina geleneğini tamamıyla özümsediği anlaşılan
Sühreverdl daha sonra Anadolu'ya geçti.
Download