RAFIZÎ’LİĞİ İLK İHDAS EDEN MÜNAFIK VE ZINDIK BİRİSİDİR. www.at-tawhid.org 1 Bismillahirrahmanirrahim. Rafızî’liği İlk İhdas Eden Münafık Ve Zındık Birisidir. İmam Tahavi (Rahimehullah)şöyle diyor: "Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem-in ashab’ı, her türlü pislikten tertemiz zevceleri ve her türlü kirlilikten uzak mukaddes zürriyetleri hakkında güzel söz söyleyen kimse münafıklıktan beri olur." İmam İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi (Rahimehullah) bu ifadenin şerhinde şöyle diyor: Tahâvî’nin -Allah ona rahmet etsin-: "Münafıklıktan beri olur" demesinin sebebi Rafızî’liğin aslını ortaya koyanın münafık ve zındık bir kimse oluşundan dolayıdır. Bu kişinin maksadı İslam dinini ortadan kaldırmaktı. Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem-i tenkid edip ona dil uzatmaktı. Nitekim ilim adamları bunu böylece zikretmişlerdir. Çünkü Abdullah b. Sebe’ müslüman olduğunu ortaya koyunca, hile ve desiseleriyle, kötü maksatlarıyla İslam dinini ifsad etmek istemişti. Tıpkı Pavlos’un hristiyanlığa yaptığının benzerini yapmaya çalışmıştı. Abdullah b. Sebe önce çok âbid birisi olduğu izlenimini verdi. Daha sonra iyiliği emredip münker’den alıkoyar göründü ve nihayet Osman -Radıyallahu anhdönemindeki fitneyi ve onun öldürülmesi fitnesini körükledi. Daha sonra Kufe’ye geldiğinde Ali -Radıyallahu anh- hakkında aşırı kanaatler ortaya koydu. Böylelikle maksatlarına ulaşma imkanını bulmak istiyordu. Bu husus Ali -Radıyallahu anh-a ulaşınca, öldürülmesini istedi. Ondan kurtulmak için Karkisiya’ya kaçtı. Ona dair bilgiler tarih kitaplarında bilinen şeylerdir. Ancak batıl peşinde olanların nefislerinde Harici’ler arasında bulunan Haruri’ler ile Şia’nın bid’atlerinin tohumları varlığını sürdürdü. İşte bundan dolayı Rafızî’lik de bir çeşit zındıklıktır. Nitekim Kadı Ebu Bekr b. etTayyib’in, Batınî’lere dair naklettikleri ve onların İslam dinini nasıl ifsad ettiklerine dair açıklamaları da bu kabildendir. O şöyle der: Dai’ye (propagandiste) dediler ki: Sen müslüman diye çağırdığın birisini bulacak olursan, ilk yapacağın iş senin Şiî’liği din ve şiar edindiği kanaatini onda uyandırmaktır. Onu etkilemeyi deneyeceğin ilk kapı selef’in Ali’ye nasıl zulmettiklerini ve Huseyn’i öldürdüklerini ortaya koymak olmalıdır. Teym oğullarından, Adiyy oğullarından, Ümeyye oğullarından ve Abbas oğullarından teberri ettiğini (uzak olduğunu) anlatmalısın. Ali’nin gayb’ı bildiğini ve âlemin yaratılmasının ona havale edildiğini ortaya koymalısın ve buna benzer Şia’nın hayret verici ve cehaletlerini ortaya koyan şeylerini telkin edib durdular. Nihayet şunları söyledi: Sen kimi Şiî’lerin bu davetine icabet ettiklerini ve buna kulak verdiklerini tesbit edecek olursan, bu sefer Ali’nin ve onun çocuklarının kusurlarını onlara anlatmaya koyulmalısın... Şüphesiz Ashab’a sövmekten yola çıkıldıktan sonra, Ehl-i beyt’e, ondan sonra da 2 Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem-e sövüp dil uzatmaya kadar gidilir. (Tahavi şerhi, İbn Ebul İzz, Guraba yay. Sh.598-599) 3