20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 2 (1, 1) ONDOKUZ MAYIS ÜNúVERSúTESú úLÂHúYAT FAKÜLTESú DERGúSú SAYI:20-21 SAMSUN 2005 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 2 (1, 2) ONDOKUZ MAYIS ÜNúVERSúTESú úLÂHúYAT FAKÜLTESú DERGúSú SAYI:20-21 SAMSUN 2005 Sahibi: OMÜ úlâhiyat Fakültesi Adına: Prof. Dr. Ferit BERNAY Yazı úüleri Müdürü: Prof. Dr. Osman ZÜMRÜT Yayın Editörü: Doç.Dr. Yavuz ÜNAL Yayın Kurulu: Doç.Dr. Yavuz ÜNAL, Doç. Dr. Mustafa KÖYLÜ Yrd.Doç.Dr. úsrafil BALCI Kapak Tasarımı Dizgi ve Mizanpaj Arü. Gör. Hasan ATSIZ Baskı & Cilt Ceylan Ofset 431 14 44 Sayı: 20-21 Samsun 2005 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 57 (1, 1) SAHABE DÖNEMú úKTúDAR MÜCADELESúNDE ARAP DÂHúLERúNDEN KAYS B. SA’D Yrd. Doç. Dr. Kenan AYAR* ÖZET Bu makalede, úslam toplumunda Hz. Ali ve Hasan dönemlerinde yönetimde yer alarak siyasi geliümelere etki eden ve bu özelliùiyle de Arap dâhilerinden biri olarak gösterilen önemli devlet adamlarından Kays b. Sa’d’ın siyasi ve idari faaliyetleri incelenerek úslam tarihinde ortaya çıkan ilk iç karıüıklıkların aydınlatılmasına, ümmetin bölünmesinin gerekçelerinin ortaya konulmasına ve yöneticilerin bu olaylardaki tutumlarının tespitine çalıüılmıütır. Ensârın önde gelenlerinden Kays b. Sa'd, Hz. Ali döneminde Mısır ve Azerbaycan’da valilik, savaülarda ordu komutanlıùı, devlet idaresinde danıümanlık ve elçilik görevlerini üstlenmiü ve Ensârın iç savaülarda Hz. Ali safında yer almasını saùlamıütır. Hz. Hasan’ın hilafet makamına geçmesinde aktif rol oynamıü ve onun baüarılı olması için Muaviye’ye karüı mücadele etmiütir. Hz. Hasan Muaviye ile anlaüınca Kays b. Sa'd, Hz. Ali taraftarlarının canlarına ve mallarına dokunulmayacaùına iliükin yazılı bir antlaüma yaparak görevini bırakmıü ve onların daha önce yaptıklarından dolayı cezalandırılmamalarında etkili olmuütur. Anahtar kelimeler: Kays b. Sa'd, Hz. Ali, Hz. Hasan, Maviye, Ensâr. Giriü Hz. Peygamber ve dört halife dönemleri úslâm dinin anlaüılmasında referans olarak kullanıldıùı için her yönüyle incelenmesi ve deùerlendirilmesi gerekmektedir. úslam toplumunda ilk defa Hz. Osman döneminde yönetime karüı geliüen tepkiler baükaldırıya dönüümüü ve halife asi Müslümanlar tarafından katledilmiütir. Hz. Osman'ın öldürülerek iktidardan uzaklaütırılmasından sonra Hz. Ali halife olmuü ancak, onun döneminde siyasi ayrılıklar ve iç çatıümalar deùiüik bir boyutta devam etmiütir. úsyanın ve iç çatıümaların temelinde Arap toplumunda yaüanan siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel deùiüimin ve dönüüümün orta* O.M.Ü. úlahiyat Fakültesi Öùretim Üyesi. 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 57 (1, 2) 114 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar ya çıkardıùı sorunlar yanında, yönetim modelinin ve yöneticilerin izlediùi politikaların da etkisi olmuütur. Bu makalede, dönemin önemli devlet adamlarından birisi olan Kays b. Sa'd'ın idari ve siyasi faaliyetleri incelenerek fitne dönemi olaylarında oynadıùı rol ortaya konulmaya çalıüılacaktır. Hz. Peygamber'i ve Muhacirleri yurtları Medine'de barındırıp koruyan Ensâr, devletin kurulması, úslam'ın geliümesi ve güçlenmesi için her türlü desteùi vererek úslam tarihinin seyrini deùiütirmiütir. Hz. Peygamber'den sonra devletin yönetimini ele geçirmek için Ensâr, Benû Sâide gölgeliùinde liderleri Sa'd b. Ubâde'ye biat etmek üzere iken, Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer'in müdahale etmesi sonucu biatten vazgeçmiü ve Muhacirler lehine fedakârlıkta bulunarak Hz. Ebû Bekir'e biat etmiütir. Bundan sonra hilafet meselesinde herhangi bir iddiada bulunmamakla birlikte ilk üç halife tarafından önemli idari görevlere de getirilmemiütir. Buna raùmen Ensâr, ilk iki halifenin politikalarını genel olarak desteklemiü ve fetihlere katılmıütır. Hz. Osman döneminin ikinci yarısında ise halifeden üikâyetçi olanlar arasında yer almıü, halifeye karüı giriüilen harekette isyancılara katılmamıü ancak onlara karüı herhangi bir eylemde de bulunmayarak Hz. Osman'ın katledilmesine dolaylı olarak etki etmiütir. Hz. Ali'nin halife olmasını destekleyen Ensâr, onun iktidara geliüiyle birlikte yönetim ve siyasette etkili olmaya baülamıütır. Hz. Ali, Basra ve Mısır gibi önemli eyaletlere Ensârdan valiler tayin ederek onları yönetime ortak etmiütir. Bunlardan Mısır valisi Kays b. Sa'd, idari ve siyasi dehasıyla kendini göstermiü, Muaviye'nin iktidara geliüine kadar siyasette etkili olmuütur. Bu baùlamda burada önce Kays b. Sa’d’ın Hz. Peygamber dönemindeki hayatının incelenmesi daha sonra da fitne dönemindeki idari ve siyasi faaliyetleri üzerinde durulması konunun anlaüılmasını kolaylaütıracaktır. 1. Hz. Peygamber Döneminde Kays b. Sa’d Kays b. Sa’d, Hazrec kabilesinin liderlerinden Sa'd b. Ubâde b. Düleym'in oùludur. Künyesi Ebû Abdillah ve Ebû Abdilmelik'tir.1 Anne1 Kays b. Sa’d’ın soyu ve künyesi hakkında geniü bilgi için bkz. úbn Sa’d, Ebû Abdillah Muhammed (230/845), et-Tabakâtü’l-Kübrâ, Dâru Sâdır, Beyrut ty., VI, 52; Halîfe b. Hayyât (240/854), Kitâbu’t-Tabakât, thk., Ekrem Ziyâ el-Umerî, Riyad 1982, I, 97; úbn Kuteybe, Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim ed-Dîneverî (276/889), Kitâbu’l-Meârif, thk., Muhammed úsmail Abdullah es-Sâvî, Dâru úhyâi't-Turâsi'l-Arabî, Beyrut 1970, s. 113; Abdülbâkî b. Kâni’ Ebu’l-Hüseyn (351/962), Mu’cemü’s-Sahâbe, thk., Salâh b. Sâlim el-Mısrâtî, Medine 1418, II, 346; úbn Hibbân, Muhammed b. Hibbân b. Ahmed b. Ebî Hâtim (354/965), Kitâbu’s-Sikât, thk., es-Seyyid ûerifuddîn Ahmed, Dâru’l-Fikr, yy. 1975, III, 339; úbn Hibbân, Muhammed b. Hibbân b. Ahmed b. Ebî Hâtim (354/965), Meüâhiru’l-Ulemâi’l-Emsâr, thk., M. Fleischer, Dâru’l-Kutubi’l-úlmiyye, Beyrut 1959, s. 61; úbn Asâkir, Ebu'l-Kâsım Ali b. el-Hasan b. Vehbetullah (571/1175), Târîhu Medîneti 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 58 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 115 si aynı kabileden Fukeyhe bint Ubeyd b. Düleym’dir.2 Kaynaklarda Kays’ın doùum tarihiyle ilgili herhangi bir bilgiye rastlanılmamakla birlikte bi'sete yakın bir zamanda doùduùu ve hicret esnasında henüz genç yaüta olduùu anlaüılmaktadır.3 Kays b. Sa'd dönemin üartlarına göre Medine'nin en itibarlı ve kültür seviyesi yüksek ailelerinden birine mensuptu. Babası Sa’d b. Ubâde, Câhiliyye devrinde okuma yazmayı, yüzmeyi ve ok atmayı iyi bilen ender biriydi ve bu özellikleri sebebiyle kendisine el-Kâmil denilirdi. Kays'ın babası ve dedesi, Medine'nin zenginlerinden iyilik ve hayırseverliùiyle tanınan kiüilerdi. Medineli ilk Müslümanlardan birisi olan Sa'd, ikinci Akabe Biatı’nda seçilen on iki nakip arasında yer aldı4 ve Hicretten sonra Hz. Peygamber’in her türlü ihtiyacını karüılamak için seferber oldu. Hz. Peygamber'in evine her gün bir kap yemek göndermekteydi.5 Hz. Peygamber hicretin ilk yıllarında zaman zaman onun evine gelir dinlenirdi.6 2 3 4 5 6 Dımaük, yy. ty., XLIX, 396; ez-Zehebî, ûemsüddin Muhammed b. Ahmed b. Osman (748/1347), Siyeru A’lâmi’n-Nubelâ, thk., ûuayb el-Arnavût-M. Nuaym el-Arksûsî, Beyrut 1986, III, 102; úbn Hacer el-Askalânî, ûihâbuddîn Ebu'l-Fadl Ahmed b. Ali (852/1449), el-úsâbe fî Temyîzi's-Sahâbe, thk., A. M. el-Bicâvî, Kahire 1970, V, 473; úbn Hacer el-Askalânî, Tehzîbu't-Tehzîb, Dâru'l-Fikr, Beyrut 1984, VIII, 353. Kays b. Sa’d’ın Ümâme adında ana baba bir bir kız kardeüi (úbn Sa’d, Tabakât, VIII, 373; Halîfe, Tabakât, I, 97), Saîd ve úshak adlarında iki erkek kardeüinin olduùu (el-Mizzî, Ebu'lHaccâc Abdurrahman b. Yusuf, Tehzîbu'l-Kemâl fî Esmâi'r-Ricâl, nür., Beüüâr Avvâd Ma'rûf, Müessesetü'r-Risâle, Beyrut 1980, XXIV, 41) belirtilir. úbn Sa’d, Tabakât, VIII, 373; Halîfe, Tabakât, I, 97. Kaynaklarda Kays’ın doùum tarihiyle ilgili herhangi bir bilgiye rastlanılamasa da, onun Bedir Harbine iütirak ettiùi ve sancaktarlık yaptıùı (Bkz. Abdurrezzâk Ebû Bekir b. Hemmâm es-San’ânî (211/826), el-Musannef, thk., Habiburrahmân el-A’zamî, Beyrut 1403, V, 458), Hicretin sekizinci yılında 400 kiüilik bir birliùe kumandan tayin edildiùi (Bkz. úbn Sa’d, Tabakât, I, 326; úbn Kesîr, Ebu'l-Fidâ úsmâîl b. Ömer (öl. 774/1372), elBidâye ve’n-Nihâye, Mektebetü’l-Meârif, Beyrut ty., V, 84) bilgilerinden hareketle onun Hicret esnasında genç bir delikanlı olduùu söylenebilir. úbn Sa’d, Tabakât, III, 613-617; VI, 52; úbn Kuteybe, el-Meârif, s. 112; krü. el-Vâkıdî, Ebû Abdillah Muhammed b. Ömer (207/823), Kitâbü'l-Meùâzî, thk., Marsden Jones, London 1966, II, 775, 776, 825; III, 1095. Muhammed b. úshâk b. Yasâr (151/768), Sîratu úbn úshâk, thk., Muhammed Hamidullah, Konya 1981, s. 243; úbn Sa’d, Tabakât, III, 614; Taberî, Ebû Cafer Muhammed b. Cerîr b. Rüstem (310/922), Târîhu'l-Umem ve'l-Mülûk, Dâru’l-Kütübi’lúlmiyye, Beyrut 1407, II, 212. Hz. Peygamber hangi eüinin yanında bulunuyorsa Sa’d b. Ubâde’nin gönderdiùi yemek oraya gelirdi (úbn úshâk, Sîratu úbn úshâk, s. 243). Sa’d b. Ubade’nin gönderdiùi yemeùin daha çok etten yapılan tirid yemeùi olduùu belirtilir (úbn Sa’d, Tabakât, III, 614). Örneùin Hz. Peygamber’in Sa’d b. Ubâde’nin evine gelerek banyo yapıp yemek yediùi ve oradan ayrılırken Sa’d’ın ona bir binek tahsis ettiùi, oùlu Kays’ı da ona eülik etmesi için görevlendirdiùi rivayet edilir (Ahmed b. Hanbel (241/855), el-Müsned, I-VI, Mısır ty., III, 421). Bir baüka rivayete göre, Sa'd b. Ubâde oùlu Kays ile birlikte Hz. Peygamber’e kaybolan hayvanı yerine bir hayvan götürdüklerinde, Hz. Peygamber Sa'd'a, “Medine’ye geldiùimiz zamandan beri bize yaptıùın cömertlik sana yetmiyor mu?” demekten kendini alamamıütır. Sa’d bundan duyduùu memnuniyeti ifade edince Hz. Peygamber onu 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 58 (1, 2) 116 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar Sa'd b. Ubâde'nin Hz. Peygamber ile olan yakın dostluùunun Kays b. Sa'd üzerinde de etkili olduùunu söyleyebiliriz. Nitekim Sa'd, oùlu Kays'ı hicretin ilk yılında Hz. Peygamber'in hizmetine verdi.7 Böylece Kays, on yıl boyunca Hz. Peygamber’in hizmetinde bulundu8 ve O’nun terbiyesi altında yetiüti. Hz. Peygamber hizmetinde bulunanlara yetenek ve kabiliyetlerine göre görev vermekteydi;9 zekâsı ve fiziùiyle dikkati çeken Kays'ı güvenliùini saùlamakla görevlendirdi.10 Zaman zaman toplanan zekât mallarını korumak da Kays’ın sorumluluùundaydı.11 Bu sayede Kays ilk idari tecrübelerini Hz. Peygamber'in yanında edinmiü oldu. úyilik ve cömertlik yapmayı aileden tevarüs etmiü olan Kays b. Sa'd, katıldıùı gazve ve seriyyelerde bu özelliùini sergilemiütir. Nitekim o, Hz. Peygamber tarafından hicretin sekizinci yılında keüif amacıyla Kızıldeniz kıyısına gönderilen Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh komutasındaki 300 kiüilik birliùin içinde yer almıü; sefer sırasında ordu açlık sıkıntısı çekmeye baülayınca, bölgede bulunan bir üahıstan, bedeli Medine'de babası tarafından verilmek üzere beü deve satın alarak bunların üçünü orduya ikram etmiütir. Diùer ikisini ikram etmesine seriyye komutanı överek hayır duada bulunmuü ve Allah'ın ona iyi huy verdiùini, insanların madenler gibi olduklarını, Câhiliyye döneminde hayırlı olanların úslam’da da hayırlı olduklarını ve bu iyiliklerinin zayi olmayacaùını belirtmiütir (Vâkıdî, Meùâzî, III, 1095). 7 úbn Hanbel, Müsned, III, 422. 8 Buhârî, Ebû Abdillah Muhammed b. úsmâîl, (256/870), et-Târîhu’l-Kebîr, thk., esSeyyid Hâüim en-Nedvî, Dâru'l-Fikr, by. ty., VII, 141; úbn Hibbân, Muhammed b. Hibbân b. Ahmed b. Ebî Hâtim (354/965), Kitâbu’s-Sikât, thk., es-Seyyid ûerifuddîn Ahmed, Dâru’l-Fikr, by. 1975, III, 339; úbn Hibbân, Meüâhiru’l-Ulemâi’l-Emsâr, s. 61; Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nubelâ, III, 103; krü. ûemsuddîn es-Sehâvî (902/), et-Tuhfetu’lLatîfe fî Târîhi Medîneti’ü-ûerîfe, Dâru’l-Kutubi’l-úlmiyye, Beyrut 1993, II, 387. 9 úbn Kesîr, el-Bidâye, V, 337. 10 Enes b. Mâlik’ten nakledilen bir rivayete göre Kays, Hz. Peygamber’in güvenlik âmiri mevkiindeydi (et-Taberânî, Ebu’l-Kasım Süleyman b. Ahmed (360/970), el-Mu’cemu’lKebîr, thk., Hamdi Abdülmecîd Selefî, Mektebetü’l-Ulûmi’l-Hukm, Musul 1983, XVIII, 346; úbn Abdilberr, Ebû Ömer Yusuf b. Abdillah b. Muhammed (463/1071), el-ústî’âb fî Ma'rifeti’l-Ashâb, thk., A. M. el-Bîcâvî, I-IV, Kahire ty., III, 1289; úbn Kesîr, el-Bidâye, V, 337). Bir baüka rivayete göre Hz. Peygamber, Kays b. Sa’d’ı, kendisine karüı saldırı yapılabilecek noktaya güvenlik görevlisi olarak yerleütirirdi (Zehebî, Siyeru A’lâmi’nNubelâ, III, 103; es-Sehâvî, et-Tuhfetu’l-Latîfe, II, 387). Enes b. Mâlik (ö. 93/711) Kays b. Sa’d’ın Hz. Peygamberin yanında sâhibu’ü-üurta mevkiinde olduùunu söylerken, o Hz. Peygamber döneminde henüz böyle bir kurumun olmadıùına da iüaret etmiü olmaktadır. Dolayısıyla Enes bu haberi Muaviye döneminde bir emniyet kurumu olarak üurta ortaya çıktıktan sonra rivayet etmiü olmalıdır. Öte yandan Kays b. Sa'd'ın hem boy hem de geniülik bakımından oldukça iri bir vücut yapısına sahip olduùu nakledilmektedir (úbn Taùriberdî, Ebu'l-Mehâsin Cemalüddîn Yûsuf (874/1470), en-Nücûmu'z-Zâhire fî Mulûki Mısr ve'l-Kâhire, Kahire 1929, I, 95, 96). Kendisine güvenlik görevi verilmesine bu özelliùi de etki etmiü olmalıdır. 11 Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nubelâ, III, 104. úbn Kesir’in Enes b. Mâlik’ten naklettiùi bir rivayete göre, Ensârdan yirmi genç Rasûlullah’ın ihtiyaçlarını karüılamak için yanından ayrılmazlardı. Bir iüin yapılmasını istediùinde onları görevlendirirdi (úbn Kesîr, elBidâye, V, 337). 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 59 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 117 müsaade etmemiütir. Medine'ye döndüklerinde olayı öùrenen babası Sa'd b. Ubâde, oùlunu bu iyiliùinden dolayı tebrik ederken onun alıüveriüine ve develeri kesmesine engel olmak isteyen Ömer b. el-Hattâb ile seriye komutanı Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh'a sitem etmiütir.12 Kays ve babası Sa'd'ın yaptıklarını öùrenen Hz. Peygamber, onların cömertliùinin ailelerinden gelen bir özellik olduùunu belirterek onları övmüütür.13 Kays b. Sa'd Hz. Peygamber tarafından seriyye komutanı olarak da görevlendirilmiütir. Huneyn Gazvesi dönüüü Ci’râne’de ganimetler daùıtıldıktan sonra Hz. Peygamber, Kays b. Sa’d’ı 400 kiüilik bir seriyyenin baüında komutan tayin ederek Sudâ’ kabilesini úslam'a davet etmesi için Yemen’e göndermiütir (8/630). Kays, Kanat kasabasında ordusunu savaüa hazırlarken Sudâ’ kabilesinden bir kiüi,14 ordunun kendi kabilesine karüı hazırlandıùını öùrenince acilen Hz. Peygamber’e giderek, kabilesi adına geldiùini ve úslam'ı kabul edeceklerini belirtip askerleri geri çaùırmasını rica etmiütir. Hz. Peygamber de orduyu geri çaùırmıü ve Sudâ' kabilesinden 15 kiüi Medine’ye gelerek Müslüman olup kabileleri adına Hz. Peygamber’e biat etmiütir.15 12 13 14 15 úbn Sa’d, Tabakât, II, 132. Seriyyeye katılanların Kızıldeniz sahiline vardıklarında, sahile vurmuü bir balinanın etinden yedikleri ve sefer sırasında herhangi bir çatıüma olmadıùı belirtilir. Bkz. úbn Sa’d, Tabakât, II, 132. Bazı tarihçiler (úbnü’l-Esîr, úzzüddîn Ali b. Muhammed b. Muhammed (630/1232), el-Kâmil fi't-Târîh, thk., Ebû'l-Fidâ Abdullâh el-Kâdî, Beyrut 1995, II, 232-233; úbn Kesîr, el-Bidâye, IV, 276) bu seriyyenin hicri sekizinci yılın Recep ayında gönderildiùini ve Kays’ın bu sefer esnasında 9 deve kestiùini, daha fazla deve kesmesine Ebû Ubeyde’nin engel olduùunu kaydederler. Vâkıdî, el-Meùâzî, II, 774-776. Kays’a ödünç deve satan bedevi, Sa'd b. Ubade'ye gelip kavminin seyyidlerinden birisi olan oùlu Kays’a yaptıùı iyiliùi anlatmıü, onu malsız bırakmadıùını, seriyye kumandanı mal satmasını engellemek istediùi halde, ahlaki özelliklerini tanıdıùı Kays’a develeri verdiùini söylemiü, bu olayı öùrenen Peygamber de “Kays cömert bir ailedendir, cömertlik bu aile efradının tabiatındandır” diyerek Kays’ı ve babasını takdir etmiütir (úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, 233). Zehebî, Kays’ın Medine’ye döndüùünde durumu babasına anlattıùını, babası Sa’d’ın, oùlunun ödünç deve satın almasına engel olmak isteyen Ömer ve Ebû Bekir’e giderek oùlu Kays’a söyledikleri sözlerden dolayı özür dilemelerini istediùini belirtir (Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nubelâ, III, 106). Bu rivayetler, Sa’d b. Ubâde ile Hz. Ömer arasında daha Hz. Peygamber döneminde gizli bir rekabet olduùunu ihsas ettirmektedir. Bilindiùi gibi Hz. Peygamber'in vefatından sonra Ensâr, Sa’d b. Ubâde'yi halife seçmek üzereyken Hz. Ebû Bekir, Ömer ve Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh gelerek onlarla tartıüıp Hz. Ebû Bekir'in seçilmesini saùlamıülardır. Bu konuda geniü bilgi için bkz. úbn Hiüâm, Ebû Muhammed Abdülmelik (218/833), es-Sîretu’n-Nebeviyye, thk., Taha Abdurraûf Sa’d, Dâru’l-Cîl, Beyrut 1411/1990, VI, 77-83; úbn Sa’d, Tabakât, III, 182-186; 316-317; úbn Kuteybe, Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim (276/889), el-úmâme ve’s-Siyâse, thk., Tâhâ Muhammed ez-Zeynî, Kahire 1967, I, 12-17; el-Belâzurî, Ahmed b. Yahyâ b. Câbir (279/892), Ensâbu’l-Eürâf, thk., Süheyl Zekkâr-Riyâd Ziriklî, Beyrut 1996, II, 259-273; Taberî, Târîh, II, 233-235, 241-244. úbn Kesîr (el-Bidâye, V, 84), bu üahsın adının Ziyâd b. el-Hâris es-Sudâî olduùunu kaydeder. úbn Sa’d, Tabakât, I, 326; úbn Kesîr, el-Bidâye, V, 84; Mustafa Fayda, úslâmiyet’in Güney Arabistan’a Yayılıüı, Ankara 1982, s. 113. Hz. Peygamber’in Yemen kökenli Sudâ' kabilesi üzerine göndereceùi orduya Yemen kökenli Hazrec’den Kays b. Sa’d’ı kuman- 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 59 (1, 2) 118 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar Kays b. Sa'd, Hazrec içindeki sorunların çözümünde babasına yardımcı olmuütur. Bir keresinde Hazrec kabilesinden Safvân b. Muattal, kabiledaüı üair Hassân b. Sâbit'i hakkında söylediùi bir hiciv sebebiyle kılıçla yaralayınca, orada bulunanlar tarafından tutuklanmıütı. Hassân Rasûlullah’a gidip aldıùı yaradan dolayı ölebileceùini söyleyerek Safvân’dan davacı olmuü, tarafları dinleyen Hz. Peygamber sonuç belli oluncaya kadar Safvân’ın tutuklu kalmasına karar vermiüti. Bu olayı öùrenen kabile lideri Sa’d b. Ubâde, kabiledaüları arasında oluüan husumeti gidermek için harekete geçmiü, Hazreclilere, Hz. Peygamber’in doùru karar verdiùini, ancak Safvan’ın affedilmesinin ve Hassân’ın da davadan vazgeçmesinin daha uygun olacaùını söylemiüti. Fakat orada bulunan Hazrecliler muhtemelen Hz. Peygamber’in verilmiü bir kararı bulunduùundan dolayı Sa’d’ın görüüünü kabul etmek istememiülerdi. Bunun üzerine Kays b. Sa’d söz alarak, Hazreclilere böyle bir olayda babası Sa’d’ı yalnız bırakmamaları gerektiùi uyarısında bulunmuütu. Bunun üzerine Safvân’ı tutanlar baùlarını çözüp serbest bıraktılar. Sa’d b. Ubâde, Hassân’ın gönlünü alarak bu davadan vazgeçmesini saùladı. Safvân’ı da yanına alarak evine götürüp ihtiyaçlarını karüıladı. Bu iki sahabinin Sa’d tarafından barıütırıldıùını öùrenen Hz. Peygamber, “Allah, Sa’d’a cennet elbiseleri giydirsin” duasını yaparak memnuniyetini dile getirdi.16 Bu olayda Sa’d b. Ubâde’nin, kendi kabilesine mensup kiüiler arasında meydana gelen anlaümazlıùı daha fazla büyümeden kabilenin iç dinamikleriyle çözmek için harcadıùı çaba, kendisini destekleyen oùlu Kays’ın Hazreclileri etkileyecek nitelikte konuüması, tarafların barıütırılması ve Rasûlullah'ın yaklaüımı dikkat çekicidir. Gerek babası ve gerekse kendi özelliklerinden dolayı Kays b. Sa'd, Ensâr içinde tanınan saygın bir kiüiydi. Bu yüzden o, bazı gazvelerde Ensârın sancaùını taüımıü,17 bazı gazvelerde de Hz. Peygamber’in sancaktarlıùını yapmıütır.18 Mekke’nin fethi sırasında Ensârın sancaùını taüıyan Sa’d b. Ubâde, Mekkelileri kılıçtan geçirmekle tehdit etmiü, bunu öùrenen Hz. Peygamber, sancaùı Kays b. Sa'd'ın almasını emretmiü,19 Sa’d da sancaùı oùlu Kays’a vermek durumunda kalmıütır.20 Hz. 16 17 18 19 dan tayin etmesi dikkat çekicidir. Onun Yemen kökenli kabileler arasındaki yakınlık iliükisinden yararlanarak, savaümadan Sudâ' kabilesinin teslim olmasını hedeflediùi anlaüılmaktadır. Nitekim Medine’ye gelen Sudâ kabilesi heyetini Kays’ın babası Sa’d b. Ubâde misafir etmiütir. Bkz. úbn Sa’d, Tabakât, I, 326; úbn Kesîr, el-Bidâye, V, 84. Rasûlullah'ın Kays’ı komutan tayin etmesi, Ci'râne’de Ensâr arasında oluüan rahatsızlıùı gidermeye yönelik bir giriüim de olabilir. Vâkıdî, el-Meùâzî, II, 436-38. Abdurrezzâk, Musannef, V, 458. Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nubelâ, III, 102, 103, 104; úbn Kesîr, el-Bidâye, IV, 295. Sa'd b. Ubâde, “Bugün savaü ve kan dökmenin helal olduùu ve Allah'ın Kureyü’i zelil ettiùi gündür” üeklinde sözler söylemiü, bunu öùrenen Hz. Peygamber de, “Bugün merhamet ve Allah’ın Kureyü’i yücelttiùi bir gün olacaktır” diyerek kan akıtılmanın hedeflenmediùini açıkça ifade etmiütir. Vâkıdî, Meùâzî, II, 821; úbn Sa’d, Tabakât, II, 135. 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 60 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 119 Peygamber, Ensârın lideri konumundaki Sa’d b. Ubâde’den sancaùı alıp Kays’a vermekle, bu yetkiyi aynı ailede bırakmıü, yapılan her ne kadar Sa’d’ın hoüuna gitmemiüse de21 Ensârı pek fazla rahatsız etmemiütir.22 Hîre halkının kendi liderlerine secde ettiùini gören Kays b. Sa'd basit bir kıyasla secde edilmeye Rasûlullah'ın daha layık olduùunu düüünerek bunu Hz. Peygamber'e teklif etmiütir. Fakat O, Allah'tan baükasına secde edilemeyeceùini belirterek böyle bir hareketi kabul etmemiütir.23 2. úlk Üç Halife Döneminde Kays b. Sa’d Hz. Peygamber’in vefat ettiùi gün, Benû Sâide gölgeliùinde toplanan Ensâr, Sa’d b. Ubâde’ye devlet baükanı olması için teklifte bulunmuü, halifenin Medineli Müslümanlardan olmasını isteyen Sa’d, hasta olmasına raùmen baükanlık teklifini kabul etmiütir. Fakat bu sırada toplantıya katılan Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh, 20 21 22 23 Vâkıdî, Meùâzî, II, 822. úbn Sa’d’ın rivayetine göre bu seferde Sa’d Ensârın deùil Peygamberin sancaùını taüımaktaydı. Onun Kureyü hakkındaki sözü Peygambere ulaüınca, sancaùı Sa’d’dan alıp oùlu Kays’a verdi. Bkz. úbn Sa’d, Tabakât, II, 135. Baüka bir rivayete göre Sa’d b. Ubâde Ensârın sancaùını taüımaktaydı. Sa’d çevresindeki Ensâra, “Bugün Kâbe’de savaüın helal olacaùı gündür” üeklinde sözler sarf edince bunu duyan bir Muhâcir, onun sözlerini Hz. Peygamber’e iletti. Mekke’de kan akıtılmasını istemeyen Hz. Peygamber, Sa’d’ın oùlu Kays’ı yanına çaùırdı ve sancaùı babasından alıp taüıması talimatını verdi. Bkz. El-Fâkihî, Ebû Abdullah Muhammed b. Ishâk, Ahbâru Mekke fî Kadîmi’d-Dehr ve Hâdisihi, thk., Abdülmelik Abdullah Dehîü, Dâru Hadar, Beyrut 1414, V, 216; úbn Kesîr, el-Bidâye, IV, 295-296. Sa’d’ın, “Bugün savaü günüdür” sözüne karüılık Peygamber’in “Bugün merhamet günüdür” dediùi rivayet edilir. Bkz. úbn Seyyidinnâs, Uyûnu’l-Eser fî Funûni’l-Meùâzî ve’s-Siyer, thk., Muhammed el-úd elHatrâvî vd., Beyrut 1992, II, 232. Sancaùı almak isteyen Kays’a babası Sa’d’ın kızdıùı ve sancaùı sadece Peygamberin emriyle alabileceùini söylediùi, Peygamberin emriyle sancaùı almak istediùini bildirmesi üzerine sancaùı oùluna verdiùi rivayet edilir. Bk. Fâkihî, Ahbâru Mekke, V, 216; úbn Kesîr, el-Bidâye, IV, 295-296. Sa’d b. Ubâde muhtemelen bu sözleri henüz Müslüman olmayan Mekke’deki Kureyülilerin yıllarca Medine’yi tehdit edip mal ve can kayıplarına yol açmalarına olan öfkesinden dolayı söylemiütir. Artık o, Müslümanların Kureyülilerden intikam alma zamanının geldiùini düüünüyordu. Muhtemelen çevresindeki Ensâr da benzer duygu ve düüünceleri paylaüıyordu. Oysa Muhacirler, akrabalarından pek çok kötülük görmüü olsalar da onların zarar görmesini istemiyorlardı. Düümanı imhayı deùil, kazanmayı gaye edinen Hz. Peygamber, Mekkelilerin potansiyel gücünü yok etmeyi deùil, bu gücü kazanarak daha sonra kullanmayı düüünüyordu. Sarıçam, úbrahim, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, Ankara 2001, s. 258. Ne var ki, baüta Sa’d olmak üzere Ensâr bunu hoü karüılamamıü, Kureyü'e tanınan ayrıcalık olarak görmüü, daha sonra Ci’râne’de kendilerine ganimetten pay verilmeyince rahatsızlıklarını Sa’d b. Ubâde vasıtasıyla Hz. Peygamber’e iletmiülerdir. Ci’râne’de meydana gelen olaylarla ilgili geniü bilgi için bkz. úbn Hiüâm, es-Sîretü’n-Nebeviyye, VI, 77-83; úbn Sa’d, et-Tabakât, I, 114-115, II, 152154; Taberî, Târîh, II, 176-177; Ahmet Önkal, “Ci’râne”, DúA, VIII, 25. Ebû Dâvûd, Süleyman b. Eü'as es-Sicistânî (275/888), es-Sünen, thk., M. Muhyiddin Abdulhamid, ústanbul 1981, "Nikâh", 40; ed-Dârimî, Abdullah b. Abdurrahman (255/868), es-Sünen, Beyrut 1407, I, 406. 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 60 (1, 2) 120 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar halifenin Muhacirlerden olması gerektiùini ileri sürmüüler ve yapılan tartıümalar sonucunda Ensâr, Sa’d b. Ubâde’den vazgeçerek Muhacirlerin aday gösterdiùi Ebû Bekir’e biat etmiütir.24 úbn Kuteybe’ye nisbet edilen el-úmâme ve's-Siyâse adlı eserde nakledildiùine göre, hasta olduùu için Benû Sâide gölgeliùinde bulunanlara sesini duyurmakta güçlük çeken Sa'd, oùlu Kays’tan sözlerini duyurması için yardım talep etmiü, Kays da babasının sözlerini yüksek sesle tekrar ederek toplantıda bulunanlara aktarmıütır.25 Burada yapılan tartıümalardan sonra Ensârın kendisinden ayrılıp Ebû Bekir’e biat etmesi, Sa’d b. Ubâde’yi çok üzmüü ve bundan dolayı Hz. Ebû Bekir'e biat etmediùi gibi açıkça muhalefet etmiü, onun arkasında ne vakit ne de Cuma namazlarını kılmıütır. Daha sonra Medine’den ayrılarak Suriye tarafına gitmiü ve orada vefat etmiütir.26 Sa’d b. Ubâde Hz. Ebû Bekir’e biat etmediùine göre, oùlu Kays biat etti mi? Bununla ilgili kaynaklarda açık bir bilgiye rastlanılamamaktadır. Ne var ki, Hz. Ebû Bekir halife olduktan birkaç gün sonra Sa’d’a bir elçi göndererek, Hazrec dâhil insanların kendisine biat ettiklerini belirtip onu kendisine biat etmeye davet etmiütir. Buna karüın Sa’d, ölünceye kadar ona biat etmemekte kararlı olduùunu, ailesi ve aüireti kendisine destek verirse ona karüı savaümaktan çekinmeyeceùini söylemiütir. Kendisine biat eden Ensârı karüısına almak istemeyen Hz. Ebû Bekir ona biat etmesi için baskı yapmamıütır.27 Öyle anlaüılıyor ki, birkaç gün içinde, Kays b. Sa’d da dâhil olmak üzere Sa'd b. Ubâde dıüında Ensârın hemen hepsi Hz. Ebû Bekir’e biat etmiütir. 24 25 26 27 Ensârın yaptıùı bu toplantı ve Hz. Ebû Bekir’in halife seçilmesiyle ilgili geniü bilgi için bkz. el-Vâkıdî, Ebû Abdillah Muhammed b. Ömer (207/822), Kitâbu’r-Ridde ve Nebezetun min Futûhi’l-Irâk, neür. Muhammed Hamidullah, Paris 1989/1409, s. 21-28; úbn Hiüâm, es-Sîretu'n-Nebeviyye, VI, 77-83; úbn Sa’d, et-Tabakât, III, 182-186; 316317; úbn Kuteybe, Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim (276/889), el-úmâme ve’sSiyâse, thk. Tâhâ Muhammed ez-Zeynî, Kahire 1967, I, 12-17; Belâzurî, Ensâb, II, 259273; Taberî, Târîh, II, 233-235, 241-244. úbn Kuteybe, el-úmâme ve’s-Siyâse, I, 12-13. Taberî de benzer bir rivayeti zikreder ancak, Kays’ın adını vermeden, Sa’d’ın sözlerini oùlunun veya amcasının oùlunun seslendirdiùini belirtir (Taberî, Târîh, II, 241). úbn Sa’d, et-Tabakât, III, 616, 617, VII, 390; úbn Kuteybe, el-úmâme ve’s-Siyâse, I, 17; Belâzurî, Ensâb, II, 272. Taberî, Târîh, II, 244-245; Mes'ûdî, Mürûc, II, 307-308. úbn Sa’d, et-Tabakât, III, 616; úbn Kuteybe, el-úmâme ve’s-Siyâse, I, 17; Taberî, Târîh, II, 244-245. Hz. Ömer Hz. Ebû Bekir'e Sa'd'ı biate zorlaması tavsiyesinde bulunmuü ancak orada bulunan Hazrecli Beüîr b. Sa’d, ona baskı yapılmasının kabile asabiyetini harekete geçireceùini ve Ensârın biati bozarak Sa’d b. Ubâde'ye sahip çıkacaùını üu sözlerle dile getirmiütir: “Sa’d, öldürülünceye kadar sana biat etmez. Yanındaki oùlu, ailesi ve aüireti öldürülmedikçe o öldürülmüü olmaz. Hazrec öldürülmedikçe onları öldürmüü olmazsınız. Evs öldürülmedikçe Hazrec öldürülmüü olmaz. Öyleyse lehinize sonuçlanmıü bu iüi aleyhinize çevirmeyin. Onu kendi haline bırakın, zaten tek baüına kalmıütır, size bir zararı dokunmaz.” Bkz. úbn Sa’d, et-Tabakât, III, 616; úbn Kuteybe, el-úmâme ve’s-Siyâse, I, 17; Taberî, Târîh, II, 244-245. 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 61 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 121 Daha sonra babasının neden halife olamadıùı kendisine sorulduùunda Kays b. Sa'd, aslında babasının iyi bir siyaset izlediùini fakat onu çekemeyen bir kiüinin onun halife olmasını engellediùini belirtmiütir.28 Onun deùerlendirmesine göre babasının halife olmasını Sakîfetu Benî Sâide'de yapılan tartıümada Hazrec kabilesinden olmasına raùmen halifenin Kureyüten olması görüüünü destekleyen ve Hz. Ebû Bekir'e ilk biat eden Beüir b. Sa'd (ö.12/633) engellemiütir.29 Kays b. Sa'd babası Medine'den ayrıldıktan sonra ailenin reisi olmuütur. Kaynaklarda bununla ilgili üöyle bir olay anlatılır: Hz. Ebû Bekir’in hilafeti döneminde Sa’d b. Ubâde, malını çocukları arasında paylaütırarak Medine’den ayrılıp Suriye'nin güneyinde bulunan Havrân’a30 gittikten sonra hamile olduùu anlaüılan hanımı doùum yapmıü ve yeni doùan çocuk babasının malından mahrum kalmıütır. Bunu öùrenen Hz Ebû Bekir ve Hz. Ömer bu çocuùun maùduriyetini gidermek için Kays b. Sa’d’a gelip Sa'd'ın mallarını yeniden paylaütırmayı teklif etmiüler, fakat Kays babasının yaptıùı iülemi kesinlikle deùiütirmeyeceùini belirterek onların teklifini kabul etmemiü, yeni doùan kardeüinin maùdur olmaması için kendi payını ona verdiùini açıklamıütır.31 Hz. Ebû Bekir döneminde Kays b. Sa'd, Suriye fetihlerinde bulunmuütur.32 Hz. Ömer döneminde Amr b. el-Âs ile birlikte Mısır ve ús28 29 30 31 32 Belâzurî, Ensâb, III, 285; Müberred, el-Kâmil, II, 117; úbn Abdirabbih, Ebû Ömer Ahmed b. Muhammed el-Endelûsî (327/939), el-Ikdü’l-Ferîd, thk. Ahmed Emîn ve diù., Kahire 1965, IV, 338; el-Mes'ûdî, Ebu’l-Hasan Ali b. el-Hüseyn b. Ali (346/956), Mürûcu’z-Zeheb ve Meâdinu’l-Cevher, Mısır 1384/1964, III, 25-26; krü. Ya'kûbî, Ahmed b. Ebî Ya'kûb b. Ca'fer b. Vehb (292/904), Târîhu'l-Ya'kûbî, Dâru Sâdır, Beyrut ty., II, 187. Hazrec'in ileri gelenlerinden Beüir b. Sa'd, Benû Sâide gölgeliùinde Kureyülilerin de katılmasıyla yapılan tartıümada, hilafetin Kureyülilerin hakkı olduùunu söylemiü, bunun üzerine orada bulunan Hazrec kabilesinden Hubâb b. Münzir (ö. 20/641) onu amcasının oùlu Sa’d b. Ubâde’ye haset etmekle suçlamıütır. Beüir sadece bununla kalmamıü aynı zamanda Hz. Ebû Bekir’e ilk biat eden kiüi olmuütur. Bkz. úbn Kuteybe, elúmâme ve’s-Siyâse, I, 16; Taberî, Târîh, II, 243; krü. Belâzurî, Ensâb, II, 260, 263. Öyle anlaüılıyor ki, Beüir b. Sa'd, Sa'd b. Ubâde'nin halife olmasını destekleseydi hilafetin siyasi seyri belki de deùiüecekti. Havran bölgesi, 13/634 yılında Hâlid b. Velîd kumandasındaki úslam ordusu tarafından fethedilmiütir. Havrân ile ilgili geniü bilgi için bkz. Yâkût, Mu’cem, II, 364-365; Besim Dokrat, “Havrân”, úA, V/1, s. 378-379; ûit Tufan Buzpınar, “Havran”, DúA, XVI, 539-541. el-Muberred, Ebu'l-Abbâs Muhammed b. Yezid (285/898), el-Kâmil fi'l-Lugati ve'l-Edeb, tah., Muhammed Ebu’l-Fadl úbrahim, I-IV, Kahire ty., II, 116. Zehebî, Sa’d’ın ölüm haberi Medine’ye ulaütıktan sonra halife Ebû Bekir ile Hz. Ömer’in Kays’a bu teklifi yaptıklarını kaydeder. Bkz. ez-Zehebî, Târihu’l-úslâm (Ahdu’l-hulefâi’r-Râüidîn), thk., Ömer Abdüsselam Tedmürî, Dâru’l-Kutubi’l-Arabî, Beyrut 1987/1407, s. 92-93; Zehebî, Siyeru A’lâmi'n-Nubelâ, III, 107; úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 33. Kays b. Sa’d, Halid b. Velid tarafından Gassânî hükümdarı Cebele b. Eyhem’e (bkz. Mustafa Fayda, “Cebele b. Eyhem”, DúA, VII, 184-185) Bizans ile iübirliùi yapmaması ve kan kardeüi olan Araplara karüı savaümaması için görüümek üzere gönderdiùi Medineli Müslümanlardan oluüan heyet içinde yer almıütır. Geniü bilgi için bkz. El-Vâkıdî, Mu- 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 61 (1, 2) 122 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar kenderiye’nin fetihlerine iütirak etmiütir.33 Dolayısıyla Mısır fatihleri arasında yer alan Kays, daha sonra vali tayin edildiùi bu bölgeyi ve buraya yerleüen ilk gazileri tanıma fırsatı elde etmiü ve onlarla aynı haklara sahip olmuütur. Kaynakların Hz. Osman dönemindeki faaliyetlerinden söz etmediùi Kays b. Sa’d, Hz. Ali’nin halife oluüundan sonra adından sıkça söz edilen sahabîlerden biri haline gelmiütir. 3. Hz. Ali Döneminde Kays b. Sa'd'ın údari ve Siyasi Faaliyetleri Hz. Peygamber vefat edince Ensâr, Sa’d b. Ubâde'yi devlet baükanı yapmak için harekete geçip siyasetin belirleyici aktörü olmak istediyse de bunu baüaramadı. úlk üç halife döneminde Ensâra önemli idari görevler verilmedi. Hz. Ömer yerine geçecek halifeyi belirleyecek üuraya onlardan temsilci tayin etmedi. Muhtemelen Ensârın Sa'd b. Ubâde'yi devlet baükanı yapma giriüimi, halifeler tarafından Ensârın potansiyel siyasi rakip olarak algılanmasına yol açtı. Bununla birlikte Ensâr ilk iki halifeyi destekledi. Onlar da çeüitli konularda Ensârın görüüüne baüvurdular. Hz. Osman ise hilafeti döneminde sadece Ensârı deùil muhacirleri de ihmal ederek Ümeyyeoùullarına öncelik verdi. Bunun üzerine Ensâr ve muhacirler halifenin politikalarını eleütirmeye ve zamanla onu desteklememeye baüladılar. Bu geliüme eyaletlerden Medine'ye gelen asilerin rahat hareket etmelerini saùladı. Dolayısıyla Ensâr, halifeye karüı muhalefetin yanında yer aldı, aktif olarak isyancıları desteklemese de, tarafsız kalarak onların iüini kolaylaütırdı. Yönetimle yakın iliüki içinde bulunan birkaç Medineli dıüında Hz. Osman'dan yana tavır koyan olmadı.34 Bu dönemde isyancıların eylemlerine karüı çıkmayan Kays b. Sa'd'ın tarafsız davrandıùı ve Hz. Osman'ın görevden uzaklaümasını istediùi anlaüılmaktadır. Gerek isyancılar ve gerekse onların eylemine karüı çıkmayarak destek veren Ensâr, Hz. Osman'ın öldürülmesini deùil, görevden ayrılmasını istiyorlardı. Nihayet istifa etmeye yanaümayan Hz. Osman yaklaüık kırk gün süren kuüatmadan sonra 18 Zilhicce 35 (17 Haziran 656 Cuma) tarihinde üehit edildi. Onun yerine hilafet makamına genel olarak Medine'deki ileri gelen ashabın ve isyancıların bia- 33 34 Muhammed b. Ömer b. Vâkıd (207/822), Fütûhu’ü-ûâm, I-II, Dâru’l-Cîl, Beyrut ty, I, 171-172. Vâkıdî, Futûhu’ü-ûâm, II, 49-50, 84-86; úbn Abilhakem, Ebu’l-Kâsım Abdurrahman b. Abdillah (257/870), Futûhu Mısr ve Ahbâruhâ, thk., Charles Torrey, el-Mektebetü’lMüsennâ, Baùdad ty., s. 98. úbn Abilhakem, Kays'ı fethe katılıp Cuma mescidi çevresinde arsa sahibi olanlar arasında zikreder (úbn Abilhakem, Futûhu Mısr, 98). Belâzurî, Ensâb, VI, 174-175, 190-192, 210-211. 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 62 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 123 tini alan Hz. Ali geçti.35 Fakat baüta Muaviye olmak üzere Ümeyyeoùulları onun halifeliùini tanımadılar. Bazı sahabiler de kimin haklı olduùunu bilemediklerini ileri sürerek Hz. Ali'ye biat etmediler. Böylece ilk defa úslam toplumu siyasi bakımdan üç gruba ayrılmıü oldu. Bu durum karüısında Hz. Ali, Hâüimoùulları, isyancılar ve Ensâra dayanmak zorunda kaldı. Böylece ilk üç halife tarafından idari görevlere getirilmeyerek yönetimin dıüında bırakılan Hâüimoùulları ve Ensâr, yönetime katılma imkânı elde ettiler. Hz. Ali Hz. Osman'a karüı isyan edenlerden bazılarına da zaman içinde idari görevler verdi.36 Bir bakıma daha önceki dönemin maùdurları Hz. Ali'nin iktidara geliüiyle birlikte dayanıüma içine girdiler. Hz. Ali halife olunca, Ensârdan Osman b. Huneyf’i Basra’ya, Sehl b. Huneyf’i ûam’a, amcazadesi Ubeydullah b. Abbas’ı da Yemen’e vali tayin etmiütir.37 Fakat ûam ve Kûfe'ye gönderdiùi valiler görev yerlerine varamayıp muhalifler tarafından geri çevrilmiülerdir.38 Hz. Ali diùer eyaletlere vali tayin ederken baülangıçta Mısır'ı bu uygulamanın dıüında tuttu. Çünkü Hz. Osman muhasara altındayken Mısır'da bulunan muhalifler vali Abdullah b. Sa'd b. Ebî Serh'i görevinden uzaklaütırarak buradaki muhaliflerin önderi Muhammed b. Ebî Huzeyfe'yi39 vali yapmıülardı.40 Hz. Ali halife olunca onu görevinde bı35 36 37 38 39 40 Seyf, Fitne, 95; úbn Sa’d, Tabakât, III, 31; el-Belâzurî, Ahmed b. Yahyâ b. Câbir (279/892), Ensâbu’l-Eürâf, thk., Süheyl Zekkâr-Riyâd Ziriklî, Beyrut 1996, III, 7; edDîneverî, Ebû Hanîfe Ahmed b. Dâvûd (282/895), el-Ahbârü't-Tıvâl, tah., Abdülmun’im Âmir, Kahire 1960, 140; Taberî, Târîh, III, 6. Ayrıca bkz. Cl., Huart, "Ali”, úA, I, 307; Ethem Ruhi Fıùlalı, “Ali”, DúA, II, 372; úrfan Aycan, Saltanata Giden Yolda Muaviye Bin Ebî Süfyan, Ankara, 1990, s. 123, 125; Ahmet Akbulut, Sahabe Devri Siyasî Hadiselerinin Kelamî Problemlere Etkileri, ústanbul 1992, s. 199; Mustafa Günal, Hz. Ali Dönemi ve úç Siyaset, ústanbul 1998, s. 34; Abdulhalık Bakır, Hz. Ali ve Dönemi, Ankara 2004, s. 207-208. Hz. Osman'ın öldürülmesiyle ilgili rivayetlerin tahlili için bkz. Sabri Hizmetli, “Tarihi Rivayetlere Göre Hz. Osman’ın Öldürülmesi”, AÜúFD, XXVII, Ankara 1985, 149-176. Örneùin Hz. Ali isyancıların önde gelenlerinden Muhammed b. Ebî Bekir'i Mısır'a vali tayin etmiütir (Belâzurî, Ensâb, III, 163; Taberî, Târîh, III, 65-68, 126-127; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 272); Mâlik b. Hâris el-Eüter'i el-Cezîre valiliùine atamıütır (el-Minkarî, Nasr b. Muzâhim (212/827), Vak’atu Sıffîn, thk., Abdüsselâm Muhammed Hârûn, Kahire 1382/1962, s. 12). Buna Adnan Demircan da iüaret etmektedir (Adnan Demircan, Ali-Muaviye Kavgası, ústanbul, 2002, s. 83). Taberî, Târîh, III, 3 (Seyf). Taberî, Târîh, III, 3. Bunun üzerine Hz. Ali, ûam valisi Muaviye ile Kûfe valisi Ebû Mûsâ el-Eü'arî'ye birer mektup göndererek kendisine biat etmelerini istemek durumunda kalmıütır (Taberî, Târîh, III, 4). Habeüistan'da doùan Muhammed b. Ebî Huzeyfe, Muaviye'nin dayısının oùludur. Babasının vefatından sonra Hz. Osman'ın himayesinde yetiümiü ve ondan istediùi valilik görevini alamayınca Mısır'a giderek halife aleyhine faaliyete baülamıü ve valiliùi ele geçirmiütir. Geniü bilgi için bkz. Zehebî, Târih, 53, 433, 601. Taberî, Târîh, III, 61-62 (Vâkıdî’den) , 133 (Vâkıdî’den); úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 266; úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 251. Fethedilmesinden sonra Mısır’da sırasıyla Amr b. el-Âs ve Abdullah b. Sa’d b. Ebî Serh valilik yapmıütı. Amr b. el-Âs’ın görevden alınıü sebebi ve 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 62 (1, 2) 124 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar raktı. Fakat Hz. Ali'nin halifeliùini tanımayan Muaviye, Mısır'ı kazanmak ya da etkisiz hale getirmek için harekete geçti ve Suriye sınırında, Mısır-Filistin yolu üzerinde bulunan el-Arîü41 kentine saldırarak üehri savunmakta olan vali Muhammed b. Ebî Huzeyfe'yi yakalayarak esir aldı.42 Bununla birlikte Muaviye, Mısır'da bulunan Hz. Osman taraftarlarınca desteklenmediùi için üehre giremedi. Muhtemelen Muhammed, bir ay kadar valilik yapabildi.43 Bunun üzerine Hz. Ali, gerek insan potansiyeli gerekse ekonomik kaynakları bakımından önemli ordugâh üehri olan Mısır’ı elinde tutabilmek için Ensârın liderlerinden dirayeti ve kahramanlıùıyla tanınan Kays b. Sa'd'ı oraya vali atadı.44 Muhtemelen onun atanması Hz. Ali'nin iktidara geliüinden yaklaüık 45 gün sonra gerçekleüti.45 41 42 43 44 45 tarihi hakkında geniü bilgi için bkz. Adem Apak, úslâm Siyaset Geleneùinde Amr b. elÂs, Ankara 2001, s. 120-121. Ariü, Filistin’den Mısır’a gidiü yolunda bulunan ve Mısır toprakları içinde yer alan bir üehirdir. Ya’kûbî, Târîh, II, 148; Buhl, F. “Ariü”, úA, IV, 221; Mustafa L. Bilge, “Arîü”, DúA, III, 378-379. Taberî, Târîh, III, 61-62 (Vâkıdî’den) , 133 (Vâkıdî’den); úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 266; úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 251; Bakır, Hz. Ali, 88. Belâzurî'nin kaydettiùi rivayetlere göre Muhammed b. Ebî Huzeyfe, Kays b. Sa’d Mısır'a gelince oradan Medine’ye gitmek üzere yola çıkmıü, bunu haber alan Muaviye onu yakalatıp hapsettirmiü ve Hz. Osman taraftarı bir adam tarafından öldürülmüütür (Belâzurî, Ensâb, III, 174-175; Taberî, Târîh, III, 133). Taberî’nin Hiüâm b. Muhammed el-Kelbî’den rivayetine göre Muhammed b. Ebî Bekir öldürüldüùünde Muhammed b. Ebî Huzeyfe Mısır’da bulunmaktaymıü. Amr, Mısır’ı ele geçirince Muhammed’i yakalatıp Muaviye’ye göndermiü. Tutuklanan Muhammed hapisten kaçmıü, ancak daha sonra yakalanarak öldürülmüütür (Taberî, Târîh, III, 133). Muhammed b. Ebi Huzeyfe hakkındaki çeüitli rivayetler için bkz. Belâzurî, Ensâb, III, 174-176; Taberî, Târîh, III, 61-62, 133; el-Kindî, Ebû Ömer Muhammed b. Yusuf (350/961), Kitâbu’l-Vulât ve Kitâbu’l-Kudât, thk., Rhuvan Guest, Leyden London 1912/ Beyrut 1908, s. 20. Kays b. Sa’d’ın Mısır’a vali tayin edildiùini öùrenen Mısır eski valisi Abdullah b. Sa’d b. Ebî Serh, Muhammed b. Ebî Huzeyfe'nin kendi yakınlarına çok nankörlük ettiùini fakat buna raùmen bir ay bile valilik yapamadıùını söylemiütir (úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 266). Seyf b. Ömer, el-Fitnetu ve Vak’atu Cemel, I, 100; Belâzurî, Ensâb, III, 161;el-Belâzurî, Ahmed b. Yahya b. Câbir (279/892), Futûhu’l-Buldân, thk., Rıdvân Muhammed Rıdvân, Dâru’l-Kütübi’l-úlmiyye, Beyrut 1403, s. 229; Dîneverî, Ahbâr, 141; Taberî, Târîh, III, 3, 61, 62; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 268. Taberî, Târîh, III, 61-62; úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 229, 251. Taberî’nin Ebû Mihnef’ten (ö. 157/774) naklettiùine göre, Hz. Ali, Kays b. Sa’d’a verdiùi atama mektubunu Safer 36 (Aùustos 656) tarihinde yazdırmıütı (Taberî, Târîh, III, 63).Dîneverî ve Taberî’nin Seyf b. Ömer’den naklettiùi rivayete göre ise, Hz. Ali 36 yılının baüında vilayetlere valilerini gönderirken Kays’ı da Mısır’a vali olarak göndermiütir(Dîneverî, Ahbâr, 141; Taberî, Târîh, III, 3). Bazı tarihçiler ise Kays’ın 37. yılda Mısır’a vali tayin edildiùi görüüündedir. Bunlardan birisi olan el-Kindî (ö. 350/961) Kays’ın 37 yılı Rebiyülevvel ayı baüında (17 Aùustos 657 Perüembe) Mısır’da göreve baüladıùını nakleder (el-Kindî, Vulât, s. 20). úbn Abdilhakem (ö. 257/870) ay ve gün belirtmeksizin Kays’ın 37 yılında Mısır’a vali tayin edildiùini zikreder (úbn Abdilhakem, Fütûh, s. 274). ez-Zehebî (ö. 748/1347) de aynı görüütedir (ez-Zehebî, ûemsüddîn Muhammed b. Ahmed b. Osman (ö. 748/1347), Târîhu’l-úslâm ve Vefeyâtü’l-Meüâhir ve'l-A’lâm,(Ahdu’l-Hulefâi’r-Râüidin), thk., Ömer Abdüsselâm Tedmürî, Dârü’l-Kütübi’l-Arabî, Beyrut 1407/1987, s. 601). 37 yılını tercih 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 63 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 125 Hz. Ali, Kays b. Sa'd'ı Mısır'a vali tayin edince ona birtakım tavsiyelerde bulunmuütur.46 Orada hem dostları hem de düümanları bulunacaùını hatırlatarak, düümanlarını sindirmek, dostlarını güçlendirmek için bir orduyla Medine’den oraya gitmesini emretti. Halka karüı iyi davranmasını, kötülere taviz vermemesini ve adaletten ayrılmamasını tavsiye etti.47 Bunun üzerine Kays b. Sa'd halifeye üu cevabı verdi: “Allah sana rahmet etsin ey Mü’minlerin Emîri! Dediùini anladım. ‘Mısır’a bir orduyla git’ sözünüze gelince, üayet Mısır’a Medine’den götüreceùim ordu olmaksızın giremeyeceksem, vallahi oraya asla girmem. Bu orduyu sana bırakıyorum. Eùer onlara ihtiyacın olursa senin yakınında olurlar ve bir yere göndermek istediùinde emrinde hazır bulunurlar. Ben oraya ailem ile birlikte gideceùim. Bana yumuüaklık ve iyilik yapma tavsiyene gelince, kuükusuz bunun için yardımına baüvurulacak olan yüce Allah’tır.”48 Kays’ın bu sözleri, kendisine olan güveni, halifeye olan baùlılıùını ve ileri görüülülüùünü göstermesi bakımından önemlidir. Çünkü o, Mısır’a ailesiyle birlikte gideceùini, halk onu Mısır’a sokmazsa, üiddet kullanarak oraya girmeye çalıümayacaùını, baüka bir ifadeyle halkın desteùi olmadan valilik yapmanın bir anlamı olmadıùını ifade etmiütir. Kaldı ki fitne olayları sebebiyle Müslümanların siyasi birliùinin bozulmaya yüz tuttuùu bir dönemde, halifenin Medine’de her an askeri bir güce ihtiyacı olabilirdi. Bu güç, Medine’deki Ensâr ailelerinin güvenliùi bakımından da önemliydi. Zira Hz. Ali’nin muhalifleri, Hz. Osman’ın öldü- 46 47 48 eden bu yazarlar, muhtemelen Mısır’ın fethi ve sonrası hakkında eser yazan úbn Abdilhakem’e dayanmıülardır. O da rivayetinin kaynaùını vermemektedir. Muhtemelen bu haberi aktaran kiüi Muhammed b. Ebî Huzeyfe’nin Mısır’daki valilik tarihiyle Muhammed b. Ebî Bekir’in valilik tarihini karıütırdıùı için 37 yılını zikretmiütir. Kanaatimizce Kays'ın atama tarihi Taberî, Dîneverî ve Belâzurî'nin (Belâzurî, Futûh, 229) verdikleri 36 yılıdır ve olayların akıüı da bunu doùrular niteliktedir. Seyf b. Ömer, el-Fitnetu ve Vak’atu Cemel, I, 100; Belâzurî, Ensâb, III, 161;Belâzurî, Futûh, 229; Dîneverî, Ahbâr, 141; Taberî, Târîh, III, 3, 61, 62; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 268. Taberî, Târîh, III, 62. Hz. Ali, halife olduktan sonra Kays b. Sa’d’ı yanına çaùırarak ona üu talimatı verir: “Seni Mısır’a vali tayin ettim, kalk oraya git. Güvendiùin ve sevdiùin adamlardan istediùini yanına al ve bir ordu ile birlikte yola çık. Senin böyle yapman düümanını ürküteceùi/korkutacaùı gibi dostunu/yanında olanı daha da güçlendirecektir. únüallah oraya vardıùında iyilik yapana iyilikte bulun, üüpheye düüüren/kötü kiüi için dayanılmaz ol, her seviyeden insana karüı nazik ve yumuüak davran, çünkü yumuüaklık güven verir.” Taberî, Târîh, III, 62. Taberî, Târîh, III, 62. A. Bakır, Kays’ın Hz. Ali’ye böyle bir kuvvetin Kûfe’de bulundurulmasının ileride meydana gelecek olaylar açısından daha isabetli olacaùını bildirerek ordu ile yola çıkma fikrine raùbet etmediùini belirtir (Abdulhalık Bakır, Hz. Ali Dönemi, Ankara 1991, s. 88-89). Böylece Bakır, Hz. Ali’nin Kays’ı Cemel Savaüı’ndan sonra Kûfe’den Mısır’a gönderdiùini kabul etmiü görünmektedir. Ancak referansı Taberî, Hz. Ali halife olunca Kays’ı vali tayin ettiùini, Medine’den ordu götürmesini önerdiùini belirtmektedir. 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 63 (1, 2) 126 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar rülmesinden sadece kuüatmaya katılan isyancıları deùil, bu trajik olay yaüanırken Medine’de bulunduùu halde isyancılara karüı çıkmayan herkesi sorumlu tutuyorlardı. Böyle bir ortamda Kays’ın bireysel olarak sadece kendi çıkarını düüünmediùi, olayları çok yönlü deùerlendirerek hareket ettiùi görülmektedir. Hatta o, halka nasıl davranması gerektiùiyle ilgili Hz. Ali’nin tavsiyelerine, halkla iliükilerini Allah’ın yardımı ve buyrukları doùrultusunda en iyi üekilde düzenleyeceùini belirterek bu konuda tavsiyeye ihtiyacı olmadıùını ifade etmiütir. Hz. Ali, ûam ve Kûfe'ye gönderdiùi valilerin üehre sokulmayarak yoldan çevrildikleri gibi49 Kays b. Sa'd'ın da Mısır’daki muhalifler tarafından benzer muameleye maruz kalmaması için bir orduyla Mısır'a gitmesini istemiütir.50 Mısır ordusunda görev yapan önde gelen askerlerin Hz. Osman taraftarı oluüları ve bunların Muaviye ile iübirliùi yapma ihtimali Hz. Ali'yi kaygılandırmıü, baüarılı olmasını istediùi Kays b. Sa'd’a böyle bir teklifte bulunmuütur. Halife Mısır'daki mevcut durum sebebiyle Kays'ın valilik görevinden kaçınmasını önlemek amacıyla orduyla oraya gitmesini emretmiü olabilir.51 Hz. Ali’nin Kays b. Sa’d’ı Mısır’a vali tayin etme sebepleri arasında üunlar sayılabilir: Birincisi yukarıda kısaca ifade edildiùi üzere Hz. Ali’nin halifeliùini tanımayan Muaviye Mısır’ı ele geçirmek istemekteydi. Bu yüzden oraya atanacak valinin muhaliflere karüı mücadele edebilecek güçlü bir kiüiliùe sahip olması gerekmekteydi. úkincisi Mısır’da Hz. Osman’ın yönetiminden memnun olmuü, yönetim ile birlikte çalıümıü, bölgenin gelirlerinden birinci derecede yararlanma hakkına sahip fethe katılmıü gaziler yaüamaktaydı. Bunları kontrol altında tutabilmek için, tayin edilecek valinin Mısır’ın fethine katılmıü ve gazilerle aynı haklara sahip olan bir kiüi olması gerekmekteydi. Üçüncü olarak atanacak valinin, gerek Muaviye’ye karüı gerekse mevcut muhalefete karüı halkın desteùini alabilecek ve onlara göre úslam'da önceliùi olan bir kiüi olmalıydı. Dördüncüsü siyasi iktidar mücadelesinin baüladıùı bir dönemde, tayin edilecek valinin halifenin güvenini kazanmıü ve siyasetten anlayan ilkeli bir kiüi olmalıydı. úüte Hz. Ali, zikredilen bu özelliklerin hemen hepsine sahip olan Kays b. Sa’d’ı bu göreve atamıütır.52 Zaman içinde 49 50 51 52 Taberî, Târîh, III, 3-4 A. Bakır, Hz. Ali’nin Kays dıüında Mısır'a göndermiü olduùu hiçbir valiye böyle bir teklifte bulunmamasını, ona Hz. Peygamber dönemindeki önemli yerinden dolayı gösterdiùi bir iltifat olarak deùerlendirmektedir (Bakır, Hz. Ali, s. 89). Nitekim Hz. Ali, úbn Abbas’ı ûam’a vali tayin etmek istemiü, fakat o, Muaviye’nin halkı aleyhine kıükırtacaùı endiüesiyle bu görevden affını istemiütir. Bkz. Taberî, Târîh, III, 34; Aycan, Muaviye b. Ebî Süfyan, s. 127. Abdülkerim el-Hatîb, Hz. Ali’nin Kays’ı, ihlâsı, cesareti, kabilesinin kendisine olan baùlılıùı ve genel olarak Araplar arasındaki yeri sebebiyle vali yaptıùını vurgular (Hatîb, Ali, s. 410). 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 64 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 127 yaüananlar bunun ne kadar isabetli bir görevlendirme olduùunu ortaya çıkarmıütır. Kays Medine’den ailesi ve yedi arkadaüıyla birlikte Mısır’a gelmiü,53 minbere çıkarak insanlara, halifenin siyasi ve dini deùerlendirmelerini içeren Safer 36 tarihli mektubunu okumuütur.54 Halife bu mektubunda úslam ve Hz. Peygamber hakkında özet bilgi verdikten sonra, ilk üç halife dönemini ve kendi hilafetini üöyle deùerlendirmiütir: "Müslümanlar onun (Rasûlullah'ın) yerine iki salih emîri halife yaptılar. Bunlar kitap ve sünnetle amel ettiler, iyi bir hayat sürdüler, sünneti çiùnemediler ve bu hal üzere vefat ettiler. Onlardan sonra gelen yönetici (Hz. Osman) kötü iülerin meydana gelmesine sebep oldu. Böylece ümmet onun aleyhine konuüacak gerekçe buldu; ondan nefret edip onu deùiütirdi. Sonra da bana gelip biat etti. Ben Allah’tan hidayet vermesini ve takva için yardım etmesini istiyorum. Beni dinleyin! Size karüı sorumluluùumuz Allah’ın kitabı ve Rasûlünün sünnetiyle amel etmek, hakkıyla sizi görüp gözetmek, sünnetini uygulamak ve görünmeyen (ùaybı) hakkında size öùüt vermektir."55 Mektubun devamında Hz. Ali onların vali Kays'a karüı sorumluluklarını ve valinin takip edeceùi politikayı üöyle açıklamıütır: “Size Kays b. Sa’d b. Ubâde’yi vali olarak gönderdim. Onunla dayanıüma ve yardımlaüma içinde bulunun. Hakkın hâkim olması için ona yardım edin. Ona, sizin iyilik yapanlarınıza iyilikte bulunmasını, üüphe uyandıranlarınıza karüı sert davranmasını, toplumun her kesimine yumuüak davranmasını emrettim. O, kendisinden razı olduùum, iyilik ve nasihatini umduùum kiüilerdendir. Allah'ın bize ve size temiz amel, bol sevap ve geniü rahmet vermesini dilerim.”56 Halifenin mektubunu okuduktan sonra Kays b. Sa’d halkı üu sözlerle biat etmeye çaùırmıütır: “Ey insanlar! Biz, peygamberimiz Muhammed’den sonra tanıdıùımız en hayırlı kiüiye biat ettik. Ey insanlar! Siz de kalkın, Allah’ın kitabı ve elçisinin sünneti üzerine ona biat edin. Eùer biz, sizler için bu iki prensibe dayanarak iü yapmazsak, bize karüı biat sorumluluùunuz kalmayacaktır.”57 53 54 55 56 57 Belâzurî, Ensâb, III, 161; Taberî, Târîh, III, 62, 63; úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire, I, 97; úbnü’l-Esîr, el-Kamil, III. Taberî, Târîh, III, 63; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 269; úbn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 102. Taberî, Târîh, III, 63. Belâzurî ve úbnü’l-Esîr bu mektubun içeriùinden özetle söz etmektedirler (Belâzurî, Ensâb, III, 161; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 269). Taberî, Târîh, III, 63; krü. Belâzurî, Ensâb, III, 161; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 269. Taberî, Târîh, III, 63; krü. úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 269; úbn Haldun, el-úber, II, 427. 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 64 (1, 2) 128 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar Kays’ın bu konuümasından sonra insanlar Hz. Ali’ye biat ederek valiye itaatlerini bildirip otoritesini kabul ettiler.58 Yalnız Mısır’ın Haribta59 adı verilen bir kasabasında toplanmıü aralarında Mesleme b. Muhalled (ö. 62/682),60 Muaviye b. Hudeyc ve Büsr b. Ebî Ertât (ö. 86/705)61 gibi önemli üahısların bulunduùu62 yaklaüık on bin kiüi63 vali Kays’a, “Biz seninle savaümayacaùız. Bu yüzden memurlarını gönder. Çünkü bölge senin bölgendir. Fakat bizi insanların yönetim iüinin nasıl sonuçlanacaùını görünceye kadar kendi halimize bırak”64 mesajını göndererek biat etmediler. Onlar bu ifade ile onun hâkimiyetini engellemeyeceklerini, onunla savaümayacaklarını ve Mısır’ın idaresinin onun otoritesinde olduùunu kabul ettiler.65 Bununla birlikte Mısır’da Hz. Osman döneminde yönetime yakın olan ve halifenin üehit edilmesini hazmede58 59 60 61 62 63 64 65 Belâzurî, Ensâb, III, 162; Taberî, Târîh, III, 63; krü. úbn Taùriberdî, en-Nucûmu'z-Zâhire, I, 97-98; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 269. Haribta Mısır’ın úskenderiye kenti çevresinde bulunan bir kasabadır. Haribta’nın Hiribta üeklinde telaffuz edildiùi de belirtilmektedir. Bkz. Yâkût, Ebû Abdillah b.Abdillah el-Hamevî (626/1229), Mu’cemu’l-Buldân, I-V, Dâru’l-Fikr, Beyrut ty., II, 355. Yâkût, Hiribta’nın Harinba üeklinde yazılıü ve okunuüunun yanlıü olduùunu kaydetmektedir (Yâkût, Mu’cem, II, 362). Mesleme b. Muhalled b. es-Sâmit (öl. 60/680 veya 62/682), Hazrec kabilesinin Sâide oùulları kolundandır (úbn Sa’d, Tabakât, VII, 504; Buhârî, et-Târihu’l-Kebîr, II, 339; úbn Hibbân, es-Sikât, III, 391). Hicretten dört yıl önce veya hicrî birinci yılda doùan Mesleme, Hz. Ömer tarafından Fezâre kabilesinin zekâtlarını toplamak için görevlendirilmiütir (úbn Sa’d, Tabakât, III, 323; Buhârî, et-Târihu’l-Kebîr, II, 339). Mısır’ın fethine katılmıü ve buraya yerleümiütir (úbn Sa’d, Tabakât, VII, 504; úbn Abdilberr, el-ústîâb, III, 1398). Mısır ve Kuzey Afrika’daki fetihlere katılan Mesleme, Muaviye tarafından 50/670 yılında Mısır ve Kuzey Afrika valiliùine tayin edilmiü ve yaklaüık on üç yıl burada valilik yaptıktan sonra 62/682'de Mısır’da vefat etmiütir (úbn Abdilberr, el-ústîâb, III, 1398; úbn Hacer, el-úsâbe, VI, 117; úbn Hibbân, es-Sikât, III, 391). Rasûlullah’tan rivayet ettiùi hadisler için bkz. Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV, 104; Abdurrezzâk, el-Musannef, X, 228. Büsr b. Ebî Ertât, adıyla bilinen Büsr b. Umeyr b. Ertât b. Uveymir el-Âmirî el-Kureüî, 2/624’te Mekke’de doùmuütur. Suriye bölgesindeki bazı fetihlere ve özellikle Amr b. Âs’ın komutasındaki Mısır’ın fethine katılmıütır. Cesareti, atılganlıùı, fedakarlıùı ve savaü taktiùine vakıf oluüuyla Amr’ın dikkatini çekmiü Veddan’ın fethini gerçekleütiren orduya kumandanlık yapmıütır (23/643-44). úfrîkıyye seferine iütirak eden Büsr, Hz. Ali ile Muaviye arasındaki mücadelede Muaviye’nin tarafında yer almıü, Kinde kabilesinin lideri ûurahbîl b. Sımt’ı Muaviye tarafına kazandırmıü ve halkı Muaviye’ye biat ettirmek için Medine, Mekke ve Yemen’e gitmiütir (41/661-62). Bir yıl Basra valiliùi de yapan Büsr, 43/663-664’de Bizans’a karüı deniz seferine, ústanbul seferine ve Ukbe b. Nâfi ile Maùrib seferine katılmıütır. Daha sonra siyasetten çekilen Büsr 86/705-706’da Suriye’de ölmüütür. Geniü bilgi için bkz. H. Lammens, “Büsr”, úA, II, 841-842; Abdülkerim Özaydın, “Büsr b. Ebû Ertât”, DúA, VI, 494. Taberî, Târîh, III, 63; Belâzurî, bu mesajı Yezid b. el-Hâris’in Kays’a gönderdiùini kaydeder (Ensâb, III, 162 ). Taberî ise, Haribta’daki muhaliflerin baüında Kinane kabilesine mensup bir adamla Müdlicoùullarından Yezid b. el-Hâris’in bulunduùunu zikreder (Taberî, Târîh, III, 63). Haribta halkının o gün on bin kiüi olduùu ez-Zührî tarafından rivayet edilmektedir (Taberî, Târîh, III, 65; Kindî, Vulât, 21). Taberî, Târîh, III, 63; krü. úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire, I, 98. Belâzurî, Ensâb, III, 162; Taberî, Târîh, III, 63. 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 65 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 129 meyen bu kiüiler, Hz. Ali’nin henüz bütün Müslümanların biatini alamadıùını bildikleri için, siyasi iktidar mücadelesi sonuçlanıncaya kadar halifeye biat etmek istemediklerini açıkladılar. Bu durum karüısında Kays b. Sa’d, Mısır’da huzur ve güvenin saùlanması adına, onlara olumlu yanıt vererek biat etmeye zorlamayacaùını bildirdi.66 Bu sırada Kays, Ensârdan Mesleme b. Muhalled’in Hz. Osman’ın kanını talep etmeye baüladıùını öùrendi ve ona, “Yazıklar olsun sana! Bana karüı geliyorsun, Allah’a yemin olsun ki, ûam’dan Mısır’a kadar her yerin benim olması halinde bile seni öldürmek istemem” mesajını gönderdi.67 Bunun üzerine Mesleme, Kays’a, “Sen Mısır valisi olduùun sürece sana elimi uzatmayacaùım” cevabını vererek ona karüı muhalefet etmeyeceùini bildirdi.68 Mesleme b. Muhalled ile aralarında gerçekleüen bu haberleüme, Kays’ın akrabalık baùlarının avantajından yararlandıùını, muhaliflerine karüı hissi davranmadıùını, kötü sözler sarf etmediùini, üiddet yanlısı bir politika izlemeyerek muhaliflerin üiddete baüvurmasını engellediùini göstermektedir. Haribta’da üslenen muhalif gruba karüı kuvvet kullanmanın olumlu bir netice vermeyeceùini bilen ve onlara karüı yumuüak bir politika izleyerek onlarla anlaüan Kays, herhangi bir muhalefetle karüılaümadan Mısır’ın haracını toplamayı baüardı.69 Halkın biatini alan Kays, Hz. Ali'ye Mısır'daki müslümanların siyasi durumuyla ilgili bir rapor gönderdi. Raporda o, siyasi bakımdan halkın üç gruba ayrıldıùını; ilk grubun kendisine koüulsuz biat ettiùini, Hz. Osman’ın muhaliflerinden ve isyana katılan üahıslardan oluüan ikinci grubun taraftarlarının cezalandırılmaması koüuluyla biat ettiùini, Haribta’da toplanan üçüncü grubun ise, Hz. Osman'ın katillerinin cezalandırılmasından sonra biat edeceùini belirterek biat etmediùini ve katillerin cezalandırılması için mücadeleyi sürdüreceùini açıkladıùını bildirmekteydi.70 Buna göre halkın büyük bir kısmının vali ve halifeyi kabul ettiùi anlaüılmaktadır. Ancak Mısır’dan Medine’ye giderek Hz. Osman’ın muhasarasına katılanlar veya bunların yakınları, muhtemelen olayların kendi aleyhlerine geliümesinden endiüe duymaktaydılar. Zira katillerin cezalandırılmasını isteyenler seslerini her yerde yükseltmeye baülamıülardı. Dolayısıyla bunlar, her ne kadar Hz. Ali’ye biat etmiü olsalar da 66 67 68 69 70 Taberî, Târîh, III, 63; úbnu'l-Cevzî, el-Muntazam, V, 101; úbnu'l-Esîr, el-Kâmil, III, 137; úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 251-252; el-Makizî, Takıyyüddîn Ahmed (845/1442), Hıtat, (Dâru Sâdır), Beyrut ty., I, 300; úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire,I, 99. Belâzurî, Ensâb, III, 162;Taberî, Târîh, III, 63. Kays b. Sa’d’ın aüiretinden bir grup insanın da Mesleme’yi desteklediùi belirtilir (Taberî, Târîh, III, 63). Taberî, Târîh, III, 63. Belâzurî, Ensâb, III, 162;Taberî, Târîh, III, 63; Bakır, Hz. Ali, s. 90. Seyf b. Ömer, el-Fitnetu ve Vak’atu Cemel, I, 100; Taberî, Târîh, III, 3; úbn Hibbân, Muhammed b. Hibbân b. Ahmed b. Ebî Hâtim (354/965), es-Sîretu’n-Nebeviyye ve Ahbâru Hulefâ, tsh., Hafız Seyyid Aziz Bey, Beyrut 1987, s. 527; úbn Hibbân, es-Sikât, II, 274; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 201. 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 65 (1, 2) 130 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar Hz. Osman’ın öldürülmesi eylemine katılan arkadaülarının cezalandırılmaması üartıyla biat etmiü olduklarının altını çiziyorlardı.71 Hz. Ali’ye biat etmeyip tarafsız kalarak Haribta bölgesinde toplananlar niçin Hz. Osman’ın katillerinin öldürülmesini istiyorlardı? Kays’ın tespitine göre, Haribta kasabasındaki muhalifler on bin kiüiydiler. Bunlar Mısır halkının önde gelenlerinden ve koruma görevlilerinden72 oluümaktaydı ve baülarında Mesleme b. Muhalled, Muaviye b. Hudeyc ve Büsr b. Ebî Ertât gibi önemli üahıslar bulunmaktaydı. Çünkü bunlar ünlü savaüçılar olarak tanınmaktaydı.73 Bu grupta yer alanların, Hz. Ömer döneminde Amr b. el-As ile birlikte Mısır’ın fethine katılıp buraya yerleüen ve nimetlerinden faydalanan, zamanla buralarda önemli mevkilere yükselen kiüiler oldukları anlaüılmaktadır.74 Bunlar Hz. Osman’ın idaresinden memnun oldukları için, onun haksız yere öldürüldüùü ve intikamının alınması gerektiùi düüüncesindeydiler. Muhtemelen bunlar, Muhammed b. Ebî Huzeyfe, Mısır valisi Abdullah b. Sa’d b. Ebî Serh’i görevinden uzaklaütırıp idareyi ele geçirince, Haribta’da toplanmıülardı. Muaviye ve Hz. Osman taraftarlarının Hz. Ali’ye karüı mücadelelerini de yakından izliyorlardı. Bu nedenle Kays’ın valiliùini kabul ettiler, ancak Hz. Ali’ye biat etmeyip, iktidar mücadelesinin sonucunu bekleyeceklerini bildirdiler. Ayrıca bunlar, Mısır’dan Medine’ye giden muhaliflerin Hz. Osman’ın üehit edilmesinde önemli rol oynadıklarını ve onlar sayesinde her üeyin deùiütiùini biliyorlardı. Eski statülerini koruyabilmeleri bir ölçüde sözü edilen muhalefet grubunun cezalandırılmasına baùlıydı. Bu gerçekleüirse rakipleri saf dıüı kalacak, kendileri aklanıp mevkilerini koruyacaklardı. Onlar, alıüageldikleri yönetim anlayıüını sürdürecek bir iktidarın iübaüına gelmesini bekliyorlardı. Buna ulaümak amacıyla Hz. Osman’ın intikamı meselesini savunmayı araç olarak kullanıyorlardı.75 Nitekim Kays’a, kendisiyle savaümayacaklarını, valilik görevini engellemeyeceklerini, iktidar mücadelesi sonuçlanıncaya kadar biat etmeyeceklerini bildirerek, risk almaktan kaçınmıülar ve gönüllerinde yatan Muaviye’nin galip gelmesini beklemeye baülamıülardı.76 3.1. Mısır Valisi Kays b. Sa'd'ın Muaviye úle Mektuplaümaları Bilindiùi gibi Hz. Ali, halife olunca Muaviye’yi ûam valiliùinden azletmiü ve yerine Sehl b. Huneyf’i vali tayin etmiüti. Ancak Sehl, ûam’a 71 72 73 74 75 76 úbn Hibbân, es-Sîretu’n-Nebeviyye, s. 527. Bazı araütırmacılar “ehlü’l-hıfâz” tabirini Kur’an hafızları olarak deùerlendirmiülerdir. Bkz. Bakır, Hz. Ali, 89; Aycan, Muaviye, s. 141. Kanaatimizce bu tabir güvenlik görevi yapanlar için kullanılmıütır. Taberî, Târîh, III, 65. Bakır, Hz. Ali, s. 90. Bakır, Hz. Ali, s. 90. Taberî, Târîh, III, 65; krü. Belâzurî, Ensâb, III, 162. 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 66 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 131 ulaümadan Muaviye’nin adamları tarafından geri çevrilmiüti.77 Muaviye ne valilikten ayrılmıü ne de Hz. Ali’ye biat etmiüti. Hz. Osman’ın intikamının alınması gerektiùini ileri sürerek halifeye karüı cephe almıütı. Hz. Ali diplomatik yollarla onun itaat etmesini saùlayamayınca, ûam üzerine yürüme kararı aldı. Mısır, Basra ve Kûfe valilerine birer mektup yazarak bu sefere destek vermelerini talep etti. Mısır valisi olarak Kays b. Sa’d da halifeden ûam’a yapılacak sefer için hazırlık talimatı alanlar arasındaydı.78 Fakat halife bu hazırlıkları yaparken Cemel ehli ortaya çıktı ve önce onlarla ilgilenmek zorunda kaldı.79 Hz. Ali, ûam üzerine yapacaùı seferi, Cemel ehlinin ortaya çıkması sebebiyle erteleyince, Muaviye, haklılıùıyla ilgili geniü halk kitlelerine propaganda yapma fırsatı elde etti. En önemlisi de Hz. Ali’nin elinde bulunan Mısır eyaletini eline geçirmek ya da en azından halifeye askeri destek veremeyecek bir duruma getirmek için harekete geçti. Zira Muaviye, bir taraftan Hz. Ali’nin Iraklılar ile diùer taraftan Kays b. Sa’d’ın Mısırlılar ile ûam üzerine yürümeleri halinde kurtuluü üansının olmadıùını biliyordu.80 Özellikle komutanlık ve idarecilik sahasında kabiliyetli Kays b. Sa’d’ın Mısır valisi olması onu korkutuyordu.81 Muhtemelen Muaviye, Hz. Ali’nin Irak’tan gelebileceùini düüünerek, Mısır’a askeri bir harekât da düzenleyemiyordu. Mısır’dan gelebilecek saldırıyı önlemek ve sınır güvenliùini saùlamak amacıyla bir dizi siyasi oyunlara baüvurdu. Onun hedefi Kays’ı kendi tarafına çekmek, bu olmazsa en azından onun Mısır valiliùinden alınmasını ve yerine güçsüz ve yeteneksiz birinin gelmesini saùlamaktı.82 Bu amaçla önce Kays b. Sa'd'ı kendi safına çekmek için üöyle bir mektup yazdı: “Allah’ın selamı üzerine olsun. Siz Osman b. Affan’ı, kendisine ve yakınlarına olan düükünlüùünden, vurduùu kırbaçtan, birisine hakaret etmesinden, diùerini sürgüne yollamasından ve (tecrübesiz) gençleri vali yapmasından dolayı suçlu bulup intikam aldıysanız, onun kanını akıtmanızın caiz olmadıùını biliyordunuz. Siz bunu yapmakla büyük bir suç iülediniz ve aùır bir yük yüklendiniz. Ey Kays b. Sa’d! Allah’a tövbe et. Çünkü sen Osman b. Affan aleyhine kıükırtanlar içindeydin… Arkadaüına (Ali) gelince, biz onun insanları Osman b. Affan’a karüı kıükırttıùını, öldürmeye teüvik ettiùini ve bu yüzden onların onu öldürdüklerini kesin olarak biliyoruz. Senin aüiretinin büyük bölümü Osman’ın öldürülmesi konusunda suçsuz deùildir. Ey Kays! Eùer imkânın varsa Osman’ın ka77 78 79 80 81 82 Taberî, Târîh, III, 3. Taberî, Târîh, III, 3-5; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 204. Taberî, Târîh, III, 5-10. Taberî, Târîh, III, 64; krü. Belâzurî, Ensâb, III, 162; úbnü’l-Esîr, el-Kamil, III, 137-138; úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 252; úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire,I, 129; úbn Kesîr, elBidâye, VIII, 102. Taberî, Târîh, III, 64; úbnü’l-Esîr, el-Kamil, III, 137-138; úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 252; úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire,I, 96. Apak, úslâm Siyaset Geleneùinde Amr b. el-Âs, s. 142-143. 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 66 (1, 2) 132 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar nını talep edenlerle birlikte ol ve bu konuda bize katıl. Zafer kazandıùım takdirde, hayatta olduùum sürece, Basra ve Kûfe'nin idaresi senin; hâkimiyetim devam ettiùi müddetçe Hicaz’ın idaresi arzu ettiùin yakınlarından birinin olsun. Bundan baüka arzu ettiùin ne varsa benden iste. Zira istediùin her üeyi sana veririm. Sana yazdıklarımla ilgili görüüünü bana yaz. Vesselam.”83 Görüldüùü üzere Muaviye bu mektupla Kays’a, Suriye ile Mısır’ın güçlerini birleütirerek Hz. Ali’ye karüı birlikte savaümayı teklif etmektedir. Abdülhalık Bakır, Kays’ın Haribta’daki karüıtlarına yumuüak davranarak maaü ve erzaklarını kesmemesini Muaviye’nin zaaf olarak telakki ettiùini ve bundan cesaret alarak ona bu mektubu yazdıùını ileri sürmektedir. Ona göre, mektubun içeriùi Muaviye’nin sözlerinde samimi olmadıùını gösterir. Zira Muâviye, Osman’ın öldürülmesiyle Kays’ı suçladıùı halde, onu aynı halifenin intikamını almaya davet etmekte, suçlu kabul ettiùi Kays’a ve yakınlarına Basra, Kûfe ve Hicaz gibi önemli vilayetleri vermeyi ve hatta baüka isteklerini de yerine getirmeyi vaat etmektedir. Dolayısıyla Muaviye siyasi emellerine ulaümak için sık sık bu gibi entrikalara baüvurmaktadır.84 Kanaatimizce mektubun içeriùinde Muaviye’nin pozisyonu bakımından bir çeliüki yoktur. Çünkü Muaviye, Hz. Osman’ın öldürülmesine katkıda bulunmakla suçladıùı Kays’tan tövbe ederek kendilerine katılmasını talep etmektedir. Tövbe edip kendilerine katılması ve hâkimiyeti ele geçirmeleri halinde önemli vilayetlerin idaresini ona vermeyi vaat etmektedir. Zira Mısır valisi Kays, Muaviye’nin siyasi geleceùini belirleyecek önemli bir mevkide bulunmaktadır. Muaviye’nin yanında yer alırsa, muhtemelen Ensâr da ona destek verecek ve böylece Muaviye büyük bir engelle karüılaümadan iktidarı ele geçirebilecektir. Muaviye, tövbe edip Hz. Osman’ın intikamı meselesinde kendisine destek vermesi karüılıùında Kays’a, sahip olduùu Mısır valiliùinden daha fazla siyasi ve idari yetki vereceùini söylemekle bir entrika deùil, açıkça onu kendi tarafına geçmeye teüvik etmektedir. Muaviye’nin Kays’a Mısır valiliùini vaat etmemesi Amr b. el-Âs ile yaptıùı anlaümaya baùlanabilir, ancak Kays’a zaten sahip olduùu bir valiliùi teklif etmesinin anlamsız olacaùı da aüikardır.85 Ayrıca bu mektubun 83 84 85 Taberî, Târîh, III, 64; úbnu’l-Esîr, el-Kamil, III, 137-138. Belâzurî, bu mektubu özetleyerek verir (Ensâb, III, 162); krü. Ya'kûbî, Târîh, II, 186; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 269-70; úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire, I, 99. Bakır, Hz. Ali, s. 91. Ayrıca Amr b. el-Âs’ın Cemel Vakası sonuçlandıktan sonra Muaviye ile anlaüma yaptıùı belirtilir. Amr b. el-Âs’ın hangi duygu ve düüüncelerle nasıl anlaütıùı hakkında geniü bilgi için bkz. Belâzurî, Ensâb, III, 70-74; Taberî, Târîh, III, 68-70; Adem Apak, úslâm Siyaset Geleneùinde Amr b. el-Âs, s. 132-140. Adem Apak, Amr-Muaviye ikilisinin, Ali ile topyekun savaüa girmeden onun gücünü azaltmak amacıyla siyasi bir harekat olarak Kays’a mektup yazma iüini tertiplediklerini, bunun özellikle Amr’ın planı olduùunu ileri sürmektedir. Bkz. Apak, úslâm Siyaset Geleneùinde Amr b. el-Âs, s. 142. Amr ile Muaviye’nin anlaüması Cemel Vakası sonuçlanmadan önce gerçekleüti ise bu görüü i- 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 67 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 133 doùru olması halinde, Muaviye’nin Sıffîn Savaüı’ndan önce açıkça devlet baükanı olmak için mücadele ettiùi ve kendisinden baükasını halife olarak düüünmediùi söylenebilir.86 Muaviye’nin mektubuna Kays b. Sa’d, üu cevabı yazmıütır: “Mektubunu aldım. Osman’ın katli konusundaki sözlerini anladım. Bu benim girmediùim ve bulaümadıùım bir iütir. Arkadaüımın (Ali b. Ebî Tâlib) insanları Osman’a karüı kıükırtıp onu öldürmelerine sebebiyet verdiùi iddiasına gelince, bu konuda da hiçbir bilgim yoktur. Aüiretimin çoùunluùunun Osman'ın kanını dökmek suçundan kurtulamayacaùını zikrediyorsun ki, bu doùrudur; ona karüı ilk olumsuz hareketi baülatanlar yakınlarım oldu. Sana uymamı istemeni ve bunun karüılıùında vereceùin mükâfatı da anladım. Bu, üzerinde uzun uzun düüünmem gereken bir konudur, hemen karar verilecek türden deùildir. Ben senden uzak duracaùım. Allah’ın dilediùini beraberce göreceùimiz güne kadar, benden sana karüı sevmeyeceùin bir hareket olmayacaktır.”87 Kanaatimizce bu mektuplar, Cemel Savaüı'nın neticesi Muaviye ve Kays’a ulaümadan önce yazılmıü olmalıdır. Özellikle Kays’ın verdiùi cevap bu izlenimi uyandırmaktadır. Zira Kays, Hz. Ali’nin valisi olmasına raùmen Muaviye’ye net olarak olumsuz cevap vermemiütir. O, bu mektubu Cemel Savaüı’ndan sonra Hz. Ali Kûfe’de bulunurken yazmıü olsaydı, düüüncesini açıklamaktan çekinmezdi. Hz. Ali'nin Cemel ehline karüı yaptıùı seferin sonucunu henüz bilmeyen Kays, maddi desteklerle susturmaya çalıütıùı Mısır’daki muhalif grupların yanında bir de Muaviye’yi karüısına almak istememiütir.88 Bir taraftan Hz. Ali’nin bu savaüta yenilme olasılıùının bulunması diùer taraftan ûamlılardan aldıùı destekle Muaviye’nin Mısır’a saldırabileceùi endiüesi, Kays’ı yumuüak bir üslupla cevap vermeye sevk etmiü olmalıdır. Zaten Hz. Ali’nin savaüı kazandıùını öùrenmiü olsaydı, Muaviye’nin mektubu hakkında halifeyi bilgilendirir, ondan habersiz bu yazıümayı gerçekleütirmezdi. Nitekim Muaviye, Kays’ın bu mektubunu okuyunca onun ne uzakta durduùunu ve ne de kendisine yaklaütıùını, asıl amacının zaman kazanmak oldu- 86 87 88 sabetli olabilir, aksi takdirde bu giriüimi Muaviye, Amr’ın etkisi olmadan baülatmıü olmalıdır. Muaviye’nin Amr’a iktidar mücadelesini kazanması halinde Mısır’ın idaresini vermeyi vaat etmesi, Sıffîn Savaüı öncesinde devletin baüına geçmeyi amaçladıùını gösteren delillerden biridir. Bu anlaüma için bkz. Bkz. úbn Kuteybe, el-úmâme, I, 87-88; Taber, Târîh, III, 68-70. Taberî, III, 64; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 270. Belâzurî bu mektubun özetini veriyor (Belâzurî, Ensâb, III, 162; krü. úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire, I, 100). Bakır, 92. Bakır, Muaviye’nin dost ve düümanına karüı uyguladıùı taktiklerde hiçbir kural tanımadıùını (Taberî, Târîh, III, 65; úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire, I, 101), Kays’ın ise Hz. Peygamber’in ‘Hile ve aldatmak cehennemliktir’ ilkesine uyarak insanlarla olan iliükilerinde daha titiz ve temkinli davrandıùını belirtmektedir. Oysa aynı zamanda Bakır, Kaysın taktik gereùi Muaviye’yi karüısına almamak için uzun vadeli umutlara baùlama çabasında olduùunu belirtmektedir. Bkz. Bakır, 92. 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 67 (1, 2) 134 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar ùunu anladı. Bunun için Kays'a ikinci bir mektup yazarak üu cevabı verdi: “Mektubunu okudum, senin yakınlık gösterdiùini görmedim ki seni dost kabul edeyim; senin uzaklaütıùını görmedim ki seni düüman sayayım. Sen bu konuda, kurbanlık koyunun bıçaùa gelmeyen gırtlaùına benzemektesin. Benim gibi yanında çok sayıda adamı ve elinde iyi atları bulunan birisi, ne hilelere aldanır ve ne de tuzaklara düüer.”89 Vali Kays, Muâviye’nin tehdit içeren bu mektubuna yazdıùı cevapta, ona karüı kendisini müdafaa edip gerçek düüüncesini üu sözleriyle dile getirdi: “Beni aldatmaya kalkıümana, benden faydalanmaya teüebbüs etmene ve görüüümü hiçe saymana üaüılır doùrusu. Bana insanların emirliùe en layık olanın, hakkı en iyi söyleyenin, en doùru yolda olanın ve derece bakımından Allah’ın elçisine en yakın olanın buyruùundan çıkıp, hilafete insanların en uzak olanına, yalan ve iftirayı en çok kullananına, en sapık yaüantıya sahip olanına, Allah ve elçisinden derece bakımından en uzak olanına, sapıkların sapıùının ve üeytanın ayartıcılarından bir ayartıcının oùlu olan insanın, yani senin itaatine girmemi mi emrediyorsun? Senin üzerime gelip, ‘Mısır’ı atlarla ve adamlarla dolduracaùım’ üeklindeki tehdidine gelince, yemin ederim ki, eùer seni canını kurtarmaktan baüka bir üeye önem veremeyecek üekilde kendinle uùraütırmazsam gerçekten varlık sahibisin.”90 Kays, Muaviye’nin birinci mektubuna, sanki Muaviye ile Hz. Ali arasında tarafsız bir valiymiü gibi, savunma, oyalama ve zaman kazanmaya yönelik bir cevap yazarken, ikinci mektubunda Hz. Ali’nin meziyetlerini ve faziletlerini zikrederek ona sahip çıkmıü, Muaviye’ye hakaret ederek meydan okumuütur. Kanaatimizce bu iki farklı tutumun sebebi, yukarıda da iüaret ettiùimiz gibi, ilk mektubu yazarken Hz. Ali’nin Basra seferinin nasıl sonuçlanacaùını kestirememesi, ikinci mektubu yazarken halifenin zaferini öùrenmiü olması ve bunun verdiùi güvenle gerçek düüüncelerini ifade etmesidir. Belâzurî, Muaviye’nin Kays’tan hakaret ve tehdit içeren bu mektubu aldıktan sonra ona, “Ey Yahudi oùlu Yahudi”91 diye hakaret ederek cevap verdiùini, buna karüılık Kays’ın da ona, “Ey putun oùlu put, úslam’a istemeyerek girdiniz ve ondan gönüllü olarak çıktınız” karüılıùını verdiùini kaydeder.92 Yakubi ise, Muaviye’nin 89 90 91 92 Taberî, Târîh, III, 64; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 270-271. Taberî, Târîh, III, 64-65; krü. úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 271; úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'zZâhire, I, 100. Muaviye’nin bu ifadeyi, úslam öncesi dönemde Medine’de Yahudiler yaüadıùı için Medineli olan Kays’ı kınama amaçlı olarak kullandıùı anlaüılıyor. Belâzurî, Ensâb, III, 62-63. Hatîb, Muaviye’nin diplomatik yolla Kays’ı yanına çekemeyeceùini anlayınca, Kays’ın gerek Mısır’da gerekse Irak da güvenilirliùini sarsacak üekilde giriüimlerde bulunduùunu, Kays’ı tamamen saf dıüı yapacak nihai darbeyi de bu son mektubuyla attıùını ileri sürer (Abdülkerim el-Hatîb, Alî b. Ebî Tâlib, Beyrut, 1975, s. 415). 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 68 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 135 hitabına karüılık Kays’ın ona, “Sen Mekke’nin putlarından bir putsun, úslam’a istemeyerek girdin ve gönüllü olarak çıktın” diye yazdıùını belirtir.93 Ez-Zührî’den nakledilen bir rivayete göre Muaviye ile Amr b. el-Âs, yetenekli Mısır valisi Kays’ı Mısır’dan çıkarıp orayı ele geçirmek için çalıüıyorlardı. Kays onların çabalarını akıllıca boüa çıkardıùı için Mısır’ı ele geçirmeyi baüaramadılar. Muaviye bunun üzerine Hz. Ali ile Kays’ın arasını açmak için bir plan yaptı. Buna göre ûamlılara bir konuüma yaparak, Kays b. Sa’d’ın aleyhine konuümamalarını, ona karüı savaü kıükırtıcılıùı yapmamalarını, zira onun kendi yandaüı olduùunu, ondan gizli mektuplar ve mesajlar aldıùını, nitekim onun Haribta’daki Hz. Osman taraftarlarına iyi davranıp onların maaülarını (atâ’) ve erzaklarını verdiùini, ihtiyaçlarını karüıladıùını ve gönderdikleri elçilere iyi muamele ettiùini söyledi.94 Arkasından kendisi tarafından yazılmıü Kays’ın kendisine biat edip emrine tabi olduùunu ifade eden sahte bir mektubu ûam halkına okudu.95 úçeriùi Muaviye ve ûamlıların duygu ve düüüncelerini yansıtması bakımından dikkat çeken bu mektup üöyleydi: “Kays b. Sa’d’dan Emîr Muaviye'ye… Düüününce anladım ki, imamlarını müslüman, kanının akıtılması haram, iyi ve takva sahibi olduùu halde öldüren kitleyi destekleyemem. Bu yüzden yüce Allah’ın günahlarımızı baùıülamasını ve dini yaüantımızı günahtan arındırmasını dileriz. Bilmiü olun ki, ben size barıü elini uzattım. Mazlum ve hidayet üzere olan imam Osman’ın katilleriyle savaümak için sana icabet ettim. ústediùin mal ve adamları sana getireceùimden emin ol.”96 Bu mektubun mesajına göre Hz. Ali taraftarları halife Osman b. Affân’ı haksız yere öldüren grubu desteklemektedirler. Onlar bu tutumlarından vazgeçerek tövbe edip Muaviye ile birlikte katillere karüı savaümalıdırlar. Sonra Muaviye Medine’deki Ümeyyeoùullarına bir mektup yazarak onlara Kays’ın kendilerine katıldıùını, ancak bunu kimseye söylememelerini, aksi takdirde Hz. Ali tarafından azledilebileceùini bildirdi.97 Hâlbuki Muaviye bu iddianın bizzat Ali taraftarlarınca duyulmasını istiyordu.98 Ayrıca Muaviye, Iraklı taraftarlarına da Kays b. Sa’d’ın kendisine tabi olduùunu belirten bir mektup yazdı.99 Onun arzusu haberin en kısa zamanda yayılması ve Hz. Ali’ye ulaümasıydı. Muaviye, bu haberi 93 94 95 96 97 98 99 Ya'kûbî, Târîh, II, 187. Taberî, Târîh, III, 65; krü. Abdurrezzâk, Musannef, V, 458-459. Belâzurî, Ensâb, III, 163; Taberî, Târîh, III, 65. Taberî, Târîh, III, 66 (Hiüâm, Ebû Mihnef’ten); krü. Belâzurî, Ensâb, III, 163; Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nubelâ, III, 109. Kindî, Vulât, s. 22 (el-Medâinî’den). Apak, úslâm Siyaset Geleneùinde Amr b. el-Âs, s. 144. Taberî, Târîh, III, 65 (Zühri’den); Abdurrezzâk, Musannef, V, 459. 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 68 (1, 2) 136 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar duyduktan sonra Hz. Ali'nin Kays’ı azledeceùini, yerine tayin edeceùi valinin kendileri için Kays'tan daha iyi olacaùını düüünmekteydi.100 Bu söylentiler sayesinde Muaviye, bir yandan güçlü ve haklı olduklarına dair ûamlıların inançlarını pekiütirmeyi, öte yandan Iraklıların maneviyatını zayıflatmayı ve Hz. Ali’nin Kays’a olan güvenini sarsarak Kays’ın görevden alınmasını saùlamayı hedefliyordu. Gerçekten de Kays, akıllı hareket ederek Mısır’daki muhalefet grubuna karüı iyi davranmıü, onlarla ateükes anlaüması yapmıü ve Muaviye tarafından kıükırtılmalarını engellemiüti. Muaviye Kays’ın bu politikasının bir üekilde bozulmasını, Haribta’daki muhaliflerin vali tarafından baskı altına alınmalarını, bu baskıdan kurtulmak için kendisine yaklaümalarını ve iübirliùi yapabilir hale gelmelerini arzu ediyordu. Kays’ın Muaviye ile anlaütıùı ve ona tâbi olduùu haberi, ûam halkı arasında yayılınca, Irak’a ulaümakta gecikmedi.101 Kays ile ilgili bu haber duyulduktan sonra Iraklı ve Medinelilerin ileri gelenleri halifeye Kays’ın deùiütiùini söyleyerek onu azletmesini istediler. Halife, Kays’ın böyle bir üey yapmayacaùını söyleyerek direndiyse de, onlar bunda ısrarcı oldular.102 Taberî’nin Ebû Mihnef’ten rivayetine göre ise, Hz. Ali bu haberi öùrenince büyük bir üaükınlık yaüadı; oùullarını ve yeùeni Abdullah b. Cafer’i yanına çaùırarak durumu onlarla görüütü. Abdullah b. Cafer, halifeye hakkında kuüku oluüan Kays’ı Mısır valiliùinden azletmesini önerdi. Hz. Ali ise, Kays hakkındaki bu haberin doùru olamayacaùını söyledi. Ancak Abdullah onun hangi tarafta yer aldıùının azledilerek anlaüılacaùını, görevinden ayrılmazsa bu haberin doùruluùunun kesinleüeceùini ileri sürdü. Tam da bu sırada Hz. Ali’ye, Kays’ın Mısır’da biat etmeyenlere karüı tutumunu bildiren bir mektubu geldi. Kays mektubunda, Mısır’da biat etmeyip insanların iüi yoluna girinceye kadar kendi hallerine bırakılmalarını talep eden bir grup insanın bulunduùunu, kendi düüüncesinin onları kendi hallerine bırakıp savaümakta acele Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nubelâ, III, 109. Belâzurî, Ensâb, III, 163. 102 Kindî, Vulât, 22. Çaùdaü bir yazar olan Abdülkerim el-Hatîb, Kays’ın Muaviye’ye verdiùi ilk cevapta saldırmama sözünü vermiü olmasının Mısırlıların tutumlarından Muaviye’nin emin olması anlamına geldiùini, Muaviye’nin böylece savaüın yarısını harpsiz kazandıùını ve bununla yetinmeyip tam emin olmak ve iüini garantiye almak için tekrar mektup yazdıùını belirtir. El-Hatîb, Muaviye’nin Kays’a Irak valiliùini ve yakınlarına da Hicaz valiliùini vaat etmesine Kays’ın olumsuz cevap vermediùi haberinin yayılmasıyla, gerek Mısır gerekse Irak’ta Kays’ın tartıümalı hale geldiùini ve Mısır’da artık birliùi saùlayamayacaùının anlaüıldıùını ileri sürer. Ona göre Muaviye baütan beri bütün mektupların içeriùini halka açıklayarak kamuoyu oluüturmak istemiü olabilir. Muaviye’nin teklifleri halk arasında yayılınca, bunu duyan Hz. Ali ve arkadaülarının Kays’a olan güvenleri sarsıldı. únsanlar da artık Kays’ın söz ve fiillerine inanmaz oldular (el-Hatîb, Alî b. Ebî Tâlib, ss. 413-415. Onun bu görüüünü destekleyen bir belge yoksa da Muaviye halkı ikna etmek için Kays’ın yukarıda zikredilen ilk mektubunu kullanmıü olabilir. 100 101 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 69 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 137 etmemek, Allah’ın kalplerini döndürmesini umarak onlarla anlaümak olduùunu bildiriyordu.103 Muaviye ile yaptıùı yazıümalardan halifeyi haberdar etmeyen Kays'ın, kendisi hakkında Muaviye tarafından uydurulan haberlerin halifeyi etkilemesinin önüne geçmek amacıyla Mısır’da bulunan muhaliflere karüı takip ettiùi politika hakkında bilgi verme ihtiyacı duyarak bu mektubu yazdıùı anlaüılmaktadır. Ne var ki o, muhaliflere karüı izlediùi politikayı zamanında halifeye bildirmediùi için, son anda yazdıùı bu mektupla hakkında oluüan üüpheyi gideremedi tersine daha da artırdı. Nitekim Abdullah b. Cafer halifeye, bu mektubun kendisini haklı çıkardıùını ifade ederek, biat etmeyen bu grupla savaüması için Kays’a emir vermesini teklif etti. Böylece Kays’ın hangi tarafta yer aldıùı da anlaüılmıü olacaktı. Bunun üzerine Hz. Ali, siyasi ortamın ve yakın çevresinin etkisiyle Kays hakkındaki söylentileri bizzat adam göndererek yerinde tetkik ettirmek yerine Mısır’da düzenin bozulmasına sebep olacak bir yolla Kays’ı sınamaya kalktı; ona bir mektup yazarak bu insanların üzerine gitmesini ve biat etmezlerse onlarla savaümasını emretti. Eùer Kays, muhaliflerin üzerine giderse deùiümeyip halifenin yanında yer aldıùını göstermiü olacak; onların üzerine gitmezse Muaviye tarafına meylettiùi ortaya çıkacaktı. Oysa Kays siyasi ortamı iyi analiz ediyor, muhalifleri etkisizleütirecek ve düzeni saùlayacak bir politika takip ediyordu. Yukarıda da ifade ettiùimiz gibi bütün olup bitenleri halifeye bildirme ve ona danıüma ihtiyacı da hissetmiyordu. Belki de böyle davranarak kendisini halifenin otoritesinden baùımsız kılarak üartlara göre daha rahat hareket edebilme inisiyatifini korumak istiyordu. úzlediùi politikanın doùruluùundan o kadar emindi ki, halifenin emrine uymadıùı gibi bu emrin yerine getirilmesinin siyasî bakımdan kesinlikle akıllıca bir iü olmadıùını ifade eden üu mektubu halifeye gönderdi: “Bu emrine üaütım doùrusu. Sana saldırmaktan uzak durup düümanlarına karüı savaümakta seni özgür bırakan bir kitleyle savaümamı mı emrediyorsun? Onlara savaü açarsan, sana karüı düümanına yardım ederler. Bu konuda benim dediklerime uy ve onlara saldırma. Doùru olan görüü, onları kendi hallerine bırakmaktır.”104 Taberî, Târîh, III, 66. Taberî, Târîh, III, 66 (Ebû Mihnef’ten). Belâzurî’nin Ebû Mihnef’ten rivayetine göre ise, Kays halifenin mektubunu alınca üu cevabı yazdı: “Bana savaümamı emrettiùin düümanınla savaümaktaki aceleciliùine üaütım doùrusu. Bunu yaptıùım zaman, senin düümanlarının birbirlerine destek vermeleri, yardımlaümaları ve her yerden toplanıp bir araya gelmelerinden ve böylece iüi zorlaütırıp güçlenmelerinden emin olamam.” Bkz. Belâzurî, Ensâb, III, 163. 103 104 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 69 (1, 2) 138 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar Ez-Zührî’den gelen rivayete göre ise Kays halifeye, Haribta’da toplanan muhaliflerin marjinal bir grup olmayıp Mısır’ın ileri gelenleri, eürafı ve güvenlik görevlileri olduklarını; bunların kendisinden memnun olduklarını, maaülarını ve erzaklarını ödediùini; bununla birlikte onların gönlünün Muaviye ile olduùunu bildiùini belirtmiütir. Hem kendisi hem de halife için onlar hakkında bundan daha uygun bir politikanın olamayacaùını, eùer onlarla savaüırsa, içlerinde Büsr b. Ebî Ertât, Mesleme b. Muhalled ve Muaviye b. Hudeyc gibi Arap kahramanları bulunduùunu ve bu yüzden onların kendisine karüı mücadeleyi göze alabileceklerini bildirmiütir. Halifeden izlenecek politikayı kendisine bırakmasını isteyerek haklarındaki her üeyi bildiùini ve onları kontrol altında tuttuùunu vurgulamıütır. Ne var ki bu mektubu alan Hz. Ali, onun görüüüne itibar etmemiü, ona yazdıùı cevapta muhaliflere karüı savaüması emrini yinelemiütir. Fakat Kays onun bu emrini de yerine getirmemiü ve ona, “Benden üüphelendiysen valiliùinden beni azlet ve baüka birini gönder” teklifinde bulunmuütur.105 Öyle görünüyor ki Kays, Hz. Ali'nin ısrarından halifenin kendisinden kuüku duyduùunu ve bu kuükuyu test etmek amacıyla böyle bir emir verdiùini anlamıütır. Onun kuükusunu gidermek için emrini yerine getirmesi halinde belki kendisini temize çıkarabilirdi, fakat tamiri mümkün olmayan bir yıkıma da yol açardı. Bu sorumluluùu üstlenmek istemediùi için halifenin emrini yerine getirmedi. Bu mektup Hz. Ali’ye ulaüınca Abdullah b. Cafer, Kays hakkındaki haberin doùrulandıùını söyleyip, Kays’ı azletmesini ve yerine Muhammed b. Ebî Bekir’i görevlendirmesini teklif etti. Ayrıca haklılıùını pekiütirmek için o, Kays'ın muhaliflerin liderlerinden birisi olan Mesleme hakkında, “Mesleme b. Muhalled’in öldürülmesiyle ayakta kalacak iktidar/hâkimiyet ne kötüdür” dediùi haberinin kendisine ulaütıùını belirtti.106 Hz. Ali de Kays’ı azlederek yerine evlatlıùı ve Abdullah b. Cafer’in de ana bir kardeüi olan Muhammed b. Ebi Bekr’i tayin etti.107 Taberî, Târîh, III, 65; Abdurrezzâk, Musannef, V, 459-460. Nasr b. Muzâhim, Kays’ın çabalarına raùmen Muaviye’nin Mısır’daki muhaliflerle yazıütıùını kaydeder (el-Minkarî, Nasr b. Muzâhim (212/827), Vak’atu Sıffîn, thk., Abdüsselâm Muhammed Hârûn, Kahire 1382/1962, s. 127). 106 Belâzurî, Ensâb, III, 163. 107 Belâzurî, Ensâb, III, 163; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 272. úbn Taùriberdî, Hz. Ali’nin Kays’ı azletmesi için etkili olanlardan birinin Muhammed b. Ebî Bekir olduùunu, bunu ya Mısır’ı sevdiùi ya da idaresini istediùi için yaptıùını, Abdullah b. Cafer’in de aynı çabayı gösterdiùini kaydeder (úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire, I, 97). El-Kindî’nin elMedâinî’den aktardıùı bir rivayete göre, Hz. Ali, Kays’a bir mektup yazıp, onun yanında olmasını arzu ettiùini belirtmiü ve yerine birini vekil bırakarak yanına gelmesini emretmiütir. Kays da bu mektubu okuyunca, Muaviye’nin kurduùu tuzak sonucu görevinden alındıùını anlamıü; yalancılık yasaklanmıü olmasa, Muaviye’nin evinin içine girmeyi bile temin edecek tuzak kurabileceùini ifade etmiütir (Bkz. Kindî, Vulât, 22). Mısır valiliùinden azledilen Kays’ın yerine kimin tayin edildiùi hakkında farklı rivayetler vardır. Zührî’ye göre Hz. Ali, Kays’ı Mısır valiliùinden azledince yerine Eüter’i görevlendirdi, o105 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 70 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 139 Kays b. Sa'd'ın valilikten azledilmesine gösterdiùi tepki ile ilgili kaynaklarda kısmen birbirini tamamlayan üç farklı haber yer almaktadır. Ebû Mihnef'ten nakledilen birinci habere göre Kays, Mısır'a gelen halefi Muhammed b. Ebî Bekr'e, halifenin kendisi hakkındaki düüüncesinin nasıl deùiütiùini ve onu kimin etkilediùini sormuü,108 Muhammed de ona, “Bu hâkimiyet senin hâkimiyetin mi?” diye çıkıümıü; Kays da öfkelenip Mısır'dan ayrılarak Medine’ye gitmiütir.109 Buna karüın ezZührî’den nakledilen diùer rivayete göre, Kays b. Sa’d, Mısır’a gelen halefi Muhammed’i karüılayıp görevini devrettikten sonra ona, “Sen bilgisiz kavrayıüsız bir kiüinin yanından geldin. Beni görevden almanız size öùüt vermeme engel deùildir. Bu buyruùunuzda ben basiretli hareket ettim” dedikten sonra gerek Muaviye ve Amr’a, gerekse Haribta ehline karüı dengeli bir siyaset takip ettiùini ve onların planlarını boüa çıkardıùını belirtmiü; kendisine de aynı politikayı izlemesini tavsiye etmiü; tersini yaparsa yok olacaùı uyarısında bulunmuü ve ayrıntılı olarak izlediùi politikayı anlatmıütır.110 el-Kindî ise Kays'ın, yeni vali Muhammed’e, halifenin kendisini baüarısız olduùu için azletmediùini belirterek tavsiyelerde bulunmuü; bu çerçevede ona Muaviye b. Hudeyc, Mesleme b. Muhalled, Büsr b. Ebî Ertât ve onlarla birlikte hareket edenleri kendi hallerine bırakmasını, düüüncelerine karıümamasını, kendisine geldiklerinde onları kabul etmesini, onlara müdahale etmemesini, Mudar ve Müdlic kabilesi mensuplarına iyi davranmasını, onları hoü tutup himayesine almasını, bu davranıüın onları kötülük yapmaktan alıkoyacaùını, insanlara seviyelerine göre muamele etmesini, hastaları ziyaret edip cenazelere iütirak etmesini tavsiye etmiütir.111 nun ölümünden sonra da Muhammed b. Ebî Bekr’i tayin etti (Taberî, Târîh, III, 65; Abdurrezzâk, Musannef, V, 460). Hiüam b. Muhammed’in rivayetine göre ise Hz. Ali, Muhammed b. Ebî Bekr’in öldürülmesinden sonra Eüter’i Mısır’a vali tayin etti (Taberî, Târîh, III, 65-68). Tarihçiler tarafından kabul gören görüü ise Ebû Mihnef’in rivayetine dayanmaktadır ve buna göre Kays’ın yerine Muhammed b. Ebî Bekir Mısır’a vali tayin edilmiütir (Belâzurî, Ensâb, III, 163; Taberî, Târîh, III, 65-68, 126-127; úbnü’l-Esîr, elKâmil, III, 272; úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire, I, 97. Eüter ve Kays’ın aktif olarak Sıffîn Savaüı’na katılmıü olmaları da bunu göstermektedir. 108 Taberî, Târîh, III, 66-67. 109 Taberî, Târîh, III, 67; Belâzurî, Muhammed Mısır’a gelince, Kays kızdıùını ve bir an bile onunla kalmayacaùını söyleyerek Medine’ye gittiùini nakleder (Belâzurî, Ensâb, III, 164). úbn Ebi'l-Hakem Kays’ın Mısır’da Cuma mescidinin kıble tarafına bir saray inüa ettirdiùini, bu sarayın ona ait olduùu bilindiùi, fakat Kays’ın vefat etmeden önce bu sarayı müslümanların yardımıyla yaptırdıùını ve bu sebeple müslümanlara ait olduùunu söyleyerek onun valiler tarafından kullanılmasını vasiyet ettiùini kaydeder (úbn Ebi'lHakem, Futûh, s. 98). 110 Abdurrezzâk, Musannef, V, 460; Taberî, Târîh, III, 126; krü. úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 273. Muhammed b. Ebî Bekir, Kays’ın tavsiyelerini dikkate almayarak Haribta ehline karüı üiddete baü vurmuü, onlar da Muaviye ve Amr ile baùlantı kurarak güç birliùi oluüturup onu yenmiü ve Mısır’ı ele geçirmiülerdir. Geniü bilgi için bkz. Taberî, Târîh, III, 66-68, 126-135; krü. Abdurrezzâk, Musannef, V, 460. 111 Kindî, Vulât, 27. 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 70 (1, 2) 140 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar Halefi Muhammed’e yaptıùı bu tavsiyelerden Mısır valiliùi döneminde Kays b. Sa’d’ın nasıl bir politika izlediùini anlamak mümkündür. Onun temel hareket noktasının kötülükleri iyilikle savmak olduùu söylenebilir. Birey ve toplum psikolojisinin bilincinde olan Kays, Hz. Ali idaresine karüı olan muhalifleri kazanmanın yolunun üiddetten deùil, muhaliflere ve onların yakınlarına karüı iyi davranmaktan ve onlarla saùlıklı iletiüim kurmaktan geçtiùini bilmektedir. Fertlerin kabileden baùımsız olmadıùı bir dönemde, kabilenin genel olarak yönetimin yanında yer alması, o kabileden çıkan muhalif kiüileri de hiç kuükusuz önemli ölçüde etkisiz hale getirecektir. Aslında yöneticinin halka iyi davranması, halkın valiyi desteklemesini, huzuru bozanlara karüı yönetimin yanında yer almasını saùlayacaktır. Kays, hoügörü ile idare etme politikası sayesinde Mısır’da Hz. Osman taraftarlarını etkisiz hale getirmeyi baüarmıütır.112 Sonuç olarak Kays b. Sa'd'ın azledilmesi Hz. Ali'nin telafisi mümkün olmayan bir güç kaybına uùramasına sebep olurken, Muaviye bakımından Hz. Ali’ye karüı kazandıùı ilk önemli siyasi baüarı olmuütur. Zira Muaviye her yönüyle kendilerine karüı mücadele edebilecek dirayetli bir idareci olan Kays b. Sa’d ile Hz. Ali’nin arasını planladıùı gibi açarak onun Mısır’dan alınmasını saùlamıütır. Hz. Ali'nin telafisi mümkün olmayan diùer bir kararı ise Kays gibi bir idarecinin yerine 26 yaüındaki genç ve yeterli siyasi tecrübesi olmayan113 evlatlıùı Muhammed b. Ebî Bekr’i (632-658) atamasıdır.114 Kays’ın Mısır valiliùinden azledilmesi ve yerine Muhammed'in atanması olayı, Hz. Ali’nin tecrübeli danıümanlardan yoksun olduùunu ve önemli kararları alırken akrabalarının etkisi altında kaldıùını göstermektedir. Kays b. Sa’d’ın hicri 36 senesi Cemaziyelahir ayında (Kasım 656) vuku bulan Cemel Savaüı'na katılıp katılmadıùı ile ilgili muhtelif rivayetler mevcuttur.115 Ebû Mihnef’in rivayetine göre, Hz. Ali Cemel Savaüı'na çıktıùında ve Basra’dan Kûfe’ye döndüùünde, Kays b. Sa’d Mısır’da görevinin baüında bulunuyordu ve bu savaüa iütirak etmemiüti.116 edDîneverî ise Kays b. Sad’ı Cemel Savaüı'nda Hz. Ali’nin istiüare ettiùi Buna karüın Kays b. Sa’d’ın yerine atanan Muhammed b. Ebî Bekir’in Hz. Osman taraftarlarına karüı üiddet politikası izlediùi, onların evlerini yıkıp mallarını müsadere ettiùi belirtilir. Bkz. úbn Taùriberdî, Nucûm, I, 107; Aycan, Muaviye, s. 160. 113 Taberî, Târîh, III, 127. 114 Buhl, F., “Muhammed b. Abî Bakr”, úA, VIII, 476; Apak, úslâm Siyaset Geleneùinde Amr b. el-Âs, 145. 115 El-Vâkıdî’nin (öl.207/823) bildirdiùine göre (Taberî, Târîh, III, 55), Cemel savaüı 10 Cemaziyelahir 36’da (2 Kasım 656), Halife b. Hayyât’a (öl. 240/854) göre (Halîfe b. Hayyât, (240/854), Târîhu Halîfe b. Hayyât, thk., Ekrem Ziyâ el-Umerî, Dâru’l-KalemMüessesetü’r-Risâle, Dımaük-Beyrut 1397, s. 181) ise, 15 Cemaziyelahir 36 (7 Kasım 656) yılında vuku bulmuütur. Cemel Savaüı hakkında geniü bilgi ve kaynaklar için bkz. Ethem Ruhi Fıùlalı, “Cemel Vak’ası”, DúA, ústanbul, 1993, VII, 320-321. 116 Belâzurî, Ensâb, III, 162; Taberî, Târîh, III, 63 112 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 71 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 141 ileri gelen adamları arasında zikreder.117 úbn Abdilber el-ústîâb adlı eserinde, bir genelleme yaparak Kays b. Sa’d’ın Hz. Ali ile birlikte Cemel, Sıffîn ve Nehrevân savaülarına katıldıùını belirtir.118 úbn Abdilber’in bu haberine dayanarak A. Bakır, Kays’ın Cemel Savaüı'ndan önce görevinden alındıùını ve Mısır’dan döndükten sonra bu savaüa katıldıùını ifade eder.119 Oysa bunun doùru olması mümkün görünmemektedir. Zira yukarıda da belirttiùimiz gibi, Kays’ın azlediliüiyle ilgili kaynaklarda iki tarih verilmektedir; bunlardan birisi Cemel Savaüı'nın yapıldıùı Cemaziyelahir ayından sonra gelen Recep, diùeri de Ramazan ayıdır. Kays’ın Recep ayında valilikten azledildiùi bilgisi doùru kabul edilse bile, Kays, bu savaüın cereyan ettiùi Cemaziyelahir ayında Mısır valisi olmalıdır. Mısır valisi olarak Kays bu savaüa katılmıü olsaydı, Mısırlı birliklerle katılır ve bu bilgiler de muhtemelen kaynaklarda yer alırdı. Kaldı ki Kays, bu savaüa iütirak etmiü olsaydı, Halife Hz. Ali ile birebir görüüme fırsatı bulur, gerek Mısır’daki durum gerekse Muaviye ile yaptıùı yazıümalar hakkında ona bilgi verirdi ve daha sonra azline sebep olan güven bunalımı yaüanmazdı. Dolayısıyla Kays’ın Cemel Savaüı'na katıldıùı ile ilgili haberlerin doùru olmadıùı anlaüılmaktadır. Onun Cemel Savaüı'na iütirak etmemesinin sebebi Mısır’da muhaliflerin bulunması ve Muaviye’nin onlarla iübirliùi yaparak saldırıya geçebileceùi endiüesi olmalıdır. Kays b. Sa’d’ın Mısır’da göreve baülama tarihi konusunda olduùu gibi ne zamana kadar görevde kaldıùı hususunda da tarihçiler arasında bir ittifak yoktur. El-Kindî'nin naklettiùi bir rivayete göre120 Ramazan ayının baüında göreve baülayan Kays dört ay beü gün valilik yaptıktan sonra Recep ayının beüinde valilikten ayrılmıütır. úbn Taùriberdî de bunu desteklemektedir.121 Oysa Recep ayının beüinde Kays’ın valilikten ayrılmıü olması için kendisine azledildiùiyle ilgili bir bilginin ulaüması gerekmektedir. Kaynaklarda bunu doùrulayan bir bilgiye rastlanılamamaktadır. Ebû Mihnef’in rivayetine göre ise, Muhammed b. Ebî Bekir 36 yılı Ramazan ayının baüında (ûubat 657) Mısır’a vali tayin edilmiü- Dîneverî, Ahbâr, 150. úbn Abdilber, el-ústîâb, III, 1290. 119 Abdülhalik Bakır, “Kays b. Sa’d”, DúA, XV, 93. Bakır, Kays’ın Cemel Savaüı’na iütirak ettiùini, úbn Abdilber’e (el-ústîâb, III, 1290) dayanarak ileri sürmektedir. úbn Abdilberr de ed-Dîneverî’ye istinaden bu kanaate varmıü olabilir. Bakır, Kays’ın Cemel Savaüı'ndan önce Mısır valiliùinden azledildiùini belirtirken, Ahmet Akbulut, Kays’ın Cemel Savaüı'ndan sonra Mısır’a vali tayin edildiùini bildirmektedir ki bu da isabetli görünmemektedir. Bkz. Ahmet Akbulut, Sahabe Dönemi úktidar Kavgası, (Pozitif Matbaacılık) Ankara 2001, s. 201. 120 Kindî, Vulât, 22. 121 úbn Taùriberdî, en-Nücûmu'z-Zâhire, I, 97. 117 118 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 71 (1, 2) 142 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar tir.122 el-Kindî’nin diùer bir rivayetine göre Muhammed b. Ebî Bekir Ramazan ayında Mısır’a ulaümıütır.123 el-Kindî’nin bu son rivayeti ile Ebû Mihnef'in rivayeti birbirini tamamlar niteliktedir; Ramazan ayının baüında valiliùe tayin edilen Muhammed bu ay içinde Mısır'a ulaüarak görevine baülamıütır . Sonuç olarak 36 yılı Safer ayında Mısır valiliùine tayin edilen Kays b. Sa’d’ın Rebiulevvel ayının baüında göreve baüladıùı, yaklaüık olarak altı ay sonra Ramazan ayında yerine tayin edilen Muhammed’in Mısır’a gelmesiyle görevinden ayrıldıùı anlaüılmaktadır. Kays’ın valiliùi döneminde Mısır’da siyasi istikrarın saùlanması dıüında yaptıùı icraatlarla ilgili kaynaklarda pek bilgi bulunmamaktadır. úbn Abdilhakem valilik döneminde Kays’ın halkın yardımlarıyla Cuma mescidinin kıble tarafında bir ev (dâr) inüa ettirdiùini kaydeder.124 3.2. Kays b. Sa’d’ın Valilikten Azledildikten Sonra Kûfe’ye Gidiüi Görevini en iyi üekilde yerine getirdiùini ve hata yapmadıùını düüünen Kays b. Sa’d, halifeye baùlılıùını ve sadakatini sürdürdüùü halde görevinden azledilmesine üzülmüü, bu yüzden Mısır’dan halifenin bulunduùu Kûfe’ye deùil memleketi Medine'ye gitmiütir.125 Onun bu hareketi baülangıçtan beri Muaviye tarafına meyletmediùini, Hz. Ali’nin haklı olduùuna inancını sürdürdüùünü ve onurlu davranarak halifeye karüı cephe almadıùını gösterir. Ne var ki, Kays doùup büyüdüùü Medine’de umduùu ortamı bulamamıütır. Burada siyasi mücadeleye aktif olarak katılmayan Hz. Osman taraftarlarının sözlü sataümalarına maruz kalmıütır. Bir gün Hazrec’in Neccaroùulları koluna mensup Hassan b. Sâbit, Kays’ın yanına gelerek onunla alay edip, “Ali seni görevinden azletti. Osman’ı öldürdün ve böylece geriye yüklendiùin günah kaldı. Buna karüın bir iyilik de görmedin” demiü, Kays da ona, “Ey kalbi ve gözü kör adam! Vallahi kabilelerimiz arasında bir savaü meydana gelmiü olsaydı senin boynunu vururdum” diyerek onu kovmuütur.126 Zührî’nin rivayetine göre ise, Mısır’dan Medine’ye gelen Kays’ı burada Mervan b. Hakem Taberî, Târîh, III, 67. Buna karüın Nasr b. Muzâhim’in Ömer b. Sa’d’dan naklettiùi bir rivayete göre (Minkarî, Vak’atu Sıffîn, 127) Hz. Ali Kufe’ye geldikten sonra Kays b. Sa’d’ı Mısır’a vali tayin etmiütir ki, bunun doùru olmadıùı anlaüılmaktadır. 123 Kindî, Vulât, 26-27. 124 úbn Abdilhakem (Futûh, s. 98) Kays’ın Mısır’da Cuma mescidinin kıble tarafına bir saray inüa ettirdiùini, bu sarayın ona ait olduùu bilindiùi, fakat Kays’ın vefat etmeden önce bu sarayı müslümanların yardımıyla yaptırdıùını ve bu sebeple müslümanlara ait olduùunu söyleyerek onun valiler tarafından kullanılmasını vasiyet ettiùini nakleder. 125 Taberî, Târîh, III, 67, 126. (Ebû Mihnef); Belâzurî, Muhammed Mısır’a gelince, Kays’ın kızdıùını ve bir an bile onunla kalmayacaùını söyleyerek Medine’ye gittiùini nakleder. Belâzurî, Ensâb, III, , 83, 164 (Ebû Mihnef). 126 Belâzurî, Ensâb, III, 164; Taberî, Târîh, III, 67. 122 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 72 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 143 ile el-Esved b. Ebi’l-Buhterî tehdit etmiülerdir. Yakalanıp öldürüleceùinden korkan Kays, oradan ayrılıp Kûfe’ye Hz. Ali’nin yanına gitmiütir.127 Medine’de tarafsız olarak yaüayamayacaùını anlayan Kays Kûfe'ye Hz. Ali'nin yanına gitmeye karar vermiü ve oraya vardıùında ona olup bitenleri ayrıntılı olarak anlatmıü,128 o da Kays’ın izlediùi politikanın gerekçelerini öùrenerek kendisine ihanet etmediùini anlamıü ve onun doùru hareket ettiùini ifade etmiütir.129 Muaviye, Kays b. Sa'd'ın rahatsız edildiùi için Medine'den ayrılarak Kûfe'ye gittiùini öùrenince, onu taciz eden Mervan b. Hakem ile elEsved b. Ebi'l-Buhterî'ye kızmıü ve onlara yazdıùı mektupta, “Vallahi, eùer Ali’ye yüz bin savaüçı ile130 yardım etmiü olsaydınız benim için Kays b. Sad’ı ona göndermeniz kadar sinir bozucu olmazdı”131 diyerek sitem etmiütir. Zira Muaviye, Kays gibi liderlik kabiliyeti olan kararlı ve strateji sahibi birisinin kendi yanında yer almadıùı takdirde siyaset denkleminin dıüında kalmasını, karüısında bulunmamasını istiyordu. Tam da o, bu amacına ulaütıùını düüünürken Hz. Osman taraftarlarının tahrikleriyle Kays tekrar Hz. Ali'ye katılmıü oldu. Artık Kays, hem Ensârın Hz. Ali saflarında yer almasında hem de izleyeceùi politikalarda ve karüılaüacaùı sorunları çözmede ona yardımcı olacaktır.132 3.3. Sıffîn Savaüı'nda Kays b. Sa’d Ramazan 36 (ûubat-Mart 657) tarihinde Mısır’dan ayrılan Kays b. Sa'd’ın Medine’de ne kadar kaldıùı bilinmemektedir. Ancak Hz. Ali ûam üzerine yürüme kararı almadan önce Kays b. Sa’d’ın Kûfe’ye ulaütıùı ve savaü kararıyla ilgili bir konuüma yaptıùı anlaüılmaktadır. Buna göre Kays Medine’de kısa bir süre kaldıktan sonra halifenin yanına gitmiü olmalıdır. Zira Zilhicce 36 (Mayıs 657) tarihinde Sıffîn’de iki ordunun Abdurrezzâk, Musannef, V, 460; Taberî, Târîh, III, 67, 126; Belâzurî, Ensâb, III, 83. Abdurrezzâk’ın kaydettiùi rivayete göre Kays, Sehl b. Huneyf ile birlikte Medine’den ayrılarak Hz. Ali’nin yanına gitti. Abdurrezzâk, Musannef, V, 460. 128 Abdurrezzâk, Musannef, V, 461. 129 Belâzurî, Ensâb, III, 164; Taberî, Târîh, III, 67. Bununla birlikte Hz. Ali’nin özellikle Muhammed b. Ebi Bekir’in Mısır’da öldürüldüùü haberini aldıktan sonra, Kays’ın son derece büyük iüler baüardıùını, her türlü hile ve tuzaùı boüa çıkardıùını daha iyi anladıùı belirtilir. Bkz. Taberî, Târîh, III, 67, 126; Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nubelâ, III, 110. Hz. Ali’nin kendisine Kays’ın azlini tavsiye edenin iyi bir nasihatte bulunmadıùını anladıùı ifade edilir. Bkz. Taberî, Târîh, III, 126. 130 Abdurrezzâk “sekiz bin asker ile” dediùini kaydeder (Abdurrezzâk, Musannef, V, 461). Belâzurî’nin baüka bir rivayetinde Muaviye’nin ifadesi , “on bin atlı ile”dir (Belâzurî, Ensâb, III, 83). 131 Taberî, Târîh, III, 67, 126; Belâzurî, Ensâb, III, 83-84. Belâzurî’nin bir rivayetine göre Kays’ı Medine’de Mervan ve Esved b. Ebi'l-Buhterî, ölümle tehdit etmiüler; Sehl b. Huneyf, Hz. Ali’nin yanına gitmek isteyince Kays, Medine’de yalnız kalıp onlar tarafından öldürülmekten veya tuzaùa düüürülmekten korkmuü onunla birlikte Hz. Ali’nin yanına gitmiütir. Belâzurî, Ensâb, III, 83; úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 253). 132 Abdurrezzâk, Musannef, V, 461; Belâzurî, Ensâb, III, 83-84. 127 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 72 (1, 2) 144 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar karüı karüıya geldiùi ve aralarında kısmi çatıümaların baüladıùı bilinmektedir.133 Kays Kûfe’ye geldiùinde halife, bir yandan savaü hazırlıklarını yaparken diùer yandan barıü yoluyla Muaviye’nin kendisine biat etmesi için çalıüıyordu.134 Muaviye’nin barıü yoluyla kendisine itaat etmeyeceùini anlayınca, kendisiyle beraber olan Muhacir ve Ensâra ortak düümanları Muaviye’ye karüı sefere çıkma düüüncesinde olduùunu açıkladı ve görüülerini sordu. Önce Muhacirler adına Hâüim b. Utbe b. Ebî Vakkâs ile Ammâr b. Yâsir konuüarak halifenin görüüünü desteklediler.135 Arkasından Kays b. Sa’d ayaùa kalkıp, halifeye seslenerek kendilerini derhal düümanlarına karüı sefere çıkarmasını, bundan çekinmemesini tavsiye etti. Kays’a göre onlarla savaüılmalıydı; çünkü onlar Allah’ın emirlerini yerine getirmede gevüek davranmakta, Allah’ın dostları ve Peygamberin arkadaüları olan Ensâr ve Muhacirleri hakir görmekte, insanlara haksız cezalar vermekte, insanların feylerini haksız yere yemekte ve insanları köleleri gibi görmekteydiler. úüte bu sebeple Kays’a göre onlara karüı savaümak, Türk ve Rumlara karüı cihat etmekten daha öncelikli ve önemlidir.136 Savaü hazırlıklarını tamamladıktan sonra Kufe'den hareket eden Hz. Ali Sıffîn’de Muâviye’nin ordusuyla karüılaütı. Ancak iki ordunun top yekûn savaüa girmesi halinde sonucun çok feci olmasından korkulduùu için toplu saldırıya geçilmedi. Bunun yerine her iki taraf karüılıklı birlikler çıkarıp bunları savaütırdılar. Hz. Ali’nin bu amaçla çıkardıùı birliklerin bazısına Kays b. Sa’d komutanlık yaptı.137 Muharrem ayında ara verilen çatıümalar 37 yılının Safer ayının giriüiyle birlikte (19 Temmuz 657 Çarüamba) yeniden baüladı. Bu ayın ilk günlerinde Hz. Ali, Kays b. Sa’d’ı Hâüim b. Utbe b. Ebî Vakkâs ile birlikte Basralı yaya askerlerin kumandanlıùına tayin etti.138 Toplu savaü baülamadan önce Kays, Muaviye’nin úbn Zü’l-Kelâ el-Himyerî komutasında öne çıkardıùı Taberî, Târîh, III, 74-76. Taberî, Târîh, III, 70-74. 135 Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 92-93. 136 Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 93; úbn A’sem el-Kûfî, Ebû Muhammed Ahmed (ö. 314/962), el-Fütûh, Beyrut 1406/1986, I-II, s. 559. Kays konuümasını bitirdikten sonra Ensârın saygı duyulan yaülıları ona, kabilenin yaülı kiüileri varken neden onlardan önce konuütuùunu sordular. Kays onlara olan saygısını ifade ettikten sonra düümanlarına karüı duyduùu öfkenin sonucu olarak bu üekilde davrandıùını ifade etmiütir. Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 93; úbn A’sem, Fütûh, I-II, 560. Muhacir ve Ensârı dinledikten sonra halife Hz. Ali’nin Iraklıları ûamlılara karüı savaüa teüvik etmek için yaptıùı konuümada, “Kur’an ve Sünnet düümanlarına karüı yürüyün! Ahzâb (Hendek Savaüındaki müürikler) kalıntısı Muhacir ve Ensârın katillerine karüı sefere çıkın!” dediùi rivayet edilir. Bkz. Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 94. 137 Taberî, Târîh, III, 77, 82; krü. Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 195. 138 Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 208; Belâzurî, Ensâb, III, 85; Taberî, Târîh, III, 82; úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 261. 133 134 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 73 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 145 birliùe karüı savaütı.139 Topyekûn savaü sırasında bir ara Iraklı kurrâ’nın komutanlıùını da yaptı.140 Nasr b. Muzâhim’in kaydettiùine göre, Sıffîn Savaüı'nda Hz. Ali, Kays b. Sa’d’ı yanına çaùırmıü ve onu överek Ensârın baüına kumandan tayin etmiütir.141 Hz. Ali tarafında yer alan Ensârın saldırıları karüısında zor duruma düüen Muaviye, ileri gelen adamlarını yanına çaùırarak durum deùerlendirmesi yapmıü ve Kays b. Sa’d’ı askerlerine en çok zarar veren kiüiler arasında zikretmiütir. Kendileri için tehlikeli addettiùi bu kiüilerin baüında bulunduùu birliklere karüı savaümak üzere çıkaracaùı birliklerin baüına kimlerin geçeceùini belirlemiü ve bu amaçla Büsr b. Ebî Ertât’ı Kays b. Sa’d’ın kumandanlık ettiùi birliùe karüı savaümakla görevlendirmiütir.142 Üçüncü gün Büsr b. Ebî Ertât’ın birliùiyle Kays b. Sa’d’ın birliùi karüılaümıü, iki birlik arasında mübareze ve yoùun çatıümalar meydana gelmiü, Kays bu çatıüma esnasında savaütan kaçmadıùını, kendisine üehitliùi vermesi için Allah’a dua ettiùini beyan eden bir üiir söylemiü ve çarpıümalardan sonra iki birlik ordularına dönmüütür.143 Yine Nasr b. Muzâhim’in naklettiùine göre Sıffîn Savaüı'nda Ensâr Hz. Ali’yi desteklemiü; Muaviye tarafında ise Ensârdan sadece Nu’mân b. Beüîr b. Sa’d ile Mesleme b. Muhalled yer almıülardı. Ensârın saldırıları karüısında zor duruma düüen Muaviye, ordusunda bulunan Ensârdan bu iki kiüiyi yanına çaùırmıü ve onlara, askerlerine Hz. Ali tarafında bulunan Evs ve Hazreclilerin çok büyük zarar verdiùini, kılıçlarıyla askerlerine meydan okuduklarını, karüılarına çıkan her süvariyi öldürdüklerini ve bu yüzden askerlerinin onlardan korktuùunu, her ne kadar Ensâr kendisini “barındırıp yardım edenler”144 olarak tanıtsa da üimdi batılın yanında yer aldıklarını ileri sürmüü ve Ensârın üzerine onlardan daha üstün Kureyüli adamlarını salacaùı tehdidinde bulunmuütur.145 Ancak Muaviye’nin Ensârın savaüçılıùından yakınması, onları Kureyülilerle durduracaùını söyleyerek Ensârı küçümsemesi, Nu’mân ve Mesleme’nin kabile asabiyetiyle tepki göstermelerine sebep olmuütur. Önce Nu’mân söz alarak Ensârın cahiliye döneminde de iyi savaüçı olduùunu, ilgili ayetleri Peygamber ile katıldıkları savaülarda da okuduklarını, Kureyüle daha önce de karüılaüıp galip geldiklerini söylemiü ve eùer onlara denk Kureyüli bulabilecekse göndermesini söyleyerek Taberî, Târîh, III, 83; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 287, 297; úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 262. Kays b. Sa’d’ın Safer ayının yedinci günü savaüan birliklerin baüında bulunduùu da rivayet edilir. Bkz. Belâzurî, Ensâb, III, 86. 140 Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 232; Taberî, Târîh, III, 84. 141 Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 453. 142 Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 426-427. 143 Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 428-429. 144 Muhtemelen Ensâr muhataplarına, haklarında inen Enfâl suresinin 74. ayetini hatırlatıyordu: “...Muhacirleri barındırıp onlara yardım edenler, iüte onlar gerçekten inanmıü olanlardır.” 145 Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 445. 139 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 73 (1, 2) 146 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar kızgınlıùını ifade etmiütir. Sonra söz alan Mesleme, Ensârın yaptıùı savaüın onun kadar kendilerini de üzdüùünü, fakat her ne kadar kendileri siyasi olarak ayrı yerlerde bulunsalar da kabilelerinden kopmadıklarını ve bu yüzden Ensârı soy ve savaüçılıklarıyla kınamaması gerektiùini söylemiütir.146 Hz. Ali saflarında savaüan Ensâr, Muaviye ile iki Ensâr arasında geçen bu konuümadan haberdar olmuü ve Kays Ensârı toplayarak bir konuüma yapmıü, Muaviye’ye gerekli sözlü cevabı iki Ensârın verdiùini, kendilerine düüen görevin daha önce olduùu gibi Muaviye’yi üimdi de maùlup etmek olduùunu, bunu baüaracaklarını, zira kendileri Peygamberin sancaùını taüırken, karüı tarafın Ebû Cehil’in sancaùını taüıdıùını ifade etmiütir. Sonra Hz. Peygamber ile katıldıkları savaülarda Kureyü müüriklerine karüı baüarılarını dile getiren ve Muaviye’yi yeren bir üiir söylemiütir.147 Bunu öùrenen Muaviye, Ensârın hakaretlerinden, yergilerinden ve Kays b. Sa’d’ın etkili konuümalarından kurtulmak için ne yapması gerektiùini Amr b. el-Âs’a sormuü, Amr onlara hakaret etmemesini, eùer onları yermek isterse kabileleri deùil, üahısları hedef almasını ve sabretmesini tavsiye etmiütir. Arkasından Muaviye Ensârdan bazı üahıslara haber göndererek Kays’ı kendilerini yermekten vazgeçirmelerini talep etmiütir. Onlar da Kays’a gidip Muâviye’nin kendilerini yermekten vazgeçtiùini onun da Muaviye’yi yermeyi bırakmasını rica etmiülerdir. Kays bunu kabul edebileceùini ancak Allah’a kavuüuncaya dek onlarla savaümaktan geri durmayacaùını söyleyip hamle yapmıü ve söylediùi bir üiirle Muaviye’yi yermiütir. Bunun üzerine Muaviye ûamlılara Kays ile karüılaütıklarında ona benzer üekilde mukabelede bulunmalarını emretmiütir. Muaviye’nin bu talimatına Nu’mân ve Mesleme kızdılar ve onu terk edip Ensârın yanına geçmekle tehdit etmiülerdir. Ensârdan bu iki taraftarını kaybetmek istemeyen Muaviye, onları yatıütırmıü ve Nu’mân’ı Kays’a gidip onu kınamakla ve ona barıü teklifi yapmakla görevlendirmiütir.148 Sonra Nu’mân iki ordu arasına gelerek Kays’a seslendi ve ona, Ensârın, evi kuüatılan halife Osman’ı terk ettikleri için hatalı olduklarını, onun yardımcılarını Cemel Savaüı'nda öldürdüklerini, Sıffîn’de ûamlılara karüı atlarıyla saldırdıklarını, Osman’ı terk ettikleri gibi Ali’den ayrılarak hatalarını telafi edebileceklerini, oysa onların hakkı bırakıp batıla yardım ettiklerini, diùer insanlar gibi olmayı kabul etmeyip meydan okuduklarını ve mübarezeye davet ederek savaüı kızıütırdıklarını, Ali’nin yenilgiye uùramasını engellediklerini ve ona zafer vaat ettiklerini, ancak savaü nedeniyle her iki taraftan da insanların öldüùünü bu yüzden geride kalanlar için Allah’tan korkmalarını iste- 146 147 148 Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 446. Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 446-447. Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 447-448. 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 74 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 147 miütir.149 Bunun üzerine Kays, Nu’mân b. Beüîr’e verdiùi cevapta; onun aldatılmıü ve aldatan birisi olduùunu, Osman’ı öldüren ve onu terk eden kiüilerin ondan daha hayırlı kiüiler olduklarını, Cemel Ashabı ile biatlerini bozdukları için savaütıklarını, Araplar Muaviye üzerinde ittifak etseler bile Ensârın onunla savaüacaùını, Peygamber ile katıldıkları savaülarda olduùu gibi hak gelinceye kadar onlarla savaümayı sürdüreceklerini, onlar istemeseler de Allah’ın emrinin gerçekleüeceùini söylemiütir. Sonra Nu’mân’a seslenerek, Muaviye’nin yanında yer alanların ya Mekke’nin fethine kadar müslüman olmayanlar, ya bedeviler ya da aldatılmıü Yemenliler olduùunu; Muhacir ve Ensâr ile onların yolundan gidenlerin Hz. Ali’nin yanında yer aldıklarını; Muaviye’nin yanında ise Bedir ve Uhud’a katılmayan ve úslam’da da önceliùi olmayan Nu’mân ile arkadaüının yer aldıùını, babası Beüîr’in de onun gibi kendilerine karüı çıktıùını ifade etmiütir.150 ûiî bir yazar olan Nasr b. Muzâhim tarafından nakledilen ancak diùer kaynaklarda yer almayan bu tartıüma ve suçlamalar, eùer gerçekten vuku bulduysa Hz. Ali döneminde cereyan eden iç savaülarda Ensârın bakıü açısını yansıtmakta, vuku bulmadıysa, ûia’nın erken dönemde meydana gelen hadiseleri nasıl okumak istediùini göstermektedir. úbn Kuteybe, Sıffîn’de ûamlılar mushafları kaldırıp Hz. Ali’yi ve Iraklıları Kur’an’ın hükmüne davet ettiklerinde, Iraklılardan bazıları bu çaùrıya icabet edilmesi gerektiùini söylerken,151 Mâlik b. el-Hâris elEüter ile Kays b. Sa’d’ın halifeye bu çaùrıyı reddetmesi için telkinde bulunduklarını kaydetmektedir.152 Yine úbn Kuteybe, Amr b. el-Âs’ı hakem olarak belirleyen Muaviye’nin, Hz. Ali’nin kimi hakem yapabileceùi üzerinde deùerlendirme yaptıùını, Hz. Ali’nin en fazla güvendiùi beü kiüi arasında Kays b. Sa’d’ın adını da zikrettiùini ve onun hakkında, “Kays Kureyüli olsaydı Araplar ona (halife olarak) biat ederdi” dediùini belirtir.153 Bilindiùi gibi Hz. Ali kendi kararıyla hakemini seçememiü, taraftarlarından bir grubun baskısıyla Ebû Mûsâ el-Eü'arî'yi hakem tayin etmek zorunda kalmıütır. Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 448-449. Nasr b. Muzâhim, Vak’atu Sıffîn, 449. Nasr b. Muzâhim’in naklettiùine göre Hz. Ali Kays b. Sa’d’ı Sıffîn Savaüı'nda Ensârın baüına getirdi (Minkarî, Vak’atu Sıffîn, 453). 151 úbn Kuteybe, el-úmâme, I, 111-112. 152 úbn Kuteybe, el-úmâme, I, 112. 153 úbn Kuteybe, el-úmâme, I, 112. Bu rivayetin devamında Muaviye, insanlar savaümaktan bıktıùı için bu kiüileri deùil takva ehli birisini hakem yapacaklarını ifade eder. Orada hazır bulunan Utbe b. Ebî Süfyan da bunun Ebû Musa olacaùını tahmin ettiùini söyler. Bkz. úbn Kuteybe, el-úmâme, I, 112. 149 150 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 74 (1, 2) 148 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar 3.4. Kays b. Sa'd'ın Ordu Komutanlıùı ve Azerbaycan Valiliùi Hz. Ali, Sıffîn Savaüı’ndan sonra kendisine sadakati ve dirayetinden kuüku duymadıùı Kays b. Sa’d’ı seçkin askerlerden oluüan öncü kuvvetlerin baüına getirmiü ve Azerbaycan valiliùini de ona vermiütir. Tahkim meselesi sonuçlanıncaya kadar Kûfe'de kalmasını, karardan sonra Azerbaycan'a gitmesini istemiütir. Bu yüzden Kays tahkim olayı sonuçlanıncaya kadar Kûfe’de üurtanın baüında kalmıütır.154 Abdurrezzâk’ın Zührî’den naklettiùine göre, Hz. Ali, ölünceye kadar kendisini müdafaa etmek üzere biat etmiü 40 bin askerden oluüan üurtatü’l-hamîs (öncü kuvvetler) adlı bir ordu oluüturmuü ve baüına Kays b. Sa'd'ı getirmiütir. Böylece Kays, Hz. Ali ölünceye kadar bu ordunun baüında bölgenin güvenliùini saùlamıütır.155 Burada sözü edilen üurtanın, üehrin iç emniyetini saùlayan emniyet kurumu olmayıp, ordu içerisinden yetenekli ve güçlü askerlerin seçilmesiyle oluüturulan öncü ordu birlikleri olduùu anlaüılmaktadır.156 Muhtemelen bu öncü ordu, Hz. Peygamber döneminden baülayarak úslam ordularında kullanılan beüli düzene göre tertip edildiùi için üurtatü’l-hamîs olarak isimlendiriliyordu.157 Diùer yandan üurtatü’l-hamîs denilen öncü ordunun asker sayısının kırk bin kiüiye ulaüması olası görünmemektedir. Bu ifade Hz. Ali’ye gönülden baùlı askerlerin sayısının çokluùunu göstermek için dile getirilmiü olabilir. Sıffîn Savaüı'ndan sonra Hz. Ali, Mısır’daki muhaliflerin, Muaviye’nin de desteùiyle, vali Muhammed’e saldırdıklarını ve üehrin düzenini bozduklarını öùrendi. Genç valinin onlarla baüa çıkamayacaùını anladı ve oraya iki adamından birisini göndermenin uygun olacaùını düüündü. Bunlardan birisi Mısır eski valisi Kays b. Sa’d diùeri de Cezire valisi Mâlik b. el-Hâris el-Eüter idi. Yaptıùı deùerlendirme netice- Taberî, Târîh, III, 126; krü. úbn Sa'd, Tabakât, VI, 52. Nehrevân Savaüı’ndan sonra Hz. Ali, Kays’ı Azerbaycan valisi tayin etti. Belâzurî, Ensâb, III, 84, 167; Taberî, Târîh, III, 126. Tahkim olayı hakkında geniü bilgi için bkz. Ahmet Önkal, "Tahkim Olayı Üzerine Bir Deùerlendirme", úSTEM, Yıl:1, Sayı: 2, Konya 2003, s. 33-68. 155 Abdurrezzâk, Musannef, V, 461. 156 ûurtatü’l-hamîs hakkında geniü bilgi için bkz. Metin Yılmaz, úslam ûurta Teükilatı (Ortaya Çıkıüı ve úüleyiüi), Samsun 2003, (Basılmamıü Doktora Tezi), s. 35-37. 157el-Hamîs kelimesi, cahiliye devrinden baülayarak úslam ordularında kullanılan beüli düzen anlamında askeri bir terim olup, ordunun savaü stratejisi gereùi öncü, saù, sol, orta ve geri birlikler biçiminde yapılanarak savaüa katılmasını ifade etmektedir. Bkz. Mustafa Zeki Terzi, Hz. Peygamber ve Hulefâi Râüidîn Döneminde Askerî Teükilât, Samsun 1990, s. 102. ûurtaya izafe edilen el-hamîs kelimesi hakkında çeüitli görüü ve deùerlendirmeler için bkz. Yılmaz, úslam ûurta Teükilatı, s. 35-36. ûurtatü’l-hamîs kavramındaki üurta kelimesinin, bu orduda yer alan askerlerin kendilerini zafere üartlandırmalarından dolayı kelimenin üart kökünden hareketle kullanıldıùı ileri sürülür. Bkz. ezZemahüerî, Ebu’l-Kasım Muhammed b. Ömer (ö. 538/1143), el-Fâik fî øarîbi’l-Hadîs, thk., Becâvî-Muhammed Abdü’l-Fadl úbrahim, Kahire 1971, II, 238. 154 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 75 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 149 sinde halife, Eüter’i Mısır’a vali olarak görevlendirdi.158 Kays'ı tekrar Mısır valiliùine tayin etmemesinin sebebi onu danıüman ve komutan olarak yakınında tutma isteùi olmalıdır. Nitekim Eüter Mısır’a giderken yolda Muaviye’nin görevlendirdiùi bir kiüi tarafından zehirlenince, onun yerine Kays'ı göndermemiü; Muhammed b. Ebî Bekir'in gönlünü alarak görevini sürdürmesini istemiü, fakat vali Muhammed, Amr b. el-Âs’ın organize ettiùi saldırılar karüısında yenilmiü ve feci bir üekilde öldürülmüütür.159 Sıffîn Savaüı'ndan sonra Hz. Ali'nin en önemli iki adamı Kays b. Sa'd ile Mâlik b. el-Hâris el-Eüter idi. Nitekim Mâlik el-Eüter'in ölüm haberini aldıùında Muaviye'nin taraftarlarına "Ali’nin iki eli –yani Kays b. Sa’d ve el-Eüter- vardı. Bunlardan birisini kestik” dediùi nakledilir.160 Muhammed’in ölüm haberini aldıktan sonra Hz. Ali’nin Kays b. Sa’d’ın Mısır’da ne kadar önemli iüler baüardıùını, siyasi tuzakları bertaraf ettiùini, onun azlini tavsiye edenlerin kendisini yanılttıklarını ve hatalı olduklarını anladıùı ve bundan sonra bütün iülerinde Kays’ın görüüüne önem verdiùi rivayet edilir.161 Tahkim olayından çözüm çıkmaması üzerine Hz. Ali, Muaviye’ye karüı savaü hazırlıklarına baülamıü ve Nehrevân’da toplanan Hâricîlere mektup yazarak Muaviye ile mücadelelerine katılmaları çaùrısında bulunmuü, fakat onlar bu çaùrıyı reddetmiülerdir.162 Hz. Ali Sıffîn’e gitmek için harekete geçtiùinde Basralı Hâricîlerin Nehrevân’a giderken yolda rastladıkları Abdullah b. Habbâb b. el-Eret’i ve eüini öldürdükleri habeBelâzurî, Ensâb, III, 167-168; Taberî, Târîh, III, 126. Hz. Ali, Eüter’i Mısır’a vali olarak gönderirken Muhammed b. Ebî Bekir’in tecrübesiz bir genç olduùunu ifade eder. Bkz. Taberî, Târîh, III, 127; úbn Kesîr, Muhammed’in 26 yaüında olduùunu belirtir. Bkz. úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 313. Muhammed Mısır’da valilik görevine baüladıktan bir ay sonra Haribta’daki Osman taraftarlarına haber göndererek ya itaat etmelerini ya da üehirden çıkıp gitmelerini emretti. Onlar da üimdilik biat etmeyeceklerini, onları geliümelerin nasıl olacaùını görmeleri için kendi hallerine bırakmasını, kendileriyle savaümakta acele etmemesini söylediler. Bu kiüiler muhtemelen Muaviye-Ali mücadelesinin nasıl sonuçlanacaùını bekliyorlardı. Fakat Muhammed’in tutumundan da oldukça rahatsızdılar ve korkuyorlardı. Sıffîn Savaüı hakem olayıyla sonuçlanınca onlar Muhammed üzerine yürüyeceklerini ilan ettiler. Muhammed onlar üzerine birlikler gönderdiyse de baüarılı olamadı. Bu arada Muhammed ile Muaviye arasında aùır hakaretlerin yer aldıùı yazıümalar gerçekleüti. Taberî, Târîh, III, 68. 159 Belâzurî, Ensâb, III, 168-173. Hz. Ali Muhammed'in öldürülmesinden çok büyük üzüntü duymuü ve Muhammed'e Allah'tan rahmet dileyerek onun genç bir delikanlı olduùunu, aslında Mısır'a Haüim b. Utbe'yi vali tayin etmek istediùini, bunu yapmadıùı için hayıflandıùını, evlatlıùı olduùunu, kardeüi Cafer'in oùlunun kardeüi olduùunu ve onu evladı saydıùını ifade etmiütir. Bkz. Belâzurî, Ensâb, III, 173. 160 Belâzurî, Ensâb, III, 167-168. Hz. Ali hakem olayından sonra Muaviye ve onu destekleyen ileri gelen adamlarına sabah namazlarında beddua etmeye baülamıü, bunu öùrenen Muaviye de Ali ve yakın adamlarına sabah namazlarında beddua etmeye baülamıütır. Bunların içinde Kays da vardır. Minkarî, Vak'atu Sıffîn, 552. 161 Abdurrezzâk, Musannef, V, 461. 162 úbn Kuteybe, el-úmâme, I, 123; Belâzurî, Ensâb, III, 135, 141; Dîneverî, Ahbâr, 206. 158 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 75 (1, 2) 150 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar rini aldı. Kûfeli askerler bunu öùrenince, sefere çıkmaları halinde ailelerine Hâricîlerin zarar verebileceùini ileri sürerek önce Haricî probleminin halledilmesini istemiülerdir. Bunun üzerine halife onlar üzerine gitmeye karar vermiütir.163 Hz. Ali, Kays b. Sa’d’ı öncü birliklerinin baüına kumandan tayin ederek Medâin’e göndermiü ve orada emrini beklemesini istemiütir.164 Halife Nehrevân’a yaklaüınca Kays b. Sa’d ile Ebû Eyyûb el-Ensârî’yi Hâricîlere onları ikna etmeleri için göndermiütir. Kays Hâricîlerden katilleri teslim etmelerini ve ortak düümanları Muaviye’ye karüı savaümak için kendilerine katılmalarını talep etmiütir. Hz. Ali taraftarlarını haksız yere üirke düümekle suçladıklarını ve müslümanları müürik sayarak kanlarını akıttıklarını söylemiütir. Hâricîler adına Kays’a cevap veren Abdullah b. ûecere es-Sülemî, kendileri için gerçeùin apaçık ortaya çıktıùını, Ömer b. el-Hattâb gibisini kendilerine getirmedikleri sürece onlara kesinlikle tabi olmayacaklarını ifade etmiütir. Bunun üzerine Kays, Ömer’e benzer bir kiüi olarak yalnız Ali b. Ebî Tâlib’i tanıdıklarını belirtmiü, fakat o bunu kabul etmemiütir. Bunun üzerine Kays, artık onların yola gelmeyeceùini ifade etmiütir.165 Daha sonra onlara hitabeden Ebû Eyyûb Hâlid b. Zeyd, artık onlarla amaçlarının örtüütüùünü, aralarında bir fark kalmadıùını, dolayısıyla kendilerine karüı savaümalarının anlamsız olduùunu belirtmiü; onlar da Hz. Ali’ye üimdi biat etseler yarın tekrar hakem tayin etmeye kalkabileceùini söyleyerek bunu reddetmiülerdir.166 Hz. Ali’nin bütün giriüimleri sonuçsuz kalınca Hâricîlerle savaü kaçınılmaz hale gelmiü, 167 onlara karüı yapılan savaüta Kays b. Sa’d orduda bulunan 700 veya 800 Medinelinin komutanlıùını yapmıütır.168 Hâricîlerin saldırısıyla baülayan savaü onlardan çatıümaya girenlerin tamamına yakınının kılıçtan geçirilmesiyle neticelenmiütir (9 Safer 38/17 Temmuz 658).169 Nehrevân Savaüı'ndan sonra Azerbaycan valiliùine dönen Kays b. Sa'd, idari ve askeri iüler yanında úslam’ı öùretmekle de meügul oldu.170 Ne var ki onun buradaki görevi uzun sürmedi. Zira Hz. Ali, Muaviye'ye karüı savaü kararı alarak hazırlıklara baüladı ve Kays b. Sa’d’ı sefere úbn Kuteybe, úmâme, I, 126-127; Belâzurî, Ensâb, III, 136, 142-143; Dîneverî, Ahbâr, 207. 164 Taberî, Târîh, III, 120; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 343. 165 Taberî, Târîh, III, 120; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 343; krü. Belâzurî, Ensâb, III, 145; Dîneverî, Ahbâr, 207. 166 Taberî, Târîh, III, 120; úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 289. 167 Belâzurî, Ensâb, III, 145-146. 168 Belâzurî, Ensâb, III, 146; Taberî, Târîh, III, 121; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 345; úbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 289. Halife b. Hayyât, Kays b. Sa'd Nehrevân’da Hz. Ali’nin saù kanat komutanlıùını yaptıùını nakleder (Halîfe, Târîh, 197). 169Taberî, Târîh, III, 121-122. 170 Halife Hz. Ali, Kays b. Sa'd'a bölgenin haracını toplamasını, askerlerine iyi davranmasını ve Allah’ın kendisine öùrettiùi bilgileri insanlara öùretmesini emretmiüti (Ya’kûbî, Târîh, II, 202). 163 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 76 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 151 katılması için Kûfe’ye çaùırdı. Böylece o, yerine Abdullah b. ûübeyl elAhmesî’yi bırakarak Kûfe'ye geldi.171 Burada askeri sefer hazırlıkları yapılırken 17 Ramazan 40/24 Ocak 661 tarihinde Hz. Ali, Abdurrahman b. Mülcem adındaki bir Hâricî’nin saldırısına uùradı ve aldıùı yaradan dolayı birkaç gün içinde vefat etti.172 4. Hz. Hasan Döneminde Kays b. Sa’d Hz. Ali yerine herhangi birisini veliaht tayin etmeden vefat etmiüti.173 Kûfe'de oluüan otorite boüluùunu ordu komutanı olarak Kays b. Sa'd doldurdu. Hâricîler dıüında Müslümanlar halifenin Kureyü'ten olmasına alıütıkları için Kays b. Sa'd'ın halife olması gündeme gelmedi. Bu sırada Hasan b. Ali174 dıüında Kûfe'de halkın halife adayı olarak gördüùü hilafet makamına geçebilecek Kureyüli baüka bir sahabi bulunmamaktaydı. Diùer Arap kabilelerinden halife adayının çıkması ise, kabile dengeleri dikkate alındıùında Kûfe'de ayrılık ve çatıümaya sebep olabilirdi. Böyle bir durumun meydana gelmemesi için Kays b. Sa'd halkı Hz. Hasan'a biat etmeye çaùırdı. Halka yaptıùı konuümada, Hz. Ali'nin faziletlerini, oùlu Hasan'ın meziyetlerini ve Hz. Peygamber'e olan yakınlıùını zikrettikten sonra, hilafetin Hasan b. Ali'nin hakkı olduùunu açıkladı. úlk olarak da kendisi ona biat etti. Arkasından diùer insanlar onu takip ettiler.175 Kays b. Sa'd'ın biat etmek için Hz. Hasan’a geldiùinde, “Elini uzat! Allah’ın Kitabı, Peygamber’inin sünneti ve isyancılarla savaümak üzere sana biat edeyim” dediùi, Hz. Hasan'ın ise ona, "Allah'ın kitabı ve Resulünün sünneti" ifadesinin diùer bütün üartları içerdiùini Belâzurî, Ensâb, III, 238, 278; Ya'kûbî, Târîh, II, 203. úbn Kuteybe, el-úmâme, I, 138; Belâzurî, Ensâb, III, 256-258; Dîneverî, Ahbâr, 213-214; Taberî, Târîh, III, 164; úbn A'sem, Futûh, [III-IV] II, 279-282; úbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 404; úbn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 14; Hüseyin Algül, úslâm Tarihi, ústanbul 1997, II, 528530. Hz. Ali'nin öldürülmesiyle ilgili rivayetlerin deùerlendirilmesi hakkında geniü bilgi için bkz. Mehmet Ali Kapar, “Hz. Ali'nin Öldürülmesi ile úlgili Rivayetlerin Deùerlendirilmesi”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 3, Konya 1994, s. 341-345. 173 Bir rivayete göre vefatından önce Hz. Ali'ye yerine birisini veliaht tayin edip etmeyeceùi sorulmuü; o da kimseyi veliaht tayin etmeyeceùini söylemiütir (Ahmed b. Hanbel, Müsned, ústanbul 1402/1992, II, 275; Vecdi Akyüz, Hilafetin Saltanata Dönüümesi, ústanbul 1991, s. 140; Adnan Demircan, úslâm Tarihinin úlk Asrında úktidar Mücâdelesi, ústanbul 1996, s. 39. Taberî'nin naklettiùi bir rivayete göre yaralandıktan sonra Hz. Ali'ye Cündeb b. Abdullah vefat etmesi halinde, “Hasan’a biat edelim mi?” diye sormuü, o bunu ne emredeceùini ne de yasaklayacaùını söyleyerek kararı müslümanlara bırakmıütır (Taberî, Târîh, III, 157). Mes'ûdî'nin naklettiùine göre ise Hz. Ali, yaralandıktan sonra oùlu Hasan'ı Cuma namazını kıldırmakla görevlendirmiü ve minberde konuüma yapan Hasan, yönetim hakkının ehl-i beyte ait olduùunu söylemiütir (Mes'ûdî, Mürûc, III, 9). 174 Hz. Hasan’ın hayatı hakkında geniü bilgi için bkz. Demircan, úktidar Mücâdelesi, s. 21125; Lammens, “Hasan”, úA, V/I, 308-309; Ethem Ruhi Fıùlalı, “Hasan”, DúA, XVI, 282285. 175 Belâzurî, Ensâb, III, 278; Sabri Hizmetli, úslam Tarihi, Ankara 1999, s. 506. 171 172 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 76 (1, 2) 152 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar söyleyerek isyancılara karüı savaüma üartını zikretmesini kabul etmediùi ve Kays'ın onun isteùine uygun olarak biat ettiùi nakledilmektedir.176 Öyle anlaüılıyor ki, Kays b. Sa'd, yeni halifenin Muaviye’ye karüı savaü üartıyla biat almasını istiyordu. Bilindiùi gibi Muaviye, hâkimiyet alanını geniületmek için faaliyetlerini sürdürmekteydi. Yeni halifenin iktidarının devam etmesi, Muaviye'ye karüı yapacaùı mücadeleyi kazanmasına baùlıydı. Eùer insanlar Hz. Hasan'a savaü koüuluyla biat eder ve buna sadık kalarak topyekûn Muaviye'ye karüı mücadeleye katılırlarsa baüarılı olabilirlerdi. Bu yüzden Kays, savaü çaùrılarına uymakta gevüek davranan Kûfelileri yükümlülük altına sokmak amacıyla isyancılara karüı savaü üartı ile biat edilmesini istemiü olmalıdır. Ayrıca böyle bir üart, uzlaümacı bir kiüiliùe sahip olan Hz. Hasan'ı da savaüa zorlayacaktı. Ne var ki Hz. Hasan görev ve yetkilerinin sınırlandırılması anlamına da gelen bu koüulu kabul etmedi. ûunu da ifade etmek gerekir ki, Muaviye ile savaümayı biat koüulu yapmak isteyenler biat ederken savaü üartını ileri süren ve daha sonra da savaümayı istemeyen ikiyüzlü kimseler deùil, aksine Kays b. Sa'd'ın baüında bulunduùu üurtatü'l-hamise mensup Hz. Ali'yi müdafaa etmek için yemin etmiü askerlerdi. Bunlar Muaviye'ye karüı savaüın kaçınılmaz ve gerekli olduùunu düüündükleri gibi savaümayı da arzu ediyorlardı. Bir bakıma daha iyi bir seçenek olmadıùı için hilafet makamına getirilen Hz. Hasan,177 önce bütün ümmetin biatini almak için giriüimde bulundu. Bu çerçevede Muaviye'ye karüı savaü hazırlıklarına ara vererek Hz. Ali'ye baùlı bölgelerin biatini aldıktan sonra178 Suriye ve Mısır'a Taberî, Târîh, III, 164; úbnu'-Esîr, el-Kâmil, III, 402; krü. úbn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 14. úbn Kuteybe’nin naklettiùi bir rivayete göre Hz. Hasan, insanların kendisine dinlemek ve itaat etmek, savaüacaùı kiüilerle savaümak, barıü yapacaùı kiüilerle barıü yapmak üzere biat etmelerini istemiü; ûam ehline karüı savaümak üartıyla biat etmek isteyen Kûfeliler onun bu teklifini kabul etmeyerek kardeüi Hüseyn’e gidip ona, asi ûam ehline karüı savaümak koüuluyla biat etmeyi teklif etmiüler; o bunu kabul etmeyince çaresiz Hz. Hasan’a gelip biat etmek zorunda kalmıülardı (úbn Kuteybe, el-úmâme, I, 140). Belazurî’nin naklettiùi rivayete göre Hz. Ali defnedildikten sonra Ubeydullah b. Abbas insanlara bir konuüma yaparak halifeyi övmüü ve yerine hilm ve fazilet sahibi bir halef bıraktıùını, dilerlerse ona biat etmelerini, bunu istemezlerse kimsenin kimseyi zorlamayacaùını söylemiü; insanlar itaat edeceklerini belirtmiülerdir. Bunun üzerine Hz. Hasan onların huzuruna çıkıp bir konuüma yapmıü, ehl-i beyitten olduklarını ve babasının faziletlerini zikretmiü, sonra insanları kendisine biat etmeye çaùırmıütır. únsanlar konuümanın etkisinde kalarak aùlayıp ona biat etmiülerdir. Hz. Hasan insanlardan biat alırken savaüanla savaümak barıü yapanla barıüık olmak üzere biat almıütır. Bu üartla biat almasını orada bulunan bazı insanlar, Muaviye ile anlaümayı düüündüùü üeklinde yorumlamıülardır (Belâzurî, Ensâb, III, 279). 177 Belâzurî, Ensâb, III, 279; úbn A'sem, el-Futûh, II, 289. 178 Belâzurî, Ensâb, III, 279. Hz. Hasan hilafet makamına geçtikten sonra, yaklaüık iki ay ûam’a karüı herhangi bir savaü ve seferden söz etmemiütir. Bkz. Belâzurî, Ensâb, III, 279; Ya'kûbî, Târîh, II, 214; Taberî, Târîh, III, 167; úbn A'sem, el-Futûh, [III-IV] II, 285. 176 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 77 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 153 hükmeden Muaviye'yi kendisine biat etmeye çaùırdı.179 Fakat Muaviye onun bu talebini, kendisinin gerek yetenek, gerek birikim ve tecrübe ve gerekse siyasi ve askeri güç bakımından ondan daha üstün ve halifeliùe ondan daha ehil olduùunu belirterek reddetti. Bununla da kalmayarak hilafetten ayrılıp kendisine biat etmesini istedi ve bunun karüılıùında ona Kûfe hazinesindeki malı, bir bölgenin yıllık haracını ve ilave baùıüları teklif etti.180 Hz. Hasan bu mesajla birlikte Muaviye'nin Irak üzerine yürümek için hazırlık yaptıùı haberini de aldı ve kendisine Muaviye'den önce ûam üzerine yürümesi önerildi. Bununla birlikte Hz. Hasan, barıü yoluyla artık hâkimiyetini sürdüremeyeceùini anlamıü olsa da askeri harekâta baülayan taraf olmak istemedi ve Muaviye'nin fiili olarak Irak seferine çıkmasını bekledi. Nihayet Suriye ordusunun Irak üzerine gelmekte olduùu haberini alınca harekete geçti181 ve halkı karargâhta toplanmaya çaùırdı. Fakat onun bu çaùrısına pek icabet eden olmadı. Bunun üzerine Muaviye ile savaümakta istekli olan Kays b. Sa'd ve diùer önde gelen üahıslar halkı cihada teüvik ederek karargâhta toplanmalarını saùladılar.182 Hz. Hasan'ın babası Hz. Ali'nin bile yenmeye muvaffak olamadıùı Muaviye'ye karüı silahlı bir mücadeleyi kazanması oldukça zordu. Bununla birlikte Kays b. Sa'd ile emrindeki seçkin askerler bir an önce sefere çıkılmasını istemekteydiler. Onların dıüında, halkın büyük bir kısmı iç çatıümalardan yorgun düümüü ve bu çatıümalara katılmak istemiyordu. Kays b. Sa'd'ın hem emrindeki askerler ve hem de halk üzerinde önemli bir etkisi bulunmaktaydı. Bu durum karüısında Hz. Hasan, sefere çıkmadan, Kays b. Sa'd'ı ordu komutanlıùından alarak yeri- Belâzurî, Ensâb, III, 280. úbn A’sem’in kaydettiùine göre Hz. Hasan, Muaviye’ye gönderdiùi mektupta Hz. Peygamber sonrası halife seçiminde kendilerine haksızlık yapıldıùını ima eden ifadeler kullanmıü, Muaviye’nin dini bakımdan haksız yere kendileriyle mücadele ettiùini ve hilafete layık bir özelliùinin de bulunmadıùını belirten sözler sarf ettikten sonra onu ümmetin kanının dökülmemesi için kendisine biat etmeye çaùırmıütır (úbn A'sem, el-Futûh, [III-IV] II, 287. 180 Belâzurî, Ensâb, III, 280; úbn A'sem, el-Futûh, [III-IV] II, 287-288. úbn A’sem’in kaydettiùine göre Muaviye Hz. Hasan’a gönderdiùi cevapta, Kureyü’in Hz. Ebû Bekir’i en iyileri olduùu için halife seçtiklerini, içlerinde ondan daha iyisi olsa onu seçeceklerini, dolayısıyla ehlibeyte bir haksızlık yapılmadıùını, onunla kendisi arasında da benzer bir durum olduùunu; eùer idari, siyasi ve askeri güç ve ehliyet bakımından kendisinden üstün olsa yaptıùı teklifi kabul edebileceùini, oysa tahkim sonucuna göre hilafeti düüen babasının yerine geçmesi sebebiyle hilafet iddiasında bulunmaya bile hakkının olmadıùını ileri sürmüütür (úbn A'sem, el-Futûh, [III-IV] II, 287-288). 181 Belâzurî, Ensâb, III, 280. 182 Belâzurî, Ensâb, III, 281. Belâzurî’nin Hasan-ı Basrî’den naklettiùi rivayete göre ise Kûfe halkı Hz. Hasan’ı Hz. Ali’den bile çok sevmiü ve onu 50.000 asker ile desteklemiütir (Belâzurî, Ensâb, III, 293). 179 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 77 (1, 2) 154 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar ne amcazadesi Ubeydullah b. Abbas'ı tayin etti.183 O, bu deùiüikliùi ordunun kendisine daha fazla itaat etmesini saùlamak, aile dayanıümasından yararlanmak, Kureyüli bir komutan ile Muaviye'nin karüısına çıkmak ve Kays b. Sa'd'ın nüfuzunu azaltmak amacıyla yapmıü olabilir. úlave bir gerekçe olarak Hz. Hasan, muhtemelen Muaviye'ye karüı askeri açıdan baüarılı olamayacaùını, silahlı mücadeleye giriüildiùinde boüuna Müslümanların kanlarının akıtılacaùını ve siyasi mücadeleyi kaybedeceùini anlayınca,184 savaümadan anlaüarak hilafetten çekilmeyi düüünmeye baüladı ve buna engel olabilecek Kays b. Sa'd'ı ordu komutanlıùından aldı.185 Nihayet Hz. Hasan 12.000 kiüiden oluüan öncü kuvveti baüına Ubeydullah b. Abbas'ı komutan, Kays b. Sa'd'ı da ona müüavir tayin ederek Enbar ve Meskin yolunu kesip Muaviye’yi beklemek üzere Fırat sahiline gönderdi. Ayrıca ona her gün kendisine rapor göndermesini, Kays b. Sa’d ve Saîd b. Kays el-Hemedânî ile istiüare etmesini, onların tavsiyelerine uymasını, üayet kendisi gelmeden, Muaviye savaüı baülatırsa savaümasını, ölecek olursa yerine Kays b. Sa’d’ın geçmesini, o da ölürse Saîd b. Kays’ın komutayı ele almasını emretti.186 Belâzurî, Ensâb, III, 281. úbn Kesîr, Kays b. Sa’d’ın Hz. Ali öldüùünde Azerbaycan valisi olduùunu ve emrinde 40 bin askerin bulunduùunu, biat ettikten sonra savaümak istemeyen Hz. Hasan’ı Muaviye ile savaümaya zorladıùını ve bu yüzden halifenin onu Azerbaycan valiliùinden azledip yerine Ubeydullah b. Abbas’ı tayin ettiùini kaydeder. Ona göre halife savaüı istemediùi halde, savaümak için çok sayıda asker toplanınca, Kays’ı 12.000 kiüilik öncü birliùinin baüına getirmiütir (úbn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 14). Belâzurî ordunun baüında Kays’ın bulunduùunu ve Ubeydullah’ın da onun yanında olduùunu ifade eden rivayetler bulunduùunu, ancak bunların doùru olmadıùını belirtir (Belâzurî, Ensâb, III, 281). 184 Taberî, Târîh, III, 164, 167; úbn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 14. 185 Taberî, Târîh, III, 165. 186 Belâzurî, Ensâb, III, 281; Ya'kûbî, Târîh, II, 214; el-úsfahânî, Ebu'l-Ferac (356/967), Makâtilu't-Tâlibiyyîn, thk. es-Seyyid Ahmed Sakr, Dâru úhyâi Kutubi'l-Arabiyye, by., ty., s. 62; Julius Wellhausen, Arap Devleti ve Sukutu, çev. Fikret Iüıltan, Ankara, 1963, s. 50. úbnü'l-Esîr öncü kuvvet komutanının Kays olduùunu ancak komutan olarak Abdullah b. Abbas'ın da zikredildiùini kaydeder. Ya'kûbî’nin kaydettiùine göre, Hz. Hasan halife olduktan iki ya da dört ay sonra Ubeydullah b. Abbas ve Kays b. Sa’d’ı Muaviye’ye karüı savaümak için göndermiütir (Ya'kûbî, Târîh, II, 214). Buna karüın Belâzurî’nin Hasan-ı Basrî’den naklettiùi bir rivayete göre, Hz. Hasan ordusuyla Medâin’e geldikten sonra Kays b. Sa'd'ı 20.000 kiüiden oluüan öncü kuvvetin baüında Muaviye'ye karüı göndermiütir (Belâzurî, Ensâb, III, 293). Taberi’nin úsmail b. Râüid’den naklettiùi bir rivayete göre ise, Hz. Hasan, Kays b. Sa'd'ı Medayin'den 12.000 kiüiden oluüan öncü kuvvetin baüında Muaviye’ye karüı göndermiütir (Taberî, Târîh, III, 165). Buna göre Hz. Hasan, Medain'e geldikten sonra Hz. Hasan, Kays b. Sa'd'ı öncü kuvvetlerinin baüına getirerek Muaviye'ye karüı göndermiütir. Muhtemelen bu rivayetlerde olayı aktaran raviler, Ubeydullah pek fazla askeri bir varlık gösteremediùi için onu atlayıp gerçek direniüi gösteren, ordudan hiç ayrılmayan ve askerlerin itaat edip güvendiùi Kays b. Sa'd'ı zikretmekle yetinmiülerdir. Hasan-ı Basrî'nin verdiùi asker sayısı ise abartılıdır. Zira diùer kaynaklar 12.000'den yukarı rakam vermemiülerdir. 183 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 78 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 155 Muaviye ise, ûam halkından halife olarak biat aldıktan sonra, Hz. Hasan'ı teslim olmaya zorlamak için Irak seferine çıkmıütı.187 Rakka, Nusaybin, Musul ve Ahnûniye gibi yerleüim birimlerini itaat altına aldıktan sonra Meskin önlerine gelerek karargâhını kurmuütu.188 Hz. Hasan'ın gönderdiùi öncü kuvveti burada Muaviye ile karüılaütı. Savaümayı en son çare olarak düüünen Muaviye, onlara karüı hemen saldırıya geçmedi. Hz. Hasan'ın askerlerinin savaümadan kendi tarafına geçmesini ya da daùılmasını saùlamak amacıyla diplomatik giriüim baülattı. Önce Medain'de bulunan Hz. Hasan'a elçi göndererek hilafetten çekilmesi için teklifini yineledi. Bundan hareketle Meskin'de bulunan Ubeydullah b. Abbas ile Kays b. Sa'd'a elçi göndererek, baùlı oldukları Hasan b. Ali'nin kendisiyle anlaümak istediùini bildirdi ve onlara para ve mal karüılıùında kendi tarafına geçmelerini teklif etti. Onlar bu teklifi reddedince, Muaviye Hz. Hasan ile görüümeleri sonuçlanıncaya kadar saldırıya geçmemekte kararlı olduùunu belirterek bu süre içinde Ubeydullah'ın da saldırmamasını talep etti.189 Muaviye, Hz. Hasan'ın esasen savaüacak askerinin bu öncü kuvvette bulunduùunu biliyordu ve bu kuvvetin baüında bulunan komutanları ikna ederse savaümadan zafere ulaümıü olacaktı. Kays b. Sa'd'ın anlaümaya yanaümadıùını anlayınca, elçisini onun kadar kararlı olmayan Ubeydullah b. Abbas'a gönderdi ve Hz. Hasan'ın kendisi adına mal ve para karüılıùında anlaüma yapmak için yazıütıùını belirterek ona önce bir milyon dirhem karüılıùında kendi tarafına geçmesini teklif etti. Ubeydullah b. Abbas da Hz. Hasan'ın anlaüarak hilafetten çekileceùini tahmin ederek yapılan teklifi kabul etti ve maddi çıkar karüılıùında ordusunu gizlice terk ederek Muaviye tarafına geçti.190 Belâzurî, Ensâb, III, 292; úbnu'l-Esîr, el-Kâmil, III, 402. Belâzurî, Ensâb, III, 284. 189 Belâzurî, Ensâb, III, 283-284. 190 Belâzurî, Ensâb, III, 284; úsfahânî, Makâtilu't-Tâlibiyyîn, 64-65. Abdurrezzâk’ın naklettiùine göre, Ubeydullah b. Abbas, halife Hasan’ın kendisi adına Muaviye ile anlaüacaùını sezince Muaviye’ye bir mektup yazarak mal karüılıùı anlaümayı teklif etmiü ve isteùi kabul edilince Muaviye tarafına geçmiütir (Abdurrezzâk; Musannef, V, 461). Belâzurî’nin Ahmed b. úbrahim ed-Devrakî’den naklettiùine göre, Ubeydullah, Hz. Hasan’ın ordusunda karıüıklık çıktıùını, elbiseleri ve çadırının yaùmalandıùını öùrenince, Muaviye’ye haber gönderip anlaüma yapmak istediùini bildirmiü, talebi kabul edilince askerlerini bırakıp Muaviye’nin safına katılmıütır (Belâzurî, Ensâb, III, 292). Ya’kubî’nin kaydettiùine göre ise, Ubeydullah’ın ordusuyla karüılaüan Muaviye, önce Kays’a bir milyon dirhem karüılıùında kendi safına geçmesi veya savaütan ayrılması teklifinde bulunmuü; Kays bunu reddedince, Ubeydullah b. Abbas’a bir milyon teklif etmiü; teklifi kabul eden Ubeydullah Muaviye’nin tarafına geçmiütir (Ya'kûbî, Târîh, II, 214). Bu haberler birbirini tamamlar niteliktedir. Muhtemelen Muaviye’nin elçisi vasıtasıyla yaptıùı teklife Ubeydullah baülangıçta olumsuz cevap vermiü, ancak daha sonra Hz. Hasan’ın ordusunda çıkan sorunları ve Muaviye’nin elçileriyle görüümeye baüladıùını öùrenince, gizlice Muaviye’ye haber göndererek anlaüıp onun tarafına geçmiütir. 187 188 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 78 (1, 2) 156 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar Ubeydullah b. Abbas’ın Muaviye tarafına geçtiùi ortaya çıkınca, yerine askerler tarafından Kays b. Sa'd komutan yapıldı. Komutayı ele alan Kays b. Sa'd, askerlere bir konuüma yaparak, Ubeydullah’ı sadakatsizlik, vefasızlık, zayıflık, korkaklık ve ihanetle suçladı. Bunun üzerine emrindeki askerler onunla birlikte ölünceye kadar mücadele etmek üzere Kays’a biat ettiler.191 Ubeydullah’ın kendi safına geçmesiyle öncü kuvvetin moral gücünün zayıfladıùını düüünen Muaviye, kendi öncü birliùine onlara karüı saldırı emrini verdi. Ancak yapılan çarpıümalarda Kays’ın ordusu galip geldi. Ertesi gün saldırı tekrarlandıysa da sonuç deùiümedi. Kays ve emrindeki askerlerin savaümakta kararlı olduùu anlaüılınca saldırıyı durduran Muaviye, Kays'a elçi göndererek bir kere daha bir milyon dirhem karüılıùında kendi tarafına geçmesini önerdi. Onun bunu kabul etmeyeceùini bilse de muhtemelen askerleriyle onun arasını söylentiler yayarak açmak istiyordu. Bunu bilen Kays b. Sa'd onun tuzaùına düümedi ve direniüini sürdürdü. Bir süre sonra Muaviye, Kays'a Medain'de Hz. Hasan'ın ordusunda ihtilaf çıktıùı ve onu yaraladıkları haberini göndererek onun durumu netliùe kavuüuncaya kadar saldırıya ara vermesini teklif etti. Bu durum karüısında Kays, gelecek haberi beklemek üzere saldırıya geçmeyeceùini bildirdi.192 Belâzurî, Ensâb, III, 284. Belâzurî, Ensâb, III, 284; úbn A'sem, Futûh, II (III-IV), 291. úbn A'sem'in naklettiùine göre, Hz. Hasan'ın yaralandıùı ve askerlerinin daùıldıùı haberi Kays ve Muaviye'nin ordusunda yayılmıü, Kays askerlerini meügul etmek için saldırıya geçmiü ve çatıümalarda ölenler olmuütur. Bunun üzerine Muaviye Kays'a haber göndererek Hasan'ın durumu hakkında bilgi vermiü ve boü yere kendisini ölüme atmamasını ve gelecek haberi beklemesini önermiütir. Bunun üzerine Kays savaüa ara vermiü, ancak bu arada Kûfeliler gelerek kabileleri adına Muaviye'ye biat etmeye baülamıülardır. Bu durumu Kays bir mektupla halifeye bildirmiütir. Hz. Hasan da bunun üzerine Muaviye ile anlaümaya karar vermiütir (úbn A'sem, Futûh, II (III-IV), 291). Bu haberden hareketle Mahfuz Söylemez, Hz. Hasan'ın bu geliümeyi duyduktan sonra Muaviye ile anlaümaya karar verdiùini söylemektedir (Söylemez, Mahfuz, Bedevîlikten Hadârîliùe Kûfe, Ankara 2001, s. 25). Oysa úbn A'sem'e göre de Hz. Hasan savaüı kendisinin istemediùini ima eden bir konuüma yapmıü ve bunun üzerine askerleri daùılmıü ve bir üahıs tarafından yaralanmıütır (úbn A'sem, Futûh, II (III-IV), 289-290). Dolayısıyla Hz. Hasan, daha önce savaüı kazanamayacaùını anlamıü, en iyi üartlarda anlaüma yapmanın zeminini oluüturmak istemiütir. Kays'ın ordusunun daùılmaması ona bu avantajı saùlamıütır. Bazı rivayetlere göre Kays b. Sa’d anlaümaya yanaümayınca Muaviye ona gönderdiùi mektupta, “Sen kesinlikle Yahudi oùlu yahudisin. Kazanmasını istediùin taraf galip gelirse seni görevinden azledip yerine baükasını tayin edecek; istemediùin taraf kazanırsa seni öldürerek cezalandıracak” diyerek hakaret ve tehdit etmiü; babası Sa’d b. Ubâde'nin de izlediùi yanlıü siyaset sonucu baüarısız olduùunu hatırlatmıütır. Kays ona verdiùi cevapta, “Ey Muaviye! Sen Mekke putlarından bir putun oùlusun. úslam’a isteksiz girdin ve ondan gönüllü çıktın. Erken iman etmediùin gibi, münafıklıùın da yeni ortaya çıkmadı” diyerek hakaret etmiü ve onu úslam ümmetinin dıüına çıkmakla suçlamıü; babası Sa’d’ın aslında doùru hareket ettiùini, fakat insanların onun deùerini takdir edemediklerini, kendisi talep etmediùi halde devlet baükanı olması teklif edildiùini, onun halife olmasını çekemeyen birisinin buna engel olduùunu ifade etmiütir. Mektubun sonunda Kays, Muaviye’ye, “Biz senin terk ettiùin dinin Ensârı, üu anda içinde bulunduùun dinin 191 192 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 79 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 157 Hz. Hasan'ın ordusunda çıkan karıüıklıùa da Muaviye'nin politikası sebep olmuütur. Yukarıda da zikredildiùi gibi Hz. Hasan'ın ordusunda savaümayı isteyen askerler daha ziyade öncü kuvvetin içinde yer almaktaydı. Medain'de Hz. Hasan'ın yanında bulunan askerlerin çoùu muhtemelen Muaviye'ye karüı yapılacak savaüı kazanamayacaklarını düüünerek savaümakta istekli deùillerdi. Bunu iyi bilen Muaviye, Hz. Hasan'a elçiler göndererek anlaüma yoluyla hilafetten çekilmesi teklifini canlı tutmaya çalıütı. Muaviye'nin teklifi reddedilmiü olsa da, bu görüümeler asker arasında kuükuların oluümasına zemin hazırladı. Hz. Hasan askerlerini Muaviye'ye karüı savaümak için motive edici konuümalar da yapmamaktaydı. Hatta bir defasında askerlerine onları savaüa zorlamadıùını da ifade ederek anlaüma yapacaùını ima eden sözler söyledi ve ordusu içinde tartıüma çıktı.193 Bu sırada Muaviye'nin görevlendirdiùi adamlar tarafından Hz. Hasan'ın askerleri içinde Kays b. Sa'd'ın Muaviye ile anlaüarak onun tarafına geçtiùi194 ya da Kays b. Sa'd'ın öldürüldüùü söylentisi yayıldı.195 Bir taraftan askerlerin önemli bir kısmının savaümaya istekli olmayıüı diùer taraftan savaümakta kararlı olan komutan Kays b. Sa'd hakkındaki söylentiler askerlerin umutsuzluùa kapılıp daùılmaya baülamalarına sebep oldu. Bu esnada bazı askerler tarafından Hz. Hasan'ın çadırı yaùmalandı. Bunun üzerine o, karargâhtan ayrılarak Medain'e gitmek zorunda kaldı. Oraya giderken yolda bir üahsın saldırısına uùrayarak yaralandı ve Medain'e götürülerek tedavi Bu sırada Hz. Hasan Irak halkının ileri gelenlerinin edildi.196 Muaviye’ye biat etmeye baüladıklarını197 ve askerlerinin daùıldıùını öùrendi. Bu durum karüısında Muaviye ile anlaümaya karar verdi. Yapılan düümanlarıyız” diyerek onu úslam ümmetinin dıüına çıkmakla suçlamıütır. Bkz. Belâzurî, Ensâb, III, 285; Müberred, el-Kâmil, II, 117; úbn Abdirabbih, Ikd, IV, 338; Mesûdî, Mürûc, III, 25-26; krü. Ya'kûbî, Târîh, II, 187. 193Belâzurî, Ensâb, III, 293; Dîneverî, Ahbâr, 217. úbrahim Sarıçam, gerek Muaviye ve gerekse Hz. Hasan'ın büyük ordularla birbirlerine karüı sefere çıkmalarının Hz. Hasan'ın halife seçildiùi ilk günlerde barıü yapma düüüncesini açıklamadıùını gösterdiùini ileri sürmektedir (úbrahim Sarıçam, Emevî-Hâüimî úliükileri úslâm Öncesinden Abbâsîlere Kadar, Ankara 1997, s. 283). 194 Ya'kûbî, Târîh, II, 214. 195 Taberî, Târîh, III, 165. 196 Taberî, Târîh, III, 165, 167; krü. Ya'kûbî, Târîh, II, 214-215; Dîneverî, Ahbâr, 217-218. 197Belâzurî, Ensâb, III, 284. Irak halkının ileri gelenleri kabileleri adına Muaviye’ye biat etmeye baüladılar. úlk olarak Halid b. Ma’mer, kabilesi Rebîa adına Muaviye’ye biat etti (Belâzurî, Ensâb, III, 284). Bunu öùrenen Hz. Hasan Iraklılara seslenerek babasını önce savaüa ve tahkime zorladıklarını sonra da ona muhalefet ettiklerini, üimdi de Irak halkının ileri gelenlerinin Muaviye’ye biat ettiklerini öùrendiùini söyleyerek serzeniüte bulunmuü ve kendisini aldatmamalarını istemiütir (Belâzurî, Ensâb, III, 285). úbn A'sem, Kays b. Sa'd'ın Hz. Hasan'a bir mektup yazarak beraberinde bulunan Kûfe'nin ileri gelenlerinin Muaviye'ye biat ettiùini ve kendisinin bu çözülmenin önüne geçmediùini bildirdiùini kaydetmektedir (úbn A'sem, Futûh, k için 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 79 (1, 2) 158 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar görüümeler neticesinde daha çok kiüisel kazanımlar elde etmeyi garanti altına alarak hilafetten çekildi.198 Hz. Hasan Muaviye ile anlaütıktan sonra Meskin'de bulunan öncü kuvvet komutanı Kays b. Sa'd'a bir mektup göndererek yaptıùı anlaümayı haber vererek Muaviye'ye itaat etmesini istedi. Bunun üzerine Kays b. Sa'd emrindeki askerleri toplayarak durumu onlara bildirdi ve önlerinde iki seçenek bulunduùunu; ya imamsız mücadelelerini sürdüreceklerini ya da doùru yoldan ayrıldıùına inandıkları Muaviye'ye itaat edeceklerini belirtti.199 úbn Ebî ûeybe'nin rivayetine göre Kays askerlerine, "Dilerseniz sizinle ölünceye kadar mücadele ederim, dilerseniz sizin için eman alırım" teklifinde bulundu. Askerler eman almak koüuluyla teslim olmayı tercih ettiler.200 Bu karar üzerine askerler hem kendilerinin hem de diùer Hz. Ali taraftarlarının mal ve can emniyeti teminat altına alınıncaya kadar Muaviye'ye karüı savaümak için yemin ettiler.201 Taberî, Târîh, III, 165, 167; Ya'kûbî, Târîh, II, 214-215; Dîneverî, Ahbâr, 217-218. Hz. Hasan'ı Muaviye ile anlaümaya sevk eden sebepler arasında; üahsiyeti, savaü taraftarı bir insan olmaması, fitneye karüı olması ve iktidar mücadelesi içinde yer almak istememesi, babası dönemindeki iç savaüların Müslümanların gücünü zayıflatmaktan baüka bir sonuç getirmediùini görmüü olması ve bunun için fedakarlık yaparak hilafet hakkından vazgeçmek durumunda kalması, babasının bir suikast sonucu öldürülmesi, Medain'de çadırının yaùmalanıp yaralanması gibi olaylardan hareketle Kûfelilere karüı duyduùu güvensizlik, komutanı Ubeydullah'ın Muaviye tarafına geçmesi, bazı Kûfelilerin Muaviye ile anlaümak istemeleri, Muaviye karüısında güçsüzlüùünü anlamıü olması, Muaviye'nin yaüça büyük ve siyasi tecrübesinin de daha fazla olması zikredilebilir. Bkz. Demircan, úktidar Mücâdelesi, s. 66-69. Anlaümanın üartları hakkında geniü bilgi için bkz. Demircan, úktidar Mücâdelesi, 75-86. 199 Abdurrezzâk, Musannef, V, 462; Belâzurî, Ensâb, III, 292; Dîneverî, Ahbâr, 217; Taberî, Târîh, III, 168; úbn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 15, 19, 89. Belâzurî'nin el-Hasan elBasrî'den naklettiùine göre Kays b. Sa'd askerlerine yaptıùı konuümada, Muaviye taraftarlarının baülangıçta Hz. Muhammed’i yalanlayıp onu inkar ettiklerini, Müslümanların güçlenmesi karüısında içlerinde nifak olduùu halde istemeyerek úslama girdiklerini, úslam'a karüı gelme fırsatını yakaladıklarında içlerindeki nifakı açıùa vurduklarını; Hz. Hasan’ın aciz ve zayıf kaldıùını ve Muaviye ile barıüa boyun eùdiùini ifade etmiü, bundan sonra ya imamsız savaüacaklarını ya da fitne sahibine (Muaviye’ye) biat edeceklerini belirtmiü ve iki seçenekten birisini seçmelerini istemiütir. Askerler de Muaviye’ye tabi olmayı kabul etmiülerdir. Bkz. Belâzurî, Ensâb, III, 294. 200 úbn Ebî ûeybe, Ebû Bekir Abdullah b. Muhammed b. Ebî ûeybe (235/849), elMusannef fi'l-Hadîs ve'l-Âsâr, thk., Kemal Yusuf el-Hût, I-VII, Mektebetu'r-Ruüd, Riyad 1409, VII, 472. 201 Abdurrezzâk, Musannef, V, 462; Belâzurî, Ensâb, III, 284. Belâzurî, Kays'a baùlılık yemini eden askerlerin sayısını dört bin olarak vermektedir. Ya'kûbî ise, Ubeydullah ile sekiz bin askerin Muaviye tarafına geçtiùini bildirmektedir (Ya'kûbî, Târîh, II, 214). úbn Ebî ûeybe'nin naklettiùine göre Kays'ın emrinde 5.000 asker bulunmaktaydı. Belki de Kays b. Sa’d, Muaviye’nin Hz. Hasan ile anlaütıùını öùrendikten ve Muaviye’ye teslim olması için Hz. Hasan’dan mektup aldıktan sonra askerleriyle durum deùerlendirmesi yapmıü, onlara teslim olmayı ya da mücadeleyi sürdürmeyi seçebileceklerini söylemiü; 12.000 askerden 8.000’i teslim olmayı tercih ederken 4.000’i imamsız da olsa kendilerinin ve Hz. Ali taraftarlarının mal ve can emniyeti saùlanıncaya kadar mücadeleyi sürdürmeye karar vermiülerdir. Çünkü bunlar teslim oldukları takdirde geçmiüte yaptıkla198 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 80 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 159 Kays b. Sa'd'ın idari ve siyasi yeteneùinin, kararlılıùının ve askerleri üzerindeki etkisinin farkında olan Muaviye, onlara karüı savaütıùında en az onların sayısı kadar kendi askerlerinden de kayıp vereceùini biliyordu. Bu yüzden anlaüma yoluyla Kays'ın teslim olması için çalıütı, Hasan b. Ali'nin kendisine biat ettiùini belirterek onu kendisine biat etmeye çaùırdı. Fakat Kays b. Sa'd askerleriyle kararlaütırdıùı üartlar kabul edilinceye kadar mücadeleyi sürdürmekte ısrar etti. Karüılıklı mektuplaümalar bir süre devam ettikten sonra Muaviye, Kays'ın ileri sürdüùü koüulları kabul edeceùini belirterek, bu üartları gönderdiùi altı mühürlü boü kâùıda yazmasını istedi. Kays b. Sa'd da kararlaütırdıkları gibi kendilerinin ve tüm Hz. Ali taraftarlarının mal ve can güvenliklerinin saùlanması ve geçmiüte yaptıklarından dolayı cezalandırılmamaları koüullarını ilgili belgeye yazarak Muaviye'ye gönderdi. Maddi herhangi bir talepte bulunmadı. Muaviye de bu üartları kabul etti.202 Bu antlaümadan sonra Kays b. Sa'd Meskin'den ayrılarak Kûfe'ye geldi ve burada isteksiz de olsa Muaviye'ye biat etti.203 Hz. Hasan taraftarlarının biat etmesiyle Muaviye, Hz. Osman'ın üehit edilmesiyle baülayan siyasi bölünmüülüùü ortadan kaldırarak ümmetin birliùini saùladı. Kays b. Sa'd ve emrindeki askerlerin Muaviye'ye karüı mücadelede kararlı olmaları, hem kendilerinin hem de Hz. Ali taraftarlarının geleceùi açısından önemli kazanımlar elde etmelerini saùladı. Bu sayede gerek Hz. Osman'a karüı isyan edenler, gerekse Muaviye'ye karüı Sıffîn'de savaüanlar ve onu acımasızca eleütirenler, takibattan ve cezalandırılmaktan kurtuldular. Gerçekten de Muaviye yaptıùı anlaümaya sadık kalarak Hz. Osman'a isyan edenler de dâhil olmak üzere Hz. Ali taraftarlarını geçmiüte yaptıklarından dolayı hesaba çekerek cezalandırmadı. Muaviye bütün müslümanların halifesi olunca, Hz. Ali tarafında yer almıü bulunan Ensâr, mevcut statülerinin ve haklarının korunması kaygısına düütüler ve Muaviye'ye bir heyet göndererek Ensâra Rasûlullah'ın vasiyetine göre204 muamele etmesini talep ettiler. Muaviye rından ötürü takibata uùramaktan ve cezalandırılmaktan korkmaktaydılar. Kays'ın da içinde bulunduùu bu askerler eman almadan teslim olmadılar. 202 Abdurrezzâk, Musannef, V, 462; Belâzurî, Ensâb, III, 292, 294; Taberî, Târîh, III, 168; úbn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 15, 19, 89. Bkz. Belâzurî, Ensâb, III, 294. 203 Abdurrezzâk, Musannef, V, 463; Belâzurî, Ensâb, III, 293; Taberî, Târîh, III, 168; úbn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 15, 19, 89. Bir baüka rivayete göre Kays, biat etmeden Medine'ye dönmüü, daha sonra Muaviye'nin ısrarı üzerine biat etmiütir (úbn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 102). úbn A'sem'in naklettiùine göre Muaviye herkese eman vermesi üartıyla kendisine biat etmek isteyen Hz. Hasan'a sadece Kays'a eman vermeyeceùini belirtmiü, fakat Hz. Hasan bunu kabul etmeyince ona da eman vermek durumunda kalmıütır. Kays, Hz. Hasan'ın ısrarları sonucu Muaviye'ye biat etmiütir (úbn A'sem, el-Futûh, II, 294). 204 Hz. Peygamber, son hastalıùı sırasında Ensârdan bazı kimselerin kendisini ebediyen kaybedecekleri korkusuyla toplanıp aùladıklarını öùrenince minbere çıkıp Ensâr hakkında bir konuüma yapmıü, onlara iyi davranılmasını, hatta kötülük yapanlarının bile 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 80 (1, 2) 160 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar de onlara Ensârın kendisine karüı mücadelelerini ve düümanlıùını hatırlatıp bu kadar düümanlıktan sonra özür dilemeden böyle bir talepte bulunmalarına üaüırdıùını dile getirerek onlara sitem etmiütir. Heyettekiler adına ona cevap veren Kays b. Sa'd, bu düümanlıùın esas sorumlusunun Muaviye olduùunu ve kendilerinin doùru olanı yaptıklarını, kendisine itaati Allah'a itaat olarak bildikleri bir üahsın emrine uyarak ona karüı savaütıklarını belirtmiü; onunla yakın iliüki içine girmek istemediklerini, ancak ondan úslam’a sahip çıkmasını ve Rasûlullah'ın vasiyetine uymasını istediklerini ifade etmiütir.205 Kays b. Sa’d ve Hz. Hasan'ın ordusunda bulunan Medineliler, Muaviye'nin iktidara geliüiyle birlikte Kûfe'den ayrılarak Medine'ye dönmüülerdir.206 Bundan sonraki yaüamını Medine'de sürdüren Kays b. Sa'd, yeni yönetimde görev almak ya da sıcak iliükiler içinde bulunmak istememiütir. Bununla birlikte Muaviye onunla karüılaütıùında ona deùer vermiü ve saygı göstermiütir. Bir defasında Muaviye Kays b. Sa'd'ı yanına alarak birlikte Kâbe'yi tavaf etmiü ve onu Dâru'n-Nedve'ye götürerek yanına oturtmuütur. Burada yaptıkları sohbet esnasında Muaviye -belki de Kays'ı sınamak amacıyla- Hz. Ali hakkında çirkin sözler söylemiü; Kays hemen ona müdahale ederek, Hz. Peygamber'in Hz. Ali hakkındaki sözlerini hatırlatarak onun hakkında çirkin sözler söylememesi gerektiùi uyarısında bulunmuütur.207 Böylece Kays b. Sa'd, Hz. Ali'ye olan muhabbetinin Hz. Peygamber'in sözlerine dayandıùını ve bu yüzden onu savunduùunu göstermiü, halifeye yakın olmak arzusuyla düüüncesini gizlememiütir. Kûfe'den ayrıldıktan sonra Medine'de siyasetten uzak yaklaüık yirmi yıl sade bir hayat süren Kays b. Sa'd, Muaviye döneminin sonlarında 59/679 ya da 60/680 yılında vefat etmiütir.208 Zekâsından ve fitne dönemi olaylarındaki tutumundan dolayı ismi Arap dâhileri ara- baùıülanmasını tavsiye etmiütir. Bkz. Buhârî, el-Câmiu's-Sahîh, ústanbul, 1981, "Menâkıbü'l-ensâr", 11; Hüseyin Algül, "Ensâr", DúA, XI, 252. 205 Mes'ûdî, Mürûc, III, 26; úbn Abdirabbih, Ikd, IV, 34; Zehebî, Siyeru A’lâmi'n-Nubelâ, III, 111. 206Kûfe'den Medine'ye dönerken Kays b. Sa'd, her gün bir deve keserek arkadaülarına ikram etmiütir (úbn Ebî ûeybe, el-Musannef, V, 333; VII, 472. 207Mes'ûdî, Mürûc, III, 23. 208 úbn Sa'd, Tabakât, VI, 52; Halîfe, Târîh, 227; úbn Kuteybe, Ma'ârif, 113; úbnü'l-Esîr, elKâmil, III, 525; Zehebî, Siyeru A'lâmi’n-Nubelâ, III, 112. Kays b. Sa'd'ın Hz. Ebû Bekir'in kız kardeüi Karîbe bt. Ebî Kuhâfe ile evlendiùi nakledilmektedir (úbn Sa'd, Tabakât, VIII, 249). Bu evliliùin siyasî bir yönü olup olmadıùı bilinmemekle birlikte bu evlilik Kays'ın Muhammed b. Ebî Bekir ile iliükilerine etki etmiü olabilir. úüin ilginç tarafı babası Sa'd'ın yerine Ebû Bekir, kendisinin yerine de Mısır valiliùine Muhammed b. Ebî Bekir getirilmiütir, fakat Kays bunlara çok sert tepki göstermemiütir. Bunda söz konusu evliliùin etkisi olabilir. 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 81 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 161 sında zikredilen Kays b. Sa'd,209 idari ve siyasi yeteneùi, cesareti, cömertliùi, iyilikseverliùi ve ilkeli kiüiliùiyle210 tarihteki yerini almıütır.211 Sonuç únsanları idare etmeyi bilen ve liderlik kabiliyeti olan Kays b. Sa'd, fitne dönemi olaylarında öne çıkan ve belirleyici rol oynayan siyasi üahsiyetlerden birisi olmuütur. únsanları idare etme sanatını kabilesinin lideri olan babasından ve hizmetinde bulunduùu Hz. Peygamberden öùrenmiütir. Hz. Peygamber döneminde sancaktarlık ve seriyye komutanlıùı yapmıü, fakat ilk üç halife döneminde fetihlere katıldıysa da kendisine idari bir görev verilmemiütir. Hz. Osman'ın asiler tarafından katledilmesinden sonra iktidara gelen Hz. Ali, önemli eyaletlere Ensârdan valiler tayin ederek onlarla birlikte yönetimi paylaümıütır. Bu valilerden Mısır'a tayin edilen Kays b. Sa'd görevinde baüarılı olmuü, stratejik bakımdan hayati öneme sahip bu eyaleti hakimiyeti altına almıütır. Ancak bunu kendi siyasi geleceùi açısından tehdit olarak gören Muaviye, onu kazanmak ya da görevinden alınmasını saùlamak amacıyla diplomatik giriüimlerde bulunmuü ve böylece Kays ile Hz. Ali arasında güvensizlik oluüturmuü; onun bu stratejisini fark edemeyen Hz. Ali de onu görevinden azlederek en önemli siyasi hatalarından birisini gerçekleütirmiütir. Üstelik onun yerine ismi halefinin katilleri arasında zikredilen idari ve siyasi tecrübesi bulunmayan genç Muhammed b. Ebî Bekr'i atamıütır. Halifenin bu hataları Mısır'ın elinden çıkmasına sebep olmuütur. Kays b. Sa'd, Hz. Ali'yi mevcut sahabiler içinde hilafete en layık kiüi olarak görmüü ve onu hem sözlü hem de fiili olarak desteklemiü; bu hususta Ensârın öncülüùünü yapmıütır. Valilikten azledilmesine neden olan Muaviye'yi ve taraftarlarını meüru halifeye karüı isyan edenler olarak deùerlendirmiü ve onlara karüı savaümakta tereddüt etmemiütir. Hâricîlere karüı da benzer duygu ve düüüncelerle mücadele etmiütir. Kays b. Sa'd'ın yaüadıùı dönemin beü Arap dâhisinden birisi olduùu hakkında bkz. Abdurrezzâk, el-Musannef, V, 463; Taberî, Târîh, III, 168; Zehebî, Siyeru A'lâmi’nNubelâ, III, 108; úbn Kesîr, el-Bidâye, V, 338, VIII, 102; Kalkaüandî, Ahmed b. Ali (821/1418), Subhu'l-A'üâ fî Sınâati'l-únüâ, thk. Yusuf Ali Tavîl, Dımaük 1987, I, 510. 210 úbn Abdirabbih, el-Ikdu'l-Ferîd, I, 256; Kindî, Vulât, 21; Mes'ûdî, Murûc, III, 26; Zehebî, Siyeru A'lâmi’n-Nubelâ, III, 106; úbn Kesîr, el-Bidâye, V, 337, VIII, 100. Kays b. Sa'd'ın hile ve entrikayı herkesten daha iyi bildiùi halde Hz. Peygamber'den hile ve tuzak kurmanın cehennemlik iü olduùunu duyması sebebiyle buna baüvurmadıùını ifade ettiùi nakledilir. Bkz. Kindî, Vulât, 21; Zehebî, Siyer, III, 107-108; úbn Taùriberdî, enNücûmu'z-Zâhire, I, 95, 96. 211 Kays b. Sa'd'ın rivayet ettiùi hadisler için bkz. Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 421; Ebû Dâvûd, Sünen, "Siret", 3, "Nikâh", 40; úbn Sa'd, Tabakât, I, 451; el-Beyhakî, Ebû Bekr Ahmed b. hasan b. Ali (458/1079), es-Sünenü'l-Kübrâ, thk. Muhammed Abdülkadir Atâ, Mektebetü'd-Dâri'l-Bâz, Mekke 1414/1994, I, 293; Zehebî, Siyeru A'lâmi’n-Nubelâ, III, 102, 107, 108. 209 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 81 (1, 2) 162 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar Ammâr b. Yâsir'in Sıffîn'de öldürülmesinden sonra Hz. Ali'nin en önemli adamı haline gelen Kays, ölünceye kadar halife için mücadele etmekte kararlı askerlerden oluüturulan üurtatü'l-hamîs adlı ordunun komutanlıùına getirilmiü ve Azerbaycan valiliùi de uhdesine verilmiütir. Bir suikast sonucu Hz. Ali üehit olunca, ordu komutanı olarak Kays b. Sa'd, Hz. Hasan'a biat edilmesini saùlamıü ve onu Muaviye'ye karüı savaüması için teüvik etmiütir. Baülangıçta buna yanaümayan Hz. Hasan, Muaviye'nin saldırıya geçmesi üzerine savaü kararı almıü, Kays'ı da komutanlıktan alarak yerine Ubeydullah'ı getirmiütir. Ancak Ubeydullah'ın para karüılıùında Muaviye ile anlaüarak saf deùiütirmesi üzerine askerler tarafından Kays tekrar komutan yapılmıütır. Bu arada Hz. Hasan Muaviye ile anlaümıü ve Kays'ın teslim olmasını istemiütir. Bunun üzerine Kays kendisi, askerleri ve Hz. Ali taraftarları adına eman almak için mücadele etmiü, yaptıklarından dolayı Hz. Ali taraftarlarının cezalandırılmayacaùına dair yazılı bir anlaüma yaparak Muaviye'ye biat etmiütir. Kays'ın bu kararlılıùı hem Muaviye'nin Hz. Hasan'ın üartlarını kabul etmesini hem de kendisinin eman almasını ve böylece Hz. Osman karüıtı olanlar da dâhil Hz. Ali taraftarlarının cezalandırılmamasını saùlamıütır. Ubeydullah gibi kendi yakınları Hz. Hasan'a ihanet ederken, Kays aldıùı bütün rüüvet tekliflerini reddederek parayla satın alınamayacak güvenilir ve ilkeli bir devlet adamı olduùunu göstermiütir. Öyle anlaüılıyor ki Kays b. Sa'd, Hz. Ali'yi desteklemeseydi Muaviye daha kısa zamanda iktidarı ele geçirebilirdi. Netice olarak Hz. Peygamber'in terbiyesi altında yetiüen Hz. Ali ve Kays b. Sa'd, úslam'ın ilkelerine baùlı kaldıkları ve entrikayla siyasi baüarı kazanmayı bu ilkelere uygun bulmadıkları için kaybederken, siyasi baüarı için her türlü hile ve entrikaya baüvurmaktan çekinmeyen Muaviye siyasi mücadeleyi kazanmıütır. 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 82 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 163 KAYNAKÇA Abdurrezzâk, Ebû Bekir b. Hemmâm es-San’ânî (211/826), elMusannef, thk., Habiburrahmân el-A’zamî, Beyrut 1403. Abdülbâkî, b. Kâni’ Ebu’l-Hüseyn (351/962), Mu’cemü’s-Sahâbe, thk., Salâh b. Sâlim el-Mısrâtî, Medine 1418. Ahmed b. Hanbel (241/855), el-Müsned, I-VI, Mısır ty. Akbulut, Ahmet, Sahabe Devri Siyasî Hadiselerinin Kelamî Problemlere Etkileri, ústanbul 1992. Akyüz, Vecdi, Hilafetin Saltanata Dönüümesi, ústanbul 1991. Algül, Hüseyin, "Ensar", DúA, XI, 251-252. Algül, Hüseyin, úslâm Tarihi, ústanbul 1997. Apak, Adem, úslâm Siyaset Geleneùinde Amr b. el-Âs, Ankara 2001. Aycan, úrfan, Saltanata Giden Yolda Muaviye Bin Ebî Süfyan, Ankara 1990. Bakır, Abdulhalık, Hz. Ali Dönemi, Ankara 1991. Bakır, Abdulhalık, Hz. Ali ve Dönemi, Ankara 2004. Belâzurî, Ahmed b. Yahyâ b. Câbir (279/892), Ensâbu’l-Eürâf, thk., Süheyl Zekkâr-Riyâd Ziriklî, Beyrut 1996. Belâzurî, Ahmed b. Yahya b. Câbir (279/892), Futûhu’l-Buldân, thk., Rıdvân Muhammed Rıdvân, Dâru’l-Kütübi’l-úlmiyye, Beyrut 1403. Beyhakî, Ebû Bekr Ahmed b. hasan b. Ali (458/1079), es-Sünenü'lKübrâ, thk. Muhammed Abdülkadir Atâ, Mektebetü'd-Dâri'l-Bâz, Mekke 1414/1994. Bilge, Mustafa L. “Arîü”, DúA, III, 378-379. Buhârî, Ebû Abdillah Muhammed b. úsmâîl, (256/870), et-Târîhu’lKebîr, thk., es-Seyyid Hâüim en-Nedvî, Dâru'l-Fikr, by. ty. Buhârî, el-Câmiu's-Sahîh, ústanbul 1981. Buhl, F. “el-Arîü”, úA, IV, 221. Buzpınar, ûit Tufan, “Havran”, DúA, XVI, 539-541. Câbirî, Muhammed Âbid, úslâm'da Siyasal Akıl, çev. Vecdi Akyüz, ústanbul 1997. Dârimî, Abdullah b. Abdurrahman (255/868), es-Sünen, Beyrut 1407. Demircan, Adnan, Ali-Muaviye Kavgası, ústanbul 2002. Demircan, Adnan, Hâricîler'in Siyasî Faaliyetleri, ústanbul 1996. Demircan, Adnan, úslâm Tarihinin úlk Asrında úktidar Mücâdelesi, ústanbul 1996 Dîneverî, Ebû Hanîfe Ahmed b. Dâvûd (282/895), el-Ahbârü't-Tıvâl, tah., Abdülmun’im Âmir, Kahire 1960 Dokrat, Besim,“Havrân”, úA, V/1, 378-379. Ebû Dâvûd, Süleyman b. Eü'as es-Sicistânî (275/888), es-Sünen, thk., M. Muhyiddin Abdulhamid, ústanbul 1981 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 82 (1, 2) 164 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar Fâkihî, Ebû Abdullah Muhammed b. Ishâk, Ahbâru Mekke fî Kadîmi’dDehr ve Hâdisihi, thk., Abdülmelik Abdullah Dehîü, Dâru Hadar, Beyrut 1414. Fayda, Mustafa, “Cebele b. Eyhem”, DúA, VII, 184-185. Fıùlalı, Ethem Ruhi, “Ali”, DúA, II, 372. Fıùlalı, Ethem Ruhi, “Cemel Vak’ası”, DúA, VII, 320-321. Fıùlalı, Ethem Ruhi, “Hasan”, DúA, XVI, 282-285. Günal, Mustafa, Hz. Ali Dönemi ve úç Siyaset, ústanbul 1998. Halîfe b. Hayyât (240/854), Kitâbu’t-Tabakât, thk., Ekrem Ziyâ elUmerî, Riyad 1982. Halîfe b. Hayyât, (240/854), Târîhu Halîfe b. Hayyât, thk., Ekrem Ziyâ el-Umerî, Dâru’l-Kalem-Müessesetü’r-Risâle, Dımaük-Beyrut 1397. Hatîb, Abdülkerim, Alî b. Ebî Tâlib, Beyrut 1975. Hizmetli, Sabri, úslâm Tarihi, Ankara 1999. Hizmetli, Sabri, “Tarihi Rivayetlere Göre Hz. Osman’ın Öldürülmesi”, AÜúFD, XXVII, Ankara 1985, 149-176. Huart, Cl., “Ali”, úA, I, 307. úbn A’sem el-Kûfî, Ebû Muhammed Ahmed (314/962), el-Fütûh, Beyrut 1406/1986 úbn Abdilberr, Ebû Ömer Yusuf b. Abdillah b. Muhammed (463/1071), el-ústî’âb fî Ma'rifeti’l-Ashâb, thk., A. M. el-Bîcâvî, Kahire ty. úbn Abdilhakem, Ebu'l-Kâsım Abdurrahman b. Abdillah (257/870), Futûhu Mısr ve Ahbâruhâ, (thk. Charles Torrey), el-Mektebetu'lMüsennâ, Baùdat ty. úbn Abdirabbih, Ebû Ömer Ahmed b. Muhammed el-Endelûsî (327/939), el-Ikdü’l-Ferîd, thk. Ahmed Emîn ve diù., Kahire 1965. úbn Asâkir, Ebu'l-Kâsım Ali b. el-Hasan b. Vehbetullah (571/1175), Târîhu Medîneti Dımaük, yy. ty. úbn Ebî ûeybe, Ebû Bekir Abdullah b. Muhammed b. Ebî ûeybe (235/849), el-Musannef fi'l-Hadîs ve'l-Âsâr, thk., Kemal Yusuf elHût, Mektebetu'r-Ruüd, Riyad 1409. úbn Hacer el-Askalânî, ûihâbuddîn Ebu'l-Fadl Ahmed b. Ali (852/1449), el-úsâbe fî Temyîzi's-Sahâbe, thk., A. M. el-Bicâvî, Kahire 1970. úbn Hacer el-Askalânî, Tehzîbu't-Tehzîb, Dâru'l-Fikr, Beyrut 1984. úbn Hibbân, Muhammed b. Hibbân b. Ahmed b. Ebî Hâtim (354/965), es-Sîretu’n-Nebeviyye ve Ahbâru Hulefâ, tsh., Hafız Seyyid Aziz Bey, Beyrut 1987. úbn Hibbân, Muhammed b. Hibbân b. Ahmed b. Ebî Hâtim (354/965), Kitâbu’s-Sikât, thk., Es-Seyyid ûerifuddîn Ahmed, Dâru’l-Fikr, yy. 1975. úbn Hibbân, Muhammed b. Hibbân b. Ahmed b. Ebî Hâtim (354/965), Meüâhiru’l-Ulemâi’l-Emsâr, thk., M. Fleischer, Dâru’l-Kutubi’lúlmiyye, Beyrut, 1959. 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 83 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 165 úbn Hiüâm, Ebû Muhammed Abdülmelik (218/833), es-Sîretu’nNebeviyye, thk., Taha Abdurraûf Sa’d, (I-VI), Dâru’l-Cîl, Beyrut 1411/1990. úbn úshâk, Muhammed b. úshâk b. Yasâr (151/768), Sîratu úbn úshâk, thk., Muhammed Hamidullah, Konya 1981. úbn Kesîr, Ebu'l-Fidâ úsmâîl b. Ömer, (öl. 774/1372), el-Bidâye ve’nNihâye, I-XIV, Mektebetü’l-Meârif, Beyrut ty. úbn Kuteybe, Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim (276/889), el-úmâme ve’s-Siyâse, (úbn Kuteybe'ye nispet edilir), thk. Tâhâ Muhammed ez-Zeynî, Kahire 1967. úbn Kuteybe, Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim ed-Dîneverî (276/889), Kitâbu’l-Meârif, thk., Muhammed úsmail Abdullah esSâvî, Dâru úhyâi't-Turâsi'l-Arabî, Beyrut 1970. úbn Sa’d, Ebû Abdillah Muhammed (230/845), et-Tabakâtü’l-Kübrâ, Dâru Sâdır, Beyrut ty. úbn Seyyidinnâs, Uyûnu’l-Eser fî Funûni’l-Meùâzî ve’s-Siyer, thk., Muhammed el-Îd el-Hatrâvî vd., Beyrut 1992. úbn Taùriberdî, Ebu'l-Mehâsin Cemalüddîn Yûsuf (874/1470), enNücûmu'z-Zâhire fî Mulûki Mısr ve'l-Kâhire, Kahire 1929. úbnü’l-Esîr, úzzüddîn Ali b. Muhammed b. Muhammed (630/1232), elKâmil fi't-Târîh, thk., Ebû'l-Fidâ Abdullâh el-Kâdî, Beyrut 1995. úsfahânî, Ebu'l-Ferac (356/967), Makâtilu't-Tâlibiyyîn, thk. es-Seyyid Ahmed Sakr, Dâru úhyâi Kutubi'l-Arabiyye, by. ty. Kalkaüandî, Ahmed b. Ali (821/1418), Subhu'l-A'üâ fî Sınâati'l-únüâ, thk. Yusuf Ali Tavîl, Dımaük 1987 Kapar, Mehmet Ali, “Hz. Ali'nin Öldürülmesi ile úlgili Rivayetlerin Deùerlendirilmesi”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 3, Konya 1994, 341-345. Kindî, Ebû Ömer Muhammed b. Yusuf (350/961), Kitâbu’l-Vulât ve Kitâbu’l-Kudât, thk., Rhuvan Guest, Leyden London 1912/ Beyrut 1908. Lammens, “Büsr”, úA, II, 841-842. Lammens, “Hasan”, úA, V/I, 308-309. Makrizî, Takıyyüddîn Ahmed (845/1442), Hıtat, Dâru Sâdır, Beyrut ty. Mes'ûdî, Ebu’l-Hasan Ali b. el-Hüseyn b. Ali (346/956), Mürûcu’z-Zeheb ve Meâdinu’l-Cevher, Mısır 1384/1964. Minkarî, Nasr b. Muzâhim (212/827), Vak’atu Sıffîn, thk., Abdüsselâm Muhammed Hârûn, Kahire 1382/1962. Mizzî, Ebu'l-Haccâc Abdurrahman b. Yusuf, Tehzîbu'l-Kemâl fî Esmâi'rRicâl, nür., Beüüâr Avvâd Ma'rûf, Müessesetü'r-Risâle, Beyrut 1980. Muberred, Ebu'l-Abbâs Muhammed b. Yezid (285/898), el-Kâmil fi'lLugati ve'l-Edeb, tah., Muhammed Ebu’l-Fadl úbrahim, Kahire ty. 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 83 (1, 2) 166 Yrd. Doç. Dr. Kenan Ayar Önkal, Ahmet, "Tahkim Olayı Üzerine Bir Deùerlendirme", úSTEM, Yıl:1, Sayı: 2, 2003, 33-68. Önkal, Ahmet, “Ci’râne”, DúA, VIII, 25. Özaydın, Abdülkerim, “Büsr b. Ebû Ertât”, DúA, VI, 494. Sarıçam, úbrahim, Emevî-Hâüimî úliükileri úslâm Öncesinden Abbâsîlere Kadar, Ankara 1997. Sarıçam, úbrahim, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, Ankara 2001. Söylemez, Mahfuz, Bedevîlikten Hadârîliùe Kûfe, Ankara 2001. ûemsuddîn es-Sehâvî (902/1496), et-Tuhfetu’l-Latîfe fî Târîhi Medîneti’üûerîfe, Dâru’l-Kutubi’l-úlmiyye, Beyrut 1993. Taberânî, Ebu’l-Kasım Süleyman b. Ahmed (360/970), el-Mu’cemu’lKebîr, thk., Hamdi Abdülmecîd Selefî, Mektebetü’l-Ulûmi’l-Hukm, Musul 1983. Taberî, Ebû Cafer Muhammed b. Cerîr b. Rüstem (310/922), Târîhu'lUmem ve'l-Mülûk, Dâru’l-Kütübi’l-úlmiyye, Beyrut 1407. Terzi, Mustafa Zeki, Hz. Peygamber ve Hulefâi Râüidîn Döneminde Askerî Teükilât, Samsun 1990. Vâkıdî, Ebû Abdillah Muhammed b. Ömer (207/822), Kitâbu’r-Ridde ve Nebezetun min Futûhi’l-Irâk, neür. Muhammed Hamidullah, Paris 1989/1409. Vâkıdî, Ebû Abdillah Muhammed b. Ömer (207/823), Kitâbü'l-Meùâzî, thk., Marsden Jones, London 1966. Wellhausen, Julius, Arap Devleti ve Sukutu, çev. Fikret Iüıltan, Ankara 1963. Ya'kûbî, Ahmed b. Ebî Ya'kûb b. Ca'fer b. Vehb (292/904), Târîhu'lYa'kûbî, Dâru Sâdır, Beyrut ty. Yâkût, Ebû Abdillah b.Abdillah el-Hamevî (626/1229), Mu’cemu’lBuldân, Dâru’l-Fikr, Beyrut ty. Yılmaz, Metin, úslam ûurta Teükilatı (Ortaya Çıkıüı ve úüleyiüi), Samsun 2003, (Basılmamıü Doktora Tezi). Zehebî, ûemsüddin Muhammed b. Ahmed b. Osman (748/1347), Siyeru A’lâmi’n-Nubelâ, thk., ûuayb el-Arnavût-M. Nuaym el-Arksûsî, Beyrut 1986. Zehebî, ûemsüddîn Muhammed b. Ahmed b. Osman (748/1347), Târîhu’l-úslâm ve Vefeyâtü’l-Meüâhir ve'l-A’lâm, (Ahdu’l-Hulefâi’rRâüidin), thk., Ömer Abdüsselâm Tedmürî, Dârü’l-Kütübi’l-Arabî, Beyrut 1407/1987. Zemahüerî, Ebu’l-Kasım Muhammed b. Ömer (538/1143), el-Fâik fî øarîbi’l-Hadîs, thk., Becâvî-Muhammed Abdü’l-Fadl úbrahim, Kahire 1971 20-21.pdf 08.01.2010 17:06:03 Page 84 (1, 1) Sahabe Dönemi úktidar Mücadelesinde Arap Dâhilerinden Kays B. Sa’d 167 The Place of Kays b. Sa’d, the Genius of Arabs in the Struggle for the Position of Power in the Period of the Companions of The Prophet Muhammad ABSTRACT This article examines, in general, the place of some people who played important roles on political developments in the period of Caliph Ali and his son, Hasan, and, in particular, the place of Kays b. Sa’d who was one of the genius of Arabic people and statesmen, his political and administrative affairs, the explanations of the first domestic disorders, the reasons for the dividing of the Muslim nation, and the policies of the statements towards those events. Kays b. Sa’d worked as a governor of Egypt and Azerbaijan in the time of Caliph Ali, as a commander of army, as a consultant in the state affairs, as an ambassador at abroad, and caused the companions of the Prophet Muhammad engage in war on behalf of Caliph Ali in the civic wars. He took an active role in having of caliphate for Hasan, and fought against Muaviye for his accomplishing of this task. When Hasan and Muaviye came to an agreement, Kays b. Sa’d made a written agreement based on the stipulation that any harm in terms of life and properties would not be given to the followers of Ali, and then he left from his duty. He also played an important role in not giving any punishment for their past activities. Key Words: Kays b. Sa'd, Caliph Ali b. Abi Talib, Hasan b. Ali, Muaviya, Ansâr.