OSMANLI TOPLUMUNDA KUR'AN KÜLTÜRÜ ve TEFSiR ÇALIŞMALARI . -ll- Editörler Bilal Gökkır Necdet Yılmaz ömer Kara Muhammed Abay Necmettin Gökkır (~ilim vı~ KUR'AN VE TEFSiR AKADEMISI Elmalılı Harndi Yazrr'ın Bilimsel Tefsir Anlayışı RECEP ORHAN ÖZEL Yrd. Doç. Dr., Amasya üniversmsi tlahiyat Fakfılıısi Giriş Kur'an-ı Kerim, ilahi mesajlar silsilesinin son halkasını teşkil eden bir kitap- or. Dolayısıyla insanlıgın layarnete kadar yaşayacagı sercncama, karşılaşacagı ihtiyaç ve durumlara cevap verecek özelliktc gönderilmiştir. Bu sebeple Kur'an muhtevasırun oldukça çeşitlilik arzettigi.rı.i müşahede etmekteyiz. İslam Tefsir Tarihinde Kur'an'ı anlama etrafında oluşan farklı yöntem ve egilimler, varlıkla­ uru önemli ölçüde Kur'an'ın bu zengin muhtevasına borçludurlar. Her yöntem, Kur'an ayetlerinin belirli yönleri üzerinde durmuş ve böylece tefsir arneliyesi çeşitli kulvarlarda yoluna devam etmiştir. Şu bir gerçektir ki, Kur'an yalnızca iman, ibadet, ahlak ve mua.melat üzerine konuşmamaktadır. Kur'an-ı Kerim'de maddi aleme özellikle de yaraolışa dair birçok ayet-i kerime bulunmaktadır. Bu alanda yapılan bir araşormaya göre Kur'an'da insanın, kendisini tanıyıp bilece~ konulara bakmayı emreden 350, yeryüzünü araşormaya teşvik eden 50 kadar ayet bulunmaktadır. Pozitif billmlere işaret eden ayetlerin toplam sayısı ise 750'dir.1Bu ayet-i kerimeler, bugün aynı zamanda her biri bagımsız birer ilmi disiplin haline gelmiş müspet bilimlerin alanlarına tekabül enn.ektedir.Eğer Kur'an ilimle:rini, Kur'an'ı anlamaya hizmet eden ilimler olarak algılıyorsak, bugün kalnan anlamaya çalışan bazı 1 Celal Kırca, Kur'anveFenBilimlai, İstanbul: Martfet Yayınları,l997, s.34. 550 1OSMANU TOPLUMUNDA KUR'AN KÜLTÜRÜ VE TEFSIR ÇALIŞMALARI-II- müspet bilimlerin kendi alanlanna tekabül eden Kur'an ayetlerini daha i~ anlamamıza yardımcı olacağım dikkatten uzak tutmamalıyız.Nite.kiın Kur'aı kendisini anlamaya ve düşünmeye davet eden bir kitap oldugundan tecrübibi gilerin ışıgında Kur'an'ın ilgili ayetleriniyorumlamak bir bakıma kaçınılma olmuş ve bumeyandaki tefsir faaliyeti "Bilimsel Tefsir" olarak adlandırılmışnr. Bilimsel Tefsir'in meşruiyeti, öteden beri tarnşılnuş ve islam alimleri ör sürdükleri bazı gerekçelerle bu tefsir tarzının yanında ya da karşısında olınu: lardır?Bizce pozitif bilimlere dair bazı gerçeklerin Kur'an'daki varlığı.. ifrat ' tefıit görüşler çerçevesinde ele alınmamalıdır. 3 Kur'an'ın muhatabı insandır. E baglarnda Kur'an'da gah belagar sanatlarma başvurularak sözün gücünde yararlanılmış gah evrenm inceliklerine temas edilerek akıl sahiplerine Kur'an'ı ilm-i ilahiden sadır oldugu gösterilmiştir. Müslümaniann bilim dünyasındal sukuru olmasaydı belki de Bilimsel Tefsirin şartlan olgunlaşnnlabilecek ı pozitif bilimlerin Kur'an ilimleri içinde makul çerçevede bir yeri olacaktı. Biz< dirayet açısından edebiyat kadar pozitif bilimler de Kur'arı'ın daha iyi anlaşılın sına hizmet eden ilimler cümlesindendir. Bu noktada dil ilimleri ile poziı bilimler arasında bir ~klılığın olmadıgını düşünüyoruz. O zaman tefsir saha~ nı, çaglara hitap eden kitabın güzelliklerini ve inceliklerini insanlığa sunac< başka ilimiere de açık tutmak ve c:Iaızalocı yaklaşun sergilemernek gerekir. Bu ç$şmada, Bilimsel tefsiri, ifrat ve tefrit çizgisinden uzak durarak işlem . ye çalışan ElmaJılı Ham~ Yazır'lij görüşlerine yer verilecel<tir. . i. Hak Dini Kur'an Dili'nde Bilimsel Tefsirin Sosyo-Kültürel Zemini . Yukanda Bilimsel Tefsir'i hazırlayan temel unsurlardan birinin Kur'arı'ın t biat ve yaraalış üzerine ortaya koydugu beyanlar olduğuna degin.ildi Bunur beraber herhangi bir düşünsel ve ilmi faaliyetin sosyal, kültarel, siyasal, iktisa gibi harici etkenlerden bağımsız vücut bulduğunu söylemek mümkün değild Zira mesaisini ilim, kültür ve sanat alanına vermiş entelektüel bir şahsiyet, he yaşadıgı coğrafyanın sosyokültürel ortamından etkilenebilmekte hem de düşü ce ve eserleriyle zamanın akışına yön verebilmektedir. Elmahlı Harndi Yazır, gerek bölgesel ve gerekse uluslar arası dÜZeyde etkil< 2 3 Muhsin Demirci, TifsirUsulavc:Tarihi, İstanbul: lFAV, 1998, s. 279. Bkz. İshak Yazıcı, "Edip Yüksel ve Muhammed Esed'in Mealierine Eleştirel 1 !nceleme", Kur'an Mealieri Sc:mpo.zyum~ Ankara: Diyanet İşleri Başkanlıgı Yayıola 2007, ss-319-348. R.E. ÖZEL· ELMAllU'NIN BIIJMSEL TEFSlR ANLAYlŞ! j551 derin olan hatta yansımalan bugüne ulaşan çok Onemli sosyal, siyasal, kültürel ve askeri olaylan yaşamış bir şahsiyettir. Denilebilir ki, bugünün Türkiyesinde karşılaştığı.mız ilmi, fikri. kültürel ve siyasi birçok mesele aslında onun döneminde gündeme gelen fik.irlerin birer iz düşilmünden ibarettir. Kendisi, birbirinden büsbütün bağımSız ve ilgisiz olmasa da iki farklı dünya görüşünün Osma.nlı ve ~umhuriyet- kmlma noktalanna tanıklık eı:miş bir İslam ali.ıni.dir. Yaşadıgı dönem, batının açık üstünlüğü karşısında öne sürUlen çözüm yolları­ nın, birbirine muhalif ve alternatif olarak üretilen pek çok tezin ve antitezin tarihi zeminidir. Batı karşısındaki askeri mağlubiyetler, Osmanlı'da zamanla baoya öykünme ile sonuçlanacak bir sürecin tetikleyicisi olmuştur. Zuhur eden edebiyat akımla­ n, Fransızca egitim veren okullar, Avrupa'ya gönderilen bazı talebeler, dışandan getirti.len yabancı uzmanlar, bazı demekler Osmanlı topraklarına hannın sosyokültiltel iklimini de taşımışnr.~atılılaşmanın çerçevesini bilim ve teknikle sınırlandıranlar olsa da kimi düşünür ve aydınlar, ilerlemenin ancak dini ve kültürel değerleri terk ederek sağlanabilecegi.ni savunmuşlardır. Nitekim Abdullah Cevdet (1869-1932), Hüseyin Cahit Yalçın {1875-1957), Kılıçzade Hakkı (1872-1959),Celal Nuri lleri (1882-1936) gibi aydınlar, batılılaşma ve yükselme karşısındaki en büyük engeli, dinde ve ona baglı oluşan sosyo-kültürel yapıda görmüşlerdir. Asırlardır süregelen etkileşirnle topluma köklü bir kimlik veren din üzerindeki bu radikal taleplerini, handan devşirdil<.leri pozitivist, materyalist, darvinist fikriyar ile desteklediler.5Auguste Comt'un (1857) üç hal kanununa ittiba edenler artık dinirı dünyada işlevini yitirdigini ve yeıini bilime bıraktı­ gına kail olmuşlardır.6Bilim, miadını doldurmuş dinini yegane alternatifi olarak takdim edilmiş, din ve ona bağlı metafizik olgular tabü kanunların zorunluluğu etrafında reddedilmiş, birer efsane konumuna indirilrnişı:ir. 7 Osmanlının son döneminde yaşayan islam alimleri de gerilerneyi bir realite olarak kabul etmişler, ilerlemenin lüzumuna inanmışlar ancak takip edilecek yöntem bakımından daha farklı bir duruş sergilemişlerdi.r. Temelinde Batının İslam Dünyasında kurduğu hakimiyet ve bu cografyada başlattığı işgaller, sefir ve aydınların İslam düşüncesi karşısında batı değerlerini yüceitmeleri ve İslam'ı ~M urtaza Koclaelçi, Pozitivizm'in Türkiye'ye G~i. Ankara: Hece, 2002, s. 163. ' 6 7 Ahmer İshak Demir, Cumhuriya Dönani Aydınlannın Islam'a Ba1ıı.şı, İstanbul: Ensar, 2004,s.86. Demir, age, s.l32 Demir, age, s.l90. 5521 OSMANLI TOPLUMUNDA KUR'AN KÜLTORO VE TEFSIR ÇALIŞMALARI-IIgelişmeye engel gösterme çabalan, adına "lslamcılık" denilecek bir söylerr do~rmuşrur. İslamcılık düşüncesi esasen ana karakteri ıslah, tecdid gibi ka' ramlar üzerine kurulu ihyacı bir söylemdir. Bılu minvalde görüş beyan eden islar llimleri, İslam'ın akıl ve bilimle uyum arzettigi, iledemeye engel olma bir yan imkan tanıdığı, gerilemenin sebebinin İslam'dan kaynaldanmadıgı gibi kar~ tezler ileri sürdüler. Elmalılı Harndi Yazır da bu görüşleri dillendiren llimlerde: biridir. Dönemin mecmualarında kaleme aldıgı. "Müslümanlık Mani-i Terald Degil, Zamin-i Terakkidir"9 "İslarniyet'le Medeniyet-i Cedıde Birieşebilir mi.?"1' gibi yazılarda İslam'da akıl-nakil veya din-bilim çanşmasının olmadıgı, içtihadı lüzumu, yenilenmenin gereklilig:L çalışmanın ve ilerlemenin (terakki) önemi gil konuları ele almışor. Yazır'ın yaşadığı döneme damgasını vuran mezkor söylemlerin, tefsirind takip ettiği yöntemde belirleyici oldu~u söylemeliyiz. Kendisi Kur'an tefs rinde takip edilecek esaslardan birincisini Kur'an, ikincisini hadis, Oçüncüsün sahabe ve tabün kavli, dördüncOsünO de Arap dilbilgisi, şer'i ve aldi ilimi( dairesindeki teviller' şeklinde sunmaktadır.uBu çerçevede Elmalılı Hameli Y~ zır'ın haci.mli tefsirinde hemen tüm eğilirnlere müracaat ettigi, lügat, sosyoloj psikoloji, felsefi ve müspet ilimlerden yardım alaral< revillerde bulunduğu ge rülmektedir. Şu halde müellifin, bilimsel tefsir çerçevesindeki yaldaşımlarını bir yönüyle savunmacı bir karakter taşıdıgını söylememiz yanlış olmayacaktı Böylece Kur'an'ın bilimsel gerçeklikler ile uyum sagladığı, asla gerilemeni sebebi olrnadıgı ·somut olaral< gösterilmiş olmaktadır. Aynca duragarılıgı ve ge: l<~şlığı. ile islam aleyhtarlarının eline koz veren Müslümanlar uyarılım İslam'ın ögtenme ve araşormaya teşvik eden ruhunu tekrar yal<alamalarrn yardımcı olunmuştur. Bilimsel Tefsiri Delillendinnesi Bilimsel Tefsiri savunanlarm b~ ayet-i kelime ve hadislerle görüşl~ görülmektedir. Elmalılı da zaman zaman ayı yola tevessül etmekte ve Kur'an'ın ilimleri cami bir hususiyet taşıdığını belir mektedir. Bazı Kur'an ayetlerine getirdi~ izahlarda bu tür yaklaşımlarını görı meşruiyet sağlamaya çalışnklan 8 9 10 11 tsrnail Kara, Türkiye'de İslamcılık Dilştlnus~ İstanbul: Kitabevi, 1997, 1, s.20, Elınalılı Hameli Yazır, Makalder, (Hz. Cüneyt Köksal &: Murat Kaya), İsranbu Kitabevi, 1997, I, s.8l. Yazır, Makaleler, II, s.lOl. Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, Mul<addime'de s.29, İstanbul: Eser ~eşriyat, 1979. R.E ÖZEL· ELMAULl'NlN BlUMSEL TEFSİR ANLAYIŞI 1553 biliriz: 1) Bakara suresinde "Nitekim içinizdaı sizlere ayetlerimizi, okuyan, sizi temi.z}eyen, Kitabı ve hikmeti öğreten b~ resul g6nderdilı.',ı.ı buynılmaktadır. Elmalılı, ayette Hz. Peygamberin (a.s) misyonu arasında sayılan "kitap" ve "hikmet"in ögtetilmesi baglamında nebevi ögretiye çok geniş bir saha ayırmaktadır. O'na göre Hz. Peygamber (a.s) filozoflara ders verecek hikmet bilgilerini (kitil.b-ı hikmet), okuma yazma bilmeyen bir topluma yazmayı (kiı:ab-ı kitabet), her türlü lıikmeti havi hukuk ilmini ve şardannı (teşri), ahlak bilgilerini, toplumsal incelikleri (esrar-ı ictimal), beşeriyetin maslahanru, mebde ve me'ad bilgisini, kıiinatta hüküm süren kanunlar ve Allah'ın koydugu fiziki yasaların (sünen-i ilahi) özet 13 bilgilerini ögtetmektedir. Bu açıklamalara göre kitap ve hikmet kavramlan geniş bir mubtevaya delalet etmekte olup şer'i ilimlerin yanında tabü ili.mlere ilişkin özet bilgilerine de şamildir. 2) Rabman suresinde geçen "Rahman olan Allah Kur'an'ı ögtetti."14 ayet-ikerirne baglamında şu ifaddere yer vermektedir: "Kur'an'ı ögtennek ibaresi, Kur'an'a ilim ifade etmektedir. Yalnız lafızlanna degil. beraberinde manalarma da büyük bir ebemrniyetle ilim ifade eylemektir ki bu çeşididir. Bazen işaret ve rumuzlardan kevni hadiselere vuküf derecesine kadar çıkar."l.5 Yazır, bu izahlannın a.kabinde Taberi'den (v.3l07922) "Kur'an'da her şeye dair ilim indirilmiş ve her şey beyan edilmiştir." rivayetine yer vermektedir. Yine İbn Abbas'a nispet edilen ..Devemin ipi kaybolsa herhalde Allah'ın kitabında bulurum" rivayetini zikretmektedir. 3) Bir başka ayet-i keriınede şöyle buyrulmaktad.ır. "Nasıl Allah'a küfı:edersi­ niz! Ölü iken size can vermiştir. Sonra sm yine öldürecek, sonra diriltecek ardından da ona döndürüleceksiniz. O ki yerde ne var ne yok hepsini sizin için yaratn. Sonra semaya istiva etti de onları yedi sema halinde düzenledi O, her şeyi bilendir. "L6 Yazır'a göre yine bu ayet, bütün dünya ve abiret ilimlerini içermektedir. Çünkü bu ayetre hayat, hayatın gayesi gösterilmektedir. Beşerin yer ve gökten 12 2 Bakara 151 13 Yazır, Hall Dini Kur'an Dili, I, 539. 14 55 Rahman 2. Yazır, age, Vll, 4662. 15 16 2 Bakara 28-29. 5541 OSMANU TOPLUMUNDA KUR'AN KÜLTÜRÜ VE TEFSLR ÇAUŞMALARJ -II- faydalaruna hakkına değinilmekte, nazar-ı ilahideki değeri anlaolmakta olup yaraalışın delilleri özetlenmekte, Allah'ın nimetleri ispat edilmekte ve insanın zihni mahsusran makule yükseltilmekteclir.17 4) Yine bir ayet-i kerimede "Kitapta hiçbir şeyi noksan bırakmadık"18 buynılmak­ tadır. Elma.lılı'ya göre burada "kitap" kavramından murad levh-i mahfuzdur. Ancak levh-i mahfuzda her şey yazıldığı gibi oradan tenzil olunan Kur'an'da da beşeri­ yerin muhtaç bulunduğu deliller vç mühim olan ilahi yükümlülüklerden hiç biri terk ve ihmal edilmemiştir. Her biri özetren tafsıle veya tafstlden Ozere_giden beyan-ı bedi ile muhkem ve müteşabih çeşitli surelerde açık (zahir) veya gizli (hafi) deliller ve işaretler içinde hamlatı.l.mıştı.r. Her şeyi gücü yeten Allah, tekv_ini, teşrii, kavli, fiili her ayeti inclirebilir. Onu da kitabına yazmış, nizamma rabtermiş ve hiçbir ihmalde bulun.mamıştı.r. 19 Yazır'ın .bu izahlanna göre Kur'an gah zahiren g1h işareten kevni hakikarlere temas eden bir kitaptı.r. Bilimsel Tefsir'in lozumuna inanınakla beraber Kur'an'ın tek tek her ilim içerdiği yaklaşımını zorlama bir yorum olarak değer­ lenclirdigirnizi ifade edelim. Bilinen bütün ilim ve sanat dallanru Kur'an'dan çıkaran Suyuti'de görülen bu tür yaklaşımlar, Bilimsel Tefsir muhaliflerinin sert eleştirilerine neden olmaktadır. Bizce Kur'an'ın kevni hadiselere yapağı anf ve değinilerin · suurlarmı gözetmemek, refsirde amacı aşma riskini de beraberin~e t~şımaktaclır. Kur'an, müspet ilimlerle ilgisiz degildir. Fakat bir bilim ltitabı da değij.clir. Şu halde Kur'an'ın söz konusu değinilerini, maksada ulaştıracak örnek kabilinden görmek daha tutarlı bir yaklaşım olsa gerektir. Aslında· birazdan görül~ceği. üzere Yazır'ın kendisinin de zaman zaman bilimsel Tefsir'de itidalli yaklaşıma dikkat çektigi. görülmekteclir. Bu tür orta yollu izahlann.a yukandaki ayetlerin tefsirinde yer vermesi güzel olurdu. 2. Teorik Olarak Bilimsel Tefsire Yaklaşımı Flmahlı, tefsirirıin bazı yerlerinde Bilimsel Tefsir'in yöntem ve usulüne iliş­ kin açıklama ve uyanlarda bulunmaktadır. O, Bilimsel Tefsir'e mutlak anlamda karşı çıkanlan dogru bulmamaktadır. Bir yerde, Kur'an'ın açık bir Arapça olarak indirildigini beyan eden ayetten hareketle hem suEilere hem de Razi gibi gök 17 Yazır, age, I, 284. 18 18 Kebf 109. 19 Yazır, age, lll, 1920. R.E. ÖZEL· ELMALilrNlN BlUMSEL TEFSlR ANLAYIŞ! 1555 bilimcilerin sözlerini tefsire sakanlara "Bunlar Allah'ın kitabını tefsirden uzaktır." diyen Ebu Hayyan'l (v.745/1344) eleşrirmektedir. O'na göre Ebu Hayyan'ın bu sözleri, ifrat ve te.frit kabilindendir. Bazı rivayetlerde Kur'an'ın zahi.rinin. batınını.n, haddinin ve matlaının olduğu belirtilmiştir. Şu halde haddi aşmamak kaydıyla ondan zaman zaman vehbi ve zevki olarak alınan ilham ve rulOatın sonu düşünülemez. Müellilin belirttiğine göre felsefeciler, gökbilimciler ve diğer alimler, edipler, havas ve avamıyla bütün beşerin zihnine, ruhuna temas eden ve edebilecek fikirler ve konular hakkında Kur'an'da red veya ispat olarak ima yoktur demek ve Razi gibi o yolda düşünceleri aydınlarmaya hizmet edenlere ta'n etmek doğru değildir. Düşönmeye yöneiten nice ayetlerinde Kur' an, muhataplannm nitelik ve kabiliyerlerinin derecelerine göre türlü zımni ifadelerle hitap edip dunnuşrur. Tefsirlerin böyle düşüncelerin mertebelerine göre incelikietle alakadar olmaması Kur'an'ın hadd-i matlama ve kapsayıcı bilgilendirme maksadına uygun olrnaz?0 Yazır'ın bu tespitlerinekatıldıgun.ızı. belirteliın. Tecrübe ile sabittir ki, insarı­ lar bilgi ve idrak açısından aynı düzeyde değillerdir. Hiçbir zaman da böyle olınamışlard.ır. Bu yüzden insanlar, hayatta olan bitenleri algılama ve yorumlaınada farklılaşırlar. Avam diye tabir edilen bilgi seviyesi sınırlı olan insanlar için temel prensipler yeterli olmakla beraber bavas diye tabir edilen birikimli ve kültürlü insanlar, maktil ve derinlikli ifadelerle doyuma ererler. Şu halde bilgi ve idrakte eşit olmayan insanlara hep aynı dazeyde hitap etmek, vakıaya uygun bir yaldaşını değildir. Bu çerçevede insana hitap eden Kur'an'ın muhataplann bu farklılıgını dikkate alarak hitap düzeyinde farklı üsluplar kullanmasını doğal karşılamak gerekir. Bu yüzden Kur'an'ın, hitabında bazen yalın ve sade ifadeler kullanırken bazen de evrenin inceliklerine temas etmiş olması atılaşılabilir bir durumdur. Meşhur Müfessir Kadı BeydAvı (v.685/1288) "Rabbinin yoluna htkmetle ve güzel nasiharle dava e~ ayetinin tefsirinde şunları söyler: ~Hikmetle davet, Rabbin yoluna sağlam (mubkem) sözlerle davet demektir. Bu da bakikati göz önüne koyan ve akıldan şOpbeyi çekip atan karutla olur. Güzel nasibatle davet ise, ikna edici ve ders çıkarmaya yönelik konuşmaknr. 20 21 Yazır, age, VIII, 561. 16 Nahll25 5561 OSMANU TOPLUMUNDA KUR'AN KÜLTüRü VE TEFSIR ÇAUŞMALARI -D- Birinci yöntem toplumun, hakikatleri bilmek isteyen kültürlü mini davet içindir. İkincisi ise genel halk kesimi içinclir."22 (hav~s) kesi- Tefsir eylemi, müfessirin bilgi ve birikiminin Kur'an'ı anlama ugnına sarfetmesidir. A)rnı metni okuyan farklı kişilerden aynı düzeyde anlama ve yorumlama beklemek mümkün değildir. Şu halde tabü ilimlerde bilgi ve birikim kesbemıiş bir müfessirin, Kur'an'a yaklaşımları tefsirde zenginlik olarak görülmelidir. Bilimsel Tefsiri mutlak anlamda yok saymak aslında tefsirin kendisini yok saymak anlamına gelmektedir. Çünkü anlamanın tek minval ve düzlemde gerçekleştigi hiçbir zaman ve zemin .bulmak mümkün değildir. Aksi halde dinamik bir yapıya sahip olan tefsir, dondurulmuş olacaknr.Bilimsel tefsirin meşruiyetini değil keyfiyer ve şartlarını tarnşmak daha isabetli bir yol olacaknr. Rivayet ve dirayet refsiri çerçevesindeki her türlü eğilim ve yaldaşımların bazı zaaflada karşı karşıya olması normal görülmelidir. Tarih boyunca Kur'an-ı Kerim'i anlamaya çalışan alimler, Kur'an'a degişik ve farklı perspektiflerden yaldaşmışlardır. Hiçbir eğilim, hatadan uzak. her yönüyle mükemmel bir özelliğe sahip olmamıştır. Örneğin uydurma haberlerin çokluğu, İsrailiyat kabili rivayerlere yer verilmeJi, isnatta yapılan hazfler rivayet tefsirlerinin birer zaafı olarak kabul e:dilmiştir. 13 Aynı şekilde ön kabul ve mezhebi görüşlerin Kur'an'a söyletilmesi, dirayet veya rey tefsiri iÇ'in bir zaaf olarak kendini göstermiştir. Bu sahalarda eser veren sağduyulu Mimler malum zaaflardan yola çıkarak bu eği­ limleri topran reddetme yoluna gitmemiş, öne sürdüideri bazı kriterlerle bu zaa.qan en aza indinnerıin çabası içinde olmuştur. Senet ve metin tenkitleri rivayet tefsirleri için bir zarurer kabul edilmiş, yine keyfiliğe meydan vermemek için rey refsiri de "mezınum" ve "'memduh" şeklinde aynma tabi rutulmuşrur. 24 Aynı .yaklaşım Kur·~·m tabiara dair beyanlannı anlamada da geçerli olabilir.Önemli olan bu zaaflara karşı bazı redbir ve önlemler geliştirerek refsiri sağlam, dengeli ve makul düzeyde turmaktır. Bilimsel Tefsir de kendi doğası açısından bazı zaaflar raşımaktadır.Elrnalılı da Bilimsel Tefsir'in bir takım kayıt ve şartlardan bağımsız bir şekilde yapılmasını da doğru bulmaz ve bu baglanıda bir takım önerilerde bulunmaktadır. Ebu Hayyan'ın, Bilimsel Tefsir'e "arabilik" üzerinden yapnğı. reddiye bize Bi22 Beydavı, N~sıruddin Ebu Said Abdullah b. Ömer b. eş-Şir.izi, Envl2111't-Taıztl "' Esrilnı't-Tc:'vil, Beyrut: Daru'r-Reştd, ry., ll, 287. 23 Zebebi, ct-Tc:fsirvc:'l-Müfc:ssirOn,ll,l68. · 24 İsmail Cerrahoglu, TifsirTarihi,ll, 211. R.E ÖZEL· ElMALILI'NlN BlliMSEL TEFSlR ANL\Y1Şl l 557 li.m.sel Te.fsirin ilk muhalifi olarak gösterilen Endülüslü alim Ebu ishak Şatıbl'nin (v.790/l388) görüşlerini hatırlatmaktadı.r. Zira Şaobi, ümmilik prensibinden hareketle İslam şeri'atinin ilk mubataplan olan ArapJarca bilinen ilimler dışına çıkmadığı ifade etmektedir. ~Arabilik"ten yola çıkarak da Kur'an'ı anlamak için Araplarca bilinmeyen bir yola başvurmanın sahih olmadıg:ıru söylemektedir.25 Sahabenin, tabü ilimierin konulanna vakıf olmadıkları gerçesmden hareketle temas ettiği ilimleri nüzul döneminin bilgisiyle sınırlamak, Kur'an'ın evrenselligiyle tezat oluşturur. Kur'an, kıyamete dek insanlıga hitap edecek son ilahi kitaptır. Dolayısıyla Kur'an'ın nüzulüne tanık olmuş sahabe nesli gibi sonraki nesillerin de bilgi seviyelerine hitap edecek bazı ayeı:lerin Kur'an'da yer alması mümkün götülınelidir. Bu durum ilk muhataplar için bir "teklif-i ma la yutak" anlamına gelmez. Çünkü Kur'an'a çagdaş olan sahabe Kur'an'ın bu rür ayetlerini zahirine hamlederek anlamışlardı.r. 26 Bizce söz konusu ayetlerde sahabe için anlam açısından bir bilinemezlikten ziyade mahiyet bakırnından bir bilinemezlik söz konusuydu. Nitekim Allah (c.c) Kur'an'ın mubkem ve müteşabih ayetlerden oluşrugunu beyan etmektedir. Müteş~bih ayetlerin bir yönünün de tabiartald bazı hakikarlere dönük oldugu ihtimali göz ardı edilmemelidir. Boylelikle insanlık tabiat hakkında veriler elde ettikçe söz konusu ayeı:lerin malıiyederine ilişkin yeni adımlar anruş olacaktır. 27 Dogrusu anlamdan ziyade eldeki bilgi ve imkanların yetersizliği ile ilgili olan bu durumun sahabe tarafından sorun olarak algılandığını düşünmüyoruz. Zira sahabe saf ve temiz imanlarıyla Hz. Peygamberin (a.s) agzından çıkan ayeı:lere iman ediyorlardı. 28 Kur'an'ın 23 26 17 28 Ebu İshak eş-Şaobi, Muvafakat, Mehmet Erdogan (çev.),II, 79. Abdullatif Harputi, Astron.omi ve Din, (Bekir Topaloglu, Kelam İ.l.ıni içinde), İstanbul: Damla Yayı.nevi, 1996, s.302. Muhsin Demirci, Kur'an'mMüt~ilbihlai O:zaine, Istanbul: Birleşik 1996, s.55 Şaobt'nin Omm.ilik üzerinden serdettigi görüşlerin alanda Kur'an'ı hurüfilik ve astroloji denilen ve ilmi bir temeli olmayan görüşlerden uzak tutma düşüncesi yaoyor olabilir. Ancak bu yaklaşımın çerçevesi rom ilimiere teşmil edilecek olursa, Kur'an ayetlerini anlamada dondurucu bir etki yapınası muhtemeldir. Oysaki insanlık. çagdan çağa ilerledikçe kainata dair daha önce bilmedigi pek çok gerçegin bilgisine ulaşmaktadrr. Bu durumun, yorumlann seyir çizgisine etki etmesi kaçın.ı..lmaz olacaktır. Nitekim çağdaş mUelliflerden Sabuni, •o kafralaıla- görmedila- mi k~ gökla- ve ya-la- bitişikt~ biz onlanayırdıL" (21 Enbiya 30) ayeti ile olarak lbn Abbas'm, dönemine göre yapogı, yorumu verir ve ardından şunlan söyler: ~au, istiare türünde güzel bir yorumdur. Önceki rnüfessirlcr de bu görüşü benimsemişlerdir. Ancak bu durum, çağdaş ilmin ortaya koydugu bazı ilmi barikalann Kur'an'da bulunmasma engel degildir. Zira Kur'an mana yükltı zn vücuh bir kitapru. Şu halde, Kur'an'ın sırlarını anlamada bir manayı dayatma söz konusu 5581 OSMANU TOPLUMUNDA KUR'AN KÜLTüRÜ VE TEFStR ÇALIŞMAlARI -ll- Öte yandan bu tür ayetlerin Kur'an'da yer alması aslında bilimsel yönelişit sahabe döneminde dahi kendisini göstermesine yol açmışnr. Yukanda değindi· girniz üzere sahabenezdinde bu ayetlere karşı genel tutumun, lafzm zahiriylı yetinmek şeklinde oldugunu düşünmekteyiz. Ancak Ka'bu'l-Ahbar (v.32/652) Vebb b. Münebbih hatta Abdullah b. Abbas gibi bazı isimlerio özellikle yaran lışla ilgili olarak İsrai.li bilgilere başvurduklarını görmekteyiz. Yer ve gökleri! aln günde yaratılışı. arzın tabakalan, güneş ve ayın durumu, gök gürlemesi V ( yıldırım gibi hususlarda İsrailiyat tüıii bilgiler tefsire girmiştir. 29 İsraili rivayet lere başvurunun meşruiyeti bir kenarda rurulursa, bu eğilimin alunda yatan eı önemli saikin bizzat Kur'an beyanlan oldugu görülmektedir. Bu tür ayetlerir tefsirini.n ehl-i kitap kültürünü İslam kültürOne sokma girişiminden başka bi ihtiyaçtan kaynaklandıgı göz ardı edilmemelidir. Bu ihtiyaç, yaratılıştan bahse den bu ayetlerin tefsire ihtiyaç duymasıdır. O günün şartlannda bu ayetler y zahirine hamledilmekle yetinilmiş yahut da İsraili rivayerlerle izah edilmey çalışılmıştır. ligili ayetlerin tefsirine dair yeterli bilgi birikimi olmadığından bı boşlugun İsrailiyat türü rivayerlerle doldurulmaya çalışıldıgı görülmektedir.1 İbn Haldun'un (v.808/1456) şu tespitieti bu görOşü teyit eonektedir. \ ~1Jk dönem ilim adamlan nakle dayalı refsiri deriediler ve eserlerine koydular. Ancak onların kiraplannda yer v~rdikleri nakiller içinde makbul olanlar da olmayanlar da vardı. Bunun sebebl, Arapların kitap elili ve ilim sahibi olına­ malarıydı. Onlarda bedevilik ve ümmilik hakimdi. Evren içindeki sebepleri, yaranlışm başlangıcı, varlıgın sırları gibi insan ruhunun merak ettigi konuları bilmek istediklerinde ehl-i kitaba soruyorlardı ve onlardan- yararlanıyorlardı. · Bu kimseler Tevrat ehli Yahudiler ve onların dinine tabi olan Hristiyanlar. cb."]l Göraldüğü üzere İbn Haldun, İsraili rivayetlerin cevazını bir kenarda rutı rak mezkur tavnn sebeplerini aı-Uamaya çalışmaktadır. O da ilgili ayetleri tefs: eone ihtiyacının ehl-i kitaba başvurularal< karşıianmış olmasıdır. Bizce b demektir kL Kur'an'ın ilgili ayetleri durdukça, bu ayedere beşerin mevcut bilı 29 30 31 olamaz. Sonraki alimler (müteahhirün), Onceki alimlerin (mütekaddimrın) aJ lamadıkları şeyi anlayabilirler. Allah (c.c), "Onlara ufuklardairi ve lıaıdi içlainde ayalaiınizigDstereceğizki onlar içingerÇlk ortaya çıksıTL" ( 4lFussılet 53) buyumıakı:: dır. Belki de bu Allah'ın, yirminci asırda insanlara bildirdigi ayetlerdendir." S: buni et-Tibyl1n ft Ulümi'l-Kur'aıı,Beyrut: el-Mektebetü'l-Azyariyye, 2009, s.l30 Abdullah Aydemir, Tefsirddsrailiyyat, İstanbul: Beyan Yaymları, t.y, ss.lOS-134. Harputi, age, s.304. 1bn Haldun, Ebu Zeyd Abdurrahman, Mukaddime, Süleyman Uludag (çev Istanbul: Dergah, 1991, Il, 1027. R.E ÖZEL · ELMAUU'NIN BlLlMSEL TEFSİR ANlAYlŞI 1559 birikimiyle yaklaşılması kaçımlmaz olacaktır. Bu ayetlerin tefsir edilmemesini öne sürmekse tefsirin kendisini rarnşma alanına çekecektir. Kur'an'ın Arapça oluşundan hareketle tefsiri, yalnızca Arabi ilimlerle sınır­ landmnak isabetli bir yaklaşım degilctir. Mecaz, mesel reşbih gibi temel belağar konularuu Kur'an'ı anlama aracı kılınanın gerekçesi ne olabilir? Hiç şüphesiz bu konuların yüksek belagat özelliği taşıyan Kur'an'ın üslubunda sıkça kullan.ı.lı:nış olmasıclır. Çünkü Kur' an, bir kelam-ı ilahi oldugu kadar aynı zamanda bir llsan-ı Arabidir ve dile ait söz konusu ilimler Kur'an'ın aniaşılmasına hizmet etmekte- dir. Ancak Kur'an ayetlerini yalnızca dil ve edebiyara indirgemek parçayı bütün olarak görmek gibi bir yanılsama anlamına gelir. Elrnalılı'ya göre Bilimsel Tefsir'de ortaya çıkan problemlerden biri, bilimsel bilgileri değişmez acidetmek ve bilimsel bilgi ile vahyi bilginin mahiyet ve medlullerini iyi tayin edememekten ileri gelmektedir. Nitekim İskenderiye'li gök bilimci Badamyus'un görüşlerini merkeze alan kimi llirnler, sonraki bilimsel verilerle çelişecek görüşler serdetmişlerdir. Yazır, bu baglarnda şunlan söylemektedir: "Bir zamanlar, fen bilgilerini degişmez olarak degerlencliren ve Allah'ın indiidiklerinin sınınnın, fen sııurlanndan daha geniş bulundugunu düşünmeye­ tek, Kur'an ayetlerini zamanının fen bilgilerine göre açıklayıp yorumlamaktan zevk alanlar, o zamanda kainac.n şekli bakkında Batlamyus'un astronomi ilminin, en yüksek fen bilimi yerinde bulunması ve kendilerinin de bu ilmin uzmanlarından olmalan dolayısıyla gökleri ve yeri ona göre düşünüp yorumladıklan gibi, Kürsi'ni.n cisimliği hakkındaki haberleri de o fennin teorileriyle açıklamaya çalışmışlar ve dolayısıyla 'Kürsi, sekizinci gök olan sabit gök cisimlerinin bulundugu gök, Arş da dokuzuncu gök olan Atlas gögü (en büyük gök) dür.' diye tevil ermişler (yorumlamışlar), ' Kürsl'de yedi gök, bir kalkan içine aclmış yedi para gibidir.', 'Arş'ta kürsi, büyük bir salıraya atılmış demir bir halka gibi bir şeyden ibarettir.' mealinde rivayet edilmiş olan iki hadis-i şerili de buna delil gibi kabul etmişlerdir. Bugün görüyoruz ki, fennin bu dokuz gök varsayımı gücünü kaybeoniş olduğu halde, Kur'an ayetleri ve Peygamberimizin hadisleri. gönüllerde yine bugünkü gökler ve yer gibi botan kıymetiyle ortaya çıkıp durmaktadır. Şu halde bunlan, mutlaka kendi bilgilerimizin çerçevesi içine alarak açıklamaya çalışmak, ilmin gereklerine de elinin gereklerine de uygun değildir. Bu il<i hadisi şerif, bize Kürsi'nin, sekizinci gök veya sabit yıldızların bulunduğu gök oldugunu degil. nihayet göklere ve yere göre büyük bir yer, Arş'a göre de pek küçük bir daire oldugunu misal yoluyla anlatmaktadır. Bu yüzden asnmızdaki fen bilimlerine göre buna bir mana 560 1OSMANLı TOPLUMUl\'DA KUR'AN KÜLTÜRÜ VE TEFSlR ÇAUŞlvlALARI -II- vermek gerekirse, Kürsi'yi mutlak bir yer manasıyla tasavvur eonek, elbette daba uygundur." 31 Müe.lli.fi.n. tespit ve önerileri yerindedir. Kur'an evrensel bir kit:aptır. O'nu bazı ifadelerinin zamanın fen bilgilerini aşan yönleri bulunabilir. İnsanlık bilı seviyesi bakımından söz konusu ayetleri layıkıyla aniayacak düzeye erişernem olabilir. Şu halde müfessir, fen bilgilerirıin zamana göre degişebilecegi.ni de ge önüne alaral< Kur'an'ın kürsi ve arş gibi mahiyetleri it:ibanyla beşeri bilgini sınırlarını aşan kavramlarını bilimle açıklama gayret ve hevesi ile hareket: eunı melidir. Bilimsel Telsir'in bir diger z.aafı. Kur'an'ın açık (zahir) anlamı ile bilinısı bilgi arasmda dagan çelişkili durumlarda kendini göstermektedir. ElmalıJ güneş ve aya atfen "Her biri bir Jelekce ytı.zayorlar.n3 3 buyrulan ayet-i kerimeıll t~fsirinde bu duruma deginmektedir. O'na göre bu ayet-i kerimede bazıla zamanlarının bilimsel teorilerine kapılm.ışlar ve bizzat felegin kendisinin döı mekte olduğunu düşünmüşlerdir. Halbuki gerek ayetin literal anlamı ve Dal hak'ın (v.l05) sırf riyazi bir mana taşıyan "Felek, yıldızlann döndUgü yerdiı şeklindeki rivayeı:i, eski ast:ronomi verilerini çürütnıektedir. Yeni gök bilimi c gök cisimlerinden her birinin uzayda bir hareket mahalli (mahrek) ve milıvı üzerinde hareket ettiği görüşüne VQl'DllŞtır. Yazır, buradan şu sonucu çıkarı "...0 halde bildiğimi.zfame muhalifg6ranaı noktalara tesadaJ edildiği zaman Kur'an' ı Jaıı uydıırmaya çalı.şmamalı,fami Kur'an'a u:vftlt ettirmeye çalı.şmalıdır....'J4 Elmalılı, bilimsel bilginin yapısı, geçmişten bugüne katett:igi degişim ve bı min· refsirle olan ilişkisini netleşt:innel<. ister ve meseleyi farklı boyutlarru degerlendirmektedir. Müfessir Alusi'yi (v.l270/1853) teyit mal<ammda şunla söytemektedir: "Eski fenn-i hey'et erbabımn, mOsbet hisab hancine çıkan ve e.fW< ve semayı goroldogu gibi şeffaf bir cismi latlf-i esiri, bir mevc-i mekfuf halinden çıkarıp, ne hafif ne sakil olmamakla beraber, şeffaf ve yıldızların çakılmış olarak merkılz bulundugu birer cism-i sulb halinde dOşündUren felsefı nazariyelerin, mevzularının hepsini mOteArefe hallnde farzederek 1lyat ve alıbarı ona göre te'VÜ edenlerin henüz sabit olmayan faraziyelı;ri İslam beyninde dini ve kitabi bir akide imiş gibi insanlara bais olmuş ve bu sebeple Kur'an ve ahaelisin bi.la !Uzuın zahiri hilafına gidilmiş bulundugunu birçok müfessirle.r 12 Yazır, age, II, 855. ll 21 Enbiya 33. 3 ~ Yazır, age, V, 3355. R.E ÖZEL· ELMALIUNlN Bl.ıJMSEL TEFSIRANlAYişıı 561 gibi görmüş olan Alusi., yeni hey'er telakkilerinden bahsederken aynı hataya düşmernek için ihtiyan elden bırakmayarak günün birinde degişmek ihtimali bulunan ve henüz ilm ü fennin kat'i hudedu dAhiline girmiş olmayan felsefi nazariyy~t ve faraziyyat sahalannda akl a naklin zahiri hilafında görünen ciheclerde te'vil yoluna sapıvermeyip, aklımızın hakkıyla iliata edemedigi mutLak hakikat hudodunu, Allah ve resOltinün ihbaratını her halde kendi i.zaft fikrimiz içinde halledivermek sevciasına düşülmemeyi, ve binaenaleyh mahst1su mahsüs, ma'kalü ma'kül, haber-i s1ldıkla menkülü menkül olmak fizere her birinin hak ve laymederine göre intibak noktalarını zayi ermeyerek anlamaya çalışmayı ve ihtilaflı noktalan hillli küfr ü daliil olan dini bir akide haline getirmemeyi tavsiye etmiş demektir ki, ne taassub ne de şeytaner ve şarlatanlık hevalanna kapılmarnal< için ehl-i sUnnet ulemasının turmuş olduklan salim hak ve martfet yolu da budur. Biz de bu fikir ve itikaddayız. 35 & Bu sarularda Yazır'ın bir orta yol arayışı içinde oldugu görülmektedir. Buna göre geçmişte ayet ve rivayetler felsefi nazariyelere göre tevi.l edilmiş ve henüz kesinlik kazanmamış varsayımlar Müslümanlar arasında birer inanç gibi yayıl­ mış ve Kur'an ve hadislerin gereksiz yere açık anlamlarına muhalefet edilmiştir. '=· Yazır'a göre benzer hatalara düşmernek için kesinlik kazanınanuş, henüz teori ve varsayım halinde olan verilerle Kur'an'ı tevil etmemek gerekmektedir. Öre yandan akıl, duyu ve haber-i sadık çerçevesine giren hususlan kendi cihederinden değerlendirmeyi ve uyum sagladıklan noktalan anlamaya çalışmayı tavsiye ennesi dikkate değerdir. Bu insaflı yaklaşımı takip edecek bir milfessir ne Kur'an'ı bir bilim kitabı gibi görecek ne de aklı ve bilimsel verileri dışlayan bir anlayışa sahip olacakor. Yine müellifin ihtilaflı noktaları bir inanç meselesi haline getirmeme önerisi d e oldukça yerindedir. Bilimsel Tefsiri bir hevesle olur olmaz her yerde kullananlar ve bu sayede Kur'an ve bilim arasındaki mutabakan gösterdilderini düşünenler insaf ve adalet ölçülerinirı dışına çıkmış olurlar. Bu tür yaklaşımlar hem tefsirin ciddiyetini gölgeleyecek hem de bilimsel tefsir etrafındaki olumsuz kanaatleri güçlendirecektir. Kimi modern söylemlerin akıl ve bilim adına metafizik olgulan redde vardıgı bilinen bir husustur.~u nedenle Elrnalılı'nın, tefsirde nassın açık anlamına rağmen yapılan bilimsel izahlan kesinlikle dogrulamadıgını görmekteyiz. Nitekim kendisi, Ebrehe ordulannın helak sebebini çiçek ve kızamık hastalıkla­ rı ile tevi.l eden Muhammed Abduh'u (v.l323/1905) çok sert bir dille tenkit 35 Yazır, age, VII, 5193. 36 Ayrıntılı bilgi için bkz. Mazharuddin Sıddtkl, İslam Danyasında Moderııist D~ance, Murat Fırat&: Göksel Korkmaz (çev.) İstanbul: Dergah,l990. 5621 OSMANU TOPLUMUNDA KUR'AN KüLTORO VE TEFSİR ÇALIŞMAlARI -Iletmiştir. Müellife göre Abduh. gerek ayetin zahir anlamı ve gerekse tevatü derecesindeki de1illere nazaran zayıf ve indi mütalaa ile ihticaca gitmiş aync tarihsel kayıtlara da muhalif kalmışnr. Abduh'un yapogı şey dogrudan dogruy: meme ilavede bulunma, onu tagyi.r etme ve bir uydumıaclır. 37 Ya.zır, bu baglam da rneseleyi şu şekilde hükme baglarnaktadır: "Kur'an'ın Fil olayı hakkındak bu kati ve müspet açıklamalannı tabiat kanuniarına irca edeceğiz diyı ugraşmamalı, iThada sapmamalı ..."38 Ya.zır, eski ve yeni astronomi biliminin yapısında görülen degişirni kıyasla makta ve şunları söylemektedir: "Gerek eski ve gerek yeni astronomi bilginleri tarafından ileri sürülen fikirlerlu hepsi, sırf bir felsefi fikirden ibaret olmacbgı gibi, hepsi kesinlikle ispat ve tecrObe edilmiş ve edilebilecek matematik, mekanik, felsefe, kimya, ınantık ve fen bilimleri kabilinden de değildir. Hatta bu fenlerin prensiplerinde bile herkes tarafından bilinir hale gelmemiş nice mOnakaşatar, konular, varsayım­ lar ve açık olmayan tasavvurlar bulundugu gibi, neticelerinde ve ortaya koyduklarında da, zanıri olmayan şür halinde düşOneeler vardır. Harekatın sebeplenne ait akli muhakemeletinde, herkes tarafından bilinen ve ispata ihtiyacı olmayan fikirlennde, yeryoznno genel merkez ve sematan kan dsim saymak gibi varsayımlannda ve onların UrOnlerinde felsefi idiler. Fen ve felsefenin suun birbirinden iyice a~ş degildi Bugonko astronomi bilginlerinin de o kabilden sırf felsefi konulan, varsayunlan ve henüz fen sın.ınna ·girmeyen pirtakım düşünceleri varclı." 39 ~örüldügü üzere Elmalılı, bu satırlarda bilimsel bilginin teori ve varsayım: dayanan; degişen ve bunun yanında ispata dayanan yönlerine dikkat çekmekte dir. Bu durum geçmişin bilimsel mirası için söz konusu olduğu gibi zamanıı bilgi. birikimi açısJltdan da aynıdır. Şu halde bilimsel tefsir yapacak müfessiJ teori ve felsefeden ibaret olan görOşlerle ispatlanmış gerçeklerin arasını ayır etmeye özen gösterecek ve yorumlannı yaparken ikincisini esas alacak nr.Gerçekten kevni ayetlerin tefsirinde ispata dayalı sonuçlardan hareket etrne1 bilimsel tefsiri daha saglam temeller üzerine orurtacakm. Yazır'm da belirttiği üzere felsefe ile arası fazlaca aynlmacbgı, gözlem ve de neyin bugüne göre daha sınırlı irnkanlarla yapılclıgı eski zamanlarda bilimse refsirde sonradan yanlışlanan reviller yapılmıştır. Ancak bu tür örnekler, bilim 37 Yazır, age, IX, 6140. 38 Yazır, age, VI, 6112. 39 Yazır, age, VII, 5194. RE. ÖZEL · EL\ilAI.ILI'l\lJN BlLİMSEL TEFStR ANLAYIŞI 1563 sel tefsiri tamamen gözden çıkannayı da gerekli kılmamaktad.ır. Nitekim kendisi bugünün bilimsel faaliyederinde faraziye ve teorilerin de söz konusu oldugUnu bellitınekle beraber geçmişe kıyasla güvenilirlik derecesinin daha yüksek oldugunu şu şekilde ifade eonektedir: "...Şunu da itiraf etmek gerekir ki, bugün fen ve felsefe, deney ve teknik işler sahasındaki bilgiler ile sırf fikir alanında dolaşan bilgiler ve tenkit sınırları daha iyi a}'l1lmış, her fennin husust alanında pratik degere sahip görüşler daha iyi bir birlikle kuvvedenmiş, özel bilgiler, alet ve vasıralar ço~al.mış. buna mukabil de bütün bu fenlerin bilgilerini düzenieyecek olan felsefe ve iman sahalarmda mezhebler ve hareket tarzlan artarak umumi fikirlerde çeşitlilik ve perişanlık fazlalaşmıştır." 40 Yazır'ın dikkat çektigi diğer bir husus, bilimsel bilginin tecrObe ve ispata dönük keşifleri ile Kur'an arasında oluşan uyum ve ahenktir. Bu yüzden hakikatleri keşfeden bilimsel tespider, aynı zamanda birçok ayetin daha iyi anlaşılınası­ nı saglamıştır. Eskiden bilimsel bilgi agırlıklı olarak felsefe ile memzuç oldu- gundan bazı ayeder üzerinde yapılan tevillere bugün ihtiyaç kalmamış, ilgili ayederin zahiri manaları bilimsel bilgi ile mutabakat arz etmiştir. Bu meyanda şunları söylemektedir: "Yine itiraf etmek gerekir ki fenlerin tecrübe sahasında keşif ve tatbikadarı ilerledikçe bunlar, Kur'an'ın manalarma aykırı düşmerniş, aksine birçok ayetin daha iyi anlaşılınasına yardımcı olmuştur. Eski astronomi bilginleriyle yenilerin teorileri Kur'an bakınundan mukayesc edildiginde, eskilere göre te'vile gidilmesi gerekli gibi görünen nice ayederi, yenilere göre revile gidilmeksizin zahiri manalarıyla anlamak daha fazla kolaylaşmışnr. Mesela, 'Bunlarclıın her biri belli bir yörüngede yüzmeye devam ederler' (Yasin, 36/40), 'Gögü Allah yükseltti ve mizanı koydu.· (Rahman, 55/7), 'Gökleri direksiz olarak yükseltti... • (Ra'd, 13/2) gibi ayetleri eski astronomlar bir tevil kapısı aramadan anlayamadıklan halde,. yeni astronomi bilginleri aynen kendi kanunlan gibi an]amakra biç zorluk çekmezler. Aynı şekilde eskiler Allah'ın mülkünü daha dar bir zihniyetle düşündükleri halde yenileri, onun genişligini kavramaktan aciz olduklarını iftihar ile dile getirmekten geri durmazlar:··n Yazır'm ihtiyat ve tedbiri ögcıdeyici şu satırları da müfessirin dikkat edecegi kurallar cümlesindendir: 40 Yazır, age, VII, 5194. 41 Beİ.u:eri yaklaşımlar için bkz. Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, VI, 4032; IV, 2782. 564 1OSMANU TOPLUMUNDA KUR'AN KÜLTÜRÜ VE TEFSİR ÇAUŞMALARI -Ilwşnphe yok ki tecrübenin amnası, fikirlecin gelişmesi ve bunun neticesi olabütün rak bilgi sınınnın genişlemesiyle beraber hiçbir fen dli.mi, yaraclışın hudut ve sırlarını kavrama iddiasında bulunmaciJgı gibi, hiç kimse de Kur'an'ın işaret ettiği Allah Teala'nm bilgi ve sll'lanyla ilgili hususlan anladı­ guu ileri süreme.z."42 Bu samlar aynı zamanda tefsirin karakterine dair de önemli tespitler içermektedir. Zira Kur'an, lafız manasıyla Allah sözü iken tefsir müfessirin bilgi ve birikimine dayandıgından beşeri bir nitelik taşımaktadır. Şu halde hangi eğilim­ le yapılırsa yapılsın tefsiri, Kur'an'ın kendisi gibi görmemek icap eder. Bu sebeple biz, bilimsel tefsiri muhaliflerinin bilginin de~mesiyle imanlarda sarsılmaya yol açacağı endişesiniyersiz bulmaktayız.43 Bu durumun Yazır'm da üzerinde durdugu gibi Bilimsel Tefsirin yumuşak karnı oldugunu biz de kabul etmekteyiz. Ancak Kur'anla tefsir ameliyesinin birbirinin aynı olmaclıgı, tefsirin beşeri malalıaza ve ictihadi bir eylem oldugu da bir gerçektir. Şu halde hangi egilim ve yöntemle yapılırsa yapılsın tefsir işleminin bazı hatalarla malul olabileceği işin ehlince bilinmektedir. Bu durum bilimsel re.fsir şöyle dursun içtihat ve isrinbatla hüküm veren fukaha nezdinde de iyi bilinen bir gerçektir. Bu yüzden onlar içtihatta hata edenin blr ecir, isabet edenin iki ecir kazandığı dolayısıyla her halokardaiçtihaclm faziletli bir iş ol~ugunu doşonmektedirler. Yine müfessirlerin, ayetleri tefsir ederken kanaatleiini belirttikleri yerlerde ..Allah en iyisini bilir." notunu düşmeleri tefsirin beşeri unsurların devrede olduğu bir özellik gösterdi~. bu yüzden mutlak kabul gerel<tiren bir yapı arz etmediğini ortaya koy~. O halde mÜfessirin tüm hassasiyetlerine ragmen Bilimsel Tefsirin, veri ve bilgilerin değişmesine paralel olarak gelişim veya degişim göstermesi makul karşılanmalıdır. Tefsire giren bir bilimsel görüşUn yanlışlanması ile ilgili ayet yanlışlanmış olmaz. Bu durumda yanlışlman şey, ayed.n kendisi degil, hakkında yapılan yorumdur. 44 • 3. Kur'an'ın Bilimsel Araşmmalara Teşvik Etmesi Elmalılı, bir kısım ayederi doğrudan bilimsel yolla izah etmeye. çalışırken kai.nat üzerinde düşünmeye ve. tefe.kkılre çağıran bir kısım ayetlerin de Müslümaiılan bilimsel araşnrma ve çalışmalara yönlendirdigi.n.i söylemektedir. Biz burada aynnndan kaçmarak iki ayet-ikerime üzerinden se.rglledigi bakış açısını vermek istiyoruz. 42 43 44 YazU', age, VII, 5195 Bkz. Zehebi, age, II, 529. Mehmet Bayraktar, İslam'daEvrimci Yaratıl~ Teorisi, Ankara: Kitabiy:ıt, 2001, s.l43. R.E. ÖZEL· ElMAilLI'NIN BİLİMSEL TE FS IR ANL'\YIŞII565 Al-i İnıran suresinde "Onlar ki (ala'l-dbab), ayakcaykaı, otururkat ve: yararken Al!ah'ı anarlar. Göklerin ve: yerin yaratılması hakkında df4Unarla__',.5 buyrulmaktachr. Yazır'a göre yer ve gök üzerinde düşünmeye çagıran bu ayette yaraona işinin nasıl ve ne şekilde oldugunu tespit etmeye çalışan tabü ilimlere ve ·astronomik araşonnalara teşvil< vardır. Şu halde ayetin muhaı:abı olan akıl sahipleri kai.nattal<i düzenin sırlanru elde eoneye ve keşfetmeye çalışmalıdır. Eşyanın l<eyfiyetini tasvir, tavsif ve tahlil ile araşnrdıktan sonra böyle bir düşOnüşün bağlanacağı yer "halk" meftıumu olmalıdır. Bütün kclinat Allah'ın mülkü oldugu için bu kainat kitabından okunabilen her olay, her nizarn gerçekte Allah'ın tabiattaki 46 hükümlerini ve tasarruf şekillerini okumaknr. Yine bir ayet-i kerimede "Şüphesiz göklerde ve yerde inanarılar için ayetler vardır. Sizin yaraalışıruzda ve her bir hayvanın üremesinde inanarılar için 47 ayetler vardır." buyrulınaktadır. Elmalılı'ya göre delil ve burhana inanmak durumunda olanlar için birçok hüccet ve alametler vardır ki bunlar Allahin varlığına delalet ederler. Şu halde imanı.olanlar, semavatı ve arzı müşahede tetl<ik ile onlardaki ayetleri peyderpey keşfetrnelidirler. Böylelikle hikmet-i ilahiye ortaya çıkarılarak ona göre güzel hikmetli işler yapmaya çalışmalıdır. Ayrıca hayvanların güzel bir tasnifi ve insanın yaraalışırun tetkik edilınesiyle bu gibi ayetlerin içerdilderi hikmetleri çıkarsamaya çalışmak da ehl-i ikanın vazifelerindendir. Maalesef Müslümanların bu ayetlerden gafil kalınaları sükütlarına neden olınuştur.48 4. Hak Dini Kur'an Dili Tefsirinde Bilimsel Tefsir örnekleri Bilimsel Tefsiri bazı şartlada kayıtlayan Yazır, tefsirinde mOspet iliınlerin yararlanarak revillerde bulunmaktadır. Astronomi, Cografya, Jeoloji, Kimya, Fizik, Biyoloji gibi müspet ilimler onun yeri geleligince baş­ vurdugu alanlardır. Burada Yazır'm ilgili alanlara dair tOm yorumlarına yer verme imkan.ı.mız olmadıgmdan bazı örnekler sunmakla iktifa edeceğiz. degişil< dallarından Ralıman suresinde geçen "Göğll yaksdtti ve: mi.zıına koydu. ,..9 ayet-i kerimesinde gök cisimlerinin astronomide kabul görmüş genel çekim kanunu (cazibe-i <~S 3 Al-i İnıran 191 " 6 Yazır, age, I1,1260. ~ 7 45 Casiye 3-4. 48 Yazır, age, lll, 4308. Müellifin benzeri yaklaşımlan için bkz. Yazır, age, UI,l885; vn. 5242; v. 3768. 49 55 Ralıman 7 5661 OSi\lANU TOPLUMUNDA KUR'AN KÜLTÜRÜ VE TEFSİR ÇAUŞlvlALARJ -ll- umumiyye) ile denge ve düzende durdugunu söyleyerek bu minvalde açıklama­ larda bulunmaktadır. O'na göre sema ile burada kastolunan şey bütün cisimleriyle üzerimizde yükselmesi ve alemi kuşaonasıdır. "Vezin" de daima bir muadele ve denkleştirme nispetini ifade ennektedir. Göügün mizana koyulmasındaki zahir mana cisimler arasındaki genel çekim ve siklet kanunudur. Bildigirniz terazi ve kantar, çeki gibi tarn ölçüsü olan büı:Cın mizanların esası da budur.50 "O Allah k~ gemilerin an riyle akıp gitmesi için dtni.ti- ski-n anrlnize verdi.',sı Ayetinin tefsirinde "Allah'ın emri" ifadesi üzerinde durmaktadır. Ona göre bu ifade hem geminin hacmi ile aynı hacimdeki su arasındaki agırlık ve hafiflik nispedne hem de onunla harekedendirici kuvvet arasındaki şiddet ve mukavemet ruspetine de1alet ennektedir.52 ~Dağlan görilr, yerinde sanırsıTL Halbu ki onlar bulut geçer gibi geçmektedir. "53 ayetiır izah ederken dağların gerçekte seyyal gazlardan mürekkep oldugunu, zerrelerinde budun buharlaşması gibi "kevn ü fesad" şeklindeki kimyevi dönüşüm ilf her an yeniden yaranlmanın cereyan edip durdugunu, bu surede küdelerin df yekpare bir hacimde sabit kalmayıp her an degişme ve dağılma üzere bulundu gunu ifade eonektedir.54 "Kasan olsun k~ biz insanı salsaldai\~ekil verilm4 bir çamurd~n yarattı1t'o55 ayetin reisirinde "İnsanın ilk ferdi olan Adem'in ilk insan oldugu gibi yaranldıgı "mes nun balçık" da onda şekillenmiş bir tohumdur." demektedir. Buna göre Adem ~olarak nutfe halini almış bir balçıktan yaranlıruşor. 56 Yazır'ın, bu izahınd ins;\n bayannın bir hücrecikle başladıgını söyleyen Biyoloji ilmini dikkate aldıg görülmektedir. "İnsan nedaı yaratıldığına bir baksın, sulb ve terilib arasından çılıan bir sudan yaratıl dt'.s7Ayetinde çocugun oluşumunda erkege ve kadına ait unsurların biı:likt etkisirlin söz konusu oldugunu ifade ederek spermin yapısı ve döllenmenil so Yazır, age, VII, 4665. Astronomi ile diger izahlar için bkz. Yazır, age, VI, 4030; I\ " 2673; IV, 2946; YIL 5078. 45 Casiye 12. sı Yazır, age, VI, 4312. 53 27 Neml88. Yazır, age, V, 3709. ss 15 Hicr 26. S.f 56 Yazır, age, V, 3058. ST 87Tank 7. RE ÖZEL· ELMAilU'NIN BILIMSEL TEFSIR ANLA YlŞII 567 mahiyeti hakkında uzun izahlarda bulunmaktadır.' 8 Yine "0 k~ mer'dyı çıkardı. Sonra da onu kapkara bir sel attgına çevirdi.'.59 mealindeki ayeti tefsir ederken taş kömürünün oluşumuna işaret oldugunu söylemekte ve uzun izahlarda bulunmaktadır.60 "Bizona şah damarından daha yalı ın ız" mealincieki ayetin ı:efsirinde insanın hayati fonksiyonlan ile yakından ilgili olan kalp damarlarmdan ve bu damarlardaki kanın dolaşımından bahsetmektedir.61 Yine müellifin bazı yerlerde Kur'an ayetlerinin belirtti~ bazı kevıü hakikatleri Kur'an'ın muciz bir kelam oldugunun delili olarak gördügü anlaşılmaktadır. Buna göre Kur'an bir ümıni peygamberin hatta beşerin bilemedi~ hususlarda söz söylemiş ve asırlar sonra ilim dünyasının tercüme araşnrma ile tespit ettigi bu gerçekliklerin Kur'an'da yer ald.ıgı görülmüştür. Bu durum Kur'an'ın insan sözü olmadıgını ortaya koymaktadır. Gök cisimlerine atfen "Her biri bir fde1ıte yaztlyorlar." ayeti baglamında şunları söylemektedir. "Zerre kadar insafı olanların itiraf eanesi gerekir ki, işte bu sözü, yüce Allah'm birliginin ve kudretinin delillerini görünen Memde gösterirken, aynı zamanda Allah'ı gösteren delillerden birisi de Hz. Muhammed'in nuru oldugunu göstermek. için, Hz. Muhammed'in peygamberligini anlatacak hususi bir delil olmak üzere, yerin gökten aynlmış olması gibi bilimsel bir gerçest fizik ve felsefe adamlarına ders verelikten sonra, Batlamyus astronomisini kö· künden yıkarı bir veeize ile astronomi bilginlerine de yeni bir fenn (ilmi buluş)in başlangıcı olacak bilimsel bir genel kaide veriyor. Gerçi Kopern.ik Ne\ıt:On, UpiJ.s gibi bu fen (Ascronomi) ile meşgul olan kimselerin böyle bir Astronoınik kanunu bulmalan aslında çok üstün bilimsel bir başarı ve bir deba olmakla beraber bir mucize sayılınazsa da, bunu, ümmi (okuma, yazması olmayan) bir insanın bütün ilim dünyasına karşı meydan okuteasına haber vermiş olması, onun peygamberligini ortaya koyan Allah'ın ayetlerinden bir ayet oldugunda şOpbeye yer bırakmaz. •62 Yine "Bizgueile gandüzü iki ayetyap tt lı da gea ayaini (ay~ silip süpardak,gandQzaye58 Yazır, age, VU, 5706. 59 87 Ala4. 60 Y_azıı:, age, VI, 4506. 61 Yazır, age, VI, 4506. 61 Yazır, age, V, 3554. 5681 OSMANU TOPLUMUNDA KUR'AN KÜLTÜRÜ VE TEFS1R ÇALIŞMAIAR.I-IT- tini (güneş) isegöstaidyaptık.. ..,63 ayetini tefsir ederken bazı rivayerlere de dayanarak ayın daha önce aynen güneş gibi ısı ve ışık veren bir yapıda oldugu ve daha sonra söndOrüldüğü ve şu an yalnızca gece ayeti olan ayın oluştuğunu söylemektedir. Yazır'a göre daha önce bilinmeyen bir hakikati Kur'an haber venniştir.64 Yine bitkilerin çift olarak yaraoldığı.ru beyan eden ayet-i kerimenin65 tefsirinde her meyvenin ve h~ çiçegin eşli oldugu ancak yal<ın zamanlarda ögrenflebilmiştir. Dolayısıyla bu ayet-i kerim.ede başlı başına bir ilmi mucize vardır. Söz konusu hakikatin on dört sır önce verilmiş olması Kur'an'ın hak oldugunu 66 göstermektedir. Yazır'ın bazı ayetlerin daha iyi anlaşılması amacıyla teknolojik gelişmelerden örnek verdigirıi de görmekteyiz. "Şaphesiz ki 'Allah fakirdir bizşe zaıgiıı' diyenierin sözünil ijitmijrir. Bu söylediklerini dbette yazacağı.z.'.61 ayetini izah ederken teknoloji ürünlerinden hareket ederek ilahi kaydetinenin imkanına dair kıyasta bulunmakt;ı.clır. Buna göre gramofon plakları, telsizler vasıtasıyla sesler tespit edilmektedir. Yine fenneo ses titreşimlerinin hemen kaybolmamakta, fezada her 68 tarafa yayılıp kaydedilmektedir. \ Yazır'm, Kur'an'da yer alan hissi mucizelerin izahında da bilimsel izahlara yer verdigin:i zikretmekte fayda var<:bf. O kimi müfriı: modernistler gibi asla mucizeleri inkar yoluna gitmemiş fakat söz konusu hadiselerin, ilmi açıdan izah edilebilir oldugunu göstermiştir. Belkıs'ın tahorun göz açıp kapaymcaya kadar getirilmesini69 hızda kazarulan mesafe üzerinden açıklamal<ta ve bir şimşekte, biİ cer~yanda, bir telgrafta görülen bu süratin bir kütlede de görülebilecegini söyleİnektedir?0 'Hz.. Musa'nın asasıyla kavınine su çıkarelığını bildiren ayetten hareketle maddi ve manevi sebeplere vurgu yaparak asada her türlü milianiki kuvvetlerin bulunduğunu düşünmenin mümkün oldugunu beyan eder. O'na göre nimetierin tecellisi daima maddi ve manevi sebeplecin (dua) bir araya gelmesi ile gerçek63 64 65 66 67 68 17 isra 12. Yazır, age, V, 3170. 13 Ra'd3. Yazır, age, IV, 2956. 3 Al-i İmran 181. Yazır, age, ll,l239. Benzeri yaklaşımlar için bkz. Yazır, age, I, 250; V, 3053. 69 27 Neml40. 70 Yazır, age, V, 3681 R.E. ÖZEL · ELMALIU'NIN BtLfMSEL TEFSİR ANI.AY1ŞI 1569 leşmekredir. Kuru taşlan ·yanp pınarlar fışkırtmaya kadir olan Allah o sulan dogrudan dogruya ilisan edivermemiş de bir manevi sebep ve bir maddi sebep üzerinde ilisan ermiştir.71 SONUÇ Tefsir Tarihinde Allah'ın kitabını farldı yönlerden anlamaya çalışan birçok re.fsir biçimi olmuştur. Bunlar arasında yer alan önemli yaklaşımlardan biri de Bilimsel Tefsir'dir. Bilimsel Tefsiri ortaya çıkaran erkenlerden biri Kur'an'ın kainat üzerine yapoğı beyanlardır. Bununla beraber müfessirleri.n yaşadıgı tarihi ve kültürel şardar ile sahip olduklan bilgi bi.rik.iıni.ni.n de önemli ölçüde etkilerinin olduğu bir vakıadır. Müellif Flmalıh Harndi Yazır da Osmanlı Devleti'nin bao karşısındaki gerileme ve mağlubiyederinin yol açoğı buhranlı dönemleri yaşamış bir ali.mdir. Kurtuluş adına pek çok rezin öne sürüldügu bu dönemde pozitivist, materyalist görüşleri dillendiren bazı aydınlar, dini ve kursalı karşıla­ rına almışlardır. İlerlemenin yegane yolun~ dini inançların terkinden geçtigini, islam'ın gerilemenin nedeni oldugunu öne sürmelerine mukabil, İslam alimleri de kendi tezlerini ortaya koymuşlardrr. Onlara göre İslam gerilemenin sebebi olmak bir taraf akıl, bilim gibi degerieri yücelten, toplumlan ilerlemeye teşvik eden bir dindir. Yazır, bu konjonktürdekaleme aldığı hacimli tefsirinde mezkar iddialan birçok yönden tenkit etmiş ve zaman zaman da müspet ilimierin verilerinden yararlanmışor. Şu . halde Yazır'ın bilimsel te.fsirinin alonda yatan nedenlerden biri İslam'ı savunma ve Müslümanlan ilme ve araştırmaya teşvik · eonegayretidir. Yazır'a göre Kur'an, şer'i ilimierin yanında müspetilimlerinde özet bilgilerini içeren bir kirapor. Kur'an gah sarahaten gah işareten bazı kevni hadiselere deginmiştir. Kur'an muharaplannın seviyesine göre çeşitli ifade ve üslup takip etmiştir. Kimi müfessirlerin kevni ayeder üzerinde bilimsel açıklamalara yer vermeleri yanlış degerlend.irilmemelidir. Yazır, bilimsel tefsire mudak karşı çıkanlan rasvip etmez. Fakat kayıtsız şartsız bir bilimsel te.fsir yanlısı da degildir. O'na göre bilimsel tefsir yapılırken bazı hassasiyeder gözetilmeli, aşınya kaçılmamalıdır. Bu yönüyle Yazır, bilimsel tefsirin muhtemel zaaflannın farkındadıt. Bu çerçevede müfessirin bilimsel tefsir yaparken bazı noktalara dikkat etmesi gerektigini söyler. Buna göre n Yazır, age, I, 366. 570 1OSMANll TOPLUMUNDA KUR'AN KÜLTüR UVE TEFSlR ÇAUŞMMARI-II- bilimsel bilgi ile vahyi bilginin medlüllerinin ıyi tespit edilmesi gereklı Kur'an'ın bazı ayet ve beyanlan fen suurlaruu aşan genişlikte olabilir. Bu neden le Kur'an'ın açık anlamı ile bilimsel bilgi arasında bir çelişki varsa Kur'an'a itiba edilmelidir. Yine bilimsel bilginin kesinlik kazanmarn:ış teori ve faraziyeleri ilı tefsir yapmamaya özen gösterilmelidir. Bilimsel Tefsir yapma sevdasıyl Kur'an'ın açık beyanianna muhalefet etmeyi tahrif olarak degerlendirmektedir. Diger taraftan Yazır, tecrübe ve sabit verileı:e istinaden bilim alanmda yapı lan keşifler Kur'an'la bilim arasındaki uyum ve ahengi ortaya çıkarmıştır. Bı çerçevede eski zamanların felsefe ile mernzuç bilim anlayışı içinde aniaşılama yan kimi ayetler bugünkü bilimsel keşillerle daha iyi anlaşılmaktadır. Kur'an'ıı bazı. kevni hadiselere ilişkin beyanlarının, insaniann asırlar sonra ulaşuğı bilim sel verilerle dogrulanmış olmasını Kur'an'ın i'caz yönO arasında degerlendiriı Ümmi bir peygamberin kendiliginden haber veremeyecegi bu durum Kur'an'D Allah sözO olduğunun bir ispaudır. Yazı.r, Kur'an'ın bazı ayerlerinin maslamanı bilimsel araşurınaya teşvik etti gini vurgulamakrad:ır. Bu ç~evede Kur'an ayerlerini okumanın yanında tabiat taki tekvini ayetleri de\okumak gerekmektedir. Yine bazı ayetlerin daha iyi an4şılması amacıyla teknolojik gelişmelerdeı örnekler vermektedir. Böylece insanların som~c olarak bildiği olaylardan hare kecle metafizik bazı olaylar ve uhrevi gerçekler idrak sınırlan içine çekilmi olmaktadır. Kaynakça Bayr:ıktar, Mehmet, İslam'da Evrimci Yaranlış Teorisi, Ankara: Kitabiyat, 2001. Beydavi, Nası.rudchn Ebu Said Abdullah b. Ömer b. eş-Şiraz.i, Envdru't-Taızil ' Esrdru't-Te'vil, Beyrut: Daru'r-Reşld, cy. Cerrahoglu, İsmail, Tcfsir Tarihi, Ankara: Fecr yayınevi, 1996. Demir, Ahmet İshak, Cumhuriyet Dönemi Aydınlaruun lslam'a Balaşı, İstanbu Ensar, 2004. Deı:nirci, Muhsin, TefsirUsulaveTarihi, İstanbul: LFAV, 1998. - - - --,Kur'an'ın Mareyibihlai ÜZerine, İstanbul: Birleşik 1996. Harputi, Abdullatif,Astronomi ve Din, (Bekir Topaloglu, Kelam tlm.i içinde), İstanbu Damla Yayınevi, 1996. Kara, İsmail, Türkiye'deİslamcılık Dtışünccs~ İstanbul: Kitabevi, 1997. Kırca, Celal, Kur'an ve Frn Bilimleri, İstanbul: Marifet Yayınlan, 1997. Korlaelçi, Murtaza Pozitivizm'in Türkiye'ye Gir~i. Ankara: Hece, 2002 R.E ÖZEL · ELMALIU'NIN BILIMSEL TEFSIR ANIAYIŞI 1571 Sabun!, Muhammed Ali, a-Tibyilnfi Wümi'l-Kur'an, Beyrut: el-Mektebetü'l-Azyariyye, 2009. Sıdclıkı, Mazharuddin, İslam Danyasında Modernist Dtı.şana:, Murat Fırat &: Göksel Korkmaz (çev.) İstanbul: Derga.h,l990. Şanbt, Ebu İslıak,Muvafakdt, Mehmet Erdoğan (çev.), İstanbul: 1z Yayıncı.lık 1990. Aydemir, Abdullah Tcfsirddsrailiyyac, lstanbul: Beyan Yayınlan, t .y. İbn Haldun, Ebu Zeyd Abdurrahman, Mukaddimc, Süleyman Uludağ (çev.),lstanbul: Dergah,l99l Yazıcı, lsh~ "Edip Yüksel ve Muhammed Esed'in Mealierine Eleştirel Bir lnceleme", Kur'an Malileri Sanpozyumu, Ankara: Diyanet İşleri Başkanlıgı. Yayınları, 2007, ss-319-348. Yazır, Elmalılı Hamdi, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul: Eser,l979. Yazır, Elınalılı Hamdi, Makaleler, (Hz. Cüneyt Köksal &: Murat Kaya), İstanbul: Kitabevi, 1997. Zehebl, Muhammed Hüseyin, ct-Tefsirvc'l-Mafc:ssirün,Kahire: Mektebetü Vehbe,l995.