Nasrettin Hoca Fıkrası Değil, SGK Uygulaması Bir gün, Nasrettin

advertisement
Nasrettin Hoca Fıkrası Değil, SGK Uygulaması
Bir gün, Nasrettin Hoca komşusundan büyükçe bir kazan alır. Kazanın işi bittikten sonra,
içine bir tencere koyarak komşusuna geri verir... Kazanın içindeki tencereyi gören komşusu
merakla sorar:
- Hocam, bu da ne böyle?
Hoca, gayet ciddi cevap verir:
- Komşu senin kazan doğurdu, bu küçük tencere de senin kazanın yavrusu, der...
Bu durumdan memnun olan komşusu, kazanı ve içindeki tencereyi sevinerek alır... Aradan
biraz zaman geçtikten sonra Hoca yine komşusundan kazanı ister ve alır... Ancak bu sefer
aldığı kazanı bir türlü vermek istemez. Günlerden bir gün komşusu dayanamayarak Hoca'dan
kazanını geri ister.
- Hocam bizim kazan ne oldu?
Hoca, üzgün bir şekilde;
- Kazan sizlere ömür komşu, sizin kazan öldü, der... Bu duruma iyice şaşıran komşusu,
- Aman Hocam şaka yapıyorsun herhalde... Hiç kazan ölür mü?
Hoca yine aynı ciddiyetle,
- Elbette ölür, der...
Komşusu,
- "Hocam hiç kazan ölür mü?", deyince Hoca, sinirlenir:
- Komşu, sen kazanın doğurduğuna inanıyorsun da, öldüğüne niçin inanmıyorsun, diye
çıkışır...
Bir çok uygulaması Nasrettin hoca fıkrasını aratmayan SGK'da da öyle bir uygulama var ki,
tıpkı bu fıkrayı çağrıştırıyor.
Sigortasız işçi çalıştırılmasını önlemek için 2000 yılından bu yana SGK kapsamındaki
sigortalıların, çalıştırılmaya başlanması halinde "herhangi bir istisna kapsamına girmeyen
sigortalıların, işe başlatılmadan en az bir gün önce" sigortalı işe giriş bildirgesiyle SGK'na
bildirilmesi gerekmektedir.
Bunda bir yanlışlık yok elbette. Kayıtdışını önlemek için bu tür önlemlerin alınması son
derece doğrudur. Ancak konuyu Nasrettin hocalık yapan SGK'nın bundan sonraki
uygulamaları.
Bir işyeri, işe aldığı işçisini işe başlatmadan en az bir gün önce sigortalı yapıyor. Ancak ertesi
gün işçi işe gelmiyor. Dolayısıyla işçinin işe giriş bildirgesi verilmiş ama işe başlamaması söz
konusu oluyor. Bu durumda da işveren internet üzerinden işe giriş bildirgesini iptal edemiyor.
Dolayısıyla işe gelmeyen kişi için SGK'na bir dilekçe ile başvuruyor ve ilgili kişinin iş başı
yapmadığını işe giriş bildirgesinin iptal edilmesini istiyor. SGK müdürlüğü de, işveren
başvurusunu dilekçesini aldıktan sonra, zaten gereksiz ve lüzumsuz bir ton iş yüküne
boğulmuş az sayıdaki Denetmene işyerini bu nedenle teftiş etme görevi veriyor.
Denetmenlere "işyerine git, işveren işe girişi yapmış ama şimdi de işe gelmediğini söylüyor.
Acaba "işveren bir dolandırıcılık mı yapıyor, işyerinde bir filim mi çevriliyor" gidip
denetleyin diyor.
Yani SGK işçisini sigortalı yapınca işverene inanıyor, işçi işe gelmedi deyince de inanmıyor.
Denetmene müfettişe kontrole gönderiyor. Kazanın doğurduğuna inanan SGK öldüğüne
inanmıyor. Nasıl, tıpkı Hoca Nasrettin fıkrası gibi değil mi?
Art niyetli olan, sigortasız işçi çalıştıran zaten SGK'na hiç bildirmiyor. Çoğunun ne vergi
kaydı var, ne de SGK bildirimi yapılıyor. Buralara denetimi yoğunlaştıracaklarına, sahte
işyerlerini mercek altına alıp burada yapılan milyarlarca liralık usulsüzlükleri nasıl
önleyeceklerine kafa yoracaklarına, işini düzgün yapan kümesteki işyerlerini basit konular
için denetliyorlar.
İşverene nasıl şifreyle işe girişi yaptırtıyorsan ve buna inanıyorsan, gelmedi dediğinde de
inanacaksın ve e-bildirge sisteminde işe giriş iptali yaptırmaya izin vereceksin. Denetmenleri
de eften püften işler için kullanmayıp, kayıtdışını önlemeye yönelik sistemli ve programlı işler
yaptıracaksın. Yapılacak iş bu kadar basit.
30.12.2011
Resul KURT
Dünya Gazetesi
Download