اﺳـﺘﻌﻴﺬ اب : ﻗﻞ ﻫﻞ ﻳﺴـﺘﻮي اذلﻳﻦ ﻳﻌﻠﻤﻮن واذلﻳﻦ ﻻ ( ۹ ﻳﻌﻠﻤ

advertisement
Kur’ân‐ıKerîm‘eveSünnet‐i
Seniyye’yehizmet,
3Safer1435(06Aralık2013)
‫ ﻗﻞ ﻫﻞ ﻳﺴـﺘﻮي اذلﻳﻦ ﻳﻌﻠﻤﻮن واذلﻳﻦ ﻻ‬: ‫اﺳـﺘﻌﻴﺬ اب‬
(۹ ‫ اﻳﺖ‬، ‫ﻳﻌﻠﻤﻮن ) زﻣﺮ ﺳﻮرﻩ ﳼ‬
‫ ﺧ ْ َُﲑُ ْﰼ َﻣ ْﻦ ﺗَ َﻌ َّ َﲅ اﻟْ ُﻘ ْﺮا ٓ َن‬: ‫اهلل ﻋَﻠَ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ َّ َﲅ‬
ُ َّ ‫ﻗَﺎ َل اﻟﻨَّ ِ ِ ّﱯ َﺻ َّﲆ‬
‫َوﻋَﻠ َّ َﻤ ُﻪ‬
MuhteremMü’minler,
Hutbemiz KUR’AN‐I KERİM’E ve
SÜNNET‐İ SENİYYE’YE HİZMET ETMENİN
KIYMETIhakkındadır.
Maide Suresi’nin 3. ayet‐i kerimesi’nde
mealen şöyle buyuruluyor: “Bu gün sizin
dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki
nimetimi tamamladım ve sizin için din
olarak İslam’a razı oldum.” Bu ayet‐i Celile
şöyle tefsir ediliyor: “Yani size bütün iman,
akaid ve ahlak kaidelerini ifade ettim, en
mükemmel teşri’ usullerini ve ictihad
kanunlarını öğrettim. Bundan sonra bu
hükümlerin nesh olunması ihtimali kalmadı.
Ve sizi tevfik ve hidayetle saadet‐i tamme’ye
ulaştırdım. Size din olmak üzere İslam’a razı
oldum ki Allah indinde razı olunan din, ancak
İslam’dır.”1 Evet Din‐i Celil‐i İslam, tüm
insanlığın hem dünyada hem de ahirette
selamete kavuşmaları için gönderilmiş
bulunan en son ve en mükemmel dindir. İşte
İslamî Hükümlerin yaşanması, gerek ferdî
gerek ictimâî noktadan, tüm insanlığın
kurtuluşunavesileolduğundandolayıdinimiz,
bu hükümlerin öğrenilmesi ve öğretilmesi
hususunda mü’minleri hep teşvik etmiş ve bu
işle meşgul olanlara çok büyük kıymet
atfetmiştir. Tevbe Suresi’nin 122. ayet‐i
kerimesi’nde şöyle buyruluyor: “Müminlerin
tamamı birden sefere çıkmasınlar. Fakat
her fırkadan bir topluluk dinde tefekkuh
etsinvedöndüklerizamankavimleriniikaz
etsinler,umulurkisakınırlar.”
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de bir
hadîs‐i şerîflerinde şöyle buyurmuşlardır:
"Cenab‐ı Hak, hakkında hayır dilediği
kimseyidindefakihkılar"2Başkabirhadîs‐i
şerîfte ise şöyle buyuruluyor: "Sizin en
hayırlınızKur’an‐ıöğrenenveöğretendir"
İmam‐ı Rabbânî Müceddid‐i Elf‐i Sânî
(k.s.)Hazretleriİslamîİlimlerinöğrenilmesive
öğretilmesi ile alakalı olarak Mektûbât‐ı
Şerife’deşöylebuyuruyorlar:
“Mükellefler üzerine ilk vacip olanlar
İ’tikâdi Hükümler’dir. Yani evvela akaidin
tashih edilmesi icab etmektedir. Bu tashih de
Ehl‐i Sünnet ve’l‐Cemaat Alimlerinin
görüşlerine muvafık olarak yapılmalıdır…
Akaidin tashihinden sonra ise İlm‐i Fıkh’ın
ihtiva ettiği helal‐haram, farz‐vacib‐sünnet,
mendub‐mekruh gibi ameli hükümleri
öğrenmek ve bu hükümlerin muhtevası ile
amel etmek lazımdır. Yine talebelere fıkıh
ilmine dair bazı kitapların mütalaa ettirilmesi
icabeder.”3
Seyyid Ferid Buharî’ye gönderdiği bir
mektuplarındaise4, buzatın bil‐hassa talebe‐i
ulumun ihtiyaçları için bir miktar hediye
göndermesinden dolayı çok memnun
olduklarını ifade etmişler; talebe‐i ulûma
zahiren ehemmiyet verildiği ve onların öne
geçirildiğigibibâtınendeböyleyapılmasıicab
ettiğinibeyanbuyurmuşlardır.
MuhteremMü’minler!
Bu hususla alakalı daha çok izah
yapmak mümkün ancak hulasa olarak ifâde
edecek olursak bu dünyada en büyük nimet
İslamî ilimleri öğrenip‐öğretmek ve bunlara
yardımcı olmaktır. Yaşadığımız bölgede
yakında başlayacak olan kış tatillerini de
gözönündebulundurarakbumevzuilealakalı
elden ne geliyorsa yapmak icab etmektedir.
İslamî ilimleri öğrenme imkânına sahip
olanlar, elde ettikleri bu nimetin kıymetini
bilerek tüm güçleriyle Allah rızası için gayret
göstermeli; bu imkanı bulamayanlar da
öğrenenleremaddeten,manen,kalben,zihnen
destek olarak bu şereften hisselerine düşeni
almalılardır.
2Sahîh‐iBuhârî,İlim10
1Elmalılı,HakDiniKur’anDili
3Mektûbât‐ıŞerife,1.Cild,193.Mektup
4Mektûbât‐ıŞerife,1.Cild,48.Mektup
Download