Untitled

advertisement
SÜT VE SÜT TOZUNUN LAZER ETKİLİ BOZUNMA SPEKTROSKOPİSİ
(LIBS) VE KALİBRASYONSUZ LAZER ETKİLİ BOZUNMA
SPEKTROSKOPİSİ (CF-LIBS) İLE İNCELENMESİ
Abide Halide KARADAĞ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
FİZİK ANABİLİM DALI
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
MAYIS 2016
Abide Halide KARADAĞ tarafından hazırlanan “SÜT VE SÜT TOZUNUN LAZER ETKİLİ
BOZUNMA SPEKTROSKOPİSİ (LIBS) VE KALİBRASYONSUZ LAZER ETKİLİ BOZUNMA
SPEKTROSKOPİSİ(CF-LIBS) İLE İNCELENMESİ ” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından
OY BİRLİĞİ ile Gazi Üniversitesi Fizik Anabilim Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul
edilmiştir.
Danışman: Doç. Dr. Erdal ARAS
Fizik Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi
Bu tezin, kapsam ve kalite olarak Yüksek Lisans Tezi olduğunu onaylıyorum
...…………………
Başkan : Doç. Dr. Halil BERBEROĞLU
Fizik Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi
...…………………
Bu tezin, kapsam ve kalite olarak Yüksek Lisans Tezi olduğunu onaylıyorum
Üye : Yrd. Doç. Dr. Efe Kemal ESELLER
Elektrik Elektronik Mühendisliği Anabilim Dalı, Atılım Üniversitesi
Bu tezin, kapsam ve kalite olarak Yüksek Lisans Tezi olduğunu onaylıyorum
Tez Savunma Tarihi:
...…………………
31/05/2016
Jüri tarafından kabul edilen bu tezin Yüksek Lisans Tezi olması için gerekli şartları yerine
getirdiğini onaylıyorum.
…………………….…….
Prof. Dr. Metin GÜRÜ
Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü
ETİK BEYAN
Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tez Yazım Kurallarına uygun olarak
hazırladığım bu tez çalışmasında;

Tez içinde sunduğum verileri, bilgileri ve dokümanları akademik ve etik kurallar
çerçevesinde elde ettiğimi,

Tüm bilgi, belge, değerlendirme ve sonuçları bilimsel etik ve ahlak kurallarına uygun
olarak sunduğumu,

Tez çalışmasında yararlandığım eserlerin tümüne uygun atıfta bulunarak kaynak
gösterdiğimi,

Kullanılan verilerde herhangi bir değişiklik yapmadığımı,

Bu tezde sunduğum çalışmanın özgün olduğunu,
bildirir, aksi bir durumda aleyhime doğabilecek tüm hak kayıplarını kabullendiğimi beyan
ederim.
Abide Halide KARADAĞ
31.05.2016
iv
SÜT VE SÜT TOZUNUN LAZER ETKİLİ BOZUNMA SPEKTROSKOPİSİ (LIBS) VE
KALİBRASYONSUZ LAZER ETKİLİ BOZUNMA SPEKTROSKOPİSİ (CF-LIBS) İLE
İNCELENMESİ
(Yüksek Lisans Tezi)
Abide Halide KARADAĞ
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
Mayıs 2016
ÖZET
Son zamanlarda lazer ve optik sistemlerde çok büyük gelişmeler ve değişimler yaşanmıştır.
Bu yenilikler doğal olarak hayatımızı da kolaylaştırmaktadır. Bu çalışmada Lazer Etkili
Bozunma Spektroskopisi (LIBS) ile süt ve süt tozu örneklerinin elementer analizi yapıldı,
elektron yoğunluğu, plazma sıcaklığı hesaplandı. Bulunan sonuçlar literatürdeki değerleri
ile karşılaştırıldığında uyumlu olduğu görüldü. Süt ve süt tozu için kalibrasyon eğrisi
oluşturuldu. LIBS tekniği ile oluşturulan plazma ortamında, plazmanın sıcaklığını, SahaBoltzman ve Boltzman denklemlerini kullanarak kalsiyum atomunun sıcaklığı hesaplandı.
Sonuçlar incelendiğinde, plazmanın lokal termodinamik dengede (LTE) olduğu görüldü.
LIBS tekniği, dünyada son yıllarda kullanımı oldukça artmasına rağmen Türkiye’de yeni
bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada kısa sürede sonuç veren, örnek
hazırlama prosüdürleri olmayan, örneğe zarar vermeyen ve ileriki yıllarda daha da
gelişmesi beklenen LIBS tekniği kullanıldı. Çalışmamızda, kalibrasyonlu Lazer Etkili
Bozunma Spektroskopisi (LIBS) ile Kalibrasyonsuz Lazer Etkili Bozunma Spektroskopisi
(CF-LIBS) karşılaştırıldı, bu iki tekniğin avantaj ve dezavantajları değerlendirildi.
Çalışmadaki ölçümler Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği
LIBS laboratuvarında alındı.
Bilim Kodu
: 20203
Anahtar Kelimeler : Lazer, LIBS, CF-LIBS, elektron yoğunluğu, plazma sıcaklığı
Sayfa Adedi
: 69
Danışman
: Doç. Dr. Erdal ARAS
v
RESEARCHING MILK AND MILK POWDER WITH LASER INDUCEED
BREAKDOWN SPECTROSCPY (LIBS) AND CALIBRATION FREE LASER
INDUCEED BREAKDOWN SPECTROSCPY (CF-LIBS)
(M. Sc. Thesis)
Abide Halide KARADAĞ
GAZİ UNIVERSITY
GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES
May 2016
ABSTRACT
In the recent years, laser and optical systems have witnessed enormous developments and
changes. These innovations naturally make our lives easier. In this study, the elemental
analysis of milk and milk powder samples were conducted by Laser Induced Breakdown
Spectroscopy. In addition, electron density plasma temperature was evaluated. The results
were compared with the values in the literature and they were found to be compatible. The
calibration curve has been created for milk and milk powder. In the plasma environment,
created by LIBS technique, the plasma temperature and the temperature of the calcium
atoms using the Saha-Boltzmann and Boltzmann equations were calculated. When the
results were analyzed, the plasma was found to be in local thermodynamic equilibrium
(LTE). LIBS technique, despite having an increasing use in recent years in the World, is a
new field in Turkey. In this study, this technique is used because it is efficient, it does not
have sample preparation procedures and it does not damage the sample. Moreover, this
technique is expected to develop more in the coming years. In addition, calibrated LIBS
was compared with the calibration free LIBS and the advantages and disadvantages were
evaluated. Measurements about the study were made in the Hacettepe University Food
Engineering Laboratory.
Science Code
: 20203
Key Words
: Laser, LIBS, CF-LIBS, electron density, plasma temperature
Page Number
: 69
Supervisor
: Assoc. Prof. Dr. Erdal ARAS
vi
TEŞEKKÜR
Bu tez çalışmalarım boyunca tezimin oluşmasında, deneysel ve teorik hesaplamalarda çok
büyük emeği olan, engin bilgi, birikim ve tecrübeleri ile çalışmamda beni yönlendiren ve
yardımlarını esirgemeyen saygı değer hocalarım; Doç. Dr. Erdal ARAS’a, Doç. Dr. Halil
BERBEROĞLU’na , Yrd. Doç. Dr. K. Efe ESELLER’e ve Prof Dr. İsmail H. BOYACI’ya
teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca çalışmalarımda her türlü konuda beni destekleyen Gonca
BİLGE ve Banu SEZER’e teşekkürlerimi sunarım. Her türlü katkısı ve anlayışı için değerli
Eşime ve kendilerine ayıracağım zamandan fedakârlık yapan sevgili kızlarım Rana ve Sena
Karadağ’a teşekkürü borç bilirim.
vii
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖZET ..............................................................................................................................
iv
ABSTRACT ....................................................................................................................
v
TEŞEKKÜR ....................................................................................................................
vi
İÇİNDEKİLER ...............................................................................................................
vii
ÇİZELGELERİN LİSTESİ .............................................................................................
x
ŞEKİLLERİN LİSTESİ ..................................................................................................
xii
RESİMLERİN LİSTESİ .................................................................................................
xiv
SİMGELER VE KISALTMALAR.................................................................................
xv
1. GİRİŞ........................................................................................................................
1
2. ELEKTROMANYETİK IŞINIMLARIN MADDE
İLE ETKİLEŞMESİ .............................................................................................
3
2.1. Işığın Doğası .......................................................................................................
3
2.2. Elektromanyetik Dalga ........................................................................................
3
3. ATOMİK YAYILMA (EMİSYON) SPEKTROSKOPİSİ .........................
5
3.1. Spektroskopi ........................................................................................................
5
3.2. Atomik Spektroskopi ..........................................................................................
6
3.2.1. Atomik emisyon spektroskopisi ( AES) ...................................................
7
3.3. Pik Genişlemesi ...................................................................................................
9
3.3.1. Doğal genişleme .......................................................................................
10
3.3.2. İzotop genişlemesi ....................................................................................
10
3.3.3. Stark ve Zeeman genişlemesi ...................................................................
10
3.3.4. Doppler genişlemesi .................................................................................
10
3.3.5. Çarpışma genişlemesi ...............................................................................
10
4. LAZERLER ............................................................................................................
11
4.1. Lazer Maddesi .....................................................................................................
12
viii
Sayfa
4.2. Kuantum Teorisinde Işık Salınımı ve Soğurulması ............................................
13
4.3. Einstein 'ın Işık Madde Etkileşim Teorisi ...........................................................
14
4.3.1. Kendiliğinden geçiş ..................................................................................
15
4.3.2. Soğurma ....................................................................................................
16
4.3.3. Uyarılmış yayılma.....................................................................................
16
4.4. Lazer Spektroskopisi ...........................................................................................
17
4.4.1. Yayılma ve soğurulma ..............................................................................
17
4.5. Nd:YAG Lazer ...................................................................................................
17
5. PLAZMA NEDİR .................................................................................................
19
5.1. Plazmanın Tanımı ...............................................................................................
20
5.2. Plazmanın Özellikleri ..........................................................................................
20
5.3. Lazer-Plazma Ortamı ..........................................................................................
23
5.4. Plazmada Isısal Denge Modelleri ........................................................................
25
6. LAZER ETKİLİ BOZUNMA SPEKTROSKOPİSİ (LIBS) ......................
27
6.1. Lazer Etkili Bozunma Spektroskopisinin Avantajları .........................................
30
6.2. Lazer Etkili Bozunma Spektroskopisi Nerede Kullanılır....................................
30
6.3. Lazer Etkili Bozunma Spektroskopisi Dezavantajları ........................................
31
7. KALİBRASYONSUZ LAZER ETKİLİ BOZUNMA
SPEKTROSKOPİSİ (CF-LIBS) ........................................................................
33
8. MATERYAL VE METOD .................................................................................
35
8.1. Süt Tozu ..............................................................................................................
35
8.2. Mercek Sistemi....................................................................................................
36
8.3. Lazer ....................................................................................................................
37
8.4. Spektroskop .........................................................................................................
38
9. HESAPLAMALAR VE BULGULAR ............................................................
39
9.1. Süt Analizi ...........................................................................................................
39
ix
Sayfa
9.2. Kalibrasyonsuz Lazer Etkili Bozunma Spektroskopisi
(CF-LIBS) Uygulaması .......................................................................................
43
9.3. Elektron Yoğunluğu ............................................................................................
45
9.4. Süt Tozu ..............................................................................................................
51
10. SONUÇLAR VE TARTIŞMA ........................................................................
59
KAYNAKLAR ...............................................................................................................
63
ÖZGEÇMİŞ ....................................................................................................................
69
x
ÇİZELGELERİN LİSTESİ
Çizelge
Sayfa
Çizelge 3.1. Elektromanyetik spektrumun enerji ve dalga boyuna göre sıralanışı .........
6
Çizelge 9.1. Süt için CaII (393,36 nm)de farklı gecikmeler ve farklı sinyal
gürültü oranı (S/G).....................................................................................
41
Çizelge 9.2. CaII (393,36 nm) için farklı konsantrasyonlar ve
C (247,856nm) ya göre Normalize edilmiş değerler .................................
42
Çizelge 9.3. Süt için elektron yoğunluğu grafiği, 132 mj enerjide ve
3 Hz de farklı gecikmelerde stark genişlemesi kullanılarak
Hα çizgisi için hesaplanan elektron yoğunlukları ......................................
47
Çizelge 9.4. Süt için farklı konsantrasyonlarda elektron yoğunluğu (Ne)
ve plazma sıcaklığı (T) ..............................................................................
48
Çizelge 9.5. Saha Boltzman ve Boltzman denklemleri için NIST’den alınmıştır ..........
49
Çizelge 9.6. Süt için farklı konsantrasyonlarda kalsiyum (Ca) atomu için
Saha-Boltzman ve Boltzman denklemleri ile Şekil 9.8 den
elde edilen sonuçlar ...................................................................................
50
Çizelge 9.7. Süt için farklı konsantrasyonlarda kalsiyum (Ca) atomu için
Saha-Boltzman ve Boltzman denklemleri ile elde edilen sonuçlar ...........
50
Çizelge 9.8. Plazma sıcaklığı ve Kalsiyum atom sıcaklıkları .........................................
51
Çizelge 9.9. Süt tozu için CaII (393,36 nm) de farklı gecikmeler ve farklı
enerjilerdeki iyi sinyal gürültü oranı (S/G) değerleri ................................
53
Çizelge 9.10. Süt tozu için CaII (393,36 nm) için farklı konsantrasyonlar
ve şiddet değerleri ....................................................................................
54
Çizelge 9.11. Süt tozu için farklı enerjilerde farklı gecikmeler kullanılarak
8 Hz de Stark genişlemesi kullanılarak Hα çizgisi için
hesaplanan elektron yoğunluğu ................................................................
55
Çizelge 9.12. Süt tozu için elektron yoğunluğu grafiği, 19,7 mj enerjide,
farklı konsantrasyonlar için ve 8 Hz de farklı gecikmelerde
Stark genişlemesi kullanılarak Hα çizgisi için hesaplanan elektron
yoğunlukları .............................................................................................
57
Çizelge 9.13. Süt tozu için farklı konsantrasyonlarda elektron yoğunluğu
(Ne) ve plazma sıcaklık (T) ......................................................................
57
Çizelge 9.14. Süt Tozu için Saha-Boltzman ve Boltzman denklemleri için
NIST den alınan değerler .........................................................................
57
xi
Çizelge
Sayfa
Çizelge 9.15. Süt için farklı konsantrasyonlarda (saf süt,%0,5 ve %0,75)
kalsiyum atomu için (Ca) Saha-Boltzman ve Boltzman
denklemleri ile Şekil 8.16 dan elde edilen sonuçlar ................................
58
Çizelge 9.16. Saha boltzman ve boltzman denklemi kulanılarak hesaplanan
süt tozu için kalsiyum sıcaklığı değerleri ................................................
58
xii
ŞEKİLLERİN LİSTESİ
Şekil
Sayfa
Şekil 2.1. Elektromanyetik dalga ....................................................................................
4
Şekil 3.1. Atomik emisyon spektroskopisinin temel bileşenleri .....................................
8
Şekil 4.1. Tipik bir lazer cihazının şeması ......................................................................
11
Şekil 4.2. Lazer çeşitleri (maddesine göre lazer) ............................................................
12
Şekil 4.3. Lazer çeşitleri (puls sürelerine göre) ..............................................................
13
Şekil 4.4. Kendiliğinden geçiş ........................................................................................
15
Şekil 4.5. Soğurma diyagramı .........................................................................................
16
Şekil 4.6. Uyarılmış yayılma diyagramı .........................................................................
16
Şekil 4.7. 4 Seviyeli lazerlerin enerji geçişleri ...............................................................
18
Şekil 4.8. Nd:YAG lazerinin kavite (geri besleme) ve kazanç ortamı ............................
18
Şekil 5.1. İyonize olmayan gaz ve plazma gösterimi......................................................
20
Şekil 5.2. Lazerle oluşturulan plazmadan şiddet yayılımın zamana göre değişimi ........
24
Şekil 6.1. Lazer etkili bozunma spektroskopisi basit malzemeleri .................................
27
Şekil 6.2. Lazer malzeme etkileşimi ana süreçler ...........................................................
28
Şekil 9.1. Süt için 132 mj de 3Hz de ve %0,5 Ca için LIBS sisteminden
alınmış spektrum.............................................................................................
40
Şekil 9.2. Süt için CaII (393,36 nm) de farklı gecikmeler ve farklı enerjilerdeki
sinyal gürültü oranı (S/G) grafik gösterimi ....................................................
41
Şekil 9.3. CaII (393,36 nm) için farklı konsantrasyonlar ve C (482,826nm)
normalize edilmiş şiddet .................................................................................
42
Şekil 9.4. Kalibrasyonsuz LIBS analiz şeması ...............................................................
44
Şekil 9.5. Süt için 132 mj enerji 3 Hz de farklı gecikmeler için
spektrum verilmiştir .......................................................................................
44
Şekil 9.6. Hidrojen Balmer serisindeki (Hα) kullanarak 132 mj de ablasyon
enerjisinde farklı gecikmelerde voigt profiline fit edildi ..............................
46
Şekil 9.7. Süt için elektron yoğunluğu grafiği, 132 mj enerjide ve 3 hrtz de
farklı gecikmelerde stark genişlemesi kullanılarak Hα çizgisi için
hesaplanan elektron yoğunlukları ...................................................................
47
xiii
Şekil
Sayfa
Şekil 9.8. Süt için farklı konsantrasyonlarda kalsiyum(Ca) atomu için
Saha-Boltzman ve Boltzman denklemleri ile elde edilen sonuçlar ................
50
Şekil 9.9. Süt tozu için 19.7 mj de 8 Hz de % 2,5 Ca peletleri için LIBS spektrumu ...
51
Şekil 9.10. Süt tozu için CaII (393,36 nm) de farklı gecikmeler ve farklı
enerjilerdeki sinyal gürültü oranı (S/G) grafik gösterimi ............................
52
Şekil 9.11. Süt tozu için CaII (393,36 nm) de ki farklı
konsantrasyonlar ve şiddet grafiği ................................................................
53
Şekil 9.12. Süt tozu için farklı enerjilerde) farklı gecikmeler kullanılarak
8 Hz de Stark genişlemesi kullanılarak Hα çizgisi için hesaplanan
elektron yoğunluğu .......................................................................................
55
Şekil 9.13. Süt tozu için 19,7 mj enerji 8 Hz de farklı gecikmeler için
spektrumu verilmiştir....................................................................................
55
Şekil 9.14. Süt tozu için hidrojen balmer serisindeki (Hα) kullanarak
19,7 mj de ablasyon enerjisinde farklı gecikmelerde
voigt profiline fit edildi ................................................................................
56
Şekil 9.15. Süt tozu için elektron yoğunluğu grafiği, 19,7 mj enerjide,
farklı konsantrasyonlar için ve 8 Hz de farklı gecikmelerde
Stark genişlemesi kullanılarak Hα çizgisi için hesaplanan
elektron yoğunlukları....................................................................................
56
Şekil 9.16. Süt tozu için farklı konsantrasyonlarda (saf süt,%1 ,%2,5ve %5)
kalsiyum (Ca) atomu için Saha-Boltzman ve Boltzman
denklemleri ile elde edilen sonuçlar .............................................................
58
xiv
RESİMLERİN LİSTESİ
Resim
Sayfa
Resim 8.1. Spektrometrenin numune üzerine odaklanması için yapılan mercek
sistemi Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda
Mühendisliği LIBS laboratuvarı ...................................................................
37
Resim 8.2. Lazer, Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
Gıda Mühendisliği LIBS laboratuvarı ..........................................................
37
Resim 8.3. Spektroskop, Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
Gıda Mühendislii LIBS laboratuvarı ............................................................
38
Resim 9.1. Paint brush, Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
Gıda Mühendisliği LIBS laboratuvarı ..........................................................
39
Resim 9.2. LIBS sistemi sıvı örnekler için kullanılan düzenek,
Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
Gıda Mühendisliği LIBS laboratuvarı ..........................................................
40
Resim 9.5. LIBS sistemi süt tozu için kullanılan düzenek,
Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
Gıda Mühendisliği LIBS laboratuvarı ..........................................................
52
xv
SİMGELER VE KISALTMALAR
Bu çalışmada kullanılmış simgeler ve kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte aşağıda
sunulmuştur.
Simgeler
Açıklamalar
𝐦𝐞
Elektronun kütlesi
𝝂𝒍
Sürücü lazerin frekansı
A
Einstein katsayısı
A◦
Angström
AC
Alternatif akım
Aij
Geçiş olasılığı
C
Işık hızı
cm-3
Bir bölü Santimetre küp
DC
Doğru akım
E
Enerji
e
Elektronun yükü
eV
Elektronvolt
g
İstatistiksel ağırlık
h
Planck sabiti
Hz
Hertz
Hα
Hidrojen alfa serisi
I
Şiddet
K
Kelvin
k
Boltzman sabiti
keV
Kiloelektronvolt
km
Kilometre
m
Metre
m²
Metrekare
mg
Miligram
mj
Milijoule
mm
Milmetre
xvi
Simgeler
Açıklamalar
N
Plazma yoğunluğu
Ne
Elektron yoğunluğu
Ni
İyon yoğunluğu
Ta
Molekül durumundan atoma ayrışmış atomlar için ayrışmış atom
sıcaklığı
TCa
Kalsiyum atomunun sıcaklığı
Te
Elektronların sıcaklığı
Tf
Fotonların enerjisini karakterize eden foton sıcaklığı
Tg
Nötral atomların sıcaklığı
Ti
İyonların sıcaklığı
Tu
Uyarılmış atomların sıcaklığı
v/m
Volt/metre
w/cm2
Weber / santimetre kare
λ
Dalga boyu
μs
Mikrosaniye
Kısaltmalar
Açıklamalar
AAS
Atomik Absorpsiyon Spektroskopisi
AES
Atomik Emisyon Apektroskopisi
AFS
Atomik Floresans Spektroskopisi
Ca
Kalsiyum
CaCO3
Kalsiyum karbonat
CCD
Charge coupled detector (yük çiftlenimli cihaz)
CF-LIBS
Kalibrasyonsuz lazer etkili bozunma spektroskopisi
CO2
Karbondioksit
FWHM
Tam genişlik yarı yükseklik
Hν
Planck sabiti ve frekans
ICP-AES
Etkileşen çiftlenmiş plazma atomik emisyon spektroskopisi
ICP-MS
Etkileşen çiftleşik plazma kütle spektroskoisi
LIBS
Lazer etkili bozunma spektroskopisi
LIF
Lazer etkili floresans spektroskopisi
xvii
Kısaltmalar
Açıklamalar
LTE
Lokal Termodinamik Dengede plazmalar
Nd:YAG
Neodyum yitriyum aluminyum garnet
NIST
National Institute of Standards and Technology
Non-LTE
Lokal Termodinamik Dengede Olmayan Plazmalar
Q-switch
Q-anahtarlamalı
Smooth
Düzleştirme
TTD
Toplam Termodinamik Dengede Olan Plazmalar
UV
Ultroviole (mor ötesi)
1
1. GİRİŞ
Lazerler 1960 yılından bulunmuş ve birçok alanda kullanılmaya başlamıştır. Sağlık, gıda,
endüstri, savunma, farmakoloji gibi bir çok alanda kullanılarak işlevselliğini artırmıştır.
Lazerlerin bir diğer kullanım alanı ise spektroskopi yoluyla elementel analiz yapmak
olmuştur.
Bu metodun en önemlilerinden biri lazer etkili bozunma spektroskopisidir (LIBS). Lazer
etkili bozunma spektroskopisi tekniğinin birçok avantajı olmakla birlikte, en göze çarpanı
spektrometre, bilgisayar ve optik araçlarla kurulumu kolay, düşük maliyetli bir analiz
sistemi olmasıdır. Lazer etkili bozunma spektroskopisi 2000’li yıllarda ön plana çıkmış
olup, toprak, uzay araştırmaları, gıda, malzeme bilimi gibi alanlarda kullanılan ve sadece
lazer, spektroskop, bilgisayar, optik araçlar ve kemometrik tekniklerle kısa sürede analiz
yapabilen bir sistemdir. 2009’dan sonra ise kalibrasyon eğrisinin ortaya çıkardığı
problemleri azaltmak amacıyla kalibrasyonsuz lazer etkili bozunma spektroskopisi
geliştirilmiştir. Kalibrasyon eğrisi yerine ise elektron yoğunluğu, plazma sıcaklığı, SahaBoltzman denklemleri kullanılmıştır.
Daha önceki yıllarda yapılan çalışmalarda kalibrasyonlu LIBS metodunun doğruluğu tespit
edilmiştir. Bu çalışmada, kalibrasyonsuz LIBS metodu ile örnekleri incelenerek elementel
analiz yapıldı. Çalışmada gıda örnekleri baz alınarak ticari olarak satın alınan süt tozu
içerisindeki kalsiyum ve sodyum miktarı incelendi. Kalibrasyonlu LIBS ile kalibrasyonsuz
LIBS’in ölçüm sonuçları irdelendi ve sonuçlar alındı.
2
3
2. ELEKTROMANYETİK IŞINIMLARIN MADDE İLE
ETKİLEŞMESİ
2.1. Işığın Doğası
Işığın tanecik modeli, ışığı sudan veya mercekten kırılması, aynadan yansıması gibi birçok
olayı inceleyerek, 17.yüzyılda Isaac Newton tarafından ortaya konmuştur. Isaac
Newton’un modeline göre doğrusal yollar boyunca her yöne, çok küçük kütleli ve çok hızlı
tanecikler (fotonlar)
şeklinde yayılır. Bu kuramı sayesinde gölge olayları, ışığın
yansıması, kırılması ve aydınlanma olayları açıklanmıştır.
Huygens tarafından 1678 yılında Işığın dalga modeli ortaya konmuştur. Bu modele göre
ışığın yansıması, kırılması gibi olaylar dalga kuramı ile açıklanmıştır. Işığın bir madde
içinden geçerken hızının azalması, ışığın girişimi ve benzeri bazı deneyler 19. Yüzyılda
ışığın tanecik kuramı ile açıklanamamıştır. Öncelikle Young ve Frensel olmak üzere çeşitli
araştırmacılar tarafından yapılan ışığın kırınımı, girişimi ve polarizasyonu deneyleri ile
ışığın dalga özelliğinin de olduğu kesinlik kazanmıştır. Fakat dalgaların doğası hakkında
ayrıntılı bilgilere 1865 yılında Maxwell tarafından ortaya konulan ışığın elektromanyetik
dalga teorisi ile ulaşılmıştır (Gündüz, 1999: 68).
Işın, dualite özelliğine sahiptir. Yani hem dalga hem de tanecik özelliği göstermektedir.
Ama iki özelliği aynı anda göstermez. Işın dalga özelliğini şu olaylarda kolayca
anlayabiliriz: 1) Girişim 2) Kırınım 3) Polarizasyon. Işığın tanecik özelliği ise 1)
Fotoelektrik olay 2) Compton saçılması 3) X-ışınları 4) siyah cisim ışıması ile ispat
edilmiştir.
2.2. Elektromanyetik Dalga
Elektromanyetik ışınım gayet geniş bir spektruma sahiptir, görünen ışıktan daha uzun ve
daha kısa dalga boylu ışınımları içerir. Adından da anlaşılacağı üzere elektromanyetik
ışınım manyetik ve elektrik alanlar içerir. Şekil 2.1 de görüldüğü gibi: Elektromanyetik
dalganın bileşenleri A genlik olmak üzere Ey = A sin(wt-kx) ve Hz = Asin (wt-kx) dir.
4
Ey elektrik alan bileşeni, Hz de manyetik alan bileşenidir. Elektromanyetik dalgalar uzayda
çok büyük hızla hareket eden bir enerji türüdür. İvmelendirilmiş elektrik yükleri tarafından
oluşturulurlar. Elektromanyetik teorinin temelini Maxwell denklemleri oluşturmaktadır.
Buna göre, zamanla değişen bir manyetik alanın bir elektrik alan oluşturması gibi; zamanla
değişen bir elektrik alanında bir manyetik alan oluşturmaktadır. Maxwell’in teorik olarak
ispatladığı dalgaların varlığını 1887 yılında Hertz bir indüksiyon bobini kullanarak
ispatlamıştır (Beşergil, 2008). Işın veya elektromanyetik dalga uzayda çok büyük bir hızla
hareket eden (yayılan) bir enerji şeklidir. Diğer enerjilerde olduğu gibi bu enerjinin de
çeşitleri vardır. Bunlardan en belirgin olanları ışık, ısı, radyo dalgaları ve X- ışınlarıdır.
Işının uzaydaki hareketi dalgalar halinde olur. Uzayda dalgalar halinde hareket eden başka
enerjiler de vardır. Örneğin, ses de uzayda dalgalar halinde yayıldığı halde ışından
farklıdır. Bir ışının elektrik ve manyetik olmak üzere iki alanı vardır. Şekil 2.1’de
görüldüğü gibi bu iki alan sinüzoidaldir ve ışının yayılma yönüne ve birbirlerine diktir. Bir
ışının madde ile etkileşmesi ya elektrik alanla ya da manyetik alanla olur.
Şekil 2.1. Elektromanyetik dalga
5
3. ATOMİK YAYILMA (EMİSYON) SPEKTROSKOPİSİ
3.1. Spektroskopi
Madde ile elektromanyetik dalganın etkileşimini inceler. Atomların, moleküllerin ve
çekirdeklerin enerji düzeylerini ve bu düzeyler arasındaki geçişleri inceler. 1814 yılında
Fraunhofer tarafından güneş spektrumunda kara çizgileri keşfetmesi ile spektroskopinin
bilimsel ve faydalı olarak ele alınmaya başlanmıştır. Bunun için birçok bilim adamı farklı
çalışmalar yapmıştır. Bunlardan bir tanesi de Newton da Güneş ışığının spektrum
çizgilerini incelemiştir. Bir ışığı prizmadan geçirmiş ve renklere ayrıldığını gözlemlemiştir.
Prizma, içinden geçen ışığı farklı (dalga boylarına) renklere ayırır ( Milonni, Shih ve
Ackerhalt, 1987). Spektroskopi, ilke olarak, moleküllerin, iyonların ve çekirdeklerin
kuantumlanmış enerji düzeylerini belirleyen bir yöntemdir (Nasser, 1971). Spektroskopide
baktığımızda deneysel olarak yalnızca frekans ölçümü vardır. Sebebi; olası geçişlere karşı
gelen iki düzey arasındaki enerji farkı, incelenmekte olan atom ya da çekirdek tarafından
soğurulan ya da salınan ışımanın frekansı ile orantılıdır. Yani,
hν = E2–E1
Burada h= 6,626.10-34 J.s
değerindeki Planck sabitidir ve hν: birim zamanda soğurulan ya da salınan enerjiyi belirler.
ν ışımanın frekansıdır. E1 ve E2 ise iki düzeyin enerjileridir.
Eğer hν = E2–E1 bağıntısı ile belirlenen frekans deneysel olarak ölçülebilirse, elde edilen
sonuca uygun olarak, bir hipotez kurulabilir.
Bu hipotezden yaralanarak atom, molekül ya da çekirdek hakkında bilgiler elde edilebilir.
Bir başka ifade ile deneysel olarak ölçülen frekanslardan yararlanarak atomlar, moleküller
ya da çekirdekler arasındaki kuvvetleri, etkileşimleri ve hatta bu atom, molekül ya da
çekirdeklerin yapılarını, ortaya koyabilecek bilgiler toplanabilir. Böylece, başka
yöntemlerle daha önce ileri sürülmüş hipotez ya da kuramlar doğrulanabilir, yalanlanabilir,
değiştirilebilir ya da genişletilebilir (Beşergil, 2008: 68; Hecht, 1998; Milonni ve Eberly,
6
1988; Novotny ve Hecht, 2012; Skoog, Holler ve Crouch, 2007; Svelto ve Hanna, 1998;
Yeşiller ve Yalçın 1999; Yıldız, Genc ve Bektas, 1997).
hν = E2–E1 bağıntısı uyarınca, iki düzey arasındaki geçişe karşı gelen soğurma enerjisine
bir spektral çizgi ya da spektrum denir. Spektroskopide, geçiş frekanslarında karşı gelen
spektrumlar gözlenir ve bu spektrumların yerleri frekans olarak belirlenir.
Elektronların ya da çekirdeklerin farklı elektronik yapılarına göre farklı uyarılmış
düzeyleri bulunduğu için bu düzeyler arasındaki geçişlere karşı gelen spektrum çizgileri,
elektromanyetik spektrumun oldukça farklı aralıklarına düşer. Bu aralığın büyüklüğü,
incelemekte olan sistem içindeki atom, çekirdek ya da iyonlar üzerine etkin rol oynayan
etkileşmelere bağlıdır (Çizelge 3.1).
Çizelge 3.1. Elektromanyetik spektrumun enerji ve dalga boyuna göre sıralanışı
Enerji ( eV)
Frekansı (
3.10
)
-2
3.
10
Sepktroskopi Tekniği
Etkileşmeler
Deneysel Yöntem
γ- ışınları
Çekirdeklerarası
Cyclotron ve Atomik Sayaçlar
X- ışınları
İç Elektronlararası
X -Işınları Tüpleri
Mor Ötesi
Mercek sistemleri
Görünür Bölge
Optik ağlar
3.
Kırmızı Ötesi
Dış Elektronlararası
Fotohücreler
3.
Mikrodalga
Moleküllerarası ve katıhal
Radar Tekniği
3.
Radyo Frekansı
Çekirdek Momenti ve Dışalan
Radyo Tekniği
Bölgeler arasında, Çizelge 3.1 de görüldüğü biçimde, kesin sınırların olmadığına dikkat
edilmelidir. Çoğu zaman, bu farklı spektroskopi dallarının her biri, yalnız başına
inceledikleri sistemler hakkında geniş ve ayrıntılı bilgiler verebilirler. Bazen de, bunların
bir kaçının verdiği bilgiler bir araya getirilerek sistem hakkında hipotezler ve kuramlar
oluşturulabilir.
3.2. Atomik Spektroskopi
Spektroskopinin pek çok dalı vardır. Bunlardan atomik spektroskopi gaz halindeki
atomların veya gaz halindeki tek atomlu iyonları, absorpsiyon, floresans ve emisyon
özellikleri inceleyen spektroskopi dalına denir.
7
Atomların ve iyonların gaz halindeki görünür alan, ultraviyole ve X- ışınları spektrumları
atomik spektroskopiyle incelenir. Örneklerin belirli bir sıcaklıkta atomlar veya tek atomlu
iyonlar haline getirilmesine atomlaştırma denmektedir. Miktar analizinde bir tayinin
doğruluk derecesi ve kesinliğini etkileyen en önemli etmen atomlaştırma işlemine bağlıdır.
Atomlaştırma kullanım amacına bağlı olarak farklı farklı yöntemlerle yapılır. Bu
yöntemlerden Alev yöntemi ile (1700-3100◦C) düzenlenmiş spektroskopi üçe ayrılır
(Gündüz, 1999: 535; Skoog ve diğerleri, 2007).
1- Atomik Absorpsiyon Spektroskopisi (AAS)
2- Atomik Emisyon Apektroskopisi (AES)
3- Atomik Floresans Spektroskopisi (AFS)
3.2.1. Atomik emisyon spektroskopisi ( AES)
Genellikle kullanılan atomik emisyon spektroskopisinin esasını, uyarılmış enerji seviyesine
çıkarılan tek atomlu iyonların ve atomların daha düşük enerjili seviyelere geçişlerinde
yaydıkları UV- görünür bölge ışımasının ölçülmesidir.
Eğer atom veya iyonların uyarılmış enerji seviyelerine çıkmaları ve bunların UV- görünür
bölge ışımasının absorplanmaları haricinde bir yöntemle yapılmışsa, yayılan ışımanın
ölçülmesi metoduna atomik emisyon spektroskopisi (AES) denir.
Atomik emisyon spektroskopisi uyarmayı sağlayan enerji kaynağının türüne göre
sınıflandırılır. Analiz örneğini atomlaştırmak ve uyarmak için alevin kullanıldığı yöntem
Alev emisyon spektroskopisi adını alır. Atomlaşmanın ve uyarmanın elektriksel boşalım
veya plazma gibi bir enerji kaynağı ile gerçekleştirildiği yöntem ise sadece atomik
emisyon spektroskopisi veya optik emisyon spektroskopisi olarak adlandırılır.
Analiz edilecek örneğin atomlaştırılmasında ve uyarılmasında alev dışında düzeneklerin
kullanıldığı sistemlere denir. Alev yerine elektrotlar ve plazma yerleştirilerek kullanılır.
Atomik emisyon spektroskopisinin alev emisyon spekrsoskopisinden tek farklı alev yerine
elektrot veya plazma kullanılmasıdır.
8
Bir emisyon çizgisinin şiddeti I;
belirli bir uyarılmış enerji seviyesinde herhangi bir anda bulunan atom sayısı N atomun
temel
seviyeye
dönerken
yaydığı
ışımanın
enerjisi:
h
söz
konusu
geçişin
gerçekleşebilmesinin bir ölçüsü olan Einstein geçiş olasılığı A ile orantılıdır şiddeti
formilize edersek;
I=A N. h
Einstein geçiş olasılığı elektronun uyarılmış seviyedeki ömrünün tersidir. Saniyedeki
ortalama geçiş sayısı olarak da düşünebiliriz. Boltzmann eşitliğine göre uyarılmış
seviyedeki atom sayısı N;
N=Noe-AE/kT
eşitliği ile verilir. Böylece emisyon çizgi şiddeti için;
I=A h No e-AE/kT eşitliği elde edilir.
Şekil 3.1. Atomik emisyon spektroskopisinin temel bileşenleri
Atomik emisyon spektroskopisi metodunda analiz edilecek numunenin atomlaştırılması ve
uyarılması için kullanılan metodlar:
9
İki elektrot arasına elektrik boşalımı uygulamak en çok tercih edilen metottur. Bu metotta
numune, elektrotlardan birisinin içine konur ve numune içermeyen bir karşıt elektrotla bu
elektrot arasına elektrik boşalımı uygulanır.
Plazma (gaz halindeki iyon akımı) kullanımı son yıllarda popüler olan bir metottur. ICP ve
LIBS de kullanılır.
Lazer mikro prop sadece katı haldeki örneklerin analizi için kullanılır. Bu düzenekte örnek
yüzeyinde küçük bir alan lazer ışıması odaklanarak buharlaştırma işlemi gerçekleştirilir.
Buharlaşan örnek, alternatif akım arkının oluşturduğu iki elektrot arasında uyarılır (Çalışır,
2008).
Plazmalı atomlaştırıcılarda matris etkisi ve kimyasal girişimler diğer atomlaştırıcılara göre
gayet düşüktür. Ancak düşük analit derişimlerinde elektronlarla argon katyonlarının
birleşmesinden zemin emisyonu düzeltme gerektirecek kadar büyüktür. Önemli bir diğer
noktada çok element için emisyon spektrumları birden çok çizgi içerdiğinden
çakışmamasına özen gösterilmelidir. Alev emisyon spektroskopisinde görülen girişimler
atomlaştırıcı tekniğinde alevin kullanıldığı atımik absorpsiyon spektroskopisi metodunda
gözlenen girişimlerin aynısıdır. Ama Atomik absorpsiyon spektroskopisinde görülmeyen
spektral girişimler diğer tüm emisyon metodlarında olduğu gibi. Alev emisyon
spektroskopisinde çok önemlidir (Eseller, 2009).
3.3. Pik Genişlemesi
Atomik spektroskopide piklerin çok dar olması beklenir. Ancak bazı yan etkiler bu pikleri
genişletir. Bu yan etkiler şunlardır:
1. Doğal genişleme
2. İzotop genişlemesi
3. Stark ve Zeemen genişlemesi
4. Doppler genişlemesi
5. Çarpma genişlemesi
10
3.3.1. Doğal genişleme
Doğal genişleme Heisenberg belirsizlik ilkesinin bir sonucudur. Doğal genişleme atomun
veya uyarılmış atomun E1, E2 gibi enerji düzeylerinden kaynaklanan belirsizliklerin oluşur.
Bu düzeylerdeki enerji belirsizlikleriyle, elektronun bu düzeyde kalma süreleri çarpımı
kadardır. Doğal genişlme10-5 nm kadardır.
3.3.2. İzotop genişlemesi
Dikkate aldığımız elementin izotopunun bulunması durumunda görülen genişlemeye
izotop genişlemesi denir. İzotop genişlemesi 10-4 nm kadardır.
3.3.3. Stark ve Zeeman genişlemesi
Elektrik alanla elektrik dipol momenti etkileşmesine stark etkileşmesi, manyetik alanla
manyetik dipol momentin etkileşmesine zeeman olayı denir. Atomların ve elektronların
dizilimlerinden kaynaklanan elektrik alan ve manyetik alanlara bağlı bu şekildeki stark ve
zeeman etkileşmeleri meydana gelir. Bu genişlemeler 5.10-3 nm kadardır.
3.3.4. Doppler genişlemesi
Doppler genişlemesi atomların ışık kaynağına doğru veya ışık kaynağının aksi yönüne
doğru ısısal hareketinden kaynaklanır. Işık kaynağına doğru hareket eden atomlar daha
uzun dalga boylarında yayınlarken ışın kaynağının aksi yönde hareket eden atomlar daha
uzun dalga boylarını yayınlarlar. Bu durum doppler etkisi olarak bilinir. Doppler etkisine
bağlı genişleme, sıcaklığın bir fonksiyonu olan atomların hız dağılımına bağlıdır.
3.3.5. Çarpışma genişlemesi
Çarpma genişlemesi temel durumda bulunan ve tespit edilen atomlarla diğer atom veya
moleküllerin çarpışmalarından ileri gelir. Çarpışma sonucunda temel durumda bulunan
atomlar farklı enerji düzeylerine çıkarlar ve dolayısıyla farklı ışınlar yayınlanır.
11
4. LAZERLER
Lazer “ Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation” (Işımanın uyarılmış
yayılımı ile ışığın güçlendirilmesi) İngilizcesi kelimelerinin baş harflerinden oluşur.
Şiddetlendirilmiş ışın demetidir. Lazerler elde edilmesi için çeşitli malzemelere gerek
vardır. Bu malzemelere lazer kaynakları da diyebiliriz. Lazer kaynakları yalnızca
şiddetlendirilmiş ışık vermez bununla birlikte aynı şiddette (koherent) aynı fazda
monokromatik ışın demeti elde etmemizi sağlar. Theodore Main tarafından 1960 yılında
yakut kristali kullanılarak ilk lazer elde edilmiştir (Naqavi, 2001). Çok kısa sürede de
birçok bilim adamı tarafından lazeri geliştirip birçok alanda kullanım imkânı sağlanmıştır.
Şekil 4.1. Tipik bir lazer cihazının şeması
Şekilde 4.1’de görüldüğü gibi lazer maddesi ya da bir diğer tanımı ile lazer kaynağından
çıkan güçlendirilmiş ışık önce aynaya veya kısmi geçirgen aynaya çarpar daha sonra
bunlar paralel aynalara (bir tanesi %100 saydam diğeri ise %98 saydam olan) yansıyarak
kuvvetlenir. Paraleldeki aynalar uyarılmış fotonları defalarca büyütürler. Belli bir seviyeye
ulaşınca %98 geçirgen aynadan lazer ışın demeti olarak yansıtırlar.
Ortama göre tasarım ve aynalar, hizalama tesisinin çalışma dalga boyu, lazer sisteminin
diğer özelliklerini belirlemek için çok önemlidir. Aynalar, modülatör, filtreler ve emiciler
12
gibi diğer optik cihazlar, bu işlemin dalga boyu ya da lazer ışık darbeleri üretimini
değiştirerek lazer çıkışı üzerindeki etkileri farklı türde lazer ışığı çıkışlarına imkan
sağlayabilir.
İyi ayarlanmış bir lazerin kayıp ve kazanca sahip olma zorunluluğu vardır. Bütün
potansiyel lazer sistemlerinin kazançtan çok kayıp mekanizmalarına sahip olacağını
kestirmek güç değildir. Lazerler temel fizik kanunlarına uyarlar ve lazerlerin kazanç
ortamına enerji sokulmasından razonatör ortamından ışık alınmasına kadar olan bütün
aşamaları enerji kayıp ve entropi kazancına açıktır (Elton, 2012: 592).
4.1. Lazer Maddesi
Lazer maddeleri katı, sıvı ve gaz olabilir. Lazerlerin maddesine göre lazerler çeşitlenebilir.
Kullanım amaçlarına göre ve sağladığı avantajlara göre lazer maddesi değiştirilebilir.
Aşağıda da kullanılan lazer maddesine göre şeması bulunmaktadır (Ginter ve McIlrath,
1988).
Şekil 4.2. Lazer çeşitleri (lazer maddesine göre)
Lazer elde etmek için çeşitli maddeler kullanılır. Şekil 4.2’de görüldüğü gibi bu lazer
maddelerinden en çok kullanılanlar boyar madde lazerleridir. Lazer cihazının en önemli
13
yeri lazerin çeşitlerinin belirlendiği lazer maddesi alanıdır. Şekil 4.3’de görüldüğü gibi
diğer lazer çeşitleri de sürekli ve puls lazeri olmak üzere iki çeşittir.
Şekil 4.3. Lazer çeşitleri (puls sürelerine göre)
4.2. Kuantum Teorisinde Işık Salınımı ve Soğurulması
Fotoelektrik etkinin açıklanması ile 1905 yılında Einstein tarafından, ilk defa ışık
soğurulması ve salınması ile ilgili yorumlar ortaya çıkmıştır. İlk olarak Einstein elektronun
foto salınımından önce ve sonraki enerji farkının süreçte soğurulan fotonun hν enerjisine
eşit olacağını varsaymıştır. Daha sonra, bu varsayım Bohr tarafından genişletilmiştir. Ve
iki yönlü bir hal almıştır (Milonni ve Eberly, 1988).
Fotonun soğurulması sırasında çıkarılmayıp bunun yerine atomun yüksek enerjili haline
çıkarılan elektron ve elektronun enerjisinin azaltıldığı foton salınımı anlamındaki ters süreç
ve Einstein’ın fikrini bu şekilde genişletme düşüncesi 1913 yılında Bohr’un kuantum
mekaniksel atom modelinin temelini teşkil etmiştir.
Bu modelde ilk olarak elektronların atomu çekirdeği etrafında sabitlenmiş yörünge
takımında dolanmalarına izin verildiği varsayılmıştır. Bu yörünge takımlarının izinli
14
elektron enerjisi takımına karşılık geldiği gösterilmiştir. “Kuantum sıçramaları” fikri bir
elektronun izinli iki yörünge arasındaki geçişini anlatmada kullanılmıştır.
Kuantum sıçramasında içerilen enerji miktarı kuantum sistemine bağlıdır. Atomların, en
dıştaki elektron sıçrama yapıyorsa, enerjileri 1-6 eV arasında olan sıçramalar
yapacaklardır. Bu normal durumdur; böylece atomlar spektrumun optik bölgesinin içinden
veya yakınında foton salar. Atomun iç kabuk elektronları daha büyük enerjiye ihtiyaç
duyarlar ve salınımları X- ışını fotonu şeklinde olur.
Diğer yandan Rydberg enerji seviyeleri olarak adlandırılan, taban seviyesinden oldukça
uzakta iyonlaşma seviyesine oldukça yakında bulunan en dış elektronların seviyeleri
arasındaki kuantum sıçramaları uzak kızıl ötesi ve hatta mikro dalga fotonuna karşılık
gelecek küçük bir enerji içerirler.
Moleküller, kuantum sıçramaları serbest atomlarınkinden küçük ( belki de çok küçük) olan
titreşim ve dönme serbestliğine sahiptirler ve bu durum yarı iletkenlerdeki değerlik ve
iletkenlik bantları arasında da aynen geçerlidir. Birçok kristal, optik bölgede sıçramalara
izin verecek kuantum enerji seviyelerine sahip olmamalarından ötürü optik bölgede
geçirgendirler.
Bununla birlikte, yakut gibi renkli kristaller optik fotonları soğuracak veya salacak
safsızlıklara sahiptirler. Bu safsızlıklar genelde atom iyonlarıdır ve bunlar hem ayrık enerji
seviyelerine ve hem de optik kuantum sıçramalarına izin verecek geniş bant seviyelerine
sahiptirler.
4.3. Einstein 'ın Işık Madde Etkileşim Teorisi
Bir lazerin atomları tekrarlı kuantum sıçramaları yaparlar ve mikroskobik transdüser olarak
işlem görürler (transdüser: fiziksel bir sinyali başka bir fiziksel sinyale çeviren aygıt).
Yani, her atom enerji alır ve bir çeşit giriş veya “pompalama ”sürecinin sonucu olarak
daha üst bir yörüngeye sıçrar; alt seviyeye indiğinde ışık salma gibi bir süreç le enerjisini
başka bir fotona çevirir (Milonni ve diğerleri, 1987). Aynı anda her bir atom daha önce
salınan ve aynalar tarafından yansıtılan fotonlarla da “ilgilenmek” durumundadır. Bu
15
öncül, hali hazırda rezonatör eksenine kanallanan elektronlar daha sonraki fotonların
salınımını uyarılmış bileşen teşkil eder.
Lazer kaynağının içerisinde acaba hangi fiziksel hadise oluyor ve içerisindeki fotonlar
uyarılıyor?
4.3.1. Kendiliğinden geçiş
Şekil 4.4. Kendiliğinden geçiş
E1: Enerjisi temel seviye, E2: Uyarılmış seviye ve E1 < E2 olmak üzere atomun
kararlılığının korunması için çekirdek, elektronu merkeze doğru çeker.
Bu durum
Coloumb kuvvetiyle ifade edilir. İşlemde herhangi bir dış etki söz konusu değildir.
16
4.3.2. Soğurma
Şekil 4.5. Soğurma diyagramı
Dışarıdan gelen hν enerjili foton elektronu üst seviyeye çıkarır. Bu durum elektronun foton
soğurmasıyla olur. İç yörüngedeki elektron üst yörüngeye çıkmış olur.
4.3.3. Uyarılmış yayılma
Şekil 4.6. Uyarılmış yayılma diyagramı
Dışarıdan gelen hν enerjili foton uyarılmış seviyedeki elektrona çarparak aynı enerjili bir
foton daha yayılmasını sağlar. Sonuçta hν enerjisine sahip bir foton daha yaymasına sebep
olur.
17
4.4. Lazer Spektroskopisi
Lazerlerin keşfinden sonra kayda değer bir gelişmede spektroskopik tekniklerin
gelişmesidir. Bu gelişme enstrürmantasyon analizine yardım edecek bir gelişme olmuştur.
Bu doğrultuda, spektroskopik radyasyon kaynakları için yeni ürün olarak lazerler
kullanılmıştır. Önceki dönemde ölçüm süresi, kompozisyonları hazırlama, çevre etkisi,
mekânsal dalgalanmalar gibi araştırmacıları zorlayan problemlere daha duyarlı bir gelişime
ihtiyaç vardı. Geliştirilmiş dedektör teknikleri ve spektroskopi teknikleri zayıf sinyallerin
analizini kolaylaştırmıştı. Laboratuvar ortamında lazerle geliştirilen spektroskopi
tekniklerinin başlıcaları Raman, LIF (lazer etkili floresans spektroskopisi), Raigleih
saçılması, lazer etkili akkor spektroskopisi olarak sayılabilir. Elektromanyetik dalgaların
absorpsiyon ve emisyonları lazer spektroskopisinin temelini oluşturur.
4.4.1. Yayılma ve soğurulma
Atom ve moleküllerin soğurulma işlemi foton enerjisine bağlıdır. Soğurulma olasılığı
Einstei’ın soğurulma katsayısı (A12) ve spektral enerji yoğunluğu (ρν). ile tanımlanır.
Tanımlanan soğurulma ve yayılma prosedürü bir seviyeden başka bir seviyeye elektron
geçişi ve hν enerjili foton ortaya çıkması veya emilmesi ile açıklanır. Kendiliğinden
yayılma ile üst seviyedeki elektron alt seviyeye geçerek hν enerjili bir foton yayar.
Soğurulma olasılığı ile emilme olasılığı birbirine eşittir. Kendiliğinden yayılma ile
herhangi bir yönde yayılır ve bu, molekük yapısı ile ilgilidir. Kendiliğinden yayılan foton
sayısı termal radyasyonla uyarılandan çok daha fazla olabilir.
4.5. Nd:YAG Lazer
Nd:YAG lazerleri, Katı-hal lazerleri içinde en yaygın lazerdir. Sanayide, tıp da, kimyada
ve birçok alanda kullanımı çok fazladır. Bunun sebebi de çok iyi odakladığı içindir.
Yüksek güçte lazer çıkış gücü üretmeye elverişli olup 4 seviyeli bir lazer sistemine
sahiptir. Şekil 4.7 deki gibi Nd:YAG lazerde 4 seviyeli enerji geçişine sahiptir. Kazanç
ortamındaki ana kristal Y3Al5Ol2 ( YAG, yttrium Aliminyum Garnet) dir.
18
Şekil 4.7. 4 Seviyeli lazerlerin enerji geçişleri
IR bölgesinde ve 1064 nm de lazer ışığı üretir. Yüksek ısı iletkenliğine sahip YAG
kristalinde temel uyarıcı Neodinium (Nd+3) olup yttrium’un % 1’lik kısmının yerini alarak
kristalin ışıma yapmasına neden olur. Isı iletkenliğinin yüksek olmasından dolayı sürekli
modda çalıştığında birkaç yüz wattlara, atımlı modda çalıştığı zaman ise 1 kW’lık güce
kadar ulaşabilir. Fakat kristal boyutu yaklaşık olarak 0.1 m uzunluğunda ve 12 mm çapında
sınırlı olduğu için lazerin güç ve enerji çıkış kabiliyeti sınırlıdır. Nd:YAG kristalinde
uyarıcı maddenin yoğunluğu tipik olarak % 0.725 oranındadır. Yani yaklaşık olarak metre
küpe 1.4 x 1026 tane atom düşmektedir. Klasik bir Nd:YAG lazeri Şekil 4.1. de de
gösterilmiştir (Charschan, 1993; Malik ve Sing, 2010; Akman, 2006).
Şekil 4.8. Nd:YAG lazerinin kavite (geri besleme ) ve kazanç ortamı (Akman 2006)
19
5. PLAZMA NEDİR
Maddenin katı sıvı ve gaz hali bilinmekteydi. Kararlı – Hal DC ark deşarjın genişletilme
1808 yılında Sir Humpry Davy tarafından olmuştur. Daha sonra Michael Faraday ve
diğerleri tarafından, yüksek voltaj Dc elektriksel deşarj tüpünün geliştirilmesi de 1830’lu
yıllarda olmuştur. Bu çalışmalar maddenin 4. Halinin keşfine neden olan bazı ilk
çalışmalardır. Sir Wiliam Crookes ise gazlarda elektriksel deşarj olayını incelemiştir. 1879
‘da Crookes maddenin 4. Halini ifade etmiş, bunu da iyonlaşmış gazı inceleyerek
söylemiştir. 1926 yılında Irving Langmuır bu titreşimlerin bulunduğu bölge içinde ilk kez”
PLAZMA” terimini kullanmıştır (Melrose, 1986). Hatta bu çalışmasıyla 2 Nobel ödülü
almaya hak kazanmıştı. 1932 yılında Langmuır kimya dalında plazma üzerindeki
çalışmalarında, İsveçli Hannes Alfven fizik dalında “ Plazmaya verilen pertübasyonun
manyetik alan yönünde plazma frekansı ile yayılması” çalışması ile Nobel ödüllerini
almışlardır.
Çevremizde gördüğümüz plazmalara örnek olarak; mum alevi, şimşek, güneş, floresan
lamba, neon lamba, sarı renkli sodyum lambalar verilebilir. Plazmayı gözlemleyebilmek
için basit deneyler yapıp inceleyebiliriz. Bunlar belki sürekli yaptığımız kibrit ya da
çakmağı yakma ve yakından izlemek olabilir. Eğer uygun şartlarımız varsa iki plaka
arasına bir mumu yerleştirip, plakalara dc voltaj uygulayabilirsiniz. Mum alevini
gözlemlediğimizde uygulanan voltaj doğrultusunda saptığını incelemiş olacağız. Çünkü
mum alevinin uç kısmı eksi kutba, alt kısmı ise artı kutba yönelir. Eğer plazma hareketi
gözlemek istersek dc voltaj değil de ac voltaja bağlayıp muazzam bir plazma hareketi
izleyebiliriz. Plazma hakkında maddenin diğer hallerine göre belki çok fazla bir bilgiye
sahip değiliz. Ancak plazmalar içinde bulunduğumuz evrenin % 99’unu oluşturmaktadır.
Yerin yaklaşık 50- 300 km üzerinde bulunan, kısmi olarak iyonlaşmış gaz bölgesi olan
atmosferin katmanlarından iyonosfer, 106 cm-3 elektron yoğunluğuna ve 0,1 eV elektron
sıcaklığına sahip bir plazmadır (Goldston ve Rutherford, 1995; Grill, 1994; Krall ve
Trivelpiece, 1973; Kunkel, 1966; Lieberman ve Lichtenberg, 2005; Matejka ve Benko,
1989; McDaniel, 1964; Nasser, 1971; Raizer, 1987; Roth, 1995; Tanenbaum, 1967;
Thornton, Penfold, Vossen ve Kern, 1978; Yoshizawa, Itoh ve Itoh, 2002).
20
5.1. Plazmanın Tanımı
Plazma, içerisinde rastgele hareket eden pozitif ve negatif yüklerin bulunduğu ama
tamamının elektriksel olarak nötral olduğu parçacıklar topluluğuna denir. Sistem sanki
tamamen yüksüz gibidir ama plazma içerisindeki parçacıklar birbirinden bağımsız hareket
ederler.
Sabit basınç altında, sıcaklığın artırılması ile katı bir madde sıvı haline geçer. Sıcaklık
biraz daha artırılırsa, sıvıdan gaza geçerler. Yeterince yüksek sıcaklıkta gaz içindeki
moleküller, rastgele doğrultuda serbestçe hareket eden gaz atomlarını oluşturmak için
ayrışırlar. Eğer sıcaklık daha fazla artırılırsa gaz atomlarından bir ya da birkaç elektron
kopar ve gaz atomları serbestçe hareket eden yüklü parçacıklara (pozitif iyonlar ve
elektronlar) ayrışarak maddenin dördüncü hali “PLAZMA” oluşur. Plazma halinde,
maddenin atomları parçalanmıştır ve sürekli hareket halinde olan pozitif yüklü iyonların ve
elektronların oluşturduğu bir sistem haline gelmiştir. Plazma içinde aynı zamanda elektronlar,
fotonlar, uyarılmış atomlar veya moleküller, radikaller, metastable atomlar, nötral atom veya
moleküller de vardır (Batani, Giulietti, Palladino, Tallents ve Turcu, 1991). Şekil 5.1 de olduğu
gibi plazma halinde yüksek elektrik iletkenlik gözlenir.
İyonize olmayan gaz-yalıtkan
plazma – yüksek elektrik iletkenlik
Şekil 5.1. İyonize olmayan gaz ve plazma gösterimi
5.2. Plazmanın Özellikleri
Bazı özellikler plazmayı karakterize eder ve bu özellikler plazmayı katı, sıvı ve gazlardan
ayırt eder. Plazmanın en önemli ve diğer hallerden farklı özelliği, plazmayı oluşturan
parçacıkların yüklü olması ve bu yüklü parçacıkların Coulomb kuvvetleri ile birbirlerine
etki etmesidir. Plazma içindeki her parçacık komşusu olan her parçacığa ve hatta
21
kendisinden daha uzakta bulunan parçacıklara da aynı zamanda etki eder. Bu nedenle
plazma içindeki parçacıklar sürekli birbirleriyle etkileşerek kollektif bir davranış
içindedirler. Plazma içindeki yüklü parçacıkların difüzyonu bundan dolayı elektronların ve
iyonların bireysel difüzyon katsayıları ile değil, ambipolar difüzyon katsayısı ile verilir
(Krall ve Trivelpiece, 1973). Maddenin hal değişimi, maddenin sıcaklığının arttırılması ile
açıklanmıştır.
Plazma, maddeye ısı enerjisi verilmesi ile elde edildiği gibi başka
yöntemlerle de elde edilebilir. Bu farklı üretim yöntemleri laboratuvar plazmalarının farklı
isimlerle anılmalarına neden olur. DC elektriksel deşarj, AC elektriksel deşarj, rf deşarj,
mw deşarj, puls deşarj, dielektrik bariyer deşarj gibi farklı üretim mekanizmalarına ve
farklı özelliklere sahip plazmalar vardır.
Plazmalar üretim yöntemlerine göre sınıflandırılabildiği gibi, plazması elde edilen gazın
basıncına, parçacık yoğunluğuna, iyonlaşma derecelerine göre de sınıflandırılabilir. En genel
sınıflandırma, plazma içindeki parçacıkların sıcaklığına göre yapılır. Buna göre plazmalar
Toplam Termodinamik Dengede Olan Plazmalar (TTD Plazmaları), Lokal Termodinamik
Dengede Olan Plazmalar (LTE Plazmaları) ve Lokal Termodinamik Dengede Olmayan
Plazmalar (Non-LTE Plazmalar) olarak üç gruba ayrılır . Bu sınıflandırmayı, plazma içindeki
parçacıkların tanımlanması ve bazı plazma parametrelerinin açıklaması ile birlikte yapalım
(Atalay, Kenar ve Demir, 2010; Kauffman, 1991a).
Plazma Yoğunluğu: Moleküler gazların karışımında oluşturulan plazma, çok sayıda nötral ve
yüklü parçacıklar içerir. Plazma içinde birbirinden ayırt edilebilen her bir parçacık grubu
“türler” olarak ifade edilir. Bu türlerden, Ne ; elektron yoğunluğu, ve Ni ; iyon yoğunluğu
olarak ifade edilir. Plazma, “yaklaşık olarak nötral” özelliğe sahip olduğu için,
Ni≅Ne≅N
N : de plazma yoğunluğudur.
Plazma Sıcaklığı: Termodinamik dengedeki bir nötral gaz halini tanımlayan
en önemli
parametre, sistem içindeki molekülün ortalama taşınım enerjisini ifade eden sıcaklıktır.
Plazma içinde, farklı elektrik yüklü ve kütleli parçacıkların bir karışımı vardır. Plazma
içindeki her tür, farklı sıcaklık terimleri ile ifade edilir. Örneğin Tg; nötral atomların yani
plazması oluşturulan gazın sıcaklığını, Tu; uyarılmış atomların sıcaklığını,
Ti;
iyonların
sıcaklığını, Te; elektronların sıcaklığını, Ta; molekül durumundan atoma ayrışmış atomlar için
22
ayrışmış atom sıcaklığını ve
Tf; fotonların enerjisini karakterize eden foton sıcaklığını ifade
etmektedir. Eğer plazma içindeki her türün sıcaklığı eşit ise yani,
Tg  Tu  Ti  Ta  Tf  Te = Tp
ise bu plazma, Termodinamik Dengede olan plazma “TTD Plazma” olarak isimlendirilir.
Burada Tp ; “Plazma Sıcaklığı” olarak tanımlanır. Bu tip plazmalar yalnızca güneşte ve
yıldızlarda meydana gelir. Eğer plazma içinde foton sıcaklığı haricinde her türün sıcaklıkları
eşit ise yani,
Tg  Tu  Ti  Ta  Te  Tf
ise bu plazma, Lokal termodinamik dengede “LTE Plazma” olarak isimlendirilir. Laboratuar
koşullarında atmosferik basınçlarda lokal termodinamik dengede olan plazmalar üretilebilir ve
bunlar genellikle
“Termal Plazmalar” olarak adlandırılır.
Termal plazmalar yüksek
basınçlarda meydana geldiği için “Yüksek Basınç Plazmaları” olarak da adlandırılırlar.
Termal plazmalar yüksek basınçlarda meydana geldiği için “Yüksek Basınç Plazmaları” olarak
da adlandırılırlar. Plazma içinde basıncın artmasıyla, elektronlar ile nötral atomlar arasındaki
çarpışma sayısı artar. Bu nedenle 1 atmosfer civarındaki yüksek basınçlarda meydana gelen,
elektriksel ark ve plazmatron olarak adlandırılan plazma jetleri ve kontrol edilebilen
termonükleer füzyon reaktörlerinde oluşturulan plazmalar, laboratuvar koşullarında üretilen
lokal termodinamik dengedeki plazmalara örnek olarak verilebilir.
Daha düşük basınçlarda elektronlar ile nötral atomlar ve iyonlar arasında termal dengeye
ulaşılamaz. Bu nedenle, Te Ti  Tg  Tu şeklinde, elektronların sıcaklıklarının diğer
türlerden çok büyük olduğu ve hiçbir tür arasındaki sıcaklığın eşit olmadığı plazmalar “NonLTE plazmalar” olarak adlandırılır. Elektronların kütlesi plazma içindeki diğer türlerden çok
daha küçüktür. Bu nedenle elektronlar, plazmanın oluşması için dışarıdan verilen elektrik
alanı ya da enerjiyi diğer türlerden çok daha fazla absorbe ederler. Plazması elde edilen gazın
basıncı düşük olduğu için elektronlar, diğer türlerle çok sayıda çarpışma yapamaz ve böylece
diğer türlere enerjisini aktaramaz.
Bu nedenle düşük basınç plazmalarında elektronların
sıcaklıkları, diğer türlerden her zaman çok daha büyük olur. “Düşük Basınç Plazmaları”
olarak adlandırılan Non-LTE plazmalarında nötral atomların sıcaklığı yani gazın sıcaklığı çok
23
düşük (oda sıcaklığı) olduğu için, bu plazmalar aynı zamanda “Soğuk Plazmalar” olarak
adlandırılır.
5.3. Lazer-Plazma Ortamı
Yüksek şiddetteki optik lazerler ile harmonikleri’nin katı hedef yüzeylere odaklanarak
etkileşmesi sonucunda; erime, buharlaşma ve iyonlaşmayla birlikte serbest elektronlar ile
artı yüklü iyonların bulunduğu, yüksek sıcaklıklarda ve yüksek yoğunluklarda plazma
ortamlar meydana gelir. Serbest elektronlar ve iyonlar, lazerin meydana getirdiği elektrik
alanda yapılan salınımlar sonucunda oluşmaktadırlar.
Lazerin şiddeti IL, ile lazerin meydana getirdiği E elektrik alanı arasında,
IL =
𝜀 𝑐𝑛𝐸
ilişkisi vardır. Burada 𝜀 0; boşluğun elektriksel geçirgenliği, c ; ışığın boşluktaki hızı ve n ;
plazmanın kırıcılık indisidir. Örneğin, 2x1013 W/cm2 şiddetindeki lazerin boşlukta
oluşturduğu elektrik alan değeri 1.23x1010 V/m dir. Elektrik alanın etkisiyle oluşan serbest
elektronlar daha sonra lazerin meydana getirdiği elektrik alanda ivmelenerek, çarpışmalar
sonucunda başka iyonlaşmalar meydana getirirler ve vakum-katı ara yüzeyine doğru
ilerlerler (Brunel, 1987, 1988; Gibbon ve Bell, 1992). Bunun sonucunda plazma, vakuma
doğru genişler. Lazer ile oluşturulan plazmalar; lazerin geliş yönüne göre sırası ile koronal
bölge, aşınma bölgesi ve katı bölge gibi uzaysal bölgelere ayrılırlar. Korona bölgesi,
aşınma bölgesine göre daha yüksek sıcaklığa ve düşük yoğunluğa sahiptir. Katı hedef
yüzeyden uzaklaştıkça üstsel olarak azalan bir yoğunluk profili vardır (Kauffman, 1991b).
Farklı dalga boylarındaki X-ısınları, plazmanın farklı bölgelerinden elde edilir. Çok yüklü
ve uyarılmış iyonlar, Sıcak plazma ortamı olan koronal bölgede meydana gelir ve lazer
plazmalarda, 1 keV üzerindeki ısımalar ve 1 Å ile 200 Å aralığındaki yumuşak X-ısını
çizgiler plazmanın farklı bölgelerinden elde edilir. Çok yüklü ve uyarılmış iyonlar, Sıcak
plazma ortamı olan koronal bölgede meydana gelir ve lazer plazmalarda, 1 keV üzerindeki
ısımalar ve 1 Å ile 200 Å aralığındaki yumuşak X-ışını çizgiler plazmanın kritik yoğunluk
bölgesinden yayılır. Şekil 5.2’de, katı hedef yüzeylerinde yüksek güçteki lazer-plazma
etkileşimleri sonucunda meydana gelen tipik enerji taşınım mekanizmalarının uzaysal
değişimi görülmektedir.
24
Şekil 5.2. Lazerle oluşturulan plazmadan şiddet yayılımın zamana göre değişimi (Cremers
ve Radziemski, 2006)
Şekil 5.2 de gösterildiği gibi katı hedeflerin yüzeyinde yüksek güçte lazer plazma
etkileşimiyle meydana gelen tipik enerji taşınım mekanizmalarının uzaysal değişimi.
Lazer, plazma içerisinde kritik yoğunluğa kadar ilerleyebildiğinden, kritik yoğunluğa kadar
olan elektron yoğunluklarında lazer enerjisi elektronların iyonlarla olan çarpışmaları
süresince ters frenleme ışıması yoluyla soğurulur, geri kalan kısmı yansıyarak tekrar
plazma içinde soğurulur. Kritik yoğunlukta plazma frekansı (elektronların salınım
frekansı) νp , lazer frekansıyla eşit olur. Plazmanın kritik yoğunluğu, gelen lazerin frekansı
νl’ye (Hughes 1979),
𝜀0 𝑚𝑒 𝜈𝑙2
𝑁𝑒 = (
𝑒2
) 𝑐𝑚
şeklinde bağlıdır. Burada,
𝑚𝑒 ; elektronun kütlesi,
e; elektronun yükü
𝜈𝑙 ; sürücü lazerin frekansıdır.
Plazma frekansı νp
𝑛 𝑒2
𝜈𝑝 = (𝑚𝑒 𝜀 )
⁄
𝑒 𝑜
Buradaki Ne: elektron yoğunluğudur.
25
5.4. Plazmada Isısal Denge Modelleri
Bu denge tipi, çoğunlukla yıldızlardaki plazmalara uygulanan bir yaklaşım olmasına
rağmen, laboratuvarlarda elde edilen yüksek yoğunluklardaki plazma ortamlar için de
kullanılmaktadır. Elektronlar, iyonlar ve radyasyon güçlü olarak birbirleriyle etkileşirlerse
ve aynı sıcaklıkta olurlarsa o zaman plazma ısısal dengededir denir. Bir iyonun iki
seviyesinin yoğunluklarının oranı Boltzmann dağılımına göre (Silfvast, 1996),
𝑁𝑢
𝑁𝑙
=
𝑔𝑢
𝑔𝑙
exp (−
Δ𝐸𝑢𝑙
𝑘 𝑇𝑒
) ile verilir.
Burada, ∆Eul; iki seviye arasındaki enerji farkı ve Te ; plazmanın sıcaklığıdır. Isısal denge
durumunda, u üst seviyesinden l alt seviyesine olan geçişlerin oranı, l seviyesinden u
seviyesine olan geçişlerin oranına eşit olmalıdır yani Boltzmann dağılımı, çarpışmalı ve
ışımalı uyarılma ve tersine uyarılma süreçleri dengede olduğu zaman geçerlidir. Görüldüğü
gibi, seviye yoğunluklarının oranı ne elektron yoğunluğundan bağımsızdır ve tamamen Te
elektron sıcaklığına bağlıdır. İki farklı iyonun yoğunlukları oranı Saha eşitliği (Hutchinson,
1990),
𝑁(𝑍+ )𝑁𝑒
𝑁(𝑍)
=2
𝑔(𝑍+ )
𝑔(𝑍)
(
𝜋𝑚𝑒 𝑇𝑒 𝑘
ℎ2
)
⁄
𝜒(𝑍)
exp (− 𝑘
𝑇𝑒
) ile verilir.
Bu oran, Z ve Z+1 yüklü iki iyonlaşma durumunun sayı yoğunlukları arasındaki ilişkiyi
verir ve sırasıyla g (Z) ve g (Z+1); bir atomun veya Z yüklü iyonun taban durumunun
istatistiksel ağırlıklardır. 𝜒(Z) ; Z yüklü iyonun iyonlaşma potansiyeli, Ne elektron
yoğunluğu, me elektronun kütlesi, h; Planck sabitidir. Serbest elektronların enerjileri ve
hızları arasındaki dağılım, Maxwell dağılım fonksiyonuyla verilir. Maxwell dağılım
fonksiyonu (Colombant ve Tonon, 1973)
𝑑𝑁𝑒 (𝑣) = 4𝜋𝑛𝑒 (
𝑚𝑒
𝜋𝑘
)
𝑇
𝑒
⁄
exp(−
𝑣 2 𝑚𝑒
𝑘 𝑇𝑒
)𝑣 𝑑𝑣 şeklindedir.
Burada, dn (v) e ; v ve v + dv arasındaki hızlara sahip elektronların sayısıdır. Isısal denge
durumundaki bir plazmadan yayılan radyasyonun spektral enerji yoğunluğu (birim frekans
basına radyasyon enerji yoğunluğu) 𝜌(n ), siyah cisim ısıması ifadesi (Planck formülü)
(Silfvast, 1996).
26
8𝜋ℎ𝑣 3
𝜌(𝑣, 𝑇) =
𝑐3
(
exp(ℎ𝑣⁄𝑘 𝑇 )
𝑒
) ile verilir.
Birçok laboratuvar plazmasında, plazmaların küçük boyutta olmalarından dolayı ışımalı
soğurulma zayıf olduğundan çarpışmalı uyarılma ve tersine uyarılma süreçleri ışımalı
süreçlerden daha baskındır. Böylece, elektronlar ve iyonlar ısısal dengede, ancak
radyasyon alanı dengede değilse plazma ortamının yerel ısısal dengede (YID) olduğu
söylenir. Radyasyon alanı 𝜌 (v); birim frekans başına birim enerji yoğunluğu olarak
tanımlanır.
Elektron sıcaklığı, yerel ısısal denge (YID) yaklaşımı kullanılarak çizgi spektrumlarından
tayin edilebilir. Plazmanın YID’de olabilmesi için, Te (eV) elektron sıcaklığı ve ΔE (eV)
çarpışmalı süreçler tarafından yoğunlukları arttırılan (yani ışımalı süreçlerin katkısı ihmal
edilebilecek kadar küçük) seviyeler arasındaki enerji aralığı olmak üzere, elektron
yoğunluğunun (cm-3)
⁄
𝑁𝑒 ≥ .8.
𝑇𝑒 ΔΕ
koşulunu sağlaması gerekir (De Michelis ve Mattioli, 1981).
Plazma eğer lokal termo dinamik dengede (LTE) ise elektron yoğunluğu
⁄
𝑁𝑒 ≥ .6.
𝑇𝑒 ΔΕ (Rai ve Thakur, 2007).
Aynı iyonlasma durumuna ait iki çizginin siddetleri arasındaki
𝐼2
𝐼1
oranından elektron
sıcaklığı tayin edilebilir:
𝐼2
𝐼1
𝐴 𝜆 𝑔
= 𝐴2 𝜆1 𝑔2 exp(−
1
2
1
𝐸2𝑢
𝐸1𝑢
𝑘 𝑇𝑒
Burada 𝐴 , 𝜆 , 𝑔 , 𝐸
𝑢
)
ve 𝐴 , 𝜆 , 𝑔 , 𝐸
𝑢
sırası ile kendiliğinden geçiş olasılıkları, dalga
boyları, istatistiksel ağırlıkları ve her bir geçiş için üst seviyelerin enerjileridir.
27
6. LAZER ETKİLİ BOZUNMA SPEKTROSKOPİSİ (LIBS)
1960- 1970 Yılları arasında atomik absorpsiyon spektroskopisi (AAS) keşfedilmesi ile
spektroskopiye yeni bir bakış açısı getirildi. Bu bir basamak oldu. 1970-1980’li yıllarda
etkileşen çiftelenmiş plazma atomik emisyon spektroskopisi (ICP-AES), 1980-1990
yıllarında ise etkileşen çiftleştik plazma kütle spektroskoisi
(ICP-MS) bulunmuştur.
Bunlar emisyon spektroskopisinde önemli
Lazer etkili bozunma
gelişmelerdir.
spektroskopisinin bulunmasına da temel teşkil etmişlerdir. 1981 yılında Radziemski ve
Cremers tarafından bulunan lazer etkili bozunma spektroskopisi çok fazla rağbet görmeye
başlamıştır. Lazer etkili bozunma spektroskopisinin tarihsel sürecine baktığımızda,1960
yılında ilk lazerin keşfi diyebiliriz. Hızlı bir gelişme göstermiş 1970’li yıllarda Q anahtarlı
lazerler yapıldı.
Lazer etkili bozunma spektrosipi (LIBS), katı, sıvı ve gaz örnekleri için, yüksek şiddete
puls lazer kaynağının, analiz edilecek yüzeye odaklanması sonucunda, yüksek
sıcaklıklarda plazma oluşturulması temeline dayanan bir atomik emisyon spektroskopisi
tekniğidir. Şekil 6.1dekullanılan malzemeleri verilmiştir.
Şekil 6.1. Lazer etkili bozunma spektroskopisi basit malzemeleri (Zheng ve diğerleri 2014)
LIBS in bir diğer tanımı da yüksek güçlü darbeli lazer ışını kullanarak örnek üzerinde
doğrudan bir kıvılcım oluşturan optik emisyon tekniğidir. Bu kıvılcımda yeterli sıcaklık
sağlanarak atomlar ve moleküller ayrılır nötr atomlar iyonlaşır ve plazma ortamı oluşur.
28
Daha sonra plazma ortamı soğudukça uyarılmış elektronlar ve iyonlar atomik dalga
boylarında karakteristik ışıklarını yayarlar.
Atomik
emisyon
spektroskopisi
kullanılarak
malzeme
tanımlaması
yapılır.
Konsantrasyonları nispi ışık yoğunluk ile tespit edilir. LIBS ile birçok element analiz
edilebilmektedir. LIBS katı sıvı ve gaz örnekleri için uygulanabilmektedir. LIBS in bir
diğer önemli özelliği yeterince hassas olduğu için LIBS ilk defa 1962 de atomik emisyon
spektroskopisi olarak ortaya çıkmış olup günümüzde halen yoğun olarak çalışılmaya
devam etmektedir (Brysbaert, Melessanaki ve Anglos, 2006).
LIBS diğer benzeri
tekniklerine göre birçok avantajları olmakla beraber hassasiyet ve nicelik analiz yapma
kabiliyetinin üzerinde çalışılarak iyileştirme yapılmaya çalışılan bir araştırma konusudur.
LIBS çok geniş bir alanda kullanılma kapasitesine sahiptir, bunlardan ilk akla gelenler,
ziraat
alanında
toprak
analizi
yapılmasında,
ilaç
sanayinde,
sanayide
metal
sınıflandırmada, cam analizinde, arkeometri örneklerin analizinde, bakteri-küf ve polen
tespitinde, ayrıca patlayıcıların tespiti gibi birçok alan olabilir. Ayrıca, diğer sistemlere
göre dezavantajlarının yanında, LIBS, uzaktan algılama ve portatif tasarımı mümkün
olabilecek bir sistem halinde getirilmesi mümkün olabilen bir tekniktir.
Şekil 6.2. Lazer malzeme etkileşimi ana süreçler (Dikshit ve diğerleri, 2012)
Ek olarak diğer sitemlere göre çok hızlı (real-time) ve örnek hazırlama gibi prosedürleri
olmayan bir sistem olarak da kullanılabilmektedir.
Atomik emisyon spektroskopisi olarak kullanılan LIBS, örneği lazerle uyararak plazma
haline getirilmesi ardından bu emisyonun verdiği spektrumunun analiz edilmesi olarak
29
kısaca tarif edilebilir. Örnek içinde bulunan atomların taban enerji düzeyinden dışarıdan
lazerle uyarılarak bu atomların tekrar daha düşük enerji düzeyine kendiliğinden geçmesi
esnasında yayımladıkları fotonlar dedekte edilerek NIST veri tabanı kullanılarak bu
elementlerin belirlenmesi prensibine dayanmaktadır.
Plazmayı üretmek için nano saniye (ns) atmalı milijoule enerjilerde Q-anahtarlamalı
lazerler kullanılmaktadır.
Odaklanan bu lazer ışınımı örnek üzerinden çok küçük
miktarlarda malzemeyi yüzeyden sökerek buharlaştırmaktadır. Şekil 6.2 de plazmanın nasıl
olduğu gösterilmiştir. İyonlaşmış gaz (plazma) halinde bulunan bu ortam örnek içindeki
elementel bileşimini içermektedir. Bu oluşan plazma bozunurken her elemente özgün bir
radyasyon yayımlar. Bu yayınım uygun bir spektrometer ile toplanarak yayınım dalga
boyları belirlenir.
Bu elementlerin yayınım dalga boyları NIST in veri tabanında
bulunmaktadır.
Buradan hangi elemente ait olduğu bulunabilir. Bu plazma emisyonu bir takım karmaşık
fiziksel işlemler içermektedir: Elektron-iyon çarpışması sonucu meydana gelen ters
Bremsstrahlung radyasyonu, termal etkileşimler, şok dalgasının meydana gelmesi, fotoiyonizasyon, atomik ve iyonik geçişler, rekombinasyon ve relaksasyon vs. Bu karmaşık
işlemler belli bir sırada olmakta de bu lazer uyarımlı plazma prosesinin bir özeti
gösterilmekte (Body ve Chadwick, 2001). Bu meydana gelen ardışık işlemler özellikle
kullanılan lazerin parametrelerine bağlıdır; lazerin şiddeti, dalga boyu ve puls süresi.
Nanosaniye atmalı lazerler için lazerin ısıtma etkisi ile başlayacak olan ilk proses termal
buharlaşma: katı, sıvı, gaz ardından plazma hali sırasıyla bilinen faz geçişleri meydana
gelmektedir.
Bu esnada pik sıcaklık yaklaşık 10,000-15,000 Kelvin (K) dir. Plazma
oluşmaya başladığı andan itibaren ortamdan dışa doğru genişlemeye başlar. Plazma bu
genişleme esnasında yaklaşık 1 mikro saniyeye kadar adiyabatik olarak kalır ardından
plazma soğumaya geçerken ortamda bulunan uyarılmış iyon ve atomlar kendilerine özgü
karakteristik keskin radyasyonu yayarak plazma enerjisini kaybetmeye başlar. Optimum
emisyonun en iyi sinyal-gürültü oranı ile elde edilmesi için bu proseslerin anlaşılması
önemli olmakla beraber kullanılan lazer parametreleri ve örneğin kimyasal veya fiziksel
özellikleri ile yakından ilgilidir.
30
6.1. Lazer Etkili Bozunma Spektroskopisinin Avantajları
 Örnek hazırlama problemi yoktur. Bu teknik tüm örneklere uygulanabilir
 Çok küçük veya çok büyük miktarlardaki örneklerle analiz yapma olanağı verir. Sadece
ppm boyutunda lazer etki ettiği alan olduğu için çok küçük örneklere, büyük miktardaki
örneklerde farklı noktalarında etki ederek her ikisinde de ölçüm olanağı sağlar.
 Çok kısa sürede sonuç vermesi( genellikle birkaç saniye) tekniğin önemli
avantajlarından bir diğeridir. Bu sebeple birçok yerde kullanılır. Portatip tipleri yerinde
ve hızlı analiz için kullanılmaktadır.
 LIBS elementer analiz yapmaktadır. Çok küçük elementlerden ( H, Li, C, N, O) , çok
büyük elementlere kadar geniş bir element analizlerini kapsar.
 Örneklerin çok küçük bir kısmına etki ettiğinden örnekler üzerinde ciddi hasar
oluşturmaz.
 Hızlı, güvenilir, hassas ve çevre dostu bir spektroskopi dalıdır. Çevreye zararlı gaz
salınımı yapmaz.
 Uzaktan ölçüm alabilirsiniz (50 m kadar). Marstaki Curiosty Rover cihazı LIBS tekniği
ile çalışmaktadır. LIBS ile ölçüm alınıp datalar dünyaya gönderilmektedir.
 Gerçek zamanlıdır. Yani ölçüm yapıldığı ana dair sonuç verir.
 Örnek üzerinde 1 mikrometre kadar hasar oluşturur. Bu da örneğe zarar vermediği
anlamına gelir.
Lazer Etkili Bozunma Spektrometre (LIBS) bir tahribatsız tekniği olarak kabul edilir ve
ölçüm anında örneğin bir gramının milyarda biri test sırasında tüketilir.
Lazer, çok güçlü ama örnek üzerinde bir mikroskobik noktaya odaklanmıştır ve test alanı
çevresinde hemen hemen hiçbir noktanın ısınmasına neden olmaz.
6.2. Lazer Etkili Bozunma Spektroskopisi Nerede Kullanılır
 Uygulamalı Araştırma
 Basit Araştırma
 Biyoteknoloji Uygulamaları
 Yiyecek ve İçecek Kalite Kontrolü
 Tıbbi Teşhis
31
 Metalürji Analizi
 Fotovoltaik Analizi
 Plazma İzleme
 Madenler
 Pozitif Malzeme Tanımlama
 İlaç
 Çevre
 Jeokimya
 Cam ve Seramik
 Nano malzemeler
 Adli Tıp
LIBS metaller, yarı iletkenler, gözlük, biyolojik dokular, izolatörler, plastik, toprak,
bitkiler, ince boya kaplama ve elektronik malzemeler, numune matrisleri gibi geniş bir
yelpazede uygulanabilir.
6.3. Lazer Etkili Bozunma Spektroskopisi Dezavantajları
LIBS’in başlıca dezavantajları numunelerin matris etkisinin olması, kantitatif analizde
kalibrasyon eğrisi çıkarma zorluğu, bazı elementler için kalibrasyon eğrisi çıkarılamaması
olarak sayılabilir. Bu dezavantajların sebebi olarak, elementlerin spektrum çizgilerinin
birbirleriyle etkileşimi sonucunda matris etkisinin ortaya çıkmasıdır.
32
33
7. KALİBRASYONSUZ LAZER ETKİLİ BOZUNMA
SPEKTROSKOPİSİ (CF-LIBS)
Lazer etkili bozunma spektroskopisi, çok hızlı ve hassas ölçüm yapan bir tekniktir.
Örneklerin matris etkisini, kalibrasyon yapabilmek için uygun tekniğin seçilmesi gibi bazı
dezavantajlara karşı 2009 yılında kalibrasyonsuz Lazer Etkili Bozunma Spektroskopisi
tekniği geliştirilmiştir. Bu teknikte de kalibrasyonlu LIBS tekniği gibi, numune hazırlama
prosedürü açısından herhangi bir farklılık yoktur. Yalnızca, kalibrasyon eğrisi oluşturmak
yerine, numunenin elektron yoğunluğu, plazma sıcaklığı, nötr haldeki ve iyonik durumdaki
atomun sıcaklıkları gibi plazma parametreleri kullanılır. Bu parametrelerin kullanılabilmesi
için daha önceki bölümlerde bahsettiğimiz lokal termodinamik denge aranır. Bu şekilde
miktar analizi yapılmış olur.
Kalibrasyonsuz LIBS’de elektron yoğunluğu hidrojen alfa serisinin, Stark etkisi dikkate
alınarak, oluşturduğu spektrumdaki değerlerle hesaplanır. Lokal termodinamik dengede
olan plazma için elektron yoğunluğundan plazma sıcaklığına gidilir. Nötr haldeki atomlar
için Boltzman denklemi, iyonik durumdaki elektronlar için ise Saha denklemi kullanılarak
sıcaklıkları hesaplanır. Plazma sıcaklığı, iyonik atom ve nötr atomların sıcaklıklarının eşit
olduğu durumda plazmanın lokal termodinamik dengede olduğunu ispat etmiş oluruz.
Kullanılan matematiksel denklemler sayesinde iyonlaşmış elektron sayısını her bir atom
için tayin edebiliriz. Kalibrasyonsuz LIBS’in dezavantajı olarak ise, iyonlaşma enerjisi çok
yüksek atomların kullanılan lazer enerjisiyle iyonlaşamayacağından dolayı sıcaklık
değerlerini tespit edemeyeceğimiz için kalibrasyon eğrisi oluşturulamamasıdır. Bu sebeple
de anlamlı bir sonuç çıkmayacaktır.
34
35
8. MATERYAL VE METOD
Bu bölümde, önceki bölümde teorik olarak ifade edilen kalibrasyonlu ve kalibrasyonsuz
LIBS yöntemleri deneysel ortamda test edilerek sonuçların birbiriyle tutarlılığı
gözlenmiştir. Katı ve sıvı örnekler için (süt ve süt tozu) kalsiyum miktarını iki yöntemle de
belirlendi ve yöntemleri birbiriyle kıyaslandı.
8.1. Süt Tozu
Yeryüzünde yaşayan tüm toplumların en önemli sorunlarından biri yeterli ve dengeli
beslenmedir (Turp, 1999). Dengeli beslenmek için birçok besin maddesi vardır. Bunlardan
biri küçük yaştan itibaren kullanabileceğimiz süt tozudur. Süt ve süt ürünleri
beslenmemizde önemli bir yere sahiptir (Küçüköner, 2011). Türkiye’de toplam süt üretimi
9,5 milyon ton/yıl düzeyindedir (Coskun ve Senoglu, 2011). Süt tozu; unlu mamuller,
şekerli ürünler, bebek mamaları, salam, sosis, hazır çorba, dondurma, margarin, yoğurt,
dondurulmuş gıda, toz karışımlar, puding, sos, mayonez ve sütlü tatlılarda kullanılır
(Hafıza, 2015). Süt ve süt ürünleri, organizmanın gelişmesi ve sağlığının korunması için
ihtiyaç duyulan temel besin maddelerinin (protein, yağ, vitamin, mineral madde) hemen
hemen tamamını içermektedir (Süt ve Teknolojisi, 2001).
Birçok mineralin diyette bulunması gereken miktarı µg ve mg olarak ifade edilirken,
günlük olarak alınması gereken kalsiyum miktarı g’a kadar ulaşabilmektedir. Bu mineralin
en zengin kaynağı ise süt ve süt ürünleridir (tereyağı ve krema hariç). Birçok ülkede
diyetle alınan kalsiyum miktarının yarısı süt ve süt ürünlerinden karşılanmaktadır (Gurr,
1992).
Kalsiyum, insan vücudu için en önemli minerallerden biridir. Normalde kandaki kalsiyum
düzeyi insan için % 10 mg’dır. Bunun 5,5 mg’ı serbest Ca++ iyonu, 4 mg’ı taşıyıcı
proteinlere bağlı, 0,5 mg’ı fosfat ve sitratlarla kombine haldedir (Thiel, 2000). Kalsiyum,
kemik ve dişlerin yapısının temel maddesidir. Vücut ağırlığının 1,5–2 kadarını teşkil eder.
Bunun da % 98’i kemiklerde, % 1’i dişlerde, geri kalan % 1’i tüm doku ve sıvılarda
bulunur (Shils ve Shike, 2006). Bu sebeplerden dolayı insan sağlığı için çok önemli bir
besin maddesi olan süt ve süt tozunun içerisine kalsiyum ekleyerek zenginleştirerek deneyi
gerçekleştirildi.
36
Süt tozunu lokal marketlerden temin edildi. Sıvı örnekler için 9,63 mg süt tozunu 100 ml
saf suyun içinde seyreltildi. Daha sonra buna 5000 mg örnek için % 0,5 kalsiyum (Ca)
miktarını gözleyebilmek için 62,5 mg kalsiyum karbonat (CaCO3) eklendi. % 0,75
konsantrasyon için 5000 mg örneğe 93,75 mg kalsiyum karbonat (CaCO3) ekleyerek süt
örnekleri hazırlandı.
Katı örnekler için 400 mg’lık peletler hazırlandı. Bu peletleri hazırlarken saf süt tozunu
400mg olarak hasas terazide tarttıldı. Daha sonra 10mg CaCO3 ve 990 mg süt tozunu
karışırtırıldı bu karışımdan 400 mg alıp pelet haline getirildi ve %1 CaCO3 konsantrasyonu
hazırlandı, 25 mg CaCO3 ve 975mg süt tozunu karıştırıldı bu karışımdan da 400mg alarak
%2,5 CaCO3 konsantrasyonunu hazırlandı ve daha sonra 50mg CaCO3 ve 950mg süt
tozunu karıştırıp ondan da 400mg lık %5 CaCO3 lık konsantrasyon hazırlandı. Bunlar için
saf süt tozu, %1 CaCO3, %2,5 CaCO3 ve %5 CaCO3 eklenilen konsantrasyonları pelet
haline getirildi.
Pelet hazırlarken belirlenen konsantrasyonları; 400 mg olarak ayırılan numuneleri 10 ton
basınç altında pelet haline getirildi. Peletler Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
Gıda Mühendisliği LIBS laboratuvarında hazırlandı. Pelet hazırlarken numunelerin
kalsiyum miktarlarının karışmaması için farklı ölçüm kağıtları, farklı spatula ve farklı
beher kullanıldı. Ortak kullanması gereken malzemeleri alkol ile temizlendi ve deneysel
prosedürlere dikkat edildi.
8.2. Mercek Sistemi
Spektrometreyi odaklamak için plano konveks odak noktası 60 mm olan ve UV plano
konkevks odak noktası 60 mm olan ve Resim 8.1’de yer alan iki adet mercek kullanıldı.
37
Resim 8.1. Spektrometrenin numune üzerine odaklanması için yapılan mercek sistemi
Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği LIBS
laboratuvarı
Resim 8.1de görüldüğü gibi SMA fiber optik kablonun X, Y, Z ekseninde hareket etmesini
sağlayacak bir düzenek hazırlandı. Lazeri odaklama için ise odak noktası 10 cm olan bir
mercek kullandı.
8.3. Lazer
Deneyde kullanılan lazer, Litron marka 1064 nm dalga boylu, Q-switched Nd-YAG
özellikli, enerjisi 150 mj, optimum Q-switch Delay 130 μs, Işın çapı (beam diameter)
5mm, lazer kristalinin ölçüsü (rods) 5X60,5mm, frekansı ise 10 Hz’dir. Lazer Resim 8.2
de gösterilmiştir.
Resim 8.2. Lazer, Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği LIBS
laboratuvarı
38
8.4. Spektroskop
Resim 8.3. Spektroskop, Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği
LIBS laboratuvarı
Applied Spectra markalı, 5 çıkışlı, λ=0,1 nm hassasiyetli, ∆λ=190-884 nm aralığında
spektrum
veren
CCD
spektrometreyi
deneylerimizde
kullanıldı.
Su
soğutmalı
spektrometrenin bağlantısını fiber optik kablolar ile sağlandı. Fiber optik kabloların
odaklanması için kullandığımız mercek sistemine ise mercekler bölümünde değinilmişti.
Kullanılan spektroskopi cihazın Resim 8.3 de verilmiştir.
39
9. HESAPLAMALAR VE BULGULAR
9.1. Süt Analizi
Süt tozu kısmında bahsedildiği gibi saf süt hazırlandı. Bunun yanında % 0,5 lik ve %
0,75’lik kalsiyum konsantrasyonları hazırlandı. Çalışmada örnek hazırlama prosedürleri
uygulandı. Hazırlanan bu farklı konsantrasyonlarda karıştırılmış kalsiyum (Ca) için farklı
sütleri aşağıdaki Resim 9.1 görüldüğü gibi ressamların kullandığı “paint brash“ adı verilen
boya püskürtmeye yarayan cihazla LIBS sisteminde odaklandı. Normalde kuru hava
aspiratörü ile çalışan paint brash’ı LIBS spektrumlarımızın daha net görünmesini sağlayan
argon gazı ile püskürtüldü. Kullanılan paint brush Resim 9.1 de gösterilmiştir.
Resim 9.1. Paint brush, Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği
LIBS laboratuvarı
Sistem Resim 9.2’de görüldüğü gibi lazer, mercek, paint brush, fiber optik kablo bağlantılı
spektroskop ve ölçüm sonuçlarını kaydedilen bir bilgisayardan oluşmaktadır.
40
Resim 9.2. LIBS sistemi sıvı örnekler için kullanılan düzenek, Hacettepe Üniversitesi
Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği LIBS laboratuvarı
Ölçümleri Resim 9.2 de görülen sistem ile alındı. Şekil 9.1’de süt için alınan spektrum
görülmektedir.
Şekil 9.1. Süt için 132 mj de 3Hz de ve %0,5 Ca için LIBS sisteminden alınmış spektrum
Alınan spektrumlarda hangi enerji ve hangi gecikmenin daha iyi sonuç vereceğini görmek
için bir optimizasyon yapıldı.
41
Belirlenen konsantrasyonlar için farklı enerji ve farklı gecikme için sonuçlar alındı.
Bunların içinde en iyi sonucu süt örnekleri için kullanılan lazer sisteminde enerjiyi 132mj
ve 700 ns gecikme olarak bulundu. Elde edilen sonuçlar aşağıdaki Şekil 9.2 ve Çizelge 9.1
de de ayrıntılı olarak yer almaktadır.
900
800
Sinyal /Gürültü (S/G)
700
600
500
132mj
400
78,3mj
300
101mj
200
100
0
0
500
1000
1500
2000
2500
Gecikme (ns)
Şekil 9.2. Süt için CaII (393,36 nm) de farklı gecikmeler ve farklı enerjilerdeki sinyal
gürültü oranı (S/G) grafik gösterimi
Çizelge 9.1. Süt için CaII (393,36 nm)de farklı gecikmeler ve farklı sinyal gürültü oranı
(S/G)
Gecikme (ns)
Enerji (mj)
132
78,3
101
S/G
S/G
S/G
500
340
452
462
750
413
379
532
100
457
273
835
1150
367
363
572
1250
382
269
490
1500
422
164
434
2000
312
159
271
Şekil 9.2 de görüldüğü gibi, seriyi en iyi takip ettiği yer olarak en iyi enerji değeri olarak
132mj bulunmuştur. En iyi geçikme olarak da 850 ns bulunmuştur. Belirlenen enerjilerde
hazırlanan farklı konsantrasyonların LIBS spektrumları alındı ve CaII (393,36nm)
piklerinin şiddetlerini alarak Çizelge 9.2 ve
Şekil 9.3 yi oluşturuldu. 0,1 kalsiyum
42
konsantrasyonuna kadar bir kalibre yapabildi, fakat 0,1 den sonra kendiliğinden soğurma
olduğu için kalibrasyon olarak kullanılamayacağını Şekil 9.3 de görülmektedir.
0,9
0,8
Normalize edilmiş şiddet
0,7
0,6
0,5
0,4
0,3
0,2
0,1
0
0,00
0,05
0,10
0,15
0,20
0,25
0,30
0,35
Konsantrasyon
Şekil 9.3. CaII (393,36 nm) için farklı konsantrasyonlar ve C (482,826nm) normalize
edilmiş şiddet
Çizelge 9.2. CaII (393,36 nm) için farklı konsantrasyonlar ve C (247,856nm) ya göre
Normalize edilmiş değerler
Konsantrasyon
Normalize
0,0050
0,55349697
0,0025
0,29138944
0,0075
0,54113794
0,0010
0,65257011
0,0750
0,76894772
0,0100
0,71345762
0,1250
0,74108526
0,2750
0,71255485
0,3250
0,69158071
Şekil 9.3’de görüldüğü gibi konsantrasyon arttığı zaman lineer bir artış olması gerekirken
CaII(393,36nm) deki pik değerleri kendiliğinden soğurma (self absorbtion) nedeniyle bir
noktadan sonra sabit kalıyor. Kendiliğinden soğurmanın etkisinden dolayı kalibrasyon
eğrisini düzeltmek için çok yaygın bir biçimde LIBS analizi için kullanılan kemometrik
tekniği kullanabilirdi fakat kemometrik tekniklerin kullanılması yerine kalibrasyonsuz
LIBS (CF-LIBS) adı verilen tekniği kullanıldı. Türkiye’de kullanımı daha sınırlı olan bu
teknikle çalışma yapıldı. Bu teknikte deney düzeneğini herhangi bir şekilde değiştirmiyor.
43
Sadece kullanılan gecikmeler değiştirildi. Kalibrasyonlu teknikte optimize edilen enerji ve
gecikmede ölçüm sonuçlarını alırken kalibrasyonsuz yöntemde ise farklı gecikmeler
kullanıldı. Şimdi aşama aşama deney nasıl yapıldığı ve kullanılan Kalibrasyonsuz Lazer
Etkili Bozunma Spektroskopisi metodunu anlatıldı.
9.2. Kalibrasyonsuz Lazer Etkili Bozunma Spektroskopisi (CF-LIBS) Uygulaması
Resim 9.2 de gösterilen düzenekte süt için LİBS spektrumlarını alındı. Şekil 9.5 de farklı
gecikmelerdeki LIBS spektrumlarını görülüyor. Farklı gecikmelerin spektrum piklerini
nasıl etkilediğini görmek için Şekil 9.5’e bakabilir. Gecikme artıkça pikler daralıyor ve bir
değerden sonra sıfır oluyor. Teorik kısımda da bahsedildiği gibi lazer, bir plazma ortamı
oluşturuyor ve kullanılan spektrometre de plazmanın Farklı gecikmelerdeki sinyalleri
alındı. Plazma oluşuyor sonra da sönüme uğruyor, yani plazmanın ömrü 1ns ile 100
mikrosaniye arasındadır. Plazmadaki yüklü parçacıkların çarpışmalarından kaynaklanan
Stark genişlemesi ile elektron yoğunluğunun hesaplanması çok kullanılan bir yöntemdir.
Bu yöntemle elektron yoğunluğunu hesaplandı. Elektron yoğunluğundan ise plazma
sıcaklığı, daha sonra bulunan elektron yoğunluğu ve plazma sıcaklığı değerlerini de SahaBoltzman denklemlerini kullanarak kalsiyum (Ca) atomunun sıcaklığını hesaplandı.
Plazmanın sıcaklığı ile Ca atomunun sıcaklığı aynı ise plazmamızın lokal termodinamik
dengede olduğu söylendi ve Saha denkleminden iyon yoğunluğu hesaplandı. Şekil 9.4 de
de yapılan analizin şemasını verildi.
44
Şekil 9.4. Kalibrasyonsuz LIBS analiz şeması
Şekil 9.5. Süt için 132 mj enerji 3 Hz de farklı gecikmeler için spektrum verilmiştir
45
9.3. Elektron Yoğunluğu
Elektronun zamansal evrimini incelemek için plazmanın gecikme spektrumları kaydedildi.
Şekil 9.5’te yer alan plazmanın genişleyip daha sonra sönümlenmesi olayı görülmüştü.
Plazmanın sönümlenmesinde Stark etkisinden bahsedilmişti. Stark genişlemesini
Hidrojenin kararlı olduğu Balmer çizgisinde 656 nm de Hα yı kullanıldı (Griem, 1974).
Plazmada elektron yoğunluğunu hesaplamak için Stark genişlemesi kullanıldı (Ashkenazy,
Kipper ve Caner, 1991; El Sherbini, Hegazy ve El Sherbini, 2006). Stark genişlemesi göz
önüne alındığında elektron yoğunluğu hesaplanabilir (Griem, 1974:536). Plazmadaki yüklü
parçacıkların çarpışmalarından kaynaklanan Stark genişlemesi ile elektron yoğunluğunun
hesaplanması çok kullanılan bir yöntemdir.
Ne (Hα) = C(Ne,T) ∆λ3/2 (Griem, 1964).
Ne(Hα) birim hacimdeki elektron yoğunluğu hidrojen alfanın Balmer serisindeki, C(Ne,T)
elektron yoğunluğu ve sıcaklıkla değişen bir sabit, ∆λ ise tam genişlik yarı yükseklik
(FWHM).
Plazmamızı 1000 K ve elektron yoğunluğunu 1016cm-3 kabul ederek C(Ne,T) katsayısı
1.6.1016 alındı (Griem, 1964).
Öncelikle 656 nm dalga boyunda Hα daki tam genişlik yarı yükseklik değerini hesaplamak
için önce saf spektrum alındı. Origin 8.5 programını kullanarak y=0 noktasına oturtuldu.
Elde edilen dataları Origin 8.5’in smooth programını kullanarak düzleştirildi. Hα çizgi
profili, Lorentzian ve Gaussian fonksiyonlarının birleşimi olan Voight çizgi profil
fonksiyonuna fit edilir. Bu sayede, elektron yoğunluğu ile doğrudan ilişkili olan Lorentzian
katkısı kadar cihaz genişlemesinin ve Doppler genişlemesine neden olan Gaussian katkısı
da hesaba katılmaktadır. Yapılan deneysel çalışmalarda, Lorentzian genişlemesinin
Gaussian genişlemesinden 1 kat daha geniş olduğu gözlenmektedir ( Bredice ve diğerleri,
2007). Biz de bu şekilde aşağıdaki Şekil 9.6 da görüldüğü gibi Hα için spektrumumuzu 656
nm’de fit edildi (Lei ve diğerleri, 2009).
46
Şekil 9.6. Hidrojen Balmer serisindeki (Hα) kullanarak 132 mj de ablasyon enerjisinde
farklı gecikmelerde voigt profiline fit edildi
Şekil 9.6 da görüldüğü gibi gecikme süresi arttıkça FWHM’nin azaldığı görüldü. Elektron
yoğunluğu da Şekil 9.7 ve Çizelge 9.3 de yer aldığı gibi Ne (Hα)= C(Ne,T)∆λ3/2 denklemin
deki değerler yerlerine koyularak bulundu.
Buradaki
∆λ= ∆λölçülen-∆λspektrometredir
Bu şekilde alınmasının sebebi tam genişlik yarı yükseklikte (FWHM) da spektrometrenin
etkisini de dikkate alınmış olmasıdır (Mohamed, 2007a). FWHM hassasiyet, kullanılan
spektrometre hassasiyeti ortadan kaldırılmış olmaktadır. Bu deneyde kullanılan
spektrometrenin hasasiyeti ∆λ = 0,1 nm , aralığı da ∆λ= 190-884 nm arasındadır.
47
2E+17
Elektron yoğunluğu (cm-3)
1,8E+17
1,6E+17
1,4E+17
1,2E+17
1E+17
8E+16
6E+16
4E+16
2E+16
0
0
500
1000
1500
2000
2500
Gecikme (ns)
Şekil 9.7. Süt için elektron yoğunluğu grafiği, 132 mj enerjide ve 3 hrtz de farklı
gecikmelerde stark genişlemesi kullanılarak Hα çizgisi için hesaplanan
elektron yoğunlukları
Çizelge 9.3. Süt için elektron yoğunluğu grafiği, 132 mj enerjide ve 3 Hz de farklı
gecikmelerde stark genişlemesi kullanılarak Hα çizgisi için hesaplanan
elektron yoğunlukları
Gecikme (ns)
500
750
1000
1150
1250
1500
2000
Ne (cm-3)
1,7661E+17
1,3137E+17
1,0219E+17
8,7906E+16
7,9298E+16
6,4468E+16
3,8607E+16
Saha-Boltzman Denklemleri kullanılarak Şekil 9.8 ve Çizelge 9.7 değerleri bulunmuştur.
Elektron yoğunluğu ve sıcaklık gibi plazmayı tanımlayan parametreler, lazer ışıma şiddeti,
dalga boyu, atım süresi, hedef malzeme, atmosferik koşullar, uzay ve zaman şartlarına
bağlıdır. LIBS yöntemi kullanılarak element analizi için lazerle oluşturulan plazmanın LTE
şartlarını sağlaması gereklidir. LTE koşulları sağlandığında elektron yoğunluğunun en
düşük limiti Mc Whirter kriteri denklemdeki gibi olacaktır. Bu denklem;
Ne ≥ 1.6. 1012 T1/2 ∆E3 şeklinde olacaktır (Mc Whirter, 1965; Mohamed, 2007b).
Burada, ΔE elementten elemente değişen en geniş enerji geçişidir. T de plazma
sıcaklığıdır. ∆E Kalsiyum (Ca) atomu için 4eV olarak alındı (Lei ve diğerleri, 2009). Ne’yi
48
ise Hα dan Balmer serisi kullanılarak hesaplandı. Hesaplamalarda Çizelge 9.3 de
verilmiştir.
Çizelge 9.4. Süt için farklı konsantrasyonlarda elektron yoğunluğu (Ne) ve plazma sıcaklığı
(T)
Saf Süt
4,58685E+15
2006
Ne ( cm-3)
T (K)
%0,5 Ca
4,94E+15
2328
%0,75 Ca
4,97E+15
2358
Denklemi kullanarak tabloda yer alan her bir konsantrasyonun plazma sıcaklığı bulundu.
Bulunan elektron yoğunluğu ve plazma sıcaklığı değerlerini kullanılarak Bolztman ve
Saha-Boltzman denklemleri yardımı ile de kalsiyum atomunun sıcaklığını elde edip
plazmanın lokal termodinamik dengede olduğu ispat edildi.
Boltzman denklemi:
𝐼 𝜆
ln (𝐴 𝑗𝑖𝑔 ) = − 𝑘𝑇 𝐸𝐽 + ln (
𝑗𝑖 𝑗
ℎ𝑐𝑁
𝜋𝑈(𝑇)
) Şeklinde İfade edilir.
Yukarıda yer alan Boltzman denklemini plazma içindeki nötr halde bulunan elementlerin
sıcaklığını ölçmek için kullanabilir (Lei ve diğerleri, 2009).
Boltzman denklemini y= mx+ q olarak da yazabiliriz.
𝐼 𝜆
y= ln (𝐴 𝑗𝑖𝑔 )
𝑗𝑖 𝑗
m = − 𝑘𝑇
x= 𝐸𝐽
q= ln (
ℎ𝑐𝑁
)
𝜋𝑈(𝑇)
Buradaki 𝐼𝑗𝑖 , 𝜆 , 𝐴𝑗𝑖 , 𝑔𝑗 sırası ile şiddet, dalgaboyu, geçiş olasılığı ve istatistiksel ağırlıktır.
k Boltzman sabiti, T elementin sıcaklığı, Ej enerji, h Planck sabiti, c ışık hızı, N iyon
miktarı, U(t) ise bölüşüm fonksiyonudur. Self absorpsiyonun olmadığı yerde Boltzman
denklemi kullanılır (Aragón ve Aguilera, 2008).
49
Saha – Boltzman denklemi ise
𝐼𝑗𝑖𝑧 𝜆
(2𝜋𝑚𝑒 𝑘𝑇)
ln (
) − 𝑧 ln [2
𝐴𝑗𝑖 𝑔𝑗
ℎ 𝑁𝑒
⁄
]=−
ℎ𝑐𝑁
(𝐸𝑗𝑧 − 𝐸𝑖𝑜𝑛 ) + ln (
)
𝑘𝑇
4𝜋𝑈(𝑡)
Tam iyonlaşmış atomlar için Saha–Boltzman denklemi kullanılır (Yalçin, Crosley, Smith,
ve Faris, 1999). Saha-Boltzman denklemini de y = mx + q olarak yazılabilir.
𝑧
𝐼𝑗𝑖
𝜆
y= ln (𝐴
𝑗𝑖 𝑔𝑗
) − 𝑧 ln [2
3
( 𝜋𝑚𝑒 𝑘𝑇) ⁄2
ℎ3 𝑁𝑒
]
m= − 𝑘𝑇
x=(𝐸𝑗𝑧 − 𝐸𝑖𝑜𝑛 )
q = ln (
ℎ𝑐𝑁
𝜋𝑈(𝑡)
)
Saha-Boltzman denkleminde kullanılan sabitler Çizelge 9.5 deki gibi NIST(National
institute of standards and technology) verilerinden alınmıştır.
Çizelge 9.5. Saha Boltzman ve Boltzman denklemleri için NIST’den alınmıştır
Element
λ (nm)
Aij (108 s-1)
Ej (eV)
Gj
CaI
422,673
2,18
2,93
3
CaII
393,36
1,47
3,15
4
CaII
396,847
1,4
3,12
2
50
Ej(eV)
0
0
2
4
6
8
-5
ln(𝐼𝐽İ 𝜆Τ𝐴𝐽𝑖 𝑔𝑖 )
-10
-15
Saf .s.t
y = -6,0226x + 11,383
R² = 0,9993 saf
y = -5,2422x + 8,3253
R² = 0,999 %0,75 Ca
%0,5Ca
-20
%0,75 Ca
y = -5,5888x + 9,6288
R² = 0,9994 %0,50 Ca
-25
-30
Şekil 9.8. Süt için farklı konsantrasyonlarda kalsiyum(Ca) atomu için Saha-Boltzman ve
Boltzman denklemleri ile elde edilen sonuçlar
Saha- Boltzman ve Boltzman denkleminden elde edilen sonuçlarla Şekil 9.8 çizilmiş ve bu
grafik sonuçlarından elde edilen y ve q değerleri ile Çizelge 9.6 oluşturulmuştur.
Çizelge 9.6. Süt için farklı konsantrasyonlarda kalsiyum (Ca) atomu için Saha-Boltzman
ve Boltzman denklemleri ile Şekil 9.8 den elde edilen sonuçlar
m
6,0226
5,5888
5,2422
Saf süt
%0,5 Ca
%0,75 Ca
q
11,383
9,6288
8,3253
Çizelge 9.7. Süt için farklı konsantrasyonlarda kalsiyum (Ca) atomu için Saha-Boltzman
ve Boltzman denklemleri ile elde edilen sonuçlar
Ln ( Iji λ / Aji gj )
Ej (eV)
Saf Süt
2,93
6,3
6,24
%0,5Ca
%0,75 Ca
-6,384766957
-7,0286
-6,74169
-26,10361495
-24,3882
-25,3257
-26,34255565
-24,7037
-25,5045
Şekil 9.8’i çizdiğimiz hesaplamaları Çizelge 9.7. de verilmiştir. Saha-Boltzman ve
Boltzman
denklemleri
kullanılarak
kalsiyum
(Ca)
atomunun
sıcaklığı
konsantrasyonlar için bulunmuştur.
Sonuç olarak: kalsiyum (Ca) atomunun sıcaklığı Çizelge 9.8 de verilmiştir.
farklı
51
Çizelge 9.8. Plazma sıcaklığı ve Kalsiyum atom sıcaklıkları
T(plazma) (K)
T(Ca) ( K)
saf süt
2006
1926
%0,5 Ca
2208
2076
%0,75 Ca
2358
2213
Çizelge 9.8 den de anlaşılacağı üzere sistemin plazma sıcaklığı ile kalsiyum (Ca)
atomunun sıcaklığı birbirine yakın nerede ise eşit olduğu için plazmanın da
lokal
termodinamik dengede (LTE) olduğunu ispat etmiş oldu.
Saha-Boltzman denklemini kullanarak iyon oranlarını hesaplanarak başlangıçtaki
konsantrasyon oranlarımıza yakın sonuçları tespit edildi.
N(0,005Ca)-N(saf süt)/N(0,0075Ca)-N(saf süt)= 0,66667 çıkması beklenen sonuç,
N(0,005Ca)-N(saf süt)/N(0,0075Ca)-N(saf süt)= 0,8872 bulunan sonuç.
9.4. Süt Tozu
Süt tozu için alınan spektrum Şekil 9.9 da ki gibidir.
Şekil 9.9. Süt tozu için 19.7 mj de 8 Hz de % 2,5 Ca peletleri için LIBS spektrumu
52
Farklı konsantrasyondaki (%1, %2,5, %5 ve saf süt tozu) 10 ton basınç altında 400mg’lık
peletler haline getirildi numunelerin LIBS spektrumlarını Resim 9.3 de ki sistemden aldık.
Öncelikle en iyi enerji ve gecikme değerini optimize etmek için farklı enerjilerde ve farklı
gecikmelerdeki LIBS spektrumlarını alındı. CaII (393,36nm) piklerine bakarak Şekil 9.10
ve Çizelge 9.9 görüldüğü gibi en iyi sonuç aldığımız enerji değerleri belirlendi.
Resim 9.3. LIBS sistemi süt tozu için kullanılan düzenek, Hacettepe Üniversitesi
Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği LIBS laboratuvarı
Sinyal/gürültü (S/G)
7000
6000
5000
4000
19,7mj
3000
23,7mj
2000
35,9mj
1000
44,6mj
0
0
200
400
600
800
1000
Gecikme (ns)
Şekil 9.10. Süt tozu için CaII (393,36 nm) de farklı gecikmeler ve farklı enerjilerdeki
sinyal gürültü oranı (S/G) grafik gösterimi
53
Çizelge 9.9. Süt tozu için CaII (393,36 nm) de farklı gecikmeler ve farklı enerjilerdeki iyi
sinyal gürültü oranı (S/G) değerleri
Gecikme (ns)
Enerji (mj)
19,7mj
23,7mj
35,9mj
44,6mj
S/G
S/G
S/G
S/G
400
681
98
66
31
500
1018
96
66
29
600
3026
99
73
52
700
5837
101
69
66
800
6350
93
74
74
900
6458
91
68
73
Çizelge 9.9 da ki sinyal gürültü oranına(S/G) bakıldığın da en iyi değerlerin 19,7 mj enerji
ve en iyi geçikmenin de 700 ns olduğu belirlendi.
Belirlenen enerji ve gecikmede hazırlanan farklı konsantrasyonların LIBS spektrumları
alındı. CaII (393,36nm) piklerinin şiddetlerini belirlenerek Şekil 9.11 ve Çizelge 9.10
oluşturuldu. Şekil 9.11’de de görüldüğü gibi 0,1 konsantrasyona kadar kalibre
yapabiliyordu fakat 0,1 den sonra kendiliğinden soğurma olduğu için kalibrasyon olarak
kullanılamamaktadır.
70000
60000
50000
40000
Şiddet
30000
20000
10000
0
0
0,1
0,2
0,3
0,4
Dop edilen (Ca)Konsantrasyonu
Şekil 9.11. Süt tozu için CaII (393,36 nm) de ki farklı konsantrasyonlar ve şiddet grafiği
54
Çizelge 9.10. Süt tozu için CaII (393,36 nm) için farklı konsantrasyonlar ve şiddet
değerleri
Konsantrasyon (Ca) Dop edilen miktar
Şiddet
00000
40231
0,0025
42185
0,0050
48509
0,0075
48001
0,0010
54000
0,0250
59576
0,0500
63995
0,0750
64213
0,1000
64450
0,1250
64323
0,1500
64453
0,1750
64673
0,2000
64669
0,2250
64670
0,2500
64668
0,2750
64666
0,3000
64661
0,3250
64660
0,3500
64662
Şekil 9.11 de de görüldüğü gibi 0,1 konsantrasyondan daha yüksek konsantrasyonlarda self
absorbsiyon (kendiliğinden soğurma) oluştu. Self absorbsiyon olan konsantrasyonlar için
normal kalibrasyonlu LIBS’in geliştirilen metodunda kemometrik teknikler kullanılarak
üst konsantrasyonlar için bir kalibrasyon eğrisi oluşturularak sonuç alınır. Kullanılan
kalibrasyonsuz metotta ise elektron yoğunluğu Saha-Boltzman denklemi kullanılarak üst
konsantrasyonlarda ölçüm gerçekleştirilebiliyor. Matris etkisi azaltılabiliyor. kalibrasyon
eğrisi çıkarmanın çok zor olduğu spektrum çizgileri birlerine çok yakın elementler için bile
kalibrasyon oluşturulabiliyor.
55
3E+17
Elektron yoğunluğu(cm-3)
2,5E+17
35,9mj
2E+17
1,5E+17
44,6mj
1E+17
19,7mj
5E+16
0
100
300
500
700
900
1100
Gecikme (ns)
Şekil 9.12. Süt tozu için farklı enerjilerde) farklı gecikmeler kullanılarak 8 Hz de Stark
genişlemesi kullanılarak Hα çizgisi için hesaplanan elektron yoğunluğu
Gecikme (ns)
Çizelge 9.11. Süt tozu için farklı enerjilerde farklı gecikmeler kullanılarak 8 Hz de Stark
genişlemesi kullanılarak Hα çizgisi için hesaplanan elektron yoğunluğu
400
500
600
700
800
900
35,9
Ne (cm-3)
2,34E+17
2,02E+17
1,76E+17
1,73E+17
1,52E+17
1,41E+17
Enerji (mj)
44,6
Ne (cm-3)
2,50E+17
2,19E+17
1,67E+17
1,34E+17
1,25E+17
1,01E+17
19,7
Ne (cm-3)
2,03E+17
1,66E+17
1,54E+17
1,44E+17
1,23E+17
1,15E+17
Şekil 9.13. Süt tozu için 19,7 mj enerji 8 Hz de farklı gecikmeler için spektrumu verilmiştir
56
Şekil 9.14. Süt tozu için hidrojen balmer serisindeki (Hα) kullanarak 19,7 mj de ablasyon
enerjisinde farklı gecikmelerde voigt profiline fit edildi
2,5E+17
2E+17
Elektron yoğunluğu cm-3
1,5E+17
0,01
0,025
1E+17
0,05
5E+16
0
0
500
1000
1500
2000
2500
Geçikme (ns)
Şekil 9.15. Süt tozu
için elektron yoğunluğu grafiği, 19,7 mj enerjide, farklı
konsantrasyonlar için ve 8 Hz de farklı gecikmelerde Stark genişlemesi
kullanılarak Hα çizgisi için hesaplanan elektron yoğunlukları
57
Çizelge 9.12. Süt tozu için elektron yoğunluğu grafiği, 19,7 mj enerjide, farklı
konsantrasyonlar için ve 8 Hz de farklı gecikmelerde Stark genişlemesi
kullanılarak Hα çizgisi için hesaplanan elektron yoğunlukları
Enerji (mj)
0,01 Ca
Gecikme (ns)
_3
0,025 Ca
_3
0,05 Ca
Saf süt t.
_3
Ne (cm )
Ne (cm )
Ne (cm )
Ne (cm_3)
400
2,09E+17
1,71E+17
1,77E+17
2,03E+17
500
1,92E+17
1,60E+17
1,75E+17
1,60E+17
600
1,74E+17
1,65E+17
1,67E+17
1,54E+17
700
1,53E+17
1,33E+17
1,44E+17
1,44E+17
750
1,48E+17
1,29E+17
1,35E+17
1,35E+17
800
1,47E+17
1,31E+17
1,17E+17
1,13E+17
900
1,28E+17
1,17E+17
1,12E+17
1,15E+17
1000
1,05E+17
1,10E+17
8,72E+16
1,03E+17
2000
4,22E+16
5,47E+16
3,74E+16
2,70E+16
Çizelge 9.13. Süt tozu için farklı konsantrasyonlarda elektron yoğunluğu (Ne ) ve plazma
sıcaklık (T)
0,01 Ca
0,025 Ca
0,05 Ca
Saf süt
Ne (cm )
8,85E+15
8,62E+15
8,53E+15
9,13E+15
Te (K)
7472
7078
6940
7956
-3
Çizelge 9.14. Süt Tozu için Saha-Boltzman ve Boltzman denklemleri için NIST den alınan
değerler
Dalgaboyu (nm)
Aii (106)
Ej (eV)
gj
CaI
422,673
218
2,93
3
CaII
393,366
147
3,15
4
CaII
396,847
140
3,12
2
CaI
458,147
40
5,23
5
CaI
487,813
19
5,25
7
CaI
504,162
33
5,17
3
CaI
610,272
10
3,91
3
CaI
644,981
90
4,44
5
CaI
647,166
6
4,44
7
CaI
649,965
8
4,43
5
CaII
315,887
310
7,05
4
CaII
317,933
360
7,05
6
CaII
370,603
88
6,47
2
CaII
373,690
17
6,47
2
58
Enerji (eV)
0
0
5
10
15
𝐥𝐧(𝑰𝒊𝒋 𝝀Τ𝑨𝒋𝒊 𝒊)
-5
y = -1,6789x + 1,5668
R² = 0,9519_0,025
saf
-10
y = -1,6401x + 1,0875
R² = 0,9541-0,01
y = -1,5198x + 0,0557
R² = 0,9524-saf
-15
-20
0,010
0,025
0,050
y = -1,8422x + 2,9185
R² = 0,9521-0,05
-25
Şekil 9.16. Süt tozu için farklı konsantrasyonlarda (saf süt,%1 ,%2,5ve %5) kalsiyum (Ca)
atomu için Saha-Boltzman ve Boltzman denklemleri ile elde edilen sonuçlar
Çizelge 9.15. Süt için farklı konsantrasyonlarda (saf süt,%0,5 ve %0,75) kalsiyum atomu
için (Ca) Saha-Boltzman ve Boltzman denklemleri ile Şekil 9.16 dan elde
edilen sonuçlar
m
1,5198
1,6401
1,6789
1,8422
Saf
0,01 Ca
0,025 Ca
0,05 Ca
q
0,0557
1,0875
1,5668
2,9185
Çizelge 9.16. Saha boltzman ve boltzman denklemi kulanılarak hesaplanan süt tozu için
kalsiyum sıcaklığı değerleri
Ne (cm-3)
Te (K)
T(Ca) (K)
0,01 Ca
8,85E+15
7472
7075
0,025 Ca
8,62E+15
7078
6912
0,05 Ca
8,53E+15
6940
6699
Saf
9,13E+15
7956
7635
Çizelge 9.16 sonuçlarını değerlendirildiğinde sistemin lokal termodinamik dengede
olduğunu süt tozu içinde ispat edilmiş olundu. Konsantrasyon miktarı başlangıçtaki değerle
oranı (N(0,01Ca)-N(saf st))/(N(0,025)-N(saf st)) = 0,4 beklenen sonuç
(N(0,01Ca)-N(saf st))/(N(0,025)-N(saf st)) = 0,5 bulunan değer. Bu iki değerin tamamen
eşit olamamasının sebebi deneysel hatalardır.
59
10. SONUÇLAR VE TARTIŞMA
Yapılan bu çalışmada süt tozu ve süt için Lazer Etkili Bozunma Spektroskopisi (LIBS)
yöntemi kullanıldı. Öncelikle farklı konsantrasyon için kalibrasyon eğrisi oluşturuldu.
Kalibrasyon eğrisi belli konsantrasyona kadar anlamlı sonuçlar verirken belli
konsantrasyondan sonra kendiliğinden emilim (self absorpsion)’den dolayı konsantrasyon
eğrisi sabit kaldı. Bu sabit kalan yerlerde kalibrasyon eğrisi çıkarmak için kemometrik
teknikler kullanılabilir. Bundan önceki çalışmalarda kemometrik teknikler kullanılarak
kalibrasyon eğrisi oluşturulmuştur (Bilge ve diğerleri 2015). Fakat oluşturulan bu
kalibrasyon eğrilerinin her örnek için çıkarılamamıştır. Bunun sebebi, örnek içerisindeki
elementlerin bir birine çok yakın spektrum vermeleri, spektrum piklerinin iç içe geçmesi
ve matris etkisidir. Sayılan sebeplerden dolayı bu çalışma da, Türkiye’de kullanımı çok
yeni ve sayılı olan kalibrasyonsuz lazer etkili bozunma spektroskopisini (CF-LIBS)
kullanıldı.
Kalibrasyon eğrisi çıkarmak için farklı konsantrasyonlardan çok fazla örnek hazırlamak
gerekliydi. Örneğin süt ve süt tozu için 18 farklı konsantrasyon hazırlandı. Süt için 0,07
konsantrasyon da self absorpsiyon, süt tozu için ise 0,1 konsantrasyonda self absorpsiyon
olduğunu gözlemlendi. Süt için 0,07’den, süt tozu için ise 0,1’den daha yüksek kalsiyum
içeren konsantrasyolar için kemometrik teknikle kalibrasyon eğrisi oluşturulması
gerekmekteydi. Bu yeni teknikle kalibrasyon eğrisini farklı konsantrasyonlarla değil
elektron yoğunluğu, plazma sıcaklığı ve Saha-Boltzman denklemlerini kullanılarak yapıldı.
Bu metodun aşamalarında süt için saf süt, %0,5 ve %0,75’lik Ca olmak üzere 3
konsantrasyon kullanıldı. Süt tozu için ise saf süt tozu, %1, %2,5 ve %5’lik Ca olacak
şekilde 4 farklı konsantrasyon kullandı. Bu farklı konsantrasyonlu süt örnekleri ve pelet
haline getirilen süt tozu örneklerinden LIBS spektrum ölçümleri alındı. Süt örneklerini
paint brush adı verilen cihazla argon gazı yardımı ile püskürterek kullanıldı. Sistem de
sadece kalsiyum miktarına bakıldığı için argon gazı ile püskürtülmesinin herhangi bir
dezavantajına rastlanılmadı.
Kalibrasyonsuz Lazer Etkili Bozunma Spektroskopisi (CF-LIBS) metodunda ilk olarak
elektron yoğunluğu hesaplandı. Süt için, saf sütte 4,58.1015 cm-3, %0,5 Ca’da 4,94.1015
cm-3, % 0,75 Ca’da 4,97.1015 cm-3 şeklinde sonuçlar elde edildi. Süt tozu için ise, saf süt
60
tozunda 9,13.1015 cm-3, %1’Ca da 8,85.1015 cm-3, %2,5 Ca’da 8,62.1015 cm-3, %5 Ca’da ise
8,53.1015 cm-3 şeklinde sonuçlar elde edildi. Bu sonuçların da litaratürle uyumlu olduğu
görüldü (Lei ve diğerleri, 2009; Rai, Yueh ve Singh, 2008).
Elektron yoğunluğu ile ilgili denklemler kullanılarak plazma sıcaklığını hesaplandı. Süt
tozunda, saf süt tozu için 7956 K, %1 Ca için 7472 K, % 2,5 Ca için 7078 K, % 0,05 Ca
için ise 6940 K sonuçları elde edildi. Süt tozu için ≈ 8000 K olarak bulunan bu değer de
plazma için anlamlı sıcaklık değerini ifade etmektedir (Lei ve diğerleri, 2009). Süt için
plazma sıcaklığı ise Çizelge 9.8’de ki gibi ≈ 2000K bulundu. Saf süt için 2006 K , %0,5 Ca
için 2208 K ve %0,75 Ca için ise 2358 K sonuçlarını elde edildi ve sıvı sistemler için de
sonuçların literatürle uyumlu olduğu görüldü (Yu ve diğerleri, 2014; Zhenhua, Qiao ve
Lei, 2013).
Saha-Boltzman denklemini kullanarak kalsiyum atomu için sıcaklığı sütte Çizelge 9.8’deki
gibi ≈ 2000k, süt tozunda Çizelge 9.16’daki gibi ≈7000 K olarak bulundu ve plazmamızın
lokal termodinamik denge (LTE) de olduğunu gösterildi.
Deneyin son aşaması için saf süt, %5 kalsiyum ve %0,75 kalsiyum eklenmiş
konsantrasyonlar hazırlandı. Saf sütün içindeki kalsiyum miktarı bilinmediği için %0,5 ve
%0,75 kalsiyum eklenilen örneklerden saf süt çıkarıldı. Sonuçta bulunan iyon yoğunlukları
oranladığında başlangıçta kalsiyum miktarı eklenilen oranla yaklaşık verilerle karşılaşıldı.
Aynı işlemi süt tozu içinde yapıldığında ise, saf süt tozu, %1, %2,5 ve %5 kalsiyum
eklenilen 4 konsantrasyonun iyon yoğunluğundaki sonuçlar bir birine benzer veriler ortaya
kondu. Tamamen aynı sonucu yakalanamamasının nedeni; bu konsantrasyonu hazırlarken
tam karıştıramama, eşit konsantrasyon olmaması gibi deneysel hata ihtimallerinden
gelmektedir.
Sonuç olarak, LIBS sistemi kısa sürede analiz sonucu vermesi, kullanılan malzemeye zarar
vermemesi, maliyetinin düşük olması ve elementer analiz yapılabildiği için birçok alanda
kullanım imkanı bulunmaktadır. Bu çalışmada bu sistemi biraz daha geliştiren
kalibrasyonsuz LIBS metodunu kullanıldı. Kalibrasyon eğrisi yerine elektron yoğunluğu
ve Saha-Boltzman denklemi kullanıldı. Bu yöntemin kalibrasyonlu LIBS yöntemine göre
avantajı matris etkisini azaltması ve belli bir element konsantrasyonundaki ölçümler için
sabit bir hesap tekniği geliştirilebilir ve daha kısa sürede sonuç alınabilir olmasıdır.
61
Bundan sonraki çalışmalarda sistem portatif ve kolay kurulabilir olduğu için optik
sistemlerle bu düzenek geliştirilebilir. Fiber optik kablonun ve/veya lazerin odaklanması
daha iyi hale getirebilir. Ayrıca kullandığımız elementer analiz, başka elementer analiz
metotlarındaki sonuçlar ile kıyaslanabilir. Kalibrasyonsuz LIBS metodu gıda dışında diğer
örnekler içinde kullanılabilir ve gıda örneklerinde kullanım aralığı genişletilebilir.
62
63
KAYNAKLAR
Akman, E. (2006). Ti6Al4V Titanyum alaşımlarının atımlı Nd:yag lazeri kullanılarak
kaynak edilmesi ve kaynak parametrelerinin belirlenmesi, Yüksek Lisans Tezi,
Kocaeli Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İzmit.
Aragón, C. and Aguilera, J. A. (2008). Characterization of laser induced plasmas by optical
emission spectroscopy: A review of experiments and methods. Spectrochimica Acta
Part B: Atomic Spectroscopy, 63(9), 893-916.
Ashkenazy, J., Kipper, R. and Caner, M. (1991). Spectroscopic measurements of electron
density of capillary plasma based on Stark broadening of hydrogen lines. Physical
Review A, 43(10), 5568.
Atalay, B., Kenar, N. ve Demir, A. (2010). Conversion efficiency calculations for EUV
radiation emitted from laser-produced Tin plasmas. Turkish Journal of Physics,
33(6), 363-369.
Batani, D., Giulietti, A., Palladino, L., Tallents, G. J. and Turcu, I. E. (1991). L-shell x-ray
spectroscopy of laser-produced plasmas in the 1-keV region. Paper presented at the
ECO4 (The Hague'91).
Beşergil, B. (2008). Polimer kimyası, Ankara: Gazi Kitabevi.
Bilge,G. Boyacı, I.H., Eseller K.E., Tamer U. ve Çakır U. (2015).Analysis of bakery
products by laser- induced brekdown spectroscopy. Food Chemistry, 181, 186-190.
Body, D. and Chadwick, B. (2001). Optimization of the spectral data processing in a LIBS
simultaneous elemental analysis system. Spectrochimica Acta Part B: Atomic
Spectroscopy, 56(6), 725-736.
Bredice, F., Sobral, H., Villagran-Muniz, M., Di Rocco, H., Cristoforetti, G., Legnaioli, S.
and Tognoni, E. (2007). Real time measurement of the electron density of a laser
generated plasma using a RC circuit. Spectrochimica Acta Part B: Atomic
Spectroscopy, 62(8), 836-840.
Brunel, F. (1987). Not-so-resonant, resonant absorption. Physical Review Letters, 59(1),
52.
Brunel, F. (1988). Anomalous absorption of high intensity subpicosecond laser pulses.
Physics of Fluids (1958-1988), 31(9), 2714-2719.
Brysbaert, A., Melessanaki, K. and Anglos, D. (2006). Pigment analysis in Bronze Age
Aegean and Eastern Mediterranean painted plaster by laser-induced breakdown
spectroscopy (LIBS). Journal of Archaeological Science, 33(8), 1095-1104.
Charschan, S. S. (1993). Guide to laser materials processing , Laser Institute of America,
107.
Colombant, D. and Tonon, G. (1973). X‐ray emission in laser‐produced plasmas. Journal
of applied physics, 44(8), 3524-3537.
64
Cremers D. A., Radziemski L. J. (2006). Handbook of Laser-Induced Breakdown
Spectroscopy. New York: Wiley.
Çalışır, F. (2008). Atomik absorpsiyon spektrofotometresinde bazı eser elementlerin tayin
öncesi çeşitli yöntemlerle ayrılması ve zenginleştirilmesi. Doktora Tezi, İstanbul
Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
De Michelis, C. and Mattioli, M. (1981). Soft-X-ray spectroscopic diagnostics of
laboratory plasmas. Nuclear Fusion, 21(6), 677.
Dikshit, V., Yueh, F. Y., Singh, J. P., McIntyre, D. L., Jain, J. C. and Melikechi, N. (2012).
Laser induced breakdown spectroscopy: A potential tool for atmospheric carbon
dioxide measurement. Spectrochimica Acta Part B: Atomic Spectroscopy, 68, 65-70.
El Sherbini, A., Hegazy, H. and El Sherbini, T. M. (2006). Measurement of electron
density utilizing the H α-line from laser produced plasma in air. Spectrochimica Acta
Part B: Atomic Spectroscopy, 61(5), 532-539.
Elton, R. C. (2012). X-ray Lasers, Amsterdam: Elsevier.
Eseller, K. E. (2009). Laser induced incandescence and laser induced breakdown
spectroscopy based sensor development. Doktora Tezi, Mississippi State University,
Mississippi.
Gibbon, P. and Bell, A. (1992). Collisionless absorption in sharp-edged plasmas. Physical
Review Letters, 68(10), 1535.
Ginter, M. L. and McIlrath, T. J. (1988). Debris and VUV emission from a laser-produced
plasma operated at 150 Hz using a krypton fluoride laser. Applied optics, 27(5), 885889.
Goldston, R. and Rutherford, P. (1995). Introduction to plasma physics, Bristol, UK: IOP
454.
Griem, H. (1974). Spectral line broadening by plasmas, New York: Acad. Pres.
Griem, H. R. (1964). Plasma spectroscopy. New York: McGraw-Hill, 1.
Grill, A. (1994). Cold plasma in materials fabrication (151), New York: IEEE Press.
Gurr, M. (1992). Milk products: contribution to nutrition and health. Journal Society Dairy
Technolgy, 45(3), 61-67.
Gündüz, T. (1999). İnstrümental analiz, Ankara: Gazi Kitabevi.
Hafıza, E. (2015). Süt Tozunun peyniralti suyu tozu ile tağşişinin araştirilmasi.Yüksek
Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Hauer, A. A. and Baldis, H. A. (1989). Introduction to laser plasma diagnostics. LaserInduced Plasmas and Applications, 105, New York: Marcel Dekker,
Hecht, E. (1998). Hecht optics. Addison Wesley, 997, 213-214.
65
Hutchinson, I. H. (1990). Principles of plasma diagnostics, 379, Cambridge (UK),
Cambridge University Press.
Kauffman, R. (1991a). Handbook of plasma physics , 111, North-Holland : Witkowski eds
Kauffman, R. (1991b). Physics of laser plasma, North-Holland, Amsterdam, 1991) 116117.
Krall, N., & Trivelpiece, A. (1973). Principles of Plasma Physics, New York: McGrawHill Book Company. Inc.,
Kunkel, W. B. (1966). Plasma physics in theory and application, New York: McGraw-Hill
Book Company. Inc.
Lei, W., Motto-Ros, V., Boueri, M., Ma, Q., Zhang, D., Zheng, L. and Yu, J. (2009).
Time-resolved characterization of laser-induced plasma from fresh potatoes.
Spectrochimica Acta Part B: Atomic Spectroscopy, 64(9), 891-898.
Lieberman, M. A. and Lichtenberg, A. J. (2005). Principles of plasma discharges and
materials processing, New York: John Wiley & Sons.
Malik, H.K. ve Singh, A.K. (2010). Engineer Physics, Tata Mc Graw Hill Education
Private Limited, New Delhi, 4.1-4.13.
Matejka, D. and Benko, B. (1989). Plasma spraying of metallic and ceramic materials. 280,
West Sussex, UD, UK: John Wiley and Sons, Baffins Lane.
McDaniel, E.W. (1964). Collision phenomena in ionized gases, New York: Wiley.
McWhirter, R. (1965). Spectral intensities. Paper presented at the Plasma diagnostic
techniques.
Melrose, D.B. (1986). Instabilities in space and laboratory plasmas, Cambridge
:Cambridge University Press.
Milonni, P. and Eberly, J. (1988). Lasers, New York: John Wiley and Sons.
Milonni, P.W. Shih, M.L. and Ackerhalt, J.R. (1987). Chaos in laser-matter interactions,
New Jeresy: World Scientific.
Mohamed, W.T.Y. (2007a). Calibration free laser-induced breakdown spectroscopy
(LIBS) identification of seawater salinity. Optic Application, 37(1-2), 5-19.
Mohamed, W.T.Y. (2007b). Fast LIBS identification of aluminum alloys. Progress in
Physics, 2, 87.
Naqavi, I.Z. (2001). Conduction and non-conduction limited laser heating processmathematical simulation. New York: McGraw-Hill.
Nasser, E. (1971). Fundamentals of gaseous ionization and plasma electronics. New
York:Wiley-Interscience.
66
Novotny, L. and Hecht, B. (2012). Principles of nano-optics. Cambridge:Cambridge
university press.
Rai, V. and Thakur, S. (2007). Physics of plasma in laser-induced breakdown
spectroscopy. Amsterdam: Elsevier press.
Rai, V. N., Yueh, F. Y. and Singh, J. P. (2008). Time-dependent single and double pulse
laser-induced breakdown spectroscopy of chromium in liquid. Applied optics,
47(31), G21-G29.
Raizer, Y. (1987). Gas discharge physics. Berlin: Springer Verlag.
Roth, J. (1995). Industrial Plasma Engineering Principles. Bristol and Philadelphia:
Institute of Physics publishing, 1.
Shils, M.E. and Shike, M. (2006). Modern nutrition in health and disease. Lippincott:
Williams & Wilkins.
Silfvast, W. T. (1996). Laser fundamentals. New York: Cambridge University Press.
Skoog, D.A., Holler, F.J. and Crouch, S.R. (2007). Instrumental analysis. India: Cengage
Learning.
Suyu, P.T.V.P.A., Üretimi, T. ve Küçüköner, E. (2016). Gıda katki maddeleri: sorunlar ve
çözüm önerileri, 80 Konferans Bildirisi.
Süt, P. B. ve Teknolojisi, S. Ü. (2001). Ders teksiri. Fırat Üniversitesi, Veteriner Fakültesi
Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı, Elazığ.
Svelto, O. and Hanna, D. C. (1998). Principles of lasers. Berlin: Springer.
Tanenbaum, B.S. (1967). Plasma physics. New York: McGraw-Hill.
Thiel, R. (2000). Natural vitamins may be superior to synthetic ones. Medical hypotheses,
55(6), 461-469.
Thornton, J. A., Penfold, A. S., Vossen, J. and Kern, W. (1978). New York: Thin film
processes. Academic.
Turp, G. (1999). Tavuk köftelerinde askorbik asit, α-tokoferol/askorbik asit ve biberiye
ekstrakti kullaniminin bazi kalite özellikleri üzerine etkileri. Yüksek Lisans Tezi, Ege
Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Yalçin, Ş., Crosley, D., Smith, G. and Faris, G. W. (1999). In uence of ambient conditions
on the laser air spark. Applied Physics B: Lasers and Optics, 68(1), 121-130.
Yeşiller, S. Ü. ve Yalçin, Ş. (2012). Sulu ortamlarda bulunan kurşun ve germanyumun
hidrür oluşturmali lazer plazma spektroskopisi ile, (Hg-Libs), Analizinde taşıyıcı gaz
etkisinin araştırılması, VI. Ulusal Analitik Kimya Kongresi, Mustafa Kemal
Üniversitesi, Hatay.
67
Yildiz, A., Genc, O. ve Bektas, S. (1997). Enstrümental Analiz Yöntemleri.Ankara
Hacettepe University Press.
Yoshizawa, A., Itoh, S.I. and Itoh, K. (2002). Plasma and Fluid Turbulence, Theory and
Modelling.USA: CRC Press.
Yu, X., Li, Y., Gu, X., Bao, J., Yang, H. and Sun, L. (2014). Laser-induced breakdown
spectroscopy application in environmental monitoring of water quality: a review.
Environmental monitoring and assessment, 186(12), 8969-8980.
Zheng, P., Liu H., Wang J., Yu B., Zhang B.,Yang, R. and Wang, X. (2014). Optimization
of experimental conditions by orthogonal test design in a laser-induced breakdown
experiment to analyze aluminum alloys, Royal society of chemistry, 6, 2163-2169.
Zhenhua, H., Qiao, Z. and Lei, D. (2013). Temperature and electron number density of
liquid jet double-pulse laser induced breakdown Ca plasma. Acta Optica Sinica,
33(4), 0430004.
68
69
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler
Soyadı, adı
: KARADAĞ, Halide Abide
Uyruğu
: T.C.
Doğum tarihi ve yeri
: 01.06.1983, Ermenek / Karaman
Medeni hali
: Evli
e-mail
: [email protected]
Eğitim
Derece
Eğitim Birimi
Mezuniyet tarihi
Yüksek Lisans
Gazi Üniversitesi
Devam ediyor
Lisans
Fizik Ana Bilim Dalı
Gazi Üniversitesi
2009
Fizik Eğitimi Ana Bilim Dalı
Yabancı Dil
İngilizce
Katıldığı konferanslar
Karadağ, A. H., Aras, E., Berberoğlu, H., Boyacıoğlu, İ.H., Eseller, K.E., Bilge, G. ve
Sezer, B. (2016). Quantitative Analysis of food Samples Using Calibration Free
Lazer Induuced Breakdown Spectroscopy, International Physsics Confeerence at the
Anatolian Peak, IPCAP -2016, 25-27.
Karadağ, A. H., Aras, E., Berberoğlu, H., Boyacıoğlu, İ.H., Eseller, K.E., Bilge, G. ve
Sezer, B. (2015). Lazer etkili bozunma spektroskıpisi (LIBS) ile gıda ürünlerinin
analizi, 21. Yoğun Madde Fiziği Ankra Toplantısı.
Karadağ, A.H., Aras, E. ve Karataş, Ö. (2015). ESR Dating Of Fossil Tooth Enamel,
Balkan Fiziği BPU-9.
Karataş, Ö., Aras, E. Karadağ, A.H. ve Meriç, Y. (2016). Electron Paramagnetic
Resonance (EPR) Study of Gamma Irradiated Methyl 4- Methyl Benzoate (C9H10O2)
Single Cyrstal, ICSM 2016.
GAZİ GELECEKTİR...
Download