C. Senatosu B : 39 daha fazla gecikmeyiniz diyoruz. Çizdiğimiz bu tablonun bir de dış etkenlerle bir kat daha kö­ tüleşmesi belirtileri vardır. İttihatçı - ihtilâfçı . gibi ayrılıktan beslenenler, bir de Rus - Ameri­ kan sempatizanlığı bölünmesini işlemektedirler. «1966 yılı bir kardeşlik yılı olacaktır.» diyen Sayın Başbakana «Bu dostluk ve kardeşlik kim­ ler için?» sorusunu sorduran tutum, kişiler ve kütleler arası çekişmeleri gittikçe hızlandırmak­ tadır. Bu durumdan kurtulması için iktidara her türlü yardımı yapmalıyız. Fakat her şeyden önce, sayıları az olmadığına inandığımız A. P. içindeki sağ duyulu arkadaşların harekete geç­ meleri gerekir. Sayın senatörler, Bütün bu durumlarla toplumun huzuru ala­ bildiğine bozulurken, af, seçim işleri ve bilmem servet beyanı gibi yurdun hiçbir derdine çare olmıyan işlerle uğraşmaya dalmış Hükümetin bu gidişine, seyirci kalacak bir A. P., hepimizden daha ağır bir vebal altına girmiş olur. Gerçekten, geleceğimizi de etkiliyecek şekil­ de, toplumumuzun içinde bulunduğu sayısız güçlüklerle boğazlaşırken, karanlık bir dönemin baş suçlularına, yabancı ülkelere sığınarak, İkin­ ci Cumhuriyetin temeli olan hareket ve düzenle­ ri şovenlere, bu temel üzerine oturan Hüküme­ tin takındığı tutum, bir komedi temsiline konu olamıyacak ölçüde gariptir. Böyle tutum olmaz. «27 Mayısa bağlıyız; onun Anayasasını sa­ vunmaya yemin ettik.» diyeceksiniz sonra da, onun baş suçlu saydığı kimseleri, ona sövüp du­ rurken, bütün günahlarından temizlemeyi hattâ harap ve talan ettikleri Devlet kadrosu içine da­ hi onları almayı öngören bir tasarı ile Meclis huzuruna geleceksiniz. Buna karşı da : «Biz hayatımızı bu vodvili seyretmek için ortaya koy­ madık; ayıp ediyorsunuz.» diyenlere, bütün or­ ganlarınızla hakarete kalkacaksınız. Eğer şaka yapmıyor ya da bir mantık buhranına düşmemişse iktidar, bu iki zıt kişiliği temsil eden oyu­ nuna artık son vermelidir. 27 Mayısı başaran, benimseyen ve destekliyenlerin haysiyet ve inançlarına yönelen bu densiz tutuma seyirci kalacaklarını sanmak, çok yanlış bir hesaptır. Buhranı yaratanları uyarmakla bir görev daha yaptığımız inancındayız. Kızışmaları körükliyen ve bütün ahlâk ku­ rallarını, toplumun moral yapısının temeli olan 2 . 2 . 1966 O : 2 değer yargılarını bir yana iterek, en azgın şe­ kilde ve başlıca hedef olarak da kişileri alan, en densiz yazılara sayfalarını açan bâzı basın organları, A. P. den kendilerini göstermektedir­ ler. Banlar gerçekten A. P. den iseler, bunların azgınlıkları önlenmelidir. Bu türlü akıl ve ah­ lâk dışı saldırıların Hükümetten, iktidardan destek aldıkları kanısı Devlete beslenmesi gere­ ken güven duygusunu kökünden sarsmaktadır. A. P., en azından, hangi organın görüşlerini benimsediğini ve hangilerinin bu niteliği olma­ dığını kesin şekilde belirtmelidir. Hele, işine gelene sahip çıkmak ve işine gelmiyeni reddet­ mek, ya da işine geldiği sürece ses çıkarmamak gibi bir tutum, iktidar ciddiliği ile asla bağda­ şamaz. Sayın arkadaşlar, Durumdan duyduğumuz kaygıları ve üzün­ tüleri belirtmeye çalıştık. Bu durum böylece sürüp gidemez. 27 Mayısın kurduğu düzende, böyle bir tutumun uzun ömürlü olması sosyo politik gelişmelerimizle tam bir zıtlaşma olur. Bunu Sayın Başbakanın umut bağlar göründü­ ğü, duaları da gideremez. Buna düşün özgürlüğünü kısıtlamak yolu ile, çare aranması ise, durumu bir kat daha kö­ tüleşmekten başka bir sonuç yaratamaz. Anaya­ sa ve devrim felsefesine zıt hareketler ve yayın­ lara gösterilen aşırı hoşgörürlük yanında, böy­ le bir kısıtlayıcı tedbir çok yanlış olur. Biz Hükümetten, bu gerçekleri kavradığı­ nı gösteren bir politikayı izlemesini bekliyo­ ruz. Aksi tutum çok hayal kırıcı olur. İhti­ lâlden normal düzene geçerken, karşılaştığı­ mız büyük güçlükleri ve direnmeleri haklı çı­ karmaya gerekçe verenlere, en azından «ayıbediyorsunuz, bizi yanlış göstermeyi başarabi­ lirsiniz; ama bundan kazançlı çıkacak sizler değilsiniz; kendinizi düşünmüyorsanız bari memlekete yazık etmeyin.» demek de elbette bizim hakkımızdır. Keşke böyle bir hakkı kul­ lanmak zorunda kalmasaydık. Bütün bu talihsiz oluşlara karşı, yine de A. P. içindeki sağduyulu kimselerin harekete ge­ çeceğinden umut kesmiş değiliz. Hele, bir ba­ takçı gidişin günahkârlarından bu yeni parti­ nin kurulmasının temel koşul olduğunun an­ laşılmasından daha fazla gecikilmiyeceğine inanmak istiyoruz. — 156 —