Yeni Hareket Ausgabe 82.indd

advertisement
8
Ocak
röportaj
2011
Muhammed Bozdağ: Mutsuzluğu aşmak için manevi
zevkleri yeniden keşfetmeliyiz!
1.Viyana Kitap Fuarı vesilesiyle okurlarıyla buluşan Yazar Muhammed Bozdağ, gazetemizin sorularını içtenlikle cevaplandırdı. Bozdağ’a göre mutsuzluk hastalığının günden
güne yayılmasının nedeni dünyevi ihtirasların manevi güzelliklerin üstünü örtmesi: ‘’Ben
insanın sonsuzluk için yaratıldığını fark ettiğim andan itibaren sonsuzluğa kendimi hazırlamaya başladım. İmtihan için geldiğimiz dünyada hayatın güzel ve olumlu taraflarına
odaklandığımız zaman, heyecanımızın, enerjimizin, coşkumuzun ve çalışkanlığımızın arttığını fark ettim. “
“İnsanlık son 50-60 yılda çok büyük bir vefasızlığa girdiği için bütün batı kültüründe yetişmiş insanlar büyük bir mutsuzluk sarmalına bulaşmıştır ve bu bunalım giderek artacaktır, bu bunalımdan kurtulmanın tek çaresi manevi zevklerin yeniden keşfedilmesidir.’’
Y
eni Hareket: Muhammed Bozdağ’ı nasıl
anlatırsınız?
Muhammed Bozdağ: 1967
yılında Trabzon doğumluyum. Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nde
çalışıyorum,
yasama uzmanlığı kariyerinden geliyorum. 3 çocuk
babasıyım. Kişisel gelişim
uzmanıyım. Yazar, araştırmacı, televizyoncuyum. Üç
vakfın kuruluşunda görev
aldım. Akademik olarak
doktora yaptım. Kitaplarımın satış rakamı bir milyona ulaştı.
Yeni Hareket:Birçok insan
sizin kitaplarınızla tanışınca hayatlarında birçok şey değişiyor. Pozitif
düşünce ile tanıştıktan
sonra sizin hayatınızda ne
gibi değişiklikler oldu? Ve
bu konuda kitap yazmaya
nasıl karar verdiniz?
Muhammed Bozdağ: Ben
insanın sonsuzluk için
yaratıldığını fark ettiğim
andan itibaren sonsuzluğa kendimi hazırlamaya
başladım. İmtihan için geldiğimiz dünyada hayatın
güzel ve olumlu taraflarına
odaklandığımız zaman, heyecanımızın, enerjimizin,
coşkumuzun ve çalışkanlığımızın arttığını fark ettim.
Çocukluğumda yaşadığım
zorluklar benim için bir
kamçı oldu ve eseflenmeyi
bir tarafa bırakıp azimle çalışınca zekâmın geliştiğini
önümdeki engellerin adım
adım kalkabildiğini, çeşitli
işler yapabildiğimi, eserler üretebildiğimi, mutlu
olabildiğimi, sevebildiğimi
ve sevilebildiğimi gördüm.
Geçmişim ayakkabısı dahi
olmayan fakir bir köylü
çocuğu iken bugün dünya
çapında birçok değerli insanla muhatap oluyorum,
kitaplarım Türkçenin dışındaki dillere de çevriliyor
ve ben Allah’a güvenimi
korur, bu dünyada imtihanda olduğumu unutmaz
çalışırsam gelişimin devam
edeceğine de inanıyorum.
Kim aynı bakış açısına sahip olursa bulunduğu sınırlardan kurtulur, Allah’ın
izniyle hayatı gelişir, başa-
rıdan başarıya koşar.
Yeni Hareket: İnsanlar genellikle olumsuz düşündükleri için her şeye pozitif bakabilmeyi hayalcilik
olarak görüyorlar. Siz de
bu tip tepkilerle karşılaşıyor musunuz?
Muhammed Bozdağ: Herkes hayaline göre bir hayat
yaşar. Bütün üzüntülerimiz,
bütün sevinçlerimiz hayalimize göre anlam kazanır.
Dışımızda gelişen olaylar
iyi veya kötü değildir. Biz
hayalimizde bu olaylara
iyi anlam verirsek iyi algılarız, kötü anlam verirsek
kötü algılarız. Aslında çevreyi olumlu görenleri suçlayanlar da hayalci, onlar
da çevreyi kendi hayalleriyle olumsuz görüyorlar.
Ama biz sadece çevredeki
olumsuzluklara zihnimizi
odaklarsak güzellikleri kaçırırız. Bir bahar bahçesine
gittiğimiz zaman orada kelebekler, çiçekler olduğu
gibi böcek ölüleri de var,
çürümüş yapraklar da var.
Ama siz çevrenizdeki güzelliklere odaklanabilirseniz, ayrıca kötü gördüklerinizin olumlu yönlerini de
keşfedebilirseniz o zaman
o olumlu hayal sizi heyecana, coşkuya, başarıya
götürür.
Eğer bu hayatı öyle ya da
böyle yaşayacaksanız bunun olumlu veya olumsuz
olması sizin tercihinizdir.
Eğer geçmiş deneyimleriniz sizi olumsuz düşünmeye alıştırdıysa zinciri
bir yerde kırın, beyninizin
alışkanlıklarını
yeniden
yapılandırın ve hayatın
güzel taraflarını düşünmeye başlayın. Zindanda
bile olsanız eğer Allah’a
tutunduysanız siz cennete hazırlanıyorsunuz. Hayalinizi olumlu imgelerle
doldurun, şükredin, çünkü
en büyük mutluluk vesilesi şükürdür. O zaman siz
mutlu ve başarılı olacaksınız. Çevrenizdeki insanlar
size hayalci diyebilirler. Bu
önemli değil, çünkü hayatı
çevrenizdeki insanlar için
yaşamıyorsunuz, kendiniz
için yaşıyorsunuz. Hayalci-
lik bile olsa sonucu mutlu
olmak olduğu için doğru
düşünmeye, olumlu düşünmeye, hayatın güzelliklerine odaklanmak doğru
bir tercihtir.
Yeni
Hareket:Günümüz
gençliğinde,
özellikle
içinde yaşadığımız Avrupa toplumunda, hayat
genellikle bir stres durumundan yola çıkılarak
yaşanıyor. Maddi imkansızlık konusunda bu insanların çok fazla sıkıntıları yok. Ama yine de
yoğun bir stres hali var.
Bu soruna sizin tezleriniz
bağlamında nasıl çözümler sunabilirsiniz?
Muhammed
Bozdağ:
Şimdi çok önemli bir şey
söyleyeceğim. Bu sorun
pozitif düşünce başlığı altında yüzeysel bir şekilde
çözülemez. Bu kavramın
altını doldurmanız gerekir.
Bu bağlamda soracağınız
en önemli soru şu: ‘Hayatın anlamı nedir?’ Hayatın
anlamını bulamazsanız her
şeyi kaybedersiniz. Avrupa
toplumu hayatın anlamını
kaybetti.
Maddeciler, evrimciler insanlığın rastgele doğduğunu ve ölümle birlikte
çürüyüp yok olacağını düşünüyor. Hayata bu şekilde
bakan insanların dünyası
gençlik döneminde alabildiğince zevk, ama arkasından adım adım bencillik,
yalnızlık, ırkçılık, terk edilmişlik, mutsuzluktur. Batı
dünyası maddeciliğini artırdıkça bunları yaşayacak,
gençlik dönemindeki sınır
tanımayan bu zevkler de
belli bir yaştan sonra bir
işe yaramayacak, bunalımlı bir yaşlılık, korkutucu bir
ölüm ve ölümden sonra
ebedi bir kahır bu bakış
açısına inanan insanların
sonu olacaktır.
Ama biz sonsuzluğa inanan
insanlar olduğumuz için,
şefkati ve kudreti sonsuz
bir yaratıcının biz, – burası çok önemli – elest meclisinden ana rahmine ve
dünyaya, oradan kabir ve
berzah hayatına, kıyamete,
hesap gününe ve sırattan
cennete taşıyacağına inanan insanlar olduğumuz
için bu kısacık hayatla yetinmiyoruz. Biz sonsuzluğa
talip olduğumuzdan bu
dünyada zorluklara sabrediyoruz, nefsimizi meşru
zevkler dairesinde tutuyoruz, hayatımızdaki bütün
güzel değerler nedeniyle
şükrediyoruz, bütün iyiliklere iyilikle karşılık vererek
vefamızı gösteriyoruz ve
bu şekilde mutlu oluyoruz.
İnsanlık son 50-60 yılda
çok büyük bir vefasızlığa
girdiği için bütün batı kültüründe yetişmiş insanlar
büyük bir mutsuzluk sarmalına bulaşmıştır ve bu
bunalım giderek artacaktır, bu bunalımdan kurtulmanın tek çaresi manevi
zevklerin yeniden keşfedilmesidir.
Siz kendinizi çevrenin şatafatına kanıp kaptırırsanız, binaların alışveriş
merkezlerinin albenisine
kaptırıp hayatın gerçeklerini bunlar zannederseniz
sizin sonunuz mutsuzluk
ve bunalım olacak, kimse
de sizi oradan kurtaramayacaktır. Ama siz azınlıkta
kalmayı bile göze alarak,
yapayalnız kalmayı bile
göze alarak manevi hayata
tutunursanız içiniz güneş
gibi sıcak olacak, gençliğiniz de, yaşlılığınız da mutlu
geçecek ve ebedi hayatını-
zı da kurtaracaksınız.
Yeni Hareket:Son kitabınız ‘Sonsuzluğa Yolculuk’
diğer kitaplardan biraz
daha farklı. Bunu yazmanızın sebebi nedir?
Muhammed Bozdağ: İnsanlığın başlangıçta televizyon ve arkasından
internet aracılığı ile bizim
Müslümanların da dahil
oldukları bir akım içerisinde aşırı dünyevileştiğini
gördüm. Bu aşırı dünyevileşme bütün bunalımların
temelidir. Bizim manevi
değerlerimizden, ahlakımızdan, imanımızdan, edebimizden,
sevgimizden,
saygımızdan, olumluğumuzdan, aile sadakatimizden sapmamıza, şeytanın
eline düşmemize sebep
olan en büyük tehlikedir.
Sonsuzluk Yolculuğu kitabı ile bizim dinimizin bize
anlattığı görüşü tek bir kitapta bütün aşamalarıyla
ve bu zamanın gençliğinin
anlayacağı bir üslupla anlatmak ve bu inancı pekiştirmek istedim. İnsanlığın
evrimle değil yaradılışa bu
dünyaya geldiğinin anlatıldığı birinci bölümden sonra, bu dünyada ne yapmamız gerektiği ve ölümden
sonraki alem anlatılıyor.
Bu evreleri hem duygusal
olarak yaşayabileceğimiz,
hem de kavrayabileceğimiz bir üslupla anlatmaya
çalıştım.
Yeni
Hareket:Röportaj
için teşekkür ediyoruz.
Download