T. B. M. M. B: 53 ile bu dış ticaret darboğazını aşmak için seferber

advertisement
T. B. M. M.
B : 53
ile bu dış ticaret darboğazını aşmak için seferber
edildiği bir altı yıl yaşadık ve bu, sizin, kendinizin
beğendiği ve doğru bulduğu, tashih etmek istemediği
bir model.. Hâlâ, «Biz doğru yaptığımıza inanıyo­
ruz ve devam edeceğiz» diyorsunuz:.. 18 milyar dolar­
lık açığı 1980-1985 yılları arasında, 23 milyar do­
lara çıkarttınız. Dış ticaret açığı bir türlü kapanmı­
yor; aksine, 3-3,5 milyar dolar düzeyinde kalıyor
ve inatçı bir biçimde de yarlığını sürdürüyor.
Bir tarafta, «Dış ticaret sorunu sadece bir eko­
nomi sorunu değil, aynı zamanda bir demokrasi ve
aynı zamanda da bir bağımsızlık sorunudur. Dış tica­
rette açıklar ne zaman büyümüş ve ödemeler denge­
sinde sıkıntılar doğmuşsa, Türkiye'nin başı o zaman
belaya girmiştir» diyorsunuz ve her yıl 3 - 3,5 milyar
dolar açığı sineye çekiyorsunuz ve sözümona, dış
ticarette iyileşmeler sağlamak istediğiniz ve benim­
seyip savunduğunuz son altı yıl içinde, ondan önceki
altı yıldan çok daha büyük dış ticaret açığı veriyor­
sunuz...
Şimdi, toplum olarak, «Alternatif nedirT^diye sor­
mak, hakkımız değil midir? Çözüm nedir, ne suna­
caksınız ve bunu nasıl düzelteceksiniz?
AHMET İLHAMI KÖSEM (Antalya) — Alter­
natif nedir?
AYDIN GÜVEN GÜRKAN (Devamla) — Söy­
leyeceğim efendim, söyleyeceğim.
Sayın milletvekilleri, bunlara cevap vermek ve
bunları tartışmak zorundayız.
1979 yılında 13,5 milyar dolar kamu dış borcu
olan Türkiye'nin, bu borçlarını çok kısa sürede yüz­
de 70 oranında artırarak, 23 milyar dolar düzeyine ge­
tirdiniz. Türkiye, dış borçları için, 1980 senesi ön­
cesinde elde ettiği dövizlerin yalnızca yüzde 15'ini har­
cayan bir ülke iken, bugün elde ettiği döviz gelirleri­
nin yüzde 27'sini dış borçlarının anapara ödemesine
ayıran bir ülke haline dönüşmüştür. Faiz ve anapara­
lar için Türkiye, 1980 yılı öncesinde elde ettiği döviz
gelirlerinin yalnızca yüzde 25'ini harcamak zorunda
iken, bugün yüzde 43 oranında harcamak zorunda­
dır.
Şimdi, eğer bu modeli değiştirmiyorsanız ve bu
modelin üstüne yeniden düşünce üretmek ihtiyacını
duymuyorsanız, bu eğilim aynen sürecek demektir. O
zaman, «Nasıl olacak da, Türkiye, ödemeler ve ticaret
bilançosunda, iddia edildiği gibi, esenliğe çıkacak­
tır?» diye soruyorum.
GÜRBÜZ ŞAKRANLI (Manisa) — Hep soru sor­
maya alışmışsınız; biraz da cevap verin.
23 * 12 . 1985
O: 1
AYDIN GÜVEN GÜRKAN (Devamla) — Söy­
leyeceğim efendim.
Eğer, alternatif duymaya ve toplumla tartışmaya
gerçekten İhtiyaç duyuyorsanız, Türkiye Büyük Mil­
let Meclisini çalışır hale getirirsiniz. Devletin radyo
ve televizyonunu, seçeneklerin tartışıldığı tarafsız bir
organ haline getirirsiniz; o zaman bütün bunları tar­
tışırız. (SHP sıralarından «Bravo» sesleri ve alkışlar)
Ayrıca, bir seçeneğinizi daha öğrenmek istiyorum
ve altını çizerek söylüyorum; bu, Türkiye için can
alıcıdır: ANAP iktidarı, kendisini çok başarılı sayı­
yor ve dolayısıyla şunun cevabını topluma vermek
mecburiyetindedir: Bugün oluşturulan millî gelirin,
yalnızca yüzde 17,5'unu toplum tasarruf edip, yatırabilmektedir ve geriye kalan yüzde 82,5'unu ise, uy­
gulanan yüksek faliz politikası ve bunun büyük pro­
pagandasına rağmen, tüketmektedir. Peki, bu durum,
1980 yılı öncesinde ne idi?.. Toplum, millî gelirin,
yüzde 17,5'u yerine, yüzde 22,5'unu tasarruf edip ya­
tırıyor ve yüzde 82,5'unu tüketmek yerine, yüzde 77,5'
unu tüketiyordu. Şimdi, eğer bu rakamlar yanlışsa,
ANAP sözcüsü arkadaşımız ya da hükümet buraya
çıkar, «Bu rakamlar yanlıştır» der,
ALPASLAN PEHLİVANLI (Ankara) — Tabiî
yanlış.
AYDIN GÜVEN GÜRKAN (Devamla) — Bunu,
hükümet veya grup adına kürsüye çıkacak olan ANAP
milletvekili arkadaşımız söylesin. Eğer yanlış değilse,
o zaman Türkiye adına rica ediyorum; yeniden politi­
kalarınızı düşünün, yeniden modelinizi düşünün. Da­
ha çok tüketen ve daha az tasarruf eden ve yatıran
bir Türkiye'de, Türkiye'nin hiçbir sorununu çözme­
miz mümkün değildir. İşte rakam burada; biraz son­
ra konuşacak sözcüler, «Bu rakam yanlıştır» desinler.
Seçenek konusunda şunu söylemek istiyorum: De­
mokrasiyi o kadar az önemsiyorsunuz ki, onu o kadar
çok küçümsüyorsunuz ki, bunun bir siyasal alternati­
finin düşünülemeyeceğine inanıyorsunuz.
' Sayın milletvekilleri, biz diyoruz ki, bu Anayasa
ile, Türkiye'nin demokratik bir biçimde işletilmesinde
sıkıntılar vardır. Bu Anayasa, hükümet - yasama den­
gelerini doğru kurmamıştır. Bu Anayasa, sosyal de­
mokrat düşünceye karşı yanlıdır; onun vazgeçemeye­
ceği, dernekler, sendikalar ve meslek odaları ilişkileri­
ne izin vermemektedir. Bu Anayasa, açık bir toplumun
oluşmasının önlenmesine imkân verecek bazı zaaf nok­
talarına sahiptir; nitekim, fevkalade hayatî bir dış po­
litikayı Türk Milletine maletmemiz, Türkiye Büyük
Millet Meclisinde tartışılabilir hale getirmemiz müm-
— 739 -*.
Download