Ağustos 1987 KURBAN BAYRAMI Diyanet ص ِل َ ا َِّٓنا اَ ْع َطيْ َن َ اك ا ْلـكَ ْوث َََۜر َف ه َو الْاَبْ َت ُر َ شانِ َئ َ ِل َر ِب ُ ك َ ك َوا ْن َح َْۜر اِن Muhterem Müslümanlar! Bugün, aziz vatanımızda iman dolu gönüllerle, sağlık sükûn ve huzur içinde Kurban Bayramını idrak etmiş bulunuyoruz. Yalnız bizler değil, İslam âlemindeki milyonlarca Müslüman, bir tek Allah'a inanmanın, Sevgili Peygamberimizin (s.a.s.) yolunda bulunmanın sevinci içinde, bu büyük günü kutluyorlar. Yüz binlerce Müslüman, ilahi vecd ve heyecan içinde Kıbleğahımız olan Kâbe-i Muazzama etrafında tavaf ederek ve Cenab-ı Hakka hamd-ü sena bulunarak hac farizasını yerine getiriyor. Bu münasebetle camilerde bir araya geliyor ve Allah'a hamd ediyorlar. Kurban Bayramındaki şu muhteşem manzaraya bakınız: Bir Allah'a inanan, aynı gayeye yönelen Mü’minlerin, bir anda aynı yerde toplanmalarının manası ne kadar yücedir. Bembeyaz örtüler içinde yüzbinlerce insanın Kâbe’de, Mina'da, hele Arafat'ta aynı günlerde toplanarak, Yüce Rabbimiz’e dua ve niyazda bulunmaları ne ilahi ve ne ibret dolu bir manzaradır. İnsanlara kıyameti, dirilmeyi, mahşerde toplanmayı, mahkeme-i kübra’yı ve hesabı hatırlatan bu muhteşem manzara, ruhları arıtan ve imanı coşturan ilahi bir tecellidir. İslam'ın beş rüknünden biri olan Hac farizasını yerine getirdikten ve bu kutsal şerefe erdikten sonra kurban keserek bayram yapan hacı kardeşlerimize, bizler de keseceğimiz kurbanlarla iştirak ediyoruz. Hep beraber Allah'ın huzurunda divan durarak namaz kılmış bulunuyoruz. Bilindiği gibi bayram, sevinç ve neşe günü demektir. Öteden beri her milletin milli günleri, tarihi hatıralarını canlandıran bayramları bulunmaktadır. Aynı şekilde, bir dine bağlı kimselerin de dini günleri ve dini bayramları vardır. Bayramlar, inananlar üzerinde çok müspet tesirler yapar, dini şuur ve duygularını kuvvetlendirir. Kardeşliğin kuvvetlenmesini sevginin gönüllere dolmasını ve saygının artmasını sağlar. İnsanlara yeni bir heyecan ve çalışma zevki kazandırır. Peygamber Efendimiz Medine'ye şeref verdikleri zaman, Medine halkının iki bayramı vardı. Cahiliye devrinin bütün kötü adetleriyle birlikte Peygamberimiz (s.a.s.), bu bayramları kaldırmış, buna mukabil, Müslümanların iki dini bayramları olduğunu bildirmiştir. Bayramların, bizlere yeni bir gayret, dini ve dünyevi çalışmalarımıza yeni bir canlılık kazandırması bakımından önemi büyüktür. Muhterem Müslümanlar! İşte bugün bütün Müslümanlar böyle bir bayram yapmaktayız. Kutsal kitabımız Kuranı Kerim'in emrine, Hz. İbrahim’in (a.s.) ve sevgili Peygamberimizin (s.a.s.) sünnetine uyarak, Allah rızası için kurban kesmekteyiz. Böylece yaptığımız ibadetler, topluca kıldığımız bayram namazları, bizleri Allah'a kullukta ve İslam kardeşliğinde birleştiriyor. Aramızdaki manevi bağı, birlik ve beraberliği, sevgi ve saygıyı perçinliyor. Başta ana babamızı, sonra akraba ve komşularımızı ziyaret etmek, sevinçlerine katılmak ve üzüntülerini paylaşmak; aile, akrabalık ve komşuluk bağlarını kuvvetlendiriyor. Zenginlerimiz kestikleri kurbanları fakirlere, akraba ve komşularına dağıtarak dinimizin her vesile ile üzerinde durduğu yardımlaşma ve dayanışma emrini yerine getiriyorlar. Fakir ve yoksul kardeşlerine yardım elini uzatıyorlar. Hayır derneklerini, yurt hizmetinde bulunan milli cemiyetleri ve vakıfları gözetiyorlar. Böylece fakirlerin yoksulların yetim ve kimsesiz çocukların bayramın sevincine katılmalarına vesile oluyorlar. O halde samimi birer Müslüman olarak, bu bayramları, yüce dinimizin bildirdiği fayda ve hikmetlere uygun olarak değerlendirmeliyiz. Dini örf, adet ve ahlakımızı korumalı ve geliştirmeliyiz. Yüce Rabbimizin ve sevgili peygamberimizin emir ve öğütlerine uyarak, bayramlarda mali imkânlarımız nispetinde fakir ve yoksul kardeşlerimize yardım etmeli, yetimleri sevindirmeliyiz. Ana ve babamızı, hoca ve büyüklerimizi, komşu ve akrabamızı ziyaret ederek gönüllerini hoş etmeliyiz. Hastaları unutmamalıyız. Onları da ziyaret etmeli, şifalar dilemeliyiz. Kestiğimiz kurbanların etini, yokluk içinde kıvranan ve et yüzü görmeyen fakirlere ikram etmeliyiz. Müslümanların birbirilerine dargın durması doğru değildir. Bayramlarda dargınlar mutlaka barışmalı ve barıştırılmalıdır. Bu bayramları bize hediye eden Peygamberimiz, sebep ne olursa olsun, üç günden fazla küs durmayı yasaklamıştır. Bu emre uyarak küslerin barışması, dargınların konuşması, kin ve intikam duygularının atılması ve kan davalarının unutulması, bayramda verilecek güzel hediyeler olacaktır. Bütün Müslümanların, yurt dışındaki işçilerimizin ve Kıbrıs’taki soydaşlarımızın Kurban Bayramları mübarek olsun. Bu mübarek bayramın milletimiz için birlik ve beraberlik refah ve saadete, bütün Müslümanlar için de hayır ve berekete vesile olmasını Yüce Allahtan niyaz ederim.